Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • İsa’nın İnsan Olarak Yaşamının Son Günü
    Gözcü Kulesi—1999 | 15 Mart
    • İsa’nın İnsan Olarak Yaşamının Son Günü

      MS 33 yılının 14 Nisan Cuma günü; öğleden sonra vakit iyice ilerlemişti. Kadınlı erkekli bir grup, sevgili arkadaşlarını gömmek üzereydiler. Onlardan biri olan Nikodimos, cesedi gömülmeye hazırlamak üzere baharatlar getirmişti. Yusuf adında birisi de yara bere içindeki hırpalanmış cesedi sarmak üzere temiz keten getirmişti.

      BU insanlar kimdi ve kimi gömüyorlardı? Bütün bunlar sizi etkiliyor mu? Bu sorulara yanıt vermek için, o çok önemli günün başlangıcına dönelim.

      14 Nisan Perşembe Akşamı

      Yeruşalim üzerinde parlak bir dolunay yavaşça yükseliyordu. Kalabalık kent yoğun bir günün ardından dinlenmeye hazırlanıyordu. O akşam her tarafta kızartılmış kuzu kokusu duyuluyordu. Evet, binlerce insan özel bir olay için hazırlık yapıyordu; bu, yıllık Fısıh kutlamasıydı.

      Büyük bir misafir odasında, İsa Mesih’i ve 12 resulünü kurulmuş bir sofranın etrafında görüyoruz. İsa’nın söylediklerini dinleyin! “Ben elem çekmezden önce bu Fıshı sizinle beraber yemeği çok arzuladım.” (Luka 22:15) İsa, dinsel düşmanlarının kendisini öldürtmeye kararlı olduklarını biliyordu. Fakat bundan önce, o akşam çok önemli bir olay meydana gelecekti.

      Fısıh kutlandıktan sonra, İsa şunu bildirdi: “Sizden biri beni ele verecektir.” (Matta 26:21) Bu sözler resulleri üzdü. Bu kim olabilirdi ki? Bazı konuşmalardan sonra, İsa Yahuda İskariyot’a “yaptığını çabuk yap” dedi. (Yuhanna 13:27) Diğerleri anlamadıysa da, Yahuda bir haindi. İsa’ya karşı girişilen komplodaki alçakça rolünü yerine getirmek üzere oradan ayrıldı.

      Özel Bir Kutlama

      İsa şimdi tümüyle yeni olan bir kutlama başlatıyordu; bu, kendi ölümünün anılmasıydı. İsa bir somun ekmek aldı, şükran duası sunduktan sonra onu böldü ve “alın, yiyin” diyerek onlara verdi. “Bu sizin için verilen benim bedenimdir.” Her biri ekmekten yedikten sonra, bir kadeh kırmızı şarap aldı ve şükran duası sundu. “Bundan hepiniz için” diyerek şu açıklamayı yaptı: “Bu kâse sizin için dökülen benim kanımla olan yeni ahittir.” İsa, kalan 11 sadık resulüne şu talimatı verdi: “Bunu benim anılmam için yapın.”—Matta 26:26-28; Luka 22:19, 20; I. Korintoslular 11:24, 25.

      İsa o akşam vefalı resullerini ilerdeki olaylara şefkatle hazırladı ve onlara duyduğu derin sevgiyi doğruladı. Şunları söyledi: “Bir adamın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük sevgi kimsede yoktur. Eğer size emrettiğim şeyleri yaparsanız, benim dostlarımsınız.” (Yuhanna 15:13-15) Evet, 11 resul karşılaştığı denemelerde İsa’nın yanında bulunarak hakiki dostlar olduklarını kanıtladılar.

      Gece ilerlemiş, belki de gece yarısını geçmişti, İsa unutulmayacak bir dua etti ve ardından Yehova’ya hamt ilahileri söylediler. Sonra, dolunay ışığında şehirden çıkıp Kidron Vadisini geçtiler.—Yuhanna 17:1–18:1.

      Getsemani Bahçesinde

      Kısa bir süre sonra, İsa ve resulleri Getsemani bahçesine vardılar. İsa, resullerin sekizini bahçenin girişinde bırakarak Petrus, Yakub ve Yuhanna’yı alıp zeytin ağaçlarının içine doğru ilerledi. Üçüne, “canım ölüm derecesinde çok kederlidir” dedi. “Burada kalıp uyanık durun.”—Markos 14:33, 34.

      Üç resul beklerken, İsa dua etmek için bahçenin daha iç kısımlarına doğru ilerledi. Kuvvetli haykırış ve gözyaşlarıyla, “Ey Baba, eğer istiyorsan, bu kâseyi benden geçir,” diye yalvardı. İsa’nın omuzlarında büyük bir sorumluluk vardı. Biricik Oğlu bir suçlu gibi direk üzerinde çivilendiğinde, Yehova’nın düşmanlarının neler söyleyeceğini düşünmek onu öylesine üzüyordu ki! Daha da acısı, dayanılmaz azap veren bu denemede başarısız olması durumunda, gökteki sevgili Babasına yüklenecek utancı düşünmekti. İsa büyük bir ciddiyetle dua etti; öylesine acı içindeydi ki, toprağın üzerine düşen teri kan damlaları gibiydi.—Luka 22:42, 44.

      İsa üçüncü kez duasını henüz bitirmişti ki, meşaleler ve fenerler taşıyan adamlar göründü. Önde yürüyen ve doğruca İsa’ya gelen, Yahuda İskariyot’tan başkası değildi. İsa’yı nazikçe öperek “Selâm, Rabbi!” dedi. İsa, “Yahuda, sen İnsanoğlunu bir öpüşle mi ele veriyorsun?” diye sordu.—Matta 26:49; Luka 22:47, 48; Yuhanna 18:3.

      Resuller aniden olanların bilincine vardı. Efendileri ve sevgili arkadaşları tutuklanmak üzereydi! Bu nedenle Petrus kılıcını çekerek başkâhinin kölesinin kulağını kesti. İsa hemen “bırakın, bu kadar” diye bağırdı. Uzanıp kölenin kulağını iyileştirdi ve Petrus’a şunu emretti: “Kılıcını yine yerine koy, çünkü kılıç tutanların hepsi kılıçla helâk olacaklardır.” (Luka 22:50, 51; Matta 26:52) Memurlar ve askerler İsa’yı tutup bağladılar. Korku ve şaşkınlık içindeki resuller İsa’yı bırakıp gecenin karanlığında kaçtılar.—Matta 26:56; Yuhanna 18:12.

      14 Nisan Cuma Sabahı

      Vakit gece yarısını oldukça geçmişti, Cuma gününün ilk saatleriydi. İsa ilk önce hâlâ büyük nüfuz ve güç sahibi olan eski Başkâhin Hanna’nın evine götürüldü. Hanna onu sorguya çekti ve sonra, Sanhedrin’in toplandığı Başkâhin Kayafa’nın evine götürüldü.

      Dinsel liderler, şimdi İsa’ya karşı düzmece bir dava açmak için tanıklar bulmaya çalışıyorlardı. Fakat sahte tanıkların bile söyledikleri birbirine uymuyordu. Tüm bu süre boyunca İsa sessiz kaldı. Kayafa taktik değiştirerek “Hay olan Allah hakkı için, sana and ettiririm, eğer Allahın Oğlu, Mesih, isen, bize söyle,” dedi. Bu, inkâr edilemez bir gerçekti. Bu nedenle İsa cesaretle şu yanıtı verdi: “Benim, ve İnsanoğlunun Kudretin sağında oturduğunu, ve gökün bulutları ile geldiğini göreceksiniz.”—Matta 26:63; Markos 14:60-62.

      “Küfretti,” diye haykırdı Kayafa. “Artık şahitlere ne ihtiyacımız var?” O zaman bazıları onu tokatlayıp yüzüne tükürdüler. Başkaları ise yumruklarıyla vurup hakaret ettiler. (Matta 26:65-68; Markos 14:63-65) Cuma sabahı şafak söker sökmez, Sanhedrin tekrar toplandı; amaç büyük olasılıkla, gece yapılan yasalara aykırı yargılamaya yasal bir görünüm vermekti. İsa bir kez daha Mesih ve Tanrı’nın Oğlu olduğunu cesaretle belirtti.—Luka 22:66-71.

      Sonra başkâhinler ve ihtiyarlar, yargılanması için İsa’yı Roma’nın Yahudiye valisi Pontius Pilatus’un önüne çıkardılar. İsa’yı, milleti ayartmakla, Kayser’e vergi verilmesine mani olmakla ve “kendisinin Mesih, Kıral olduğunu” söylemekle suçladılar. (Luka 23:2; ayrıca Markos 12:17 ile karşılaştırın.) İsa’yı sorguladıktan sonra Pilatus şunu bildirdi: “Ben bu adamda hiç bir suç bulmıyorum.” (Luka 23:4) Pilatus, İsa’nın Galileli olduğunu işitince, onu, Fısıh dolayısıyla Yeruşalim’de bulunan Galile hükümdarı Hirodes Antipas’a gönderdi. Hirodes’in adaletin yerine gelmesini görmek gibi bir isteği yoktu. O sadece İsa’nın bir mucize yapmasını istiyordu. İsa onun merakını gidermedi ve sessiz kaldı; bunun üzerine Hirodes ve askerleri İsa’yla alay edip onu Pilatus’a geri gönderdiler.

      Pilatus tekrar “Bu adam ne kötülük etti?” diye sordu. “Onun öldürülmesini icap eder hiç bir suç bulmadım; bunun için onu döver ve salıveririm.” (Luka 23:22) Böylece İsa, çok sayıda sırımdan oluşan bir kırbaçla kırbaçlandı; kırbaç İsa’nın sırtını yırtarak ona korkunç bir acı verdi. Sonra askerler dikenlerden örülmüş bir tacı başına geçirdiler. Onunla alay edip dayanıklı bir kamışla başına vurdular; böylece dikenlerden örülmüş taç başının derisine daha da fazla girdi. Tüm bu tarif edilemez acı ve kötü davranışlar boyunca İsa, olağanüstü soyluluğundan ve gücünden hiçbir şey kaybetmedi.

      Pilatus, belki İsa’yı işkenceye uğramış gördüklerinde şefkat duygularının uyanacağını umarak, onu tekrar kalabalığın önüne çıkardı. “İşte” dedi, “onu size dışarı getiriyorum ki, kendisinde hiç bir suç bulmadığımı bilesiniz.” Fakat önde gelen kâhinler “Haça ger, haça ger!” diye bağırdılar. (Yuhanna 19:4-6) Kalabalığın ısrarı giderek artınca, Pilatus diretmekten vazgeçip direğe gerilmek üzere İsa’yı teslim etti.

      Derin Acılar Veren Bir Ölüm

      Saatler ilerliyordu; belki de öğle olmak üzereydi. İsa, Yeruşalim dışında, Golgota denilen yere götürüldü. İşkence direği üzerinde ellerine ve ayaklarına iri çiviler çakıldı. Direk yukarı kaldırıldığında, bedeninin ağırlığı yüzünden çivilerin açtığı yaralar yırtılırken meydana gelen acıyı sözcükler tarif edemezdi. İsa’nın ve iki suçlunun direğe gerilmesini izlemek için bir kalabalık toplandı. Birçok kişi İsa’ya hakaret niteliğinde sözler sarf etti. Önde gelen kâhinler ve diğerleri “başkalarını kurtardı, kendisini kurtaramıyor” diye alay ettiler. Askerler ve direğe gerilmiş iki suçlu bile İsa’yla alay etti.—Matta 27:41-44.

      İsa’nın direğe gerilmesinden bir süre sonra, günün ortasında kentin üzerine birden ürkütücü bir karanlık çöktü; karanlık Tanrısal kaynaklıydı ve üç saat sürdü.a Belki de suçlulardan birinin arkadaşını paylamasına neden olan buydu. Sonra, İsa’ya dönerek “sen Melekûtunda [Krallığında] geldiğin zaman, beni an” diye yalvardı. Ölümle burun burunayken hayranlık uyandıran bir iman gösterdi! İsa da ona ‘doğrusu bugün sana derim: Sen benimle cennette olacaksın,’ diye karşılık verdi.—Luka 23:39-43.

      Öğleden sonra üç sıralarıydı; İsa, sonunun yakın olduğunu hissetti. “Susadım” dedi. Sonra yüksek sesle “Allahım, Allahım, beni niçin bıraktın?” diye haykırdı. İsa, sanki Babasının, bütünlüğünün sonuna dek denenmesi için üzerinden korumasını kaldırdığını hissetmiş olabilir; bu yüzden Davud’un sözlerini alıntıladı. Birisi dudaklarına sirkeye batırılmış bir sünger dokundurdu. Sirkeden biraz aldıktan sonra, nefes nefese “tamam oldu” dedi. Sonra, “Baba, ruhumu ellerine bırakıyorum” diye haykırdı, başını öne eğdi ve öldü.— Yuhanna 19:28-30; Matta 27:46; Luka 23:46; Mezmur 22:1.

      Öğleden sonra vakit iyice ilerlediğinden, günbatımıyla başlayan Sebt’ten (15 Nisan) önce İsa’yı gömmek için acele düzenlemeler yapıldı. Tanınmış bir Sanhedrin üyesi ve aynı zamanda İsa’nın gizli bir öğrencisi olan Arimatealı Yusuf onu gömme iznini aldı. Yine bir Sanhedrin üyesi olan ve İsa’ya iman ettiğini açıkça bildirmeyen Nikodimos, 33 kg mürrüsafi ve öd getirdi. İsa’nın bedenini yakındaki yeni bir mezara özenle koydular.

  • İsa’nın İnsan Olarak Yaşamının Son Günü
    Gözcü Kulesi—1999 | 15 Mart
    • 14 Perşembe Fısıh kutlaması; İsa resullerinin 113, p. 2-

      Akşamı ayaklarını yıkadı; Yahuda, İsa’yı ele 117, p. 1

      vermek üzere ayrıldı; Mesih ölümünün

      Anılmasını başlattı (Bu yıl 1 Nisan

      Perşembe günü günbatımından sonra

      kutlanacak). Resullerini ayrılışına

      hazırlamak üzere öğütler verdi

      Geceyarısından Dua ve ilahilerden sonra 117-120

      şafak vaktine İsa ve resulleri Getsemani

      kadar bahçesine gitti; İsa kuvvetli

      haykırış ve gözyaşlarıyla dua etti;

      Yahuda İskariyot büyük bir kalabalıkla

      gelip İsa’yı ele verdi; İsa bağlanıp

      Hanna’ya götürülürken, resuller kaçtı;

      Sanhedrin önüne çıkmadan önce Başkâhin

      Kayafa’ya götürüldü; ölüme mahkûm edildi;

      hakaret niteliğinde söz ve davranışlara

      maruz kaldı; Petrus, İsa’yı üç kez

      inkâr etti

      Cuma Şafak vakti, İsa tekrar Sanhedrin’ 121-124

      sabahı in önüne çıktı; Pilatus’a götürüldü;

      sonra Hirodes’e gönderildi; tekrar

      Pilatus’a götürüldü; kırbaçlandı,

      aşağılandı ve saldırılara uğradı; baskı

      altında olan Pilatus, direğe gerilmesi

      için İsa’yı teslim etti; öğleye

      doğru idam edilmek üzere Golgota’ya

      götürüldü

      Öğle vakti Öğle üzeri direğe gerildi; 125, 126

      ve öğleden sonra ölmek üzereyken, öğle

      vaktiyle saat üç arasında karanlık

      çöktü; şiddetli deprem oldu;

      mabedin perdesi iki parçaya ayrıldı

      Akşam İsa’nın bedeni Sebt başlamadan 127, p. 1-7

      üzeri önce, bir bahçede bulunan

      mezara konuldu

Türkçe Yayınlar (1974-2026)
Oturumu Kapat
Oturum Aç
  • Türkçe
  • Paylaş
  • Tercihler
  • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
  • Kullanım Şartları
  • Gizlilik İlkesi
  • Privacy Settings
  • JW.ORG
  • Oturum Aç
Paylaş