-
‘İşte, Bizim Tanrımız!’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
1. BÖLÜM
‘İşte, Bizim Tanrımız!’
1, 2. (a) Siz Tanrı’ya neler sormak isterdiniz? (b) Musa Tanrı’ya ne sordu?
TANRI’YLA karşılıklı konuştuğunuzu bir an hayal edebilir misiniz? Evrenin Egemeni sizinle konuşuyor. Bu akla durgunluk veren bir düşüncedir! Önce duraksıyor, ama sonra cevap vermeyi başarıyorsunuz. Sizi dinliyor, karşılık veriyor ve hatta istediğinizi rahatça sormanıza bile izin veriyor. Acaba O’na ne sorardınız?
2 Uzun zaman önce, bir adam böyle bir durumla karşı karşıya kalmıştı. Adamın adı Musa’ydı. Onun Tanrı’ya ne sorduğunu öğrendiğinizde belki şaşıracaksınız. Sorusu ne kendisi, ne geleceği, ne de insanlığın acınacak durumu hakkındaydı. O, Tanrı’ya ismini sormuştu. Tanrı’nın özel ismini zaten bilen Musa’nın bu soruyu sormasını belki garip bulacaksınız. Öyleyse, sorduğu sorunun daha derin bir anlamı olmalıydı. Gerçekten de, bundan daha önemli bir soru soramazdı. Bu soruya verilen cevap hepimizi ilgilendirir. Tanrı’ya yaklaşma çabamızda önemli bir adım atmamıza yardımcı olabilir. Nasıl mı? Şimdi, bu olağanüstü konuşmaya dikkatimizi verelim.
3, 4. Musa ile Tanrı arasındaki konuşmaya hangi olay yol açtı; bu karşılıklı konuşmanın öz noktası neydi?
3 Musa 80 yaşındaydı. Mısır’da kölelik eden kavmi İsrailoğulları’ndan uzaklarda, kırk yıldır sürgün hayatı yaşıyordu. Bir gün kayınpederinin sürülerini güderken garip bir olaya tanık oldu. Bir çalı alev alev yanıyor, ama bir türlü kül olmuyordu. Dağ yamacına dikilen işaret feneri gibi, durmadan ışık saçıyordu. Musa olup biteni daha yakından görebilmek için yaklaştı. Bir ses, ateşin içinden kendisine seslendiğinde kim bilir nasıl irkilmişti! Orada, sözcülük yapan bir melek aracılığıyla Tanrı ile Musa arasında ayrıntılı bir konuşma geçti. Ve belki sizin de bildiğiniz gibi, Tanrı kararsız bir tutum gösteren Musa’yı oradaki huzurlu yaşamını bırakıp Mısır’a dönerek İsrailoğullarını kölelikten kurtarmakla görevlendirdi.—Çıkış 3:1-12.
4 Musa o sırada Tanrı’ya akla gelebilecek her soruyu sorabilirdi. Oysa seçtiği soruya dikkat edin: “İşte, ben İsrail oğullarına geldiğim zaman, onlara: Atalarınızın Allahı beni size gönderdi, dersem, ve onlar bana: Onun ismi nedir? derlerse, onlara ne diyeyim?”—Çıkış 3:13.
5, 6. (a) Musa’nın sorusundan hangi yalın fakat yaşamsal gerçeği öğreniyoruz? (b) Tanrı’nın özel ismine karşı hangi kınanacak davranışta bulunulmaktadır? (c) Tanrı’nın Kendi ismini insanlığa açıklaması neden çok önemlidir?
5 Bu soru bize her şeyden önce Tanrı’nın bir ismi olduğunu öğretir. Bu yalın gerçeği hafife almamalıyız. Oysa birçokları hafife alıyor. Tanrı’nın özel ismini, Mukaddes Kitabın birçok çevirisinden çıkarıp yerine “Rab” ve “Tanrı” gibi unvanlar koyuyorlar. Bu, din adı altında yapılan en üzücü, en kınanacak hareketlerden biridir. Acaba siz birini tanımak için önce ne yapardınız? Onun ismini sormaz mıydınız? Tanrı’yı tanımak için de aynı şey geçerlidir. O tanınması, anlaşılması olanaksız, isimsiz, soğuk bir varlık değildir. Görünmez olmasına rağmen yaşayan bir Kişidir ve bir ismi vardır. Bu isim Yehova’dır.
6 Üstelik, Tanrı’nın Kendi özel ismini söylemesinin hemen ardından heyecan verici, olağanüstü bir davet bizi beklemektedir. O bizi Kendisini tanımaya davet eder. Hayatta en iyi seçimi yapmamızı, yani Kendisine yaklaşmamızı ister. Yehova bize ismini söylemekle kalmaz, bu ismin temsil ettiği Kişi, yani Kendisi hakkında bilgi de verir.
Tanrı’nın İsminin Anlamı
7. (a) Tanrı’nın özel isminin ne anlama geldiği anlaşılıyor? (b) Musa Tanrı’ya ismini sorarken aslında neyi bilmek istiyordu?
7 Yehova ismini Kendi seçmiştir; bu çok anlamlı bir isimdir. “Yehova” isminin “O Olmasını Sağlar” anlamına geldiği anlaşılıyor. Gerçekten O, tüm evrende eşi bulunmayan bir Kişidir, çünkü her şeyi yoktan var etmiştir ve tüm amaçlarının yerine gelmesini sağlar. Bu gerçek, insanda korku ve hayranlık uyandırır. Fakat acaba Tanrı’nın ismi başka bir anlam daha içerir mi? Gerçek şu ki, Musa Tanrı’nın isminin Yehova olduğunu ve O’nun her şeyin Yaratıcısı olduğunu biliyordu. Tanrısal isim yeni değildi. İnsanlar onu yüzyıllardır kullanıyordu. Musa herhalde daha fazlasını öğrenmek istemişti. Musa Tanrı’nın ismini sorarken isteği, bu isimle tanınan kişi hakkında bilgi almaktı. Aslında şunu diyordu: ‘Sana olan imanlarını pekiştirmek, kendilerini gerçekten kurtaracağına inandırmak üzere kavmin İsrail’e Senin hakkında ne söyleyebilirim?’
8, 9. (a) Yehova Musa’nın sorusuna nasıl bir yanıt verdi; bu yanıtın tercümesinde sık sık hangi yanlış yapılmaktadır? (b) “Ne olmayı istersem Ben o olurum” ifadesinin anlamı nedir?
8 Yehova karşılık olarak, isminin anlamıyla bağlantılı bir şeyi, kişiliğinin hayranlık uyandıran bir yönünü açıkladı. Musa’ya, “Ne olmayı istersem Ben o olurum” dedi. (Çıkış 3:14) Mukaddes Kitabın birçok çevirisinde bu ayet “Ben, Ben Olanım” ya da “Ben Benim” şeklinde geçer. Ancak titizlikle yapılan çeviriler, Tanrı’nın sadece Kendi varlığını belirtmekle kalmadığını gösterir. Yehova, Musa’ya –ve dolaylı olarak bizlere– şunu bildirdi: O, vaatlerini gerçekleştirmek için ne gerekliyse ‘o olacak’ ya da olmayı seçecekti. J. B. Rotherham’ın çevirisinde bu ayet anlamlı olarak “Her Ne Dilersem O Olurum” şeklinde tercüme edilmiştir. Mukaddes Kitap İbranicesi konusunda bir uzman bu ifadeyi şöyle açıklar: “Durum veya ihtiyaç her neyse . . . . Tanrı buna çözüm ‘olur.’”
9 Bu acaba İsrailoğulları için ne anlama geliyordu? Karşılarına hangi engeller çıkarsa çıksın, ne kadar berbat bir durumda bulunurlarsa bulunsunlar, Yehova onları kölelikten kurtarıp Vaat Edilen Diyara götürmek için ne gerekirse o olacaktı. Bu isim mutlaka onlarda Tanrı’ya karşı güven uyandırıyordu. Bizde de uyandırabilir. (Mezmur 9:10) Neden mi?
10, 11. Yehova’nın ismi, O’nu çok yönlü ve düşünülebilecek en iyi Baba olarak görmemizi nasıl sağlayabilir? Anlatın.
10 Örneğin, ana babalar çocuk yetiştirirken nasıl çok yönlü olmaları ve çeşitli durumlara uyum sağlamaları gerektiğini bilirler. Bir anne ya da babanın aynı gün içinde hem hastabakıcı, hem aşçı, hem öğretmen, hem disiplinli bir eğitimci, hem yargıç gibi davranması, hem de çok daha farklı konumlar alması gerekebilir. Birçok ana baba kendisinden beklenen rollerin çokluğu karşısında ezildiğini hisseder. Onlar, çocuklarının mutlak güven duygusuyla, sevgili babalarının ya da annelerinin ağrılarını giderebileceğinden, her kavgayı yatıştırabileceğinden, kırılan oyuncaklarını onarabileceğinden ve sonsuz bir merakla pat diye sordukları her soruya cevap verebileceğinden asla şüphe etmediklerini söylerler. Bazı ana babalar yetenekleri sınırlı olduğundan çocuklarının güvenine layık olmadıklarını düşünerek zaman zaman cesaretsizliğe kapılırlar. Üstlerine düşen görevlerin birçoğunu yerine getirmekten tamamen aciz olduklarını düşünürler.
11 Yehova da sevgi dolu bir Babadır. Yeryüzündeki çocuklarına en iyi şekilde bakabilmek için Kendi kusursuz standartlarını bozmadan, onlar için her şey olabilir. Dolayısıyla, Yehova ismi, O’nu düşünülebilecek en iyi Baba olarak görmemizi sağlayabilir. (Yakub 1:17) Musa ve diğer tüm sadık İsrailliler, çok geçmeden Yehova’nın isminin anlamına uygun davrandığına tanık olmuşlardı. O’nun, savaşta yenilmez bir Komutan, tüm doğa güçlerinin Efendisi, eşsiz bir Kanun Koyucu, Yargıç, Mimar oluşunu, yiyecek ve içeceklerini verip, giysilerini ve çarıklarını eskimekten korumasını –ve üstlendiği daha nice rolleri– korku ve hayranlıkla izlemişlerdi.
12. Firavun’un Yehova’ya karşı tutumu Musa’nınkinden nasıl farklıydı?
12 Tanrı özel ismini bu şekilde tanıttı, bu ismin temsil ettiği Kişi hakkında hayranlık uyandıran şeyler açıkladı, hatta Kendisi hakkında söylediği şeylerin doğru olduğunu yaptıklarıyla gösterdi. O’nun Kendisini tanımamızı istediğine şüphe yoktur. Acaba biz buna nasıl karşılık veriyoruz? Musa Tanrı’yı tanımak istemişti. Bu güçlü istek yaşamını biçimlendirmiş ve onu gökteki Babasına çok yakınlaştırmıştı. (Sayılar 12:6-8; İbraniler 11:27) Ne yazık ki, Musa’nın zamanında yaşayanların çok azı aynı arzuya sahipti. O Yehova isminden söz ettiğinde, Mısır’ın mağrur Firavunu “Yehova kimdir ki” diyerek sert bir karşılık vermişti. (Çıkış 5:2) Firavun, Yehova hakkında artık hiçbir söz duymak istemedi. Alaycı bir dille, İsrail’in Tanrısı’nı önemsiz, hatta söz edilmeye bile değmez biri saydığını gösterdi. Bu tutum bugün de çok yaygındır. Ve insanların en önemli gerçeklerden birini, Yehova’nın Egemen Rab olduğunu görmesini engeller.
Egemen Rab Yehova
13, 14. (a) Mukaddes Kitapta Yehova’ya neden birçok unvan verilir; bazıları nelerdir? (14. sayfadaki çerçeveye bakın.) (b) Neden yalnızca Yehova “Egemen” Rab diye adlandırılmaya layıktır?
13 Yehova öylesine çok yönlüdür ki, Kutsal Yazılarda Kendisine haklı olarak çok çeşitli unvanlar atfedilir. Bu unvanlar O’nun özel isminin yerini almaz; ancak bizi isminin neyi temsil ettiği konusunda daha fazla aydınlatırlar. Örneğin, O “Egemen RAB” Yehova diye adlandırılır. (Amos 3:7, YÇ) Mukaddes Kitapta yüzlerce kez geçen bu yüce unvan bize Yehova’nın bulunduğu konumu anlatır. Yalnızca O, tüm evrenin Yöneticisi olma hakkına sahiptir. Bunun nedenini ele alalım.
14 Yehova Yaratıcı olarak eşsizdir. Vahiy 4:11 “Ya Rabbimiz ve Allahımız, izzeti ve hürmeti ve kudreti almağa lâyıksın, çünkü bütün şeyleri sen yarattın, ve senin iradenle mevcut idiler, ve yaratıldılar” der. Yaratıcı’nın görkemini vurgulayan bu sözler başka hiçbir varlık için geçerli olamaz. Evrendeki her şey varlığını Yehova’ya borçludur! Yehova hiç şüphesiz her varlığın Egemen Rabbi ve Yaratıcısı olmasından kaynaklanan ‘izzete, hürmete ve kudrete’ layıktır.
15. Yehova neden “çağların Kralı” olarak adlandırılır?
15 Yalnızca Yehova için kullanılan bir başka unvan da “çağların Kralı”dır. (I. Timoteos 1:17, YÇ; Vahiy 15:3) Bu ne anlama gelir? Her ne kadar sınırlı kapasitemizle kavramamız zorsa da, Yehova’nın varlığı ezelden ebede kadardır. Mezmur 90:2’de “ezelden ebede kadar, sen Allahsın” denir. Dolayısıyla, Yehova’nın başlangıcı yoktur; O her zaman vardı. Bu nedenle haklı olarak “Eskiden beri var Olan” diye adlandırılır. O, evrendeki canlı veya cansız her varlığın oluşumundan önce, ezelden beri vardı. (Daniel 7:9, 13, 22, YÇ) Öyleyse O’nun Egemen Rab olma hakkına itiraz edilebilir mi?
16, 17. (a) Yehova’yı neden göremeyiz, bu bizi neden şaşırtmamalı? (b) Yehova görüp dokunabildiğimiz varlıklardan ne bakımdan çok daha gerçektir?
16 Ancak, bugün de bazıları Firavun gibi O’nun bu hakkına itiraz ediyor. Sorun bir ölçüde, kusurlu insanların sadece gözleriyle görebildiklerine inanmalarından kaynaklanıyor. Egemen Rabbi gözümüzle göremeyiz. O görünmez, ruhi bir Varlıktır. (Yuhanna 4:24) Ayrıca etten, kandan oluşan insan Yehova Tanrı’nın huzuruna çıkarsa hayatta kalamaz. Bu nedenle Yehova Musa’ya ‘yüzümü göremezsin; çünkü insan beni görüp de yaşayamaz’ demişti.—Çıkış 33:20; Yuhanna 1:18.
17 Bu bizi şaşırtmamalı. Musa, Yehova’nın görkemine sadece kısmen tanık olmuştu; hem de anlaşıldığına göre temsilci bir melek aracılığıyla. Sonuç ne olmuştu? Bir süre Musa’nın “yüzünün derisi parladı.” İsrailoğulları onun yüzüne doğrudan bakmaktan dahi korkuyorlardı. (Çıkış 33:21-23; 34:5-7, 29, 30) Öyleyse, etten kandan oluşan hiçbir insanın tüm görkemiyle Egemen Rabbe bakamayacağı kuşkusuzdur. Acaba bu O’nun görüp dokunabildiğimiz varlıklar kadar gerçek olmadığı anlamına mı gelir? Hayır, göremediğimiz birçok şeyin, örneğin rüzgârın, radyo dalgalarının, düşüncelerin gerçekliğini hemen kabul ediyoruz. Üstelik, Yehova aradan milyarlarca yıl geçse bile, zamandan etkilenmez, daimidir. Maddi âlem ise eskiyip bozulmaya yüz tuttuğundan, O bu bakımdan da, görüp dokunabildiğimiz her varlıktan çok daha gerçektir. (Matta 6:19) Öyleyse, acaba O’nun sadece soyut, kişiliksiz bir güç ya da belirsiz bir İlk Neden olduğunu mu düşünelim? Şimdi bunu inceleyelim.
Kişilikli Bir Tanrı
18. Hezekiel’e hangi rüyet verildi; Yehova’nın etrafındaki ‘canlı mahlukların’ dört yüzü neyin simgesidir?
18 Tanrı’yı göremiyorsak da, Mukaddes Kitaptaki heyecan verici pasajlar göğe ilişkin bir fikir edinmemize olanak sağlıyor. Hezekiel’in birinci babı buna bir örnektir. Hezekiel’e Yehova’nın gökteki teşkilatı hakkında bir rüyet verilmişti. O gökte devasa bir araba gördü. Yehova’nın etrafındaki kudretli ruhi yaratıklarla ilgili betimleme özellikle etkileyicidir. (Hezekiel 1:4-10) Bu ‘canlı mahlûklar’ Yehova’yla yakın ilişki içindedirler ve görünüşleri hizmet ettikleri Tanrı hakkında bize önemli bilgiler vermektedir. Her birinin dört yüzü vardır. Bunlar boğa, aslan, kartal ve insan yüzleridir ve anlaşılan Yehova’nın kişiliğinin belli başlı dört niteliğinin simgesidirler.—Vahiy 4:6-8, 10.
19. (a) Boğa yüzü (b) aslan yüzü (c) kartal yüzü (d) insan yüzü hangi niteliklerin simgesidir?
19 Mukaddes Kitapta boğa genelde güç, kudret simgesidir ve çok güçlü bir hayvan olması nedeniyle bu simge çok yerindedir. Öte yandan, aslan genelde adalet simgesidir, çünkü gerçek adalet cesaret ister ve aslanlar bu nitelikleriyle ünlüdürler. Kartallar keskin görüşleriyle tanınırlar, kilometrelerce uzaktaki minicik cisimleri bile görürler. Bu nedenle kartal yüzü Yehova’nın uzak görüşlü hikmetinin yerinde bir simgesidir. Ya insan yüzü için ne denebilir? Tanrı’nın benzeyişinde yaratılan insan O’nun en baskın niteliği olan sevgiyi yansıtma yeteneği açısından eşsizdir. (Tekvin 1:26) Kutsal Yazılarda Yehova’nın kişiliğinin kudret, adalet, hikmet ve sevgi gibi yönleri çok sık vurgulandığından bunlara Tanrı’nın temel nitelikleri de denebilir.
20. Yehova’nın kişiliğinin değişmiş olabileceği kaygısına kapılmamıza gerek var mı; neden bu cevabı veriyorsunuz?
20 Tanrı’nın, Mukaddes Kitapta anlatıldığı zamandan bu yana geçen binlerce yıl esnasında değişmiş olabileceği kaygısına kapılmamıza gerek var mı? Hayır, Tanrı’nın kişiliği değişmez. O, “Ben, RAB, ben değişmem” diyor. (Malaki 3:6) Yehova tutumunda keyfi değişiklikler yapmaz; ortaya çıkan her durum karşısındaki davranış tarzıyla ideal bir Baba olduğunu gösterir. Kişiliğinin her duruma en uygun yönlerini ortaya koyar. Dört niteliği içinde en önde geleni sevgidir. Yaptığı her işte bu nitelik görülür. Kudretini, adaletini ve hikmetini, sevgiyle gösterir. Aslında Mukaddes Kitap Tanrı ve bu niteliği hakkında olağanüstü bir açıklamada bulunur. “Allah sevgidir” der. (I. Yuhanna 4:8) Burada Tanrı’nın sevgiye sahip ya da sevgi dolu olduğu söylenmiyor. Bunun yerine, Tanrı sevgidir denildiğine dikkat edin. Tanrı’nın özü olan sevgi, O’nun eylemlerinin ardındaki güdüdür.
‘İşte, Bizim Tanrımız!’
21. Yehova’nın nitelikleri hakkındaki bilgimizi derinleştirdikçe ne hissederiz?
21 Babasını arkadaşlarına gösterip masumane bir sevinç ve gururla, ‘İşte, bu benim babam’ diyen bir küçük çocuk hiç gördünüz mü? Tanrı’ya tapınanlar da O’nun hakkında bunları hissetmek için her nedene sahipler. Mukaddes Kitap sadık insanların ‘İşte, Tanrımız budur’ diye haykıracağı bir zamanın geleceğini bildirir. (İşaya 25:8, 9) Yehova’nın nitelikleri hakkında ne kadar derin bilgi edinirseniz, düşünülebilecek en iyi Babaya sahip olduğunuzu o kadar derinden hissedersiniz.
22, 23. Mukaddes Kitap gökteki Babamızı nasıl betimler; O’nun Kendisine yaklaşmamızı istediğini nereden biliyoruz?
22 O, bağnaz ve katı dindarların ve filozofların öğrettiği gibi, insanlarla mesafeli duran soğuk bir Baba değildir. Soğuk bir Tanrı bize pek çekici gelmezdi, zaten Mukaddes Kitap da gökteki Babamızı böyle anlatmaz. Tam tersine, O’nu ‘mutlu Tanrı’ olarak adlandırır. (I. Timoteos 1:11) O hem güçlü hem de sıcak duygulara sahip bir Babadır. Zekâ sahibi yaratıkları, iyilikleri için verdiği talimatları çiğneyince ‘yüreğinde acı duyar.’ (Tekvin 6:6; Mezmur 78:41) Ama biz O’nun Sözüne göre hikmetli davrandığımızda ‘yüreğini sevindiririz.’—Süleymanın Meselleri 27:11.
23 Babamız Kendisine yaklaşmamızı ister. Sözü bizi ‘O’nu aramaya ve el yordamıyla da olsa bulmaya’ teşvik eder. Çünkü “o hiçbirimizden uzak değil”dir. (Resullerin [Elçilerin] İşleri 17:27, YÇ) Acaba etten, kandan oluşan aciz insanların evrenin Egemeni Rabbe yaklaşması nasıl mümkün olabilir?
-
-
‘Tanrı’ya Gerçekten Yaklaşabilir’ misiniz?Yehova’ya Yaklaşın
-
-
2. BÖLÜM
‘Tanrı’ya Gerçekten Yaklaşabilir’ misiniz?
1, 2. (a) Birçok kimse hangi fikri gerçekdışı bulabilir; oysa Mukaddes Kitap bize kesin bir dille ne söyler? (b) İbrahim hangi yakın ilişkiye kabul edilmişti; neden?
GÖĞÜN ve yerin Yaratıcısı sizin hakkınızda “Bu benim dostum” deseydi ne hissederdiniz? Birçok kimse bu fikri gerçekdışı bulabilir. Gerçekten de, şu küçücük insanoğlunun Yehova Tanrı’yla dostluk kurması nasıl mümkün olabilir? Oysa Mukaddes Kitap bize Tanrı’ya gerçekten yaklaşabileceğimizi kesin bir dille söyler.
2 Eski bir ata olan İbrahim’in Tanrı’yla arasında böyle bir yakınlık vardı. Yehova bu atadan “dostum” diye söz etmişti. (İşaya 41:9) Evet, Yehova İbrahim’i yakın bir dost saymıştı. İbrahim bu yakın ilişkiye ‘Yehova’ya imanı’ nedeniyle kabul edilmişti. (Yakub 2:23) Yehova bugün de Kendisine sevgiden ötürü hizmet edenlere ‘bağlanmak’ için fırsat kollar. (Tesniye [Yasanın Tekrarı] 10:15, YÇ) Sözü bize, “Allaha yaklaşın, ve size yaklaşacaktır” teşvikinde bulunur. (Yakub 4:8) Bu sözlerde hem bir çağrı, hem de bir vaat buluruz.
3. Yehova bize hangi çağrıda bulunur; bu hangi vaatle bağlantılıdır?
3 Yehova bize Kendisine yaklaşmamız için çağrıda bulunur. Bizi dostu olarak kabul etmeye hem hazır, hem de isteklidir. Ayrıca, Kendisine yaklaşmak üzere adım atarsak, aynı şekilde karşılık vereceğini de vaat eder. O da bize yaklaşacaktır. Böylece Yehova’yla gerçekten değerli bir ilişki, ‘sırrını bizimle paylaşacağı’ kadar yakın bir dostluk kurabiliriz.a (Mezmur 25:14) Bir kişi ‘sırrını’ ancak yakın dostuyla paylaşır.
4. Yakın bir dostu nasıl tanımlarsınız; Yehova böyle bir dost olduğunu Kendisine yaklaşanlara ne şekilde gösterir?
4 Güvenebildiğiniz yakın bir dostunuz var mı? Böyle bir dost sizinle candan ilgilenen biridir. Vefasını kanıtlamış olduğundan ona güvenirsiniz. Sevinciniz, onunla paylaştığınızda daha da artar. Anlattıklarınızı duygudaşlık göstererek dinlediğinden kederinizi hafifletir. Kimse sizi anlamıyor gibi görünse bile o sizi anlar. Benzer şekilde, Tanrı’yla yakınlaşırsanız, size gerçekten değer veren, sizinle candan ilgilenen ve sizi tam olarak anlayan özel bir Dosta sahip olacaksınız. (Mezmur 103:14; I. Petrus 5:7) Vefalı kimselere vefa gösterdiğini bildiğinizden, O’na içinizi dökebilirsiniz. (Mezmur 18:25) Ne var ki, Tanrı’yla bu ayrıcalıklı yakın dostluğu ancak O buna fırsat verdiği için kurabiliriz.
Yolu Yehova Açtı
5. Yehova Kendisine yaklaşmamızı mümkün kılmak için ne yaptı?
5 Bize kalsaydı, günahkâr varlıklar olarak Tanrı’ya asla yaklaşamazdık. (Mezmur 5:4) Pavlus’un yazdığı gibi, “Allah bize olan kendi sevgisini bununla ispat ediyor ki, biz henüz günahkârlar iken, Mesih bizim için öldü.” (Romalılar 5:8) Evet, Yehova İsa’nın ‘birçokları için canını fidye vermesi’ amacıyla bir düzenleme yaptı. (Matta 20:28) Bu fidyeye imanımız Tanrı’ya yaklaşmamızı mümkün kılar. ‘Önce Tanrı bizi sevdiğinden’ Kendisiyle dostluk kurabilmemiz için temeli O attı.—I. Yuhanna 4:19.
6, 7. (a) Yehova’nın esrarengiz, anlaşılmaz bir Tanrı olmadığını nereden biliyoruz? (b) Yehova Kendisini hangi yollarla tanıttı?
6 Yehova başka bir adım daha attı: Kendisini bize tanıttı. Dostların birbirlerini çok iyi tanıyarak, niteliklerine ve kişiliklerine değer vermeleri aralarındaki yakınlığın temelidir. Şu halde, Yehova esrarengiz, anlaşılmaz bir Tanrı olsaydı, O’na asla yaklaşamazdık. Oysa O Kendisini gizlemeyip tersine tanımamızı ister. (İşaya 45:19) Ayrıca, O’nun Kendisi hakkında açıkladığı gerçekleri herkes, hatta dünyanın aşağı gördüğü insanlar bile öğrenebilir.—Matta 11:25.
Yehova Kendisini hem yarattıkları hem de yazılı Sözü aracılığıyla tanıttı
7 Yehova Kendisini bize nasıl tanıttı? Yarattıkları, kişiliğinin belirli yönlerini, kudretinin büyüklüğünü, hikmetinin derinliğini, sevgisinin çokluğunu ortaya koyar. (Romalılar 1:20) Yehova insanlara Kendisini sadece yarattıklarıyla tanıtmadı. İletişim kurmakta eşsiz olduğundan, Sözü olan Mukaddes Kitapta Kendisini yazılı olarak da tanıttı.
Yehova’nın ‘Cana Yakın’ Olduğunu Görün
8. Mukaddes Kitabın Yehova’nın bize duyduğu sevginin bir kanıtı olduğu neden söylenebilir?
8 Mukaddes Kitap Yehova’nın bize duyduğu sevginin bir kanıtıdır. Bu kitapta Kendisini kavrayabileceğimiz ifadelerle tanıtır. Böylece, bizi sevmesinin ötesinde, bizim de Kendisini tanıyıp sevmemizi istediğini gösterir. Bu değerli kitaptan okuduklarımız, Yehova’nın cana yakın olduğunu görmemizi sağlayıp bizde O’na yaklaşma isteği uyandırır. (Mezmur 90:17) Şimdi Yehova’nın, Sözünde içimizi ısıtan hangi yollarla Kendisini tanıttığını inceleyelim.
9. Mukaddes Kitapta Tanrı’nın niteliklerini tanıtan açık bildirilerden bazıları nelerdir?
9 Kutsal Yazılarda Tanrı’nın niteliklerini tanıtan birçok açık bildiri vardır. Bazı örneklere bakalım. “RAB hakkı sever.” (Mezmur 37:28) “Gücü yücedir.” (Eyub 37:23, YÇ) ‘‘Ben vefalıyım’, Yehova diyor.’ (Yeremya 3:12) “Yürekten hikmetli . . . . olan odur.” (Eyub 9:4) “Çok acıyan ve lûtfeden, geç öfkelenen ve inayeti ve hakikati çok olan” bir Tanrı’dır. (Çıkış 34:6) ‘Ya Rab, iyisin, ve bağışlayan sensin.’ (Mezmur 86:5) Ve önceki bölümde de söz edildiği gibi, bir niteliği diğerlerinden çok daha ağır basar: ‘Tanrı sevgidir.’ (I. Yuhanna 4:8) O’nu cana yakın kılan nitelikler üzerinde düşündüğünüzde, bu eşsiz Tanrı sizi cezbetmez mi?
Mukaddes Kitap Yehova’ya yaklaşmamıza olanak sağlar
10, 11. (a) Yehova Sözünde kişiliğini daha net anlamamız için neler verir? (b) Mukaddes Kitaptaki hangi örnek Tanrı’nın etkin gücünü gözümüzde canlandırmamıza yardımcı olur?
10 Yehova sevgisinden ötürü, Sözünde bize hangi niteliklere sahip olduğunu söylemekten başka, bu nitelikleri nasıl gösterdiğine ilişkin somut örnekler de verir. Bu kayıtlar zihnimizde, O’nun kişiliğinin değişik yönlerini daha net algılamamızı sağlayan canlı resimler oluşturarak bizi O’na yaklaştırır. Bir örnek ele alalım.
11 Tanrı’nın İsrailoğullarını Kızıldeniz’den geçirerek nasıl kurtardığını ve sonra 40 yıl boyunca çölde onlara nasıl özenle baktığını okumak, yalnızca ‘üstün güce’ sahip olduğunu okumaktan çok farklıdır. (İşaya 40:26, YÇ) Kızıldeniz olayını okuduğunuzda suların kabararak yarılışını gözünüzde canlandırabilirsiniz. Hareketsiz duran suların oluşturduğu devasa duvarların arasındaki kuru deniz yatağından yürüyerek ilerleyen bir milleti –muhtemelen toplam 3.000.000 kişiyi– gözünüzün önüne getirebilirsiniz. (Çıkış 14:21; 15:8) Tanrı’nın onları çölde özenle koruyuşunu; kayadan fışkıran suyu, yerde beliren beyaz tohumu andıran yiyeceği zihninizde canlandırabilirsiniz. (Çıkış 16:31; Sayılar 20:11) Yehova bu olaylarda sadece sahip olduğu kudreti değil, onu kavmi uğrunda nasıl kullandığını da gösterdi. Dualarımızın ‘bize sığınacak yer ve kuvvet, sıkıntıda hemen hazır bir yardım’ olan güçlü bir Tanrı’ya ulaştığını bilmek güvenimizi perçinlemez mi?—Mezmur 46:1.
12. Yehova anlayabileceğimiz terimler kullanarak Kendisini ‘görmemize’ nasıl yardım eder?
12 Yehova ruhi bir varlık olduğundan Kendisini tanımamıza yardım etmek üzere daha da fazlasını yaptı. Görme gücümüz ancak gözle algılanabilenlerle sınırlı olduğundan, biz insanlar ruh diyarını göremeyiz. Tanrı’nın bize Kendisini ruhsal terimlerle açıklaması, doğuştan kör birine gözünüzün rengini ya da çilleriniz gibi ayrıntıları anlatmanıza benzer. Yehova böyle yapmaktansa, bize lütfedip anlayabileceğimiz terimler kullanarak Kendisini ‘görmemize’ –algılamamıza– yardım eder. Bazen Kendisini bildiğimiz varlıklara benzeterek mecazlar, benzetmeler kullanır. Hatta Kendisini belirli insansal özelliklere sahip Biri olarak bile tanımlar.b
13. İşaya 40:11 neyi betimler; bu sizi nasıl etkiler?
13 Yehova hakkında İşaya 40:11’de bulunan şu betimlemeye dikkat edin: “Sürüsünü çoban gibi güdecek, kolu ile kuzuları toplıyacak, ve bağrında taşıyacak, ve emzikli olanları yavaş güdecek.” Yehova burada kuzularını kaldırıp ‘kolları’ arasına alan bir çobana benzetiliyor. Bu, Tanrı’nın, Kendisine hizmet edenleri, hatta aralarındaki en savunmasız kişileri bile koruyup destekleme gücünü betimler. Vefalı kalırsak bizi asla yüzüstü bırakmayacağından, O’nun güçlü kolları arasında kendimizi güvenlikte hissedebiliriz. (Romalılar 8:38, 39) Büyük Çobanın kuzularını “bağrında” taşıması, çobanların bazen yeni doğan kuzularını dökümlü giysilerinin kıvrımları içinde taşımalarına değinen bir ifadedir. Şu halde, Yehova’nın bizi bağrına basıp bizimle şefkatle ilgilendiğinden eminiz. O’na yaklaşmak istememiz gayet doğaldır.
‘Oğul O’nu Tanıtmak İster’
14. Yehova’nın Kendisini en iyi, İsa aracılığıyla tanıttığı neden söylenebilir?
14 Yehova Sözünde Kendisini yakından tanımamızı sağlayan düşünce ve duygularını en etkili şekilde sevgili Oğlu İsa aracılığıyla açıkladı; hiç kimse O’nun kişiliğini İsa kadar iyi yansıtamazdı. Her şeyden önce, bu ilk Oğul diğer ruhi varlıklar ve fiziksel evren yaratılmadan önce Babasının yanında bulunuyordu. (Koloseliler 1:15) İsa Yehova’yı yakından tanıyordu. Bu nedenle şunları diyebildi: “Oğul’un kim olduğunu Baba’dan başka kimse bilmez. Baba’nın kim olduğunu da Oğul’dan ve Oğul’un O’nu tanıtmak istediği kişilerden başkası bilmez.” (Luka 10:22, YÇ) İsa bir insan olarak yeryüzünde bulunurken, iki önemli yolla Babasını tanıttı.
15, 16. İsa hangi iki yolla Babasını tanıttı?
15 Birincisi, İsa’nın öğretileri Babasını tanımamıza yardımcı olur. İsa Yehova’yı yüreğimizi etkileyen ifadelerle tanımladı. Örneğin, Yehova’nın tövbe eden günahkârları merhametle geri kabul ettiğini anlatmak üzere, O’nu geri dönen müsrif oğlunu görünce çok etkilenerek koşup boynuna sarılan ve onu şefkatle öpen bağışlayıcı bir babaya benzetti. (Luka 15:11-24) Ayrıca, Yehova’yı doğru yürekli insanları sevdiğinden onları Kendisine ‘çeken’ bir Tanrı olarak da tanımladı. (Yuhanna 6:44) Tanrı minik bir serçenin bile ne zaman yere düştüğünü bilir. İsa “korkmayın, siz bir çok serçe kuşlarından daha değerlisiniz” dedi. (Matta 10:29, 31) İnsanlara böyle ilgi gösteren bir Tanrı’nın bizi ‘çektiğini’ söylememek elimizde değil.
16 İkincisi, İsa’nın örneği bize Yehova’nın nasıl Biri olduğunu gösterir. İsa Babasının kişiliğini “beni görmüş olan, Babayı görmüş olur” diyebilecek kadar kusursuz yansıttı. (Yuhanna 14:9) Bu nedenle, İncillerde İsa hakkında yazılanları –yansıttığı duyguları ve insanlara davranış tarzını– okuduğumuzda, bir bakıma Babasını görmüş gibi oluruz. Yehova niteliklerini bize bundan daha açık şekilde tanıtamazdı. Neden mi?
17. Yehova’nın, nasıl Biri olduğunu kavrayabilmemiz için neler yaptığını anlatın.
17 Şöyle örnekleyelim: İyiliğin ne olduğunu açıklamaya çalıştığınızı varsayın. Bunu belki sözlerle tanımlayabilirsiniz. Fakat somut bir iyilik yapan kişiyi göstererek ‘O bir iyilik timsali’ derseniz, “iyilik” sözcüğü daha da anlam kazanır ve kolay anlaşılır. Yehova da nasıl Biri olduğunu kavrayabilmemiz için böyle yaptı. Kendisini hem sözcüklerle tanıttı, hem de Oğlu aracılığıyla canlı bir örnek sağladı. İsa’da Tanrı’nın nitelikleri etkin biçimde görülmektedir. Aslında, Yehova İsa’yı anlatan İnciller yoluyla ‘İşte Ben böyleyim’ demektedir. Acaba bu ilham edilmiş kayıtlar İsa’yı yeryüzündeyken nasıl biri olarak tanıtır?
18. İsa kudret, adalet ve hikmet niteliklerini nasıl gösterdi?
18 İsa, Tanrı’nın dört ana niteliğini şahane bir şekilde gösterdi. Hastalıklar, açlık, hatta ölüm üzerinde kudrete sahipti. Bununla birlikte, gücünü kötüye kullanan bencil insanların tersine, o mucize yapma kudretini hiçbir zaman kendi yararına ya da başkalarının zararına kullanmadı. (Matta 4:2-4) Adaleti sevdi. Halkı sömüren insafsız tacirleri gördüğünde, yüreği haklı bir öfkeyle doluyordu. (Matta 21:12, 13) Yoksullara ve haksızlığa uğrayanlara davranışlarında ayrım gözetmedi; böyle kimselerin canlarının ‘rahat bulmasına’ yardım etti. (Matta 11:4, 5, 28-30) “Süleyman’dan daha üstün olan” İsa’nın öğretilerinde eşsiz bir hikmet vardı. (Matta 12:42, YÇ) Fakat İsa hiçbir zaman hikmetiyle gösteriş yapmadı. Öğretileri net, basit ve uygulanır olduğundan sözleri sıradan insanların yüreğini etkiledi.
19, 20. (a) İsa nasıl göze çarpan bir sevgi örneğiydi? (b) İsa’nın örneğini okuyup düşündüğümüzde daima neyi aklımızda tutalım?
19 İsa göze çarpan bir sevgi örneğiydi. Hizmeti boyunca sevgiyi, duygudaşlık ve acıma gibi birçok yönleriyle gösterdi. İnsanların çektiği sıkıntıları görüp de onlara acımaması olanaksızdı. Bu konuda duyarsız olmadığını defalarca gösterdi. (Matta 14:14) Hastaları iyileştirip açları doyurmakla birlikte, insanlara acıdığını çok daha önemli bir yolla da gösterdi. Başkalarının insanlığa kalıcı nimetler getirecek olan Tanrı’nın Gökteki Krallığı hakkındaki hakikati öğrenip kabul etmesini ve sevmesini sağladı. (Markos 6:34; Luka 4:43) Daha da önemlisi, insanlar uğrunda canını vermeye gönüllü olarak özverili sevgi gösterdi.—Yuhanna 15:13.
20 Her yaştan ve kesimden insanın sıcak ve derin duygulara sahip bu sevecen adama yakınlık duyması gayet doğaldı. (Markos 10:13-16) Bununla birlikte, İsa’nın bugün de canlılığını koruyan örneği hakkında yazılanları okuyup onlar üzerinde düşündüğümüzde, bu Oğulda Babasının kişiliğinin net bir yansımasını gördüğümüzü daima aklımızda tutalım.—İbraniler 1:3.
Bize Yardımcı Bir İnceleme Aracı
21, 22. Yehova’yı aramak neleri de kapsar ve bu yayın incelememizde bize yardımcı olabilecek hangi bilgileri içerir?
21 Yehova Kendisini Sözünde böylesine net bir şekilde tanıtarak, O’na yaklaşmamızı istediğini hiçbir şüpheye yer bırakmayacak biçimde gösterir. Bununla birlikte, Kendisiyle iyi bir ilişki kurmaya bizi zorlamaz. Yehova’yı ‘bulunabilirken aramak’ bize kalır. (İşaya 55:6) Yehova’yı aramak, O’nun Mukaddes Kitapta açıklanan nitelik ve davranışlarını öğrenmeyi de kapsar. Elinizdeki bu yayın size böyle bir incelemeyi yaparken yardımcı olmak amacıyla tasarlanmıştır.
22 Bu kitabın Yehova’nın dört temel niteliğiyle –kudret, adalet, hikmet ve sevgi– ilgili kısımlara ayrıldığını göreceksiniz. Her kısım bir niteliğin özetiyle başlar. O kısımdaki birkaç bölümde Yehova’nın bu niteliği çeşitli yönlerden nasıl gösterdiği açıklanır. Her kısımda, İsa’nın bu niteliği nasıl örnek biçimde yansıttığını ve bizim de nasıl yansıtabileceğimizi gösteren birer bölüm bulunur.
23, 24. (a) “Derin Düşünün . . . ” köşesinin özelliğini açıklayın. (b) Derin düşünmek Tanrı’ya daha da yaklaşmamıza nasıl yardımcı olur?
23 Elinizdeki kitapta bu bölümden başlayarak “Derin Düşünün . . . ” başlıklı özel bir köşe de bulunmaktadır. Örnek olarak, 24. sayfadaki köşeye bakabilirsiniz. Ayetler ve sorular bölümün yeniden gözden geçirilmesi amacıyla tasarlanmamıştır. Tersine, onlar konunun diğer önemli yönleri üzerinde etraflıca düşünmenize yardımcı olmak amacıyla yazılmıştır. Bu özel köşeden nasıl etkili şekilde yararlanabilirsiniz? Adı geçen ayetleri açıp dikkatle okuyun. Sonra her ayetin yanındaki soru üzerinde düşünün. Cevapları zihninizde tartın. Belki biraz araştırma da yapabilirsiniz. Kendinize ‘Bu bilgi bana Yehova hakkında ne anlatıyor? Yaşamımı nasıl etkileyebilir? Bunu başkalarına yardım etmek üzere nasıl kullanabilirim?’ gibi bazı ek sorular sorun.
24 Bu şekilde derin düşünmek Yehova’ya yaklaşmamızı kolaylaştırabilir. Neden mi? Mukaddes Kitap derin düşünmekle yürek arasında bağlantı kurar. (Mezmur 19:14) Tanrı hakkında öğrendiklerimizi takdirle düşünürsek, aldığımız bilgi mecazi yüreğimize işleyip düşüncelerimizi etkiler, duygularımızı uyararak sonunda bizi harekete geçirir. Tanrı’ya duyduğumuz sevgi derinleşir ve bu sevgi bizi en iyi dostumuz olarak O’nu memnun etmeye yöneltir. (I. Yuhanna 5:3) Böyle bir ilişki kurabilmek için Yehova’nın niteliklerini ve davranışlarını öğrenmemiz gerekir. Önce, Tanrı’ya yaklaşmayı gerektiren bir nedeni, yani O’nun kişiliğinin bir yönünü –kutsallığını– ele alalım.
a Bu ayette kullanılan İbranice terimin, Egemen Rab Yehova’nın amaçladığı işleri önceden bildirerek kullarına “sırrını” açtığını söyleyen Amos 3:7’de de kullanılması ilginçtir.
b Örneğin, Mukaddes Kitap Tanrı’nın yüzü, gözleri, kulakları, burnu, ağzı, kolları ve ayaklarından söz eder. (Mezmur 18:15; 27:8; 44:3; İşaya 60:13; Matta 4:4; I. Petrus 3:12) Tıpkı Yehova’ya “Kaya” ya da “kalkan” denmesi gibi, bu ifadeler de mecazi olup fiziksel anlamıyla değerlendirilemez.—Tesniye 32:4; Mezmur 84:11.
-
-
‘Yehova Kutsal, Kutsal, Kutsaldır’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
3. BÖLÜM
‘Yehova Kutsal, Kutsal, Kutsaldır’
1, 2. İşaya peygamber hangi rüyeti gördü; bu rüyet bize Yehova hakkında ne öğretir?
İŞAYA, gördüğü sahne karşısında derin bir hayranlık ve korku duydu; bu, Tanrı’dan gelen bir rüyetti. Ama öylesine gerçek görünüyordu ki, İşaya o sahneyi gerçekten yaşamışçasına sonradan Yehova’yı yüce tahtında ‘gördüğünü’ yazdı. Yehova’nın giysisinin dökümlü “etekleri” Yeruşalim’deki devasa mabedi dolduruyordu.—İşaya 6:1, 2.
2 İşaya işittiği sesten ötürü de korkuya kapıldı. Ses, mabedi temelinden sarsacak kadar güçlüydü. Seraflar adı verilen çok yüksek konumdaki ruhi yaratıklar bir ezgi söylüyorlardı. Ezginin kulağa hoş gelen güçlü armonisi içinde şu görkemli sözler çınlıyordu: “Her Şeye Egemen RAB kutsal, kutsal, kutsaldır. Yüceliği bütün dünyayı doldurur.” (İşaya 6:3, 4, YÇ) ‘Kutsal’ sözcüğünün üç kez tekrarlanması, Yehova’nın en üst düzeyde kutsal olduğunu yerinde olarak belirten özel bir vurguydu. (Vahiy 4:8, YÇ) Mukaddes Kitap baştan sona Yehova’nın kutsallığı üzerinde durur. Gerçekten yüzlerce ayette kutsal veya kutsallık sözcükleriyle O’nun ismi arasında bağlantı kuruludur.
3. Yehova’nın kutsallığı hakkındaki yanlış görüşler birçok kişiyi O’na yaklaştıracağı yerde nasıl O’ndan uzaklaştırır?
3 Öyleyse, Yehova’nın Kendisi hakkında kavramamızı istediği en önemli gerçeklerden biri kutsal olduğudur. Oysa, günümüzde bu fikir birçok kişiye itici gelir. Bazıları, kutsallık ile kendi gözünde doğru olmak veya sahte dindarlık arasında yanlış bir bağlantı kurar. Kendileri hakkındaki olumsuz görüşleriyle mücadele eden bazılarıysa, Tanrı’nın kutsallığını belki çekici olmaktan çok yıldırıcı bulduklarından, bu kutsal Tanrı’ya yaklaşmaya belki hiçbir zaman layık olamayacaklarından korkarlar. Böylece, birçok kişi Tanrı’dan kutsallığı nedeniyle uzaklaşır. Bu gerçekten üzücü; çünkü Tanrı’nın kutsallığı aslında insanı O’na yaklaştıran bir etkendir. Neden mi? Bu soruyu yanıtlamadan önce, gerçek kutsallığın ne olduğunu inceleyelim.
Kutsallık Nedir?
4, 5. (a) Kutsallık ne anlama gelir; ne anlama gelmez? (b) Yehova hangi önemli iki yönden ‘ayrıdır’?
4 Tanrı’nın kutsal olması kendini beğenmiş, kibirli ya da başkalarına tepeden bakan Biri olduğu anlamına gelmez. Tam tersine, o böyle niteliklerden nefret eder. (Süleymanın Meselleri 16:5; Yakub 4:6) Öyleyse acaba ‘kutsal’ sözcüğü gerçekte ne anlama gelir? Mukaddes Kitap İbranicesinde bu sözcük “ayrı” anlamında bir terimden türetilmiştir. “Kutsal” sözcüğü tapınmada genel kullanımdan ayrı tutulan şeyler için geçerlidir. Kutsallık sözcüğünde temizlik ve paklık düşüncesi de ağır basar. Acaba bu sözcük Yehova için nasıl kullanılır? O’nun kusurlu insanlardan ‘ayrı’, bizlerden çok uzak olduğu anlamına mı gelir?
5 Kesinlikle hayır. ‘İsrail’in Kutsalı’ Yehova, günahkâr olmalarına rağmen kavminin ‘arasında’ olduğunu söylemişti. (İşaya 12:6, YÇ; Hoşea 11:9) Şu halde, kutsallığı O’nu insanlardan uzak kılmaz. Öyleyse O hangi yönden ‘ayrıdır’? Belli başlı iki yönden. Birincisi, En Yüce olması bakımından, tüm yaratıklardan ayrıdır. Paklığı, temizliği mutlaktır, sonsuzdur. (Mezmur 40:5; 83:18) İkincisi, Yehova’da günaha yönelik hiçbir eğilim yoktur, bu O’ndan tamamen uzaktır. Bunu bilmek bizi rahatlatır. Neden mi?
6. Yehova’nın günahtan tamamen uzak olması bizi neden rahatlatabilir?
6 Gerçek kutsallığın çok ender bulunduğu bir dünyada yaşıyoruz. Tanrı’ya yabancılaşmış insan toplumuyla ilgili her şeye bir şekilde günah ve kusurluluk bulaşmıştır. Hepimiz içimizdeki günahla savaşmak zorundayız. Ve tetikte olmazsak günaha yenilme tehlikesi vardır. (Romalılar 7:15-25; I. Korintoslular 10:12) Yehova için ise böyle bir tehlike söz konusu değildir. O, günahtan tamamen uzaktır; O’nda günahın en ufak bir izi bile bulunmaz. Bu, O’nun tamamen güvenilir Biri olduğu anlamına geldiğinden, Yehova’nın ideal bir Baba olduğu konusundaki izlenimimizi bir kat daha pekiştirir. Birçok günahkâr babanın tersine, Yehova hiçbir zaman yozlaşmaz, bozulmaz, kabalaşmaz. Kutsallığı bu tür davranışları kesinlikle olanaksız kılar. Yehova bazen kutsallığı üzerine ant içerek antlarını kesin olarak güvenilir kılar. (Amos 4:2, YÇ) Böyle yapması bizde derin bir güven uyandırmıyor mu?
7. Kutsallığın Yehova’nın özünde olduğu neden söylenebilir?
7 Kutsallık Yehova’nın özünde vardır. Acaba bu ne anlama gelir? Şöyle örnekleyelim: “İnsan” ve “kusurlu” sözcüklerini ele alalım. İlki için yapılan bir tanımın ikincisini çağrıştırması kaçınılmazdır. Kusurluluk benliğimize sinmiştir ve yaptığımız her işte kendini belli eder. Şimdi de onlardan çok farklı iki sözcüğü ele alalım: “Yehova” ve “kutsal.” Kutsallık da Yehova’nın tüm varlığına sinmiştir. O’nun her şeyi temiz, pak ve doğrudur. Bu derin anlamlı sözcüğü –“kutsal” ifadesinin anlamını– kavramadan, Yehova’nın nasıl Biri olduğunu tam olarak anlayamayız.
‘Kutsallık Yehova’nındır’
8, 9. Hangi örnek Yehova’nın, kusurlu insanların nispi anlamda kutsal olmasına yardım ettiğini gösterir?
8 Yehova kutsallık niteliğini özünde taşıdığından, O’nun tüm kutsallığın kaynağı olduğu haklı olarak söylenebilir. O bu değerli niteliği bencilce Kendine saklamadı; cömertçe başkalarına da verdi. Örneğin, Tanrı Musa’yla yanan çalı içinden bir melek aracılığıyla konuşurken, bu konuşmanın geçtiği yer ve çevresi O’nunla bağlantısı sonucu kutsallık kazanmıştı.—Çıkış 3:5.
9 Acaba kusurlu insanlar Yehova’nın yardımıyla kutsal olabilir mi? Evet, nispi anlamda olabilir. Tanrı, kavmi İsrail’in önüne “mukaddes millet” olma fırsatı koymuştu. (Çıkış 19:6) Bu ulusa kutsal, temiz, pak bir tapınma sistemi vermişti. Dolayısıyla kutsallık Musa Kanununun yinelenen bir temasıydı. Gerçekten de, başkâhinin sarığının ön kısmında ışıkta herkesin görebileceği şekilde parlayan bir altın levha dururdu. Bu levhanın üzerine ‘Kutsallık Yehova’nındır’ sözleri oyulmuştu. (Çıkış 28:36) Böylece yüksek bir temizlik ve paklık standardı, onların tapınmasının ve aslında yaşam tarzının ayırıcı bir özelliği olacaktı. Yehova onlara “Kutsal olun, çünkü ben Tanrınız RAB kutsalım” demişti. (Levililer 19:2, YÇ) İsrailoğulları Tanrı’nın öğüdüne kusurlu insanın kapasitesi ölçüsünde uygun yaşadıkları sürece nispi anlamda kutsal olacaktı.
10. Eski İsrail ile çevresindeki uluslar arasında kutsallık bakımından hangi tezat vardı?
10 Kutsallığın böyle vurgulanması, İsrail’in tapınmasıyla çevresindeki ulusların tapınması arasındaki tezadı ortaya koyuyordu. Bu pagan uluslar gerçekte var olmayan, düzmece tanrılara tapıyorlardı. Bu tanrılar zorba, açgözlü ve cinsel ahlaksızlıkta sınır tanımayan varlıklar olarak betimleniyordu. Onlar kutsallıkla hiç ilgisi olmayan, her yönüyle korkunç tanrılardı. Böyle tanrılara tapınmak, halkı kutsallıkla ilgisi olmayan berbat bir duruma sokuyordu. Bu nedenle, Yehova hizmetçilerini paganlardan ve onların kirli dinsel uygulamalarından ayrı kalmaları konusunda uyarmıştı.—Levililer 18:24-28; I. Kırallar 11:1, 2.
11. Yehova’nın gökteki teşkilatının kutsallığı (a) meleklerden (b) seraflardan (c) İsa’dan nasıl bellidir?
11 Yehova’nın seçtiği eski İsrail ulusu O’nun gökteki teşkilatının kutsallığını en iyi koşullarda bile ancak çok silik şekilde yansıtabilmişti. Tanrı’ya vefayla hizmet eden milyonlarca ruhi yaratıktan, “onbinlerce kutsal” olarak söz edilir. (Tesniye 33:2; Yahuda 14, 15, YÇ) Onlar Tanrı’nın kutsallığının parlak, duru güzelliğini kusursuz şekilde yansıtmaktadır. Ayrıca, İşaya’nın rüyette gördüğü serafları anımsayın. Söyledikleri ezginin içeriği, bu kudretli ruhi yaratıkların tüm evrende Yehova’nın kutsallığının bildirilmesinde önemli bir rol oynadıkları fikrini veriyor. Bununla birlikte, bu ruhi yaratıklar arasında biri –Tanrı’nın biricik Oğlu– diğerlerinden daha yüksek konumdadır. İsa Yehova’nın kutsallığını en üst düzeyde yansıtan varlıktır. O hakkıyla “Tanrı’nın Kutsalı” olarak tanınır.—Yuhanna 6:68, 69, YÇ.
Kutsal İsim, Kutsal Ruh
12, 13. (a) Tanrı’nın isminin kutsal olarak tanımlanması neden uygundur? (b) Tanrı’nın ismi neden kutsal kılınmalıdır?
12 Tanrı’nın ismi için ne denebilir? Birinci bölümde gördüğümüz gibi, bu isim sadece bir unvan ya da etiket değildir. Tüm nitelikleriyle Yehova Tanrı’yı temsil etmektedir. Bu nedenle, Mukaddes Kitap bize O’nun ‘isminin kutsal’ olduğunu söyler. (İşaya 57:15) Musa Kanununda Tanrı’nın ismine saygısızlığın cezası ölümdü. (Levililer 24:16) Ayrıca İsa’nın duada neye öncelik verdiğine de dikkat edin: “Göklerdeki Babamız, adın kutsal kılınsın.” (Matta 6:9, YÇ) Bir şeyi kutsal kılmak, ona kutsal, yüce bir özellik vermek, onu her şeyden ayrı ve üstün tutmak anlamına gelir. Ama acaba özü pak olan Tanrı’nın isminin neden kutsal kılınması gereksin?
13 Tanrı’nın kutsal ismi yalan ve iftiralarla karalanmaktadır. Şeytan Aden’de Yehova hakkında yalan söyleyerek O’nun adaletsiz bir Yönetici olduğunu ima etmişti. (Tekvin 3:1-5) O zamandan beri bu kutsallıktan uzak dünyanın yöneticisi olan Şeytan, Tanrı hakkındaki yalanların hızla çoğalmasını sağladı. (Yuhanna 8:44; 12:31; Vahiy 12:9) Dinler Tanrı’yı keyfi davranan, insanlardan uzak ya da zalim biri olarak tanıttılar. Yaptıkları kanlı savaşlarda Tanrı’dan destek gördüklerini iddia ettiler. Tanrı’nın yaptığı olağanüstü yaratma işlerinin onuru genelde kör bir rastlantıya, evrime mal edildi. Evet, Tanrı’nın ismi korkunç bir iftiraya uğradı. O kutsal kılınmalı, haklı görkemine yeniden kavuşturulmalıdır. Biz O’nun isminin kutsal kılınmasını ve egemenlik hakkının doğrulanmasını özlemle bekliyor ve bu yüce amaç için üstümüze düşeni yapmaktan zevk alıyoruz.
14. Tanrı’nın ruhu neden kutsal olarak adlandırılır; mukaddes ruha küfretmek neden çok ciddi bir davranıştır?
14 Yehova’yla yakın bağlantısı olan ve hemen hemen her zaman kutsal olarak adlandırılan başka bir şey daha var. Bu, O’nun ruhu ya da faal kuvvetidir. (Tekvin 1:2) Yehova bu karşı konulmaz kuvveti kullanarak amaçlarını gerçekleştirir. Tanrı yaptığı her işi kutsal, pak ve temiz şekilde yerine getirdiğinden, faal kuvvetinin “kutsal [mukaddes] ruh” ya da “kutsallık ruhu” olarak adlandırılması yerindedir. (Luka 11:13; Romalılar 1:2-4, YÇ) Mukaddes ruha küfretmek –bile bile Yehova’nın amacına aykırı davranışlarda bulunmak– bağışlanmaz bir günahtır.—Markos 3:29.
Yehova’nın Kutsallığı Bizi O’na Çeker
15. Yehova’nın kutsallığı karşısında Tanrısal korku duymak neden çok yerindedir; bu nasıl bir korkudur?
15 Öyleyse, Mukaddes Kitabın Tanrı’nın kutsallığıyla insanın O’na duyduğu korku arasında bağlantı kurmasının nedenini anlamak zor değildir. Örneğin, Mezmur 99:3’te şunlar yazılıdır: “Senin büyük ve korkunç ismine hamdetsinler; O Kuddûstur [Kutsaldır].” Ama bu marazi bir korku değildir. Tersine, saygıdan ileri gelen bir korku, derin bir hayranlıktır. Tanrı kutsallık açısından bizden son derece yüksek bir düzeyde bulunduğundan böyle bir duyguya kapılmak çok yerindedir. Bu, olağanüstü duru, görkemli bir kutsallıktır. Yine de, bize itici gelmemelidir. Tam tersine, Tanrı’nın kutsallığı hakkında uygun görüşe sahip olmak bizi O’na daha da yaklaştıracaktır. Neden?
Güzellik gibi kutsallık da bize çekici gelmeli
16. (a) Kutsallıkla güzellik arasında nasıl bir bağlantı vardır? Bir örnek verin. (b) Yehova’yı anlatan rüyetlerde temizlik, paklık ve ışık nasıl vurgulanır?
16 Bir nedeni şudur: Mukaddes Kitap kutsallıkla güzellik arasında bağlantı kurar. Mezmurlar 96:6 ayeti [YÇ] Tanrı’nın kutsal meskeninden söz ederek, “güç ve güzellik O’nun tapınağındadır” der. Güzellik bizi çeker. Örneğin, 33. sayfadaki resme bakın. Bu manzara size çekici gelmiyor mu? Onu böylesine çekici kılan nedir? Suların berraklığına dikkat edin. Gökyüzü masmavi ve güneş pırıl pırıl olduğuna göre hava da tertemiz olmalı. Oysa aynı yerin manzarası değişse, akarsu çöplerle dolsa, ağaçların ve kayaların üzerine yazılar kazılsa, hava duman ve egzoz gazlarıyla kirlense, o bize artık çekici değil itici gelir. Çünkü doğal olarak güzellik ile temizlik, paklık ve ışık arasında bağlantı kurarız. Aynı sözcükler Yehova’nın kutsallığını tanımlamak için de kullanılabilir. Yehova’nın rüyetlerdeki tanımlarının büyüleyiciliğine şaşmamalıyız! Kutsal Tanrımızın güzelliği tanımlanırken, ışık saçtığı, mücevherler gibi göz kamaştırdığı, ateş ya da değerli en parlak som metaller gibi parladığı söylenir.—Hezekiel 1:25-28; Vahiy 4:2, 3.
17, 18. (a) Gördüğü rüyet İşaya’yı önce nasıl etkiledi? (b) Yehova onu rahatlatmak üzere bir serafı nasıl kullandı; serafın yaptığı hareketin anlamı neydi?
17 Acaba Tanrı’nın kutsallığıyla karşılaştırdığımızda kendimizi aşağı mı hissetmeliyiz? Yanıt kuşkusuz evettir. Her şeyden önce, biz Yehova’ya göre alt düzeyde varlıklarız ve aslında aramızdaki seviye farkına bakınca bu ifade çok hafif kalır. Bunu bilmek bizi O’ndan uzaklaştırır mı? İşaya’nın, Yehova’nın kutsallığını ilan eden serafları duyunca gösterdiği tepkiyi ele alalım: “Ben dedim: Vay başıma! Çünkü helâk oldum; çünkü ben dudakları murdar bir adamım, ve dudakları murdar bir kavmin içinde oturmaktayım; çünkü gözlerim kralı, orduların RABBİNİ gördü.” (İşaya 6:5) Evet, İşaya Yehova’nın sonsuz kutsallığı karşısında ne denli günahkâr ve kusurlu olduğunu hatırlamıştı. Önce, bu sadık adam gördükleri karşısında perişan oldu. Fakat Yehova onu böyle bir durumda bırakmadı.
18 Bir seraf hemen peygamberi rahatlattı. Nasıl mı? Bu güçlü ruhi yaratık sunağa uçup oradan bir kor aldı ve onu İşaya’nın dudaklarına dokundurdu. Bu rahatlatıcı olmaktan çok acı verici bir hareket gibi görünebilir. Ama bunun simgesel anlamlarla dolu bir rüyet olduğunu unutmayın. Sadık bir Yahudi olan İşaya günahlara kefaret olarak her gün mabedin sunağında kurbanlar kesildiğini gayet iyi bilmekteydi. Ayrıca seraf peygambere, gerçekten kusurlu ve “dudakları murdar” ise de Tanrı’nın önünde temiz bir duruma gelebileceğini sevgiyle hatırlattı.a Yehova kusurlu, günahkâr insanı –hiç değilse nispi anlamda– kutsal görmeye hazırdı.—İşaya 6:6, 7.
19. Kusurlu isek de nispi anlamda kutsal olmamız nasıl mümkündür?
19 Bu günümüz için de geçerlidir. Yeruşalim’deki sunakta verilen tüm kurbanlar çok daha büyük ve önemli bir şeyin –MS 33’te İsa Mesih’in sunduğu tek kusursuz kurbanın– sadece gölgesiydiler. (İbraniler 9:11-14) Eğer gerçekten günahlarımızdan tövbe eder, yanlış yolumuzu düzeltir ve bu kurbanın değerine iman edersek bağışlanırız. (I. Yuhanna 2:2) Tanrı’nın önünde temiz bir duruma kavuşabiliriz. Bu nedenle, resul Petrus bize “kutsal olun, çünkü ben kutsalım” diye yazıldığını hatırlatır. (I. Petrus 1:16, YÇ) Yehova’nın, Kendisi kadar kutsal olmamız gerektiğini söylemediğine dikkat edin. Bizden olmayacak bir şeyi asla beklemez. (Mezmur 103:13, 14) Ancak, Kendisi kutsal olduğuna göre bizim de kutsal olmamızı söyler. Kusurlu insanlar olarak “sevgili çocuklar gibi” O’nu gücümüz yettiğince örnek almaya çalışmalıyız. (Efesoslular 5:1) Şu halde, kutsallığa erişme uğraşı devam eden bir süreçtir. Ruhen geliştikçe gün be gün ‘kutsallıkta yetkinleşiriz.’—II. Korintoslular 7:1, YÇ.
20. (a) Kutsal Tanrımızın gözünde temiz olabileceğimizi anlamak neden önemlidir? (b) İşaya günahlarına kefaret edildiğini öğrendiğinde nasıl etkilendi?
20 Yehova doğru ve pak olanı sever. Günahtan nefret eder. (Habakkuk 1:13) Ama bizden nefret etmez. Günaha O’nun baktığı açıdan baktığımız, yani kötüden nefret edip iyiyi sevdiğimiz ve Mesih İsa’nın kusursuz adımlarını izlemeye gayret ettiğimiz sürece günahlarımızı bağışlar. (Amos 5:15; I. Petrus 2:21) Kutsal Tanrımızın gözünde temiz olabileceğimizi anladığımızda, bunun üzerimizde derin bir etkisi olur. Hatırlayacağınız gibi, Yehova’nın kutsallığı İşaya’ya önce kendi kirliliğini düşündürmüştü. O, “vay başıma” diye feryat etmişti. Ama günahlarına kefaret edildiğini anladığında görüşü değişti. Yehova vereceği görevi yerine getirecek bir gönüllü aradığında o, bu görevin ne olduğunu bilmediği halde, hemen “İşte, ben, beni gönder” diye haykırdı.—İşaya 6:5-8.
21. Kutsallık niteliğini geliştirebileceğimize güvenmemiz için hangi temele sahibiz?
21 Kutsal Tanrı’nın benzeyişinde yaratıldık; bize ruhi konuları anlama yetisi ve ahlaksal nitelikler verildi. (Tekvin 1:26) Hepimizin içinde kutsallık potansiyeli var. Kutsallığı geliştirmeye devam ettiğimiz sürece Yehova bize memnuniyetle yardımcı olur. Bu süreç içinde kutsal Tanrımızla daha da yakınlaşırız. Ayrıca, gelecek bölümlerde Yehova’nın niteliklerini irdelerken, O’na yaklaşmamız için birçok önemli nedenin var olduğunu da göreceğiz.
a Dudaklar Mukaddes Kitapta sık sık mecazi anlamda söz veya dili temsilen kullanıldığından, “dudakları murdar” uygun bir ifadedir. Tüm kusurlu insanların işlediği günahların büyük bir kısmı, dudaklarından dökülen sözlerden kaynaklanmaktadır.—Süleymanın Meselleri 10:19; Yakub 3:2, 6.
-
-
Yehova “Çok Güçlüdür”Yehova’ya Yaklaşın
-
-
4. BÖLÜM
Yehova “Çok Güçlüdür”
1, 2. İlya daha önce de ne gibi şaşkınlık veren şeyler görmüştü; ama Horeb Dağı’ndaki mağarada hangi olağanüstü olaylara tanık oldu?
İLYA daha önce de şaşkınlık veren olaylar görmüştü. Gizlenerek yaşadığı sıralarda kargalar kendisine günde iki kez yiyecek getirmişti. Uzun bir kıtlık dönemi boyunca un ve yağ dolu iki kap hiç boşalmamıştı. Duasına cevaben gökten ateş bile düşmüştü. (I. Kırallar 17 ve 18. baplar) Ama böylesi bir olayı daha önce hiç görmemişti.
2 Horeb Dağı’ndaki bir mağaranın ağzında bir köşeye büzülmüş dururken bir dizi olağanüstü olaya tanık oldu. Önce bir yel esti. Kulakları sağır eden bir uğultuyla esmiş olmalı ki, şiddetinden dağlar yarıldı, kayalar parçalandı. Ardından bir deprem oldu. Yerkabuğunun altında sıkışmış muazzam bir enerji açığa çıktı. Sonra yangın başladı. İlya bütün bölgeye hızla yayılan ateşin kavurucu hararetini hissetmiş olmalı!—I. Kırallar 19:8-12.
‘İşte, Yehova geçiyordu’
3. İlya Tanrı’nın hangi niteliğine tanık oldu; biz bu niteliğin kanıtını nerede görebiliriz?
3 İlya’nın tanık olduğu bu farklı olayların ortak bir yanı vardı; tüm bunlar Yehova Tanrı’nın büyük gücünü ortaya koyuyordu. Ancak bizlerin Tanrı’nın bu niteliğe sahip olduğunu anlamak için bir mucizeye tanık olmamız herhalde gerekmez. Bu kolayca görülmektedir. Mukaddes Kitap yaradılışın Yehova’nın “sonsuz gücü ve Tanrılığı”nı kanıtladığını söyler. (Romalılar 1:20, YÇ) Büyük bir fırtınada patlayan gök gürlemelerini, göz kamaştırıcı şimşekleri, gürüldeyerek çağlayan görkemli şelaleleri, yıldızlarla kaplı uçsuz bucaksız gökyüzünü bir düşünün! Tüm bunlar bize Tanrı’nın gücünü göstermiyor mu? Oysa, günümüz dünyasında pek az insan Tanrı’nın gücünün gerçekten farkındadır. Bu güç hakkında doğru görüşe sahip olanların sayısı ise daha da azdır. Fakat biz, Tanrı’nın bu niteliğini iyi anlarsak, O’na daha da yaklaşmak için birçok nedenin var olduğunu görürüz. Bu bölümde, Yehova’nın eşsiz gücünü ayrıntılarıyla incelemeye başlayacağız.
Yehova’nın Temel Niteliklerinden Biri
4, 5. (a) Yehova’nın ismi ile gücü veya kudreti nasıl bağlantılıdır? (b) Yehova’nın, gücünün simgesi olarak boğayı seçmesi neden yerindedir?
4 Yehova’nın gücü eşsizdir. Kutsal Yazılarda O’nun hakkında “senin gibisi yok, ya RAB; sen büyüksün, adın da büyüktür gücün sayesinde” denmektedir. (Yeremya 10:6, YÇ) Güç veya kudretin Yehova’nın adıyla bağlantılı olduğuna dikkat edin. Gördüğümüz gibi O’nun isminin “O Olmasını Sağlar” anlamına geldiği anlaşılıyor. Yehova’nın istediği her şeyi yaratmasını ve ne isterse o olmasını sağlayan nedir? Öncelikle gücü. Evet, Yehova’nın iradesini yerine getirmesini sağlayan gücü sınırsızdır. Bu kudret O’nun temel niteliklerinden biridir.
5 Yehova, gücünün boyutlarını başka türlü asla kavrayamayacağımızdan, bize bu konuda yardımcı olmak üzere benzetmeler kullanır. Daha önce gördüğümüz gibi, gücü için seçtiği simge boğadır. (Hezekiel 1:4-10) Bu çok yerinde bir seçimdir; çünkü evcil boğalar bile iri ve güçlü yaratıklardır. Mukaddes Kitap devirlerinde, Filistin yöresindeki insanların bundan daha kuvvetli bir canlıya rastlamaları pek mümkün değildi. Ancak onlar çok daha korkunç bir boğa türünün varlığından haberdardılar; bu, artık nesli tükenmiş olan bir yaban sığırıdır (Bos primigenius). (Eyub 39:9-12) Roma İmparatoru Julius Caesar bir keresinde bu boğaların hemen hemen fil büyüklüğünde olduğunu söylemişti. “Güçlerinin ve hızlarının muazzam” olduğunu yazmıştı. Düşünün, böyle bir yaratık karşısında kendinizi ne kadar ufak ve zayıf hissederdiniz!
6. Neden yalnızca Yehova ‘Mutlak Güce Sahip’ olarak nitelenir?
6 Benzer şekilde, insan, güç Tanrısı Yehova’yla karşılaştırıldığında zayıf ve güçsüzdür. Yehova’nın gözünde en kuvvetli milletler bile terazideki ince toz gibidir. (İşaya 40:15) Tüm yaratıkların tersine, Yehova’da sınırsız güç vardır, bu nedenle yalnızca O ‘Mutlak Güce Sahip’ olarak nitelenir.a (Vahiy 15:3) Yehova ‘üstün güce’ ve ‘sınırsız dinamik enerjiye’ sahiptir. (İşaya 40:26) Bitmez tükenmez güç kaynağıdır. Enerji almak için hiçbir dış kaynağa bağımlı değildir, çünkü “güç Tanrı’nındır.” (Mezmur 62:11, YÇ) Acaba Yehova gücünü hangi yollarla ortaya koyar?
Yehova Gücünü Nasıl Ortaya Koyar?
7. Yehova’nın mukaddes ruhu nedir; Mukaddes Kitapta kullanılan özgün sözcükler neyi akla getirir?
7 Yehova mukaddes ruhun sonsuz kaynağıdır. Bu ruh, Tanrı’nın iş gören gücüdür. Tekvin 1:2’nin, çağdaş bir çevirisinde ondan Tanrı’nın ‘etkin kuvveti’ olarak söz edilir. “Ruh” olarak çevrilen özgün İbranice ve Yunanca sözcükler, başka bağlamlarda “rüzgâr”, “soluk” ve “esinti” olarak tercüme edilebilir. Sözlükbilimcilere göre, özgün İbranice ve Yunanca sözcükler etkin, görünmez bir kuvveti akla getirir. Tanrı’nın ruhu rüzgâr gibi gözle görülmüyorsa da, etkileri kesinlikle görülmektedir.
8. Mukaddes Kitapta Tanrı’nın ruhu için ne gibi mecazi ifadeler kullanılır?
8 Tanrı’nın mukaddes ruhunun kullanım alanı sınırsızdır. Yehova, neyi amaçlarsa, onu yerine getirmek üzere ruhunu kullanabilir. Bu nedenle, Mukaddes Kitapta Tanrı’nın ruhu mecazi anlamda “parmak”, “kudretli el” ve “uzanmış kol” olarak adlandırılmaktadır. (Luka 11:20; Tesniye 5:15; Mezmur 8:3) Tıpkı bir insan, ellerini farklı düzeyde güç ve ustalık isteyen işler yapmakta kullanabildiği gibi, Tanrı da mukaddes ruhunu, sonsuz küçüklükteki atomu yaratmak, Kızıldeniz’i yarmak ya da birinci yüzyıldaki İsa’nın takipçilerine yabancı diller konuşma yetisi vermek gibi, amaçladığı herhangi bir işi gerçekleştirirken kullanabilir.
9. Yehova’nın yönetme gücü ne boyuttadır?
9 Yehova’nın gücünü ortaya koyma yollarından biri de Evrenin Egemeni sıfatıyla sahip olduğu yetkidir. Yetkiniz altında, emrinizi yerine getirmeye can atan, zeki, yetenekli milyonlarca kişi olduğunu gözünüzde canlandırabilir misiniz? Yehova böyle bir yönetme gücünü elinde bulundurur. Hizmetindeki insanlar Kutsal Yazılarda sık sık bir orduya benzetilir. (Mezmur 68:11; 110:3) Yine de, meleklerle karşılaştırılınca insanlar zayıf yaratıklardır. Düşünün, Asur ordusu Tanrı’nın kavmine saldırdığında, yalnızca bir melek bir gecede bu ordunun 185.000 askerini öldürmüştü. (II. Kırallar 19:35) Tanrı’nın meleklerinin “kudreti zorlu”dur.—Mezmur 103:19, 20.
10. (a) Mutlak Güce Sahip Olan neden orduların Yehovası diye adlandırılır? (b) Yehova’nın yarattığı tüm varlıklar arasında en kudretlisi kimdir?
10 Meleklerin toplam sayısı ne kadar olabilir? Daniel peygamber gökle ilgili bir rüyette, Yehova’nın tahtının önünde 100 milyonu aşkın ruhi yaratığın bulunduğunu görmüştü, ama meleklerin tümünü gördüğüne ilişkin hiçbir belirti yoktur. (Daniel 7:10) Öyleyse, yüz milyonlarca melek olabilir. Tanrı bu nedenle orduların Yehovası diye adlandırılmaktadır. Bu unvan O’nun, güçlü meleklerden oluşan örgütlü devasa bir ordunun Komutanı sıfatıyla sahip olduğu kudretli konumu betimler. O, “bütün yaratılışın ilk doğanı” olan sevgili Oğlunu bu ruhi yaratıkların üzerinde sorumlu konuma getirmiştir. (Koloseliler 1:15, YÇ) Tüm meleklerin, serafların, kerubilerin başında bulunan Başmelek İsa, Yehova’nın tüm yaratıklarının en kudretlisidir.
11, 12. (a) Tanrı’nın Sözü ne bakımlardan “etkilidir”? (b) İsa, Yehova’nın gücünün sınırsız olduğunu nasıl doğruladı?
11 Yehova başka bir yolla da gücünü ortaya koyar. “Tanrı’nın sözü diri ve etkilidir.” (İbraniler 4:12, YÇ) ‘Tanrı’nın Sözünün’, ne olağanüstü bir güce sahip olduğunun farkında mısınız? Mukaddes Kitapta korunan ruhla ilham edilmiş bu mesaj bizi kuvvetlendirip imanımızı pekiştirerek yaşamımızda köklü değişiklikler yapmamıza yardımcı olabilir. Resul Pavlus iman kardeşlerini, ahlaksızlığa batmış bir yaşam sürdürenlere karşı uyardıktan sonra “bazılarınız böyle idiniz” dedi. (I. Korintoslular 6:9-11) Evet, “Tanrı’nın sözü” etkisini, gücünü göstermiş ve onların değişip farklı kişiler olmalarına yardımcı olmuştur.
12 Yehova’nın gücü öylesine muazzamdır ve gücünü ortaya koyma tarzı öylesine etkilidir ki, hiçbir engel O’nu durduramaz. İsa, “Allah indinde her şey mümkündür” demişti. (Matta 19:26) Acaba Yehova gücünü hangi amaç doğrultusunda kullanır?
Bir Amaç Doğrultusunda Kullanılan Güç
13, 14. (a) Yehova’nın kişiliksiz bir güç kaynağı olmadığını neden söyleyebiliriz? (b) Yehova gücünü ne şekillerde kullanır?
13 Yehova’nın ruhu her fiziksel kuvvetten çok daha büyüktür ve Yehova kişiliği olmayan bir kuvvet, sadece bir güç kaynağı değildir. Gücünün denetimi tamamen Kendi elinde olan kişilikli bir Tanrı’dır. Acaba O’nu gücünü kullanmaya yönelten nedir?
14 İleride göreceğimiz gibi, Tanrı gücünü yaratmak, yıkmak, korumak, geri vermek, kısacası kusursuz amacına uygun olanı yapmak üzere kullanır. (İşaya 46:10) Bazı durumlarda standartlarının ve kişiliğinin önemli yönlerini ortaya koymak üzere gücünü gösterir. Gücünü öncelikle, iradesini gerçekleştirme doğrultusunda kullanır. O, egemenlik hakkını doğrulayıp kutsal isminin Mesihi Krallık aracılığıyla kutsanmasını sağlayarak iradesini gerçekleştirecektir. Bu amacı hiçbir şey engelleyemez.
15. Yehova gücünü kullarıyla bağlantılı hangi amaçla kullanır; İlya’nın olayında bu nasıl görüldü?
15 Yehova bize ferden yarar sağlamak üzere de gücünü kullanır. II. Tarihler 16:9’da ne dendiğine dikkat edin: “RABBİN gözleri, yürekleri kendisi ile bütün olanlar uğrunda kuvvetli olduğunu göstermek için bütün yeryüzünde fırlanır.” Bölümün başında sözü geçen İlya’nın tecrübesi bu konuda bir örnektir. Yehova neden ona gücünü hayranlık uyandıran bir biçimde gösterdi? Çünkü kötü kraliçe İzebel İlya’yı öldürtmeye ant içmişti. Peygamber canını kurtarmak için kaçıyordu. Kendini yalnız hissettiğinden korkuyor, tüm emeğinin boşuna olduğu duygusuna kapıldığından cesaretini yitiriyordu. Yehova bunalım içindeki bu adamı rahatlatmak için ona Kendi gücünü canlı bir şekilde anımsattı. Yel, deprem ve ateş, İlya’ya evrendeki en güçlü Varlığın orada kendisiyle beraber olduğunu gösterdi. Mutlak Güce Sahip Tanrı onun yanında olduktan sonra İzebel’den korkmasına ne gerek vardı?—I. Kırallar 19:1-12.b
16. Yehova’nın büyük gücünü düşündüğümüzde neden rahatlayabiliriz?
16 Mucize yapma dönemi artık geçtiyse de Yehova, İlya’nın günlerinden beri değişmedi. (I. Korintoslular 13:8) Eskiden olduğu gibi bugün de gücünü Kendisini sevenler uğrunda kullanmaya hazırdır. Yücelerdeki ruh diyarında bulunduğu doğruysa da, bizden uzak değildir. Kudreti sınırsız olduğundan, uzaklık O’nun için bir engel sayılmaz. Tersine “RAB kendisini çağıranların hepsine yakındır.” (Mezmur 145:18) Bir zamanlar, Daniel peygamber Yehova’yı yardıma çağırmak için ettiği duayı daha bitirmeden bir melek ona görünmüştü. (Daniel 9:20-23) Hiçbir engel Yehova’yı sevdiği kişilere yardım edip onları kuvvetlendirmekten alıkoyamaz.—Mezmur 118:6.
Tanrı’nın Gücü O’nu Yaklaşılmaz Kılar mı?
17. Yehova’nın gücü bizde ne bakımdan korku yaratır; ama ne tür bir korku yaratmaz?
17 Tanrı’nın gücü O’ndan korkmamıza neden olmalı mı? Buna hem evet hem de hayır demeliyiz. Evet diyoruz, çünkü bu nitelik, önceki bölümde gördüğümüz gibi Tanrı korkusuna, derin bir hayranlık ve saygıya sahip olmamız için sağlam bir temel oluşturur. Mukaddes Kitap bize böyle bir korkunun “hikmetin başlangıcı” olduğunu söyler. (Mezmur 111:10) Ne var ki, aynı soruya hayır da diyoruz, çünkü Tanrı’nın gücü O’nunla ilgili marazi bir korkuya kapılmamız ya da O’na yaklaşmaktan çekinmemiz için bir neden değildir.
18. (a) Birçok kişi iktidardakilere neden güvenmez? (b) Gücünün Yehova’yı yozlaştırmadığını nereden biliyoruz?
18 “Her iktidar yozlaşma eğilimi taşır, mutlak iktidarın yozlaşması ise kaçınılmazdır.” Bu bildiriyi 1887’de İngiliz tarihçi Lord Acton kaleme almıştı. Acton’ın bu sözü, belki birçok insan tarafından inkâr edilemez bir gerçek olarak görüldüğünden sık sık tekrarlanmaktadır. Tarihin defalarca doğruladığı gibi, kusurlu insanlar güçlerini genelde kötüye kullanırlar. (Vaiz 4:1; 8:9) Bu nedenle, birçok kişi iktidardakilere güvenmeyerek onlardan uzaklaşır. Yehova ise mutlak güce sahiptir. Gücü O’nu herhangi bir şekilde yozlaştırır mı? Kesinlikle hayır! Görmüş olduğumuz gibi, O kutsaldır ve kesinlikle yozlaşmaz. Bu yoz dünyada iktidarı ellerinde tutan kadın ve erkeklere hiç benzemez. Gücünü asla kötüye kullanmadı ve kullanmayacaktır.
19, 20. (a) Yehova her zaman gücünü başka hangi niteliklerine uygun tarzda gösterir; bu neden güven perçinler? (b) Yehova’nın özdenetimini nasıl örnekleyebilirsiniz; bu size neden çekici gelir?
19 Gücün Yehova’nın tek niteliği olmadığını anımsayın. O’nun adalet, hikmet ve sevgi niteliklerini daha incelemedik. Bununla birlikte, Yehova’nın niteliklerini, her olayda sadece birini yansıtıyormuş gibi, katı ve mekanik tarzda gösterdiğini sanmayalım. Tam tersine, sonraki bölümlerde göreceğimiz gibi, Yehova gücünü her zaman adaletine, hikmetine ve sevgisine uygun tarzda gösterir. Ayrıca Tanrı’nın sahip olduğu başka bir niteliği de düşünmek gerekir. Dünyanın yöneticilerinde pek rastlanmayan bu özellik, özdenetimdir.
20 Gözünüzü korkutacak kadar iri yarı, güçlü bir adamla karşılaştığınızı varsayın. Ama aslında o gücünü özellikle zayıf ve savunmasız kimselere yardım edip onları korumak üzere kullanmaya hazır ve istekli olduğundan, zamanla gözünüze yumuşak ve nazik biri olarak görünmeye başlıyor. Gücünü asla kötüye kullanmıyor. Sonra onun iftiraya uğrayarak nedensizce karalandığını görüyorsunuz, yine de tutumunu hiç değiştirmeden sükûnetini, ağırbaşlılığını ve hatta nezaketini korumaya devam ediyor. ‘Bu adamdaki güç bende olsaydı aynı yumuşaklığı ve özdenetimi gösterebilir miydim’ diye kendinize soruyorsunuz. Böyle birini tanıdıkça, ona yakınlık hissetmeye başlamaz mıydınız? Mutlak Güce Sahip Yehova’ya yaklaşmak için ise çok daha fazla nedene sahibiz. Bu bölümün başlığının alındığı cümlenin tamamı şöyledir: “RAB tez öfkelenmez ve çok güçlüdür.” (Nahum 1:3, YÇ) “Tez öfkelenmez” sözünü bir düşünün: Yehova insanlara, hatta kötülere karşı bile hemen güç kullanmaz. Yumuşak huylu ve naziktir. Kışkırtıcı davranışlar karşısında dahi ‘tez öfkelenmeyen’ Biri olduğunu göstermiştir.—Mezmur 78:37-41.
21. Yehova neden insanları Kendi isteklerini yapmaya zorlamaz; bundan O’nun hakkında ne öğreniriz?
21 Yehova’nın özdenetimini şimdi başka bir açıdan ele alalım. Siz sınırsız güce sahip olsaydınız, bazen insanlara istediğinizi yaptırma arzusuna kapılır mıydınız? Yehova mutlak güce sahip olduğu halde, kimseye Kendisine hizmet etmesi için baskı yapmaz. Tanrı’ya hizmet sonsuz yaşam elde etmenin tek yolu ise de, Yehova bizi bu hizmete zorlamaz. Bunun yerine, her bireyi nazikçe seçme özgürlüğü vererek onurlandırır. Kötüyü seçmenin sonuçları hakkında uyarıda bulunurken iyiyi seçmenin getireceği yararları da anlatır. Ama seçimi bize bırakır. (Tesniye 30:19, 20) Yehova olağanüstü gücüne karşı duyulan marazi bir korkudan dolayı ya da baskı sonucu yapılan hizmetle hiçbir şekilde ilgilenmez. Kendisine sevgiden dolayı istekle hizmet edecek kişileri arar.—II. Korintoslular 9:7.
22, 23. (a) Yehova’nın başkalarına yetki vermekten zevk aldığını gösteren nedir? (b) Gelecek bölümde neyin üzerinde duracağız?
22 Şimdi Mutlak Güce Sahip Tanrı karşısında dehşete kapılmamıza gerek olmadığına ilişkin sonuncu nedene bakalım. İktidardaki insanlar güçlerini başkalarıyla paylaşmaktan korkarlar. Oysa Yehova Kendisine vefayla tapınanlara yetki vermekten zevk alır. Oğlu da dahil olmak üzere, onlara önemli ölçüde yetkiler vermiştir. (Matta 28:18) Hizmetçilerini başka bir şekilde de yetkilendirir. Mukaddes Kitap şöyle diyor: “Ya RAB, büyüklük, güç, yücelik, zafer ve görkem senindir. Gökte ve yerde olan her şey senindir. . . . . Güç ve yetki senin elindedir. Birini yükseltmek ve güçlendirmek senin elindedir.”—I. Tarihler 29:11, 12, YÇ.
23 Evet, Yehova size memnuniyetle kuvvet verecek. O, Kendisine hizmet etmek isteyenlere ‘üstün bir güç’ verir. (II. Korintoslular 4:7, YÇ) Gücünü böyle iyilik ve yüksek stardartlar doğrultusunda kullanan etkin bir Tanrı’ya yakınlık duymuyor musunuz? Gelecek bölümde, Yehova’nın gücünü yaratma eyleminde nasıl kullandığı üzerinde duracağız.
a “Her Şeye Kâdir” ya da ‘Mutlak Güce Sahip’ olarak tercüme edilen Yunanca sözcük aslında Evrenin ‘Mutlak Hükümdarı, Tüm Gücü Elinde Bulunduran’ anlamına gelir.
b Mukaddes Kitap ‘Yehova’nın yel, zelzele ve ateşin içinde’ olmadığını söyler. Mitolojik doğa tanrılarına inananların tam tersine, Yehova’nın hizmetçileri O’nu doğa kuvvetlerinin içinde aramazlar. O Kendi yarattığı bir şeyin içine sığamayacak kadar büyüktür.—I. Kırallar 8:27.
-
-
Yaratma Gücü—‘Göğün ve Yerin Yaratıcısı’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
5. BÖLÜM
Yaratma Gücü—‘Göğün ve Yerin Yaratıcısı’
1, 2. Güneş Yehova’nın yaratma gücünü nasıl kanıtlar?
HİÇ soğuk bir gecede ateşin karşısında durdunuz mu? Durduysanız, ellerinizi ısıtırken herhalde alevlerden uygun uzaklıkta tutmuşsunuzdur. Ateşe fazla eğilseydiniz, hararetine dayanamazdınız. Fazla geri çekilseydiniz, gecenin serin havası içinize işlerdi.
2 Aslında, gündüzleri tenimizi ısıtan bir “ateş” var. Bu ateş yaklaşık 150 milyon kilometre uzakta yanıyor!a Sıcaklığını bunca mesafeden hissedebildiğinize göre, bu ateşin –Güneşin– gücü muazzam olmalı! Neyse ki, Yer’in yörüngesi bu muhteşem nükleer fırından en uygun uzaklıktadır. Daha yakın olsaydı, Yer’deki sular buharlaşırdı, daha uzak olsaydı donardı. Bu iki aşırı durumda da gezegenimizde hiçbir canlı yaşayamazdı. Yer’deki yaşam için çok gerekli olan güneş ışınları sadece hoşumuza gitmekle kalmaz, temiz ve verimli bir enerji kaynağıdır da.—Vaiz 11:7.
Yehova ‘ışığı ve güneşi hazırladı’
3. Güneş hangi önemli gerçeği kanıtlar?
3 Ancak, çoğu insan, yaşamı Güneş’e bağlı olduğu halde onun üzerinde fazla düşünmez. Bu nedenle, Güneş’in kanıtlayabileceği gerçeği gözden kaçırır. Mukaddes Kitap Yehova’dan söz ederek ‘ışığı ve güneşi sen hazırladın’ diyor. (Mezmur 74:16) Evet, Güneş ‘göğün ve yerin Yaratıcısı’ Yehova’ya onur getirir. (Mezmur 19:1; 146:6) O, Yehova’da muazzam bir yaratma gücü olduğunu gösteren sayısız gök cisminden sadece biridir. Şimdi bu cisimlerin bazılarını daha detaylı inceleyelim ve sonra dikkatimizi Yer’e ve üzerinde gelişen olağanüstü zengin yaşama çevirelim.
“Gözlerinizi Yukarı Kaldırın ve Görün”
4, 5. Güneş’in gücü ve büyüklüğü ne kadardır; yine de başka yıldızlarla karşılaştırıldığında ne görülür?
4 Güneşimizin bir yıldız olduğunu herhalde biliyorsunuz. Güneş geceleri gördüğümüz yıldızlara oranla bize daha yakın olduğundan, onlardan daha büyük gözükür. Gücü ne kadardır? Çekirdeğinin sıcaklığı yaklaşık 15.000.000 derecedir. Güneş çekirdeğinden topluiğne başı büyüklüğünde bir parçacık alınıp Yer’e getirilebilseydi, bu minicik ısı kaynağının çevresindeki 140 kilometrelik bölge içinde ne varsa mahvolurdu! Güneş’in her saniye saldığı enerji, yüz milyonlarca nükleer bombanın patlaması sonucu çıkan enerjiye eşittir.
5 Güneş, Yer boyutlarında 1.300.000’den fazla gezegeni içine sığdırabilecek kadar devasa bir cisimdir. Acaba güneş olağandışı büyüklükte bir yıldız mıdır? Hayır, astronomlar ona “sarı cüce” derler. Resul Pavlus görkemi açısından “yıldız yıldızdan farklıdır” diye yazmıştı. (I. Korintoslular 15:41) O, ilhamla yazdığı bu sözlerin ne denli doğru olduğunu bilemezdi. Örneğin, yıldızlardan biri öylesine iridir ki, Güneş’in yerinde bulunsaydı, Yer’imiz onun içinde kalırdı. Yine başka bir dev yıldız, Güneş’in bulunduğu yerde bulunsaydı, Satürn Gezegeniyle aramızdaki mesafe kadar geniş bir alanı kaplardı. Oysa Satürn gezegeni Yer’den öylesine uzaktır ki, çok güçlü bir tabancadan atılan mermiden 40 kat daha hızlı bir uzay aracının oraya ulaşması dört yıl almıştı.
6. Mukaddes Kitap yıldızların sayısının insanın gördüğünden çok daha fazla olduğunu nasıl belirtir?
6 Yıldızların büyüklüğünden daha da derin bir hayranlık uyandıran sayılarıdır. Gerçekten de, Mukaddes Kitap yıldızların “denizin kumu” gibi hesaplanması zor, neredeyse sayısız olduğunu belirtir. (Yeremya 33:22) Bu açıklamadan çıplak gözle görülebilenlerden çok daha fazla yıldızın var olduğu anlaşılır. Eğer Yeremya gibi Mukaddes Kitap yazarlarından biri geceleyin gökyüzüne bakıp görebildiği yıldızları saymaya kalkışsaydı ancak üç bin kadarını sayabilirdi; çünkü insan havanın açık olduğu gecelerde bile, yardımcı alet kullanmadan ancak bu kadarını görebilir. Bu sayıyı bir avuç kum tanesinin sayısıyla karşılaştırabiliriz. Gerçekten de, yıldızlar “denizin kumu” gibi sayısızdır.b Böyle bir rakamı kim hesaplayabilir?
“Hepsini adları ile çağırır”
7. (a) Samanyolu Gökadamızda tahminen kaç yıldız bulunur; bu ne büyüklükte bir sayıdır? (b) Astronomların gökadaların sayısını bir türlü hesaplayamamaları ne bakımdan dikkate değer; bundan Yehova’nın yaratma gücü hakkında ne öğreniriz?
7 İşaya 40:26 şu yanıtı verir: “Gözlerinizi yukarı kaldırın, ve görün, bunları kim yarattı; o ki, bunların ordusunu sayı ile çıkarır: onların hepsini adları ile çağırır.” Mezmur 147:4’te, O “yıldızların sayısını hesap eder” denmektedir. Acaba “yıldızların sayısı” ne kadardır? Bu hiç de kolay bir soru değildir. Astronomlar yalnızca Samanyolu Gökadamızda 100 milyardan fazla yıldız bulunduğunu tahmin ediyor.c Fakat Samanyolu’muz çok sayıdaki gökadadan sadece biridir ve bu gökadaların birçoğunda çok daha fazla sayıda yıldız bulunmaktadır. Acaba kaç gökada var? Astronomların kimisi 50 milyar olduğunu tahmin ediyor. Kimisinin hesabına göre ise 125 milyar kadardır. Öyleyse, insan gökadaların sayısını bile saptayamazken, içlerindeki milyarlarca yıldızın toplam sayısını nasıl hesap edebilir! Ama Yehova bu sayıyı bilir. Üstelik her yıldıza özel bir ad da verir!
8. (a) Samanyolu Gökadası’nın boyutlarını nasıl açıklarsınız? (b) Yehova gök cisimlerinin devinimlerini nelere göre düzenledi?
8 Gökadaların boyutlarını düşündüğümüzde, Tanrı’ya duyduğumuz hayranlık ve korku daha da artar. Samanyolu Gökadası bir uçtan bir uca tahminen 100.000 ışık yılıdır. Saniyede 300.000 kilometre gibi müthiş bir hızla yol alan bir ışık demetini zihninizde canlandırın. Onun gökadamızı baştan başa geçmesi 100.000 yıl alır! Üstelik bazı gökadalar bizimkinden kat kat büyüktür. Mukaddes Kitap Yehova’nın bu uçsuz bucaksız gökleri ‘perde gibi gerdiğini’ söyler. (Mezmur 104:2) O ayrıca yarattığı bu gök cisimlerinin devinimlerini de düzenledi. Yıldızlararası en küçük toz parçacığından en büyük çaptaki gökadaya kadar her cisim, devinimini Tanrı’nın belirleyip yürürlüğe koyduğu fiziksel yasalara göre sürdürür. (Eyub 38:31-33) Bu nedenle, bilim adamları gök cisimlerinin ince ayarlı hareketlerini bir balenin karmaşık koreografisine benzetirler. Bir de bunları Yaratanı düşünün. Böyle muazzam bir yaratma gücüne sahip Tanrı karşısında derin bir korku duymuyor musunuz?
‘Gücüyle Yeryüzünü Yarattı’
9, 10. Yehova’nın gücü nasıl Güneş sistemimiz, Jüpiter, Yer ve Ay’ın yerleştirildiği konumlara bakıldığında açıkça görülür?
9 Yehova’nın yaratma gücü insana verdiği yeryüzünden açıkça görülür. O, Yer’i bu uçsuz bucaksız evrenin içine büyük bir özenle yerleştirmiştir. Bazı bilim adamları birçok gökadada, canlılarla dolu gezegenimizdeki gibi yaşam için elverişli koşullar bulunmadığına inanır. Samanyolu Gökadası’nın büyük bir kısmının da canlıları barındırmak üzere tasarlanmadığı açıktır. Gökadanın merkezi çok sayıda yıldız içermektedir. Orada hem ışınım oranı çok yüksektir, hem de yıldızlar sık sık, çarpışacak kadar birbirlerinin yakınından geçerler. Gökadanın kenar kesimlerinde ise yaşam için gerekli birçok element bulunmaz. Güneş sistemimiz bu aşırı uçlar arasında ideal bir yerde bulunmaktadır.
10 Çok uzağımızdaki koruyucu dev Jüpiter Gezegeni’nin Yer’e yararı büyüktür. Yer’den en az bin kat daha büyük olan Jüpiter muazzam bir kütle çekimine sahiptir. Bunun sonuçları nelerdir? Bu gezegen uzayda hızla giden cisimleri kendine çeker ya da yönlerini değiştirir. Bilim adamlarının hesabına göre, Jüpiter olmasaydı, Yer’e çarpan iri göktaşı yağmuru şimdikinden 10.000 kat daha yoğun olurdu. Daha yakınımızdaki olağanüstü bir uydu da Yer’e büyük yarar sağlamaktadır. Ay sadece güzel görüntüye sahip bir “gece lambası” olmakla kalmaz, Yer’i sürekli sabit bir eğimde de tutar. Bu eğim sayesinde burada yaşam için önemli başka bir nimet olan dengeli, düzenli mevsimler oluşur.
11. Yer atmosferi koruyucu bir kalkan vazifesi görecek şekilde nasıl tasarlanmıştır?
11 Yehova’nın yaratma gücü yeryüzünün tasarımında her yönden açıkça görülmektedir. Başımızın üstünde koruyucu bir kalkan vazifesi gören atmosferi ele alalım. Güneş hem sağlıklı hem de öldürücü ışınlar salar. Öldürücü ışınlar Yer’in dış atmosferine çarptığında normal oksijen molekülünün ozona dönüşmesine yol açar. Bunun sonucunda oluşan ozon tabakası bu tür ışınların çoğunu soğurur. Aslında, gezegenimiz kendi koruyucu şemsiyesiyle birlikte tasarlanmıştır.
12. Yehova’nın yaratma gücü atmosferdeki su çevrimiyle nasıl açıklanabilir?
12 Yer kabuğunun üzerinde ya da çevresinde bulunan canlıların yaşamı için ideal bileşimdeki karmaşık gaz örtüsünü oluşturan atmosferimizin yararları bununla bitmez. Atmosferin harikaları arasında su çevrimi de bulunmaktadır. Güneş sayesinde her yıl Yer’in okyanus ve denizlerinden 400.000 kilometre küpten fazla su buharlaşarak yukarı yükselir. Bu su, atmosfer rüzgârlarıyla oraya buraya savrulan bulutlar oluşturur. Böylece süzülüp arıtılan su, yağmur, kar ya da dolu şeklinde yeryüzüne düşerek su kaynaklarını besler. Tıpkı Mukaddes Kitapta belirtildiği gibi “Bütün ırmaklar denize akar, yine de deniz dolmaz. Irmaklar hep çıktıkları yere döner.” (Vaiz 1:7, YÇ) Böyle bir çevrimi sadece Yehova yürürlüğe koyabilir.
13. Yaratıcı’nın gücünün kanıtı Yer’in bitki örtüsünden ve toprağından nasıl görülür?
13 Yaratıcı’nın gücünün kanıtı yaşamın olduğu her yerde görülür. Otuz katlı binalardan daha yüksek olan dev sekoya ağaçlarından, okyanuslarda kaynaşan ve soluduğumuz oksijenin büyük bir kısmını sağlayan mikroskobik bitkilere kadar her canlı varlık, Yehova’nın yaratma gücünün bir kanıtıdır. Toprağın içi de solucan, mantar ve mikrop gibi çeşitli canlı varlıklarla doludur; bunların tümü birlikte karmaşık yöntemlerle çalışarak bitkilerin gelişmesine katkıda bulunur. Bu nedenle Mukaddes Kitap yerinde olarak toprağın “kuvveti” olduğunu söyler.—Tekvin 4:12.
14. Minicik bir atomun içinde hangi güç gizlidir?
14 Yehova hiç kuşkusuz ‘gücüyle yeryüzünü yarattı.’ (Yeremya 10:12, YÇ) Tanrı’nın gücü en minicik yaratıklardan bile görülür. Örneğin, bir milyon atom yan yana dizilse, bir saç telinin kalınlığına erişmez. Ve yine bir atom 14 katlı bir bina kadar büyütülse, çekirdeği ancak bu binanın 7. katında bulunan bir tuz taneciği kadar olur. Buna rağmen, bu sonsuz küçüklükteki çekirdek nükleer bir patlamada salınan müthiş enerjinin kaynağıdır!
“Bütün Nefes Sahipleri”
15. Yehova Eyub’a çeşitli yabanıl hayvanlardan söz ederek hangi dersi vermişti?
15 Yehova’nın yaratma gücünün başka bir görünür kanıtı Yer’deki hayvan yaşamının zenginliğidir. 148. Mezmur’da Yehova’ya övgüler getiren birçok varlık sayılırken, 10. ayette [YÇ] bunlara “yabanıl ve evcil hayvanlar” da eklenir. Yehova, insanın neden Yaratıcı’sına derin bir korku beslemesi gerektiğini göstermek amacıyla, bir keresinde Eyub’a aslan, zebra, yaban öküzü, behemot (ya da suaygırı) ve levyatan (timsah) gibi hayvanlardan söz etmişti. Yehova acaba neyi vurgulamak istemişti? Evcilleştirilemeyen bu korkunç ve güçlü yaratıklardan korkan insanın, onların Yaratıcısından çok daha fazla korkması gerekmez mi?—Eyub 38-41. baplar.
16. Yehova’nın yarattığı bazı kuşlar sizde ne gibi duygular uyandırıyor?
16 Mezmur 148:10’da ‘kanatlı kuşlardan’ da söz edilir. Onların ne kadar çok çeşidi olduğunu bir düşünün! Yehova Eyub’a devekuşunun ‘ata ve binicisine güldüğünü’ söylemişti. Gerçekten de, 2,5 metre boyundaki bu kuş uçamadığı halde bir adımda 4,5 metre yol katederek saatte 65 kilometre hızla koşabilir. (Eyub 39:13, 18) Diğer taraftan, albatros yaşamının büyük bir kısmını deniz üzerinde havada geçirir. Doğal bir planör olan bu kuşun kanat açıklığı 3 metre kadardır. Kanat çırpmadan saatlerce uçabilir. Bu kuşun tersine, 5 santimetre boyundaki arı kolibrisi dünyanın en minik kuşudur. Saniyede yaklaşık 80 kez kanat çırpabilir. Parıldayan kanatlarıyla küçük bir mücevheri andıran kolibriler tıpkı helikopter gibi havada oldukları yerde durabilir, hatta geriye doğru uçabilirler.
17. Mavi balinanın boyu ne kadardır; Yehova’nın yarattığı hayvanlar üzerinde biraz düşündükten sonra doğal olarak hangi sonuca varmalıyız?
17 Mezmur 148:7’de ‘deniz canavarlarının’ bile Yehova’yı övdüğü söylenir. Genelde, bu gezegende yaşayan en iri hayvan olduğu düşünülen mavi balinayı ele alalım. Okyanuslarda yaşayan bu devasa hayvanın boyu 30 metreyi bile geçebilir. Ağırlığıysa bazen 30 yetişkin filin toplam ağırlığına eşittir. Yalnızca dili bir fil kadar ağırdır. Kalbi küçük bir otomobil büyüklüğündedir. Bu devasa organ, dakikada yaklaşık 1.200 kez çarpabilen kolibrininkinin tersine, dakikada yalnızca 9 kez çarpar. Mavi balinanın kan damarlarından en az biri, içinde bir çocuğun emekleyebileceği kadar geniştir. Mutlaka biz de bu gerçekler karşısında Mezmurlar kitabının son ayetindeki şu öğüdü yineleme arzusu duyarız: “Bütün nefes sahipleri RABBE hamdetsin.”—Mezmur 150:6.
Yehova’nın Yaratma Gücünden Öğrendiklerimiz
18, 19. Yehova’nın Yer’de yarattığı canlı varlıkların çeşitliliği hakkında ne denebilir; yaratılıştan O’nun egemenliği konusunda ne öğreniriz?
18 Yehova’nın yaratma gücünü kullanmasından neler öğreniriz? Yaradılışın zengin çeşitliliği karşısında derin bir saygı duyarız. Mezmur yazarlarından biri “Ya RAB, işlerin ne çoktur! . . . . Yer senin servetinle dolu” diye haykırmıştı. (Mezmur 104:24) Ne kadar doğru! Biyologlar Yer’de bir milyonu aşkın canlı türü saptadılarsa da, bu türlerin sayısının 10 ila 30 milyon, hatta daha bile fazla olabileceği konusunda değişik görüşler ileri sürüyorlar. Bir sanatçı bazen yaratıcılığının tükendiğini hisseder. Bunun tersine, Yehova’nın yaratıcılığının –birbirinden farklı yeni varlıklar yaratma gücünün– tükenmediği açıktır.
19 Yehova’nın yaratma gücünü kullanma biçiminden egemenliği konusunda da bazı gerçekleri öğreniriz. ‘Yaratıcı’ sözcüğü Yehova’yı evrendeki her varlıktan, ‘yaratılışın’ tümünden farklı kılar. Yehova’nın yaratma faaliyeti sırasında ‘usta’ olarak çalışan biricik Oğlu bile Mukaddes Kitapta asla Yaratıcı ya da Ortak-Yaratıcı olarak adlandırılmaz. (Süleymanın Meselleri 8:30; Matta 19:4) Bunun yerine, o “bütün yaratılışın ilk doğanı”dır. (Koloseliler 1:15, YÇ) Yehova’nın Yaratıcı olarak bulunduğu konum, O’na özgü bir hak, yani tüm evrende yalnızca Kendisinin sahip olduğu yüce gücü kullanma yetkisi verir.—Romalılar 1:20; Vahiy 4:11.
20. Yehova Yer’le ilgili yaratma işini tamamlamasından bu yana, hangi anlamda “istirahat” ediyor?
20 Yehova yaratma gücünü artık kullanmıyor mu? Mukaddes Kitap Yehova’nın yaratma işini altıncı yaratma gününde bitirip “yaptığı bütün işten yedinci günde istirahat etti”ğini söyler. (Tekvin 2:2) Resul Pavlus bu yedinci “gün”ün kendi zamanında hâlâ devam ettiğini söyleyerek, binlerce yıl sürdüğünü belirtti. (İbraniler 4:3-6) Peki acaba Yehova’nın “istirahat” etmesi çalışmayı tamamen bıraktığı anlamına mı gelir? Hayır, Yehova çalışmayı hiçbir zaman bırakmaz. (Mezmur 92:4; Yuhanna 5:17) Öyleyse, O’nun “istirahat” etmesi, yalnızca Yer’le ilgili fiziksel yaratma işine ara vermesi anlamındadır. Amacını gerçekleştirme yönünde yaptığı işi ise aralıksız sürdürüyor. Kutsal Yazıların ilhamla yazdırılması da bu işin kapsamındadır. Ayrıca, 19. bölümde ele alacağımız gibi, ‘yeni yaratılışın’ oluşturulması da yine bu işin kapsamındadır.—II. Korintoslular 5:17.
21. Yehova’nın yaratma gücü sadık insanları sonsuzluk boyunca nasıl etkileyecek?
21 Nihayet, istirahat günü bittiğinde Yehova altıncı yaratma gününün sonunda dediği gibi Yer’de yaptığı bütün işlerin “çok iyi” olduğunu yine söyleyebilecek. (Tekvin 1:31) O sınırsız yaratma gücünü belki daha sonra tekrar kullanmak isteyebilir, ama bunun nasıl olacağını ancak zamanı gelince göreceğiz. Her ne şekilde olursa olsun, Yehova’nın yaratma gücünü kullanışının yine bizi büyülemeye devam edeceğinden emin olabiliriz. Yarattığı eserler sayesinde Yehova hakkında sonsuza dek daha çok şey öğreneceğiz. (Vaiz 3:11) Yüce Yaratıcımız hakkında ne kadar çok şey öğrenirsek, O’na duyduğumuz hayranlık ve korku da o derece derinleşecek, böylece O’nunla daha da yakınlaşacağız.
a Bu dev rakamı daha kolay kavrayabilmek için şunu düşünün: Bu mesafeyi, otomobille saatte 160 kilometre hızla günde 24 saat durmaksızın yol alarak ancak yüz yılı aşkın bir zamanda katedebilirsiniz.
b Bazı kimseler, Mukaddes Kitap devirlerinde yaşayanların ilkel de olsa mutlaka bir çeşit teleskop kullanmış olabileceklerini düşünür. ‘Aksi halde o zamanki insanlar yıldızların böyle sayılamayacak kadar çok olduğunu nasıl bilebilirlerdi?’ diye mantık yürütür. Ne var ki, bu gibi temelsiz tahminleri ortaya atanlar Mukaddes Kitabı yazdıran Yehova’yı hesaba katmamaktadırlar.—II. Timoteos 3:16.
c Yüz milyar yıldızı saymanın ne kadar zaman alacağını bir düşünün. Günde 24 saat hiç durmadan saniyede bir yıldız sayılsaydı, bu 3.171 yıl alırdı!
-
-
Yok Etme Gücü—Yehova “Cenk Eridir”Yehova’ya Yaklaşın
-
-
6. BÖLÜM
Yok Etme Gücü—Yehova “Cenk Eridir”
1-3. (a) İsrailoğulları Mısırlılardan gelen nasıl bir tehlikeyle karşı karşıyaydı? (b) Yehova kavmi uğruna nasıl savaştı?
İSRAİLOĞULLARI geçit vermez sarp dağlarla, aşılmaz bir deniz arasında kapana kısılmışlardı. Onları yok etmeye kararlı, amansız bir ölüm makinesi, Mısır ordusu yakın takipteydi.a Buna rağmen Musa, Tanrı’nın kavmine “RAB sizin için cenkedecek” güvencesini vererek onları ümitlerini yitirmemeye teşvik etti.—Çıkış 14:14.
2 Musa’nın yardım çağrısı üzerine Yehova ona şu cevabı verdi: “Niçin bana feryat ediyorsun? . . . . Sen kendi değneğini kaldır, ve elini deniz üzerine uzat ve onu yar.” (Çıkış 14:15, 16) Gelişen olayları zihninizde canlandırın: Yehova derhal meleğine emrediyor ve bulut direği İsrailoğullarının arkasına geçip herhalde bir duvar oluşturarak Mısırlıların saldırısını engelliyor. (Çıkış 14:19, 20; Mezmur 105:39) Musa elini uzatıyor. Kuvvetli bir rüzgâr denizi yarıyor. Sular her nasılsa kitle halinde hareketsiz kalıp iki yanda duvar gibi yükselerek tüm halkın geçebileceği genişlikte bir yol açıyor.—Çıkış 14:21; 15:8.
3 Böyle bir güç gösterisi karşısında ordusuna geri çekilme emri vermesi gerekirken, gururlu Firavun saldırı emri verir. (Çıkış 14:23) Mısırlılar İsrailoğullarının peşinden deniz yatağına atılırlar, ama savaş arabalarının tekerlekleri çıkınca saldırıları kısa sürede kaosa dönüşür. İsrailoğulları sağ salim karşı kıyıya geçince, Yehova Musa’ya şunu emreder: “Elini deniz üzerine uzat, ta ki, sular Mısırlılar üzerine, cenk arabaları üzerine, ve atlıları üzerine dönsünler.” Sudan duvarlar çöker; Firavun ile ordusu suların içine gömülür.—Çıkış 14:24-28; Mezmur 136:15.
Yehova Kızıldeniz’de “cenk eri” oldu
4. (a) Yehova Kızıldeniz’de ne olduğunu gösterdi? (b) Yehova’nın böyle betimlenmesine bazılarının tepkisi ne olabilir?
4 İsrailoğullarının Kızıldeniz’deki kurtuluşu Tanrı’nın insanlığa davranış tarzını açıklayan çok önemli bir tarihsel olaydı. Yehova orada “cenk eri” oldu. (Çıkış 15:3) Yehova’nın böyle betimlenmesine sizin tepkiniz nedir? Kabul etmek gerekir ki, savaş insanlığa çok acı ve keder getirdi. Acaba Tanrı’nın yok etme gücünü kullanması sizi O’na yaklaşmaya isteklendireceğine, caydırıcı bir etki mi yapıyor?
İnsanların Çatışmaları ve Tanrı’nın Savaşı
5, 6. (a) Tanrı neden yerinde olarak “orduların RABBİ” diye adlandırılmaktadır? (b) Tanrı’nın savaşı insanlarınkinden nasıl farklıdır?
5 Tanrı’ya, İbranice Kutsal Yazılarda yaklaşık üç yüz ve Yunanca Kutsal Yazılarda iki kez “orduların RABBİ” unvanının verildiği görülür. (I. Samuel 1:11) Yehova evrenin Yöneticisi sıfatıyla, meleklerden oluşan muazzam bir orduya komuta eder. (Yeşu 5:13-15; I. Kırallar 22:19) Bu ordunun yıkıp yok etme potansiyeli korkunçtur. (İşaya 37:36) İnsanların yok edilmesi hoş bir düşünce olmamakla birlikte, Tanrı’nın savaşlarının küçük hesaplar peşinde koşan insanlarınkine hiç benzemediğini unutmayalım. Askeri ve siyasi yöneticiler saldırganlıklarını soylu bir nedene bağlamaya çalışabilirler. Oysa insanların savaşlarında her zaman açgözlülük ve bencillik rol oynar.
6 Bunun tersine, Yehova mantığı körelten duygularla hareket etmez. Tesniye 32:4’te O’nun hakkında “Kayadır, onun işi tamdır; çünkü bütün yolları haktır; sadakat Allahıdır, ve haksızlık etmez, sadık ve doğru olan odur” denmektedir. Tanrı’nın Sözü dizginsiz öfke, gaddarlık ve şiddeti mahkûm eder. (Tekvin 49:7; Mezmur 11:5) Dolayısıyla, Yehova asla nedensiz bir harekette bulunmaz. Yok etme gücünü kullanmayı genelde istemez ve ancak son çare olarak kullanır. O’nun tutumu Hezekiel peygamber aracılığıyla dile getirdiği gibidir: “Ben kötü adamın ölümünden mi zevk duyarım? daha ziyade yollarından dönüp yaşamasından değil mi? Rab Yehovanın sözü.”—Hezekiel 18:23.
7, 8. (a) Eyub çektiklerinin nedeni hakkında yanlışlıkla hangi sonuca vardı? (b) Elihu, Eyub’un bu konudaki düşüncelerini nasıl düzeltti? (c) Eyub’un deneyiminden nasıl bir ders alabiliriz?
7 Öyleyse, Yehova neden böyle bir güç kullanıyor? Bunu yanıtlamadan önce, doğru bir adam olan Eyub’u anımsayabiliriz. Şeytan Eyub’un –aslında her insanın– denendiğinde bütünlüğünü koruyamayacağını iddia ederek Tanrı’ya meydan okumuştu. Yehova bu meydan okumaya cevap olarak Şeytan’ın Eyub’un bütünlüğünü denemesine izin verdi. Bunun sonucunda, Eyub hastalandı, servetini kaybetti, çocuklarını yitirdi. (Eyub 1:1–2:8) Söz konusu davalardan habersiz olduğundan yanlış bir fikre kapılıp, çektiklerinin Tanrı’nın verdiği haksız bir ceza olduğu sonucuna vardı. Bu sebeple Tanrı’ya neden kendisini “hedef” edinip “düşman” saydığını sordu.—Eyub 7:20; 13:24.
8 Elihu adında genç bir adam, Eyub’a ‘doğruluğum Tanrı’nınkinden ziyadedir, dediğini’ hatırlatarak düşünüşünün yanlışlığını gösterdi. (Eyub 35:2) Evet, Tanrı’dan daha iyi bildiğimizi ya da O’nun haksızlık ettiğini düşünmek akılsızlıktır. Elihu “haşa ki, Allah kötülük ede, ve Kadîr haksızlık eyliye” dedikten sonra şunu belirtti: “Kadîr, biz onu keşfedemeyiz; kudrette o yüksektir; ve hakkı ve tam adaleti iğdirmez.” (Eyub 34:10; 36:22, 23; 37:23) Bu nedenle, Tanrı’nın ancak geçerli bir neden olduğunda savaştığından emin olabiliriz. Bunu aklımızda tutarak, barış Tanrısı’nın bazen savaşçı rolünü almasının nedenlerinden bazılarını inceleyelim.—I. Korintoslular 14:33.
Barış Tanrısı Neden Savaşmak Zorunda?
9. Barış Tanrısı neden savaşır?
9 Musa Tanrı’dan “cenk eri” olarak övgüyle söz ettikten sonra, “var mı senin gibisi ilahlar arasında, ya RAB? Senin gibi kutsallıkta görkemli . . . . var mı?” dedi. (Çıkış [Mısır’dan Çıkış] 15:11, YÇ) Habakkuk peygamber de benzer şekilde O’ndan “kötülüğü görmekten gözleri temiz olan ve sapıklığa bakamıyan” diye söz etti. (Habakkuk 1:13) Yehova sevgi Tanrısı ise de, aynı zamanda kutsallık, doğruluk ve adalet Tanrısıdır. Bu gibi nitelikler bazen O’nu yok etme gücünü kullanmaya zorlar. (İşaya 59:15-19; Luka 18:7) Böyle bir durumda savaştığında, Tanrı’nın kutsallığı bozulmuş olmaz. Tersine, kutsal olduğu için savaşır.—Çıkış 39:30.
10. (a) Tanrı’nın savaşması gereği ilk defa ne zaman ve nasıl ortaya çıktı? (b) Tekvin 3:15’te önceden bildirilen düşmanlık ancak nasıl son bulabilirdi; bu, doğru insanlara hangi yararları sağlayacaktı?
10 İlk insan çifti Âdem ve Havva’nın Tanrı’ya isyanından sonra ortaya çıkan durumu düşünün. (Tekvin 3:1-6) Yehova yaptıkları adaletsizliğe hoşgörü göstermiş olsaydı, Evrenin Egemeni olarak konumunu sarsmış olurdu. Adaletli bir Tanrı olduğundan onları ölüme mahkûm etmek zorundaydı. (Romalılar 6:23) O, Mukaddes Kitaptaki ilk peygamberlikte, “yılan” diye de adlandırılan Şeytan’ın takipçileriyle Kendi hizmetçileri arasında düşmanlık bulunacağını bildirmişti. (Vahiy 12:9; Tekvin 3:15) Bu düşmanlık ancak Şeytan’ın ezilmesiyle son bulabilirdi. (Romalılar 16:20) Fakat bu cezalandırma eylemi, yeryüzünü Şeytan’ın etkisinden kurtararak küresel bir cennetin yolunu açıp doğru insanlara büyük nimetlerin gelmesiyle sonuçlanacaktı. (Matta 19:28) Ne var ki o zamana dek, Şeytan’ın tarafındakiler Tanrı’ya tapınan insanların fiziksel ve ruhsal sağlığı için tehlike oluşturmaya devam edecekti. Ve Yehova’nın zaman zaman müdahalede bulunması gerekecekti.
Tanrı’nın Kötülüğü Kaldırmak İçin Yaptıkları
11. Tanrı neden küresel bir Tufan getirme zorunluluğu hissetti?
11 Nuh’un günlerindeki Tufan, Tanrı’nın böyle bir müdahalesiydi. Tekvin 6:11, 12’de şunlar kayıtlıdır: “Allahın önünde yeryüzü bozulmuştu, ve yeryüzü zorbalıkla dolmuştu. Ve Allah yeryüzünü gördü, ve işte, bozulmuştu; çünkü yeryüzünde bütün beşer yolunu bozmuştu.” Acaba Tanrı kötülerin yeryüzünden ahlak değerlerinin son kırıntılarını da kaldırmasına izin verecek miydi? Hayır. Yehova yeryüzünü şiddet ve ahlaksızlık düşkünü kimselerden kurtarmak amacıyla küresel bir Tufan getirme zorunluluğu hissetti.
12. (a) Yehova İbrahim’in “zürriyet”i hakkında neyi önceden bildirdi? (b) Amoriler neden yok edildiler?
12 Tanrı’nın Kenanlılara verdiği hükümde de aynı durum söz konusuydu. Yehova, İbrahim’den yeryüzündeki bütün milletlerin onun aracılığıyla nimetler elde edecekleri bir “zürriyet”in geleceğini açıklamıştı. Bu amaca uygun olarak, İbrahim’in soyuna Amoriler denen bir halkın oturduğu Kenan diyarının verilmesini kararlaştırdı. Tanrı’nın bu halkı kendi topraklarından zorla çıkartması nasıl haklı görülebilirdi? Yehova Amoriler’in yaklaşık 400 yıl, ‘kötülükleri doruğa varana’ dek oradan çıkarılmayacaklarını bildirmişti.b (Tekvin [Yaratılış] 12:1-3, YÇ; 13:14, 15; 15:13, 16, YÇ; 22:18) Bütün bu zaman boyunca Amoriler ahlaken giderek daha da yozlaştılar. Kenan artık kanlı bir ülke, putperestlik ve cinsel sapıklık diyarı olmuştu. (Çıkış 23:24; 34:12, 13; Sayılar 33:52) Diyarın halkı kendi çocuklarını ateşte yakarak tanrılarına kurban veriyordu. Kutsal bir Tanrı acaba kavmini böyle kötülüklerle yüz yüze bırakabilir miydi? Hayır! O bu konuda şunları demişti: “Onların yüzünden ülke bile kirlendi. Günahından ötürü ülkeyi cezalandırdım. Ülke, üzerinde yaşayan halkı kusuyor.” (Levililer 18:21-25, YÇ) Bununla birlikte, Yehova o halkı hiçbir ayırım gözetmeden öldürmedi. Rahab ve Gibeonlular gibi doğru tutuma sahip Kenanlıların hayatını esirgedi.—Yeşu 6:25; 9:3-27.
İsmi Uğruna Savaşır
13, 14. (a) Yehova neden ismini kutsamak zorundadır? (b) İsmine sürülen lekeyi nasıl temizledi?
13 Yehova kutsal olduğundan, ismi de kutsaldır. (Levililer 22:32) İsa öğrencilerine “ismin mukaddes olsun” diye dua etmelerini öğretti. (Matta 6:9) Aden’de çıkan isyan, Tanrı’nın ismini lekeledi ve yönetme tarzı konusunda kuşku uyandırdı. Yehova böyle bir iftira ve başkaldırıya asla göz yumamazdı. İsmine sürülen lekeyi temizlemek zorundaydı.—İşaya 48:11.
14 Tekrar İsrailoğullarını ele alalım. Mısır’daki kölelikleri boyunca, Tanrı’nın İbrahim’e yerin bütün milletlerinin onun zürriyeti aracılığıyla nimetler elde edeceği sözü boş bir vaat gibi görünüyordu. Ama Yehova onları kurtarıp bir millet haline getirerek ismine sürülen lekeyi temizledi. Bu nedenle, Daniel peygamber bu olayı düşünerek duasında, ‘sen kavmini Mısır diyarından kuvvetli el ile çıkardın ve kendine nam kazandın’ demişti.—Daniel 9:15.
15. Yehova Yahudileri Babil’deki tutsaklıktan neden kurtardı?
15 Yahudilerin, Yehova’nın ismi uğruna bir kez daha harekete geçmesine tam ihtiyaç duydukları bir zamanda Daniel’in bu şekilde dua etmesi ilginçtir. İtaatsiz Yahudiler bu kez Babil’de tutsak bulunuyorlardı. Başkentleri Yeruşalim harap durumdaydı. Daniel, Yahudilerin yurtlarına dönmesinin sağlanmasıyla Yehova’nın isminin yüceleceğini biliyordu. Bu nedenle şöyle dua etti: “Ya Rab, bağışla; ya Rab, iyi dinle ve yap; kendi uğrunda geciktirme, ey Allahım, çünkü kendi şehrin ve kavmının üzerine senin ismin çağırılıyor.”—Daniel 9:18, 19.
Kavmi Uğruna Savaşır
16. Yehova’nın ismini savunması neden O’nun soğuk ve bencil olduğu anlamına gelmez, açıklayın.
16 Yehova’nın Kendi ismini savunması acaba O’nun soğuk ve bencil olduğu anlamına mı gelir? Hayır, çünkü O, kutsallığına ve adalet sevgisine uygun davranarak Kendisine tapınan toplumu korur. Tekvin’in 14. babını ele alalım. Orada İbrahim’in yeğeni Lût’u ve ailesini kaçıran dört istilacı kralın öyküsü anlatılır. İbrahim kendisininkinden çok daha üstün kuvvetleri, Tanrı’nın yardımıyla müthiş bir yenilgiye uğratır. Bu zaferi anlatan kayıt muhtemelen ‘Yehova’nın Cenkleri kitabına’ giren ilk olaydır; çünkü bu kitap belli ki Kutsal Yazılarda bulunmayan başka çatışmaları da belgelemiştir. (Sayılar 21:14) Bu kitaba sonradan daha birçok askeri zafer kaydedilecekti.
17. İsrailoğullarının Kenan diyarına girmelerinden sonra, Yehova’nın onlar uğrunda savaştığını gösteren nedir? Örnekler verin.
17 Musa İsrailoğullarının Kenan diyarına girmesinden kısa bir süre önce onlara, “önünüzden giden Allahınız RAB Mısırda ve çölde gözünüz önünde yapmış olduğu bütün şeylere göre, sizin için kendisi cenk edecektir” güvencesini vermişti. (Tesniye 1:30; 20:1) Yehova, Musa’nın ardılı Yeşu’nun zamanından başlayarak, Hâkimler ve Yahuda’nın sadık krallarının saltanat dönemi boyunca kavmi için gerçekten savaştı ve onlara düşmanları karşısında birçok olağanüstü zafer kazandırdı.—Yeşu 10:1-14; Hâkimler 4:12-17; II. Samuel 5:17-21.
18. (a) Yehova’nın değişmemesine neden müteşekkir olabiliriz? (b) Tekvin 3:15’te betimlenen düşmanlık doruğa ulaştığında ne olacak?
18 Yehova değişmedi; gezegenimizi huzur içinde bir cennete dönüştürme amacı da değişmedi. (Tekvin 1:27, 28) Kötülükten eskisi gibi nefret ediyor. Aynı zamanda, Kendisine tapınanları çok seviyor ve yakında onlar uğrunda harekete geçecek. (Mezmur 11:7) Gerçekten de, Tekvin 3:15’te betimlenen düşmanlık yakın gelecekte çarpıcı bir doruğa ulaşacak. Yehova, ismini kutsamak ve Kendisine tapınan toplumu korumak amacıyla bir kez daha “cenk eri” olacak.—Zekarya 14:3; Vahiy 16:14, 16.
19. (a) Tanrı’nın yok etme gücünü kullanmasının bizi O’na neden yaklaştırabildiğini anlatın. (b) Tanrı’nın savaşmaya hazır olmasının üzerimizdeki etkisi ne olmalı?
19 Bunu şöyle örnekleyelim: Bir adamın ailesi yırtıcı bir hayvanın saldırısına uğrar ve adam hiç gözünü kırpmadan bu zorlu hayvanla boğuşarak onu öldürür. Onun bu davranışıyla karısını ve çocuklarını kendisinden uzaklaştırdığını düşünebilir misiniz? Tam tersine, çıkarsız sevgisiyle onları kendisine daha da yaklaştırdığını düşünürsünüz. Benzer şekilde, Tanrı’nın yok etme gücünü kullanması bizi O’ndan uzaklaştırmamalı. Bizi korumak için savaşmaya hazır olması O’na duyduğumuz sevgiyi artırmalı. Aynı zamanda sınırsız gücüne duyduğumuz saygıyı da derinleştirmeli. Öyleyse biz de O’na “saygı ve korkuyla tapınalım.”—İbraniler 12:28, YÇ.
‘Cenk Erine’ Yaklaşın
20. Mukaddes Kitaptan Tanrı’nın nedenini tam anlamadığımız bir savaşını okuduğumuzda ne yapmalıyız, neden?
20 Mukaddes Kitabın, Yehova’nın savaşlarıyla ilgili kararlarının tüm ayrıntılarını her keresinde açıklamadığı kuşkusuz. Fakat şundan daima emin olabiliriz: Yehova yok etme gücünü asla adaletsizce, nedensiz ya da gaddarca kullanmaz. Mukaddes Kitaptaki kaydın bağlamı ya da o ortamla ilgili ek bilgi çoğu kez meseleye doğru açıdan bakmamıza yardımcı olabilir. (Süleymanın Meselleri 18:13) Tüm ayrıntıları bilmediğimizde, sırf Yehova hakkında daha fazla bilgi almamız ve değerli nitelikleri üzerinde derin düşünmemiz bile, oluşabilecek kuşkuları yok etmemize yardımcı olabilir. Bunu yaptığımızda, Tanrımız Yehova’ya güvenmek için çok nedene sahip olduğumuzu görürüz.—Eyub 34:12.
21. Yehova bazen “cenk eri” oluyorsa da, aslında nasıl Biridir?
21 Yehova’nın gerektiğinde “cenk eri” olması savaştan hoşlandığı anlamına gelmez. Hezekiel’in gökteki arabayla ilgili gördüğü rüyette, Yehova düşmanlarıyla savaşmaya hazırlanan Biri olarak betimleniyorsa da, Hezekiel O’nun çevresinde barış simgesi olarak bir gökkuşağının bulunduğunu görmüştü. (Tekvin 9:13; Hezekiel 1:28; Vahiy 4:3) Yehova’nın sakin ve barışsever olduğu açıktır. Resul Yuhanna ‘Tanrı’nın sevgi’ olduğunu yazmıştı. (I. Yuhanna 4:8) Yehova’nın tüm niteliklerinde kusursuz bir denge vardır. Böylesine güçlü ama sevgi dolu bir Tanrı’ya yaklaşabilme olanağına sahip olduğumuzdan kendimizi ne kadar ayrıcalıklı saymalıyız!
a Yahudi tarihçi İosephos’a göre, “50.000 süvari ve 200.000 ağır piyade eşliğinde 600 savaş arabası İbranilerin peşine düşmüştü.”—Jewish Antiquities (Yahudilerin Tarihi), II, 324 [xv, 3].
b Burada geçen “Amoriler” sözcüğünün Kenan’da yaşayan tüm halkları içerdiği anlaşılıyor.—Tesniye 1:6-8, 19-21, 27; Yeşu 24:15, 18.
-
-
Koruma Gücü—‘Tanrı Bize Sığınacak Yerdir’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
7. BÖLÜM
Koruma Gücü—‘Tanrı Bize Sığınacak Yerdir’
1, 2. İsrailoğulları MÖ 1513’te Sina bölgesine girdiklerinde nasıl bir tehlike içindeydiler; Yehova güvenlerini pekiştirmek üzere ne yaptı?
İSRAİLOĞULLARI MÖ 1513 yılının başlarında Sina bölgesine adım atar atmaz büyük bir tehlike içine girdiler. Onları ‘içinde yakıcı yılanlar ve akrepler bulunan büyük ve korkunç bir çölde’ ürkütücü, zorlu bir yolculuk bekliyordu. (Tesniye 8:15) Ayrıca düşman ulusların saldırı tehdidiyle de karşı karşıyaydılar. Kavmini böyle tehlikeli bir duruma sokan Yehova’ydı. Acaba Tanrıları olarak şimdi onları koruyabilecek miydi?
2 Yehova güvenlerini pekiştirmek amacıyla onlara “Mısırlılara ne yaptım, ve sizi nasıl kartal kanatları üzerinde taşıdım, ve sizi kendime getirdim, gördünüz” dedi. (Çıkış 19:4) Yehova kavmine, onları kartallara taşıtırcasına Mısırlıların elinden nasıl sağ salim kurtardığını hatırlattı. Öte yandan Tanrısal korumanın ‘kartal kanatlarıyla’ betimlenmesi başka nedenlerle de yerindedir.
3. Tanrısal korumanın ‘kartal kanatlarıyla’ betimlenmesi neden yerindedir?
3 Kartal, kuvvetli geniş kanatlarını sadece havada süzülmek için kullanmaz. Sıcak bastığında ana kartal, açıklığı 2 metreyi aşabilen kanatlarını yay gibi gerip narin yavrularına koruyucu bir şemsiye oluşturacak biçimde kendini kavurucu güneş ışınlarına siper eder. Başka zamanlar, yavrularını kanatlarıyla sararak soğuk rüzgârdan korur. Kartalların yavrularını koruduğu gibi, Yehova da yeni doğmuş İsrail ulusunu Kendisini siper ederek korumuştu. Şimdi çölde bulunan bu kavim, sadık kaldığı sürece O’nun güçlü kanatlarının gölgesine sığınacaktı. (Tesniye 32:9-11; Mezmur 36:7) Acaba Tanrı’nın bugün bizi de korumasını beklemek doğru mu?
Tanrısal Koruma Vaadi
4, 5. Tanrı’nın koruma vaadine neden kesinlikle güvenebiliriz?
4 Yehova kuşkusuz hizmetçilerini koruyabilecek güçtedir. O “Her Şeye Gücü Yeten Tanrı”dır. Bu unvan O’nun karşı konulmaz bir güce sahip olduğunu gösterir. (Tekvin[Yaratılış] 17:1, YÇ) Yehova’nın kullandığı güce karşı koymak, bir gelgit olayını engellemek gibi olanaksızdır. İradesi doğrultusunda her şeyi yapabildiğine göre, O’nun ‘Gücünü Kendisine tapınan toplumu korumak üzere kullanması acaba iradesine uygun mudur?’ diye sorabiliriz.
5 Bunun cevabı, tek kelimeyle evettir! Yehova Kendisine tapınanları koruyacağına ilişkin bize güvence verir. Mezmur 46:1’de O’nun ‘bize sığınacak yer ve kuvvet; sıkıntıda hemen hazır bir yardım’ olduğu belirtilmektedir. Tanrı ‘yalan söyleyemeyeceğinden’ O’nun koruma vaadine kesinlikle güvenebiliriz. (Titus 1:2) Şimdi Yehova’nın Kendisine tapınanları özenle koruduğunu anlatmak üzere kullandığı bazı canlı betimlemeleri ele alalım.
6, 7. (a) Mukaddes Kitap devirlerinde çobanlar koyunlarını ne şekilde korurlardı? (b) Mukaddes Kitap Yehova’nın koyunlarını özenle korumayı gerçekten istediğini nasıl tasvir eder?
6 Yehova Çobandır ve biz ‘Onun kavmi ve otlağının koyunlarıyız.’ (Mezmur 23:1; 100:3) Evcil koyun kadar savunmasız hayvan pek yoktur. Mukaddes Kitap devirlerinde çobanların koyunlarını aslan, kurt, ayı ve hırsızlardan koruyabilmeleri için çok yürekli olmaları gerekirdi. (I. Samuel 17:34, 35; Yuhanna 10:12, 13) Fakat koyunları korumak bazen de şefkat gerektiriyordu. Bir koyun ağıldan uzakta yavrularsa, sürüsüyle özenle ilgilenen bir çoban onun çaresizlik içinde olduğu bu anlarda başında bekler ve sonra kendini korumaktan aciz kuzucuğu kucaklayıp ağıla taşırdı.
‘Onları bağrında taşıyacak’
7 Yehova Kendisini bir çobana benzeterek bizi korumayı gerçekten istediğine ilişkin güvence verir. (Hezekiel 34:11-16) Yehova’nın, bu kitabın 2. bölümünde ele alınan İşaya 40:11’deki tasvirini anımsayın: “Sürüsünü çoban gibi güdecek, kolu ile kuzuları toplayacak, ve bağrında taşıyacak.” Küçük bir kuzu çobanın bağrına, giysisinin kıvrımları arasına nasıl girer? Bir ihtimal, çobanın yanına yaklaşıp bacağını dürtükler. Eğilip onu yerden kucağına almaksa çobana düşer. Büyük Çobanımızın bir siper gibi bizi korumaya hazır oluşunun ne güzel bir anlatımı!
8. (a) Tanrı’nın koruma vaadi kimler için geçerlidir; bu, Süleymanın Meselleri 18:10’dan da nasıl anlaşılmaktadır? (b) Tanrı’nın ismine sığınmak neleri kapsar?
8 Ancak, Tanrı’nın koruma vaadi koşulludur; bundan ancak O’na yaklaşanlar yararlanabilir. Süleymanın Meselleri 18:10’da, “RABBİN ismi kuvvetli kuledir; salih onun içine koşar, ve emin olur” denmektedir. Mukaddes Kitap devirlerinde bazen çöllerde sığınmak için emin yerler, ‘kuleler’ inşa edilirdi. Güvenlik için böyle bir kuleye kaçmaksa tehlikedeki kişiye düşerdi. Tanrı’nın ismine sığınmak konusunda da durum aynıdır. Bu sadece O’nun ismini tekrarlamakla olmaz. Tanrısal isim sihirli bir güce sahip değildir. Bunun yerine, bu ismi taşıyanı tanımamız, O’na güvenmemiz ve doğru standartlarına uygun yaşamamız gerekir. Yehova’nın, Kendisine imanla sığınırsak bizim için koruyucu bir kule olacağı teminatını vermesi ne büyük bir lütuftur!
‘Tanrımız Bizi Kurtarabilir’
9. Yehova sadece koruma vaadinde bulunmaktan çok daha fazlasını da nasıl yaptı?
9 Yehova sadece koruma vaadinde bulunmakla kalmadı, çok daha fazlasını yaptı. Mukaddes Kitap devirlerinde, kavmini koruyabildiğini mucizelerle gösterdi. İsrail tarihi boyunca Yehova’nın kudretli “eli” sık sık güçlü düşmanlarını köşeye kıstırdı. (Çıkış 7:4) Ayrıca, Yehova koruma gücünü bireyler uğruna da kullandı.
10, 11. Mukaddes Kitaptaki hangi örnekler, Yehova’nın koruma gücünü bireyler uğrunda kullandığını gösterir?
10 Şadrak, Meşak ve Abed-nego isimli üç İbrani genç, Kral Nebukadnetsar’ın altın heykeline eğilmeyi reddedince, öfkeden çılgına dönen kral onları aşırı kızgın bir fırına atmakla tehdit etti. O zamanki dünyanın en güçlü kralı sayılan Nebukadnetsar “benim elimden sizi kurtaracak ilâh kimdir?” diyerek onlara meydan okudu. (Daniel 3:15) Üç genç adam Tanrıları’nın kendilerini koruma gücüne sahip olduğuna tam bir inanç duyuyorlarsa da, bu gücü ille de kullanacağını düşünmüyorlardı. Bu nedenle, “öyle olursa kendisine kulluk ettiğimiz Allahımız . . . . bizi kurtarabilir” dediler. (Daniel 3:17) Gerçekten de, bu kızgın fırın normalden yedi kat fazla kızdırıldığında bile, Mutlak Güce Sahip Tanrıları için bir engel oluşturmadı. Yehova onları korudu ve kral “böyle kurtarabilen başka bir ilâh yoktur” diye itirafta bulunmak zorunda kaldı.—Daniel 3:29.
11 Ayrıca, Yehova biricik Oğlunun yaşamını Yahudi bakire Meryem’in rahmine naklettiğinde koruma gücünü yine olağanüstü şekilde gösterdi. Bir melek Meryem’e, “gebe kalıp bir oğlan doğuracaksın” dedi. Devamen, “Ruhülkudüs senin üzerine gelecek, Yüce Olanın kudreti üstüne gölge salacak” diye açıklamada bulundu. (Luka 1:31, 35) Tanrı’nın Oğlu böylesine savunmasız bir durumda hiçbir zaman kalmamıştı. Acaba bir insan olan annesinin günahkâr ve kusurlu oluşu embriyoyu olumsuz yönde etkileyecek miydi? Acaba Şeytan bu Oğula doğmadan önce zarar verebilecek ya da onu öldürebilecek miydi? Bu olanaksızdı! Yehova büyüyen embriyoya ana rahmine düştüğü andan itibaren hiçbir şeyin zarar verememesi için Meryem’in etrafına koruyucu bir duvar çevirmişti. Dolayısıyla insana özgü bir kusur, cani ruhlu bir insan ya da cin veya herhangi bir güç ona zarar veremezdi. Yehova İsa’yı çocukluk döneminde de korumaya devam etti. (Matta 2:1-15) Tanrı’nın belirlediği zamana dek sevgili Oğluna kimse dokunamazdı.
12. Yehova, Mukaddes Kitap devirlerinde neden belirli kişileri mucizevi biçimde korudu?
12 Acaba Yehova neden belirli kişileri böyle mucizevi biçimde korudu? Yehova birçok durumda bireyleri, onlardan çok daha önemli bir şeyi korumak, yani amacını gerçekleştirmek için esirgemişti. Örneğin, İsa’nın bebekken hayatta kalması, Tanrı’nın sonunda tüm insanlara yarar sağlayacak amacının gerçekleşmesi yönünden yaşamsaldı. Koruma gücünün sergilenişini anlatan bu kayıtlar, “bize öğretmek için, sabırla ve Kutsal Yazılar’ın verdiği cesaretle umudumuz olsun diye” yazılan Mukaddes Kitabın bir kısmını oluşturmaktadır. (Romalılar 15:4, YÇ) Evet, bu örnekler Mutlak Güce Sahip Tanrımıza imanımızı kuvvetlendirir. Peki biz bugün Tanrı’dan nasıl bir koruma bekleyebiliriz?
Tanrısal Koruma Ne Anlama Gelmez?
13. Yehova uğrumuzda mucizeler yapmak zorunda mıdır? Açıklayın.
13 Tanrısal koruma vaadi Yehova’nın uğrumuzda mucizeler yapmak zorunda olduğu anlamına gelmez. Hayır, Tanrımız bize bu eski sistemde sorunsuz bir yaşam garantisi vermiyor. Yehova’nın birçok sadık hizmetçisi yoksulluk, savaş, hastalık ve ölüm gibi ciddi zorluklarla karşılaşıyor. İsa öğrencilerine imanları nedeniyle öldürülebileceklerini açıkça bildirmiş ve bu nedenle de sona kadar dayanmanın gereği üzerinde durmuştu. (Matta 24:9, 13) Eğer Yehova her keresinde gücünü kullanarak mucizeyle kurtuluş sağlasaydı, Şeytan’ın eline Kendisiyle alay etmesi ve bizim O’na bağlılığımızın içtenliğinden şüphe uyandırması için koz vermiş olurdu.—Eyub 1:9, 10.
14. Hangi örnekler Yehova’nın tüm hizmetçilerini her zaman aynı şekilde korumadığını gösterir?
14 Mukaddes Kitap devirlerinde bile, Yehova koruma gücünü her hizmetçisini zamansız ölümden korumak üzere kullanmadı. Örneğin, resul Yakub MS 44 dolaylarında Herodes tarafından idam edildi, ama bundan kısa bir süre sonra Petrus ‘Herodes’in elinden’ kurtarıldı. (Resullerin İşleri 12:1-11) Ve Yakub’un kardeşi Yuhanna, hem Petrus hem de Yakub’dan uzun yaşadı. O halde, Tanrımızın tüm hizmetçilerini aynı şekilde korumasını bekleyemeyeceğimiz açıktır. Ayrıca hepimizin başına ‘vakit ve beklenmedik olaylar’ da geliyor. (Vaiz 9:11) Öyleyse, acaba Yehova bugün bizi nasıl korumaktadır?
Yehova Bizi Fiziksel Yönden Korur
15, 16. (a) Yehova’nın, Kendisine tapınanları topluluk olarak fiziksel yönden koruduğunu gösteren nedir? (b) Yehova’nın hizmetçilerini hem şimdi hem de ‘büyük sıkıntıda’ koruyacağına neden güvenebiliriz?
15 Önce fiziksel korunma konusunu ele alalım. Yehova’ya tapınan kişiler olarak fiziksel yönden ancak topluluk olarak korunmayı bekleyebiliriz. Aksi halde Şeytan için kolay bir av olurduk. Şunu düşünün: “Dünyanın reisi” Şeytan’ın en büyük arzusu hakiki tapınmayı yok etmektir. (Yuhanna 12:31; Vahiy 12:17) Dünyanın en güçlü devletlerinden bazısı vaaz etme işimizi yasaklamış ve bizi tamamen ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Buna rağmen, Yehova’ya tapınan toplum ödün vermeyerek vaaz etmeye aralıksız devam etmiştir! Acaba güçlü devletler oldukça küçük ve savunmasız görünen bu topluluğun faaliyetini durdurmayı neden başaramadı? Çünkü Yehova güçlü kanatlarını bize siper etti.—Mezmur 17:7-9.
16 Yaklaşan ‘büyük sıkıntıda’ fiziksel korunma konusunda ne denebilir? Tanrı’nın hükmünü uygulamasından korkmamız gerekmez. Çünkü, “Rab kendi yolunda yürüyenleri karşılaştıkları denemelerden nasıl kurtaracağını bilir. Doğru olmayanları, . . . . cezalandırarak yargı gününe dek nasıl alıkoyacağını da bilir.” (Vahiy 7:14; II. Petrus 2:9, YÇ) Bu arada biz şu iki noktadan daima emin olabiliriz: Birincisi, Yehova vefalı hizmetçilerinin yeryüzünden silinmesine asla izin vermeyecek. İkincisi, bütünlüğünü koruyanları, gerektiğinde dirilterek, adil yeni dünyasında sonsuz yaşamla ödüllendirecek. Ölenler için Tanrı’nın belleğinde olmaktan daha güvenli bir yer yoktur.—Yuhanna 5:28, 29.
17. Yehova Sözü aracılığıyla bizi nasıl korumaktadır?
17 Yehova yürekleri iyileştirme ve yaşamları düzeltme gücüne sahip canlı “sözü” aracılığıyla bizi şimdi bile korumaktadır. (İbraniler 4:12, YÇ) Orada verilen ilkeleri uygulayarak bazı fiziksel zararlardan korunabiliriz. Yehova İşaya 48:17’de ‘faydalı olanı sana öğreten Allahın RAB benim’ demektedir. Tanrı’nın Sözüne uygun yaşamanın daha sağlıklı ve uzun bir ömürle sonuçlanabileceği kuşkusuzdur. Örneğin, Mukaddes Kitabın cinsel ahlaksızlıktan sakınmak ve kendimizi pislikten arıtmakla ilgili öğüdünü tutarak, Tanrı’yı hiçe sayan birçok kişinin yaşamını mahveden kirli ve zararlı alışkanlıklardan uzak duruyoruz. (Resullerin İşleri 15:29; II. Korintoslular 7:1) Tanrı’nın Sözü sayesinde korunduğumuz için ne kadar müteşekkiriz!
Yehova Bizi Ruhi Yönden Korur
18. Yehova bizi ruhen nasıl korur?
18 Çok daha önemlisi, Yehova’nın bizi ruhen korumasıdır. Sevgi dolu Tanrımız denemelere dayanabilmemiz ve O’nunla ilişkimizi muhafaza edebilmemiz için gerekenleri sağlayarak bizi ruhi yönden zarar görmekten korur. Yehova böylece hayatımızın sadece birkaç yıl değil, sonsuzluk boyunca korunmasını sağlar. Tanrı’nın ruhen korunmamızı sağlayabilen bazı düzenlemelerini ele alalım.
19. Yehova’nın ruhu karşılaşabileceğimiz her denemeyle başa çıkmamıza nasıl yardım edebilir?
19 Yehova “duayı işiten”dir. (Mezmur 65:2) Yaşamın baskıları altında ezildiğimizi hissettiğimizde, O’na içimizi dökmek bizi çok rahatlatabilir. (Filipililer 4:6, 7) Karşılaştığımız denemeleri mucizeyle kaldırmayabilirse de, yürekten gelen dualarımıza cevaben, bize onların üstesinden gelebilmemiz için hikmet verebilir. (Yakub 1:5, 6) Daha da önemlisi dileyenlere mukaddes ruhunu bahşeder. (Luka 11:13) Bu güçlü ruh karşılaşabileceğimiz deneme veya sorunlarla başa çıkmamıza yardım edebilir. Bize çok yakında, yeni dünyada tüm acılar ortadan kaldırılana dek dayanabilmemiz için olağanüstü bir “kuvvet” sağlayabilir.—II. Korintoslular 4:7.
20. Yehova koruma gücünü iman kardeşlerimiz yoluyla nasıl ifade edebilir?
20 Yehova koruma gücünü bazen iman kardeşlerimiz yoluyla da ifade edebilir. O Kendisine tapınanları dünya çapındaki ‘kardeşlik birliğine’ çekmektedir. (I. Petrus 2:17, İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri; Yuhanna 6:44) Bu sımsıcak kardeşlik birliğinde, Tanrı’nın mukaddes ruhunun, insanları iyiye yönlendirme gücüne sahip olduğunun canlı kanıtlarını görüyoruz. Bu ruh bizde güzel sonuçlar oluşturur; bunlar sevgi, lütuf, iyilik gibi güzel ve değerli niteliklerdir. (Galatyalılar 5:22, 23) Böylece, sıkıntılı zamanlarımızda bir iman kardeşimiz bize yararlı bir öğüt verdiğinde ya da o sırada çok ihtiyacımız olan yüreklendirici bir söz söylediğinde, Yehova’ya koruyucu ilgisini bu şekilde ifade ettiği için teşekkür edebiliriz.
21. (a) Yehova’nın ‘sadık ve basiretli köle’ aracılığıyla vaktinde verilmesini sağladığı ruhi gıda nedir? (b) Yehova’nın bizi ruhen korumak üzere sağladığı düzenlemelerden siz nasıl yararlandınız?
21 Yehova’nın bizi korumak için yaptığı başka bir düzenleme daha vardır; O, ruhi gıdanın vaktinde verilmesini sağlar. Sözünden kuvvet almamız için ‘sadık ve basiretli köleyi’ ruhi gıdayı dağıtmakla görevlendirmiştir. Bu sadık köle Gözcü Kulesi ve Uyanış! dergileri gibi yayınlar ve bunların yanı sıra haftalık ibadetler ve büyük ibadetler yoluyla bize “yiyeceği vaktinde” vererek ihtiyaçlarımızı zamanında karşılar. (Matta 24:45) Haftalık ibadetlerimizde verilen bir cevapta, yapılan bir konuşmada, hatta duada tam ihtiyacınız olan kuvvet ve cesareti veren bir söz duyduğunuz hiç olmadı mı? Dergilerimizden birinde çıkan belirli bir makale yaşamınızı hiç etkilemedi mi? Yehova’nın bütün bu düzenlemeleri bizi ruhen korumak için yaptığını unutmayın.
22. Yehova gücünü her zaman ne yönde kullanır; böyle yapması neden yararımızadır?
22 Yehova gerçekten “kendisine sığınanların hepsine kalkandır.” (Mezmur 18:30) Gücünü şimdi bizi tüm felaketlerden korumak üzere kullanmadığını anlıyoruz. Bununla birlikte, koruma gücünü her zaman amacını gerçekleştirme yönünde kullanır. Böyle yapması, Kendisine tapınan toplumun uzun vadede yararınadır. Yehova’ya yaklaşarak O’nun sevgisinde kalırsak O da bize sonsuza dek sürecek kusursuz bir yaşam verir. Bu ümidi her zaman aklımızda tutarsak, bu sistemde karşılaştığımız her soruna “geçici, hafif” bir sıkıntı gözüyle bakabiliriz.—II. Korintoslular 4:17, YÇ.
-
-
Geri Verme Gücü—Yehova “Her Şeyi Yeni Yapıyor”Yehova’ya Yaklaşın
-
-
8. BÖLÜM
Geri Verme Gücü—Yehova “Her Şeyi Yeni Yapıyor”
1, 2. Bugün insan ailesi hangi kayıplarla karşılaşıyor; bunlar bizi nasıl etkiliyor?
ÇOK sevdiği oyuncağını kaybeden ya da kıran bir çocuğun acı acı ağlaması insanın yüreğini parçalar. Kaybettiği oyuncağı ana babası geri verince çocuğun yüzünün birden nasıl parladığına hiç dikkat ettiniz mi? Ana babası için oyuncağı bulmak ya da onarmak basit bir iş olabilir. Oysa ona kavuşan çocuk şaşkın ve mutludur. Bir daha kavuşamayacağını sandığı oyuncağı geri gelmiştir!
2 En mükemmel Baba, Yehova, yerdeki çocuklarının kesinlikle kaybettiklerini sandıkları şeyi geri verme gücüne sahiptir. Kuşkusuz konumuz oyuncaklar değil. Bu ‘çetin anlarda’ çok daha ciddi kayıplarla karşılaşıyoruz. (II. Timoteos 3:1-5) İnsanların ev, mal mülk, iş hatta sağlık gibi üzerine titredikleri değerlerin çoğu sürekli tehlikede görünüyor. Çevreye nasıl zarar verildiğini ve birçok canlı türünün soyunun tükenmesiyle doğan kayıpları düşündüğümüzde de belki dehşete düşüyoruz. Ama hiçbir şey bize sevdiğimiz birinin ölümü kadar ağır bir darbe vurmuyor. Böyle bir kaybın yarattığı duygu ve bunun karşısındaki çaresizlik insanı bunaltıyor.—II. Samuel 18:33.
3. Resullerin İşleri 3:21’de hangi rahatlatıcı beklenti özetlenmektedir, Yehova bunu ne aracılığıyla gerçekleştirecek?
3 Öyleyse Yehova’nın geri verme gücüne sahip olduğunu öğrenmek ne kadar rahatlatıcıdır! Göreceğimiz gibi, Tanrı’nın yerdeki çocuklarına geri verebileceği ve mutlaka vereceği şeyler şaşırtıcı derecede kapsamlıdır. Gerçekten de, Mukaddes Kitap Yehova’nın ‘bütün şeyleri iade’ etmeyi amaçladığını gösterir. (Resullerin İşleri 3:21) O bunu Oğlu İsa Mesih’in yönetimindeki Mesihi Krallığı kullanarak gerçekleştirecek. Kanıtlar bu Krallığın 1914’te gökte yönetimi ele aldığını gösterir.a (Matta 24:3-14) Neler geri verilecek? Şimdi Yehova’nın kaybedilenleri olağanüstü bir şekilde geri verdiği olaylardan bazılarını ele alalım. Bunlardan birini şimdiden görüp yaşayabiliriz. Diğerleriyse büyük ölçüde gelecekte gerçekleşecek.
Pak Tapınmanın “İadesi”
4, 5. MÖ 607’de Tanrı’nın kavminin başına neler geldi; Yehova onlara hangi konuda ümit vermişti?
4 Yehova’nın şimdiden “iade” etmiş olduğu şeylerden biri pak tapınmadır. Bunun anlamını kavrayabilmek için Yahuda Krallığı’nın tarihini kısaca inceleyelim. Böylelikle Yehova’nın geri verme gücünü nasıl kullandığı konusunda kazanacağımız anlayış içimizde coşku uyandıracak.—Romalılar 15:4.
5 MÖ 607’de Yeruşalim yıkıma uğradığında sadık Yahudiler’in neler hissettiğini bir düşünün. Sevgili kentleri mahvolmuş, surları yerle bir olmuştu. Daha da beteri, Yehova’ya sunulan pak tapınmanın yeryüzündeki tek merkezi olan Süleyman’ın yaptırdığı görkemli mabet de enkaz haline gelmişti. (Mezmur 79:1) Sağ kalanlar Babil’e sürgün götürülmüş, geride bıraktıkları yurtları yabanıl hayvanların dadandığı bir “virane”ye dönüşmüştü. (Yeremya 9:11) İnsani açıdan bakıldığında, her şey yitirilmiş gibi görünüyordu. (Mezmur 137:1) Oysa bu yıkımı çok önceden bildiren Yehova, her şeyin “iade” edileceği bir zamanın geleceği konusunda ümit vermişti.
6-8. (a) İbrani peygamberlerin yazılarında hangi tema yinelenmektedir; bu konudaki peygamberliklerin ilk gerçekleşmesi nasıl oldu? (b) Çağımızda, Tanrı’ya tapınan toplum geri verme konusundaki birçok peygamberlik sözünün bir gerçekleşmesine nasıl tanık oldu?
6 Gerçekten de, bu “iade” İbrani peygamberlerin yazılarında yinelenen bir temaydı.b Yehova bu peygamberler aracılığıyla, onlara diyarlarını geri vereceğini ve orada yeniden verimli topraklar üzerinde, vahşi hayvan ve düşman saldırılarından zarar görmeden yaşayacaklarını vaat etmişti. Onlara geri vereceği diyarın tam anlamıyla cennet gibi olacağını bildirmişti. (İşaya 65:25; Hezekiel 34:25; 36:35) Daha da önemlisi, pak tapınma yeniden kurulacak, mabet yeniden yapılacaktı. (Mika 4:1-5) Bu peygamberlikler sürgündeki Yahudiler’e ümit vererek onların Babil’de 70 yıllık tutsaklığa dayanmalarına yardımcı oldu.
7 Sonunda, geri verme zamanı geldi. Babil’den kurtulan Yahudiler Yeruşalim’e dönüp Yehova’nın mabedini inşa ettiler. (Ezra 1:1, 2) Yehova pak tapınmaya sadık kaldıkları sürece onları destekleyip topraklarını verimli ve zengin kıldı. Onları düşmanlardan ve onlarca yıldır topraklarını istila eden vahşi hayvanlardan korudu. Bu Yahudiler Yehova’nın geri verme gücüne sahip olmasına herhalde çok sevinmiş olmalılar! Oysa bu olaylar, sadece bir başlangıç, geri verme konusundaki peygamberliklerin küçük çapta bir gerçekleşmesiydi. Bu peygamberlikler, Kral Davud’un uzun zamandır vaat edilen Varisinin tahta geçtiği “son günlerde”, yani bizim zamanımızda çok daha büyük çapta gerçekleşecekti.—İşaya 2:2-4; 9:6, 7.
8 İsa 1914’te gökte tahta geçmesinden kısa bir zaman sonra dikkatini Tanrı’nın yeryüzündeki sadık toplumunun ruhi ihtiyaçlarına yöneltti. Pers fatihi Koreş’in MÖ 537’de Yahudiler’in artakalanını özgürlüğe kavuşturduğu gibi, İsa da izinden giden ruhi Yahudiler’in artakalanını sahte din dünya imparatorluğu çağdaş Babil’in etkisinden kurtardı. (Romalılar 2:29; Vahiy 18:1-5) Pak tapınma 1919’dan itibaren İsa’nın gerçek takipçilerinin yaşamındaki uygun yerine “iade” edildi. (Malaki 3:1-5) Yehova’ya tapınan toplum o zamandan beri O’na temizlenmiş ruhi mabedinde, yani pak tapınma için yaptığı düzenleme içinde tapınmaktadır. Bu acaba bugün bizim için neden önem taşıyor?
Ruhi Anlamda Bir “İade” Neden Önemli?
9. Resuller döneminden sonra, Hıristiyan Âleminin kiliseleri Tanrı’ya tapınmayı ne duruma getirdiler; ama Yehova günümüzde ne yaptı?
9 Konuyu tarihsel açıdan ele alalım. İsa’nın birinci yüzyıldaki takipçileri birçok ruhi nimete sahiptiler. Ama İsa ve resulleri hakiki tapınmanın yozlaştırılıp ortadan kaybolacağını bildirmişlerdi. (Matta 13:24-30; Resullerin İşleri 20:29, 30) Resuller döneminden sonra, Hıristiyan Âlemi ortaya çıktı. Bu toplumun din adamları pagan öğreti ve alışkanlıklarını benimsediler. Ayrıca, Tanrı için akıl almaz bir Üçleme tanımı yaparak ve insanlara papazlara günah çıkartmalarını, Yehova yerine Meryem’e ve çeşitli ‘azizlere’ dua etmelerini öğreterek, O’na yaklaşmayı neredeyse olanaksız duruma getirdiler. Bu yozlaşma yüzyıllarca sürdükten sonra Yehova acaba ne yaptı? Duruma müdahale ederek, bugünün dünyasının –dinsel sahtekârlıklarla dolu ve Tanrı’yı hiçe sayan uygulamalarla kirlenmiş bu dünyanın– ortasında pak tapınmayı yeniden kurup “iade” etti. Bu ‘iadenin’ çağımızdaki en önemli gelişmelerden biri olduğunu söylemek hiç de abartı olmaz.
10, 11. (a) Ruhi cennet hangi iki öğeyi içerir, bunlar sizi nasıl etkiler? (b) Yehova ruhi cennete hangi özelliklere sahip insanları topluyor, onlar neye tanık olma ayrıcalığına erişecekler?
10 O nedenle, İsa’nın gerçek takipçileri bugün ruhi bir cennete kavuşmuşlardır. Bu cennet neler içerir? Öncelikle iki öğeyi. Bunlardan birincisi, hakiki Tanrı Yehova’ya sunulan pak tapınmadır. Yehova bizi yalan ve çarpıtmalardan uzak bir tapınma biçimine kavuşturdu. Ayrıca bize ruhi gıda da sağlıyor. Böylece gökteki Babamız hakkında bilgi alabiliyor, O’nu hoşnut ederek Kendisine yaklaşabiliyoruz. (Yuhanna 4:24) Ruhi cennetin ikinci öğesi insanlarla ilgilidir. Tıpkı İşaya’nın önceden bildirdiği gibi, “son günlerde”, Yehova Kendisine tapınanlara barış yollarını öğretti. Aramızdan savaşı kaldırdı. Tüm kusurlarımıza rağmen ‘yeni kişiliği’ kuşanmamıza yardım ediyor. İçimizde şahane nitelikler oluşturan mukaddes ruhunu bize vererek çabalarımızı destekliyor. (Efesoslular 4:22-24, İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri; Galatyalılar 5:22, 23) Davranışlarınız Tanrı’nın ruhu ile uyum içindeyse, gerçekten ruhi cennetin bir kısmısınız demektir.
11 Yehova bu ruhi cennete sevdiği özelliklere sahip –O’nu seven, barışı seven ve ‘ruhi ihtiyaçlarının farkında olan’– insanları topluyor. (Matta 5:3) Onlar insanlığa ve tüm yeryüzüne yönelik çok daha harikulade bir “iade”ye tanık olma ayrıcalığına erişecek kişilerdir.
“İşte, Her Şeyi Yeni Yapıyorum”
12, 13. (a) Geri vermekle ilgili peygamberlikler neden bir kez daha gerçekleşmelidir? (b) Yehova’nın, Aden’de belirttiği gibi, yeryüzüyle ilgili amacı nedir, bu bize neden gelecekle ilgili ümit verir?
12 Geri vermekle ilgili peygamberliklerin birçoğu yalnızca ruhi anlamda bir “iade”ye değinmez. Örneğin, İşaya hastaların, topalların, körlerin, sağırların iyileştirileceği, hatta ölümün bile sonsuza dek yutulacağı bir zamanın geleceğini yazmıştı. (İşaya 25:8; 35:1-7) Eski İsrail’de bu tür vaatlerin somut bir gerçekleşmesi olmadı. Günümüzde ise, ruhi açıdan bir gerçekleşme görüyoruz; ancak ileride tam anlamıyla fiziksel bir gerçekleşmenin de olacağına inanmak için sağlam bir neden var. Bunu nereden biliyoruz?
13 Yehova yeryüzüyle ilgili amacını geçmişte, Aden’de açıkça belirtmişti: Orada mutlu, sağlıklı ve aralarında birlik bağı olan bir insan ailesi yaşayacaktı. İlk kadınla erkek, yeryüzü ve üzerindeki yaratıklarla özenle ilgilenerek tüm gezegeni cennete çevirecekti. (Tekvin 1:28) Durum şimdikinden tamamen farklı olacaktı. Ama Yehova’nın amacının asla engellenmeyeceğinden eminiz. (İşaya 55:10, 11) Atadığı Kral Mesih İsa, bu küresel cennetin oluşmasını sağlayacak.—Luka 23:43.
14, 15. (a) Yehova nasıl “her şeyi yeni” yapacak? (b) Cennette yaşam nasıl olacak; bunun size en çekici gelen yönü nedir?
14 Tüm yeryüzünün cennete dönüştüğünü gördüğünüzü hayal edin! Yehova o zaman hakkında: “İşte, her şeyi yeni yapıyorum” diyor. (Vahiy 21:5) Bunun ne anlama geleceğini bir düşünün! Yehova bu eski kötü sisteme karşı yok etme gücünü kullandıktan sonra, geride yalnızca “yeni gökler ve yeni yer” kalacak. Bu, gökten yeni bir hükümetin, Yehova’yı seven ve O’nun iradesini yerine getiren kimselerin oluşturduğu yeni yer toplumunu yöneteceği anlamına gelir. (II. Petrus 3:13) Şeytan ve cinleri etkisiz kılınacak. (Vahiy 20:3) İnsanlık binlerce yıldır ilk kez bu bozuk, nefret dolu, zararlı etkiden kurtulmuş olacak. Hiç kuşkusuz çok büyük bir ferahlık duyulacak.
15 Sonunda, bizler bu güzel gezegene başlangıçta istendiği şekilde bakabileceğiz. Yeryüzü doğal olarak kendini yenileme gücüne sahiptir. Pisliğe yol açan etkenler ortadan kaldırılırsa kirlenmiş göller, ırmaklar kendi kendilerini temizleyebilir, savaşlar durdurulursa doğa uğradığı zararı onarabilir. İnsanın, yeryüzünün olağanüstü zenginlikteki canlı türleriyle dolu bir parka, küresel bir Aden bahçesine dönüşmesine yardımcı olmak üzere doğa yasaları ve sistemleriyle uyumlu çalışması ne büyük bir zevk olacak! İnsanoğlu, hayvan ve bitki türlerini nedensiz yok edeceğine, yeryüzündeki tüm yaratıklarla barış içinde yaşayacak. Hatta çocukların bile vahşi hayvanlardan korkması için bir neden olmayacak.—İşaya 9:6, 7; 11:1-9.
16. Cennette her sadık kişi için nasıl bir yenilenme söz konusu olacak?
16 Kişisel açıdan da yenileneceğiz. Armagedon’dan sonra, hayatta kalanlar küre çapında insanların mucizevi yolla iyileştirildiğini görecekler. İsa yeryüzündeyken yaptığı gibi yine Tanrı vergisi gücünü kullanarak körlere görme, sağırlara işitme yetisini geri verecek, topalları, dermansızları yeniden sağlıklı bedenlere kavuşturacak. (Matta 15:30) Yaşlılar gençken sahip oldukları gücü, sağlığı, enerjiyi yeniden kazanacaklar. (Eyub 33:25) Kırışıklıklar kaybolacak, kol ve bacaklar doğrultulacak, kaslar yeniden güçlenecek. Her sadık insan günahın ve kusurluluğun kendisi üzerindeki etkilerinin yavaş yavaş azalıp kaybolduğunu hissedecek. Yehova Tanrı’ya şahane bir yenileme gücüne sahip olduğundan ne kadar müteşekkir olacağız! Şimdi bu heyecan verici “iade” zamanının özellikle sevinçli bir yönü üzerinde duralım.
Ölülere Yaşamları Geri Verilecek
17, 18. (a) İsa Sadukiler’i neden azarladı? (b) Hangi şartlar altında İlya Yehova’ya bir ölüyü diriltmesi için yalvardı?
17 MS birinci yüzyılda Sadukiler diye adlandırılan bazı din adamları dirilmeye inanmazlardı. İsa onları “siz kitapları ve Allahın kudretini bilmediğinizden sapıtıyorsunuz” diyerek azarlamıştı. (Matta 22:29) Evet, Kutsal Yazılar Yehova’nın böyle bir geri verme gücüne sahip olduğunu gösterir. Nasıl mı?
18 İlya’nın günlerinde olanları düşünün. Bir dul kadın biricik oğlunun cansız bedenine sarılmıştı. Çocuk ölüydü. Dul kadının bir süredir konuğu olan İlya peygamber muhtemelen şaşkınlık içindeydi. Çocuğu daha önce açlıktan ölmekten kurtarmıştı. Herhalde o da bu küçüğe çok düşkündü. Annenin yüreği yanıyordu. Oğlu ona kocasından kalan tek canlı anıydı. Belki yaşlandığında oğlunun kendisine bakacağını umuyordu. Aklı başından giden kadın, bunun geçmişte işlediği bir hata nedeniyle kendisine verilen bir ceza olduğunu sanıyordu. İlya bu nedenle daha da şiddetlenen bu trajediye seyirci kalamazdı. Ölüyü anasının kucağından nazikçe alıp yukarıdaki odasına taşıdı ve Yehova Tanrı’ya çocuğun canını, yaşamını geri vermesi için yalvardı.—I. Kırallar 17:8-21.
19, 20. (a) İbrahim Yehova’nın geri verme gücüne sahip olduğuna inandığını nasıl gösterdi, imanı neye dayanıyordu? (b) Yehova İlya’nın imanını nasıl ödüllendirdi?
19 İlya dirilmeye inanan ilk insan değildi. Yüzyıllar önce yaşamış İbrahim de Yehova’nın yaşamı geri verme gücüne sahip olduğuna inanıyordu ve onun buna inanması için sağlam bir dayanak da vardı. Kendisi 100, Sara ise 90 yaşındayken, Yehova onların ölü durumdaki üreme güçlerini mucizeyle canlandırarak Sara’nın bir oğlu olmasını sağlamıştı. (Tekvin 17:17; 21:2, 3) Daha sonra, çocuk yetişkin olduğunda Yehova İbrahim’den onu kurban etmesini istemişti. İbrahim, Yehova’nın sevgili İshak’ının yaşamını geri verebileceğine inanarak imanını göstermişti. (İbraniler 11:17-19) Onun oğlunu sunmak üzere dağa çıkmadan önce, uşaklarına İshak’la birlikte döneceğine ilişkin güvence verebilmesinin nedeni de bu güçlü imanıdır.—Tekvin 22:5.
“Bak, oğlun sağ!”
20 Yehova İshak’ı esirgediği için o olayda bir diriltmeye gerek olmamıştı. Oysa İlya’nın olayında, dul kadının oğlu gerçekten ölmüştü; ancak bu uzun sürmedi. Yehova çocuğu dirilterek peygamberin bu konudaki imanını ödüllendirdi. İlya sonra çocuğu annesine vererek şu unutulmaz sözleri söyledi: “Bak, oğlun sağ!”—I. Kırallar 17:22-24.
21, 22. (a) Kutsal Yazılarda kaydedilen diriltme olaylarının amacı neydi? (b) Cennette diriltme ne boyutta olacak; bunu kim yapacak?
21 Böylece Mukaddes Kitap kaydında ilk kez, Yehova’nın bir insana yaşamını geri vermek üzere gücünü kullandığını görüyoruz. Daha sonra Yehova Elişa’ya, İsa’ya, Pavlus’a ve Petrus’a da ölülere yaşamlarını geri verme gücü bağışladı. Elbette, diriltilen bu kişiler sonunda yine öldüler. Bununla birlikte, Mukaddes Kitaptaki bu kayıtlar ilerde olacaklar hakkında şimdiden bir fikir edinmemizi sağlıyor.
22 İsa Cennette “diriliş ve yaşam” olma rolünü gerçekleştirecek. (Yuhanna 11:25, YÇ) Sayısız insanı diriltip onlara yeryüzündeki Cennette sonsuza dek yaşama olanağı verecek. (Yuhanna 5:28, 29) Ölümün uzun zamandır birbirinden kopardığı sevgili dost ve akrabaların yeniden bir araya gelip coşkuyla kucaklaşmalarını gözünüzün önüne getirin! Tüm insanlık Yehova’ya geri verme gücünden ötürü şükredecek.
23. Yehova’nın gücünün en büyük kanıtı neydi; bu gelecekle ilgili ümidimiz açısından nasıl bir garantidir?
23 Yehova bu konudaki ümitlerin mutlaka gerçekleşeceğine ilişkin bir garanti veriyor. Gücünün en büyük kanıtı, Oğlu İsa’yı kudretli bir ruhi varlık olarak diriltip gökte Kendisinden sonra gelen ikinci kişi yapmasıdır. İsa’nın diriltildiğine ilişkin yüzlerce görgü tanığı vardı. (I. Korintoslular 15:5, 6) Bu, şüpheciler için bile yeterli bir kanıt olmalıdır. Yehova yaşamı geri verme gücüne sahiptir.
24. Yehova’nın ölüleri dirilteceğine neden güvenebiliriz, her birimiz neyi ümit edebiliriz?
24 Yehova ölülere yaşamlarını geri vermek üzere sadece gereken güce değil, isteğe de sahiptir. Sadık adam Eyub Yehova’nın ölenleri yaşama geri getirmeyi gerçekten özlediğini ilhamla söylemişti. (Eyub 14:15) Geri verme gücünü böyle sevgi dolu şekilde kullanmaya istekli Tanrımıza daha da yaklaşma isteği duymuyor musunuz? Bununla birlikte, dirilmenin Yehova’nın önümüzdeki büyük “iade” işinin sadece bir yönü olduğunu unutmayın. O’na daha da yaklaşırsanız, yeni bir yerde ‘her şeyi yeni’ yaptığını görme ümidini daima besleyebilirsiniz.—Vahiy 21:5.
a “Bütün şeylerin iadesi”, sadık Kral Davud’un bir varisinin tahta geçmesiyle Mesihi Krallık kurulduğunda başladı. Yehova, Davud’a bir varisinin ebediyen saltanat süreceğini vaat etmişti. (Mezmur 89:35-37) Fakat MÖ 607’de Babilliler Yeruşalim’i yıktıktan sonra, Tanrı’nın tahtında artık Davud’un soyundan hiç kimse oturmadı. Yeryüzünde Davud’un varisi olarak doğan İsa, daha sonra uzun zamandır vaat edilen Kral olarak gökteki tahtına oturdu.
b Örneğin Musa, İşaya, Yeremya, Hezekiel, Hoşea, Yoel, Amos, Obadya, Mika ve Tsefanya bu temayı işlemiştir.
-
-
‘Tanrı’nın Kudreti Mesih’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
9. BÖLÜM
‘Tanrı’nın Kudreti Mesih’
1-3. (a) Öğrenciler Galile Denizi’nde hangi dehşetli olayı yaşadılar, İsa ne yaptı? (b) İsa neden yerinde olarak ‘Tanrı’nın kudreti Mesih’ diye adlandırıldı?
İSA’NIN öğrencileri dehşet içindeydi. Kayıkla Galile Denizi’nin (Taberiye Gölü’nün) karşı yakasına geçerlerken aniden bir fırtına kopmuştu. Kuşkusuz bu denizde daha önce de fırtınalara tanık olmuşlardı; üstelik içlerinden bazıları deneyimli balıkçılardı.a (Matta 4:18, 19) Fakat bu defaki “büyük bir fırtına” idi ve deniz birden azgın dalgalarla çalkalanmaya başladı. Adamlar telaşla dümen kırmaya çalıştılarsa da, fırtınaya karşı koyamadılar. “Dalgalar tekneye öyle bindirdi ki, tekne neredeyse suyla dolmuştu.” Gün boyunca insan kitlelerine öğretim vermekten yorgun düşmüş olan İsa, bütün bu gürültüye rağmen teknenin kıç tarafında uyuyordu. Öğrenciler can havliyle onu uyandırıp “Kurtar, ya Rab, helâk oluyoruz!” diye yalvardılar.—Markos 4:35-38, YÇ; Matta 8:23-25.
2 Ancak İsa hiç korkmadı. Büyük bir güvenle, “sus, sakin ol!” diyerek yeli ve denizi azarladı. Rüzgâr ve deniz derhal ona itaat etti; fırtına dindi, dalgalar yatıştı, “ortalık sütliman oldu.” Bunun üzerine öğrencilerini garip bir korku aldı. “Bu nasıl bir adam” diye aralarında fısıldaşmaya başladılar. Gerçekten de, haşarı bir çocuğu paylar gibi rüzgârı ve denizi azarlayabildiğine göre, acaba o nasıl biriydi?—Markos 4:39-41, YÇ; Matta 8:26, 27, YÇ.
3 İsa olağan bir insan değildi. Yehova gücünü hem onun için hem de onun aracılığıyla olağanüstü şekillerde sergiliyordu. Resul Pavlus ilham altında İsa’dan yerinde olarak ‘Tanrı’nın kudreti Mesih’ diye söz etti. (I. Korintoslular 1:24) Acaba İsa’da Tanrı’nın kudreti ne şekillerde görüldü? Ve İsa’nın bu gücü kullanmasının yaşamımız üzerinde nasıl bir etkisi olabilir?
Tanrı’nın Biricik Oğlunun Gücü
4, 5. (a) Yehova biricik Oğluna hangi güç ve yetkiyi vermişti? (b) Bu Oğul Babasının yaratma işini gerçekleştirmek üzere nasıl donatılmıştı?
4 İsa’nın yerde insan olarak yaşamadan önce sahip olduğu gücü düşünün. Yehova sonraları İsa Mesih olarak bilinen biricik Oğlunu yaratırken “ebedî kudreti”ni kullanmıştı. (Romalılar 1:20; Koloseliler 1:14) Sonra bu Oğluna da muazzam bir güç ve yetki vererek onu yaratma işinde görevlendirmişti. Mukaddes Kitap Oğul hakkında “her şey onun ile oldu, ve olmuş olanlardan hiç bir şey onsuz olmadı” der.—Yuhanna 1:3.
5 Bu görevin büyüklüğünü ancak çok kısıtlı bir ölçüde algılayabiliriz. Milyonlarca kudretli meleği, milyarlarca gökadasıyla fiziksel evreni ve çeşit çeşit canlılarıyla yeryüzünü yoktan var etmek için nasıl bir güç gerektiğini düşünün. Biricik Oğul bu işleri başarabilmek için evrendeki en büyük gücü, Tanrı’nın mukaddes ruhunu kullanabilirdi. Yehova’nın tüm diğer varlıkları yaratırken kendisini Usta olarak kullanması onun için büyük zevkti.—Süleymanın Meselleri 8:22-31.
6. İsa’ya yeryüzünde ölüp diriltilmesinin ardından hangi güç ve yetki bağışlandı?
6 Acaba bu biricik Oğula daha fazla güç ve yetki verilebilir miydi? İsa yerde ölüp diriltilmesinin ardından, “gökte ve yeryüzünde bütün hâkimiyet bana verildi” dedi. (Matta 28:18) Evet, İsa’ya evrensel çapta güç kullanma yeteneği ve hakkı bağışlanmıştı. O ‘KRALLARIN KRALI VE RABLERİN RABBİ’ sıfatıyla, Babasına muhalefet eden görünür veya görünmez ‘her yönetimi, her hükümranlığı, her gücü ortadan kaldırmakla’ yetkilendirilmişti. (Vahiy 19:16; I. Korintoslular 15:24-26, YÇ) Tanrı İsa’ya Kendisi dışında “tâbi kılınmamış bir şey bırakmadı.”—İbraniler 2:8; I. Korintoslular 15:27.
7. İsa’nın, Yehova tarafından kendisine verilen gücü asla kötüye kullanmayacağından neden emin olabiliriz?
7 İsa’nın gücünü kötüye kullanabileceğinden endişelenmemize gerek var mı? Kesinlikle yok! O Babasını gerçekten seviyor ve O’nun hoşlanmayacağı bir davranışta asla bulunmaz. (Yuhanna 8:29; 14:31) İsa, Yehova’nın mutlak gücünü hiçbir zaman kötüye kullanmadığını çok iyi bilir. O’nun, “yürekleri kendisi ile bütün olanlar uğrunda kuvvetli olduğunu göstermek” üzere fırsat kolladığına şahsen tanık olmuştu. (II. Tarihler 16:9) Gerçekten de, İsa Babasının insanlığa duyduğu sevgiyi paylaşmaktadır. Bu nedenlerle, onun, gücünü her zaman iyi yönde kullanacağına güvenebiliriz. (Yuhanna 13:1) Bu bakımdan tertemiz bir geçmişe sahiptir. Şimdi onun yeryüzündeyken sahip olduğu gücü ve bunu nasıl kullandığını inceleyelim.
“Sözde Kudretli”
8. İsa’ya meshedildikten sonra ne yapması için güç verildi; o gücünü nasıl kullandı?
8 Nasıra’da büyüyen İsa’nın çocukluk döneminde hiç mucize yapmadığı anlaşılıyor. Fakat MS 29 yılında yaklaşık 30 yaşındayken vaftiz edilmesinden sonra durum değişti. (Luka 3:21-23) Mukaddes Kitap ‘Tanrı’nın, İsa’yı nasıl Kutsal Ruh’la ve kudretle meshettiğini ve İsa’nın her yeri dolaşarak iyilik yaptığını, İblis’in baskısı altında olanların hepsini iyileştirdiğini’ anlatır. (Resullerin [Elçilerin] İşleri 10:38, YÇ) İsa’nın ‘iyilik yapması’ gücünü doğru yönde kullandığını göstermiyor mu? Meshedildikten sonra “işte ve sözde kudretli bir peygamber” olmuştu.—Luka 24:19.
9-11. (a) İsa çoğunlukla nerelerde öğretim verdi, hangi durum onun için sorun değildi? (b) Halk İsa’nın öğretme tarzına neden şaştı?
9 İsa’nın sözleri ne bakımdan güçlüydü? Çok defa göl kıyılarında, yamaçlarda, yollarda, pazar yerlerinde, yani açık havada öğretim veriyordu. (Markos 6:53-56; Luka 5:1-3; 13:26) Sözleri dinleyenlerin ilgisini çekmeseydi, onlar çekip gidebilirlerdi. Henüz basılı kitaplar olmadığından, takdirkâr dinleyiciler onun sözlerini akıllarında ve yüreklerinde tutmak zorundaydılar. Bu nedenle, İsa’nın öğretilerinin çok ilginç, anlaşılır ve kolay anımsanır olması gerekiyordu. Ama bu, İsa için bir sorun değildi. Örneğin, Dağdaki Vaaz’ını ele alalım.
10 MS 31 yılının başlarında bir sabah, Galile Denizi yakınındaki bir yamaçta kalabalık toplanmıştı. Kimileri 100 ya da 110 kilometre uzaktaki Yahuda ve Yeruşalim’den gelmişti. Kimileriyse kuzeyden, deniz kıyısındaki Sur ve Sayda’dan [Sidon] gelmişti. Birçok hasta İsa’nın yanına gelip ona dokunmaya çabalıyordu ve o hepsini iyi etti. Ortada ciddi bir hastalığı olan hiç kimse kalmadığında öğretim vermeye başladı. (Luka 6:17-19) Konuşmasını bitirdiğinde, halk işittiklerine şaşırıp kalmıştı. Neden?
11 Bu vaazı dinleyenlerden biri yıllar sonra şöyle yazdı: “Halk onun öğretişine şaşıp kaldı. Çünkü İsa onlara . . . . yetkili biri gibi öğretiyordu.” (Matta 7:28, 29, YÇ) Dinleyenler onun sözlerindeki gücü hissedebiliyorlardı. Tanrı adına konuşmuş ve öğretimini Tanrı’nın Sözünün yetkisiyle desteklemişti. (Yuhanna 7:16) Kullandığı ifadeler netti, öğütleri ikna ediciydi, ortaya koyduğu kanıtlamalar ise çürütülemeyecek kadar sağlamdı. Sözleri dinleyicilerinin yüreğine olduğu kadar, sorunların kökenine de iniyordu. Onlara mutluluğu nasıl bulacaklarını, nasıl dua edeceklerini, Tanrı’nın Gökteki Krallığını nasıl arayacaklarını, kendilerine nasıl güvenli bir gelecek kuracaklarını öğretiyordu. (Matta 5:3–7:27) Sözleriyle hakikate ve doğruluğa susayanları canlandırıyordu. Böyle kimseler onun ardınca gidebilmek için kendilerini “inkâr” edip neleri varsa terk etmeye hazırdılar. (Matta 16:24; Luka 5:10, 11) Bu, İsa’nın sözlerinin ne kadar güçlü olduğunun kanıtıydı!
‘İşte Kudretli’
12, 13. İsa ne bakımdan ‘işte kudretliydi’; ne gibi mucizeler yaptı?
12 İsa aynı zamanda ‘işte kudretliydi.’ (Luka 24:19) İncillerde 30’u aşkın belirgin mucizesi kayıtlıdır; bunların hepsini “Rabbin kudreti”yle yaptı.b (Luka 5:17) İsa’nın mucizeleri binlerce kişinin yaşamını etkiledi. Sadece iki mucizesinden muhtemelen 20.000 kadar insan yararlanmıştı; bu olaylarda, önce 5.000 sonra da 4.000 erkeğin yanı sıra ‘kadın ve çocuklar’ da doyurulmuştu.—Matta 14:13-21; 15:32-38.
‘İsa’nın deniz üzerinde yürüdüğünü gördüler’
13 İsa birbirinden çok farklı mucizeler yaptı. Cinler üzerinde yetkiye sahip olduğundan, onları kolayca çıkarabiliyordu. (Luka 9:37-43) Doğa güçleri üzerinde kudreti olduğundan, suyu şaraba çevirebildi. (Yuhanna 2:1-11) Öğrencilerinin şaşkın bakışları altında, rüzgârlı Galile Denizi üzerinde yürüdü. (Yuhanna 6:18, 19) Bedensel özürleri, kronik rahatsızlıkları, ölümcül hastalıkları gidererek sağlık sorunlarının üstesinden geldi. (Markos 3:1-5; Yuhanna 4:46-54) Mucizevi tedavilerini çeşitli şekillerde yaptı. Bazı insanları uzak bir mesafeden, bazısını dokunarak iyileştirdi. (Matta 8:2, 3, 5-13) Bazıları anında, bazılarıysa yavaş yavaş iyileşti.—Markos 8:22-25; Luka 8:43, 44.
14. İsa ölümü iptal etme kudretine sahip olduğunu hangi olaylarda gösterdi?
14 Daha da önemlisi, İsa ölümü iptal etme kudretine sahipti. Onun üç diriltme mucizesi kayda geçmiştir: birinde bir ana babaya 12 yaşındaki kızlarını, bir diğerinde dul bir kadına biricik oğlunu ve diğer birinde ise iki kız kardeşe sevgili ağabeylerini geri verdi. (Luka 7:11-15; 8:49-56; Yuhanna 11:38-44) İsa’nın üstesinden gelemeyeceği hiçbir durum yoktu. On iki yaşındaki kızı son nefesini verdikten az sonra dirilterek ölüm döşeğinden kaldırdı. Dul kadının oğlunu öldüğü gün dirilterek tabutundan çıkardı. Lazar’ı ölümünün dördüncü günü dirilterek mezarından çıkardı.
Gücünü Çıkarsız, Sorumluluğunun Bilincinde ve Düşünceli Kullandı
15, 16. İsa’nın gücünü kullanırken hiçbir çıkar gözetmediğini neler gösterir?
15 Bir düşünün, İsa’nın elindeki güç kusurlu bir yöneticinin elinde olsaydı, kim bilir nasıl kötüye kullanılırdı. Oysa İsa günahsızdı. (I. Petrus 2:22) Kusurlu insanları güçlerini başkalarına zarar vermek üzere kullanmaya iten bencillik, hırs ve açgözlülüğün kendisine de bulaşmasına asla izin vermedi.
16 İsa gücünü kullanırken kendi çıkarını düşünmeden davrandı; gücünden hiçbir zaman kendi çıkarı için yararlanmadı. Acıktığında karnını doyurmak amacıyla taşları ekmeğe dönüştürmeyi reddetti. (Matta 4:1-4) Pek bir şeye sahip olmaması, gücünden maddi yarar sağlamadığının kanıtıydı. (Matta 8:20) Kudretli işlerini çıkar gözetmeden yaptığını gösteren başka kanıtlar da vardı. Mucizelerini kendinden verme pahasına yapıyordu. Hastaları iyileştirdiğinde bedeninden güç kaybediyordu. İyileştirme mucizesi yaptığı bir keresinde “kendisinden bir gücün akıp gittiğini hemen anladı.” (Markos 5:25-34, YÇ) Buna rağmen, kalabalıkta herkesin kendisine dokunmasına izin verdi ve dokunanların hepsi iyileşti. (Luka 6:19) Çıkarcılıktan ne kadar uzak bir tutum!
17. İsa gücünü kullanırken sorumluluğunun bilincinde olduğunu nasıl gösterdi?
17 İsa gücünü sorumluluğunun bilincinde olarak kullandı. Kudretli işlerini asla gösteriş olsun diye veya dramatik sahneler yaratmak için yapmadı. (Matta 4:5-7) Sırf Herodes’in yanlış güdüden kaynaklanan merakını tatmin etmek için mucize yapmak istemedi. (Luka 23:8, 9) Gücüyle gösteriş yapmak şöyle dursun, iyileştirdiği kişilere çoğu kere bunu kimseye söylememelerini tembih ediyordu. (Markos 5:43; 7:36) İnsanların sansasyonel haberlere dayanarak kendisi hakkında bir kanıya varmasını istemiyordu.—Matta 12:15-19.
18-20. (a) İsa’nın gücünü kullanma tarzını etkileyen neydi? (b) İsa’nın sağır bir adamı iyileştirirken izlediği yol hakkında ne düşünüyorsunuz?
18 Bu kudretli adam, gücünü başkalarının ihtiyaç ve sıkıntılarını hiçe sayarak kullanan duyarsız yöneticilere hiç mi hiç benzemiyordu. İnsanlara değer veriyordu. Özürlü kimseleri görmek yüreğini öylesine sızlatıyordu ki, onların sıkıntılarını hemen gidermek istiyordu. (Matta 14:14) Böyle kimselerin duygu ve ihtiyaçlarına karşı düşünceliydi ve şefkatle gösterdiği bu ilgi, gücünü kullanma tarzını etkiledi. Bu konuda insanı duygulandıran bir örnek Markos 7:31-37’de bulunur.
19 Bu olayda, büyük bir kalabalık İsa’yı bulup ona birçok hasta getirmiş ve İsa da onların hepsini iyileştirmişti. (Matta 15:29, 30) Ama İsa aralarından bir adamla özel olarak ilgilendi. Bu sağır ve dili tutuk bir adamdı. İsa onun özellikle tedirgin ya da utangaç olduğunu sezinlemiş olmalıydı. Düşünceli davranarak onu kalabalığın arasından bir kenara çekti. Sonra ne yapacağını adama işaretlerle anlattı. “Kulaklarına parmaklarını koydu, ve tükürüp diline dokundu.”c (Markos 7:33) Ardından göğe bakıp içini çekerek dua etti. Bu hareketlerle adama, “Seni Tanrı’nın gücüyle iyileştireceğim” demek istiyordu. En sonunda, İsa “açıl” dedi. (Markos 7:34) Bunun üzerine, adamın kulakları açıldı, dili çözülüp düzgün bir şekilde konuşmaya başladı.
20 İsa’nın, Tanrı vergisi gücünü özürlü kimseleri tedavi etmekte kullandığı zamanlar bile onların duygularına ortak olup saygı gösterdiğini düşünmek insanı ne kadar etkiler! Yehova’nın, gökteki Mesihi Krallığı böyle şefkatli, düşünceli bir Yöneticinin eline verdiğini bilmek güven pekiştirmez mi?
Gelecekte Olacakların Habercisi
21, 22. (a) İsa’nın mucizeleri neyin habercisiydi? (b) İsa doğa güçlerini denetimi altına alabildiğinden, onun gökteki Krallık yönetiminde nelerin olacağını bekleyebiliriz?
21 İsa’nın yeryüzündeyken yaptığı kudretli işler, onun Krallık yönetiminde gelecek daha da büyük nimetlerin sadece habercisiydi. İsa Tanrı’nın yeni dünyasında yine mucizeler yapacak, ama bu kez küresel çapta! Heyecan veren bazı beklentileri ele alalım.
22 İsa yeryüzünün ekolojisini yeniden kusursuz bir dengeye kavuşturacak. Fırtınayı yatıştırarak doğa güçlerini denetimi altına alabildiğini gösterdiğini anımsayın. Öyleyse, Mesih’in gökteki Krallık yönetiminde insanlığın tayfun, deprem, yanardağ patlaması gibi doğal afetlerin vereceği zarardan korkmasına gerek kalmayacak. Yehova yeri ve üzerindeki tüm yaşamı yaratırken İsa’yı Usta olarak kullandığından, o yeryüzünün yapısını çok iyi bilmektedir. Yerin kaynaklarının uygun şekilde nasıl kullanılacağını da bilir. Tüm yeryüzü onun yönetiminde Cennete dönüşecektir.—Luka 23:43.
23. İsa kral olarak insanlığın ihtiyaçlarını nasıl karşılayacak?
23 Ya insanlığın ihtiyaçları konusunda ne denebilir? İsa’nın sadece birkaç parça yiyecekle binlerce kişiyi bol bol doyurabilme yeteneğine sahip olması, yeryüzünü yönettiğinde açlığın olmayacağının garantisidir. Gerçekten de, bol miktarda yiyeceğin her yere adaletle dağıtılmasıyla açlık sonsuza dek ortadan kalkacak. (Mezmur 72:16) İsa’nın rahatsızlıklar ve hastalıkların üstesinden gelmesi, hasta, kör, sakat, topal herkesin tümüyle kesin olarak iyileştirileceğinin güvencesidir. (İşaya 33:24; 35:5, 6) Ölüleri diriltme yeteneği, gökteki Kral sıfatıyla sahip olduğu kudretin, Babasının sevinçle hatırladığı milyonlarca insanı diriltme gücünü de içerdiğinin garantisidir.—Yuhanna 5:28, 29.
24. İsa’nın gücü üzerinde düşünürken neyi aklımızda tutmalıyız, neden?
24 İsa’nın gücü üzerinde düşünürken, onun Babasını kusursuz biçimde örnek aldığını aklımızda tutalım. (Yuhanna 14:9) İsa’nın gücünü kullanma tarzı, Yehova’nın gücünü nasıl kullandığına ilişkin zihnimizde net bir görüntü oluşturur. Örneğin, İsa’nın bir cüzamlıyı nasıl şefkatle iyileştirdiğini düşünün. Adama acıyarak dokunup “isterim” demişti. (Markos 1:40-42) Yehova bu gibi kayıtlar aracılığıyla aslında “İşte ben gücümü böyle kullanıyorum” diyor. Gücünü böyle sevgi dolu şekilde kullanan Mutlak Güce Sahip Tanrımızı şükranla yüceltme ihtiyacı hissetmiyor muyuz?
a Galile Denizi’nde aniden fırtınalar patlak vermesi olağandır. Su yüzeyi deniz seviyesinden yaklaşık 200 metre aşağıda olduğundan, hava çevreye oranla daha sıcaktır. Bu da, atmosferde değişikliklere yol açar. Kuzeydeki Hermon Dağı’ndan aşağı, Şeria Vadisi’ne doğru kuvvetli rüzgârlar eser. Bu yüzden, sakin hava bir anda yerini şiddetli fırtınalara bırakabilir.
b Bunlara ek olarak, İnciller bazen birçok mucizeyi tek bir genel tanım altında toplar. Örneğin, bir keresinde “bütün şehir” onu görmeye geldi ve o da çeşitli hastalıklara yakalanmış ‘çok kimseyi’ iyileştirdi.—Markos 1:32-34.
c Tükürmek hem Yahudiler hem de diğer milletlerce kabul edilen bir tedavi yöntemi ya da işaretiydi; haham yazılarında tükürüğün insanları tedavi etmekte kullanıldığı kayıtlıdır. İsa adama kendisini iyileştireceğini tek bir işaretle anlatabilmek için tükürmüş olabilir. Bunu her ne niyetle yapmış olursa olsun, tükürüğünü doğal bir tedavi maddesi olarak kullanmıyordu.
-
-
Gücünüzü Kullanırken “Tanrı’yı Örnek Alın”Yehova’ya Yaklaşın
-
-
10. BÖLÜM
Gücünüzü Kullanırken “Tanrı’yı Örnek Alın”
1. Kusurlu insanların kolayca düştüğü gizli tuzak nedir?
“GÜÇ sahibi her kişiyi bekleyen bir gizli tuzak vardır.” On dokuzuncu yüzyıl şairlerinden birinin bu sözleri gizli bir tehlikeye, gücün kötüye kullanımına dikkati çekmektedir. Ne yazık ki, kusurlu insanların hepsi bu tuzağa çok kolayca düşmektedir. Gerçekten de, tarih boyunca ‘insanın insana egemenliği kendine zarar vermiştir.’ (Vaiz 8:9, YÇ) Gücün sevgisizce kullanımı anlatılamayacak kadar çok acıya yol açmıştır.
2, 3. (a) Yehova’nın gücünü kullanmasında dikkate değer taraf nedir? (b) Gücümüz neleri de içerebilir; bütün bu alanlarda gücümüzü nasıl kullanmalıyız?
2 Sınırsız güce sahip Yehova Tanrı’nın bu gücü asla kötüye kullanmaması dikkate değer. Önceki bölümlerde gördüğümüz gibi, O her zaman yaratma, yok etme, koruma, geri verme gücünü sevgi dolu amacı doğrultusunda kullanır. Gücünü kullanma tarzı üzerinde derin düşündüğümüzde, O’na yaklaşma ihtiyacını hissederiz. Bu da bizi gücümüzü kullanırken ‘Tanrı’yı örnek almaya’ yöneltebilir. (Efesoslular 5:1) Acaba zayıf ve küçücük varlıklar olan biz insanlar nasıl bir güce sahibiz?
3 İnsanın ‘Tanrı’nın suretinde ve benzeyişinde’ yaratıldığını unutmayın. (Tekvin 1:26, 27) Bu nedenle, biz de bir ölçüde güce sahibiz. Gücümüz bir işi başarma ve çalışma kapasitemizi, diğer insanlar üzerinde sahip olduğumuz denetim ya da yetkiyi, başkalarını, özellikle de bizi sevenleri etkileme yeteneğimizi, fiziksel kuvvetimizi ve maddi kaynaklarımızı da içerebilir. Mezmur yazarı, Yehova’ya “hayatın kaynağı sendedir” demişti. (Mezmur 36:9) Şu halde, sahip olabileceğimiz her meşru gücün kaynağı dolaylı ya da dolaysız olarak Tanrı’dır. Biz bu nedenle, gücümüzü O’nu memnun edecek tarzda kullanmak istiyoruz. Acaba bunu nasıl yapabiliriz?
En Önemli Etken Sevgidir
4, 5. (a) Gücü doğru kullanmakta en önemli etken nedir; Tanrı’nın örneği bunu nasıl ortaya koyar? (b) Sevgi, gücümüzü doğru kullanmamıza nasıl yardım eder?
4 Gücü doğru biçimde kullanmakta en önemli etken sevgidir. Tanrı’nın örneği bunu göstermiyor mu? Birinci bölümde Tanrı’nın dört temel niteliği –kudret, adalet, hikmet ve sevgi– üzerinde yaptığımız irdelemeyi anımsayın. Bu dört nitelikten hangisi başta gelir? Sevgi. I. Yuhanna 4:8 “Allah sevgidir” der. Evet, Yehova’nın özü sevgidir, bu O’nun yaptığı her işi etkiler. Bu nedenle, gücünü ne zaman ortaya koysa, bunu sevgisinden ötürü yapar ve yaptıkları Kendisini sevenlerin eninde sonunda yararına olur.
5 Sevgi, gücümüzü doğru kullanmamıza da yardım eder. Her şeyden önce, Mukaddes Kitap bize sevgi ‘lütufla muamele eder’ ve ‘kendi faydasını aramaz’ diyor. (I. Korintoslular 13:4, 5) Bu nedenle sevgi, üzerlerinde bir derece yetki sahibi olduğumuz kimselere sert ve acımasız davranmamıza izin vermez. Bunun yerine, diğer insanlara onurlarını gözeterek, ihtiyaç ve duygularına bizimkilerden daha fazla önem vererek davranmamıza yardım eder.—Filipililer 2:3, 4.
6, 7. (a) Tanrı korkusu nedir; bu nitelik gücü kötüye kullanmaktan sakınmamıza nasıl yardımcı olur? (b) Tanrı’yı memnun etmeme korkusu ile Tanrı sevgisi arasındaki bağlantıyı anlatın.
6 Sevgi, gücümüzü kötüye kullanmaktan sakınmamıza yardım edebilen başka bir nitelikle bağlantılıdır: Tanrı korkusu. Bu nitelik ne derece değerlidir? Kutsal Yazılar “RAB korkusu insanı kötülükten uzaklaştırır” diyor. (Süleymanın Meselleri 16:6, YÇ) Gücü kötüye kullanmak kuşkusuz bırakmamız gereken kötü davranışlar arasındadır. Tanrı korkusu bizi yetkimiz altındaki kişilere kötü davranmaktan alıkoyar. Neden? Çünkü, başkalarına davranış tarzımız hakkında Tanrı’ya hesap vereceğimizi biliriz. (Nehemya 5:1-7, 15) Fakat Tanrı korkusu bundan daha da fazlasını yaptırır. Özgün dilde “korku” için kullanılan terimler çoğu kez Tanrı’ya karşı derin bir saygı ve hayranlık ifade eder. Bu nedenle, Mukaddes Kitap korkuyla Tanrı sevgisi arasında bağlantı kurar. (Tesniye 10:12, 13) Saygıyla karışık bu hayranlık, Tanrı’yı memnun etmeme korkusunu da içerir. Bu yerinde duygu sayesinde, sadece sonuçlarından çekindiğimizden değil, Tanrı’yı gerçekten sevdiğimizden ötürü O’nu memnun etmemekten korkarız.
7 Şöyle örnekleyelim: Küçük bir çocukla babası arasındaki güzel ilişkiyi düşünün. Çocuk babasının ona duyduğu sıcak sevgi ve ilgiyi hisseder. Fakat babasının kendisinden ne istediğinin de farkındadır ve yaramazlık ederse onun tarafından cezalandırılacağını bilir. Ama babasına karşı marazi bir korku duymaz. Tersine, onu candan sever. Onun yüzünü güldürecek işler yapmaktan zevk duyar. Aynı durum Tanrı korkusu için de geçerlidir. Gökteki Babamız Yehova’yı sevdiğimizden, O’nun ‘yüreğinde acı duymasına’ neden olacak bir davranışta bulunmaktan korkarız. (Tekvin 6:6) Tersine, yüreğini sevindirmeye can atarız. (Süleymanın Meselleri 27:11) Bu nedenle, gücümüzü doğru biçimde kullanmak isteriz. Şimdi bunu nasıl yapabileceğimizi inceleyelim.
Aile İçinde
8. (a) Kocalar ailede hangi yetkiye sahiptir; bunu nasıl kullanmalıdırlar? (b) Bir koca karısına hürmet ettiğini nasıl gösterebilir?
8 Önce aile çevresini ele alalım. Efesoslular 5:23 ‘erkek kadının başıdır’ diyor. Erkeğin Tanrı vergisi bu yetkiyi nasıl kullanması gerekir? Mukaddes Kitap kocalara ‘daha zayıf kaba hürmet eder gibi, kadına hürmet ederek karılarıyla beraber akıl dairesinde oturmalarını’ söyler. (I. Petrus 3:7) “Hürmet” olarak tercüme edilen Yunanca isim “kıymet, değer . . . . saygı” anlamına gelir. Bu ismin türevleri “armağan” ve “kıymet” olarak tercüme edilir. (Resullerin [Elçilerin] İşleri 28:10, YÇ; I. Petrus 2:7) Karısına “hürmet” eden bir koca ona hiçbir zaman fiziksel saldırıda bulunmaz; onu aşağılayıp küçük düşürerek kendini değersiz hissetmesine neden olmaz. Tam tersine, karısının değerinin farkında olarak ona saygıyla davranır. Kendisi için taşıdığı değeri sözleri ve işleriyle hem yalnızlarken hem de başkalarının yanında gösterir. (Süleymanın Meselleri 31:28) Böyle bir koca karısının sevgi ve saygısının yanı sıra, daha önemlisi Tanrı’nın onayını kazanır.
Eşler birbirlerine sevgi ve saygıyla davranarak güçlerini doğru biçimde kullanmış olurlar
9. (a) Kadınlar ailede nasıl bir güce sahiptir? (b) Bir kadının yeteneklerini kocasını desteklemek üzere kullanmasına ne yardımcı olabilir; sonuç nedir?
9 Kadınlar da ailede bir ölçüde güce sahiptir. Çünkü onların aile üzerinde önemli bir etkisi vardır. Mukaddes Kitap Tanrı’dan korkan kadınların, reislik ilkesini çiğnememek kaydıyla kocalarını olumlu yönde etkilemek ya da onların yanlış yargıya varmaktan kaçınmalarına yardım etmek üzere inisiyatif kullandıklarını söyler. (Tekvin 21:9-12; 27:46–28:2) Bir kadın kocasından daha akıllı ya da farklı yeteneklere sahip olabilir. Yine de, kocasına ‘hürmet etmeli’ ve ‘Rabbe tabi olur gibi tabi olmalıdır.’ (Efesoslular 5:22, 33) Tanrı’yı memnun etme düşüncesi, yeteneklerini kocasına hükmetmek ya da onu küçük düşürmek yerine, desteklemek üzere kullanmasına yardımcı olabilir. Böyle ‘hikmetli bir kadın’ ailesini güçlendirmek amacıyla kocasıyla yakın işbirliği yapar. Bu sayede Tanrı’yla barışını korur.—Süleymanın Meselleri 14:1.
10. (a) Tanrı ana babalara hangi yetkiyi vermiştir? (b) “Terbiye” sözcüğünün anlamı nedir; terbiye nasıl verilmelidir? (Dipnota bakın.)
10 Ana babalar Tanrı’nın verdiği yetkiye de sahiptirler. Mukaddes Kitap şu tembihte bulunur: “Ey babalar, siz de çocuklarınızın öfkesini uyandırmayın. Onları Rabbin terbiye ve öğüdüyle büyütün.” (Efesoslular 6:4, YÇ) Mukaddes Kitapta “terbiye” sözcüğü ‘yetiştirme, eğitme, öğretme’ anlamına gelir. Çocukların terbiyeye ihtiyacı vardır; onlar, sınırları kesin talimatlarla belirtilmişse mutlu ve başarılı olurlar. Mukaddes Kitap bu tür bir terbiye ya da eğitimle sevgi arasında bağlantı kurar. (Süleymanın Meselleri 13:24) Bu nedenle, “tedip değneği” gerek duygusal gerekse de fiziksel bakımdan asla kötüye kullanılmamalıdır.a (Süleymanın Meselleri 22:15; 29:15) Sevgisizce verilen katı ve sert terbiye ana baba yetkisini kötüye kullanmaktır ve çocuğun cesaretini kırabilir. (Koloseliler 3:21) Öte yandan, yerinde verilen dengeli bir terbiye, çocukların ana babalarınca sevildiklerini ve onların kendilerinin ilerde ne tür kişiler olacaklarıyla ilgilendiklerini anlamalarını sağlar.
11. Çocuklar güçlerini nasıl doğru biçimde kullanabilirler?
11 Çocuklar hakkında ne denebilir? Onlar güçlerini nasıl doğru biçimde kullanabilirler? Süleymanın Meselleri 20:29 “gençlerin süsü kendi kuvvetleridir” diyor. Gençler için güçlerini ve enerjilerini ‘Yüce Yaratıcımıza’ hizmette kullanmaktan daha iyi bir seçeneğin olmadığı kuşkusuzdur. (Vaiz 12:2) Gençler davranışlarının ana babalarının duygularını etkileyebileceğini unutmamalıdırlar. (Süleymanın Meselleri 23:24, 25) Çocuklar Tanrı’dan korkar ana babalarına itaat edip doğru yolda giderlerse, onlara sevinç verirler. (Efesoslular 6:1) Böyle bir davranış “Rab’bi hoşnut eder.”—Koloseliler 3:20, YÇ.
Cemaat İçinde
12, 13. (a) İhtiyarlar cemaatteki yetkileri konusunda nasıl bir görüşe sahip olmalıdırlar? (b) İhtiyarların sürüye neden şefkatle davranmaları gerektiğini örnekleyin.
12 Yehova cemaatinde önderlik etmeleri için nazırlar sağlamıştır. (İbraniler 13:17) Yeterlik sahibi bu kişiler Tanrı vergisi yetkilerini sürüye gerekli yardımı sağlayıp onların ruhi iyiliğine katkıda bulunmak üzere kullanmalıdırlar. Acaba ihtiyarların konumları onlara iman kardeşleri üzerinde hâkimiyet kurma hakkı verir mi? Kesinlikle hayır! İhtiyarların cemaatteki rolleri konusunda dengeli, alçakgönüllü bir görüşe sahip olmaları gerekir. (I. Petrus 5:2, 3) Mukaddes Kitap nazırlara ‘Tanrı’nın, Kendi Oğlunun kanı ile edindiği cemaati güdün’ diyor. (Resullerin İşleri 20:28) Bu, sürünün her ferdine şefkatle davranmaları için güçlü bir nedendir.
13 Bunu bir örnekle açıklayabiliriz: Yakın bir dostunuz çok değer verdiği servetini size emanet ediyor. Dostunuzun o servete sahip olabilmek için çok yüksek bir bedel ödediğini biliyorsunuz. Bu konuda büyük bir dikkat ve özen göstermez miydiniz? Benzer şekilde, Tanrı da ihtiyarlara gerçekten değer verdiği bir servete, yani koyunlara benzetilen fertlerden oluşan cemaate özenle bakma sorumluluğu emanet etti. (Yuhanna 21:16, 17) Koyunlar Yehova için çok değerlidir; o kadar ki, onları satın alabilmek için bedel olarak biricik Oğlu İsa Mesih’in kıymetli kanını ödemiştir. Koyunları uğrunda bundan daha yüksek bir bedel ödeyemezdi. Alçakgönüllü ihtiyarlar Yehova’nın koyunlarına bunu akıllarında tutarak davranırlar.
Dilin Gücü
14. Dilin nasıl bir gücü vardır?
14 Mukaddes Kitap “ölüm ve hayat dilin elindedir” diyor. (Süleymanın Meselleri 18:21) Gerçekten de, dil büyük zararlar verebilir. Düşüncesizce söylenen, hatta bizi küçük düşüren bir sözün verdiği acıyı hangimiz hissetmedik? Ama dilin iyileştirme gücü de vardır. Süleymanın Meselleri 12:18 “hikmetli adamların dili şifadır” diyor. Evet, olumlu, yapıcı sözlerin etkisi yüreğe sızıyı dindiren iyileştirici bir merhem sürmeye benzer. Bazı örnekler ele alalım.
15, 16. Dilimizi başkalarına cesaret vermek üzere ne şekillerde kullanabiliriz?
15 Birinci Selânikliler 5:14 “yüreksizleri teselli edin” teşvikinde bulunur. Evet, Yehova’nın sadık hizmetçileri de zaman zaman depresyonla mücadele edebilirler. Böyle kimselere nasıl yardım edebiliriz? Onlara Yehova’nın gözündeki değerlerini anlamalarını sağlayacak belirgin ve içten övgülerde bulunun. Mukaddes Kitaptan Yehova’nın “yüreği kırık” ve “ruhu ezilmiş olanları” gerçekten sevdiğini ve onlara önem verdiğini gösteren etkili sözler okuyun. (Mezmur 34:18) Dilimizin gücünü başkalarını avutmak üzere kullandığımızda, “yüreği ezik olanları teselli eden” şefkatli Tanrımızı örnek aldığımızı gösteririz.—II. Korintoslular 7:6, YÇ.
16 Dilimizin gücünü başkalarını cesaretlendirmek üzere kullanıp büyük bir ihtiyacı karşılayabiliriz. Acaba bir iman kardeşimiz sevdiği birini mi kaybetti? Duyduğumuz üzüntüyü duygudaşça dile getiren sözler kederli kişiyi yüreklendirebilir. Acaba yaşlı bir kardeş kendini fazlalık gibi mi hissediyor? Düşünceli bir dille yaşlı kimseleri ne kadar değerli ve takdire layık olduklarına ikna edebiliriz. Acaba biri kronik bir hastalıkla mı savaşıyor? Telefonda veya yüz yüze söylenen tatlı sözler hastanın moralini yükseltebilir. Konuşma gücümüzü “başkalarının gelişmesine yarayacak” sözler söylemek üzere kullandığımızda, Yaratıcımız bundan çok memnun olur!—Efesoslular 4:29, YÇ.
İyi haberi iletmek gücümüzü kullanmanın en iyi yoludur
17. Dilimizi başkalarına hangi önemli yönden yararlı olmak üzere kullanabiliriz; bunu neden yapmalıyız?
17 Dilin gücünün Tanrı’nın Gökteki Krallığının iyi haberini başkalarına iletmekten daha önemli bir kullanımı olamaz. Süleymanın Meselleri 3:27 “iyiliğe hakkı olan adamlara, elinden gelince iyiliği esirgeme” diyor. Hayat kurtaran iyi haberi insanlara iletme yükümlülüğü altındayız. Yehova’nın bize böylesine cömertçe verdiği bu acil mesajı kendimize saklamamız doğru olmaz. (I. Korintoslular 9:16, 22) Acaba Yehova bizden bu işe ne ölçüde katılmamızı bekler?
Yehova’ya ‘Bütün Kuvvetimizle’ Hizmet Edelim
18. Yehova bizden ne bekler?
18 Yehova’ya duyduğumuz sevgi bizi İsa’nın takipçilerine verdiği vaaz etme görevine tam anlamıyla katılmaya yöneltir. Acaba Yehova bu konuda bizden ne istiyor? Ne durumda olursak olalım hepimizin yapabileceği bir şeyi, ‘her ne yaparsak, insanlara değil, Rabbe yapar gibi candan işlememizi.’ (Koloseliler 3:24) İsa “Rab Allahını bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün fikrinle, ve bütün kuvvetinle seveceksin” diyerek en büyük emri belirtmişti. (Markos 12:30) Evet, Yehova her birimizden Kendisini sevmemizi ve O’na ‘bütün canımızla’ hizmet etmemizi bekler.
19, 20. (a) Can, yüreği, aklı ve kuvveti de kapsadığına göre, Markos 12:30’da acaba neden bu yetilerden ayrıca söz ediliyor? (b) Yehova’ya bütün canla hizmet etmek ne demektir?
19 İnsanın Tanrı’ya bütün canıyla hizmet etmesi ne demektir? Can bütün fiziksel ve zihinsel yetileriyle tüm insanı kasteder. Can yüreği, aklı ve kuvveti de kapsadığına göre, Markos 12:30’da bu yetilerden acaba neden ayrıca söz ediliyor? Bir örnek ele alalım. Mukaddes Kitap devirlerinde, insan kendini (canını) köle olarak satabilirdi. Ama bir köle efendisine bütün yüreğiyle hizmet etmeyebilir, bütün kuvvetini ya da akıl yetisinin tümünü efendisinin çıkarları uğrunda kullanmayabilirdi. (Koloseliler 3:22) İşte bu nedenle İsa’nın, Tanrı’ya hizmette hiçbir şeyi esirgemememiz gerektiğini vurgulamak amacıyla bu yetilerden ayrıca söz ettiği anlaşılıyor. Tanrı’ya bütün canımızla hizmet etmemiz, O’nun hizmetinde gücümüzü ve enerjimizi olabildiğince çok kullanarak kendimizden vermemiz demektir.
20 Acaba bütün canımızla hizmet etmemiz, hizmette hepimizin aynı miktarda zaman ve güç sarf etmesi gerektiği anlamına mı gelir? Bu mümkün olamaz; çünkü koşullar ve yetenekler insandan insana değişir. Örneğin, vaaz etme faaliyetinde, sağlıklı ve fiziksel açıdan dayanıklı bir genç, yaşlılık nedeniyle kuvveti azalan birine oranla daha fazla zaman sarf edebilir. Aile sorumlulukları olmayan bekâr biri, ailesine bakması gereken kişiden daha fazlasını yapabilir. Eğer gücümüz ve koşullarımız vaaz etme faaliyetinde daha fazla çalışmamıza elveriyorsa, buna ne kadar müteşekkir olmalıyız! Kendimizi bu konuda başkalarıyla karşılaştırarak eleştirici bir ruha sahip olmayı asla istemeyiz. (Romalılar 14:10-12) Bunun yerine, gücümüzü başkalarını yüreklendirmek üzere kullanmak isteriz.
21. Gücümüzü kullanabileceğimiz en iyi ve en önemli yol nedir?
21 Yehova gücü doğru biçimde kullanma konusunda kusursuz bir örnektir. Kusurlu insanlar olarak elimizden geldiğince O’nu izlemek istiyoruz. Üzerlerinde bir ölçüde yetki sahibi olduğumuz kişilere saygılı davranarak gücümüzü doğru biçimde kullanabiliriz. Ayrıca, Yehova’nın bize verdiği hayat kurtaran vaaz etme faaliyetine bütün canımızla katılmak istiyoruz. (Romalılar 10:13, 14) Unutmayın, verebileceğinizin en iyisini verdiğinizde Yehova bundan memnun olur. Yüreğiniz sizi böyle anlayışlı ve sevgi dolu bir Tanrı’ya hizmette elinizden geleni yapmaya yöneltiyor mu? Gücümüzü kullanabileceğimiz bundan daha iyi ve daha önemli bir yol yoktur.
a Mukaddes Kitap devirlerinde, İbranice “değnek” sözcüğü, çobanın koyunlarını güderken kullandığına benzer bir sopa ya da çomak anlamına geliyordu. (Mezmur 23:4) Benzer şekilde, ana babanın yetki “değneği”, sert ya da gaddar biçimde cezalandırma değil, sevgiyle yol gösterme fikrini vermektedir.
-
-
‘Bütün Yolları Adalettir’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
11. BÖLÜM
‘Bütün Yolları Adalettir’
1, 2. (a) Yusuf hangi büyük adaletsizliklerle karşılaştı? (b) Yehova bu adaletsizlikleri nasıl düzeltti?
BÜYÜK bir adaletsizlikti. Yakışıklı bir genç tecavüze yeltendiği iddiasıyla, suçsuz olduğu halde zindana atılmıştı. Ne var ki o, adaletsizlikle ilk kez karşılaşmıyordu. Yusuf adındaki bu genç adam yıllar önce, daha 17 yaşındayken kendisini öldürmeye kalkışan öz ağabeylerinin ihanetine uğramıştı. Sonra köle olarak satılıp yabancı bir ülkede kalmıştı. Orada, efendisinin karısının baştan çıkarıcı tekliflerini geri çevirmişti. Reddettiği kadının asılsız suçlaması sonucu hapsedilmişti. Ne yazık ki, Yusuf’un lehinde konuşacak kimse yok gibi görünüyordu.
Yusuf haksızlığa uğrayarak ‘zindana’ düştü
2 Oysa ‘doğruluğu, adaleti seven’ Tanrı olup bitenleri görüyordu. (Mezmur 33:5, YÇ) Yapılan adaletsizlikleri düzeltmek üzere harekete geçerek sonunda Yusuf’un serbest bırakılmasını sağlayacak şekilde olayları yönlendirdi. Dahası, bir zamanlar “zindana” atılmış olan bu adam büyük sorumluluk gerektiren yüksek bir konuma getirilerek onurlandırıldı. (Tekvin 40:15; 41:41-43; Mezmur 105:17, 18) Yusuf sonunda aklanmıştı; yükseltildiği konumu Tanrı’nın amacı doğrultusunda kullandı.—Tekvin 45:5-8.
3. Kendimize adaletle davranılmasını istememiz neden doğaldır?
3 Bu kayıt duygularımıza hitap etmiyor mu? Hangimiz adaletsizliğe tanık olmadı ya da adaletsizliğe uğramadı? Aslında hepimiz, kendimize adaletle davranılmasını isteriz. Bu doğaldır, çünkü Yehova bize Kendi kişiliğini yansıtan nitelikler verdi ve adalet O’nun başlıca niteliklerinden biridir. (Tekvin 1:27) Yehova’yı iyi tanımak için O’nun adalet duygusunu anlamamız gerekir. Bu sayede, çeşitli meseleleri nasıl olağanüstü biçimde ele aldığını daha iyi kavrayıp O’na yaklaşabiliriz.
Adalet Nedir?
4. İnsanın bakış açısından adalet genelde nedir?
4 İnsanın bakış açısından adalet, yalnızca hukuk kurallarının haklar gözetilerek uygulanmasıdır. Right and Reason—Ethics in Theory and Practice kitabının söylediği gibi “adalet yasayla, yükümlülükle, hak ve ödevlerle bağlantılıdır; hükümlerini eşitlik ve hak etme ölçüsüne göre verir.” Oysa Yehova’nın adaleti, hukuk kurallarının görev veya yükümlülük duygusuyla mekanik bir şekilde uygulanmasından çok daha fazlasını kapsar.
5, 6. (a) “Adalet” olarak çevrilen sözcüğün Mukaddes Kitabın yazıldığı dillerdeki anlamı nedir? (b) Tanrı’nın adaletli olması ne anlama gelir?
5 Mukaddes Kitabın yazıldığı dillerdeki sözcükler incelendiğinde, Yehova’nın adaleti her yönden çok daha iyi anlaşılabilir. İbranice Kutsal Yazılarda başlıca üç sözcük geçer. Çoğu kez “adalet” olarak çevrilen sözcük ‘doğru olan’ şeklinde de çevrilebilir. (Tekvin 18:25) Diğer iki sözcük ise genelde “salâh” ya da ‘doğruluk’ olarak tercüme edilir. Yunanca Kutsal Yazılarda ‘doğruluk’ olarak çevrilen sözcük “doğru olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük” olarak tanımlanır. Şu halde, doğruluk ve adalet arasında temelde fark yoktur.—Amos 5:24.
6 Bu nedenle, Mukaddes Kitap Tanrı’nın adaletli olduğunu söylerken, O’nun ayrım gözetmeden, tutarlı şekilde hak ve doğru olanı yaptığını anlatır. (Romalılar 2:11) Aslında, başka türlü davranması düşünülemez. Sadık Elihu “haşa ki, Allah kötülük ede, ve Kadîr haksızlık eyliye” demişti. (Eyub 34:10) Gerçekten de, Yehova’nın ‘haksızlık etmesi’ imkânsızdır. Neden mi? İki önemli sebepten ötürü.
7, 8. (a) Yehova’nın haksızlık etmesi neden olanaksızdır? (b) Yehova’yı, tüm ilişkilerinde doğru ve adaletli davranmaya yönelten nedir?
7 Birincisi, O kutsaldır. Üçüncü bölümde gördüğümüz gibi, Yehova’nın paklığının ve doğruluğunun sınırı yoktur. Bu nedenle, O’nun doğru davranmaması, haksızlık etmesi olanaksızdır. Bunun ne anlama geldiğini düşünün. Gökteki Babamızın kutsallığı, çocuklarına hiçbir zaman kötü davranmayacağına güvenmemiz için kuvvetli bir nedendir. İsa buna güveniyordu. Yerdeki yaşamının son gecesi, öğrencileri için dua ederek ‘ey Mukaddes Baba, bana verdiğin kimseleri isminle koru’ diye yakarmıştı. (Yuhanna 17:11) “Mukaddes Baba” ifadesi bir hitap şekli olarak Kutsal Yazılarda yalnızca Yehova için kullanılır. Bu yerindedir, çünkü insanlar arasında hiçbir baba kutsallıkta Yehova’yla boy ölçüşemez. İsa öğrencilerinin salt pak ve temiz olan ve her tür günahkârlıktan tamamen ayrı kalan Babanın elinde güvenlikte olacaklarına kesinlikle inanıyordu.—Matta 23:9.
8 İkincisi, çıkarsız sevgi Tanrı’nın özüdür. O’nun tüm ilişkilerinde doğru ve adaletli davranmasının temelinde bu sevgi vardır. Oysa ırkçılık, ayrımcılık ve tarafgirlik gibi birçok şekliyle adaletsizlik, sevginin karşıtı olan açgözlülük ve bencillikten kaynaklanır. Mukaddes Kitap bizi sevgi Tanrısı’nın doğru olduğuna ve doğru eylemleri sevdiğine ikna eder. (Mezmur 11:7) Yehova “ben, RAB, adalet severim” diyor. (İşaya 61:8) Tanrımızın doğru ve adaletli olanı yapmaktan zevk aldığını bilmek içimizi rahatlatmaz mı?—Yeremya 9:24.
Merhamet ve Yehova’nın Kusursuz Adaleti
9-11. (a) Yehova’nın adaletiyle merhameti arasında hangi bağlantı vardır? (b) Yehova’nın günahkâr insanlara davranış tarzında hem adalet hem de merhamet nasıl açıkça görülür?
9 Yehova’nın adaleti eşsiz kişiliğinin diğer yönleri gibi kusursuzdur; hiçbir yönden eksiklik göstermez. Musa Yehova’yı şu sözlerle yüceltti: “Kayadır, onun işi tamdır; çünkü bütün yolları haktır; sadakat Allahıdır, ve haksızlık etmez, sadık ve doğru olan odur.” (Tesniye 32:3, 4) Yehova adaletini her keresinde kusursuz şekilde gösterir; ne çok yumuşak ne de çok serttir.
10 Yehova’nın adaletiyle merhameti arasında yakın bağlantı vardır. Mezmur 116:5 “RAB rauf [lütufkâr, YÇ] ve âdildir; ve Allahımız merhametlidir” diyor. Evet, Yehova hem adaletli hem de merhametlidir. Bu iki özellik birbiriyle çelişmez. Merhamet göstermesi, çok katı olmamak için adaletini zayıflattığı anlamına gelmez. Tam tersine, çoğu kere bu iki özelliği aynı zamanda, hatta aynı eylemde gösterir. Bir örnek ele alalım.
11 Tüm insanlar günahı kalıtım yoluyla almıştır ve bu nedenle de günahın cezası olan ölüme mahkûmdur. (Romalılar 5:12) Ama Yehova günahkârların ölümünden zevk almaz. O ‘bağışlayan, lütfeden ve çok acıyan’ bir Tanrı’dır. (Nehemya 9:17) Yine de, kutsal olduğundan haksızlığa göz yumamaz. Şu halde, acaba günahkâr yapıdaki insanlara nasıl merhamet gösterebilirdi? Bunun cevabı Tanrı’nın Sözünde bildirilen en değerli hakikatlerden birinde bulunur: Yehova insanlığın kurtuluşu için bir fidye sağlamıştır. Sevgiyle yapılan bu düzenleme hakkında 14. bölümde daha fazla bilgi alacağız. Bu bir yandan son derece adaletli, diğer yandan da son derece merhametli bir düzenlemedir. Yehova bu sayede bir yandan kusursuz adalet standardını korurken, diğer yandan da tövbe eden günahkârlara şefkatle merhamet gösterebiliyor.—Romalılar 3:21-26.
Yehova’nın Adaleti Sevinç Verir
12, 13. (a) Yehova’nın adaleti neden bizi O’na çeker? (b) Davud Yehova’nın adaleti konusunda hangi sonuca varmıştı; bu bizi neden rahatlatabilir?
12 Yehova’nın adaleti, duygudan yoksun, katı, itici bir özellik değil, tersine bizi O’na çeken tatlı bir niteliktir. Mukaddes Kitap Yehova’nın adaletinin veya doğruluğunun şefkatli yapısını açık bir dille anlatır. Şimdi Yehova’nın adaletini uygulama yollarından bazılarını ve bunların bize nasıl sevinç verdiğini ele alalım.
13 Yehova’nın kusursuz adaleti O’nu hizmetçilerine bağlılık ve vefa göstermeye yöneltir. Mezmur yazarı Davud Yehova’nın adaletinin bu yönünü kendi deneyimiyle çok iyi anlamıştı. Acaba deneyimine ve Tanrı’nın davranış tarzını incelemesine dayanarak hangi sonuca varmıştı? Bunu şöyle açıkladı: “RAB hakkı sever, ve müttakilerini [vefalı olanları] bırakmaz; onlar ebediyen korunacak.” (Mezmur 37:28) Ne kadar rahatlatıcı bir güvence! Tanrımız Kendisine vefalı kimseleri bir an bile bırakmaz. Bu nedenle, bize gösterdiği yakınlığa ve sevgi dolu özene güvenebiliriz. Adaleti bunu garantiler!—Süleymanın Meselleri 2:7, 8.
14. Yehova’nın yoksunluk içindekilerle ilgilendiği, İsrailoğullarına verdiği Kanun’dan nasıl açıkça görülmektedir?
14 Tanrısal adalet sıkıntıda olanların gereksinimleri konusunda duyarlıdır. Yehova’nın yoksunluk içindekilerle ilgilendiği, İsrailoğullarına verdiği Kanun’dan açıkça görülmektedir. Örneğin, Kanun’da öksüzlerin ve dulların bakımını güvence altına alan özel düzenlemeler bulunuyordu. (Tesniye 24:17-21) Böyle aileler için yaşamın ne denli zor olabileceğinin farkında olan Yehova, ‘öksüz ve dul kadına adalet’ uygulayarak bir baba gibi onların Yargıcı ve Koruyucusu oldu. (Tesniye 10:18; Mezmur 68:5) Yehova İsrailoğullarını, savunmasız kadın ve çocuklara haksızlık ettikleri takdirde, o insanların ‘feryadını mutlaka işiteceğine’ ilişkin uyarmıştı. Böyle bir durumda ‘öfkesinin alevleneceğini’ söylemişti. (Çıkış 22:22-24) Öfke Yehova’nın baskın niteliklerinden biri değilse de, O bile bile yapılan adaletsizlikler karşısında –özellikle adaletsizliğe uğrayanlar mağdur ve aciz kimselerse– haklı bir öfke duyar.—Mezmur 103:6.
15, 16. Yehova’nın tarafgirlik yapmadığını gösteren şahane bir kanıt nedir?
15 Yehova ayrıca ‘kimseyi kayırmadığını, rüşvet almadığını’ da söyler. (Tesniye 10:17) Nüfuzlu birçok insanın tersine, Yehova zenginlikten veya dış görünüşten etkilenmez. Önyargıdan ya da kayırıcılıktan tamamen uzaktır. Yehova’nın tarafgirlik yapmadığının gerçekten şahane bir kanıtı, sonsuz yaşam ümidiyle gerçek tapınmaya katılma fırsatının sadece birkaç seçkin insanla kısıtlanmamış olmasıdır. Tam tersine, O “kendisinden korkan ve doğru olanı yapan kişiyi, ulusuna bakmaksızın kabul” eder. (Resullerin [Elçilerin] İşleri 10:34, 35, YÇ) Bu şahane fırsat sosyal konumuna, cildinin rengine veya yaşadığı ülkeye bakılmaksızın herkese açıktır. En mükemmel anlamda gerçek adalet bu değil midir?
16 Yehova’nın kusursuz adaletinin dikkate ve saygıya değer başka bir yönü daha var: O’nun, doğru standartlarını çiğneyenlere davranış tarzı.
“Hiçbir Suçu Cezasız Bırakmaz”
17. Bu dünyadaki haksızlıkların Yehova’nın adaletine neden hiçbir şekilde gölge düşüremeyeceğini anlatın.
17 Belki bazıları şunu merak edebilir: ‘Yehova haksızlığa göz yummadığına göre, günümüz dünyasında çok yaygın olan yolsuzlukların, haksız yere çekilen acıların nedenini nasıl açıklayabiliriz? Bu gibi haksızlıklar hiçbir şekilde Yehova’nın adaletine gölge düşüremez. Bu kötü dünyada görülen birçok adaletsizlik insanın Âdem’den miras aldığı günahın sonucudur. Kusurlu insanların günahkâr yollarını kendi arzularıyla seçtikleri bir dünyada adaletsizliğe çok sık rastlanır; ne var ki, bu uzun sürmeyecek.—Tesniye 32:5.
18, 19. Yehova’nın, adil yasalarını kasten çiğneyenlere sonsuza dek katlanmayacağını gösteren nedir?
18 Yehova Kendisine içtenlikle yaklaşanlara büyük merhamet gösteriyorsa da, kutsal ismini lekeleyen bir duruma sonsuza dek katlanmaz. (Mezmur 74:10, 22, 23) Adalet Tanrısıyla alay edilmez; O kasten günah işleyenleri izledikleri yolun sonucundaki olumsuz hükümden esirgemez. Yehova, ‘acıyan, lütfeden, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin ve sadık, . . . . hiçbir suçu cezasız bırakmayan’ bir Tanrı’dır. (Çıkış [Mısır’dan Çıkış] 34:6, 7, YÇ) Bu sözlerle uyumlu olarak, zaman zaman adil yasalarını kasten çiğneyenleri cezalandırmayı gerekli bulmuştur.
19 Örneğin, Tanrı’nın eski İsrail’le ilişkisini ele alalım. İsrailoğulları Vaat Edilen Diyara yerleştikten sonra bile defalarca sadakatsizlik yaptı. Yehova İsrailoğullarının yoz davranışları yüzünden “gücendi” ise de onları hemen reddetmedi. (Mezmur 78:38-41) Bunun yerine, davranışlarını değiştirmeleri için önlerine merhametle fırsatlar koydu. Onlara şu ricada bulundu: “Kötünün ölümünden değil, ancak kötü adamın yolundan dönüp yaşamasından zevk alırım; dönün, kötü yollarınızdan dönün; çünkü niçin ölesiniz, ey İsrail evi?” (Hezekiel 33:11) Hayatı değerli gören Yehova, İsrailoğullarına belki kötü yollarından dönerler diye defalarca peygamberlerini gönderdi. Fakat katı yürekli insanlar genelde onları dinlemeyi ve tövbe etmeyi reddettiler. Sonunda Yehova Kendi kutsal ismi ve bu ismin temsil ettiği şeyler uğruna harekete geçip onları düşmanlarının eline verdi.—Nehemya 9:26-30.
20. (a) İsrailoğullarıyla ilişkisinden Yehova hakkında neler öğreniriz? (b) Aslan, Yehova’nın adaletinin neden uygun bir simgesidir?
20 Yehova’nın İsrailoğullarıyla ilişkisinden O’nun hakkında çok şey öğreniriz. Yapılan haksızlıkların gözünden kesinlikle kaçmadığını ve gördüklerinden derin üzüntü duyduğunu anlarız. (Süleymanın Meselleri 15:3) Ayrıca O’nun merhamet göstermek için bir dayanağı olduğunda, bunu yapmaktan kaçınmadığını bilmek de bize güven verir. Üstelik, adaleti uygulamakta hiçbir zaman aceleci davranmadığını da öğreniriz. Yehova’nın gösterdiği sabır ve tahammülden ötürü birçok insan yanlış bir düşünceye kapılıp O’nun kötülerin cezasını hiçbir zaman vermeyeceğini sanır. Ama bu doğru değildir, çünkü Tanrı’nın İsrailoğullarına davranış tarzından sabrının bir sınırı olduğunu da öğreniriz. Yehova’nın doğruluk konusundaki tavrı hiç değişmez. Genelde adaleti uygulamaktan çekinen insanların tersine, O her zaman doğrudan yana tavır almakta cesaret eksikliği göstermez. Dolayısıyla, cesur adaletin simgesi olan aslan ile Tanrı’nın huzuru ve tahtı arasında bağlantı kurmak uygundur.a (Hezekiel 1:10; Vahiy 4:7) Öyleyse, O’nun bu dünyayı adaletsizlikten kurtarma vaadini gerçekleştireceğinden emin olabiliriz. Gerçekten de, O’nun yargılama tarzı şöyle özetlenebilir: gerektiğinde kararlılık, mümkün olduğunda merhamet.—II. Petrus 3:9.
Adalet Tanrısı’na Yaklaşın
21. Yehova’nın adaleti uygulama tarzı üzerinde derin düşünürken O’nu nasıl Biri olarak görmeliyiz; neden?
21 Yehova’nın adaleti uygulama tarzı üzerinde düşünürken, O’nu sadece suçluları yargılamakla ilgilenen katı ve sert bir yargıç olarak görmemeliyiz. Tersine, O’nu çocuklarına her zaman en iyi şekilde davranan sevgi dolu, fakat kararlı bir Baba olarak görmeliyiz. Yehova doğruluktan ayrılmayan adaletli bir Baba olarak doğru ilkelerden yana kararlılığını, yeryüzündeki yardıma ve bağışlanmaya muhtaç çocuklarına hissettiği şefkat duygusuyla dengeler.—Mezmur 103:10, 13.
22. Adaleti doğrultusunda hareket eden Yehova hangi beklentiye sahip olmamızı mümkün kılmıştır; bize neden bu şekilde davranır?
22 Tanrısal adaletin suçluları cezaya çarptırmaktan çok daha fazlasını kapsamasına ne kadar müteşekkir olabiliriz! Adaleti doğrultusunda hareket eden Yehova bizim gerçekten heyecan verici bir beklentiye, “doğruluğun barınacağı” bir dünyada kusursuz, sonsuz bir yaşam ümidine sahip olmamızı mümkün kılmıştır. (II. Petrus 3:13, YÇ) Tanrımız bize bu şekilde davranır, çünkü adalet duygusu nedeniyle, insanları mahkûm etmekten çok kurtarmanın yollarını arar. Gerçekten de, Yehova’nın adaletinin kapsamını daha iyi anladığımızda O’na daha da yaklaşırız! Sonraki bölümlerde Yehova’nın bu çok değerli niteliği nasıl gösterdiğini daha ayrıntılı olarak göreceğiz.
a Yehova’nın sadakatsiz İsrailoğullarına hükmünü uygularken Kendisini aslana benzetmesi ilginçtir.—Yeremya 25:38; Hoşea 5:14.
-
-
‘Tanrı Adaletsizlik Yapar mı?’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
12. BÖLÜM
‘Tanrı Adaletsizlik Yapar mı?’
1. Adaletsizlikler karşısında ne gibi bir tepki gösterebiliriz?
YAŞLI bir kadın elinde avcunda ne varsa dolandırıcılara kaptırıyor. Zavallı bir bebek taşkalpli annesi tarafından terk ediliyor. Bir adam işlemediği bir suç yüzünden hapsediliyor. Bu gibi olaylar sizde nasıl bir tepki uyandırıyor? Muhtemelen her biri sizi üzüyor. Biz insanlar kuvvetli bir doğru ve yanlış duygusuna sahip olduğumuzdan bu gayet doğaldır. Bir adaletsizlik yapıldığında öfkeleniriz. Mağdurun uğradığı zararın telafi edilmesini, suçlunun cezalandırılmasını isteriz. Bunlar olmazsa, hayretle ‘Tanrı bunu görmüyor mu? Neden harekete geçmiyor?’ deriz.
2. Habakkuk adaletsizlik karşısında nasıl tepki gösterdi; Yehova onu bu tepkisi nedeniyle neden kınamadı?
2 Tarih boyunca, Yehova’nın sadık hizmetçileri de benzer sorular sordular. Örneğin, peygamber Habakkuk Tanrı’ya duasında, ‘Böyle korkunç adaletsizliği neden bana seyrettiriyorsun? Şiddetin, kanunsuzluğun, gaddarlığın her yere yayılmasına neden izin veriyorsun?’ diye sordu. (Habakkuk 1:3, Contemporary English Version) Yehova Habakkuk’u bu dürüstçe soruları nedeniyle kınamadı, çünkü insana adalet kavramını aşılayan O’ydu. Evet, Yehova sahip olduğu güçlü adalet duygusundan bir nebze de bize vermişti.
Yehova Adaletsizlikten Nefret Eder
3. Yehova’nın yapılan adaletsizlikleri bizden çok daha fazla gördüğü neden söylenebilir?
3 Yehova yapılan adaletsizliklerden habersiz değildir. Olan bitenleri görür. Mukaddes Kitap Nuh’un zamanı hakkında “RAB gördü ki, yeryüzünde adamın kötülüğü çoktu, ve her gün yüreğinin düşünceleri ve kuruntuları ancak kötü idi” der. (Tekvin 6:5) Bu sözlerin anlamını irdeleyelim. Bizim adaletsizlik hakkında bildiklerimiz çoğu kere ancak ya duyduğumuz ya da şahsen karşılaştığımız birkaç olaya dayanır. Yehova için ise durum tamamen farklıdır; O, küre çapında yapılan tüm adaletsizliklerden haberdardır. Yapılanların hepsini görür. Dahası, yüreğin eğilimlerini, haksız davranışların ardında yatan kötü düşünceleri de ayırt edebilir.—Yeremya 17:10.
4, 5. (a) Mukaddes Kitap Yehova’nın haksızlığa uğrayanlarla ilgilendiğini nasıl gösterir? (b) Yehova adaletsizlikten bizzat nasıl etkilendi?
4 Fakat Yehova adaletsizliği sadece görmekle kalmaz. Onun mağdurlarıyla da ilgilenir. Düşman uluslar kavmine gaddarca davrandığında, “baskı ve zulüm altında inledikleri zaman Rab onlara acıyordu.” (Hâkimler 2:18, YÇ) Belki siz de bazı insanların adaletsizlikleri göre göre duyarsızlaştıklarını gözlemlemişsinizdir. Yehova için ise bu söz konusu değildir. Yaklaşık 6.000 yıldan beri adaletsizliği tüm boyutlarıyla görüyorsa da, ona olan nefreti azalmıyor. Tam tersine, Mukaddes Kitap kesin bir dille bize “yalancı dil”, “suçsuz kanı döken eller”, “yalan soluyan yalancı şahit” gibi şeylerin O’nun gözünde iğrenç olduğunu söyler.—Süleymanın Meselleri 6:16-19.
5 Yehova’nın, İsrail’deki adaletsiz yöneticileri yeren güçlü sözlerini ele alalım. Peygamberine, onlara “hakkı tanımak size düşmez mi?” diye sormasını ilham etmişti. Yehova bu kötü adamların güçlerini nasıl kötüye kullandıklarını canlı ifadelerle açıkladıktan sonra, bunun onlar için doğuracağı sonucu bildirmişti: “O zaman RABBE feryat edecekler, fakat onlara cevap vermiyecek; o vakit yüzünü onlardan örtecek, çünkü işlerini kötü ettiler.” (Mika 3:1-4) Yehova adaletsizlikten çok büyük tiksinti duyar! Doğrudan Kendisi de adaletsizliğe uğramıştır. Şeytan O’na binlerce yıldan beri haksız yere meydan okuyor. (Süleymanın Meselleri 27:11) Ayrıca, dünyada yapılan en korkunç adaletsizlikten, hiçbir ‘günah işlememiş’ olan Oğlu’nun bir suçlu gibi idam edilmesinden bizzat etkilendi. (I. Petrus 2:22; İşaya 53:9) Kuşkusuz Yehova adaletsizliğe uğrayanların acılarından habersiz olmadığı gibi, onlara karşı kayıtsız da değildir.
6. Adaletsizlikle karşılaştığımızda nasıl tepki gösterebiliriz, neden?
6 Böyle olmakla birlikte, başkalarına adaletsizlik yapıldığını gördüğümüzde ya da kendimiz haksızlığa uğradığımızda kuvvetli tepki göstermemiz doğaldır. Çünkü biz Tanrı’nın suretinde yaratıldık ve adaletsizlik Yehova’nın kişiliğinde ifadesini bulan her şeye taban tabana zıttır. (Tekvin 1:27) Öyleyse, acaba neden Tanrı adaletsizliğe izin veriyor?
Tanrı’nın Egemenlik Davası
7. Yehova’nın egemenliğine nasıl meydan okunduğunu anlatın.
7 Bu sorunun yanıtı egemenlik davasıyla bağlantılıdır. Gördüğümüz gibi, Yaratıcı yeryüzünü ve üzerinde yaşayanları yönetme hakkına sahiptir. (Mezmur 24:1; Vahiy 4:11) Böyle olmakla birlikte, insan tarihinin en başında Yehova’nın egemenliğine meydan okundu. Nasıl? Yehova ilk insan Âdem’e, Cennet meskeninde belirli bir ağaçtan yememesini emretti. Acaba bu emre itaat etmezse ne olacaktı? Tanrı ona “mutlaka ölürsün” dedi. (Tekvin 2:17) Tanrı’nın emri Âdem ve karısı Havva için zorluk yaratmıyordu. Oysa Şeytan, Havva’yı, Tanrı’nın gereğinden fazla kısıtlayıcı olduğuna ikna etti. O ağaçtan yerse ne olacaktı? Şeytan Havva’ya “katiyen ölmezsiniz; çünkü Allah bilir ki, ondan yediğiniz gün, o vakit gözleriniz açılacak, ve iyiyi ve kötüyü bilerek Allah gibi olacaksınız” dedi.—Tekvin 3:1-5.
8. (a) Şeytan Havva’ya hangi imada bulundu? (b) Şeytan Tanrı’nın egemenliğine hangi yönlerden meydan okudu?
8 Şeytan bu sözüyle, Yehova’nın sadece çok gerekli bir bilgiyi Havva’dan sakladığını değil, aynı zamanda ona yalan söylediğini de ima etti. Tanrı’nın egemen olduğu gerçeğini sorguluyor durumuna düşmemeye dikkat etti. Ama, O’na egemenliğinin meşruluğu, haklılığı ve doğruluğu konusunda meydan okudu. Başka sözlerle, Yehova’nın, yönetme hakkını doğru ve tebaalarına en yararlı şekilde kullanmadığını iddia etti.
9. (a) Âdem ve Havva için itaatsizliğin sonucu neydi, bu hangi önemli davalara yol açtı? (b) Yehova isyankârları neden hemen yok etmedi?
9 Bunun sonucunda, hem Âdem hem de Havva yasaklanan ağacın meyvesinden yiyerek Yehova’ya itaatsizlik ettiler. İtaatsizlikleri Tanrı’nın önceden bildirdiği gibi ölüm cezasına çarptırılmalarıyla sonuçlandı. Şeytan’ın yalanı bazı önemli davalara yol açtı: Yehova’nın insanlığı yönetmeye gerçekten hakkı var mıdır, yoksa insanı insan mı yönetmelidir? Yehova yönetme hakkını en iyi şekilde kullanıyor mu? O mutlak gücünü kullanarak isyankârları orada hemen yok edebilirdi. Ama çıkan davalar O’nun gücüyle değil, yönetimiyle ilgiliydi. Bu nedenle, Âdem’in, Havva’nın ve Şeytan’ın ortadan kaldırılmasıyla Tanrı’nın yönetiminin doğruluğu kanıtlanmış olmayacaktı. Tersine, bu O’nun yönetimi konusunda başka kuşkular da doğurabilirdi. İnsanın Tanrı’dan bağımsız olarak kendini yönetmekte başarılı olup olmayacağını saptamanın tek yolu ona vakit vermekti.
10. Tarih insan yönetimi konusunda ne gösterdi?
10 Geçen zaman neyi gösterdi? Binlerce yıl boyunca insanlar otokrasi, demokrasi, sosyalizm, komünizm gibi birçok yönetim şeklini denediler. Hepsinin verdiği sonuç Mukaddes Kitaptaki şu açık yorumla özetlenir: “Bir adamın diğer adam üzerine hâkimiyeti kendi zararınadır.” (Vaiz 8:9) Peygamber Yeremya haklı nedenle “Ya RAB, bilirim ki, insanın yolu kendi elinde değildir; adımlarını doğrultmak yürüyen insanın elinde değildir” demişti.—Yeremya 10:23.
11. Yehova insan ırkının acı çekmesine neden izin verdi?
11 Yehova insanın bağımsızlığının ya da kendini yönetmesinin büyük acılarla sonuçlanacağını en başından biliyordu. Öyleyse, O’nun olumsuz sonuçları baştan belli olan bu gelişmeye izin vermesi haksızlık değil mi? Kesinlikle hayır! Bunu şöyle örnekleyelim: Diyelim ki, çocuğunuzun ölümcül bir hastalığı var ve iyileşebilmesi için ameliyat olması gerekiyor. Bu ameliyatın çocuğunuza bir derece acı ve sıkıntı vereceğinin bilincindesiniz ve buna çok üzülüyorsunuz. Fakat aynı zamanda bu işlemin çocuğunuzu ilerde sağlığa kavuşturabileceğini de biliyorsunuz. Benzer şekilde, Tanrı insan yönetimine verdiği iznin beraberinde bir derece acı ve sıkıntı getireceğini biliyordu, hatta bunun olacağını bildirmişti. (Tekvin 3:16-19) Ama isyanın oluşturduğu kötü sonuçları tüm insanlığın görmesine izin verdiği takdirde kalıcı ve anlamlı bir çözümün mümkün olacağını da biliyordu. Ancak bu şekilde Tanrı’nın egemenliğiyle ilgili dava sonsuza dek, kökünden halledilebilirdi.
Bütünlük Davası
12. Eyub olayında görüldüğü gibi, Şeytan insanları nasıl suçladı?
12 Bu meselenin başka bir yönü daha vardır. Şeytan Tanrı’nın yönetiminin meşruluğu ve doğruluğuna meydan okurken sadece Yehova’ya egemenliği konusunda dil uzatmakla kalmamış, aynı zamanda Tanrı’nın hizmetçilerine de bütünlükleri konusunda iftira atmıştı. Örneğin, doğru bir adam olan Eyub hakkında Yehova’ya neler dediğine dikkat edin: “Onun etrafına, evinin etrafına, ve nesi varsa hepsinin etrafına sen çepçevre çit çevirmedin mi? Ellerinin işini sen bereketledin, ve onun malı memlekette çoğaldı. Fakat şimdi elini uzat da, nesi varsa hepsine dokun, ve yüzüne karşı sana lânet edecektir.”—Eyub 1:10, 11.
13. Şeytan Eyub’la ilgili suçlamalarında aslında ne iddia ediyordu, bu nasıl bütün insanları kapsıyor?
13 Şeytan, Yehova’nın, koruyucu gücünü Eyub’un bağlılığını satın almak üzere kullandığını ileri sürdü. Durum böyleyse, Eyub’un bütünlüğü sahteydi, yani o Tanrı’ya sadece menfaati gereği tapınıyordu. Şeytan, Tanrı’nın bereketinden yoksun kaldığı takdirde Eyub gibi birinin bile Yaratıcısına lanet edeceğini öne sürdü. Şeytan, Eyub’un, “kusursuz, doğru . . . . Tanrı’dan korkar, kötülükten kaçınır” bir adam olarak göze çarptığını biliyordu.a Öyleyse, eğer Eyub’un bütünlüğünü bozabilirse, diğer insanlarınkini daha kolay bozamaz mıydı? Böylece Şeytan aslında Tanrı’ya hizmet etmek isteyen herkesin vefası konusunda kuşku uyandırıyordu. Gerçekten de, bu davayı genişleterek, Yehova’ya “insan [sadece Eyub değil] canı için nesi varsa verir” dedi.—Eyub 1:8, YÇ; 2:4.
14. Tarih, Şeytan’ın insanlara yönelttiği suçlama konusunda ne gösterdi?
14 Tarih, Şeytan’ın iddiasının tersine, Eyub gibi birçoklarının da Yehova’ya vefalarını sınayan durumların üstesinden geldiklerini gösterdi. Böyle kimselerin sadık yaşayışları Yehova’nın yüreğini sevindirdi. İnsanların zorluklar karşısında Tanrı’ya hizmetten vazgeçeceğini söyleyen ve övünerek meydan okuyan Şeytan’a cevap vermesini sağladı. (İbraniler 11:4-38) Evet, doğru kimseler Tanrı’ya sırt çevirmeyi reddettiler. Çok üzücü durumlar karşısında altüst olduklarında bile bunlara katlanabilmeleri için Yehova’nın kendilerine kuvvet vereceğine daha da çok güvendiler.—II. Korintoslular 4:7-10.
15. Tanrı’nın geçmişteki ve gelecekteki hükümleri hakkında hangi soru doğabilir?
15 Fakat Yehova’nın adaleti sadece egemenlik ve bütünlük davalarında görülmez. Mukaddes Kitapta Yehova’nın bireyler ve hatta milletlerle ilgili adli kararları da yazılıdır. Ayrıca ilerde uygulayacağı hükümlerle ilgili peygamberlikler de bulunur. Biz Yehova’nın hükümlerinin adil olduğuna ve olacağına acaba neden güvenebiliriz?
Tanrı’nın Adaleti Neden Üstündür?
Yehova asla ‘doğruyu kötü ile beraber yok etmez’
16, 17. İnsanların gerçek adalet konusunda bakış açılarının dar olduğunu hangi örnekler gösterir?
16 Yehova için “bütün yolları haktır” denmesi yerindedir. (Tesniye 32:4) İçimizden hiçbiri kendisi hakkında bunu iddia edemez, çünkü bakış açımız dardır ve çoğu kez neyin doğru olduğunu algılayabilecek kadar net göremeyiz. Örneğin, İbrahim’i ele alalım. Sodom’da kötülük doruğa vardığı halde, İbrahim Yehova’ya orayı yıkmaması için yakardı. Yehova’ya ‘doğruyu kötü ile beraber yok edecek misin?’ diye sordu. (Tekvin 18:23-33) Cevap tabii ki hayırdı. Yehova ancak, doğru kişiler olan Lût ve kızları Tsoar kentine sağ salim ulaştıktan sonra Sodom üzerine “göklerden kükürt ve ateş yağdırdı.” (Tekvin 19:22-24) Bunun tersine, Yunus, Tanrı Nineve halkına merhamet gösterdiğinde çok “kızdı.” Onların yıkıma uğrayacağını ilan etmiş olduğundan, yürekten tövbe etseler bile, yok edildiklerini görürse tatmin olacaktı.—Yunus 3:10–4:1.
17 Yehova İbrahim’e adaletinin sadece kötüleri yok etmekle sınırlı kalmayacağına, doğru kimseleri kurtarmayı da içereceğine ilişkin güvence verdi. Öte yandan, Yunus’un Yehova’nın merhametli olduğunu öğrenmesi gerekiyordu. Yehova, kötüleri yollarını değiştirdikleri takdirde ‘bağışlamaya’ hazırdır. (Mezmur 86:5) Kendilerini güvende hissetmeyen bazı insanların tersine, Yehova sırf gücünü belli etmek için kimseye ceza vermez ya da zayıf görünmekten korktuğu için merhamet göstermekten çekinmez. Tutumu, bir temel varsa mutlaka merhamet gösterme yönündedir.—İşaya 55:7; Hezekiel 18:23.
18. Yehova’nın sadece duygularıyla hareket etmediğini Mukaddes Kitaptan gösterin.
18 Ne var ki, Yehova gerçeklere gözlerini yumup sadece duygularıyla da hareket etmez. Kavmi putperestliğe daldığında, Yehova kesin bir dille şunu bildirmişti: “Kendi yollarına göre sana hükmedeceğim; ve bütün mekruh işlerini senin üzerine getireceğim. Ve gözüm seni esirgemiyecek, ve acımıyacağım, ancak senin üzerine kendi yollarını getireceğim.” (Hezekiel 7:3, 4) Böylece insanlar tutumlarını sertleştirirlerse, Yehova da onları buna göre yargılar. Ama yargısı sağlam kanıtlara dayanır. Bu nedenle, Yehova Sodom ve Gomorra’nın “feryadı”nı işittiğinde, “şimdi ineceğim, ve bana gelen feryadına göre tamamen yaptılar mı göreceğim” demişti. (Tekvin 18:20, 21) Yehova bütün gerçekleri dinlemeden hemen karar veren birçok insana benzemediği için ne kadar minnettar olmalıyız! Gerçekten de, Yehova Mukaddes Kitabın belirttiği gibi, “sadakat Allahıdır, ve haksızlık etmez.”—Tesniye 32:4.
Yehova’nın Adaletine Güvenin
19. Yehova’nın adalet uygulama tarzı hakkında kafamızı karıştıran sorular olursa ne yapabiliriz?
19 Mukaddes Kitap Yehova’nın geçmişteki eylemleriyle ilgili her noktayı anlatmaz veya gelecekte bireylere ve topluluklara hükmünü nasıl gerçekleştireceği konusunda her ayrıntıya girmez. Mukaddes Kitapta, bu gibi ayrıntıların bulunmadığı kayıtları ya da peygamberlikleri okurken kafamız karışırsa, ‘kurtuluşumun Tanrısı’nı bekleyeceğim’ diyen Mika peygamberin gösterdiği vefayı biz de gösterebiliriz.—Mika 7:7.
20, 21. Yehova’nın her zaman doğru olanı yapacağına neden güvenebiliriz?
20 Yehova’nın her durumda doğru olanı yapacağına güvenebiliriz. İnsan yapılan adaletsizliklere aldırmaz görünse bile, Yehova “öç benimdir, karşılığını ben vereceğim” vaadinde bulunuyor. (Romalılar 12:19) Bunu sabırla beklersek, resul Pavlus’un dile getirdiği şu kesin kanıyı biz de dile getirebiliriz: “Acaba Allahta haksızlık var mıdır? Hâşâ.”—Romalılar 9:14.
21 ‘Çetin anlarda’ yaşıyoruz. (II. Timoteos 3:1) Adaletsizlik ve “baskılar” birçok gaddarlığa yol açtı. (Vaiz 4:1, YÇ) Fakat Yehova değişmedi. Adaletsizlikten hâlâ nefret ediyor ve adaletsizliğe uğrayanlarla yakından ilgileniyor. O’na ve egemenliğine vefalı kalırsak, bize Gökteki Krallık yönetiminde, tüm adaletsizlikleri ortadan kaldırmak için belirlediği zamana dek dayanabilme gücü verecektir.—I. Petrus 5:6, 7.
-
-
‘Yehova’nın Kanunu Kusursuzdur’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
13. BÖLÜM
‘Yehova’nın Kanunu Kusursuzdur’
1, 2. Neden birçok insanın kanuna pek saygısı yoktur, ama biz Tanrı’nın Kanunu hakkında ne hissedebiliriz?
“KANUN her şeyi yutan dipsiz bir kuyudur.” Bu söz 1712 yılında yayımlanan bir kitapta geçmektedir. Bu kitabın yazarı, yıllarca mahkemelerde sürünen davalar nedeniyle, adalet arayanların yoksul düştüğü hukuk sistemini yeriyordu. Birçok ülkede hukuk ve yargı sistemleri öylesine karmaşık hale gelmiş, adaletsizlik, önyargı ve tutarsızlıklar hukuk sistemine öylesine egemen olmuştur ki, yasaya saygısızlık artık iyice yaygınlaşmıştır.
2 Yukarıdaki sözlere tezat olarak, 2.700 yıl kadar önce yazılan ‘Kanununu ne kadar severim!’ sözlerini ele alalım. (Mezmur 119:97) Mezmur yazarı acaba neden bu denli güçlü bir sevgi duyuyordu? Çünkü övdüğü Kanun dünyevi bir hükümetin değil, Yehova Tanrı’nındı. Yehova’nın Kanunu’nu incelediğinizde, Mezmur yazarının hissettiklerini giderek siz de hissedebilirsiniz. Böyle bir inceleme size evrenin en büyük hukukçusu hakkında anlayış kazandıracak.
En Üstün Kanun Koyucu
3, 4. Yehova Kanun Koyucu olduğunu hangi yollarla gösterdi?
3 Mukaddes Kitap “tek Yasa koyucu, tek Yargıç vardır” diyor. (Yakub 4:12, YÇ) Doğrudur, Kanun Koyucu unvanı aslında Yehova’ya aittir. Gök cisimlerinin devinimleri bile O’nun koyduğu ‘göklerin kanunlarına’ dayanır. (Eyub 38:33) Yehova’nın on binlerce kutsal meleği de, belirli konumlarda teşkilatlandırıldıklarından ve Yehova’nın emri altında hizmet ettiklerinden, Tanrısal Kanun’la yönetilmektedirler.—Mezmur 104:4; İbraniler 1:7, 14.
4 Yehova insanlığa da yasalar vermiştir. Hepimizde Tanrı’nın adalet duygusunun yansıması olan bir vicdan var. Bir tür iç yasa olan vicdan doğruyu yanlıştan ayırt edebilmemize yardımcı olabilir. (Romalılar 2:15) İlk ana babamıza kusursuz bir vicdan verildiğinden, onlar için sadece birkaç yasa yeterliydi. (Tekvin 2:15-17) Oysa kusurlu insana Tanrı’nın iradesini yerine getirebilmesi için daha fazla yasa gereklidir. Nuh, İbrahim ve Yakub gibi atalar Yehova Tanrı’dan yasalar alıp onları ailelerine ilettiler. (Tekvin 6:22; 9:3-6; 18:19; 26:4, 5) Yehova İsrail milletine Musa aracılığıyla bir Kanun verdiğinde daha önce örneği görülmemiş bir yolla Kanun Koyucu oldu. Bu Kanun Yehova’nın adalet duygusunu çok daha kapsamlı olarak anlamamızı sağlar.
Musa Kanunu’na Genel Bir Bakış
5. Musa Kanunu aşırı derecede karmaşık ve uygulanması zor bir yasa sistemi miydi? Neden?
5 Birçok kimse Musa Kanunu’nun uygulanması zor, karmaşık bir yasa sistemi olduğunu düşünür. Böyle bir görüş tamamen gerçekdışıdır. O Kanun kitabında 600’den fazla yasa bulunuyor. Bu büyük bir sayı gibi görünebilirse de şunu düşünün: Yirminci yüzyılın sonlarına doğru, Amerika Birleşik Devletleri’nin federal yasalarını içeren kanun kitapları 150.000 sayfayı geçiyordu. Bunlara iki yılda bir 600 kadar yasa daha eklenmektedir! İnsan yasaları Musa Kanunu’yla kıyaslandığında sayıca onu gölgede bırakır. Buna rağmen, Tanrı’nın Kanunu İsrailoğullarını çağımızdaki yasaların hiç değinmediği alanlarda bile yönetiyordu. Şimdi onu genel olarak gözden geçirelim.
6, 7. (a) Musa Kanunu’nu başka herhangi bir yasa sisteminden farklı kılan nedir, Kanun kitabında en önemli yasa neydi? (b) İsrailoğulları Yehova’nın egemenliğini kabul ettiklerini nasıl gösterebilirlerdi?
6 Kanun Yehova’nın egemenliğini yüceltti. Bu nedenle, Musa Kanunu başka herhangi bir yasa sistemiyle asla kıyaslanamaz. Kanun kitabında en önemli yasa şuydu: “Dinle, ey İsrail: Allahımız RAB bir olan RABDİR; ve Allahın RABBİ bütün yüreğinle, ve bütün canınla, ve bütün kuvvetinle seveceksin.” Tanrı’nın kavmi O’na duyduğu sevgiyi nasıl ifade etmeliydi? O’na hizmet ederek, egemenliğine boyun eğerek.—Tesniye 6:4, 5; 11:13.
7 Her İsrailli Yehova’nın egemenliğini kabul ettiğini başına konulan otoriteye boyun eğerek gösteriyordu. Ana babalar, beyler, hâkimler, kâhinler ve de kral, hepsi Tanrısal otoriteyi temsil ediyorlardı. Yehova bu otoritelere herhangi bir şekilde başkaldırmayı Kendisine yapılmış bir isyan sayıyordu. Öte yandan, yetkili konumdakiler, halka adaletsizce ya da küstahça davrandıkları takdirde, Yehova’nın gazabına uğramayı göze almalıydılar. (Çıkış 20:12; 22:28; Tesniye 1:16, 17; 17:8-20; 19:16, 17) Böylece, her iki taraf da Tanrı’nın egemenliğini destekleme sorumluluğu taşıyordu.
8. Kanun Yehova’nın kutsallık standardını nasıl korudu?
8 Kanun Yehova’nın kutsallık standardını koruyordu. Musa Kanunu’nda ‘kutsal’ ya da ‘kutsallık’ sözcükleri 280’den fazla kez geçer. Kanun Tanrı’nın kavminin neyin temiz neyin kirli olduğunu ayırt edebilmesini sağladı ve bir İsrailli’yi törensel açıdan kirletebilecek yaklaşık 70 farklı durumu belirtti. Bu yasalar fiziksel hijyen, beslenme ve hatta atıkların yok edilmesi konularına değiniyordu. Böyle yasaların olağanüstü yararı oldu.a Ama onlar çok daha yüksek bir amaçla verilmişlerdi: Bu amaç kavmi çevresindeki yoz milletlerin günahkâr davranışlarından uzak tutarak onların Yehova’dan lütuf görebilecek durumda kalmalarını sağlamaktı. Bir örnek ele alalım.
9, 10. Kanun ahdinde cinsel ilişki ve doğum konusunda hangi yasalar vardı, ne gibi yararları oluyordu?
9 Kanun ahdinde, cinsel ilişkinin ve doğumun evlilik ilişkisi kapsamında dahi insanı bir süre kirli duruma soktuğunu belirten yasalar vardı. (Levililer 12:2-4; 15:16-18) Böyle yasalar Tanrı’dan gelen bu temiz armağanların değerini düşürmüyordu. (Tekvin 1:28; 2:18-25) Bunun yerine, hizmetçilerini kirlilikten uzak tutarak, Yehova’nın kutsallığını koruyordu. İsrail’in çevresindeki ulusların tapınmayı seks ve bereket ayinleriyle kaynaştırmış olmaları dikkate değer. Kenan dini kadın ve erkek fahişeliğini de içeriyordu. Yozlaşma son noktaya varmış ve iyice yayılmıştı. Bunun tersine, Kanun Yehova’ya tapınmayı cinsel meselelerden tamamen ayrı tutuyordu.b Ama onun başka yararları da vardı.
10 Bu yasalar önemli bir gerçeği de yansıtıyordu.c Âdem’in günahının lekesi kuşaktan kuşağa nasıl geçmişti? Cinsel ilişki ve doğum yoluyla değil mi? (Romalılar 5:12) Evet, Tanrı’nın Kanunu, kavmine her zaman var olan bir gerçeği, günahı hatırlatıyordu. Gerçekten de, hepimiz günah içinde doğduk. (Mezmur 51:5) Kutsal Tanrımıza yaklaşabilmemiz için bağışlanmamız, kurtarılmamız gerekir.
11, 12. (a) Kanun hangi önemli adalet ilkesini savunuyordu? (b) Adaletin çarpıtılmasına karşı da ne gibi koruyucu yasalar bulunuyordu?
11 Kanun, Yehova’nın kusursuz adaletini koruyordu. Musa Kanunu adalet konusunda eşitlik ya da denge ilkesini savunuyordu. Bu nedenle, Kanun “can yerine can, göz yerine göz, diş yerine diş, el yerine el, ayak yerine ayak” diyordu. (Tesniye 19:21) Ceza davalarında verilen cezanın işlenen suçun tam karşılığı olması gerekiyordu. Tanrısal adaletin bu yönü, Kanun’un tümünde etkisi görülen bir özellikti ve 14. bölümde göreceğimiz gibi bu, Mesih İsa’nın kurban olarak sağladığı fidyenin anlaşılması yönünde bugüne dek büyük önem taşımıştır.—I. Timoteos 2:5, 6.
12 Kanun kitabında adaletin çarpıtılmasına karşı koruyucu yasalar bulunuyordu. Örneğin, bir suçlamanın geçerli olabilmesi için en az iki tanık gerekiyordu. Yalancı tanıklığın cezası çok ağırdı. (Tesniye 19:15, 18, 19) Yolsuzluk ve rüşvet de kesinlikle yasaklanmıştı. (Çıkış 23:8; Tesniye 27:25) Tanrı’nın kavmi iş ilişkilerinde bile Yehova’nın adalet konusundaki yüksek standartlarını korumalıydı. (Levililer 19:35, 36; Tesniye 23:19, 20) Bu soylu ve tarafsız kanun sistemi İsrail için büyük bir nimetti!
Adli Konularda Merhamet ve İnsaf
13, 14. Kanun nasıl hem hırsıza hem de mağdura adaletli ve insaflı olmayı savunuyordu?
13 Musa Kanunu katı, acımasız bir kurallar dizisi miydi? Kesinlikle hayır! Kral Davud ilhamla “RAB’bin yasası yetkindir” diye yazmıştı. (Mezmur 19:7, YÇ) Onun da iyi bildiği gibi, Kanun merhametli ve insaflı olmayı savunuyordu. Acaba bunu nasıl yapıyordu?
14 Bugün bazı ülkelerde, yasalar mağdurlarla ilgilenmekten çok suçlulara hoşgörü ve lütuf göstermektedir. Örneğin, hırsızlar belki hapiste vakit geçirebilir. Oysa mağdur kimseler bu arada belki bir yandan mallarını yitirmenin sıkıntısını çekerken bir yandan da böyle suçluların barındırılıp beslenmesi için vergiler ödemeye mecbur tutulurlar. Eski İsrail’de bugün bildiğimiz türde hapishaneler yoktu. Cezaların şiddeti konusunda kesin sınırlar vardı. (Tesniye 25:1-3) Hırsız çaldığı malın bedelini, mağdur olana fazlasıyla ödemeliydi. Acaba ne kadar fazlasıyla? Bu duruma göre değişiyordu. Anlaşılan, hâkimler buna suçlunun tövbe etmesi gibi birtakım etkenleri hesaba katarak karar veriyorlardı. Bu, bir hırsızdan Levililer 6:1-7’ye göre istenen tazminatın, Çıkış 22:7’de belirlenenden çok daha az olmasının nedenini açıklar.
15. Kanun kazara adam öldüren kişinin davasında nasıl hem merhamet, hem de adalet güvencesi veriyordu?
15 Kanun tüm suçların kasten işlenmediğini merhametle kabul ediyordu. Örneğin, bir kimse kazara adam öldürdüğünde, İsrail sınırları içinde farklı yerlerde bulunan sığınak şehirlerden birine kaçarak doğru davranırsa, can yerine can ödemek zorunda değildi. Ama davası yetkili hâkimlerce incelendikten sonra başkâhinin ölümüne dek sığınak şehirde yaşamak zorundaydı. Ancak ondan sonra istediği yerde yaşama özgürlüğüne kavuşuyordu. Bu şekilde Tanrısal merhametten yararlanıyordu. Bu yasa aynı zamanda insan hayatının ne kadar değerli olduğunu da vurguluyordu.—Sayılar 15:30, 31; 35:12-25.
16. Kanun kişilik haklarını nasıl koruyordu?
16 Kanun kişi haklarını koruyordu. Borçluları ne şekilde koruduğunu ele alalım. Kanun alacaklının, borçlunun malını rehin olarak almak için onun evine girmesini yasaklıyordu. Bunun yerine dışarıda durup borçlunun rehini getirmesine fırsat vermeliydi. Böylece, konut dokunulmazlığı ilkesi çiğnenmiyordu. Alacaklı borçlunun dış giysisini rehin aldığı takdirde, borçlunun gece ısınabilmesi için muhtemelen ona ihtiyacı olacağından, karanlık basmadan onu geri getirmeliydi.—Tesniye 24:10-14.
17, 18. İsrailoğulları savaşla ilgili konularda diğer milletlerden nasıl farklı davranmak zorundaydılar, neden?
17 Kanun savaşı bile şarta bağlanmıştı. Tanrı’nın kavmi güç veya fetih tutkusunu tatmin amacıyla savaşmamalıydı. O sadece Yehova’nın ‘Cenklerinde’ kullandığı araçtı. (Sayılar 21:14) İsrailoğulları çoğu durumda karşı tarafa önce teslim olma önerisinde bulunmak zorundaydılar. Bu öneriyi reddeden kentleri kuşatabilirlerse de, bunu ancak Tanrı’nın koyduğu kurallar çerçevesinde yapabilirlerdi. Tarih boyunca birçok askerin yaptığının tersine, İsrail ordusundaki erkeklerin kadınların ırzına geçmesine ya da dizginsizce katliam yapmasına asla izin verilmiyordu. Onlar düşmanın meyve ağaçlarına zarar vermeyerek çevreye karşı da saygılı olmalıydılar.d Diğer milletlerin ordularına böyle kısıtlamalar konulmamıştı.—Tesniye 20:10-15, 19, 20; 21:10-13.
18 Bazı ülkelerde küçücük çocukların savaş için eğitildiklerini duyduğunuzda tüyleriniz ürpermiyor mu? Eski İsrail’de 20 yaşın altında hiçbir erkek askere alınmazdı. (Sayılar 1:2, 3) Hatta yersiz korkulara kapılan yetişkin bir erkek bile bu görevden muaf tutulurdu. Yeni evli bir erkek böyle tehlikeli bir göreve başlamadan önce muhtemelen mirasçısının doğumunu görebilmesi için tam bir yıl askerlik hizmetinden muaftı. Kanun genç kocanın yeni evlendiği karısını bu sayede ‘sevindirebileceğini’ açıklıyordu.—Tesniye 20:5, 6, 8; 24:5.
19. Kanun’da kadın, çocuk, dul ve öksüzlerin korunması için ne gibi düzenlemeler bulunuyordu?
19 Kanun ayrıca kadınları, çocukları, aileleri koruyor, onlarla da ilgileniyordu. Ana babalara, çocuklarıyla sürekli ilgilenmelerini ve onları ruhi konularda eğitmelerini emrediyordu. (Tesniye 6:6, 7) Her tür ensest ilişkiyi yasaklıyor ve ölümle cezalandırıyordu. (Levililer 18. bap) Çoğunlukla aileleri parçalayan, onları güvenlikten yoksun bırakıp onurlarını zedeleyen zinayı da yasaklıyor ve yapanlara aynı cezayı veriyordu. Dul kadınlar ve öksüzler için düzenlemelerde bulunuyor ve onlara kötü davranılmasını kesin bir dille yasaklıyordu.—Çıkış 20:14; 22:22-24.
20, 21. (a) Musa Kanunu, İsrailoğulları arasında çokeşliliğe neden izin verdi? (b) Kanun, İsa’nın boşanma konusunda daha sonra geri getirdiği standarttan neden farklıydı?
20 Bu bağlamda belki bazıları ‘Kanun çokeşliliğe neden izin verdi?’ diyebilir. (Tesniye 21:15-17) Bu gibi yasaları geçmiş zamanların ortamı çerçevesinde ele almamız gerekir. Musa Kanunu’nu, çağımızın anlayış ve kültürü açısından bakarak yargılayanların yanlış anlayacağı kesindir. (Süleymanın Meselleri 18:13) Yehova’nın en başta Aden’de koyduğu standarda göre, evlilik tek erkekle tek kadın arasındaki sürekli bağdır. (Tekvin 2:18, 20-24) Ne var ki, Yehova’nın İsrail’e Kanun’u verdiği sıralarda, çokeşlilik gibi alışkanlıklar yüzyıllardır kemikleşmiş durumdaydı. Yehova ‘sert enseli kavminin’ putperestliğin yasaklanması gibi en belli başlı emirlere bile sık sık itaatsizlik edeceğini çok iyi biliyordu. (Çıkış 32:9) Bu nedenle, hikmetle davranıp o çağda onların evlilikle ilgili tüm alışkanlıklarını düzeltmeyi uygun bulmadı. Çokeşliliği Yehova’nın başlatmadığını unutmayın. Bununla birlikte, kavmindeki çokeşliliği denetim altında tutmak ve bu uygulamada aşırılığa kaçılmasını önlemek amacıyla Musa Kanunu’nu kullandı.
21 Aynı şekilde, Musa Kanunu erkeğin çok çeşitli ciddi gerekçelere dayanarak karısını boşamasına izin veriyordu. (Tesniye 24:1-4) İsa bunu Tanrı’nın Yahudi halkına ‘yüreklerinin katılığından ötürü’ verdiği bir “müsaade” olarak adlandırdı. Bununla birlikte, bu “müsaade” geçici bir süre içindi. İsa takipçilerine, Yehova’nın başlangıçtaki evlilik standardını geri getirdi.—Matta 19:8.
Kanun Sevgi Göstermeye Yardımcı Oldu
22. Musa Kanunu, kimlere karşı ve ne şekillerde sevgi gösterilmesini teşvik etti?
22 Sevgi göstermeye teşvik eden çağdaş bir hukuk sistemi düşünebiliyor musunuz? Musa Kanunu her şeyden çok sevgi göstermeye yardımcı oldu. Bu nedenle, “sevgi” sözcüğü yalnızca Tesniye kitabında çeşitli şekillerde 20’den fazla kez geçer. Kanun’un en büyük ikinci emri, “komşunu kendin gibi seveceksin” idi. (Levililer 19:18; Matta 22:37-40) Tanrı’nın kavmi böyle bir sevgiyi sadece birbirlerine karşı değil, bir zamanlar İsrailoğullarının da garip olduğunu hatırlayarak, aralarındaki gariplere karşı da göstermeliydi. Onlar yoksul ve düşkün kimselere madden yardımcı olarak ve onların zayıf durumundan asla yararlanmayarak sevgi göstermeliydiler. Onlara yük hayvanlarına bile nazik ve düşünceli davranmaları emredilmişti.—Çıkış 23:6; Levililer 19:14, 33, 34; Tesniye 22:4, 10; 24:17, 18.
23. Mezmur 119’un yazarı ne yapmak istiyordu, biz de ne yapmaya karar verebiliriz?
23 Böyle bir Kanun başka hangi millete verilmişti? Mezmur yazarının “ne kadar severim yasanı!” demesine hiç şaşmamalı! Ne var ki, onun sevgisi sadece bir duygu olarak kalmıyordu. Onu harekete geçiriyordu, çünkü o bu yasaya itaat etmeye ve ona uygun yaşamaya büyük çaba gösteriyordu. Ayrıca “bütün gün düşünürüm onun [yasan] üzerinde” diye de ekledi. (Mezmur 119:11, 97, YÇ) Evet, o Yehova’nın Kanunu’nu incelemeye düzenli olarak zaman ayırdı. Bu Kanun’a duyduğu sevginin arttığına kuşku yok. Aynı zamanda, Kanun Koyucu Yehova Tanrı’ya karşı da sevgisi çoğaldı. Tanrısal Kanun’u incelemeye devam ederken muhtemelen siz de Büyük Kanun Koyucu ve adalet Tanrısı Yehova’ya daha da yaklaşacaksınız.
a Örneğin, insan dışkısının gömülmesini, hastaların karantinaya alınmasını ve cesede dokunan kişinin yıkanmasını gerektiren yasalar, diğer milletlerin bunlarla ilgili yasalar çıkarmasından yüzyıllar önce Musa Kanunu’nda bulunuyordu.—Levililer 13:4-8; Sayılar 19:11-13, 17-19; Tesniye 23:13, 14.
b Kenan tapınaklarında sekse ayrılmış özel odalar varken, Musa Kanunu’nda kirli durumda olanların mabede girmelerinin bile yasak olduğu belirtiliyordu. Cinsel ilişkide bulunan kişi bir süre kirli duruma geldiğine göre, Yehova’nın evinde hiç kimse seksi tapınmanın meşru bir kısmı haline getiremezdi.
c Kanun’un çok önemli bir amacı öğretimdi. Gerçekten de, Encyclopaedia Judaica “kanun” diye çevrilen İbranice tora sözcüğünün ‘öğretim’ anlamına geldiğini belirtir.
d Kanun anlamlı olarak “kırın ağacı insan mıdır ki, senin tarafından muhasara olunsun?” diye soruyordu. (Tesniye 20:19) Birinci yüzyılın Yahudi bilgini Philon bu yasadan söz ederek, Tanrı’nın, “insana duyulan öfkenin masum cisimlerden çıkarılmasının haksızlık olduğunu” düşündüğünü açıklamıştı.
-
-
Yehova ‘Birçokları İçin Fidye’ SağladıYehova’ya Yaklaşın
-
-
14. BÖLÜM
Yehova ‘Birçokları İçin Fidye’ Sağladı
1, 2. Mukaddes Kitap insanlığın durumunu nasıl anlatır, tek çözüm nedir?
‘BÜTÜN yaratılış birlikte inleyip ağrı çekmektedir.’ (Romalılar 8:22, YÇ) Resul Pavlus acınacak durumumuzu bu sözlerle dile getirir. İnsanın açısından bakıldığında, acı, günah ve ölümün hiçbir çözümü yoktur. Oysa Yehova insan gibi sınırlı bir kapasiteye sahip değildir. (Sayılar 23:19) Adalet Tanrısı sıkıntılarımıza bir çözüm sağladı. Bu çözüm fidyedir.
2 Fidye Yehova’nın insanlığa en büyük armağanıdır. Günah ve ölümden kurtulmamızı mümkün kılar. (Efesoslular 1:8) Gerek gökte gerek Cennet yeryüzünde sonsuz yaşam ümidinin temeli fidyedir. (Luka 23:43; Yuhanna 3:16; I. Petrus 1:4) Acaba fidye tam olarak nedir? Yehova’nın eşsiz adaleti hakkında bize ne öğretir?
Fidye Neden Gerekli Oldu?
3. (a) Fidye neden gerekli oldu? (b) Tanrı Âdem’in soyu için neden yalnızca ölüm cezası verebilirdi?
3 Fidye, Âdem’in günahından ötürü gerekli oldu. Âdem Tanrı’ya itaatsizlik ederek soyuna hastalık, keder, acı ve ölümü miras bıraktı. (Tekvin 2:17; Romalılar 8:20) Tanrı duygusal davranıp ölümden daha hafif bir ceza veremezdi. Aksi takdirde, Kendi koyduğu ‘günahın ücreti ölümdür’ yasasını göz ardı etmiş olurdu. (Romalılar 6:23) Ve böylece Kendi adalet standartlarını geçersiz kılarak evrende kargaşa ve kanunsuzluğun hüküm sürmesine yol açardı.
4, 5. (a) Şeytan Tanrı’ya nasıl iftira etti, Yehova neden bu meydan okumayı yanıtlama zorunluluğu hissetti? (b) Şeytan, Yehova’nın vefalı hizmetçilerine yönelik hangi suçlamada bulundu?
4 Aden’deki isyan 12. bölümde gördüğümüz gibi daha büyük davalar ortaya çıkardı. Şeytan Tanrı’nın saygın ismini karaladı. Aslında, Yehova’yı yaratıklarını özgürlükten yoksun bırakan, yalancı ve zalim bir diktatör olmakla suçladı. (Tekvin 3:1-5) Şeytan, Tanrı’nın yeryüzünü doğru insanlarla doldurma amacını kesintiye uğratarak, O’nun başarısız olduğu izlenimini yarattı. (Tekvin 1:28; İşaya 55:10, 11) Yehova ortaya atılan bu davaları yanıtsız bıraksaydı, zekâ sahibi birçok varlığın O’nun yönetimine güveni bir ölçüde kaybolabilirdi.
5 Şeytan Yehova’nın vefalı hizmetçilerine de iftira etti. Onları Tanrı’ya sırf bencil güdülerle hizmet etmekle suçladı ve baskı altında hiçbirinin Tanrı’ya sadık kalmayacağını iddia etti. (Eyub 1:9-11) Bu davalar insanın içinde bulunduğu açmazdan çok daha önemliydi. Yehova haklı olarak Şeytan’ın iftira niteliğindeki suçlamalarına cevap verme zorunluluğu hissetti. Acaba bu davaları nasıl halledebilir ve insanlığı nasıl kurtarabilirdi?
Bir Karşılık Olan Fidye
6. Mukaddes Kitapta Tanrı’nın insanlığın kurtuluşu için sağladığı çözümü anlatmak üzere kullanılan ifadelerden bazıları nelerdir?
6 Yehova büyük merhametini ve üstün adaletini yansıtan öyle bir çözüm sağlamıştı ki, bunu hiçbir insan asla akıl edemezdi. Öte yandan, bu fevkalade basit bir çözümdü. Mukaddes Kitapta ona bedel ödeme, barıştırma, kurtarma, bağışlatma, kefaret gibi farklı ifadelerle değinilmektedir. (Mezmur 49:7, YÇ; Daniel 9:24; Galatyalılar 3:14; Koloseliler 1:20; İbraniler 2:17, YÇ) Fakat bunu belki en iyi anlatan terim İsa’nın kullandığıydı. Şöyle demişti: “İnsanoğlu kendisine hizmet edilmeğe değil, ancak hizmet etmeğe ve bir çokları için canını fidye [Yunanca, lyʹtron] vermeğe geldi.”—Matta 20:28.
7, 8. (a) Kutsal Yazılarda “fidye” terimi ne anlama gelir? (b) Fidye kavramı, bir karşılıkla ne yönden bağlantılıdır?
7 Fidye nedir? Burada kullanılan Yunanca sözcük ‘salıvermek, serbest bırakmak’ anlamındaki bir fiilden gelir. Bu terim, savaş tutsaklarının serbest bırakılması için ödenen para için kullanılırdı. Aslında, fidye bir şeyi geri almak için ödenen bedel olarak tanımlanabilir. İbranice Kutsal Yazılarda “fidye” sözcüğü (kofer), ‘örtmek’ anlamında bir fiilden gelir. Örneğin, Tanrı Nuh’a gemiyi “ziftlemesini” söylediğinde İbranice’de ‘ziftle örtme’ anlamında bir ifade (aynı sözcüğün bir diğer şekli) kullanılmıştı. (Tekvin 6:14) Bu kullanım, fidye vermenin günahları örtmek anlamına geldiğini görmemize de yardımcı olur.
8 Theological Dictionary of the New Testament, kofer sözcüğünün “her zaman bir karşılık” veya eşdeğerlik belirttiğini söyler. Bu nedenle, ahit sandığının örtüsünün şekli sandığa tam uyuyordu. Benzer şekilde, günah için fidye vermek ya da günahı örtmek üzere, onun yol açtığı zararı tam karşılayan ya da örten bir bedelin ödenmesi gerekiyordu. Tanrı’nın Kanunu’nda bu şöyle ifade edilmişti: “Can yerine can, göz yerine göz, diş yerine diş, el yerine el, ayak yerine ayak.”—Tesniye 19:21.
9. İmanlı insanlar neden kurbanlar sundular, Yehova bu kurbanlara ne gözle baktı?
9 Habil ve ondan sonraki imanlı insanlar, Tanrı’ya kurban olarak hayvanlar sundular. Bunu yapmakla, günahlarının ve kurtarılmaya muhtaç durumlarının farkında olduklarını, Tanrı’nın “zürriyet” veya “soy” aracılığıyla sağladığı kurtuluş vaadine iman ettiklerini gösterdiler. (Tekvin 3:15; 4:1-4; Levililer 17:11; İbraniler 11:4) Yehova bu kurbanlardan memnun oldu ve Kendisine bu şekilde tapınanlara lütuf gösterdi. Bununla birlikte, kurban olarak sunulan bu hayvanların en iyisi bile sadece bir simgeydi. Hayvanlar insandan alt düzeyde olduklarından aslında onun günahını örtemezlerdi. (Mezmur 8:4-8) Bu nedenle, Mukaddes Kitap “boğaların ve ergeçlerin kanı günahları kaldıramaz” der. (İbraniler 10:1-4) Böyle kurbanlar fidyeyi sağlayacak gerçek kurbanın sadece bir temsili ya da simgesiydiler.
‘Eşdeğerde Bir Fidye’
10. (a) Fidye olacak kişi kiminle eşdeğerde olmalıydı, neden? (b) Neden sadece bir tek insanın kurban edilmesi gerekliydi?
10 Resul Pavlus, ‘cümlesi Âdem’de ölüyor’ dedi. (I. Korintoslular 15:22) Şu halde, fidye Âdem’e tam anlamıyla eşit birinin, kusursuz bir insanın ölümünü gerektiriyordu. (Romalılar 5:14) Başka hiçbir yaratık adalet terazisini dengeleyemezdi. Yalnızca kusursuz bir insan, Âdem’in çarptırıldığı ölüm cezasını miras almamış biri, Âdem’in tam karşılığı olup ‘eşdeğerde bir fidye’ verebilirdi. (I. Timoteos 2:6) Âdem’in soyundan gelen her bireye karşılık bir kurban olmak üzere, milyarlarca insanın kurban edilmesi gerekmiyordu. Resul Pavlus bunu şöyle açıkladı: “Günah bir adam [Âdem] vasıtası ile, ve ölüm günah vasıtası ile dünyaya girdi.” (Romalılar 5:12) Ve “mademki ölüm insan vasıtası ile geldi”, Tanrı insanlığın kurtuluşunu da “insan vasıtası ile” sağladı. (I. Korintoslular 15:21) Nasıl?
‘Herkes için eşdeğerde fidye’
11. (a) Fidye olan kişi nasıl ‘her adam için ölümü tadacaktı’? (b) Âdem ve Havva neden fidyeden yararlanamazlardı? (Dipnota bakın.)
11 Yehova kusursuz bir adamın, hayatını gönüllü olarak kurban vermesini sağladı. Romalılar 6:23’e göre günahın “ücreti ölüm”dür. Fidye olan kişi ‘her adam için ölümü tadacaktı.’ Başka sözlerle, Âdem’in günahının ücretini ödeyecekti. (İbraniler 2:9; II. Korintoslular 5:21; I. Petrus 2:24) Bunun yasal açıdan önemli sonuçları olacaktı. Fidye, Âdem’in soyundan itaatli kimseler için ölüm cezasını geçersiz kılarak günahın yıkıcı gücünü kökünden yok edecekti.a—Romalılar 5:16.
12. Tek bir borcun ödenmesinin nasıl birçok insana yarar sağlayabildiğini anlatın.
12 Bunu şöyle örnekleyelim: Halkının çoğunun büyük bir fabrikada çalıştığı bir kasabada yaşadığınızı varsayın. Siz ve komşularınız yaptığınız işe karşılık iyi ücret alıyor ve rahat bir yaşam sürdürüyorsunuz. Bu durum fabrikanın kapandığı güne dek devam ediyor. Fabrika acaba neden kapanıyor? Yöneticisi yolsuzluk yaparak işletmeyi iflasa sürüklediğinden. Hepiniz aniden işsiz kaldığınızdan faturalarınızı ödeyemiyorsunuz. Bir tek adamın yolsuzluğu yüzünden eşleriniz, çocuklarınız hatta alacaklılarınız dahi zor durumda kalıyor! Acaba bir çözüm yolu var mı? Evet! Zengin bir hayırsever duruma müdahalede bulunmaya karar veriyor. Kendisi bu işletmenin değerinin farkındadır. Ayrıca o fabrikada çalışmış olan birçok işçinin ve ailelerinin yaşadığı zorluğu anlıyor. Böylece şirketin borcunu ödeyip fabrikanın tekrar açılmasını sağlıyor. Tek bir borcun iptaliyle birçok işçi, aileleri ve alacaklıları kurtuluyor. Benzer şekilde, Âdem’in borcunun iptalinden de milyarlarca insan yararlanıyor.
Fidyeyi Kim Sağladı?
13, 14. (a) Yehova insanlık için gereken fidyeyi nasıl sağladı? (b) Fidye kime ödenir, fidye ödemeye neden gerek var?
13 Yalnızca Yehova ‘dünyanın günahını kaldıran Kuzuyu’ sağlayabilirdi. (Yuhanna 1:29) Fakat Tanrı insanlığı kurtarmak için rasgele bir melek seçip göndermedi. Bunun yerine, Şeytan’ın, Kendi hizmetçilerine yönelttiği suçlamaya son ve kesin yanıtı verebilecek Kişiyi gönderdi. Evet, Yehova Kendi “sevinci” olan biricik Oğlunu göndermekle en büyük özveride bulunmuş oldu. (Süleymanın Meselleri 8:30) Tanrı’nın Oğlu kendi isteğiyle gökteki ‘ululuğunu bir yana bıraktı.’ (Filipililer 2:7, 8, YÇ) Yehova gökteki ilk Oğlunun yaşamını ve kişiliğini mucizevi şekilde Meryem isminde bir Yahudi bakirenin rahmine nakletti. (Luka 1:27, 35) Bir erkek olarak doğacak ve ismi İsa olacaktı. Fakat yasal açıdan, Âdem’in kusursuz bir karşılığı olduğundan ikinci Âdem diye de adlandırılabilirdi. (I. Korintoslular 15:45, 47) Böylece İsa kendisini günahkâr insanlık için fidye olarak kurban verebildi.
14 Bu fidye kime ödenecekti? Mezmur 49:7 fidyenin ‘Tanrı’ya’ ödendiğini kesin olarak söyler. Fakat fidyeyi sağlayan zaten Yehova değil miydi? Evet, fakat bu, parayı bir cepten alıp öbür cebe koymak gibi, fidyeyi formalite gereği yapılan anlamsız bir değiş tokuş durumuna sokmaz. Fidyenin maddi bir değiş tokuş değil, yasal bir işlem olduğu iyice anlaşılmalıdır. Yehova Kendisine çok pahalıya mal olduysa da, fidye bedelini sağlamakla kusursuz adaletine sımsıkı bağlı kaldığını doğrulamış oldu.—Tekvin 22:7, 8, 11-13; İbraniler 11:17; Yakub 1:17.
15. İsa’nın sıkıntı çekerek ölmesi neden gerekliydi?
15 İsa Mesih MS 33 yılının ilkbaharında, fidye bedelinin ödenmesiyle sonuçlanan ağır bir deneyime razı oldu. Asılsız suçlamalarla tutuklanmasına, suçlu çıkarılıp direğe gerilmesine karşı koymadı. Acaba İsa’nın bunca sıkıntıyı çekmesi gerçekten gerekli miydi? Evet, çünkü Tanrı’nın hizmetçilerinin bütünlüğü konusunda ortaya atılan dava halledilmeliydi. Tanrı’nın, Herodes’in İsa’yı bebekken öldürmesine izin vermemesi dikkate değer. (Matta 2:13-18) Ama İsa, yetişkin bir erkek olduğunda, bu davaların tam anlamıyla bilincinde olarak Şeytan’ın saldırılarının en ağırına dayanabilirdi.b Gördüğü dehşet verici muameleye karşın “mukaddes, suçsuz, lekesiz, günahkârlardan ayrılmış” durumunu koruyarak, Yehova’nın zorluklar karşısında da sadık kalan kullara sahip olduğunu kesin olarak kanıtladı. (İbraniler 7:26) Bu durumda, son nefesini verirken, muzaffer bir şekilde “tamamlandı” diye haykırması gayet doğaldı.—Yuhanna 19:30, YÇ.
Fidye Görevini Tamamlıyor
16, 17. (a) İsa kurtarıcılık görevine nasıl devam etti? (b) İsa’nın “bizim için Tanrı’nın önünde” görünmesi neden gerekliydi?
16 İsa’nın kurtarıcılık görevini tamamlaması gerekiyordu. Yehova onu ölümünden sonraki üçüncü gün diriltti. (Resullerin İşleri 3:15; 10:40) Bu çok önemli eylemle, sadece Oğlunun sadık hizmetini ödüllendirmekle kalmamış, ona Kendi Başkâhini sıfatıyla kurtarıcılık görevini tamamlaması için fırsat da vermişti. (Romalılar 1:4; I. Korintoslular 15:3-8) Resul Pavlus bunu şöyle açıklar: “Mesih, . . . . başkâhini olarak ortaya çıktı. . . . . Tekelerle danaların kanıyla değil, sonsuz kurtuluşu sağlayarak kendi kanıyla kutsal yere ilk ve son kez girdi. . . . . Çünkü Mesih, asıl kutsal yerin örneği olup insan eliyle yapılan kutsal yere değil, ama şimdi bizim için Tanrı’nın önünde görünmek üzere asıl göğe girdi.”—İbraniler 9:11, 12, 24, YÇ.
17 Mesih kendi kanını göğe götüremezdi. (I. Korintoslular 15:50) Bunun yerine, bu kanın simgelediği şeyi –kurban olarak verdiği kusursuz yaşamının yasal değerini– göğe götürdü. Sonra bu yaşamının değerini resmen “Tanrı’nın önünde” günahkâr insanlık için fidye olarak sundu. Yehova bu kurbanı kabul etti mi? Evet ve bu, MS 33 yılının Pentikost gününde mukaddes ruhun Yeruşalim’de 120 kadar öğrencinin üzerine dökülmesiyle belli oldu. (Resullerin İşleri 2:1-4) Bu çok heyecan verici bir olay idiyse de, fidyenin sağladığı şahane yararlar henüz yeni başlamıştı.
Fidyenin Yararları
18, 19. (a) Hangi iki grup insan Mesih’in kanı sayesinde mümkün kılınan barışmadan yararlanmaktadır? (b) Fidyenin ‘büyük kalabalıktan olanlara hem şimdi hem de gelecekte sağlayacağı bazı yararlar nelerdir?
18 Pavlus Koloseliler’e yazdığı mektupta Tanrı’nın, İsa’nın işkence direği üzerinde dökülen kanını esas alarak, Mesih aracılığıyla tüm diğer şeyleri Kendisiyle barıştırmayı uygun gördüğünü açıklar. Ayrıca, bu barışmanın iki farklı grubu, yani gerek ‘gökteki’ gerekse de ‘yerdeki şeyleri’ kapsadığını da bildirir. (Koloseliler 1:19, 20; Efesoslular 1:10) Birinci grup gökte, kâhinler ve yeryüzünün kralları olarak Mesih İsa ile birlikte hizmet etme ümidi verilen 144.000 kişiden oluşur. (Vahiy 5:9, 10; 7:4; 14:1-3) Onlar aracılığıyla fidyenin yararları itaatli insanlara bin yıllık dönem boyunca adım adım uygulanacaktır.—I. Korintoslular 15:24-26; Vahiy 20:6; 21:3, 4.
19 ‘Yerdeki şeyler’ yeryüzündeki Cennette kusursuz yaşama kavuşmayı bekleyen kişilerdir. Vahiy 7:9-17 onları yaklaşan ‘büyük sıkıntıda’ hayatta kalacak bir “büyük kalabalık” olarak betimler. Fakat onların fidyenin yararlarını elde edebilmek için o zamana dek beklemeleri gerekmez. Onlar zaten ‘kaftanlarını yıkamış ve onları Kuzunun kanında beyaz etmişlerdir.’ Fidyeye iman ettiklerinden şimdiden bu sevgi dolu düzenlemeden ruhi yararlar elde etmişlerdir. Tanrı’nın dostları olarak aklanmışlardır! (Yakub 2:23) İsa’nın kurban olması sonucu ‘inayet tahtına cesaretle yaklaşabilmektedirler.’ (İbraniler 4:14-16) Hata yaptıklarında gerçekten bağışlanırlar. (Efesoslular 1:7, 8) Kusurlu oldukları halde, temiz bir vicdana sahiptirler. (İbraniler 9:9; 10:21; I. Petrus 3:21) Öyleyse, Tanrı’yla barışma ileride olması ümit edilen bir gelişme değil, şu anda var olan bir gerçektir! (II. Korintoslular 5:19, 20) Onlar Bin Yıllık dönemde ‘yozlaşmaya köle olmaktan’ yavaş yavaş kurtarılıp ‘Tanrı çocuklarının yüce özgürlüğüne kavuşturulacaklardır.’—Romalılar 8:21, YÇ.
20. Fidye üzerinde derin düşündüğünüzde şahsen nasıl etkileniyorsunuz?
20 Fidye için “İsa Mesih vasıtası ile Allaha şükür!” (Romalılar 7:25) Fidye ilke olarak basitse de, içimizi hayranlıkla dolduracak kadar derin bir anlam taşır. (Romalılar 11:33) Ve üzerinde şükranla düşündüğümüzde, yüreğimizi etkileyerek bizi adalet Tanrısı’na daha da yaklaştırır. Öyleyse, Mezmur yazarı gibi biz de ‘doğruluğu, adaleti seven’ Yehova’yı övmek için her nedene sahibiz.—Mezmur 33:5, YÇ.
a Âdem ve Havva fidyeden yararlanamazlardı. Çünkü Musa Kanunu’nda kasten adam öldüren kişiyle ilgili şu ilke belirtilmişti: “Ölümü hak etmiş katilin canı için bedel almayacaksınız.” (Sayılar [Çölde Sayım] 35:31, YÇ) Açıkça görüldüğü gibi, Âdem ve Havva Tanrı’ya kasten, bilerek itaatsizlik ettiklerinden ‘ölümü hak etmişlerdi.’ Böylece, sonsuz yaşam ümidini de kaybetmişlerdi.
b İsa’nın, Âdem’in günahını karşılamak için kusursuz bir çocuk değil, kusursuz bir adam olarak ölmesi gerekiyordu. Âdem’in davranışının ve bunun sonuçlarının ciddiyetinin tam bilincinde olarak, bile bile suç işlediğini unutmayın. İsa’nın “son Âdem” olup bu günahı örtebilmek için, Yehova’ya bütünlüğünü korumak üzere erişkin, olgun biri olarak bilinçli bir seçim yapması gerekiyordu. (I. Korintoslular 15:45, 47) Böylece, İsa’nın tüm sadık yaşamı –kurban olarak ölümü de dahil– “bir doğru çıkarma eylemi” oldu.—Romalılar 5:18, 19, İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri.
-
-
İsa Yeryüzüne Adalet GetirirYehova’ya Yaklaşın
-
-
15. BÖLÜM
İsa Yeryüzüne Adalet Getirir
1, 2. İsa hangi durum karşısında öfkelendi, neden?
İSA’NIN öfkeli olduğu belliydi ve bunda çok haklıydı. Bu yumuşak huylu adamı zihninizde bu haliyle canlandırmakta zorlanabilirsiniz. (Matta 21:5) Tabii, bu onun özdenetimini yitirdiği anlamına gelmez, çünkü öfkelenmekte haklıydı.a Acaba bu barışsever adamı böylesine öfkelendiren neydi? Yapılan büyük bir adaletsizlik.
2 Yeruşalim’deki mabet İsa için çok değerliydi. Tüm dünyada, gökteki Babasına sunulan tapınmaya adanmış tek kutsal yer orasıydı. Yahudiler birçok ülkeden uzun yollar katederek oraya tapınmaya gelirlerdi. Hatta diğer uluslardan bile Tanrı’dan korkar kişiler oraya gelip mabedin kendilerine ayrılan avlusuna girerlerdi. İsa hizmetinin başlarında mabet alanına girdiğinde dehşet verici bir sahneyle karşılaşmıştı. Orası bir ibadethane olmaktan çıkıp, ticarethaneye dönmüştü! Satıcılarla, sarraflarla doluydu. Acaba adaletsizlik bunun neresindeydi? Tanrı’nın mabedi bu adamların gözünde sadece halkı sömürme, hatta soyma yeri olmuştu. Nasıl mı?—Yuhanna 2:14.
3, 4. Halk Yehova’nın evinde nasıl açgözlülükle sömürülüyordu, İsa durumu düzeltmek için ne yaptı?
3 Din adamları, mabet vergisinin ancak özel bir sikkeyle ödenebileceğine ilişkin bir kural koymuşlardı. Ziyaretçiler ellerindeki parayı bu sikkeyle değiştirmek zorundaydılar. Bu sayede sarraflar masalarını mabedin tam ortasına kuruyor, yaptıkları her değiş tokuş karşılığında ücret alıyorlardı. Hayvan satışı da çok kârlı bir işti. Kurban sunmak isteyen ziyaretçiler, kentteki herhangi bir satıcıdan kurbanlık hayvan satın alabilirlerdi, ama mabet memurları bu sunuları uygun olmadıkları gerekçesiyle kolayca reddedebiliyorlardı. Oysa, mabet alanından satın alınanların kabul edileceği kesindi. Satıcılar, ellerine düşen bu insanlardan, sattıkları hayvanlar için bazen aşırı yüksek fiyatlar istiyorlardı.b Yapılan iş adi bir ticaretten de beterdi. Resmen soygunculuktu!
“Bunları buradan kaldırın!”
4 İsa böyle bir adaletsizliğe göz yumamazdı. Orası Babasının eviydi! İpten bir kamçı yaparak koyun ve sığır sürülerini mabetten attı. Sonra sarrafların üstüne yürüyüp masalarını devirdi. Onca sikkenin mermer zemine savruluşunu hayalinizde canlandırın! Güvercin satanlara sert bir şekilde “bunları buradan kaldırın” diye emretti. (Yuhanna 2:15, 16) Anlaşılan, kimse bu yürekli adama karşı koymaya cüret edemedi.
‘Babasının Oğlu’
5-7. (a) İsa’nın insan öncesi yaşamının onun adalet duygusu üzerinde nasıl etkisi oldu, İsa’nın örneğini inceleyerek neler öğrenebiliriz? (b) Mesih, Yehova’nın egemenliği ve ismi konusundaki adaletsizlikle nasıl savaştı?
5 Tabii, İsa gittikten sonra satıcılar mabede geri döndüler. Üç yıl kadar sonra İsa aynı adaletsizlikle yeniden mücadele etmek zorunda kaldı. Bu sefer, Yehova’nın, Kendi evini ‘haydut inine’ çevirenleri mahkûm eden sözlerini alıntıladı. (Matta 21:13; Yeremya 7:11) Evet, İsa insanların açgözlülükle sömürüldüğünü, Tanrı’nın mabedinin kirletildiğini gördüğünde Babasının hissettiklerini aynen hissetti. Bu gayet doğaldı! O milyonlarca yıl boyunca gökteki Babası tarafından eğitilmişti. Bunun sonucu olarak, Yehova’daki adalet duygusu ona da aşılanmıştı. Böylece, İsa ‘babasının oğlu’ özdeyişinin canlı bir örneği olmuştu. Öyleyse, Yehova’nın adalet niteliği konusunda net bir görüş kazanmak istiyorsak, yapabileceğimiz en doğru şey İsa Mesih’in örneği üzerinde derin düşünmektir.—Yuhanna 14:9, 10.
6 Şeytan, Yehova Tanrı’yı haksız yere yalancılıkla suçlayıp yönetiminin doğruluğundan kuşku uyandırdığı sırada, Yehova’nın biricik Oğlu oradaydı. Bu ne korkunç bir iftiraydı! Bu Oğul, Şeytan’ın daha sonra Yehova’ya meydan okuyarak, kimsenin O’na çıkarsız bir sevgiyle hizmet etmeyeceği iddiasına da tanık olmuştu. Bu asılsız suçlamalar hiç kuşkusuz doğruluğu seven Oğul’un yüreğini sızlatmıştı. Bu yalanları temizleme işinde başrolü oynayacağını öğrendiğinde ne kadar heyecan duymuş olmalı! (II. Korintoslular 1:20) Acaba bunu nasıl yapacaktı?
7 Şeytan, Yehova’nın yaratıklarının bütünlüğü konusunda kuşku uyandıran bir iddiada bulunmuştu. 14. bölümde öğrendiğimiz gibi, İsa Mesih bu iddiaya son ve kesin yanıtı verdi. Bu şekilde, Yehova’nın egemenlik hakkının nihai olarak doğrulanıp isminin kutsanması için temel atmış oldu. “Önder” sıfatıyla Yehova’nın adaletini evrensel çapta gerçekleştirecekti. (Resullerin [Elçilerin] İşleri 5:31, YÇ) Yeryüzündeki yaşamıyla da aynı şekilde Tanrısal adaleti yansıttı. Yehova onun hakkında, “Ruhumu, O’nun üzerine koyacağım, O da adaleti uluslara ilan edecek” demişti. (Matta 12:18, Müjde) İsa bu sözleri nasıl gerçekleştirdi?
İsa Adaletin Anlamına Açıklık Getirdi
8-10. (a) Yahudi dinsel liderlerin sözlü töreleri, Yahudi olmayanları ve kadınları hor görmeyi nasıl teşvik ediyordu? (b) Sözlü yasalar Yehova’nın Sebt yasasını nasıl yük haline getirmişti?
8 İsa, Yehova’nın Kanunu’nu seviyor ve ona uygun yaşıyordu. Oysa o günün dinsel liderleri bu Kanun’u çarpıtıp yanlış uyguluyorlardı. İsa onlara “vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! . . . . Kutsal Yasa’nın daha önemli konularını –adaleti, merhameti, sadakati– ihmal edersiniz” dedi. (Matta 23:23, YÇ) Tanrı’nın Kanunu’nu öğreten o öğretmenler adaletin anlamını açıklamadıkları gibi, Tanrısal adaleti anlaşılmaz hale de getiriyorlardı. Nasıl mı? Birkaç örnek ele alalım.
9 Yehova kavmine çevresindeki pagan milletlerden ayrı kalmasını emretmişti. (I. Kırallar 11:1, 2) Böyle olmakla birlikte, bazı fanatik din adamları, halkı Yahudi olmayan herkesi hor görmeye teşvik ediyorlardı. Mişna’ya şu kuralı bile sokmuşlardı: “Sünnetsizler hayvanlarla ilişkide bulunabileceklerinden, sığırları onların hanlarında bırakmayın.” Yahudi olmayan herkese istisnasız böyle önyargılı davranmak haksızlıktı ve Musa Kanunu’nun ruhuna tamamen aykırıydı. (Levililer 19:34) Konulan başka kurallar da kadınları aşağılıyordu. Sözlü yasaya göre, kadın kocasının yanında değil, arkasında yürümeliydi. Erkeğe, bir kadınla –kendi karısıyla bile– herkesin önünde sohbet etmemesi tembih ediliyordu! Kadınların, aynı köleler gibi, mahkemede tanıklık etmesine izin verilmiyordu. Hatta erkeklerin Tanrı’ya kendilerini kadın yaratmadığı için şükrettiği resmi bir şükran duası bile vardı!
10 Dinsel liderler, Tanrı’nın Kanunu’nu insanların koyduğu yığınla kural ve talimatın ardına gizliyorlardı. Örneğin, Sebt yasası, Sebt günü iş yapmayı yasaklayarak o günü tapınmaya, ruhen canlanmaya ve dinlenmeye ayırıyordu. Gelgelelim, Ferisiler o yasayı yük haline getirmişlerdi. ‘İş yapmakla’ ne kastedildiğine kendileri karar veriyorlardı. Ekin biçmek ya da avlanmak gibi 39 farklı etkinliği iş kapsamına alıp sınıflandırmışlardı. Bu sınıflandırma bitmez tükenmez sorulara neden oluyordu. Örneğin, bir kimse Sebt günü pire öldürürse avlanmış sayılır mıydı? Yolda yürürken yemek için bir avuç başak koparırsa ekin biçmiş olur muydu? Hasta birini iyileştirirse iş yapmış sayılır mıydı? Böyle sorular ayrıntılı katı kurallarla cevaplanıyordu.
11, 12. İsa, Ferisilerin Kutsal Yazılara dayanmayan törelerine karşı olduğunu nasıl ifade etti?
11 Acaba böyle bir ortamda, İsa insanların adaletin anlamını kavramasına nasıl yardım edecekti? O, hem öğretileriyle, hem de yaşam tarzıyla din adamlarına karşı cesaretle tavır aldı. Önce, onun öğretilerinden bazılarını ele alalım. İnsanların sayısız kurallar koymasını, “kuşaktan kuşağa aktardığınız törelerle Tanrı’nın sözünü geçersiz kılıyorsunuz” diyerek açıkça kınadı.—Markos 7:13, YÇ.
12 İsa Ferisilerin Sebt yasası konusundaki yanlışlarını, yani bu yasanın esas amacını gözden kaçırdıklarını etkileyici şekilde gösterdi. Mesih’in “Sebt gününün Rabbi” olması nedeniyle Sebt gününde insanları iyileştirmeye hakkı olduğunu açıkladı. (Matta 12:8) Bu noktayı vurgulamak amacıyla Sebt günü herkesin gözü önünde iyileştirme mucizeleri yaptı. (Luka 6:7-10) Bu olaylar onun Bin Yıllık Hükümdarlığı sırasında dünya çapında yapacağı mucizeler hakkında genel bir fikir veriyordu. Bin Yıllık dönem en büyük Sebt olacak. O zaman tüm sadık insanlar, yüzyıllardır günah ve ölüm yükü altında çektikleri zahmetten nihayet kurtulup rahata kavuşacak.
13. Mesih’in yerdeki hizmetinin sonucunda hangi yasa varlık buldu, bu öncekinden nasıl farklıydı?
13 İsa, yerdeki hizmetini tamamladıktan sonra varlık bulan yeni bir yasa, yani ‘Mesih’in kanunu’ aracılığıyla da adaletin anlamına açıklık getirdi. (Galatyalılar 6:2) Önceki Musa Kanunu’nun tersine, bu yeni yasa genelde bir sürü yazılı emre değil, ilkelere dayanıyordu. Bununla birlikte, bazı direkt emirler de içeriyordu. İsa bunlardan birini “yeni bir emir” diye adlandırdı. Tüm takipçilerine, birbirlerini kendisi gibi sevmelerini öğretti. (Yuhanna 13:34, 35) Evet, özverili sevgi ‘Mesih’in kanununa’ göre yaşayan herkesi tanıtan özellik olmalıydı.
Adaletin Canlı Örneği
14, 15. İsa yetki sınırlarının farkında olduğunu nasıl gösterdi; bu davranışı neden güven perçinledi?
14 İsa sevgiyi sadece öğretmekle kalmadı. ‘Mesih’in kanununu’ bizzat yaşadı. Bunu yaşam tarzıyla somut bir şekilde gösterdi. Şimdi, İsa’nın örneğinin adaletin anlamına açıklık getirdiği üç noktayı ele alalım.
15 Birincisi, İsa herhangi bir şekilde adaletsizlik yapmaktan titizlikle kaçındı. Birçok adaletsizliğin, kusurlu insanların küstahlaşıp yetki sınırlarını aşmaları sonucu ortaya çıktığına belki siz de dikkat etmişsinizdir. İsa bunu yapmadı. Bir keresinde, bir adam ona yaklaşıp ‘“Öğretmen!” dedi, “kardeşime söyle de şu mirası benimle bölüşsün.”’ İsa ona ne karşılık verdi? ‘“Ey adam” dedi, “beni üzerinize kim yargıç ya da miras dağıtıcısı atadı?”’ (Luka 12:13, 14, İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri) Dikkate değer bir davranış değil mi? İsa, zekâsı, ayırt etme gücü ve hatta Tanrı’nın kendisine bağışladığı yetki açısından herkesten üstündü, ama buna rağmen böyle bir meseleye karışmayı reddetti, çünkü bunu yapmak için özel bir yetki almamıştı. O her zaman, hatta insan olarak doğmadan önce gökte yaşadığı binlerce yıl boyunca da, böyle haddini bilen biriydi. (Yahuda 9) Neyin adaletli olduğu konusunda Yehova’nın kararına alçakgönüllülükle duyduğu güven onun hakkında çok şey anlatır.
16, 17. (a) İsa, Tanrı’nın Gökteki Krallığının iyi haberini iletme tarzıyla da adaleti nasıl ortaya koydu? (b) İsa, adalet duygusunun merhamet içerdiğini nasıl gösterdi?
16 İkincisi, İsa Tanrı’nın Gökteki Krallığının iyi haberini duyurma tarzıyla da adalet gösterdi. Önyargılı davranmadı. Aksine, büyük bir istekle zengin, fakir her tür insana erişmeye çalıştı. Bunun tersine, Ferisiler amhaarets ya da “avam” dedikleri yoksul, sıradan kimseleri hor görüp dışlıyorlardı. İsa bu adaletsizliğe karşı cesur bir mücadeleye girişti. Halka iyi haberi bildirdiği ya da bu amaçla onlarla yemek yediği, karınlarını doyurduğu, onları fiziksel açıdan iyileştirdiği, hatta dirilttiği zamanlar, her tür insana iyi haberin iletilmesini isteyen Tanrı’nın adaletini yüceltti.c—I. Timoteos 2:4.
17 Üçüncüsü, İsa’nın adalet duygusu derin bir merhamet içeriyordu. Günahkârlara yardım etmeye büyük çaba gösteriyordu. (Matta 9:11-13) Kendini korumaktan aciz kimselerin hemen yardımına koşuyordu. Örneğin, başka uluslardan hiç kimseye güvenmeme fikrini yayan din adamlarının görüşünü paylaşmıyordu. Esas görevi Yahudi halkına yönelikse de, çeşitli uluslardan bazı kişilere de merhametle yardım edip öğretiyordu. Romalı bir subayın hastasını iyileştirmeyi kabul etmiş ve “ben İsrailde bu kadar büyük imanı kimsede bulmadım” demişti.—Matta 8:5-13.
18, 19. (a) İsa kadınların onurlandırılmasını ne şekilde destekledi? (b) İsa’nın örneği cesaretle adalet arasındaki bağlantıyı görmemize nasıl yardımcı olur?
18 Benzer şekilde, İsa kadınların aleyhindeki yaygın görüşleri desteklemedi. Tersine, cesaretle doğru olanı yaptı. Samiriyeli kadınlar diğer milletlerden olanlar kadar kirli sayılırlardı. Oysa İsa, Sihar’daki kuyunun başında Samiriyeli bir kadına vaaz etmekten çekinmedi. Aslında, kendisinin vaat edilen Mesih olduğunu ilk kez bu kadına açıkladı. (Yuhanna 4:6, 25, 26) Ferisiler kadınlara Tanrı’nın Kanunu’nun öğretilmemesi gerektiğini söylüyorlardı, oysa İsa kadınlara öğretmek için çok zaman ve çaba harcadı. (Luka 10:38-42) Ayrıca töreler, kadınların güvenilir bir tanıklıkta bulunamayacağını savunurken, İsa diriltildikten sonra, bazı kadınları kendisini ilk görenler olma ayrıcalığı ile onurlandırdı. Hatta onlara bu çok önemli olayı gidip erkek öğrencilerine anlatmalarını da söyledi.—Matta 28:1-10.
19 Evet, İsa milletler için de adaletin anlamına açıklık getirdi. Bunu, kendisini defalarca tehlikeye atarak yaptı. İsa’nın örneği gerçek adaleti savunmanın cesaret gerektirdiğini görmemize yardım eder. O yerinde olarak “Yahuda sıptından olan Aslan” diye adlandırılmıştır. (Vahiy 5:5) Aslanın cesaret ve adaletin simgesi olduğunu anımsayın. Yakın gelecekte, İsa adaleti daha büyük çapta gerçekleştirecek. Yeryüzünde tam anlamıyla ‘adalet sağlayacak.’—İşaya 42:4, YÇ.
Mesih Kral Yeryüzüne Adalet Getirir
20, 21. Mesih Kral bizim zamanımızda hem dünya çapında hem de kendi cemaati içinde adaleti nasıl desteklemektedir?
20 İsa, Mesih Kral olduğu 1914’ten beri yeryüzünde adaleti desteklemektedir. Nasıl mı? Matta 24:14’te bulunan peygamberliğini gerçekleştirme sorumluluğunu üstlenerek. İsa’nın yeryüzündeki takipçileri her ülkeden insana Yehova’nın Gökteki Krallığı hakkındaki hakikati öğretirler. İsa gibi onlar da vaaz etme işini tarafsız ve adil biçimde yürüterek genç yaşlı, zengin fakir, kadın erkek herkese adalet Tanrısı Yehova’yı tanıma fırsatı vermeye çalışırlar.
21 İsa, Başı olduğu cemaatin içinde de adaleti desteklemektedir. Önceden bildirildiği gibi, o, ‘insan olan hediyeler’ verdi; bunlar cemaate önderlik eden güvenilir ihtiyarlardır. (Efesoslular 4:8-12) Bu adamlar Tanrı’nın değerli sürüsüne çobanlık ederken, adaleti desteklemek açısından İsa Mesih’in örneğine uygun davranırlar. İsa’nın, konumlarına, toplumun gözündeki önemlerine ya da maddi koşullarına bakmaksızın, koyunlarına adaletle davranılmasını istediğini daima akılda tutarlar.
22. Yehova günümüz dünyasında dal budak salmış adaletsizlik karşısında ne hisseder, Oğlu’nu bu konuda ne yapmakla görevlendirdi?
22 Bununla birlikte, İsa yakın gelecekte yeryüzünde adaleti benzeri görülmemiş şekilde gerçekleştirecek. Bu yoz dünyada adaletsizlik dal budak salmıştır. Açlık yüzünden ölen her çocuk mazur görülemez bir adaletsizliğin kurbanıdır; özellikle de savaş silahları üretmek ve zevk peşinden koşanların bencil kaprislerini tatmin etmek için savrulan para ve zaman düşünülecek olursa. Her yıl milyonlarca kişinin boş yere ölümü de adaletsizliğin çeşitli türlerinden biridir ve bütün bunlar Yehova’yı haklı olarak öfkelendirir. Yehova her tür adaletsizliğe kalıcı bir son vermek üzere Oğlu’nu bu kötü sistemin tümüne adil bir savaş açmakla görevlendirdi.—Vahiy 16:14, 16; 19:11-15.
23. Mesih Armagedon’dan sonra adaleti sonsuza dek nasıl destekleyecek?
23 Bununla birlikte, Yehova’nın adaleti, kötülerin yok edilmesinden daha da fazlasını gerektirir. O, Oğlu’nu dünyayı ‘Barış Prensi’ olarak yönetmekle görevlendirdi. Armagedon savaşından sonra İsa’nın yönetimi, dünya çapında barış getirecek ve İsa ‘adaletle’ yönetecek. (İşaya 9:6, 7) Dünyada bunca sefalet ve acıya neden olan her tür adaletsizliği büyük bir zevkle ortadan kaldıracak. Yehova’nın kusursuz adaletini sonsuza dek sadakatle koruyacak. Öyleyse, bizim Yehova’nın adaletini şimdiden örnek almaya çalışmamız ne kadar önemli! Bunu nasıl yapabileceğimizi gelecek bölümde göreceğiz.
a İsa haklı olarak öfkelendiğinde, her kötülüğe karşı “gazapla dolu” olan Yehova gibi davrandı. (Nahum 1:2) Örneğin, Yehova dik başlı kavmine Kendi evini ‘haydut inine’ çevirdiklerini söyledikten sonra, ‘bu yerin üzerine öfkesinin ve kızgınlığının döküleceğini’ bildirmişti.—Yeremya 7:11, 20.
b Mişna’ya göre, birkaç yıl sonra, mabette güvercinlerin çok yüksek fiyata satılması yüzünden bir protesto gösterisi yapıldı. Fiyat derhal yüzde 99 indirildi. Acaba bu kârlı ticaretten en çok kazanan vurguncu kimdi? Bazı tarihçilere göre, mabetteki çarşının sahibi Başkâhin Hanna ve ailesiydi; onların muazzam servetinin büyük bir kısmı bu ticarete dayanıyordu.—Yuhanna 18:13.
c Ferisiler, Kanun bilgisi olmayan sıradan insanların “lânetli” olduğunu savunuyorlardı. (Yuhanna 7:49) Böyle kimselere bilgi vermemek, onlarla iş yapmamak, yemek yememek, birlikte dua etmemek gerektiğini söylüyorlardı. Onlara göre, insan kızının böyle biriyle evlenmesine izin vereceğine onu canavarlara teslim etse daha iyiydi. Böyle sıradan kimseler için dirilme ümidinin söz konusu olmadığı görüşündeydiler.
-
-
Tanrı’nın Yolunda Adaletle DavranmakYehova’ya Yaklaşın
-
-
16. BÖLÜM
Tanrı’nın Yolunda Adaletle Davranmak
1-3. (a) Yehova’ya neden borçluyuz? (b) Sevgi dolu Kurtarıcımız yaptıklarına karşılık bizden ne ister?
BATMAKTA olan bir gemide adeta kapana kısıldığınızı varsayın. Tam hiçbir ümit kalmadığını düşündüğünüz sırada, birisi imdada yetişip sizi güvenli bir yere çekiyor. Kurtarıcınız sizi tehlikeden uzaklaştırıp “artık güvenliktesiniz” dediğinde ne büyük bir ferahlık duyardınız! Kendinizi o kişiye borçlu hissetmez miydiniz? Ona gerçek anlamda hayatınızı borçlu olurdunuz.
2 Yehova’nın bizim için yaptıkları bazı bakımlardan buna benzetilebilir. O’na borçlu olduğumuza kuşku yok. Her şeyden önce, sağladığı fidye sayesinde günah ve ölümün pençesinden kurtulmamızı mümkün kıldı. Bu değerli kurbana iman ettiğimiz sürece, günahlarımızın bağışlandığını ve sonsuz geleceğimizin güvencede olduğunu bilerek kendimizi güvenlikte hissederiz. (I. Yuhanna 1:7; 4:9) Daha önce 14. bölümde gördüğümüz gibi, fidye Yehova’nın sevgi ve adaletinin üstün bir ifadesidir. Acaba biz buna nasıl karşılık vermeliyiz?
3 Sevgi dolu Kurtarıcımızın, yaptıklarına karşılık bizden ne istediğini düşünmemiz yerinde olur. Yehova, Mika peygamber aracılığıyla şunu diyor: “Ey adam, iyi olanı sana bildirdi; ve hak olanı yapmak, ve merhameti sevmek, ve Allahınla alçak gönüllü olarak yürümekten başka RAB senden ne ister?” (Mika 6:8) Yehova’nın bizden karşılık olarak istediklerinden birinin, “hak” olanı yapmak, yani adaletle davranmak olduğuna dikkat edin. Bunu nasıl yapabiliriz?
Gerçek Doğruluğun Peşinde Olun
4. Yehova’nın bizden doğruluk standardına uygun yaşamamızı beklediğini nereden biliyoruz?
4 Yehova bizden doğru ve yanlış konusunda koyduğu standartlara uygun yaşamamızı bekler. Standartları adil ve doğru olduğundan, onlara uyduğumuzda adalet ve doğruluğun peşinde oluruz. İşaya 1:17 “iyilik etmeği öğrenin; adaleti arayın” diyor. Tanrı’nın Sözü ‘doğruluğu aramamızı’ öğütlüyor. (Tsefanya 2:3, YÇ) Aynı zamanda, hakiki adalet ve vefada Tanrı’nın iradesine göre yaratılmış olan yeni kişiliği’ giymeye ısrarla teşvik ediyor. (Efesoslular 4:24) Gerçek doğruluk –‘hakiki adalet’– kişiyi şiddet, pislik ve ahlaksızlıktan kaçınmaya yöneltir, çünkü bunlar kutsal olanı bozar.—Mezmur 11:5; Efesoslular 5:3-5.
5, 6. (a) Yehova’nın standartlarına uymak bizim için neden yük değildir? (b) Mukaddes Kitap doğruluğun peşinde koşmanın devam eden bir süreç olduğunu nasıl gösterir?
5 Yehova’nın doğruluk standardına uygun yaşamak bizim için yük müdür? Hayır. Yehova’ya yürekten bağlanan biri O’nun taleplerini yük olarak görmez. Tanrımızı tüm özellikleriyle sevdiğimizden O’nun hoşuna giden tarzda yaşamak isteriz. (I. Yuhanna 5:3) Yehova’nın ‘adaleti sevdiğini’ unutmayın. (Mezmur 11:7) Tanrı’nın adaletini veya doğruluğunu gerçekten örnek alacaksak, O’nun sevdiklerini sevmeli, nefret ettiklerinden nefret etmeliyiz.—Mezmur 97:10.
6 Kusurlu insanların doğruluğun peşinde olması hiç de kolay değildir. Eski kişiliği kötü alışkanlıklarıyla birlikte üzerimizden çıkarıp atmalı ve yeni kişiliği giymeliyiz. Mukaddes Kitap yeni kişiliğin ‘tam bilgiyle yenilendiğini’ söyler. (Koloseliler 3:9, 10) ‘Yenilenme’ sözü yeni kişiliği giymenin bitmeyen süreç olduğunu ve sebatla çaba harcamayı gerektirdiğini gösterir. Doğru olanı yapmak üzere ne kadar gayret edersek edelim, günaha eğilimli yapımızın düşünce, söz veya işlerimizde bizi kusur işlemeye yönelttiği zamanlar olabilir.—Romalılar 7:14-20; Yakub 3:2.
7. Doğruluğun peşinde koşmaya gayret ederken başarısızlıklarımızla ilgili görüşümüz ne olmalı?
7 Doğruluğun peşinde koşmaya gayret ederken başarısızlıklarımızla ilgili görüşümüz ne olmalı? Günahın ciddiyetini küçümsemeyi elbette istemeyiz. Aynı zamanda, işlediğimiz kusurlar yüzünden Yehova’ya hizmete uygun olmadığımızı düşünerek asla pes etmeyelim. Merhametli Tanrımız gerçekten tövbe edenlerin yeniden lütfuna erişebilmesi için bir düzenleme yaptı. Resul Yuhanna’nın güven perçinleyen şu sözlerini düşünün: “Bunları size günah işlemeyesiniz diye yazıyorum.” Fakat sonra gerçekçi olarak şunları da ekledi: “Ama içimizden biri [miras aldığı kusurluluktan ötürü] günah işlerse, adil olan İsa Mesih bizi Baba’nın önünde savunur.” (I. Yuhanna 2:1, YÇ) Evet, Yehova günahkâr yapımıza rağmen Kendisine kabul ettiği tarzda hizmet edebilmemiz için İsa’yı fidye verdi. Bu bizi, O’nu memnun edebilmek üzere elimizden geleni yapmaya yöneltmez mi?
İyi Haber ve Tanrısal Adalet
8, 9. İyi haberin ilanı Yehova’nın adaletini nasıl kanıtlar?
8 Tanrı’nın Gökteki Krallığının müjdesini duyurma işine tam anlamıyla katılarak adaletle davranmış ve aslında Tanrısal adaleti örnek almış oluruz. Acaba Yehova’nın adaletiyle iyi haber arasında ne gibi bir bağlantı var?
9 Yehova önce bir uyarıda bulunmadan bu kötü sistemin sonunu getirmeyecek. İsa sonun vaktinde nelerin olacağını bildirirken ‘önce bütün milletlere incilin vaaz edilmesi gerektir’ dedi. (Markos 13:10; Matta 24:3) “Önce” sözcüğünü kullanması, dünya çapında yapılan vaaz etme işini başka olayların izleyeceğini gösterir. Bu olaylar arasında geleceği bildirilen büyük sıkıntı da bulunuyor; bu olay, kötüler için yok oluş anlamına gelecek ve doğruluğun saltanat süreceği yeni bir dünyanın gelmesine yol hazırlayacak. (Matta 24:14, 21, 22) Kuşkusuz hiç kimse haklı olarak Yehova’yı kötülere adaletsizlik yapmakla suçlayamaz. O kötülere uyarıda bulunulmasını sağlayarak, yollarını değiştirip yıkımdan kurtulabilmeleri için bol bol fırsat veriyor.—Yunus 3:1-10.
Tanrısal adaleti, iyi haberi başkalarıyla tarafsızca paylaşarak gösteririz
10, 11. Müjdeyi duyurma işine katılmakla Tanrısal adaleti nasıl yansıtıyoruz?
10 İyi haberi vaaz etmemiz Tanrısal adaleti nasıl yansıtır? Öncelikle, başkalarının kurtulmasına yardım etmek üzere elimizden geleni yapmamız doğru bir davranıştır. Batmakta olan gemiden kurtulma örneğine dönelim. Cankurtaran sandalına binince hâlâ sularda çırpınanlara yardım etmeyi kuşkusuz isterdiniz. Benzer şekilde, bizim de hâlâ bu kötü dünyanın ‘sularında’ çırpınmakta olanlara karşı yükümlülüğümüz var. Birçoklarının mesajımızı reddettiği bir gerçek. Ama Yehova sabır göstermeye devam ettiği sürece, onlara ‘tövbe etmeleri’ ve böylece kurtulma ümidine sahip olmaları için fırsat verme sorumluluğu taşıyoruz.—II. Petrus 3:9, YÇ.
11 Karşılaştığımız herkese müjdeyi duyurarak, başka önemli bir yönden de adaletle davranıyoruz: Tarafsız bir tutum sergiliyoruz. “Tanrı’nın insanlar arasında ayrım yapmadığını, ama kendisinden korkan ve doğru olanı yapan kişiyi, ulusuna bakmaksızın kabul ettiğini” anımsayın. (Resullerin [Elçilerin] İşleri 10:34, 35, YÇ) O’nun adalet örneğine uyacaksak, insanlara karşı önyargılı olmamalıyız. Bunun yerine, ırklarına, sosyal seviyelerine ya da mali durumlarına bakmaksızın onlarla iyi haberi paylaşmalıyız. Böylece dinleyen herkese iyi haberi işitip karşılık verme fırsatı tanımış oluyoruz.—Romalılar 10:11-13.
Başkalarına Davranış Tarzımız
12, 13. (a) Neden başkalarını yargılamakta acele etmemeliyiz? (b) İsa’nın “yargılamayın”, “mahkûm etmeyin” öğüdünün anlamı nedir? (Dipnota da bakın.)
12 Başkalarına Yehova’nın bize davrandığı tarzda davranarak da adalet niteliğini gösterebiliriz. Başkalarını yargılamak, hatalarını eleştirmek, niyetlerinden kuşkulanmak çok kolaydır. Oysa Yehova’nın bizim güdülerimizi ve zayıflıklarımızı acımasızca irdelemesini hangimiz isterdik? O bunu yapmaz. Mezmur yazarı “eğer fesatları hesaba alırsan, ey Yehova, ya Rab, kim durabilir?” dedi. (Mezmur 130:3) Adaletli ve merhametli Tanrımızın hatalarımızın üzerinde durmamasına müteşekkir değil miyiz? (Mezmur 103:8-10) Öyleyse, acaba bizim başkalarına nasıl davranmamız gerekir?
13 Tanrı’nın adaletinin özünde merhamet olduğunu kavrarsak, aslında bizi ilgilendirmeyen ya da önemsiz konularda başkalarını hemen yargılamayız. İsa Dağdaki Vaazında “başkasını yargılamayın ki, siz de yargılanmayasınız” uyarısında bulundu. (Matta 7:1, YÇ) Luka’nın kaydına göre, İsa buna ‘mahkûm etmeyin, siz de mahkûm olmazsınız’ sözünü de ekledi.a (Luka 6:37) İsa kusurlu insanların başkalarını yargılama eğilimi taşıdıklarının farkında olduğunu dile getirdi. Dinleyicilerinden, başkalarını insafsızca yargılama huyuna sahip olanlar, bu huylarından vazgeçmeliydiler.
14. Hangi nedenlerle, başkalarını ‘yargılamaktan vazgeçmeliyiz’?
14 Başkasını yargılamaktan neden vazgeçmeliyiz? Her şeyden önce, buna yetkimiz yoktur. İsa’nın öğrencisi Yakub bize şunu hatırlatır: “Tek Yasa koyucu, tek Yargıç vardır.” Bu nedenle de, anlamlı olarak şöyle sorar: “Komşusunu yargılayan sen, kim oluyorsun?” (Yakub 4:12, YÇ; Romalılar 14:1-4) Üstelik, bizler günahkâr yapımız nedeniyle çok kolayca haksız bir yargıda bulunabiliriz. Önyargı, gururun incinmesi, kıskançlık ve kendini daima haklı görmek gibi birçok tutum ve neden insanlara bakış açımızı bozabilir. Ayrıca başka yönlerden de eksiğiz; bunlar üzerinde düşünerek, başkalarında kolayca kusurlar bulmaktan kendimizi alıkoymalıyız. Biz ne yürekleri okuyabilir ne de başkalarının içinde bulunduğu koşulların hepsini bilebiliriz. O halde, kim oluyoruz da iman kardeşlerimize kötü niyet yüklüyor ya da Tanrı’ya hizmette gösterdikleri çabaları eleştiriyoruz? Kardeşlerimizin kusurları üzerinde durmaktansa, Yehova’yı örnek alarak onların iyi yönlerini aramak çok daha yerindedir!
15. Tanrı’ya tapınanlar arasında hangi sözlerin ve davranışların yeri yoktur, neden?
15 Aile fertlerimizi yargılamak konusunda ne diyelim? Ne yazık ki, aslında insana huzurlu bir ortam sağlaması gereken evler günümüz dünyasında kişilerin birbirlerini en sert sözlerle yargıladıkları bir yer durumuna gelmiştir. Birbirlerine ve diğer aile fertlerine durmadan hakaret eden veya şiddet kullanan eşlerin ve ana babaların sayısı giderek artıyor. Fakat, Tanrı’ya tapınanlar arasında kötü ve iğneleyici sözlerin, şiddetin yeri yoktur. (Efesoslular 4:29, 31; 5:33; 6:4) İsa’nın “yargılamaktan vazgeçin” ve “mahkûm etmekten vazgeçin” öğüdünün her yerde olduğu gibi evde de uygulanması gerekir. Adalet göstermenin, başkalarına Yehova’nın bize davrandığı tarzda davranmayı gerektirdiğini unutmayın. Tanrımız bize asla sert ve zalim davranmaz. Tersine, Kendisini sevenlere “çok acır.” (Yakub 5:11) Uymamız gereken ne şahane bir örnek!
İhtiyarların “Adalet” Uğrunda Yaptıkları Hizmet
16, 17. (a) Yehova ihtiyarlardan ne bekler? (b) Günah işleyen biri gerçekten tövbe etmediğinde ne yapılması gerekir, neden?
16 Adaletle davranmak hepimizin sorumluluğuysa da, öncelikle cemaat ihtiyarları bu konuda örnek olmalıdır. İşaya tarafından kayda alınan peygamberlikte geçen “reisler” –ihtiyarlar– ile ilgili verilen şu tanıma dikkat edin: ‘İşte, bir kral doğrulukla krallık edecek ve reisler adaletle hükmedecekler.’ (İşaya 32:1) Evet, Yehova ihtiyarlardan adalet uğrunda hizmet etmelerini bekler. Onlar bunu nasıl yapabilirler?
17 Ruhi yönden yeterlik sahibi bu erkekler, cemaatin temiz tutulmasının adalet ve doğruluk gereği olduğunun gayet iyi farkındadırlar. Onlar bazen ciddi bir suçun işlendiği davalara bakıp yargıda bulunmak zorunda kalırlar. Bunu yaparken, Tanrısal adaletin mümkün olduğu her durumda merhamet gerektirdiğini unutmazlar. Bu nedenle, günah işleyeni tövbeye yöneltmeye çalışırlar. Fakat acaba suçlu, onların kendisine yardım amacıyla gösterdikleri bütün bu çabalara rağmen gerçekten tövbe etmezse ne olur? Kusursuz adalet yansıtan Yehova’nın Sözü bu durumda kesin bir adımın atılması gerektiğini bildirir: “Kötü adamı kendi aranızdan çıkarın.” Bu onu cemaatten çıkarmak demektir. (I. Korintoslular 5:11-13; II. Yuhanna 9-11) Böyle bir adımı atmak zorunda kalmak ihtiyarları üzüyorsa da, onlar cemaatin ahlaki ve ruhi temizliğinin korunması açısından bunun yapılması gerektiğini bilirler. Bu durumda bile, suçlunun bir gün aklının başına gelip cemaate döneceğini umarlar.—Luka 15:17, 18.
18. İhtiyarlar başkalarına Mukaddes Kitaptan öğüt verirken neyi unutmazlar?
18 Adalet uğrunda hizmet etmek, gerektiğinde Mukaddes Kitaptan öğüt vermeyi de içerir. İhtiyarlar kuşkusuz başkalarında kusur bulmaya çalışmazlar. Ne de birinin hatasını düzeltmek için fırsat kollarlar. Bununla birlikte, iman kardeşlerinden biri belki farkında olmadan yanlış bir adım atarsa, Tanrısal adaletin zalim veya duygusuz olmadığını hatırlayarak, ‘böyle birini yumuşak ruhla yola getirmeye’ çalışırlar. (Galatyalılar 6:1, YÇ) Dolayısıyla, hata işleyen kişiyi paylamaz, sert sözler söylemezler. Tersine, sevgiyle öğüt vererek yüreklendirirler. Hatta hatalı iman kardeşlerini, hikmetsiz davranışının sonuçlarını açıkça belirterek tedip ederken bile, onun Yehova’nın sürüsünün bir koyunu olduğunu unutmazlar.b (Luka 15:7) Öğüt veya tedibin sevgiden kaynaklandığı ve sevgiyle verildiği açıksa, kişi büyük olasılıkla hatasını düzeltecektir.
19. İhtiyarlar ne tür kararlar vermek zorundadırlar, böyle kararlarını neye dayandırmalıdırlar?
19 İhtiyarlar sık sık iman kardeşlerini etkileyen kararlar vermek zorunda kalırlar. Örneğin, cemaatte başka kardeşlerin de ihtiyar veya hizmet-yardımcısı olarak tavsiye edilmeye yeterli olup olmadığını incelemek üzere belirli zamanlarda bir araya gelirler. Onlar tarafsız davranmanın önemini bilirler. Kararlarını kendi duygularına değil, Tanrı’nın bu konuda koyduğu taleplere dayandırarak verirler. Böylece “yan tutmadan, kimseyi kayırmadan” hareket ederler.—I. Timoteos 5:21, YÇ.
20, 21. (a) İhtiyarlar ne için uğraşırlar, neden? (b) İhtiyarlar ‘yüreksizlere’ yardım etmek üzere neler yapabilirler?
20 İhtiyarlar Tanrısal adaleti başka konularda da uygularlar. İşaya, ihtiyarların “adalet” uğrunda hizmet edeceklerini bildirdikten sonra şöyle devam ediyor: “Her biri rüzgâra karşı bir sığınak, fırtınaya karşı bir barınak, çölde akarsu, çorak yerde gölge salan büyük bir kaya gibi olacak.” (İşaya 32:2, YÇ) Böylece, ihtiyarlar iman kardeşleri için teselli ve ferahlık kaynağı olmaya uğraşırlar.
21 Cesaret kırıcı sorunlarla dolu günümüzde birçok insan teşvike muhtaçtır. Siz ihtiyarlar, ‘yüreksizlere’ yardım etmek üzere neler yapabilirsiniz? (I. Selânikliler 5:14) Onları dinlerken duygularına ortak olmaya çalışın. (Yakub 1:19) Yüreklerindeki ‘kaygıyı’ güvenebilecekleri biriyle paylaşma ihtiyacında olabilirler. (Süleymanın Meselleri 12:25) Onları gerek Yehova gerekse de kardeşleri tarafından istenildiklerine, değer verilip sevildiklerine ikna edin. (I. Petrus 1:22; 5:6, 7) Ayrıca hem onlarla birlikte hem de onlar için dua edin. Bir ihtiyarın kendileri için ettiği içten duayı dinlemek onları çok rahatlatabilir. (Yakub 5:14, 15) Sizin yüreksizlere yardım etmek üzere gösterdiğiniz sevgi dolu çabalar adalet Tanrısı’nın gözünden kaçmayacaktır.
İhtiyarlar Yehova’nın adaletini, cesareti kırık kimseleri yüreklendirerek yansıtırlar
22. Yehova’nın adalet örneğine ne şekillerde uyabiliriz, sonuç ne olur?
22 Gerçekten de, Yehova’nın adalet örneğine uyarak O’na daha da yaklaşırız. O’nun doğruluk standardını tutarak, hayat kurtaran iyi haberi başkalarıyla paylaşarak, diğer kimselerin kusurları yerine iyi taraflarına bakarak, Tanrısal adalet niteliğini göstermiş oluruz. Siz ihtiyarlar, cemaatin temizliğini koruyarak, Kutsal Yazılardan yapıcı öğütlerde bulunarak, tarafsız kararlar vererek, cesareti kırılanları yüreklendirerek, Tanrı’nın adaletini yansıtmış olursunuz. Göklerden bakıp hizmetçilerinin Kendi yolunda yürürken adaletle davranmak üzere ellerinden geleni yaptıklarını görmek, Yehova’nın yüreğine ne büyük bir sevinç verir!
a “Yargılamayın” ve “mahkûm etmeyin” tarzında yapılan çeviriler, ‘yargılamaya’ ve ‘mahkûm etmeye kalkışmama’ fikrini verir. Oysa orijinal dilde, Mukaddes Kitap yazarları emir kipinin olumsuz biçimini şimdiki zamanda (fiilin süreklilik ifade eden zamanı) kullandılar. Şu halde burada anlatılanlar, devam eden fakat vazgeçilmesi gereken eylemlerdi.
b Mukaddes Kitabın çağdaş bir çevirisi, II. Timoteos 4:2’de ihtiyarların bazen ‘tedip etmeleri, azarlamaları, ısrarla tembih etmeleri’ gerektiğini söyler. ‘Israrla tembih etmek’ olarak tercüme edilen Yunanca sözcük (parakaleʹo) ‘yüreklendirmek’ anlamına da gelebilir. Bununla bağlantılı Yunanca bir sözcük olan paraʹkletos ise hukuki bir meselede savunma yapan kişiye atfen kullanılır. Bu nedenle, ihtiyarlar ciddi bir tedipte bulunurken bile ruhi yardıma muhtaç olanlara yardımcı olmalıdırlar.
-
-
‘Tanrı’nın Hikmetinin Derinliği!’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
17. BÖLÜM
‘Tanrı’nın Hikmetinin Derinliği!’
1, 2. Yehova’nın yedinci günle ilgili amacı neydi, o günün başında Tanrı’nın hikmeti nasıl sınandı?
NE BÜYÜK bir yıkım! Altıncı yaratılış gününün şaheseri olan insan ansızın feci bir düşüş yaşadı. Daha önce Yehova yaptığı her şeyin “çok iyi” olduğunu bildirmişti ki, buna insan da dahildi. (Tekvin 1:31) Ama yedinci günün başında, Âdem ve Havva, Şeytan’ı izleyerek isyan ettiler. Bunun sonucunda günahkâr ve kusurlu duruma düşüp öldüler.
2 Yehova’nın yedinci günle ilgili amacının gerçekleşmesi çok uzak bir olasılıkmış gibi görünüyordu. Önceki altı gün gibi, o gün de binlerce yıl uzunluğundaydı. Yehova o günü kutsal ilan etmişti ve günün sonunda tüm yeryüzünü kusursuz bir insan ailesinin fertleriyle dolu bir cennet haline getirecekti. (Tekvin 1:28; 2:3) Fakat insanlığa yıkım getiren bu isyandan sonra bu amaç nasıl gerçekleşebilirdi? Tanrı ne yapacaktı? İşte bu durum, Tanrı’nın hikmeti açısından olağandışı bir sınav, belki de sınavların en büyüğüydü.
3, 4. (a) Yehova’nın Aden’deki isyan karşısındaki davranış tarzı hikmeti konusunda neden derin saygı uyandıran bir örnektir? (b) Yehova’nın hikmetini incelerken hangi gerçeği alçakgönüllülükle aklımızda tutmalıyız?
3 Yehova hemen karşılık verdi. Aden’deki asilere hükmünü bildirdi ve aynı zamanda muhteşem bir umut ışığı da sağladı: Amacı onların yol açtığı sıkıntıları gidermekti. (Tekvin 3:15) Bu amaç Yehova’nın uzak görüşlülüğünü yansıtır; Aden’de başlayan insanlık tarihinin bugüne dek geçen binlerce yılını kapsar, hatta uzak geleceğe dek uzanır. Söz konusu amaç fevkalade basit olmakla birlikte öylesine derin anlamlı ve çok yönlüdür ki, bir Mukaddes Kitap okurunun tüm yaşam boyu onu inceleyip üzerinde düşünerek elde edeceği doyum hiç azalmaz. Ayrıca, Yehova’nın amacının gerçekleşeceği de kesindir. O, tüm kötülüklere, günaha ve ölüme son verecek. Sadık insanları kusursuzluğa erdirecek. Bütün bunlar yedinci gün sona ermeden önce olacağından, tüm olup bitenlere rağmen, Yehova’nın yeryüzü ve insanlıkla ilgili amacı tam belirlediği zamanda gerçekleşmiş olacak!
4 Böyle bir hikmet karşısında derin saygı ve hayranlık duyulmaz mı? Resul Pavlus ‘Ey Tanrı’nın hikmetinin derinliği!’ diye yazma gereksinimi duymuştu. (Romalılar 11:33) Biz bu Tanrısal niteliğin değişik yönlerini incelemeye girişirken, yaşamsal bir gerçeği, yani Yehova’nın büyük hikmetini ancak bir nebze anlayabileceğimizi alçakgönüllülükle aklımızda tutmalıyız. (Eyub 26:14) Şimdi önce, derin saygı uyandıran bu niteliği tanımlayalım.
Tanrısal Hikmetin Anlamı
5, 6. Bilgi ve hikmet arasında hangi bağlantı vardır, Yehova’nın bilgisi ne denli geniştir?
5 Hikmet bilgi demek değildir. Bilgisayarlar muazzam miktarlarda bilgi depolayabilirse de, bu aygıtların hikmetli olduğunu herhalde düşünmeyiz. Yine de, bilgi ve hikmet arasında bağlantı vardır. (Süleymanın Meselleri 10:14) Örneğin, ciddi bir sağlık sorununun üstesinden nasıl gelebileceğiniz konusunda hikmetli bir öğüde ihtiyacınız olsaydı, tıptan az anlayan ya da hiç anlamayan birine akıl danışır mıydınız? Kuşkusuz hayır! Şu halde, gerçek hikmet için de tam bilgi çok önemlidir.
6 Yehova sınırsız bilgiye sahiptir. “Çağların Kralı” olduğu için yalnızca O sonsuzluk boyunca yaşamaktadır. (I. Timoteos 1:17, YÇ) Bütün bu sayısız çağlar boyunca olup bitenlerin farkındadır. Mukaddes Kitap “Tanrı’nın görmediği hiçbir yaratık yoktur. Kendisine hesap vereceğimiz Tanrı’nın gözü önünde her şey çıplak ve açıktır” der. (İbraniler 4:13, YÇ; Süleymanın Meselleri 15:3) Yehova, Yaratıcı olduğu için yaptığı şeylerle ilgili tam anlayışa sahiptir ve başlangıçtan itibaren insanın tüm hareketlerini gözlemlemektedir. Her insanın yüreğini inceler ve hiçbir noktayı gözden kaçırmaz. (I. Tarihler 28:9) Bizi özgür iradeyle yarattığından, hayatta hikmetli seçimler yaptığımızı gördüğünde sevinir. “Duayı işiten” olduğundan aynı anda sayısız yakarışı dinler! (Mezmur 65:2) O’nun kusursuz bir belleğe sahip olduğunu söylemeye ise hiç gerek yok.
7, 8. Yehova nasıl anlayış, ayırt etme gücü ve hikmet gösterir?
7 Yehova bilgiden fazlasına da sahiptir. Gerçeklerin birbiriyle bağlantısını algılayarak sayısız ayrıntısıyla tüm tabloyu görür. İyi ile kötüyü, önemli ile önemsizi ayırt ederek değerlendirme yapar ve yargılar. Üstelik, görünenin ardına bakarak yüreği inceler. (I. Samuel 16:7) Bu nedenle, O bilgiden çok daha üstün olan anlayış ve ayırt etme niteliklerine de sahiptir. Hikmet ise bunlardan da üstün bir niteliktir.
8 Hikmet; bilgi, anlayış ve ayırt etme gücünü istenen sonucu verecek şekilde kullanmaktır. Gerçekten de, Kitabı Mukaddes’te “hikmet” ya da Kutsal Kitap—Yeni Çeviri’de “bilgelik” olarak çevrilen bazı özgün sözcükler aslında “sonuç veren iş” ya da “pratik hikmet” anlamı taşır. Öyleyse, Yehova’nın hikmeti sadece kuramsal değildir. Aynı zamanda, pratiktir ve istenen sonucu verir. Yehova, bilgisinin genişliği ve anlayışının derinliği sayesinde her zaman mümkün olan en iyi kararları verir ve onları düşünülebilecek en iyi tarzda uygular. İşte gerçek hikmet budur! İsa’nın hikmet “ortaya koyduğu işlerle doğrulanır” sözlerinin ne denli gerçek olduğu Yehova’ya bakılarak görülür. (Matta 11:19, YÇ) O’nun tüm evrende yaptığı işler hikmetinin güçlü birer kanıtıdır.
Tanrı’nın Hikmetine İlişkin Kanıtlar
9, 10. (a) Yehova ne tür bir hikmet gösterir, bunu nasıl ortaya koyar? (b) Hücre, Yehova’nın hikmetini nasıl kanıtlar?
9 Güzel ve kullanışlı eserler yapan bir sanatkârın yaratıcılığına hayran kaldığınız hiç oldu mu? Bu, hikmetin etkileyici bir türüdür. (Çıkış 31:1-3) Böyle bir hikmetin kaynağı Yehova’dır. O’nun engin hikmeti eşsizdir. Kral Davud Yehova’ya “sana övgüler sunarım, çünkü müthiş ve harika yaratılmışım. Ne harika işlerin var! Bunu çok iyi bilirim” demişti. (Mezmur 139:14, YÇ) Gerçekten de, insan bedeni hakkında ne kadar bilgi edinirsek, Yehova’nın hikmetine duyduğumuz hayranlık ve saygı o oranda artar.
10 Şöyle örnekleyelim: Yaşamınız tek bir hücre olarak başladı; annenizin bir yumurta hücresi babanızın bir spermasıyla döllendi. Kısa bir süre sonra bu hücre bölünmeye başladı. Son “ürün” olan siz 100 trilyon kadar hücreden oluştunuz. Bunlar minicik hücrelerdir. Ortalama boyuttaki 10.000 kadar hücre, bir topluiğne başı büyüklüğündedir. Bununla birlikte, her biri fevkalade karmaşıktır. Hücre, insanın yaptığı her aygıttan, her fabrikadan katbekat çapraşıktır. Bilim adamları hücrenin surlarla çevrili bir kente benzediğini söylerler. Onun da kontrol altında tutulan giriş ve çıkışları, bir taşıma sistemi, iletişim ağı, enerji santralları, fabrikaları, atık maddeleri arıtma tesisleri, savunma mekanizmaları ve hatta çekirdeğinde bir tür idare merkezi vardır. Üstelik, hücre sadece birkaç saat içinde kendisinin tam bir kopyasını da çıkarabilir!
11, 12. (a) Gelişmekte olan bir embriyondaki hücrelerin farklılaşmasını sağlayan nedir, bu Mezmur 139:16’ya nasıl uygundur? (b) İnsan beyni, “harika yaratılmış” olduğumuzu hangi bakımlardan gösterir?
11 Bütün hücreler elbette birbirine benzemez. Bir embriyonun hücreleri, bölünmeye devam ederlerken çok değişik işlevler üstlenirler. Bazıları sinir, bazıları kemik, kas, kan ya da göz hücreleri olurlar. Bütün bu farklılaşma hücrenin genetik mavi kopya ‘kütüphanesinde’, DNA’da programlanmış bulunuyor. Davud’un Yehova hakkında ilhamla, “gözlerin beni cenin iken gördü; ve daha onlardan hiç biri yokken, benim için tayin olunan günlerin hepsi senin kitabında yazılmıştılar” demesi ilginçtir.—Mezmur 139:16.
12 Bedenin bazı organları fevkalade karmaşıktır. Örneğin, insan beynini ele alalım. Kimisi onu evrende bilinen en karmaşık yapı olarak adlandırır. Beyin yaklaşık yüz milyar –neredeyse gökadamızdaki yıldızların sayısı kadar– sinir hücresi içerir. Her bir hücrenin başka hücrelerle bağlantısını sağlayan binlerce uzantısı vardır. Bilim adamları, insan beyninin dünyanın tüm kütüphanelerindeki bilgiyi alabileceğini ve bilgi depolama kapasitesinin aslında ölçülemeyecek denli büyük olduğunu söylerler. “Harika yaratılmış” bu organı yıllardır inceledikleri halde, nasıl çalıştığını belki hiçbir zaman tam olarak anlayamayacaklarını itiraf ederler.
13, 14. (a) Karıncalar ve başka yaratıklar ‘içgüdüsel hikmete’ sahip olduklarını nasıl gösterirler, bu bize onların Yaratıcısı hakkında ne öğretir? (b) Örümcek ağı gibi eserlerin “hikmetle” yapıldığını neden söyleyebiliriz?
13 Oysa insan, Yehova’nın yaratıcı hikmetini gösteren örneklerden sadece biridir. Mezmur 104:24 “Ya RAB, işlerin ne çoktur! Onların hepsini hikmetle yaptın; yer senin servetinle dolu” der. Yehova’nın hikmeti etrafımızdaki her yaratıkta açıkça görülür. Örneğin, karıncalar ‘içgüdüsel hikmete’ sahiptir. (Süleymanın Meselleri 30:24) Gerçekten de, karınca kolonileri şahane şekilde örgütlenmiştir. Bazı koloniler yaprakbiti diye adlandırılan böceklere çiftlik hayvanları gibi bakar, onları barındırır ve ‘sağarak’ beslenirler. Başka karıncalarsa çiftçilik yaparak mantar yetiştirirler. Birçok başka yaratık da içgüdüsüyle şahane işler yapması için programlanmıştır. Karasineklerin havada yaptıkları numaraların benzerlerini insanlar en gelişmiş uçaklarla bile yapamazlar. Göçmen kuşlar ise yıldızlar, yerin manyetik alanının yönü veya içlerinde bulunan bir tür harita sayesinde rotalarını saptarlar. Biyologlar bu yaratıkların içinde programlanan karmaşık hareketleri incelemek üzere yıllar harcadılar. Bu şahane programları yapan Yüce Tanrı ne kadar hikmetli olmalı!
14 Bilim adamları Yehova’nın yaratıcı hikmetinden çok şey öğrendiler. Doğadaki tasarımları taklide çalışan, biyomimetik denen bir mühendislik dalı bile vardır. Örneğin, örümcek ağının güzelliğini herhalde hayranlıkla seyretmişsinizdir. Mühendisler ise ona bir tasarım harikası olarak bakar. Bu ağın çok zayıf görünen bazı iplikçikleri aynı boyuttaki çelikten daha kuvvetli, kurşun geçirmez bir yeleğin elyafından daha dayanıklıdır. Bu ağ tam ne kadar güçlüdür? Bir örümcek ağının balıkçı teknesinde kullanılan bir ağ kadar geniş olduğunu varsayın. Böyle bir ağ normal hızla giden bir yolcu uçağını durdurabilecek kadar güçlüdür. Evet, Yehova bütün bunları ‘hikmetiyle’ yaptı.
Hayvanların ‘içgüdüsel hikmetini’ kim programladı?
Tüm Evrende Görülen Hikmet
15, 16. (a) Yıldızlı gökler Yehova’nın hikmetinin nasıl bir kanıtıdır? (b) Yehova’nın çok sayıdaki meleğin Yüce Komutanı sıfatıyla bulunduğu konum, O’nun Yönetici olarak hikmetini nasıl kanıtlar?
15 Yehova’nın hikmeti evrenin her yerindeki işlerinden bellidir. Beşinci bölümde bir ölçüde değindiğimiz yıldızlı gökler, uzay boşluğuna gelişigüzel dağılmamıştır. Gökler, Yehova’nın hikmetle koyduğu “göklerin kanunları” sayesinde gökadalar içeren kümeler ve kümeler içeren süperkümeler halinde harika bir düzen içindedir. (Eyub 38:33) Yehova’nın gök cisimlerini bir “ordu” olarak adlandırması gayet doğaldır! (İşaya 40:26) Bununla birlikte, Yehova’nın hikmetinin çok daha canlı bir kanıtı olan başka bir ordu daha var.
16 Tanrı 4. bölümde gördüğümüz gibi, yüz milyonlarca ruhi yaratıktan oluşan çok büyük bir ordunun Yüce Komutanı konumundan ötürü ‘orduların Yehovası’ unvanını taşır. Bu Yehova’nın gücünün kanıtıdır. Acaba bunun hikmetiyle ne ilgisi var? Düşünün: Yehova ve İsa hiçbir zaman boş durmuyorlar. (Yuhanna 5:17) Öyleyse, Yüce Olan’ın hizmetindeki meleklerin de aynı şekilde her zaman çalıştıklarını düşünmek akla yakındır. Ve onların insandan çok daha üstün zekâya ve güce sahip yüksek düzeyde varlıklar olduklarını da unutmayın. (İbraniler 1:7; 2:7) Yine de, Yehova ‘söylediklerini ve isteğini yerine getirtmek’ üzere bütün bu meleklerin milyarlarca yıldır Kendi işinde sevinçle çalışmalarını sağlıyor. (Mezmur 103:20, 21, YÇ) Bu Yöneticinin ne muazzam bir hikmeti olmalı!
Yalnızca Yehova Hikmetlidir
17, 18. Mukaddes Kitap neden yalnızca Yehova’nın hikmetli olduğunu söyler, bu hikmet neden bizde saygı ve hayranlık uyandırmalı?
17 Böyle kanıtlar karşısında, Mukaddes Kitabın Yehova’nın hikmetinin en üst düzeyde olduğunu bildirmesine şaşmalı mı? Örneğin, Mukaddes Kitap yalnızca Yehova’nın hikmetli olduğunu söyler. (Romalılar 16:27) Yalnızca O, mutlak anlamda hikmete sahiptir. Tüm gerçek hikmetin kaynağıdır. (Süleymanın Meselleri 2:6) Bu nedenle İsa, Yehova’nın yarattığı varlıkların en hikmetlisi olmasına rağmen, her zaman kendi hikmetiyle değil, Babasının yönlendirmesi doğrultusunda hareket ettiğini söyledi.—Yuhanna 12:48-50.
18 Resul Pavlus’un Yehova’nın hikmetinin eşsizliğini nasıl dile getirdiğine bakın: “Ey Allahın zenginlik ve hikmet ve bilgisinin derinliği! Ne derece onun hükümlerine akıl ermez, ve yolları keşfolunmaz!” (Romalılar 11:33) Pavlus ayetin başında “ey” diye haykırarak güçlü duygularını, derin saygısını ve hayranlığını ifade etti. Onun “derinlik” anlamında seçtiği Yunanca sözcük, ‘uçurum’ sözcüğüyle yakından bağlantılıdır. Bu nedenle, Pavlus’un bu sözleri zihinde canlı bir tablo oluşturur. Yehova’nın hikmetini düşündüğümüzde, onu ayrıntılı olarak betimleyip tanımlamak şöyle dursun, ucunu bucağını asla kavrayamayacağımız sonsuz derinlikte, dipsiz bir uçuruma bakıyor gibi oluruz. (Mezmur 92:5) Bütün bunları düşünen bir insan alçakgönüllü olmaz mı?
19, 20. (a) Kartal neden Tanrısal hikmetin uygun bir simgesidir? (b) Yehova geleceği görme yeteneğini nasıl gösterdi?
19 Bir başka açıdan da, yalnızca Yehova hikmetlidir: Sadece O geleceği görebilir. Uzakları görebilen kartalı Kendi hikmetinin simgesi olarak kullandığını unutmayın. Kaya kartalının ağırlığı sadece 5 kilo kadarsa da, gözleri yetişkin bir insanınkinden büyüktür. Fevkalade keskin görüşü sayesinde ufacık bir avı yüzlerce metreden, hatta kilometrelerce öteden seçebilir. Yehova bir keresinde kartal hakkında “gözleri uzaktan görür” demişti. (Eyub 39:29) Benzer şekilde, Yehova da ‘uzağı’, geleceği görebilir.
20 Mukaddes Kitap bunun doğru olduğunu gösteren kanıtlarla doludur. İçinde yüzlerce peygamberlik kayıtlıdır; bu peygamberlikler bir anlamda tarihin önceden yazılışıdır. Savaşların sonuçları, dünya güçlerinin yükseliş ve çöküşleri ve hatta ordu komutanlarının belirgin savaş stratejileri, bunların hepsi Mukaddes Kitapta önceden, hatta bazı olaylarda yüzlerce yıl önceden bildirilmiştir.—İşaya 44:25–45:4; Daniel 8:2-8, 20-22.
21, 22. (a) Yehova’nın, yaşam boyu yapacağınız tüm seçimleri önceden gördüğü sonucuna varmak için neden bir temel yoktur? Örnekleyin. (b) Yehova’nın hikmetinin soğuk ya da duygudan yoksun olmadığını nereden biliyoruz?
21 Acaba bu sizin yaşam boyu yapacağınız seçimleri Yehova’nın önceden gördüğü anlamına mı gelir? Kader öğretisini savunan bazıları cevabın evet olduğunda diretirler. Oysa bu inanç Yehova’nın geleceği görme yeteneğini kontrol edemediği anlamına geldiğinden, aslında O’nun hikmetine gölge düşürür. Şöyle örnekleyelim: Şarkı söylemek için şahane, eşsiz güzellikte bir sesiniz olsaydı, durmadan şarkı söylemek zorunda mı olurdunuz? Bu gülünç bir fikirdir! Benzer şekilde, Yehova geleceği önceden bilme yetisine sahipse de, bu yetisini hiç durmadan kullanmaz. Bunu yapsaydı, asla geri almak istemediği değerli bir armağanı, irade özgürlüğümüzü çiğnemiş olurdu.—Tesniye 30:19, 20.
22 Daha da kötüsü, kader inancı, insanda Yehova’nın hikmetinin soğuk, sevgiden ve duygudan yoksun, acımasız olduğu fikrini uyandırır. Ama bu kesinlikle doğru değildir! Mukaddes Kitap Yehova’nın “yürekten hikmetli” olduğunu öğretir. (Eyub 9:4) Bu O’nun gerçek bir kalbe sahip olduğu anlamına gelmez, fakat Mukaddes Kitap yürek terimini sık sık, sevgi gibi duyguları ve güdüleri de kapsayan benliğin en derin kısmıyla bağlantılı olarak kullanır. Bu nedenle, Yehova’nın diğer niteliklerini olduğu gibi, hikmetini de yönlendiren sevgidir.—I. Yuhanna 4:8.
23. Yehova’nın hikmetinin üstünlüğü bizi ne yapmaya yöneltmeli?
23 Yehova’nın hikmetine kuşkusuz tamamen güvenilebilir. O’nun hikmeti bizimkini kat kat aştığından, Sözü bizi sevgiyle şuna teşvik eder: “Bütün yüreğinle RABBE güven, ve kendi anlayışına dayanma; bütün yollarında onu tanı, O da senin yollarını doğrultur.” (Süleymanın Meselleri 3:5, 6) Şimdi mutlak hikmete sahip Tanrımıza daha da yaklaşabilmek için O’nun hikmetini derinlemesine araştıralım.
-
-
‘Tanrı’nın Sözünde’ Bulunan HikmetYehova’ya Yaklaşın
-
-
18. BÖLÜM
‘Tanrı’nın Sözünde’ Bulunan Hikmet
1, 2. Yehova bize hangi ‘mektubu’ yazdı, neden?
UZAKTAKİ bir dostunuzdan en son ne zaman mektup aldığınızı hatırlıyor musunuz? Bizi, sevdiğimiz birinden aldığımız sıcak bir mektup kadar sevindiren az şey vardır. Onun sağlıklı olduğunu, başından neler geçtiğini, neler yapmayı düşündüğünü öğrenmek bize keyif verir. Bu iletişim, seven kimseleri, aralarında uzak mesafeler bile olsa birbirlerine yaklaştırır.
2 Öyleyse, acaba bize, sevgili Tanrımızdan yazılı bir mesaj almaktan daha büyük sevinç veren ne olabilir? Yehova bir bakıma bize bir ‘mektup’ yazdı. Bu, O’nun Sözü olan Mukaddes Kitaptır. Bu ‘mektupta’ bize kim olduğunu, yaptığı işleri, amaçlarını anlatır ve daha birçok konudan söz eder. Yehova Kendisine yaklaşmamızı istediğinden bize Sözünü vermiştir. Mutlak hikmete sahip Tanrımız bizimle iletişim kurmak için düşünülebilecek en iyi yolu seçmiştir. Mukaddes Kitabın yazılış tarzı ve içindekiler eşsiz bir hikmet yansıtır.
Yazılı Söze Neden Gerek Vardı?
3. Yehova Kanun’u Musa’ya ne şekilde iletti?
3 Kimi insan, Yehova’nın insanlarla neden daha etkileyici bir yöntemle, örneğin gökten bir sesle iletişim kurmadığını merak edebilir. Aslında Yehova bazı zamanlar, Kendisini temsil eden melekler aracılığıyla gökten konuştu. Örneğin, İsrail’e Kanun’u verirken bunu yaptı. (Galatyalılar 3:19) O sırada gökten gelen ses öyle korku vericiydi ki, dehşete kapılan İsrailoğulları Yehova’ya kendileriyle bu tarzda konuşmaması, Musa aracılığıyla iletişim kurması için yalvardılar. (Çıkış 20:18-20) Böylece, 600 kadar hükümden oluşan Kanun Musa’ya sözlü olarak kelime kelime iletildi.
4. Sözün ağızdan aktarılması, Tanrı’nın yasalarını iletmek için neden güvenilir bir yöntem olmazdı?
4 Bu Kanun hiçbir zaman yazıya dökülmeseydi acaba ne olurdu? Musa bu kanun sistemindeki ayrıntıları noktası noktasına hatırlayabilir ve ulusuna eksiksizce iletebilir miydi? Ya sonraki kuşaklar için ne diyelim? Onlar sadece ağızdan ağıza aktarılan sözlere güvenmek zorunda kalmayacaklar mıydı? Bu Tanrı’nın yasalarını iletmek için hiç de güvenilir bir yöntem olmayacaktı. Kulaktan kulağa oyununda, sıranın başındaki kişiye söylediğiniz sözlerin, diğerleri tarafından aktarılarak sonuncu kişiye nasıl iletildiğini bir düşünün! Büyük olasılıkla, sözler sonuncu kişinin kulağına sizin söylediklerinizden oldukça değişik şekilde ulaşır. Tanrı’nın Kanunu’nun sözleri için hiçbir zaman böyle bir tehlike söz konusu olmadı.
5, 6. Yehova Musa’ya Kendi sözlerini ne yapmasını söyledi, Yehova’nın Sözünün yazılı halde elimizde olması bizim için neden bir nimettir?
5 Yehova hikmetli bir seçim yaparak sözlerini yazdırdı. Musa’ya “bu sözleri yaz; çünkü seninle ve İsraille bu sözlere göre ahdettim” dedi. (Çıkış 34:27) Böylece MÖ 1513’te Mukaddes Kitabın yazılma süreci başladı. Sonraki 1.610 yıl boyunca, Yehova Mukaddes Kitabı yazan 40 kadar kişiyle “birçok kez çeşitli yollar” kullanarak konuştu. (İbraniler 1:1, YÇ) Geçen zaman içinde, güvenilir yazıcılar, Kutsal Yazıların korunması için hatasız kopyalarını çıkarmaya büyük titizlik gösterdiler.—Ezra 7:6; Mezmur 45:1.
6 Yehova’nın bizimle yazılı olarak iletişim kurması gerçek bir nimettir. Sizin için büyük değer taşıyan bir mektup hiç aldınız mı? Belki bu mektupta ihtiyacınız olan teselliyi bulduğunuzdan onu saklayıp tekrar tekrar okumuş olabilirsiniz. İşte, Yehova bize böyle bir “mektup” gönderdi. Yehova sözlerinin yazılmasını sağladığından, onları devamlı okuyabilir ve söyledikleri üzerinde derin düşünebiliriz. (Mezmur 1:2) İhtiyacımız olduğunda ‘kitaplardan teselli’ bulabiliriz.—Romalılar 15:4.
Neden İnsanlara Yazdırıldı?
7. Yehova’nın, Sözünü yazdırmak için insanları kullanması hikmetini nasıl gösterir?
7 Yehova, Sözünü insanlara yazdırarak da hikmetini gösterdi. Şunu düşünün: Yehova Mukaddes Kitabı yazdırmak için melekleri kullansaydı, bu kitap aynı ölçüde çekici olur muydu? Gerçi melekler, kendi üstün görüş açılarından Yehova’yı tanıtabilir, O’na bağlılıklarını ifade edebilir ve sadık insanlar hakkında da bilgi verebilirlerdi. Fakat bilgi, deneyim ve güçleri bizimkini kat kat aşan bu kusursuz ruhi yaratıklar kendi görüş açılarından bir kitap yazsalardı, biz bunu benimseyebilir miydik?—İbraniler 2:6, 7.
‘Her Kutsal Yazı Tanrı tarafından ilham edilmiştir’
8. Mukaddes Kitap yazarlarının ne bakımdan zihinsel yetilerini kullanmalarına izin verildi? (Dipnota da bakın.)
8 Yehova, Sözünü insanlara yazdırarak bize tam ihtiyacımız olanı sağladı: ‘Tanrı tarafından ilham edilmiş’ olduğu halde insani özellikler taşıyan bir kayıt. (II. Timoteos 3:16) Bunu nasıl başardı? Anlaşılan birçok keresinde, yazarların kendi zihinsel yetilerini kullanarak “hoş sözleri, ve doğrulukla yazılmış olanı, hakikat sözlerini” seçmelerine izin verdi. (Vaiz 12:10, 11) Bu gerçek Mukaddes Kitapta görülen üslup farklılıklarının nedenini açıklar. Yazılar, her yazarın kişiliğini ve yetiştiği çevrenin etkisini yansıtır.a Yine de, bu adamlar ‘kutsal ruh tarafından yönlendirilerek Tanrı’nın sözlerini ilettiler.’ (II. Petrus 1:21, YÇ) Böylece, sonuçta ortaya çıkan eser “Tanrı sözü” idi.—I. Selânikliler 2:13, YÇ.
9, 10. Mukaddes Kitabın insanlara yazdırılmış olması bu kitaba neden sıcaklık ve çekicilik katar?
9 Mukaddes Kitabın insanlara yazdırılmış olması ona bambaşka bir sıcaklık ve çekicilik katar. Bu yazarlar bizimkine benzer duyguları olan insanlardı. Onlar da kusurlu insanlar olarak bizim karşılaştığımız deneme ve baskılarla karşılaştılar. Bazı kereler, Yehova’nın ruhu onlara duygularını ve verdikleri mücadeleleri yazmalarını ilham etti. (II. Korintoslular 12:7-10) Böylece onlar görgü tanığı oldukları olayları yazdılar; hiçbir melek bunu yapamazdı.
10 Bir örnek olarak, İsrail kralı Davud’u ele alalım. O bazı ciddi günahlar işledikten sonra bestelediği bir ilahide Tanrı’ya içini döküp kendisini bağışlamasını diledi. Şunları yazdı: “Suçumdan beni temizle. Çünkü isyanlarımı bilirim, ve suçum daima önümdedir. İşte, ben fesat içinde doğdum, ve anam günah içinde bana gebe kaldı. Beni önünden atma; ve mukaddes Ruhunu benden alma. Allahın kurbanları kırılmış ruhtur; Ey Allah, kırılmış ve ezilmiş yüreği hor görmezsin.” (Mezmur 51:2, 3, 5, 11, 17) Yazarın ıstırabını siz de hissetmiyor musunuz? Kusurlu bir insandan başka kim, böylesine içten duygular ifade edebilirdi?
İnsanları Anlatan Bir Kitap
11. Mukaddes Kitaba “bizim öğretilmemiz için” gerçek yaşamdan ne tür örnekler kaydedildi?
11 Mukaddes Kitabın çekiciliğine katkıda bulunan bir başka etken daha var. Bu, Mukaddes Kitabın büyük ölçüde gerçek insanları, Tanrı’ya hizmet edenlerle etmeyenleri anlatan bir kitap olmasıdır. Onda insanların deneyimleri, zorlukları, sevinçleri hakkında yazılanları okuruz. Hayatta yaptıkları seçimlerin sonuçlarını görürüz. Bu kayıtlar “bizim öğretilmemiz için” kitaba dahil edildi. (Romalılar 15:4) Yehova’nın öğretimi gerçek yaşamdan alınan bu örnekler sayesinde yüreğimizi etkiler. Bazı örnekleri inceleyelim.
12. Mukaddes Kitabın sadakatsiz insanlar hakkındaki kayıtları bize hangi yönden yardımcı olur?
12 Mukaddes Kitap bize sadakatsiz, hatta kötü insanları ve başlarına gelenleri anlatır. Bu kayıtlarda, onların davranışlarında arzu edilmeyen niteliklerin nasıl ortaya çıktığını gördüğümüzde, bu tür niteliklerin anlamını daha da kolay kavrarız. Örneğin, vefasızlık hakkında verilen hangi emir, bu niteliğin İsa’ya karşı haince bir komplo kuran Yahuda’da görülen canlı örneğinden daha etkili olabilirdi? (Matta 26:14-16, 46-50; 27:3-10) Bu gibi kayıtlar yüreğimizi daha da çok etkileyerek iğrenç özellikleri fark edip reddetmemize yardımcı olur.
13. Mukaddes Kitap arzu edilir nitelikleri kavramamıza ne şekilde yardımcı olur?
13 Mukaddes Kitap Tanrı’nın birçok sadık hizmetçisinden de söz eder. Onların bağlılık ve vefaları hakkında yazılanları okuruz. Tanrı’ya yaklaşabilmek için geliştirmemiz gereken nitelikleri ortaya koyan canlı örnekler görürüz. Örneğin, imanı ele alalım. Mukaddes Kitap, imanı tanımlar ve Tanrı’yı memnun etmek için imanın ne denli önemli olduğunu anlatır. (İbraniler 11:1, 6) Bunun yanı sıra, işlerle kanıtlanan imana ilişkin gerçek yaşamdan örnekler de verir. İbrahim’in, İshak’ı kurban etme girişiminde bulunurken gösterdiği imanı düşünün. (Tekvin 22. bap; İbraniler 11:17-19) “İman” sözcüğü bu gibi kayıtlar sayesinde anlam kazanıp daha da kolay kavranır. Yehova bize sadece arzu edilir nitelikler geliştirmemizi tembih etmekle kalmayıp bunlara ilişkin gerçek yaşamdan örnekler de vermekle ne büyük bir hikmet gösterdi!
14, 15. Mukaddes Kitap mabede gelen bir kadın hakkında bize neler anlatır, bu kayıttan Yehova hakkında ne öğreniriz?
14 Mukaddes Kitabın gerçek yaşamdan alınan kayıtları çoğu kez bize Yehova’nın nasıl Biri olduğu hakkında bilgi verir. İsa’nın mabette gördüğü bir kadın hakkında anlatılanları ele alalım. İsa bağış toplanan yerin karşısında oturmuş, kutulara para atan halkı seyrediyordu. Birçok varlıklı kişi “zenginliklerinden artanı” attı. Fakat İsa’nın gözleri yoksul bir dul kadına takıldı. O bağış olarak “birkaç kuruş değerinde iki bakır para” atmıştı.b Bu elinde kalan son paraydı. Tanrı’nın görüş açısını kusursuz yansıtan İsa, “bu yoksul dul kadın kutuya herkesten daha çok para attı” dedi. Bu sözlere göre, o kadın kutuya atılanların tümünden daha fazla atmıştı.—Markos 12:41-44, YÇ; Luka 21:1-4; Yuhanna 8:28.
15 Mukaddes Kitapta, o gün mabede gelen tüm insanlar arasından sadece bu dul kadından özel olarak söz edilmesi anlamlı değil mi? Bu örnek bize Yehova’nın takdirkâr bir Tanrı olduğunu gösterir. Candan verdiğimiz armağanları, başkalarının verebildiklerine kıyasla ne durumda olurlarsa olsunlar, memnuniyetle kabul eder. Yehova bize sevinç veren bu gerçeği herhalde bundan daha iyi bir yolla öğretemezdi!
Mukaddes Kitapta Bulunmayanlar
16, 17. Sözünde bazı noktaları açık bırakması Yehova’nın hikmetini nasıl gösterir?
16 Sevdiğiniz birine mektup yazarken anlatmak istediklerinizi sınırlı tutmanız gerekir. Bu nedenle, yazacaklarınızı seçerken ayırt edici olmalısınız. Benzer şekilde, Yehova da Sözünde, belirli kişilerden ve olaylardan söz etmeyi uygun gördü. Fakat bu insanların başından geçenleri anlatan kayıtlarda bütün ayrıntılara her zaman tek tek yer verilmez. (Yuhanna 21:25) Örneğin, Mukaddes Kitabın, Tanrı’nın hükümlerinin uygulanışını anlatırken verdiği bilgi her sorumuzu yanıtlamayabilir. Hatta Sözünde bazı noktaları açık bırakması da Yehova’nın hikmetini gösterir. Neden?
17 Mukaddes Kitabın yazılış tarzı yüreğimizdekini ortaya çıkarır. “Tanrı’nın sözü [ya da mesajı] diri ve etkilidir, iki ağızlı kılıçtan daha keskindir. Canla ruhu, . . . . birbirinden ayıracak kadar derinlere işler; yüreğin düşüncelerini, amaçlarını yargılar.” (İbraniler 4:12, YÇ) Mukaddes Kitabın mesajı benliğimizin derinlerine işleyerek gerçek düşünce ve güdülerimizi ortaya çıkarır. Onu eleştirmek niyetiyle okuyanlar, kendilerini tatmin edecek ölçüde bilgi vermediğini gördükleri kayıtlarda çoğu kez takılırlar. Hatta Yehova’nın gerçekten sevgi dolu, hikmetli ve adaletli olduğundan bile şüphe edebilirler.
18, 19. (a) Mukaddes Kitaptaki belirli bir kaydı okuduğumuzda zihnimizde cevabını hemen bulamadığımız sorular oluşursa neden rahatsız olmamalıyız? (b) Tanrı’nın Sözünü kavrayabilmek için ne gerekir?
18 Bunun tersine, Mukaddes Kitabı samimi bir yürekle ve dikkatle incelediğimizde, kitabın Yehova’ya ilişkin anlattıklarına bütün olarak bakmakla O’nun hakkında bilgi ediniriz. Böylece, belirli bir kaydı okuduğumuzda zihnimizde cevabını hemen bulamadığımız bazı sorular oluşursa, bundan rahatsız olmayız. Şöyle örnekleyelim: Büyük bir yapboz oyununun parçalarını birleştirirken belki ilk başta belirli bir parçayı bulamayabilir ya da bir parçanın nereye uyduğunu göremeyebiliriz. Ancak yeterli miktarda parçayı birleştirdikten sonra tablonun tam neye benzediğini görebiliriz. Benzer şekilde, Mukaddes Kitabı incelerken, Yehova’nın nasıl bir Tanrı olduğunu yavaş yavaş görürüz ve böylece belirgin bir tablo ortaya çıkar. Belirli bir kaydı ilk başta anlayamasak ya da bu kaydın Tanrı’nın kişiliğine nasıl uyduğunu göremesek de, Mukaddes Kitaptan yaptığımız inceleme Yehova’nın sevgi dolu, adaletli bir Tanrı olduğunu bize zaten yeterince göstermiştir.
19 Öyleyse, Tanrı’nın Sözünü kavrayabilmek için onu samimi bir yürekle her tür önyargıdan uzak olarak okuyup incelemeliyiz. Bu Yehova’nın büyük hikmetinin kanıtı değil mi? Akıllı insanlar sadece ‘bilge ve aydın kişilerin’ kavrayabileceği kitaplar yazabilirler. Oysa, sadece doğru tutuma sahip olanların anlayabildiği bir kitap yazmak ancak Tanrı’nın hikmetiyle mümkündür!—Matta 11:25.
‘Pratik Hikmet’ Kitabı
20. En iyi yaşam yolunu bize neden sadece Yehova anlatabilir, Mukaddes Kitapta bize yardımcı olabilen ne bulunur?
20 Yehova Sözünde bize en iyi yaşam yolunu gösterir. Yaratıcımız olduğundan, gereksinimlerimizi bizden iyi bilir. Ve insanın sevilme, mutlu olma ve ilişkilerini başarılı kılma arzusu gibi temel gereksinimleri hiç değişmemiştir. Mukaddes Kitap anlamlı bir yaşam sürdürmemize yardımcı olabilen ‘pratik hikmet’ hazinesidir. (Süleymanın Meselleri 2:7) Elinizdeki bu kitabın her kısmında, Kutsal Yazıların hikmetli öğüdünü nasıl uygulayabileceğinizi gösteren bir bölüm bulunuyorsa da, biz burada sadece bir örneği ele alalım.
21-23. Hangi hikmetli öğüt, öfke ve küskünlük beslemekten kaçınmamıza yardımcı olabilir?
21 Kin ve küskünlük besleyen kişilerin çoğu kez sonunda kendilerine zarar verdiklerine hiç dikkat ettiniz mi? Küskünlük taşınması ağır bir yüktür. Küskünlük beslemek zihni bütünüyle işgal edip huzuru kaçırır, sevinci yok eder. Bilimsel araştırmalar, öfke beslemenin kalp hastalığına ve birçok başka kronik rahatsızlığa yakalanma riskini artırabildiğini gösterir. Bu araştırmaların yapılmasından çok önce, Mukaddes Kitap hikmet yansıtan bir öğüt vererek “hiddetten çekin, öfkeyi bırak” demişti. (Mezmur 37:8) Acaba bunu nasıl başarabiliriz?
22 Tanrı’nın Sözü şu hikmetli öğüdü de verir: “İnsanın basireti (anlayışı) öfkesini geciktirir; ve suç bağışlamak onun güzelliğidir.” (Süleymanın Meselleri 19:11) ‘Anlayış’ olaylara yüzeysel bakmama, derindeki nedenleri kavrayabilme yeteneğidir. Anlayış karşımızdaki kişinin neden o şekilde konuştuğunu ya da davrandığını sezmemize yardımcı olabilir. Gerçek güdülerini, duygularını ve içinde bulunduğu koşulları kavramak için gösterdiğimiz çaba, ona karşı olumsuz düşünce ve hislerimizi gidermemize yardım edebilir.
23 Mukaddes Kitapta ‘birbirinize sabredin, birbirinizi bağışlayın’ öğüdü de verilir. (Koloseliler 3:12) ‘Birbirinize sabredin’ ifadesi birbirimize dayanmamız, karşımızdakinin rahatsız edici bulduğumuz özelliklerine hoşgörülü olmamız fikrini taşır. Gösterdiğimiz bu tahammül ufak tefek hoşnutsuzluklar duymaktan kaçınmamıza yardımcı olabilir. ‘Bağışlamak’ küskünlük duymamak fikri taşır. Hikmetli Tanrımız başkalarını bağışlamak için sağlam temel varsa, bunu yapmamız gerektiğini bilir. Bu sadece onların yararına değil, aynı zamanda kendi zihin ve yüreğimizin huzuru içindir. (Luka 17:3, 4) Tanrı’nın Sözünde bulunan hikmet ne kadar büyük!
24. Tanrısal hikmetle uyumlu yaşarsak sonuç ne olur?
24 Yehova sonsuz sevgisi nedeniyle bizimle iletişim kurmak istedi. Bunun için mümkün olan en iyi yolu seçti: Mukaddes ruhun rehberlik ettiği insanlar aracılığıyla bir “mektup” yazdı. Sonuç olarak, onun sayfalarında Yehova’nın hikmeti bulunur. Bu hikmet ‘çok güvenilirdir.’ (Mezmur 93:5) Bu hikmetle uyum içinde yaşadıkça ve onu başkalarıyla paylaştıkça, doğal olarak üstün hikmeti olan Tanrımıza yaklaşırız. Gelecek bölümde, Yehova’nın uzağı gören hikmetine ilişkin göze çarpar başka bir örnek –geleceği önceden bildirmesi ve amacını gerçekleştirmesi konusunu– ele alacağız.
a Örneğin, çobanlık yapmış olan Davud, kırsal yaşamdan örnekler kullanır. (23. Mezmur) Vergi toplayıcılığı yapmış olan Matta, birçok kez sayılar ve para birimlerinden söz eder. (Matta 17:27; 26:15; 27:3) Hekimlik yapmış olan Luka, aldığı tıp eğitimini yansıtan sözcükler kullanır.—Luka 4:38; 14:2; 16:20.
b Bu paraların her biri bir lepton, yani Yahudilerin o sırada sürümdeki en küçük para birimiydi. İki lepton bir günlük ücretin 64’te 1’ine eşitti. Bu para, yoksulların yiyebildiği en ucuz yiyecek olan tek serçe kuşunu bile almaya yetmiyordu.
-
-
‘Tanrı’nın Kutsal Bir Sırdaki Hikmeti’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
19. BÖLÜM
‘Tanrı’nın Kutsal Bir Sırdaki Hikmeti’
1, 2. Hangi ‘kutsal sır’ bizi ilgilendirmeli, neden?
SIRLAR, ilgi çekerler, merak uyandırırlar, şaşırtırlar; bu yüzden onları saklamak genelde zordur. Oysa Mukaddes Kitap “bir şeyi gizlemek Allahın izzetidir” der. (Süleymanın Meselleri 25:2) Evet, Egemen Yönetici ve Yaratıcı Yehova haklı olarak bazı konuları, açıklamak için belirlediği zamana dek insanlardan gizler.
2 Bununla birlikte, Yehova’nın, Sözünde açıkladığı, merak uyandıran, ilgi çeken bir sır vardır. Bu sır, Tanrı’nın ‘iradesinin kutsal sırrı’ olarak adlandırılır. (Efesoslular 1:9) Onun ne olduğunu öğrenmek bize merakımızı tatmin etmekten çok daha fazla yarar sağlayabilir. Bu sır hakkında alacağımız bilgi bizi kurtarabilir; ayrıca bu bilgi sayesinde Yehova’nın engin hikmeti konusunda bir derece anlayış kazanabiliriz.
Aşamalı Olarak Açıklandı
3, 4. Tekvin 3:15’teki peygamberlik nasıl ümit vericiydi, hangi ‘kutsal sırrı’ kapsıyordu?
3 Âdem ve Havva günah işlediklerinde, Yehova’nın yeryüzünü kusursuz insanların yaşadığı bir cennet yapma amacı engellenmiş gibi görünüyordu. Fakat Tanrı bu sorunu derhal ele aldı. Şunu dedi: “Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın.”—Tekvin [Yaratılış] 3:15, YÇ.
4 Bunlar bilmece gibi sözlerdi. Bu kadın kimdi? Yılan kimdi? Yılanın başını ezecek Soy, yani Zürriyet kimdi? Âdem ve Havva bu konuda ancak tahminde bulunabilirlerdi. Ne var ki, Tanrı’nın söylediği sözler bu sadakatsiz çiftin soyundan gelecek tüm sadık kişiler için ümit vericiydi. Doğruluk zafer kazanacak, Yehova’nın amacı gerçekleşecekti. Acaba nasıl? İşte bu bir sırdı! Mukaddes Kitap onu ‘Tanrı’nın kutsal bir sırdaki hikmeti, saklı hikmeti’ olarak adlandırır.—I. Korintoslular 2:7.
5. Yehova’nın sırrını neden aşamalı olarak açıkladığını bir benzetmeyle anlatın.
5 “Sırları açan” Yehova bu sırrı açığa vurmak amacıyla konuyla ilgili ayrıntıları bir bir ortaya çıkaracaktı. (Daniel 2:28) Bunu aşamalı olarak, adım adım yapacaktı. O’nun izlediği yolu, sevgi dolu bir babanın, küçük oğlunun “Baba, ben nasıl dünyaya geldim?” sorusuna cevap verme tarzına benzetebiliriz. Hikmetli bir baba küçük oğluna ancak onun kavrayabileceği ölçüde bilgi verir. Çocuk büyüdükçe ona daha fazlasını anlatır. Benzer şekilde, Yehova da Kendisine hizmet eden toplumun hazır duruma geldiğine karar verdikten sonra ona iradesini ve amacını açıklar.—Süleymanın Meselleri 4:18; Daniel 12:4.
6. (a) Ahit, ya da antlaşma hangi amaca hizmet eder? (b) Yehova’nın insanlarla ahit yapması neden dikkate değer?
6 Yehova böyle açıklamaları acaba nasıl yaptı? Bir çoğunu bir dizi ahit, yani antlaşma veya sözleşme yoluyla yaptı. Belki sizin de bir ev satın almak ya da borç para alıp vermek için sözleşme yaptığınız zamanlar olmuştur. Böyle bir sözleşme, tarafların, kabul ettikleri koşullara uyacaklarına ilişkin yasal bir garantidir. Acaba Yehova insanlarla resmi bir ahit, ya da antlaşma yapmaya neden gerek görsün? Ağzından çıkan sözün vaatleri için yeterli bir garanti olduğuna kuşku yoktur. Bu doğru ise de, O bazı durumlarda büyük bir lütuf göstererek, sözünü yasal antlaşmalarla da desteklemiştir. Bu bağlayıcı antlaşmalar, kusurlu insanlar olan bizim Yehova’nın vaatlerine güvenmemiz için daha da sağlam bir temel oluşturur.—İbraniler 6:16-18.
İbrahim’le Yapılan Ahit
7, 8. (a) Yehova İbrahim’le hangi ahdi yaptı, bu ahit kutsal sırra nasıl ışık tuttu? (b) Yehova vaat edilen Soy’un hangi atalardan geleceğini giderek nasıl belirginleştirdi?
7 İnsanın Cennet’ten kovulmasından iki bini aşkın yıl sonra, Yehova sadık hizmetçisi İbrahim’e “senin zürriyetini, göklerin yıldızları gibi, . . . . ziyadesile çoğaltacağım; . . . . ve zürriyetinde yerin bütün milletleri mubarek kılınacaklar (nimetler elde edecekler); çünkü sözümü dinledin” dedi. (Tekvin 22:17, 18) Bu sadece bir vaat değildi; Yehova onu yasal bir ahit şekline sokarak bozulmaz yeminiyle destekledi. (Tekvin 17:1, 2; İbraniler 6:13-15) Egemen Rabbin insanlığa nimetler vermek üzere gerçek bir antlaşma yapmış olması son derece dikkate değer!
‘Soyunu göklerin yıldızları kadar çoğaltacağım’
8 İbrahim’le yapılan ahit, vaat edilen Soy’un, yani Zürriyet’in onun torunlarından biri olacağını, dolayısıyla da bir insan olarak geleceğini açıkça gösterdi. Ama acaba kim olacaktı? Zamanla, Yehova İbrahim’in oğullarından İshak’ın bu Soy’un atası olacağını açıkladı. İshak’ın iki oğlundan Yakub seçildi. (Tekvin 21:12; 28:13, 14) Daha sonra, Yakub, 12 oğlundan birine ilerisi hakkında şu sözleri söyledi: “Şilo [Sahibi, YÇ] gelinciye kadar, saltanat asası Yahudadan, hükümdarlık asası da ayaklarının arasından gitmiyecektir; ve milletlerin itaati ona olacaktır.” (Tekvin 49:10) Bu Soy’un Yahuda’dan gelen bir kral olacağı o zaman anlaşılmıştı!
İsrailoğullarıyla Yapılan Ahit
9, 10. (a) Yehova İsrailoğullarıyla hangi ahdi yaptı, bu ahit neyi korudu? (b) Kanun insanlığın bir fidyeye ihtiyacı olduğunu nasıl gösterdi?
9 Yehova MÖ 1513’te kutsal sır hakkında daha başka açıklamalara zemin hazırlayan bir düzenleme yaptı. İbrahim’in soyu olan İsrailoğullarıyla bir antlaşma yaptı. Bu Musa Kanun’u, artık yürürlükte değilse de, Yehova’nın vaat edilen Soy’u meydana getirme amacının önemli bir kısmıydı. Neden mi? Üç nokta ele alalım. Birincisi, Kanun koruyucu bir “duvar” gibiydi. (Efesoslular 2:14) Doğru yasaları Yahudilerle diğer uluslar arasında bir duvar oluşturuyordu. Böylece, Kanun, vaat edilen Soy’un atalarının korunmasına yardım etti. Mesih’in Yahuda sıptından doğması için Tanrı’nın belirlediği vakit geldiğinde o ulusun varlığını sürdürüyor olması büyük ölçüde bu korumanın sonucuydu.
10 İkincisi, Kanun insanlığın bir fidyeye ihtiyacı olduğunu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gösteriyordu. Kusursuz bir Kanun olduğundan, ona tam anlamıyla bağlı kalmanın günahkâr insanların yeteneğini aştığını ortaya koyuyordu. Bu sayede, ‘vaadi alan ve İbrahim’in soyundan olan Kişi gelene dek’ suçları ortaya çıkarıyordu. (Galatyalılar 3:19, YÇ) Kanun gereğince hayvan kurbanları günahlara geçici olarak kefaret ediyordu. Ama Pavlus’un yazdığı gibi, ‘boğaların ve ergeçlerin kanı günahları kaldıramadığından’, bu kurbanlar fidye olmak üzere kurban edilen Mesih’in sadece “gölge”siydiler. (İbraniler 10:1-4) Böylece, bu ahit sadık Yahudiler için ‘Mesih’in gelişine dek eğitmen oldu.’—Galatyalılar 3:24, YÇ.
11. Kanun ahdi İsrailoğullarına hangi görkemli ümidi verdi, ama onlar ulusça bu ümidi neden yitirdiler?
11 Üçüncüsü, bu ahit İsrailoğullarına görkemli bir ümit veriyordu. Yehova onlara antlaşmaya uyarlarsa, “kâhinler krallığı, kutsal ulus” olacaklarını söylemişti. (Çıkış [Mısır’dan Çıkış] 19:5, 6, YÇ) Sonunda İsrail ulusu, gökte bulunan ‘kâhinler krallığının’ ilk üyelerini sağladı. Fakat, onlar ulusça Kanun ahdine başkaldırıp Mesihi, Soy’u reddederek bu ümidi yitirdiler. Öyleyse acaba kâhinler krallığının kalan üyeleri kimlerin arasından seçilecekti? Ve bu ayrıcalıklı ulusun vaat edilen Soy’la ne ilgisi olacaktı? Kutsal sırrın bu yönleri Tanrı’nın uygun gördüğü zamanda açıklanacaktı.
Davud’la Yapılan Ahit
12. Yehova Davud’la hangi ahdi yaptı, bu ahit Tanrı’nın kutsal sırrına nasıl ışık tuttu?
12 Yehova, MÖ 11. yüzyılda bir ahit daha yaparak kutsal sırra yeniden ışık tuttu. Sadık Kral Davud’a “zürriyetini [Soy’unu] senden sonra durduracağım ve onun kırallığını pekiştireceğim. . . . . Kırallığının tahtını ebediyen sabit kılacağım” vaadinde bulundu. (II. Samuel 7:12, 13; Mezmur 89:3) Vaat edilen Soy’un ataları artık Davud eviyle sınırlanarak daha da belirginleşmişti. Fakat acaba herhangi bir insan “ebediyen” krallık yapabilir miydi? (Mezmur 89:20, 29, 34-36) Ve böyle bir kral insanlığı günah ve ölümden kurtarabilir miydi?
13, 14. (a) Mezmur 110’a göre, Yehova meshedilmiş Kralına hangi vaatte bulundu? (b) Gelecek Soy hakkında Yehova’nın peygamberleri aracılığıyla başka hangi açıklamalar da yapıldı?
13 Davud ilhamla şunu yazdı: “RAB Rabbime dedi: Ben düşmanlarını senin ayaklarına basamak koyuncıya kadar, sağımda otur. RAB and etti ve caymaz; Melkisedek tertibi üzre Sen ebediyen kâhinsin.” (Mezmur 110:1, 4) Davud’un bu sözleri vaat edilen Soy, yani Mesih için geçerlidir. (Resullerin İşleri 2:35, 36) Bu Kral Yeruşalim’den değil, Yehova’nın ‘sağından’, gökten krallık edecekti. Böylece sadece İsrail diyarında değil, tüm dünyada yetki sahibi olacaktı. (Mezmur 2:6-8) Yukarıdaki sözlerde daha da fazlası açıklanmaktaydı. Yehova’nın, Mesih’in ‘Melkisedek tertibi üzere kâhin’ olacağına resmen ant ettiğine dikkat edin. Gelecek Soy, İbrahim’in günlerinde kral-kâhin olarak hizmet eden Melkisedek gibi Kral ve Kâhin olarak doğrudan Tanrı tarafından atanacaktı.—Tekvin 14:17-20.
14 Yehova uzun yıllar kutsal sırrı hakkında daha başka açıklamalar yapmak üzere peygamberlerini kullandı. Örneğin İşaya, Soy’un kurban edileceğini açıkladı. (İşaya 53:3-12) Mika, Mesih’in doğacağı yeri bildirdi. (Mika 5:2) Daniel, Soy’un ortaya çıkacağı ve öldürüleceği zamanı bile tam olarak belirtti.—Daniel 9:24-27.
Kutsal Sır Açıklandı!
15, 16. (a) Yehova’nın Oğlu nasıl ‘kadından doğdu’? (b) İsa yerdeki ana babasından neyi miras aldı, vaat edilen Soy olarak ne zaman ortaya çıktı?
15 Bu peygamberliklerin nasıl gerçekleşeceği, Soy ortaya çıkıncaya dek gerçekten sır olarak kaldı. Galatyalılar 4:4, 5, “vaktin tamamiyeti gelince, . . . . Allah kendi Oğlunu, kadından doğmuş, . . . . olarak gönderdi” der. MÖ 2 yılında bir melek Meryem adında bir Yahudi bakireye şunları dedi: “İşte, gebe kalıp bir oğlan doğuracaksın, ve adını İsa koyacaksın. O büyük olacak, ona Yüce Allahın Oğlu denecek; Rab Allah ona babası Davudun tahtını verecek; . . . . : Ruhülkudüs senin üzerine gelecek, Yüce Olanın kudreti üstüne gölge salacak; bunun için de doğacak olan mukaddese Allahın Oğlu denecektir.”—Luka 1:31, 32, 35.
16 Daha sonra, Yehova Oğlu’nun yaşamını gökten Meryem’in rahmine nakletti; böylece o kadından doğdu. Meryem kusurlu bir kadındı. Ama İsa ondan kusurluluğu miras almadı, çünkü o ‘Tanrı’nın Oğlu’ydu. Aynı zamanda, ana babası Davud’un soyundan geldiğinden, Davud’un mirasçılarının hem doğal hem de yasal haklarına sahip olabildi. (Resullerin İşleri 13:22, 23) Yehova MS 29’da İsa’yı vaftizi sırasında mukaddes ruhuyla meshederek “sevgili Oğlum budur, ondan razıyım” dedi. (Matta 3:16, 17) Sonunda, Soy ortaya çıkmıştı! (Galatyalılar 3:16) Artık kutsal sır hakkında daha fazla açıklama yapma zamanıydı.—II. Timoteos 1:10.
17. Tekvin 3:15 nasıl açıklandı?
17 İsa hizmeti sırasında, Tekvin 3:15’teki yılanın Şeytan, yılanın soyunun ise Şeytan’ın takipçileri olduğunu belirtti. (Matta 23:33; Yuhanna 8:44) Daha sonra, hepsinin nasıl ezilip tamamen yok edileceği belirtildi. (Vahiy 20:1-3, 10, 15) Ve kadının “yukarıdaki Yeruşalim” olduğu açıklandı. Bir kadına benzetilen “yukarıdaki Yeruşalim,” Yehova’nın, ruhi yaratıklardan oluşan gökteki teşkilatıdır.a—Galatyalılar 4:26; Vahiy 12:1-6.
Yeni Ahit
18. “Yeni ahit” hangi amaca hizmet eder?
18 İsa’nın, öldürüldüğü gece sadık öğrencilerine “yeni ahit” hakkında yaptığı açıklama belki tüm açıklamalarından daha çarpıcıdır. (Luka 22:20) Bu yeni ahit, Musa Kanun ahdinden beklenen ‘kâhinler krallığını’ oluşturmalıydı. (Çıkış [Mısır’dan Çıkış] 19:6, YÇ; I. Petrus 2:9) Bununla birlikte, bu ahit sayesinde maddi anlamda değil, ruhi anlamda bir ulus, yani Mesih’in yalnızca meshedilmiş sadık takipçilerinden oluşan “Tanrı’nın İsraili” kurulacaktı. (Galatyalılar 6:16, YÇ) Yeni ahdin içinde yer alanlar, İsa’yla birlikte insanlığa nimetler sağlayacaklardı!
19. (a) Yeni ahit “kâhinler krallığı” oluşturmayı nasıl başarıyor? (b) İsa’nın meshedilmiş takipçileri neden ‘yeni yaratılış’ diye adlandırılıyor, göklerde Mesih’le birlikte kaç kişi hizmet edecek?
19 Yeni ahit insanlığa nimetler sağlayacak olan “kâhinler krallığı” oluşturmayı nasıl başarıyor? Mesih’in öğrencilerini günahkâr olarak mahkûm etmek yerine, onların İsa’nın kurbanı sayesinde bağışlanmalarını mümkün kılarak. (Yeremya 31:31-34) Yehova, gözünde temiz bir duruma geldiklerinde onları evlat edinip gökteki ailesine kabul ederek mukaddes ruhuyla meshediyor. (Romalılar 8:15-17; II. Korintoslular 1:21) Böylece onlar ‘yeniden doğarak, yaşayan bir umuda, göklerde saklı bir mirasa’ kavuşuyorlar. (I. Petrus 1:3, 4, YÇ) Böylesine yüksek bir konum insanlar için tamamen yepyeni bir durum olduğundan, İsa’nın ruhla meshedilmiş takipçileri ‘yeni yaratılış’ diye adlandırılıyor. (II. Korintoslular 5:17) Mukaddes Kitap 144.000 kişinin, sonunda, fidyeyle kurtarılan insanlığın gökten yönetilmesinde payının olacağını açıklar.—Vahiy 5:9, 10; 14:1-4.
20. (a) MS 36’da kutsal sırla ilgili hangi açıklama yapıldı? (b) İbrahim’e vaat edilen nimetleri kimler de elde edecekti?
20 İsa’nın yanı sıra bu meshedilmiş kimseler de ‘İbrahim’in zürriyeti’ oluyorlar.b (Galatyalılar 3:29) İlk seçilenler Yahudilerdi. Fakat MS 36’da kutsal sırrın başka bir yönü daha açıklandı: Gökte yaşama ümidini artık Yahudi olmayan uluslardan gelen kişiler de paylaşacaktı. (Romalılar 9:6-8; 11:25, 26; Efesoslular 3:5, 6) Acaba İbrahim’e vaat edilen nimetleri sadece İsa’nın meshedilmiş takipçileri mi elde edecekti? Hayır, çünkü İsa’nın kurban olması bütün dünyaya yarar sağlar. (I. Yuhanna 2:2) Yehova zamanı gelince, sayısı belirsiz bir ‘büyük kalabalığın’ Şeytan’ın sisteminin sonunda hayatta kalacağını açıkladı. (Vahiy 7:9, 14) Ayrıca, daha birçok kişi de Cennet’te sonsuza dek yaşama ümidine sahip olarak diriltilecekti!—Luka 23:43; Yuhanna 5:28, 29; Vahiy 20:11-15; 21:3, 4.
Tanrı’nın Hikmeti ve Kutsal Sır
21, 22. Yehova’nın hikmeti kutsal sırrında nasıl görülür?
21 Kutsal sır, “Tanrı’nın çok yönlü” hikmetinin şaşkınlık veren bir gösterisidir. (Efesoslular 3:8-10, YÇ) Yehova bu sırrı oluşturup sonra böyle yavaş yavaş açıklayarak ne büyük bir hikmet göstermiştir! İnsanların yapısal sınırlarını hikmetle dikkate alarak, yürek durumlarını ortaya koymalarını sağlamıştır.—Mezmur 103:14.
22 Yehova, İsa’yı Kral olarak seçerken de eşsiz bir hikmet göstermiştir. Yehova’nın Oğlu evrendeki her yaratıktan daha çok güvene layıktır. İsa et ve kandan oluşan bir insanken çok değişik sıkıntılarla karşılaşmıştı. Bu nedenle, insanların sorunlarını tam olarak anlar. (İbraniler 5:7-9) Ya İsa’yla ortak yöneticiler için ne denebilir? Yüzyıllardır, her ırktan, dilden ve geçmişten erkek ve kadınlar meshedilmektedir. Bu kişilerin karşılaşmadığı, üstesinden gelmediği hiçbir sorun yoktur. (Efesoslular 4:22-24) Bu merhametli kral-kâhinlerin yönetiminde yaşamak bir zevk olacak!
23. İsa’nın takipçileri, Yehova’nın kutsal sırrı açısından hangi ayrıcalığa sahiptir?
23 Resul Pavlus ‘Tanrı’nın geçmiş çağlardan ve kuşaklardan gizlenmiş olan sırrının şimdi O’nun kutsallarına açıklanmış olduğunu’ yazdı. (Koloseliler 1:26, YÇ) Evet, Yehova’nın meshedilmiş “kutsalları”, kutsal sırla ilgili pek çok noktayı anlayıp bu bilgileri milyonlarca insanla paylaştılar. Hepimiz ne büyük bir ayrıcalığa sahibiz! Yehova ‘iradesinin sırrını bize bildirdi.’ (Efesoslular 1:9, 10) Bu görkemli sırrı başkalarıyla paylaşarak onların da Yehova Tanrı’nın akıl almaz hikmetini görmesine yardımcı olalım.
a ‘Tanrısal bağlılığın kutsal sırrı’ da İsa’nın kişiliğinde açıklandı. (I. Timoteos 3:16) Bir kimsenin Yehova’ya olan bütünlüğünü kusursuz şekilde koruyup koruyamayacağı uzun zamandır bir sır olarak kalmıştı. İsa bunu açıklığa kavuşturdu. Şeytan’ın önüne koyduğu her sınavda bütünlüğünü korudu.—Matta 4:1-11; 27:26-50.
b İsa aynı grupla ‘krallık için bir ahit’ de yapmıştı. (Luka 22:29, 30) Aslında bu, İsa’nın, İbrahim’in soyunun ya da zürriyetinin ikincil kısmı olarak gökte kendisiyle birlikte saltanat sürmesi için “küçük sürü”yle yaptığı bir antlaşmaydı.—Luka 12:32.
-
-
Hikmetli Olmakla Birlikte AlçakgönüllüYehova’ya Yaklaşın
-
-
20. BÖLÜM
Hikmetli Olmakla Birlikte Alçakgönüllü
1-3. Yehova’nın alçakgönüllü olduğundan neden emin olabiliriz?
BİR baba, küçük çocuğuna çok önemli bir ders vermek istiyor. Onu yürekten etkilemeyi arzu ediyor. Acaba yaklaşımı nasıl olmalı? Çocuğunun gözünü korkutmak amacıyla başına dikilerek bağırıp çağırmalı mı? Yoksa eğilip onunla aynı seviyeye inerek yumuşak ve tatlı bir tarzda mı konuşmalı? Hikmetli, alçakgönüllü bir baba kuşkusuz yumuşak yaklaşımı yeğleyecektir.
2 Yehova nasıl bir Babadır? Kibirli mi alçakgönüllü mü, sert mi yumuşak huylu mu? Yehova her şeyi bilir, mutlak hikmete sahiptir. Bilgi ve zekânın insanı her zaman alçakgönüllü kılmadığına dikkat ettiniz mi? Mukaddes Kitabın dediği gibi, “bilgi kibirlendirir.” (I. Korintoslular 3:19; 8:1) Oysa “bilgisi derin”, hikmeti engin olan Yehova aynı zamanda alçakgönüllüdür de. (Eyub 9:4, YÇ) Bu, O’nun düşük bir konumda bulunmasından ya da yeterince haşmetli olmamasından değil, kibirsiz olmasından kaynaklanmaktadır. Acaba O neden böyledir?
3 Yehova kutsaldır. Bu nedenle, kirletici bir nitelik olan kibir O’nda bulunmaz. (Markos 7:20-22) Ayrıca, Yeremya peygamberin Yehova’ya söylediği şu sözlere de dikkat edin: ‘Canın [Yehova’nın Kendisi] mutlaka beni hatırlayıp üzerime eğilecektir.’a (Yeremyanın Mersiyeleri 3:20) Düşünün! Evrenin Egemen Rabbi Yehova, Yeremya’yla gereğince ilgilenebilmek için ‘eğilip’ bu kusurlu insanın seviyesine inmeye razıydı. (Mezmur 113:7) Evet, Yehova alçakgönüllüdür. Acaba alçakgönüllülüğü neler içerir? Bunun hikmetle nasıl bir bağlantısı var? Ve bizim için neden önemlidir?
Yehova Alçakgönüllü Olduğunu Nasıl Gösterir?
4, 5. (a) Alçakgönüllülük nedir, nasıl gösterilir, neden zayıflık veya korkaklıkla asla karıştırılmamalıdır? (b) Yehova Davud’a nasıl alçakgönüllülük gösterdi, Yehova’nın alçakgönüllülüğü bizim için ne derece önemlidir?
4 Alçakgönüllülük kendini beğenmişlikten, kibirden uzak bir tutumdur. Yüreğin derinliklerinden kaynaklanan bir nitelik olan alçakgönüllülük yumuşak huyluluk, sabır ve makullük gibi özelliklerle kendini gösterir. (Galatyalılar 5:22, 23) Tanrı’yı memnun eden bu nitelikler zayıflık ya da korkaklıkla asla karıştırılmamalı! Yehova’nın haklı öfkesiyle ya da yok etme gücünü kullanmasıyla bu nitelikler arasında bir çelişki yoktur. Tersine, Yehova muazzam kuvvetini, kusursuz özdenetimini alçakgönüllülük ve yumuşaklıkla gösterir. (İşaya 42:14) Alçakgönüllülüğün hikmetle ne bağlantısı var? Mukaddes Kitap üzerine yazılmış bir başvuru kitabı şunları diyor: “Sonuç olarak, alçakgönüllülük kendi çıkarını değil başkalarının iyiliğini düşünmektir ve mutlak hikmetin dayandığı esaslardan biridir.” Şu halde, gerçek hikmet alçakgönüllülükten ayrı düşünülemez. Acaba Yehova’nın alçakgönüllülüğü bize ne yarar sağlar?
Hikmetli bir baba çocuklarına alçakgönüllü ve yumuşak davranır
5 Kral Davud Yehova’ya söylediği ilahide, “bana zafer kalkanını bağışlarsın, sağ elin destekler, alçakgönüllülüğün yüceltir beni” demişti. (Mezmur 18:35, YÇ) Gerçekten de, Yehova eğilip bu kusurlu insanla her gün ilgilenmiş, onu koruyup desteklemişti. Davud eğer kurtulabilir ve günün birinde kral olarak bir ölçüde yücelirse, bunun ancak Yehova’nın Kendisini bu şekilde alçaltmaya istekli olmasından kaynaklanacağının farkındaydı. Aslında, Yehova yumuşak ve sevgi dolu bir Baba olarak Kendisini alçaltıp alçakgönüllülük göstermeye istekli olmasaydı, acaba hangimiz kurtulmayı bekleyebilirdik?
6, 7. (a) Mukaddes Kitap Yehova’nın haddini bildiğini neden hiçbir zaman söylemez? (b) Yumuşak huyla hikmet arasında ne bağlantı vardır, bu konuda en büyük örnek kimdir?
6 Alçakgönüllülükle haddini bilirlik arasında bir fark olması dikkate değer. Haddini bilirlik sadık insanların geliştirmesi gereken çok güzel bir niteliktir. Alçakgönüllülük gibi onun da hikmetle bağlantısı vardır. Örneğin, çağdaş bir çeviriye göre Süleymanın Meselleri 11:2 ‘hikmet haddini bilenlerdedir’ der. Ne var ki, Mukaddes Kitap hiçbir zaman Yehova’dan haddini bilen biri olarak söz etmez. Neden? Çünkü Kutsal Yazılarda kullanıldığı şekliyle haddini bilirlik, kişinin kendi sınırının çok iyi farkında olması fikrini taşır. Mutlak Güce Sahip Olan’ı, doğruluk standartları nedeniyle Kendisine koyduğu sınırlamalar dışında sınırlayan hiçbir etken yoktur. (Markos 10:27; Titus 1:2) Üstelik, En Yüce Tanrı kimseye bağımlı da değildir. Bu nedenle, haddini bilirlik niteliği Yehova için söz konusu olamaz.
7 Bununla birlikte, Yehova alçakgönüllü ve yumuşak huyludur. Hizmetçilerine yumuşak huyun gerçek hikmet için çok önemli olduğunu öğretir. Sözünde ‘hikmetten kaynaklanan huy yumuşaklığından’ söz eder.b (Yakub 3:13) Yehova’nın bu konuda nasıl bir örnek olduğunu ele alalım.
Yehova Alçakgönüllülükle Sorumluluk Verir ve Dinler
8-10. (a) Yehova’nın sorumluluk vermeye ve dinlemeye istekli olması neden olağanüstü bir davranıştır? (b) Mutlak Güce Sahip Olan, meleklerine nasıl alçakgönüllülükle davranır?
8 Yehova’nın başkalarına sorumluluk vermeye ve onları dinlemeye istekli olması alçakgönüllülüğünün bir kanıtıdır. Bu insanı hem sevindirir hem de şaşırtır, çünkü O’nun yardıma veya öğüde ihtiyacı yoktur. (İşaya 40:13, 14; Romalılar 11:34, 35) Bununla birlikte, Mukaddes Kitap O’nun bunları yapmaya tenezzül ettiğini defalarca gösterir.
9 Örneğin, İbrahim’in yaşamında geçen göze çarpar bir olayı ele alalım. İbrahim’in, birine “Yehova” diye hitap ettiği üç konuğu vardı. Bu konuklar aslında meleklerdi, ama içlerinden biri Yehova’nın adıyla gelmiş ve O’nun adına hareket etmişti. Bu meleğin söylediği her sözü veya yaptığı her hareketi sanki Yehova söylüyor ya da yapıyordu. Yehova onun aracılığıyla İbrahim’e, ‘Sodom ve Gomorra’nın büyük feryadını’ işittiğini söyleyerek şunu belirtti: “Şimdi ineceğim, ve bana gelen feryadına göre tamamen yaptılar mı göreceğim; ve yapmadılarsa, bileceğim.” (Tekvin 18:3, 20, 21) Kuşkusuz, Yehova’nın bu mesajı Mutlak Güce Sahip Olan’ın insan şeklinde yere ‘ineceği’ anlamına gelmiyordu. O yine, Kendisini temsil eden melekler gönderecekti. (Tekvin 19:1) Neden? Acaba her şeyi gören Yehova o bölgenin gerçek durumunu ‘bilemez’ miydi? Kuşkusuz bilebilirdi. Ama alçakgönüllülükle davranarak bu meleklere durumu inceleme ve Sodom’daki Lût ve ailesini ziyaret etme görevi verdi.
10 Üstelik, Yehova dinlemeye de hazırdır. Bir keresinde, meleklerinden, kötü Kral Ahab’ı tahttan indirmek için çeşitli önerilerde bulunmalarını istemişti. Yehova’nın böyle bir yardıma ihtiyacı yoktu. Buna rağmen, bir meleğin önerisini kabul etti ve bunu yerine getirmesi için onu görevlendirdi. (I. Kırallar 22:19-22) Bu alçakgönüllü bir davranış değil mi?
11, 12. İbrahim, Yehova’nın alçakgönüllülüğüne nasıl tanık oldu?
11 Yehova kaygılarını dile getirmek isteyen kusurlu insanları bile dinlemeye hazırdır. Örneğin, Yehova İbrahim’e Sodom ve Gomorra’yı yok etme niyetini ilk kez açtığında, o sadık adamın kafası karıştı. “Böyle yapmak senden ırak olsun” diyen İbrahim sözlerine şunu ekledi: “bütün dünyanın Hâkimi adalet yapmaz mı?” Yehova’ya içlerinde 50 doğru adam bulunabilirse bu iki şehri esirgeyip esirgemeyeceğini sordu. Yehova esirgeyeceğini garanti etti. Fakat İbrahim sayıyı 45’e, sonra 40’a ve daha da aşağıya indirip soruyu tekrarladı. Yehova her seferinde garanti verdi, buna rağmen İbrahim sayıyı 10’a indirinceye kadar ısrarını sürdürdü. O herhalde Yehova’nın ne kadar merhametli olduğunu tam kavramamıştı. Her ne olursa olsun, Yehova sabır ve alçakgönüllülük göstererek dostu ve hizmetçisi olan İbrahim’in, kaygısını bu şekilde dile getirmesine izin verdi.—Tekvin 18:23-33.
12 Acaba çok zeki, çok bilgili kaç insan, zekâ düzeyi çok daha düşük birini böyle sabırla dinler?c İşte Tanrımız böylesine alçakgönüllüdür! İbrahim bu karşılıklı konuşma sırasında, Yehova’nın ‘tez öfkelenmediğine’ de tanık oldu. (Çıkış 34:6, YÇ) Belki Yüce Olan’ın yaptıklarını sorgulamaya hakkı olmadığını fark ettiğinden, O’na iki kez “Ya Rab, öfkelenme” diye yalvardı. (Tekvin [Yaratılış] 18:30, 32, YÇ) Yehova tabii ki öfkelenmedi. O gerçekten ‘hikmetten kaynaklanan bir yumuşaklığa’ sahiptir.
Yehova Makuldür
13. Mukaddes Kitapta kullanıldığı şekliyle ‘makul’ ne demektir, bu sözcük Yehova’yı tanımlamak için neden çok uygundur?
13 Yehova’nın alçakgönüllülüğü başka güzel bir niteliğinde, makullüğünde de görülür. Ne yazık ki, kusurlu insanda bu nitelik pek görülmez. Yehova zekâ sahibi yaratıklarını sadece dinlemeye değil, aynı zamanda doğru ilkeleriyle çelişmediği takdirde onların söylediklerine uymaya da isteklidir. Mukaddes Kitapta “uysal” sözcüğü makul anlamında kullanılır. Bu nitelik de Tanrısal hikmetin karakteristik bir özelliğidir. Çağdaş bir çeviriye göre Yakub 3:17 ‘yukarıdan olan hikmet makuldür’ der. Mutlak hikmete sahip Yehova acaba ne bakımdan makuldür? Bir kere, durumlara uyum sağlayabilir. Yehova’nın isminden O’nun hakkında öğrendiğimiz gerçeği anımsayın; Kendisi, amacını yerine getirmek üzere ne olması gerekiyorsa o olur. (Çıkış 3:14) Bu, O’nun uyumlu, makul bir tutuma sahip olduğunu göstermez mi?
14, 15. Hezekiel’in,Yehova’nın gökteki arabasıyla ilgili rüyetinden, O’nun göksel teşkilatı hakkında ne öğreniriz, o bu dünyanın teşkilatlarından nasıl farklıdır?
14 Mukaddes Kitapta, Yehova’nın uyum sağlama yeteneğini bir nebze de olsa kavramamıza yardım eden güzel bir pasaj vardır. Hezekiel peygambere, Yehova’nın gökteki ruhi varlıklardan oluşan teşkilatı hakkında bir rüyet verilmişti. O, Yehova’ya ait olan ve her zaman O’nun kontrolünde bulunan muazzam büyüklükte bir araba gördü. Araba çok ilginç bir şekilde hareket ediyordu. Dev tekerlekleri gözlerle kaplıydı ve dört yöne gidebiliyordu. Böylece her yeri görebiliyor ve durmalarına veya dönmelerine gerek kalmadan aniden yön değiştirebiliyorlardı. Ve bu dev araba, insan yapısı bir ağır vasıta gibi sarsıla sarsıla gitmiyordu. Şimşek hızıyla hareket edebiliyor, hatta dik açılar çizerek dönebiliyordu. (Hezekiel 1:1, 14-28) Evet, Yehova’nın teşkilatı, tıpkı onu kontrolünde tutan Mutlak Güce Sahip Egemen’in yaptığı gibi, sürekli değişen koşullara ve bu koşulların yol açtığı gereksinimlere kendini en mükemmel şekilde uyarlayarak cevap verebilir.
15 İnsanlar böyle kusursuz bir uyum yeteneğini olsa olsa taklide çalışabilirler. Oysa hem onlar hem de teşkilatları, esnek değil, katı; uysal değil, mantıksız davranırlar. Şöyle örnekleyelim: Dev bir tanker ya da yük treni, büyüklüğü ve gücü bakımından muazzam boyutlara sahip olabilir. Fakat ani değişikliklere karşılık verebilir mi? Yük treninin önündeki raylara bir engel düşse, trenin dönüş yapması söz konusu olamaz. Aniden durması ise hiç kolay değildir. Ağır bir yük treni freni çekildikten ancak 2 kilometre kadar sonra durabilir! Benzer şekilde, bir dev tanker de ancak motorları kapatıldıktan 5 mil sonra durabilir. Tornistan yapılsa bile, tanker 2 mil daha gidebilir. Bu dünyanın makul olmayan, katı davranmaya eğilimli teşkilatları için de durum aynıdır. İnsan, değişen gereksinimlere ve koşullara uymayı çoğu kez gururundan ötürü reddeder. Böyle katı bir tutum yüzünden bazen şirketler batar, hatta hükümetler devrilir. (Süleymanın Meselleri 16:18) Yehova’nın ve teşkilatının bu tutumda olmamasına ne kadar sevinebiliriz!
Yehova Nasıl Makullük Gösterir?
16. Yehova, Sodom ve Gomorra’yı yıkmadan önce Lût’a nasıl makullük gösterdi?
16 Sodom ve Gomorra’nın yıkımını bir kez daha ele alalım. Lût ve ailesi, Yehova’nın meleğinden ‘dağa kaçmaları’ yönünde kesin bir talimat almışlardı. Fakat, bu Lût’a pek de iyi bir fikir gibi gelmedi. Çağdaş bir çeviriye göre, ‘Ne olur, bunu isteme Yehova’ diye yalvardı. Dağa kaçtığı takdirde öleceğine inandığından, Tanrı’dan yakındaki Tsoar şehrine kaçmalarına izin vermesini rica etti. Oysa, Yehova o kenti harap etmek niyetindeydi. Üstelik, Lût’un korkması için bir neden de yoktu. Yehova onu hiç kuşkusuz dağlarda da koruyabilirdi! Bütün bunlara rağmen, Yehova Lût’un isteğine uyup Tsoar’ı yıkmadı. Melek Lût’a “bu şey için de ricanı kabul ettim” dedi. (Tekvin 19:17-22) Bu Yehova açısından makul bir davranış değil miydi?
17, 18. Yehova, Ninevelilere davranış tarzıyla makul olduğunu nasıl gösterdi?
17 Yehova yürekten tövbe edenlere de karşılık vererek her zaman merhametin ve doğruluğun gereğini yapar. Yunus peygamber kötülük ve şiddet dolu Nineve kentine gönderildiğinde olanları ele alalım. Yunus’un o kentin sokaklarında dolaşarak duyurduğu Tanrısal mesaj gayet basitti: Güçlü kent 40 gün sonra yıkılacaktı. Gelgelelim, durumda çarpıcı bir değişiklik oldu. Nineveliler tövbe etti!—Yunus, 3. bap.
18 Durumun böyle değişmesi karşısında Yehova’nın gösterdiği tepkiyle, Yunus’unkini karşılaştırmak çok eğiticidir. Bu olayda, Yehova “cenk eri” olmak yerine, duruma uyum gösterip Bağışlayıcı oldu.d (Çıkış 15:3) Öte yandan, Yunus esnek ve çok merhametli biri değildi. Yehova gibi makullük göstereceği yerde, daha önce sözü edilen yük treni ya da dev tanker gibi davrandı. Başlarına felaket geleceğini ilan etmişti, öyleyse bu mutlaka olmalıydı! Yehova ise, sabırsız peygambere makullük ve merhamet konusunda sabırla unutulmaz bir ders verdi.—Yunus 4. bap.
Yehova makuldür ve yapımızın sınırlarını bilir
19. (a) Yehova’nın bizden makul olanı istediğinden neden emin olabiliriz? (b) Süleymanın Meselleri 19:17 Yehova’nın “iyi ve yumuşak huylu”, makul ve de alçakgönüllü bir Efendi olduğunu nasıl gösterir?
19 Sonuç olarak, Yehova bizden makul olmamızı bekler. Kral Davud, O’nun hakkında, “yaratılışımızı bilir; hatırlar ki, biz toprağız” demişti. (Mezmur 103:14) Yehova sınırlı ve kusurlu yapımızı bizden daha iyi bilir. Yapabileceğimizden fazlasını hiçbir zaman beklemez. Mukaddes Kitap “iyi ve yumuşak huylu”, makul efendilerle “ters huylu” olanları karşılaştırır. (I. Petrus 2:18, YÇ) Yehova ne tür bir Efendi’dir? Süleymanın Meselleri 19:17’de “fakire acıyan RABBE ödünç verir” dendiğine dikkat edin. Ancak iyi ve makul bir efendinin yoksullar için yapılan iyiliklere dikkat edeceği açıktır. Dahası, bu ayet, evrenin Yaratıcısının aslında böyle merhametle davranan insanlara Kendisini borçlu hissettiği fikrini de verir. Ne fevkalade bir alçakgönüllülük örneği!
20. Yehova’nın dualarımızı işitip karşılıksız bırakmayacağını gösteren nedir?
20 Yehova bugün de hizmetçilerine karşı davranışlarında yine yumuşak huylu ve makuldür. İmanla dua ettiğimizde bizi dinler. Gerçi bizimle konuşmak için artık melekleri temsilcisi olarak göndermiyorsa da, dualarımızı cevapsız bırakacağı sonucuna varmamalıyız. Resul Pavlus’un, iman kardeşlerinden, hapisten çıkması için ‘dua etmelerini’ isterken, “ta ki daha çabuk size iade olunayım” dediğini hatırlayın. (İbraniler 13:18, 19) Şu halde, dualarımız Yehova’ya belki yapmayacağı işleri yaptırabilir.—Yakub 5:16.
21. Yehova’nın alçakgönüllü olmasından hangi sonucu asla çıkarmamalı, tersine O’nunla ilgili neyin bilincinde olmalıyız?
21 Yehova’nın alçakgönüllülüğünün göstergelerinden hiçbiri –yumuşaklığı, dinlemeye hazır oluşu, sabrı, makullüğü- O’nun doğru ilkelerinden ödün verdiğini göstermez. Hıristiyan Âleminin din adamları, Yehova’nın ahlak standartlarını gevşeterek topluluklarının kulağına hoş gelen sözler söylediklerinde makul davrandıklarını düşünebilirler. (II. Timoteos 4:3) Oysa çıkar uğruna uzlaşma eğiliminin Tanrısal makullükle hiçbir ilgisi yoktur. Yehova kutsaldır; doğru standartlarını asla kirletmez. (Levililer 11:44) Öyleyse, Yehova’nın makullüğünü, alçakgönüllülüğünün bir kanıtı olduğu için sevelim. Evrendeki en hikmetli Varlığın, Yehova Tanrı’nın son derece alçakgönüllü olduğunu düşündüğümüzde çok büyük bir hoşnutluk duymuyor muyuz? İçimizde derin bir korku uyandırmasına rağmen, bu yumuşak huylu, sabırlı, makul Tanrı’ya yaklaşmak ne büyük bir zevk!
a Eski yazıcılar (Soferimler) bu ayeti, eğilenin Yehova değil, Yeremya olduğu şeklinde değiştirdiler. Anlaşılan onlar böyle alçakgönüllü bir hareketi Tanrı’ya yakıştıramıyorlardı. Bunun sonucunda, birçok çeviride bu güzel ayetin belirttiği asıl nokta kayboldu. Bununla birlikte, The New English Bible’da Tanrı’ya “hatırla, hatırla da bana doğru eğil” diyenin Yeremya, onun eğilmesini istediği kişinin ise Tanrı olduğu doğru olarak belirtilmektedir.
b Bu ayet başka tercümelerde, “bilgelikten doğan alçakgönüllülük” ve “hikmetin karakteristik özelliği olan yumuşaklık” olarak çevrilmiştir.
c Mukaddes Kitabın sabırla kibir arasında bir tezat kurması ilginçtir. (Vaiz 7:8) Yehova’nın sabrı, alçakgönüllülüğünün başka bir kanıtıdır.—II. Petrus 3:9.
d Mezmur 86:5’te Yehova’nın ‘iyi ve bağışlayıcı’ olduğu söylenir. Mezmurlar Yunanca’ya çevrilirken ‘bağışlayıcı’ ifadesi, epieikesʹ, yani ‘makul’ olarak tercüme edilmişti.
-
-
Tanrısal Hikmeti İsa’dan ÖğrenirizYehova’ya Yaklaşın
-
-
21. BÖLÜM
Tanrısal Hikmeti İsa’dan Öğreniriz
1-3. Eski komşuları İsa’nın öğretimine nasıl karşılık verdiler, onunla ilgili neyin farkında değillerdi?
DİNLEYİCİLER şaşkınlık içindeydiler. İsa adındaki genç havrada karşılarında durmuş onlara öğretiyordu. O, kendilerine yabancı biri değildi, kentlerinde büyümüş, orada yıllarca marangozluk yapmıştı. İçlerinden bazıları muhtemelen İsa’nın yapımına katkıda bulunduğu evlerde yaşıyor ya da onun yaptığı saban ve boyunduruklarla toprağını işliyordu.a Acaba şimdi bu eski marangozun öğretimine ne tepki göstereceklerdi?
2 Dinleyenlerin çoğu şaşkın bir halde “Adamın bu hikmeti nereden geliyor?” diyorlardı. “Meryem’in oğlu . . . . marangoz değil mi bu?” diyerek şaşkınlıklarını dile getiriyorlardı. (Matta 13:54-58, YÇ; Markos 6:1-3, YÇ) Ne yazık ki, bir zamanlar İsa’nın komşusu olanlar, ‘bu marangoz da bizim yörenin insanı’ diye düşünüyorlardı. Dolayısıyla sözlerindeki hikmete rağmen onu reddettiler. Bu niteliğin kendisinden kaynaklanmadığının farkında değillerdi.
3 İsa bu hikmeti nereden almıştı? “Öğrettiğim benim değil, fakat beni gönderenindir” dedi. (Yuhanna 7:16) Resul Pavlus, İsa’nın Tanrısal hikmet olduğunu, o ‘Tanrı tarafından bize hikmet oldu’ sözüyle açıkladı. (I. Korintoslular 1:30) Yehova’nın hikmeti Oğlu İsa aracılığıyla açıklanmaktadır. Aslında, bu öyle bir gerçektir ki, İsa buna dayanarak “ben ve Baba biriz” diyebilmişti. (Yuhanna 10:30) İsa’nın Tanrısal hikmet sergilediği üç alanı inceleyelim.
Öğrettikleri
4. (a) İsa’nın mesajının teması neydi, bu neden son derece önemli bir temaydı? (b) İsa’nın öğütleri neden her zaman uygulanabilirdi ve dinleyicilerinin yararınaydı?
4 İlk olarak, İsa’nın öğrettiklerini ele alalım. Mesajının teması ‘Tanrı’nın Krallığının iyi haberi’ idi. (Luka 4:43) Krallığın Yehova’nın egemenlik hakkının doğrulanmasında ve insanlığa sonsuz nimetler getirmekte oynayacağı rol nedeniyle bu son derece önemli bir temaydı. İsa, öğretiminde günlük yaşam için gerekli öğütler de sundu. Kendisinin, geleceği bildirilen “Harika Öğütçü” olduğunu ortaya koydu. (İşaya 9:6, YÇ) Gerçekten de, onun öğütleri harika değil miydi? Onda Tanrı’nın Sözü ve iradesi hakkında köklü bir bilgi, insanın yapısı hakkında derin bir anlayış ve insanlığa yönelik büyük bir sevgi vardı. Bu nedenle, öğütleri her zaman uygulanabilirdi ve dinleyicilerinin yararınaydı. Söyledikleri “ebedî hayatın sözleri”ydi. Evet, öğütleri, tutulduğu takdirde, kurtuluş yolunda rehberlik ediyordu.—Yuhanna 6:68.
5. İsa’nın Dağdaki Vaaz’ının içerdiği bazı konular nelerdir?
5 Dağdaki Vaaz, İsa’nın öğretilerindeki eşsiz hikmete göze çarpar bir örnektir. Matta 5:3–7:27’de kayıtlı olan bu Vaaz herhalde sadece 20 dakikada verilebilir. Oysa içindeki öğütler ne kadar zaman geçerse geçsin değerini yitirmez; bugün de ilk verildiği günkü gibi yararlıdır. İsa’nın bu Vaaz’ı, insanlarla ilişkilerin nasıl düzeltileceği (5:23-26, 38-42; 7:1-5, 12), ahlaken nasıl temiz kalınacağı (5:27-32), yaşamın nasıl anlamlı kılınacağı (6:19-24; 7:24-27) gibi çok çeşitli konular içerir. Fakat İsa, dinleyicilerine sadece neyin hikmetli bir davranış olduğunu söylemekle kalmamış, aynı zamanda bunun nedenlerini kanıtlarla destekleyerek göstermişti.
6-8. (a) İsa, kaygılanmaktan kaçınmak için hangi sağlam nedenleri veriyor? (b) İsa’nın öğüdünün yukarıdan gelen hikmeti yansıttığını gösteren nedir?
6 Örneğin, İsa’nın maddi konularda duyulan kaygıyla nasıl başa çıkılacağına ilişkin, Matta’nın 6. babında kayıtlı hikmetli öğüdünü ele alalım. “Ne yiyeceksiniz, yahut ne içeceksiniz diye hayatınız için, ne giyeceksiniz diye bedeniniz için de kaygı çekmeyin” öğüdünü veriyor. (25. ayet) Yiyecek ve giyecek temel ihtiyaçlardır; bunları elde etmekle ilgilenmek doğaldır. Fakat İsa bize bu gibi şeyler yüzünden “kaygı çekmeyin” diyor.b Neden?
7 Şimdi İsa’nın ikna edici açıklamasına kulak verelim. Yehova, bize hayatımızı ve bedenimizi verdiğine göre, bu hayatı sürdürebilmemiz için yiyecek, bedenimizi örtebilmemiz için de giyecek veremez mi? (25. ayet) Kuşlara yiyecek verdiğine, çiçekleri şahane bir şekilde donattığına göre, Kendisine tapınan insanlarla çok daha fazla ilgilenmez mi? (26, 28-30 ayetler) Gerçekten de, gereksiz kaygı anlamsızdır. Kaygılanmakla ömrümüzü bir an bile uzatamayız.c (27. ayet) Öyleyse, kaygılanmaktan nasıl kaçınabiliriz? İsa bize şu öğüdü veriyor: Yaşamınızda Tanrı’ya tapınmaya öncelik vermeye devam edin. Bunu yapanlar günlük ihtiyaçlarının tümünün gökteki Babaları tarafından karşılanacağına güvenebilirler. (33. ayet) Son olarak, İsa çok pratik bir öneride bulunuyor: “Yarının kaygısı yarının olsun.” Yarının kaygısını neden bugününkine katasınız? (34. ayet YÇ) Ayrıca, belki hiçbir zaman olmayacak şeyler yüzünden de neden gereksiz yere endişe duyasınız? Böyle hikmetli bir öğüdü uygulamak, bizi bu stresli dünyada birçok kederden koruyabilir.
8 İsa’nın öğüdünün, bugün de 2.000 yıl önceki kadar geçerli olduğu açıktır. Bu yukarıdan gelen hikmetin kanıtı değil mi? Dünyadaki danışmanların verdiği en iyi nasihatlerin bile günün birinde modası geçebilir; o zaman ya gözden geçirilip düzeltilir ya da değiştirilirler. Oysa İsa’nın öğretileri aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen hâlâ geçerli ve yararlıdır. Buna şaşmamalıyız, çünkü bu Harika Öğütçü ‘Tanrı’nın sözlerini söylemiştir.’—Yuhanna 3:34.
Öğretme Tarzı
9. Bazı askerler İsa’nın öğretimi konusunda ne demişlerdi, bu neden bir abartı değildi?
9 İsa’nın Tanrısal hikmet yansıttığı ikinci alan, öğretme tarzıydı. Bir keresinde, onu tutuklamaya gönderilen askerler eli boş dönerek “kimse asla böyle söylememiştir” demişlerdi. (Yuhanna 7:45, 46) Bu bir abartı değildi. Gelmiş geçmiş tüm insanlar arasında yalnızca “yukarıdan” gelen İsa, en büyük bilgi hazinesine ve tecrübeye sahipti. (Yuhanna 8:23) Gerçekten hiçbir insanın öğretemeyeceği şekilde öğretiyordu. Şimdi bu hikmetli öğretmenin yöntemlerinden sadece ikisini irdeleyelim.
‘Kalabalık onun öğretişine şaştı’
10, 11. (a) İsa’nın örnekler kullanma tarzına hayran olmamak neden olanaksızdır? (b) Mesel nedir, İsa’nın mesellerinin öğretim için çok etkili olduğu hangi örnekten görülür?
10 Etkili örneklemeler. İsa’nın halka öğretirken örnekler kullandığı kayıtlıdır. “Benzetme [örnekleme] kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı.” (Matta 13:34, YÇ) Onun derin anlamı olan gerçekleri günlük yaşamdan örneklerle öğretmekteki eşsiz yeteneğine hayran olmamak elde değildir. Çiftçilerin tohum ekmesi, kadınların ekmek pişirmesi, çocukların çarşı meydanında oynaması, balıkçıların ağ çekmesi, çobanların kaybolan koyunlarını araması, dinleyicilerinin defalarca gördüğü olaylardı. Herkesin bildiği olaylarla önemli gerçekler arasında bağlantı kurulursa, böyle gerçekler zihin ve yürekten kolay kolay silinmez.—Matta 11:16-19; 13:3-8, 33, 47-50; 18:12-14.
11 İsa sık sık ahlaki ve ruhi gerçekleri gözler önüne seren meseller, yani kısa öyküler de kullandı. Öyküler soyut fikirlere oranla daha kolay kavranılıp anımsandığından, meseller İsa’nın öğretilerinin korunmasına yardımcı oldu. İsa’nın birçok meseli, insanların zihinlerinde Babasını canlandırmalarını kolaylaştıran unutulmaz örneklerdi. Müsrif oğul meselini ele alırsak, orada vurgulanmak istenen noktayı –doğru yoldan sapan bir kişi gerçekten tövbe ederse Yehova’nın onu merhamet ve şefkatle kabul ettiğini– acaba kim kavramaz?—Luka 15:11-32.
12. (a) İsa öğretirken soruları nasıl kullandı? (b) Yetkisini sorgulayanları nasıl susturdu?
12 Soruların ustalıkla kullanımı. İsa, dinleyicilerinin bir sonuca varmasını, kendi güdülerini irdelemesini ya da kararlar vermesini sağlamak üzere sorular da soruyordu. (Matta 12:24-30; 17:24-27; 22:41-46) Dinsel liderler, Tanrı’nın ona yetki verip vermediğini sorguladıklarında, İsa’nın karşılığı “Yahyanın vaftizi gökten mi, yoksa insandan mıydı?” diye sormak oldu. Bu soru karşısında afallayıp ne cevap vereceklerini tartışırken şöyle dediler: “Eğer: Gökten, dersek: Öyle ise, niçin ona inanmadınız? diyecek. Fakat: İnsandan, dersek—halktan korkuyorlardı; zira hepsi Yahyayı gerçekten peygamber sayarlardı.” Sonunda, “bilmiyoruz” dediler.” (Markos 11:27-33; Matta 21:23-27) İsa basit bir soruyla onları susturup içlerindeki hainliği ortaya serdi.
13-15. İyi komşu Samiriyeli meseli İsa’nın hikmetini nasıl yansıtır?
13 İsa bazen her iki yöntemi birleştirerek örneklemelerine düşündürücü sorular da ekledi. Kutsal Yasa uzmanı bir Yahudi sonsuz hayat kazanabilmesi için kendisinden ne talep edildiğini sorduğunda, İsa ona Musa Kanunu’nda Tanrı’yı ve komşuyu sevmesinin emredildiğini söyledi. Adam kendini haklı çıkarmak isteyerek “benim komşum kimdir?” diye sordu. İsa bunu bir öyküyle yanıtladı. Yahudi’nin biri yalnız başına seyahat ederken haydutların saldırısına uğramış, soyguncular onu yarı ölü bırakıp gitmişler. Önce bir kâhin, sonra bir Levili, yani iki Yahudi oradan geçmiş. İkisi de onu görmezlikten gelmişler. Fakat sonra bir Samiriyeli ortaya çıkmış. Yüreği sızlayarak, yerde yatan kurbanın yaralarını özenle sarmış, sevgiyle onu kaldırıp tedavi edilebileceği bir hana götürmüş. İsa bu öyküyü karşısındakine sorduğu bir soruyla noktaladı: “Bu üçünden hangisi, haydutların eline düşen adamın komşusu oldu, sanırsın?” Bunun üzerine adam “ona acıyan” yanıtını vermek zorunda kaldı.—Luka 10:25-37.
14 Bu mesel İsa’nın hikmetini nasıl yansıtıyor? O zamanlar, Yahudiler yalnızca kendi geleneklerini benimseyenlere “komşu” der, Samiriyelileri asla komşu olarak görmezlerdi. (Yuhanna 4:9) İsa’nın öyküsünde mağdur durumdaki Samiriyeli, yardım edense Yahudi olsaydı, bunun o önyargıyı yıkmaya bir yararı olur muydu? Oysa İsa hikmetle konuşarak, öyküsünde bir Samiriyeli’nin Yahudi’ye şefkat gösterdiğini söyledi. Öykünün sonunda sorduğu soruya da dikkat edin. Dikkati “komşu” terimine çekti. Kutsal Yasa uzmanı aslında ‘kime komşu sevgisi göstermeliyim?’ diye sormuştu. İsa ise “bu üçünden hangisi, [onun] komşusu oldu, sanırsın?” diye sordu. İyilik gören kurbana değil, iyilik eden Samiriyeli’ye dikkati çekti. Gerçek komşu, karşısındakine, etnik kökenine bakmaksızın sevgi göstermek üzere ilk adımı atandır. İsa bu noktayı bundan daha etkili bir şekilde belirtemezdi.
15 Halkın İsa’nın “öğretiş” tarzına şaşıp kalması ve ona yakınlık duyması doğal bir sonuç değil mi? (Matta 7:28, 29) Bir keresinde, “büyük bir kalabalık” yiyecekleri olmadığı halde üç gün onun yanında kalmıştı.—Markos 8:1, 2.
Yaşam Tarzı
16. İsa, Tanrısal hikmetle yönlendirildiğini ne şekilde ‘uygulamada gösterdi’?
16 İsa’nın, Yehova’nın hikmetini yansıttığı üçüncü alan yaşam tarzıydı. Hikmet pratiktir, iyi sonuç verir. İsa’nın öğrencisi Yakub “aranızda hikmetli . . . . olan kimdir?” diye sordu. Sonra kendi sorusunu kendi yanıtladı: “Bunu doğru davranışıyla uygulamada göstersin.” (Yakub 3:13, The New English Bible) İsa Tanrısal hikmetle yönlendirildiğini davranış tarzıyla ‘uygulamada gösterdi.’ Şimdi onun hem yaşam tarzıyla hem de başkalarına davranış biçimiyle nasıl sağduyu gösterdiğini irdeleyelim.
17. İsa’nın yaşamında kusursuz bir denge olduğunu neler gösterir?
17 Sağduyusu olmayan insanların çoğu kere nasıl aşırılığa kaçtığına hiç dikkat ettiniz mi? Evet, dengeli olmak hikmet gerektirir. Tanrısal hikmet yansıtan İsa’da kusursuz denge vardı. Yaşamında ruhi şeyleri her şeyden üstün tuttu. İyi haberi iletmekle yoğun biçimde meşguldü. “Ben bunun için çıktım” dedi. (Markos 1:38) Onun için maddiyat hiç kuşkusuz ön planda gelmiyordu; anlaşılan, maddi bir şeyi de pek yoktu. (Matta 8:20) Bununla birlikte, zevklerden el etek çekmiş biri de değildi. Babası ‘mutlu Tanrı’ gibi o da sevinçli bir kimseydi ve başkalarının neşesine katkıda bulunuyordu. (I. Timoteos 1:11; 6:15) Geleneksel olarak herkesin müzik eşliğinde şarkılar söyleyip eğlendiği bir düğüne katıldığında, oranın neşesini kaçırmadı. Şarap tükendiğinde, suyu “insanın yüreğini sevindiren” kaliteli şaraba çevirdi. (Mezmur 104:15; Yuhanna 2:1-11) Birçok yemek davetini kabul etti ve böyle fırsatları sık sık insanlara bilgi vermek için kullandı.—Luka 10:38-42; 14:1-6.
18. İsa kusursuz yargıya sahip olduğunu öğrencilerine davranış biçimiyle nasıl gösterdi?
18 İsa kusursuz yargı yeteneğine sahip olduğunu başkalarına davranış biçimiyle de gösterdi. İnsanın doğasını iyi anlaması, ona öğrencileri hakkında net bir görüş kazandırdı. Kusursuz olmadıklarını gayet iyi biliyordu. Yine de, güzel niteliklerini fark etti. Yehova’nın kendisine çektiği bu adamlardaki potansiyeli gördü. (Yuhanna 6:44) Kusurlarına rağmen onlara güven duymaya istekliydi. Güvenini ortaya koyarak öğrencilerine ağır bir sorumluluk verdi. Onları iyi haberi duyurmakla görevlendirdi; bu görevi yerine getirecek yeteneğe sahip olduklarına güveniyordu. (Matta 28:19, 20) Resullerin İşleri kitabı onların kendilerine emredilen bu işi sadakatle yerine getirdiklerini gösterir. (Resullerin İşleri 2:41, 42; 4:33; 5:27-32) Şu halde, İsa’nın onlara güvenmekle hikmetli davranmış olduğu açıktır.
19. İsa “yumuşak huylu, alçakgönüllü” olduğunu nasıl gösterdi?
19 Yirminci bölümde gördüğümüz gibi, Mukaddes Kitap alçakgönüllü ve yumuşak huylu olmayı hikmetle bağdaştırır. Kuşkusuz, bu konuda en iyi örnek Yehova’dır. Acaba İsa için ne denebilir? Onun öğrencilerine alçakgönüllülükle davranmış olduğunu görmek insanı sevindirir. Kusursuz bir adam olduğundan, onlardan kat kat üstündü. Ama yine de onları hor görmedi. Onlara aşağılık veya beceriksizlik duygusu hissettirmeye asla çalışmadı. Tersine, sınırlı yapıda olmalarına anlayış göstererek kusurları karşısında sabırlı davrandı. (Markos 14:34-38; Yuhanna 16:12) Çocukların bile İsa’nın yanında kendilerini rahat hissetmeleri dikkate değer değil mi? “Yumuşak huylu, alçakgönüllü” olduğunu hissettiklerinden kuşkusuz ona yakınlık duyuyorlardı.—Matta 11:29, YÇ; Markos 10:13-16.
20. İsa, kızı cine tutulmuş Yahudi olmayan kadına davranışlarında nasıl makullük gösterdi?
20 İsa Tanrısal alçakgönüllülüğü başka önemli bir yönden de gösterdi. Merhamet göstermenin yerinde olduğu durumlarda makuldü, uysaldı. Örneğin, Yahudi olmayan bir kadının, cine tutulmuş, çok kötü durumdaki kızını iyileştirmesi için kendisinden ricada bulunduğu olayı anımsayın. İsa ilk başta ona yardım etmeyeceğini üç farklı şekilde gösterdi: birincisi, ona cevap vermekten kaçındı; ikincisi, diğer milletler için değil, Yahudiler için gönderilmiş olduğunu doğrudan açıkladı ve üçüncüsü aynı noktayı nezaketle belirten bir örnek verdi. Ne var ki, kadın ısrar ederek fevkalade bir imana sahip olduğunu ortaya koydu. Bu olağandışı durum karşısında acaba İsa nasıl karşılık verdi? Yapmayacağını belirttiği işi yaptı. Kadının kızını iyileştirdi. (Matta 15:21-28) Şahane bir alçakgönüllülük değil mi? Ve unutmayın, gerçek hikmetin temelinde alçakgönüllülük yatar.
21. İsa’nın kişiliğini, konuşma ve davranış tarzını örnek almaya neden gayret etmeliyiz?
21 İncillerin, dünyada yaşamış en hikmetli adamın sözlerini ve davranışlarını gözlerimizin önüne sermesine ne kadar müteşekkir olabiliriz! İsa’nın, Babasının kişiliğini kusursuz şekilde yansıttığını unutmayalım. Biz de İsa’nın kişiliğini, konuşma ve davranış tarzını örnek alarak kendimizde yukarıdan gelen hikmeti geliştirebiliriz. Gelecek bölümde, Tanrı’nın hikmetini yaşamımızda nasıl uygulayabileceğimizi göreceğiz.
a Mukaddes Kitap devirlerinde marangozlar evler inşa eder, mobilyalar, çiftlik aletleri yaparlardı. MS ikinci yüzyılda İustinos, İsa hakkında şunları yazdı: “İnsanlar arasındayken marangozluk yapar, sabanlar, boyunduruklar üretirdi.”
b ‘Kaygı çekmek’ olarak çevrilen Yunanca fiil ‘zihnin dağılması’ anlamına gelir. Matta 6:25’te kullanıldığı gibi, kaygı insanın zihnini karıştırarak ne yapacağını düşünemez duruma getirip yaşama sevincinden yoksun bırakan rahatsız edici bir korkudur.
c Gerçekten de, bilimsel araştırmalar, aşırı endişe ve stresin insanı, kalp ve damar hastalıklarına ve ömrünü kısaltabilen başka birçok rahatsızlığa yakalanma riskine soktuğunu göstermektedir.
-
-
“Yukarıdan Olan Hikmet” Yaşamınızda Etkin mi?Yehova’ya Yaklaşın
-
-
22. BÖLÜM
“Yukarıdan Olan Hikmet” Yaşamınızda Etkin mi?
1-3. (a) Süleyman annelik konusunda çıkan bir tartışmayı nasıl olağanüstü bir hikmet göstererek çözüme bağladı? (b) Yehova bize ne vermeyi vaat eder, bu konuda hangi sorular doğuyor ?
ZOR bir davaydı; iki kadın, bir bebek yüzünden tartışıyordu. Aynı evi paylaşıyorlardı ve birkaç gün arayla birer oğul doğurmuşlardı. Bebeklerden biri ölmüştü ve şimdi iki kadın da yaşayan bebeğin öz annesi olduğunu iddia ediyordu.a Olayın başka görgü tanığı yoktu. Bu dava herhalde alt mahkemede dinlenmiş ama çözülememişti. Sonunda, dava İsrail kralı Süleyman’a getirilmişti. Acaba o, gerçeği ortaya çıkarabilecek miydi?
2 Süleyman iki kadının tartışmasını bir süre dinledikten sonra bir kılıç getirtti. Sonra ikna olmuş gibi görünerek, çocuğun ikiye bölünüp her kadına bir parçasının verilmesini emretti. O zaman çocuğun gerçek annesi, bebeğinin, değerli evladının diğer kadına verilmesi için krala yalvardı. Oysa diğer kadın çocuğun ikiye bölünmesinde ısrar ediyordu. Süleyman artık gerçeği anlamıştı. Bir annenin, rahminde taşıdığı bebeğe ne kadar şefkatle bağlı olduğunu biliyordu ve bu bilgisini tartışmayı çözüme bağlamak üzere kullandı. Süleyman “anası budur” diyerek bebeğini kendisine verdiğinde gerçek annenin ne kadar ferahladığını bir düşünün.—I. Kırallar 3:16-27.
3 Ne olağanüstü bir hikmet, değil mi? Süleyman’ın davayı nasıl çözdüğünü işiten halk, “kendisinde Allah hikmeti” olduğunu görüp ona büyük bir saygı duydu. Evet, Süleyman’ın hikmeti Tanrısal bir armağandı. Yehova ona “hikmetli ve anlayışlı yürek” vermişti. (I. Kırallar 3:12, 28) Ya bizim için ne denebilir? Biz de Tanrı’dan hikmet alabilir miyiz? Evet, çünkü Süleyman ilhamla, “RAB hikmet verir” diye yazdı. (Süleymanın Meselleri 2:6) Hikmet bilgi, anlayış ve ayırt etme yeteneğini iyi kullanabilmektir. Yehova samimiyetle isteyenlere bu niteliği vereceğini vaat eder. Yukarıdan olan hikmeti acaba nasıl kazanabiliriz? Ve onun yaşamımızda etkin olmasını nasıl sağlayabiliriz?
Hikmet Nasıl ‘Kazanılır’?
4-7. Hikmet kazanmak için karşılanması gereken dört talep nedir?
4 Tanrı’dan hikmet alabilmek için çok zeki ya da yüksek eğitimli mi olmak gerekir? Hayır. Yehova hikmetini, yetişme tarzımıza ve eğitim durumumuza bakmaksızın bizimle paylaşmaya hazırdır. (I. Korintoslular 1:26-29) Ama Mukaddes Kitap bizi ‘hikmet kazanmaya’ teşvik ettiğinden, ilk adımı biz atmalıyız. (Süleymanın Meselleri 4:7) Bunu nasıl yapabiliriz?
5 Birincisi, Tanrı’dan korkmalıyız. Süleymanın Meselleri 9:10 “RAB korkusu hikmetin başlangıcıdır [hikmet kazanmak için ilk adımdır, The New English Bible]” diyor. Tanrı korkusu gerçek hikmetin temelidir. Neden mi? Hikmetin, bilgiyi başarıyla kullanma yeteneği içerdiğini hatırlayın. Tanrı’dan korkmak, O’nun önünde dehşet içinde yere kapanmak değil, derin bir korku, saygı ve güvenle eğilmektir. Böyle bir korku hem sağlıklıdır hem de bizi harekete geçiren güçlü bir etkiye sahiptir. Yaşamımızı Tanrı’nın iradesi ve davranış tarzıyla ilgili bilgimizle uyumlu kılmamıza neden olur. İzleyebileceğimiz daha akıllıca bir hareket tarzı yoktur, çünkü Yehova’nın standartları onları tutanlara her zaman en büyük yararı sağlar.
6 İkincisi, alçakgönüllü olmalı ve haddimizi bilmeliyiz. Alçakgönüllü ve haddini bilir olmadan Tanrı’dan gelen hikmete sahip olunamaz. (Süleymanın Meselleri 11:2) Neden? Çünkü alçakgönüllü olur ve haddimizi bilirsek, her şeyi bilmediğimizi, görüşlerimizin her zaman doğru olmadığını ve Yehova’nın fikrini öğrenmemiz gerektiğini kabule hazır oluruz. Yehova “mağrurlara karşı durur”, fakat alçakgönüllülere hikmet vermekten hoşnut olur.—Yakub 4:6.
Tanrısal hikmete sahip olabilmek için onu gayretle aramalıyız
7 Üçüncüsü, Tanrı’nın yazılı Sözünü incelemeliyiz. Yehova’nın hikmeti, Sözünde gözler önüne serilir. Bu niteliğe sahip olabilmek için onu gayretle aramalıyız. (Süleymanın Meselleri 2:1-5) Dördüncüsü, dua etmeliyiz. Tanrı’dan içtenlikle hikmet dilersek, onu bize cömertçe verir. (Yakub 1:5) Ruhunun yardımını dileyen dualarımız cevapsız kalmaz. Ve O’nun ruhu, sorunları çözmemizi, tehlikeden sakınmamızı ve hikmetli kararlar vermemizi sağlayan Sözündeki defineyi bulmamızı mümkün kılar.—Luka 11:13.
8. Tanrısal hikmeti gerçekten kazandığımız nasıl belli olur?
8 Yehova’nın hikmeti, 17. bölümde gördüğümüz gibi pratik değere sahiptir. Dolayısıyla, Tanrısal hikmeti gerçekten kazanmışsak, bu davranış tarzımızdan belli olur. İsa’nın öğrencisi Yakub Tanrısal hikmetin sonuçlarını şöyle tanımladı: “Gökten inen bilgelik [hikmet] her şeyden önce paktır, sonra barışçıldır, yumuşaktır (makuldür) ve uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle doludur. Kayırıcılığı [ayrımcılığı], ikiyüzlülüğü yoktur.” (Yakub 3:17, YÇ) Tanrısal hikmetin bu yönlerinin her birini irdelerken, kendimize “yukarıdan olan hikmet yaşamımda etkin mi?” diye sorabiliriz.
‘Önce Pak, Sonra Barışçıl’
9. Pak olmak ne demektir, paklığın hikmetin başta gelen özelliği sayılması neden yerindedir?
9 “Her şeyden önce pak.” Pak olmak, yalnız dıştan değil, içten de saf ve lekesiz olmak demektir. Mukaddes Kitap hikmetle yürek arasında ilişki kurar; yukarıdan olan hikmet kötü düşünce, arzu ve güdülerle kirlenen bir yüreğe giremez. (Süleymanın Meselleri 2:10; Matta 15:19, 20) Ama yüreğimiz kusurlu insanlar için mümkün olabilecek ölçüde paksa, ‘kötülükten çekilip iyilik edeceğiz.’ (Mezmur 37:27; Süleymanın Meselleri 3:7) Paklığın, hikmetin başta gelen özelliği sayılması yerinde değil mi? Her şeyden önce, ahlaken ve ruhen temiz değilsek, yukarıdan olan hikmetin diğer özelliklerini gerçekten nasıl yansıtabiliriz?
10, 11. (a) Barışçıl olmamız neden önemlidir? (b) Bir iman kardeşinizi gücendirdiğinizi hissederseniz barışçıl olduğunuzu nasıl gösterebilirsiniz? (Dipnota da bakın.)
10 “Sonra barışçıl.” Yukarıdan olan hikmet bizi Tanrı’nın ruhunun bir meyvesi olan barışın peşinden koşmaya yöneltir. (Galatyalılar 5:22) Yehova’ya tapınanları birleştiren ‘barış bağını korumaya’ gayret ederiz. (Efesoslular 4:3, İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri) Barış bozulursa onu yeniden kurmak için de elimizden geleni yaparız. Bu neden önemlidir? Mukaddes Kitap “barış içinde yaşayın. Sevgi ve barış kaynağı Tanrı da sizinle birlikte olacaktır” der. (II. Korintoslular 13:11, İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri) Öyleyse, barış içinde yaşadığımız sürece, barış Tanrısı bizimle olacaktır. İman kardeşlerimize davranış tarzımızın Yehova’yla ilişkimiz üzerinde doğrudan etkisi vardır. Barışçıl olduğumuzu nasıl gösterebiliriz? Bir örnek ele alalım.
11 Bir iman kardeşinizi gücendirdiğinizi hissederseniz ne yapmalısınız? İsa “takdimeni mezbahta arzederken, kardeşinin sana karşı bir şeyi olduğu hatırına orada gelirse, takdimeni orada mezbahın önünde bırak, ve git, önce kardeşin ile barış, ve o vakit gel, takdimeni arzet” dedi. (Matta 5:23, 24) Bu öğüdü uygulamak üzere ilk adımı siz atıp kardeşinize gidebilirsiniz. Ne amaçla? Onunla ‘barışmak’ amacıyla.b Bunun için de, onun kırgınlığının farkında olduğunuzu söylemeniz gerekebilir. Barışı yeniden kurmak amacıyla ona gider ve bu tutumu sürdürürseniz, büyük olasılıkla yanlış anlaşılma sonucu ortaya çıkan pürüzler giderilebilir ve uygun şekilde özür dilenerek hatalar bağışlanabilir. Böylece barışmak için ilk adımı atarak Tanrısal hikmetin size rehberlik ettiğini göstermiş olursunuz.
‘Yumuşak ve Uysal’
12, 13. (a) Yakub 3:17’deki “yumuşak” sözcüğünün anlamı nedir? (b) Makul olduğumuzu nasıl gösterebiliriz?
12 “Yumuşak.” Bu ne anlama gelir? Mukaddes Kitap bilginlerine göre, Yakub 3:17’de “yumuşak” olarak çevrilen Yunanca özgün sözcüğün tercümesi zordur. Çevirmenler burada “nazik”, “sabırlı”, “düşünceli” gibi sözcükler kullandılar. Çağdaş bir çeviri bu ayette “makul” sözcüğünü kullanır ve dipnotunda Yunanca sözcüğün asıl anlamının ‘uysal’ olduğunu belirtir. Yukarıdan olan hikmetin bu yönünün bizde etkin olduğunu acaba nasıl gösterebiliriz?
13 Filipililer 4:5’te [YÇ] “uysallığınız bütün insanlarca bilinsin” denmektedir. Başka bir çeviri şöyledir: “Makul olarak isim yapın.” (The New Testament in Modern English, J. B. Phillips) Önemli olan, bizim kendimizi nasıl gördüğümüz değil, başkalarının bizi nasıl gördüğü, nasıl tanındığımızdır. Makul bir kimse her zaman kanunun harfi üzerinde veya kendi isteklerinde diretmez. Bunun yerine, başkalarını dinlemeye razı olur ve yerindeyse, onların isteklerine uyar. Ayrıca, başkalarına sert ya da kaba değil, nazik davranır. Bu gerçi İsa’nın tüm takipçileri için geçerli ise de, ihtiyarlar için özellikle önemlidir. İhtiyarların yumuşak olması onları çekici, yaklaşılabilir kılar. (I. Selânikliler 2:7, 8) ‘Ben acaba düşünceli, uysal, nazik, makul biri olarak isim yaptım mı?’ diye kendimize sormamız iyi olur.
14. “Uysal” olduğumuzu nasıl gösterebiliriz?
14 “Uysal.” “Uysal”, yani itaate hazır diye çevrilen Yunanca sözcük, Yunanca Kutsal Yazıların başka hiçbir yerinde geçmez. Bir bilgine göre, bu sözcük ‘çoğu kere askeri disiplin konusunda kullanılır.’ ‘İkna edilmesi kolay’ ve ‘boyun eğer, söz dinler’ fikrini taşır. Yukarıdan olan hikmetin yönlendirdiği biri, Kutsal Yazıların söylediklerine kolayca boyun eğer. Bir karar verdikten sonra, buna ters düşen her gerçeği reddeden biri olarak tanınmaz. Tersine, yanlış bir tavır aldığına veya hatalı sonuca vardığına ilişkin Kutsal Yazılardan açık bir kanıt gösterildiğinde hemen değişiklik yapar. Acaba başkaları sizi böyle tanıyor mu?
“Merhamet ve İyi Meyvelerle Dolu”
15. Merhamet nedir, Yakub 3:17’de “merhamet” ve ‘iyi meyvelerden’ birlikte söz edilmesi neden yerindedir?
15 “Merhamet ve iyi meyvelerle dolu.”c Yukarıdan olan hikmetin ‘merhametle dolu’ olduğu söylendiğine göre, merhamet bu hikmetin önemli bir kısmıdır. “Merhamet” ve ‘iyi meyvelerden’ birlikte söz edildiğine dikkat edin. Bu yerindedir, çünkü Mukaddes Kitapta merhamet genelde başka kimselere etkin şekilde gösterilen ilgi anlamında kullanılır. Onun meyveleri yapılan iyiliklerdir. Bir başvuru kitabı merhameti, ‘birinin kötü durumda olmasına üzülüp bir şeyler yapmaya çalışmak’ olarak tanımlar. Bu nedenle, Tanrısal hikmet soğuk, kuru, duygusuz, kuramsal bir nitelik değildir. Tersine, sıcak, içten gelen, duyarlı bir niteliktir. Merhamet dolu olduğumuzu nasıl gösterebiliriz?
16, 17. (a) Tanrı sevgisinin yanı sıra başka ne de bizi vaaz etme işinde pay sahibi olmaya yöneltir, neden? (b) Merhamet dolu olduğumuzu ne şekillerde gösterebiliriz?
16 Bunu yapmanın önemli bir yolu, kuşkusuz Tanrı’nın Gökteki Krallığının iyi haberini başkalarıyla paylaşmaktır. Acaba bizi bu işi yapmaya yönelten nedir? Öncelikle, Tanrı’ya duyduğumuz sevgi. Ayrıca başkalarına duyduğumuz merhamet ve şefkat. (Matta 22:37-39) Bugün birçok kişi ‘çobanı olmayan koyunlar gibi şaşırmış ve dağılmıştır.’ (Matta 9:36) Sahte dinin çobanları tarafından ihmal edilmiş ve körletilmiştir. Sonuç olarak, Tanrı’nın Sözünde hikmetli bir rehberliğin bulunduğunu ve Gökteki Krallığın yakında yeryüzüne getireceği nimetleri bilmemektedir. Çevremizdekilerin ruhi ihtiyaçları üzerinde böyle uzun uzadıya düşündüğümüzde, içimizden taşan merhamet duygusu bizi Yehova’nın sevgi dolu amacını onlara anlatmak üzere elimizden geleni yapmaya yöneltir.
‘Yukarıdan olan hikmeti’ başkalarına merhamet ve şefkat göstererek yansıtırız
17 Merhamet dolu olduğumuzu başka ne şekillerde de gösterebiliriz? İsa’nın, soyguncular tarafından her şeyi alınıp dövülerek yol kenarına bırakılmış yolcuyu gören Samiriyeli örneklemesini anımsayın. Merhametli Samiriyeli o adama ‘acıdı’, yaralarını sarıp ona baktı. (Luka 10:29-37) Bu davranış, merhametin, ihtiyaçta olanlara pratik yardımda bulunmayı içerdiğini göstermiyor mu? Mukaddes Kitap bize “herkese, özellikle iman ailesinin üyelerine iyilik yapalım” der. (Galatyalılar 6:10, YÇ) Bunu hangi fırsatlarda yapabileceğimizi düşünelim. Yaşlı bir kardeşin belki ibadetlere getirilip götürülmesi gerekebilir. Cemaatteki bir dul hemşireye evinin onarımında yardım gerekebilir. (Yakub 1:27) Cesaretini kaybeden birini “iyi söz”le rahatlatmak gerekebilir. (Süleymanın Meselleri 12:25) Merhametimizi böyle gereksinimleri karşılayarak gösterirsek, yukarıdan olan hikmetin yaşamımızda etkin olduğunu kanıtlarız.
‘Ayrımcı ve İkiyüzlü Değil’
18. Yukarıdan olan hikmet bize yol gösteriyorsa, yüreğimizden neyi söküp atmaya gayret etmeliyiz, neden?
18 ‘Ayrımcı değil.’ Tanrısal hikmet ırksal önyargılara ve aşırı milliyetçilikten kaynaklanan gurura üstün gelir. Bu hikmet bize yol gösteriyorsa, yüreğimizden insanlar arasında ayrım yapma eğilimini söküp atmaya gayret ederiz. (Yakub 2:9) İman kardeşlerimizden birine ne eğitimi, mali durumu ya da cemaatteki sorumluluğu nedeniyle ayrıcalıklı davranır, ne de toplumsal veya ekonomik düzeyi düşük görünen bir diğerini küçümseriz. Yehova böyle kimselere sevgi gösterdiğine göre, kuşkusuz biz de onları sevgimize layık görmeliyiz.
19, 20. (a) “İkiyüzlü” olarak çevrilen Yunanca sözcüğün kökeni nereye dayanır? (b) “İkiyüzlülükten arınmış kardeşlik sevgisi”ni nasıl gösteririz, bu neden önemlidir?
19 ‘İkiyüzlü değil.’ “İkiyüzlü” olarak çevrilen Yunanca sözcükle ‘rol yapan bir aktör’ kastedilir. Eski devirlerde, Yunanlı ve Romalı aktörler rol yaparken yüzlerine büyük maskeler takarlardı. Bu nedenle, Yunanca’da “ikiyüzlü” sözcüğü, sahte bir tavır takınanlar, rol yapanlar için kullanılırdı. Tanrısal hikmetin bu yönü, sadece iman kardeşlerimize yönelik davranışlarımızı değil, aynı zamanda onlar hakkındaki duygularımızı da etkilemelidir.
20 Resul Petrus hakikate boyun eğmemizin ‘ikiyüzlülükten arınmış kardeşlik sevgisiyle’ sonuçlanması gerektiğini belirtti. (I. Petrus 1:22, İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri) Evet, kardeşlerimize duyduğumuz sevgi yapay olmamalı. Başkalarını kandırmak üzere maske takmıyor, rol yapmıyoruz. Sevgimiz içten, candan olmalı. Ancak bu takdirde iman kardeşlerimizin güvenini kazanırız, çünkü onlar bizim içten ne isek dıştan da o olduğumuzu bilirler. Bu içtenlik, kardeşler arasında açık, dürüst ilişkilerin kurulmasına yol açarak cemaatte güven atmosferi oluşturur.
‘Pratik Hikmeti Koru’
21, 22. (a) Süleyman hikmeti korumayı neden başaramadı? (b) Hikmeti nasıl koruyabiliriz, bunu yapmaktan nasıl yarar görürüz?
21 Korumamız gereken Tanrısal hikmet Yehova’nın bir armağanıdır. Süleyman, oğluna, ‘pratik hikmeti ve düşünme yeteneğini korumasını’ öğütlemişti. (Süleymanın Meselleri 3:21) Ne yazık ki, kendisi bunu yapmadı. İtaatli olduğu sürece hikmetli kaldı. Ama yabancı milletlerden almış olduğu kadınlar sonunda onu Yehova’ya sunulan pak tapınmadan saptırdı. (I. Kırallar 11:1-8) Süleyman’ın sonu bilginin, iyi yönde kullanılmadığı takdirde pek bir değeri olmadığını gösterir.
22 Pratik hikmeti nasıl koruyabiliriz? Mukaddes Kitabı ve ‘sadık ve basiretli kölenin’ bize sağladığı yardımcı yayınları sadece düzenli okumakla kalmamalı, onlardan öğrendiklerimizi uygulamaya da gayret etmeliyiz. (Matta 24:45) Tanrısal hikmeti uygulamak için pek çok nedenimiz var. Bu, şimdi daha iyi bir yaşama sahip olmamız anlamına gelir. Bizim “gerçekten olan hayatı” –Tanrı’nın yeni dünyasındaki yaşamı– sıkı tutmamızı mümkün kılar. (I. Timoteos 6:18) Ve en önemlisi, kendimizde yukarıdan olan hikmeti geliştirmekle mutlak hikmet kaynağı Yehova Tanrı’ya daha da yaklaşırız.
a Birinci Kırallar 3:16’ya göre, iki kadın da fahişeydi. Insight on the Scriptures şunu belirtir: “Ya Yahudi milletinden ya da büyük olasılıkla yabancı soydan gelen bu kadınların fahişe diye adlandırılmalarının nedeni, herhalde bu işi meslek edinmeleri değil, zina işlemiş olmalarıydı.”—Yehova’nın Şahitlerinin bir yayını.
b “Kardeşin ile barış” ifadesinde “barış” olarak çevrilen Yunanca sözcük, “düzeltmek, değiştirmek” ve böylece “uzlaştırmak” anlamında bir fiilden gelir. Öyleyse hedefiniz mümkünse, gücenen kimsenin yüreğinden düşmanca duyguları silerek onda bir değişikliğin olmasını sağlamaktır.—Romalılar 12:18.
c Başka bir çeviride şu sözler geçer: “Şefkat ve iyi işlerle doludur.”—A Translation in the Language of the People, Charles B. Williams.
-
-
“Önce O Bizi Sevdi”Yehova’ya Yaklaşın
-
-
23. BÖLÜM
“Önce O Bizi Sevdi”
1-3. Ne gibi etkenler İsa’nın ölümünü tarihte benzersiz kıldı?
İKİ BİN yıl kadar önce bir ilkbahar günü suçsuz bir adam kesinlikle işlemediği suçlar yüzünden yargılanıp mahkûm edilerek işkenceyle öldürülmüştü. Bu olay, tarihte gaddarca, adaletsizce yapılan idamların ne ilki ne de sonuncusuydu. Yine de, hiç benzeri olmayan bir ölümdü.
2 O adamın acı içinde geçen son saatlerinde, gökyüzünün aldığı görünüm, olayın önemini açıkça gösterdi. Öğle vakti olmasına rağmen, ülkenin üzerine aniden karanlık çöktü. Bir tarihçinin bildirdiği gibi, ‘güneş karardı.’ (Luka 23:44, 45) Sonra, o son nefesini verirken şu unutulmaz sözü söyledi: “Tamam oldu.” Gerçekten de, hayatını feda ederek şahane bir işi tamamlamıştı. Böylece insan tarihindeki en büyük sevgi eyleminde bulunmuş oldu.—Yuhanna 15:13; 19:30.
3 O adam tabii ki İsa Mesih’ti. Onun, MS 33 yılının o karanlık 14 Nisan günü acılar içinde ölmesi iyi bilinen bir olaydır. Bununla birlikte, önemli bir gerçek çoğu kez göz ardı edilir. İsa gerçi şiddetli bir ıstırap çekti, ama ondan daha çok ıstırap çeken Biri vardı. Aslında, O daha büyük bir özveride bulunarak evrendeki en büyük sevgi eylemini gerçekleştirmişti. Bu eylem neydi? Bu sorunun cevabı, en önemli konuya –Yehova’nın sevgisine– uygun bir giriş oluşturur.
En Büyük Sevgi Eylemi
4. Romalı asker İsa’nın olağan bir insan olmadığını nasıl anladı, hangi sonuca vardı?
4 İsa’nın idamının infazından sorumlu olan Romalı yüzbaşı, hem o ölmeden önce çöken karanlık, hem de ardından gelen şiddetli deprem karşısında şaşkına döndü. “Bu gerçekten Tanrı’nın Oğlu’ydu!” dedi. (Matta 27:54, YÇ) İsa’nın olağan bir insan olmadığı açıktı. O askerin idamında rol oynadığı kişi Yüce Tanrı’nın biricik Oğlu’ydu! Acaba bu Oğul, Babası için ne derece değerliydi?
5. Yehova ile Oğlu’nun gökte birlikte geçirdikleri muazzam zaman nasıl örneklenebilir?
5 Mukaddes Kitap İsa’yı “bütün yaratılışın ilk doğanı” olarak niteler. (Koloseliler 1:15, YÇ) Düşünün: Yehova’nın Oğlu fiziksel evren yaratılmazdan önce de vardı. Acaba Baba ile Oğul ne kadar süre birlikte olmuşlardı? Bazı bilginlerin tahminince, evren 13 milyar yaşındadır. Böylesine uzun bir zamanı zihninizde canlandırabilir misiniz? Bir planetaryumda [gökevi], evrenin bilginlerce verilen tahmini yaşını insanların kavrayabilmesine yardımcı olmak amacıyla, 110 metre uzunluğunda bir zaman çizelgesi hazırlandı. Evrenin yaşını gösteren bu çizelge boyunca ziyaretçilerin attıkları her adım, yaklaşık 75 milyon yıllık bir zaman dilimine karşılık gelmektedir. Çizelgenin sonunda, tüm insanlık tarihi tek bir saç teli kalınlığında bir işaretle gösteriliyor! Ne var ki, bu tahmin doğruysa bile, yapılan çizelgenin uzunluğu Yehova’nın Oğlu’nun yaşını göstermeye yetmez! Acaba o bütün bu çağlar boyunca neyle meşguldü?
6. (a) Yehova’nın Oğlu, yere gelmeden önce neyle meşguldü? (b) Yehova ile Oğlu arasında ne tür bir bağ vardır?
6 Oğul, Babasının yanında ‘usta’ olarak sevinçle hizmet ediyordu. (Süleymanın Meselleri 8:30) Mukaddes Kitap “olmuş olanlardan hiç bir şey onsuz olmadı” der. (Yuhanna 1:3) Dolayısıyla, Yehova ile Oğlu her şeyi birlikte var etmişlerdi. Ne denli heyecanlı, mutlu bir zaman geçirmişlerdi! Evet, birçok kişi, ana baba ile çocuk arasındaki sevginin şaşırtıcı derecede güçlü olduğunu kabul eder. Sevgi birliğin kusursuz bağıdır. (Koloseliler 3:14) Acaba böylesine uzun bir zaman boyunca var olan bir bağın gerçek anlamını hangimiz kavrayabiliriz? Yehova Tanrı ile Oğlu arasındaki bağın evrendeki en güçlü sevgi bağı olduğu açıktır.
7. İsa vaftiz edilirken, Yehova Oğlu hakkındaki duygularını nasıl dile getirdi?
7 Bununla birlikte, Baba Oğlu’nu insan olarak doğmak üzere yeryüzüne gönderdi. Bu O’nun sevgili Oğlu’yla gökteki yakın beraberlikten yıllarca yoksun kalacağı anlamına geliyordu. İsa büyüyüp kusursuz bir adam olurken Tanrı onu gökten yoğun bir ilgiyle izledi. İsa 30 yaşına gelince vaftiz edildi. Yehova’nın o sırada onun hakkında neler hissettiği konusunda tahmin yürütmemiz gerekmez. Baba gökten bizzat konuşarak “sevgili Oğlum budur, ondan razıyım” dedi. (Matta 3:17) İsa’nın, hakkında önceden söylenenleri, kendisinden istenen her şeyi sadakatle yerine getirdiğini görmek Babasını çok memnun etmiş olmalı!—Yuhanna 5:36; 17:4.
8, 9. (a) MS 33 yılının 14 Nisan günü İsa’nın başına neler geldi; gökteki Babası bundan nasıl etkilendi? (b) Yehova, Oğlu’nun acı çekerek ölmesine neden izin verdi?
8 Yehova MS 33 yılının 14 Nisan günü acaba neler hissetti? İsa ihanete uğrarken, geceleyin bir ayaktakımı tarafından yakalanırken Yehova neler hissetti? Dostları oğlunu terk ederken, o usulsüz şekilde yargılanırken? Alaya alınıp yüzüne tükürülürken, yumruklanırken? Kırbaçlanırken, sırtı lime lime olurken? Ahşap bir direğe ellerinden ve ayaklarından çivilenip ona küfürler savuran insanların önünde asılı durumda kalırken? Can çekişen oğlu Kendisine feryat ederken Baba neler hissetti? İsa son nefesini verirken, Yehova, tüm yaratılışın başlangıcından beri sevgili oğlunun varlığı ilk kez son bulurken neler hissetti?—Matta 26:14-16, 46, 47, 56, 59, 67; 27:38-44, 46; Yuhanna 19:1.
‘Tanrı biricik Oğlu’nu verdi’
9 Bunu anlatmaya kelimeler yetmez. Yehova duygulara sahip olduğundan, O’nun Oğlu’nun ölümü nedeniyle duyduğu acı sözlerle ifade edilemez. Ancak buna izin vermesinin nedeni dile getirilebilir. Baba Kendisini neden böyle duygulara maruz bıraktı? Yehova, İncil’in özü diye nitelenecek kadar önemli bir ayette, Yuhanna 3:16’da bize şahane bir gerçeği açıklar. Şunu okuyoruz: “Allah dünyayı öyle sevdi ki, biricik Oğlunu verdi; ta ki, ona iman eden her adam helâk olmasın, ancak ebedî hayatı olsun.” Şu halde, Yehova’yı buna yönelten etken sevgiydi. O’nun armağanı, yani Oğlunu uğrumuzda acı çekerek ölmesi için göndermesi, tüm çağların en büyük sevgi eylemiydi.
Tanrısal Sevginin Tanımı
10. İnsanların neye gereksinimi vardır, “sevgi” sözcüğünün anlamına ne oldu?
10 Bu “sevgi” sözcüğü ne anlama gelir? Sevginin insanın en büyük gereksinimi olduğu söylenir. İnsanlar beşikten mezara kadar sevgi peşinde koşar, onun sıcaklığıyla gelişir, onsuz sararıp solar, hatta ölürler. Yine de, sevgiyi tanımlamak son derece zordur. İnsanlar sevgi hakkında elbette çok söz söylemiştir. Onun hakkında yazılan kitapların, şarkıların, şiirlerin sonu gelmez. Fakat tüm bunların sonucunda sevginin anlamı netlik kazanmamıştır. Gerçekten de, bu sözcük böylesine aşırı kullanıldığından asıl anlamı daha da anlaşılmaz hale gelmiştir.
11, 12. (a) Sevgi hakkında kapsamlı bilgiyi nereden edinebiliriz? (b) Eski Yunan dilinde sevgi türlerini belirten sözcükler nelerdir; Yunanca Kutsal Yazılarda “sevgi” karşılığında en çok hangi sözcük kullanılır? (Dipnota da bakın.) (c) Agaʹpe nedir?
11 Oysa, Mukaddes Kitap sevginin anlamını açıklığa kavuşturur. Vine’ın Expository Dictionary of New Testament Words adlı eseri şunu belirtir: “Sevgi ancak yaptırdığı işlerden anlaşılabilir.” Yehova’nın işlerini anlatan Mukaddes Kitap bize O’nun sevgisi –yaratıklarının iyiliğini arayan sevgisi– hakkında geniş bilgi verir. Örneğin, bu niteliği, Yehova’nın yukarıda anlatılan en yüce sevgi eyleminden daha iyi ne gösterebilirdi? Gelecek bölümlerde, Yehova’nın işlerle gösterdiği sevgisine ilişkin başka örnekler de göreceğiz. Ayrıca, Mukaddes Kitapta “sevgi” karşılığında kullanılan özgün sözcüklerden de bir ölçüde anlayış kazanabiliriz. Eski Yunan dilinde “sevgi” karşılığında kullanılan dört sözcük vardı.a Bunlardan Yunanca Kutsal Yazılarda en sık kullanılanı agaʹpe’dir. Bir Mukaddes Kitap sözlüğü bunu “sevgi için düşünülebilecek en güçlü sözcük” olarak niteler. Neden?
12 Agaʹpe ilkelere dayanan sevgidir. Şu halde o, başka birine yalnızca duygularla verdiğimiz karşılık değildir. Kapsamı daha geniştir; temelinde düşünce ve amaç vardır. Hepsinden önemlisi, agaʹpe tamamen çıkarsızdır. Bir örnek görmek üzere, lütfen tekrar Yuhanna 3:16’ya bakın. Acaba Tanrı’nın, biricik Oğlunu verecek kadar sevdiği “dünya” nedir? Fidyeden yararlanabilecek insanlık dünyası. Bu ‘dünyanın’ içinde günahkâr bir yaşam sürdüren birçok kişi de bulunuyor. Acaba Yehova onların her birini sadık İbrahim’i sevdiği gibi, dost olarak görüp seviyor mu? (Yakub 2:23) Hayır, ama Kendisine çok pahalıya mal olsa da, herkese seve seve iyilik ediyor. Herkesin tövbe edip yolunu değiştirmesini istiyor. (II. Petrus 3:9) Bunu yapan birçok kişiyi de sevinçle dostu olarak kabul ediyor.
13, 14. Agaʹpe’nin genelde sıcak duygular ifade ettiğini gösteren nedir?
13 Yine de bazı kimseler agaʹpe hakkında yanlış bir fikre sahiptir. Onun soğuk, kuramsal bir sevgi anlamına geldiğini düşünürler. Oysa agaʹpe çoğu kez sıcak, içten bir sevgi ifade eder. Örneğin, Yuhanna “Baba Oğlu sever” diye yazarken, agaʹpe’nin bir türevini kullanmıştı. Bu sevgi, sıcak bir şefkatten yoksun mudur? İsa’nın “Baba Oğulu sever” dediğine dikkat edin; o, burada şefkat ifade eden phileʹo sözcüğünün bir türevini kullanmıştı. (Yuhanna 3:35; 5:20) Yehova’nın sevgisi genelde müşfik duygular içerir. Bununla birlikte, sevgisi hiçbir zaman sadece duygulara dayanmaz. Onu her zaman hikmeti ve adil ilkeleri doğrultusunda gösterir.
14 Gördüğümüz gibi, Yehova’nın niteliklerinin hepsi de şahane, kusursuz ve çekicidir. Ama içlerinde en çekici olanı sevgidir. Başka hiçbir nitelik bizi Yehova’ya böylesine kuvvetle çekemez. Sevgi O’nun başta gelen niteliğidir. Bunu nereden biliyoruz?
‘Tanrı Sevgidir’
15. Mukaddes Kitap Tanrı’nın sevgi niteliği hakkında neyi bildirir, bu bildiri ne bakımdan eşsizdir? (Dipnota da bakın.)
15 Mukaddes Kitap sevgi hakkında söylediği bir gerçeği, Yehova’nın diğer temel nitelikleri hakkında hiçbir zaman söylemez. Tanrı kudrettir, Tanrı adalettir ya da Tanrı hikmettir demez. Yehova bu niteliklere sahiptir, onların mutlak kaynağıdır ve her üçünü göstermek açısından da eşsizdir. Ama dördüncü nitelik için daha derin anlamlı bir söz kullanılıyor: “Tanrı sevgidir.”b (I. Yuhanna 4:8, YÇ) Bu ne anlama gelir?
16-18. (a) Mukaddes Kitap neden ‘Tanrı sevgidir’ der? (b) Yehova sevgi niteliğinin uygun simgesi olarak yeryüzündeki tüm yaratıklar içinde neden insanı seçmiştir?
16 ”Tanrı sevgidir” sözü, ‘Tanrı eşittir sevgi’ gibi basit bir denklem değildir. Bu ifadeyi tersine çevirerek ‘sevgi Tanrı’dır’ diyemeyiz. Yehova soyut bir nitelik olmaktan çok ötedir. O, sevginin yanı sıra çok çeşitli duygu ve özelliklere de sahip Biridir. Ama sevgi Yehova’nın özündedir. Bu nedenle, bir başvuru kitabı yukarıdaki ayetle ilgili “Tanrı’nın özü, yapısı sevgidir” der. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Yehova’nın gücü eylemde bulunmasını mümkün kılar, adalet ve hikmeti eylemini yönlendirir, sevgisi ise eylemlerinin ardındaki asıl nedendir. Ve diğer niteliklerinin yanında sevgi hiçbir zaman eksik olmaz.
17 Yehova’nın sevginin ta kendisi olduğu sık sık söylenir. Bu nedenle, ilkelere dayanan sevgiyi öğrenmek istiyorsak, Yehova hakkında bilgi almalıyız. Tabii, bu güzel niteliği insanda da görebiliriz. Fakat acaba onda bu nitelik neden var? Yehova yaratılış sırasında, –anlaşılan Oğlu’na– “suretimizde, benzeyişimize göre insan yapalım” demişti. (Tekvin 1:26) Yeryüzündeki tüm yaratıklar içinde gökteki Babasını örnek alarak sevmeyi seçebilen yalnızca insandır. Yehova’nın temel niteliklerini çeşitli yaratıklarla simgelediğini anımsayın. Yine de, O başta gelen niteliği olan sevginin simgesi olarak yeryüzündeki yaratıklarının en üstünü olan insanı seçmiştir.—Hezekiel 1:10.
18 Biz çıkarsız ve ilkeli sevgimizle Yehova’nın başta gelen niteliğini yansıtıyoruz. Resul Yuhanna’nın yazdığı gibi, “biz seviyoruz, çünkü önce o bizi sevdi.” (I. Yuhanna 4:19) Acaba hangi bakımlardan, önce Yehova bizi sevdi?
İlk Adımı Yehova Attı
19. Sevginin Yehova’nın yaratma işinde baş rolü oynadığı neden söylenebilir?
19 Sevgi yeni bir nitelik değildir. Şunu unutmayalım, Yehova’nın yaratma eylemine başlamasının ardındaki neden neydi? Yalnız oluşu ve arkadaşlık arayışı değil. Yehova, Kendi içinde bir bütün oluşturan, başka birinin doldurabileceği bir noksanı olmayan, Kendi Kendine yeten Biri’dir. Ama etkin bir niteliği olan sevgisi, doğal olarak O’nda, yaşam sevincini böyle bir armağanın değerini anlayabilecek akla sahip yaratıklarla paylaşma isteği uyandırmıştır. “Allahın hilkatinin başlangıcı”, başka sözlerle, yarattığı ilk varlık biricik Oğluydu. (Vahiy 3:14) Yehova bu Usta’yı önce meleklerini sonra da tüm diğer varlıkları yaratmakta kullandı. (Eyub 38:4, 7; Koloseliler 1:15, 16) Kendilerine özgürlük, zekâ ve duygu bağışlanan bu güçlü ruhi varlıklar, birbirleriyle ve en önemlisi Yehova Tanrı’yla aralarında sevgi bağı oluşturma olanağına sahiptiler. (II. Korintoslular 3:17) Sevdiler, çünkü sevildiler.
20, 21. Âdem ve Havva’nın önünde Yehova’nın kendilerini sevdiğine ilişkin hangi kanıtlar vardı; oysa onlar nasıl karşılık verdiler?
20 İnsanlar için de durum aynıdır. Âdem ve Havva başlangıçtan itibaren adeta sevgiyle kuşatılmışlardı. Aden Cennetindeki evlerinde, baktıkları her yerde Babalarının kendilerine duyduğu sevginin kanıtını görebiliyorlardı. Mukaddes Kitabın bu konuda ne dediğine dikkat edin: “RAB Allah şarka doğru Adende bir bahçe dikti; ve yaptığı adamı oraya koydu.” (Tekvin 2:8) Gerçekten güzel bir bahçede ya da parkta hiç gezdiniz mi? En çok ne hoşunuza gitti? Gölgelik bir yerde, yaprakların arasından süzülen ışık mı? Çiçek tarhındaki enfes renk cümbüşü mü? Çağıldayan ırmağın, cıvıldayan kuşların, vızıldayan böceklerin oluşturduğu fon müziği mi? Ya ağaçların, meyvelerin, çiçeklerin saçtığı güzel kokuya ne demeli? Ne kadar güzel olursa olsun, bugün hiçbir park Aden’dekiyle kıyaslanamaz. Neden mi?
21 Çünkü o bahçeyi bizzat Yehova yapmıştı! Anlatılamaz güzellikte olmalıydı! Orada şahane güzelliğe ya da enfes meyvelere sahip her ağaç vardı. Bu sulak ve geniş bahçe insanı büyüleyecek kadar farklı türden hayvanlarla hayat doluydu. Âdem ve Havva doyum veren bir iş ve kusursuz bir arkadaşlık da dahil olmak üzere hayatlarını mutlu ve anlamlı kılan her şeye sahiptiler. Önce Yehova onlara sevgi göstermişti ve onların da aynı şekilde karşılık vermeleri için her neden vardı. Oysa bunu yapmadılar. Gökteki Babalarına sevgiyle itaat edeceklerine, bencilce başkaldırdılar.—Tekvin 2. bap.
22. Yehova’nın Aden’deki başkaldırıya verdiği karşılık sevgisinin vefalı olduğunu nasıl gösterdi?
22 Onların bu davranışı Yehova’ya ne kadar acı vermiş olmalı! Acaba bu başkaldırı O’nun sevgi dolu yüreğini kırdı mı? Hayır! O’nun “sevgisi [ya da ‘vefalı sevgisi’] sonsuzdur.” (Mezmur 136:1, YÇ) Bu nedenle, Âdem ve Havva’nın soyundan doğru tutuma sahip kişileri kurtarmak üzere hemen sevgiyle gereken düzenlemeleri yapmaya karar verdi. Gördüğümüz gibi, bu düzenlemeler arasında, Kendisine çok pahalıya mal olan, sevgili Oğlu’nun kurban olarak sağladığı fidye de bulunmaktadır.—I. Yuhanna 4:10.
23. Yehova’nın ‘mutlu Tanrı’ olmasının nedenlerinden biri nedir, gelecek bölüm hangi önemli soruya değinecek?
23 Evet, Yehova insanlığa sevgi gösterme konusunda başlangıçtan beri her zaman ilk adımı Kendisi attı. “Önce O bizi sevdi” ve bunu sayısız yolla gösterdi. Sevgi, uyum ve sevinç oluşturur, bu nedenle Yehova’nın ‘mutlu Tanrı’ olarak betimlenmesi doğaldır. (I. Timoteos 1:11) Bununla birlikte, şimdi önemli bir soru doğuyor: Acaba Yehova bizi gerçekten birey olarak da seviyor mu? Gelecek bölüm bu konuya değinecek.
a “Sevmek, birine düşkün olmak, hoşlanmak (yakın bir arkadaşa veya kardeşe hissedilen duygular)” anlamına gelen phileʹo fiili Yunanca Kutsal Yazılarda sık sık geçer. II. Timoteos 3:3’te, yakın aile bireylerine gösterilen sevgi anlamına gelen storgeʹ sözcüğünün bir türevi, bu tür sevginin eksikliğinin son günlerde çok hissedileceğini göstermek üzere kullanılır. Karşı cinsler arasındaki aşk anlamına gelen eʹros sözcüğü Yunanca Kutsal Yazılarda bulunmamakla birlikte İbranice Kutsal Yazılarda bu tür sevgiden söz edilir.—Süleymanın Meselleri 5:15-20.
b Kutsal Yazılardaki şu iki ifadenin cümle yapısı yukarıdakine benzer: “Tanrı ışıktır” ve “Tanrımız yakıp yok eden bir ateştir.” (I. Yuhanna 1:5, YÇ; İbraniler 12:29, YÇ) Ama bu ifadeler, Yehova’yı fiziksel şeylere benzettiğinden mecaz olarak ele alınmalıdır. Yehova kutsal ve doğru olduğundan ışık gibidir. O’nda “karanlık”, kirlilik yoktur. Ve yok etme gücü nedeniyle ateş gibi de olabilir.
-
-
Hiçbir Güç Bizi Tanrı Sevgisinden AyıramazYehova’ya Yaklaşın
-
-
24. BÖLÜM
Hiçbir Güç Bizi Tanrı Sevgisinden Ayıramaz
1. İsa’nın gerçek takipçilerinden bazıları da dahil, birçok insan hangi olumsuz düşünceye kapılır?
YEHOVA Tanrı acaba sizi birey olarak seviyor mu? Kimi insan, Yuhanna 3:16’da söylendiği gibi, Tanrı’nın insanlığı genel olarak sevdiğini kabul eder. Ama buna karşın, kendisi söz konusu olduğunda, ‘Tanrı beni birey olarak asla sevemez’ diye düşünür. Hatta bazen İsa’nın gerçek takipçileri bile bu yönden kuşkuya kapılabilir. Cesaretini yitiren bir adam, “Tanrı’nın beni umursadığına inanmam zor” dedi. Bazen siz de benzer kuşkulara kapılıyor musunuz?
2, 3. Yehova’nın gözünde değersiz olduğumuza ya da sevilmediğimize bizi inandırmak isteyen kimdir, bu kuruntuyla nasıl mücadele edebiliriz?
2 Şeytan bizi, Yehova Tanrı’nın gözünde değersiz olduğumuza ve sevilmediğimize inandırmaya can atıyor. Şeytan’ın insanları, sık sık kibir ve kendini beğenmişlik eğilimlerine hitap ederek ayarttığı bir gerçektir. (II. Korintoslular 11:3) Ancak o kolay incinebilen kişilerin özsaygılarını ayaklar altına almaktan da zevk duyar. (Yuhanna 7:47-49; 8:13, 44) Özellikle içinde yaşadığımız kritik “son günlerde” bu durum çok yaygındır. Bugün birçok kişi doğal “sevgiden yoksun” ailelerde yetişiyor. Başkalarıysa sürekli, azgın, bencil, inatçı kişilerle karşı karşıyadır. (II. Timoteos 3:1-5, YÇ) Böyle kişiler yıllarca gördükleri kötü muamele, nefret ya da ırkçılık yüzünden kendilerinin değersiz ya da sevilmeyen insanlar oldukları sanısına kapılabilirler.
3 Siz de böyle olumsuz duygular hissederseniz umutsuzluğa kapılmayın. Birçoğumuz zaman zaman kendimizi suçlarken aşırılığa kaçarız. Fakat Tanrı’nın Sözünün yanlışları doğrultmak ve “kale” gibi savunulan yanlış fikirleri yıkmak için tasarlandığını unutmayın. (II. Timoteos 3:16, II. Korintoslular 10:4) Mukaddes Kitap şöyle der: “Onun önünde yüreğimizi tatmin edeceğiz, çünkü yüreğimiz bizi mahkûm ederse, Allah yüreğimizden daha büyüktür ve her şeyi bilir.” (I. Yuhanna 3:19, 20) Şimdi Kutsal Yazıların, Yehova’nın sevgisinin ‘yüreğimizi tatmin eden’ dört yönünü ele alalım.
Yehova Size Değer Veriyor
4, 5. İsa’nın serçe örneklemesi, Yehova’nın gözünde değerli olduğumuzu nasıl gösterir?
4 Birincisi, Mukaddes Kitap, Tanrı’nın, her hizmetçisini değerli gördüğünü açıkça belirtir. Örneğin, İsa “iki serçe bir kuruşa satılır, değil mi? Öyleyken biri bile Babanız’ın bilgisi olmadan yere düşmez. Size gelince, başınızdaki saçlar bile sayılıdır. Onun için, korkmayın. Birçok serçeden daha değerlisiniz” demişti. (Matta 10:29-31, İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri) Bu sözlerin, İsa’nın birinci yüzyıldaki dinleyicileri için ne anlama geldiğini irdeleyelim.
“Birçok serçeden daha değerlisiniz”
5 İnsanların neden serçe satın aldığını merak edebiliriz. Serçe, İsa’nın günlerinde yiyecek olarak satılan kuşların en ucuzuydu. Bir kuruş kadar ufak bir paraya iki serçe alınabildiğine dikkat edin. Fakat İsa’nın daha sonra belirttiğine göre, iki para karşılığında dört yerine beş serçe alınabiliyordu. Beşinci kuş hiç değeri yokmuş gibi fazladan veriliyordu. Bu yaratıklar insanın gözünde değersiz olabilir, ama Yaratıcı’nın gözünde acaba ne durumdaydılar? İsa “Allahın gözünde onlardan hiç biri [fazladan verileni de] unutulmuş değildir” dedi. (Luka 12:6, 7) İsa’nın belirtmek istediği noktayı herhalde artık anlamaya başlıyoruz. Yehova bir serçeye bile böyle değer veriyorsa, insana ne kadar daha büyük değer verir! İsa’nın açıkladığı gibi, O hakkımızdaki her ayrıntıyı bilir. Öyle ki, başımızdaki saçlar bile tek tek sayılıdır!
6. İsa’nın başımızdaki saçların sayılı olduğunu söylerken abartılı konuşmadığından neden emin olabiliriz?
6 Saçlarımız sayılı mı? Kimileri, İsa’nın burada abarttığını düşünebilir. Ama dirilme ümidini bir düşünün. Yehova bizi yeniden yaratabileceğine göre ne kadar yakından tanıyor olmalı! Bize öylesine değer veriyor ki, genetik kodumuz, anılarımız ve deneyimlerimiz de içinde olmak üzere, her ayrıntımızı hatırlıyor.a Saçlarımızı saymaksa –bir başta ortalama 100.000 kadar saç teli vardır– buna oranla çok basit bir iştir.
Yehova Bizde Nelere Değer Verir?
7, 8. (a) Yehova’nın, yürekleri araştırırken bulmaktan sevinç duyduğu bazı nitelikler nelerdir? (b) Yehova’nın değer verdiği bazı işlerimiz nelerdir?
7 İkincisi, Mukaddes Kitap Yehova’nın hizmetçilerinde nelere değer verdiğini anlatır. Basitçe ifade etmek gerekirse, O bizim iyi niteliklerimizden ve çabalarımızdan sevinç duyar. Kral Davud, oğlu Süleyman’a “RAB her yüreği araştırır, her düşüncenin ardındaki amacı saptar” dedi. (I. Tarihler 28:9, YÇ) Tanrı bu şiddet ve nefret dolu dünyada milyarlarca insanın yüreğini araştırırken, barışı, hakikati ve doğruluğu seven birini gördüğünde ne kadar sevinç duyuyor olmalı! Kendisine coşkun sevgi gösteren, O’nun hakkında bilgi almak ve bunu başkalarıyla paylaşmak isteyen birini bulduğunda acaba ne yapar? Kendisi hakkında başkalarıyla konuşanları dikkate aldığını bize söyler. Kendisinden “korkup adını sayanlar” için “bir anma kitabı” bile vardır. (Malaki 3:16, YÇ) Böyle nitelikler O’nun gözünde çok değerlidir.
8 Yehova’nın değer verdiği bazı iyi işler nelerdir? Kuşkusuz, Oğlu İsa Mesih’in örneğine uymak üzere gösterdiğimiz çabalardır. (I. Petrus 2:21) Gökteki Krallığın iyi haberini yaymak Tanrı’nın değer verdiği yaşamsal bir iştir. Romalılar 10:15’te “İyi şeyler müjdeleyenlerin ayakları ne güzeldir!” diye yazılıdır. “Güzel” sözcüğünü herhalde ayaklarımız için kullanmayız. Ama burada ayaklarla, Yehova’nın hizmetçilerinin iyi haberi duyurmak üzere gösterdikleri çabalar kastediliyor. Böyle çabalar O’nun gözünde güzel ve değerlidir.—Matta 24:14; 28:19, 20.
9, 10. (a) Yehova’nın çeşitli zorluklar karşısında dayanmak üzere gösterdiğimiz çabalara değer verdiğine neden güvenebiliriz? (b) Yehova sadık hizmetçileri hakkında hangi olumsuz görüşe kesinlikle sahip değildir?
9 Yehova zorluklara dayanmak üzere gösterdiğimiz çabalara da değer verir. (Matta 24:13) Şeytan’ın, Yehova’ya sırt çevirmemizi istediğini unutmayın. Yehova’ya vefalı kalarak yaşadığımız her gün, O’na meydan okuyan Şeytan’a cevap oluşturan yeni bir gündür. (Süleymanın Meselleri 27:11) Dayanmak bazen hiç de kolay olmayabilir. Sağlık sorunları, ekonomik zorluklar, duygusal sorunlar ve başka engeller her geçen günü bir sınav haline getirebilir. Ertelenen beklentiler de insanın cesaretini kırabilir. (Süleymanın Meselleri 13:12) Böyle engeller karşısında dayanmak üzere gösterilen çabalar Yehova için daha da değerlidir. İşte bu nedenle, Kral Davud Yehova’ya gözyaşlarını ‘şişede’ biriktirmesini söyleyerek büyük bir güvenle “onlar senin kitabında yazılı değil mi?” diye sormuştu. (Mezmur 56:8) Evet, Yehova Kendisine vefamızı korurken döktüğümüz tüm gözyaşlarını ve katlandığımız acıları unutmaz. Bunlar da O’nun gözünde değerlidir.
Yehova denemeler karşısında gösterdiğimiz dayanma gücüne değer verir
10 Oysa, kendini suçlayan biri, Yehova’nın gözünde değerli olduğumuzu gösteren bu gibi kanıtlara karşı çıkabilir. Yüreği durmadan ona şöyle fısıldıyor olabilir: ‘Senden çok daha iyi örnek olan onca insan var! Yehova seni onlarla karşılaştırdığında ne denli düş kırıklığına uğruyor olmalı!’ Oysa Yehova hizmetçilerini birbiriyle karşılaştırmaz; ‘ya hep ya hiç’ şeklinde düşünen katı, sert Biri değildir. (Galatyalılar 6:4) Büyük bir incelikle yürekleri okur ve küçücük bir iyi taraf bile görse buna değer verir.
Yehova İyiyi Kötüden Ayırır
11. Abiya’nın durumunu ele alış tarzından, Yehova hakkında ne öğrenebiliriz?
11 Üçüncüsü, Yehova yüreğimizdekileri dikkatle eleyerek iyi olanı arar. Örneğin, Kral Yeroboam’ın sapkın hanedanının tümünün ortadan kaldırılacağını bildirirken, kralın oğullarından biri olan Abiya’nın normal şekilde gömülmesini emretmişti. Neden? Çünkü onda ‘İsrail’in Tanrısı RABBE karşı iyi bir şey bulunuyordu.’ (I. Kırallar 14:1, 10-13) Aslında, Yehova bu genç adamın yüreğindekileri eleyerek “iyi bir şey” bulmuştu. Bulduğu iyi şey belki önem taşımayacak kadar küçük ise de, Yehova onu Sözünde kayda geçirmeye değer gördü. Hatta, Tanrı’nın yolundan ayrılan hanedanın bu ferdine yeterli derecede merhamet göstererek onu ödüllendirdi.
12, 13. (a) Kral Yehoşafat ile ilgili olay, Yehova’nın günah işlediğimizde bile içimizdeki iyi bir yönü gördüğünü nasıl gösterir? (b) İyi işlerimize ve niteliklerimize gelince, Yehova sevecen bir Baba olarak bize nasıl davranır?
12 Daha da olumlu bir örneği iyi yürekli Kral Yehoşafat olayında görürüz. Kral akılsızca bir davranışta bulunduğunda, Yehova’nın peygamberi ona “bundan ötürü senin üzerine RAB yönünden öfke vardır” dedi. Ne kadar ciddi bir söz! Ama Yehova’nın mesajı bununla bitmedi. Şöyle devam etti: “Bununla beraber sende iyi şeyler bulundu.” (II. Tarihler 19:1-3) Şu halde, duyduğu haklı öfke Yehova’yı, Yehoşafat’ın iyi yönünü göremez hale getirmedi. Kusurlu insanların davranışları ise O’nunkinden ne kadar farklıdır! Birilerine sinirlendiğimizde, onların iyi yönlerini belki hiç görmeyiz. Ayrıca, günah işlediğimizde hissettiğimiz düş kırıklığı, utanç ve suçluluk duygusu belki kendi iyi yönlerimizi dahi görmemizi engeller. Ama unutmayalım ki, günahlarımızdan tövbe eder ve onları tekrarlamamaya uğraşırsak, Yehova bizi bağışlar.
13 Yehova yüreğinizdekileri elerken, bir altın arayıcısının yıkama tavasında altını ayırıp değersiz çakılı attığı gibi, günahları atar. İyi nitelik ve işleriniz için ne denebilir? Evet, bunlar O’nun elinde tuttuğu ‘altın külçeleridir.’ Çocuklarının yaptıkları resimleri veya okul ödevlerini titizlikle saklayan, hatta çocukları unutup gittikten sonra bile yıllarca koruyan sevecen ana babalar tanırsınız. Yehova en sevecen Babadır. Kendisine sadık kaldığımız sürece iyi işlerimizi ve niteliklerimizi asla unutmaz. Aslında, onları unutmayı adaletsizlik olarak görür ve O kesinlikle adaletsiz değildir. (İbraniler 6:10) Ayrıca, yüreğimizdekileri bir başka şekilde de eler.
14, 15. (a) Kusurlu yapımız, Yehova’nın içimizdeki iyi bir yönü görmesine neden asla engel olmaz? Örnekleyin. (b) Yehova içimizde iyi bir nitelik bulduğunda ne yapar ve Kendisine tapınan sadık kişiler hakkındaki görüşü nedir?
14 Yehova kusurlu yapımızın ardındaki potansiyeli görür. Şöyle örnekleyelim: Sanat eserlerini seven kişiler, hasar görmüş resimleri veya başka yapıtları onarmak için büyük bir uğraş verirler. Örneğin, İngiltere’nin Londra şehrindeki National Gallery’de biri Leonardo da Vinci’nin 30 milyon dolar değerindeki tablosunu ateş ederek deldiğinde, hiç kimse, hasar gördüğü için tablonun atılması gerektiğini düşünmedi. Yaklaşık beş yüz yaşındaki bu şaheseri yenileme çalışması hemen başladı. Neden? Sanatseverlerin gözünde değerli olduğundan. Ya sizler, tebeşir veya karakalemle çizilmiş bir resimden daha değerli değil misiniz? Miras aldığınız kusurluluğun sizde yarattığı hasar ne kadar büyük olursa olsun, Tanrı’nın gözünde kesinlikle değerlisiniz. (Mezmur 72:12-14) İnsan ailesinin usta Yaratıcısı Yehova Tanrı, sevgiyle gösterdiği ilgiye karşılık vermeye istekli olan herkesi kusursuzluğa kavuşturmak üzere gerekeni yapacaktır.—Resullerin İşleri 3:21; Romalılar 8:20-22.
15 Evet, içimizdeki iyi bir yönü biz göremesek de Yehova görür. Ve O’na hizmet edersek, kusursuzluğa erişeceğimiz güne dek bu yönümüzü geliştirir. Şeytan’ın dünyası bize nasıl davranırsa davransın, Yehova sadık hizmetçilerini “değerli” sayar.—Haggay 2:7.
Yehova Sevgisini Etkin Şekilde Gösterir
16. Yehova’nın bizi sevdiğini gösteren en büyük kanıt nedir, bu armağanın birey olarak bizim için de söz konusu olduğunu nereden biliyoruz?
16 Dördüncüsü, Yehova bize duyduğu sevgiyi birçok yolla kanıtlar. Mesih’in kurban olarak sağladığı fidye, kuşkusuz O’nun değersiz olduğumuz ve sevilmediğimiz şeklindeki şeytani yalana verdiği en güçlü yanıttır. İsa’nın işkence direği üzerinde acı çekerek ölmesinin ve Yehova’nın, sevgili Oğlu’nun ölümünü izlerken katlandığı daha da büyük acının, bizlere duydukları sevginin kanıtı olduğunu asla unutmayalım. Ne yazık ki birçok insan verilen bu armağanın kendisi için de söz konusu olduğuna pek inanamıyor. Kendini değersiz hissediyor. Resul Pavlus’un bir zamanlar Mesih’in takipçilerine zulmeden biri olduğunu unutmayın. Buna rağmen, ‘Tanrı’nın Oğlu beni sevdi ve benim için kendini feda etti’ diye yazabildi.—Galatyalılar 1:13; 2:20, YÇ.
17. Yehova bizi Kendisine ve Oğlu’na nasıl çekiyor?
17 Yehova, Mesih’in kurban olarak sağladığı fidyeden bireysel olarak yararlanmamıza yardım etmekle de bizlere sevgisini kanıtlıyor. İsa “beni gönderen Babam çekmezse, kimse bana gelemez” dedi. (Yuhanna 6:44) Evet, Yehova birey olarak bizi Oğlu’na ve sonsuz yaşam ümidine çekiyor. Nasıl? Hem şahsen bize kadar ulaşan vaaz etme işi aracılığıyla, hem de sınırlı ve kusurlu yapıda olmamıza rağmen ruhi hakikatleri kavrayıp uygulamamıza yardımcı olmak üzere kullandığı mukaddes ruhuyla. Bu nedenle, İsrailoğullarına söylediği gibi, bizlere de “seni ebedî sevgi ile sevdim; bundan dolayı seni inayetle kendime çektim” diyebiliyor.—Yeremya 31:3.
18, 19. (a) Yehova hangi özel yolla bize sevgisini gösterir, onun bizlerle birey olarak ilgilendiğini gösteren nedir? (b) Sözü, Yehova’nın duygudaş bir dinleyici olduğuna bizi nasıl ikna eder?
18 Yehova’nın sevgisini herhalde en özel şekilde dua ayrıcalığıyla tadıyoruz. Mukaddes Kitap her birimizi Tanrı’ya “durmadan dua” etmeye çağırır. (I. Selânikliler 5:17) O bizi dinler! Hatta “duayı işiten” olarak nitelenir. (Mezmur 65:2) Bu yetkiyi hiç kimseye, hatta Kendi Oğlu’na bile devretmemiştir. Düşünün: Evrenin Yaratıcısı bize Kendisiyle çekinmeden konuşma olanağı vererek dua yoluyla O’na yaklaşmamız için teşvikte bulunuyor. Acaba O ne tür bir dinleyicidir? Soğuk, duygusuz, ilgisiz mi? Asla!
19 Yehova duygudaştır. Duygudaşlık nedir? Yıllardır sadakatle hizmet eden yaşlı bir Şahit şöyle demişti: “Duygudaşlık karşındakinin acısını kendi yüreğinde hissetmektir.” Acaba çektiğimiz acıları Yehova gerçekten hisseder mi? Mukaddes Kitap eski İsrail kavminin çektiği acılar hakkında, “sıkıntı çektiklerinde O da sıkıntı çekti” diyor. (İşaya 63:9, YÇ) Yehova onların yalnız sıkıntılarını görmekle kalmadı, kavmine duygudaş da oldu. Duygularının derinliği, hizmetçilerine söylediği “size dokunan gözbebeğime dokunmuş olur” sözlerinden de bellidir.b (Zekarya 2:8, YÇ) Gözbebeğine dokunulması kişiye ne kadar acı verir! Evet, Yehova bize duygudaşlık gösterir. Bizim acımız O’nun da acısıdır.
20. Romalılar 12:3’teki öğüdü uygulamak istiyorsak hangi dengesiz görüşten kaçınmalıyız?
20 Dengeli hiçbir Şahit, Tanrı’nın hizmetçilerine olan sevgi ve saygısını ortaya koyan kanıtları, gururlu veya bencil davranmak için bir bahane olarak kullanmaz. Resul Pavlus, “Tanrı’nın bana bağışladığı lütufla hepinize söylüyorum: Kimse kendisine gereğinden çok değer vermesin. Herkes Tanrı’nın kendisine verdiği iman ölçüsüne göre düşüncelerinde sağduyulu olsun” diye yazdı. (Romalılar 12:3, YÇ) Başka bir çeviride bu ayet şöyledir: “Hepinize söylüyorum, kendinize gerçek değerinizden fazla değer biçmeyin, ama aklı başında kişiler olarak kendinizi değerlendirin.” (A Translation in the Language of the People, Charles B. Williams) Şu halde, gökteki Babamızın bize duyduğu sevginin sıcaklığını hissederken sağduyulu olalım ve Tanrı’nın gösterdiği bu sevgiyi hak etmediğimizi unutmayalım.—Luka 17:10.
21. Şeytan’ın hangi yalanlarına devamlı karşı koymalıyız; Mukaddes Kitaptaki hangi hakikate yürekten inanmaya devam edebiliriz?
21 Şeytan’ın değersiz olduğumuz ve sevilmediğimiz de dahil, tüm yalanlarına gücümüz yettiğince karşı koyalım. Eğer kişisel deneyimlerimiz sonucunda, kendimizi Tanrı’nın engin sevgisinin bile aşamayacağı kadar büyük bir sorun olarak görüyor, yaptığımız iyi işlerin her şeyi gören Tanrı’nın gözüne çarpmayacak kadar önemsiz olduğunu veya günahlarımızın değerli Oğlu’nun fidyesiyle örtülemeyecek kadar büyük olduğunu düşünüyorsak yalanlara kanıyoruz demektir. Böyle yalanları bütün benliğimizle reddedelim! Pavlus’un ilhamla dile getirdiği gerçeğe yürekten inanmaya devam edelim: “Eminim ki, ne ölüm, ne hayat, ne melekler, ne reislikler, ne şimdiki şeyler, ne gelecek şeyler, ne kudretler, ne yükseklik, ne derinlik, ne başka bir mahlûk Rabbimiz Mesih İsada olan Allahın sevgisinden bizi ayırmağa kadir olacaktır.”—Romalılar 8:38, 39.
a Mukaddes Kitap defalarca, dirilme ümidiyle Yehova’nın belleği arasında bağlantı kurar. Sadık adam Eyub Yehova’ya “bana mühlet versen de, o vakit beni ansan!” demişti. (Eyub 14:13) İsa ‘mezarda olan herkesin’ diriltileceğinden söz etti. Bu yerindedir, çünkü Yehova diriltmeyi düşündüğü ölüleri çok iyi anımsar. Yuhanna 5:28’de geçen “mezar” sözcüğünün Yunanca karşılığı mnemeion, Latince karşılığı monumentum’dur. Bu sözcük, bir kişiyi anmak ve anımsatmak anlamını taşır. Bu ifadeyi “anıtmezar” sözcüğüyle karşılaştırabilirsiniz.
b Bazı çeviriler burada, Tanrı’nın kavmine dokunanın, O’nun gözüne değil, kendi gözüne ya da İsrailoğullarınınkine dokunduğu izlenimi verir. Bu hata, bu pasajı saygısızlık olarak gören ve kendilerince düzeltmeye kalkışan bazı yazıcılar tarafından Mukaddes Kitaba sokulmuştur. Onların bu yanlış yöndeki çabası sonucunda, Yehova’nın bize ne denli yoğun duygudaşlık gösterdiği gözlerden gizlenmiştir.
-
-
Tanrımız ŞefkatlidirYehova’ya Yaklaşın
-
-
25. BÖLÜM
Tanrımız Şefkatlidir
1, 2. (a) Bir anne, bebeğinin ağlamalarına doğal olarak nasıl karşılık verir? (b) Hangi duygu anne şefkatinden daha güçlüdür?
GECE yarısı bir bebek ağlıyor. Annesi derhal yataktan kalkıyor. Bebeği doğduğundan beri eskisi gibi derin bir uyku uyuyamamaktadır. Bebeğinin ağlamasının, ihtiyacına göre farklı türde olduğunu ve bunların anlamını ayırt etmeyi öğrenmiştir. Bu nedenle, bebeğinin beslenmeye mi, kucağa alınıp okşanmaya mı yoksa başka türlü bir bakıma mı ihtiyacı olduğunu çoğu kez anlayabilir. Ama bebeğin ağlama nedeni ne olursa olsun, onunla hemen ilgilenir. İhtiyaçlarını göz ardı etmeye yüreği elvermez.
2 Bir annenin çocuğuna duyduğu şefkat bilinen en sıcak duygulardan biridir. Bununla birlikte, bundan çok daha güçlü bir duygu vardır: Tanrımız Yehova’nın şefkati. Bu güzel niteliği irdelememiz, Yehova’ya yaklaşmamıza yardımcı olabilir. Öyleyse, şimdi şefkatin anlamını ve Tanrımızın onu nasıl gösterdiğini inceleyelim.
Şefkat Nedir?
3. ‘Merhamet göstermek’ ya da ‘acımak’ şeklinde tercüme edilen İbranice fiilin anlamı nedir?
3 Mukaddes Kitap merhametle şefkat arasında yakın ilişki kurar. İbranice ve Yunanca birkaç sözcük derin şefkat anlamı taşır. Örneğin, sık sık ‘merhamet göstermek’ ya da ‘acımak’ şeklinde tercüme edilen İbranice rahamʹ fiilini ele alalım. Bir başvuru kitabı, rahamʹ fiilinin, ‘sevdiğimiz ya da yardımımıza ihtiyacı olan kişilerin zayıflık veya sıkıntıları karşısında içimizde uyanan derin şefkat duygusunu ifade ettiğini’ açıklar. Yehova’nın Kendisine uyguladığı bu İbranice terim ‘rahim’ sözcüğüyle bağlantılıdır ve ‘anne şefkati’ olarak tanımlanabilir.a—Çıkış 33:19; Yeremya 33:26.
‘Kadın rahminin oğlunu unutabilir mi’?
4, 5. Mukaddes Kitap Yehova’nın şefkatini açıklamak üzere bir annenin bebeğine hissettiği duyguları nasıl kullanır?
4 Mukaddes Kitap, Yehova’nın şefkatini açıklamak üzere, bir annenin küçük çocuğuna beslediği duyguları benzetme olarak kullanır. İşaya 49:15’te şunu okuyoruz: “Kadın emzikteki çocuğunu unutabilir mi ki, kendi rahminin oğluna acımasın [rahamʹ] evet, onlar unutabilirler, fakat ben seni unutmam.” Bu dokunaklı benzetme, Yehova’nın Kendisine tapınan kişilere duyduğu şefkatin derinliğini vurgular. Nasıl mı?
5 Bir annenin emzikteki çocuğunu beslemeyi, onun ihtiyaçlarıyla ilgilenmeyi unutacağı herhalde düşünülemez. Her şeyden önce, bebek acizdir; gece gündüz annesinin ilgi ve sevgisine muhtaçtır. Ne yazık ki, özellikle bu doğal ‘sevgiden yoksun’ ‘çetin anlarda’ annelik görevini yerine getirmeyenlerin sayısı gittikçe artıyor. (II. Timoteos 3:1, 3) Oysa Yehova “ben seni unutmam” diyor. O’nun hizmetçilerine duyduğu şefkatin sonu gelmez. O’nun şefkati, insanın doğal duyguları arasında en yoğunu olarak düşündüğümüz, bir annenin bebeğine duyduğu şefkatle karşılaştırılamayacak kadar güçlüdür. Bir yorumcunun, İşaya 49:15 hakkında “bu, Eski Ahit’te Tanrı’nın sevgisinin en güçlü ifadelerinden biri, belki de en güçlüsüdür” demesine hiç şaşmamalı.
6. Kusurlu insanların birçoğu şefkat göstermeyi ne olarak görür, ama Yehova bize hangi konuda güvence verir?
6 Şefkat bir zayıflık belirtisi midir? Kusurlu insanların birçoğu böyle olduğunu düşünür. Örneğin, İsa’nın çağdaşı ve Roma’da önde gelen bir düşünce adamı olan Romalı filozof Seneca, ‘acımanın zayıflık olduğunu’ öğretti. Seneca, duygudan yoksun dinginliğin üzerinde önemle duran bir felsefe akımı olan Stoacılığın savunucusuydu. Seneca, ‘bilge biri sıkıntıda olanlara yardım edebilirse de, onlara acımaktan kaçınmalıdır, çünkü böyle bir duygu onu dinginlikten yoksun eder’ dedi. Bu benmerkezci yaşam görüşü, sıcak şefkat duygusuna yer bırakmaz. Oysa, Yehova kesinlikle böyle değildir! Sözünde, ‘çok acıdığına ve merhamet ettiğine’ ilişkin bize güvence verir. (Yakub 5:11) Göreceğimiz gibi şefkat bir zayıflık değil, güçlü, canlı bir niteliktir. Şimdi Yehova’nın sevgi dolu bir baba gibi nasıl şefkat gösterdiğini inceleyelim.
Yehova Bir Ulusa Şefkat Gösterdi
7, 8. İsrailoğulları Mısır’da neler çekiyordu, Yehova onların acılarına nasıl karşılık verdi?
7 Yehova’nın şefkati, İsrailoğullarına davranış tarzından açıkça görülür. MÖ 16. yüzyılın sonlarında, eski Mısır’da köle olarak yaşayan milyonlarca İsrailli şiddetli baskı görüyordu. Mısırlılar onların “harçta ve kerpiçte, ağır işle hayatlarını acı ettiler.” (Çıkış 1:11, 14) Sıkıntı çeken İsrailoğulları kendilerine yardım etmesi için Yehova’ya feryat ettiler. Şefkatli Tanrı onların yakarışlarına acaba nasıl karşılık verdi?
8 Bu durum Yehova’nın yüreğine dokundu. “Gerçekten Mısırda olan kavmımın sıkıntısını gördüm, ve angarya memurlarının yüzünden onların feryadını işittim; çünkü onların acılarını bilirim” dedi. (Çıkış 3:7) Yehova’nın, kavminin çektiği sıkıntıları görüp feryatlarını işittikten sonra duygusuz kalması düşünülemezdi. Bu kitabın 24. bölümünde gördüğümüz gibi, Yehova duygudaş bir Tanrı’dır. Başkalarının acılarını anlayıp paylaşabilme yeteneği olan duygudaşlık, şefkatle yakından bağlantılıdır. Fakat Yehova sadece kavminin acılarını paylaşmakla kalmadı; onlar uğrunda harekete de geçti. İşaya 63:9 “sevgisinde ve acımasında onları fidye ile kurtardı” der. İsrailoğullarını “kuvvetli elle” Mısır’dan çıkarıp özgürlüğe kavuşturdu. (Tesniye 4:34) Ardından, onları mucizevi olarak verdiği gıdalarla besleyerek kendilerine verdiği verimli topraklara götürdü.
9, 10. (a) Yehova İsrailoğullarını Vaat Edilen Diyar’a yerleşmelerinden sonra da neden defalarca kurtardı? (b) Yeftah’ın günlerinde, Yehova İsrailoğullarını hangi baskıdan kurtardı, bunu neden yaptı?
9 Yehova’nın gösterdiği şefkat bu kadarla da kalmadı. İsrailoğulları, Vaat Edilen Diyara yerleştikten sonra da defalarca sadakatsizlik yaptılar ve bunun sonucunda sıkıntı çektiler. Fakat sonra akılları başlarına geldi ve Yehova’ya yakardılar. Yehova onları defalarca kurtardı. Neden? ‘Çünkü kavmine acıyordu.’—II. Tarihler 36:15; Hâkimler 2:11-16.
10 Yeftah’ın günlerinde olanları ele alalım. İsrailoğulları sahte tanrılara yöneldiğinde, Yehova onların 18 yıl Ammonoğullarından baskı görmesine engel olmadı. Sonunda, İsrailoğulları tövbe etti. Mukaddes Kitap şunları anlatır: “Yabancı ilâhları aralarından çıkardılar, ve RABBE kulluk ettiler; ve İsrail’in sıkıntısından dolayı RABBİN canı daraldı.”b (Hâkimler 10:6-16) Kavmi içtenlikle tövbe ettiğinde, Yehova onların acı çekmesine artık dayanamadı. Böylece, şefkatli Tanrı, Yeftah’ı İsrailoğullarını düşmanlarının elinden kurtarması için görevlendirdi.—Hâkimler 11:30-33.
11. Yehova’nın İsrailoğullarına davranış tarzından şefkat konusunda ne öğreniyoruz?
11 Yehova’nın İsrailoğullarına davranış tarzından, şefkat konusunda ne öğreniyoruz? Öncelikle, bunun sadece kavmin yaşadığı sıkıntıları anlayıp onların duygularını paylaşmakla bitmediğini görüyoruz. Bebeğine duyduğu şefkat nedeniyle hemen onun feryadına koşan anne örneğini anımsayalım. Benzer şekilde, Yehova da kavminin feryadına kulağını tıkamaz. Şefkatiyle onları sıkıntıdan kurtarır. Ayrıca, İsrailoğulları uğrunda güçlü, kesin ve kararlı eylemlerde bulunmasından, şefkatin asla bir zayıflık olmadığını da öğreniyoruz. Fakat acaba Yehova hizmetçilerine sadece grup olarak mı şefkat gösterir?
Yehova’nın Bireylere Gösterdiği Şefkat
12. Kanun, Yehova’nın bireylere duyduğu şefkati nasıl yansıttı?
12 Yehova’nın bireylere gösterdiği şefkat, İsrailoğullarına verdiği Kanun’dan anlaşılır. Örneğin, O’nun yoksullarla ilgilenişini ele alalım. Yehova, İsrailoğullarından birini yoksul düşürebilecek beklenmedik bir durumun doğabileceğini biliyordu. Yoksullara nasıl davranılmalıydı? Yehova İsrailoğullarına, şu buyruğa kesinlikle uymalarını emretti: “Yüreğini katılaştırmıyacaksın, ve fakir kardeşine elini kapamıyacaksın; Ona mutlaka vereceksin, ve ona verdiğin zaman yüreğin kederlenmiyecek; çünkü bütün işlerinde, ve el attığın her şeyde, Allahın RAB seni bunun için mubarek kılacaktır.” (Tesniye 15:7, 10) Ayrıca, İsrailoğullarına tarlalarını biçerken kenarları bırakmalarını, artakalan başakları toplamamalarını da emretti. Bu başaklar muhtaç düşenler içindi. (Levililer 23:22; Rut 2:2-7) Ulus yoksullar için konulan bu yasaya uygun davrandığında, aralarındaki muhtaç kişiler yiyecek dilenmek zorunda kalmıyorlardı. Bu, Yehova’nın derin şefkatini yansıtmıyor mu?
13, 14. (a) Davud’un sözleri, Yehova’nın bizimle şahsen çok yakından ilgilendiğine ilişkin nasıl güvence verir? (b) Yehova’nın “yüreği kırık”, “ruhu ezilmiş” olanlara “yakın” olduğuna ilişkin hangi örnek verilebilir?
13 Sevgi dolu Tanrımız bugün de bizimle birey olarak çok yakından ilgileniyor. O’nun yaşadığımız her acının tamamen bilincinde olduğundan emin olabiliriz. Mezmur yazarı Davud, “RABBİN gözleri salihleredir, kulakları onların feryatlarına açıktır. RAB yüreği kırık olanlara yakındır, ve ruhu ezilmiş olanları kurtarır” demişti. (Mezmur 34:15, 18) Mukaddes Kitabın bir yorumcusu bu sözlerle anlatılmak istenenler hakkında şunları belirtiyor: “Kalpleri kırık, üzgün ve pişmandırlar, işledikleri günah onları alçaltmıştır, özsaygılarını yitirmişlerdir; kendilerini küçük görür, değerli olduklarına inanmazlar.” Böyle kimseler, Yehova’nın kendilerinden uzak olduğunu ve onları önemsenmeyecek kadar değersiz gördüğünü sanabilirler. Oysa bu doğru değildir. Davud’un yukarıdaki sözleri, Yehova’nın ‘kendilerini küçük görenleri’ bırakmadığına ilişkin bize güvence verir. Şefkatli Tanrımız, böyle zamanlarda O’na her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunu bilir ve yanımızda olur.
14 Bu konuda şu örneği verelim. Bir anne solunum güçlüğü çeken ve öksürük nöbetine yakalanan iki yaşındaki oğlunu alıp hastaneye koşar. Doktorlar çocuğu muayene ettikten sonra, annesine oğlunun geceyi hastanede geçirmesi gerektiğini söylerler. Anne o geceyi nerede geçirir? Tabii ki hastane odasında, oğlunun başucundaki sandalyede. Küçük oğlu hastadır, onun yanında olmalıdır. Gökteki sevgi dolu Babamızdan hiç kuşkusuz bundan çok daha fazlasını bekleyebiliriz! Unutmayalım ki, bizler O’nun benzeyişinde yaratıldık. (Tekvin 1:26) Mezmur 34:18’deki dokunaklı sözler, ‘yüreğimiz kırık’, ‘ruhumuz ezilmiş’ olduğunda, Yehova’nın şefkatli ve yardıma hazır sevgi dolu bir baba gibi bize “yakın” olduğunu anlatır.
15. Yehova bize birey olarak ne şekillerde yardım eder?
15 Öyleyse acaba Yehova bize birey olarak nasıl yardım eder? Çektiğimiz sıkıntının kaynağını ortadan kaldırmayabilir. Ama Kendisine feryat edenlere gereken yardımı bol bol sağlar. Sözü olan Mukaddes Kitap aracılığıyla durumu farklı kılabilen pratik öğütler verir. Cemaate ruhen yeterlik sahibi nazırlar sağlar; bu nazırlar iman kardeşlerine yardım ederek O’nun merhametini yansıtmaya çalışırlar. (Yakub 5:14, 15) “Duayı işiten” bir Tanrı olarak “kendisinden dileyenlere Kutsal Ruh’u” verir. (Mezmur 65:2; Luka 11:13, YÇ) Bu ruh, baskı yaratan tüm sorunlar Tanrı’nın Gökteki Krallığı sayesinde ortadan kaldırılıncaya dek dayanabilmemiz için bizlere olağanüstü bir “kuvvet” verebilir. (II. Korintoslular 4:7) Bütün bu yardımlar için minnettar değil miyiz? Bunların, Yehova’nın derin şefkatinin birer ifadesi olduğunu unutmayalım.
16. Tanrı’nın şefkatinin en büyük ifadesi nedir, şahsen bizi nasıl etkiler?
16 Yehova’nın derin şefkatinin en büyük ifadesi, sevgili biricik Oğlunu bizler için fidye olarak vermesidir. Bu, Yehova’nın sevgiyle yaptığı bir özveriydi ve bizlere kurtuluş yolunu açtı. Yehova’nın sağladığı fidyenin şahsen bizim için de geçerli olduğunu unutmayalım. Vaftizci Yahya’nın babası Zekeriya’nın yerinde olarak bildirdiği gibi, bu armağan ‘yüreği merhamet dolu Tanrımızı’ yüceltir.—Luka 1:78.
Yehova Şefkatini Esirgerse
17-19. (a) Mukaddes Kitap, Yehova’nın şefkatinin de bir sınırı olduğunu nasıl gösterir? (b) Yehova’nın, kavmine duyduğu şefkatin sınıra dayanmasına yol açan neydi?
17 Yehova’nın şefkatinin hiçbir sınırı olmadığını mı düşünelim? Hayır aksine, Mukaddes Kitabın belirttiği gibi, Yehova, doğruluk standardına karşı koyanlardan haklı olarak şefkatini esirger. (İbraniler 10:28) Bunu neden yaptığını anlamak için İsrailoğulları örneğini anımsamalıyız.
18 Yehova İsrailoğullarını düşmanlarından defalarca kurtardıysa da, sonunda şefkati sınırına dayandı. Dik başlı kavim putperestlik yapıyor, hatta iğrenç putlarını Yehova’nın mabedinin içine bile sokuyordu. (Hezekiel 5:11; 8:17, 18) Ayrıca şunlar da anlatılıyor: “RABBİN kızgınlığı şifa bulmaz derecede kavmına karşı yükselinciye kadar, Allahın ulakları ile eğlendiler, ve sözlerini hor gördüler, ve peygamberlerile istihza ettiler.” (II. Tarihler 36:16) İsrailoğulları, artık kendilerine şefkat gösterilmesi için geçerli hiçbir neden bırakmayacak derecede yoldan çıkarak Yehova’yı öfkelendirdiler. Sonuç neydi?
19 Yehova artık kavmine şefkat duyamaz hale geldi. Hiç ‘acımadan, esirgemeden, sevecenlik göstermeden hepsini yok edeceğini’ bildirdi. (Yeremya 13:14, YÇ) Böylece, Yeruşalim ve mabedi yerle bir edilip İsrailoğulları Babil’e tutsak götürüldü. Günahkâr insanların Tanrı’nın merhametinin sınırını aşacak kadar isyankâr davranışlarda bulunmasının ne feci bir sonucu!—Yeremyanın Mersiyeleri 2:21.
20, 21. (a) Günlerimizde, Tanrı’nın şefkati sınırına dayandığında ne olacak? (b) Gelecek bölümde, Yehova’nın şefkatle verdiği hangi armağan incelenecek?
20 Günümüz için ne denebilir? Yehova değişmedi. İnsanlara duyduğu şefkatten ötürü, Şahitlerini ‘krallığın iyi haberini’ yeryüzünün her yerinde duyurmakla görevlendirdi. (Matta 24:14) Yehova, Kendisine olumlu karşılık veren iyi yürekli insanların Gökteki Krallık mesajını kavrayabilmelerine yardım ediyor. (Resullerin İşleri 16:14) Fakat bu iş sonsuza değin sürmeyecek. Bu kötü dünyanın bütün perişanlığı ve acılarıyla sonsuza dek devamına izin vermesi, Yehova açısından şefkatli bir davranış olmaz. Şefkati sınırına dayandığında, bu ortama hükmünü uygulamaya gelecek. O zaman bile, tüm yaptıklarını şefkatinden ötürü –kutsal ismi ve sadık hizmetçilerinin hatırı için– yapacak. (Hezekiel 36:20-23) Kötülüğü ortadan kaldırıp yerine adaletin hüküm sürdüğü yeni bir dünya kuracak. Yehova kötüler hakkında “gözüm esirgemiyecek ve acımıyacağım, ve yollarını kendi başlarına getireceğim” diyor.—Hezekiel 9:10.
21 Yehova o zamana dek insanlara, hatta yok edilmekle karşı karşıya bulunanlara dahi şefkat duymaya devam ediyor. Günahkâr insanlar içtenlikle tövbe ettiklerinde, Yehova’nın şefkatini en güzel gösteren düzenlemelerin birinden yararlanabilir, bağışlanabilirler. Sonraki bölümde, Mukaddes Kitaptan, Yehova’nın bütünüyle bağışladığını gösteren bazı güzel anlatımları inceleyeceğiz.
a Mezmur 103:13’te İbranice rahamʹ fiiliyle, bir babanın çocuklarına gösterdiği şefkat veya merhamet duygusuna değinilmesi ilginçtir.
b “Canı daraldı” deyimi sabrı tükendi anlamına gelir. Kutsal Kitap—Yeni Çeviri’de şöyle okuyoruz: “Onların daha fazla acı çekmesine dayanamadı.”
-
-
“Bağışlayıcı” TanrıYehova’ya Yaklaşın
-
-
26. BÖLÜM
“Bağışlayıcı” Tanrı
1-3. (a) Mezmur yazarı hangi ezici yükü taşıyordu; yüreğine su serpen hangi gerçeği anladı? (b) Günah işleyen biri hangi yükü taşıyabilir, Yehova bize ne yönden güvence verir?
“SUÇLARIM başımdan aştı, taşınmaz bir yük gibi sırtımda ağırlaştı. Tükendim, ezildim alabildiğine.” (Mezmur 38:4, 8, YÇ) Mezmur yazarı Davud vicdan azabının ne kadar ağır bir yük olabildiğini biliyordu. Ama yüreğine su serpen bir gerçeği kavradı. Yehova, günahtan nefret etmekle birlikte, günah işledikten sonra gerçekten tövbe edip yanlış tutumunu bırakanlardan nefret etmez. Davud, O’nun tövbe edenlere merhamet göstermeye hazır olduğuna tam bir güvenle ‘sen bağışlayıcısın, ya Rab’ dedi.—Mezmur 86:5, YÇ.
2 Aynı şekilde, bir kimse günah işlediğinde, vicdan azabı onun için ezici bir yük olabilir. Duyduğu bu pişmanlık sağlıklı bir duygudur. Kişiyi hatalarını düzeltmek üzere olumlu adımlar atmaya yöneltebilir. Ne var ki, suçluluk duygusu altında ezilme tehlikesi de vardır. Yüreği kendisini mahkûm ederek ısrarla ona, ne kadar tövbe ederse etsin Yehova tarafından bağışlanmayacağını fısıldayabilir. Suçluluk duygusu altında ezildiğimizde Şeytan bizi, Yehova’nın gözünde değersiz olduğumuzu, O’na hizmet etmeye uygun olmadığımızı düşünmeye yönelterek pes ettirmeye çalışabilir.—II. Korintoslular 2:5-11, YÇ.
3 Acaba Yehova bizi gerçekten böyle mi görür? Kesinlikle hayır! O’nun büyük sevgisinin bir yönü ‘Bağışlayıcı’ olmasıdır. Sözünde, gerçekten tövbe edersek bizi memnuniyetle bağışlayacağı konusunda güvence verir. (Süleymanın Meselleri 28:13) Tanrı’nın bizi bağışlamasının olanaksız olduğunu düşünürsek, bu düşünceden kurtulabilmek için, O’nun neden ve nasıl bağışladığını irdelemeliyiz.
Yehova’nın ‘Bağışlayıcı Olmasının’ Nedeni
4. Yehova yapımız hakkında neyi hatırlar; bu bize davranış tarzını nasıl etkiler?
4 Yehova yapabileceklerimizin sınırlı olduğunun farkındadır. Mezmur 103:14 “yaratılışımızı bilir; hatırlar ki, biz toprağız” der. Topraktan yaratıldığımızı, kusurlu olduğumuzdan dayanıksız, zayıf yanlarımızın bulunduğunu unutmaz. ‘Yaratılışımızı’ bilir ifadesi, bize Mukaddes Kitaptaki bir benzetmeyi anımsatır: Yehova Büyük Çömlekçi’dir; bizler de O’nun biçimlendirdiği toprak kaplarız.a (Yeremya 18:2-6) Büyük Çömlekçi bize davranış tarzını, günaha eğilimli yapımızın dayanma derecesine ve Kendi rehberliğine verdiğimiz olumlu veya olumsuz karşılığa göre ayarlar.
5. Romalılar kitabı günahın pençesinin gücünü nasıl açıklar?
5 Yehova günahın ne denli güçlü olduğunu bilir. O’nun Sözünde günah, insanı öldürücü pençesinde tutan etkili bir güç olarak tanımlanır. Acaba, günahın pençesi ne kadar güçlüdür? Resul Pavlus, Romalılar kitabında bunu şu tasvirlerle açıklar: Askerler komutanlarının denetiminde oldukları gibi, biz de ‘günahın denetimindeyiz.’ (Romalılar 3:9, YÇ); günah insanlık üzerinde kral gibi ‘saltanat sürüyor’ (Romalılar 5:21); o içimizde ‘yaşıyor’ (Romalılar 7:17, 20, YÇ); günah “kanunu” içimizde devamlı işleyerek hareketlerimizi denetlemeye çalışıyor. (Romalılar 7:23, 25) Günahın kusurlu bedenimiz üzerindeki etkisi gerçekten çok güçlüdür!—Romalılar 7:21, 24.
6, 7. (a) Yehova’nın gerçekten pişmanlık duyarak merhamet dileyenler hakkındaki görüşü nedir? (b) Tanrı’nın merhametini neden istismar etmeye kalkışmamalıyız?
6 Bu nedenle Yehova, ne kadar istesek de Kendisine kusursuz şekilde itaat etmemizin olanaksız olduğunu bilir. Bize büyük bir pişmanlıkla merhamet dilersek bağışlanacağımıza ilişkin sevgiyle güvence verir. Mezmur 51:17 “Allahın kurbanları kırılmış ruhtur; ey Allah, kırılmış ve ezilmiş yüreği hor görmezsin” diyor. Yehova suçluluk duygusu altında yüreği “kırılmış” ve “ezilmiş” bir kişiyi asla reddedip geri çevirmez.
7 Acaba bu, bizim günaha eğilimli yapımızı günah işlemeye mazeret olarak göstererek Tanrı’nın merhametinden yararlanabileceğimiz anlamına mı gelir? Kesinlikle hayır! Yehova sadece duygularıyla hareket etmez. Merhametinin de bir sınırı vardır. Yürekleri katılaşarak kasten günah işleyen ve tövbe etmeyen kişileri asla bağışlamaz. (İbraniler 10:26) Öte yandan, pişmanlık duyanları bağışlar. Şimdi Mukaddes Kitaptan Yehova’nın sevgisinin bu şahane yönlerini anlatan bazı anlamlı sözleri irdeleyelim.
Yehova Ne Ölçüde Bağışlar?
8. Yehova günahlarımızı bağışlamakla aslında ne yapmış olur, öyleyse neye güvenebiliriz?
8 Tövbekâr Davud, “suçumu bildirdim, ve fesadımı gizlemedim . . . . ve günahımın suçunu bağışladın” dedi. (Mezmur 32:5) “Bağışladın” şeklinde tercüme edilen İbranice sözcük aslında “kaldırmak” ya da “götürmek” anlamına gelir. Burada ‘suçun, günahın, kanun ihlalinin’ kaldırıldığını anlatmak üzere kullanılır. Öyleyse, Yehova Davud’un günahlarını gerçekten kaldırmış, onları sanki uzaklara götürmüştü. Bu durum kuşkusuz Davud’un taşıdığı suçluluk duygusunu hafifletmişti. (Mezmur 32:3) Biz de İsa’nın kurban olarak sağladığı fidyenin değerine duydukları imana dayanarak bağışlanmak isteyenlerin günahını uzaklara taşıyan Tanrı’ya tamamen güvenebiliriz.—Matta 20:28.
9. Yehova günahlarımızı bizden ne kadar uzaklaştırır?
9 Davud, Yehova’nın bağışlayıcılığını anlatmak için yine canlı bir ifade kullandı: “Doğu batıdan ne kadar uzaksa, o kadar uzaklaştırdı bizden isyanlarımızı.” (Mezmur 103:12, YÇ) Doğu batıdan ne kadar uzaktır? Bir anlamda, doğu ile batı arasındaki uzaklık insanın düşünebileceği en büyük mesafedir; bu iki nokta asla birleşmez. Bir bilgin, bu ifadenin “olabildiğince uzak; düşünülebilecek en uzak yer” anlamına geldiğini belirtir. Davud’un bu ilham edilmiş sözleri, Yehova’nın günahlarımızı bağışladığında, onları bizden alıp düşünülebilecek en uzak yere götürdüğünü anlatır.
‘Suçlarınız kar gibi beyaz olacak’
10. Yehova bizi bağışladığında, günah lekesini ömrümüz boyunca taşıyacağımızı düşünmemize neden gerek kalmaz?
10 Hiç açık renkli bir giysiden leke çıkarmaya çalıştınız mı? Tüm çabalarınıza rağmen lekeyi bir türlü çıkaramamış olabilirsiniz. Yehova’nın, Kendi bağışlayıcılığının kapsamını nasıl tanımladığına dikkat edin: “Suçlarınız kırmız gibi olsa da, kar gibi beyaz olur; kırmız böceği gibi kızıl olsa da, yapağı gibi olur.” (İşaya 1:18) “Kırmız”, parlak al boya anlamına gelir.b “Kızıl” parlak kırmızı renktir. (Nahum 2:3) Günah lekesini kendi çabamızla asla çıkaramayız. Fakat Yehova kırmız gibi kıpkızıl olan günahlarımızı kar gibi, yapağı gibi bembeyaz yapabilir. O bizi bağışladığında, günah lekesini ömrümüz boyunca taşıyacağımızı düşünmemize gerek kalmaz.
11. Yehova’nın günahlarımızı arkasına atması ne anlama gelir?
11 Hizkiya, ölümcül hastalığından kurtarıldıktan sonra bestelediği dokunaklı bir şükran ilahisinde, Yehova’ya “günahlarımı arkana attın” demişti. (İşaya 38:17, YÇ) Bu betimleme, Yehova’nın, tövbe eden bir suçlunun günahlarını bir daha görmeyeceği ya da dikkate almayacağı şekilde arkasına attığını gösteriyor. Bir kaynağa göre, bu ifade, “[günahlarımı] hiç işlenmemiş saydın” anlamına gelir. Güven veren bir düşünce değil mi?
12. Mika peygamber, Yehova’nın günahlarımızı bağışladığında onları tamamen sildiğini nasıl gösterir?
12 Mika peygamber, Yehova’nın tövbe eden kavmini eski durumuna getireceği vaadini aktarırken, onları bağışlayacağına inandığını ifade etti: “Kendi halkından geride kalanların isyanlarını bağışlayan başka tanrı var mı? . . . . Bütün günahlarımızı denizin dibine atacaksın.” (Mika 7:18, 19, YÇ) Bu sözlerin Mukaddes Kitap devirlerinde yaşayanlar için ne anlama geldiğini düşünün. “Denizin dibine” atılan bir şeyin tekrar su üstüne çıkması tamamen olanaksız olduğuna göre, Mika’nın sözleri Yehova’nın bağışladığında günahlarımızı tamamen sildiğini gösterir.
13. İsa’nın “borçlarımızı bize bağışla” sözü ne anlama gelir?
13 İsa, Yehova’nın bağışlayıcılığını, borçlu-alacaklı ilişkisini örnek vererek açıkladı. Bizi “borçlarımızı bize bağışla” diye dua etmeye teşvik etti. (Matta 6:12) Bu sözlerle günahı borca benzetti. (Luka 11:4) Günah işlediğimizde Yehova’ya “borçlu” oluruz. Bir başvuru kitabı, “bağışlamak” olarak çevrilen Yunanca fiilin, “bir borcu artık istemeyerek hibe etmek, ondan vazgeçmek” anlamına geldiğini söyler. Bu anlamda, Yehova bağışladığında, hesabımıza işlenecek bir borcu iptal etmiş olur. Günah işledikten sonra tövbe eden kişiler bu sayede rahatlayabilirler. Yehova iptal ettiği bir borcun ödenmesini hiçbir zaman istemez.—Mezmur 32:1, 2.
14. ‘Günahlarınızın silinmesi’ ifadesi zihnimizde nasıl bir tablo oluşturur?
14 Yehova’nın bağışlayıcılığı, Resullerin İşleri 3:19’da da anlatılıyor: “İmdi günahlarınızın silinmesi için tövbe edin, ve dönün.” Yunanca bir fiilden tercüme edilen ‘silmek’ sözcüğü “varlığına son vermek, . . . . iptal veya yok etmek” anlamına gelebilir. Bazı bilginlere göre, bu bir elyazmasının silinmesi fikrini verir. Elyazmaları acaba nasıl siliniyordu? Eski zamanlarda genelde kullanılan mürekkep, karbon, tutkal ve su karıştırılarak yapılıyordu. Böyle bir mürekkeple yazılanlar hemen sonra, ıslak bir süngerle silinebiliyordu. Bu örnek Yehova’nın merhametini çok güzel anlatır. O bizim günahlarımızı bağışladığında, sanki eline bir sünger alıp onları siler.
Yehova “bağışlayıcı” olduğunu bilmemizi ister
15. Yehova Kendisi hakkında neyi bilmemizi ister?
15 Bu örnekler üzerinde düşündüğümüzde bir gerçeği açıkça fark etmiyor muyuz? Yehova, içtenlikle tövbe ettiğimizde günahlarımızı gerçekten bağışladığını bilmemizi istiyor. O’nun ilerde bu günahları bize karşı kullanacağından korkmamıza gerek yok. Mukaddes Kitabın Yehova’nın büyük merhameti hakkında açıkladığı başka bir gerçek bunu gösterir: O bağışladığında unutur!
“Günahlarını Artık Anmayacağım”
16, 17. Mukaddes Kitap Yehova’nın günahlarımızı bağışladığını söylerken ne demek istiyor? Açıklayın.
16 Yehova yeni ahit içinde olanlar hakkında “suçlarını bağışlayacağım, günahlarını artık anmayacağım” vaadinde bulundu. (Yeremya 31:34, YÇ) Acaba bu, Yehova’nın bağışladığı günahları artık hatırlayamadığı anlamına mı gelir? Tabii ki hayır. Mukaddes Kitapta Yehova’nın bağışladığı birçok kişinin günahları anlatılır ki bunların arasında Davud da bulunmaktadır. (II. Samuel 11:1-17; 12:13) Onların hatalarının hâlâ Yehova’nın bilgisi dahilinde olduğu bellidir. Bu kişilerin günahlarını anlatan kayıtlar da, tövbe edip Tanrı tarafından bağışlandıklarını anlatan kayıtlar gibi bizim yararımıza korunmuştur. (Romalılar 15:4) Öyleyse, Mukaddes Kitap Yehova’nın, bağışladığı kimselerin günahlarını ‘anmayacağını’ söylerken acaba ne demek istiyor?
17 “Anmayacağım” karşılığındaki İbranice fiil, yalnızca geçmişi anımsamaktan daha fazlasını kasteder. Theological Wordbook of the Old Testament, onun “ayrıca uygun biçimde harekete geçme fikri” taşıdığını belirtir. Öyleyse bu açıdan, günahları ‘anmak’ suç işleyenlere karşı harekete geçmeyi de içerir. (Hoşea 9:9) Tanrı “günahlarını artık anmayacağım” demekle bize, tövbe eden günahkârları bir kez bağışladıktan sonra, bu günahlardan ötürü ilerde onlara karşı harekete geçmeyeceğine ilişkin güvence veriyor. (Hezekiel 18:21, 22) Böylece Yehova’nın unutması, bizi defalarca suçlayıp cezalandırmak üzere günahlarımızı tekrar tekrar gündeme getirmeyeceği anlamına geliyor. Tanrımızın bağışladığını ve unuttuğunu bilmek içimizi rahatlatmıyor mu?
Sonuçlar Hakkında Ne Denebilir?
18. Bağışlanmak, neden tövbe eden bir günahkârın kötü davranışının tüm sonuçlarından muaf tutulduğu anlamına gelmez?
18 Acaba Yehova’nın bağışlaması, tövbe eden bir günahkârı kötü davranışının tüm sonuçlarından muaf tuttuğu anlamına mı gelir? Kesinlikle hayır. Günah işleyip de zarar görmemeyi bekleyemeyiz. Pavlus “bir adam ne ekerse, onu biçer” dedi. (Galatyalılar 6:7) Davranışımızın belirli sonuçlarıyla karşılaşabiliriz. Bu, Yehova’nın bizi bağışladıktan sonra başımıza bela getirdiği anlamına gelmez. İsa’nın bir takipçisi başı derde girdiğinde, ‘Yehova herhalde beni geçmişte işlediğim günahlar yüzünden cezalandırıyor’ diye düşünmemelidir. (Yakub 1:13) Diğer taraftan, Yehova bizi yanlış davranışlarımızın tüm sonuçlarından korumaz. Boşanma, istenmeyen hamilelik, cinsel yolla bulaşan hastalık, güven ve saygının yitirilmesi, bir günahın acı ve kaçınılmaz sonuçları olabilir. Unutmayalım ki Yehova, Bat-şeba ve Uriya ile ilgili günahlarını bağışladığı halde, Davud’u davranışlarının feci sonuçlarından korumadı.—II. Samuel 12:9-12.
19-21. (a) Levililer 6:1-7’de kayıtlı yasa neden hem mağdurun hem de suçlunun yararınaydı? (b) Günahlarımız yüzünden başkaları zarar görürse, ne yaparak Yehova’yı sevindirebiliriz?
19 Özellikle bizim davranışımız yüzünden başka kişiler zarar görüyorsa, günahımız daha başka sonuçlar da doğurabilir. Örneğin, Levililer kitabının 6. babındaki kaydı ele alalım. Musa Kanunu burada, İsrailoğullarından birinin soygun, gasp ya da dolandırıcılık yoluyla bir soydaşının malını elinden alarak işlediği ciddi bir suça değiniyor. Suçlu sonra suçunu inkâr ediyor, hatta yalan yere ant etmeye bile yelteniyor. Bu durumda, kişilerin ifadeleri birbiriyle çelişiyor. Fakat sonra, suçlu vicdan azabı çekerek günahını itiraf ediyor. Ancak, Tanrı tarafından bağışlanabilmesi için üç eylemde daha bulunması gerekiyor: aldığını geri vermeli, mağdura çaldığı malın yanı sıra değerinin yüzde 20’sini tazminat olarak ödemeli ve günah sunusu olarak bir koç vermelidir. Bu durumda, yasa şunu söylüyor: “Kâhin onun için RABBİN önünde kefaret edecek . . . . kendisine bağışlanacaktır.”—Levililer 6:1-7.
20 Bu yasa Tanrı’nın merhametle yaptığı bir düzenlemeydi. Bu düzenleme mağdur kişinin yararınaydı; çünkü, hem malını sonunda geri almış oluyor hem de suçlunun günahını kabul etmesiyle büyük bir rahatlık duyuyordu. Ayrıca, vicdanının sesini dinleyerek nihayet suçunu itiraf edip hatasını telafi eden kişinin de yararınaydı; çünkü aksi halde, Tanrı tarafından asla bağışlanmayacaktı.
21 Musa Kanununu tutmakla yükümlü değilsek de, bu Kanun bizlere Yehova’nın bağışlama konusundaki görüşü de dahil, tüm düşünce yapısı hakkında anlayış verir. (Koloseliler 2:13, 14) Eğer bizim günahımız yüzünden başkaları zarar görürse, hatamızı telafi etmek üzere elimizden geleni yapmalıyız; böylece Yehova’yı sevindirebiliriz. (Matta 5:23, 24) Suçumuzu kabul etmemiz, hatta zarar verdiğimiz kişiden özür dilememiz de gerekli olabilir. Bunları yaptığımız takdirde, İsa’nın sağladığı kurbana dayanarak Yehova’ya yakarabilir ve O’nun tarafından bağışlanacağımıza güvenebiliriz.—İbraniler 10:21, 22.
22. Yehova bağışlarken ne de yapar?
22 Yehova sevgi dolu bir baba gibi bizi hem bağışlıyor hem de ölçülü bir şekilde terbiye ediyor. (Süleymanın Meselleri 3:11, 12) İsa’nın tövbe eden bir takipçisi, önceden sahip olduğu ihtiyarlık, hizmet-yardımcılığı ya da dolgun vakitli hizmet ayrıcalığını bırakmak zorunda kalabilir. Büyük değer verdiği imtiyazlarını bir süreliğine kaybetmek kendisine çok acı gelebilir. Ne var ki, böyle bir tedip Yehova tarafından bağışlanmadığı anlamına gelmez. Yehova’dan gelen tedibin O’nun sevgisinin bir kanıtı olduğunu unutmamalıyız. Bunu kabul ederek ona uygun davranmamız büyük ölçüde bizim yararımızadır.—İbraniler 12:5-11.
23. Yehova’dan merhamet görmeyeceğimizi neden asla düşünmemeliyiz, neden O’nun bağışlayıcılığını örnek almalıyız?
23 Tanrımızın “bağışlayıcı” olduğunu bilmek ne kadar rahatlatıcıdır! Yapmış olabileceğimiz hatalara rağmen, Yehova’dan merhamet görmeyeceğimiz sonucuna asla varmayalım. Eğer gerçekten tövbe edersek ve yaptığımız hatayı telafi etmek üzere gerekli adımları atıp İsa’nın dökülen kanına dayanarak içtenlikle bağışlanma dilersek, Yehova’nın bizi bağışlayacağından tamamen emin olabiliriz. (I. Yuhanna 1:9) Birbirimize davranışlarımızda Yehova’nın bağışlayıcılığını örnek alalım. Her şeyden önce, hiçbir günah işlemeyen Tanrı bizi böylesine sevgiyle bağışlıyorsa, biz günahkâr insanların birbirimizi bağışlamak üzere elinden geleni yapması gerekmez mi?
a ‘Yaratılışımız’ olarak tercüme edilen İbranice sözcük, çömlekçinin biçimlendirdiği toprak kaplar için de kullanılır.—İşaya 29:16.
b Bir bilginin dediğine göre, kırmız “hiç çıkmayan kalıcı bir boyadır. Ne çiy, ne yağmur altında, ne yıkandığında, ne de uzun süre kullanıldığında çıkar.”
-
-
“Onun İyiliği Ne Büyük!”Yehova’ya Yaklaşın
-
-
27. BÖLÜM
“Onun İyiliği Ne Büyük!”
1, 2. Tanrı’nın iyiliği ne derece kapsamlıdır; Mukaddes Kitap bu niteliği nasıl vurgular?
GÜNBATIMI gökyüzünü tatlı bir kızıla boyarken, açık havada yemek yiyen eski dostlar bir yandan gülüşüp konuşuyor, bir yandan da hayranlıkla çevrelerini izliyorlar. Uzaklarda bir çiftçi tarlasında durmuş, kara bulutların toplanışını ve ilk yağmur damlalarının susamış ekinlerin üzerine düşüşünü gülümseyerek izliyor. Başka bir yerde, bir ana baba çocuklarının ilk paytak adımlarını büyük bir keyifle seyrediyor.
2 Bu insanların hepsi, farkında olsun ya da olmasınlar aynı özellikten, Yehova Tanrı’nın iyiliğinden yararlanıyor. Bazı dindar kişiler “Allah büyüktür” sözünü sık sık yineler. Mukaddes Kitap ise bunu çok daha kuvvetle vurgular. “Onun iyiliği ne büyük!” der. (Zekarya 9:17) Oysa, günümüzde bu sözlerin anlamını gerçekten bilenlerin pek fazla olmadığı görülüyor. Acaba Yehova Tanrı’nın iyiliği aslında neler içerir ve her birimizi nasıl etkiler?
Tanrı’nın Sevgisinin Göze Çarpan Bir Yönü
3, 4. İyilik nedir, iyiliğin Tanrı’nın sevgisinin bir ifadesi olarak nitelenmesi neden belki en doğru tanımdır?
3 “İyilik”, çağdaş birçok dilde oldukça genel bir sözcüktür. Oysa Mukaddes Kitapta açıklandığı gibi, iyilik bir erdem, ahlaksal yönden mükemmelliktir. Öyleyse bu anlamda, iyiliğin Yehova’nın özünde var olduğu söylenebilir. O’nun güç, adalet ve hikmet gibi, tüm nitelikleri tam anlamıyla iyidir. Yine de iyiliğin, Yehova’nın sevgisinin bir ifadesi olarak nitelenmesi belki de onun en doğru tanımıdır. Neden?
4 İyilik başkalarına davranışlarla gösterilen etkin bir niteliktir. Resul Pavlus, insanların gözünde, iyiliğin doğruluktan daha çekici olduğunu belirtti. (Romalılar 5:7) Doğru bir insandan yasalara sadakatle bağlı kalması beklenirse de, iyi insan daha da fazlasını yapar. Kendi inisiyatifiyle bir şeyler yaparak başkalarına yararlı olabilmek için fırsat kollar. Göreceğimiz gibi, Yehova’nın bu anlamda iyi olduğu kesindir. Bu iyiliğin O’nun sınırsız sevgisinden kaynaklandığı açıktır.
5-7. İsa “İyi Öğretmen” diye nitelenmeyi neden reddetti; böylece hangi önemli gerçeği doğruladı?
5 Yehova iyiliği bakımından da eşsizdir. İsa’nın ölümünden kısa süre önce soru sormak amacıyla yanına gelen bir adam ona “İyi öğretmen” diye hitap etmişti. Ama İsa ona, “bana neden iyi diyorsun? . . . . İyi olan yalnız biri var, O da Tanrı’dır” diye karşılık verdi. (Markos 10:17, 18, YÇ) Onun bu sözünü şaşırtıcı bulabilirsiniz. İsa adamın sözünü neden düzeltti? Aslında o “İyi öğretmen” değil miydi?
6 Adam “İyi öğretmen” unvanını herhalde sırf İsa’yı pohpohlamak amacıyla kullanmıştı. İsa ise alçakgönüllülükle ona böyle yüceltici bir ifadeyi kendisi için değil, mutlak anlamda iyi olan gökteki Babası için kullanması gerektiğini gösterdi. (Süleymanın Meselleri 11:2) Fakat aynı zamanda önemli bir gerçeği de doğruladı. İyi konusundaki standardı yalnızca Yehova belirleyebilir. Neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verme hakkı mutlak biçimde O’na aittir. Âdem ve Havva iyiyi ve kötüyü bilme ağacından yiyerek O’na başkaldırıp bu hakkı ele geçirmeye çalıştılar. İsa ise onların tam tersine, alçakgönüllülükle, standartları belirlemeyi Babasına bıraktı.
7 Üstelik İsa, Yehova’nın gerçekten iyi olan her şeyin kaynağı olduğunu da biliyordu. “Her nimet, her mükemmel armağan” O’ndan gelir. (Yakub 1:17, YÇ) Şimdi Yehova’nın iyiliğinin cömertliğinden nasıl açıkça belli olduğunu inceleyelim.
Yehova’nın İyiliğinin Yüceliğini Gösteren Kanıtlar
8. Yehova iyiliğini tüm insanlara nasıl göstermektedir?
8 Yer üzerinde Yehova’nın iyiliğinden yararlanmayan kimse yoktur. Mezmur 145:9 “RAB herkese iyidir” der. O’nun iyiliğinin herkesi kapsadığını neler gösterir? Mukaddes Kitap, Yehova “gökten yağmurlar ve semereli mevsimler vererek ve yüreklerinizi yemek ve sevinçle doldurup iyilik ederek kendisini şahitsiz bırakmamıştır” der. (Resullerin İşleri 14:17) Enfes bir yemek yediğinizde kendinizde bir canlılık hissetmiyor musunuz? Eğer Yehova iyiliği sayesinde yeryüzünde tatlı su kaynaklarını sürekli besleyen çevrimi ve bol ürün veren ‘semereli mevsimleri’ tasarlamasaydı, yiyecek hiçbir şey olamazdı. Yehova’nın bu iyiliğinden sadece O’nu sevenler değil, herkes yararlanıyor. İsa “o, güneşini kötülerin ve iyilerin üzerine doğdurur; ve salih olanlar ile olmıyanların üzerine yağmur yağdırır” dedi.—Matta 5:45.
Yehova size ‘gökten yağmurlar ve semereli mevsimler verdi’
9. Yehova’nın iyiliği elmayla nasıl örneklenebilir?
9 Birçok kişi, güneşin sürekli devinimi, yağmurlar ve verimli mevsimler yoluyla insanlığa gösterilen muazzam cömertliği olağan sayıyor. Buna bir örnek olarak elmayı ele alalım. O yeryüzünün tüm ılıman bölgelerinde yetişen, sıradan bir meyvedir. Böyle olmakla birlikte güzel, lezzetli, sulu, besin değeri yüksek bir yiyecektir. Dünya çapında, rengi kırmızıdan altın sarısına ve yeşile, büyüklüğü iri bir kirazdan greyfurta kadar değişen yaklaşık 7.500 elma türü olduğunu biliyor muydunuz? Minicik bir elma çekirdeği avcunuzun içinde önemsiz gibi görünür. Oysa bu çekirdekten en güzel ağaçlardan biri yetişir. (Neşideler Neşidesi 2:3) Elma ağacı her ilkbahar şahane çiçeklerle bezenir; her sonbahar meyvesini verir. Ortalama büyüklükte bir ağaç her yıl –yaklaşık 75 yıl boyunca– 20 kilo ağırlığında 19 sandık elma verir!
Bu minicik çekirdekten insanlar için yıllarca besin ve zevk kaynağı olacak bir ağaç yetişecek
10, 11. Bize verdiği duyular, Tanrı’nın iyiliğini nasıl ortaya koyar?
10 İyiliği sonsuz olan Yehova bize, yaptığı işleri algılayıp onlardan zevk almamızı sağlayan duyulara sahip, “harika yaratılmış” bir beden verdi. (Mezmur 139:14, YÇ) Bu bölümün başında anlatılan sahneleri bir kez daha düşünün. O anları sevinçli kılan görüntüler nelerdi? Neşeli bir çocuğun al yanakları. Tarlanın üzerine düşen yağmur damlaları. Günbatımının kızıl, altın sarısı ve menekşe renkleri. Gözlerimiz 300.000’i aşkın farklı rengi ayırt edebilecek yetide tasarlanmıştır! Ayrıca, işitme duyumuz sayesinde, sevdiğimiz birinin sesindeki nüansı yakalar, ağaçlar arasından esen rüzgârın fısıltısından ya da küçük bir çocuğun coşkun kahkahalarından zevk alırız. Böyle manzaralar ve sesler bize acaba neden zevk veriyor? Çünkü Mukaddes Kitap, “işiten kulak ve gören göz, ikisini de RAB yaratmıştır” diyor. (Süleymanın Meselleri 20:12) Oysa, bunlar duyularımızın sadece ikisidir.
11 Koku duyusu da Yehova’nın iyiliğinin başka bir kanıtıdır. Burnumuz 10.000 kadar farklı kokuyu ayırt edebilir. Bunlardan sadece birkaçını, örneğin, en sevdiğiniz yiyeceğin, çiçeklerin, yerdeki yaprakların, ateşten yükselen dumanın kokusunu düşünün. Ve dokunma duyumuz sayesinde yüzümüzü okşayan meltemi, sevdiğimiz birinin kucaklayışının verdiği güveni, elimizdeki meyvenin tazeliğini hissedebiliriz. Meyveden bir ısırık aldığımızda, bu kez de tatma duyumuz devreye girer. Dilimizin üstündeki tat alma tomurcuklarıyla meyvenin kimyasal açıdan karmaşık yapısının oluşturduğu ince farkları ayırt ederken değişik tatları algılarız. Evet, Yehova’ya “iyiliğin ne büyüktür! Senden korkanlar için onu sakladın” diyerek duygularımızı dile getirmek için her nedene sahibiz. (Mezmur 31:19) Acaba Yehova’nın iyiliğini Kendisinden korkanlar için ‘saklaması’ ne anlama gelir?
İyiliğin Sonsuz Yararları
12. Yehova’nın sağladığı hangi nimetler çok büyük önem taşır, neden?
12 İsa, “‘insan yalnız ekmekle yaşamaz, fakat Allahın ağzından çıkan her bir sözle yaşar,’ diye yazılmıştır” demişti. (Matta 4:4) Gerçekten de, Yehova’nın sağladığı ruhi nimetler insanı sonsuz yaşama götüreceğinden, fiziki nimetlerden çok daha büyük yarar sağlayabilir. Bu kitabın 8. bölümünde, Yehova’nın geri verme gücünü, bu son günlerde ruhi bir cennet oluşturmak üzere kullandığını gördük. Bu cennetin esas özelliklerinden biri ruhi gıda bolluğudur.
13, 14. (a) Hezekiel peygamber rüyette neler gördü, bu bizim için ne anlama gelir? (b) Yehova sadık hizmetçilerine hayat veren hangi nimetleri sağlıyor?
13 Mukaddes Kitapta, Tanrı’nın insanlara geri vermeyi vaat ettiği şeylerle ilgili en büyük peygamberliklerden birinde, Hezekiel peygamber yeniden kurulup yüce bir konuma getirilen mabetle ilgili bir rüyet gördü. Bu mabetten çıkan sular akarken giderek genişleyip gürleşiyordu. Aktığı her yere nimetler getiriyordu. Her iki yanında besin ve şifa kaynağı ağaçlar yetişiyordu. Bu ırmak, içinde hiçbir canlının bulunmadığı tuzlu Ölü Deniz’e bile hayat ve bolluk getiriyordu! (Hezekiel 47:1-12) Acaba bütün bunlar ne anlama gelmekteydi?
14 Hezekiel’in gördüğü bu rüyet, Yehova’nın mabetle betimlenen pak tapınma için yaptığı düzenlemeyi yeniden başlatacağı anlamına gelmekteydi. Yehova’nın yaşam için sağladığı nimetler, Kendisine tapınanlara tıpkı rüyetteki ırmak gibi giderek daha da gür akacaktı. Pak tapınmanın yeniden başlatıldığı 1919’dan beri, Yehova hizmetçilerine hayat veren nimetler sağlıyor. Nasıl mı? Mukaddes Kitaplar, Mukaddes Kitaba dayalı yayınlar, haftalık cemaat ibadetleri, büyük ibadetler, milyonlarca insanın yaşamsal gerçekleri öğrenmesine yardım ediyor. Yehova bunlar sayesinde insanlara yaşam için gerekli en önemli nimeti hakkında bilgi veriyor. Bu nimet, Mesih’in kurban olarak sağladığı fidyedir. Bu sayede, Tanrı’yı gerçekten sevip O’ndan korkan herkesin O’nun gözünde temiz bir duruma gelerek sonsuz yaşam ümidine kavuşması mümkün oluyor.a Böylece bu son günlerde dünya ruhi açlık çekerken Yehova’ya tapınanlar ruhi ziyafete kavuşuyor.—İşaya 65:13.
15. Mesih’in Bin Yıllık yönetimi sırasında Yehova’nın iyiliği sadık insanlara hangi anlamda akacak?
15 Bu eski ortam son bulduğunda, Hezekiel’in rüyetindeki ırmağın akışı durmayacak. Tam tersine, Mesih’in Bin Yıllık yönetimi sırasında daha da gürleşecek. Yehova o zaman, gökteki Mesihi Krallık aracılığıyla, sadık insanların İsa’nın fidye kurbanının değerinden tam anlamıyla yararlanmalarını ve giderek kusursuzluğa erişmelerini sağlayacak. O gün, Yehova’nın iyiliği karşısında ne kadar çok sevineceğiz!
Yehova’nın İyiliğinin Başka Yönleri
16. Mukaddes Kitap Yehova’nın iyiliğinin başka nitelikleri de kapsadığını nasıl gösterir?
16 Yehova’nın iyiliği cömertlikten çok daha fazlasını kapsar. Tanrı Musa’ya “bütün iyiliğimi önünden geçireceğim . . . . adımı, RAB adını senin önünde duyuracağım” dedi. Kayıt devamen şunları söyler: ‘RAB onun önünden geçerek ‘Yehova, Yehova, çok acıyan ve lütfeden, geç öfkelenen ve inayeti ve hakikati çok olan Tanrı’ olduğunu ilan etti.’ (Çıkış [Mısır’dan Çıkış] 33:19, YÇ; 34:6, 7) Öyleyse, Yehova’nın iyiliği bazı güzel nitelikleri de kapsar. Bunlardan yalnızca ikisini ele alalım.
17. Lütufkâr olmak ne demektir, Yehova bu niteliği biz kusurlu insanlara nasıl gösteriyor?
17 ‘Lütuf.’ Bu nitelik Yehova’nın, yaratıklarına davranış tarzı hakkında bize çok şey anlatır. O, güç sahibi kimselerin çoğu kere davrandığı gibi sert, soğuk ve despotça değil, kibar ve nazik davranır. Örneğin, Yehova İbrahim’e ‘şimdi gözlerini kaldır ve bulunduğun yerden kuzeye, güneye, doğuya, batıya bak’ demişti. (Tekvin 13:14) Türkçe Mukaddes Kitap çevirilerinde olduğu gibi, birçok çeviride de bu ayetteki “lütfen” sözcüğü atlanmıştır. Oysa Mukaddes Kitap bilginleri, özgün İbranice metinde, bu ifadeyi emir olmaktan çıkarıp kibar bir ricaya dönüştüren bir takı bulunduğunu bildirirler. Başka ayetlerde de benzer durum görülür. (Tekvin 31:12; Hezekiel 8:5) Düşünün, evrenin Egemeni sıradan insanlara “lütfen” diyor! Kabalığın, saldırganlığın, terbiyesizliğin yaygın olduğu bir dünyada, Tanrımız Yehova’nın ne denli lütufkâr olduğunu düşündüğümüzde ferahlamıyor muyuz?
18. Yehova’nın hangi anlamda ‘hakikati çoktur’; bu sözler neden güven verir?
18 “Hakikati çok.” Sahtekârlık günümüz dünyasında bir yaşam tarzı olmuştur. Oysa Mukaddes Kitap bize “Allah insan değil ki, yalan söylesin” diye hatırlatmada bulunur. (Sayılar 23:19) Gerçekten de, Titus 1:2 ‘Tanrı yalan söyleyemez’ der. O yalan söyleyemeyecek kadar iyidir. Bu nedenle, vaatlerine kesinlikle güvenilebilir; sözleri mutlaka gerçekleşir. Yehova “hakikat Allahı” diye de nitelenir. (Mezmur 31:5) Sadece yalan söylememekle kalmaz, aynı zamanda hakikat bilgisini cömertçe dağıtır. Bilgi vermekten kaçınmaz, kapalı, gizemli değildir. Tersine, sınırsız hikmet dağarcığından cömertçe verdiği bilgilerle sadık hizmetçilerini aydınlatır.b Hatta onlara, ‘hakikatte yürüyebilmeleri’ için bildirdiği hakikatlere uygun yaşamayı da öğretir. (III. Yuhanna 3) Öyleyse, Yehova’nın iyiliği karşısında birey olarak tepkimiz ne olmalı?
‘Yehova’nın İyiliği Karşısında Yüzünüz Sevinçle Parlasın’
19, 20. (a) Şeytan Havva’nın, Yehova’nın iyiliğine duyduğu güveni nasıl sarsmaya çalıştı, sonuç ne oldu? (b) Yehova’nın iyiliği karşısında yerinde olarak tepkimiz ne olmalı, neden?
19 Şeytan, Aden bahçesinde Havva’yı ayartmaya onun Yehova’nın iyiliğine duyduğu güveni kurnazca sarsarak başladı. Yehova Âdem’e “bahçenin her ağacından istediğin gibi ye” demişti. O bahçeyi süsleyen binlerce ağaç arasından sadece biri Yehova tarafından yasaklanmıştı. Bununla birlikte, Şeytan’ın Havva’ya sorduğu ilk soruda kullandığı ifadeye dikkat edin: “Tanrı gerçekten, ‘Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?” (Tekvin [Yaratılış] 2:9, 16; 3:1, YÇ) Şeytan, Yehova’nın sözlerini çarpıtarak Havva’yı kendisinden iyi bir şeyin esirgendiğine inandırmaya çalıştı. Ne yazık ki, bu taktik onun istediği etkiyi yarattı. Sonradan dünyaya gelen birçok insan gibi, Havva da sahip olduklarının tümünü kendisine veren Tanrı’nın iyiliğinden şüphe etmeye başladı.
20 Böyle kuşkuların ne derin acı ve üzüntülere yol açtığını biliyoruz. Öyleyse, şu sözlere kulak verelim: “RAB’bin verdiği iyilikler karşısında . . . . yüzleri sevinçle parlayacak.” (Yeremya 31:12, YÇ) Yehova’nın iyiliği karşısında yüzümüz gerçekten sevinçle parlamalıdır. Böylesine iyilik dolu Tanrımızın niyetinden asla şüphe etmemeliyiz. O’na tamamen güvenebiliriz, çünkü O Kendisini sevenlerin yalnızca iyiliğini ister.
21, 22. (a) Yehova’nın iyiliğine ne şekillerde karşılık vermek isteyebiliriz? (b) Gelecek bölümde hangi niteliği irdeleyeceğiz; bu nitelik iyilikten ne bakımdan farklıdır?
21 Ayrıca, başka insanlarla Tanrı’nın iyiliği hakkında konuşma fırsatı bulduğumuzda da büyük sevinç duyuyoruz. Mezmur 145:7 Yehova’ya tapınanlar hakkında, “büyük iyiliğinin anılmasını ilân edecekler” der. Her gün Yehova’nın iyiliğinden herhangi bir şekilde yararlanıyoruz. Öyleyse, O’na iyiliklerinden ötürü, mümkünse bunların neler olduğunu açıkça belirterek her gün teşekkür etmeyi neden alışkanlık edinmeyelim? Her gün Yehova’nın iyiliklerini düşünerek O’na şükretmekle ve başka insanlarla O’nun bu niteliği hakkında konuşmakla, iyi Tanrımızı örnek aldığımızı gösteririz. Ve Yehova gibi iyilik yapmak için fırsat kollayarak O’na daha da yaklaşırız. Yaşlı resul Yuhanna, “sevgili kardeşim, kötüyü değil, iyiyi örnek al. İyilik yapan kişi Tanrı’dandır” diye yazmıştı.—III. Yuhanna 11, YÇ.
22 Yehova’nın iyiliği başka nitelikleriyle de bağlantılıdır. Örneğin, Tanrı’nın ‘vefalı sevgisi çoktur.’ (Çıkış 34:6) O iyilikten daha dar kapsamlı bir niteliktir, çünkü Yehova bu niteliği özellikle sadık hizmetçilerine gösterir. Gelecek bölümde O’nun bunu nasıl yaptığını öğreneceğiz.
a Yehova’nın iyiliği en güzel ifadesini fidyede bulur. Yehova uğrumuzda ölmesi için, yarattığı milyonlarca ruhi varlık arasından sevgili biricik Oğlu’nu seçti.
b Mukaddes Kitap yerinde olarak, hakikatle ışık arasında ilişki kurar. Mezmur yazarı ilahisinde, “gönder ışığını, gerçeğini” demişti. (Mezmur 43:3, YÇ) Yehova Kendisinden öğrenmek, aydınlanmak isteyenlere ruhi ışığını bol bol verir.—II. Korintoslular 4:6; I. Yuhanna 1:5.
-
-
“Yalnız Sen Vefalısın”Yehova’ya Yaklaşın
-
-
28. BÖLÜM
“Yalnız Sen Vefalısın”
1, 2. Vefasızlığın Kral Davud’un sık sık karşılaştığı bir olay olduğu neden söylenebilir?
KRAL DAVUD vefasızlığın ne olduğunu gayet iyi biliyordu. Fırtınalı geçen saltanatı sırasında bir ara kendisine komplo kuran soydaşlarının entrikalarıyla uğraşmak zorunda kalmıştı. Üstelik, dost bildiği bazı kişilerin ihanetine de uğramıştı. Bunun bir örneği Davud’un ilk karısı Mikal’di. İlk başta Davud’a gönlünü kaptırdığından, hiç kuşkusuz onu Kral olarak destekliyordu. Oysa sonraları, “yüreğinde onu hor gördü”, hatta Davud’un “bayağı adamlardan biri” olduğunu bile düşündü.—I. Samuel 18:20; II. Samuel 6:16, 20.
2 Bu konuda başka bir örnek de Davud’un özel danışmanı Ahitofel’dir. Onun öğütleri Yehova’nın ağzından çıkmış gibi kabul ediliyordu. (II. Samuel 16:23) Fakat zamanla, bu güvenilir dost hainlik yaparak Davud’a karşı örgütlenen isyana katıldı. Acaba bu komployu kim düzenlemişti? Davud’un öz oğlu Abşalom! Bu fırsatçı ve düzenbaz adam rakip bir kral gibi hareket ederek “İsrail adamlarının yüreğini çaldı.” Abşalom’un isyanı öylesine şiddetlendi ki, Kral Davud canını kurtarmak için sonunda kaçmak zorunda kaldı.—II. Samuel 15:1-6, 12-17.
3. Davud nasıl bir güvenceye sahipti?
3 Acaba Davud’a vefalı kalan kimse yok muydu? O bütün bu sıkıntıları yaşarken gerçekten böyle birinin var olduğunu biliyordu. Kimdi bu? Yehova Tanrı’dan başkası değil. Davud Yehova’ya “inayetli ile inayetli (vefalı ile vefalı) olursun” dedi. (II. Samuel 22:26) Vefa nedir ve Yehova bu niteliğin en soylu örneğini nasıl verir?
Vefa Nedir?
4, 5. (a) ‘Vefa’ nedir? (b) Sadakatten ne bakımdan farklıdır?
4 İbranice Kutsal Yazılar’da kullanıldığı şekliyle ‘vefa’, bir amaca sevgiyle sımsıkı sarılmak ve o amaç gerçekleşene dek onu bırakmamaktır. Sadakatten çok daha fazlasını gerektirir. Çünkü bir kimsenin sadık kalmasının nedeni sadece sorumluluk duygusu olabilir. Vefa ise sevgiden kaynaklanır. Üstelik, “sadık” sözcüğü cansız varlıklar için de kullanılabilir. Örneğin ay, geceleri düzenli şekilde görüldüğü için Mezmur yazarı, onu gökteki “sadık şahit” olarak nitelemişti. (Mezmur 89:37) Ne var ki, ayın vefalı olduğu söylenemez. Neden? Çünkü vefa sevginin bir ifadesidir ve cansız varlıklar vefa gösteremez.
Ay “sadık şahit” olarak nitelenirse de, sadece zekâ sahibi yaratıklar Yehova’nın vefasını gerçekten yansıtabilir
5 Kutsal Yazılar’daki anlamına göre, vefa sıcak bir niteliktir. Onu gösterenle gösterdiği kişi arasındaki iyi ilişkiyi ortaya koyar. Böyle bir vefa süreklidir. Rüzgâra göre yön değiştiren deniz dalgalarına benzemez. Aksine, vefa veya vefalı sevgi, en yıldırıcı engelleri bile aşabilecek azme ve güce sahiptir.
6. (a) Vefa insanlar arasında ne derece ender görülür; Mukaddes Kitap bunu nasıl belirtir? (b) Vefanın neler içerdiğini öğrenmenin en iyi yolu nedir, neden?
6 Günümüzde bu tarz vefanın ender görüldüğü bir gerçektir. Yakın dostlar birbirlerini ‘yıkmaktadırlar.’ Eşlerini terk edenler çoğalmaktadır. (Süleymanın Meselleri 18:24; Malaki 2:14-16) İhanet öylesine yaygındır ki, belki biz de Mika peygamber gibi, “dünyadan müttaki [vefalı] yok oldu” demekteyiz. (Mika 7:2) İnsanlar vefalı sevgi göstermeyi çoğu kez başaramıyorlarsa da, vefa Yehova’nın göze çarpan bir özelliğidir. Aslında, vefanın neler içerdiğini tam olarak öğrenebilmenin en iyi yolu, Yehova’nın sevgisinin bu önemli yönünü incelemektir.
Yehova’nın Eşsiz Vefası
7, 8. Neden yalnızca Yehova’nın vefalı olduğu söylenebilir?
7 Çağdaş bir tercümeye göre, Vahiy 15:4 Yehova için, ‘yalnız sen vefalısın’ der. Bu nasıl olabilir? İnsanlar ve melekler de bazen olağanüstü vefa göstermediler mi? (Eyub 1:1; Vahiy 4:8) Ya İsa Mesih için ne denebilir? O Tanrı’nın en başta gelen vefalı ve “sadık kulu” değil mi? (Mezmur 16:10, YÇ) Öyleyse, yalnızca Yehova’nın vefalı olduğu nasıl söylenebilir?
8 Her şeyden önce vefanın, Yehova’nın sevgisinin bir yönü olduğunu unutmayın. ‘Tanrı sevgi’ olduğuna, bu nitelik O’nunla özdeşleştiğine göre, vefayı O’ndan daha kusursuz biçimde kim gösterebilir? (I. Yuhanna 4:8) Aslında, melekler ve insanlar Tanrı’nın niteliklerini yansıtabilirlerse de, yalnızca Yehova en üst düzeyde vefalıdır. “Eskiden beri var” olduğundan, vefalı sevgiyi, gökte veya yerdeki her yaratıktan çok daha uzun zamandır göstermektedir. (Daniel 7:9, YÇ) Şu halde, Yehova vefanın ta kendisidir. Bu niteliği, hiçbir yaratığın Kendisiyle boy ölçüşemeyeceği bir şekilde gösterir. Şimdi bu konuda bazı örnekler ele alalım.
9. Yehova ‘bütün işlerinde nasıl vefalıdır’?
9 Yehova “bütün işlerinde inayetlidir (vefalıdır).” (Mezmur 145:17) Nasıl? Bunun cevabını 136. Mezmur veriyor. O mezmurda Yehova’nın İsrailoğullarını kurtardığı bazı olaylar anlatılıyor. Heyecan verici bir örnek, İsrail’in suları yarılan Kızıldeniz’den geçirilerek kurtarılmasıydı. Bu Mezmur’un her ayetinde, “çünkü inayeti (vefalı sevgisi) sonsuzdur” cümleciğinin vurgulanması dikkate değer. Bu Mezmur 289. sayfadaki “Derin Düşünün” köşesinde bulunmaktadır. Bu ayetleri okurken, Yehova’nın Kendisine tapınanlara vefalı sevgisini ne şekillerde gösterdiğini fark ettiğinizde etkilenmemeniz olanaksızdır. Evet, Yehova sadık hizmetçilerine vefasını onların yakarışlarını işitip, belirlediği zamanda harekete geçerek gösterir. (Mezmur 34:6) Vefalı kaldıkları sürece onlara duyduğu vefalı sevgi asla sarsılmaz.
10. Yehova standartları konusunda vefasını nasıl gösterir?
10 Yehova ayrıca Kendi standartlarına bağlı kalarak da hizmetçilerine vefa gösterir. Geçici heves ve duygulara kapılan bazı insanların tersine, iyi ve kötü konusundaki görüşünde kararsız değildir. Ruhçuluk, putperestlik ve adam öldürme gibi konulardaki görüşü binlerce yıldır değişmemiştir. Kendisi hakkında İşaya peygamber aracılığıyla şu gerçeği belirtir: “İhtiyarlığınıza kadar da ben oyum.” (İşaya 46:4) Bu nedenle, Tanrı’nın ahlak konusunda gösterdiği yolu izlemenin bize yarar sağlayacağına güvenebiliriz.—İşaya 48:17-19.
11. Yehova’nın, vaatlerine sadık kaldığını gösteren örnekler verin.
11 Yehova, vaatlerine sadık kalarak da vefa gösterir. Olacağını bildirdiği her olay gerçekleşir. Bu nedenle, “ağzımdan çıkan sözüm . . . . bana boş dönmeyecektir, fakat murat ettiğim şeyi yapacak ve yapsın diye onu gönderdiğim işi başaracak” der. (İşaya 55:11) Sözüne sadık kalarak hizmetçilerine vefa gösterir. Yapmayı düşünmediği bir işi boş yere heyecanla beklemelerini istemez. Yehova bu konuda kusursuz bir isim yaptığından, hizmetçisi Yeşu “RABBİN İsrail evine söylemiş olduğu bütün iyi sözlerden hiç bir söz boşa çıkmadı; hepsi oldu” diyebildi. (Yeşu 21:45) Öyleyse, Yehova’nın vaatlerini yerine getirerek, bizi asla düş kırıklığına uğratmayacağından emin olabiliriz.—İşaya 49:23; Romalılar 5:5.
12, 13. Yehova’nın vefalı sevgisi hangi yönlerden “sonsuzdur”?
12 Daha önce belirtildiği gibi, Mukaddes Kitap Yehova’nın vefalı sevgisinin ‘sonsuz’ olduğunu söyler. (Mezmur 136:1) Hangi yönlerden? Birincisi, Yehova’nın bağışlaması geçici değildir. 26. bölümde ele alındığı gibi, bağışladığı kişinin geçmişte işlediği hatalar üzerinde tekrar durmaz. ‘Hepimiz günah işleyip Tanrı’nın izzetinden mahrum kaldığımızdan’ Yehova’ya vefalı sevgisinin sonsuzluğu nedeniyle müteşekkir olmalıyız.—Romalılar 3:23.
13 Yehova’nın vefalı sevgisi başka bir bakımdan da sonsuzdur. Sözü, doğru kişi hakkında “akar sular kenarına dikilmiş ağaç gibidir, meyvasını mevsiminde verir, ve yaprağı solmaz; yaptığı her iş de iyi gider” demektedir. (Mezmur 1:3) Yaprağı hiç solmayan verimli bir ağacı düşünün! Şu halde, Tanrı’nın Sözünden gerçekten zevk alırsak yaşamımız uzun, huzurlu ve verimli olur. Yehova’nın sadık hizmetçilerine vefayla sunduğu nimetler sonsuzdur. Gerçekten de, Yehova’nın oluşturacağı adil yeni dünyada, itaatli insanlık sonsuza dek O’nun vefalı sevgisinin tadını çıkaracak.—Vahiy 21:3, 4.
Yehova Vefalı Olanları Bırakmaz
14. Yehova hizmetçilerinin vefasına değer verdiğini nasıl gösterir?
14 Yehova vefasını defalarca göstermiştir. Tam anlamıyla tutarlı olduğundan, sadık hizmetçilerine gösterdiği vefa hiçbir zaman azalmaz. Mezmur yazarı “genç idim, ve şimdi ihtiyar oldum; ve salihin bırakıldığını görmedim, ne de zürriyetini ekmek dilenmekte. Çünkü RAB hakkı sever, ve müttakilerini (vefalı olanları) bırakmaz” diye yazdı. (Mezmur 37:25, 28) Yehova Yaratıcımız olduğundan, tapınılmaya layıktır. (Vahiy 4:11) Yine de, vefası nedeniyle, sadakatle yaptığımız işlere değer verir.—Malaki 3:16, 17.
15. Yehova’nın İsrailoğullarına davranışlarıyla vefasını nasıl gösterdiğini açıklayın.
15 Yehova, sevgisi vefalı olduğundan, hizmetçilerine sıkıntıya düştüklerinde daima yardım eder. Mezmur yazarı “O müttakilerinin (vefalı kullarının) canlarını korur; kötülerin elinden onları azat eder” der. (Mezmur 97:10) Örneğin, İsrailoğullarına davranış tarzını ele alalım. Onlar Kızıldeniz’den mucizeyle kurtarıldıktan sonra söyledikleri ilahide “kurtardığın kavma inayetinle (vefalı sevginle) rehber oldun” diyerek Yehova’ya şükranlarını ifade ettiler. (Çıkış 15:13) Kızıldeniz’deki kurtuluş hiç şüphesiz Yehova’nın vefalı sevgisinden kaynaklanıyordu. Musa bu nedenle İsrailoğullarına şunları dedi: “RABBİN sizi sevmesi ve sizi seçmesi bütün kavmlardan daha çok olduğunuz için değildi; çünkü bütün kavmlardan az idiniz; fakat RAB sizi sevdiği, ve atalarınıza ettiği andı tutmak istediği için RAB sizi kudretli elle çıkardı, ve kölelik evinden, Mısır kıralı Firavunun elinden sizi kurtardı.”—Tesniye 7:7, 8.
16, 17. (a) İsrailoğulları nasıl şaşırtıcı bir takdirsizlik gösterdiler; Yehova yine de onlara nasıl merhametle davrandı? (b) İsrailoğullarının çoğu “şifa bulmaz” kişiler olduğunu nasıl gösterdi; bu örnek bizim için neden uyarıcıdır?
16 İsrailoğulları Mısır’dan kurtarıldıktan sonra, Yehova’ya ‘karşı yine suç etmeye, Yüce Olana karşı isyan etmeye devam ederek’ milletçe O’nun vefalı sevgisine takdirsizlik gösterdiler. (Mezmur 78:17) Yüzyıllar boyu, Yehova’yı defalarca terk edip sahte tanrılara ve kendilerini kirletmekten başka işe yaramayan pagan alışkanlıklarına dönerek başkaldırdılar. Yine de, Yehova ahdini bozmadı. Aksine, Yeremya peygamber aracılığıyla onlara ricada bulunarak “ey dönek İsrail, geri gel, . . . . size öfkeli bakmıyacağım; çünkü ben inayetliyim (vefalıyım)” dedi. (Yeremya 3:12) Ne var ki, 25. bölümde anlatıldığı gibi, İsrailoğullarının çoğu tutumunu değiştirmedi. Gerçekten de, “Allahın ulakları ile eğlendiler, ve sözlerini hor gördüler, ve peygamberlerile istihza ettiler.” Sonuç ne oldu? En sonunda, ‘RABBİN kızgınlığı şifa bulmaz derecede kavmine karşı yükseldi.’—II. Tarihler 36:15, 16.
17 Bundan ne öğreniyoruz? Şunu: Yehova körü körüne vefa göstermez. Vefalı sevgisinin bol olduğu ve merhamet göstermek için geçerli bir neden varsa bunu memnuniyetle yaptığı bir gerçektir. Ama eğer suçlu ıslah olmaz derecede kötü biriyse, O ne yapar? Bu durumda, Kendi doğruluk standardına sıkıca bağlı kalarak onun aleyhinde hüküm verir. Musa’nın dediği gibi, ‘hiçbir suçu cezasız bırakmaz.’—Çıkış [Mısır’dan Çıkış] 34:6, 7, YÇ.
18, 19. (a) Yehova’nın kötüleri cezalandırması da neden vefasından kaynaklanan bir eylemdir? (b) Yehova zulmedilerek öldürülen hizmetçilerine vefasını ne şekilde gösterecek?
18 Tanrı’nın kötüleri cezalandırması da vefasından kaynaklanan bir eylemdir. Nasıl mı? Vahiy kitabında anlatılan Yehova’nın yedi meleğe verdiği emirlerde bu görülür: “Gidin, ve Allahın gazabının yedi tasını yeryüzüne boşaltın.” Üçüncü melek tasını “ırmaklara ve suların pınarlarına boşalttı” ve onlar kan oldu. O zaman melek Yehova’ya “ey var olan ve var olmuş olan Kuddûs (vefalı), âdilsin, çünkü böyle hükmettin; çünkü mukaddeslerin ve peygamberlerin kanını döktüler, ve onlara içmek için kan verdin; lâyıktırlar” dedi.—Vahiy 16:1-6.
Yehova ölüme dek vefa gösterenleri vefayla hatırlayıp diriltecektir
19 Meleğin bu hüküm mesajını verirken, sözlerinin arasında Yehova’ya nasıl hitap ettiğine dikkat edin; çağdaş bir çeviri burada “Kuddûs” yerine “vefalı” sözcüğünü kullanıyor. Neden? Çünkü Yehova kötüleri yok ederek hizmetçilerine vefasını göstermektedir; bu hizmetçilerinden birçoğu zulmedilerek öldürülmüştü. Yehova böyle sadık kimselere vefa göstererek onları belleğinde tutar. Aramızdan ayrılan bu kişileri tekrar görmeyi içtenlikle arzular ve Mukaddes Kitap O’nun amacının böyle kimseleri dirilterek ödüllendirmek olduğunu söyler. (Eyub 14:14, 15) Yehova vefalı hizmetçilerini artık hayatta olmadıkları için unutmaz. O’nun gözünde ‘hepsi diridirler.’ (Luka 20:37, 38) O’nun, belleğindekilere tekrar hayat vermeyi amaçlaması vefasının etkili bir kanıtıdır.
Bernard Luimes (solda) ve Wolfgang Kusserow (ortada) Nazilerce idam edildiler
Moses Nyamussua (sağda) siyasi bir grup tarafından mızraklanarak öldürüldü
Yehova’nın Vefalı Sevgisi Kurtuluş Yolunu Açar
20. “Merhamet kapları” kimlerdir; Yehova onlara nasıl vefa gösterir?
20 Yehova tarih boyunca, sadık insanlara olağanüstü vefa gösterdi. Gerçekten de, binlerce yıl “helâke hazırlanmış olan gazap kaplarına çok sabırla tahammül etti.” Neden mi? “Önceden izzet için hazırladığı merhamet kapları üzerine . . . . izzetinin zenginliğini bildirmek için.” (Romalılar 9:22-24) Gökteki Krallığın Mesih’le birlikte mirasçısı olmak üzere mukaddes ruhla meshedilen bu “merhamet kapları” sonsuz yaşamla ilgili doğru tutuma sahip kimselerdir. (Matta 19:28) Yehova bu merhamet kaplarına kurtuluş yolunu açarak, ‘senin soyun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar nimetler elde edecekler’ vaadinde bulunduğu İbrahim’e vefasını gösterdi.—Tekvin 22:18.
Yehova’nın vefası sayesinde tüm sadık hizmetçileri gelecek konusunda güvenilir bir ümide sahiptir
21. (a) Yehova “büyük sıkıntıda” sağ kalmayı bekleyen ‘büyük kalabalığa’ nasıl vefa gösteriyor? (b) Yehova’nın vefası sizi ne yapmaya yöneltiyor?
21 Yehova aynı vefayı, “büyük sıkıntıda” sağ kalarak yeryüzündeki cennette sonsuza dek yaşamayı bekleyen ‘büyük kalabalığa’ da gösteriyor. (Vahiy 7:9, 10, 14) Hizmetçilerine, kusurlu olmalarına rağmen vefa göstererek yeryüzündeki cennette ebediyen yaşama olanağı veriyor. Bunu nasıl yapıyor? Vefasının en büyük göstergesi olan fidye sayesinde. (Yuhanna 3:16; Romalılar 5:8) Yehova’nın vefası adalete güçlü bir özlem duyanları cezbeder. (Yeremya 31:3) Gösterdiği ve göstereceği derin vefanın sizi O’na yaklaştırdığını hissetmiyor musunuz? Tanrı’ya yaklaşmayı arzu ettiğimize göre, O’na vefayla hizmet etme kararımızı pekiştirerek sevgisine karşılık verelim.
-
-
‘Mesih’in Sevgisini Kavramak’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
29. BÖLÜM
‘Mesih’in Sevgisini Kavramak’
1-3. (a) İsa’da Babasına benzeme isteği uyandıran neydi? (b) İsa’nın sevgisinin hangi yönlerini inceleyeceğiz?
BABASINA benzemeye çalışan küçük bir çocuk görmüşsünüzdür. Babasının yürüyüşünü, konuşma tarzını, hareketlerini taklit ediyor olabilir. Zamanla onun ahlaki ve manevi değerlerini de benimseyebilir. Evet, çocuğun biricik babasına duyduğu sevgi ve hayranlık, onda babasına benzeme isteği uyandırır.
2 Acaba İsa ile gökteki Babası arasındaki ilişki konusunda ne denebilir? İsa bir keresinde “ben Babayı severim” demişti. (Yuhanna 14:31) Hiç kimse Yehova’yı, diğer varlıkların yaratılmasından çok önceleri de Babasıyla birlikte olan bu Oğul’dan daha fazla sevemez. Bu sevgi, sadık Oğul’un Babasına benzemek istemesine neden oldu.—Yuhanna 14:9.
3 İsa’nın, Yehova’nın kudret, adalet ve hikmet niteliklerini nasıl kusursuz şekilde örnek aldığını daha önceki bölümlerde inceledik. Acaba o, Babasının sevgisini hangi yollarla yansıttı? Şimdi İsa’nın sevgisinin üç yönünü –özveri ruhunu, derin şefkatini ve bağışlayıcılığını– inceleyelim.
“Daha Büyük Sevgi Kimsede Yoktur”
4. İsa, yeryüzünde özverili sevginin en büyük örneğini nasıl verdi?
4 İsa özverili sevgi konusunda göze çarpan bir örnekti. Özveri, başkalarının sorunlarını ve gereksinimlerini hiçbir çıkar gözetmeden kendimizinkilerden önde tutmaktır. İsa böyle bir sevgiyi acaba nasıl gösterdi? Bunu kendisi, “Bir adamın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük sevgi kimsede yoktur” diyerek açıkladı. Gerçekten de, kendi kusursuz yaşamını bizler için feda etti. (Yuhanna 15:13) Bu, bir insanın gösterdiği en büyük sevgidir. Fakat İsa özverili bir sevgiye sahip olduğunu başka şekillerde de gösterdi.
5. Tanrı’nın biricik Oğlu’nun gökleri bırakması neden sevgiden kaynaklanan bir özveriydi?
5 Tanrı’nın biricik Oğlu insan olarak dünyaya gelmeden önce göklerde ayrıcalıklı ve yüce bir konumda bulunuyordu. Yehova’yla ve pek çok ruhi yaratıkla yakın dostluğa sahipti. Ama sahip olduğu bütün bu özel avantajlara rağmen, “kul suretini aldı, ve insanların benzeyişinde olarak kendini hâli kıldı.” (Filipililer 2:7) “Kötü olanın denetiminde” bulunan bir dünyada günahkâr insanların arasında yaşamaya razı oldu. (I. Yuhanna 5:19, YÇ) O böylece sevgiden kaynaklanan muazzam bir özveride bulunmamış mıydı?
6, 7. (a) İsa yeryüzündeki hizmeti boyunca çıkarsız sevgiyi ne şekillerde gösterdi? (b) Yuhanna 19:25-27’de çıkarsız sevgiye ilişkin hangi örnek kayıtlıdır?
6 İsa yeryüzündeki hizmeti boyunca özverili sevgiyi çeşitli şekillerde gösterdi. Asla çıkarını düşünmedi. Kendini hizmetine öylesine vermişti ki, gündelik yaşamda alışılmış rahatlıklardan bile bu uğurda vazgeçti. “Tilkilerin inleri, ve gök kuşlarının yuvaları vardır; fakat İnsanoğlunun başını yaslıyacak yeri yok” dedi. (Matta 8:20) Usta bir marangoz olduğundan, isteseydi zamanının bir kısmını kendine rahat bir ev inşa etmeye ya da güzel mobilyalar yapıp satarak para kazanmaya ayırabilirdi. Ama becerilerini maddi kazanç elde etmek için kullanmadı.
7 İsa’nın özverili sevgisine ilişkin gerçekten dokunaklı bir örnek, Yuhanna 19:25-27’de kayıtlıdır. Öleceği günün öğleden sonrası zihninin ve yüreğinin nelerle meşgul olduğunu bir düşünün. Direk üzerinde can çekişirken bile düşüncesi, öğrencilerini, vaaz etme işi, özellikle bütünlüğünü koruması ve bunun Babasının ismi üzerinde bırakacağı etkiydi. Gerçekten de, insanlığın tüm geleceği kendisine bağlıydı! Buna rağmen, ölümünden birkaç dakika önce, muhtemelen o sırada dul olan annesi Meryem için de duyduğu endişeyi dile getirdi. Resul Yuhanna’dan, Meryem’le öz annesiymiş gibi ilgilenmesini rica etti; bu resul ondan sonra Meryem’i kendi evine aldı. İsa böylece annesinin fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarıyla ilgilenilmesini de sağladı. Çıkarsız sevginin ne müşfik bir ifadesi!
“Acıdı”
8. Kutsal Yazılarda, İsa’nın acıma duygusunu tanımlamak üzere kullanılan Yunanca sözcüğün anlamı nedir?
8 İsa da Babası gibi şefkatliydi. Kutsal Yazılar, İsa’nın ıstırap çekenlerin acılı durumundan derinden etkilendiğini, bu nedenle de onlara yardım elini uzattığını anlatır. Onun acıma duygusunu tanımlamak üzere “acıdı” karşılığında Yunanca bir sözcük kullanılır. Bir bilgin “bunun, insanı iliklerine kadar etkileyen bir duygu olduğunu” söyler. Bu ifade, Yunanca’da acıma duygusunu anlatan en kuvvetli sözcüktür. Şimdi İsa’nın insanlara derinden acıdığından kendini onlar için bir şeyler yapmaya zorunlu hissettiği bazı olayları ele alalım.
9, 10. (a) İsa ve resullerinin sessiz bir yer aramalarına hangi koşullar neden oldu? (b) İsa kalabalığın, kendisine dinlenme fırsatı vermemesi karşısında nasıl tepki gösterdi, neden?
9 Ruhi ihtiyaçları karşıladı. Markos 6:30-34’teki kayıt, İsa’nın insanlara acımasının gerçek nedenini ortaya koyar. O sahneyi zihninizde canlandırın. Resuller vaaz etmek amacıyla yaptıkları geniş bir turu tamamlamanın heyecanı içindeydiler. İsa’nın yanına dönerek gördükleri ve işittiklerini hararetle anlattılar. Ama etraflarına toplanan büyük bir kalabalık onlara yemek yemeleri için bile fırsat bırakmadı. Resullerin bitkin düştükleri, devamlı uyanık olan İsa’nın gözünden kaçmadı. Onlara “ıssız yere gelin, ve biraz dinlenin” dedi. Kayığa binip Galile Gölü’nün kuzey ucundan sessiz bir yere doğru yol aldılar. Ne var ki, halk gittiklerini görmüştü. Başkaları da bunu işitti. Hepsi birden gölün kuzey kıyısından koşarak kayıktan önce oraya vardılar.
10 Acaba İsa kendisine dinlenme fırsatı vermedikleri için rahatsız oldu mu? Kesinlikle hayır! Kendisini binlerce kişinin beklediğini görünce çok duygulandı. Markos bu konuda şunları yazdı: “[İsa] büyük bir kalabalık gördü ve onlara acıdı, zira çobanı olmıyan koyunlar gibi idiler, ve onlara çok şeyler öğretmeğe başladı.” Bu insanlara ruhi gereksinimleri olan bireyler gözüyle baktı. Kendilerini güdecek veya koruyacak çobanları olmadığından çaresizlik içinde başıboş dolaşan koyunlara benziyorlardı. İsa, sürüleriyle özenle ilgilenmeleri gereken dinsel liderlerin, yüreklerinin katılığından ötürü, sıradan insanları ihmal ettiklerini biliyordu. (Yuhanna 7:47-49) Acıdığı bu insanlara Tanrı’nın Krallığı hakkında bilgi vermeye başladı. (Luka 9:11) Öğretimine verecekleri karşılığı daha görmeden onlara acıdığına dikkat edin. Başka sözlerle, duyduğu derin şefkat, insanlara Tanrı’nın Sözünü öğrettikten sonra içinde uyanan bir duygu değil, onlara öğretmesinin asıl nedeniydi.
‘Elini uzattı ve ona dokundu’
11, 12. (a) Mukaddes Kitap devirlerinde cüzamlılara nasıl davranılırdı, ama “cüzamla dolu” bir adam yanına geldiğinde İsa’nın tepkisi ne oldu? (b) İsa’nın dokunuşu cüzamlıyı nasıl etkilemiş olmalı; bir doktorun deneyimi bunu nasıl gösterir?
11 Acıları dindirdi. Çeşitli rahatsızlıkları olan insanlar şefkatini hissettiklerinden İsa’ya yaklaştılar. Bu, özellikle ardında bir insan kalabalığıyla yürümekte olan İsa’ya “cüzamla dolu” bir adam yaklaştığında açıkça belli oldu. (Luka 5:12) Mukaddes Kitap devirlerinde, cüzamlılar hastalığın başkalarına bulaşmaması için karantinaya alınırlardı. (Sayılar 5:1-4) Fakat cüzam konusunda acımasız bir görüşe sahip olan hahamlar kendi koydukları ağır kuralları halka zorla kabul ettirdiler.a İşte bu nedenle, İsa’nın o cüzamlıya gösterdiği tepkiye dikkat edin: “Bir cüzamlı İsaya geldi ve kendisine yalvararak diz çöküp ona dedi: Eğer istersen beni temizleyebilirsin. O da acıyarak, elini uzattı, ve ona dokundu ve kendisine: İsterim, temiz ol, dedi. Cüzam hemen ondan gitti, ve temiz oldu.” (Markos 1:40-42) İsa cüzamlının orada bulunmasının dahi kanuna aykırı olduğunu biliyordu. Ama adamın durumundan öylesine etkilendi ki, onu oradan uzaklaştırmak şöyle dursun, inanılmaz bir davranışta bulundu. Ona dokundu!
12 O cüzamlı için bu dokunuşun anlamını düşünebiliyor musunuz? Şu örneğe dikkat edin: Cüzam uzmanı Dr. Paul Brand, Hindistan’da tedavi ettiği bir cüzamlıyla arasında geçenleri anlatıyor. Muayenesi sırasında elini cüzamlının omzuna koyup adama uygulayacağı tedaviyi bir çevirmen aracılığıyla açıklamış. Cüzamlı birden ağlamaya başlamış. Doktor “yanlış bir söz mü söyledim?” diye sormuş. Çevirmen bu soruyu tercüme ettiğinde, genç adam “Hayır doktor. Elini omzuma koyduğun için ağlıyorum. Buraya geldiğimden beri bunca yıldır kimse bana dokunmadı” demiş. İsa’nın yanına gelen cüzamlı için ise bu dokunuşun daha da büyük bir anlamı olmalıydı. Onu toplum dışına iten hastalığı bu tek dokunuşla kaybolmuştu!
13, 14. (a) İsa Nain kentine yaklaştığı sırada neyle karşılaştı; bu olayın en acıklı yönü neydi? (b) İsa Nainli dul kadına acıdığından ne yaptı?
13 Kederi dindirdi. Başkalarının kederi İsa’yı derinden etkiliyordu. Örneğin, Luka 7:11-15’te kayıtlı olayı ele alalım. Bu onun, yerdeki hizmetinin ortalarında, Galile’deki Nain kentinin dış mahallelerine yaklaştığı sırada geçen bir olaydı. Şehir kapısının yakınında bir cenaze alayıyla karşılaştı. Çok acıklı bir durumdu. Dul ananın biricik oğlu olan bir genç ölmüştü. Kadın muhtemelen daha önce de böyle bir cenazede bulunmuştu. O zaman ölen kocasıydı. Bu kez ise ölen belki de tek dayanağı olan oğluydu. Bir kalabalık kadına eşlik ediyordu ve herhalde bu kalabalığın içinde ağıt yakanlar ve matem müziği çalan çalgıcılar da vardı. (Yeremya 9:17, 18; Matta 9:23) Ama İsa gözlerini herhalde oğlunun tabutunun yanında yürüyen kederli anneye dikmişti.
14 İsa yaslı anneye “acıdı.” Güven veren bir ses tonuyla ona “ağlama” dedi. Kendiliğinden yaklaşıp tabuta dokundu. Tabutu taşıyanlar ve muhtemelen tüm kalabalık durdu. İsa güçlü bir sesle ölüye “ey genç, sana diyorum: Kalk” dedi. Sonra ne oldu? “Ölü” derin bir uykudan uyanırcasına “kalktı, oturdu, ve konuşmağa başladı.” Sonra kaydın en dokunaklı kısmı geliyor: “İsa onu anasına verdi.”
15. (a) Mukaddes Kitabın İsa’nın insanlara acıdığını anlatan kayıtları, şefkat duymak ile harekete geçmek arasında nasıl bir bağlantı olduğunu gösterir? (b) İsa’yı bu konuda nasıl örnek alabiliriz?
15 Bu kayıtlardan ne öğreniyoruz? Her olayda şefkat duymak ile harekete geçmek arasındaki bağlantıya dikkat edin. İsa ıstırap çekenlere her zaman acıyor, fakat acımakla da kalmayıp mutlaka bir şeyler yapıyordu. Biz onu nasıl örnek alabiliriz? Takipçileri olduğumuzdan, iyi haberi duyurma ve insanları onun öğrencisi yapma sorumluluğu taşıyoruz. Bizi buna yönelten asıl etken Tanrı’ya duyduğumuz sevgidir. Ama bunun aynı zamanda şefkat gerektiren bir iş olduğunu da unutmayalım. İsa gibi biz de insanlarla duygudaş olursak, yüreğimiz bizi iyi haberi onlarla paylaşmak üzere elimizden geleni yapmaya yöneltecektir. (Matta 22:37-39) Öte yandan, ıstırap ve keder içindeki iman kardeşlerimize şefkatle davranmak konusunda ne diyebiliriz? Ne fiziksel acıları dindirecek ne de ölüleri diriltecek mucizeler yapabiliriz. Bununla birlikte, ilgimizi ifade etmek ya da gereken yardımda bulunmak üzere inisiyatif kullanarak onlara şefkatle davranabiliriz.—Efesoslular 4:32.
“Baba, Onları Bağışla”
16. İsa işkence direği üzerindeyken bile bağışlayıcı olduğunu nasıl gösterdi?
16 İsa, Babasının sevgisini başka önemli bir yolla –“bağışlayıcı” olmakla– da kusursuzca yansıttı. (Mezmur 86:5, YÇ) İşkence direği üzerinde bile bağışlayıcı olduğunu gösterdi. Yüz kızartıcı şekilde ellerinden ve ayaklarından çivilenmiş olarak ölürken acaba ne söyledi? Yehova’dan, kendisini idam edenleri cezalandırmasını mı diledi? Tam tersine, son sözleri arasında şunlar vardı: ‘Baba, onları bağışla; çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar.’—Luka 23:34.b
17-19. İsa, kendisini üç kez inkâr eden resul Petrus’u bağışladığını ne şekillerde gösterdi?
17 İsa’nın bağışlayıcı olduğunu gösteren belki daha da dokunaklı bir örnek, resul Petrus’a davranış tarzıdır. Petrus şüphesiz İsa’yı gönülden seviyordu. Ona yeryüzündeki yaşamının son gecesi olan 14 Nisan’da “ya Rab, seninle hem zindana, hem ölüme gitmeğe hazırım” demişti. Oysa sadece birkaç saat sonra, İsa’yı tanıdığını bile üç kez inkâr etti! Mukaddes Kitap, Petrus İsa’yı üçüncü kez inkâr ettikten sonra olanları bize anlatır: “Rab dönüp Petrusa baktı.” İşlediği günah yüzünden ağır bir vicdan azabı çeken Petrus “dışarı çıkıp acı acı ağladı.” Aynı gün İsa öldükten sonra o ‘acaba Rabbim beni bağışladı mı?’ diye kara kara düşünmüş olabilir.—Luka 22:33, 61, 62.
18 Petrus’un bunun cevabını uzun zaman beklemesi gerekmedi. İsa 16 Nisan sabahı diriltildi ve anlaşılan aynı gün Petrus’u ziyaret etti. (Luka 24:34; I. Korintoslular 15:4-8) Kendisini şiddetle inkâr eden bu resule neden böyle özel bir ilgi gösterdi? Tövbe eden Petrus’a, herhalde kendisini hâlâ sevip değer verdiğini göstermek istemişti. Hatta, onun bu konuda güvenini pekiştirmek üzere daha da fazlasını yaptı.
19 Bir süre sonra, İsa Galile Gölünde öğrencilerine göründü. Bu olay sırasında, (Rabbini üç kez inkâr eden) Petrus’a, kendisini sevip sevmediğini üç kez sordu. Üçüncü soruşunda, Petrus ona “ya Rab, sen her şeyi bilirsin; seni sevdiğimi bilirsin” karşılığını verdi. Gerçekten de, yürekleri okuyabilen İsa, Petrus’un kendisine derin sevgi duyduğunu çok iyi biliyordu. Ama yine de, ona sevgisini kanıtlama fırsatı verdi. Üstelik onu ‘koyunlarını’ ‘gütmek’ ve ‘otlatmakla’ da görevlendirdi. (Yuhanna 21:15-17) Petrus’a vaaz etme görevi zaten daha önce verilmişti. (Luka 5:10) Ama buna ek olarak, İsa şimdi ona olağanüstü güven göstererek ağır bir sorumluluk daha verdi. Bu, Mesih’in takipçileri olacak kişilerle ilgilenme sorumluluğuydu. Kısa bir süre sonra, İsa Petrus’a öğrencilerinin yürüttüğü faaliyetle ilgili de sorumluluk yükledi. (Resullerin İşleri 2:1-41) İsa’nın kendisini bağışladığını ve ona hâlâ güvendiğini öğrenmek Petrus’un içini ne kadar rahatlatmış olmalı!
‘Mesih’in Sevgisini Kavrıyor’ musunuz?
20, 21. Mesih’in sevgisini tam olarak nasıl kavrayabiliriz?
20 Yehova’nın Sözü, Mesih’in sevgisini gerçekten ne güzel tanımlar! Öyleyse bizler İsa’nın sevgisine nasıl karşılık vermeliyiz? Mukaddes Kitap bizi “bilgiyi çok aşan bu sevgiyi kavramaya” teşvik ediyor. (Efesoslular 3:19, YÇ) Gördüğümüz gibi, İsa’nın yaşamını ve hizmetini anlatan İncil kayıtları bize Mesih’in sevgisi hakkında geniş bilgi verir. Fakat ‘Mesih’in sevgisini tam olarak kavramak’ sadece Mukaddes Kitabın onun hakkında söylediklerini öğrenmekten çok daha fazlasını kapsar.
21 ‘Kavramak’ olarak çevrilen Yunanca sözcük ‘deneyim yoluyla’ anlamak anlamına gelir. İsa’nın yaptığı gibi sevgi gösterirsek, yani başkaları uğrunda özveride bulunur, onların ihtiyaçlarını şefkatle karşılar, onları candan bağışlarsak, onun duygularını gerçekten anlayabiliriz. Bu şekilde, deneyim yoluyla ‘Mesih’in bilgiyi çok aşan sevgisini kavrayabiliriz.’ Ve şunu unutmayalım ki Mesih’e ne kadar çok benzersek, onun kusursuzca örnek aldığı Kişiye, sevgi dolu Tanrımız Yehova’ya o kadar çok yaklaşırız.
a Hahamların koyduğu kurallar gereğince, hiç kimse bir cüzamlının dört kulaç, yani sekiz karış (yaklaşık 1,8 metre) yakınına yaklaşmamalıydı. Rüzgârlı havada, cüzamlı en az 100 kulaç (yaklaşık 45 metre) uzakta tutulmalıydı. Midraş Rabba, bir hahamın cüzamlılardan gizlendiğini, bir diğerininse yaklaşmasınlar diye onlara taş attığını anlatır. Bu nedenle, cüzamlılar hor görülüp dışlanmanın, istenmeyen insan olmanın acısını çok iyi biliyorlardı.
b Bazı eski elyazmalarında, Luka 23:34’ün ilk kısmı bulunmaz. Ne var ki bu sözler birçok güvenilir elyazmasında bulunduğundan, çoğu çeviriye dahil edilmiştir. İsa bu sözleri anlaşılan kendisini direğe geren Romalı askerler hakkında söylemişti. Onlar, İsa’nın aslında kim olduğundan habersizdiler; bu yüzden ne yaptıklarının farkında değillerdi. Bu idama ön ayak olan dinsel liderler ise her şeyi bilerek ve kötü niyetle yaptıklarından hiç kuşkusuz çok daha suçluydular. Birçoklarının bağışlanması olanaksızdı.—Yuhanna 11:45-53.
-
-
“Sevgi Yolunda Yürüyün”Yehova’ya Yaklaşın
-
-
30. BÖLÜM
“Sevgi Yolunda Yürüyün”
1-3. Sevgi göstermekte Yehova’yı örnek almamız neyle sonuçlanır?
“VERMEK, almaktan daha büyük mutluluktur.” (Resullerin [Elçilerin] İşleri 20:35, YÇ) İsa’nın bu sözleri önemli bir gerçeği vurgular: Çıkarsız sevgi karşılıksız kalmaz. Sevgi görmek, yani almak büyük mutluluksa da, başkalarına sevgi göstermek, yani vermek daha büyük mutluluktur.
2 Bunu gökteki Babamızdan daha iyi kimse bilemez. Bu kısmın önceki bölümlerinde gördüğümüz gibi, Yehova sevginin en yüce örneğidir. Kimse sevgiyi O’ndan daha büyük çapta ve daha uzun zaman göstermemiştir. Şu halde, Yehova’nın ‘mutlu Tanrı’ olarak nitelenmesi gayet doğaldır.—I. Timoteos 1:11.
3 Sevgi dolu Tanrımız bizim özellikle bu niteliği göstermek açısından Kendisine benzememizi ister. Kutsal Yazılar bize “sevgili çocuklar olarak Tanrı’yı örnek alın . . . . sevgi yolunda yürüyün” der. (Efesoslular 5:1, 2, YÇ) Sevgi göstermekte Yehova’yı örnek alırsak, vermekten doğan daha büyük mutluluğu tadarız. Aynı zamanda, O’nun Sözü bizi ‘birbirimizi sevmeye’ teşvik ettiğinden, Yehova’yı memnun ettiğimizi bilmenin doyumunu da tadarız. (Romalılar 13:8) Bununla birlikte, ‘sevgi yolunda yürümemizi’ gerektiren başka nedenler de vardır.
Sevginin Önemi
4, 5. İman kardeşlerimize özverili sevgi göstermemiz neden önemlidir?
4 İman kardeşlerimize sevgi göstermemiz neden önemlidir? Kısaca ifade edilecek olursa, sevgi İsa’nın takipçisi olmanın özüdür. Kardeşlerimize sevgi göstermezsek onlarla yakın bir bağ kuramayız ve daha da önemlisi, Yehova’nın gözünde bir hiç oluruz. Şimdi bu gerçeklerin O’nun Sözünde nasıl vurgulandığını inceleyelim.
5 İsa yerdeki son gecesinde, takipçilerine “size birbirinizi seviniz diye, yeni bir emir veriyorum; sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi seviniz. Eğer birbirinize sevginiz olursa, benim şakirtlerim [öğrencilerim] olduğunuzu bütün insanlar bununla bilecekler” demişti. (Yuhanna 13:34, 35) “Sizi sevdiğim gibi” sözleriyle, bize İsa’nın gösterdiği gibi sevgi göstermemiz emrediliyor. 29. bölümde, onun başkalarının ihtiyaç ve çıkarlarını en ön plana koyarak özverili sevginin en güzel örneğini verdiğini gördük. Biz de çıkarsız sevgimizi göstermeli ve bunu öylesine açık yapmalıyız ki, sevgimiz cemaatin dışındakiler tarafından bile görülebilmeli. Gerçekten de, özverili kardeş sevgisi bizi Mesih’in gerçek takipçileri olarak tanıtan özelliktir.
6, 7. (a) Yehova’nın Sözünde sevgi göstermek üzerinde ısrarla durulduğunu nereden biliyoruz? (b) Pavlus’un I. Korintoslular 13:4-8’de kayıtlı sözleri sevginin hangi yönü üzerinde odaklanıyor?
6 Ya sevgimiz eksikse ne olacak? Resul Pavlus, “sevgim olmazsa, ses çıkaran bir bakır, yahut öten bir zil olmuş olurum” demişti. (I. Korintoslular 13:1) Çınlayan bir zilin sesi kulağı tırmalar. Ses çıkaran bir bakır için ne denebilir? Başka çevirilerde ‘gürültü çıkaran bir gonk’, “ses veren bir pirinç çalgı” ifadeleri geçer. Ne uygun örnekler! Sevgisiz bir insan çekici değil, kulakları tırmalayan tatsız bir ses ya da gürültü çıkaran bir müzik aleti gibi iticidir. Böyle bir kimse başkalarıyla nasıl yakın ilişki kurabilir? Pavlus devamen “dağları nakledecek bütün imanım olursa, fakat sevgim olmazsa, bir hiçim” demişti. (I. Korintoslular 13:2) Düşünün, sevgisiz bir kişi yaptığı işlere rağmen bir “hiç”tir! Yehova’nın Sözünde sevgi göstermenin önemi üzerinde ısrarla durulmasının nedeni açık değil mi?
7 Acaba bu niteliği başkalarına nasıl gösterebiliriz? Bunun cevabını alabilmek için, Pavlus’un I. Korintoslular 13:4-8’de kayıtlı sözlerini inceleyelim. Bu ayetler, ne Tanrı’nın bize ne de bizim Tanrı’ya gösterdiğimiz sevgi üzerinde duruyor. Aslında Pavlus’un sözleri birbirimize nasıl sevgi göstermemiz gerektiği üzerinde odaklanıyor. Sevginin kapsamına giren ve girmeyen bazı özellikleri anlatıyor.
Sevgide Bulunan Özellikler
8. Sabır, ilişkilerimizde bize nasıl yardımcı olabilir?
8 “Sevgi çok sabreder.” Sabırlı olmak bir başkasının verdiği sıkıntıya katlanmak demektir. (Koloseliler 3:12) Bizim böyle bir sabra ihtiyacımız var mı? Omuz omuza hizmet eden kusurlu insanlar olduğumuzdan, bazen kardeşlerimizin bizi ve bizim de onları sinirlendirebileceğimizi kabul etmek gerçekçi bir görüştür. Ama, kardeşlerimizle ilişkilerimiz sırasında bir ölçüde incinsek bile, sabır ve hoşgörü cemaatin barışını bozmayarak buna katlanmamıza yardımcı olabilir.
9. Başkalarına ne şekillerde lütuf gösterebiliriz?
9 “Sevgi . . . . lütufla muamele eder.” Lütuf, başkalarına yardım etmekle ve düşünceli konuşmakla gösterilir. Sevgi bizi özellikle çok muhtaç durumda olanlara lütuf göstermek için fırsat kollamaya yöneltir. Örneğin, yaşlı bir iman kardeşimiz yalnız olduğundan birinin gelip kendisini yüreklendirmesine ihtiyaç duyabilir. Çocuklarını tek başına yetiştirmek zorunda kalan bir anne veya aile fertlerinin farklı inançları paylaştığı bir evde yaşayan bir hemşire biraz yardıma muhtaç olabilir. Hasta veya felakete uğramış biri vefalı bir dostunun ağzından çıkacak güzel bir çift söze gereksinim duyabilir. (Süleymanın Meselleri 12:25; 17:17) Bu şekillerde lütuf göstermek üzere ilk adımı atarak sevgimizin içtenliğini ortaya koymuş oluruz.—II. Korintoslular 8:8.
10. Sevgi, kolay olmadığında bile “hakikat”in tarafını tutup doğruyu söylememize nasıl yardımcı olur?
10 “Sevgi . . . . hakikat ile beraber sevinir.” Başka bir çeviriye göre, “sevgi . . . . gerçeğin yanında yer almaktan sevinç duyar.” Sevgi bizi gerçeğin, yani “hakikat”in tarafını tutmaya ve ‘doğruyu söylemeye’ yöneltir. (Zekarya 8:16) Örneğin, sevdiğimiz biri ciddi bir günah işlemişse, Yehova’ya –ve suç işleyen kişiye– duyduğumuz sevgi, o suçu gizlemek ya da mazeret bulmak, hatta bu yüzden yalan söylemek yerine, Tanrı’nın standartlarına sıkıca bağlı kalmamıza yardımcı olur. Evet, gerçeği kabullenmek zor olabilir. Ama sevdiğimiz kişinin iyiliğini düşünüyorsak, onun Tanrı’nın sevgisini ifade eden terbiyeyi almasını ve buna olumlu karşılık vermesini isteyeceğiz. (Süleymanın Meselleri 3:11, 12) İsa’nın sevgi dolu takipçileri olarak “her şeyde iyi hareket etmek” isteriz.—İbraniler 13:18.
11. Sevgi ‘her şeye katlandığına’ göre, iman kardeşlerimizin zayıflıkları karşısında ne yapmaya gayret etmeliyiz?
11 “Sevgi her şeye katlanır.” Bu ifade aslında ‘her şeyi örter’ anlamına gelir. (Kingdom Interlinear) I. Petrus 4:8’de “sevgi bir çok günahları örter” denmektedir. Evet, sevgiyle hareket eden İsa’nın bir takipçisi, iman kardeşlerinin tüm kusur ve zayıflıklarını ortaya sermeye can atmaz. Çoğu kere, iman kardeşlerimizin yaptığı hata ve kusurlar önemsiz niteliktedir ve sevgi bunların sorun yapılmasını önleyebilir.—Süleymanın Meselleri 10:12; 17:9.
Sevgi bizi kardeşlerimize güven göstermeye yöneltir
12. Resul Pavlus, Filimon hakkında en iyiyi düşünüp ona inandığını nasıl gösterdi; Pavlus’un örneğinden nasıl ders alabiliriz?
12 “Sevgi . . . . her şeye inanır.” Moffatt’ın çevirisi, sevginin ‘hep en iyiyi düşünüp ona inanmaya hevesli olduğunu’ söyler. İman kardeşlerimizden gereksiz yere kuşkulanıp onların her hareketine şüpheyle bakmayız. Sevgi, kardeşlerimiz hakkında hep en iyiyi düşünüp buna inanmamıza ve onlara güvenmemize yardım eder.a Pavlus’un Filimon’a mektubunu yazış tarzını ele alalım. O, bu mektubu, Filimon’u kaçak kölesi Onisimos’u iyi karşılamaya teşvik amacıyla yazmıştı; çünkü Onisimos İsa’nın bir takipçisi olduktan sonra Filimon’un yanına dönüyordu. Pavlus Filimon’u zorlamaya çalışmak yerine, ona sevgiyle ricada bulunmuştu. Filimon’un doğru olanı yapacağına güvendiğini belirterek “senin itaatine itimat ederek, dediğim şeylerden ziyadesini yapacağını bilerek sana yazıyorum” demişti. (Filimon 21) Sevgiden dolayı kardeşlerimize güven gösterdiğimizde onların en iyi taraflarının ortaya çıkmasına neden oluruz.
13. Kardeşlerimiz için en iyiyi ümit ettiğimizi nasıl gösterebiliriz?
13 “Sevgi . . . . her şeyi ümit eder.” Sevgi, güven dolu olduğu gibi, ümit de doludur. Bizi yönlendiren etken sevgiyse, kardeşlerimiz için en iyiyi ümit ederiz. Örneğin, bir kardeş ‘farkına varmadan yanlış bir adım’ atarsa, onun kendisini düzeltmesi için sevgiyle gösterilen çabalara olumlu karşılık vermesini bekleriz. (Galatyalılar 6:1) Ayrıca imanı zayıf olanların kuvvetleneceğini de ümit ederiz. Böyle kimselere sabır gösterip onların imanlarının kuvvetlenebilmesi için elimizden geleni yaparız. (Romalılar 15:1; I. Selânikliler 5:14) Sevdiğimiz biri doğru yoldan ayrılırsa, İsa’nın müsrif oğul örneklemesindeki gibi, onun da bir gün aklının başına gelip Yehova’ya döneceğini ümit etmekten vazgeçmeyiz.—Luka 15:17, 18.
14. Dayanma gücümüz cemaat içinde ne şekillerde sınanabilir; sevgi olumlu davranmamıza nasıl yardımcı olur?
14 “Sevgi . . . . her şeye dayanır” [YÇ]. Dayanma gücümüz, düş kırıklığı yaratan olaylar ve güçlükler karşısında sarsılmamızı engeller. Dayanma gücümüzü sınayan zorluklar sadece cemaatin dışından gelmez. Bazen cemaattekilerce de sınanabiliriz. Kardeşlerimiz kusurlu yapıları nedeniyle bazen bizi düş kırıklığına uğratabilirler. Düşüncesizce söyledikleri bir söz bizi incitebilir. (Süleymanın Meselleri 12:18) Cemaatte çıkan bir sorun belki bizce olması gerektiği gibi ele alınmayabilir. Saygın bir kardeşin bir hareketi bizi altüst edip ‘İsa’nın bir takipçisi nasıl böyle davranabilir?’ diye düşünmemize neden olabilir. Böyle durumlarla karşılaşırsak, cemaatten elimizi ayağımızı çekip Yehova’ya hizmetten vazgeçecek miyiz? Sevgimiz varsa, hayır! Evet, sevgimiz varsa bir kardeşimizin hataları yüzünden, onun veya tüm cemaatin iyi taraflarını göremeyecek hale gelmeyiz. Sevgi, bizim gibi kusurlu başka bir insanın söylediklerine veya yaptıklarına aldırmaksızın, Tanrı’ya sadık kalmamızı ve cemaati desteklememizi mümkün kılar.—Mezmur 119:165.
Sevgide Bulunmayan Özellikler
15. Yersiz kıskançlık nedir; sevgi bu yıkıcı duygudan kaçınmamıza nasıl yardım eder?
15 “Sevgi haset etmez.” Yersiz kıskançlık, başkalarına malları, ayrıcalıkları, yetenekleri nedeniyle haset etmemize yol açabilir. Böyle bir kıskançlık bencil, yıkıcı bir duygudur; dizginlenmezse cemaatin barışını bozabilir. “Haset”e karşı koymamıza ne yardım eder? (Yakub 4:5) Tek kelimeyle, sevgi. Bu değerli nitelik, bizim sahip olmadığımız avantajlara başkaları sahip olduğunda onlar adına sevinmemizi mümkün kılabilir. (Romalılar 12:15) Sevgi, bir kimse yeteneği veya başarısı nedeniyle övüldüğünde, bunu şahsımıza yapılan bir hakaret olarak görmememizi sağlar.
16. Kardeşlerimizi gerçekten seviyorsak, Yehova’ya hizmette yaptıklarımızla övünmekten neden kaçınırız?
16 “Sevgi övünmez, kibirlenmez.” Sevgi bizi yeteneklerimizle, başarılarımızla gösteriş yapmaktan alıkoyar. Kardeşlerimizi gerçekten seviyorsak, hizmetteki başarılarımız veya cemaatteki ayrıcalıklarımızla nasıl durmadan övünebiliriz? Bu şekilde kurumlanmamız, kendilerini bizden küçük görmelerine neden olabileceğinden karşımızdakileri yıpratabilir. Sevgi, Tanrı’dan aldığımız hizmet imtiyazlarıyla övünmemize izin vermez. (I. Korintoslular 3:5-9) Ayrıca, sevgi “kibirlenmez”, ya da bir çeviride dendiği gibi, ‘kendi önemi hakkında abartılı fikirler beslemez.’ Sevgi kendimizi olduğumuzdan yüksek görmemizi önler.—Romalılar 12:3.
17. Sevgi bizi başkalarına ne şekilde düşünceli davranmaya yöneltir, böylece ne tür bir davranıştan kaçınırız?
17 “Sevgi . . . . çirkin muamele etmez.” Karşısındakine çirkin muamele eden biri yakışıksız ve kırıcı davranır. Bu, başkalarının duygularını ve mutluluğunu umursamayan sevgisiz bir tutumdur. Bunun tersine, bizi başkalarına saygı göstermeye yönelten sevgide incelik vardır. Sevgi, iman kardeşlerimize Tanrı’nın beğendiği şekilde iyi, saygılı ve terbiyeli davranmamıza yol açar. Böylece, sevgi kardeşlerimizi sarsıcı ya da kırıcı “edepsiz” bir davranışta bulunmamıza izin vermez.—Efesoslular 5:3, 4.
18. Sevgi dolu bir insan neden her şeyin kendi istediği şekilde yapılması için dayatmaz?
18 “Sevgi . . . . kendi çıkarını aramaz” [YÇ]. Başka bir çeviriye göre, “sevgi kendi isteğinde diretmez.” Sevgi dolu bir insan, fikirleri her zaman doğruymuş gibi, her şeyin kendi istediği şekilde yapılması için dayatmaz. Başkalarını kendi çıkarı doğrultusunda etkilemek amacıyla, ikna gücünü farklı görüşte olanları yıpratmak üzere kullanmaz. Bu tarz inatçılık bir ölçüde gururu ortaya koyar ve Mukaddes Kitap “gururun ardından yıkımın” geldiğini söyler. (Süleymanın Meselleri 16:18, YÇ) Kardeşlerimizi gerçekten seviyorsak, görüşlerine saygı gösterecek ve mümkün olduğunda, onların fikrini kabul etmeye razı olacağız. Uysal bir ruh Pavlus’un “herkes kendisinin iyiliğini değil, fakat başkasınınkini arasın” sözüne uygun davranır.—I. Korintoslular 10:24.
19. Sevgi, başkaları bizi kırdığında nasıl davranmamıza yardım eder?
19 “Sevgi . . . . kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz” [YÇ]. Sevgi, başkalarının söyledikleri veya yaptıkları yüzünden kolay kolay öfkelenmez. Başkaları bizi kırdığında üzülmemiz doğaldır. Fakat haklı olarak öfkelenmiş bile olsak, sevgi öfkemizi sürdürmemize izin vermez. (Efesoslular 4:26, 27) Kırıcı söz ve davranışların, unutmamak için deftere yazarcasına hesabını tutmayız. Tersine, sevgi bizi bu nitelikle dolu Tanrımızı örnek almaya yöneltir. 26. bölümde gördüğümüz gibi, Yehova sağlam bir neden varsa bağışlar. Bağışladığı suçları unutur, yani onları gelecekte bize karşı kullanmaz. Kötülüğün hesabını tutmadığı için Yehova’ya minnettar değil miyiz?
20. Bir iman kardeşimiz günahın pençesine düşer ve bunun sonucunda başına çok kötü şeyler gelirse, tepkimiz ne olmalı?
20 “Sevgi . . . . haksızlığa sevinmez.” Başka bir çeviriye göre, “sevgi karşıdaki kişinin, işlediği günahlar yüzünden felakete uğramasından zevk duymaz.” Yine başka bir çeviriye göre, “sevgi başkaları hataya düştüğünde asla memnun olmaz.” Sevgi haksızlıktan zevk almadığına göre, bizler hiçbir tür ahlaksızlığa göz yummayız. Bir iman kardeşimiz günahın pençesine düşer ve bunun sonucunda başına çok kötü şeyler gelirse tepkimiz ne olur? Sevgi, “Oh oldu! Bunu hak etmişti” diyerek sevinmemize izin vermez. (Süleymanın Meselleri 17:5) Tersine, günah işleyen kardeş ruhen düştüğü yerden kalkmak üzere olumlu adımlar atarsa seviniriz.
“Daha da Üstün Bir Yol”
21-23. (a) Pavlus “sevgi asla son bulmaz” derken ne kastediyordu? (b) Son bölümde ne ele alınacak?
21 “Sevgi asla son bulmaz” [YÇ]. Pavlus bu sözlerle ne kastediyordu? Bağlamdan görüldüğü gibi, o, İsa’nın ilk takipçileri arasında var olan ruhun armağanlarından söz ediyordu. Bu armağanlar, Tanrı’nın yeni oluşan cemaate lütuf gösterdiğine ilişkin birer işaretti. Fakat İsa’nın tüm takipçileri insanları iyileştirme, olayları önceden bildirme, değişik dillerle konuşma gücüne sahip değildi. Üstelik, mucizevi armağanlar zaten bir gün sona erecekti. Ama İsa’nın her takipçisinin geliştirebileceği bir özellik her zaman var olacaktı. Bu özellik, mucizevi her armağandan çok daha üstün, çok daha kalıcıydı. Gerçekten de, Pavlus bunu “daha da üstün bir yol” olarak niteledi. (I. Korintoslular 12:31) Acaba bu ‘daha da üstün yol’ neydi? Sevgi yoluydu.
Yehova’ya tapınanlar birbirlerine gösterdikleri sevgiden tanınırlar
22 Gerçekten de, Pavlus’un yukarıda tanımladığı Tanrısal sevgi “asla son bulmaz.” Özverili kardeş sevgisi İsa’nın gerçek takipçilerini günümüze dek tanıtan bir özellik olmuştur. Yehova’ya tapınanların dünya çapındaki cemaatlerinde böyle bir sevginin varlığını görmüyor muyuz? Yehova sadık hizmetçilerinin sonsuza dek yaşayacaklarını vaat ettiğine göre, bu sevgi asla son bulmayacak. (Mezmur 37:9-11, 29) ‘Sevgi yolunda yürümek’ için elimizden geleni yapmaya devam edelim. Bu sayede, vermekten kaynaklanan büyük mutluluğu tadabiliriz. Daha da önemlisi, sevgi dolu Tanrımız Yehova’yı örnek alarak hem yaşamımızı, hem de sevgimizi sonsuza dek sürdürebiliriz.
23 Sevgiyi işleyen kısmın bu son bölümünde, birbirimize nasıl sevgi gösterebileceğimizi inceledik. Yehova’nın gücünden, adaletinden ve hikmetinden olduğu gibi sevgisinden de birçok yönlerden yararlandığımızı düşünürken, kendimize ‘Yehova’ya O’nu gerçekten sevdiğimi nasıl gösterebilirim?’ diye sorarsak iyi ederiz. Bu soru son bölümde ele alınacak.
a İsa’nın takipçilerinin duyduğu sevgi hiç kuşkusuz kolay aldanacak kadar saf değildir. Mukaddes Kitap bize ‘ayrılıklara ve sürçmelere sebep olanlara dikkat etmemizi; onlardan çekinmemizi’ tembihler.—Romalılar 16:17.
-
-
“Tanrı’ya Yaklaşın, O da Size Yaklaşacaktır”Yehova’ya Yaklaşın
-
-
31. BÖLÜM
“Tanrı’ya Yaklaşın, O da Size Yaklaşacaktır”
1-3. (a) Bir bebekle ana babası arasındaki etkileşimi gözlemleyerek insan doğası hakkında hangi gerçeği öğrenebiliriz? (b) Biri bize sevgi gösterdiğinde doğal olarak hangi süreç başlar; hangi önemli soruyu kendimize sorabiliriz?
ANA BABALAR yeni doğan bebeklerinin güldüğünü görmekten büyük keyif duyarlar. Çoğu zaman onlarla yanak yanağa vererek duygularını ifade eden tatlı sesler çıkarıp gülümserler. Bebeklerinden karşılık görmeye can atarlar. Ve çok geçmeden, bekledikleri olur; bebeğin yanaklarında gamzeler, sevinçle kıvrılan dudaklarında bir gülücük beliriverir. Bu gülücük onun ana babasının sevgisine sevgiyle karşılık vermeye başladığını gösterir.
2 Bebeğin gülücüğü bize insan doğası hakkında önemli bir gerçeği hatırlatır. Bizler doğal olarak sevgiye sevgiyle karşılık veririz. Böyle yaratıldık. (Mezmur 22:9) Büyüdükçe, sevgiye çeşitli yollarla karşılık vermeyi öğreniriz. Belki çocukluk günlerinizde ana babanızın, akrabalarınızın, dostlarınızın size sevgilerini nasıl ifade ettiklerini anımsayabilirsiniz. Yüreğinizde sıcak bir duygu oluşmuş, gelişip sizi harekete geçirmişti. Böylece siz de onlara sevgi göstermiştiniz. Acaba Yehova Tanrı’yla ilişkinizde de aynı durum söz konusu mu?
3 Mukaddes Kitap “biz seviyoruz, çünkü önce o bizi sevdi” der. (I. Yuhanna 4:19) Bu kitabın 1’den 3’e kadar olan kısımlarında sizlere, Yehova Tanrı’nın kudret, adalet ve hikmetini insanlığın yararına sevgi dolu şekilde kullandığı hatırlatıldı. Ve 4. kısımda, O’nun sevgisini insanlığa ve de birey olarak size olağanüstü yollarla ifade ettiğini öğrendiniz. Şimdi bir soru doğuyor. Bu bir bakıma, kendinize sorabileceğiniz en önemli sorudur: ‘Yehova’nın sevgisine ben nasıl karşılık vereceğim?’
Tanrı’yı Sevmenin Anlamı
4. Tanrı’yı sevmenin ne anlama geldiği konusunda insanların kafasını karıştıran nedir?
4 Sevginin Kaynağı Yehova, bu duygunun başkalarının içindeki güzellikleri ortaya çıkaran çok büyük bir güç olduğunu gayet iyi bilir. O, sadakatsiz insanların sürekli isyanına rağmen, sevgisine karşılık veren kişilerin çıkacağına güvenini kaybetmedi. Ve gerçekten de milyonlarca kişi O’nun sevgisine karşılık verdi. Ama ne yazık ki, bu yoz dünyanın dinleri Tanrı’yı sevmenin ne anlama geldiği konusunda insanların kafasını karıştırdılar. Sayısız insan Tanrı’yı sevdiğini söylüyorsa da, anlaşılan bu sevginin yalnızca sözle ifade edilen bir duygu olduğunu düşünüyor. Tanrı sevgisi belki ilk başta, ana babasına sevgisini gülücükleriyle gösteren bir bebeğinkine benzer şekilde ifade edilebilir. Ama yetişkin insanların bu sevgiyi çok daha etkili şekilde göstermeleri gerekir.
5. Mukaddes Kitap Tanrı’yı sevmenin anlamını hangi sözlerle belirtir, bu açıklama bize neden çekici gelmeli?
5 Yehova Kendisini sevmenin anlamını belirtir. Sözü, “Tanrı’yı sevmek O’nun buyruklarını yerine getirmek demektir” der. Şu halde, Tanrı sevgisinin işlerle gösterilmesi gerekir. Birçok insanın itaat fikrini çekici bulmadığı bir gerçektir, ama aynı ayet incelikle şu noktayı ekler: “Onun buyrukları da ağır değildir.” (I. Yuhanna 5:3, YÇ) Yehova’nın yasa ve ilkelerinin amacı bizi sıkıştırmak değil, bize yarar sağlamaktır. (İşaya 48:17, 18) Tanrı’nın Sözü ilkelerle doludur; bunlar bizim O’na yaklaşmamızı sağlar. Nasıl mı? Tanrı’yla ilişkimizin üç yönünü yeniden gözden geçirelim: Yehova’yla iletişim, O’na tapınmak ve O’nu örnek almak.
Yehova’yla İletişim
6-8. (a) Hangi aracı kullanarak Yehova’yla iletişim kurabiliriz? (b) Kutsal Yazıları okurken Tanrı’nın Sözünü nasıl yaşayabiliriz?
6 Birinci bölümün ilk cümlesi şöyleydi: ‘Tanrı’yla karşılıklı konuştuğunuzu bir an hayal edebilir misiniz?’ Bunun sadece bir hayal olmadığını gördük. Gerçekten de, böyle bir olay Musa’nın başından geçti. Bizim için ne denebilir? Günümüzde Yehova insanlarla iletişim kurmak üzere meleklerini göndermiyorsa da, bizimle konuşmak için şahane başka iletişim araçları kullanıyor. Acaba O’nunla nasıl iletişim kurabiliriz?
7 ‘Her kutsal Yazı Tanrı tarafından ilham edildiğine’ göre, Mukaddes Kitabı okuyarak Yehova’yla iletişim kurabiliriz. (II. Timoteos 3:16) Mezmur yazarı bu nedenle Yehova’nın hizmetçilerini onu “gece gündüz” okumaya teşvik etmişti. (Mezmur 1:1, 2) Bunu yapmak büyük gayret gerektirir. Ama harcanan çabaya değer. 18. Bölümde gördüğümüz gibi, Mukaddes Kitap bize gökteki Babamızdan gelen değerli bir mektup gibidir. Bu nedenle, onu okumak tatsız, zevksiz bir iş olmamalı. Kutsal Yazıları okurken anlatılanları yaşamalıyız. Bunu nasıl yapabiliriz?
8 Mukaddes Kitaptan okuduğunuz pasajı zihninizde canlandırın. Oradaki kişileri karşınızdaymışlar gibi görmeye çalışın. Doğup büyüdükleri çevreyi, koşullarını, güdülerini kavramaya gayret edin. Sonra okuduklarınızı inceden inceye düşünerek kendinize şunları sorun: ‘Bu kayıt bana Yehova hakkında ne öğretti? Burada O’nun niteliklerinden hangisi vurgulanıyor? Yehova hangi ilkeyi öğrenmemi istiyor; bu ilkeyi yaşamımda nasıl uygulayabilirim?’ Okuyun, derin düşünün ve uygulayın. Bunları yaparsanız Tanrı’nın Sözünü yaşarsınız.—Mezmur 77:12; Yakub 1:23-25.
9. ‘Sadık ve basiretli köle’ kimdir, bu ‘köleyi’ dikkatle dinlememiz neden önemlidir?
9 Yehova bizimle ‘sadık ve basiretli köle’ aracılığıyla da konuşuyor. İsa’nın önceden bildirdiği gibi, meshedilmiş erkeklerden oluşan küçük bir grup, yaşadığımız sıkıntılı son günlerde ruhi “yiyeceği vaktinde” vermekle görevlendirilmiştir. (Matta 24:45-47) Mukaddes Kitabın tam bilgisini edinmemize yardımcı olmak amacıyla hazırlanan yayınları okuyup cemaat ibadetlerimize ve büyük ibadetlerimize katıldığımızda, bu köle tarafından ruhen besleniyoruz. Bu grup Mesih’in kölesi olduğundan İsa’nın “nasıl dinlediğinize dikkat edin” sözünü hikmetle tutmuş oluyoruz. (Luka 8:18) Yehova’nın sadık köleyi bizimle iletişim aracı olarak kullandığını biliyoruz ve onu dikkatle dinliyoruz.
10-12. (a) Dua neden Tanrı’nın verdiği şahane bir armağandır? (b) Yehova’yı hoşnut edecek tarzda nasıl dua edebiliriz; O’nun dualarımıza değer verdiğine neden güvenebiliriz?
10 Tanrı’yla iletişim konusunda ne denebilir? O’nunla konuşabilir miyiz? Bu çok heyecan veren bir düşüncedir. Kişisel bir sorununuz hakkında ülkenizin en güçlü yöneticisiyle görüşmek isteseydiniz, ondan bir randevu alma olasılığınız ne kadar olurdu? Bazı durumlarda, böyle bir girişimde bulunmak bile tehlikeli olabilir! Ester ve Mordekay’ın zamanında, Pers hükümdarının huzuruna davet olunmadan çıkanlar çoğu kez öldürülüyordu. (Ester 4:10, 11) Evrenin Egemeni Rabbin huzuruna çıkma düşüncesine gelince, acaba en güçlü insanların bile O’na kıyasla “çekirgeler gibi” olduğu bu Kişiyle görüşmek gözümüzü korkutmalı mı? (İşaya 40:22) Kesinlikle, hayır!
11 Yehova insanların Kendisine yaklaşması için bir araç sağlamıştır. Herkesin yararlanabileceği bu araç duadır. Çok küçük bir çocuk bile iman ederek Yehova’ya İsa’nın adıyla dua edebilir. (Yuhanna 14:6; İbraniler 11:6) Dua sayesinde en karmaşık, en gizli düşünce ve duygularımızı, hatta sözle kolayca ifade edemediğimiz acı veren hislerimizi bile O’na iletebiliriz. (Romalılar 8:26) Yehova’ya gösterişli, ağdalı sözlerle upuzun dualar etmenin bir yararı yoktur. (Matta 6:7, 8) Öte yandan, Yehova dualarımızın uzunluğu ve sıklığı konusunda bir sınır koymaz. Hatta Sözü bizi ‘durmadan dua etmeye’ davet eder.—I. Selânikliler 5:17.
12 Yalnızca Yehova’nın “duayı işiten” olarak nitelendiğini anımsayın; O bizi duygudaşlık göstererek dinler. (Mezmur 65:2) Acaba sadık hizmetçilerinin dualarını dinlemek O’nun için sıkıcı bir iş midir? Hayır, O dualardan gerçekten zevk alır. Sözünde böyle dualar, yakıldığında havaya rahatlatıcı tatlı bir koku yayan buhura benzetilir. (Mezmur 141:2; Vahiy 5:8; 8:4) İçtenlikle ettiğiniz duaların da aynı şekilde göğe doğru yükselerek Egemen Rabbi hoşnut ettiğini düşünmek içinizi rahatlatmıyor mu? Öyleyse, Yehova’ya yaklaşmak istiyorsanız, her gün alçakgönüllülükle sık sık dua edin. O’na içinizi dökün; duygularınızı ifade etmekten çekinmeyin. (Mezmur 62:8) Endişenizi, sevincinizi gökteki Babanızla paylaşın; O’na şükredin. Bunları yaparsanız, aranızdaki bağ daha da kuvvetlenecek.
Yehova’ya Tapınmak
13, 14. Yehova’ya tapınmak ne anlama gelir; bunu yapmamız neden yerindedir?
13 Yehova Tanrı’yla iletişim kurduğumuzda, dost ve akrabalarımızla yaptığımız gibi O’nunla yalnızca konuşmuş olmuyoruz. O’na fazlasıyla hak ettiği onuru vererek derin saygıyla tapınıyoruz. Gerçek tapınma bizim tüm yaşamımızı yönlendiriyor. Bu, Yehova’ya O’nu bütün benliğimizle sevdiğimizi ve O’na bağlı olduğumuzu gösterme yoludur. Gerçek tapınma Yehova’nın gökteki ve yerdeki sadık yaratıklarının tümünü birleştiriyor. Resul Yuhanna gördüğü rüyette bir melekten şu emri işitti: “Göğü, yeri, denizi, su pınarlarını yaratana tapının!”—Vahiy 14:7, YÇ.
14 Neden Yehova’ya tapınmalıyız? Kutsallık, kudret, özdenetim, adalet, cesaret, merhamet, hikmet, alçakgönüllülük, sevgi, şefkat, vefa ve iyilik gibi bu kitapta incelediğimiz nitelikleri bir düşünün. Gördüğümüz gibi, Yehova her değerli niteliğin doruğu ve en yüksek standardıdır. Tüm niteliklerini birlikte kavramaya çalışırken, O’nu sadece hayranlık uyandıran büyük bir Şahsiyet olarak görmenin yeterli olmadığını algılıyoruz. O bizden ölçülemeyecek kadar yüksektir. (İşaya 55:9) Yehova’nın meşru Egemenimiz olduğuna şüphe yoktur; O tapınmamıza kesinlikle layıktır. Öyleyse, O’na nasıl tapınmalıyız?
15. Yehova’ya “ruhta ve hakikatte” nasıl tapınabiliriz; ibadetlerimiz bize hangi fırsatı sağlar?
15 İsa, ‘Tanrı Ruhtur ve ona tapınanların ruhta ve hakikatte tapınmaları gerektir’ dedi. (Yuhanna 4:24) Tanrı’ya ‘ruhla’ tapınmak için O’nun ruhuna sahip olmamız ve bu ruhun rehberliğine uymamız gerekir. Ayrıca hakikate, Tanrı’nın Sözünde bulunan tam bilgiye uygun şekilde tapınmak da demektir. İman kardeşlerimizle bir araya geldiğimiz her zaman, Yehova’ya “ruhta ve hakikatte” tapınmak için değerli bir fırsata sahip oluruz. (İbraniler 10:24, 25) Yehova’ya övgü ilahileri söylerken, birlikte dua ederken, Sözüne dayanan müzakereleri dinleyip onlara katılırken duyduğumuz sevgiyi pak tapınmayla ifade ederiz.
İbadetlerimiz Yehova’ya tapınmak için güzel birer fırsattır
16. İsa’nın gerçek takipçilerine verilen en büyük emirlerden biri nedir, neden bu emre itaat etme isteği duyuyoruz?
16 Yehova’ya O’nun hakkında başkalarıyla konuşarak, O’nu açıkça yücelterek de tapınıyoruz. (İbraniler 13:15) Gerçekten de, Yehova’nın Krallığının iyi haberini duyurmak, İsa’nın gerçek takipçilerine verilen en büyük emirlerden biridir. (Matta 24:14) Yehova’yı sevdiğimizden bu emre istekle itaat ediyoruz. “Bu dünyanın ilâhı” İblis Şeytan’ın, Yehova hakkında iğrenç yalanlar uydurarak ‘imansızların fikirlerini kendilerinde körlettiğini’ düşündüğümüzde, bu yalanları çürütmek üzere Tanrımız adına şahitlik yapmaya can atmıyor muyuz? (II. Korintoslular 4:4; İşaya 43:10-12) Ayrıca, Yehova’nın şahane niteliklerini derin düşündüğümüzde, bunları başkalarına anlatma arzusu yüreğimizden taşmıyor mu? Gerçekten, diğer insanların da bizim gibi gökteki Babamızı tanıyıp sevmesine yardımcı olmaktan daha büyük bir ayrıcalık olamaz.
17. Yehova’ya tapınmamız neler içerir, O’na neden bütünlükle tapınmalıyız?
17 Yehova’ya tapınmamız sadece bu kadarla kalmaz. Yaşamımızın her alanını etkiler. (Koloseliler 3:24) Eğer Yehova’yı Egemen Rabbimiz olarak gerçekten kabul ediyorsak, aile yaşamımızda, dünyevi işimizde, diğer ilişkilerimizde, boş vakitlerimizde, yani her zaman O’nun isteklerini yerine getirmek isteyeceğiz. Bütünlüğümüzü koruyarak “bütün yürekle” hizmet etmeye çalışacağız. (I. Tarihler 28:9) Böyle bir tapınma bölünmüş bir yüreğe veya ikili bir yaşama, başka sözlerle Yehova’ya hizmet ediyormuş gibi görünüp gizlice ciddi günahlar işleyerek ikiyüzlülük yapmaya olanak vermez. Bütünlük böyle bir ikiyüzlülüğü olanaksız kılar; sevgi insanda ikiyüzlülüğe karşı nefret uyandırır. Tanrısal korku da buna yardımcı olur. Mukaddes Kitap saygıdan kaynaklanan böyle bir korkuyla, Yehova’yla sürdürülen dostluk arasında bağlantı kurar.—Mezmur 25:14.
Yehova’yı Örnek Almak
18, 19. Kusurlu insanların da Yehova Tanrı’yı örnek alabileceği neden gerçekçi bir görüştür?
18 Bu kitabın her kısmı ‘sevgili çocukları olarak Tanrı’yı nasıl örnek alacağımızı’ gösteren bir bölümle sona erdi. (Efesoslular 5:1, YÇ) Kusurlu olmamıza rağmen, Yehova’nın kudret, adalet, hikmet ve sevgiyi kusursuzca gösterme tarzını örnek alabileceğimizi unutmamamız çok önemlidir. Mutlak Güce Sahip Olanı örnek almanın gerçekten mümkün olduğunu nereden biliyoruz? Hatırlayabileceğimiz gibi, isminin anlamından, Yehova’nın amacını yerine getirmek üzere ne olması gerekiyorsa o olduğunu öğrenmiştik. Bu yeteneğine yerinde olarak hayranlık duyuyorsak da, O’nu bu açıdan örnek almamız gücümüzü aşar mı? Hayır.
19 Bizler Tanrı’nın suretinde yaratıldık. (Tekvin 1:26) Dolayısıyla, yeryüzündeki hiçbir yaratığa benzemiyoruz. İçgüdüyle, kalıtsal ya da çevresel etkenlerle hareket etmek zorunda değiliz. Yehova bize değerli bir armağan, özgür irade verdi. Sınırlı ve kusurlu yapımıza rağmen, ne olacağımızı seçme özgürlüğüne sahibiz. Siz gücünü iyiye kullanan sevgi dolu, hikmetli, doğru bir insan olmak istiyor musunuz? Yehova’nın ruhunun yardımıyla tam böyle biri olabilirsiniz! Bu sayede başaracaklarınızı düşünün.
20. Yehova’yı örnek alırsak neler başarabiliriz?
20 Gökteki Babanızı memnun edebilir, O’nun yüreğini sevindirebilirsiniz. (Süleymanın Meselleri 27:11) Hatta O’nu ‘her yönden hoşnut bile edebilirsiniz’, çünkü O sizin yapınızın sınırlı olduğunu bilir. (Koloseliler 1:9, 10, YÇ) Ve sevgili Babanızı örnek alarak iyi nitelikler oluşturmaya devam ederken, eşsiz bir ayrıcalık da kazanabilirsiniz. Tanrı’dan uzaklaşmış bu karanlık dünyada ışık taşıyıcısı olabilirsiniz. (Matta 5:1, 2, 14) İnsanların Yehova’nın görkemli kişiliğinin bize yansıyan yönlerini öğrenmesine yardımcı olabilirsiniz. Ne büyük bir onur!
“Tanrı’ya Yaklaşın, O da Size Yaklaşacaktır”
Yehova’ya her zaman daha da yaklaşın
21, 22. Yehova’yı seven herkesin önünde hangi sonsuz yolculuk bulunuyor?
21 Yakub 4:8’de [YÇ] kayıtlı bu basit öneri sadece ulaşılmak istenen bir hedef olmakla kalmaz. Bu uzun bir yolculuktur. Sadık kalmamız koşuluyla bu yolculuk hiç bitmeyecek. Yehova’ya durmadan daha da yaklaşacağız. Aslında, her zaman O’nun hakkında öğreneceklerimiz olacak. Bu kitabın bize Yehova hakkında bilmemiz gerekenlerin hepsini bildirdiğini sanmayalım. Mukaddes Kitabın Tanrımız hakkında söylediklerini incelemeye daha yeni başladık. Hatta Mukaddes Kitap bile Yehova hakkındaki tüm gerçekleri bize anlatmıyor. Resul Yuhanna’nın dediği gibi, İsa’nın yerdeki hizmeti sırasında yaptıklarının hepsi yazılsaydı, “yazılan kitaplar dünyaya bile sığmazdı.” (Yuhanna 21:25) Eğer Oğlu için bu söylenebiliyorsa, Baba için ne kadar daha fazlası söylenebilir!
22 Sonsuz yaşam bile, Yehova hakkındaki gerçeklerin hepsini öğrenmeye yetmeyecek. (Vaiz 3:11) Öyleyse, beklentimizi düşünün! Yüzlerce, binlerce, milyonlarca, milyarlarca yıl yaşadıktan sonra, Yehova hakkında şimdikinden çok daha fazla bilgi sahibi olacağız. Ama yine de, öğrenmemiz gereken daha nice şeyin var olduğunu hissedeceğiz. Daha da fazlasını öğrenmeye can atacağız, çünkü her zaman “Allaha yaklaşmak bana iyidir” diyen Mezmur yazarının duygularını paylaşmak için nedenimiz olacak. (Mezmur 73:28) Sonsuz yaşam, hayal edemeyeceğimiz kadar anlamlı ve renkli olacak ve Yehova’ya daha da yaklaşmak o hayatın her zaman en mutluluk veren yönü olacak.
23. Ne yapmaya teşvik ediliyorsunuz?
23 Yehova’nın sevgisine şimdi O’nu bütün yüreğinizle, canınızla, fikrinizle ve kuvvetinizle severek karşılık verin. (Markos 12:29, 30) Sevginiz vefalı ve kalıcı olsun. Her gün en küçüğünden en büyüğüne kadar verdiğiniz tüm kararlara aynı ilke yol göstersin. Her zaman sizi gökteki Babanızla çok daha güçlü bir ilişkiye götüren yolu seçin. En önemlisi, Yehova’ya sonsuzluk boyunca daha da yaklaşın ki, O da size yaklaşsın!
-
-
‘Üstün Güç’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
1. KISIM
‘Üstün Güç’
Bu kısımda, Yehova’nın yaratma, yok etme, koruma ve geri verme gücünü ortaya koyan Mukaddes Kitap kayıtlarını inceleyeceğiz. ‘Üstün güce’ sahip Yehova Tanrı’nın ‘büyük kudretini’ nasıl kullandığını anladığımızda yüreğimiz hayranlıkla dolacak.—İşaya 40:26, YÇ.
-
-
“Adaleti Sever”Yehova’ya Yaklaşın
-
-
2. KISIM
“Adaleti Sever”
Adaletsizlik günümüz dünyasında çok yaygındır ve bu nedenle çok defa Tanrı suçlanmaktadır. Oysa bu asılsız suçlamanın tam tersine Mukaddes Kitap insana sevinç veren bir gerçeği öğretir: “RAB hakkı sever.” (Mezmur 37:28) Bu kısımda, O’nun, tüm insanlığa verdiği ümitle bu sözün ne kadar doğru olduğunu kanıtladığını göreceğiz.
-
-
“Yürekten Hikmetli”Yehova’ya Yaklaşın
-
-
3. KISIM
“Yürekten Hikmetli”
Gerçek hikmet, peşine düşülebilecek en değerli hazinelerden biridir. Onun kaynağı sadece Yehova’dır. Bu kısımda, sadık adam Eyub’un “yürekten hikmetli” diye söz ettiği Yehova Tanrı’nın sınırsız hikmetine daha yakından bakacağız.—Eyub 9:4.
-
-
‘Tanrı Sevgidir’Yehova’ya Yaklaşın
-
-
4. KISIM
‘Tanrı Sevgidir’
Yehova’nın sahip olduğu niteliklerin en başta geleni, aynı zamanda en çekici olanı sevgidir. Bu çok değerli niteliğin güzel yönlerinden bazılarını incelediğimizde, Mukaddes Kitabın “Tanrı sevgidir” demesinin nedenini daha iyi anlayacağız.—I. Yuhanna 4:8, YÇ.
-