İnsan Tabiatına Ne Oldu?
“Çağımızda neden çocuklara kötü davranılıyor? Hayvanlara neden işkence ediliyor? Neden şiddet var? . . . . Birçok kişi neden terör olaylarına katılıyor? Uyuşturucular neden kötüye kullanılıyor? . . . . Bazı kişiler her şeye sahip olmalarına rağmen neden uygarlığın temelini bile çürüten böyle aşırılıklara başvuruyorlar?”
BU SORULAR, İngiltere başbakanı tarafından alenen soruldu. Belki siz de çok kere benzer sorular sordunuz. Bunlara tatmin edici herhangi bir yanıt aldınız mı?
Başbakan, sorularını doğru perspektiflerine göre sıralayarak şunları söyledi: “Yıllar önce henüz gençken ve tüm ümit, düş ve heveslerimle siyasal alandaki mesleğime başlarken, birçok çağdaşımla birlikte, herkese iyi bir barınak, iyi bir eğitim ve makul bir yaşam standardı verebilecek bir çağ sağlamış olursak, her şeyin iyi gideceği ve daha doğru ve kolay bir geleceğe sahip olacağımıza inanıyorduk. Şimdi bunun böyle olmadığını biliyoruz. İnsan tabiatının gerçek problemleriyle karşı karşıyayız.”—İtalik harfler tarafımızdan.
İnsan tabiatı, “insan varlığına özgü, doğuştan edinilen tüm huy ve özellikler” olarak tanımlanabilir. Tabii, huy ve özelliklerin çatışması, kişisel, ulusal hatta uluslararası alanda sorunlar meydana getirebilir. Fakat bugünün tehlikeli şiddet eğilimi, terör, uyuşturucu ticareti ve benzeri işlerde insan tabiatı gerçekten ne derecede kusurludur?
“Uygarlığın temelini bile çürüt”meyi tehdit eden durumlardan acaba sadece insan tabiatı mı sorumludur? Yoksa insanların, daha yüksek standartları ve soylu uğraşları isteyebilecekleri yerde, neden bozuk, bencil alışkanlıkların bu kadar kolayca onlara çekici geldiğini açıklamakta hesaba katmamız gereken başka etkenler de mi var? Bunlara bir göz atalım.