Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w83 1/12 s. 4-7
  • Kıtlık—Bunun Anlamı Nedir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Kıtlık—Bunun Anlamı Nedir?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Bolluk İçinde Kıtlık
  • “Yer Yer”
  • “İnsan Tarihinde Eşsiz”
  • İyi Haber
  • Yağız At—Kıtlık
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
  • Günümüzdeki Yiyecek Sıkıntısı Hakkında Kutsal Kitap Ne Diyor?
    Ek Konular
  • Son Günler Açlık, Veba, Çevre Kirliliği Ve Gökteki Krallığın İlan Edilmesi
    Uyanış!—1988 (Bilimsel Seri 25-28)
  • Dolu Dizgin Dört Atlı!
    Vahiy—Görkemli Doruğu Yakındır!
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
w83 1/12 s. 4-7

Kıtlık—Bunun Anlamı Nedir?

SON yıllarda tarımın büyük aşamalar kaydetmesine rağmen, insanlık 1914’ten beri birçok kıtlıkla karşılaşmıştır. Bu kıtlıkların, İsa’nın verdiği peygamberliği ve resul Yuhanna’nın rüyetinin bir gerçekleşmesi olup olmadığını anlamak için, bunlardan bazılarını inceleyelim. Eğer onların gerçekleştiği görülüyorsa, o zaman biz 20. yüzyılın kıtlıklarını dünya tarihinde karşılaşılan kıtlıklardan farklı kılan etkenlerin var olup olmadığını aramaya çalışalım.

Bolluk İçinde Kıtlık

Bazıları, bugün yeryüzünde bolluk olduğundan, kıtlığı sembolize eden yağız atın günlerimizde dünyada dolaştığını iddia etmenin mantıksız olduğunu düşünebilirler. Fakat Mukaddes Kitap, o zaman herkesin aç olacağını söylememişti. Netekim rüyette ana gıda maddeleria için çok yüksek fiyatlar ilan eden ses, ayrıca şunu da söylemişti: “Zeytinyağı ve şaraba zarar etme.” (Vah. 6:6) Zeytinyağı ve şarap lüks şeylerdi. Dolayısıyla Vahiy kitabı, bazıları açlık çekerken, başkalarının ise, lüks şeylere sahip olacağını göstermektedir.

İsa da, kıtlıklar hakkında peygamberlik ederken, şöyle bir uyarıda bulunmuştu: “Sakının da aşırı yemek (YD), sarhoşluk, ve bu hayatın kaygıları ile yürekleriniz fazla ağırlaşmasın, ve o gün sizin üzerinize bir kement gibi ansızın gelmesin.” (Luka 21:34, 35) Bazıları, kıtlık çekerken, diğerleri fazla yemenin ve içmenin tehlikesi içinde olacaklardı. Bugün, durum acaba böyle midir?

Evet, netekim alınan haberlerden, bazı insanların yaşam standartlarının yükselmesinin, başkalarının aç kalmasına neden olduğu öğreniliyor. “Yaşam standardının yükselmesi ve dünya çapında artan gıda talebi, fakir ülkelerin gıda ihtiyaçlarını ithal etmelerini zorlaştırarak, gıda fiyatlarına baskı yapmıştır. [Gıdanın daha pahalı olmasına neden olmuştur].” (The New York Times, 16 Ağustos 1981) Başka sözlerle, bazılarının ‘aşırı yemesi’, diğerlerinin “kıtlık” çekmelerini artırmıştır.

“Yer Yer”

İsa “yer yer kıtlıklar” olacağını bildirerek uyarıda bulunmuştu. (Mat. 24:7) 1914’ten beri böyle oldu mu? Evet. Sadece birkaçını sayalım: 1921’de S. S. C. B.’nde, açlık yaklaşık olarak 5 milyon kişinin ölümüne neden oldu; 1929’da Çin’de tahminen 3 milyon kişiyi öldürdü. 1930 yıllarında gene S. S. C. B.’nde 5 milyon kişi açlıktan öldü. Sadece bir yıl önce, Büyük Sahra’nın sınır komşusu olan ülkelerde rastlanan bir kuraklık, sayısız mülteci ve 100.000 kişinin ölümüyle sonuçlandı.

Bununla beraber, resul Yuhanna’nın rüyetinde, kıtlığı temsil eden yağız atın, savaşı temsil eden al atı izlediğini unutmayalım. Dolayısıyla, günümüzdeki kıtlıkların birçoğu, savaşın direkt sonucu olmuştur. (Vah. 6:3, 4) Örneğin, İspanya’daki iç savaş, 1930 yıllarında İspanya’nın başına kıtlık getirmişti. II. Dünya Savaşı, Yunanistan, Polonya, Rusya, Hollanda ve diğer ülkelere kıtlık getirdi. 1943-44 yılları sırasında, kısmen aynı savaştan dolayı, Hindistan’daki Bengal’de kıtlık nedeniyle bir milyon beşyüz binden fazla kişi öldü.

Daha yakın zamanda, yani 1960 yıllarında, iç savaştan dolayı Kongo (şimdi Zaire) ve Nijerya’da yaşayan insanlar açlıktan öldüler. Açlıktan ölen Kamboçyalı çocuklar, ülekelerindeki savaş sırasında gazetelerimizdeki resimlerinde bize kaygı ile bakmışlardı. Son zamanlarda, bir milyondan fazla mülteci Etopya’daki kuraklık ve savaştan dolayı Somali’ye kaçtılar; orada kıtlık tarafından tehdit edilmektedirler. Haber kaynakları, Tayland, Sudan, Zaire, Nikaragua, Honduras ve Pakistan’da bulunan 9 milyondan fazla mültecinin aç kalmakla karşılaştıklarını iddia etmektedir. Bu acıklı hikâye böylece devam etmektedir.

Tarihe göre, savaşlar, kuraklık, haşarat belaları veya başka felaketler kıtlıklara neden olmuştur. Biz diğer nesillerden daha mı çok bu türden kıtlıklar gördük? Kesin konuşamayız, çünkü istatistiklerle ilgili veriler eksiktir. Fakat yüzyılımız payına düşen felaketlere sahne olmuştur ve savaş açısından tarihteki diğer nesillere oranla daha çok çekmiştir.b Böylece, bir bütün olarak kıtlıkların her zamankinden daha fazla olması mümkündür. Tıpkı peygamberlikteki gibi; muhakkak bolluk içinde kıtlık, savaşların doğurduğu açlıklar ve “yer yer” hüküm süren kıtlıklar gördük.

Şimdi zamanımızın farklılığını işaretleyen gelişmekte olan yeni bir tür kıtlık bile vardır.

“İnsan Tarihinde Eşsiz”

The Dimension of World Food Problems (Dünya Gıda Sorunlarının Ölçüleri) adlı eserin yazarı E. R. Duncan, kitabın önsözünde, son zamanlara kadar gıda maddelerinin genellikle nüfus artışıyla birlikte arttığını açıklıyor. Gerçi, felaketler dağınık kıtlıklarla sonuçlandı, fakat halk bu durumdan kurtuldu. Oysa, 1940 yıllarında yeni bir etken sahneye çıktı: Dünyanın uzun vadeli besleme kapasitesini zorlayan hızla artan bir dünya nüfusu. R. Duncan: “Bu durum, insan tarihinde eşsizdir” diyor.

Hindistan buna örnektir. Hindistan, tarihi boyunca şiddetli kıtlıklarla karşılaştı; fakat bugün durum farklıdır. Uluslararası beslenme konusunda yetkili biri olan G. Borgstrom şöyle diyor: “[Hindistan’da] şartlar ancak geçen yüzyılda ve büyük oranda yirminci yüzyılda dayanılmaz hale gelmiştir. Bu gerçek, açlık ile tarihin ayrılmaz arkadaşlar olduğuna dair kolayca söylenen sözlerin ne kadar vurgulansa da yeterli olmayacağını gösterir.”

Devamen şöyle demektedir: “Hemen hemen iki yüz yıl önce, İngiltere bu zengin ülkeye ilk geldiğinde, şimdiki Hindistan’ın sınırları içinde yaklaşık olarak altmış milyon kişi yaşıyordu. Onların yaklaşık on milyonu açlık düzeyindeydi. O zamandan beri, Hindistan’ın nüfusu yedi kat arttı, ve şimdi ancak on milyon kişi gerekli şekilde doyabiliyor; böylece durum tersine dönmüş oldu.”—The Öungary? Hungery Planet (George Borgstrom tarafından.)

Başka ülkelerde de durumlar benzer şekilde gelişmektedir. Gerçi bütün dünyada, teoride hâlâ herkesi doyuracak kadar gıda üretilmektedir. Fakat, nüfus artmaya devam ederse, yakında bu durum da artık bozulacak. Şimdi bile, bir zamanlar ihtiyaçları için yeterli gıda üreten birçok fakir ülke, artık bunu yapamıyor; fakir olduklarından dolayı da halkı doyurmak üzere yeterli gıdayı satın almaya güçleri yetmiyor. Bazen, tüm olarak yeterli gıdaya sahip bir ülkede bile, nüfusun büyük kısmı, gıda satın alamayacak kadar fakirdir. Dolayısıyla kıtlık çekmektedir.

Los Angeles Times gazetesi, geçen yıl şöyle bir haber verdi: “Afrika’daki kıtlık, son altı ayda ağırlaştı ve 28 ülke kıtlık çekmektedir.”

Vancouver Sun gazetesi şöyle dedi: “Bugün ‘normal’ bir yılın sonunda, FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) 450 milyon kişini ölüm derecesinde aç olduğunu ve bir milyar kişinin de yeterli yiyeceği olmadığını tahmin etmektedir.”

Birleşmiş Milletlerin Çocuklar Fonundan gelen bir raporda, 1981’de dünyada yaşayan çocukların 17 milyonunun açlık ve hastalıktan öldüğü tahmin edilmektedir. Bu sayı, 1878-79 yılları arasında Çin’de rastlanan feci kıtlıkta ölenlerin sayısından fazladır.

Açlığa karşı herhangi bir çare var mı? The New York Times gazetesi şöyle bir haber verdi: “Dünya Bankasının hesaplarına göre, gıda maddelerinin ancak şimdiki açlık düzeyinde tutulabilmesi için, gelecek 10 boyunca– gelişen ülkeler tarafından 600 milyar dolarlık bir yatırımın gerekeceği anlaşılmaktadır. Hiç kimse, bu muazzam paranın nereden geleceğine dair kesin bir görüşe sahip değildir.” Dolayısıyla, görünürde hiçbir gerçek çare yoktur.

İyi Haber

Bugün karşılaşılan açlık probleminin genişliği ve ilerde muhtemelen daha da genişlik kazanacağı gerçeği, şimdiye kadar benzeri görülmemiş bir durum oluşturacak. Bununla ilgili olan olağanüstü başka bir şey de var. Görünüşte çözülmesi imkânsız olan başka birçok zorluk bu probleme eşlik ediyor.

Resul Yuhanna’nın rüyetinde, açlığı temsil eden yağız ata, savaşı temsil eden al at ve hastalıkları temsil eden kula at eşlik etmiştir. İsa “yer yer” kıtlıklar olacağını önceden bildirdiği zaman, bunlara anlam ve önem taşıyan depremlerin, vebaların, savaşların ve başka birçok belanın da eşlik edeceğini eklemişti. (Mat. 24:7-14; Luka 21:10-28) Bugün bütün bu şeylerin birlikte cerayan etmesi, İsa ve resul Yuhanna’nın önceden bildirdikleri devrin, şimdi yaşadığımız devir olduğuna işaret etmektedir.

Vahiy kitabındaki dört binicinin birlikte at sürüşü, taç giydirilen İsa’nın “fethederek ve fethini tamamlamaya (YD)” çıktığının bir belirtisi olacak. (Vah. 6:1-8) İsa’nın dünyadaki olaylar hakkında verdiği ayrıntılı tarif, takipçilerinin şu sorularının cevabıydı: “Bu şeyler ne zaman olacak, ve senin huzurunun ve şeyler sisteminin sona erişinin alameti ne olacak?”—Mat. 24:3, YD.

Şimdi önemli günlerde yaşıyoruz. İsa, Kral olarak görünmez şekilde gökte hüküm sürmektedir. Yakında kötü insanları ortadan kaldırıp, kötülüğe sebebiyet veren İblis Şeytan’ı kudretsiz hale getirmekle “fethini tamamla”yacaktır (YD). (Mezm. 37:9-11; Vah. 20:1-3) Bunun için İsa devamen şöyle demişti: “Bu şeylerin vaki olduklarını gördüğünüz zaman, bilin ki, Tanrı’nın krallığı (YD) yakındır.”—Luka 21:31.

Gazetelerde okuduğumuz belaların arkasında duran iyi haber işte budur. Yakında açlığın, yani yağız atın etkisi sona erecek ve Tanrı’nın Krallığı yeryüzüne adil bir hükümet getirecektir. (Mezm. 72:1, 16) Bu durum tüm insanlığın tarihinde iyiye doğru en büyük değişikliği getirecektir. Bunun hakkında bizzat Mukaddes Kitaptan neden bilgi almayasınız? Yehova’nın Şahitleri muhtaç olduğunuz yardımı sağlamaktan sevinç duyarlar. Böylelikle, kıtlığı temsil eden yağız atın feci etkisini anlamış olursunuz.

[Dipnotlar]

a “Bir ölçek buğday bir dinara, ve üç ölçek arpa bir dinara.” (Vah. 6:6) Yuhanna’nın zamanında bir dinar, bir işçinin günlük ücretiydi.—Mat. 20:2.

b Dinsel Serinin 35. Kitabındaki “Birinci Dünya Savaşı ve Ağrıların Başlangıcı” adlı makaleye bak.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş