Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w96 1/7 s. 8-13
  • ‘Bütün Milletler İçin Dua Evi’

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • ‘Bütün Milletler İçin Dua Evi’
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • En Mukaddes Yer
  • Mukaddes Yer
  • Avlu
  • Kefaret Günü
  • Birinci ve İkinci Mabet
  • Tanrı Yeryüzündeki Evini Sonsuza Dek Terk Ediyor
  • Ruhi Mabette İbadet Etme Ayrıcalığınıza Değer Verin
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2023
  • Yehova’nın Büyük Ruhi Mabedi
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2002
  • “Değerli Şeyler” Yehova’nın Evini Dolduruyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2000
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
w96 1/7 s. 8-13

‘Bütün Milletler İçin Dua Evi’

“‘Bütün milletler için benim evime dua evi denilecek,’ diye yazılmış değil midir?”—MARKOS 11:17.

1. Başlangıçta Âdem ve Havva Tanrı ile nasıl bir ilişki içindeydi?

ÂDEM ve Havva yaratıldıklarında, gökteki Babalarıyla yakın bir ilişki içindeydiler. Yehova Tanrı onlarla iletişimde bulunuyor ve onlara insan ırkıyla ilgili görkemli amacına ilişkin temel bilgiler veriyordu. Kuşkusuz, yarattığı olağanüstü şeylerden ötürü onlar sık sık Yehova’ya hamt etme isteğiyle doluyorlardı. Âdem ve Havva ilerideki insan ailesinin anne ve babası olma rolleri üzerinde düşünürken rehberliğe ihtiyaç duyarlarsa, Cennet yuvalarında bulundukları her yerden Tanrı’ya yaklaşabilirlerdi. Mabette bir kâhinin yapacağı hizmetlere ihtiyaçları yoktu.—Tekvin 1:28.

2. Âdem ve Havva günah işlediğinde hangi değişiklik oldu?

2 İsyankâr bir melek Havva’yı “Allah gibi olacaksın” sözleriyle ayartıp ona Yehova’nın egemenliğini reddederse yaşamdaki durumunun daha iyi olacağı düşüncesini aşıladığında durum değişti. Çünkü Havva Tanrı’nın yasaklamış olduğu ağacın meyvesinden yedi. Şeytan sonra Havva’yı onun kocasını ayartmakta kullandı. Ne fecidir ki, Âdem günahkâr karısının sözünü dinleyip onunla ilişkisine Tanrı ile ilişkisinden daha fazla değer verdiğini gösterdi. (Tekvin 3:4-7) Aslında, Âdem ve Havva kendilerine tanrı olarak Şeytan’ı seçtiler.—II. Korintoslular 4:4 ile karşılaştırın.

3. Âdem ve Havva’nın isyanının kötü sonuçları nelerdi?

3 İlk insan çifti bunu yapmakla, yalnızca Tanrı ile değerli ilişkisini değil, yeryüzündeki cennette sonsuza dek yaşama ümidini de yitirdi. (Tekvin 2:16, 17) Günahkâr bedenleri ölümlerine dek yavaş yavaş bozuldu. Soyları bu günahkâr durumu miras aldı. Mukaddes Kitabın açıkladığı gibi, “Böylece ölüm de bütün insanlara geçti.”—Romalılar 5:12.

4. Tanrı günahkâr insanlık için hangi ümidi verdi?

4 Günahkâr insanlığı kutsal Yaratıcılarıyla barıştırmak için bir şey gerekiyordu. Tanrı, Âdem ve Havva’yı ölüme mahkûm ettiğinde, insanlığı Şeytan’ın isyanının etkilerinden kurtaracak bir “zürriyet” vaadinde bulunarak onların gelecekteki soyu için bir ümit verdi. (Tekvin 3:15) Sonradan, Tanrı bu bereket veren Zürriyetin İbrahim’den geleceğini açıkladı. (Tekvin 22:18) Tanrı, bu sevgi dolu amacını düşünerek, İbrahim’in soyu olan İsraillileri kendine millet olarak seçti.

5. Tanrı’nın İsraillilerle kestiği Kanun Ahdinin ayrıntılarıyla neden ilgilenmeliyiz?

5 İsrailliler, MÖ 1513 yılında Tanrı ile ahit ilişkisine girip O’nun kanunlarına itaat göstermeyi kabul ettiler. Bu Kanun ahdi vaat edilen Zürriyete işaret ettiğinden, bugün Tanrı’ya tapınmak isteyen herkesi çok ilgilendirmelidir. Pavlus onun ‘gelecek iyi şeylerin gölgesini’ içerdiğini söyledi. (İbraniler 10:1) Pavlus bu açıklamada bulunduğunda, İsrail kâhinlerinin seyyar tapınma çadırında yerine getirdikleri hizmetten söz ediyordu. Bu çadır “Yehova’nın mabedi” ya da “Yehova’nın evi” diye adlandırılıyordu. (I. Samuel 1:9, 24) Yehova’nın yeryüzündeki evinde yerine getirilen kutsal hizmeti irdelemekle bugün günahkâr insanların Tanrı ile barışmalarına yardımcı olan merhametli düzenlemeyi çok daha iyi anlayabileceğiz.

En Mukaddes Yer

6. En Mukaddes Yerde ne bulunuyordu ve orada Tanrı’nın varlığı neyle temsil ediliyordu?

6 Mukaddes Kitap, “Yüce Olan el ile yapılan evlerde oturmaz” diyor. (Resullerin İşleri 7:48) Bununla birlikte, yeryüzündeki evinde Tanrı’nın varlığı, mabedin En Mukaddes Yer denen en iç bölümünde bir bulutla temsil ediliyordu. (Levililer 16:2) Anlaşıldığı gibi, bu bulut parlak bir ışık saçarak En Mukaddes Yeri aydınlatıyordu. O, içinde Tanrı’nın İsrail’e verdiği emirlerden bazılarının oyulduğu taş tabletler bulunan, “şehadet sandığı” denen kutsal sandığın üzerinde duruyordu. Sandığın kapağının üstünde, Tanrı’nın gökteki teşkilatında bulunan yüksek konumdaki ruhi yaratıkları simgeleyen, kanatları iki yana gerilmiş iki altın kerubi vardı. Mucizevi ışık bulutu kapağın üstünde, kerubilerin arasındaydı. (Çıkış 25:22) Bu temsili anlatım, Her Şeye Kadir Tanrı’nın canlı kerubiler tarafından taşınan semavi arabasının üstünde tahta oturduğu düşüncesini veriyordu. (I. Tarihler 28:18) Bu durum, Kral Hizkiya’nın, “Ey kerubiler üstünde oturan orduların RABBİ, İsrailin Allahı” demesinin nedenini açıklıyor.—İşaya 37:16.

Mukaddes Yer

7. Mukaddes Yerde neler vardı?

7 Toplanma çadırının ikinci bölümüne Mukaddes Yer deniyordu. Bu bölümün içinde, girişin solunda yedi kandilli güzel bir şamdan ve sağında ekmeklerin konduğu sofra duruyordu. Girişin tam karşısında bir mezbah bulunuyor, mezbahta yanan buhurdan hoş koku yayılıyordu. Bu mezbah, Mukaddes Yeri En Mukaddes Yerden ayıran perdenin önündeydi.

8. Kâhinler Mukaddes Yerde düzenli olarak hangi görevleri yerine getiriyorlardı?

8 Her sabah ve akşamüstü, bir kâhin toplanma çadırına girip buhur mezbahının üstünde buhur yakmalıydı. (Çıkış 30:7, 8) Sabahları buhur yakılırken, altın şamdanın üstünde duran yedi kandile yeniden yağ doldurulmalıydı. Akşamüstleri, kandiller Mukaddes Yeri aydınlatması için yakılıyordu. Her Sebt günü bir kâhin ekmeklerin konduğu sofraya 12 taze somun koymalıydı.—Levililer 24:4-8.

Avlu

9. Su kazanı hangi amaca hizmet ediyordu ve biz bundan hangi dersi alabiliriz?

9 Toplanma çadırında bir de, çadır beziyle çevrili bir avlu vardı. Bu avluda kâhinlerin Mukaddes Yere girmeden önce ellerini ve ayaklarını yıkadıkları büyük kazan duruyordu. Avluda bulunan mezbahta kurbanları sunmadan önce de yıkanmalıydılar. (Çıkış 30:18-21) Bu temizlik koşulu bugün Tanrı’nın hizmetçileri için güçlü bir hatırlatmadır; şöyle ki onlar tapınmalarının Tanrı tarafından kabul olunmasını istiyorlarsa, bedenen, ahlaken, zihnen ve ruhen temiz olmaya çalışmalıdırlar. (II. Korintoslular 7:1) Mezbahın ateşi için odun ve kazan için su getirme görevi zamanla İsrailli olmayan mabet köleleri tarafından yapılır oldu.—Yeşu 9:27.

10. Kurban mezbahında sunulan takdimelerden bazıları nelerdi?

10 Her sabah ve akşamüstü, genç bir kurbanlık koç, tahıl ve dökülen takdimelerle birlikte mezbahta yakılıyordu. (Çıkış 29:38-41) Özel günlerde başka kurbanlar da sunuluyordu. Bazen kişinin kendi işlediği günahlar nedeniyle bir kurban sunması gerekiyordu. (Levililer 5:5, 6) Başka zamanlar bir İsrailli, bazı bölümlerini kâhinlerle kendisinin yediği paylaşma kurbanları sunuyordu. Bu, günahkâr insanların, Tanrı ile sanki birlikte yemek yiyormuşcasına barış içinde olabileceklerine işaret ediyordu. İsrail’de yaşayan bir yabancı bile Yehova’ya tapınmaya başlayabiliyor ve O’nun evinde gönüllü takdime sunma ayrıcalığına kavuşabiliyordu. Fakat Yehova’ya hakkı olan onuru vermek üzere, kâhinlerin yalnızca en kaliteli takdimeleri kabul etmeleri gerekiyordu. Tahıl takdimesinin unu ince çekilmiş olmalı ve kurbanlık hayvanlarda hiçbir kusur bulunmamalıydı.—Levililer 2:1; 22:18-20; Malaki 1:6-8.

11. (a) Hayvan kurbanlarının kanıyla ne yapılıyordu ve bu neye işaret ediyordu? (b) Tanrı’nın hem insan hem de hayvan kanıyla ilgili görüşü nedir?

11 Kurbanların kanı mezbaha götürülüyordu. Bu, millete, akıtılacak canıyla günahlarına sürekli kefaret ederek onları ölümden kurtarabilecek bir kurtarıcıya ihtiyacı olan günahkâr kişiler olduklarını hergün hatırlatma amacına hizmet ediyordu. (Romalılar 7:24, 25; Galatyalılar 3:24; ayrıca İbraniler 10:3 ile karşılaştırın.) Aynı zamanda kanın böyle kutsal şekilde kullanılması, İsraillilere kanın hayatı temsil ettiğini ve hayatın Tanrı’ya ait olduğunu da hatırlatıyordu. Tanrı insanların kanı başka herhangi bir şekilde kullanmalarını her zaman yasakladı.—Tekvin 9:4; Levililer 17:10-12; Resullerin İşleri 15:28, 29.

Kefaret Günü

12, 13. (a) Kefaret Günü neydi? (b) En Mukaddes Yere kanı getirebilmek için başkâhinin önce ne yapması gerekiyordu?

12 Yıl içinde, Kefaret Günü diye adlandırılan gün, tüm İsrail milleti, Yehova’ya tapınan yabancı sakinlerle birlikte hiçbir iş yapmayıp oruç tutmalıydı. (Levililer 16:29, 30) Bu önemli günde millet, önlerindeki yıl Tanrı ile barışçı bir ilişki içinde olabilmek için günahından temsilen temizlenmiş oluyordu. Bu sahneyi gözümüzde canlandırarak bazı önemli noktaları gözden geçirelim.

13 Başkâhin toplanma çadırının avlusundadır. Kazandaki suyla yıkandıktan sonra kurbanlık boğayı keser. Boğanın kanı bir kaba dökülür; bu kan, Levi kâhin sıptının günahlarına kefaret etmek üzere özel şekilde kullanılacaktır. (Levililer 16:4, 6, 11) Fakat kurbanla ilgili işlemi sürdürmeden önce başkâhinin yapması gereken bir şey vardır. Hoş kokulu buhurdan (herhalde bir kepçeyle) alır ve buhurdanlığın içine de mezbahtaki ateş korlarından koyar. Sonra Mukaddes Yere girip En Mukaddes Yeri örten perdeye doğru yürür. Yavaşça perdenin ötesine geçip ahit sandığının önünde durur. Sonra, başka hiçbir insan tarafından görülmeden, buhuru ateş korları üzerine döker ve En Mukaddes Yer hoş kokulu bir buhur bulutuyla dolar.—Levililer 16:12, 13.

14. Başkâhinin En Mukaddes Yere neden iki değişik hayvanın kanıyla girmesi gerekiyordu?

14 Tanrı artık merhamet göstermeye hazırdır ve öfkesi temsilen yatışmıştır. Bu nedenle, sandığın kapağına “kefaret yeri” ya da “kefaretgâh” denir. (İbraniler 9:5) Başkâhin En Mukaddes Yerden çıkıp boğanın kanını alır ve tekrar En Mukaddes Yere girer. Kanun’da emredildiği gibi, parmağını kana batırıp onu sandığın kapağının önünde yedi kez serper. (Levililer 16:14) Sonra avluya geri döner ve “kavm için” günah takdimesi olan bir ergeç keser. Ergecin kanının bir kısmını En Mukaddes Yere getirir ve boğanın kanıyla yaptıklarının aynını ergecin kanıyla da yapar. (Levililer 16:15) Kefaret Gününde başka önemli hizmetler de yerine getiriliyordu. Örneğin, başkâhin elini ikinci bir ergecin başı üzerine koyarak “İsrail oğullarının bütün fesatlarını” onun üzerinde itiraf etmeliydi. Sonra bu canlı ergeç mecazi anlamda milletin günahlarını taşıması için çöle salınmalıydı. Bu şekilde her yıl kâhinler ve “bütün İsrail cemaati için” kefaret ödeniyordu.—Levililer 16:16, 17, 21, 22, 23.

15. (a) Süleyman’ın mabedi toplanma çadırına ne yönden benziyordu? (b) İbraniler kitabı, hem toplanma çadırında hem de mabette yapılan kutsal hizmet hakkında ne der?

15 Tanrı ile ahit içinde bulunan İsrail kavminin tarihinin ilk 486 yılı boyunca, bu seyyar toplanma çadırı onlara Tanrıları Yehova’ya tapınma yeri olarak hizmet etti. Sonradan, İsrail Kralı Süleyman’a kalıcı bir yapı inşa etme imtiyazı verildi. Bu mabet daha büyük ve daha süslü olacaksa da, Tanrısal tasarımı toplanma çadırınınkine aynen uyuyordu. Toplanma çadırı gibi o da, ‘insan tarafından değil, Yehova tarafından kurulacak’ daha büyük ve daha etkili bir tapınma düzenlemesini temsil ediyordu.—İbraniler 8:2, 5; 9:9, 11.

Birinci ve İkinci Mabet

16. (a) Süleyman, mabedin Tanrı’ya vakfedilme töreninde hangi sevgi dolu dilekte bulundu? (b) Yehova, Süleyman’ın duasını kabul ettiğini nasıl gösterdi?

16 Süleyman bu görkemli mabedin Tanrı’ya vakfedilme töreninde ettiği duada ilhamla şu dilekte de bulundu: “Kavmın İsrailden olmıyan ecnebi de, senin büyük ismin[den] . . . . ötürü uzak memleketten gelince; gelip bu eve doğru dua ettikleri zaman; o vakit gökten, meskeninden işit, ve ecnebinin sana feryat ettiği bütün şeylere göre yap; ta ki, dünyanın bütün kavmları, kavmın İsrail gibi senin ismini tanısınlar da senden korksunlar, ve yaptığım bu evin senin isminle çağırıldığını bilsinler.” (II. Tarihler 6:32, 33) Tanrı, Süleyman’ın vakf törenindeki duasını kabul ettiğini açık bir şekilde gösterdi. Gökten ateş indi, mezbahın üstündeki hayvan kurbanlarını yakıp bitirdi ve Yehova’nın izzeti mabedi doldurdu.—II. Tarihler 7:1-3.

17. Süleyman’ın inşa ettirdiği mabede sonunda ne oldu, neden?

17 Ne yazık ki, İsrailliler Yehova’ya karşı duydukları sağlıklı korkuyu yitirdiler. Zamanla putperestlik yaparak, kan dökerek, zina yaparak, ensest ilişkilerde bulunarak ve öksüzlere, dullara ve yabancılara kötü davranarak O’nun yüce ismine saygısızlık ettiler. (Hezekiel 22:2, 3, 7, 11, 12, 26, 29) Böylece, MÖ 607 yılında, Tanrı mabedi yıktırmak üzere Babil ordularını getirerek hükmünü infaz etti. İsraillilerden hayatta kalanlar Babil’e esir götürüldüler.

18. İkinci mabette, Yehova’ya tapınmayı bütün yürekle destekleyen bazı İsrailli olmayan erkeklere hangi imtiyazlar açıldı?

18 Yetmiş yıl sonra, Yahudilerden tövbe eden bir artakalan Yeruşalim’e döndü ve onlara Yehova’nın mabedini yeniden inşa etme imtiyazı bağışlandı. İlginç olarak, bu ikinci mabette hizmet edecek yeterli sayıda kâhin ve Levili yoktu. Bunun sonucunda, İsrailli olmayan mabet kölelerinin soyundan gelen Netinim’e Tanrı’nın evinin hizmetçileri olarak daha büyük imtiyazlar verildi. Bununla birlikte onlar, kâhinler ve Levililerle hiçbir zaman eşit konuma gelmediler.—Ezra 7:24; 8:17, 20.

19. Tanrı ikinci mabetle ilgili hangi vaatte bulundu ve bu sözler nasıl gerçekleşti?

19 Başlangıçta, ikinci mabedin birincisiyle boy ölçüşemeyeceği izlenimi uyanıyordu. (Haggay 2:3) Fakat Yehova şu vaatte bulundu: “Bütün milletleri sarsacağım; ve bütün milletlerin değerli şeyleri gelecek; ve bu evi izzetle dolduracağım, . . . . Bu evin sonraki izzeti öncekinden büyük olacak.” (Haggay 2:7, 9) Bu sözlere uygun olarak ikinci mabet daha büyük bir görkeme erişti. Birincisinden 164 yıl daha uzun bir süre ayakta kaldı ve avlularına daha çok ülkeden çok daha fazla tapıcı akın etti. (Resullerin İşleri 2:5-11 ile karşılaştırın.) İkinci mabedin onarımı Kral Hirodes’in günlerinde başladı ve avluları genişletildi. Taştan bir platform üzerinde yükselen ve güzel sütunlarla çevrili olan bu mabet, Süleyman’ın inşa ettirdiği ilk mabetle rekabet edebilecek kadar görkemliydi. Yehova’ya tapınmak isteyen, diğer milletlerden insanlar için büyük bir dış avlusu da vardı. Taş bir duvar, Milletler Avlusunu yalnızca İsraillilere ayrılmış olan iç avlulardan ayırıyordu.

20. (a) Yeniden inşa edilen mabet hangi göze çarpar farklılığa sahipti? (b) Yahudilerin mabetle ilgili görüşlerinin yanlış olduğunu neler gösterdi ve İsa buna karşılık ne yaptı?

20 Tanrı’nın Oğlu İsa Mesih’in, avlularında öğretim vermesi nedeniyle bu ikinci mabet büyük bir farklılığa sahipti. Fakat ilk mabetle ilgili olduğu gibi, genelde Yahudiler Tanrı’nın evinin bekçileri olma imtiyazlarına karşı yine doğru görüşe sahip değillerdi. Milletler avlusunda tüccarların iş yapmasına bile izin verdiler. Ayrıca, halkın Yeruşalim’de bir yerden bir yere mal taşırken mabedin avlusunu kestirme yol olarak kullanmasına da izin veriliyordu. İsa, ölümünden dört gün önce, “‘bütün milletler için benim evime dua evi denilecek,’ diye yazılmış değil midir? fakat siz onu ‘haydut ini’ ettiniz” sözlerini tekrarlayarak mabedi bu dünyevi uygulamalardan temizledi.—Markos 11:15-17.

Tanrı Yeryüzündeki Evini Sonsuza Dek Terk Ediyor

21. İsa, Yeruşalim’deki mabede ilişkin neyi bildirdi?

21 Tanrı’ya sunulan pak tapınmayı cesaretle savunmasından ötürü, Yahudi dinsel liderler İsa’yı öldürmeye kararlıydılar. (Markos 11:18) Yakında öldürüleceğini bilen İsa, Yahudi dinsel liderlere “eviniz size ıssız bırakılacak” dedi. (Matta 23:37, 38) İsa bununla, yakında Tanrı’nın Yeruşalim’deki maddi mabette sunulan tapınma şeklini kabul etmeyeceğini belirtti. Orası artık ‘bütün milletler için dua evi’ olmayacaktı. Öğrencileri kendisine görkemli mabet binalarını gösterdiğinde, İsa şunları dedi: “Bütün bu şeyleri görmiyor musunuz? . . . . Burada taş üstünde yıkılmadık taş bırakılmıyacak.”—Matta 24:1, 2.

22. (a) İsa’nın mabet hakkındaki sözleri nasıl gerçekleşti? (b) İsa’nın ilk takipçileri, yeryüzündeki bir şehre ümit bağlamak yerine neyi özlemle beklediler?

22 İsa’nın peygamberliği 37 yıl sonra, MS 70’te Roma orduları Yeruşalim ve mabedini yıktığında gerçekleşti. Bu olay, Tanrı’nın maddi evini gerçekten terk etmiş olduğunun çarpıcı bir kanıtıydı. İsa hiçbir zaman, Yeruşalim’de yeniden başka bir mabedin inşa edileceğini söylemedi. Resul Pavlus İsa’nın İbrani takipçilerine yerdeki bu şehre ilişkin şunları yazdı: “Burada baki olan bir şehrimiz yoktur, ancak gelecek olanı arıyoruz.” (İbraniler 13:14) İsa’nın ilk takipçileri “semavî Yeruşalim”in—Tanrı’nın şehre benzer Krallığının—bir kısmı olmayı özlemle bekliyorlardı. (İbraniler 12:22) Bu nedenle, Yehova’ya sunulan hakiki tapınmanın merkezi artık yeryüzündeki maddi bir mabet olmaktan çıkmıştır. Gelecek makalemizde, Tanrı’nın Kendisine ‘ruhla ve hakikatle’ tapınmak isteyenler için yaptığı çok daha üstün düzenlemeyi ele alacağız.—Yuhanna 4:21, 24.

Tekrarlama Soruları

◻ Âdem ve Havva Tanrı ile hangi ilişkiyi yitirdiler?

◻ Toplanma çadırının özellikleri bizi neden ilgilendirmeli?

◻ Toplanma çadırının avlusunda yürütülen faaliyetlerden neler öğreniyoruz?

◻ Tanrı mabedin yıkılmasına neden izin verdi?

[Sayfa 10, 11’deki resimler]

Hirodes’in Yeniden Yaptırdığı Mabet

1. En Mukaddes Yer

2. Mukaddes Yer

3. Yakılan Takdime Mezbahı

4. Dökme Deniz

5. Kâhinler Avlusu

6. İsrailliler Avlusu

7. Kadınlar Avlusu

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş