Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • Tanrı’nın Çekilen Acılara İzin Vermesinin Nedeni
    Tanrı Bizimle Gerçekten İlgileniyor mu?
    • Tanrı’nın Çekilen Acılara İzin Vermesinin Nedeni

      1, 2. İlk ana babamız, Tanrı’nın kendilerine verdiği mükemmel başlangıcı nasıl bozdular?

      TERS giden neydi? Hangi şey, Tanrı’nın Aden Cennetinde ilk ana babamıza verdiği güzel başlangıcı bozdu? Cennetteki barış ve uyum yerine, neden binlerce yıldan beri kötülük ve acı hüküm sürdü?

      2 Bunun nedeni, Âdem ve Havva’nın özgür iradelerini kötüye kullanmalarıdır. Onlar, Tanrı’ya ve yasalarına bağlı kalmadan başarılı olacak şekilde yaratılmadıkları gerçeğini göz ardı ettiler. Bunun kendilerine daha iyi bir yaşam sağlayacağını düşünerek Tanrı’dan bağımsız olmaya karar verdiler. Böylece, Tanrı’nın koyduğu irade özgürlüğünün sınırlarını aştılar.—Tekvin 3. bap.

      Evrensel Egemenlik Davası

      3-5. Tanrı, neden Âdem ve Havva’yı hemen yok edip yeni bir başlangıç yapmadı?

      3 Tanrı, neden Âdem ve Havva’yı hemen yok edip, başka bir insan çiftiyle yeni bir başlangıç yapmadı? Çünkü O’nun evrensel egemenliğine, yani vazgeçilmez yönetme hakkına meydan okundu.

      4 Ortaya çıkan soru şuydu: Kim yönetme hakkına sahiptir ve kimin yönetimi doğrudur? Her şeye kadir ve tüm yaratıkların Yaratıcısı olması, Tanrı’ya, onları yönetme hakkını verir. Tanrı, sonsuz hikmete sahip olduğundan, O’nun yönetimi yaratıkların tümü için en iyisidir. Fakat şimdi O’nun yönetimine meydan okunmuştu. Bundan başka, O’nun yaratmış olduğu insan acaba kusurlu muydu? İnsanın bütünlüğü konusunun bu meseleye nasıl dahil edildiğini daha sonra inceleyeceğiz.

      5 İnsanın Tanrı’dan bağımsız olmasıyla, başka bir soru da ima edilmiş oldu: İnsanlar Tanrı tarafından yönetilmezse, daha mı başarılı olacaktı? Yaratıcı, bu sorunun cevabını muhakkak biliyordu, fakat insanların bunu anlamalarının en emin yolu, onlara, arzuladıkları her şeyi yapma özgürlüğünü vermekti. Kendi özgür iradelerini kullanarak bu yolu seçtiler; böylece Tanrı buna izin verdi.

      6, 7. Tanrı, neden insanların bu kadar uzun süre her şeyi yapma özgürlüğüne sahip olmalarına izin verdi?

      6 Tanrı, insanlara, her şeyi yapma özgürlüğünü denemeleri için yeterli zamanı vermekle, insanların Tanrı’nın yönetimi altında mı, yoksa kendi yönetimleri altında mı yaşamakla daha iyi durumda olacakları sorusunu sonsuza dek cevaplamış olacaktı. Politik, endüstriyel, bilimsel ve tıbbi başarılarının doruğu sayacakları duruma ulaşabilmeleri için, onlara vereceği vaktin yeterli uzunlukta olması gerekiyordu.

      7 Böylece, Tanrı Kendisinden bağımsız bir insani yönetimin başarılı olup olamayacağını şüpheye yer bırakmayacak şekilde göstermek üzere, ta bugüne dek insanları serbest bıraktı. Bu sayede insan, sevecenlik ile gaddarlık, sevgi ile nefret, adalet ile adaletsizlik arasında seçim yapabildi. Fakat aynı zamanda, yaptığı seçimin sonuçlarıyla da yüz yüze kaldı: İyilik ve barış ya da kötülük ve acı.

      Ruh Olan Yaratıkların İsyanı

      8, 9. (a) Ruh ülkesinde isyan nasıl patlak verdi? (b) Şeytan, Âdem ile Havva’dan başka kimleri isyana kışkırttı?

      8 Ele alınması gereken başka bir etken daha var. Tanrı’nın yönetimine isyan edenler sadece ilk ana babamız değildi. Fakat o sırada başka kimler vardı? Ruh olan yaratıklar. Tanrı, insanı yaratmadan önce, insan yaşamından daha üstün bir yaşam türünü, göklerde yaşayacak olan çok sayıda meleği yaratmıştı. Onlar da özgür iradeyle ve Tanrı’nın yönetimine kendilerini tabi kılma gereğiyle yaratılmışlardı.—Eyub 38:7; Mezmur 104:4; Vahiy 5:11.

      9 Mukaddes Kitap, isyanın önce ruh ülkesinde başladığını gösterir. Ruh olan bir yaratık, mutlak özgürlüğe sahip olmak istedi. Hatta insanların kendisine tapınmalarını bile arzu etti. (Matta 4:8, 9) Ruh olan bu asi yaratık, Tanrı’nın iyi bir şeyi kendilerinden esirgediği şeklindeki asılsız iddiayla Âdem ve Havva’yı kışkırtarak isyan etmelerinde etken oldu. (Tekvin 3:1-5) Bu nedenle, o, İblis (İftiracı) ve Şeytan (Karşı Koyan) olarak adlandırılır. Daha sonra, o, ruh olan başka yaratıkları da isyan etmek üzere ayarttı. Onlar cinler olarak tanındılar.—Tesniye 32:17; Vahiy 12:9; 16:14.

      10. İnsanların ve ruh olan yaratıkların isyanının sonucu ne oldu?

      10 İnsanlar, Tanrı’ya isyan etmekle kendilerini Şeytan ve cinlerinin etkisine teslim ettiler. Bu nedenle, Mukaddes Kitap, Şeytan’ı, ‘imansızların fikirlerini kendilerinde körleten,’ “bu dünyanın ilâhı” olarak niteler. Bu nedenle, Tanrı’nın Sözü, ‘bütün dünya kötü olanın (elinde) bulunmaktadır’ der. İsa’nın kendisi de, Şeytan’ı, “bu dünyanın reisi” olarak adlandırır.—II. Korintoslular 4:4; I. Yuhanna 5:19; Yuhanna 12:31.

      İki Dava

      11. Şeytan, başka hangi davada Tanrı’ya meydan okudu?

      11 Şeytan, Tanrı’ya meydan okuyan başka bir dava daha ortaya attı. Tanrı’nın insanı yaratırken hata yaptığını ve baskı altında tutulduğunda hiç kimsenin doğru olanı yapmak istemeyeceğini iddia etti. Aslında, bağlılıkları denendiğinde insanların Tanrı’ya lanet bile edecekleri iddiasında bulundu. (Eyub 2:1-5) Şeytan, bu şekilde, insan yaratıklarının bütünlüğü konusunda kuşku uyandırdı.

      12-14. Zaman, Şeytan’ın ortaya attığı iki davayla ilgili gerçeği nasıl ortaya koyacaktı?

      12 Bundan dolayı, Tanrı, tüm zekâ sahibi yaratıkların, hem bu davanın, hem de kendi egemenlik davasının nasıl halledileceğini görmeleri için yeterince zaman verdi. (Çıkış 9:16 ile karşılaştırın.) İnsanlığın tarihle birlikte oluşan deneyiminin sonucu her iki davayla ilgili gerçeği ortaya koyacaktı.

      13 Her şeyden önce, zaman, evrensel egemenlik davası, yani Tanrı’nın yönetiminin haklılığı konusunda ne gösterecekti? İnsanlar, kendilerini Tanrı’dan daha iyi yönetebilecekler miydi? Tanrı’dan bağımsız herhangi insan yapısı bir yönetim sistemi, savaş, suçluluk ve adaletsizliğin olmadığı mutlu bir dünya meydana getirebilecek miydi? Herhangi bir yönetim, yoksulluğu ortadan kaldırıp herkese refah sağlayabilecek miydi? Hastalıkları, yaşlılık ve ölümü yenebilecek miydi? Bütün bunları Tanrı’nın yönetimi yapacaktı.—Tekvin 1:26-31.

      14 İkinci davaya gelince, zaman, insan yaratıklarının değeri konusunda ne gösterecekti? Tanrı, insanı bu şekilde yaratmakla hata mı yaptı? Bağlılıkları denendiğinde doğru olanı yapan insanlar olacak mıydı? İnsan yapısı bağımsız bir yönetim yerine, Tanrı’nın yönetimini istediklerini gösteren insanlar olacak mıydı?

  • İsyanın Sonucu Ne Oldu?
    Tanrı Bizimle Gerçekten İlgileniyor mu?
    • İsyanın Sonucu Ne Oldu?

      1-3. Zaman Yehova’nın haklı olduğunu nasıl gösterdi?

      TANRI’NIN yönetme hakkı davasıyla ilgili olarak, insanların Tanrı’dan bağımsız yönetimleri geçen yüzyıllar boyunca ne getirdi? İnsanlar, Tanrı’dan daha iyi yönetici olduklarını kanıtladılar mı? İnsanların birbirine karşı insanlık dışı davranışlarıyla ilgili kaydı değerlendirdiğimizde şüphesiz, hayır diyoruz.

      2 İlk ana babamızın Tanrı’nın yönetimini reddetmesinin ardından felaket geldi. Onlar, hem kendilerine, hem de kendilerinden doğacak tüm aileye acı getirdiler. Ve kendilerinden başka hiç kimseyi suçlayamazlardı. Tanrı’nın Sözü şunu der: “Ona karşı fesat ettiler, onun oğulları değillerdir, onların ayıbıdır [kusurudur].”—Tesniye 32:5

      3 Tarih, Tanrı’nın, Âdem ve Havva’ya, Kendi rehberliğinin dışına çıkacak olurlarsa, yozlaşacakları ve sonunda ölecekleri konusunda yaptığı uyarının doğruluğunu göstermiştir. (Tekvin 2:17; 3:19) Onlar, Tanrı’nın yönetiminin dışına çıktılar ve zamanla gerçekten bozulup öldüler.

      4. Neden hepimiz kusurlu, hastalanmaya eğilimli ve ölümlü olarak doğuyoruz?

      4 Daha sonra onların bütün soylarının başına Romalılar 5:12’de anlatılanlar geldi: “Nasıl günah bir adam [insan ailesinin babası olan Âdem] vasıtası ile, ve ölüm günah vasıtası ile dünyaya girdiyse, böylece ölüm de bütün insanlara geçti.” Böylece, ilk ana babamız, Tanrı’nın gözetimine başkaldırdıklarında, kusurlu birer günahkâr haline geldiler. Kalıtım yasasına uygun olarak, soylarına ancak kusurluluğu geçirebildiler. Bu nedenle, hepimiz kusurlu, hastalanmaya eğilimli ve ölümlü olarak doğuyoruz.

      5, 6. Tarih, insanın gerçek barış ve refahı sağlama çabaları hakkında ne gösterir?

      5 Aradan yüzyıllar geçti. İmparatorluklar kuruldu, yıkıldı. Akla gelebilecek her tür hükümet şekli denendi. Fakat insan ailesinin başına her zaman, tekrar ve tekrar korkunç olaylar geldi. Altı bin yıl sonra, insanın, tüm dünyada barış, adalet ve refahı sağlayacağı, şefkat, merhamet ve işbirliği gibi olumlu değerlerin ne demek olduğunu öğreneceği bir noktaya doğru ilerlediği sanılabilir.

      6 Oysa, gerçek bunun tam tersidir. İnsanların bugüne dek tasarladığı hiçbir hükümet türü, herkese gerçek barış ve refahı getirmedi. Yalnızca 20. yüzyılda, soykırımlarında milyonlarca insanın sistematik bir şekilde öldürüldüğünü ve savaşlarda 100 milyondan fazla kişinin katledildiğini gördük. Zamanımızda, hoşgörüsüzlük ve politik ayrılıklar yüzünden sayısız insan işkence gördü, öldürüldü ve hapsedildi.

      Bugünkü Durum

      7. İnsan ailesinin bugünkü durumu nasıl tanımlanabilir?

      7 Üstelik, insan ailesinin bugünkü genel durumunu da bir düşünün. Suçluluk ve şiddet olayları önlenemez hale geldi. Uyuşturucu kullanımı salgın durumda. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar küresel boyutta. Korkunç AIDS hastalığı milyonlarca insanı etkiliyor. Küçük bir azınlık hesapsız derecede zenginken, her yıl on milyonlarca kişi, açlık veya hastalık yüzünden ölüyor. İnsanlar yeryüzünü kirletip yağma ediyor. Her yerde aileler parçalanıyor, ahlaksal değerler yozlaştırılıyor. Gerçekten de, bugünkü yaşam, “bu dünyanın ilâhı” olan Şeytan’ın iğrenç yönetimini yansıtmaktadır. Yöneticisi olduğu dünya, duygusuz, acımasız ve bütünüyle bozuktur.—II. Korintoslular 4:4.

      8. İnsanlığın başarılarına neden gerçek ilerleme diyemeyiz?

      8 Tanrı, insanlara, bilimsel ve maddi ilerlemelerinin doruğuna ulaşmaları için yeterince zaman verdi. Fakat makinalı tüfek, tank, jet bombardıman uçakları ve nükleer füzelerin ok ve yayların yerini alması gerçek bir ilerleme midir? Yeryüzünde beraberce barış içinde yaşayamayan insanların uzaya gidebilmelerine ilerleme denebilir mi? İnsanların geceleri, hatta bazı yerlerde gündüzleri bile sokakta dolaşmaktan korkmaları ilerleme sayılır mı?

      Zaman Ne Gösterdi?

      9, 10. (a) Geçmiş yüzyıllar neyi açıkça gösterdi? (b) Tanrı neden özgür iradeyi geri almayacak?

      9 Yüzyılların deneyiminin gösterdiği şudur: Tanrı’nın yönetimine bağlı kalmadan, insanın adımlarını başarıyla doğrultması olanaksızdır. İnsanın yemeden, içmeden ve nefes almadan yaşaması olanaksız olduğu gibi, bunu yapması da olanaksızdır. Yiyeceğe suya ve havaya olduğu gibi, Yaratıcımızın rehberliğine de bağımlı olarak yaşamak üzere yaratıldığımız açıktır.

      10 Kötülüğe izin vermekle Tanrı, özgür iradeyi kötüye kullanmanın acı sonuçlar doğurduğunu ilk ve son olarak gösterdi. Özgür irade o kadar değerli bir hediyedir ki, Tanrı, onu insanlardan geri almak yerine, kötüye kullanmanın ne demek olduğunu anlamalarını sağladı. Tanrı’nın Sözü: “Adımlarını doğrultmak yürüyen insanın elinde değildir” derken, bir gerçeği belirtir. “Bir adamın diğer adam üzerine hâkimiyeti kendi zararınadır” derken de, yine gerçekçidir.—Yeremya 10:23; Vaiz 8:9.

      11. İnsan yapısı herhangi bir yönetim şekli acıları sona erdirdi mi?

      11 Tanrı’nın, insan yönetimine altı bin yıl boyunca izin vermesi sayesinde, insanın acıları sona erdiremeyeceği gerçeği çarpıcı şekilde ortaya çıktı. İnsan bunu hiçbir zaman başaramadı. Örneğin, İsrail Kralı Süleyman bile, tüm hikmet, zenginlik ve kudretine rağmen, kendi zamanındaki insan yönetiminden doğan acı sonuçları ortadan kaldıramadı. (Vaiz 4:1-3) Benzer şekilde, bugün de dünya liderleri, en son teknik ilerlemelere rağmen, acıları sona erdiremiyorlar. Daha da kötüsü, tarihin gösterdiği gibi, insanlar, Tanrı’nın yönetiminden bağımsız hareket ettikçe, acıları ortadan kaldırmak bir yana, daha da çoğalttılar.

      Tanrı’nın Uzakgörüşlülüğü

      12-14. Tanrı’nın acılara izin vermesinden hangi uzun vadeli yararlar doğar?

      12 Tanrı’nın acı çekilmesine izin vermesi, bizim için ıstırap verici oldu. Fakat Tanrı uzakgörüşlü olduğundan ilerde iyi sonuçlar doğuracağını önceden biliyordu. Tanrı’nın uzağı görüşü, yaratıklarına, sadece birkaç yıl veya birkaç bin yıl değil, milyonlarca yıl, evet, sonsuza dek yarar sağlayacaktır.

      13 Gelecekte, herhangi biri, Tanrı’nın davranış tarzı hakkında kuşku yaratmak üzere özgür iradeyi kötüye kullanmaya kalkarsa, ona iddialarını kanıtlaması için yeniden vakit vermek gerekmeyecek. Tanrı, asilere bugüne dek, yani binlerce yıl izin vermekle, hukuksal açıdan evrenin her yerinde sonsuza dek uygulanabilecek bir emsal karar sağlamış oldu.

      14 Yehova, bu zaman boyunca kötülüğe ve acı çekilmesine izin verdiği için, Kendisiyle uyum içinde olmayan hiçbir şeyin başarılı olamayacağını zaten yeterince kanıtlamış olacak. İnsanın ya da ruh olan yaratıklarının, Kendisinden bağımsız hiçbir planının sürekli yararlar sağlayamayacağını şüpheye yer bırakmadan göstermiş olacak. Böylece Tanrı, ilerde çıkacak bir asiyi hemen yok etmekte tamamen haklı olacaktır. “Bütün kötüleri helâk eder.”—Mezmur 145:20; Romalılar 3:4.

Türkçe Yayınlar (1974-2026)
Oturumu Kapat
Oturum Aç
  • Türkçe
  • Paylaş
  • Tercihler
  • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
  • Kullanım Şartları
  • Gizlilik İlkesi
  • Privacy Settings
  • JW.ORG
  • Oturum Aç
Paylaş