Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • İblis’in Tuzaklarına Karşı Dikkatli Olun!
    Gözcü Kulesi—2012 | 15 Ağustos
    • İblis’in Tuzaklarına Karşı Dikkatli Olun!

      ‘İblis’in tuzaklarından kurtulun’ (2. TİM. 2:26).

      NASIL CEVAPLARSINIZ?

      Başkalarını sürekli eleştiren biri ne yapmalıdır?

      İnsan korkusu ve çevre baskısına yenik düşen Pilatus ve Petrus’un yaşadıklarından neler öğrenebiliriz?

      Aşırı suçluluk duygusundan nasıl kurtulabiliriz?

      1, 2. Bu makalede İblis’in kullandığı hangi tuzak türlerini ele alacağız?

      İBLİS, Yehova’ya hizmet edenleri tuzağa düşürmek için pusuda bekliyor. Fakat o, yakaladığı her avı öldürmeye çalışan bir avcıya benzemez. İblis’in asıl hedefi avını canlı canlı ele geçirmek ve onu istediği gibi kullanmaktır (2. Timoteos 2:24-26’yı okuyun).

      2 Bir avcı, avını canlı yakalamak için değişik tuzaklar kullanabilir. Örneğin, hayvanın gizlendiği yerden çıkmasını sağlayarak onu bir kementle yakalamaya çalışabilir. Ya da hayvanı gafil avlamak için gizlediği tuzağı harekete geçiren bir mekanizma kullanabilir. İblis de Tanrı’nın sadık kullarını canlı canlı avlamak için benzer tuzaklar kullanıyor. Bu tuzaklara yakalanmamak için tetikte olmalı ve Şeytan’ın tuzaklarını gösteren uyarı işaretlerini dikkate almalıyız. Bu makalede, Şeytan’ın bize karşı kullandığı ve bir ölçüde başarılı olduğu üç tuzağı göreceğiz. Ayrıca bunlara karşı kendimizi nasıl koruyabileceğimizi ele alacağız. Bu tuzaklar, (1) düşüncesizce konuşmak, (2) insan korkusu ve çevre baskısı ve (3) aşırı suçluluk duygusudur. Sonraki makalede ise Şeytan’ın kullandığı diğer iki tuzağı göreceğiz.

      DÜŞÜNCESİZCE KONUŞMALARIN YOL AÇABİLECEĞİ YANGINA ENGEL OLUN

      3, 4. Dilimizi kontrol edememek hangi sonuçlara yol açabilir? Örnekleyin.

      3 Bazı avcılar, hayvanları saklandıkları yerden çıkarmak ve yakalamak için çalıları ateşe verir. İblis de cemaatte mecazi anlamda yangın çıkarmak ister. Bunu başardığında, cemaatin fertlerini bu korunaklı alandan çıkarıp rahatça yakalayabileceği bir yere sürüklemiş olur. Peki farkında olmadan onunla nasıl işbirliği yapabiliriz ve onun tuzağına düşebiliriz?

      4 Öğrenci Yakup dili ateşe benzetti (Yakup 3:6-8’i okuyun). Eğer dilimizi kontrol etmezsek, cemaatte mecazi anlamda yangın çıkmasına sebep olabiliriz. Bu nasıl olabilir? Şu sahneyi gözünüzde canlandırın: İbadette bir hemşire daimi öncü olarak ilan ediliyor. İbadetten sonra iki hemşire bu ilan hakkında konuşuyorlar. Biri, öncü olan bu hemşire için sevincini ve iyi dileklerini dile getiriyor. Diğeri ise, hemşirenin niyetlerini sorguluyor ve onun sadece cemaatte ön planda olmak istediği için öncü olduğunu ima ediyor. Bu iki hemşireden hangisinin dostunuz olmasını isterdiniz? Konuşma tarzıyla hangisinin cemaatte mecazi bir yangın başlatabileceğini görmek hiç de zor değil.

      5. Düşüncesizce konuşmaların yol açabileceği yangına engel olmak için hangi konuda kendimizi gözden geçirmeliyiz?

      5 Peki, düşüncesizce konuşmaların yol açabileceği yangına nasıl engel olabiliriz? İsa şöyle dedi: “Ağız yürekten taşanı söyler” (Mat. 12:34). Dolayısıyla yapmamız gereken ilk şey yüreğimizdeki niyetleri gözden geçirmektir. Yıkıcı konuşmaları körükleyecek kötü duygulardan uzak durmaya çalışıyor muyuz? Örneğin bir biraderin hizmet ayrıcalığına erişmeye çalıştığını duyduğumuzda, onun iyi niyetli olduğuna inanıyor muyuz? Yoksa bu hizmet ayrıcalığına kişisel çıkarları nedeniyle mi erişmek istediğini düşünüyoruz? Eğer zaman zaman kardeşlerimizin bencil nedenlerle Yehova’ya hizmet ettiklerini düşünüyorsak, İblis’in de Tanrı’nın sadık kulu Eyüp hakkında aynı iddiada bulunduğunu unutmayın (Eyüp 1:9-11). Kardeşlerimizle ilgili şüpheci bir tutuma sahip olmaktansa, onları neden eleştirdiğimizi düşünmemiz gerekir. Acaba kardeşimizi eleştirmek için gerçekten haklı nedenlerimiz var mı? Yoksa yüreğimiz bu dünyanın sevgisiz ruhuyla mı zehirlendi? (2. Tim. 3:1-4).

      6, 7. (a) Başkalarını eleştirmemize neden olabilecek etkenler nelerdir? (b) Hakarete uğradığımızda nasıl karşılık vermeliyiz?

      6 Şimdi de başkalarını eleştirmemize sebep olabilecek diğer etkenleri ele alalım. Kendi başarılarımızı ön plana çıkarmak istiyorsak ve kendimizi herkesten iyi göstermeye çalışıyorsak başkalarını eleştirme tuzağına düşebiliriz. Ya da, yapmamız gereken bir şeyi yapmadığımız için bahaneler bulup kardeşimizi eleştiriyor olabiliriz. Bu tarz bir tutumun nedeni ister gurur, ister kıskançlık, isterse de güvensizlik duygusu olsun, sonuç her zaman yıkıcıdır.

      7 Bazen bir kardeşi eleştirirken haklı nedenlerimiz olduğunu düşünebiliriz. Belki de geçmişte bu kardeşin düşüncesizce söylediği sözlerden zarar gördük. Durum böyleyse misilleme yapmak çözüm değildir. Bu şekilde davranmak yangına körükle gitmek gibidir. Ayrıca bu tarz bir tutum Tanrı’nın değil, İblis’in isteğiyle uyumludur (2. Tim. 2:26). Bizim bu konuda İsa Mesih’i örnek almamız gerekir. Kutsal Kitap onun hakkında şöyle der: “Hakaret gördüğünde hakaretle karşılık vermedi. . . . . Tersine, kendisini, adil şekilde yargılayanın ellerine bıraktı” (1. Pet. 2:21-23). İsa, Yehova’nın meseleleri Kendi uygun gördüğü şekilde ve zamanda ele alacağından emindi. Biz de Tanrı’ya aynı şekilde güvenmeliyiz. Eğer dilimizi yapıcı şekilde kullanırsak cemaatteki ‘barışın birleştirici bağını’ korumuş oluruz (Efesoslular 4:1-3’ü okuyun).

      İNSAN KORKUSU VE ÇEVRE BASKISI TUZAĞINA DÜŞMEYİN

      8, 9. Pilatus neden İsa’yı mahkûm etti?

      8 Tuzağa yakalanan bir hayvan hareket özgürlüğünü kaybeder. Benzer şekilde, insan korkusuna ve bununla bağlantılı olan çevre baskısına yenik düşen bir kişi de yaşamı üzerindeki kontrolünü bir ölçüde kaybeder (Özdeyişler 29:25’i okuyun). Şimdi, bu tuzağa düşen iki farklı kişinin yaşadıklarına bakalım ve onlardan neler öğrenebileceğimizi görmeye çalışalım.

      9 Romalı vali Pontius Pilatus, İsa’nın masum olduğunu biliyordu ve anlaşılan ona zarar vermek istemiyordu. Aslında Pilatus İsa’nın ‘ölümü hak edecek bir suçunu görmediğini’ söylemişti. Yine de onu ölüme mahkûm etti. Neden? Çünkü Pilatus karşısındaki kalabalığın baskısına yenik düşmüştü (Luka 23:15, 21-25). Muhalifler, “Bu adamı serbest bırakırsan, Sezar’ın dostu değilsin” diye bağırarak istediklerini yaptırmak için ona baskı yaptılar (Yuhn. 19:12). Pilatus eğer Mesih’in tarafında yer alırsa konumunu, hatta yaşamını kaybedeceğinden korkmuş olabilir. Bu nedenle o, İblis’in isteğini yaptı.

      10. Petrus neden Mesih’i inkâr etti?

      10 Elçi Petrus ise İsa’nın en yakın arkadaşlarından biriydi. O, İsa’nın Mesih olduğunu açıkça bildirmişti (Mat. 16:16). Diğer öğrenciler İsa’nın sözlerinin anlamını kavrayamayıp onu terk ettiklerinde Petrus sadakatini korumuştu (Yuhn. 6:66-69). Düşmanları İsa’yı tutuklamaya geldiğinde Petrus kılıcını kullanarak onu korumak istemişti (Yuhn. 18:10, 11). Fakat sonra, insan korkusuna yenik düştü ve İsa’yı tanıdığını inkâr etti. Bu elçi, bir an için insan korkusuna kapıldı ve bu durum cesaretle davranmasına engel oldu (Mat. 26:74, 75).

      11. Hangi olumsuz etkenlerle mücadele etmeliyiz?

      11 İsa’nın takipçileri olarak, Tanrı’yı memnun etmeyecek davranışlardan kaçınmak için etrafımızdan gelen baskılara direnmemiz gerekir. İşverenimiz veya başkaları, dürüst davranmamamız ya da cinsel ahlaksızlık yapmamız için bizi zorlayabilir. Öğrenciler sınavlarda kopya çekmek, cinsel içerikli görüntülere bakmak, sigara içmek, uyuşturucu kullanmak, aşırı alkol tüketmek veya ahlaksızca davranışlarda bulunmak üzere kendilerine baskı yapan arkadaşlarına direnmek zorunda kalabilir. Evet, insan korkusu ve çevre baskısı Yehova’yı üzmemize neden olur. Öyleyse bu tuzaklardan nasıl kaçınabiliriz?

      12. Pilatus ve Petrus’un yaptıklarından neler öğrenebiliriz?

      12 Şimdi, Pilatus ve Petrus’un yaptıklarından neler öğrenebileceğimizi görelim. Pilatus, İsa Mesih hakkında çok az bilgiye sahip olsa da, onun masum olduğunu ve sıradan biri olmadığını biliyordu. Fakat Pilatus alçakgönüllü değildi ve gerçek Tanrı’yı sevmiyordu. Bu nedenle Pilatus’a istediğini yaptırmak İblis için çok kolay oldu. Petrus ise hem Tanrı’yı çok seviyordu hem de Tanrı ve İsa Mesih’le ilgili tam bilgiye sahipti. Fakat bazen o da alçakgönüllü davranmadı ve insan korkusuna kapılarak baskıya boyun eğdi. İsa tutuklanmadan önce Petrus böbürlenerek şöyle demişti: “Hepsi sendelese de ben sendelemem” (Mar. 14:29). Eğer Petrus, Tanrı’ya mezmur yazarının güvendiği gibi güvenseydi gelecekte karşılaşacağı sınavlara daha hazırlıklı olacaktı. Mezmur yazarı şöyle söylemişti: “Yehova yanımda; ben korkmam. İnsan bana ne yapabilir?” (Mezm. 118:6). İsa yeryüzündeki yaşamının son gecesinde Petrus ve diğer iki öğrencisini yanına alıp Getsemani bahçesine gitti. Onlardan uyanık kalmalarını istedi fakat Petrus ve yanındakiler uyuyakaldılar. İsa onları uyandırdı ve şöyle dedi: “Hep uyanık kalıp dua edin ki ayartılmayasınız” (Mar. 14:38). Fakat Petrus tekrar uyudu ve daha sonra insan korkusu ve çevre baskısına yenik düştü.

      13. Yanlış bir şey yapmak konusunda baskıyla karşılaştığımızda buna nasıl direnebiliriz?

      13 Pilatus ve Petrus’un yaşadıklarından çok önemli bir şey daha öğreniyoruz: Çevre baskısına direnebilmek için alçakgönüllü, haddini bilir kişiler olmak üzere çaba göstermenin yanı sıra tam bilgiye de sahip olmalıyız. Ayrıca insanlardan değil, Yehova’dan korkmalı ve O’nu sevmeliyiz. Eğer imanımız tam bilgiye dayanıyorsa, inançlarımız hakkında kendimizden emin bir şekilde ve cesaretle konuşacağız. Bu da, çevre baskısına direnmemize ve insan korkusunu yenmemize yardım edecek. Asla kendi gücümüze fazla güvenmemeliyiz. Aksine, baskılara direnmek için Tanrı’nın gücüne ihtiyacımız olduğunu alçakgönüllülükle kabul etmeliyiz. Yehova’dan kutsal ruhunu dilemeliyiz. O’na olan sevgimiz, ismini ve ilkelerini savunmak üzere bizi harekete geçirmelidir. Ayrıca, çevre baskısıyla karşılaşmadan önce kendimizi böyle bir sınava hazırlamalıyız. Örneğin çocuğunuzun arkadaşları onu yanlış bir şey yapmaya zorlayabilir. Böyle bir durumda çocuğunuzun ne yapması gerektiğini öğrenmesi için önceden birlikte dua etmeniz ve hazırlık yapmanız çok yararlı olacaktır (2. Kor. 13:7).a

      İNSANI EZEN BİR TUZAK: AŞIRI SUÇLULUK DUYGUSU

      14. Şeytan geçmişte yaptığımız hatalarla ilgili hangi sonuca varmamızı istiyor?

      14 Bazen avcılar bir hayvanı avlamak için ağır bir kütük ya da kaya parçası kullanırlar. Bu cismi hayvanın sürekli geçtiği yol üzerinde bir yere asarlar. Her şeyden habersiz hayvan, avcının gizlediği ipe takılınca kütük ya da kaya üzerine düşer. Aşırı suçluluk duygusu da ezici bir yüke benzetilebilir. Geçmişte yaptığımız bir hatayı düşünmek ‘ezildikçe ezilmemize’ neden olabilir (Mezmur 38:3-5, 8’i okuyun). Şeytan Yehova’nın merhametine layık olmadığımızı ve O’nun standartlarına göre yaşamayı başaramayacağımızı düşünmemizi istiyor.

      15, 16. Aşırı suçluluk duygusuna kapılma tuzağından nasıl kaçınabiliriz?

      15 İnsanı ezen bu tuzaktan nasıl uzak durabiliriz? Ciddi bir günah işlediyseniz Yehova’yla ilişkinizi düzeltmek için hemen harekete geçin. İhtiyarlarla konuşun ve onlardan yardım isteyin (Yak. 5:14-16). Hatanızı düzeltmek için elinizden geleni yapın (2. Kor. 7:11). Eğer terbiye edildiyseniz cesaretsizliğe kapılmayın. Terbiye, Yehova’nın size duyduğu sevginin kanıtıdır (İbr. 12:6). Günah işlemenize yol açan davranışları tekrarlamamak üzere kararlı olun ve buna uygun davranın. Tövbe edip kötü davranışlarınızı bıraktıktan sonra, İsa Mesih’in fidyesinin suçlarınızı gerçekten örtebileceğine iman edin (1. Yuhn. 4:9, 14).

      16 Bazı kişiler, affedilmelerine rağmen kendilerini suçlu hissetmeye devam ediyor. Siz de böyle bir durumdaysanız şunu unutmayın: Petrus ve diğer elçiler, Yehova’nın biricik oğlu İsa’yı en zor anında terk etmelerine rağmen bağışlandılar. Yehova, Korintos’ta çok ağır bir ahlaksızlık suçu yüzünden cemaatten çıkarılan fakat sonradan tövbe eden bir adamı da bağışladı (1. Kor. 5:1-5; 2. Kor. 2:6-8). Tanrı’nın Sözünde ağır günahlar işleyip sonradan tövbe eden ve Tanrı tarafından affedilen kişilerden söz edildiğini görürüz (2. Tar. 33:2, 10-13; 1. Kor. 6:9-11).

      17. Fidye bize nasıl yardım edebilir?

      17 Eğer gerçekten tövbe eder ve Yehova’nın size merhamet edeceğine inanırsanız O, yaptığınız hataları bağışlar ve unutur. İsa’nın sağladığı fidyenin günahlarınızı örtemeyeceğini asla düşünmeyin. Bu tarz bir düşünceye kapılırsanız Şeytan’ın tuzağına düşmüş olursunuz. Şeytan sizi neye inandırmaya çalışırsa çalışsın, fidye günah işleyen ve tövbe eden herkesin suçlarını örtebilir (Özd. 24:16). Fidyeye iman etmek, aşırı suçluluk duygusunun yarattığı yükü üzerinizden atmanıza yardım edebilir ve Tanrı’ya bütün yüreğinizle, bütün canınızla ve bütün zihninizle hizmet etmek üzere ihtiyacınız olan gücü verebilir (Mat. 22:37).

      ŞEYTAN’IN DÜZENLERİNDEN HABERSİZ DEĞİLİZ

      18. İblis’in tuzaklarından nasıl uzak durabiliriz?

      18 Hangi tuzağa düşeceğimiz Şeytan için önemli değildir, onun tek isteği bizi yakalamaktır. Bizler İblis’in düzenlerinden habersiz olmadığımız için onun tuzaklarına düşmekten kendimizi koruyabiliriz (2. Kor. 2:10, 11). Sınavlarla mücadele ederken bize hikmet vermesi için Yehova’ya dua edersek İblis’in tuzaklarına düşmeyeceğiz. Yakup şunları yazdı: “Eğer içinizde hikmeti eksik biri varsa, herkese cömertçe ve azarlamadan veren Tanrı’dan dilemeye devam etsin, kendisine verilecektir” (Yak. 1:5). Dualarımızla uyumlu davranmak için düzenli olarak kişisel inceleme yapmalı ve Tanrı’nın Sözünü yaşamımızda uygulamalıyız. Sadık ve sağgörülü hizmetkârın sağladığı Kutsal Kitaba dayalı yayınlar da, İblis’in tuzaklarını görmemiz için yolumuza ışık tutar ve bunlardan uzak durmamıza yardım eder.

      19, 20. Neden kötüden nefret etmeliyiz?

      19 Dua etmek ve Kutsal Kitabı incelemek iyi olanı sevmemize yardım eder. Fakat, kötü olandan nefret etmemiz de aynı derecede önemlidir (Mezm. 97:10). Bencil arzuların peşinde koşmanın sonuçları üzerinde düşünmek, bunlardan kaçınmamıza yardım edebilir (Yak. 1:14, 15). Kötü olandan nefret etmeyi ve iyi olanı gerçekten sevmeyi öğrendiğimizde, Şeytan’ın tuzaklarına koyduğu yemler bize çekici değil, itici gelecek.

      20 Şeytan’ın tuzaklarına karşı bizi koruduğu için Yehova Tanrımıza minnettarız. Yehova kutsal ruhu, Sözü ve teşkilatı aracılığıyla “bizi kötü olanın elinden” kurtarıyor (Mat. 6:13). Sonraki makalede, Tanrı’nın sadık kullarını canlı canlı yakalamak isteyen İblis’in kullandığı diğer iki tuzağı ve bu tuzaklara düşmemek için neler yapabileceğimizi göreceğiz.

  • Kararlı Olun Şeytan’ın Tuzaklarından Uzak Durun!
    Gözcü Kulesi—2012 | 15 Ağustos
    • Kararlı Olun Şeytan’ın Tuzaklarından Uzak Durun!

      ‘İblis’in sinsi oyunları karşısında sarsılmadan durun’ (EFES. 6:11).

      NASIL CEVAPLARSINIZ?

      Yehova’nın bir hizmetçisi maddecilik tuzağından nasıl uzak durabilir?

      Evli Hıristiyanların zina tuzağına düşmemelerine ne yardım eder?

      Maddecilik ve cinsel ahlaksızlık tuzaklarına düşmemek konusunda kararlı olmanın sizce ne gibi yararları var?

      1, 2. (a) Şeytan neden meshedilmişlere ve ‘başka koyunlara’ karşı acımasızdır? (b) Bu makalede Şeytan’ın hangi tuzaklarını ele alacağız?

      İBLİS ŞEYTAN insanlara, özellikle de Yehova’ya hizmet edenlere acımasızca davranıyor. Hatta meshedilmişlerin artakalanıyla savaşıyor (Vah. 12:17). Cesur ve sadık olan meshedilmişler, günümüzdeki duyuru faaliyetine önderlik ediyor ve bu dünyayı Şeytan’ın yönettiğini gözler önüne seriyor. İblis, meshedilmişleri destekleyen ve sonsuz yaşam ümidine sahip olan “başka koyunları” da sevmiyor (Yuhn. 10:16). O, sonsuza dek yaşama ümidini kaybettiği için çok öfkeli. Şeytan, ümidi ne olursa olsun Yehova’ya hizmet eden hiç kimsenin iyiliğini istemiyor. Bizi ağına düşürmek için var gücüyle uğraşıyor (1. Pet. 5:8).

      2 Şeytan amacına ulaşmak için çeşitli tuzaklar kullanıyor. O, iman etmeyenlerin ‘zihinlerini körelttiğinden’, bu kişiler iyi haberi kabul etmiyor ve onun kurduğu tuzakları göremiyor (2. Kor. 4:3, 4). Fakat İblis, Krallık mesajını kabul edenleri de tuzağa düşürüyor. Önceki makalede Şeytan’ın şu üç tuzağından nasıl uzak durabileceğimizi görmüştük: (1) Düşüncesizce konuşmak, (2) insan korkusu ve çevre baskısı ve (3) aşırı suçluluk duygusu. Şimdiyse, Şeytan’ın kurduğu diğer iki tuzağa düşmemek için neler yapabileceğimizi görelim. Bu tuzaklar maddecilik ve zinaya yol açabilecek ayartmalardır.

      İNSANI BOĞAN TUZAK: MADDECİLİK

      3, 4. Bu ortamın kaygıları bizi maddecilik tuzağına nasıl düşürebilir?

      3 İsa verdiği örneklerden birinde dikenler arasına ekilen tohumdan bahsetmişti. Daha sonra bu durumdaki biriyle ilgili şöyle dedi: “Kişi sözü duyar, fakat bu ortamın kaygısı ve zenginliğin aldatıcı gücü sözü boğduğundan o verimsiz olur” (Mat. 13:22). Evet, maddecilik düşmanımız Şeytan’ın kullandığı tuzaklardan biridir.

      4 İsa, bir araya geldiğinde ‘sözü boğabilecek’ iki etkenden bahsetti. Bir tanesi ‘bu ortamın kaygısıdır.’ İçinde bulunduğumuz ‘çetin ve bunalımlı dönemde’ bizi kaygılandıran çok şey var (2. Tim. 3:1). Hayat pahalılığı ve işsizliğin artması yüzünden ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanabiliriz. Aynı zamanda gelecek için kaygı çekebilir ve ‘Acaba emekli olduğumda elime geçecek parayla geçinebilecek miyim?’ diye düşünebiliriz. Bu tarz kaygılara kapılan bazıları, paranın yaşamlarını güvence altına alacağını düşünerek maddi şeylerin peşinden koştu.

      5. ‘Zenginliğin gücü’ bizi nasıl aldatabilir?

      5 İsa’nın bahsettiği diğer etken ‘zenginliğin aldatıcı gücüdür.’ Bu etken kaygıyla birleştiğinde sözü boğabilir. Aslında Kutsal Kitap ‘paranın korunak’ olduğunu kabul eder (Vaiz 7:12). Ancak maddi şeylerin peşinde koşmak hikmetli bir davranış değildir. Birçokları zengin olmak için çabaladıkça maddecilik tuzağının kendilerini daha da çok içine çektiğini fark ettiler. Hatta bazıları paranın kölesi oldular (Mat. 6:24).

      6, 7. (a) İşimiz bizi maddecilik tuzağına nasıl düşürebilir? (b) İsa’nın bir takipçisi mesaiye kalması teklif edildiğinde neleri düşünmelidir?

      6 Zengin olma arzusu masumane duygularla başlayabilir. Şu sahneyi zihninizde canlandırın: İşvereniniz size şöyle diyor: “Sana iyi haberlerim var. Şirketimiz büyük ihaleyi kazandı. Önümüzdeki birkaç ay mesai yapmamız gerekecek, ancak alacağın paraya değer doğrusu.” Böyle bir teklif karşısında nasıl tepki verirdiniz? Elbette, önemli sorumluluklarınız arasında ailenizin maddi ihtiyaçlarını karşılamak da var, ancak sorumluluklarınız sadece bununla sınırlı değil (1. Tim. 5:8). Düşünmeniz gereken başka şeyler de var. Kaç saat mesaiye kalmanız gerekecek? İşiniz yüzünden, cemaat ibadetleri ve Aile İbadeti gibi ruhi faaliyetleriniz aksayacak mı?

      7 Mesaiye kalıp kalmamak konusunda bir karar verirken hangi şeyin daha önemli olduğunu düşünüyorsunuz? Banka hesabınızın mı, Yehova’yla ilişkinizin mi? Daha fazla para kazanma arzusu, Krallıkla ilgili uğraşları hayatınızda ilk plana koymanıza engel olacak mı? Kendinizin ve ailenizin ruhi ihtiyaçlarını ihmal ettiğinizde maddeciliğin sizin için nasıl bir tuzak haline gelebileceğini görüyor musunuz? Eğer böyle bir durumdaysanız, kararlı olup maddecilik tuzağının sizi boğmasına nasıl engel olabilirsiniz? (1. Timoteos 6:9, 10’u okuyun).

      8. Kutsal Yazılardaki hangi örnekler yaşam tarzımızı gözden geçirmek konusunda bize yardım edebilir?

      8 Maddeciliğin bizi boğmasını önlemek için yaşam tarzımızı zaman zaman gözden geçirelim. Davranış tarzıyla ruhi şeylere değer vermediğini gösteren Esav gibi olmayı asla istemeyiz (Başl. 25:34; İbr. 12:16). Ayrıca İsa’nın konuştuğu zengin adam gibi de olmamalıyız. İsa ona, tüm mal varlığını satıp fakirlere vermesini ve kendisinin takipçisi olmasını söylemişti. Ancak adam, İsa’nın dediklerini yapmaktansa oradan “kederli bir halde ayrıldı, çünkü malı mülkü çoktu” (Mat. 19:21, 22). Zenginlik tuzağına düşen bu adam çok büyük bir ayrıcalığı, yani dünyada yaşamış en büyük adamın takipçisi olma fırsatını kaçırdı. İsa Mesih’in öğrencisi olma ayrıcalığını kaybetmemek için hepimiz çok dikkatli olalım.

      9, 10. Kutsal Yazılara göre maddi şeylerle ilgili nasıl bir bakış açısına sahip olmalıyız?

      9 Maddi şeylerle ilgili aşırı kaygı çekmemek için İsa’nın şu öğüdünü dikkate almalıyız: “‘Ne yiyeceğiz?’ ‘Ne içeceğiz?’ ya da ‘Ne giyeceğiz?’ diyerek kaygı çekmeyin. Milletler hevesle bunların peşinden koşar. Fakat gökteki Babanız bütün bunlara ihtiyacınız olduğunu bilir” (Mat. 6:31, 32; Luka 21:34, 35).

      10 Zenginliğin aldatıcı gücüne yenilmektense, Kutsal Kitaptaki şu sözleri kaleme alan Agur’un bakış açısına sahip olmaya çalışalım: “Ne yoksulluk ne de zenginlik ver. Payıma düşeni yiyebileyim” (Özd. 30:8). Anlaşılan Agur yaşamak için paraya ihtiyacı olduğunu biliyordu, fakat zenginliğin aldatıcı gücünün de farkındaydı. Bu ortamın kaygılarının ve zenginliğin aldatıcı gücünün ruhi açıdan yıkıma sebep olabileceğini unutmayalım. Maddi şeylerle ilgili gereksiz kaygı çekmek zamanınızı çalabilir, enerjinizi tüketebilir ve Krallıkla ilgili uğraşları yaşamınızda ilk plana koymanıza engel olabilir. Bu nedenle Şeytan’ın maddecilik tuzağına düşmemek üzere kararlı olun (İbraniler 13:5’i okuyun).

      KURNAZCA GİZLENMİŞ BİR ÇUKUR: ZİNA

      11, 12. İsa’nın bir takipçisi işyerinde nasıl zina tuzağına düşebilir?

      11 Avcılar güçlü bir hayvanı yakalamak için hayvanın sık geçtiği bir yola çukur kazıp üzerini de dallarla ve toprakla örterek kamufle ederler. Şeytan’ın da en başarılı tuzaklarından biri ahlaksızlıktır (Özd. 22:14; 23:27). İsa’nın bazı takipçileri, ahlaksızlığa yol açabilecek durumlardan kaçınmadıkları için bu çukura düştüler. Bazı evli Hıristiyanlar, başkalarına karşı içlerinde romantik duyguların oluşmasına engel olmadılar ve bunun sonucunda zina yaptılar.

      12 Evli biri işyerinde de böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilir. Bir araştırma, zina yapan kadınların yarısından fazlasının ve erkeklerin 4’te 3’ünün bunu iş arkadaşıyla yaptığını gösteriyor. Siz de işiniz gereği karşı cinsten biriyle mi çalışıyorsunuz? Eğer öyleyse, onlarla nasıl bir ilişkiniz var? Onlarla aranıza, sadece iş arkadaşı olduğunuzu ve bundan başka herhangi bir şeyin olmayacağını belli eden sınırlar koyuyor musunuz? Örneğin, bir hemşire işyerindeki bir erkekle sürekli sohbet ediyorsa bir süre sonra bu adam onun sırdaşı haline gelebilir, hatta hemşire ona evliliğiyle ilgili sorunlarını bile anlatacak kadar güvenmeye başlayabilir. Başka bir durumda ise, bir birader işyerindeki bir kadınla kurduğu arkadaşlık sonucunda şunları düşünebilir: “Fikirlerime değer veriyor ve konuştuğumda beni gerçekten dinliyor. Ayrıca yaptıklarımı takdir ediyor. Keşke eşim de böyle yapsa.” Bu gibi durumlarda olan İsa’nın takipçilerinin zina yapma tehlikesiyle nasıl burun buruna geldiklerini görebiliyor musunuz?

      13. Uygun olmayan romantik ilişkiler cemaat içinde nasıl gelişebilir?

      13 Uygun olmayan romantik ilişkiler cemaat içinde de gelişebilir. Yaşanmış bir tecrübeye bakalım. Daniel ve karısı Saraa daimi öncü olarak hizmet ediyorlardı. Daniel kendi deyimiyle hiçbir şeye hayır diyemeyen bir ihtiyardı. Kendisine verilen her hizmet ayrıcalığını büyük bir hevesle kabul ediyordu. Ayrıca Daniel’in beş tetkiki vardı ve onlardan üçü vaftiz edildi. Yeni vaftiz edilen bu üç biraderin yardıma çok ihtiyacı vardı. Daniel teokratik görevleriyle meşgul olduğu zamanlarda bu biraderlere çoğu kez Sara yardım ediyordu. Kısa zaman sonra durum şu hale geldi: Daniel’in eski tetkikleri ihtiyaç duydukları desteği Sara’dan alıyordu. Sara da ihtiyacı olan ilgiyi Daniel’in tetkiklerinden görüyordu. Aslında ölümcül bir tuzak kurulmuştu. Daniel şunları söylüyor: “Eşim aylar boyunca sürekli kendinden verdiği için ruhen ve duygusal açıdan tükendi. Bunun üzerine bir de ben onu ihmal edince sonuç tam bir felaket oldu. Eşim eski tetkiklerimden biriyle zina yaptı. Teokratik sorumluluklarımla o kadar meşguldüm ki, onun gözlerimin önünde ruhen ne kadar zayıfladığını fark edemedim.” Peki siz böyle bir felaketi nasıl önleyebilirsiniz?

      14, 15. Evli Hıristiyanların zina tuzağından uzak durmalarına neler yardım eder?

      14 Zina tuzağından uzak durmak için evlilik bağının anlamı üzerinde derin düşünün. İsa şöyle demişti: “Tanrı’nın birleştirdiğini insan ayırmasın” (Mat. 19:6). Teokratik ayrıcalıklarınızın asla eşinizden daha önemli olduğunu düşünmeyin. Ayrıca gereksiz faaliyetler nedeniyle sık sık eşinizden ayrı zaman geçirmeniz evliliğinizdeki bir zayıflığın göstergesi olabilir. Bu durum ayartmayla karşılaşmanıza, belki de ciddi bir günah işlemenize yol açabilir.

      15 Peki bir ihtiyarsanız sürü ne olacak? Elçi Petrus şöyle yazmıştı: “Size emanet edilen Tanrı’nın sürüsünü güdün; zorla değil, istekle; yakışıksız kazanç sevdasıyla değil, hevesle” (1. Pet. 5:2). Tabii ki, cemaatteki kardeşlerinizin ihtiyaçlarıyla ilgilenmelisiniz. Bununla birlikte bir gözetmen olarak görevlerinizi yerine getirmek uğruna eşinize karşı sorumluluklarınızı ihmal etmemelisiniz. Eşiniz evde “açlık çekerken” cemaati “beslemeye” çalışmanız anlamsız, hatta tehlikeli olacaktır. Yukarıda adı geçen Daniel şöyle dedi: “Asla ailenizi ihmal edecek kadar sorumluluklarınızla meşgul olmamalısınız.”

      16, 17. (a) Evli Hıristiyanlar iş arkadaşlarına, onlarla romantik bir ilişki yaşamak istemediklerini nasıl belli edebilirler? (b) Zinadan uzak durmamıza yardım edecek hangi makaleler var?

      16 Gözcü Kulesi ve Uyanış! dergilerinde, İsa’nın takipçilerinin zina tuzağından uzak durmalarına yardım edebilecek birçok pratik öğüt bulunur. Örneğin, 15 Eylül 2006 tarihli Gözcü Kulesi dergisinde şu öğüt yer almıştı: “İşyerinde veya başka bir yerde karşı cinsten biriyle yakınlaşmanıza neden olabilecek durumlara karşı uyanık olun. Örneğin böyle biriyle mesaiye kalmak ayartıcı durumlara yol açabilir. Evli bir erkek veya kadın olarak sözleriniz ve davranışlarınızla, eşiniz dışında biriyle romantik bir ilişki istemediğinizi belli etmelisiniz. Tanrı’ya bağlılığın peşinde olan biri, herhalde flört ederek veya iffetsizce giyinip kuşanarak uygun olmayan şekilde dikkat çekmek istemez. . . . . İşyerinizde eşinizin ve çocuklarınızın fotoğraflarının olması, size ve başkalarına önceliklerinizi hatırlatır. Hiç kimsenin ayartıcı girişimlerini teşvik etmemeye veya hoş görmemeye kesin kararlı olun.”

      17 Uyanış! dergisinin Nisan 2009 tarihli sayısında ise “Evlilikte Sadakat Gerçekten Ne Anlama Gelir?” başlıklı bir makale yer aldı. Makale, bir kişinin eşinden başka biriyle ilgili cinsel fanteziler kurmasının yanlış olduğunu gösteriyordu. Ayrıca, cinsel fanteziler kurmanın zina yapma olasılığını artırdığı üzerinde duruyordu (Yak. 1:14, 15). Eğer evliyseniz, eşinizle birlikte zaman zaman böyle bilgileri gözden geçirmeniz akıllıca olacaktır. Evlilik bizzat Yehova’nın kurduğu bir düzenlemedir ve kutsaldır. Eşinizle evliliğiniz hakkında konuşmak üzere zaman ayırmak, kutsal düzenlemelere değer verdiğinizi göstermenin güzel bir yoludur (Başl. 2:21-24).

      18, 19. (a) Zinanın sonuçları nelerdir? (b) Eşlerin birbirine sadık olmaları neyle sonuçlanır?

      18 Uygun olmayan romantik bir ilişkiye başlamak üzere olduğunuzu hissediyorsanız, ahlaksızlık ve zinanın yıkıcı sonuçları üzerinde derin düşünün (Özd. 7:22, 23; Gal. 6:7). Ahlaksızlık yapan biri Yehova’nın onayını kaybeder, ayrıca eşine ve kendine zarar verir (Malaki 2:13, 14’ü okuyun). Aynı zamanda iffetli bir şekilde yaşamanın olumlu sonuçları üzerinde de düşünün. Böyle yaşayan biri, sonsuz yaşam ümidinin yanı sıra şimdiden en iyi yaşam tarzına ve temiz bir vicdana sahip olur (Özdeyişler 3:1, 2’yi okuyun).

      19 Mezmur yazarı şöyle dedi: “[Tanrı’nın] kanununu sevenlerin barışı bol olur, onları hiçbir şey tökezletmez” (Mezm. 119:165). O halde, hakikati sevelim ve bu kötü ortamda ‘akılsız insanlar gibi değil akıllı insanlar gibi yürüdüğümüz yola çok dikkat edelim’ (Efes. 5:15, 16). Yürüdüğümüz yollar Şeytan’ın, Tanrı’ya hizmet edenleri avlamak için kurduğu tuzaklarla dolu. Fakat bizler kendimizi korumak için gereken donanıma sahibiz. Yehova, ‘sarsılmadan durabilmemiz’ ve ‘kötünün tüm ateşli oklarını söndürmemiz’ için ihtiyacımız olan her şeyi sağlamıştır (Efes. 6:11, 16).

Türkçe Yayınlar (1974-2025)
Oturumu Kapat
Oturum Aç
  • Türkçe
  • Paylaş
  • Tercihler
  • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
  • Kullanım Şartları
  • Gizlilik İlkesi
  • Privacy Settings
  • JW.ORG
  • Oturum Aç
Paylaş