“Dünyanın Sonu”—Nedir?
MUKADDES KİTABIN, “dünyanın geç”mekte olduğu gerçeğiyle ilgili söyleyecek pek çok şey vardır. Birçok ayetlerinde “bu sistemin sonu” olarak da adlandırdığı zamanla ilgili ayrıntılı bilgi verir. Buna göre Mukaddes Kitap, “dünyanın sonun”dan söz ederken neyi kasteder? Üzerinde yaşadığımız yeryüzünün yok edileceğini mi?—I. Yuhanna 2:17; Matta 24:3.
Tanrı’nın halen dünyada var olan korku verici durumları ortadan kaldırmak için yeryüzünü yok etmesi gerekmez. İnsanlar arasındaki sorunların nedeni yeryüzü değildir. İnsanlar, özellikle de Yaratıcı Yehova Tanrı’yı ve kanunlarını görmezlikten gelenler bundan sorumludurlar. Yeryüzünde yaşayan birçok kişi için yaşamı kâbus haline getirenler yine onlardır. Böylece Tanrı’nın bunları ortadan kaldırmak için yeri yok etmesi gerekmez.
SUÇLULARDAN KURTULMAK
Örneğin, evinizde bir sürü fare olduğunu fark ettiğinizde, onlardan nasıl kurtulurdunuz? Evinizi mi yakardınız? Hayır! Ya fare kapanı kullanırdınız, ya da bir kedi ile onlardan kurtulmaya çalışırdınız. Ancak, evinizi yakmazdınız.
Tilkiler, üzerlerindeki bitlerden kurtulmak için bazen kendilerine zarar vermeyen bir yöntem kullanırlar. Sadece nefes almak için burunları dışarıda kalacak şekilde suya girerek su seviyesinde kalıp ağızlarında bir dal tutarlar. Bitler boğulmaktan kurtulmak için, yukarı doğru hareket edip tilkinin ağzında tuttuğu dalın üzerinde birikirler. Kurnaz tilki de dalı bitlerle birlikte suya bırakarak kendine hiçbir zarar gelmeden bitlerden kurtulur.
Gördüğümüz gibi, istenmeyen misafirlerden kurtulmak için onların bulundukları yeri yok etmek gerekmez.
Benzer şekilde İsa, dünyanın sonuyla ilgili bir meselinde, bir çiftçinin buğday ektiği tarlasına geceleyin düşmanının gelip delice ektiğini söyledi. Çiftçi bu delicelerden kurtulabilmek için bütün ürününü yakmadı. Aksine işçileri filizlenen deliceleri yolmaya kalktıklarında, onlara şöyle dedi: “Hayır, belki . . . . onlarla beraber buğdayı da sökersiniz. Hasada kadar bırakın, ikisi beraber büyüsün; hasat vaktinde ben orakçılara diyeceğim: Önce deliceleri toplayın, ve yakmak için onları demet yapın; fakat buğdayı ambarıma toplayın.”
İsa, meselini şöyle bitirmişti: “Delicelerin toplanıp ateşle yakıldığı gibi, dünyanın sonunda da böyle olacaktır. İnsanoğlu meleklerini gönderecektir, ve onlar fesat işliyenleri . . . . toplıyacaklar; ve onları fırın ateşine atacaklar.”—Matta 13:24-26, 29, 30, 40-42.
İsa, aynı zamanda “dünyanın sonu”nu, Nuh’un günlerinde olan küresel Tufan’daki olaylara da benzetti. (Matta 24:37-39) O zamanda da yeryüzü yok olmadı. Yok edilenler Tanrı’dan korkmaz insanlardı. Bu insanların kötü davranışları yüzünden Tanrı şunları söylemişti: “Yarattığım adamı .... toprağın yüzü üzerinden sileceğim.” (Tekvin 6:7) Resul Petrus da benzer şekilde Nuh’un zamanında yok edilen “fasıkların dünyası”ndan söz etmişti. Yok edilen yeryüzü değildi.—II. Petrus 2:5.
Öyle ise, neden birçok kimse “dünyanın sonu” sözlerinin yeryüzünün yok olması anlamına geldiğini zannediyor? Bunun bir nedeni, günlerimizdeki dinlerin birçoğunun bu öğretiye yer vermesidir.
KARMAKARIŞIK DİNSEL ÖĞRETİLER
“Dünyanın sonu” ifadesini, yeryüzü üzerinde yaşayan her şeyin yok edilmesi olarak yorumlayan din adamları, bir kavram kargaşasına yol açmışlardır. Arthur S. Maxwell, bu kuramı destekleyenlerden biridir. Time Running Out (Süre Bitiyor) adlı kitabında, nükleer güçlerin, bunu, insanlık tarihinde ilk kez mümkün kıldığını şöyle belirtiyor: “Gökler nasıl ortadan kaybolabilir? Bütün unsurlar nasıl ateşle yok olup tüm yer çıplak bırakılabilir? Bu dramatik mesaj ancak Nükleer Çağımızda tam anlamıyla açığa çıkmış bulunmaktadır.”
Bazı değişikliklerle benzer bir felaket Henry M. Morris’in Bibliotheca Sacra adlı eserde anlatılmaktadır: “Yerin yapısının ana maddeleri yok olmayacaklar, ancak parçalanacaklar, hatta belki de atomik parçalara bölünecekler. Yeryüzündeki sular, ya atomlara ayrılacak, ya da aniden, kaynayıp yok olacaktır . . . . Ancak bu felaketten sonra eski yerden kalan atomları yeniden birleştiren Tanrı, yaratıcı gücünü kullanarak, yeni gökleri ve yeni yeri ‛yaratacaktır.’ ”
Dictionnaire de Théologie Catholique adlı dinsel bir yayında “Dünyanın Sonu” başlığı altında şunlar söylenmektedir: “Katolik Kilisesi, Tanrı’nın yarattığı şu andaki dünyanın [maddesel evrenin] ebediyen var olmayacağına inanmakta ve bunu öğretmektedir . . . . Bu inanç, hem Mukaddes Yazılara dayanmakta, hem de Katolik teolojisinin gelenekleri doğrultusundadır, ayrıca da modern bilim tarafından kanıtlanmıştır.” Katolik Dictionary of Biblical Theology de, yaratılışı, önce “Tanrı’nın iyiliği” ve “gerçek bir sanat eseri” olarak övmekte, daha sonra ise, fiziksel unsurların nasıl “ani bir şekilde kaosa dönüşüp tersine çevrileceğini” anlatmaktadır.
Diğer büyük dinlerin ve Protestan grupların birçoğu da, benzer görüşleri desteklemektedir. Ancak bu görüşler acaba doğru mudur?
HANGİ DÜNYA YOK OLACAK?
Dünyanın sonuyla ilgili İsa’ya direkt soru soranlar, onun şakirtleriydi. Bu soru, Matta 24:3’te kayıtlıdır: “Bize söyle . . . . senin gelişine ve dünyanın sonuna alâmet ne olacak?”
Mukaddes Kitabın başka tercümeleri, burada “dünya” için kullanılan Yunanca sözcüğün (aion) harfi dünya veya maddesel evren için kullanılmadığını anlamamıza yardım eder. Birçok Mukaddes Kitap tercümesi bu sözcüğü “çağın sonu” veya “son zaman” olarak tercüme etmiştir. Başka modern bir tercüme ise, bu ayeti şöyle çevirir: “Senin huzurunun ve bu şeyler sisteminin sonunun alameti ne olacaktır?”
Buna göre Mukaddes Kitap, içinde gezegenimiz de olmak üzere, maddesel evrenin bir nükleer felaket veya başka bir yolla parçalanacağını söylemek yerine yer üzerindeki kötü sistemin aniden sona erdirileceğini öğretir. Bu, günlerimizdeki her tür politik, ticari ve dinsel yolsuzluk, yalancılıkla iki yüzlülükleri kapsar. Tüm ahlaksal bozukluklar, bütün kötülükler ve Tanrı’dan korkmaz insanlar o zaman kesinlikle yok edileceklerdir.
Mukaddes Kitaptaki yorum gerektirmeyen iki açık beyanda “dünyanın sonu”nda harfi yerin yok edileceğine dair bütün korkular yok edilmektedir. Vaiz 1:4’te bunlardan birincisi kayıtlıdır: “Bir nesil gidiyor, ve bir nesil geliyor; fakat dünya ebediyen duruyor.” İkincisini ise, İşaya 45:18’de okuyoruz: “Gökleri yaratan RAB, dünyaya şekil veren, ve onu yaratan, onu pekiştiren, ve onu boşuna yaratmıyan, üzerinde oturulsun diye ona şekil veren Allah şöyle diyor: RAB benim; ve başkası yoktur.”
Dolayısıyla, Mukaddes Kitabın kesinlikle yok olacağını söylediği dünya, Tanrı’nın iradesini yapmayan insanlık dünyasıdır. “Fakat kötü adamlar memleketten atılacaklar, ve hainler ondan söküleceklerdir.” (Süleymanın Meselleri 2:22) “RABBİN (Yehova’nın) milletlerle davası var; bütün beşerle muhakeme olacak; kötülere gelince onları kılıca verecek . . . . Ve o gün yerin bir ucundan yerin öteki ucuna kadar RABBİN (Yehova’nın) öldürdüğü adamlar olacak.”—Yeremya 25:31, 33.
Şu halde kurtulanlar kimlerdir? Hayatta kalmak için ne yapmaları gerekmektedir? “Dünyanın sonu”nun artık yakın olduğunu nasıl söyleyebilirler?
[Sayfa 6’daki resim]
Birçok dinsel teşkilat yeryüzünün yok olacağını öğretmektedir. Ancak Mukaddes Kitap bunu öğretmez
[Sayfa 7’deki resim]
Mukaddes Kitap, harabiyetin seçici olacağını, sadece Tanrı’dan korkmaz kişilerin yok edileceğini öğretir