Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w94 15/8 s. 28-30
  • Yahudi Takvimi Ne Kadar Doğrudur?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yahudi Takvimi Ne Kadar Doğrudur?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1994
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Başlangıç Noktasını Saptamak
  • “Yaratılış Devresi”
  • Kronoloji İçin Temel
  • Gelenekler ve Yorumlamalar
  • Dinsel Bir Yadigâr
  • Konu 3—Olayların Tarihlendirilmesi
    ‘Kutsal Yazıların Tümü Tanrı İlhamıdır ve Yararlıdır’
  • Tarihler
    Kutsal Yazılardan Kanıtlar Gösterin
  • Daniel Peygamber Mesih’in Gelişini Önceden Bildirir
    Kutsal Kitap Aslında Ne Öğretiyor?
  • Tanrı’nın Krallığı Ne Zaman Gelecek?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1994
w94 15/8 s. 28-30

Yahudi Takvimi Ne Kadar Doğrudur?

YAHUDİ takvimine göre, 16 Eylül 1993 Perşembe günü, Roş Aşana bayramıydı. Geleneğe göre o zaman, gelen yeni yılı ilan etmek üzere şofar, yani koç boynuzundan yapılmış bir boru çalındı. O yıl (Yahudi takvimine göre) 5754 yılıdır ve 16 Eylül 1993’ten 5 Eylül 1994’e kadar sürer.

Yahudilerin zaman hesabı ile bugün yaygın olarak kullanılan Batı veya Gregoryen takvimi arasında 3.760 yıllık bir fark olduğunu hemen görüyoruz. Neden bu farklılık var? Ayrıca, Yahudi takvimi ne kadar doğru ve güvenilirdir?

Başlangıç Noktasını Saptamak

Zamanı ölçmek üzere kullanılan bütün sistemlerin belirli bir başlangıç veya dayanak noktası olmalıdır. Örneğin Hıristiyan âlemi, zamanı İsa Mesih’in doğduğuna inanılan yıldan itibaren saymaya başlar. O zamandan itibaren geçen tarihlerin Miladi döneme ait olduğu söylenir. Bu tarihlerin başında genellikle, “Rabbin yılında” anlamındaki Latince anno Domini’den gelen A. D. kısaltması bulunur. Bundan önceki tarihler “Milattan önce” anlamındaki MÖ ile işaretlenir.a Benzer şekilde gelenekçi Çinliler, zamanı mitolojik Sarı İmparator Huangdi’nin hükümdarlığının başlangıcı olan MÖ 2698’den itibaren saymaya başlar. Bu nedenle, 10 Şubat 1994, Çinlilerin 4692. kameri yılının başlangıcını işaretledi. Bununla birlikte Yahudi takvimi hakkında ne denebilir?

The Jewish Encyclopedia şunları belirtir: “Bir olayın tarihini kaydetmek üzere Yahudiler arasında bugün genel olarak kullanılan yöntem, dünyanın yaratılışından itibaren geçmiş olan yılların sayısını belirtmektir.” Yahudiler arasında Yaratılış Devresi olarak bilinen bu sistem yaklaşık olarak MÖ dokuzuncu yüzyılda yaygın şekilde kullanılmaya başlandı. Bu yüzden Yahudi takvimindeki tarihler genellikle A.M. kısaltmasıyla başlar. Bu, “dünyanın yaratılışından itibaren” anlamına gelen ab creatione mundi’nin kısaltılmış hali olan anno mundi’yi belirtir. Bu yıl A.M. 5754 olduğundan, bu zaman hesaplama sistemine göre ‘dünyanın yaratılışının’ 5.753 yıl önce gerçekleştiği kabul ediliyor. Bunun nasıl belirlendiğine bir bakalım.

“Yaratılış Devresi”

Encyclopaedia Judaica (1971) şu açıklamayı yapıyor: “Hahamların yaptığı çeşitli hesaplamalarda, ‘Yaratılış Devresi’ MÖ 3762 ile 3758 arasındaki yıllardan birinin sonbaharında başladı. Bununla birlikte, MS 12. yüzyıldan itibaren ‘Yaratılış Devresinin’ MÖ 3761’de (tam olarak o yılın 7 Ekim’inde) başladığı kabul edilir hale geldi. Bu hesaplama, Mukaddes Kitaptaki kronolojik faktörler ile Mukaddes Kitaptan hemen sonraki döneme ait Yahudi edebiyatında bulunan hesaplamalar arasındaki eşzamanlılığa dayandırıldı.”

“Dünyanın yaratılışından” itibaren tarihlendirme sistemi, esas olarak Mukaddes Kitap kayıtlarının hahamlar tarafından yorumlanmasına dayanır. Dünyanın ve içindeki her şeyin harfiyen 24 saatlik altı günde yaratıldığıyla ilgili inançları nedeniyle haham bilginler ve Hıristiyan âleminin bilginleri, ilk insan Âdem’in yaratılışının dünyanın yaratılışıyla aynı yıl içinde gerçekleştiğini düşünürler. Bununla birlikte, bu doğru olmaktan çok uzaktır.

Tekvin kitabının ilk babı şu sözlerle başlar: “Başlangıçta Allah gökleri ve yeri yarattı.” Daha sonra, Tanrı’nın birbirini izleyen altı “gün” içinde dünyayı “ıssız ve boş” durumdan, insanların yaşayabileceği bir duruma getirmek üzere neler yaptığını anlatmaya devam eder. (Tekvin 1:1, 2) Bu iki durum arasında milyonlarca yıl geçmiş olabilir. Üstelik, yaratma günleri, sanki Yaratıcı’nın faaliyetleri böyle bir sınırla kısıtlanıyormuş gibi, 24 saatlik evreler değildi. Bu bağlamda, bir “günün” 24 saatten daha uzun olabileceği, yaratma evrelerinin tümünden bir “gün” olarak söz eden Tekvin 2:4’te belirtilmiştir. İlk yaratma günü ile Âdem’in yaratıldığı altıncı gün arasında binlerce yıl geçti. Âdem’in yaratılışının, harfi gök ve yerin yaratılışı ile aynı tarihte olduğunu söylemek ne bilimseldir ne de Mukaddes Kitaba uygundur. Yine de ‘Yaratılış Devresinin’ MÖ 3761’de başladığına nasıl karar verildi?

Kronoloji İçin Temel

Ne yazık ki, söz konusu hesaplamaların dayandırıldığı Yahudi edebi eserlerinin çoğu artık mevcut değildir. Geriye kalan, orijinal dilinde Seder ʽOlam (Dünyanın Düzeni) olarak adlandırılan kronolojik bir eserdir. Bunun MS ikinci yüzyılda yaşamış, Talmud kitabı bilgini Yose ben Halafta tarafından yazıldığı kabul edilir. Bu eser (daha sonra Ortaçağa ait bir tarih kaydı olan Seder ʽOlam Zuṭa’dan ayırt edilebilmesi için Seder ʽOlam Rabbah adı verildi) Âdem’den itibaren, Yahudilerin MS ikinci yüzyılda sahte Maşiah Bar Kohba emrinde Romalılara karşı isyanına kadar kronolojik bir tarih verir. Yazar böyle bir bilgiyi nasıl elde etti?

Yose ben Halafta Mukaddes Kitap kayıtlarına uymaya gayret ederken, tarih açısından metnin açık olmadığı noktalarda kendi yorumlarını ekledi. The Jewish Encyclopedia şöyle der: “Birçok durumda, . . . . tarihleri geleneklere göre koydu ve bunun yanında kendinden önce yaşamış veya çağdaşı olan hahamların sözlerini ve halakotlarını [geleneklerini] metne soktu.” Başka kaynakların değerlendirmeleri bu kadar hoşgörülü değildir. The Book of Jewish Knowledge şunu öne sürüyor: “Yaratılış Devresinden itibaren saymaya başladı ve buna göre, ilk insan Âdem’den Büyük İskender’e kadar meydana geldiği düşünülen ve Yahudilerle ilgili olan olaylara tahmini tarihler koydu.” Fakat böyle yorumlamalar ve eklemeler Yahudi kronolojisini nasıl etkiledi? Buna bir bakalım.

Gelenekler ve Yorumlamalar

Hahamların geleneksel öğretilerine göre, Yose ben Halafta Yeruşalim’deki ikinci mabedin toplam olarak 420 yıl ayakta kaldığını hesapladı. Bu görüş, Daniel’in “yetmiş hafta” veya 490 yılla ilgili peygamberliğinin hahamlar tarafından yapılan yorumuna dayanıyordu. (Daniel 9:24) Bu devre, ilk mabedin yerle bir edilmesiyle ikincisinin viran edilmesi arasında geçen zamana uygulandı. Babil’deki sürgünlük için 70 yıl ayıran Yose ben Halafta, ikinci mabedin 420 yıl ayakta kaldığı sonucuna vardı.

Bununla birlikte bu yorumlamayla ilgili ciddi sorunlar vardır. Hem Babillilerin fethinin (MÖ 539), hem de ikinci mabedin harabiyetinin (MS 70) yılları tarihsel olarak bilinen yıllardır. Bu nedenle ikinci mabedin 420 yıl değil, 605 yıllık bir süre boyunca ayakta kalmış olması gerekir. Bu devreyi sadece 420 yıllık bir süre olarak ele almak Yahudi kronolojisinde 185 yıllık bir açığa yol açar.

Daniel’in peygamberliği Yeruşalim’deki mabedin ne kadar zaman ayakta kalacağı ile ilgili değildir. Bunun yerine, peygamberlik Maşiah’ın ortaya çıkacağı zamanı önceden bildirdi. Peygamberlik açıkça şunu belirtir: “Yeruşalimi eski haline koymak ve bina etmek için emrin çıkmasından mesholunan hükümdara kadar yedi hafta, ve altmış iki hafta olacak.” (Daniel 9:25, 26) Yahudilerin sürgünden dönüşünün ikinci yılında (MÖ 536) mabedin temeli atılmışsa da, Yeruşalim şehrinin yeniden inşa edilmesiyle ilgili ‘emir’ “Artahşaştanın yirminci yılına” kadar çıkmadı. (Nehemya 2:1-8) Güvenilir dünyevi tarih bu yılı MÖ 455 olarak belirler. İleriye doğru 69 “hafta” veya 483 yıl sayarsak MS 29’a geliriz. Bu ise, İsa’nın vaftiz edilmesiyle Maşiah’ın ortaya çıktığı tarihtir.b

Hahamların yorumlarına dayanan ve Yahudi kronolojisinde büyük bir farklılığa yol açan başka bir nokta da İbrahim’in doğduğu tarihle ilgilidir. Hahamlar Tekvin 11:10-26’da kaydedilen ve birbirini izleyen nesillerin yıllarını topladı ve Tufan’dan İbrahim’in (Abram’ın) doğumuna kadar geçen devreyi 292 yıl olarak belirledi. Bununla birlikte, sorun hahamların şunları söyleyen 26. ayeti yorumlama şeklindedir: “Terah yetmiş yıl yaşadı, ve Abramın, Nahorun ve Haranın babası oldu.” Yahudi geleneksel öğretileri bu sözlerden, Abram doğduğunda Terah’ın 70 yaşında olduğu sonucunu çıkarır. Oysa ayet, Terah’ın özellikle 70 yaşındayken İbrahim’in babası olduğunu söylemez. Bunun yerine sadece, onun 70 yaşından sonra üç oğlu olduğunu söyler.

İbrahim’in doğumunda Terah’ın doğru yaşını bulmak için Mukaddes Kitapta anlatılanları okumaya devam etmemiz yeter. Tekvin 11:32–12:4’den, Terah’ın 205 yaşında ölmesinden sonra, İbrahim ve ailesinin Yehova’nın emriyle Haran’ı terk ettiğini öğreniyoruz. O sırada İbrahim 75 yaşındaydı. Bu nedenle İbrahim, Terah 70 yaşındayken değil, 130 yaşındayken doğmuş olmalı. Öyleyse Tufandan İbrahim’in doğumuna kadar geçen süre 292 yıl yerine 352 yıldı. Bu noktada Yahudi kronolojisi 60 yıl hatalıdır.

Dinsel Bir Yadigâr

Seder ‘Olam Rabbah’ta ve Talmud’a dayalı diğer kronolojik eserlerde bulunan böyle hata ve farklılıklar pek çok sıkıntıya ve Yahudi bilginler arasında büyük tartışmalara yol açtı. Bu kronolojiyi bilinen tarihsel gerçeklerle uyumlu hale getirmek üzere birçok girişimlerde bulunulmasına rağmen, tam bir başarı sağlanamadı. Neden? Encyclopaedia Judaica şu görüşü belirtiyor: “Gösterdikleri ilgi dinsel olduğu kadar akademik değildi. Gelenekler ne pahasına olursa olsun, özellikle muhalif mezhep üyelerine karşı yüceltilmeliydi.” Bazı Yahudi bilginler, geleneklerin neden olduğu karışıklığı ortadan kaldırmak yerine, Mukaddes Kitap kayıtlarını kötülemeye kalkıştı. Diğerleri ise, Babil, Mısır ve Hint efsaneleri ve geleneklerinden kendilerine destek aramaya çalıştı.

Sonuç olarak, tarihçiler artık ‘Yaratılış Devresini’ güvenilir kronolojik bir çalışma ürünü olarak görmüyor. Çok az Yahudi bilgini onu savunur ve The Jewish Encyclopedia ve Encyclopaedia Judaica gibi yetkili başvuru kaynakları bile onun hakkında genel olarak olumsuz bir görüşe sahiptir. Bu nedenle, Yahudilerin zamanı dünyanın yaratılışından itibaren hesaplamakla ilgili geleneksel yöntemi, Mukaddes Kitap kronolojisi, yani Yehova Tanrı’nın asla yanılmayan peygamberlik niteliğindeki zaman çizelgesi açısından doğru ve güvenilir olarak kabul edilemez.

[Dipnotlar]

a Gerek tarihsel gerekse de Mukaddes Kitaba dayalı kanıtlar, İsa Mesih’in doğumunun MÖ 2’de olduğunu gösterir. Bu nedenle İÖ ve İS veya MÖ ve MS kısaltmalarını kullanmanın doğruluğu tartışılabilir.

b Ayrıntılar için Insight on the Scriptures, Cilt 2, sayfa 614-616, 900-902’ye ve kd 2/93, s. 20-21, p. 8-11’e bakın.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş