Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w84 1/1 s. 7-11
  • Dört Atlının İlerlemesi—Bir Alamet

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Dört Atlının İlerlemesi—Bir Alamet
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • DÖRT AT VE BİNİCİLERİ
  • KIR AT VE BİNİCİSİ
  • ZAFERİ SON AŞAMASINA KADAR YERİNE GETİRMEK
  • Atlıların Sırrının Çözülmesi
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1986 (Dinsel Seri 61-72)
  • Atlıların İlerlemelerinden Sonra Harikulade Bir İş
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
  • Dolu Dizgin Dört Atlı!
    Vahiy—Görkemli Doruğu Yakındır!
  • Dört Atlı Kim?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (Halka Yönelik)—2017
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
w84 1/1 s. 7-11

Dört Atlının İlerlemesi—Bir Alamet

“Ve gördüm, ve işte, bir kır [beyaz] at . . . bir al at . . . yağız [siyah] bir at . . . bir kula [solgun renkli] at, ve onun üzerine binmiş olanın ismi Ölümdü; ve ölüler diyarı [Hades, YD] onun ardınca geliyordu.”—Vahiy 6:2-8.

1. Watch Tower Bible and Tract Society’nin başkanı, Brooklyn’de 2 Ekim 1914’te kahvaltı masasına oturmadan önce ne yaptı?

1914 YILININ Ekim ayının ikisi olan cuma günüydü. Merkezi A.B.D. New York, 124 Columbia Heights, Brooklyn’de bulunan Watch Tower Bible and Tract Society’nin başkanı, Beytel ailesinin yemek salonuna girdi. Henüz sabahın yedisiydi. Yemek masasındaki yerini almadan önce durdu. Bu şekilde masalarda oturan Beytel ailesinin üyelerinin tüm dikkatini üzerine çektikten sonra, ellerini çırptı ve Hyms of Millenial Dawn adlı ilahi kitabının 162 ve 163. sayfalarında bulunan “Kralımız İlerliyor!” adlı ilahinin 3. mısrasını güven dolu bir sesle iktibas ederek “Milletlerin Zamanları bitti, çünkü kralların günleri doldu” dedi. Daha sonra, Beytel ailesinin kahvaltıdaki günlük dinsel programını yönetmek üzere yerine oturdu.

2. Yönetim Kurulunun başkanı, işaretlenmiş bu yıla ne kadar zaman önce değindi? Bu savaşın içinde ne kadar yaşadı?

2 Yönetim Kurulunu başkanı, çok daha önce, yani MS  1876 yılında The Bible Examiner mecmuasında basılmak üzere takdim ettiği bir makalede, ileriye işaret edip, MS  1914 yılında “Milletlerin Zamanlarının” sona ereceğini ve bunun insanlık için feci sonuçlar doğuracağını belirtmişti. (Luka 21:24) Meselenin şaşkınlık verici yönü, başkan, Brooklyn’deki Beytel ailesine Milletlerin Zamanlarının sona erdiğini ilan ettiği zaman, insan tarihinde görülen I. Dünya Savaşı 66 günden beri devam ediyordu. Bu müthiş kavgaya katılan uluslar, o ana kadar, birbirlerine karşı açtıkları savaşı belirten 14 savaş bildirisi yayımlamışlardı. Dünya hakimiyeti ve dünyanın ticari pazarları uğruna yapılan bu korkunç mücadele son bulmadan önce 29 ulus ve imparatorluk bu savaşa katıldı. Yukarıda uygun sözlerle durumu açıklayan Yönetim Kurulu başkanı, ülkesi olan Kuzey Amerika Birleşik Devletlerinin, Orta Avrupa Güçlerine karşı Britanya İmparatorluğunun müttefiki olarak 6 Nisan 1917’de I. Dünya Savaşına katılmasından önce öldü.

3. Yönetim Kurulunun başkanı, 1914 yılının önemi üzerinde nasıl tekrar ve tekrar durdu? ‘Milletlerin Zamanları bitti’ dediği zaman ne hissedebildi?

3 Yönetim Kurulunun başkanı, 1879 yılından beri “Watch Tower” mecmuasının sütunlarında ve özellikle 1889 yılında yayımlanan The Time Is at Hand (Vakit Yakındır) kitabında, 1914 yılının önemi üzerinde tekrar ve tekrar durmuştu. O, bu unutulmayan yılın 2 Ekim tarihine kadar cereyan eden dünya olaylarından, alenen ilan ettiği beyanatının sağlam temellere dayandığına dair yeterince güven kazanmıştı. Mukaddes Kitabın, Tanrı’nın tayin ettiği vakitler veya zamanlar hakkındaki peygamberliklerinin kronolojisini veya zaman cetvelini çok titiz ve dikkatli şekilde inceleyen biri olarak bu yönden haklı çıktığını hissedebilmişti.

4. Yönetim Kurulunun başkanı, ölümünden önce kimlerin harekete geçtiğini gördü? Bu neyin ‘alametiydi?’

4 Böylece Yönetim Kurulunun başkanı, 31 Ekim 1916 salı gecesi beklenmedik ölümünden önce, Mukaddes Kitap kronolojisine göre, Milletlerin Zamanlarının sona erdiği yıldan başlamak üzere Vahiy’deki dört atlının ilerlemesini görebildi. Apokalips veya Vahiy kitabı, genellikle Yeni Ahit adı verilen Hıristiyan Yunanca Mukaddes Yazıların son kitabıdır. Dört atlının ilerlemesi, insan ailesinin zaman akışı içinde nerede bulunduğundan, dünyaca önem taşımaktadır. Bu, bizim, İsa’nın şakirtlerinin ‘şeyler sisteminin sona erdiği’ zaman diye adlandırdıkları dönemde yaşadığımızı kanıtlamaktadır. (Matta 24:3) Bu binicilerin ilerlemelerinin bir ‘alamet’ veya ‘işaret’ olduğu Vahiy’nin ilk ayetinde belirtilmektedir. O ayette şunları okuyoruz: “İsa Mesihin Vahiydir; onu Allah yakında vaki olması lâzım gelen şeyleri kullarına göstermek için kendisine verdi; ve o meleği vasıtası ile gönderip kulu Yuhannaya onu işaret etti.”—Vahiy 1:1.

5. Mukaddes Kitabın çeşitli tercümeleri, Vahiy’deki sembolleri birbirinden farklı olarak nasıl sunmuşlardır? Vahiy kitabı, giriş sözlerinde belirtildiği gibi, nelerle doludur?

5 Dört atlının ilerlemesi, Vahiy 6:1-8’de belirtilmektedir. İlginç ki, New World Translation’da ve The Emphasised New Testament’da ‘onu alametlerle bildirdi’ terimi kullanılırken, King James Version veya 1611’de yayımlanan Authorized Version’u, B. Wilson’un The Emphatic Diaglott’u ve Young’ın Literal Translation of the Holy Bible’ı ‘onu işaretlerle anlattı’ terimini kullanmaktadır. Giriş sözlerinde belirtildiği gibi, Mukaddes Yazıların son kitabı olan Vahiy, insan tarihinde büyük bir önem taşıyan olayları anlatan alametlerle ve sembollerle doludur. Bu olaylar, ilerde, yani ‘yakında’ yerine gelecektir.

DÖRT AT VE BİNİCİLERİ

6. Kimler, Vahiy 1:3’de önceden bildirilen mutluluğa erişebilirler? Nasıl?

6 M.S. 98 yılı dolaylarında ölen resul Yuhanna’dan sonra geçen 18 yüzyıl boyunca, bu olayların yerine geldiğini kanıtlayan hiçbir tarihsel gelişme olmamıştır. Bu nedenle, dikkatimizi MS  20. yüzyıla çeviriyoruz. Böylece bu heyecan verici yüzyılda, resulün ilhamla önceden bildirmiş olduğu şu mutluluğa erişmenin hatırlatıldığını görüyoruz: “Okuyana, ve peygamberliğinin sözlerini dinliyenlere, ve onda yazılmış olan şeyleri tutanlara ne mutlu; çünkü vakit yakındır.” (Vahiy 1:3) Mutluluğa erişebilmek için, dört ata ve binicilerine dair verilen ‘işareti’ inceleyelim. Vahiy 6:1-8 ayetlerini okuyalım:

7. Tanrı’nın Kuzusu, elindeki tomarın ilk mührünü açtığı zaman, Yuhanna ne gördü?

7 “Ve Kuzu [İsa Mesih], [elindeki tomarda bulunan] yedi mühürden birini açtığı zaman, gördüm, ve dört canlı mahlûktan birinin gök gürlemesi gibi sesle: Gel, dediğini işittim. Ve gördüm, ve işte, bir kır (beyaz) at, ve onun üzerine binmiş olanın yayı vardı ve kendisine bir taç verildi; ve yensin diye yenerek çıktı.”

8. Tomarın ikinci mührü açıldığı zaman resul Yuhanna ne gördü?

8 “Ve ikinci mührü açtığı zaman, ikinci canlı mahlûkun: Gel, dediğini işittim. Ve başka bir at, bir al at çıktı; ve onun üzerine binmiş olana, dünyadan barışı (YD) kaldırmağa, ve birbirlerini boğazlatmak için ruhsat verildi; ve kendisine büyük bir kılıç verildi.”

9. Üçüncü mührü açtığı zaman Yuhanna ne gördü ve işitti?

9 “Ve üçüncü mührü açtığı zaman, üçüncü canlı mahlûkun: Gel, dediğini işittim. Ve gördüm, ve işte yağız (siyah) bir at ve onun üzerine binmiş olanın elinde bir terazi vardı. Ve dört canlı mahlûkun ortasında sanki bir sesin: Bir ölçek buğday bir dinara, ve üç ölçek arpa bir dinara; ve zeytinyağı ve şaraba zarar etme, dediğini işittim.”

10. Dördüncü mühür açıldığı zaman Yuhanna rüyette ne gördü ve işitti?

10 “Ve dördüncü mührü açtığı zaman: Gel, diyen dördüncü canlı mahlûkun sesini işittim. Ve gördüm, ve işte, bir kula (soluk renkli) at, ve onun üzerine binmiş olanın ismi Ölümdü; ve ölüler diyarı [Hades, YD] onun ardınca geliyordu. Ve onlara kılıçla ve kıtlıkla ve öldürücü belalarla (YD) ve dünyanın vahşi hayvanları ile öldürmek için dünyanın dörtte biri üzerine hâkimiyet verildi.”

KIR AT VE BİNİCİSİ

11-13. (a) Kır at neyi temsil ediyor? Binicisi nasıl biridir? (b) Kır atın binicisi, Mezmur yazarının değindiği hangi kişiyi temsil eder? (c) Pavlus, İbraniler 1:8, 9’da bu peygamberliği kime uygular?

11 Harfi bir atın gittiği gibi hızla giden bu kır at, bir kraliyet ulaşım aracının ve binicisi ise, adil ve temiz bir kralın sembolüdür. Bu hızlı ulaşım aracının binicisi, kendisine krallık tacı verildiği için, yeni kral olmuş birini temsil ediyor. Elinde bir yay taşıdığına göre, o savaşan bir kraldır. Ayrıca, Krallığının son düşmanını da yenmek üzere yenerek gidiyor. Bu, tam bir zaferi simgeler! Buna uygun olarak ona, kralların savaşta kullandıkları büyük bir kılıç da verilmiştir. 20. yüzyılımızda, bu sözler acaba kimin üzerinde gerçekleşti? Şüphesiz 45. Mezmuru yerine getiren Kralın üzerinde. Orada şunları okuyoruz:

12 “Yüreğim iyi bir sözle coşuyor; Kıral için yaptıklarımı söyliyorum; . . . . Ey kudretli, beline kılıcını, celâlini ve haşmetini kuşan. Ve hakikat, alçakgönüllü (YD) ve adalet uğruna, haşmetinle, muvaffakiyetle bin; ve sağ elin sana korku uyandıran (YD) işler öğretir. Okların sivridir; onlar kıralın düşmanları yüreğindedir; kavmlar senin altına düşerler. Tahtın ebedi ve daimidir, ey Allah; krallığının asası doğruluk asasıdır. Adalet (YD) seversin ve kötülükten nefret eylersin; bunun için Allah, senin Allahın, seni arkadaşlarından ziyade meserret yağı ile meshetti.”—1-7. Ayetler.

13 Resul Pavlus, İbraniler 1:8, 9’da, Mezmur 45:6, 7’den iktibas ettiği bu sözleri, Tanrı’nın Oğlu İsa Mesih’e uyguluyor. Şu halde zaferle ilerleyen bu kır atın binicisi, şüphesiz 1914’de Milletlerin Zamanlarının sona ermesiyle gökte taç giyen İsa Mesih’dir.

14. (a) İsa sanki taç giyecekmiş gibi Yeruşalim’e ne zaman ve ne üzerine binmiş olarak girdi? Böylece hangi peygamberliği yerine getirdi? (b) İsa o sırada bir hayvana binmekle hangi ünlü atasının örneğine uymuş oldu?

14 İsa Mesih’in, bir kral olarak, Yeruşalim’deki mabette taç giyecekmiş gibi Yeruşalim’e girişini hatırlayalım. O zaman o, beyaz bir ata binmemişti. Bir sıpaya binmişti. Böylece Zekarya 9:9’daki şu peygamberlik yerine gelmişti: “Ey Sion kızı, büyük sevinçle coş; ey Yeruşalim kızı, bağır; işte, kıralın âdildir, ve kurtarıcıdır; alçak gönüllüdür, ve bir eşek üzerine, evet, eşek yavrusu sıpa üzerine binmiş sana geliyor.” İsa, bu peygamberliği yerine getirmek üzere MS 33 yılının Yahudi takvimine göre, 10 Nisan günü, bir hayvanın sırtında Yeruşalim’e girmiş ve böylece Yahudilerin, Fıshı kutlayacakları 14 Nisan’a kadar saklamak üzere o gün evlerine aldıkları Fısıh kuzusu yerine, bizzat kendisini Tanrı’nın Kuzusu olarak sunmuştu. İsa, bir hayvanın sırtında Yeruşalim’e girmekle, atası Davud’un oğlu olan ünlü kral Süleyman’ın örneğini takip etmişti. Davud, 40 yıl İsrail krallığının tahtı üzerinde oturduktan sonra, krallıktan çekildiği zaman, taç giymesi için Süleyman’ bir katıra bindirmişti. Başkâhin Tsadok, onun babasının halefi olarak meshettikten sonra İsrail halkı, “Yaşasın kral Süleyman” diye haykırmıştı.—I. Krallar 1:33-40.

15. (a) İsa’nın Yeruşalim’e bir sıpa üzerinde girişine karşı halk nasıl bir tepki gösterdi? (b) Yeruşalim onu nasıl karşıladı? Neden?

15 Acaba İsa, Fısıh’tan dört gün önce Zeytinlik Dağından inerek krallık şehrine sıpayla binmiş olarak girdiği zaman, nasıl karşılandı? Ona refakat etmeğe başlayan kalabalık, o olayın ruhunu anlamış ve onun İsrail’in vaat edilen Mesihî kralı olduğunu hissetmişti. Üzerinden geçmesi için yerlere hurma ağaçlarından kestikleri dalları ve giysilerini sermişlerdi. “İsanın önünden giden ve ardından gelen kalabalıklar: Davud oğluna Osanna! Yehova’nın (YD) ismile gelen mubarek olsun; ey yücelerde Osanna! diye bağırıyorlardı.” (Matta 21:1-9) Halk böyle bir tepki göstermişti. Oysa Yeruşalim, gözleri önünde gerçekleşen bu peygamberliğe aldırmayan Yahudi dinsel liderlerin etkisi altındaydı. Bu nedenle Yeruşalim, İsa’yı kral olarak karşılamadı.

16. Mabetteki yetkililer, İsa’ya, tüccarlara davrandıklarından nasıl farklı davrandılar?

16 İsa, mabede girdiği zaman, Başkâhin Kayafa, onu Roma İmparatorluğuna bağlı olmayan Mesihî bir kral olarak meshetmedi. Kâhinler, tüccarların mabet alanını ticari amaçlar için kullanmalarına izin vermişlerdi, fakat İsa: “Benim evime dua evi denilecek’ diye yazılıdır; fakat siz onu haydut ini yapıyorsunuz” diyerek, onları azarlayıp dışarı atmakla, bir başkâhinin göstermesi gereken iyi nitelikleri gösterdi. Körler ve sakatlar mabette ona geldiler ve onları iyileştirdi. Fakat Başkâhinler ve yazıcılar onun yaptığı işlerde kusur aradılar ve kendisini “Davud oğlu” ve İsrail krallığının adil yöneticisi olarak kabul etmeyi reddettiler. İsa, onları mabette bırakıp Beytanya’ya gittiği zaman, yeni tahta geçmiş bir kral değildi.—Matta 21:1-17.

17. Pontuslu Pilatus, İsa’nın krallık iddiasıyla nasıl ilgilendi? Pilatus, başkâhinlerin İsa’nın krallığına yönelik isteklerini nasıl önemsemedi?

17 Dört gün sonra, İsa, Romalı Vali Pontuslu Pilatus’un önüne çıkarıldığı zaman, Milletlere mensup olan bu vali, kendisine kral olup olmadığını sordu. İsa, Pilatus’a, Krallığının bu dünyanın bir kısmı olmadığını söyledi. Başkâhinlerin “Kayserden başka kıralımız yoktur” diye bağırmaları üzerine Pilatus, onu, Kafa Kemiği denilen yerde direğe çivilesinler diye askerlere teslim etti. Buna rağmen Pilatus, “Nasıralı İsa, Yahudilerin Kıralı” diye bir yafta yazdırdı ve bunu İsa’nın başının üzerinde işkence direğine astı.—Yuhanna 19:15, 19-22.

18. Hangi önemli gün, Yehova Oğlunu diriltti? Diriltilen İsa göğe çıkmadan önce şakirtlerine hangi veda sözlerini söyledi?

18 Her Şeye Kadir Olan Yehova Tanrı, şehit edilen Oğlunu, Yahudilerin mabette buğday hasadının turfandasını sundukları 16 Nisan günü “ölülerden ilk doğan” olarak diriltti. (Vahiy 1:5) Böylece müstakbel kral, o gün sadık şahitlerine göründü. Kırk gün sonra göğe çıkmadan önce onlara: “Gökte ve yeryüzünde bütün hâkimiyet bana verildi. İmdi siz gidip bütün milletleri şakirt edin, onları Baba ve Oğul ve mukaddes ruh (YD) ismile vaftiz eyleyin” dedi.—Matta 28:18, 19; Levililer 23:10-12; I. Korintoslular 15:20.

ZAFERİ SON AŞAMASINA KADAR YERİNE GETİRMEK

19. İsa, zamanı gelince, hangi peygamberliği yerine getirdi? İsa, o zamandan beri ne tür bir kraldır?

19 Böylece İsa Mesih gökteki ve yerdeki düşmanlarını tamamen yenmek üzere taç giymiş bir kral olarak, sembolik bir kır atın üzerine bineceğini söyleyen peygamberliği yerine getirdi. (Vahiy 6:1, 2) isa, ‘Milletlerin tayin edilmiş zamanlarının’ sonu olan MS  1914 yılından beri, düşmanlarını sanki uzaktan yenmek üzere yayla silahlanan savaşçı bir Kraldır. Gerçekten, bu savaşçı Krala hitaben Mezmur 45:3-8’de şu peygamberane sözler kaydedilmiştir:

20. Mezmur yazarı ona ne yapılmasını söyledi?

20 “Ey kudretli, beline kılıcını, celâlini ve haşmetini kuşan. Ve hakikat alçakgönüllülük (YD) ve adalet uğruna, haşmetinle, muvaffakiyetle bin; ve sağ elin sana korku uyandıran (YD) işler öğretir. Okların sivridir; onlar kıralın düşmanları yüreğindedir; kavmlar senin altına düşerler. Tahtın ebedi ve daimidir, ey Allah; kırallığının asası doğruluk asasıdır. Adaleti (YD) seversin ve kötüden nefret eylersin; bunun için Allah, senin Allahın, seni arkadaşlarından ziyade meserret yağı ile meshetti. Bütün esvabın mür, öd ve tarçın kokar; fildişi saraylardan sazlar seni sevindirir.”

21. (a) Mezmur yazarının sözlerinin izzetlendirilmiş İsa Mesih’e uygulandığından nasıl emin olabiliyoruz? (b) Mezmur 45:5’deki kayda göre, onun oklarını düşmanlarının yüreklerine isabet ettireceği nasıl kuvvetle belirtilmiştir?

21 Resul Pavlus, İbraniler 1:8, 9’da Mezmur 45:3-8’i iktibas edip bu sözleri şimdi çok yüksek mevkiine dikkat çekerek İsa Mesih’e uyguluyor. “Korah oğullarının” ilham altında değindikleri ‘Kıralın’, hakkıyla tahta geçen İsa Mesih olduğu kesinlikle anlaşılıyor. (45. Mezmur’un başlangıç sözlerine bak) Onun ‘yayından’ çıkan oklar, Krallığının düşmanlarının yüreklerine, at üzerindeyken ustalıkla yay çeken Partlıların oklarından çok daha isabetli vuruşlar oluşturacaktır.

22. (a) Bu kır atlıya Vahiy’in başka hangi kısmında değiniliyor ve hangi ismi taşıyor? (b) Gözlerimiz hangi rüyeti görerek mutlu olabilir? Gördüklerimiz karşısında nasıl bir tepki gösteriyoruz?

22 Vahiy 6:2’de tanımlanan kır atın binicisiyle, Vahiy 19:11-16’da tanımlanan kır atın binicisi aynı kişidir. Vahiy 19:11-16’da o, “Tanrı’nın Sözü” (YD) diye adlandırılıyor ve kalçalarının üzerinde “Kıralların Kıralı ve Rablerin Rabbi” diye yazılmış bir isim taşıyor. Bu ayetlerde o, Armagedon savaş alanında veya Megiddo Dağında “her şeye kadir olan Allahın büyük gününün savaşında (YD)” son zaferi kazanırken, yani düşmanlarına karşı giriştiği savaşın doruğundaki durumda tanımlanıyor. (Vahiy 16:14-16; 19:17-21) O zaman İblis olan Şeytan’ın ve cinlerinin gözle görünmez şekilde uçurumda bin yıl hapsedilmek üzere bağlanmalarına sıra geliyor. (Vahiy 20:1-3) İman sayesinde, 1914’de Milletlerin Zamanlarının sona ermesinden beri tahtta bulunan Kralın ‘kır atla’ geldiğini gören gözlerimize ne mutlu! Onun büyük başarısı yüreklerimizi titretiyor. Hepimiz: ‘Kır ata binen Kral, peygamberane alameti Veren Yehova Tanrı’nın evrensel egemenliğinin hakkını teyit etmek üzere Armagedon’daki zaferine doğru ilerle!’ diye haykırıyoruz.

ŞU SORULARI NASIL CEVAPLANDIRACAKSIN?

Atlılar ne zaman atlarını sürmeye başladılar?

O zaman beklenen hangi şey yerine geldi?

İlk atlı daha önce hangi ilerlemeyi yapmıştı ve nasıl karşılanmıştı?

Vahiy 6:1, 2; 19:11-16 ve Mezmur 45:3-8, bu atlının daha sonraki ilerlemesinin amacını ve nedenini nasıl gösteriyor?

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş