Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w91 1/11 s. 3-4
  • Dünya Durumu Gerçekten Düzelecek mi?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Dünya Durumu Gerçekten Düzelecek mi?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Yeni Bir Boyut
  • Tanrısal Destek Mi?
  • Birleşmiş Bir Avrupa Neyi Değiştirir?
    Uyanış!—2000
  • Bir Çağın Sonu—Gelecek İçin Bir Ümit mi?
    Uyanış!—1996
  • İçindekiler
    Uyanış!—2000
  • Dünyanın Bir Kısmı Olmamak Mı?
    Uyanış!—1995
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
w91 1/11 s. 3-4

Dünya Durumu Gerçekten Düzelecek mi?

“Berlin duvarı, Doğu-Batı ilişkileri geliştikçe daha da geçilebilir hale gelebilir. Ancak bu duvarın yıkılması için yılların, hatta nesillerin geçmesi gerekecek. İki Almanya asla tekrar birleşmeyecek.” Bu sözleri, Mart 1989’da ünlü bir Amerikan dergisi yazdı.

Bundan yıllar ve nesiller değil—sadece 250 gün kadar sonra duvar yıkılmaya başladı. Birkaç hafta içinde bu yapının birer hatıraya dönüşen küçük parçaları, dünya çapında binlerce yazı masasının üzerinde süs oldu.

CİDDİ şekilde paslanmış olan Demir Perde, artık dünya çapında sürekli barış ve güvenliğin yakın olduğu ümidini uyandırarak en sonunda yıkıldı. Ortadoğu’daki Körfez Savaşı bile, Doğu ile Batı arasında uzun yıllardan beri devam eden rekabetin bittiği ve yeni bir dünya düzeninin yakın olduğu ümidini sarsmadı.

Yeni Bir Boyut

İkinci Dünya Savaşından bu yana birleşmiş bir Avrupa yaratma çabaları açıkça görüldü. 1951 yılında Batı Avrupa ülkeleri, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu kurdu. Bunu 1957 yılında Avrupa Ortak Pazarı takip etti. 1987 yılında bu uluslararası topluluğa üye olan (şimdi 342 milyon nüfuslu) 12 ülke, 1992 yılında kendi aralarında tam bir ekonomik birlik kurmayı hedef edindi. Hatta tam bir siyasal birliğin oluşması bile şimdi mümkün görülmektedir. Bu, Avrupa’nın geçen yıllarda kanla lekelenmiş tarihinden farklı ve ne kadar ferahlandırıcı bir değişiklik olacak!

Bununla birlikte son siyasal karışıklıklar karşısında, 1992 yılı daha büyük bir önem kazanıyor. Doğu Avrupa’daki eski komünist ülkelerin eninde sonunda birleşmiş bir Avrupa birliğine katılabileceğiyle ilgili spekülasyonlar da arttı.

Tanrısal Destek Mi?

Bazı dinsel gruplar, Hıristiyan tarafsızlığıyla ilgili prensibi önemsemeyerek, dinin onlarca yıl boyunca Doğu Avrupa’da baskı altında tutulmasından dolayı aktif şekilde siyasete karıştı. Bununla ilgili, günlük Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung “Hıristiyanların Doğu Avrupa ülkelerindeki değişiklikleri getirmekteki katkıları tartışma götürmez” demektedir ve “onların oynadığı rol kesinlikle önemsiz görülemez” diye ekler. Gazete şu ayrıntıları verir: “Örneğin, Polonya’da, dinsel sınıf halkla birleşti ve kilise, iktidardaki partiye karşı sert bir muhalefet oluşturdu; eski Doğu Almanya’da kilise, muhalif gruplara ücretsiz yer sağlayıp, kilise binalarını kendi fikirlerini yaymak için kullanmalarına izin verdi; Çekoslovakya’da, Hıristiyanlar ve demokratlar hapiste karşılaştı ve birbirinin değerini takdir eden bu iki grup sonunda güçlerini birleştirmeye karar verdi.” “Kiliselerin Çavuşesku rejimine sadakatle bağlılıklarını gösterdiği” Romanya’da bile, rahip Laszlo Tökes’in tutuklanacağı korkusu, ihtilali başlattı.

Vatikan da bu işe karıştı. Aralık 1989 tarihli Time dergisi şu yorumu yaptı: “Geçen birkaç ay içinde Doğu Avrupa’ya yayılan zincirleme özgürlük hareketlerinin hızlı gelişmesinin nedeni Gorbaçov’un açıklık politikası olmakla birlikte, uzun vadede bu şeref Papa Jean-Paul’e aittir . . . . Papa, 1980’li yıllar boyunca, konuşmalarında, Atlas Okyanusundan Ural Dağlarına kadar Hıristiyan imanı sayesinde oluşacak, birleşmiş bir Avrupa fikrini işledi.” Örneğin, bu nedenle, Nisan 1990’da Çekoslovakya’yı ziyareti sırasında Papa, bu ziyaretinin Doğu ile Batı arasında yeni kapılar açacağını ümit ettiğini dile getirdi. Avrupalı din adamlarından meydana gelen bir meclisin “Hıristiyan temelleri üzerine kurulan birleşmiş bir Avrupa” fikrini gerçekleştirmek için bir tasarı hazırladığını da bildirdi.

Birleşmiş bir Avrupa çerçevesi içinde birleşen bir Almanya, tamamen birleşmiş bir Avrupa’nın, hatta birleşmiş bir dünyanın geleceğinin habercisi olamaz mı? Dinin de bu işe katılması Mukaddes Kitabın vaatlerinin gerçekleşeceğini göstermiyor mu? Hem Doğu hem de Batı blokunda din adamlarının, şimdi siyaset alanında barış ve güvenlik için çalışmaları nedeniyle bunun yakında gerçekleşeceğini ümit edemez miyiz? Cevapları bir sonraki makalede görebiliriz.

[Sayfa 4’teki harita/resim]

Leipzig’te bulunan Protestanlara ait Nikolai Kilisesi, Almanya’daki siyasal değişikliğin bir sembolüdür

Avrupa Ortak Pazarına üye olan ülkeler

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş