Ortadoğu Armagedon’un Yeri midir?
“DÜNYA son savaşın başlama saatine koşarken, dikkat edilmesi gereken şehir, New York, Moskova, Paris veya Kahire değil, Kudüs şehridir!” Teolog John F. ve John E. Walvood, Armagedon, Oil and the Middle East Crisis başlıklı kitaplarında böyle demişlerdi.
Birçok kişi hem Kudüs şehrine, hem de bulunduğu bölgeye gerçekten kaygıyla bakmaktadır. Londra’da çıkan Times gazetesi: “Ortadoğu daha da korkutucu oluyor” demektedir. Bazıları, orada Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyet Rusya arasında olacak bir çarpışmanın hemen hemen kaçınılmaz olacağından korkmaktadırlar. 1984 yılının Ocak ayında rakip süper kudretler arasındaki ilişkiler o oranda bozulmuştur ki, Bulletin of the Atomic Scientists, ünlü “kıyamet günü saati”ni (dünyanın nükler harabiyete yakınlığını gösteren bir simge), gece yarısına üç dakika kalaya ayarlanmıştır. Aynı Bulletin şöyle demiştir: “Böylece tarihsel önemi olan nazik bir anda, bir çarpışmanın eşiğinde, süper kudretler arasında herhangi bir görüşme şeklinin yerini, kaba kuvvet gösterisinin alacağı tehdidi altındaki bir zamanda bulunuyoruz. Bu korkunç bir manzara arz etmektedir.”
Bununla beraber, tutucu teologlar, vaizler ve TV vaizlerinin artan bir sayısı, bu gelişmeleri alkışlıyorlar. Ortadoğu gerginliğinin giderek artması onların yakında Armagedon’un oralarda meydana geleceğini destekleyen şaşırtıcı kehanetlerini sanki doğrulamaktadır! Ve bu tehlikeyi kitap, söylev ve televizyon aracılığıyla haber vererek epeyce taraftar toplamışlardır.
Bu yorumcular, olayların sırasını tartışırlar. Fakat tipik bir ‘Armagedon senaryosu’ şöyle cereyan eder: ‘Kıyamet günü’nün hazırlık devresi, zaten İsrail Devletinin kuruluşuyla başlamıştır. Bundan dolayı, kendilerinin göğe alınıp götürülme zamanının pek yakın olduğunu hissederler. Onlara göre, hakiki Hıristiyanlar, yakında aniden yeryünden alınıp göğe götürüleceklerdir. Birçok vaiz, bundan hemen sonraki yedi “sıkıntı” yılı süresinde, İsrail milletinin Hıristiyanlığa çevrileceği kehanetinde bile bulunmuştur. Bununla beraber insanlığın çoğu, on milletten oluşan bir birliği yönetecek olan çekici ve etkili bir diktatörün (“Mesih muhalifi”) büyüsünün altına getirilecekmiş. Hatta, İsrail’in bile onun saffına gireceğine inanmaktadırlar. Fakat bundan sonra, “Mesih muhalifi” yeni bir saldırıya geçecek ve bu Ortadoğu’da toplu bir savaşa, yani Armagedon’a yol açacaktır.
Bu görüş, belki bazılarına tamamen uygun gelir. Zira ne de olsa, Mukaddes Kitap önceden “Armagedon”da, milletlerin savaşmak için bir araya toplanacaklarını bildirir. (Vahiy 16:14-16) Acaba Mukaddes Kitap gerçekten bu olayın Ortadoğu’da meydana geleceğini mi gösteriyor? Acaba bu savaş yerinin ne anlam ve önemi vardır?