-
Hangi Nedenler Aile Sorunlarına Yol Açar?Gözcü Kulesi—1991 | 1 Eylül
-
-
duygusal sömürünün her gün yaşandığı, normal şekilde işlevini yerine getiremeyen, sorunlu ailelerde yetiştiğini göstermektedir.” Böyle olaylarla karşılaşan çocukların, erişkin olduktan sonra, kendi kurdukları ailelerin çökmesini nasıl önleyeceklerini bilmemeleri şaşırtıcı değildir.
Bazı gözlemciler, ailelerde yaşanan gerginliğin suçunu, endüstrileşmiş ülkelerde görülen ekonomik, sosyal ve ahlaksal değişikliklere yükleyebilir. Örneğin, kadınların büyük ölçüde iş dünyasına girmesi, evdeki görev ve sorumlulukların hiç de tatmin edici olmayan şekilde yeniden düzenlenmesiyle sonuçlandı. Anneler, sinirli bir şekilde iş hayatında başarılarını ispatlamaya uğraşırken, babalar, isteksizce ev işleriyle ilgileniyor ve gözü yaşlı çocuklar ise, kreş hayatına ayak uydurmaya çalışıyor.
Dünya çapında birçok aile yoğun baskı altındadır. Çalışıp ailesini geçindirmek zorunda olan bir kişi, bu durumu, “sürekli seferberlik halinde yaşamakla” bir tuttu. Gallup isimli bir araştırmanın sorularını cevaplandıran kişilerin hemen hemen yarısının, “Amerikan ailelerinin on yıl öncesine oranla daha kötü durumda olduğunu” söylemesi hiç de şaşırtıcı değildir ve bu kişilerin ancak pek azı durumun düzeleceğine inanmaktadır.
Böyle olmakla birlikte, aile sorunları televizyon ve radyoda sürekli tartışılan bir konudur. İnsanlar, aileye yardım amacıyla yazılan kitapları bir solukta okumaktadır. Bunlardan bazıları, bir dereceye kadar sağlam ve pratik öğüt sunmaktadır. Her ne kadar ‘fikirlerini daha açık şekilde ifade etmek’ veya ‘duygudaşlık göstermek’ gibi öğütler yararlı olabilirse de, evdeki sorunların gerçek nedenlerini ele almıyorlar. Bir sonraki makale aile sorunlarının gerçek nedenlerini bulup, onlarla nasıl başa çıkılabileceğini gösterecektir.
-
-
Aile Yaşamınızda Tanrı’ya İlk Yeri Verin!Gözcü Kulesi—1991 | 1 Eylül
-
-
Aile Yaşamınızda Tanrı’ya İlk Yeri Verin!
BÜLENT ile Jale—bir önceki makalede sözü edilen evli çift—boşanmadı. Bunun yerine sorunlarını Tanrı’nın bir hizmetçisi ile müzakere etti. O, bu çiftin sorunlarının temelde birbirinden tamamıyla farklı olan özgeçmişlerinden kaynaklandığını fark etti.
Örneğin Bülent, bir işçi aileden gelmişti. Ağır bir işte çalıştığından, her sabah çok kuvvetli bir kahvaltı yapmak istiyordu. Jale ise, büro işlerinde çalışan bir aileden geldiği için, kocasına sadece kahve ve tost hazırlıyordu. Böylelikle kahvaltı yüzünden başlayan tartışma tam bir savaşa dönüştü!
Bülent ile Jale, açık şekilde fikirlerini ifade etmeliydi. Ancak aile sorununun gerçek nedeni çok daha derindi. Meseleyi onlarla müzakere eden vaiz şunu sordu: “Birbirinize I. Korintoslular 13:4 ayetindeki sözlerin ışığında bakıyor musunuz?” Mukaddes Kitabın bu ayeti şöyle der: “Sevgi çok sabreder, lûtufla muamele eder, sevgi haset etmez (kıskanmaz); sevgi övünmez, kibirlenmez.” Bir sonraki ayet ise, sevgiyle ilgili şunu belirtir: “Çirkin muamele etmez, kendi faidesini aramaz, hiddetlenmez, kötülük saymaz.” Bülent ile Jale, her ikisi de bu sözleri evliliklerine uygulamaya hazırdı.
Her şeyden önce, bu evli çiftin sorununa ruhi yönden bir çözüm bulmak gerekliydi. Bülent ile Jale, Tanrı ile iyi ilişkilerini korumak istediklerinden, öncelikle Mukaddes
-