Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w96 1/7 s. 25-27
  • Tanrı’nın Sözü “Mucizeler” Yaratır

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Tanrı’nın Sözü “Mucizeler” Yaratır
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Tanrı’nın Kavmini Arayışım
  • Büyüdüğüm Kasabada Vaaz Etmek
  • Tanrı’nın Sözüyle Gerçekleşen “Mucizeler”
  • ‘Geyik Gibi Sıçrayacağım’
    Uyanış!—2006
  • 70 Yılı Aşkın Bir Süredir Tanrı’ya Sadık
    Uyanış!—2009
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
w96 1/7 s. 25-27

Tanrı’nın Sözü “Mucizeler” Yaratır

THÉRÈSE HÉON TARAFINDAN ANLATILMIŞTIR

Bin dokuz yüz altmış beş yılında, bir gün bir iş merkezine girdim ve dükkân sahiplerine dergiler sundum. Oradan ayrılmak üzere arkamı döndüğümde bir silah sesi duydum. Bir kurşun ayaklarımın yanından geçerek yere saplandı. Dükkân sahiplerinden biri “Yehova’nın Şahitleri bundan anlar” diye alay etti.

YAŞADIĞIM bu olay beni ürküttü fakat dolgun vakitli hizmetimden vazgeçiremedi. Öğrendiğim Mukaddes Kitap hakikatleri, hizmetimi bırakmama yol açabilecek her şeyden daha değerliydi. Neden böyle söylediğimi açıklayayım.

Temmuz 1918’de doğdum; sonra annemle babam Quebéc’te (Kanada) Mucizeler Yeri diye bilinen küçük bir köye, Cap-de-la-Madeleine’e yerleşti. Ziyaretçiler, Bakire Meryem tapınağında bağlılıklarını göstermek üzere buraya akın ederdi. Burada Meryem tarafından yapıldığı iddia edilen kanıtlanamamış mucizelere karşın, Tanrı’nın Sözü çok sayıda insanın yaşamında mucize benzeri şeyler yaptı ve bunlar, köy artık 30.000’i geçen nüfusuyla kasabaya dönüşürken oldu.

Babam, ben yirmi yaşlarındayken dini konulara ilgimi görüp bana Mukaddes Kitabını verdi. Okumaya başladıktan sonra Çıkış’ın 20. babından suretlere tapınmanın açıkça mahkûm edildiğini öğrenince çok şaşırdım. Katolik kilisesinin öğretilerine güvenimi hemen kaybettim ve ayinlere gitmeyi bıraktım. Heykellere tapınmak istemedim. Babamın, “Thérèse kiliseye gitmiyor musun?” dediğini hâlâ hatırlıyorum. “Hayır, Mukaddes Kitabı okuyorum,” demiştim.

Mukaddes Kitabı okumak, 1938 yılının Eylül ayında yaptığım evlilikten sonra bile yaşamımın bir parçası olmaya devam etti. Kocam Rosaire sık sık geceleri çalıştığı için, o işteyken Mukaddes Kitabı okumayı bir alışkanlık haline getirdim. Kısa bir süre sonra Tanrı’nın bir kavmi olması gerektiği sonucuna vardım ve onu aramaya başladım.

Tanrı’nın Kavmini Arayışım

Gençken kilisede öğrendiklerim yüzünden, gözümü cehennemde açma endişesiyle uyumaya korkardım. Bu gibi korkularla mücadele etmek için kendi kendime, sevgi Tanrısının bu kadar korkunç şeylere izin vermeyeceğini söylerdim. Hakikat arayışı içinde, Mukaddes Kitabı okumaya güvenle devam ettim. Okuduğunu anlamayan Habeşli hadım gibiydim.—Resullerin İşleri 8:26-39.

Alt katımızda oturan erkek kardeşim André ve eşi 1957 yıllarında Yehova’nın Şahitleriyle Mukaddes Kitabı incelemeye başladı. Yengeme, Şahitler vaaz etmek üzere binaya geldiklerinde tavana vurarak beni uyarmasını söyledim. Böylece kapıyı açmayacaktım. Bir gün beni uyarmayı unuttu.

O gün kapıyı açtığımda Yehova’nın Şahitlerinin öncü olarak adlandırdığı dolgun vakitli hizmetçilerden biri olan Kay Munday ile karşılaştım. Benimle Tanrı’nın ismi hakkında konuştu ve özel isminin Yehova olduğunu açıkladı. O ayrıldıktan sonra, söylediklerini ayetlerin de gerçekten doğrulayıp doğrulamadığını görmek için Mukaddes Kitabımı kontrol ettim. Bu araştırma beni çok mutlu etti.—Çıkış 6:3, Matta 6:9, 10; Yuhanna 17:6.

Kay tekrar geldiğinde, Tanrı’nın, bir Tanrı’da üç kişi olduğunu savunan Katolik doktrini Üçlüğü tartıştık. Daha sonra, Üçlüğü öğretmediğinden emin olmak amacıyla kendi Mukaddes Kitabımı dikkatlice inceledim. (Resullerin İşleri 17:11) Bu araştırmam, İsa’nın Tanrı’ya eşit olmadığını doğruladı. O yaratılmıştı. Onun bir başlangıcı vardı, Yehova’nın ise yoktu. (Mezmur 90:1, 2; Yuhanna 14:28; Koloseliler 1:14-17; Vahiy 3:14) Öğrendiklerimden tatmin olmuştum ve Mukaddes Kitaba dayanan bu sohbetlere devam etmekten de mutluydum.

Kasım 1958’de, kar fırtınasının olduğu bir gün Kay beni, aynı akşam kiralık bir salonda yapılacak çevre toplantısına davet etti. Daveti kabul ettim ve sunulan programdan hoşlandım. Program bittikten sonra bana yaklaşan bir Şahitle sohbet ederken şöyle sordum: “İsa’nın hakiki bir takipçisi evden eve vaaz etmeli mi?”

Şu cevabı verdi: “Evet, iyi haber ilan edilmeli; Mukaddes Kitabın gösterdiği gibi, vaaz etmenin önemli bir yöntemi insanları evlerinde ziyaret etmektir.”—Resullerin İşleri 20:21.

Bu cevaba çok memnun olmuştum! Beni, Tanrı’nın kavmini bulduğuma ikna etmişti. Eğer “hayır, gerekli değil” deseydi, Mukaddes Kitabın evden eve vaaz etme konusunda ne söylediğini bildiğimden, hakikati bulduğuma şüphe edecektim. Bu olaydan sonra hızlı bir ruhi ilerleme gösterdim.

O çevre toplantısından sonra Yehova’nın Şahitlerinin, komşu kasaba Trois-Rivières’de yaptıkları ibadetlere katılmaya başladım. O zaman Cap-de-la-Madeleine’de Şahit olarak sadece Kay ve hizmet arkadaşı Florence Bowman vardı. Bir gün şöyle söyledim: “Yarın sizinle vaaz etmeye geleceğim.” Onlara eşlik etmeme sevindiler.

Büyüdüğüm Kasabada Vaaz Etmek

Herkesin Mukaddes Kitap mesajını kabul edeceğini düşünmüştüm, fakat durumun böyle olmadığını çabucak anladım. Kay ve Florence başka bir yere tayin edilince, kasabada Mukaddes Kitap hakikatlerini evden eve vaaz eden tek ben kaldım. Sekiz Haziran 1963’teki vaftizime kadar yaklaşık iki yıl vaaz etme işine yılmadan tek başıma devam ettim. Tam o gün, o zamanki adıyla tatil öncülüğüne başladım.

Bir yıl boyunca tatil öncülüğü yaptım. Sonra Delvina Saint-Laurent, daimi öncü olduğum takdirde Cap-de-la-Madeleine’e gelip haftada bir benimle çalışacağına söz verdi. Böylece öncülük başvuru formunu doldurdum. Bununla birlikte, dolgun vakitli hizmete başlamamdan iki hafta önce Delvina’nın ölmesi beni çok üzdü. Şimdi ne yapacaktım? Evet, başvuru formunu doldurmuştum ve geri dönmek istemiyordum. Böylece Ekim 1964’te, dolgun vakitli hizmetime başladım. Sonraki dört yıl boyunca tek başıma evden eve gittim.

Cap-de-la-Madeleine’in koyu Katolikleri çoğu kez düşmanca davrandı. Bazıları vaaz etme işimi önlemek için polis çağırdı. Bir gün, başta sözünü ettiğim gibi, bir dükkân sahibi ayaklarıma ateş ederek gözümü korkutmak istedi. Bu olay, kasabayı ayağa kaldırdı. Yerel televizyon istasyonu bunu Yehova’nın Şahitlerine karşı haçlı seferi olarak adlandırdı. Bütün bu olaylar olumlu bir şahitlikle sonuçlandı. Bu arada, bana ateş eden dükkân sahibinin bir akrabası on yıl sonra bir Şahit oldu.

Tanrı’nın Sözüyle Gerçekleşen “Mucizeler”

Yıllar geçtikçe, Cap-de-la-Madeleine’de Mukaddes Kitap hakikatlerine karşı muhalefetin giderek azaldığını gördüm. Başka Şahitler, 1968’lerde buraya taşındı ve burada oturanlar Mukaddes Kitap hakikatlerine olumlu karşılık vermeye başladı. Aslında, 1970’lerin ilk yıllarında Mukaddes Kitap tetkiklerinin sayısında bir patlama olmuştu. Evden eve hizmetine katılmaya devam edebilmem için, diğer Şahitlerden, idare ettiğim Mukaddes Kitap tetkiklerinden birkaçını devralmalarını istemem gerekti.

Bir gün, genç bir kadın Mukaddes Kitabı incelemeye yardım eden Ebedi Hayata Sevk Eden Hakikat kitabını kabul etti. O sırada André adında, kabadayı görünümlü bir suçluyla birlikte yaşıyordu; sohbete o da katıldı. Konuşulanlar André’nin ilgisini çekti ve bir Mukaddes Kitap tetkiki başlatıldı. Kısa bir süre sonra öğrendikleri hakkında arkadaşlarıyla konuşmaya başladı.

Bir dönem, dört gangsterle Mukaddes Kitap tetkiki yapıyordum; içlerinden biri konuşmaktan çok dinliyordu. Adı Pierre’di. Bir sabah saat iki dolaylarında kocamla ben kapının çalındığını duyduk. Şu manzarayla karşılaştık: Dört gangster bana soru sormak için kapıda duruyordu. Neyseki, Rosaire böyle zamansız ziyaretlerden hiç şikâyet etmedi.

Önceleri bu dört adam da ibadetlerde hazır bulundu. Ancak yalnızca André ve Pierre devam etti. Yaşamlarını Tanrı’nın standartlarıyla uyumlu hale getirip vaftiz edildiler. Her ikisi de 20 yılı aşkın bir süreden beri Yehova’ya sadık şekilde hizmet ediyor. Tetkike başladıklarında işledikleri suçlar yüzünden tanınıyor ve polis tarafından izleniyorlardı. Bazen polis bir Mukaddes Kitap tetkikimizden sonra ya da bir cemaat ibadeti sırasında onları aramaya geliyordu. ‘Her çeşit insana’ vaaz ettiğim için mutluyum; bu sayede Tanrı’nın Sözünün gerçekten mucize gibi görünen değişiklikleri nasıl başardığını bizzat gördüm.—I. Timoteos 2:4.

Eğer hizmetimin başlangıcında bana Cap-de-la-Madeleine’de bir İbadet Salonu olacağı ve Yehova’nın kavmiyle dolacağı söylenseydi inanmazdım. Komşu Trois-Rivières şehrinde küçük bir cemaatin, Cap-de-la-Madeleine’deki de dahil üç İbadet Salonunda toplanan ve büyümeye devam eden altı cemaat olması benim için ayrı bir mutluluk.

Yaklaşık 30 kişinin vakf ve vaftiz noktasına kadar gelmesine yardım etmenin sevincine şahsen sahip oldum. Şimdi 78 yaşındayken, hayatımı Yehova’ya vakfettiğim için mutlu olduğumu gerçekten söyleyebilirim. Buna rağmen, cesaretsizliğe kapıldığım dönemler olduğunu itiraf etmeliyim. Bu dönemleri başarıyla atlatmak için, daima Mukaddes Kitabımı açıp beni büyük ölçüde tazelendiren bazı pasajlar okudum. Benim için bir günün Tanrı’nın Sözünü okumadan geçmesi düşünülemez. Özellikle Yuhanna 15:7’deki şu sözler teşvik sağlıyor: “Eğer bende durursanız, ve sözlerim sizde durursa, her ne isterseniz dileyin, size olacaktır.”

Çok yakında gelecek olan yeni dünyada Rosaire’i görme ümidim var. (II. Petrus 3:13; Vahiy 21:3, 4) O, 1975’te ölmeden hemen önce vaftize doğru iyi bir şekilde ilerliyordu. Ben ise şimdi dolgun vakitli hizmette kalmaya ve Yehova’nın işinden duyduğum sevinci sürdürmeye kararlıyım.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş