-
Masada Neden Böyle Bir Felaket Oldu?Gözcü Kulesi—1991 | 1 Mart
-
-
Masada Neden Böyle Bir Felaket Oldu?
“CESUR arkadaşlarım, uzun zamandan beri ne Romalılara, ne de bir başkasına, ancak sadece Tanrı’ya kulluk etmeye kararlıyız . . . Gelin, henüz ellerimiz kılıç tutmak için özgürken . . . düşmanlarımıza köle olmadan ölelim; özgür erkekler olarak çocuklarımız ve eşlerimizle birlikte hayatımıza son verelim!”
Bu ümitsiz sözleri, Yair’in (veya Ben Ya’ir) oğlu Eleazar, Masada Kalesini savunanlara söyledi. İlk yüzyıl tarihçisi Josephus, The Jewish War (Yahudi Savaşı) adlı eserinde bunu dile getirdi. Yahudilerin lideri, neden arkadaşlarını Tanrı’nın kanununa karşı gelmeye, yani toplu bir katliam ve intihara teşvik etti? (Çıkış 20:13) Daha da önemlisi, bu olayla ilgili gelişen durumları bilmek, sizin bugünkü şiddet dolu dünyada sağ kalmanıza nasıl yardım edebilir?
Masada’nın “Hançerli Adamları”
M.S. 66 yılındaki Yahudi isyanının patlak vermesinden önce, bir Roma askeri birliği, Ölü Deniz’in yakınında, iyi korunan bir tepe olan Masada’da karargah kurdu. Masada, ıssız bir bölgede bulunmakla birlikte, Büyük Hirodes, orada çok güzel bir kışlık saray inşa ettirmişti. Hatta sıcak suyla banyo yapmayı mümkün kılan bir su sistemi de vardı. Bundan başka, Roma’nın kontrolü altındaki bu kale, içinde büyük silah stokları bulunduğundan çok önemli idi. Filistin’i işgal eden Romalılara karşı halkın düşmanlığı arttığında, bu silahların, Yahudi isyancıların eline geçme tehlikesi de büyüyordu. Bu isyancılardan bazıları, Mukaddes Kitapta bir ayaklanmaya karıştıkları kaydedilen “katiller” veya “hançerli adamlar” anlamına gelen Sikariler diye tanınan bir gruba dahildi.—Resullerin İşleri 21:38.
M.S. 66 yılında, bu ‘hançerli adamlar’ Masada’yı ele geçirdiler. Orada buldukları silahlarla, Roma hükümetine karşı yürütülen isyanı desteklemek için Yeruşalim’e yürüdüler. Yahudi isyancıların, hem Masada, hem de Yeruşalim’deki Romalı askerleri katletmeleri, Roma İmparatorluğunun öfkesini Yahudi vatandaşlarının üzerine çekti. M.S. 66 yılı sona ermeden, Cestius Gallus yönetimindeki 12. Roma Lejyonu Yahuda’ya girdi ve Yeruşalim’in çevresini kuşattı. Romalılar, şehre her yönden saldırdılar ve mabedin kuzeyindeki temellerden birini kazacak kadar ilerlediler. Ancak Gallus, aniden, bilinmeyen bir nedenden dolayı ordularını geri çekip, Yahuda’yı terk etti. Olayların görgü tanığı olan Josephus şöyle yazdı: “Eğer Gallus kuşatmayı biraz daha uzatsaydı, şehri hemen ele geçirecekti.”
Ancak Romalılar, dört yıl sonra, Romalı general Titus komutasında, dört lejyonla Yeruşalim’in üstüne yürüdüler.a Bu kez bütün şehir yerle bir edildi ve Masada bölgesi hariç, tüm Yahuda tekrar Romalıların demir gibi ezici yönetiminin altına girdi.
Yahudilerin bu son direnişini de ezmeye kararlı olan Romalılar, kalenin ve kendi sekiz ordugahının çevresini kalın taş duvarlarla kuşattı. Bundan sonra, yerden duvarın en üst noktasına kadar çıkan bir rampa, 196 metre uzunluğunda ve 55 metre yüksekliğinde doldurma bir yol yaptılar. Yolun en yukarısında bir kule inşa edip, Masada’nın kapılarını yıkmak için kalın bir kütük yerleştirdiler. Artık Roma ordusunun saldırıp, bu son Yahuda kalesini ele geçirmesi bir an meselesiydi.
Bugün, Roma ordugahından kaldığı belli olan izler, kaleyi kuşatan duvar ve büyük rampa, Yahudi isyanının nasıl sonuçlandığını açıklar. 1965 yılında Masada’da yapılan yoğun arkeolojik kazılar sona erdi. Bulgularla ilgili The New Encylopoedia Britannica (1987) söyle yazdı: “Bugüne kadar Masada tarihinin ayrıntılı tek kaynağı olarak kabul edilen Romalı tarihçi Josephus’un anlattıklarının kesin doğruluğu ortaya çıkmıştır.”
Ancak Romalılar tam kalenin duvarlarını yıkmak üzereyken, acaba ‘hançerli adamlar’, Yair’in oğlu Eleazar’ın intihara teşvik eden konuşmasına nasıl bir tepki gösterdiler? Josephus şunları bildiriyor: “Onlar, karılarını ve çocuklarını kendi elleriyle öldürdüler . . . . Daha sonra kurayla, geri kalan herkesi boğazlamak için on erkek seçip, her biri ölmüş olan karısının ve çocuklarının yanına uzanarak onlara sarıldılar ve boyunlarını bu acı veren görevi üstlenen arkadaşlarının kılıçlarına doğru uzattılar.b Geriye kalan bu kişiler gözlerini kırpmadan herkesi kılıçtan geçirdiler ve aynı kura çekme yöntemini kendileri için de uyguladılar . . . . Ancak yaşlı bir kadın ve bir başka kişi boğazlanmaktan kurtuldu . . . . Kadınlar ve çocuklar dahil, kurbanların sayısı dokuz yüz altmış idi.”
Neden Yahudilerin isyanı, bu kadar trajik biçimde son buldu? Bütün bunların Nasıralı İsa’nın hayatı ve ölümüyle acaba bir ilgisi var mıydı?
-
-
Masada Mesih’in Gelmiş Olduğunun Bir İspatı mı?Gözcü Kulesi—1991 | 1 Mart
-
-
Masada Mesih’in Gelmiş Olduğunun Bir İspatı mı?
DİN adına kan dökülmesi, tarih boyunca tekrarlanan bir felakettir. Masada da bir istisna değildi; çünkü bu kaleyi savunanların çok kuvvetli dinsel saikleri vardı. Eğer Masada’daki harabeleri ziyaret ederseniz, hançerli adamların tapınmak için toplandıkları bir sinagogun ve törensel temizlik için gerekli olan ayin banyolarının kalıntılarını görebilirsiniz.
Ayrıca Masada’da, Mukaddes Kitabın bazı parçaları da bulundu. Bugün, Mukaddes Kitapta okuduklarımızla karşılaştırılınca, hançerli adamların Mukaddes Yazıların hangi kısımlarına sahip olduklarını merak edebilirsiniz. Dr. Yigael Yadin, Masada isimli kitabında, ilk bulgularla ilgili şunları yazıyor:
“Yaptığımız kısa bir araştırma, Mezmurlar Kitabının bir kısmının söz konusu olduğunu gösterdi; hatta mezmurları bile saptayabildik; 81’den 85. Mezmura kadardı . . . . En küçük bir şüpheye yer bırakmadan bunun tarihini de anlayabildik. Masada’nın düştüğü yıldan, M.S. 73’den daha geç bir tarihte olamazdı. Mezmurlar Kitabının bu kısmı, daha sonra bulduğumuz Mukaddes Kitaba ait diğer tomarlar gibi, bugün kullandığımız Kutsal Yazıların metnine hemen hemen tamamıyla uygundur.”
Açıkça görülüyor ki, hançerli adamlar, İbranice Mukaddes Yazıların Tanrısal Müellifinin, Roma’ya karşı başlattıkları ayaklanmayı destekleyeceğine inandılar. Bu konuda The Universal Jewish Encyclopoedia (Evrensel Yahudi Ansiklopedisi) şunları söylüyor: “Yahudilerin Roma’ya karşı yaptığı Büyük Savaştaki (M.S. 66-73) aşırı gayretleri, Mesih çağının veya Maşiah’ın çok yakın olduğuna inandıklarından dolayı daha da kuvvetleniyordu. Mabedin ortadan kalkması, Mesih’in veya Maşiah’ın gelişiyle ilgili spekülasyonları sadece artırdı.”
Maşiah’ın Gelişi
The Encyclopedia of Religion şunları yazıyor: “Maşiah ile ilgili konuda fanatik düşünen Yahudiler, hesaplarını, sık sık Daniel Kitabına dayandırıyorlar.” İbrani peygamber Daniel’in, “Mesholunan Hükümdarın” geleceğini bildirdiği tamamen doğrudur. (Daniel 9:25) Ancak diğer iki kayıtta da Daniel, Mesih’in, dünyanın Hükümdarı olacağını ve O’nun Krallığının, kendisine karşı duran bütün insan hükümetlerini yok edeceğini söyledi.—Daniel 2:44; 7:13, 14.
İlk yüzyıldaki Yahudi devrimciler, bu peygamberane rüyetlerin gerçekleşme vaktinin geldiğini düşündüler. Josephus şöyle diyor: “Onları savaşa iten etken, her şeyden çok kendi yurttaşlarından birinin, o dönemde, dünyanın Hükümdarı olacağına [inanmalarıydı].” Fakat Daniel, Mesholunan Hükümdarın, önce “kesilip atılacağını” ve onun ölümünden sonra, Yeruşalim ve mabedinin ‘gelecek hükümdarın kavmi’ tarafından harap edileceğini bildirmişti.—Daniel 9:25, 26.
Milletlerin Yönetimi İle İlgili Yahudilerin Görüşü
İlk yüzyılda Yahuda diyarı, birkaç zenginle birçok fakir arasında bölünmüştü. Özellikle Sadukiler ve Ferisiler arasından bazı zengin Yahudiler, Roma’nın ülke içinde kendilerine verdiği yetkiyi çok önemseyip, avamı hor görüyorlardı. Bu nedenle, her türlü isyan fikrine karşı çıkarak, Roma ile ilişkilerini barış içinde sürdürmeye çalışıyorlardı.—Luka 16:14; 19:45, 46; Yuhanna 2:14; 7:47-49; 11:47, 48.
Diğer tarafta, avamdan olan Yahudalılar, Roma vergilerinin ağır yükü ve kendi yurttaşlarının baskısı altında ezildiler. Onların, Pax Romana (Roma Barışı) diye adlandırılan yönetime tabi olmaktan hiçbir çıkarları yoktu; fakat değişiklik istiyorlardı. Çıkarların çatışması, korkunç bir iç savaşa neden oldu. Josephus, “bir grup, iktidar peşinde koşarken”, “bir diğeri, şiddet peşindeydi ve zenginlerden çalıyordu” diye yazıyor.
Örneğin, hançerli adamlar, diğer Yahudilere saldırıp, onları öldürdüler ve Roma ile işbirliği yaptıklarından şüphelendikleri Yahudileri cezalandırdıklarını söyleyerek, bu terör dolu eylemlerini haklı çıkarmaya çalıştılar. İkinci yüzyıl hahamlarından Johanan ben Torta, ilk yüzyıldaki Yahudilerin başına gelen felaketin nedenini şöyle açıklıyor: “Paraya aşırı düşkünlükleri vardı ve birbirlerinden nefret ediyorlardı.”
Aslında gerçekten Tanrı’dan korkan Yahudiler, Tanrı’nın, Roma yönetimini yıkıp, kendi adil Krallığını kuracağını ümit ettikleri Maşiah’ın gelişini şüphesiz şiddetle arzuladılar. Ancak vicdansız adamlar, bu ümitten çıkar sağladılar.
Sahte Maşiahlar
M.S. 33 yılında, Gamaliel isimli bir Yahudi fakih, Yeruşalim’deki diğer yöneticilere şunları hatırlattı: “Bugünlerden önce . . . . tahrir günlerinde, Galileli Yahuda ayaklandı, ve bir kavmı peşine taktı; o da helâk oldu, ve hep ona itaat edenler dağıldılar.”—Resullerin İşleri 5:36, 37.
Yahuda’nın ayaklanmasına neden olan “tahrir”, M.S. 6 yılında Roma için alınan verginin artırılmasından dolayı düzenlenmişti. Josephus’un bildirdiğine göre, Yahuda, Yahudilerden, “Roma’ya vergi ödemeye başeğenlerin korkak olduğunu” ilan ediyordu. Yahuda’nın, isminden dolayı, Maşiah’ın gelmesi ümit edilen sıpttan olduğu sanılıyordu. (Tekvin 49:10) McClintock and Strong’s Cyclopoedia şöyle diyor: “Onun hararetli konuşmaları ve öğretilerinin herkes tarafından beğenilmesi, çok sayıda kişiyi onu takip etmeye sevk etti ve çoğu, onu Maşiah olarak görüyordu.”
Resullerin İşleri 5:37’de, Yahuda’nın takipçilerinin onunla birlikte yok olduklarının söylenmediğine dikkat edelim. Yahudi bilgini Gaalya Gornfeld’e göre, onun başlattığı eylem, “derin kök saldı ve Maşiah ile ilgili ümitlerin doğmasına neden oldu.” Aslında, hançerli adamların iki lideri Menahem ve Eleazar, bu Galileli Yahuda’nın zürriyetinden geliyordu. M.S. 66 yılındaki Yahudi isyanının başlangıcında, Menahem, takipçilerini Masada’da stoklanan silahlarla kuşandırdı. Daha sonra “Yeruşalim’e kral gibi döndü” ve “isyanın lideri oldu.” Encyclopedia Judaica şunları ekliyor: “Yahuda’nın [oğlu] olan Menahem’in Maşiah olarak kabul edildiği hemen hemen kesindir.”
Fakat Menahem, o yıl rakip Yahudi eylemci bir grubun üyeleri tarafından öldürüldü. Onun taraftarları Masada’ya geri çekildiler ve Eleazar, M.S. 73 yılına kadar hançerli adamların idaresini üstlendi. Aslında, Eleazar’ın intihara teşvik eden konuşması da, atası Yahuda’nın yanlış öğretilerinin bir tekrarıydı: “Cesur arkadaşlarım, uzun zamandan beri ne Romalılara ne de bir başkasına, ancak sadece Tanrı’ya kulluk etmeye kararlıyız.”
İsa’nın Yahudalı Takipçilerinin Tarafsızlığı
M.S. 66 yılındaki Yahudi isyanından önce, Yahuda’da Yeruşalim cemaati de dahil olmak üzere Hıristiyan cemaatleri kurulmuştu. (Resullerin İşleri 9:31) Bu cemaatler, Nasıralı İsa’nın, ölümü ve diriltilişi önceden bildirilen Mesih veya Maşiah olduğuna inanan Yahudilerden oluşmuştu. (Resullerin İşleri 2:22-36) İsa’nın Yahudi takipçileri, Mesih’in dünya yöneticisi olarak ikinci gelişini barış içinde beklerken, inançlarını gayretle yaydılar. İsa, “uzun bir zaman sonra” yine döneceğini belirtmişti.—Matta 25:19, 31; 28:19, 20; Resullerin İşleri 1:8-11.
Ancak M.S. 66 yılında Yahudi isyanı patlak verdiğinde, İsa’nın bu Yahudi takipçileri, isyanın başlarında kazanılan başarılara neden sevinemediler? Onlar, şüphesiz Efendilerinin şu uyarısını hatırladılar: “Kılıç tutanların hepsi kılıçla helâk olacaklardır.” (Matta 26:52) İsa, aynı zamanda, onların, Milletlerin hükümetlerinin otoritelerine karşı da dengeli bir görüşe sahip olmalarını isteyerek şöyle demişti: “Kayserin şeylerini Kaysere, Allahın şeylerini Allaha ödeyin.” (Markos 12:17) Bundan başka İsa, Mesih (Maşiah) olduklarını iddia edenlerin gelip “‘ben oyum,’ ve ‘vakit yakındır’”, diyeceklerini de belirtmişti. Ancak onları şöyle uyarmıştı: “Onların arkasından gitmeyin.”—Luka 21:8.
-