Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w85 1/6 s. 31-32
  • İlginç Sorulara Cevaplar

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • İlginç Sorulara Cevaplar
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Benzer Malzeme
  • İshak İyi Bir Kadınla Evleniyor
    Mukaddes Kitap Öyküleri
  • Rebeka—Tanrı’dan Korkan Kararlı Bir Kadın
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2004
  • Tanrı’yı Memnun Etmek İsteyen Bir Genç Kız
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2010
  • ‘Gitmek İsterim’
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (Halka Yönelik)—2016
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
w85 1/6 s. 31-32

İlginç Sorulara Cevaplar

İbrahim (ve daha sonra İshak) karısını kızkardeşi olarak tanıttığı zaman acaba bu, Orta Doğu’da bir zamanlar var olan hem kızkardeş hem karı ilişkisinin bir örneği miydi?

Çağdaş bilim bu kuramı öne sürdü, ama İbrahim’in ve İshak’ın davranışlarının altında daha fazla şeylerin yattığı belliydi.

Profesör E.A. Speiser The Anchor Bible adlı kitapta hem kızkardeş, hem karı fikrini sundu. Mezopotamya’nın kuzeyinde yaşamış oldukları anlaşılan eski Hurrianlar’a dikkati çekti. Hurrianlar, İbrahim’in de bir zaman oturduğu ve Rebeka’nın da yaşamış olabildiği Haran’ın sakinleriydiler. Speiser şöyle yazdı:

“Hurrian toplumunda zevcenin, kan bağlarına bakılmaksızın, hukuki açıdan kızkardeş durumunda bulunduğu zaman, evlilik bağları en güçlü ve vekarlı durumdaydı. Bu nedenle, bir erkek, bir kızla evlendiği zaman, bazen onu kızkardeşi olarak resmen evlat edinirdi. Bu işlem için attığı ilk adım hukuki kayıtlara yazılırdı. Bu kızkardeşlik düzenlemesinin çiğnenmesinde verilen ceza, evlilik sözleşmesinin ihlal etmekten daha ağırdı, . . . . Hem kızkardeş hem karı ilişkisine çoğunlukla Hurrian toplumunun üst tabakalarında rastlanırdı. . . . . Rebeka, sadece Hurrianlar’ın hâkim olduğu Haran’ın bir sakini değildi, ağabeyi Laban tarafından bir aracı yoluyla İshak’a karı olarak verilmişti. . . . . Böylece, hem İbrahim ile Sara’nın hem de İshak ile Rebeka’nın evliliklerinin hem kızkardeş hem karı kategorisine sokulması için yeterli neden vardır.”

Tekvin kitabı bize, İbrahim’in iki seferinde (aslında üvey kızkardeşi olan) karısı Sara’yı karısı değil de kızkardeşi olarak tanıttığını anlatır. Bu olay, onların Mısır’da ve daha sonra Filisti diyarında oldukları sırada oldu. (Tekvin 12:10-20; 20:1-7) İshak da Rebeka için böyle davrandı. Rebeka İshak’ın akrabası olduğu için onu kızkardeşi olarak tanıtabildi.—Tekvin 26:6-11.

Bu olaylardan, İbrahim ile İshak karılarının kızkardeşleri olarak da düşünülmesini istediler; çünkü bu güzel kadınların evli oldukları bilinseydi, kocalarının hayatı tehlikeye girebilirdi. (Tekvin 12:12; 26:9) Böylece, bu erkeklerin, korunmak için hem kızkardeş hem karı ilişkini öne sürmedikleri anlaşılıyor; gerçek gayeleri, Sara ile Rebeka’nın evli durumlarını gizlemekti.

İbrahim. üvey kızkardeşiyle evlendiyse de, Tanrı’nın İsrail’e böyle bağları yasaklayan kanunları henüz vermeden önce bunu yaptı. Bununla beraber, birçokları onun, (ve İshak’ın) karısını kızkardeşi diye tanıtmasını eleştirdiler. Tabii, Mukaddes Kitabın, bazı olaylardaki davranışı tasvip etmediği halde ondan sözettiğini unutmamalıyız. (Tekvin 9:20, 21; 19:30-38) Böyle olmakla beraber İbrahim ile Sara’nın ve İshak ile Rebeka’nın yaptıklarını, Tanrı’nın gözündeki örnek durumlarına uygun olarak düşünmek mümkündür.

Bu olaylardan önce, Tanrı, İbrahim’e şöyle dedi: “Seni büyük millet edeceğim, ve seni mubarek kılacağım, ve senin adını büyük edeceğim; ve bereket ol; ve seni mubarek kılanları mubarek kılacağım, ve sana lânet edene lânet edeceğim; yeryüzünün bütün kabileleri sende mubarek olacaktır.” (Tekvin 12:2, 3) Yehova, aynı zamanda, bu bereketin İbrahim’in zürriyetine bağlı olduğunu belirtti. (Tekvin 15:4, 5; 17:4-8; 22:15-18) Dolayısıyla her ikisi de, yani İbrahim (ve daha sonra İshak) bir zürriyet meydana getirmek için hayatta kalmalıydılar.

Bu durum, İbrahim ile İshak’ı sadık karılarını kızkardeşleri olarak tanıtmaya sevk etmiş olabilir. İbrahim’in, çekici bir kadın olan Sara’nın yasal kocası ve İshak’ın, alımlı karısı Rebekanın kocası olduğunun alenen bilinmesi, zürriyetin soy hattını tehlikeye sokabilirdi; böylece bu imanlı erkekler, tehlikeli diyarda bulunurken ilişkilerinin bu şekilde bildirilmesinin sağduyulu bir davranış olduğuna dair karar vermiş olabilirler.

Sara bir iman örneği ve “Tanrı’ya ümit bağlayan’ bir kadın olarak tanıtılmıştır. (I. Petrus 3:5, 6; İbraniler 11:11) O, duruma göre, aile reisinin verdiği kararları kabul etti ve belirli bir zaman için, evli olduğunu bildirmedi. Onun bencillikten uzak bir düşünceyle bunu yapmış olduğunu, böylece bütün insanlığın mübareklemesi için kişisel duygu ve ilgisinden vazgeçmiş olduğun görmek lütufkâr bir davranış olacaktır. Yehova’nın Sara’yı Firavun’dan ve daha sonra Gerar kralı Abimelek’ten koruduğunu göre Rebeka’nın da, kuvvetli bir imana sahip olan İshak ile bu tür bir işbirliği yapmakta güven içinde benzer bir hareket tarzında bulunmasına şaşmamak gerekir.—İbraniler 11:20.

Dolayısıyla, Kenân ve Mısır’daki insanların Haran’da mevcut olduğu bilinen hem kızkardeş hem karı ilişkisi hakkında bilgileri olsun veya olmasın, söz konusu etkenlere göre, yüksek prensipler ve gayretler, İbrahim ile Sara’yı ve İshak ile Rebeka’yı bu hareket tarzına sevk etti.

Hakiki Hıristiyan hayat tarzının şimdi bile yaşamaya değer olduğu söylendiğine göre, Pavlus neden acaba şöyle yazdı: “Eğer yalnız bu hayatta Mesihe ümit bağlamış isek, insanların hepsinden ziyade acınacak adamlarız”?

Hakiki Hıristiyanlık kesinlikle iyi ve tatmin edici bir hayat tarzıdır. Resul Pavlus’un I. Korintoslular 15:19’daki açıklaması ise, ümidi yüzünden ıstırap çeken bir kişinin, eğer bu ümidi temelsiz ise, acınacak durumda olduğunu gösterir.

Hakiki Hıristiyanlığı uygulamakla sağlanan bir hayat tarzının iyi olduğu sonucuna varmak için bol deliller var. Bunun bazı kanıtlarına değinelim. İsa’nın hakiki bir takipçisi, kendisine ilgi gösteren, ruhi ve maddi yönden yardım sunmaya istekli olan temiz, sevgi dolu ve sağlıklı insanların oluşturduğu cemaatin bir üyesidir. Tanrı’nın öğüdüne uygun hareket ettiğinden, birçok fiziksel tehlike ve hastalıklardan korunur; örneğin ahlâksızlıktan, aşırı içkiden, sigara kullanmaktan ve uyuşturucuların suiistimalinden ileri gelen bozukluklardan uzak kalır. (Romalılar 1:26, 27; I. Korintoslular 7:1; Efesoslular 4:18, 19) Kişi hayatın anlamından ve gittiği yönden emin olmayan bir tutumla öteye beriye sürüklenmez; bunun yerine Yaratıcısı ile kurduğu yakın ilişkisini takdir eder ve Tanrı’nın iradesini yapmaktan tatmin duyar. Mukaddes Kitaba dayanan Tanrı’nın prensiplerine uyması, ailesinin daha emin ve başarılı olmasını sağlar. İsa’nın hakiki bir takipçisi dürüst olduğundan, işçi olarak da aranır ve işten çıkarılma yönünden daha az ihtimalle karşılaşır.

Bu kısaltılmış liste bile, hakiki Hıristiyan hayat tarzının kesinlikle zengin ve yaşamaya değer bir hayat olduğunu gösterir.

Böyle olmakla birlikte, hakiki bir Hıristiyan arasıra muhalefetle, zulümle, hatta şiddetle bile karşılaşacaktır. (II. Timoteos 3:12) İsa böyle olacağını önceden bildirmişti. (Matta 24:9, 10; Markos 8:34; 10:30; Luka 21:12; Yuhanna 16:2) Eski Korintos şehrindeki Hıristiyanlar bunu biliyorlardı. Onlar bir zamanlar, ‘Tanrı’nın cemaatine zulmetmiş olan’ Pavlus’un, şimdi zulüm gördüğünü fark etmişlerdi. Pavlus onlara şöyle yazdı: “Sövülünce, hayırdua ederiz; eza çekince, sabrederiz.” (I. Korintoslular 15:9; 4:12; II. Korintoslular 11:23-27) O, durumu şöyle muhakeme etti: “Biz niçin her saat tehlikede bulunuyoruz? . . . . her gün ölümle karşı karşıya kalıyorum. Eğer Efesosta vahşi hayvanlarla insanca cenkleştimse, bana ne faidesi var? Eğer ölüler dirilmiyorlarsa, yiyelim ve içelim, çünkü yarın öleceğiz.”—I. Korintoslular 15:30-32.

Öyle ise, hakiki Hıristiyanların karşılaştıkları zulümler, ümitleriyle bağlantılıdır. Eğer bu ümit bir hayal ürünüyse, çektikleri zulüm anlamsız olacaktı. Bu nedenle şöyle diyebildi: “Eğer yalnız bu hayatta Mesihe ümit bağlamış isek, insanların hepsinden ziyade acınacak adamlarız.”—I. Korintoslular 15:19.

Oysa Pavlus kesinlikle Mesih’in diriltilmiş olduğunu biliyordu. İsa, diriltildikten sonra, Pavlus dahil, yüzlerce şahide görünmüştü. (I. Korintoslular 15:3-8) Bundan dolayı o, Korintosluları önemle şöyle teşvik etti: “Bunun için, ey sevgili kardeşlerim, sizin emeğinizin Rabde boş olmadığını bilerek, sabit, sarsılmaz, ve daima Rabbin işinde artmak üzere olun.”—I. Korintoslular 15:58.

Pavlus, ne kendisinin, ne de Mesih uğruna eza çeken diğer iman kardeşlerinin acınacak durumda olduğu kanısındaydı. O, dolgun, hatırlanmaya değer, hatta gıpta edilebilen bir hayat yaşadı. Şu sözler onun için doğru olduğu kadar, bizim için de doğru olabilir: “Tanrısal bağlılık şimdiki ve gelecek hayatın vaadine malik olarak her iş için faidelidir.”—I. Timoteos 4:8.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş