Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w95 15/8 s. 3-4
  • Tehlikeli Bir Semtte Nasıl Hayatta Kalabilirsiniz?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Tehlikeli Bir Semtte Nasıl Hayatta Kalabilirsiniz?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1995
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Olumlu Bir Tutumu Korumak
  • Sürdürülen Umutsuz Savaş
    Uyanış!—1998
  • Suçların Olmadığı Bir Zaman
    Uyanış!—1998
  • Suçlar Kontrolden Çıktı Mı?
    Uyanış!—2008
  • Neden O Kadar Çok Cürüm Var?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1989 (Dinsel Seri 97-108)
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1995
w95 15/8 s. 3-4

Tehlikeli Bir Semtte Nasıl Hayatta Kalabilirsiniz?

“HER zaman korkuyordum. Asansörde korkuyordum. Arabamda korkuyordum. Evimde korkuyordum. Her yerde suç işleniyordu. İnsanlar devamlı soygunlarla karşılaşıyordu.” Bu sözler, Maria isimli bir kadına aittir. Bu Brezilyalı kadın gibi siz de semtinizde, özellikle de geceleri karanlıkta korku duyuyor musunuz?

Polisiye romanlar okumak heyecanlandırıcı olabilir, fakat gerçek hayatta genelde mutlu sona erişilmez. Bir suç olayı çözülmeden kalabilir. İşlenen suç bir cinayetse, bir kimse yaşamını kocasından, babasından, oğlundan; ya da karısından, annesinden, kızından yoksun sürdürmek zorunda bırakılabilir. Ağır suç olayları bölgenizde artıyor mu? Ailenizin güvende olacağı huzurlu bir yerin özlemini duyuyor musunuz? Ya da, çocuklarınızı suçların kol gezdiği bir bölgede büyütmek zorundaysanız, hayatta kalmak için ne yapabilirsiniz?

Gerçi az suç işlendiği bildirilen kentler hâlâ var. Birçok ülkede, insanlar hâlâ huzurlu kırsal bölgelerde ya da sakin köylerde yaşıyor. Ancak önceleri suçlardan uzak olarak kabul edilen bölgelerde bile durum hızla değişiyor. Örneğin, Brezilya’da 50 yıl önce nüfusun yüzde 70’i kırsal bölgelerde yaşıyordu. Şimdi ise yüzde 70’i kentlerde yaşıyor. Açılan iş olanaklarının yanı sıra, suç ve şiddet gibi kente özgü sorunlarda da bir artış oldu. Tehlikeli bir bölgede yaşıyor olsanız da olmasanız da, işe ya da okula gitmek ve evinizden uzakta birçok faaliyete katılmak zorundasınız.

Rio de Janeiro’dan bir polis şefi, yaygın olan ‘panik sendromunu’ kabul ederek sosyal adaletsizliği ve suç örgütlerini buna katkıda bulunan etkenler olarak belirtiyor. Ayrıca gazetelerin ve televizyonun “korkunç haberlerle halkın cesaretini kırarak” yaygın korkuya katkıda bulunduğunu düşünüyor. Uyuşturucu bağımlılığı, aile çöküntüsü ve yanlış dinsel eğitim de çoğalan kanunsuzluğa katkıda bulunuyor. Gelecek ne getirecek? Kitaplarda ve filmlerde önemsenmeyerek eğlence gibi gösterilen şiddetle sürekli beslenmeleri, insanların başkalarına karşı duyarsızlaşmalarına mı neden olacak? Suçlardan uzak olduğu kabul edilen bölgeler de tehlikeli duruma gelecek mi?

Şiddet, kurbanı açısından hiç de eğlenceli değildir; bu yüzden, güvenlikte olmayı çok isteriz. Kaygılı vatandaşların, sokaklarda daha fazla polis memuru bulunmasını ve daha ağır hapis cezaları, hatta ölüm cezası verilmesini istemelerine şaşmamalı! Risklerine rağmen, bazıları kendilerini korumak amacıyla silah alıyor. Başkaları otoritelerden silah satışını kısıtlamasını istiyor. Fakat ağır suçların arttığını bildiren kötü haberlere rağmen, ümitsizliğe kapılmaya gerek yok. Aslında Johannesburg, México City, New York, Rio de Janeiro ve São Paulo gibi büyük kentlerin sakinleri arasında soyguna uğramamış birçok kişi var. İnsanların tehlikeli bir semtte suç olaylarına nasıl göğüs gerdiğini inceleyelim.

Olumlu Bir Tutumu Korumak

Bir yazar, suç olaylarının kol gezdiği bir bölge hakkındaki yorumunda, “acımasız yaşam koşullarına rağmen, bir ölçüde de olsa haysiyet ve nezaketle yaşamayı başaran binlerce Brezilyalı’nın becerikliliği ve dayanıklılığından” söz etti. Rio de Janeiro’da 38 yıl yaşayan Jorge şunları söylüyor: “Bazı sokaklardan ve bölgelerden uzak duruyorum ve buralara karşı herhangi bir merak duymuyorum. Çok geç saatlerde sokakta yürümekten de kaçınıyorum ve aşırı korku göstermiyorum. İhtiyatlı olmakla birlikte, insanlara değer verip saygıyla davranarak onlara dürüst kişiler gözüyle bakıyorum.”

Evet, gereksiz sorunlardan kaçının. Başkalarının işine karışmayın. Aşırı korkunun sinir sistemini etkileyerek terbiyeli kişilerin bile mantıksızca davranmasına yol açacağı gerçeğini hafife almayın. Odair, tehlikeli bölgelerde sürdürdüğü işiyle ilgili şu gözlemde bulundu: “Zihnimi olabilecek kötü şeylerin korkusuyla doldurmayarak olumlu düşünmeye çalışıyorum; çünkü bu, gereksiz gerginliğe ve paniğe yol açıyor. Bütün insanlara saygılı davranmaya çalışıyorum.” Uyanık olup şüpheli görünen kişilerle belirli bir mesafeyi korumaya çalışmanın yanı sıra, duygularını kontrol etmesine yarayan başka bir etkeni de şöyle ekliyor: “Hepsinden çok, Yehova Tanrı’nın gözlerinden hiçbir şeyin kaçmayacağını ve olacak şeylerin O’nun izniyle olduğunu hatırlayarak O’na güven geliştiriyorum.”

Bununla birlikte, hiç kimse sürekli korku içinde yaşamaktan hoşlanmaz. Üstelik, aşırı korku ve stresin duygusal ve fiziksel sağlığa zararlı olduğunu kim inkâr edebilir? O halde, bir gün saldırıya uğramaktan korkan insanlar için hangi ümit var? Birçokları suç olayları açısından en kötü günlerin önümüzde olmasından korktuğuna göre, acaba bir gün şiddetin sonunu görecek miyiz? Lütfen, “Korku Ne Zaman Sona Erecek?” başlıklı sonraki makaleyi okuyun.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş