Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w95 15/9 s. 26-29
  • Masoretler Kimdi?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Masoretler Kimdi?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1995
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Ben Aşer Ailesi
  • Olağanüstü Bir Hafıza Gerekliydi
  • Neye İnandılar?
  • Onların Çalışmasından Yararlanmak
  • Masoretik Metin Nedir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1995
  • Metni Değiştirme Çabaları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (Halka Yönelik)—2016
  • Konu 5—Kutsal Yazıların İbranice Metni
    ‘Kutsal Yazıların Tümü Tanrı İlhamıdır ve Yararlıdır’
  • Yeryüzüne Sevgim Sonsuza Dek Sürecek
    Uyanış!—1998
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1995
w95 15/9 s. 26-29

Masoretler Kimdi?

“HAKİKAT Allahı” Yehova, Sözü olan Mukaddes Kitabı korumuştur. (Mezmur 31:5) Fakat hakikatin düşmanı olan Şeytan onu bozmaya ve yok etmeye çalıştığına göre, Mukaddes Kitap nasıl temelde yazıldığı şekliyle bize ulaştı?—Matta 13:39’a bakın.

Cevabın bir kısmı, profesör Robert Gordis’in yaptığı bir açıklamada bulunabilir: “Masoretler ya da ‘geleneğin koruyucuları’ diye adlandırılan İbrani yazıcıların başarıları yeteri kadar takdir edilmemiştir. Bu isimsiz yazıcılar, Kutsal Kitabı titizlikle ve sevgi dolu bir özenle kopya ettiler.” Bu kopyacıların çoğunluğu günümüze dek isimsiz olarak kaldıysa da, bir Masoret aile olan Ben Aşer’lerin ismi açıkça kaydedilmiştir. Bu aile ve onların Masoret meslektaşları hakkında ne biliyoruz?

Ben Aşer Ailesi

Mukaddes Kitabın genellikle Eski Ahit olarak adlandırılan ve orijinali İbranice yazılmış bölümü, Yahudi yazıcılar tarafından sadık bir şekilde kopya edildi. Bu yazıcılar MS altıncı yüzyıldan onuncu yüzyıla kadar, Masoretler olarak adlandırıldı. Onların işinin kapsamına neler giriyordu?

İbranice, yüzyıllarca sessiz harflerle yazıldı; sesli harfler okuyucu tarafından ekleniyordu. Fakat Masoretler dönemine gelindiğinde, İbranicenin doğru telaffuzu kaybolmaya başlamıştı; çünkü birçok Yahudi artık bu dili akıcı biçimde konuşmuyordu. Babil ve İsrail’deki Masoret gruplar, sesli harflerin vurgusunu ve doğru telaffuzunu belirtmek amacıyla, sessiz harflerin etrafına konacak işaretler yarattılar. En azından üç değişik sistem geliştirilmişti; fakat bunlar arasında etkisi en çok görüleni, Galile Denizinin kıyısında, Ben Aşer ailesinin yaşadığı Taberiye şehrindeki Masoretlerin sistemiydi.

Kaynaklar, MS sekizinci yüzyılda yaşayan Baba Aşer’den başlayarak bu benzersiz aileden beş nesil Masoret sıralarlar. Diğerleri, Nehemya Ben Aşer, Aşer Ben Nehemya, Musa Ben Aşer ve son olarak MS onuncu yüzyılda Harun Ben Musa Ben Aşer idi.a Bu erkekler, İbranice Mukaddes Yazıların metninin doğru olarak kabul ettikleri telaffuzunu en iyi biçimde ifade edecek yazılı sembolleri mükemmel duruma getirenlerin öncüleriydi. Onlar, bu sembolleri geliştirmek için, İbranice dilbilgisi sisteminin temelini belirlemek zorundaydılar. O zamana kadar, İbranice dilbilgisi konusunda kayda geçmiş kesin bir kurallar sistemi yoktu. Bu nedenle, bu Masoretlerin, ilk İbranice dilbilgisi uzmanlarından oldukları söylenebilir.

Ben Aşer aile geleneğinin son Masoreti Harun, bu bilgiyi kaydeden ve gözden geçiren ilk kişiydi. O bunu, İbranice dilbilgisi kurallarının ilk kitabı olan “Sefer Dikdukei ha-Te’amim” başlıklı çalışmasıyla gerçekleştirdi. Bu kitap sonraki yüzyıllar boyunca, İbranice dilbilgisi uzmanlarının çalışmalarına temel oluşturdu. Fakat bu, Masoretlerin daha önemli çalışmalarının sadece bir yan ürünüydü. Acaba bu daha önemli çalışmalar neydi?

Olağanüstü Bir Hafıza Gerekliydi

Masoretlerin başlıca kaygısı, Mukaddes Kitabın her sözcüğünün, hatta her harfinin doğru aktarılmasıydı. Doğruluğu sağlamak üzere, önceki kopyacıların kasıtlı veya kasıtsız yapmış olabileceği herhangi bir metin değişikliğini gösterecek bilgiyi kaydetmek üzere her sayfanın kenarından yararlandılar. Ayrıca bu sayfa kenarlarında, alışılmışın dışındaki sözcük biçimlerini ve sözcük birleşimlerini, bunların herhangi bir kitapta veya tüm İbranice Mukaddes Yazılarda hangi sıklıkta geçtiğini de not ettiler. Yer sınırlı olduğundan, bu açıklamalar son derece kısa bir kod sistemiyle kaydedildi. Doğruluğu kontrol etmekte ek bir yöntem olarak, belirli kitapların en ortadaki sözcüklerini ve harflerini işaretlediler. Eksiksiz şekilde kopya etmeyi sağlamak üzere Mukaddes Kitabın her harfini sayma noktasına kadar gittiler.

Masoretler, sayfanın üst ve alt kenarlarına, yanlardaki bazı kısaltılmış notlarla ilgili daha geniş açıklamalar kaydettiler.b Bunlar, işlerinin doğruluğunu kontrol etmede onlara yardımcı oluyordu. O zamanlarda ayetler henüz numaralanmamış olduğu ve hiçbir Mukaddes Kitap konkordansı bulunmadığı halde, Masoretler doğruluğu kontrol etmek üzere Mukaddes Kitabın diğer kısımlarına nasıl gönderme yaptılar? Mukaddes Kitabın başka yerlerinde bulunan kelime veya kelimelerin geçtiği benzer ayetleri hatırlamaları için, sayfanın üst ve alt kenarlarına söz konusu ayetlerin ilgili kısımlarını liste halinde yazdılar. Yer darlığı yüzünden, benzer ayetleri hatırlamak üzere genellikle sadece bir sözcük yazdılar. Sayfa kenarlarındaki bu notların işe yaraması için, bu kopyacılar Mukaddes Kitabın tamamını neredeyse ezberlemek zorunda kalırlardı.

Sayfa kenarları için oldukça uzun olan listeler, elyazmasının başka bir bölümüne aktarılırdı. Örneğin, Tekvin 18:3’ün yan sayfa kenarındaki Masoretik not, üç İbranice harfi, קלד harflerini gösterir. Bu, 134 sayısının İbranice karşılığıdır. Elyazmasının başka bir bölümünde, Masoretlerden önceki kopyacılar tarafından İbranice metinde Yehova’nın isminin kasıtlı olarak çıkarılıp “Rab” sözcüğünün konulduğu 134 yeri gösteren bir liste bulunur. Masoretler bu değişikliklerin farkında olmalarına rağmen, kendilerine bırakılan metni değiştirmeyi seçmediler. Bunun yerine, bu değişiklikleri sayfa kenarlarında gösterdiler. Fakat, önceki kopyacılar metni değiştirmişken, neden Masoretler onu değiştirmemek için böyle aşırı bir özen gösterdiler? Onların Yahudilik inancı, önceki kopyacılarınkinden farklı mıydı?

Neye İnandılar?

Masoretik gelişmenin bu dönemi boyunca, Yahudilik köklü bir ideolojik çatışma içine girdi. MS birinci yüzyıldan itibaren, hahamların öğrettiği Yahudilik hâkimiyetini artırmıştı. Talmud’un yazılması ve hahamların yorumları sonucunda, Mukaddes Kitabın metni, önem bakımından hahamların sözlü kanun yorumlarından sonra gelmeye başlamıştı. Bu nedenle, Mukaddes Kitap metninin özenle korunması önemini yitirmiş olabilirdi.

Sekizinci yüzyılda Karailer diye bilinen bir grup, bu genel eğilime karşı geldi. Mukaddes Kitabın kişisel olarak incelenmesinin önemini vurgulayarak, hahamların yorumlarını, otoritesini ve Talmudu reddettiler. Otorite olarak sadece Mukaddes Kitap metnini kabul ettiler. Bu, metnin doğru aktarılma ihtiyacını artırdı ve Masoretik çalışmalar yepyeni bir devinim kazandı.

Hahamların veya Karailerin inancı, Masoretleri ne ölçüde etkiledi? İbranice Mukaddes Kitap metinleri konusunda uzman olan M. H. Goshen-Gottstein şunları belirtiyor: “Masoretler, . . . . eski bir geleneği sürdürdüklerinden emindiler ve buna kasıtlı olarak müdahale etmek, onlar için ağır suçların belki de en kötüsüydü.”

Masoretler, Mukaddes Kitap metninin doğru kopya edilmesini kutsal bir görev olarak gördüler. Bireysel olarak diğer dinsel etkenlerin onlar üzerinde güçlü bir etkisi olmuş olabilirse de, Masoretik iş ideolojik meselelerin üstünde tutuluyordu. Sayfa kenarlarındaki kısa ve açık notlar, teolojik tartışmalara pek fırsat bırakmadı. Bizzat Mukaddes Kitap metni yaşamlarında en önemli yeri tutuyordu; onda asla değişiklik yapmazlardı.

Onların Çalışmasından Yararlanmak

Bedeni İsrail artık Tanrı’nın seçilmiş kavmi olmadığı halde, bu Yahudi kopyacılar, kendilerini tamamen Tanrı’nın Sözünün doğru olarak korunmasını sağlamaya adamışlardı. (Matta 21:42-44; 23:37, 38) Ben Aşer ailesinin ve diğer Masoretlerin başarısı şunları yazan Robert Gordis tarafından uygun şekilde özetleniyor: “Bu mütevazı ama yılmaz işçiler, . . . . Mukaddes Kitabın metnini kaybolmaya ve değişmeye karşı korumak gibi çok zor ve büyük bir görevi, kendilerini ön plana çıkarmadan gerçekleştirdiler.” (The Biblical Text in the Making) Bunun sonucu olarak, Luther ve Tyndale gibi 16. yüzyıl Reformcuları, kilisenin otoritesine meydan okuyup Mukaddes Kitabı herkesin okuması için halkın konuştuğu dillere tercüme etmeye başladıklarında, çalışmalarına temel olarak kullanabilecekleri iyi korunmuş bir İbranice metne sahip olabildiler.

Masoretlerin yaptığı iş bugün bizlere yarar sağlamaya devam ediyor. Onların İbranice metinleri, Mukaddes Kitabın Yehova’nın Şahitlerinin sık kullandığı çağdaş bir tercümesinin İbranice Mukaddes Yazıları için temel oluşturur. Bu tercümenin, eski Masoretlerin gösterdiği kendini adama ve doğruluğa özen gösterme ruhuyla, birçok başka dile tercümesi devam ediyor. Biz de Yehova Tanrı’nın Sözüne dikkat etmek konusunda benzer bir ruh göstermeliyiz.—II. Petrus 1:19.

[Dipnotlar]

a İbranice “ben,” “oğul” demektir. Bu nedenle Ben Aşer, “Aşer’in oğlu” anlamına gelir.

b Sayfa kenarlarındaki Masoretik notlar Küçük Masora, üst ve alt kenarlardakiler Büyük Masora, elyazmasının başka yerinde bulunan listeler ise Son Masora diye adlandırılır.

[Sayfa 28’deki çerçeve/resim]

İbranice Telaffuz Sistemi

MASORETLER arasında sesli harflerin sembollerini ve vurgu işaretlerini kaydetmekte kullanılan en iyi yöntemle ilgili araştırmalar, yüzyıllarca sürdü. Bu nedenle, Ben Aşer ailesinin her bir nesliyle devam eden bir gelişmeyle karşılaşmak şaşırtıcı değildir. Varolan elyazmaları, Ben Aşer ailesinin sadece son iki Masoreti Musa ve Harun’un tarz ve yöntemlerini gösterir.c Bu elyazmalarının karşılaştırmalı bir incelemesi, Harun’un, telaffuz ve işaretleme düzeninin belirli ufak noktalarında, babası Musa’nınkinden değişik kurallar geliştirdiğini gösterir.

Ben Naftali, Harun Ben Aşer’in çağdaşıydı. Musa Ben Aşer’in Kahire kodeksi, Ben Naftali’ye atfedilen birçok açıklama içerir. Dolayısıyla, ya bizzat Ben Naftali Musa, Ben Aşer’in yanında çalışmıştı ya da her ikisi daha eski ortak bir geleneği korudular. Birçok bilgin, Ben Aşer ve Ben Naftali sistemleri arasındaki farklardan söz eder, fakat Goshen-Gottstein şöyle yazıyor: “Ben Aşer ailesinin içinde iki alt sistemden söz etmek ve açıklamaların farklılığını Ben Aşer Ben Aşer’e Karşı şeklinde adlandırmak gerçekten fazla uzak bir varsayım olmaz.” Böylece tek bir Ben Aşer yönteminden söz etmek yanlış olur. Harun Ben Aşer’in yöntemlerinin kabul edilen son biçim olması, onların yapısal üstünlüklerinin sonucu değildi. Sadece, 12. yüzyıldaki Talmud bilgini İbn Meymun’un Harun Ben Aşer metnini övmesi nedeniyle ona verilen ayrıcalık sonucuydu.

[Resim—İbranice Karakterler]

Sesli harf ve fonetik işaretleri olan ve olmayan haliyle Çıkış 6:2’nin bir kısmı

[Dipnotlar]

c Sadece ilk peygamberlerle son peygamberleri içeren Kahire Kodeksi (MS 896), Musa’nın yöntemlerine bir örnek oluşturur. Halep (MS yaklaşık 925) ve Leningrad (MS 1008) kodeksleri Harun Ben Aşer’in yöntemlerinin örnekleri olarak sayılır.

[Sayfa 26’daki resim]

Sekiz ila onuncu yüzyıllar arasında Masoretik faaliyetin merkezi olan Taberiye

[Tanıtım notu]

Pictorial Archive (Near Eastern History) East.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş