NE KADAR doğru değil mi? Bu dünyada yaşam gerçekten de “sıkıntı ve kederle dolu.” Belki siz de zaman zaman ‘Mutlu ve anlamlı bir yaşam sürmek mümkün mü?’ diye merak ediyorsunuz.

Örneğin, Maria’nın yaşadıklarını düşünelim. O her zaman faal biriydi, fakat şu anda 84 yaşında ve evden dışarı çıkamayacak durumda. Zihni hâlâ sağlıklı olsa da, bedeni için aynı şey söylenemez. Böyle bir durumdayken mutlu ve anlamlı bir yaşam sürmesi mümkün mü?

Peki sizin hayatınız nasıl? Siz de zaman zaman yaşamınızın anlamlı olup olmadığını sorguluyor olabilirsiniz. Belki monoton, yorucu ve sıkıcı bir işte çalışıyorsunuz. Ya da gösterdiğiniz çabaları kimse takdir etmiyor. İşinizde başarılı olsanız bile, geleceğiniz konusunda kaygı çekiyor olabilirsiniz. Bazen de kendinizi yalnız hissedebilir, hatta olumsuz duygulara kapılabilirsiniz. Aile ortamınız anlaşmazlıklar ve tartışmalarla dolu olabilir. Belki de sevdiğiniz birini kaybettiniz. Örneğin, André’nin çok sevdiği babası birden hastalandı ve öldü. André bu korkunç darbenin ardından, içindeki boşluğun asla kapanmayacağını düşünüyor.

Bize sıkıntı ya da keder veren olaylar farklı olsa da, hepimiz şu soruya bir cevap arıyoruz: Mutlu ve anlamlı bir yaşam sürmek mümkün mü? Yaklaşık 2.000 yıl önce yeryüzünde yaşamış bir adamın, İsa peygamberin hayatına bakarak bu soruya bir cevap bulabiliriz. Karşılaştığı tüm zorluklara rağmen onun anlamlı bir hayatı vardı. Eğer onun yaşamını örnek alırsak, biz de mutlu ve anlamlı bir hayata sahip olabiliriz.

İSA peygamberin gerçekten mutlu ve anlamlı bir hayatı var mıydı? O fakir bir ailede büyüdü. Ömrü boyunca çok fazla malı mülkü olmadı. Aslında onun ‘başını yaslayacak bir yeri bile yoktu’ (Luka 9:57, 58). Üstelik nefret gördü, iftiraya uğradı ve sonunda düşmanları tarafından öldürüldü.

Belki şöyle düşünüyorsunuz: ‘Böyle bir hayatın anlamlı olduğu söylenebilir mi?’ Fakat İsa’nın yaşamı sadece bu sıkıntılardan ibaret değildi. Şimdi onun hayatıyla ilgili dört noktaya bakalım.

1. HAYATININ AMACI TANRI’NIN İSTEĞİNİ YAPMAKTI.

‘Benim yiyeceğim, beni gönderenin isteğini yapmaktır’ (Yuhanna 4:34).

İsa sözleriyle ve davranışlarıyla Yehovaa Tanrı’nın isteğini yerine getirmeye çalıştı. Tanrı’nın isteğini yerine getirmek ona çok sevinç veriyordu. Yukarıdaki ayetin de gösterdiği gibi, bunu yapmak aslında onun için yemek yemek gibiydi. İsa’nın bu sözleri nasıl bir ortamda söylediğine bakalım.

İsa bu sözleri söylediğinde öğlen olmak üzereydi (Yuhanna 4:6). O, sabahtan beri Samiriye bölgesinin tepelerini aşarak yürüyordu, dolayısıyla acıkmış olmalıydı. Hatta öğrencileri ona “Öğretmen bir şeyler ye” diye ısrar ediyordu (Yuhanna 4:31). İsa onlara verdiği cevapla Tanrı’nın isteklerini yerine getirmenin ona doyum ve güç verdiğini söylemek istedi. İsa’nın Yuhanna 4:34’teki sözleri, onun mutlu ve anlamlı bir hayatı olduğunu göstermiyor mu?

2. YARATICISI YEHOVA’YI YÜREKTEN SEVDİ.

“Dünya Babamı sevdiğimi bilsin” (Yuhanna 14:31).

İsa’nın, Yaratıcısı Yehova ile baba oğul arasındakine benzer, çok yakın bir ilişkisi vardı. Tanrı’ya duyduğu derin sevgi nedeniyle O’nun ismini, amaçlarını ve niteliklerini başkalarına duyurmak istiyordu. O sözleri, davranışları ve tutumuyla Yehova Tanrı’yı kusursuz şekilde yansıttı. Bu nedenle Filipus ondan Tanrı’yı göstermesini istediğinde İsa “Beni görmüş olan Babamı da görmüş olur” dedi (Yuhanna 14:8, 9).

İsa Yehova Tanrı’yı öyle çok seviyordu ki, O’na itaatli kalmak uğruna ölmeye bile hazırdı (Filipililer 2:7, 8; 1. Yuhanna 5:3). Tanrı’ya duyduğu bu güçlü sevgi onun yaşamına mutluluk ve anlam kattı.

3. İNSANLARI SEVDİ.

“Dostları uğruna canını veren birinin sevgisinden daha büyük sevgi kimsede yoktur” (Yuhanna 15:13).

Birçokları kusurlu insanlar olarak bizi karanlık bir geleceğin beklediğini düşünüyor. Kutsal Kitap şöyle der: “Nasıl ki günah bir insan [Âdem] aracılığıyla ve ölüm günah aracılığıyla dünyaya girdi, ölüm de tüm insanlara geçti; çünkü hepsi günah işledi” (Romalılar 5:12). Aciz insanlar olarak günahın sonucundan, yani ölümden kendi çabalarımızla kaçamayız (Romalılar 6:23).

Fakat Yehova Tanrı insanlığın bu sorununu çözmek için sevgi dolu bir düzenleme yaptı. O bizleri günaha ve ölüme kölelikten kurtarmak için kusursuz ve günahsız olan İsa’nın acı çekmesine ve ölmesine izin verdi. İsa da Tanrı’ya ve insanlara duyduğu sevgi nedeniyle bu düzenlemeye istekle itaat etti ve kusursuz insan yaşamını bizim uğrumuza fidye olarak verdi (Romalılar 5:6-8).b İnsanlara duyduğu bu çıkarsız sevgi onun yaşamına anlam ve mutluluk kattı.

4. TANRI’NIN ONU SEVDİĞİNİ VE ONAYLADIĞINI BİLİYORDU.

“Sevgili oğlum budur, ondan memnunum” (Matta 3:17).

Yehova’nın bu sözleri İsa vaftiz edildikten hemen sonra gökten duyuldu. Böylece onu sevdiğini ve onayladığını açıkça ifade etmiş oldu. Bu nedenle İsa güvenle “Babam beni sever” diyebilmişti (Yuhanna 10:17). İsa, Yehova Tanrı’nın kendisini sevdiğini ve onayladığını bildiğinden, muhalefet ve eleştiriler karşısında cesurca davrandı. Hatta ölüm karşısında bile zihinsel ve duygusal dengesini koruyabildi (Yuhanna 10:18). Yehova Tanrı’nın sevgisini ve onayını hissetmesi kuşkusuz İsa’nın yaşamına daha büyük bir anlam kattı.

Açıkça gördüğümüz gibi, İsa’nın kesinlikle anlamlı ve mutlu bir hayatı oldu. Biz de böyle bir hayata sahip olmak istiyorsak ondan çok şey öğrenebiliriz. Sonraki makalede İsa’nın öğrettiği bazı ilkeleri ele alacağız.

ÖNCEKİ makalede gördüğümüz gibi İsa peygamberin mutlu ve anlamlı bir hayatı vardı. Biz de böyle bir hayata sahip olmak istiyorsak onun yaşamını örnek almalı ve öğütlerine kulak vermeliyiz.

Aslında yukarıdaki ayetin gösterdiği gibi Yehova Tanrı da bizden tam olarak bunu yapmamızı istiyor. İsa’yla aynı yolda yürümek, onun bıraktığı örnekle ve öğrettikleriyle uyumlu yaşamayı içerir. Bunu yapmak Tanrı’nın onayını kazanmamıza ve anlamlı bir yaşam sürmemize yardım eder.

İsa onunla aynı yolda yürümemizi sağlayacak birçok ilke öğretmişti. Bu ilkelerden bazılarına Dağdaki Vaaz olarak bilinen konuşmasında değindi. Şimdi bu ilkelerden üçünü ele alalım ve bunları yaşamımızda nasıl uygulayabileceğimizi görelim.

İLKE: “Ne mutlu ruhi ihtiyacının farkında olanlara” (Matta 5:3).

BU İLKE BİZE NASIL YARDIM EDER?:

İsa bu sözlerle insanların Tanrı’yı tanıma ihtiyacıyla yaratıldığına dikkat çekti. Şu gibi soruların cevabını hepimiz merak ederiz: Neden varız? Dünyada neden bu kadar çok acı yaşanıyor? Tanrı bizimle gerçekten ilgileniyor mu? Ölümden sonra yaşam var mı? Mutlu ve anlamlı bir hayata sahip olmak için bu soruların cevabını öğrenmeliyiz. İsa böyle sorulara cevap bulabileceğimiz tek güvenilir kaynağın Tanrı’nın Sözü olduğunu biliyordu. O, duasında Tanrı’ya şöyle dedi: “Senin sözün hakikattir” (Yuhanna 17:17). Peki Tanrı’nın Sözü olan Kutsal Kitap Tanrı’yı tanımamıza gerçekten yardım edebilir mi?

YAŞANMIŞ BİR ÖRNEK:

Popüler bir müzik grubunun solisti olan Esa, rock starı olma yolunda ilerliyordu. Fakat hayatında bir şeylerin eksik olduğunu fark etti. Şöyle diyor: “Grupta olmaktan zevk alsam da, daha anlamlı bir hayatın özlemini çekiyordum.” Esa bir gün Yehova’nın bir Şahidiyle tanıştı. O günü şöyle anlatıyor: “Onu soru yağmuruna tuttum. Kutsal Yazılara dayanan mantıklı cevapları ilgimi çekti, bu yüzden Kutsal Kitabı birlikte inceleme teklifini kabul ettim.” Esa yaptığı bu inceleme sonucunda derinden etkilendi ve yaşamını Yehova’ya adadı. O şunu söylüyor: “Eskiden sorunlarla ve krizlerle dolu bir yaşamım vardı. Şimdiyse hayatımın gerçek bir amacı var.”a

İLKE: “Ne mutlu merhametli olanlara” (Matta 5:7).

BU İLKE BİZE NASIL YARDIM EDER?:

Merhametli olmak başkalarına şefkat göstermeyi, nazik ve düşünceli olmayı içerir. İsa insanlara merhamet gösterdi. İçindeki derin şefkat duygusu onu acı çeken insanlara yardım etmeye yöneltti (Matta 14:14; 20:30-34). İsa gibi biz de merhametli olursak yaşamımıza anlam katmış oluruz; bunu yapmak bizi mutlu eder (Elçiler 20:35). Merhamet niteliğini acı çekenlere yardım ederek, herkese karşı nazik ve düşünceli davranarak sergileyebiliriz. Peki merhametli olmak bizi gerçekten mutlu eder mi?

YAŞANMIŞ BİR ÖRNEK:

Maria ve Carlos çifti merhamet göstermek konusunda harika bir örnek sergiliyor. Maria annesini kaybetmişti, babası da birkaç yıl önce yatalak duruma geldi. Maria ve Carlos onu evlerine aldılar ve bakımıyla ilgilendiler. Gecelerce uykusuz kaldılar, şeker hastası olan babaları krize girdiğinde birçok kez onu acilen hastaneye yetiştirdiler. Tabii ki, zaman zaman yorulduklarını kabul ediyorlar. Fakat, babalarının bakımıyla ilgilenmek İsa’nın söylediği gibi onları çok mutlu ediyor.

İLKE: “Ne mutlu barışçı olanlara” (Matta 5:9).

BU İLKE BİZE NASIL YARDIM EDER?:

Bu ayette “barışçı” olarak çevrilen Yunanca ifade, sözcük anlamıyla “barış için uğraşan” demektir. Barış için uğraşmak hayatı nasıl daha anlamlı kılar? Örneğin başkalarıyla daha iyi ilişkilere sahip oluruz. Kutsal Kitabın şu öğüdünü uygulamamız yararımızadır: “Üzerinize düşeni yaparak, mümkünse herkesle barış içinde kalın” (Romalılar 12:18). Bu ayette geçen “herkesle” ifadesi bizimle aynı inancı paylaşmayan aile üyelerimizi ve diğer insanları da içerir. Acaba barışçı olmak hayatımıza gerçekten mutluluk ve anlam katar mı?

YAŞANMIŞ BİR ÖRNEK:

Nair adındaki bir kadının yaşadıklarına bakalım. O yıllarca birçok sıkıntıyla karşılaştı, özellikle de ailesinde barışı korumakta zorluk çekiyordu. Yaklaşık 15 yıl önce kocası onu terk etmiş, bu nedenle çocuklarını tek başına büyütmek zorunda kalmıştı. Oğullarından biri uyuşturucu bağımlısıydı ve sık sık kontrolsüzce davranışlarda bulunup annesini ve kız kardeşini korkutuyordu. Nair böyle zor koşullarda bile barışçı olabilmek için Kutsal Kitaptaki bilgilerin ona güç verdiğini söylüyor. O tartışmaktan ya da kavga etmekten kaçınmak için gayret gösteriyor. Başkalarına nazik, iyi ve anlayışlı davranmaya çalışıyor (Efesoslular 4:31, 32). Barışçı olmayı öğrendiği için aile üyeleri ve başkalarıyla iyi ilişkilerini koruyabiliyor.

GELECEKTE BİZİ NELER BEKLİYOR?

İsa’nın öğütlerini uygularsak mutlu oluruz ve yaşamdan doyum alırız. Fakat gerçekten anlamlı bir hayata sahip olmak için gelecekte bizi nelerin beklediğini de bilmemiz gerekir. Ne yazık ki, çoğu kişinin gelecek hakkında bildiği tek şey, yaşlanıp hastalanacak ve sonunda ölecek olmasıdır. Böyle bir durumda anlamlı bir hayatımız olduğu söylenebilir mi? Elbette hayır.

Oysa geleceğe ümitle bakabiliriz. Yehova Tanrı ‘İsa’yla aynı yolda yürümeye’ çalışan kişilere birçok nimet verecek. O yakında adil yeni bir dünya kuracağını ve orada sadık insanların kusursuz bir sağlıkla sonsuza dek yaşayacaklarını vaat ediyor. Kutsal Kitap şunu söyler: “İşte, Tanrı’nın çadırı insanlarladır. Kendisi onlarla birlikte oturacak, O’nun toplumu olacaklar. Tanrı da onlarla olacak. Gözlerinden bütün gözyaşlarını silecek. Artık ölüm olmayacak, artık matem, feryat ve acı da olmayacak. Önceki şeyler geçti” (Vahiy 21:3, 4).

İlk makalede adı geçen 84 yaşındaki Maria, bu sözlerin gerçekleşeceğine yürekten inanarak mutlu bir yaşam sürüyor. Peki ya siz? Yeni dünyadaki “gerçek yaşam” hakkında daha fazla bilgi almak ister misiniz? (1. Timoteos 6:19). Bunun için yörenizdeki Yehova’nın Şahitleriyle iletişime geçebilir veya bu derginin yayımcılarına yazabilirsiniz.b