Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • yb12 s. 6-43
  • Geçen Yılın Göze Çarpan Olayları

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Geçen Yılın Göze Çarpan Olayları
  • Yehova’nın Şahitlerinin 2012 Yıllığı
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • ÖNCÜ YARDIMCILIĞIYLA İLGİLİ YENİ DÜZENLEME
  • YEHOVA’NIN YOLUNU ÖĞRETEN EĞİTİM PROGRAMLARI
  • JAPONYA’DA BÜYÜK DEPREM
  • YENİ DÜNYA ÇEVİRİSİ ARTIK 106 DİLDE!
  • DÜNYADAN KISA KISA
  • YEHOVA’YI YÜCELTEN BÜRO AÇILIŞLARI
  • HUKUKSAL GELİŞMELER
  • Geçen Yılın Göze Çarpan Olayları
    Yehova’nın Şahitlerinin 2013 Yıllığı
  • Hukuksal Gelişmeler
    Yehova’nın Şahitlerinin 2014 Yıllığı
Yehova’nın Şahitlerinin 2012 Yıllığı
yb12 s. 6-43

Geçen Yılın Göze Çarpan Olayları

DÜNYADA yaşanan sıkıntılara rağmen Yehova’nın Şahitleri kutsal hizmetlerinde verimli bir yıl daha geçirdi. Gerçekten de iyi haber Tanrı’nın bereketiyle ‘tüm dünyada meyve veriyor ve yayılıyor’ (Kol. 1:5, 6). Bu yılın raporunun sizi teşvik edeceğine ve imanınızı güçlendireceğine eminiz.

ÖNCÜ YARDIMCILIĞIYLA İLGİLİ YENİ DÜZENLEME

Öncü yardımcılarına nisan ayında 50 saatin yanı sıra 30 saat çalışma seçeneğinin de sunulması büyük heyecanla karşılandı. Hizmetin bu yönüne normalde katılamayan pek çok kişi bu olanağı büyük bir istekle değerlendirdi. Nisan ayında binlerce müjdeci ilk kez öncü yardımcılığı yaptı, geçmişte öncülük yapmış birçok kişi de bu hizmete tekrar katılmanın sevincini tattı. Ayrıca öncü yardımcılığı yapamayan pek çok müjdeci duyuru faaliyetindeki paylarını artırmak için çok çaba harcadı. Sonuç ne oldu?

Çoğu Büro önceki zirveleri kat kat aşan artışlar rapor etti. Dünya çapında 2.657.377 müjdeci öncü yardımcılığı yaptı. Bu sayı, önceki yılın zirvesinin yaklaşık beş katıydı. Dünya çapındaki Beytel ailesinin yüzde sekseni, yani 20.290 kardeşin 16.292’si bu hizmet ayrıcalığına sahip oldu. Yehova’nın hizmetçilerinin nisan ayı boyunca duyuru işinde daha önce hiçbir ay olmadığı kadar çok çalıştığını bilmek gerçekten heyecan verici değil mi?

Haiti, yaklaşık 300.000 can alan korkunç depremden sadece bir yıl sonra, nisan ayındaki duyuru faaliyetinde şimdiye kadarki en yüksek zirvelerini rapor etti. 17.009 müjdecinin 6.185’i öncü yardımcısı olarak hizmet etti. Yakınını kaybetmiş kişilere çok ihtiyaçları olan teselliyi ve ümidi vermek amacıyla özel bir faaliyet düzenleyerek, Haiti Kreolü dilinde yeni çıkan Sevdiğiniz Biri Öldüğünde kitapçığını dağıttılar.

Nijerya’daki kardeşlerimiz nisan ayında çok farklı bir sorunla karşılaştı. Hükümet seçimler için dört gün belirledi (bunlardan üçü cumartesiydi) ve o günler boyunca seçimle bağlantılı sebepler dışında sabah 7’den akşam 5’e kadar sokağa çıkılmasını yasakladı. Fakat kardeşlerin öncülük ruhu olumsuz etkilenmedi. Bir cemaat “Yüreklerimiz harika geçen bu ay için büyük bir minnettarlıkla ve sevinçle dolu” diye yazdı. Başka bir cemaatte, tüm ihtiyar ve hizmet görevlileri de dahil, vaftiz edilmiş 127 müjdecinin 92’si öncü yardımcılığı yaptı. Ayrıca 688 kişilik Beytel ailesinden 555 kişi öncü yardımcısı oldu.

Engelleri Aştılar. Burundi’nin dağlık bir kesiminde yaşayan Jeannette her zaman öncülük yapmak istemişti. Fakat kronik bir kalp rahatsızlığı vardı, bu yüzden fazla yürüyemiyor ve yokuş çıkamıyordu. Jeannette öncü yardımcılarından beklenen saat talebinin nisan ayı için azaltıldığını duyduğunda çok sevindi. İhtiyarlar onun öncülük isteğini gerçekleştirmesine yardım etmek amacıyla, evine yakın bir sahada iyi haberi duyurması için düzenleme yaptı. Ayrıca cemaatindeki öncüler ve müjdeciler, birlikte Kutsal Kitabı inceledikleri kişileri onun evine getirdiler. Ayın sonunda Jeannette dört Kutsal Kitap tetkiki başlatmanın sevinci içindeydi. O, “Tekrar öncülük yapmak istiyorum ve Yehova’nın bana yardım edeceğine eminim” diyor.

Grenada Adasında işitme engelli genç bir hemşire, yürümesini güçleştiren bir engeline rağmen öncülük yaptı. O şöyle diyor: “Tarla hizmetine giderken otobüse binebilmek için uzun bir yol yürümem gerekiyordu ve bu benim için çok zordu.” Üstelik bu hemşire işsizdi. Yehova’dan hararetle yardım diledi. Bu arada dualarıyla uyumlu davranıp geçimini sağlamak için tığ işleri ve el yapımı takılar sattı. Hemşire şöyle diyor: “Duyuru işine tüm gücümle katıldım. Kardeşler beni çok destekledi ve teşvik etti. Gerçekten çok mutluyum!”

Japonya’da 101 yaşındaki Toşi hemşire nisan ayında büyük bir hevesle öncü yardımcılığı yaptı. Yaşadığı bakımevinden ayrılamadığından mektup yazarak ve kendisine yardım etmek için odasına gelenlerle konuşarak iyi haberi duyurdu. Toşi şöyle diyor: “Zor işittiğimden çok yüksek sesle konuşuyorum. Böylece etraftakiler de beni duyabiliyor.”

Kosta Rika’da, kolları ve bacakları felçli olan Felix öncü yardımcılığı yapmaya karar verdi. Peki bunu nasıl yapacaktı? Sokaktan geçenlere şahitlikte bulunabilmesi için evinin önüne bir yayın masası kuruldu. Ayın sonunda Felix bedenen yorgundu, ancak kendisini ruhen güçlü hissediyordu ve dört kişiyle Kutsal Kitabı incelemeye başladığı için çok mutluydu.

Pek çok genç müjdeci de nisan ayındaki özel faaliyete istekle katıldı. Örneğin İspanya’da 11 yaşındaki Sandra ile 7 yaşındaki erkek kardeşi Alejandro duyuru faaliyetinde daha çok çalışmaya karar verdi. Cemaatlerinin gayretli tutumundan ve anne babalarının coşkusundan etkilenen Sandra ile Alejandro öncü yardımcılığı yapmak istedi. Fakat henüz vaftiz edilmemişlerdi. Bu durumda nasıl öncü yardımcısı olacaklardı? İki çocuk da tarla hizmetinde anne babaları kadar zaman harcamak için bir program yaptı ve Aile İbadeti akşamlarında sunuş provaları yaparak hizmete hazırlandı. Anne babaları onların bir iki hafta içinde yorulup pes edeceğini düşündü. Fakat iki genç müjdecinin kararlılığı bir an için bile zayıflamadı. 30 Nisan’da küçük Alejandro hariç ailedeki herkes 30 saat hedefine ulaşmıştı. Alejandro’nun ise üç saate daha ihtiyacı vardı. Hedefine erişebilmek için ayın son günü babasıyla birlikte hizmete çıktı. Böylece nisan ayı onlar için hizmetle dolu geçti ve ailece başarmanın mutluluğunu tattılar.

İspanya’da Jean adlı hemşire “Kocam Philip’le birlikte duyuru işinde 30 saat çalışabilmek için her gün dua ettim” diyor. Philip eskiden bölge gözetmeni olarak hizmet ediyordu. Fakat serebral anevrizma (beyin damarlarında balonlaşmaya yol açan bir hastalık) nedeniyle artık bir hastanede yatağa mahkûmdu ve konuşamıyordu. Tek iletişim aracı gözleriydi. ‘Evet’ demek için bir kez, ‘hayır’ demek için iki kez gözünü kırpıyordu.

Jean şöyle anlatıyor: “Ona öncü yardımcılığıyla ilgili düzenlemeden söz ettiğimde bu hizmete kendisinin de katılmak istediğini belirtti.” Peki hedefine nasıl ulaşacaktı?

Jean ve Philip daha önceki aylarda da diğer hastalara, ziyarete gelen yakınlarına ve hastane personeline şahitlik etmişti. “Nisan ayında, bulunduğumuz hastane koğuşunda günde bir saat duyuru işi yapmayı planladık. Bunu Philip’in uyanık olduğu sırada yapacaktık, böylece o da gözlerini kırparak sohbete katılacaktı.”

Ne var ki, mart ayında Philip tek kişilik bir odaya konuldu. Yine de Jean ile birlikte günün farklı zamanlarında hastane personeliyle birkaç dakikalık sohbetler yaparak planladıkları gibi hizmet edebildiler. Hastanedeki hemşirelerden biri Kutsal Kitap Aslında Ne Öğretiyor? kitabını aldı. Philip’in gözlerine bakarak, ayetleri okumak üzere ertesi gün tekrar geleceğine söz verdi. Hemşire geldiğinde Jean ondan Yuhanna 17:3’ü okumasını ve ne anladığını anlatmasını rica etti. Bu şekilde inceleme yaparlarken, Philip de gözlerini kırparak cevapların doğru olup olmadığını gösterecekti. Hemşire Philip’in odasından sorumlu olmadığı zamanlarda bile onu ziyaret etti ve Yehova’dan O’na yaklaşmasına yardım etmesini dilediğini söyledi.

Yehova’nın hizmetçileri bu artırılmış faaliyeti komşularına sevgilerini, İsa Mesih’in fidyesine minnettarlıklarını ve gökteki Babalarına bağlılıklarını göstermenin bir yolu olarak görüyor. Onlar, ay boyunca yine 30 veya 50 saat hizmet etme seçeneğine sahip olacakları Mart 2012’yi sabırsızlıkla bekliyor.

YEHOVA’NIN YOLUNU ÖĞRETEN EĞİTİM PROGRAMLARI

Yehova’nın teşkilatı İşaya 2:3’te kayıtlı şu peygamberlik sözüne çok önem verir: “Gelin, Yehova’nın dağına, Yakup’un Tanrısının evine çıkalım. O bize yolunu öğretecek.” Örneğin II. Dünya Savaşı tüm şiddetiyle sürmekteyken, sadık ve sağgörülü hizmetkâr, Şeytan’ın ortamı sona ermeden önce tüm milletlerden insanlara Yehova’nın yolunu öğretmeye hâlâ ihtiyaç olduğunu fark etti. Bu nedenle Watchtower Gilead Kutsal Kitap Okulu ve Vaizlik İbadeti gibi eğitim programları düzenlendi. Kısa süre önce de Yönetim Kurulu özel eğitim sağlayan çeşitli kurslarla ilgili bazı değişiklikler yaptı.

Ekim 2010’da Vaizlik Eğitim Kursunun adı Bekâr Biraderler İçin Kutsal Kitap Kursu olarak değiştirildi. İki aylık bu kursa yine ihtiyar ve hizmet görevlisi olarak hizmet eden bekâr biraderler katılacak. Dünya çapında yürütülen bu eğitim programından şimdiye dek 37.445 kişi yararlandı; onlardan birçoğu öncü, gezici gözetmen, görevli vaiz ve Beytel çalışanı olarak hizmet ediyor.

İki ay süren Evli Çiftler İçin Kutsal Kitap Kursu Temmuz 2011’de başladı ve şimdilik sadece Patterson’da (New York) düzenleniyor. Çiftlerin başvuruda bulunabilmesi için kursun yapılacağı dili bilmesi, 25 ile 50 yaş arasında, sağlıklı, en az iki yıldır evli ve en az iki yıldır aralıksız tamgün hizmette olması, ayrıca biraderin aralıksız iki yıldır ihtiyar ya da hizmet görevlisi olarak hizmet ediyor olması gerekir. 2012’den itibaren bu kurs, Bekâr Biraderler İçin Kutsal Kitap Kursunun halen yapılmakta olduğu yerlerde düzenlenecek.

Evli Çiftler İçin Kutsal Kitap Kursu, çiftlere Yehova ve teşkilatı için hizmet ederken daha yararlı olmalarını sağlayacak özel bir eğitim vermek amacıyla tasarlandı. Kursu bitirenlerin çoğu kendi ülkelerinde ihtiyacın büyük olduğu yerlerde daimi öncü olarak hizmet edecek. Bazıları geçici özel öncüler olarak görevlendirilecek, bazıları da çevre hizmeti için eğitilecek. Yeterli ve uygun durumda olanlardan az sayıda çift de başka bir ülkede hizmet etmek üzere görevlendirilebilecek.

Bu kursa başvuranlar ruhen olgun ve özverili bir tutuma sahip olmalıdır. Bu yeni kursta, Bekâr Biraderler İçin Kutsal Kitap Kursunda ders veren biraderler eğitim verecek ve temelde aynı öğretim programı izlenecek. Birkaç ünite yalnızca biraderlerle incelenecek, bu arada eşleri tarla hizmetinde olacak. Başvurmak isteyenlerin karşılaması gereken talepler ve başka ayrıntılar bölge ibadetlerinde düzenlenen buluşmalarda anlatılacak.

Yönetim Kurulu Watchtower Gilead Kutsal Kitap Okulu ile ilgili değişiklikleri genel hatlarıyla açıkladı. Bu okulda verilen eğitim 24 Ekim 2011 tarihinde başlayan 132. sınıftan itibaren, yalnızca tamgünlük özel hizmette bulunan çiftlere yönelik olacak. Bunlar arasında sahada hizmet eden görevli vaizlerden henüz Gilead’a katılmamış olanlar, özel öncüler, gezici gözetmenler ve Beytel çalışanları sayılabilir. İngilizceyi akıcı şekilde konuşup yazabilen çiftler, bağlı oldukları Temsil Heyeti tarafından kurs için tavsiye edilebilir.

Gilead mezunlarına, sahada hizmet eden görevli vaizler, gezici gözetmenler ya da Beytel çalışanları olarak, sahadaki ve Bürodaki faaliyetin daha güçlü ve istikrarlı şekilde sürdürülmesini sağlayacak görevler verilecek. Sahada hizmet etmek üzere tayin edilenler cemaat faaliyetlerinde ya da duyuru işinde en etkili olabilecekleri yerlere, yoğun nüfuslu bölgelere gönderilecek. Temsil Heyetleri sorumlu oldukları sahada belirli bir ihtiyaç varsa Gilead mezunları talep etmeye devam edebilir. Ayrıca kendi sahalarında tamgünlük özel hizmette bulunan ve yeterli durumdaki çiftleri Gilead Okulu için tavsiye edebilirler. Bazı durumlarda Temsil Heyetleri Gilead’a yollanan kardeşlerin mezun olduktan sonra ülkelerine geri gönderilmesini isteyebilir.

Temsil Heyeti Üyeleri ve Eşleri İçin Kurs yılda iki kez, İngilizce olarak Patterson’da düzenlenecek. Ender durumlarda Ülke Heyeti üyeleri de bu kursa davet edilecek. Geçmişte bu kursa katılmış olan Temsil Heyeti üyeleri ikinci kez davet edilecek ve ilk kez katılan kardeşlerle birlikte eğitim görecek. Temsil Heyeti üyelerinin eşleri derslerin büyük kısmına kocalarıyla birlikte katılacaklar. Ancak, teşkilatlanmayla ilgili üniteler yalnızca biraderlerle ele alınacak; bu sırada hemşireler Beytel’de farklı işlerle ilgilenecekler.

Bunların yanı sıra Patterson’da her yıl iki kez Gezici Gözetmenler ve Eşleri İçin Kurs düzenlenecek. ABD’de oluşturulan sınıflarda artık daha önce aynı kursa katılmış biraderler de bulunuyor; sınıfın yaklaşık yarısı bu biraderlerden oluşuyor. Derslerin çoğuna gezici gözetmenlerin eşleri de davet edilecek.

Yehova’nın sağladığı eğitimden yararlanmak O’nun toplumu için büyük bir zevk. İsa şöyle demişti: “Peygamberlerin yazılarında şöyle geçer: ‘Onların hepsini Yehova eğitecek’” (Yuhn. 6:45; İşa. 54:13). İyi haberi dünyanın her yerinde son gelmeden önce duyurmak, acilen yapılması gereken bir iştir. Yapılan değişikliklerin bu işe büyük bir hız kazandıracağına eminiz.

JAPONYA’DA BÜYÜK DEPREM

Dünyanın dört bir yanından gelen haberler, deprem, tsunami, hortum, kasırga, sel baskını, yangın ve yanardağ patlamaları gibi doğal afetlerin peş peşe yaşandığını gösteriyor. Bu afetlerin hepsinden söz etmemiz mümkün değil. Ancak Japonya’daki kardeşlerimizin yaşadıkları, Yehova’nın Şahitlerinin böyle sıkıntılar karşısında ne kadar metanetli olduğuna güzel bir örnektir.

Japonya, 11 Mart 2011 Cuma günü saat 14:46’da 9 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Depremin yol açtığı tsunami Büyük Okyanus kıyısındaki pek çok kasabayı ve köyü harap etti. Yaklaşık 20.000 insanın öldüğü ya da kaybolduğu bildirildi. Afet bölgesinde dört İbadet Salonu yıkıldı, başka dört salon da kullanılamaz hale geldi. Kardeşlerimize ait tam 235 ev ya dalgalarla sürüklenip gitti ya da ağır hasar gördü. Bini aşkın evde de onarım ihtiyacı doğdu.

Deprem ve tsunami bir nükleer enerji santralına öyle ciddi hasar verdi ki radyoaktif parçacıklar çevreye yayıldı. Hükümet bölgenin boşaltılmasını istedi ve pek çok yer bir gecede hayalet kente döndü. Oradaki kardeşlerimiz de evlerinden ayrılmak zorunda kaldı ve iki cemaat bir anlamda “ortadan kayboldu.”

Afetten en çok etkilenen bölgedeki 14.000’i aşkın Yehova’nın Şahidinden 12’si hayatını kaybetti, 5’i ağır yaralandı, 2 kişi de halen kayıp. Bu korkunç olayı yaşayanlar evlerinden ve sahip oldukları şeylerden oldular. Pek çoğu da yakınlarını kaybetti.

Ofunato’da yaşayan Kiyoko şöyle anlatıyor: “Engelli olan annemi güçbela arabaya yerleştirdim ve arabayı bize söylenen sığınağa doğru sürmeye başladım. Bir duman kokusu alınca arabadan indim. O anda dev bir dalganın evimizi yuttuğunu gördüm. Sular üzerimize doğru geliyordu! Hemen annemin demiryolunun bulunduğu sete tırmanmasına yardım ettim. Sular gözlerimizin önünde arabamızı alıp götürdü.”

Koiçi isimli genç bir birader depremden sonra anne babasının evine ulaşmaya çalıştı. Onlar denizden 5 kilometre içerde bulunan İşinomaki’de yaşıyorlardı. Koiçi oraya yaklaştığında tüm bölgenin sular altında kaldığını gördü. “Kayık bulamadığım için daha ileri gidemedim” diyor. Depremden üç hafta sonra babasını, altı hafta sonra da annesini bir morgda buldu.

Şiçigahama kasabasında yaşayan Masaaki deprem biter bitmez arabasını denizden 1 kilometre içeride olan İbadet Salonunun önüne park etmeye karar verdi. Şöyle anlatıyor: “Bir hemşire de oraya sığınmıştı. Tsunaminin oraya kadar gelemeyeceğini sandım. Fakat kısa sürede her yeri kapkara bir su kapladı. Arabalarımız suda yüzmeye başladı. Camı açıp arabanın üzerine tırmandım. Fakat hemşirenin arabası sulara kapıldı ve gözden kayboldu. Ona yardım etmesi için Yehova’ya dua ettim.

Kar yağıyordu, sırılsıklam olmuştum ve titriyordum. Sonra kar durdu, fakat hava buz gibiydi. Çok geçmeden güneş battı, karanlık çöktü. Yıldızlar ışıl ışıl parlıyordu, çok güzeldi. Buz gibi suda bir adaya benzeyen arabamın üzerindeydim. Moloz yığınları üzerinde ya da binaların çatılarında benim gibi mahsur kalmış başkaları da vardı. Sabaha çıkıp çıkamayacağımı bilmiyordum. Moralimi yüksek tutmak için daha iki hafta önce yaptığım bir umumi konuşmayı kendi kendime tekrarlamaya çalıştım. Konuşmanın teması duruma çok uygundu: ‘Sıkıntılı Zamanlarda Nereden Yardım Alabilirsiniz?’ Sonra ezbere bildiğim tek ilahiyi söyledim: ‘Babam, Tanrım, Dostum.’ İlahiyi defalarca tekrarladım. İlahiyi söylerken Yehova’ya hizmetimi düşünmeye başladım ve gözlerimden yaşlar boşaldı.

Sonra sokağın karşısındaki evden biri bana seslenerek ‘İyi misin? Sana yardım etmeye geleceğim!’ dedi.” Adam suda yüzen kerestelerden bir sal yapmıştı ve etraftaki insanları kurtarıyordu. Masaaki onun yardımıyla bir eve ikinci kat penceresinden girmeyi başardı. Daha sonra diğer arabadaki hemşirenin de kurtarıldığını öğrenmek onu çok rahatlattı.

Kohei ve Yuko’nun 12 Mart Cumartesi günü Rikuzentakata İbadet Salonunda yapılacak düğün konuşmasını herkes sevinçle bekliyordu. Cuma günü belediyede nikâhları kıyıldıktan sonra deprem oldu. Kohei şehirde tsunami uyarısı yapıldığını duyunca hemen yüksek bir yere çıktı. Şöyle anlatıyor: “Tüm şehrin toz duman içinde olduğunu gördüm. Birkaç büyük bina dışında hiçbir yapı kalmamıştı. O ana kadar gün içinde yapacağımız hazırlıklar için kaygılanıyordum, fakat anladım ki korkunç bir felaketle karşı karşıyaydık.”

Kohei ve Yuko cumartesi gününü cemaatlerindeki kardeşlere yardım ederek geçirdiler. Kohei şöyle diyor: “Komşu cemaatler yardım malzemeleri gönderdi. Sevgili eşim zamanımızı ve gücümüzü kardeşler için kullanmamızdan çok memnun olduğunu söyledi, bu beni mutlu etti. Bana böyle harika bir eş verdiği için Yehova’ya şükrettim. Tsunami yeni evimizi, arabamızı, her şeyimizi alıp götürdü. Fakat kardeşlerimizden büyük sevgi gördük, bunun için minnettarım.”

Fiziksel, Ruhi ve Duygusal Yardım Çalışmaları. Japonya Bürosu hemen üç Afet Yardım Heyeti kurdu ve afet bölgesine sık sık temsilci gönderdi. Dünya merkez bürolarından Geoffrey Jackson ve Izak Marais mayıs ayında Japonya’ya bürolar gözetmeni olarak geldi. En ağır hasar alan bölgelerin birinde kardeşlerle buluştular. Afetten etkilenen cemaatler için özel bir toplantı düzenlendi. 21 İbadet Salonunda yaklaşık 2.800 kardeş telefon bağlantısıyla toplantıya katıldı. Onlar küresel kardeşler topluluğumuzun sevgisini ve ilgisini bir kez daha gördüler.

Afet Yardım Heyetleri ve diğer gönüllüler durup dinlenmeden bölgeye yardım malzemeleri ulaştırdı. Yiyecek, su ve yakıt acil ihtiyaçlardı. Ayrıca yardım heyetleri afetten etkilenen cemaatlere her bedende giysi gönderilmesini sağladı. İbadet Salonları, bir süreliğine yerleştirilen askılıklar ve aynalarla kardeşlerin giysi ihtiyaçlarını karşılayabileceği yerlere dönüştürüldü.

Afetten etkilenen kardeşler, fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını böylesine karşıladığı için Yehova’ya çok minnettardı. Özellikle ibadetler onlara güç verdi. Felaketi bizzat yaşamış bir hemşire şöyle dedi: “İbadetlerde huzur buluyorum. Benim için cankurtaran halatı gibiler.”

Bir Ümit Mesajı. Japon kardeşler hiç zaman kaybetmeden Tanrı’nın Sözündeki teselliyi endişe içindeki komşularıyla paylaştılar. Afetten etkilenmeyen bir şehirdeki müjdeciler, “Felaketin sebebi ne? Cevap Kutsal Kitapta” yazan bir pankart taşıyarak grupça sokakta şahitlik yapmaya karar verdi. Pek çok kişi iyi habere ilgi gösterdi ve kardeşler sadece 1,5 günde 177 tane Ne Öğretiyor? kitabı dağıttı.

Afetten etkilenen bölgelerde Şahitler önce Kutsal Kitabı birlikte inceledikleri kişileri ve tekrar ziyaretlerini, sonra da komşularını ziyaret edip teselli ettiler. Akiko şöyle anlatıyor: “Bir bayana Matta 6:34’ü okuduğumda ağlamaya başladı. Belli ki çok kaygılıydı. Ona Kutsal Kitabın huzurlu insanlar olmamıza nasıl yardım ettiğini açıkladığımda bana hak verdi ve teşekkür etti. Kutsal Yazıların insanların yüreğini etkileme gücüne bir kez daha hayran kaldım.”

Bir adam şöyle dedi: “Bir sürü din var, fakat yalnızca siz evimize geliyorsunuz. Böyle bir zamanda bile bunu yapıyorsunuz.” Başka bir adam saygıyla, “Bu kriz döneminde bile faaliyetinize her zamanki gibi devam etmeniz inanılmaz!” dedi. Bir ihtiyar da şu gözlemde bulundu: “Pek çok kişi bizi iyi karşıladı. ‘Felaketten sonra evimize ilk siz geldiniz. Lütfen yine gelin’ dediler.”

YENİ DÜNYA ÇEVİRİSİ ARTIK 106 DİLDE!

15 Temmuz 2011 Cuma günü Letonya ve Litvanya için unutulmaz bir gündü, bu ülkelerdeki Şahitlerin tarihinde bir dönüm noktasıydı. Yönetim Kurulu üyesi Stephen Lett her iki ülkede de aynı anda dinlenen bir konuşma yaparak Yunanca Kutsal Yazıların Yeni Dünya Çevirisi’nin Letonca ve Litvancada çıktığını duyurdu ve bu dillerin çevirinin yayımlandığı 99. ve 100. diller olduğunu belirtti. Yönetim Kurulu son yedi yıldır Kutsal Kitap çevirisini en öncelikli iş olarak görüyor. Bunun sonucu olarak, Yeni Dünya Çevirisi’nin yayımlandığı dil sayısı 2004’e oranla iki katına çıktı. Dünyanın her yerinde çevirmenler Kutsal Kitabı daha fazla dile çevirmek üzere yoğun şekilde çalışmaya devam ediyorlar.

Tahmin edebileceğiniz gibi, kardeşler Kutsal Kitabın kendi dillerindeki çevirisini büyük bir coşkuyla karşıladı. Orta Afrika Cumhuriyeti’nden bir birader şöyle dedi: “İnsanın elinde bir Kutsal Kitap olması başlı başına büyük bir şey. Bir de onu anadilinde okuyup anlayabiliyorsa, işte bu dünyadaki en güzel şeylerden biri. Sango dilindeki Yeni Dünya Çevirisi yüreğimize hitap ediyor. Artık İncilleri okurken oradaki kişileri hayal edebiliyor, duygularını anlayabiliyorum.” Etiyopyalı genç bir hemşire de herkesin duygularına tercüman olan şu sözleri söyledi: “Teşekkür ederim demek duygularımın yanında çok sönük kalıyor. Yeni Dünya Çevirisi’nin bizim dilimizde de çıkması için hep dua ederdim. Bugün bu gerçekleşti!”

DÜNYADAN KISA KISA

Bir Kabadayı Susturuldu, Rusya. Yaşlı bir hemşiremiz olan Vera, Yehova’nın Şahitlerini sevmeyen bir komşusuyla birkaç yıldır sorun yaşıyordu. Adam tehditler savuruyor ve hemşireyi ziyarete gelen torunlarının önünde küfürlü konuşuyordu. Romalılar 12:18 ayetini aklında tutan Vera soğukkanlılığını koruyor ve onunla tartışmaya girmiyordu. Ancak, Ocak 2011’de adam iyice saldırganlaştı. Hayatının tehlikede olduğunu düşünen hemşire polisi aradı. Bu şikâyet üzerine gelen polis memuru, 2010 yılının Mart ayında da yanında bir yetkiliyle gelmişti. O zamanki geliş amacı, Vera ve onun evinde toplanan Şahitlerin herhangi bir aşırılıkçı faaliyetle ilgisi olup olmadığını öğrenmekti. Ancak bu gelişinde asıl sorunun kimde olduğunu anladı ve tehditlerinden dolayı adama 3.000 ruble (yaklaşık 180 TL) ceza kesti. Vera bu olaydan sonra komşusuyla bir daha sorun yaşamadı. Takdirini ifade etmek için karakola bir teşekkür mektubu yazdı. Emniyet amirinden mektubuna bir yanıt gelince çok şaşırdı. Emniyet amiri, polis memuru hakkındaki güzel sözleri için ona teşekkür ediyor ve şöyle diyordu: “Polisler hakkında genelde olumsuz düşüncelerin yaygın olduğu böyle bir zamanda yazdığınız bu samimi sözler bize güvendiğinizi gösteriyor.” Bu polis memuru artık sık sık Vera’nın evinin önünden geçip her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol ediyor.

“Çöpçü”, Türkiye. Kutsal Kitabı incelemeye başlayan ve bölge ibadetine katılan iki kişi şunları anlattı: “Herkes güler yüzlü, arkadaş canlısı ve nazikti. Sanki bir rüyada gibiydik. Öğle arasında etrafta dolaşırken hiç yabancılık çekmedik. Sonra, bizimle inceleme yapan biraderi gördük; elinde bir çöp poşetiyle bize doğru geliyordu. Çöpçü olduğunu düşündüğümüz için ondan uzaklaşmaya çalıştık, çünkü alt tabakadan bir adamın arkadaşı olarak tanınmak istemiyorduk. Ona sırtımızı dönüp kalabalığa karışmaya çalıştık. ‘Kutsal Kitabı neden kürsüde konuşma yapan biriyle değil de, bir çöpçüyle inceliyoruz ki?’ diye düşündük.”

“Yine de biraderle inceleme yapmaya devam ettik. Zamanla, bu ‘çöpçünün’ bir Temsil Heyeti üyesi olduğunu ve Yehova’nın Şahitlerinin Bürosunda hizmet ettiğini öğrendik. Biraderimizin ‘hizmetçi’ gibi davranarak alçakgönüllülük gösterdiğini anladık (Mat. 20:26). Ruhen giderek ilerledik ve yaşamımızı Yehova’ya adadık. Katıldığımız ilk büyük ibadette öğrendiğimiz bu çok değerli ders için minnettarız!”

Yalan Haberler, Ermenistan. Sevan şehrinde yaşayan bir genç, anne babasını öldürdü. Bu gencin Yehova’nın Şahidi olduğuna dair bazı söylentiler çıktı. Bunun üzerine medya, Şahitlere karşı bir iftira kampanyası başlattı. Resmi bir yazıyla bu iddianın asılsız olduğu basına bildirildi, ancak iftira kampanyası son bulmadı. Televizyonda yayımlanan özel bir haberde ısrarla bu gencin bir Şahit olduğu savunuldu. Yehova’nın Şahitleri hakkında saldırgan ve aşağılayıcı konuşmalar yapıldı. Yayımlanan bu program boyunca ‘Yehova’nın Zalim Cellatları’ başlığı kullanıldı. Hatta izleyiciler, kapılarına gelen Şahitlere karşı şiddet kullanmaya teşvik edildi. Sonuç olarak, ülke çapında Yehova’nın Şahitlerine duyulan düşmanlık fark edilir derecede arttı. Yürüttüğü karalama kampanyasıyla iyi namımızı lekelediği için televizyon kanalından bir tekzip yayımlaması, özür dilemesi ve tazminat ödemesi talep edildi. Bu konuda dostça bir çözüme ulaşmak için görüşmeler devam etse de, televizyon kanalı 2012 Yıllığı basılana kadar herhangi bir tekzip yayımlamadı.

Geleceğin Mühendisleri, Venezuela. San José de Guaribe kasabasında yaşayan bir grup anaokul öğrencisi, her sabah okula giderken bir İbadet Salonu inşaatının önünden geçiyordu. Oradan geçerken bir süre durup inşaat alanındaki çalışmayı izliyorlardı. Bir gün sınıftayken öğretmenleri, büyüyünce ne olmak istediklerini sordu. Aralarından sadece biri değil, birkaçı ‘Yehova’nın Şahitleri gibi mühendis olmak istiyorum’ deyince öğretmen çok şaşırdı ve başka bir öğretmenle birlikte, tüm sınıfı inşaat alanına götürmeye karar verdi. Oraya varınca görevliler eşliğinde inşaat alanında bir tur yaptılar. Çocuklar çok eğlendi, en çok da renkli baretleri giymekten mutlu oldular. Öğretmenler çeşitli sorular sordu, bu sayede güzel bir şahitlikte bulunuldu.

Dergi Basımı Hızlanıyor, Kanada. Yönetim Kurulu, teşkilatın sahip olduğu kaynakları en verimli şekilde kullanmak amacıyla, Bermuda, Guyana, Kanada, Karayipler’in büyük kısmı ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki cemaatlere gönderilen Gözcü Kulesi ve Uyanış! dergilerinin basım işini Kanada Bürosuna verdi. Bu nedenle, 2011 hizmet yılının başlangıcında Kanada Bürosundaki dergi basımı 12 kat arttı. Kanada şimdi 30 dilde dergi basıyor. Dolayısıyla tüm dünyada dağıtılan dergilerimizin dörtte biri Kanada’da basılıyor.

Halka Açık Davet, Finlandiya. Yönetim Kurulunun izniyle özel bir faaliyet düzenlendi. Bu özel faaliyetin konusu Yehova’nın Şahitleri ve Finlandiya’da tam yüz yıldır bildirdikleri mesajdı. Kardeşler, “Yehova’nın Şahitleri Kimlerdir?” başlıklı Ağustos 2010 Uyanış! dergisini gayretle dağıttılar ve faaliyetimizle ilgili birçok insanla güzel sohbetler yaptılar. Ağustos ayının sonunda da, Büroda halka açık bir davet düzenlendi. Tüm Beytel ailesi, yaptıkları hizmeti tanıtmak için görev aldı. Ziyaretçilere dünya çapında yürüttüğümüz faaliyet hakkında bilgi veren sergiler düzenlendi. Bazı Beytel çalışanları 1940 ve 1950’lere ait kıyafetler giydi ve çift taraflı afişleri boyunlarına asarak umumi konuşmaların o zamanlar nasıl ilan edildiğini gösterdiler. Birçok departman, ziyaretçiler için küçük hediyeler hazırladı. Bu davete yaklaşık 1.500 kişi katıldı. Sonrasında ise gazete, radyo ve televizyonda faaliyetimiz hakkında olumlu haberler yer aldı.

İç Savaş, Fildişi Kıyısı. 2011 hizmet yılının başında 8.656 müjdeci 23.019 Kutsal Kitap tetkiki idare ediyordu. Dolayısıyla bu hizmet yılı daha fazla artışın olacağı yönünde iyimser bir beklentiyle başladı. Ancak, 2010 Kasım ayının sonunda seçim tartışmaları yüzünden ülkede kaos çıktı ve iç savaş patlak verdi. Mart ayında ülkenin ticaret merkezi olan başkent Abican’a sıçrayan iç savaş Nisan 2011’de daha da büyüdü. Bunun sonucunda kentten, hatta ülkeden kalabalık gruplar halinde sivil göçleri yaşandı. Tüm mallarını geride bırakıp yaya olarak göç eden bu insanlar arasında çok sayıda kardeşimiz de vardı.

Kardeşlerimizin tarafsız kalmaları bu zor dönem boyunca onlar için korunma oluşturdu. Bir keresinde askerler, öğretmenlerin ve danışmanların seminer düzenlediği bir ilkokul binasına girdiler. Salondaki herkesin yere yatmasını ve tüm değerli eşyalarını vermesini istediler. Bir birader içi yayın dolu hizmet çantasını onlara uzatınca, askerler onun Yehova’nın Şahidi olduğunu hemen anladı. Parası ve cep telefonuyla birlikte çantasını ona geri verip “Sen bizim için bir tehdit oluşturmuyorsun” dediler.

YEHOVA’YI YÜCELTEN BÜRO AÇILIŞLARI

Yehova’nın Şahitlerinin Şili’deki Bürosunu genişletmek amacıyla 18 Aralık 2006’da bir inşa projesi başlatıldı. Bu proje kapsamında ofislerin yer alacağı iki katlı bir bina ve Beytel odalarının yer alacağı üç katlı bir bina yapılacak, ayrıca depo genişletilecekti. Yeni binaların Tanrı’ya adanarak hizmete açılışı 16 Ekim 2010 tarihinde, 5.501 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Bu törende Yönetim Kurulundan David Splane birader İspanyolca bir konuşma yaptı.

Burkina Faso’daki Büroyu genişletme çalışmaları tamamlandıktan sonra 19 Şubat 2011 tarihinde 210 kişinin katılımıyla yeni binalar hizmete açıldı. Konuşmayı dünya merkez bürolarından John Kikot birader sundu. Bu ülkedeki duyuru faaliyeti o zamana kadar Fildişi Kıyısı Bürosunun gözetimi altındayken, Mayıs 2011’de bu görev Benin Bürosuna verildi. Kardeşlerin inşaat alanında sergilediği iyi davranışlar Yehova’nın ismini yüceltti. Büyük bir tedarikçi firmanın bir çalışanı “En ufak bir bağırış bile duymadım” dedi. “Daha önce böyle sakin ve mutlu insanların olduğu bir inşa projesinde hiç çalışmamıştık.”

Hong Kong Bürosuna bağlı yeni ofisler 27 Ağustos 2011’de hizmete açılırken de büyük bir sevinç yaşandı. Yeni ofisler 37 katlı bir binanın 19. katında yer alıyor ve Victoria Limanına bakıyor. (Aşağıdaki ok işaretine bakın.) Yemek salonunu, ofisleri ve sevkıyat alanını dolduran 290 kişi, Yönetim Kurulundan Stephen Lett biraderin konuşmasını heyecanla dinledi. Yeni açılan ofisler Tercüme, Ses/​​​​​​​​Görüntü, Satın Alma, Hizmet, Sevkıyat ve Muhasebe departmanlarına rahat bir çalışma ortamı sağladı.

HUKUKSAL GELİŞMELER

Sadık peygamber Yeremya, Mutlak Güce Sahip Tanrı’nın onu asla terk etmeyeceğine güvenmekte haklıydı. Yehova ona şöyle demişti: “Onlar seninle savaşacak ama seni yenemeyecek. Çünkü korumak ve kurtarmak için Ben seninleyim” (Yer. 15:20). Günümüzde muhalefete rağmen iyi haberi duyurma görevini sadık şekilde yerine getiren Şahitler de Yehova’nın yardım ve desteğini hissediyor (Mat. 24:9; 28:19, 20). Şimdi bunu gösteren bazı örneklere bakalım.

Ermenistan. Yehova’nın Şahidi olan Vahan Bayatyan, askerlik hizmetini vicdani nedenlerle reddettiği için iki buçuk yıl hapse mahkûm edildi. Ermenistan mahkemelerindeki davaları kaybedince, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuruda bulundu. 27 Ekim 2009’da AİHM’in yedi hâkimi, Bayatyan biraderin aleyhinde ve Ermenistan’ın lehinde bir karar verdi. Fakat farklı düşünen bir hâkim, mahkeme kararının “vicdani ret konusunda şu anki Avrupa standartlarına uymadığı” görüşündeydi. Konunun önemini göz önünde bulunduran AİHM, bu davayı 17 hâkimden oluşan Büyük Dairede ele aldı.

Bu heyet 7 Temmuz 2011’de Ermenistan’ın, vicdan özgürlüğünü ihlal ettiğine 16’ya karşı 1 oyla karar verdi. Mahkeme şunları belirtti: “Başvuru sahibinin askerlik hizmetini reddetmesinin dinsel inançlarından ötürü olduğundan şüphe edilmesi için hiçbir neden yoktur. Başvuru sahibi inançlarına sıkıca bağlıdır ve bu inançlar onun askerlik hizmetini yerine getirme zorunluluğuyla ciddi ve çözümsüz bir çelişki içindedir.” Dönüm noktası niteliğindeki bu kararın, Ermenistan’da hapiste bulunan 69 biraderle birlikte, Azerbaycan’da ve Türkiye’de aynı sorunla karşı karşıya olan kardeşlerimize de yarar sağlamasını ümit ediyoruz.a

Bulgaristan. 17 Nisan 2011 günü Burgaz’daki bir İbadet Salonunda kadın, erkek, yaşlı, genç 100’den fazla kişi huzurlu bir ortamda Mesih’in Ölümünü anıyordu. O sırada dışarıda yaklaşık 60 kişiden oluşan öfkeli bir kalabalık toplandı ve Salonun girişinde bekleyen Şahitlere büyük taşlar atmaya başladılar. Sonra İbadet Salonuna zorla girmeye çalıştılar fakat biraderler onlara engel oldu. Hemen polise haber verildi, ancak polis çok yavaş davrandı. Saldırı sırasında bazı Şahitler yaralandı ve onlardan beşi ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yaşanan bu saldırıya rağmen, cemaat Anma Yemeği programına devam etti. Bu saldırı Bulgaristan’da Yehova’nın Şahitlerine karşı genel olarak sahip olunan saygılı tutumla hiç bağdaşmıyordu ve toplumda bizimle ilgili olumlu bir eğilime yol açtı. Yönetim Kurulunun yönlendirmesiyle Yehova’nın Şahitlerinin 13 ülkedeki Bürosu, ülkelerindeki Bulgaristan elçiliklerine başvurup bu olaya dikkat çektiler. Bunun üzerine Bulgaristan hükümeti saldırıyı kınadı ve bölge savcısı olaya karışan sekiz kişi hakkında soruşturma başlattı.

Güney Kore. 1950’den beri Güney Kore’de 16.000’den fazla Yehova’nın Şahidi askerlik hizmetini reddettiği için toplam 31.000 yıldan uzun süre hapse mahkûm edildi. Şu anda, inançlarıyla bağlantılı olarak askerlik hizmetini vicdanen reddeden 800’den fazla Yehova’nın Şahidi hapiste bulunuyor. Bu kadar çok sayıda genç neden böyle kesin bir tavır sergiliyor?

Askerlik hizmetini reddeden her genç bu kararı kendi vicdanına dayanarak alır. Örneğin, Kim Ji-Gwan duruşması sırasında şu açıklamayı yaptı: “Kutsal Kitabı okuyup ‘Artık savaşı öğrenmeyecekler’ ve ‘Komşunu kendin gibi seveceksin’ gibi ilkeleri öğrenince çok etkilendim. Ayrıca, ilkelere dayanan bir sevginin bizi düşmanlarımızı bile sevmeye yöneltebileceğini öğrendim. Bu ve benzeri ayetlere dayanarak askerlik hizmetini kendi kişisel kararımla reddediyorum” (İşa. 2:4; Mat. 5:43, 44; 22:36-39).

Güney Kore’de askerlik hizmetini reddeden gençler için henüz alternatif hizmet seçeneği bulunmuyor. Bu sorunu çözmek amacıyla Kore Anayasa Mahkemesine on dava sunuldu. Mahkeme 11 Kasım 2010’da sözlü savunmaları dinledi. Bu savunmalarda Kore’nin vicdani retçiler için alternatif hizmet uygulamasını yürürlüğe koymamasının, insan hakları ihlali olduğu ifade edildi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi 24 Mart 2011’de, Güney Kore’nin Yehova’nın Şahidi 100 vicdani retçiyi hapsetmekle uluslararası insan hakları standartlarını ihlal ettiğine karar verdi. (Hapiste olan bu 100 birader Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesine başvurmuştu.) Birleştirilmiş on davanın sonuçlanması beklenirken, AİHM Büyük Dairesinin Bayatyan biraderin lehinde verdiği karar Kore Anayasa Mahkemesinin değerlendirmesine sunuldu (34-35. sayfalardaki Ermenistan haberine bakın). Fakat Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Komitesinin kararlarını tamamen hiçe sayarak 30 Ağustos 2011’de Askerlik Hizmeti Kanununu onayladı ve vicdani retçilerin tutukluluk halinin devam etmesine karar verdi. Görevli dokuz hâkimden ikisi bu kararı reddetti ve Askerlik Hizmeti Kanunu ile anayasanın tanıdığı vicdan özgürlüğü arasında bir uyuşmazlık olduğunu savunarak alternatif hizmet için bir düzenleme yapılmasını istedi.

Türkiye. 31 Temmuz 2007’de, devletin Yehova’nın Şahitlerini dinsel bir dernek olarak resmen tanıması kardeşler arasında büyük sevinç yarattı. Ülkede, tarafsızlık davası ve İbadet Salonlarının kullanılması konusunda hâlâ bazı zorluklar yaşansa da, hizmetimizle ilgili diğer konularda olumlu gelişmeler oluyor. Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün 26 Nisan 2011’de gönderdiği resmi bir bildiride, ‘Yehova’nın Şahitlerinin zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulabileceği’ belirtildi. Bakanlığın kararında şu ifadeler geçiyor: “Yehova’nın Şahitlerinin, yaygın olarak kabul gören Hıristiyan inançlarından bazılarını kabul etmemelerine rağmen bu inancın . . . . Hıristiyanlık dinine mensup bir inanç olduğu belirtilmiştir.” Bu karar din dersine katılmadıkları için yıllardır düşük not alan genç kardeşlerimizi çok sevindirdi.

Amerika Birleşik Devletleri. Mary D. Stinemetz’in Kansas Sağlık Dairesine karşı açtığı davaya bakan Kansas Temyiz Mahkemesi, Mayıs 2011’de Stinemetz hemşirenin lehinde bir karar aldı. Mahkeme, hemşirenin eyalet dışında kansız ameliyat olmasına izin verilmemesinin, onun federal ve anayasal haklarının ihlali olduğu görüşündeydi. Hemşirenin istediği kansız ameliyatın Kansas’ta yapılması mümkün olmadığından mahkeme, hemşiremizin eyalet dışında ameliyat olmasına izin verilmesine karar verdi. Bu sadece Stinemetz hemşire için değil, Amerika’da yaşayan ve devletin sağlık hizmetlerinden yararlanan diğer kardeşlerimiz için de büyük bir zaferdir.

10 Ağustos 2011’de Kansas Yüksek Mahkemesi, bir Yehova’nın Şahidi olan Monica McGlory lehinde bir karar alarak, oğlunun velayetini ona verdi. Çocuğun babası, McGlory hemşirenin (1) kan naklini hiçbir durumda kabul etmeyeceğini, (2) çocuğu evden eve hizmetinde yanında götürdüğünü ve (3) Armagedon hakkında bir şeyler anlatıp çocuğu babasından ve toplumdan soğuttuğunu ileri sürerek velayeti almak istemişti.

Kansas Yüksek Mahkemesi, 1957’de belirlediği şu anayasal ilkeyi yeniden onayladı: “Anayasamızın teminatı altında olan din özgürlüğü her zaman korunmalıdır. Çocuklara dinsel eğitim vermek, velayet konusundaki kararları etkileyemez ve etkilememelidir.” Kan nakli konusunda mahkeme şunları belirtti: “[Velayet] davalarında, gelecekte olabilecek herhangi bir kaza ya da hastalık durumunda [kan naklinin] gerekip gerekmeyeceği ihtimalini düşünerek karar veremeyiz.”

Fransa. 30 Haziran 2011’de AİHM tarafından Fransa’daki Yehova’nın Şahitlerinin Derneği lehinde verilen karar büyük sevince yol açtı. Bu karar, Büroya yapılan bağışlara getirilen yüzde 60’lık aşırı ve tartışmalı vergi talebine karşı 16 yıldır süren hukuki mücadele sonucunda elde edildi. Yehova’nın Şahitleri, büyük dinsel kuruluşlar arasında bu şekilde vergi talep edilen tek teşkilattır. Fransa Hükümeti Yehova’nın Şahitlerinden toplamda 58 milyon euro ödemelerini istiyordu. Ancak bu miktar Derneğin aktif varlıklarının toplam değerinin çok üstündedir. Fransa’da başvurulan tüm mahkemelerin bu vergi miktarını onaylaması üzerine konu Şubat 2005’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürüldü.

30 Haziran 2011’de AİHM’deki yedi hâkimin oybirliğiyle verdiği kararda, Fransa’nın verdiği karar uygulanırsa Yehova’nın Şahitlerinin dinlerini özgürce yaşamalarının engellenmiş olacağı belirtildi. Mahkeme bu kararla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde dinlere tanınan hakların Yehova’nın Şahitleri için de geçerli olduğunu açıkça gösterdi. Bu emsal kararın, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan ve Rusya gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yetki alanındaki başka ülkelerde de sürdürdüğümüz ibadet özgürlüğü mücadelesinde değerli bir yardımı olacak. Göze çarpan bir diğer nokta ise, Fransa hükümetinin ilk defa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin din özgürlüğü maddesini ihlal etmekten suçlu bulunmuş olmasıdır. Fransa hükümeti bu kararın temyizi için başvuruda bulunmadı.

Rusya. Moskova’daki Yehova’nın Şahitleri ve Rusya arasında, AİHM’de görülen davada Şahitler 10 Haziran 2010’da tarihi bir zafer kazandı. Rusya hükümeti davanın Büyük Dairede ele alınmasını talep etse de, 13 Aralık 2010’da Büyük Dairenin 17 hâkimden oluşan heyeti hükümetin bu talebini reddetti. Böylece 10 Haziran’da verilen karar kesinleşmiş oldu. Bu kararda Rusya hükümetinin “mahkeme tarafından tespit edilen kanun ihlallerine bir son vermesi ve yol açtığı zararları en kısa sürede telafi etmesi” gerektiği söylendi ve bunun “hukuki bir zorunluluk” olduğu belirtildi. Ancak hükümet bu kararı uygulamak için hâlâ bir adım atmadı. Tersine, Şahitleri rahatsız etmek ve inançlarını özgür şekilde yaşamalarına engel olmak için farklı yollara başvuruyor.

Örneğin 25 Ağustos 2011’de sabahın erken saatlerinde polis, Taganrog’daki 19 kardeşimizin evine baskın yaptı; yayınlara, bilgisayarlara ve cemaat kayıtlarına el koydu. Bu baskınlar Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesinin daha önce verdiği bir kararla bağlantılı görünüyor. Mahkeme, Yehova’nın Şahitlerinin Taganrog’daki dinsel teşkilatının kapatılmasına ve aşırılıkçı olduğu gerekçesiyle 34 yayınımızın yasaklanmasına karar vermişti. Hükümet, Rus mahkemelerinde alınan kararlara dayanarak toplam 63 yayınımızı Aşırılıkçı Yayınlar Listesine ekledi.

Kardeşlerimiz saldırıya uğradı, tutuklandı, gözaltına alındı ve evlerine baskın yapıldı; yaşanan bu olayların sayısı 950’nin üzerindeydi. Ayrıca birçok İbadet Salonumuza zarar verildi. Rus yetkililer kardeşlerimize karşı 11 kamu davası açtı. Hatta aşırılıkçı eylemler kanununu ihlal ettiklerine dair bir suç unsuru bulabilmek için birden fazla ailenin evine kamera yerleştirildi, birçok kişinin de telefonu dinlendi ve e-postaları takip edildi.

Bu davalardan biri Gorno-Altaysk şehrinde yaşayan 35 yaşındaki Aleksandr Kalistratov’a açıldı. Yetkililer, insan hakları savunucuları tarafından da çok eleştirilen ‘aşırılıkçı eylemler kanununu’ kullanarak biraderimizi “dinsel kin ve nefreti kışkırtmakla” suçladı. 7 Ekim 2010’dan 18 Mart 2011’e dek süren yargı sürecinde 71 kişi mahkemede tanıklık etti ve çapraz sorguya tutuldu. Yine de Aleksandr biraderin suç oluşturacak bir eylemde bulunduğuna, hatta böyle bir niyeti olduğuna dair bir kanıt elde edilemedi. Mahkeme Yehova’nın Şahitlerinin yayınlarını ve öğretilerini dikkatle inceledi ve 14 Nisan 2011’de biraderin suçsuz olduğuna karar verdi. Fakat savcı bu karara itiraz etti ve 26 Mayıs 2011’de Altay Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi, davayı başka bir hâkim tarafından ele alınması için tekrar alt mahkemeye gönderdi. Böylece Kalistratov birader tamamen suçsuz bulunduğu halde, tekrar yargılanmaya başladı. Biraderimiz hâlâ haksız yere suçlu bulunma tehlikesiyle karşı karşıya.

Tehlikeli bir faaliyetle ilgili olduğu iddia edilen bu dava, küçük bir şehir olan Gorno-Altaysk’ta halkın dikkatini çekti ve hizmetimizle ilgili merak uyandırdı. Peki orada yargılanma tehlikesiyle karşı karşıya olan diğer Şahitler ne yaptılar?

İnna isminde bir hemşire şunları söylüyor: “Bu zor zamanda Kutsal Kitabın değeri bizim için daha da arttı. Artık kardeşleri ailem gibi görüyorum ve kendimi daha önce hiç olmadığı kadar Yehova’ya yakın hissediyorum.” Bazı yayınlarımız yasaklanmış olsa da, sadece Kutsal Kitabı kullanarak pek çok tetkik başlatıldı. Altay Cumhuriyeti’ndeki müjdeci sayısı geçen yıla oranla yüzde 24, tarla hizmetinde harcanan zaman yüzde 33 arttı. Anma Yemeğine katılanların sayısı ise yüzde 16’dan fazla artarak müjdeci sayısının iki katına ulaştı.

Bu arada Rusya’daki Yehova’nın Şahitleri, hükümete karşı AİHM’e 13 yeni başvuruda bulundu. Bu başvurulardan birinde, Yüksek Mahkemenin 8 Aralık 2009’da aldığı karara ve bir diğerinde de Altay Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesinin 18 yayınımızı aşırılıkçı ilan ettiği karara itiraz edildi.

[Dipnot]

a 1965’ten bugüne dek Yehova’nın Şahitleriyle ilgili AİHM’in ele aldığı 49 davadan sadece ikisi olumsuz sonuçlanmıştı. Bunlardan biri olan Bayatyan davasında elde edilen zafer sayesinde olumsuz sonuçlanan dava sayısı bire düştü.

[Sayfa 14’teki pasaj]

“Peygamberlerin yazılarında şöyle geçer: ‘Onların hepsini Yehova eğitecek’”

[Sayfa 25’teki pasaj]

“Teşekkür ederim demek duygularımın yanında çok sönük kalıyor”

[Sayfa 12’deki çerçeve]

Öncü Yardımcılığı Hakkında Neler Söylediler:

• “Hayatımda ilk kez öncü yardımcılığı yapıyorum. Bu saat seçeneği için o kadar minnettarım ki, ne diyeceğimi bilemiyorum!”

• “Bu yeni düzenleme için çok teşekkür ederim. Bize büyük sevinç verdi.”

• “Bu ay, cemaatimizin tarihinde bir dönüm noktası oldu.”

• “Bu kadar çok kardeşin öncü yardımcılığı yapması cemaatin barışına ve birliğine büyük katkıda bulundu.”

• “Armagedon gerçekten çok yakın olmalı!” (Şahitlerin nisan ayında faaliyetini artırdığını fark eden biri.)

[Sayfa 43’teki çerçeve]

‘SEVİNÇ HAYKIRIŞLARI’

ŞEYTAN’IN kontrolündeki bu dünyada sıkıntılar giderek artıyor (Vah. 12:12). Oysa Yehova’nın kulları ‘yüreklerinden taşan mutluluğu sevinçle haykırıyor’ (İşa. 65:13, 14). Onlar Yehova’ya ‘sığınanların sevineceğini, sevinç nidalarının devirlerce süreceğini’ biliyor. Bu nedenle insanları gerçek Tanrı Yehova’ya tapınmaya davet ediyor ve olabildiğince çok kişiye ulaşmaya çalışıyorlar (Mezm. 5:11).

[Sayfa 26’daki çizelge/​​​​​​​grafikler]

(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)

106 DİLDE ELDE EDİLEBİLİR

Yeni Dünya Çevirisi Yunanca Kutsal

(tamamı): 62 Yazılar: 44

Afrikaner Amerikan İşaret Dili

Almanca Amhara dili

Arapça Azerice

Arnavutça Azerice (Kiril alfabesi)

Bemba dili Brezilya İşaret Dili

Bulgarca Çitonga

Çekçe Estonca

Çeva dili Eve dili

Çince (Geleneksel) Fiji dili

Çince (Yalınlaştırılmış) Gun dili

Danca Haiti Kreolü

Efik dili Hiligaynon dili

Endonezya dili Hintçe

Ermenice Hiri Motu

Fince İtalyan İşaret Dili

Fransızca Kamboçya dili

Gürcüce Kannada

Hırvatça Kazakça

Hollandaca Kikaonde

İbo dili Kiribati dili

İlokan dili Kolombiya İşaret Dili

İngilizce Letonca

İspanyolca Litvanca

İsveççe Luganda

İtalyanca Luvale dili

Japonca Malayalam

Kırgızca Meksika İşaret Dili

Kinyaruanda Myanmar dili

Korece Nepal dili

Lehçe Özbekçe

Lingala Pangasinan dili

Macarca Papiamento (Curaçao)

Madagaskar dilli Pencap dili

Makedonca Rus İşaret Dili

Malta dili Sango

Norveççe Silozi

Oset dili Sranantongo

Portekizce Tamil dili

Rumence Tay dili

Rundi Tok Pisin

Rusça Tonga dili

Samoa dili Tumbuka dili

Sebu dili Ukrayna dili

Sepedi Vietnam dili

Sırpça

Sırpça (Latin alfabesi)

Sinhali

Slovakça

Slovence

Sotho dili

Svahili

Şonaca

Tagalog dili

Tsonga dili

Tsvana dili

Tui (Akuapem)

Tui (Asante)

Türkçe

Yoruba dili

Yunanca

Zosa dili

Zulu dili

[Grafikler]

◀ 76% ◁ 24%

2011 itibariyle “Yeni Dünya Çevirisi” (tümüyle ya da kısmen) dünya nüfusunun en az yüzde 76’sının anadilinde bulunuyor

110

100

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0

1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005 2010

[Sayfa 8’deki grafik]

(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)

Dünya çapında 2.657.377 müjdeci öncü yardımcılığı yaptı

2,5 (MİLYON)

2,0

1,5

1,0

0,5

0

2008 2009 2010 2011

[Sayfa 35’teki harita]

(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ

FRANSA

BULGARİSTAN

TÜRKİYE

ERMENİSTAN

AZERBAYCAN

RUSYA

GÜNEY KORE

[Sayfa 6’daki resim]

Yukarıda: Öncüler ve müjdeciler, Kutsal Kitabı birlikte inceledikleri kişileri Jeannette’in evine getirdiler. (8 ve 9. sayfalara bakın.)

[Sayfa 7’deki resim]

Madrid’de (İspanya) daimi öncülerden ve öncü yardımcılarından oluşan bir grup hizmete çıkıyor

[Sayfa 10’daki resim]

Toşi, bakımevinde kendisine yardım eden bayana şahitlikte bulunuyor

[Sayfa 11’deki resim]

Alejandro ayın son günü babasıyla birlikte (Sant Celoni, Barselona, İspanya)

[Sayfa 13’teki resim]

Patterson’daki Watchtower Eğitim Merkezi (New York, ABD)

[Sayfa 18’deki resim]

Rikuzentakata’daki İbadet Salonu (Japonya)

[Sayfa 22’deki resim]

Üstte: Gönüllüler Şibata’da (Miyagi) bir kardeşin evini temizliyor

[Sayfa 22’deki resim]

Solda: Temsil Heyetinden bir birader Rikuzentakata’da bir kardeşin evinde konuşma yapıyor

[Sayfa 22’deki resim]

Altta: Gönüllüler afet bölgesindeki özel ibadete katılanlar için yemek hazırlıyor

[Sayfa 24’teki resim]

Litvanca ve Letonca çeviriler

[Sayfa 31’deki resimler]

Yankee Stadyumunun tarihindeki en kalabalık buluşmadan söz eden döşeme taşı, New York, ABD

[Sayfa 32’deki resim]

Burkina Faso Bürosunun inşasında hizmet eden kardeşler

[Sayfa 32’deki resim]

Burkina Faso Bürosu

[Sayfa 32’deki resim]

Şili Bürosu

[Sayfa 33’teki resimler]

Hong Kong’da hizmete açılan yeni ofisler

[Sayfa 34’teki resim]

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Strazburg, Fransa

[Sayfa 38’deki resimler]

Din dersinden muaf olan öğrenciler sevinçle karnelerini tutuyor

[Sayfa 41’deki resim]

Gorno-Altaysk’ta iyi haberi duyuran Şahitler, Altay Cumhuriyeti

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş