Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w97 1/11 s. 8-13
  • İsa’nın Takipçileri ve İnsanlık Dünyası

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • İsa’nın Takipçileri ve İnsanlık Dünyası
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • İsa’nın Örneği
  • Pavlus’un ‘Dışardaki’ İnsanlara Karşı Tutumu
  • Yahudi Olmayan İmanlılara Yardım
  • ‘İman Etmeyenler’ Arasında Vaaz Etmek
  • Bugün ‘Her Tür İnsanı’ Kurtarmaya Çalışmak
  • Yunan Dünyasında İlk Hıristiyanlar
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2008
  • İyi Haber İçin Her Şeyi Yapalım
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1990 (Dinsel Seri 109-112)
  • Dünyayı Değiştiren Bir Mukaddes Kitap Çevirisi
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1998
  • Pavlus’un Örneğini İzleyerek Ruhen İlerleyin
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2008
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
w97 1/11 s. 8-13

İsa’nın Takipçileri ve İnsanlık Dünyası

“Dışarda olanlara karşı hikmetle yürüyün.”—KOLOSELİLER 4:5.

1. İsa, takipçileri ve dünya hakkında ne dedi?

İSA, bir duasında gökteki Babasına takipçileri hakkında, “dünya onlardan nefret eyledi; çünkü ben dünyadan olmadığım gibi, onlar da dünyadan değildirler” dedi. Sonra şunları ekledi: “Onları dünyadan kaldırmanı değil, ancak şerirden [kötü olandan] saklamanı yalvarırım.” (Yuhanna 17:14, 15) İsa’nın takipçileri, manastırlardaki gibi münzevi bir yaşam sürdürerek bedenen dünyadan ayrı kalmamalıydılar. Tam tersine Mesih, “dünyanın en uzak yerine kadar” şahitleri olmaları için ‘onları dünyaya gönderdi.’ (Yuhanna 17:18; Resullerin İşleri 1:8) Bununla birlikte, Tanrı’dan onları korumasını istedi; çünkü “bu dünyanın reisi” olan Şeytan Mesih’in isminden ötürü onlara karşı nefreti kışkırtacaktı.—Yuhanna 12:31; Matta 24:9.

2. (a) Mukaddes Kitap “dünya” sözcüğünü nasıl kullanır? (b) Yehova, dünyaya karşı hangi dengeli tutumu gösterir?

2 Mukaddes Kitapta “dünya” sözcüğü (Yunanca koʹsmos), genelde ‘kötü olanın elinde bulunan’ adaletsiz insan toplumuna işaret eder. (I. Yuhanna 5:19) İsa’nın takipçileri Yehova’nın standartlarına uyduklarından ve dünyaya Tanrı’nın Gökteki Krallığının iyi haberini vaaz etme emrine kulak verdiklerinden, bazen dünyayla aralarındaki ilişkiler zorlaşır. (II. Timoteos 3:12; I. Yuhanna 3:1, 13) Bununla birlikte, Kutsal Yazılarda koʹsmos genelde insan ailesi için de kullanılır. İsa dünya sözcüğünü bu anlamıyla kullanarak, “Allah dünyayı öyle sevdi ki, biricik Oğlunu verdi; ta ki, ona iman eden her adam helâk olmasın, ancak ebedî hayatı olsun. Çünkü Allah dünyaya hükmetsin diye değil, ancak dünya onun ile kurtulsun diye, Oğlunu dünyaya gönderdi” dedi. (Yuhanna 3:16, 17; II. Korintoslular 5:19; I. Yuhanna 4:14) Böylece Yehova, Şeytan’ın kötü sisteminin tipik özelliklerinden nefret ediyorsa da, ‘tövbeye dönen’ herkesi kurtarmak amacıyla Oğlunu yeryüzüne göndererek insanlığa duyduğu sevgiyi gösterdi. (II. Petrus 3:9; Süleymanın Meselleri 6:16-19) Yehova’nın dünyaya karşı dengeli tutumu, O’na tapınanlara rehber olmalı.

İsa’nın Örneği

3, 4. (a) İsa hükümdarlık konusunda hangi tavrı takındı? (b) İsa’nın insanlık dünyasına bakış açısı nasıldı?

3 İsa, ölümünden kısa bir süre önce, Pontius Pilatus’a, “benim kırallığım bu dünyadan değildir” dedi. (Yuhanna 18:36) İsa bu sözlerle uyumlu olarak, daha önce Şeytan’ın kendisine dünyanın krallıkları üzerinde yetki verme önerisini ve Yahudilerin kendisini kral yapmalarına izin vermeyi reddetmişti. (Luka 4:5-8; Yuhanna 6:14, 15) Bununla birlikte, İsa insanlık dünyasına büyük sevgi gösterdi. Bu konuda bir örnek, resul Matta tarafından kaydedildi: “Kalabalıkları görünce, İsa onlara acıdı; zira çobanı olmıyan koyunlar gibi şaşırmış ve dağılmış idiler.” Sevgiden dolayı, köylerinde, kasabalarında insanlara vaaz etti. Onlara öğretti, hastalıklarını iyileştirdi. (Matta 9:36) Kendisinden öğretim almaya gelenlerin bedeni ihtiyaçlarına karşı da duyarlı davrandı. Şunları okuyoruz: “İsa şakirtlerini yanına çağırıp dedi: Halka acıyorum, çünkü şimdi üç gündür benimle beraber bulunuyorlar, ve yiyecek bir şeyleri yok; yolda bayılmasınlar diye, ben onları aç salıvermek istemem.” (Matta 15:32) Ne kadar sevgi dolu bir ilgi!

4 Yahudilerin Samiriyelilere karşı güçlü önyargıları vardı, oysa İsa Samiriyeli bir kadınla uzun uzadıya konuştu ve iki gününü bir Samiriye kentinde kapsamlı bir şahitlikte bulunarak geçirdi. (Yuhanna 4:5-42) Gerçi Tanrı onu ‘İsrail evinin kaybolmuş koyunlarına’ göndermişse de, İsa fırsat doğduğunda Yahudi olmayanların iman ifade eden sözlerine de karşılık verdi. (Matta 8:5-13; 15:21-28) Evet, İsa hem ‘dünyadan olmamanın’ hem de insanlık dünyasına, yani insanlara sevgi göstermenin mümkün olabildiğini gösterdi. Acaba bizler yaşadığımız, çalıştığımız ya da alışveriş yaptığımız yerdeki insanlara benzer şekilde sevecenlik gösteriyor muyuz? Onların refahına, başka sözlerle sadece ruhi gereksinimlerine değil, elimizden geldiğince başka ihtiyaçlarına da ilgi gösteriyor muyuz? İsa bunu yaptı ve böyle yapmakla insanlara Gökteki Krallık hakkında öğretim verme olanağı yarattı. Gerçi biz İsa gibi gerçek mucizeler yapamıyoruz. Fakat yapılan bir iyilik, çoğu kez önyargıların yıkılması yönünde, deyim yerindeyse mucizeler yaratır.

Pavlus’un ‘Dışardaki’ İnsanlara Karşı Tutumu

5, 6. Resul Pavlus “dışarda” olan Yahudilere nasıl davrandı?

5 Resul Pavlus mektuplarının bazılarında gerek Yahudilerden gerek diğer milletlerden olsun, İsa’yı takip etmeyenler anlamında, “dışarda olanlara” değinir. (I. Korintoslular 5:12; I. Selânikliler 4:12; I. Timoteos 3:7) O, böyle kimselere nasıl davrandı? ‘Bazılarını kurtarmak için herkese her şey oldu.’ (I. Korintoslular 9:20-22) Bir kente girdiğinde, uyguladığı vaaz etme yöntemi önce orada yerleşmiş olan Yahudilere gitmekti. Yaklaşımı nasıldı? Taktla ve saygıyla Mukaddes Kitaptan, Mesih’in gelmiş, kurban edilerek ölmüş ve diriltilmiş olduğuna ilişkin ikna edici deliller sunuyordu.—Resullerin İşleri 13:5, 14-16, 43; 17:1-3, 10.

6 Pavlus bu yolla, Yahudilere Mesih ve Tanrı’nın Krallığı hakkında öğretim verebilmek için, konuyu onların Kanun ve peygamberler konusundaki bilgileri üzerinde geliştirmiş oluyordu. Bazılarını ikna etmekte başarılı da oldu. (Resullerin İşleri 14:1; 17:4) Yahudi liderlerden gelen muhalefete rağmen, Pavlus Yahudi soydaşlarına hissettiği sıcak duyguları yansıtan şu sözleri yazdı: “Ey kardeşler, yüreğimin arzusu ve onlar [Yahudiler] hakkında Allaha yalvarışım kurtuluşları içindir. Çünkü onlara şehadet ederim ki, Allah için gayretleri vardır, fakat bilgiye göre değil.”—Romalılar 10:1, 2.

Yahudi Olmayan İmanlılara Yardım

7. Birçok mühtedi, Pavlus’un vaaz ettiği iyi habere nasıl karşılık verdi?

7 Mühtediler, Yahudi olmadıkları halde Yahudiliği benimsemiş sünnetli kimselerdi. Anlaşılan, Roma’da, Antakya’da, Etiyopya’da ve Pisidya’daki Antakya’da, başka sözlerle aslında Yahudilerin dağıldığı her yerde Yahudi mühtediler vardı. (Resullerin İşleri 2:8-10; 6:5; 8:27; 13:14, 43; ayrıca Matta 23:15 ile karşılaştırın.) Birçok Yahudi yöneticinin tersine, mühtediler herhalde kendini beğenmiş kimseler değillerdi ve İbrahim’in soyundan gelmekle gururlanıp övünemezlerdi. (Matta 3:9; Yuhanna 8:33) Bunun yerine, Yehova ve yasaları hakkında belli ölçüde bilgi edinerek put tanrıları terk edip alçakgönüllülükle Yehova’ya dönmüşlerdi. Ayrıca, Yahudilerin gelecek bir Mesih’le ilgili ümidini de paylaşıyorlardı. Hakikat arayışı içinde değişmeye istekli olduklarını zaten göstermiş olan mühtedilerden birçoğu, resul Pavlus’un vaaz etme işine olumlu karşılık vererek daha da fazla değişiklik yapmaya hazırdı. (Resullerin İşleri 13:42, 43) Bir zamanlar put tanrılara tapan bir mühtedi dininden dönüp İsa’nın bir takipçisi olduğunda hâlâ bu tanrılara tapınan putperestlere şahitlikte bulunabilmek üzere eşsiz bir duruma gelirdi.

8, 9. (a) Mühtedilerin dışında, diğer milletlerden olan başka hangi kesime de Yahudi dini çekici geliyordu? (b) Tanrı’dan korkan sünnetsiz birçok kişi iyi habere nasıl karşılık verdi?

8 Sünnetli mühtedilerin dışında, Yahudi olmayan başkaları da Yahudi dinini çekici buluyordu. Bunlardan İsa’nın takipçisi olan ilk kişi, mühtedi olmadığı halde, ‘dindar ve Tanrı’dan korkar bir adam’ olan Kornelius idi. (Resullerin İşleri 10:2) Profesör F. F. Bruce, Resullerin İşleri hakkındaki yorumunda şunları yazdı: “Yahudi olmayan milletlerden olan böyle kimseler genelde ‘Tanrı’dan korkanlar’ diye adlandırılırlar; bu katı bir terim değilse de, kullanmak açısından uygun bir terimdir. O günlerde diğer milletlerden olan birçok kimseye, Yahudiliğe tamamen dönmeye hazır olmasalar da (sünnet istemi erkekler için özel bir engeldi), Yahudi sinagog tapınmasının basit tektanrıcılığı ve Yahudi yaşam tarzının etik standartları çekici geliyordu. Bazıları sinagoglarda hazır bulunuyordu ve okunan Yunanca tercümeden dinledikleri dualara ve ayetler üzerindeki açıklamalara oldukça alışmışlardı.”

9 Resul Pavlus, Küçük Asya ve Yunanistan’daki havralarda vaaz ederken böyle Tanrı’dan korkan birçok kişiyle karşılaştı. Pisidya Antakyası’nda havrada toplananlara, “İsrail erleri, ve Allahtan korkanlar” diye hitap etti. (Resullerin İşleri 13:16, 26) Luka’nın yazdığına göre, Pavlus Selânik’teki havrada üç Sebt günü vaaz ettikten sonra, Yahudilerden “bazıları, dindar Yunanlılardan büyük bir cemaat ve ileri gelen kadınlardan da epeyicesi kandılar ve Pavlus ve Silasla arkadaş” oldular. (Resullerin İşleri 17:4) Yunanlılardan bazıları herhalde Tanrı’dan korkan sünnetsiz kimselerdi. Diğer milletlerden olan böyle birçok kimsenin, Yahudi topluluklarıyla ilişkili olduğunu gösteren kanıtlar var.

‘İman Etmeyenler’ Arasında Vaaz Etmek

10. Pavlus, diğer milletlerden olup Kutsal Yazılar hakkında hiçbir önbilgisi olmayanlara nasıl vaaz etti, hangi sonuçla?

10 Yunanca Kutsal Yazılarda “iman etmiyenler” ifadesi, genel olarak İsa’nın takipçilerinin cemaatinin dışında olanları kastedebilir. Sık sık putperestler için kullanılır. (Romalılar 15:30; I. Korintoslular 14:22, 23; II. Korintoslular 4:4; 6:14) Atina’da iman etmeyenlerden birçoğu, Kutsal Yazılar hakkında hiçbir önbilgi edinmeden Yunan felsefesi eğitimi görmüştü. Acaba bu durum Pavlus’un onlara şahitlik etme cesaretini kırdı mı? Hayır. Bununla birlikte, yaklaşımını duruma uyarladı. Mukaddes Kitaptaki fikirleri, Atinalıların hiç bilmediği İbranice Kutsal Yazılardan doğrudan alıntıda bulunmadan ustalıkla sundu. Mukaddes Kitap hakikatiyle, eski Stoacı ozanların dile getirdiği belirli düşünceler arasındaki bir benzerliği büyük beceriyle gösterdi. Ve de tüm insanlık için tek bir hakiki Tanrı, ölmüş ve diriltilmiş bir adam aracılığıyla adaletle hükmedecek bir Tanrı kavramını önlerine koydu. Pavlus böylece Atinalılara Mesih hakkında taktla vaaz etti. Sonuç ne mi oldu? Çoğunluk hiç çekinmeden onunla alay ettiyse ya da şüpheci davrandıysa da, “bazı adamlar ona katılıp iman ettiler; Ariopagos azasından Diyonisius, ve Damaris denilen bir kadın, ve onlarla beraber başkaları da bunlar arasında idiler.”—Resullerin İşleri 17:18, 21-34.

11. Korintos ne tür bir kentti ve Pavlus’un oradaki vaaz etme faaliyeti nasıl sonuçlandı?

11 Korintos’ta oldukça büyük bir Yahudi toplumu vardı; Pavlus bu nedenle oradaki hizmetine havrada vaaz ederek başladı. Fakat Yahudiler karşı koymaya başlayınca, Pavlus diğer milletlerden olan insanlara yöneldi. (Resullerin İşleri 18:1-6) Hem de nasıl insanlara! Korintos dizginsiz yaşantısıyla Yunan-Roma dünyasında ün salmış işlek, kozmopolit bir kent, bir ticaret merkeziydi. Gerçekten de, “Korintoslulaşmak” ahlaksızca davranmak anlamına geliyordu. Fakat Yahudiler Pavlus’un vaaz ettiği şeyleri reddettikten sonra, Mesih ona görünüp “korkma, ancak söyle, . . . . çünkü bu şehirde çok kavmım vardır” dedi. (Resullerin İşleri 18:9, 10) Aynen Mesih’in dediği gibi de oldu; Pavlus Korintos’ta bir cemaat kurdu ve bu cemaatin mensupları arasında önceleri “Korintoslu” olarak yaşamış kişiler bile vardı.—I. Korintoslular 6:9-11.

Bugün ‘Her Tür İnsanı’ Kurtarmaya Çalışmak

12, 13. (a) Bugün bizim sahamız Pavlus’un günlerindekine nasıl benziyor? (b) Hıristiyan âleminin dinlerinin uzun zamandan beri varlığını sürdürdüğü veya birçok kimsenin örgütlü dinler yüzünden düş kırıklığına uğradığı sahalarda nasıl bir tutum sergiliyoruz?

12 Birinci yüzyılda olduğu gibi bugün de, ‘Tanrı’nın hak edilmemiş inayeti her tür insana kurtuluş getirir.’ (Titus 2:11) İyi haberin vaaz edildiği saha, bütün kıtaları ve adaların çoğunu kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Ayrıca, Pavlus’un günlerinde olduğu gibi, yine “her tür insan” bu haberle karşılaşıyor. Örneğin, bazılarımız Hıristiyan âleminin kiliselerinin yüzyıllardan beri kurulu olduğu ülkelerde vaaz ediyor. Birinci yüzyıldaki Yahudiler gibi, onların üyeleri de dinsel geleneklere sımsıkı bağlanmış olabilirler. Biz yine de, yürek durumu iyi olanları aramaktan ve temel olarak Mukaddes Kitap hakkında ne kadar bilgiye sahip olurlarsa olsunlar, o temel üzerine bina etmekten mutluyuz. Dinsel liderleri bazen bize karşı koyup zulmetseler bile, onlara ne büyüklük taslıyor ne de tepeden bakıyoruz. Bunun yerine, aralarından bazılarının tam bilgisi olmamasına karşın, ‘Tanrı için gayreti’ olabileceğinin farkındayız. İsa ve Pavlus gibi biz de insanlara içten sevgi gösteriyor ve onların kurtulabilmesi için coşkun bir arzu duyuyoruz.—Romalılar 10:2.

13 Vaaz ederken birçoğumuz örgütlü dinin düş kırıklığına uğrattığı kişilerle karşılaşıyoruz. Bu duruma rağmen, onlar bir ölçüde Tanrı’ya inanıp doğru bir yaşam sürdürmeye çalışan Tanrı’dan korkan kimseler olabilirler. Bu çarpık ve giderek tanrısızlaşan nesil içinde, Tanrı’ya biraz inancı olan insanlarla karşılaşmaktan sevinç duymamız gerekmez mi? Ayrıca, onları belirgin özellikleri ikiyüzlülük ve sahtecilik olmayan bir tapınma şekline yöneltmeye büyük istek duymuyor muyuz?—Filipililer 2:15.

14, 15. İyi haberin vaaz edilmesi gereken büyük tarla nasıl meydana geldi?

14 İsa, ağ örneklemesinde, vaaz etme işi için büyük bir sahanın olacağını önceden bildirdi. (Matta 13:47-49) Bu örneklemeyi açıklayan 1 Eylül 1992 tarihli Kule dergisinin 16. sayfasında şunlar belirtildi: “Yüzyıllar boyunca Hıristiyan âlemine mensup olanlar, Tanrı’nın Sözünü tercüme etme, kopya etme ve dağıtma işinde önemli bir rol oynadılar. Kiliseler daha sonra, Mukaddes Kitabı uzak ülkelerin dillerine tercüme eden Mukaddes Kitap şirketleri kurdu veya onları destekledi. Aynı zamanda kiliseler, ‘pirinç’ Hıristiyanları oluşturan, sağlık hizmetlerinde bulunan misyoner ve öğretmenler de gönderdiler. Bu şekilde Tanrı’nın tasvibine sahip olmayan, bir şeye yaramayan balıklar büyük sayıda toplandı. Fakat hiç değilse Hıristiyan olmayan milyonlarca kişi Mukaddes Kitapla ve bozulmuş da olsa Hıristiyanlığın bir şekliyle tanıştırıldı.”

15 Hıristiyan âleminin insanlara Hıristiyanlığı benimsetme çabaları özellikle Güney Amerika, Afrika ve bazı adalarda etkili oldu. Günümüzde bu sahalarda yumuşak huylu birçok insan yaşıyor; böyle alçakgönüllü kimselere karşı tutumumuz Pavlus’un Yahudi mühtedilere karşı tutumu gibi olumlu ve sevgi dolu olursa, daha çok iyilik yapmaya devam edebiliriz. Yardımımıza ihtiyacı olanlar arasında, Yehova’nın Şahitlerinin “sempatizanı” denebilecek milyonlarca insan da bulunuyor. Ziyaretlerine gittiğimizde onlar bizi görmekten her zaman memnunluk duyuyorlar. Bazıları bizimle Mukaddes Kitabı tetkik etti ve ibadetlerimizde, özellikle Mesih’in ölümünün Yıllık Anılmasında hazır bulundu. Böyle kimseler, Gökteki Krallığın iyi haberini vaaz etmek için büyük bir tarla oluşturmuyorlar mı?

16, 17. (a) İyi haberle ne tür insanlara yaklaşıyoruz? (b) Çeşitli kişilere vaaz ederken Pavlus’u nasıl örnek alıyoruz?

16 Ayrıca, anavatanlarında ya da Batı ülkelerinde göçmen olarak yaşayan, Hıristiyan âleminin dışındaki kültürlerden gelen kişiler için ne denebilir? Ya dine tamamen sırt çevirip ateist ya da agnostik olmuş milyonlarca kişi için ne diyelim? Bundan başka, kitapçılardaki sayısız kendine yardım kitabında yer verilen çağdaş felsefelere ya da popüler psikolojiye verdikleri önemi neredeyse dinsel bir coşku ölçüsüne vardıranlar için ne denebilir? Böyle kişilerden herhangi biri nasılsa değişmez diye düşünülerek göz ardı edilmeli midir? Resul Pavlus’u örnek alıyorsak hayır.

17 Pavlus Atina’da vaaz ederken, dinleyicileriyle felsefi tartışmalara girme tuzağına düşmedi. Bununla birlikte, Mukaddes Kitap hakikatlerini net anlaşılır ve akla yatkın bir şekilde sunarak, mantık yürütme tarzını konuştuğu insanlara uyarladı. Benzer şekilde, biz de vaaz ettiğimiz insanların dinleri ve felsefeleri konusunda uzman kesilmemeliyiz. Bununla birlikte, ‘herkese her şey olarak’ yaklaşım tarzımızı şahitliğimizi etkili kılacak biçimde uyarlamalıyız. (I. Korintoslular 9:22) Pavlus, İsa’nın Kolose’deki takipçilerine yazarken şunları belirtti: “Fırsatı satın alarak, dışarda olanlara karşı hikmetle yürüyün. Her adama nasıl cevap vermek lâzımdır bilesiniz diye, sözünüz tuzla terbiye edilmiş olarak daima lûtufla olsun.”—Koloseliler 4:5, 6.

18. Hangi sorumluluğu taşıyoruz ve neyi hiçbir zaman unutmamalıyız?

18 İsa ve resul Pavlus gibi biz de her tür insana sevgi gösterelim. Özellikle Gökteki Krallığın iyi haberini başkalarıyla paylaşmak üzere çaba harcayalım. Öte yandan, İsa’nın, öğrencileri hakkında “onlar da dünyadan değildirler” dediğini hiçbir zaman unutmayalım. (Yuhanna 17:16) Gelecek makalede bunun bizim için ne anlama geldiğini daha ayrıntılı inceleyeceğiz.

Tekrarlama Yoluyla

◻ İsa’nın dünyaya karşı takındığı dengeli tutumu anlatın.

◻ Resul Pavlus, Yahudilere ve mühtedilere nasıl vaaz etti?

◻ Pavlus, Tanrı’dan korkanlara ve iman etmeyenlere nasıl yaklaştı?

◻ Vaaz etme faaliyetimizde nasıl ‘herkese her şey olabiliriz?’

[Sayfa 10’daki resimler]

İsa’nın takipçileri komşularına iyilik yaparak çoğu zaman önyargıları yıkabilirler

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş