Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w91 1/11 s. 31-32
  • Okuyucuların Soruları

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Okuyucuların Soruları
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
  • Benzer Malzeme
  • ‘Onu Dinlemeye’ Devam Edin
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2021
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1998
  • Tanrı’nın Gökteki Krallığı—Ne Olduğunu Kavrıyor musunuz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • Yehova’nın Şahitleri Kendi Dinlerinin Doğru Olduğuna mı İnanırlar?
    Yehova’nın Şahitleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
w91 1/11 s. 31-32

Okuyucuların Soruları

◼ Matta 7:13, 14 ve Luka 13:24’ten, dirilmede bile çoğu insanın hakiki tapınmayı reddedeceği sonucuna mı varmalıyız?

Hayır, bu ayetler bu sonucu desteklemiyor, çünkü onlar özellikle semavi Krallıkta hayat kazanmakla ilgilidir.

İsa’nın Matta 7:13, 14’teki sözleri Dağdaki Vaaz’ın bir kısmıdır. Şöyle dedi: “Dar kapıdan girin; zira helâke götüren kapı geniş, ve yol enlidir; ve ondan girenler çoktur. Çünkü hayata götüren kapı dar, ve yol sıkışıktır, ve onu bulanlar azdır.”

İsa’nın bu olayda söylediği birçok şey özellikle semavi Krallıkla ilgiliydi. Örneğin, şu sözlerle başladı: “Ne mutlu ruhta fakir olanlara; çünkü göklerin melekûtu (Krallığı) onlarındır.” Yüreği temiz olanların ‘Tanrı’yı göreceklerini’ ve ‘göklerin Krallığının’, ‘adalet uğrunda eza çekenlere’ ait olacağını söyledi. (Matta 5:3, 8, 10) Aynı konuşmanın devamında İsa helake götüren geniş yol ve hayata götüren dar yoldan söz etti. Kısmen şunları da dedi: “Bana: Ya Rab, ya Rab, diyen her adam göklerin melekûtuna (krallığına) girecek değildir; ancak göklerde olan Babamın iradesini yapan girer.”—Matta 7:13, 14, 21.

Luka 13:24’teki sözlerinin, bağlamının gösterdiği gibi, benzer bir anlamı var. İsa ‘Tanrı’nın krallığı’ hakkında iki mesel anlattı. Daha sonra: “Ya Rab, kurtulanlar az mı?” sorusuna İsa şöyle cevap verdi: “Dar kapıdan içeri girmeğe uğraşın; çünkü size derim: Çokları içeri girmek istiyecekler, giremiyecekler.” “Çokları” kelimesi, bir kapının kapanıp kilitlenmesinden sonra girmek için yalvaran insanlara atfediyor. Onlar, ‘Tanrı’nın Krallığında İbrahim, İshak, Yakub ve bütün peygamberlerle’ beraber olmaya layık olmayan “haksızlık işliyenler”dir. Bu “çokları”, ‘Tanrı’nın Krallığına’ girmekte birinciler olacaklarını sandılar, fakat gerçekte sonuncular olacaklardı. Bu da herhalde hiç girmeyecekleri anlamına gelir.—Luka 13:18-30.

Ayetlerin bağlamı, İsa’nın, Tanrı’nın semavi Krallığına girmekten bahsettiğini gösterir. O zamanki Yahudi liderleri uzun bir zaman boyunca Tanrı’nın Sözünü okuma imkânına sahip olarak imtiyazlı bir durumda bulundular. Hor gördükleri halka zıt olarak kendilerini ruhen zengin ve Tanrı’nın gözünde adil sandılar. (Yuhanna 9:24-34) Oysa İsa, mesajını kabul edip tövbe eden vergi mültezimlerinin ve fahişelerin Tanrı’nın tasvibini alabileceklerini söyledi.—Matta 21:23-32; Luka 16:14-31 ile karşılaştırın.

M.S. 33 Pentikost’ta göğe gitme yolu açıldığı zaman, İsa’nın şakirdi olmuş sıradan insanlar ruhi oğullar olarak kabul edilebilirlerdi. (İbraniler 10:19, 20) Büyük kalabalıklar İsa’yı duyduğu halde, onu kabul ederek semavi ümidi kazananlar azdı. Fakat o ödülü alan ruhla meshedilmiş insanların küçük sürüsü, gökte Yehova (daha Büyük İbrahim) ve Oğlu (İshak ile tasvir edilir) ile beraber bir masaya oturan Yakub ile karşılaştırılabilir. Bu imtiyaz çok uğraşmaya değerdi, fakat İsa’yı duyanların çoğu bunu yapmadı.

Dolayısıyla, her iki meselin bağlamından, (hayata ve kurtuluşa giden dar yolda az kişinin bulunması hakkındaki) İsa’nın sözlerinin, ilk başta Tanrı’nın semavi hayat ümidini verdiği zamanda O’nun tasvibine sahip olmakla ilgili olduğu anlaşılır. Hakikat mesajını duyan ve talep edilenleri öğrenen nispeten az kişi karşılık verip sadık olduğunu gösterdi.—Matta 22:14; 24:13; Yuhanna 6:60-66.

Bütün Mukaddes Kitabın mevcut olduğu ve son günler hakkındaki Tanrısal peygamberliklerin açıkça gerçekleştiği bugünlerde bile nispeten az kişinin hakikat mesajına karşılık verip Yehova’ya hizmet etmeye devam ettiğini görmek ilginçtir. Bu durum, İsa’nın değişik topraklarla ilgili meseliyle uyumludur. İsa, bazılarının ‘Krallık sözünü’ duyacağını fakat Şeytan’ın ekileni kapacağını söyledi. Başkaları ise, sözü sevinçle kabul edip de sıkıntı ve eza yüzünden zamanla sürçeceklerdi. Diğerleri ise, “dünyanın kaygısı, ve zenginliğin aldatıcılığı” yüzünden semeresiz olacaklardı.—Matta 13:18-23.

Hüküm Günü boyunca milyonlarca kişi diriltildiğinde, durumun çok farklı olacağından emin olabiliriz. O zaman Şeytan onların yüreğine ekilen hakikat tohumlarını kapmak için serbest olmayacaktır. Onların zulümle veya şimdiki kötü sistemin kaygıları ile uğraşması gerekmeyecektir. Ölülerin diriltilmesi ve milletlerin iyileştirilmeside dahil, Tanrı’nın mucizevi işlerini gördükleri adil bir ortamda eğitileceklerdir. Gerçi, o zaman bile bazıları karşılık vermeyecektir. (Yuhanna 11:45-53 ile karşılaştırın.) Fakat çoğunluğun sözü anlayacağını, karşılık verip kurtulacağını düşünmek akla yakındır.

◼ Yehova Tanrı Âdem ile dolaysız mı, yoksa yegâne tevlit edilmiş Oğlu olan Söz vasıtasıyla mı konuştu?

Mukaddes Kitap, bu soruya açık bir cevap vermiyor. Tanrı, Aden bahçesindeki kâmil insan oğluyla dolaysız konuşmuş olabilirse de, büyük ihtimalle Âdem ile Söz vasıtasıyla iletişim kurdu.

Mukaddes Kitap, sık sık Tanrı’nın aslında bir veya birkaç melek vasıtasıyla yaptığı bir şeyden bizzat Kendisi yapmış gibi söz eder. Örneğin, Tekvin 1:1’de bize şöyle der: “Başlangıçta Allah gökleri ve yeri yarattı.” Mukaddes Kitabın evrenin başlangıcı hakkında söylediklerinin hepsi bu kadar olsaydı, Tanrı’nın onu doğrudan doğruya, sanki Kendi elleriyle yaratmış olduğu sonucuna varırdık. Oysa Yunanca Mukaddes Yazılar bizim anlayışımızı genişletir. Şöyle okuruz: “Göklerde ve yeryüzünde, görünen ve görünmiyen . . . . bütün şeyler onda yaratıldı; bütün şeyler onun [Tanrı’nın Oğlu] vasıtası ile, ve onun için yaratılmıştır.” (Koloseliler 1:15, 16) Başka ayetler de evrenin yaratılışında Oğlun oynadığı rolü doğrular. (Yuhanna 1:3, 10; İbraniler 1:1, 2) Böyle olmakla birlikte, onun rolü, güç veren, yönlendiren ve yaratma sürecini tasarlayan Yehova’ya tabi olan bir işçi gibiydi.—Mezmur 19:1.

Tanrı ilk insana: “Bahçenin her ağacından istediğin gibi ye” dedi. (Tekvin 2:16, 17) Yehova’nın bir megafon veya kısa dalgalı bir radyo gibi mekanik veya elektronik bir alete ihtiyacı yoktu. Dinsel Seri’nin 106. kitabında denildiği gibi: “Âdem kendisiyle konuşanı göremedi. Ses görünmez bir ülkeden geliyordu ve bu sözler kendisiyle ilgiliydi. Bu, insanın Yapıcısının, yani Yaratıcısının sesiydi! . . . . Tanrı’nın sesini duyabilmesi için, insanın çağdaş, karmaşık bir radyo alıcısına ihtiyacı yoktu. Tanrı yarattığı kişiyle direkt olarak konuşuyordu.”

Tanrı bir melek, belki sonra İsa olan Logos veya Söz vasıtasıyla mı konuştu? Bu gayet mümkündü. C. T. Russell dogmatik olmaksızın şöyle yazdı: “Belki İsa, Aden Bahçesinde Âdem için Tanrı’nın Temsilcisiydi.” (The Watch Tower, 1 Şubat, 1915) Tanrı’nın ilk doğan Oğlu, uzun bir süre melek ve insanlar için Baba’sının “Söz”ü veya Sözcüsü olarak yüce bir mevkide çalıştı. (Yuhanna 1:1; 12:49, 50; Vahiy 1:1, 2) Böylece Tekvin kaydı, Tanrı’nın yalnız bulunan Âdem ile doğrudan doğruya konuştuğu izlenimini uyandırsa bile, bu, Tanrı’nın, Oğlu olan Söz dahil, bir melek vasıtasıyla konuşmuş olmasını imkânsız kılmaz. Yehova’nın, insanı yaratırken aslında ‘sevinci âdem oğulları ile’ olan Logos’u kullandığını düşünürsek, bunun böyle olması şaşırtıcı değildir.—Süleymanın Meselleri 8:22, 31; Yuhanna 1:3.

Örneğin, Musa’nın Sina Dağına çıkması olayını ele alalım. Çıkış 19:21-24 şöyle anlatır: “Ve RAB Musaya dedi: . . . . Ve Musa RABBE dedi . . . . Ve RAB ona dedi . . . .” Ondan sonra, On Emir’in verilmesiyle ilgili kayıt şöyle başlar: “Ve Allah bütün bu sözleri söyliyip dedi.” (Çıkış 20:1) Bunda sanki Kanun sözlerini Tanrı’nın Kendisinin söylediği gibi bir izlenim mi uyandırılıyor? Tanrı’nın Musa ile “yüz yüze söyleş”tiğini okuduğumuz zaman bu izlenim daha da destek bulur gibidir.—Çıkış 33:11.

Bununla beraber, bu konu hakkında başka açıklamalar var. Resul Pavlus, Kanun’un “melekler vasıtası ile, bir meyancı elile tertip edilmiş” olduğunu yazdı. (Galatyalılar 3:19) Sonra, Pavlus, Tanrı’nın Kanun’da verdiği talimatları İsa vasıtasıyla takipçilerine verilenler ile açıkça karşılaştırdı: “Eğer melekler vasıtası ile söylenilmiş söz sabit oldu ise, ve her suç ve itaatsizlik haklı karşılığını aldı ise, bu kadar büyük kurtuluşu ihmal edersek, biz nasıl kaçarız? o kurtuluş başlangıçta Rab [İsa] vasıtası ile söylendi, işitenler tarafından bize tasdik olundu.” (İbraniler 2:2, 3) Böylece Tanrı, Kanun sözlerini ne Kendi sesini ne de Logos’u kullanarak söyledi, bunun yerine melekleri kullanmayı tercih etti.

Öyle ise, temel nokta nedir? Tanrı’nın insanlarla konuştuğunu okuduğumuz birçok olayda, O’nun, Kendi adına konuşan itaatli ruhlar vasıtasıyla konuştuğunu görüyoruz. (Tekvin 18:2, 3, 33; 19:1; Çıkış 3:2-4; Hâkimler 6:11, 12, 20-22) İsa’nın Söz olarak adlandırılması, Tanrı’nın başka yaratıklarıyla konuşmak için onu sık sık kullandığı fikrini veriyor. Bu durum, Tanrı’nın kâmil oğlu Âdem’i kapsıyor mu? Büyük ihtimalle.—Luka 3:38.

Logos daha sonra yeryüzündeyken, Baba’sının üç defa bu “son Âdem” ile onun duyabileceği şekilde konuştuğu doğrudur. (I. Korintoslular 15:45; Matta 3:16, 17; 17:1-5; Yuhanna 12:28-30) Bu olaylarda Tanrı değerli Oğlu ile veya onun hakkında neden bir melek aracılığıyla konuşsun? Daha mantıklısı, Yehova’nın doğrudan doğruya konuşmasıydı; kâmil Oğlu ve yanında olan nakâmil insanlar bile, Tanrı’nın Kendi sesini duydular. Böylece kâmil insan Âdem yaratıldığı zaman, sevgi dolu Babası bu kâmil yeni yaratılışla dolaysız olarak konuşmuş olabilirdi. Fakat yukarıda söylenenlerin ışığında düşünürsek, bunun için ihtimal Söz’ü kullandı.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş