Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w94 1/10 s. 19-21
  • Övünmekten Sakının

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Övünmekten Sakının
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1994
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • İlişkiler Üzerindeki Etkisi
  • Övünmek Zayıflıktan Kaynaklanır
  • “Ama Gerçek Bu!”
  • Başarı İçin Gerekli Mi?
  • Mütevazılığın Avantajları
  • Gücünüz Zayıflığa Dönüşmesin
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Haddini Bilir Tutumunuzu Her Durumda Koruyabilirsiniz
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2017
  • ‘Hikmet Haddini Bilenler İledir’
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2000
  • Haddinibilirlik—Barışa Katkıda Bulunan Bir Nitelik
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2000
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1994
w94 1/10 s. 19-21

Övünmekten Sakının

BUGÜN birçok kişi övünmeyi bir erdem olarak görür. Birinin üstün yanları, becerileri ve başarılarıyla caka satması moda haline geldi. Bazıları övünmenin başarı için gerekli olduğuna inanır. Başkaları bunun kişinin özsaygısını artırdığını düşünür. Time dergisi şunu gözledi: “Mütevazılık ideali ölmediyse de, neredeyse antika olarak görülmeye başlandı.” Yazar Jody Gaylin şu yorumu yaptı: “Ne yazık ki, açıkça övünmek . . . . son moda oldu. Bir arkadaş veya tanıdıkla sohbet ederken buna eşlik eden yenilik, hava atmaktır.”

Toplumda örnek alınan kişiler standartları belirler. Eski bir boks şampiyonunun şu sözlerini duymuş olabilirsiniz: “Tarihin bu zamanında, dünyanın en büyük adamı olmam bir rastlantı değildir.” Beatles adındaki müzik grubunun bir üyesinin şu sözü de iyi bilinir: “Şimdi biz İsa Mesih’ten daha gözdeyiz.” Bazıları bu sözlerin masumca söylendiğini düşünürken, başkaları bunları söyleyen kişileri kendini üstün gösterme konusunda izlenmesi gereken örnekler olarak gördü.

Övünmenin yaygın olması şu soruyu ortaya çıkarır: Birinin sahip olduklarıyla ve yetenekleriyle övünmesi sağlıklı mıdır? Tabii ki, kişinin başarılarından gurur duyması, hatta bunları yakın arkadaş ve akrabaları ile paylaşması doğaldır. Fakat şu sözlere uygun yaşayanlar hakkında ne denebilir: “Bir şeye sahipsen, onu göster!” Ayrıca, açıkça övünmese de, üstünlüklerinin ve başarılarının herkes tarafından bilinmesini kurnazca sağlayanlar hakkında ne denebilir? Kendini böylesine reklam etmek, sağlıklı ve hatta bazılarının iddia ettiği gibi gerekli midir?

İlişkiler Üzerindeki Etkisi

Başkalarının övünmelerinin sizin üzerinizdeki etkisine bir bakın. Örneğin aşağıdaki sözlere nasıl karşılık verirsiniz?

“Benim yazmadığım kitaplar, başkalarının yazdıklarından çok daha iyidir.”—Tanınmış bir yazar.

“Yaratılış sırasında orada olsaydım, evrenin daha iyi düzenlenmesi konusunda bazı yararlı ipuçları verirdim.”—Bir ortaçağ kralı.

“Bir Tanrı var olamaz, çünkü var olsaydı, O’nun ben olmadığına inanmazdım.”—19. yüzyılda yaşayan bir filozof.

Bu bireyler yorumlarıyla sizi kendilerine çekiyorlar mı? Onların arkadaşlığından zevk alacağınızı düşünüyor musunuz? Herhalde hayır. Ciddi veya şakayla olsun, övünmek genel olarak başkalarının gerginlik, tedirginlik hatta kıskançlık duymalarına neden olur. Asaf üzerinde yarattığı etki buydu; o şunları itiraf etti: “Mağrurları kıskandım.” (Mezmur 73:3) Tabii ki, hiçbirimiz arkadaşlarımızın ve tanıdıklarımızın kendilerini kötü hissetmelerine neden olmak istemeyiz. Birinci Korintoslular 13:4 şunu belirtir: “Sevgi övünmez.” Tanrısal sevgi ve başkalarının duyguları konusunda göstereceğimiz duyarlılık, sözde yetenek ve üstünlüklerimizle gösteriş yapmaktan kaçınmamızı sağlayacak.

Bir kişi kendine hâkim olur ve mütevazı şekilde konuşursa, etrafındaki başka kişilerin, kendilerini rahat ve iyi hissetmelerini sağlar. Bu paha biçilmez bir yetenektir. Britanyalı devlet adamı Lord Chesterfield oğluna şu öğüdü verirken belki de aklında bu vardı: “Olabiliyorsan, başkalarından daha akıllı ol; fakat daha akıllı olduğunu onlara söyleme.”

İnsanlar aynı yetilere sahip değildir. Birinin çok kolaylıkla yapabileceği bir şey, başkasının yeteneklerini aşar. Sevgi, kişiyi, kendisinin yetenekli olduğu alanlarda becerisi olmayanlara duygudaşlık gösterir tarzda davranmaya sevk eder. Büyük olasılıkla diğer ferdin başka alanlarda becerileri vardır. Resul Pavlus bize şunları söyledi: “Çünkü bana verilen hak edilmemiş inayet vasıtasıyla, aranızda olan herkese, kendisi hakkında gereğinden fazla düşünmemesini söylerim; fakat her biri Tanrı’nın ona dağıtmış olduğu iman miktarına göre sağlam bir zihne sahip olacak şekilde düşünsün.”—Romalılar 12:3.

Övünmek Zayıflıktan Kaynaklanır

Bazı kişiler övünücülerin yanında kendilerini önemsiz hissederek onlardan uzak dururken, başkaları değişik bir tepki gösterir. Onlar övünücülerin güvensizlik duyduğu sonucuna varır. Yazar Frank Trippett, hava atan birinin amaçladığının tersine, başkalarının gözündeki saygınlığını neden azaltabileceğini şöyle açıkladı: “Herkes içinden bilir ki, övünmek çoğunlukla acıklı bir kişisel zayıflığa işaret eder.” Birçok kişi övünücünün maskesinin ardında ne olduğunu açıkça görüyorsa, kendimizi süslü sözlerle övmekten kaçınmak daha hikmetlice olmaz mı?

“Ama Gerçek Bu!”

Bazıları kendini yüceltmeyi bu şekilde haklı göstermeye çalışır. Onlar bazı bakımlardan gerçekten becerikli olduklarına göre, başka türlü davranmanın ikiyüzlülük olacağı görüşündedir.

Fakat övünmeleri doğru mudur? Kendimizi değerlendirirken taraflı olmaya eğilim gösteririz. Kendimizde göze çarpar bir üstünlük olarak gördüğümüz şeyler başkalarına sıradan şeyler olarak görünebilir. Bir kişinin yetenekleriyle caka satmaya kendini zorunlu hissetmesi bile, aslında onun hiç de o kadar güçlü olmadığı —reklam yapmadan ayakta kalabilecek kadar güçlü olmadığı— fikrini uyandırabilir. Mukaddes Kitap şu öğüdü verirken, insanların kendini aldatmakla ilgili eğilimini ortaya koyar: “Bunun için, duruyorum zanneden sakınsın, düşmesin.”—I. Korintoslular 10:12.

Bir kişi belli bir alanda olağanüstü şekilde yetenekli olsa bile bu onun böbürlenmesini haklı çıkarır mı? Hayır, çünkü böbürlenmek insanları yüceltir, oysa sahip olduğumuz her yetenek Tanrı’dan gelir. İzzeti O almalıdır. Doğuştan aldığımız bir şey yüzünden neden itibar görelim? (I. Korintoslular 4:7) Ayrıca, üstünlüklerimiz olduğu gibi zayıflıklarımız da var. Dürüstlük, hatalarımız ve yanlışlarımız üzerine de dikkat çekmemizi gerektirmez mi? Herhalde çok az övünücü böyle düşünür. Kral I. Hirodes Agrippa belki de gerçekten becerikli bir konuşmacıydı. Bununla birlikte, ondaki mütevazılık eksikliği çok kötü bir şekilde ölmesine yol açtı. Bu çirkin olay, kendini beğenmişliğin birçok insana olduğu gibi Tanrı’ya göre de ne kadar yakışıksız bir şey olduğunu gösterir.—Resullerin İşleri 12:21-23.

Yetenekler ve üstünlükler genellikle yersiz reklamlar yapılmadan da fark edilir. Başkaları tarafından fark edilip övüldüğünde, kişinin nitelikleri ve başarıları çok daha zarif şekilde ortaya konur. Süleymanın Meselleri 27:2 hikmetli şekilde şunları söyler: “Kendi ağzın değil, seni başkası övsün; kendi dudakların değil, yabancı övsün.”

Başarı İçin Gerekli Mi?

Bazıları bugünün rekabet dolu toplumunda başarı için atak davranarak kendini üstün göstermenin gerekli olduğunu düşünür. Pervasızca konuşup kendi üstünlüklerinin reklamını yapmazlarsa, fark edilmeyecekleri ve takdir edilmeyecekleri konusunda kaygı duyarlar. Vogue dergisindeki şu yorum onların görüşünü yansıtır: “Bir zamanlar mütevazılığın bir erdem olduğu bize öğretilirken, şimdi susup beklemenin bir handikap olabileceğini öğreniyoruz.”

Bu dünyanın standartlarına göre ilerlemeyi arzu edenler açısından bu görüş geçerli olabilir. Fakat İsa’nın takipçisi olan birinin durumu farklıdır. O, Tanrı’nın kibirlileri değil, alçakgönüllüleri kayırdığını ve onların yeteneklerini kullanmayı seçtiğini bilir. Bu nedenle, İsa’nın bir takipçisinin bencil taktiklere başvurmasına hiç gerek yoktur. Gerçi, fazlasıyla cüretli olan biri iddiacı ve hileli biçimde davranarak geçici bir prestij kazanabilir. Bununla birlikte, zamanla gerçek yüzü ortaya çıkar, kibri kırılır hatta alçaltılır. Durum aynı İsa Mesih’in belirttiği gibidir: “Kim kendisini yükseltirse, alçaltılır, ve kim kendisini alçaltırsa, yükseltilir.”—Matta 23:12; Süleymanın Meselleri 8:13; Luka 9:48.

Mütevazılığın Avantajları

Ralph Waldo Emerson şöyle yazdı: “Karşılaştığım her adam bir bakımdan benden üstündür. Ben de bu sayede ondan yararlanırım.” Onun yorumu, resul Pavlus’un Tanrısal ilhamla İsa’nın takipçilerine yaptığı şu tembihle uyum içindedir: “Hiç bir şeyi fırkacılıkla, ne de boş övünmekle yapmıyarak, fakat alçak gönülle, her biri diğerini kendinden üstün say”sın. (Filipililer 2:3) Bu mütevazı bakış açısı kişiyi başkalarından ders alabileceği bir konuma getirir.

Öyleyse, üstünlüğünüzün zayıflığınız haline gelmemesine dikkat edelim. Övünerek, yeteneklerinizin ve başarılarınızın değerini düşürmeyin. Erdemlerinize mütevazılık niteliğini de ekleyin. Başkalarının gözünde kişinin saygınlığını gerçekten artıran şey budur. Bu, kişinin diğer insanlarla daha iyi ilişkiler kurmasına yardım eder ve ona Yehova Tanrı’nın tasvibini kazandırır.—Mika 6:8; II. Korintoslular 10:18.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş