Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w93 1/5 s. 31-32
  • Okuyucuların Soruları

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Okuyucuların Soruları
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1993
  • Benzer Malzeme
  • Yaşayan Tanrı’nın Talimatını Kabul Edin
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2004
  • Kan Hayat İçin Çok Önemlidir
    Kan Hayatınızı Nasıl Kurtarabilir?
  • Kan
    Kutsal Yazılardan Kanıtlar Gösterin
  • Hayatı Kan ile Kurtarmak—Nasıl?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1993
w93 1/5 s. 31-32

Okuyucuların Soruları

İsa’nın takipçileri, besin maddelerine kurutulmuş plazma gibi kan bileşenlerinin katılmış olma ihtimaliyle ne ölçüde ilgilenmelidirler?

İsa’nın takipçileri, bulundukları yörede besin maddelerinde hayvan kanının (veya bunun bir bileşeninin) kesinlikle kullanıldığına inanmak için geçerli bir temel varsa, ihtiyatla davranmalıdırlar. Bununla beraber, sadece bir kuşkuyla allak bullak olmak veya yersiz bir kaygıyla yaşamak hikmetsizlik olur.

İnsan tarihinin ilk zamanlarında Yaratıcımız insanların kan yememeleri gerektiği hükmünü verdi. (Tekvin 9:3, 4) Kendisinin bir hediyesi olan hayatı kanın temsil ettiğini söyledi. Herhangi bir yaratığın kanı, kurbanlarda olduğu gibi, sadece mezbah üzerinde kullanılabilirdi. Aksi halde kan yere dökülmeliydi; bu bir bakıma onu Tanrı’ya geri vermek anlamına gelirdi. O’nun kavmi, hayatı kan alarak sürdürmekten kaçınmalıydı. “Hiç bir çeşit etin kanını yemiyeceksiniz; çünkü her çeşit etin canı onun kanıdır; onu her yiyen atılacaktır.” (Levililer 17:11-14) Tanrı’nın kan yeme konusundaki yasağı İsa’nın takipçilerine yinelendi. (Resullerin İşleri 15:28, 29) Böylece İsa’nın ilk takipçileri, boğulmuş hayvanların etleri veya bunlardan yapılan kan sosisleri gibi, kan içeren besinlerden kaçınmalıydılar.

Uygulamada İsa’nın bu takipçileri ‘kandan çekinmekle’ ilgili kararlılıklarına uygun olarak nasıl hareket edeceklerdi? (Resullerin İşleri 21:25) Onlar sadece resul Pavlus’un şu sözlerini mi uygulayacaklardı: “Vicdan için hiç bir şey tahkik etmiyerek kasaplar çarşısında satılan her şeyi yiyin”?

Evet. I. Korintoslular 10:25’te kayıtlı bu sözler bir put tapınağında kurban edilmiş bir hayvana ait olabilen etlerle ilgili söylendi. O zamanlarda tapınaklardan gelen etin fazlası tüccarlara satılarak değerlendirilirdi. Onlar bunu dükkânlarda bulundurup sattıkları etlerin arasına koyabilirlerdi. Pavlus’un asıl söylemek istediği şey, tapınaklardan gelen etlerin özünde kötü veya kirli olmadığıydı. Anlaşıldığı gibi, putperest mezbahlarda kurban edilen hayvanların kanını akıtıp kullanmak orada âdetti. Böylece fazla etin bir kısmı bir tapınakla veya putperestlikle belli bir bağlantısı olmadan çarşıda satılırsa, İsa’nın takipçileri bunu piyasadan kanı uygun şekilde akıtılmış temiz et olarak satın alabilirlerdi.

Bununla beraber, eğer İsa’nın bu takipçileri yöresel dükkânlarda, boğulmuş hayvanların etlerinin (veya kan sosislerinin) de satıldığını bilselerdi, durum farklı olurdu. Satın alacakları eti seçerken ihtiyatla davranmaları gerekirdi. Belli bir rengi varsa, [tıpkı bugün kan sosislerinin olağan olduğu ülkelerde genellikle tanınabildiği gibi] kan içeren et ürünlerini tanıyabileceklerdi. Veya İsa’nın takipçileri namuslu bir kasap veya et tüccarından bilgi alabilirlerdi. Belirli bir et parçasının kan içerdiğine inanmak için nedenleri yoksa, bunu satın alıp yiyebilirlerdi.

Pavlus şunları da yazdı: “Tatlılığınız (makullüğünüz) bütün insanlara malûm olsun.” (Filipililer 4:5) Bu söz, et satın alma meselesine uygulanabilirdi. Ne eski İsrail’in Kanunu, ne de ilk yüzyıldaki İsa’nın takipçilerinin yönetim kurulunun kararı Tanrı’nın kavminin et hakkında bilgi almak üzere çok çaba harcamaları, hatta satılık etlerde kan bulunduğuyla ilgili en ufak kuşku varsa vejetaryen olmaları gerektiği konusunda bir şey söyledi.

Bir hayvan öldüren İsrailli bir avcı onun kanını akıtmalıydı. (Tesniye 12:15, 16 ile karşılaştırın.) Ailesi etin tümünü yiyemezse, bir kısmını satabilirdi. Kanı uygun şekilde akıtılmış bir ölü hayvanın etinde küçük miktarda kan kalırdı, ama Mukaddes Kitapta, et satın alan bir Yahudinin, hayvanın öldürülmesiyle kanının akıtılması arasında kaç dakika geçtiği, kanın akması için hangi toplardamar veya atardamarın kesildiği ve hayvanın nasıl ve ne kadar zaman için asılı kaldığı gibi gerçekleri öğrenmek üzere aşırılığa kaçması gerektiğini gösteren hiçbir şey yoktu. Ayrıca, yönetim kurulu İsa’nın takipçilerinin sanki et yemeden önce son ve kesin cevaplara ihtiyaçları varmış gibi, bu konuda olağanüstü önlemler almaları gerektiğini yazmadı.

Bugün birçok ülkede kanun, âdet veya dinsel uygulamalar, et ürünlerinin (kan sosisleri gibi olağandışı mamuller hariç), kesildikleri zaman kanları akıtılan hayvanlardan yapılmasını gerektiriyor. Böylece o bölgelerde yaşayan İsa’nın takipçilerinin normal olarak hayvan kesme ve eti işleme yöntemleriyle öncelikle meşgul olmaları gerekmez. Daha geniş bir anlamda, onlar sadece ‘hiçbir şey araştırmadan piyasada satılan etleri yemeye devam’ edebilirler ve kandan çekindikleri konusunda vicdanları rahat olabilir.

Böyle olmakla birlikte, ara sıra kanların ticari amaçla kullanılması hakkında teknik raporlar çıkmış ve bunlar İsa’nın bazı takipçilerini tedirgin etmiştir. Et ürünleri endüstrisindeki bazı kişiler, kesilmiş hayvanlardan akan büyük miktardaki kanın gübre veya hayvan yeminde olduğu gibi, pratik uygulamalar için toplanılabileceğini düşünmektedirler. Araştırmacılar, böyle kanların (veya bileşenlerinin) et ürünlerinde kullanılabilip kullanılamayacağını incelediler. Birkaç fabrikanın sınırlı miktarda ürettiği sıvı, dondurulmuş veya toz haline getirilmiş plazma (ya da renksizleştirilmiş alyuvar materyali) sosis gibi ürünler veya patelerde etin içinde yüzde olarak küçük bir miktarda kullanılabilir. Toz haline getirilmiş kan türevlerini bir dolgu maddesi olarak veya kıymada su ve yağı bağlamak için, fırınlanmış ürünlerde veya protein ve demirce zenginleştirmek amacıyla farklı yiyecek ve içeceklerde kullanmaya yönelik araştırmalar da yapılmaktadır.

Bununla beraber, böyle araştırmaların onlarca yıldır devam etmekte olduğu dikkate değer. Buna karşın, böyle ürünlerin kullanımının çoğu ülkede çok sınırlı, hatta neredeyse hiç olmadığı anlaşılıyor. Tipik bazı raporlar bunun nedeninin anlaşılmasında yardımcıdır:

“Kan besinsel ve işlevsel proteinlerin kaynağıdır. Böyle olmakla birlikte, sığır kanı, koyu rengi ve karakteristik tadı yüzünden insan tarafından doğrudan tüketim maddesi olarak ancak sınırlı miktarlarda kullanılmıştır.—Journal of Food Science, Volume 55, Number 2, 1990.

“Kan plazması proteinleri, yüksek erirlik, sübyeleştirme etkinliği ve suyla birleşmeme gibi yararlı özelliklere sahip . . . . ve gıda imalatındaki kullanımları çok avantajlı görünüyor. Bununla beraber, Japonya’da, özellikle suyunun uzaklaştırılmasından sonra plazmayı sterilize etmek için hiçbir etkili sistem yoktur.”—Journal of Food Science, Volume 56, Number 1, 1991.

İsa’nın bazı takipçileri ara sıra gıda paketlerindeki etiketleri denetlemişlerdir, çünkü birçok hükümet, ürünün içerdiği maddelerin etikette belirtilmesini zorunlu kılmıştır. Ve onlar bunu, kan içerebileceğine inanmakta haklı nedenlerin bulunduğu herhangi bir ürün için düzenli olarak yapmak isteyebilirler. Tabii, kan, kan plazması, plazma, globin (veya globülin) proteini veya hemoglobin (veya globülin) demiri gibi şeyleri sıralayan ürünlerden kaçınmak doğru olur. Avrupa’da bu alanda faaliyet gösteren bir şirket tarafından pazarlama konusunda bilgi vermek amacıyla hazırlanan bir yayın şunu kabul etti: “Bileşimine giren bir madde olarak globinin kullanımı hakkındaki bilgi gıdanın paketinde tüketicinin gıdanın bileşimi veya değeri konusunda aldanmayacağı şekilde verilmelidir.”

Böyle olmakla birlikte, etiketleri denetlemek veya kasaplardan bilgi istemek konusunda bile makullük gereklidir. Mesele, sanki dünyanın her tarafındaki İsa’nın takipçilerinin tüm gıda paketlerindeki etiketleri ve içerdiği maddelerin listelerini incelemesi veya lokanta ya da marketlerde çalışanları sorguya çekmesi gerekiyormuş gibi ele alınmamalı. İsa’nın bir takipçisi ilk olarak kendisine şöyle sorabilir: ‘Bu bölgede veya ülkede normal besin maddelerinde kan veya onun türevlerinin kullanılmakta olduğuna ilişkin doğrulanmış kanıtlar var mı?’ Çoğu yerde cevap hayırdır. Dolayısıyla, İsa’nın birçok takipçisi uzak olasılıkları denetlemeye kişisel olarak çok vakit ve dikkat vermemeye karar verdi. Bu görüşte olmayan bir kişi kendi vicdanına göre hareket etmeli, ama bu meseleyi Tanrı’nın önünde iyi bir vicdana sahip olarak başka şekilde halledebilenlere de hükmetmemelidir.—Romalılar 14:2-4, 12.

Kan içeren besin maddeleri imal edilebilirse de, bunun maliyet, yasalar veya başka etkenler yüzünden geniş çapta yapılmaması gayet mümkündür. Örneğin, Food Processing (Eylül 1991) şöyle dedi: “Hazır köftenin harmanında yüzde 1’den az miktarda bulunan hidrolize edilmiş sığır plazmasıyla ilgili sorunları olan imalatçılara gelince, kesilmiş sütün suyundan bir protein konsantresiyle birlikte başka bir karışım bunun yerini alabilir ve Koşer (‘caiz’) olarak onaylanabilir.”

Birçok ülkede yasalar, âdetler veya tercihler gereğince, kesilmiş hayvanların kanının normal olarak akıtıldığını ve bu kanın başka besin maddelerinde kullanılmadığını vurgulamak gerekir. Durumun yöresel olarak farklı olduğunu veya eskiden böyle olmadığı halde şimdi değiştiğini düşünmek için esaslı bir temel yoksa, İsa’nın takipçileri sadece olasılıklar veya söylentiler yüzünden rahatsızlık duymamak üzere uyanık olmalıdırlar. Fakat yiyecekte veya tıbbi tedavide kanın geniş çapta kullanıldığı kesinse ya da bu güçlü bir olasılık ise, İsa’nın bir takipçisi Tanrı’nın kandan çekinmekle ilgili emrine itaat etmeye kararlı olmalı.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş