Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w84 1/12 s. 31-32
  • İlginç Sorulara Cevaplar

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • İlginç Sorulara Cevaplar
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
  • Benzer Malzeme
  • Tırnaklarınıza İyi Bakıyor musunuz?
    Uyanış!—1998
  • Sonsuza Dek Yaşayabilirsiniz
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2006
  • Ebedi Hayat İçin İman Etmek
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1990 (Dinsel Seri 109-112)
  • Ölüler Yaşıyor mu? Tanrı Bu Konuda Ne Diyor?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1987 (Dinsel Seri 73-84)
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
w84 1/12 s. 31-32

İlginç Sorulara Cevaplar

Ölmezlikle ebedi hayat arasında nasıl bir fark var?

Hem gökte ruhi hayatı alan meshedilmiş olanlar, hem de Cennet yeryüzünde yaşamak sonsuz hayata sahip olacaklardır. Böylece bu sonucu düşünürsek, gökte ölmezlik ve yeryüzünde ebedi hayat, aslında aynı hedefle sonuçlanır: Ebediyen yaşamakla. Böyle olmakla birlikte, ölmezlikle ilgili ayrıca bazı şeyler söylenebilir.

“Ölmezlik” olarak çevrilen Yunanca sözcük (athanasia) olumsuzluk eti a ve “ölüm” anlamına gelen thanatos’tan türetilmiştir. Ölmezlik sözcüğünün esas anlamı ‘ölümsüz’ veya ‘ölümsüzlüktür.’ Anlaşıldığı üzere, Yehova, tüm hayatın mutlak kaynağı olup ölmezliğe sahiptir. (Mezmur 36:9; 90:1, 2) Bunu doğrulayan gerçek, şimdi Tanrı’nın “izzetinin nuru ve cevherinin öz sureti” olan izzetlendirilmiş Oğlunun, “kıralların Kıralı ve rablerin Rabbi, ölmezliğe yalnız malik olan” kişi olarak tanıtılmasıdır. (İbraniler 1:3; I. Timoteos 6:15, 16) Hiçbir yaratık, İsa’nın ölmezliğini elinden alamaz, bu bakımdan o, ölebilen insanlardan veya ruhi yaratıklardan farklıdır. Şunu da okuyoruz: “Mesih ölülerden dirilmiş olup artık ölmiyeceğini, artık ölüm ona saltanat etmiyeceğini bil”iriz.—Romalılar 6:9.

Her ne kadar ölmezlik, bir bakıma ebedi hayatla sonuçlanıyorsa da, ölmezlik, ona sahip olanın ebediyen yaşamasından herhalde daha fazlasını ifade eder. Ölmezliğin, hayatın belirli bir niteliği olduğu anlaşılır; ayrıca ölmezlik çürümezlikle bağlantılıdır. Mukaddes Kitap semavi mükâfatı alan Tanrı’nın ruhla meshedilmiş hizmetçileri hakkında şöyle der: “[İnsan vücudundaki] bu çürüyücü, çürümezliği giymek, ve bu ölücü, ölmezliği giymek gerektir. Fakat bu çürüyücü, çürümezliği giymiş, ve bu ölücü ölmezliği giymiş olunca, yazılmış olan kelâm o zaman vaki olacaktır: ‘ölüm zaferde yutuldu.’”—I. Korintoslular 15:53, 54.

Bununla beraber, Mukaddes Kitap hayatın ölmezlik denilen niteliği hakkında pek fazla ayrıntı vermez. Ölücü insanların, hatta yeryüzünde ebediyen yaşama ümidine sahip olan kâmil insanların bile, ölmemeleri ve vücutlarının çürüme görmemeleri için, yiyip içmeleri gerektiğini biliyoruz. (Tekvin 2:9, 15, 16) Şüphesiz ölmezlik, yiyip içmekle sürdürülmesi gereken bir hayat tarzı değildir. Böylece ölmezlik alan herkesin artık ölüme tabi olmadığı veya ‘ölümün onların üzerine artık hüküm sürmediği’ söylenebilir. Bu gerçek de, ruhi bedenlerin veya organizmaların özünlü olarak bozulmanın, mahvolmanın veya çürümenin ötesinde olduğunu gösteren çürümezliği almalarına uygundur. (II. Korintoslular 5:1; Vahiy 20:6 ile karşılaştır.) Bu yönlerden bakılırsa, ölmezlikle ebedi hayat arasında bir fark olduğu anlaşılabilir.

Meshedilmiş olanlara ölmezlik mükâfatını veren, kâmil Hâkim Yehova Tanrı’dır. Kendisi, sonsuz hikmeti ve anlayışıyla bu kimselerin tamamen denenmiş oldukları ve ölmezlik için şüphe götürmez şeklinde ehliyetli saydığı zaman, biz de onların sonsuza kadar sadık kalacaklarına güvenebiliriz. Yehova’nın gerek ölmez ruhlar olarak, gerekse de kâmil insanlar olarak sonsuz hayata layık saydığı herkes, O’na ebediyen tapınabilecek durumda olacak. Böylece sonunda, hem insan olarak ebediyen yaşamak, hem de gökte ölmezliğe sahip olmak, sonsuz hayatla sonuçlanır.—Yuhanna 17:3.

Yuhanna 20:25’ten, İsa’nın direğe ellerinden ayrı ayrı çivilediği sonucunu çıkarmak yerinde midir?

M’Clintock ve Strong’un Cyclopaedia of Biblical, Theological and Ecclesiastical Literature adlı kitabında şöyle okuyoruz:

‘Rabbi direğe çakmak için üç mü, yoksa dört mü çivi kullanıldığı konusunu tartışmak için çok vakit ve emek harcamıştır. Nonnus, sadece üç tane kullanıldığını öne sürmektedir. Gregor Nazianzen de, onu destekler. Yaygın inancın ise, dört çivinin kullanılmasıdır. Bu fikri Curtius, uzun uzun konuşarak ve düzme diller ileri sürerek destekler. Başkaları da, çivi sayısını ön dörde kadar yükselttiler.’—Cilt II. sayfa 580.

Matta 27:35’de sadece şunu okuyoruz: “Onu direğe gerdikten sonra, esvabını kura çekerek aralarında paylaştılar.” Markos, Luka ve Yuhanna’da olduğu gibi bu konuda hakkında az ayrıntı veriliyor. İsa’nın diriltilmesinden sonra Tomas şöyle dedi: “Eğer ben ellerinde çivilerin yerini görmezsem, ve çivilerin yerine parmağımı koymazsam, böğrüne de elimi koymazsam, inanmam.” (Yuhanna 20:25) Her ne kadar suçlular bazen direğe iplerle bağlandılarsa da, İsa Mesih çivilendi. Bazıları, Yuhanna 20:25’ten, her eli için bir çivi olmak üzere ayrı ayrı iki çivinin kullanılmış olduğu sonucunu da çıkarmışlardır. Fakat Thomas’ın, çiviler diye çoğul ifadesini kullanması, İsa’nın her elinin ayrı ayrı çivilendiğini gösteren kesin ve ayrıntılı bir tarif olarak anlaşılmalı mı?

Luka 24:39’da diriltilmiş İsa: “Ellerime, ayaklarıma bakın; bizzat benim kendim” dedi. Bu ayet, Mesih’in ayaklarının da çivilenmiş olduğu sonucunu verir. Tomas, İsa’nın ayaklarındaki çivi yerlerinden söz etmediğine göre, “çiviler” diyerek çoğul kullanması, İsa Mesih’in direğe gerilmesinde birden fazla çivinin kullanılmış olduğuna dair bir değinme tarzı olabilir.

Şu halde, kesinlikle kaç çivinin kullanılmış olduğunu söylemek mümkün değildir. İsa Mesih’i direkte gösteren resimler, sadece sahip olduğumuz sınırlı gerçeklere dayanarak, sanatçıların yaptığı temsili tasvirler olarak anlaşılmalıdır. Böyle önemsiz bir ayrıntı üzerinde yapılan tartışmalarla, “Oğlunun ölümü vasıtası ile Allah ile barıştık” sözlerindeki çok daha önemli hakikatin gölgelenmesine izin verilmemelidir.—Romalılar 5:10.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş