Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w25 Eylül s. 26-30
  • Yehova’nın Yardımıyla ‘Ekildiğimiz Yerde Çiçek Açabildik’

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yehova’nın Yardımıyla ‘Ekildiğimiz Yerde Çiçek Açabildik’
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2025
  • Benzer Malzeme
  • Yehova Bana Hayallerimin Kat Kat Ötesinde Nimetler Verdi
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2019
  • Yehova Beni ‘Düze Çıkardı’
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2021
  • Yehova Sığınağım ve Kuvvetimdir
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2000
  • Görev Değişikliğine Nasıl Uyum Sağlayabilirsiniz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2019
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2025
w25 Eylül s. 26-30
Mats ve Ann-Catrin kırsal bir bölgede karavanlarının yanında dururken.

YAŞAM ÖYKÜSÜ

Yehova’nın Yardımıyla ‘Ekildiğimiz Yerde Çiçek Açabildik’

ANLATANLAR, MATS VE ANN-CATRIN KASSHOLM

“EKİLDİĞİN yerde çiçek aç” kulağa ilginç bir tavsiye gibi gelebilir. Fakat İsviçreli Mats ve Ann-Catrin çifti birçok farklı yere “ekildi.” Neler yaşadıklarına ve bu tavsiyenin onlara nasıl yardımcı olduğuna bakalım.

Kassholm çifti 1979’da Gilead Okuluna katıldı. Yıllar boyunca İran, Mauritius, Myanmar, Tanzanya, Uganda ve Zaire’ye “ekildiler”, yani tayin edildiler. Gilead Okulundaki eğitmenlerden biri olan Jack Redford’ın verdiği tavsiye yaşadıkları topraktan çıkarılıp yeni yerlere “ekildiklerinde” onlara yardımcı oldu. Yaşadıklarını onların ağzından dinleyelim.

Hakikati ilk nasıl duydunuz?

Mats: Babam 2. Dünya Savaşı sırasında Polonya’da yaşarken Katolik Kilisesinin ne kadar ikiyüzlü olduğunu gördü. Yine de sık sık “Hakikat bir yerlerde olmalı” derdi. Zamanla babamın haklı olduğunu keşfettim. İkinci el kitaplar alırdım ve bunlardan biri Hayata Sevk Eden Hakikat başlıklı mavi bir kitaptı. Başlık dikkatimi çok çekmişti ve aldığım günün gecesi kitabı bir oturuşta bitirdim. Sabah olduğunda “İşte hakikati buldum” dedim.

Nisan 1972’den itibaren Yehova’nın Şahitlerinin başka birçok yayınını okudum ve Kutsal Kitap’la ilgili sorularıma cevap buldum. Kendimi İsa’nın verdiği örnekteki tacir gibi hissettim. O değerli bir inci bulunca varını yoğunu satmıştı. Ben de bir “inci” gibi olan hakikati satın almak için üniversiteye gidip doktor olma hedefimi ‘sattım’ (Mat. 13:45, 46). 10 Aralık 1972’de vaftiz edildim.

Bir yıl içinde anne babam ve erkek kardeşim hakikati kabul etti ve vaftiz edildiler. Temmuz 1973’te öncülük yapmaya başladım. Cemaatimizdeki gayretli öncüler arasında güzel ve ruhi düşünüşlü biri olan Ann-Catrin vardı. Birbirimize âşık olduk ve 1975’te evlendik. Sonraki dört yıl boyunca İsveç’in Strömsund kasabasında yaşadık. Orası çok güzeldi ve hakikate susamış birçok insan vardı.

Ann-Catrin: Babam hakikati üniversite yıllarının sonlarına doğru öğrenmiş. O zamanlar sadece üç aylıktım ama beni ibadetlere ve hizmete götürürmüş. Annem bundan hiç hoşlanmamış ve Şahitlerin yanıldığını kanıtlamaya çalışmış. Fakat başarılı olamadı ve bir süre sonra o da vaftiz edildi. Ben de 13 yaşındayken vaftiz edildim ve 16 yaşındayken öncülüğe başladım. İhtiyacın büyük olduğu Umeå şehrinde hizmet ederken özel öncü olarak tayin edildim.

Mats’le evlendikten sonra, birkaç kişinin hakikati öğrenmesine yardımcı olmanın sevincini tattık. Bu kişiler arasında Maivor vardı, o Yehova’ya daha fazla hizmet edebilmek için spor kariyerini bırakan genç bir kızdı. Maivor kız kardeşimin öncülük arkadaşı oldu ve 1984’te Gilead Okuluna katıldılar. Şu anda Ekvador’da görevli vaiz olarak hizmet ediyorlar.

Aldığınız tayinlerde “Ekildiğin yerde çiçek aç” tavsiyesini nasıl uyguladınız?

Mats: Sık sık olduğumuz yerden çıkarılıp yeni yerlere “ekildik.” Ancak İsa’nın özellikle alçakgönüllülüğünü örnek alarak kök salmaya çalıştık (Kol. 2:6, 7). Örneğin oradaki Şahitlerin bize uyum sağlamasını beklemek yerine biz onlara uyum sağlamak için uğraştık. Onların düşünce tarzını ve kültürünü anlamak istiyorduk. İsa’yı örnek aldıkça nereye tayin edilirsek edilelim çiçek açmak için ‘akarsular kenarına dikildiğimizi’ hissettik (Mezm. 1:2, 3).

Mats ve Ann-Catrin valiz ve yiyecek taşıyor.

Cemaatleri ziyaret etmek için yolculuk yapmak hayatımızın bir parçasıydı

Ann-Catrin: Bir ağaç bir yerden çıkarılıp başka bir yere ekildiğinde büyümek için güneş ışığına ihtiyaç duyar. Yehova da bizim için her zaman “güneş” olduğunu kanıtladı (Mezm. 84:11). O bize sıcak ve sevgi dolu bir ruhi aile sağladı. Örneğin İran’ın Tahran şehrindeki küçük cemaatimizde Kutsal Kitap zamanlarındaki gibi bir misafirperverlikle karşılaştık. İran’da kalmayı çok isterdik, ancak Temmuz 1980’de Yehova’nın Şahitlerinin faaliyetleri yasaklandı ve bize ülkeden ayrılmamız için 48 saat verildi. Daha sonra Afrika’daki Zaire’ye (şimdiki adıyla Kongo) tayin edildik.

Zaire’nin kırsal bir köyünde bulunan mütevazı bir ev.

Zaire’deki tayinimizde güzel anılar biriktirdik, 1982

Afrika’ya tayin edildiğimizi duyduğumda ilk başta ağladım. Oradaki yılanlar ve hastalıklar hakkında duyduklarım beni korkutmuştu. Fakat orada uzun süre hizmet etmiş yakın dostlarımız olan bir çift bize şunları söyledi: “Afrika’ya ilk kez gideceksiniz. Bir şans verin, eminiz ki orayı çok seveceksiniz.” Gerçekten de öyle oldu. Kardeşler sevgi dolu ve içtendi. Fakat altı yıl sonra faaliyetimiz yasaklanınca Zaire’yi terk etmemiz gerekti. Kendi kendime gülümsedim, çünkü şimdi Yehova’ya “Lütfen Afrika’da kalalım” diye dua ediyordum.

Yehova’ya hizmet ederken hangi güzel tecrübeleri yaşadınız?

Ann-Catrin karavanın yanındaki sandalyede oturuyor.

Tanzanya’daki “yatak odamız”, 1988

Mats: Tayinlerimiz sayesinde farklı yerlerden gelen görevli vaizlerle sıcak dostluklar kurabildik. Hizmet ettiğimiz bazı yerlerde ikimiz de 20 kadar kişiyle Kutsal Kitap’ı inceledik. Bu bize inanılmaz bir sevinç verdi. Afrika’daki kardeşlerin sevgisini ve misafirperverliğini asla unutmuyorum. Tanzanya’daki cemaatleri ziyaret ettiğimizde kardeşlerin evinin yanına park ettiğimiz “yatak odamızda” yani karavanımızda uyurduk. Kardeşler az şeye sahip olmalarına rağmen ‘ellerinden geldiğinden daha da fazla cömertlik gösterirlerdi’ (2. Kor. 8:3). Her günün sonunda Ann-Catrin’le oturur o gün yaşadıklarımızı konuşurduk ve Yehova’ya bizimle ilgilendiği için şükrederdik. Buna hikâye zamanı diyorduk ve bizim için çok özeldi.

Ann-Catrin: Farklı yerlerden kardeşlerle tanışmak tattığım en büyük sevinçlerden biriydi. Çeşitli kültürleri deneyimlerken Farsça, Fransızca, Luganda ve Svahili dili gibi yeni diller öğrendik. Hakikate yeni gelen kardeşlerimizi eğittik, gerçek dostlar edindik ve Yehova’nın işinde onlarla “omuz omuza” çalıştık (Tsef. 3:9).

Ayrıca Yehova’nın her şeyi ne kadar güzel ve çeşitli yarattığını gördük. Yeni bir tayini kabul ettiğimizde sanki Yehova bizi yeni bir maceraya götürüyormuş gibi hissettik. O bize kendi başımıza asla öğrenemeyeceğimiz şeyleri öğretti.

Resimler: 1. Mats ve Ann-Catrin bir anne ve çocuklarına iyi haberi duyururken. 2. Ann-Catrin, Masai kabilesinden genç bir adama iyi haberi duyururken

Tanzanya’daki farklı sahalarda hizmet ederken

Hangi zorluklarla karşılaştınız ve bunlarla nasıl başa çıktınız?

Mats: Yıllar içinde sıtma da dahil birkaç tropikal hastalığa yakalandık. Ann-Catrin beklenmedik ameliyatlar geçirdi. Ayrıca yaşlanan anne babamız için endişelendik. Bu yüzden öz kardeşlerimiz onlara baktığı için çok minnettarız. Onlar bu rolü sabırla, neşeyle ve sevgiyle yerine getirdi (1. Tim. 5:4). Yine de anne babamız için uzaktan destek sağlamaktan daha fazlasını yapabilmeyi istedik. Bu yüzden zaman zaman olumsuz duygularla mücadele ettik.

Ann-Catrin: 1983’te Zaire’de hizmet ederken ağır bir kolera geçirdim. Doktor Mats’e “Onu bugün bu ülkeden çıkar!” dedi. Ertesi gün yola çıktık, ancak İsveç’e gitmenin tek yolu bir kargo uçağına binmekti.

Mats: Artık görevli vaiz olarak hizmet edemeyeceğimizi düşünüp gözyaşı döktük. Doktor Ann-Catrin’in iyileşemeyeceğini düşünmesine rağmen o iyileşti. Bir yıl sonra Zaire’ye dönebildik. Lubumbashi’de Svahili dili konuşan küçük bir cemaate geçtik.

Ann-Catrin: Lubumbashi’deyken düşük yaptım. Aile kurmak gibi bir düşüncemiz olmamasına rağmen bebeğimizi kaybetmek çok zordu. Ancak o üzüntülü zamanda Yehova’dan beklemediğimiz bir armağan aldık. Daha önce hiç olmadığı kadar çok kişiyle Kutsal Kitap’ı incelemeye başladık. Bir yıldan kısa bir süre içinde cemaatimizdeki müjdeci sayısı 35’ten 70’e çıktı. Ayrıca ibadete katılanların sayısı da 40’tan 220’ye ulaştı. Sürekli hizmete çıkıyorduk ve Yehova’nın bu armağanı bana teselli verdi. Yine de sık sık küçük yavrumuz hakkında düşünüp konuşuyoruz. Yehova’nın duygusal acımızı cennette tamamen iyileştirmesini dört gözle bekliyoruz.

Mats: Daha sonra Ann-Catrin kendini aşırı güçsüz ve yorgun hissetmeye başladı. Bana dördüncü evre kolon kanseri teşhisi konuldu ve büyük bir ameliyat geçirdim. Şu an iyiyim ve Ann-Catrin de elinden geleni yapıyor.

Sınavlarla uğraşan sadece biz değildik. 1994’teki Ruanda soykırımından sonra mülteci kamplarındaki birçok kardeşimizi ziyaret ettik. Çok zor şartlar altında yaşamalarına rağmen onların imanlarına, tahammüllerine ve misafirperverliklerine tanık olduk. Bunu görmek Yehova’nın her tür sınavda bize destek olduğunu öğretti (Mezm. 55:22).

Ann-Catrin: 2007’de Uganda’daki büro adamasına katıldıktan sonra başımıza kötü olaylar geldi. Programdan sonra görevli vaizlik yapan ve Beytel’de hizmet eden yaklaşık 25 kişiyle Kenya’nın Nairobi şehrine doğru seyahat ediyorduk. Kenya sınırına varmadan karşıdan gelen bir kamyon aniden şeridimize girdi ve bize çarptı. Sürücü ve beş kardeşimiz orada can verdi. Bir kız kardeşimiz de daha sonra hastanede hayatını kaybetti. Dostlarımızı tekrardan görmeyi özlemle bekliyoruz (Eyüp 14:13-15).

Zamanla fiziksel yaralarım iyileşti. Fakat Mats, ben ve kaza geçiren birkaç kardeş travma sonrası stres bozukluğu yaşadık. Ben geceleri anksiyete krizleri geçirirdim. Kalp krizine benzeyen semptomlarla uyanırdım ve bu çok korkutucuydu. Ancak Yehova’ya hararetle dua etmek ve teselli edici bazı ayetler okumak başa çıkmamıza yardım etti. Ayrıca profesyonel yardım aldık ve bunun faydasını gördük. Şimdi semptomlar daha kontrol edilebilir hale geldi. Benzer zorluklarla mücadele edenleri teselli edebilmemiz için Yehova’dan yardım diliyoruz.

Bu zor durumlarda Yehova size nasıl yardım etti?

Mats: Svahili dilinde şöyle bir söz var: “Çiğ yumurtalar gibi taşımak.” Biri çiğ bir yumurta taşırken onu kırmamak için nasıl dikkatle davranırsa Yehova da her tayinimizde bize öyle dikkat ederek şefkatle davrandı. Her zaman ihtiyacımız olan şeylere ve daha da fazlasına sahip olduk. Yehova’nın sevgisini ve desteğini Yönetim Kurulunun bize gösterdiği empati yoluyla da hissettik.

Ann-Catrin: Yehova’nın gösterdiği şefkate bir örnek vermek istiyorum. Bir gün babamın İsveç’te yoğun bakımda olduğunu bildiren bir telefon aldım. Mats o zamanlar sıtmadan yeni iyileşmişti ve hâlâ güçsüzdü. Uçak bileti alacak paramız olmadığından arabamızı satmaya karar verdik. Hemen ardından iki telefon daha geldi. Biri durumumuzu duyan evli bir çifttendi ve birimizin uçak biletini ödemek istiyorlardı. Diğeriyse yaşlı bir kız kardeşimizdendi. O “İhtiyaç sahibi kişiler için” diye etiketlediği bir kutuda para biriktirmişti ve bunu bize vermek istiyordu. Yehova dakikalar içinde yardımımıza koşmuştu (İbr. 13:6).

50 yıllık tamgün hizmetinize dönüp baktığınızda neler öğrendiniz?

Mats ve Ann-Catrin mutlu bir şekilde yan yana duruyor.

Myanmar’daki yeni tayinimizdeyken

Ann-Catrin: Gücümüzün Yehova’ya ‘güvenip sakin kalmaktan’ geldiğini öğrendim. O’na güvendiğimizde Yehova bizim için savaşır (İşa. 30:15; 2. Tar. 20:15, 17). Yehova’ya hizmet ederken elimizden gelenin en iyisini yaptığımız için başka türlü elde edemeyeceğimiz ödüller kazandık.

Mats: Öğrendiğim en önemli ders, her durumda Yehova’ya güvenip benim için gerekeni nasıl yaptığını görmek oldu (Mezm. 37:5). O her zaman vaat ettiği gibi bana yardım etti. Bunun doğruluğunu şimdi bile Myanmar Beyteli’nde hizmet ederken görüyoruz.

Hizmetteki paylarını artırmak isteyen gençlerin Yehova’nın bize gösterdiği vefayı tadacaklarını umuyoruz. Nereye ekilirlerse ekilsinler Yehova’nın onların çiçek açmasına yardım edeceğinden eminiz.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş