Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • Kuştüyü Bir Tasarım Harikası
    Uyanış!—2007 | Temmuz
    • Kuştüyü Bir Tasarım Harikası

      MARTI, kanatlarının aşağı doğru ani bir hareketiyle ok gibi göğe yükseliyor. Havalanır havalanmaz da bir çember çizip kendini rüzgâra bırakarak yükseliyor. Kanatlarının ve kuyruğunun açısında yalnızca küçük ayarlamalar yaparak havada asılı kalıyor. Bu kuş nasıl böylesine zarif ve mükemmel şekilde bunları yapabiliyor? Büyük oranda tüyleri sayesinde.

      Uçma tüylerine sahip tek hayvan kuştur. Kuşların çoğunda birkaç çeşit tüy vardır. En görünür tüyler, üst üste binmiş teleklerdir; bunlar kuşa aerodinamik biçimini kazandırır. Kanat ve kuyruk tüylerinden oluşan telekler olmazsa kuş uçamaz. Bir kolibride yaklaşık 1.000, kuğuda ise 25.000’den fazla telek olabilir.

      Kuştüyü bir tasarım harikasıdır. Tüyün ortasında bulunan esnek ve oldukça sağlam kısım, eksen olarak adlandırılır. Eksenden iki yana doğru dallar ayrılır; bu dallar birbirine kenetlenmiş durumdadır. Böylece tüyün bayrak diye adlandırılan düzgün yüzeyli kısmını oluştururlar. Dalların her iki yanından yüzlerce incecik, kancalı yan dal çıkar. Kancalar komşu yan dallara tutunarak adeta bir fermuar oluşturur. Yan dallar birbirinden ayrıldığında, kuş, gagasıyla tüylerini tarayarak onları yeniden birbirine tutturur. Tel tel ayrılmış bir kuştüyünü parmaklarınızla hafifçe çekip düzelterek siz de aynısını yapabilirsiniz.

      Özellikle kanatlardaki uçma tüyleri asimetriktir; yani her tüyün diğer tüyün altında kalan yarısı daha geniştir. Bu tipik kanat biçimi, her uçma tüyünün başlı başına küçücük bir kanat gibi işlev görmesini sağlar. Ayrıca, eğer büyük bir uçma tüyüne yakından bakarsanız, eksenin alt yüzünde boylu boyunca uzanan bir oluk olduğunu görürsünüz. Bu basit özellik sayesinde eksen sağlamlık kazanır, biçimi bozulmadan eğilip bükülebilir.

      Tüylerin Çeşitli İşlevleri

      Birçok kuşta, teleklerin arasında kıl benzeri tüyler (filoplume) vardır. Bu tüylerin köklerinde bulunan alıcıların, kuşu dış tüyleri etkileyen hava akımlarından haberdar ettiği ve hatta hızını algılamasına yardım ettiği düşünülüyor. Teleklerin arasında ayrıca toz tüyleri (pulviplumae) de bulunur. Bunlar devamlı büyüyen ve asla dökülmeyen tek tüy çeşididir. Dallar denilen uç kısımları ufalanıp incecik bir toz haline gelir; bu tozun kuştüylerinin su geçirmez özelliğini artırdığı düşünülüyor.

      Tüyler, diğer işlevlerinin yanı sıra kuşu sıcaktan, soğuktan ve morötesi ışınlardan korur. Örneğin dalıcı ördeklerin buz gibi okyanus rüzgârlarıyla rahatlıkla baş edebildiği görülüyor. Bunu nasıl yapıyorlar? Neredeyse hiçbir şeyin nüfuz edemediği teleklerinin altında, kalın bir katman halinde yumuşacık ve kabarık hav tüyleri vardır. Kuşun vücudunun büyük kısmını kaplayan bu katmanın kalınlığı 1,7 santimetreyi bulabilir. Hav tüyleri öyle etkili bir yalıtkandır ki, henüz ona denk bir sentetik malzeme icat edilmemiştir.

      Kuştüyleri eninde sonunda yıpranır, kuşlar da tüy dökerek onları yeniler. Kuşların büyük kısmı, uçma yeteneklerini her zaman koruyabilmek için kanat ve kuyruk teleklerini dengeli ve düzenli bir biçimde döker.

      “Böyle Mükemmel Olmaması Gerekiyor”

      Güvenli uçaklar çok titiz bir tasarım, mühendislik ve işçilik sonucunda ortaya çıkar. Ya kuşlar ve tüyleri? Fikirlerini destekleyecek fosiller bulunmadığından, kuştüylerinin nasıl oluştuğu konusunda evrimciler arasında şiddetli bir tartışma var. Science News dergisine göre, bu tartışmaya “fanatiklik”, “aşağılamalar” ve “tutku” hâkim. Kuştüylerinin evrimi üzerine bir konferans hazırlayan evrimci bir biyolog, “Bilimsel bir konunun böylesine kötü davranışlara ve öfkeye yol açabileceğini hiç beklemezdim” dedi. Eğer kuştüylerinin evrim geçirerek oluştuğu kesinse, neden bu süreç hakkında böylesine öfkeli tartışmalar yapılıyor?

      Yale Üniversitesi’nin bir yayınında “kuştüylerinin böyle mükemmel olmaması gerekiyor, işte sorun bu” deniyor (Manual of Ornithology—Avian Structure and Function). Kuştüyleri her dönemde öyle mükemmeldi ki, “bilinen ilk fosil kuştüyü bile bugünkü kuşların tüylerinden ayırt edilemeyecek kadar gelişmiş görünüyor.”a Ancak, evrim teorisine göre, kuştüyleri en eski deri uzantılarının yavaş ve aşama aşama değişimi sonucunda oluşmuş olmalı. Üstelik, “kuştüylerinin evrimlenebilmesi için, kuşların her nesilde geçirdiği değişim, tüyleri öncekinden daha kullanışlı hale getirmeliydi” (Manual).

      Yani, tüy yapısında meydana gelen ve gelecek nesle aktarılabilen değişiklikler, uzun bir tesadüfler silsilesinin her adımında hayvanın hayatta kalma olasılığını önemli ölçüde artırmadıkça, kağıt üzerinde bile evrim yoluyla bir kuştüyünün oluşması imkânsızdır. Kuştüyü gibi karmaşık ve kusursuz bir şeyin bu şekilde ortaya çıkması, birçok evrimciye bile mantıksız geliyor.

      Ayrıca, eğer kuştüyleri uzun bir dönem içinde yavaş yavaş gelişseydi, gelişme aşamasındaki tüylerin fosilleri bulunmalıydı. Fakat tamamen gelişmiş kuştüyü izleri dışında hiçbir şey bulunmadı. “Kuştüylerinin çok karmaşık bir yapıda olması, evrim teorisi açısından üzücüdür” (Manual)

  • Kuştüyü Bir Tasarım Harikası
    Uyanış!—2007 | Temmuz
    • [Sayfa 23’teki şema]

      (Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)

      Kancalı yan dal

      Dal

      Eksen

      [Sayfa 24’teki resim]

      Kıl benzeri tüyler

      [Sayfa 24’teki resim]

      Telekler

      [Sayfa 25’teki resim]

      Toz tüyleri

      [Sayfa 25’teki resim]

      Hav tüyleri

Türkçe Yayınlar (1974-2026)
Oturumu Kapat
Oturum Aç
  • Türkçe
  • Paylaş
  • Tercihler
  • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
  • Kullanım Şartları
  • Gizlilik İlkesi
  • Privacy Settings
  • JW.ORG
  • Oturum Aç
Paylaş