Yehova’nın, Bize Sevgisi Konusunda Verdiği Güvence

9. Şeytan bizi Yehova’nın hakkımızdaki görüşü konusunda neye inandırmak istiyor; ama Yehova bize hangi konuda güvence veriyor?

⁹ Bununla birlikte, şimdi önemli bir soru ortaya çıkıyor. Kimi insan, Yuhanna 3:16’da söylendiği gibi, Tanrı’nın insanlığı genel olarak sevdiğini kabul edebilir. Ama buna karşılık, ‘Tanrı beni birey olarak asla sevemez’ diye de düşünebilir. Şeytan’ın bizi Yehova’nın gözünde değersiz olduğumuza, sevilmediğimize inandırmaya can attığı bir gerçektir. Ne kadar sevilmediğimizi, değersiz olduğumuzu düşünürsek düşünelim, unutmayalım ki, Yehova her sadık hizmetçisini değerli gördüğü konusunda bize güvence veriyor.

10, 11. İsa’nın serçe örneklemesi, Yehova’nın gözünde değerli olduğumuzu nasıl gösterir?

¹⁰ Örneğin İsa’nın Matta 10:29-31’deki sözlerini ele alalım. İsa öğrencilerine ne kadar değerli olduklarını anlamaları için şöyle dedi: “İki serçe bir kuruşa satılır, değil mi? Öyleyken biri bile Babanız’ın bilgisi olmadan yere düşmez. Size gelince, başınızdaki saçlar bile sayılıdır. Onun için, korkmayın. Birçok serçeden daha değerlisiniz.” [İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri] İsa’nın bu sözlerinin birinci yüzyıldaki dinleyicileri için ne anlama geldiğini görelim.

¹¹ Serçe, İsa’nın günlerinde yiyecek olarak satılan kuşların en ucuzuydu. Bir kuruş kadar ufak bir paraya iki serçe satın alınabiliyordu. Fakat Luka 12:6, 7’ye göre, İsa daha sonra, iki kuruşla dört yerine beş serçe alınabildiğini belirtti. Beşinci kuş hiç değeri yokmuş gibi fazladan veriliyordu. Bu kuşlar insanın gözünde belki değersizseler de, Yaratıcının gözünde acaba ne durumdaydılar? İsa “Allahın gözünde onlardan hiç biri [fazladan verileni bile] unutulmuş değildir” dedi. İsa’nın belirtmek istediği noktayı herhalde artık anlamaya başlıyoruz. Yehova bir serçeye bile böylesine değer veriyorsa, insana ne kadar daha fazla değer verir! İsa’nın dediği gibi, O hakkımızdaki her ayrıntıyı bilir. Öyle ki başımızdaki saçlar bile tek tek sayılıdır!

12. İsa’nın başımızdaki saçların sayılı olduğunu söylerken abartılı konuşmadığından neden emin olabiliriz?

¹² Kimileri İsa’nın burada abartı sanatını kullandığını düşünebilir. Ama dirilme konusunu düşünün. Yehova bizi yeniden yaratabilmek için ne kadar yakından tanıyor olmalı! Bize öylesine değer veriyor ki, karmaşık genetik kodumuzu, yaşadığımız olayları, deneyimleri, her ayrıntımızı hatırlıyor. Saçlarımızı saymaksa –ki bir başta ortalama 100.000 kadar saç teli vardır– buna oranla çok basit bir iştir. İsa’nın bu sözleri bize, Yehova’nın bizimle birey olarak ilgilendiğine ilişkin ne kadar güzel bir güvence veriyor!

13. Kral Yehoşafat ile ilgili olay, kusurlu olmamıza rağmen Yehova’nın içimizdeki iyi yönleri gördüğünü nasıl gösterir?

¹³ Mukaddes Kitap bize Yehova’nın sevgisi konusunda güvence veren başka bir gerçeği daha açıklar: Yehova bizde iyi bir yön arar ve iyi yönümüze değer verir. Örneğin, iyi yürekli Kral Yehoşafat ile ilgili olayı ele alalım. Kral akılsızca bir davranışta bulunduğunda, Yehova’nın peygamberi ona “bundan ötürü senin üzerine RAB yönünden öfke vardır” dedi. Ne kadar ciddi bir söz! Ama Yehova’nın mesajı bununla bitmedi. Şöyle devam etti: “Bununla beraber sende iyi şeyler bulundu.” (II. Tarihler 19:1-3) Şu halde, duyduğu haklı öfke Yehova’yı, Yehoşafat’ın ‘iyi şeylerini’ göremez hale getirmedi. Kusurlu olmamıza rağmen Tanrımızın iyi yönlerimizi gördüğünü bilmek güvenimizi pekiştirmiyor mu?

“Bağışlayıcı” Tanrı

14. Günah işlediğimizde hangi duygular altında ezilebiliriz; ama Yehova’nın bağışlayıcı olmasından nasıl yararlanabiliriz?

¹⁴ Günah işlediğimizde hissettiğimiz düş kırıklığı, utanç ve suçluluk duygusu belki Yehova’ya hizmet etmeye layık olmadığımızı düşünmemize neden olabilir. Ama Yehova’nın “bağışlayıcı” olduğunu unutmayalım. (Mezmur 86:5, YÇ) Evet, günahlarımızdan tövbe eder ve onları tekrarlamamaya uğraşırsak, Yehova bizi bağışlar. Mukaddes Kitabın Yehova’nın sevgisinin bu şahane yönünü nasıl anlattığını ele alalım.

15. Yehova günahlarımızı bizden ne kadar uzaklaştırır?

¹⁵ Mezmur yazarı Davud, Yehova’nın bağışlayıcılığını anlatmak için canlı bir ifade kullandı: “Doğu batıdan ne kadar uzaksa, o kadar uzaklaştırdı bizden isyanlarımızı.” (Mezmur 103:12, YÇ) Doğu batıdan ne kadar uzaktır? Bir anlamda, doğu ile batı arasındaki uzaklık insanın düşünebileceği en uzun mesafedir; bu iki nokta asla birleşmez. Bir bilgin, bu ifadenin “olabildiğince uzak; düşünülebilecek en uzak yer” anlamına geldiğini belirtir. Davud’un bu ilham edilmiş sözleri, Yehova’nın günahlarımızı bağışladığında, onları bizden alıp düşünülebilecek en uzak yere götürdüğünü anlatır.

16. Yehova tarafından bağışlandığımızda, O’nun bizi artık temiz görmeye başladığına neden güvenebiliriz?

¹⁶ Hiç açık renkli bir giysiden leke çıkarmaya çalıştınız mı? Tüm çabalarınıza rağmen lekeyi bir türlü çıkaramamış olabilirsiniz. Yehova’nın, Kendi bağışlayıcılığının kapsamını nasıl tanımladığına dikkat edin: “Suçlarınız kırmız gibi olsa da, kar gibi beyaz olur; kırmız böceği gibi kızıl olsa da, yapağı gibi olur.” (İşaya 1:18) “Kırmız”, parlak kırmızı boya anlamına gelir.a “Kızıl” parlak kırmızı renktir. Günah lekesini kendi çabamızla asla çıkaramayız. Fakat Yehova kırmız gibi kıpkızıl olan günahlarımızı kar gibi, yapağı gibi bembeyaz yapabilir. Bu nedenle, O bizi bağışladığında, günah lekesini ömrümüz boyunca taşıyacağımızı düşünmemize gerek kalmaz.

17. Yehova’nın günahlarımızı arkasına atması ne anlama gelir?

¹⁷ Hizkiya, ölümcül hastalığından kurtarıldıktan sonra bestelediği dokunaklı bir şükran ilahisinde, Yehova’ya “günahlarımı arkana attın” demişti. (İşaya 38:17, YÇ) Bu betimleme, Yehova’nın, tövbe eden bir suçlunun günahlarını bir daha görmeyeceği ya da dikkate almayacağı şekilde arkasına attığını gösteriyor. Bir başvuru kitabına göre, bu ifade, “[günahlarımı] hiç işlenmemiş saydın” anlamına gelir. İnsanı ne kadar rahatlatan bir düşünce değil mi?

18. Mika peygamber, Yehova’nın günahlarımızı bağışladığında onları tamamen sildiğini nasıl gösterir?

¹⁸ Mika peygamber, Yehova’nın tövbe eden kavmini eski durumuna getireceği vaadini aktarırken, onları bağışlayacağına inandığını ifade etti: “Kendi halkından geride kalanların isyanlarını bağışlayan başka tanrı var mı? . . . . Bütün günahlarımızı denizin dibine atacaksın.” (Mika 7:18, 19, YÇ) Bu sözlerin Mukaddes Kitap devirlerinde yaşayanlar için ne anlama geldiğini düşünün. “Denizin dibine” atılan bir şeyin tekrar su üstüne çıkması tamamen olanaksız olduğuna göre, Mika’nın sözleri Yehova’nın, bağışladığında günahlarımızı tamamen sildiğini gösterir.

23. (a) Mezmur yazarının sözleri, Yehova’nın bizimle şahsen çok yakından ilgilendiğine ilişkin nasıl bir güvencedir? (b) Yehova bize ne şekillerde yardım eder?

²³ Yehova hizmetçilerine sadece grup olarak şefkat göstermez. Sevgi dolu Tanrımız bizimle birey olarak da çok yakından ilgileniyor. Yaşadığımız her acının tamamen bilincindedir. Mezmur yazarı Davud, “RABBİN gözleri salihleredir, kulakları onların feryatlarına açıktır. RAB yüreği kırık olanlara yakındır, ve ruhu ezilmiş olanları kurtarır” demişti. (Mezmur 34:15, 18) Acaba Yehova bize birey olarak nasıl yardım eder? Çektiğimiz sıkıntının kaynağını ortadan kaldırmayabilir. Ama Kendisine feryat edenlere gereken yardımı bol bol sağlar. Sözü olan Mukaddes Kitap aracılığıyla durumu farklı kılabilen pratik öğütler verir. Cemaate ruhen yeterlik sahibi nazırlar sağlar; bu nazırlar başkalarına yardım ederek O’nun merhametini yansıtmaya çalışırlar. (Yakub 5:14, 15) “Duayı işiten” bir Tanrı olarak “kendisinden dileyenlere kutsal ruhu”’ verir. (Mezmur 65:2; Luka 11:13, YÇ) Bütün bu armağanlar Yehova’nın derin şefkatinin birer ifadesidir.—Luka 1:78.