Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w93 15/12 s. 8-11
  • Uzlaşmayı Hiç Düşünmediler!

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Uzlaşmayı Hiç Düşünmediler!
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1993
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Onlardan Nedensiz Nefret Edildi
  • Roma, Zulmünü Şiddetlendiriyor
  • Açık Bir Tezat
  • Şahadet Etmenin Bedeli
  • Artış Daha Büyük Zulüm Getiriyor
  • Ödül
  • İsa’nın İlk Takipçileri ve Devlet
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • İmanları Nedeniyle Nefret Gördüler
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1998
  • Kutsal Kitap Geleceği Önceden Bildirir: Bölüm 5
    Uyanış!—2012
  • İlk Hıristiyanlar ve Roma Tanrıları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2010
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1993
w93 15/12 s. 8-11

Uzlaşmayı Hiç Düşünmediler!

YEHOVA’NIN eli, İsa Mesih’in ilk takipçileri ile beraberdi. (Resullerin İşleri 11:21) Onlar Tanrı’nın yardımıyla, uzlaşmaksızın doğru bir yol izlediler. Fakat düşmanlıkla ve hatta şiddetli zulümle karşılaştıkları da iyi bilinen tarihsel bir gerçektir.

Mesih’in ilk sadık takipçilerinin bütünlüğü iyi bilinen bir gerçek olmuştur. Hayatları pahasına bile, imanları konusunda uzlaşmayı reddettiler. Fakat onlara neden bu kadar acımasızca davranıldı?

Onlardan Nedensiz Nefret Edildi

İsa gibi, hakiki takipçileri de bu dünyanın arzularını ve inançlarını paylaşmadılar. (I. Yuhanna 4:4-6) Bundan başka, tarihçi Edmond de Pressensé, Hıristiyanlığın büyümesinin “öylesine hızlı ve başarısının da öylesine belirgin olması nedeniyle, [Roma imparatorluk kudreti ile arasında] korkunç bir çatışmanın önlenemez hale geldiğini” yazdı.

Bir keresinde İsa, peygamberlik niteliğindeki bir mezmuru kendisine uygulayıp şöyle dedi: “Benden sebepsiz nefret ettiler.” (Yuhanna 15:25; Mezmur 69:4) Şakirtlerine bunu söylemeden önce ise şu uyarıda bulundu: “Kul efendisinden büyük değildir. Eğer bana eza ettilerse, size de eza edecekler.” (Yuhanna 15:20) Onun izinde yürümek kolay olmayacaktı. Çünkü, Yahudiler arasındaki dinsel liderler, İsa’nın Yahudi kökenli şakirtlerine Yahudilikten irtidat etmiş kişiler olarak davranacaktı. Bununla beraber, İsa’nın takipçilerinden artık onun hakkında konuşmamaları talep edildiğinde, onlar buna uymayı ve böylelikle imanları konusunda uzlaşmayı reddettiler.—Resullerin İşleri 4:17-20; 5:27-32.

MS 33 yılının Pentikost gününden kısa bir süre sonra, Yahudi mahkemesi Sanhedrin’e sunulan iddialarda şakirt İstefanos “Musa ve Allaha karşı küfret”mekle suçlandı. Haksız yere suçlanmasına rağmen, taşlanarak öldürüldü. Bunun sonucunda “Yeruşalimde olan kiliseye (cemaate) karşı büyük eza oldu;” ve “resullerden başka, hepsi Yahudiye ve Samiriye memleketlerinde her yana dağıldılar.” (Resullerin İşleri 6:11, 13; 8:1) Birçoğu hapsedildi.

Christianity and the Roman Empire kitabı, Yahudilerin, İsa’nın takipçilerini “amansız bir nefretle” kovaladıklarını söyler. Hatta Roma devleti, İsa’nın hakiki takipçilerini sık sık korumak zorunda kalmıştı! Örneğin, Romalı askerler resul Pavlus’u onu öldürmek isteyen Yahudilerin elinden kurtardı. (Resullerin İşleri 21:26-36) Bununla beraber, İsa’nın hakiki takipçileri ile Romalılar arasındaki ilişki de gergindi.

Roma, Zulmünü Şiddetlendiriyor

İstefanos’un ölümünden yaklaşık dokuz yıl sonra, Roma yöneticisi Hirodes I. Agrippa, Yahudilere yaranmak için resul Yakub’u öldürttü. (Resullerin İşleri 12:1-3) O zaman Mesih’e iman Roma’ya kadar yayılmıştı. (Resullerin İşleri 2:10) MS 64’te, o kentin büyük kısmı çıkan bir yangınla harap oldu. Neron’un, büyük yangından sorumlu olduğuna dair söylentileri bastırmak üzere, bu felaket için İsa’nın takipçilerini suçlamasından sonra, onlara karşı korkunç bir zulüm başladı. Acaba Neron, kenti daha görkemli biçimde inşa edip, onu kendi adıyla, Neropolis diye adlandırmak için mi yaktı? Yoksa onları suçlamak üzere Neron’un kararını etkileyen, İsa’nın takipçilerine duyduğu antipati ile tanınan ve Yahudi bir mühtedi olan imparatoriçe Poppaea mı idi? Araştırmacılar kesin konuşamıyorlar, fakat suçlamanın etkisi korkunç oldu.

Romalı tarihçi Tacitus şöyle söylemektedir: “Ölüme alay da eklenmişti; hayvan postları giydirilen [Hıristiyanlar] köpekler tarafından parçalanıyordu; haçlara çivileniyorlardı; çabuk tutuşabilir bir hale getirilip, karanlık bastığında ışık olarak kullanılıyorlardı,” İmparatorluk bahçelerini aydınlatmak için insandan meşaleler oldular. İsa’nın takipçilerinin dostu olmayan Tacitus şunları ekler: “Suçlu ve en ağır cezayı hak eden fertler olmalarına rağmen, öldürülmeleri insanlarda acıma duygusu uyandırıyordu; çünkü halkın refahı için değil, bir kişinin [Neron’un] gaddarlığı yüzünden yok ediliyorlardı.”

Açık Bir Tezat

İsa’nın takipçilerini Roma’nın harabiyetiyle ilgili suçlamak Neron’un işine gelmesine rağmen, onlara asla kısıtlama getirmedi veya Hıristiyanlığı bir din olarak Devlet sınırları içerisinde yasaklamadı. O halde Romalılar neden zulmetmeye devam ettiler? Çünkü, tarihçi Will Durant, “küçük Hıristiyan toplumlarının, dindarlıkları ve terbiyeleriyle zevk düşkünü putperest dünyayı tedirgin ettiklerini” söyler. Hıristiyanlık ile Romalı gladyatörlerin kan akıttıkları yarışmalar arasındaki çelişki öylesine büyüktü ki, doğrusu daha büyük olması mümkün değildi. Romalılar için, Hıristiyanlardan kurtulmak ve böylelikle kendi vicdanlarını rahatlatmak üzere bu kaçırılmaz bir fırsattı.

Bir dünya kudreti olarak Roma, yenilmez gibi görülüyordu. Romalılar, askeri kahramanlıklarının bir nedeninin, tanrıların tümüne tapınmaları olduğuna inanıyorlardı. Bu nedenle, İsa’nın takipçilerinin yalnız bir tek Tanrı’ya tapınmalarını ve imparator da dahil, diğer bütün tanrıları reddetmelerini anlamak onlara zor geliyordu. Roma’nın, Hıristiyanlığı, imparatorluğun temellerini baltalayan bir etken olarak görmesine hayret etmemek gerek.

Şahadet Etmenin Bedeli

MS birinci yüzyılın sonuna doğru, resul Yuhanna, ‘Tanrı hakkında konuştuğu ve İsa’ya şahadet ettiği için’ Patmos adasına sürüldü. (Vahiy 1:9) Bundan Roma İmparatoru Domitianus’un sorumlu olduğu sanılıyor. Bununla beraber İsa’nın takipçilerine yapılan baskıya rağmen, yüzyılın sonunda Hıristiyanlık Roma İmparatorluğunun her tarafına yayıldı. Bu nasıl mümkün oldu? A History of the Early Church adlı eser, Hıristiyanlığı “bir arada tutan şeyin vaaz etme faaliyeti olduğunu” söyler. Yuhanna gibi, İsa’nın zulmedilen ilk takipçileri de imanları konusunda uzlaşmadılar, fakat Tanrı hakkında konuşmak ve İsa’ya şahadet etmekte şevkle sebat ettiler.—Resullerin İşleri 20:20, 21; II. Timoteos 4:2.

MS 112’de, İmparator Traianus’un Pilinius’u Bitinya (bugünkü Türkiye’nin kuzey batı kesimi) valisi olarak tayin etmesinden iki yıl sonra, İsa’nın takipçilerine yapılan zulüm yeni bir boyut kazandı. Orada, daha önceki idare ihmalkârdı ve bu, karışıklığa yol açmıştı. Tapınakları neredeyse ıssız kalmış ve kurbanlık hayvanlar için yem satışları oldukça düşmüştü. Tüccarlar Hıristiyan tapınmasının sadeliğini bir kusur gibi gösteriyorlardı, çünkü onda hayvan kurbanlarına ve putlara yer yoktu.

Pilinius, putperest tapınmayı yeniden canlandırmak için faal şekilde çalıştı, bu süre boyunca İsa’nın takipçileri, imparatorun heykellerinin önünde şarap ve buhur sunmayı reddetmelerinin bedelini hayatları ile ödediler. Profesör Henry Chadwick’in söylediği gibi, Romalı otoriteler sonunda Hıristiyanları “yüksek ahlaklı fakat eski dinsel geleneğe anlaşılmaz şekilde düşman olan” kişiler olarak kabul ettiler. Bir Hıristiyan olmak ölümle cezalandırılabilen bir suç sayılmasına rağmen, İsa’nın hakiki takipçileri uzlaşmayı asla düşünmediler.

Profesör W. M. Ramsay’ın söylediği gibi nefret aynı zamanda “putperest ailelerde bazı fertlerin din değiştirmesinin neden olduğu sıkıntıdan” da ileri geliyordu. Dr. J. W. C. Wand ise şunu belirtmektedir: “Herhangi birisi, komşusuyla put olan tanrıları kabul etmeyi gerektiren en olağan âdetlerde bile uyuşamadığından, toplumsal hayat çok zor hale gelmişti.” Birçok kişinin, ilk Hıristiyanları insan toplumundan nefret edenler gibi görmesine veya tanrıtanımaz olarak kabul etmesine şaşmamak gerek.

Artış Daha Büyük Zulüm Getiriyor

Resul Yuhanna’dan öğretim aldığı söylenen Polikarp, İzmir kentinde saygı duyulan bir ihtiyar oldu. MS 155 yılında imanından dolayı direk üstünde yakıldı. İldeki Roma valisi Statius Quadratus kalabalıkları topladı. Stadyum, 86 yaşındaki Polikarp’tan kendi tanrılarına tapınmanın itibarını düşürdüğü gerekçesiyle tiksinen düşman putperestlerle doluydu ve bağnaz Yahudiler, bu işi büyük Sebt Gününde yapmak zorunda kalmalarına rağmen, Polikarp’ı yakmak üzere istekle odun topladılar.

Daha sonraları zulüm dalgası Roma toplumunun her yerindeki Hıristiyanlara kadar ulaştı. İmparator Marcus Aurelius’un yönetimi sırasında daha çok Hıristiyanın kanı döküldü. Roma vatandaşı olanlar kılıçla öldürüldüler, olmayanlar ise amfiteatrlarda vahşi hayvanlar tarafından parçalandılar. Suçları ne idi? Sadece, uzlaşmayı veya imanlarını inkâr etmeyi reddeden Hıristiyanlar olmaları.

Çağdaş Fransa’nın Lyon kenti, Roma ile Ren Nehri arasında tek Roma garnizonu olan ve önemli idari bir merkez durumundaki Roma kolonisi olan Lugdunum’dan gelişti. MS 177’de, orada putperest halkın öfke ile muhalefet ettiği kuvvetli bir Hıristiyan topluluğu vardı. Bu muhalefet, Hıristiyanların halka açık yerlerden dışlanmasıyla başladı. Ayaktakımı bir ayaklanma başlattı ve bunu izleyen zulüm o kadar şiddetliydi ki, hiçbir Hıristiyan evinden dışarı çıkmaya cesaret edemedi. Roma valisi Hıristiyanların yakalanıp öldürülmesini emretti.

Ödül

İsa’nın resullerinin ölümü ve onların önleyici etkisinin kalkması ile Hıristiyan olduğunu iddia edenler arasında irtidat gelişmeye başladı. (II. Selânikliler 2:7) MS dördüncü yüzyılın sonuna doğru, irtidat etmiş Hıristiyanlık bir devlet dini haline geldi. Sonra da bozulup, dünya ile uzlaşmaya hazır duruma geldi—bu, İsa’nın ve ilk şakirtlerinin asla yapmadığı bir şeydi. (Yuhanna 17:16) Ancak bundan çok önce, İsa’nın takipçilerinin imanını anlatan kaydı da içeren Mukaddes Kitabın tümü tamamlanmıştı.

Acaba İsa’nın ilk takipçilerinin binlercesinin acı çekip ölmesi boşuna mıydı? Kesinlikle hayır! İmanları konusunda uzlaşmayı akıllarından bile geçirmeyerek, ‘ölüme kadar sadık kaldılar ve onlara hayat tacı verildi.’ (Vahiy 2:10) Yehova’nın hizmetçileri hâlâ zulüm baskısını hissederler, fakat İsa’nın ilk yüzyıldaki takipçilerinin imanı ve bütünlüğü büyük bir teşvik kaynağı olarak onların önünde durmaktadır. Bundan dolayı, İsa’nın günümüzdeki takipçileri de uzlaşma fikrini reddederler.

[Sayfa 8, 9’daki resimler]

Neron

Roma imparatorluğunun maketi

Sezar’a tapınmaya vakfedilen sunak

[Tanıtım Notları]

Neron: British Museum’un izni ile

Museo della Civilta Romana, Roma

[Sayfa 10’daki resim]

Marcus Aurelius

[Tanıtım notu]

The Bettmann Archive

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş