Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w86 1/4 s. 3-4
  • Barış ve Güvenlik İhtiyacı

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Barış ve Güvenlik İhtiyacı
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1986 (Dinsel Seri 61-72)
  • Benzer Malzeme
  • Kutsal Kitap Nükleer Savaş Hakkında Ne Der?
    Ek Konular
  • Birinci Dünya Savaşı ve Ağrıların Başlangıcı
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
  • Kalıcı Barışı Kim Getirebilir?
    Uyanış!—1996
  • “Tüm Savaşları Sona Erdirecek Savaş”
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2008
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1986 (Dinsel Seri 61-72)
w86 1/4 s. 3-4

Barış ve Güvenlik İhtiyacı

“Yirminci yüzyıldaki savaşlar, her bakımdan gittikçe daha acımasız daha yıkıcı ve daha alçakça olmuştur. . . . . Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atılan bombalar bir savaşa son verdi. Aynı zamanda onlar, başka bir savaşın olmaması gerektiğini bize açıkça gösterdi. Tüm insanların ve liderlerin almaları gereken ders budur; ve ben onlar bu dersi aldıkları zaman sürekli barışa giden yolu bulacaklarına inanıyorum. Başka bir seçeneğimiz yoktur.”—Henry L. Stimson. “The Decision to Use the Atomic Bomb”, Harper’s Magazine, Şubat 1947.

YUKARIDAKİ sözler, Birleşmiş Milletlerin kuruluşundan ancak bir yıl sonra, 1940–1945 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri’nin Savunma Bakanı olan H. L. Stimson tarafından söylenmişti. Fakat bugün, ondan yaklaşık 40 yıl sonra, insanın bu “ders”i aldığı söylenebilir mi? Cevap için II. Dünya Savaşından beri insanların, savaşlara ve savaş hazırlıklarına ödemiş oldukları büyük harcamalara bakmak yeter.

İNSAN HAYATINA VERİLEN ZARARLAR: Birleşmiş Milletlerin barış çabalarına rağmen, II. Dünya Savaşından beri yapılan savaşların insan hayatına verdiği zararlar acaba nelerdir? “II. Dünya Savaşından beri 66 ülke ve bölgede (yılda en az 1.000 kişinin ölümüyle sonuçlanan) 105 büyük savaş oldu . . . .. 1945 yılından beri cereyan eden savaşlar, 16 milyon insanın ölümüne neden oldu ve ölenlerin çoğu ise, sivildi. (Özellikle ölen sivillerin sayısı noksandır; çoğu savaşlarla ilgili resmi kayıtlar tutulmaz.)”—World Military and Social Expenditures 1983; Ruth Sivard.

Barış ve güvenlik, gerçekten gittikçe dünyadan uzaklaşmakta, savaşların sayısı ise, artmaktadır. Ruth Sivard şöyle demektedir: ‘1950’lerde [savaş sayısı] yılda ortalama 9 idi; 1960’larda yılda 11 oldu; 1970’lerde ise, . . . . yılda 14’e yükseldi.’

PSİKOLOJİK ZARARLAR: Hiroşima’dan beri insanlık nükleer savaşın korkusuyla yaşamaktadır. Evet, 1945 yılında sadece birkaç nükleer bomba vardı; bu sayı 1983’te dünya çapında 50.000’e ulaştı. Ve hâlâ üretilmeğe devam edilmektedir! Nükleer silahların ve onlara sahip olan ülkelerin sayısının artmasıyla, doğal olarak nükleer savaş tehlikesi de arttı. Bununla birlikte, nükleer bir savaşın korkusuyla yaşamanın psikolojik etkileri acaba nelerdir?

Preparing for Nuclear War—The Psycological Effects (Nükleer Savaşa Hazırlanmanın Psikolojik Etkileri) kitabı şöyle bir cevap vermektedir: “Nükleer silahların gölgesinde yaşamanın çocukların ve reşitlerin arzu ve davranışları üzerindeki etkilerini acilen araştırmak gerekir . . . . Bu araştırma konusu, toplumlarımız için büyük, sürekli ve kuşakların olgunlaşmalarıyla artan bir masraf demek olabilecektir. Bir çocuğun düşlerine paha biçilebilir mi?”

Gerçekte, özellikle gençler güvensiz bir gelecekten zarar görürler. On ilâ on iki yaşlarındaki Avustralyalı öğrenciler arasında yapılan yeni bir anket, şu türden cevaplara yol açtı: “Ben büyüdüğüm zaman, bir savaşın olacağına ve Avustralya’da yaşayan herkesin öleceğine inanıyorum.” “Dünya bir yıkıntı olacak, her yeri ölüler dolduracak ve A.B.D. yeryüzünden silinip yok olacaktır.” Çocukların yüzde 70’inden fazlası, “nükleer savaştan bir olasılık olarak söz ettiler.” Bazı sosyal araştırmacılar, gençlerin, “bugün iyi yaşayalım” (günü gün edelim) tutumundan doğan heyecan arama hevesinin, kısmen, geleceğe karşı duyulan güvensizlikten kaynaklandığı kanısındadırlar.

EKONOMİK ZARAR: 1930’ların ortalarından önce dünyanın yıllık askeri harcamaları yaklaşık 4,5 milyar dolar kadardı. Bu rakam, 1982 yılında 660 milyar dolara yükseldi ve bildiğiniz gibi hâlâ da artmaktadır. Bu masrafların büyüklüğünü anlayabilmek için World Military and Social Expenditures 1983 (Dünya Askeri ve Sosyal Harcamaları 1983) yayını şöyle bir açıklamada bulunmaktadır: “Her dakikada 30 çocuk gıda ve ucuz aşı yokluğundan ölmektedir ve dünyanın askeri bütçesi ise, her dakikada kamu hazinesinden 1,3 milyon dolar yutmaktadır.” (İtalik harfler tarafımızdan) Ve şimdi, yani iki yıl sonra ise, her bir dakikadaki harcama 2 milyon dolara ulaştı.

İnsanın, savaşlar ve savaş hazırlığı için ödediği bu büyük pahayı göz önünde bulundurursanız, onun tek başına “sürekli barışa giden yol”u kesinlikle bulamadığı söylenebilir. Bununla birlikte kendinize şunu sorun: Günlerimizde dünya çapında barış ve güvenliğe giden bir yol var mı? Bu barış hangi kaynaktan gelebilir? Birleşmiş Milletlere mi ümit bağlamalıyız? Yoksa barış ve güvenlik için başka bir ümit var mı?

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş