Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w94 1/10 s. 5-7
  • Bilim, Din ve Hakikat Arayışı

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Bilim, Din ve Hakikat Arayışı
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1994
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Din Yaratılışın İtibarını Sarsıyor
  • Gücün Kötüye Kullanımı
  • Hakiki Dinin Zaferi
  • Bilim ve Dinin Uzlaşması
    Uyanış!—2002
  • Bilim Konuştuğunda Nasıl Dinliyorsunuz?
    Uyanış!—1998
  • Evren ve Yaşam Nasıl Oluştu?
    Uyanış!—2002
  • Neden Çoğu Kişi Evrimi Kabul Ediyor?
    Yaşam—Nasıl Oluştu? Evrimle Mi Yaratılışla Mı?
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1994
w94 1/10 s. 5-7

Bilim, Din ve Hakikat Arayışı

“Birçok sahte dinin . . . . yaygınlaşmasının benim üzerimde bazı etkileri oldu.”—Charles Darwin

BİLİM ile dinin arasında 19. yüzyıl başlarında uyumlu bir ilişki vardı. Darwin: Before and After adlı kitap şunları der: “Bilimsel eserlerde bile yazarlar, Tanrı’dan açıkça doğal ve içten bir şekilde söz etmekte tereddüt etmediler.”

Darwin’in Türlerin Kökeni adlı kitabı bunun değişmesine katkıda bulundu. Bilim ve evrim arasında, dini ve Tanrı’yı gözardı eden bir ilişki kuruldu. Sir Julian Huxley şunları diyor: “Evrimci düşünce yapısında doğaüstü olana artık ne yer verilir ne de ihtiyaç duyulur.”

Bugün evrim kuramının bilimin vazgeçilmez bir temeli olduğu iddia edilir. Bu ilişkinin en önemli nedeni fizikçi Fred Hoyle tarafından şöyle açıklanmıştır: “Gelenekçi bilim adamları, hakikate bakmak yerine, geçmişteki dinsel aşırılıklara dönüşü önlemekle daha çok ilgileniyorlar.” Acaba dinin bilim tarafından bu derece sevilmeyen hangi aşırılıkları var?

Din Yaratılışın İtibarını Sarsıyor

Mukaddes Kitabı sözde desteklemeye çalışırken, çoğunlukla tutucu Protestanlarla bağlantılı olan “yaratılışçılar” yeryüzünün ve evrenin yaşının 10.000 yıldan daha az olduğunda ısrar ettiler. Bu aşırı görüş, yerbilimcilerin, gökbilimcilerin ve fizikçilerin alaylarına hedef oldu, çünkü bulgularıyla çelişkiye düşüyordu.

Ancak Mukaddes Kitap gerçekte ne der? “Başlangıçta Allah gökleri ve yeri yarattı.” (Tekvin 1:1) Bunun kapsadığı zaman kesin olarak belirtilmiyor. Tekvin 1:3-5 ayetlerine kadar yaratılışın ‘birinci gününe’ bile değinilmez. ‘Gökler ve yer’ ilk “gün” başladığı zaman zaten mevcuttu. Öyleyse, gökler ve yeryüzü bilim adamlarının iddia ettiği gibi milyarlarca yıldan beri var olabilir mi? Olabilir. Mukaddes Kitap bunun kapsadığı zamanı belirtmiyor.

Dinin diğer bir aşırılığı bazılarının yaratılışın altı ‘gününü’ yorumlama biçimidir. Mukaddes Kitabı harfiyen yorumlayan bazı aşırı tutucular yeryüzünün yaratılış süresini 144 saatlik bir dönemle sınırlayarak bu günlerin harfi anlamda olduğunda ısrar ederler. Bu, bilim adamlarında şüphecilik yaratır, çünkü bu iddianın kesin bilimsel gözlemlerle çeliştiğine inanırlar.

Bununla birlikte bilime ters düşen bizzat Mukaddes Kitap değil, aşırı tutucuların onunla ilgili yorumudur. Mukaddes Kitap her bir yaratma ‘gününün’ 24 saat uzunlukta olduğunu söylemiyor; aslında, bu yaratma ‘günlerinin’ hepsini daha uzun bir gün olan ‘RAB Allahın yeri ve gökleri yaptığı günün’ kapsamına koyuyor; böylece tüm Mukaddes Kitap ‘günlerinin’ sadece 24 saat sürmediğini gösteriyor. (Tekvin 2:4) Bazısı binlerce yıl uzunlukta olabilirdi.a

Bu şekilde, yaratılışçılar ve köktendinciler tarafından yaratılış fikrinin itibarı sarsılmış oldu. Evrenin yaşı ve yaratma ‘günlerinin’ uzunluğu hakkındaki öğretileri ne mantıksal bilimle ne de Mukaddes Kitapla uyum içindedir. Bununla birlikte dinin, bilim adamları tarafından sevilmemesine neden olan başka aşırılıkları da var.

Gücün Kötüye Kullanımı

Tarih boyunca din adaletsizliklerin büyük kısmından sorumlu oldu. Örneğin, ortaçağ boyunca yaratılış öğretisi, kilisenin Avrupa’daki otokrasiyi desteklemesini haklı çıkarmak amacıyla çarpıtıldı. İnsanların zengin veya fakir olarak bulundukları toplumsal konuma ilahi takdir ile yerleştirilmiş olduğu ima ediliyordu. The Intelligent Universe kitabı şunları anlatır: “Zenginlerin daha küçük olan oğullarına, ailenin mal varlığından çok az miras kalmasının ya da hiçbir şey kalmamasının ‘Tanrı’nın düzeni’ olduğu söylenirdi; işçi ise, sürekli ‘Tanrı’nın onun bulunmasını istediği durumdan’ memnun kalmaya zorlanırdı.”

Birçok kişinin “geçmişteki dinsel aşırılıklara” dönüşten korkmasına hayret etmemek gerekir! Din insanın ruhi ihtiyaçlarını karşılamak yerine onları sık sık istismar etti. (Hezekiel 34:2) India Today dergisindeki bir başyazı şu yorumda bulunuyor: “Çağlar boyunca oluşturduğu tarihçesiyle, kilisenin hiçbir güvenilirliğinin kalmamasına hayret edilmemeli . . . . Yüce Yaratıcı adına, . . . . insanlar hemcinslerine karşı en iğrenç gaddarlıkları gerçekleştirdi.”

Sahte dinin korkunç sicili, Darwin’in düşünüş tarzını önemli şekilde etkiledi. O şunları yazdı: “Hıristiyanlığın Tanrısal ilhamla geldiğine giderek inanmamaya başladım. Birçok sahte dinin yeryüzünün geniş kısımlarında hızla yaygınlaşmasının benim üzerimde bazı etkileri oldu.”

Hakiki Dinin Zaferi

Dinsel ikiyüzlülük bu dünyaya yabancı değildir. İsa günlerindeki güce susamış dinsel liderlere şunları söyledi: “Dıştan insanlara doğru kişilermiş gibi görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve kötülükle dolusunuz.”—Matta 23:28, Müjde.

Bununla birlikte, hakiki Hıristiyanlık ‘dünyanın bir kısmı değildir.’ (Yuhanna 17:16) Mensupları, yozlaşmış dine ve siyasete karışmazlar; onları, Yaratıcı’nın varlığını inkâr eden felsefeler de saptıramaz. Resul Pavlus şöyle yazdı: “Bu dünyanın hikmeti Allahın indinde akılsızlıktır.”—I. Korintoslular 3:19.

Bununla birlikte bu, İsa’nın hakiki takipçilerinin bilimsel açıdan saf kişiler oldukları anlamına gelmez. Aksine, bilim hakiki dinin takipçilerinin ilgisini çeker. Eski peygamber İşaya’ya şunlar söylendi: “Gözlerinizi yukarı kaldırın, ve görün, bunları kim yarattı?” (İşaya 40:26) Benzer şekilde Eyub, Yaratıcı’yı daha iyi tanımak üzere doğanın ve evrenin harikalarını araştırmaya davet edilmişti.—Eyub 38-41 bapları.

Evet, bir Yaratıcı’ya inananlar yaratılışa saygı dolu bir hayranlıkla bakar. (Mezmur 139:14) Ayrıca Yaratıcı Yehova Tanrı’nın gelecekle ilgili şahane bir ümit hakkında söylediklerine güvenirler. (Vahiy 21:1-4) Mukaddes Kitabın incelenmesi sayesinde, milyonlarca kişi insanın kökeninin ve de geleceğinin bilinçsiz bir rastlantıya dayanmadığını öğreniyor. Yehova’nın insanı yaratmakta bir amacı vardı ve bu amaç, tüm itaatli insanların yararına olacak şekilde gerçekleşecektir. Sizi, kendi yararınız için konuyu incelemeye davet ediyoruz.

[Dipnotlar]

a Yehova’nın Şahitleri tarafından yayımlanan Insight on the Scriptures, cilt I, sayfa 545’e bakın.

[Sayfa 6’daki çerçeve]

KANITLAR KONUSUNDA BİLGİSİZLER Mİ?

Avukat Norman Macbeth 1971 yılında Darwin Retried—An Appeal to Reason adlı kitabında “Yehova’nın Şahitleri bile biyolojiyi bir hayli öğrendi” diye yazdı. Awake! dergisindeki evrimle ilgili bir makaleyi okuduktan sonra şunları söyledi: “Makalede Darwincilikle ilgili bilinçli bir eleştirinin yer aldığını görünce hayret ettim.” Yazar, yapılan kapsamlı araştırmayı ve konu hakkındaki yetkili kişilerin akıllıca seçilmiş alıntılarını dikkate alarak şu sonuca vardı: “Simpson’un [evrime] ‘. . . . inanmayan hemen hemen herkesin bilimsel kanıtlar konusunda bilgisiz olduğu açıktır’ sözü artık doğru değil.”

[Sayfa 7’deki resim]

İnsanlığın geleceği bilinçsiz bir rastlantıya bırakılmadı

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş