Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w85 1/9 s. 31-32
  • İlginç Sorulara Cevaplar

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • İlginç Sorulara Cevaplar
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Benzer Malzeme
  • Krallık İkiye Bölünüyor
    Kutsal Kitaptan Değerli Dersler
  • Kutsal Kitaptaki Sırası 14—2. Tarihler
    ‘Kutsal Yazıların Tümü Tanrı İlhamıdır ve Yararlıdır’
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2016
  • Biliyor muydunuz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2008
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
w85 1/9 s. 31-32

İlginç Sorulara Cevaplar

İki sıptlık Yahuda krallığı, MÖ  607’de Babil’e esir götürüldüğüne göre, nasıl oldu da 70 yıl sonra, Babil’den İsrail’in on iki sıptından bazıları döndüler?

Bunun için, başlıca iki nedenin bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk olarak, İsrail bölünüp 10 sıpt diğerlerinden ayrıldığı zaman, 10 sıpttan bazılarının Yahuda diyarında kaldığı görülüyor. İkinci olarak, MÖ  740 yılından önce herhalde 10 sıpttan bazıları İsrail’in putperestliğinden kaçmak için Yahuda diyarına kaçtılar.

İsrail krallığının bölünmesi, Yehova’nın ‘yüreği RABDEN sapan’ Süleyman’a karşı öfkelendiği zaman oldu. Tanrı Süleyman’a şöyle dedi: “Mutlaka krallığını senin elinden çekip alacağım, ve onu senin kuluna vereceğim . . . . onu senin oğlunun elinden çekip alacağım . . . . bir sıptı senin oğluna vereceğim.” (I. Kırallar 11:9-13) Yahuda sıptından olan Süleyman’ın oğlu Rehoboam’a Benyamin sıptı verildi, böylece iki sıptlık güney krallığı meydana geldi.

Rehoboam sadece iki sıpt üzerinde hüküm sürdüğü halde, “Yahuda şehirlerinde oturan İsrail oğulları . . . . [demek ki, kuzeyde on sıpttan bazıları] üzerinde kırallık etti.” (I. Kırallar 12:17; II. Tarihler 10:17’ye de bak.) Bundan başka kuzey krallığının kralı Yeroboam halkı buzağılara tapındırıp kendi kâhinlerin görevlendirdiği zaman, onun krallığının diyarında oturan Yehova’nın kâhinleri ve Levililer Rehoboam’ın yanında toplandılar. Şöyle okuyoruz: “Levililer otlaklarını ve mülklerini bıraktılar, ve Yahudaya ve Yeruşalime geldiler; çünkü RABBE kâhinlik etmesinler diye Yeroboamla oğulları onları attılar.” O zaman “bütün İsrail sıptlarından” temsilciler kâhinlerle Levililere katılıp Yeruşalim’e döndüler. (II. Tarihler 11:13-17) Kral Asa’nın hükümdarlığı sırasında on sıpttan değişik kişilerin kuzey diyarını terk ettikleri kaydedilmiştir.—II. Tarihler 15:9, 10.

M.Ö. 740 yılında Asurlular kuzey başkent Samiriye’yi aldıkları zaman halkın ayaklanmasını engellemek için, fethedilen bölgelerdeki halkı başka yerlere götürme yöntemini uyguladılar. (I. Tarihler 5:6, 26) Böylece kuzey İsrail krallığı varlıktan silindi. Bununla beraber, bu durum o zamanlar on sıpttan güney Yahuda krallığında oturanları etkilemedi. Bunlar da, Yahuda MÖ 607’de düştüğü zaman, Babil’e esir olarak götürülenler arasında idi. Onların torunlarından bazıları, MÖ 537’de Yahudiler vatanlarına dönünce, onların arasında bulunmuş olmalıydılar. Belki de MÖ 740 yılında Asurlular tarafından sürgün edilmiş olanlardan bazıları da Yeruşalim’e dönmüş olabilirler.

İlginç olarak Hezekiel bizzat ismini taşıyan kitabında Babil’de esarette bulunduğu zaman Yahuda için bir peygamber olmasına rağmen, “Yahuda evi”nden çok “İsrail evi”nden söz etti. Üstelik, onun peygamberliği bu iki evin birleştireceğini de gösterdi. (Hezekiel 37:19-28; Yeremya 3:18’e; Hoşea 1:11’e de bak.) Bundan dolayı Babil esaretinden sonra bu iki ev arasında bir ayrım yapılmıyor.

Dolayısıyla on sıptan MÖ 740 yılında diyarından uzaklaştırılması, kimliklerinin kaybolmasıyla sonuçlanmadı. MÖ 537’de vatanlarına dönenler arasında on sıptın temsilcileri de vardı. Böylece Yeruşalim’de tekrar inşa edilen mabedin hizmete açılması hakkında kâhin Ezra şunları söyledi: “Ve İsrail oğulları, kâhinler ve Levililler, ve sürgün oğullarından artakalanlar, bu Allah evinin takdisini sevinçle yaptılar. Ve . . . . bütün İsrail için, İsrail sıptlarının sayısına göre suç kurbanı olarak on iki ergeç arzettiler.” (Ezra 6:16, 17) Dönen artakalanlar arasında, İsrail’in Yahuda ve Benyamin’le birlikte diğer sıptlarından da temsilcilerin bulunduğunu göstererek İşaya şöyle yazdı: “Çünkü kavmın İsrail denizin kumları gibi olsa da, ancak onlardan bir bakiye dönecek.” (İşaya 10:22) Dolayısıyla vatanlarına dönenler arasında İsrail’in tüm sıptlarının temsilcileri de bulunuyordu.

Yehova’ya dua ederken, söylemekten kaçınmamız gereken bazı şeyler var mıdır?

Evet vardır. Dua ederken çok senli benli görünen ve (umumi dualarda) başkalarına karşı saygısız davrandığımız izlenimini bırakan şeyleri söylemekten kaçınmalıyız. “Günaydın, Yehova” veya “İsa’ya sevgimizi söyle” gibi ifadeleri kullanmak uygun olmaz; dualarımıza esprili sözler, hatta şakalar eklemek de uygun değildir. Acaba neden?

Bunun nedeni, böyle ifadelerin umumi dualarda kullanılmasının dinleyiciler üzerinde şok etkisi yapması veya onları gücendirmesidir. (Romalılar 14:21) Özel dualarımızda bile bu gibi ifadelerden kaçınmamız gerektiğinin daha derin nedenleri vardır. Böyle ifadeleri, ancak eşit düzeydekiler arasında yapılan sohbetlerde kullanırız. Bunlar duada kullanılırsa, saygısızlık izlenimi yaratır; böyle dua eden biri, Yehova’ya göre, önemsizliğini unutmuş olduğu fikrini uyandırır.—Tekvin 18:27; Luka 18:9-14 ile karşılaştır.

İsa’nın takipçilerinin Yehova ile yakın bir ilişki kurmaları teşvik ediliyor. O’nu seviyoruz, O, semavi Babamızdır. (Matta 6:9; 22:37) Aslında bazı insanlar, O’nun dostları olarak adlandırılabilirler. (Yakub 2:23) Bundan başka, konuşma cesaretiyle dua etmeye ve en derin düşüncelerimizi ve en samimi sorunlarımızı Yehova’ya açmaya davet ediliyoruz.—Mezmur 55:1, 2; Filipililer 4:6; İbraniler 4:16; I. Yuhanna 3:21, 22.

Bununla beraber, Yehova, Kendisine yaklaşanların doğru bir tutuma sahip olmalarını istemektedir. O şöyle demektedir: “Ben ona, düşküne, ve ruhu kırık olana, ve sözümden titreyen adama bakarım.” (İşaya 66:2) Yürekten samimi olmak da gerekmektedir. Yehova kavmine: “Bana bütün yüreğinizle . . . . dönün” diyor. O’nun önünde liyakatsiz durumdayız; hiçbir şey için hak iddia edemeyiz, bir talepte bile bulunamayız.

Mukaddes Kitap, Yehova’ya dua edenlere şu öğüdü verir: “İnsanlar . . . . ondan korkar; yürekte hikmetli olanların hiçbirine bakmaz.” “Kendisinden korkanların dileğini yapar; ve feryatlarını işitir, ve onları kurtarır.” (Eyub 37:24; Mezmur 145:19; Mezmur 39:5, 12’ye bak.) Yehova böyle dualarımızı işitmeye daima hazır olmakla beraber, O’na hitap etme şeklimiz Kendisine karşı beslediğimiz büyük saygıyı yansıttığı kadar, değersiz olduğumuz bildiğimizi de göstermelidir. O’na başka türlü yaklaşmak, haddini bilmezlik, alçak gönüllülük noksanlığı ve ciddiyet eksikliği fikrini uyandırır.

Bazen çocuklar dua ederken, ana-babaları bile gülümseten çok senli benli ifadeler kullanıyorlar. Böyle ifadeler, çocuksu masumiyetin çekici bir görünüşüdür ve onlar için Yehova’nın ne kadar gerçek olduğunu belirtir. Fakat erginler, duada hangi şeylerin söz konusu olduğunu bilerek bu tür sözlerden kaçınmalıdırlar. Onlar, Yehova’ya samimiyetle, saygıyla, alçakgönüllüklükle, onurla ve ciddiyetle yaklaşmalıdırlar.—I. Korintoslular 13:11.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş