Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w97 1/4 s. 20-25
  • Mukaddes Kitap Hakikatini Romanya’da Öğrendim

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Mukaddes Kitap Hakikatini Romanya’da Öğrendim
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Sıkıntılı Zamanlar
  • Mukaddes Kitap Hakikatine Duyduğum Arzu
  • Mukaddes Kitap Hakikati Romanya’da Yayılıyor
  • Amerika Birleşik Devletlerine
  • Amerika Birleşik Devletlerinde İlk Hizmet Yıllarımız
  • Görüşlerimin Düzeltilmesi Gerekti
  • Ekonomik Krizle Başa Çıkmak
  • İmanımızı Korumak
  • Romanya’daki Sadık Ailemiz
  • Hakikat Benim İçin Hâlâ Değerli
  • Tattığımız Eşsiz Sevinçler
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2003
  • Birçok Millete Giden Bir Işık Taşıyıcısı
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2000
  • Cesaret Kırıcı Bir Kayba Rağmen Sevinçli ve Minnettar
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2001
  • Yehova’nın Hizmetinde Zengin Bir Yaşam
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2001
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
w97 1/4 s. 20-25

Mukaddes Kitap Hakikatini Romanya’da Öğrendim

GOLDİE ROMOCEAN TARAFINDAN ANLATILMIŞTIR

Elli yıl kadar sonra 1970’te Romanya’daki akrabalarımı ilk kez ziyaret ediyordum. Halk baskıcı bir Komünist rejim altında yaşıyordu ve ben söylediğim sözlere dikkat etmem yönünde sürekli uyarılıyordum. Sonra köyümüzdeki bir devlet dairesindeyken, memur ülkeyi derhal terk etmemi ısrarla istedi. Bunun nedenini size açıklamadan önce, Romanya’da Mukaddes Kitap hakikatini nasıl öğrendiğimi anlatayım.

ROMANYA’NIN kuzeybatısında Zalău kasabasının yakınındaki Ortelec köyünde 3 Mart 1903’te doğdum. Güzel bir çevrede yaşıyorduk. Hava ve su temizdi. Yediklerimizi kendimiz yetiştiriyorduk ve hiçbir maddi eksiğimiz yoktu. Dünyaya geldiğim yıllarda ülke barış içindeydi.

Halk çok dindardı. Aslında, ailemiz üç farklı dine mensuptu. Babaannem Ortodoks Katolikti, anneannem Adventist ve ana-babam Baptistti. Onların dinlerinin hiçbirini benimsemediğimden, ailem benim ateist olacağımı söylerdi. ‘Eğer bir tek Tanrı varsa, ailemizde üç değil, sadece bir tek din olmalıydı’ diye düşünürdüm.

Dinde gördüklerim beni rahatsız ediyordu. Örneğin, papaz kilise vergisi toplamak için evleri ziyaret ederdi. İnsanların verecek parası yoksa, para yerine onların en iyi yün battaniyelerini alırdı. Katolik kilisesinde, babaannemin Meryem resmi önünde diz çöküp dua edişini seyretmiştim. ‘Neden bir resme dua edilsin?’ diye düşünürdüm.

Sıkıntılı Zamanlar

Babam bir borcunu ödeyebilmek amacıyla para kazanmak üzere 1912’de Amerika Birleşik Devletlerine gitti. Aradan çok geçmeden savaş patladı ve köyümüzdeki erkekler savaşa gitti; geride sadece kadınlar, çocuklar ve yaşlı erkekler kaldı. Köyümüz bir süre Macar yönetimi altına girdi, fakat sonra Romen askerleri dönüp köyü geri aldı. Bize derhal oradan ayrılmamızı emrettiler. Ancak toparladığımız malları ve küçük çocukları kağnıya yükleme telaşı içinde ve karışıklıkta beni orada bıraktılar. Anlayacağınız, beş çocuğun en büyüğüydüm.

Bir komşuya koştum, yaşlı bir adamdı, o da orada kalmıştı; bana, “Eve git. Kapılarını kilitle ve kimseyi içeri sokma” dedi. Hemen dediklerini yaptım. Apar topar ayrılırken orada bırakılmış tavuk çorbasını içtikten ve lahana dolmasını yedikten sonra, yatağımın önünde diz çöküp dua ettim. Çok geçmeden uykuya daldım.

Gözlerimi açtığımda, gün ışımıştı, “Oh Tanrım, teşekkür ederim! Hayattayım!” dedim. Duvarlar kurşun delikleriyle doluydu, bütün gece ateş edilmişti. Annem bir sonraki köyde benim yanlarında olmadığımı fark edince, George Romocean adlı genci göndermişti, o beni bulup ailemin yanına götürdü. Çok geçmeden, köyümüze geri dönüp yeniden orada yaşamaya başlayabildik.

Mukaddes Kitap Hakikatine Duyduğum Arzu

Annem Baptist olarak vaftiz edilmemi istiyordu, fakat ben sevgi dolu bir Tanrı’nın insanları sonsuza dek cehennemde yakacağına inanamadığımdan bunu yapmak istemiyordum. Annem açıklamaya çalışarak, “eğer kötüyseler,” dedi. Fakat ben ona, “kötüyseler onları öldür ama işkence etme. Ben bir köpeğe veya kediye bile işkence etmem” yanıtını verdim.

On dört yaşındayken, güzel bir ilkbahar günü annemin beni inekleri otlatmaya gönderdiğini anımsıyorum. Ormanı arkama alıp nehir kıyısında otların üstünde sırtüstü yatarken gökyüzüne bakıp “Tanrım, orada olduğunu biliyorum; fakat bu dinlerin hiçbirini beğenmiyorum. Senin doğru bir dinin olmalı” dedim.

Tanrı’nın bu duamı işittiğine gerçekten inanıyorum, çünkü yine 1917 yazında Mukaddes Kitap Tetkikçilerinden (Yehova’nın Şahitleri o zamanlar böyle adlandırılıyordu) iki kişi köyümüze geldi. Onlar kolportör, başka bir deyişle dolgun vakitli hizmetçilerdi ve ayin sırasında Baptist kilisesine geldiler.

Mukaddes Kitap Hakikati Romanya’da Yayılıyor

Carol Szabo ve Josif Kiss, Amerika Birleşik Devletlerinde Mukaddes Kitap Tetkikçisi olmuş ve birkaç yıl önce, 1911’de Mukaddes Kitap hakikatlerini sunmak amacıyla Romanya’ya dönmüştü. Köyümüzün 160 kilometre güneydoğusundaki Tîrgu-Mureş’e yerleşmişlerdi. Birkaç yıl içinde, gerçek anlamda yüzlerce insan Gökteki Krallığın mesajına olumlu karşılık verip İsa’nın takipçilerine özgü hizmeti üstlenmişti.—Matta 24:14.

Böylece iki genç Mukaddes Kitap Tetkikçisi bizim köyümüz olan Ortelec’in Baptist kilisesine geldiğinde, George Romocean henüz 18 yaşında olduğu halde, kilisedeki ayini idare etmekte ve Romalılar 12:1’in anlamını açıklamaya çabalamaktaydı. Sonunda, genç kolportörlerden biri ayağa kalkıp “Kardeşler, dostlar, resul Pavlus burada bize ne anlatmaya çalışıyor?” diye sordu.

Bunu duyduğumda çok heyecanlandım! ‘Bu adamlar Mukaddes Kitabın nasıl açıklandığını biliyor olmalılar,’ diye düşündüm. Oysa orada hazır bulunanların çoğu, “Sahte peygamberler! Sizin kim olduğunuzu biliyoruz!” diye bağrışıyorlardı. Arkasından bir gürültü koptu. Fakat sonra George’un babası ayağa kalkıp, “Hepiniz susun! Nedir bu haliniz? Sarhoşları andırıyorsunuz. Bu adamların bize anlatacak bir şeyleri varsa ve siz dinlemek istemiyorsanız, ben onları evime davet ediyorum. İsteyen buyursun” dedi.

Heyecanla eve koşup olanları anneme anlattım. Romocean’ın davetini kabul edenlerden biri de bendim. O akşam, Mukaddes Kitaptan ateşli bir cehennemin olmadığını öğrendiğimde ve kendi Romence Mukaddes Kitabımda Tanrı’nın ismi Yehova’yı gördüğümde çok heyecanlandım! Kolportörler, Mukaddes Kitap Tetkikçilerinden birinin, bize bilgi vermek amacıyla her pazar günü Romocean’ların evini ziyaret etmesi için düzenleme yaptılar. Ertesi yaz, 15 yaşındayken, Yehova’ya vakfımı simgeleyip vaftiz edildim.

Zamanla Prodan ailesinin hemen hepsi ve Romocean ailesi Mukaddes Kitap hakikatini kabul edip yaşamını Yehova’ya vakfetti. Eskiden evleri Baptist kilisesi olarak kullanılan genç bir çift de dahil, köyümüzden birçok başka kişi de aynını yaptı. Bunun üzerine bu çift evini Mukaddes Kitap Tetkikçilerinin yönettiği incelemeler için toplanma yeri haline getirdi. Kutsal Yazıların hakikati hızla yakın köylere yayıldı; 1920’de Romanya’da Gökteki Krallığın 1.800 kadar müjdecisi vardı!

Amerika Birleşik Devletlerine

Öğrendiklerimizi babam Peter Prodan’la paylaşmaya can atıyorduk. Fakat işin şaşılacak tarafı, daha biz yazmaya fırsat bulamadan ondan, bize kendisinin Yehova’nın vaftiz edilmiş bir hizmetçisi olduğunu anlatan bir mektup aldık. Akron’da (Ohio) Mukaddes Kitap Tetkikçileriyle inceleme yapmıştı ve hepimizi Amerika Birleşik Devletlerine yanına almak istiyordu. Ne var ki, annem Romanya’dan ayrılmayı reddetti. Bu nedenle, 1921’de babamın bana göndermiş olduğu parayla Akron’a onun yanına gittim. George Romocean ve ağabeyi de bir yıl önce Amerika’ya göç etmişti.

Gemiyle Ellis Adasına (New York) vardığımda, mülteci bürosundaki memur, adımı —Aurelia— İngilizce’ye nasıl çevireceğini bilmiyordu, bu nedenle, bana “isminiz Goldie” dedi. O zamandan beri de bu benim adım oldu. Bundan kısa bir süre sonra, 1 Mayıs 1921’de George Romocean ile evlendim. Bir yıl kadar sonra babam Romanya’ya döndü ve 1925’te kızkardeşim Mary’i alarak Akron’a geri geldi. Sonra babam, annemle ve ailenin geri kalanlarıyla birlikte yaşamak üzere Romanya’ya döndü.

Amerika Birleşik Devletlerinde İlk Hizmet Yıllarımız

George, Yehova’nın çok vefalı ve sadık bir hizmetçisiydi. 1922 ila 1932 yılları arasında Tanrı bizi dört sevimli kızla—Esther, Anne, Goldie Elizabeth ve Irene—bereketledi. Akron’da bir Romen cemaati kuruldu, başlangıçta ibadetler bizim evde yapılıyordu. Sonunda, Mukaddes Kitap Tetkikçilerinin Brooklyn, New York’daki dünya merkez bürolarından bir temsilci altı ayda bir cemaatimizi ziyaret etmeye başladı; geldiğinde bizde kalırdı.

Birçok pazar, bütün günü vaaz etme işine ayırıyorduk. Öğle yemeğimizi paketleyip kitap çantamızı dolduruyor ve kızları Ford arabamıza bindirip günümüzü kırsal sahalarda vaaz ederek geçiriyorduk. Sonra akşam dergi incelemesine katılıyorduk. Kızlarımız vaaz etme işini sevmeye başlamıştı. 1931’de Mukaddes Kitap Tetkikçileri ayırıcı bir isim olarak Yehova’nın Şahitleri adını benimsediklerinde ben de Columbus (Ohio)’da bulunuyordum.

Görüşlerimin Düzeltilmesi Gerekti

Birkaç yıl sonra, Teşkilatın o zamanki başkanı Joseph F. Rutherford’a bozuldum. Yeni vaftiz edilmiş bir Şahit, Birader Rutherford’un onun sorununu dinlemeyerek kendisine haksız davrandığını düşünüyordu. Birader Rutherford’un hatalı olduğu kanısındaydım. Sonra, bir pazar kızkardeşim Mary ile kocası Dan Pestrui ziyaretimize geldi. Yemekten sonra Dan “haydi hazırlanalım, ibadete gideceğiz,” dedi.

“Biz artık ibadetlere gitmiyoruz” cevabını verdim. “Birader Rutherford’a kızgınız.”

Dan ellerini arkasında kavuşturup odayı bir aşağı bir yukarı arşınlamaya başladı, sonra “Sen vaftiz edildiğinde Birader Rutherford’u tanıyor muydun?” diye sordu.

“Tabii ki tanımıyordum” yanıtını verdim. “Benim Romanya’da vaftiz edildiğimi biliyorsun.”

“Sen neden vaftiz edildin?” diye sordu.

“Yehova’nın hakiki Tanrı olduğunu öğrendim ve yaşamımı O’nun hizmetine adamak istedim” cevabını verdim.

“Bunu hiç unutma!” karşılığını verdi. “Birader Rutherford hakikati bıraksaydı, sen de mi bırakacaktın?”

“Asla, asla!” dedim. Bu, aklımı başıma getirdi. “Herkes hazırlansın, ibadete gidiyoruz” dedim. O zamandan beri de hiç ara vermedik. Eniştemin görüşümü sevgiyle doğrultmasından dolayı Yehova’ya gerçekten müteşekkirdim!

Ekonomik Krizle Başa Çıkmak

Ekonomik kriz dönemi olan 1930’lu yıllarda çok zor zamanlar yaşandı. George bir gün eve canı çok sıkkın döndü ve bana lastik fabrikasındaki işinden çıkarıldığını anlattı. Ona “kaygılanma, gökte zengin bir Babamız var, O bizi bırakmaz” dedim.

Aynı gün, George elinde koca bir sepet dolusu mantar taşıyan bir arkadaşına rastlamış. Arkadaşının onları nereden topladığını öğrendikten sonra, eve bir sürü mantarla geldi. Sonra kalan son üç dolarımızla küçük sepetler satın almış. Ona, “Küçük kızlarımıza süt almamız gerekirken bunu nasıl yapabildin?” diye sordum.

Bana “merak etme, ne diyorsam onu yap” diye karşılık verdi. Bunu izleyen birkaç hafta boyunca mantarları temizleyip paketleyerek evimizi küçük bir fabrikaya çevirdik. Onları lüks restoranlara satıp eve günde 30, 40 dolarlık bir gelir sağladık; bu o zamanlar bizim için bir servetti. Kendi çayırlarından mantar toplamamıza izin veren çiftçi bize 25 yıldır orada yaşadığını ve daha önce hiç bu kadar çok mantar çıktığını görmediğini söyledi. Çok geçmeden lastik fabrikası George’u iş başı yapmaya çağırdı.

İmanımızı Korumak

Los Angeles’a (California) taşındığımızda 1943 yılıydı; dört yıl sonra da Elsinore’a yerleştik. Bir bakkal dükkânı açtık ve ailece dönüşümlü olarak orada çalışmaya başladık. O sıralar, Elsinore 2.000 kadar nüfusu olan küçük bir kasabaydı ve ibadetlerimiz için 30 kilometre uzaktaki başka bir kasabaya gidip gelmek zorundaydık. 1950’de Elsinore’da küçük bir cemaatin oluştuğunu görmek bana büyük sevinç verdi! Şimdi aynı yörede 13 cemaat var.

Kızımız Goldie Elizabeth (şimdi çoğu kimse onu Beth adıyla tanıyor) 1950’de South Lansing’deki (New York) Gilead okulundan mezun oldu ve dolgun vakitli vaiz olarak Venezuela’ya gönderildi. En küçük kızımız Irene, 1955’te kocasının çevre işinde seyahat eden hizmetçi olarak hizmet etmeye davet edilmesinden büyük mutluluk duydu. 1961’de ikisi Sonth Lansing’deki (New York) Vaizlik Okuluna katıldıktan sonra Tayland’a gönderildi. Kızlarımı çok özlediğimden bazen ağlıyordum, fakat sonra ‘onların bunu yapmasını istiyordum’ diye düşünüyordum. Ve yayın çantamı kaptığım gibi vaaz etme işine çıkıyordum. Eve her zaman mutlu olarak dönüyordum.

Sevgili kocam George 1966’da felç oldu. Sağlık nedeniyle Venezuela’dan geri dönmüş olan Beth babasının bakımına yardımcı oldu. Ertesi yıl George öldü; onun Yehova’ya sadık kalmış ve gökteki ödülünü almış olması gerçeğiyle teselli buldum. Arkadan Beth Gökteki Krallığın müjdecilerine olan ihtiyacın daha büyük olduğu yerde hizmet etmek amacıyla İspanya’ya gitti. En büyük kızım Esther kansere yakalanıp 1977’de öldü. Anne de 1984’te lösemiden öldü. Her ikisi de yaşamı boyunca Yehova’nın sadık birer hizmetçisi olmuştu.

Anne öldüğünde, Beth ve Irene vaaz etmek üzere gittikleri yabancı sahalardan dönmüştü. Kızkardeşlerinin bakımına yardımcı olmuşlardı ve hepimiz derin yasa bürünmüştük. Aradan bir süre geçtikten sonra, kızlarıma “Tamam bu kadarı yeter! Biz başkalarını değerli Mukaddes Kitap vaatleriyle teselli ettik. Şimdi biz teselli bulalım. Şeytan, Yehova’ya hizmetten duyduğumuz sevinci yok etmek istiyor, fakat biz ona izin veremeyiz” dedim.

Romanya’daki Sadık Ailemiz

Kızkardeşim Mary ile akrabalarımızı ziyaret amacıyla 1970’te Romanya’ya o unutulmaz seyahati yapmıştım. Kızkardeşlerimizden biri ölmüştü, fakat hâlâ Ortelec köyünde yaşamakta olan erkek kardeşimiz John ile kızkardeşimiz Lodovica’yı ziyaret edebildik. Annemiz ve babamız bizim ziyaretimizden önce, Yehova’ya sadık şekilde ölmüştü. Birçok kişi bize babamızın cemaatin direklerinden biri olduğunu anlattı. Torunlarının çocuklarından bazıları bile şimdi Romanya’da Şahittir. Kocamın tarafından Mukaddes Kitap hakikatine bağlı kalmış olan birçok akrabamızı da ziyaret etmiştik.

O sıra Romanya Nicolae Ceauşescu’nun yönetimindeki zalim Komünist rejim altındaydı ve Yehova’nın Şahitlerine acımasızca zulmediliyordu. Kocamın kuzeni Gabor Romocean gibi, erkek kardeşim John’un oğlu Flore ve benim akrabalarımdan başkaları inançlarından dolayı uzun yıllar toplama kamplarında bulundular. Bize Yehova’nın Şahitlerinin bürolarına götürmemiz için mektuplar emanet edilince, Romanya’daki kardeşlerimizin, ülkeden sağ salim çıktığımızı duyuncaya kadar rahat etmeyeceklerini söylemelerine hiç şaşmamak gerek!

Vizelerimizin süresinin dolmuş olduğunu fark edince Ortelec’deki devlet dairesine gittik. Bir cuma öğleden sonrasıydı ve sadece bir görevli vardı. Kimleri ziyaret ettiğimizi ve kuzenimizin toplama kampında bulunduğunu öğrenince, “Hanımlar, burayı derhal terk edin!” dedi.

Kızkardeşim, “fakat bugün buradan hareket eden hiç tren yok” diye karşılık verdi.

Memur aceleyle, “hiç fark etmez” diyerek ısrar etti. “Otobüse binin. Trene binin. Taksiye binin. Yürüyün. Yalnız bir an önce burayı terk edin!”

Oradan çıkmak üzereyken bizi geri çağırdı ve tarifede olmayan bir asker treninin saat 6’da oradan geçeceğini bildirdi. Bunun Tanrı’nın o anda yetişen bir yardımı olduğunu gördük! Normal bir yolcu treninde olsaydık kağıtlarımız tekrar tekrar kontrolden geçecekti, oysa bu tren askeri personel taşıdığından ve taşıtın içinde sivil olarak yalnız ikimiz bulunduğumuzdan, kimse bize pasaportlarımızı sormadı. Herhalde bizim subayların büyükanneleri olduğumuzu sandılar.

Ertesi sabah Timisoara’ya vardık ve bir akrabamızın dostunun yardımıyla vizelerimizi alabildik. Ertesi gün Romanya’dan ayrıldık. Romanya’daki vefalı iman kardeşlerimizin birçok güzel ve unutulmaz anısını da beraberimizde eve getirdik.

Romanya’yı ziyaretimizi izleyen yıllarda Demir Perde arkasındaki vaaz etme faaliyetinin ayrıntıları hakkında pek az haber işittik. Buna rağmen, oradaki iman kardeşlerimizin durum ne olursa olsun Tanrımıza vefalı kalacaklarına güveniyorduk. Ve gerçekten kaldılar da! Romanya’da Yehova’nın Şahitlerinin 1990 yılının Nisan ayında dinsel bir teşkilat olarak resmen tanındığını öğrenmek bizim için gerçekten büyük bir sevinç oldu! Ertesi yaz Romanya’da düzenlenen bölge toplantıları hakkında aldığımız haberler de bize çok sevinç verdi. Sekiz kentte 34.000’den fazla kişi hazır bulunmuş ve 2.260 kişi vaftiz edilmişti! Şimdilerde, Romanya’da vaaz etme işine 35.000’den fazla müjdeci katılıyor ve geçen yıl Mesih’in ölümünün anılmasında 86.034 kişi hazır bulundu.

Hakikat Benim İçin Hâlâ Değerli

Birkaç yıl boyunca Anma Yemeğinde sembollerden almamıştım. Son derece yeterli oldukları halde sembollerden hiç almamış kardeşler görmüş ve ‘bu kadar akıcı konuşan başkaları varken Yehova gökte Oğluyla ortak mirasçı olma ayrıcalığını neden bana bağışlasın?’ diye düşünmüştüm. Fakat sembollerden almadığımda kendimi çok rahatsız hissediyordum. Sanki bir şeyi reddediyordum. Çok inceleme yaptıktan ve Tanrı’ya dua edip yakardıktan sonra yeniden almaya başladım. Huzuruma ve sevincime yeniden kavuştum ve bir daha hiç kaybetmedim.

Gözlerim artık okuyabilecek kadar görmüyorsa da, her gün Mukaddes Kitabı ve dergilerimizi içeren kasetleri dinliyorum. Vaaz etme işine de hâlâ katılıyorum. Genelde her ay 60 ila 100 dergi dağıtıyorum, fakat geçen nisan ayında yaptığımız özel dergi faaliyeti sırasında 323 dergi dağıttım. Kızlarımın yardımıyla, Konuşma Yeteneğini Geliştirme İbadetinde de görev alabiliyorum. Başkalarını teşvike devam edebildiğim için mutluyum. İbadet Salonunda hemen hemen herkes beni Büyükanne diye çağırıyor.

Yehova’ya vakfolmuş olarak sürdürdüğüm yaklaşık 79 yıllık hizmetime dönüp baktığımda, değerli hakikatini öğrenmeme ve yaşamımı hizmetinde kullanmama izin verdiğinden dolayı O’na her gün şükrediyorum. Bu son günlerde bugüne dek yaşayıp, Tanrı’nın koyun benzeri kullarının toplanacağını önceden bildiren Mukaddes Kitaptaki şahane peygamberliklerin gerçekleştiğini gördüğüm için de çok müteşekkirim.—İşaya 60:22; Zekarya 8:23.

[Sayfa 23’teki resim]

Ayaktakiler kızkardeşim Mary ve babam, ayrıca ben, George ve kızlarımız Esther ve Anne

[Sayfa 24’teki resim]

Tanrı’ya sadakatle hizmet etmekte olan kızlarım Beth ile Irene ve Irene’in kocası ile iki oğlu

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş