Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • Hayat—Tanrı’dan Bir Hediye
    Gözcü Kulesi—1992 | 1 Ekim
    • Hayat—Tanrı’dan Bir Hediye

      KALBİMİZ, günün yirmi dört saati, değerli kanımızı bedenimizin her tarafına pompalar. Uyuduğumuzda, akciğerimiz şişip büzülmeye devam eder. Midemiz, yediğimiz yemeği kendiliğinden sindirir. Bütün bunlar, biz en ufak bir bilinçli çabada bulunmadan her gün tekrarlanır. Kolaylıkla olağan gibi kabul ettiğimiz akılları durduran bu harikulade süreçler, hayat diye adlandırdığımız hediyenin bir kısmıdır. Bir anlamda bu, mucize olarak adlandırabileceğimiz bir hediyedir.

      İnsan yaşamının ana rahminde nasıl başladığını ve doğum olayını düşünün. Normal olarak vücut, yabancı dokuları reddetmesine rağmen, döllenmiş yumurta söz konusu olduğunda, rahim bu kuralın dışına çıkar. Gelişen embriyonu yabancı bir doku gibi reddetmek yerine, bir bebek olarak doğmaya hazır hale gelene kadar onu besler ve korur. Vücudun yabancı dokuları reddetme kuralına rahmin, bu önemli istisnayı tanıma yeteneği olmasaydı, hiçbir insan doğamazdı.

      Böyle olmakla birlikte, anne karnında sadece dört aylıkken gerçekleşen belirli bir gelişme olmasaydı, yeni doğan bir bebeğin hayatı çok kısa olurdu. Cenin o zaman başparmağını emmeye başlar, böylece annenin karnında iken, daha sonra emmesini sağlayacak kasları çalıştırır. Bütün bunlar, bebek doğmadan çok önce tasarlanan, yaşam için gerekli birçok etkenden sadece biridir.

      Cenin anne rahminde iken, kalbinin duvarında bir delik vardır. Fakat bu delik doğum anında kendiliğinden kapanır. Ayrıca, akciğerin yanından geçen ve anne rahmindeyken işlev gören büyük damar, doğum anında kendiliğinden kapanır; böylece kan akciğere gider ve bebek soluk almaya başladığında akciğer kana oksijen sağlar.

      Bütün bunlar sadece bir başlangıçtır. Hayat boyunca (solunum, dolaşım, sinir ve endokrin [iç salgı] sistemi gibi) mükemmel şekilde düzenlenmiş bir dizi sistem, insan zihnini hayrete düşüren bir yeterlikle kendi işlevini yerine getirip, vücutta dengeyi sağlar bütün bunlar yaşamın devam etmesi içindir. Eski bir yazarın Tanrı’ya atfen söylediği şu sözlere şaşmamak gerek: “Sana şükreylerim; çünkü heybetli ve şaşılacak surette yaratılmışım; işlerin aciptir (harikuladedir); ve canım bunu pek iyi bilir.”—Mezmur 139:14.

      Açıkçası, bu güzel sözlerin yazarı, yaşamın kör, evrimsel bir şans veya kaza ürünü olduğuna inanmıyordu. Böyle olsaydı, hayatımızı nasıl kullandığımız konusunda gerçek bir yükümlülüğümüz veya sorumluluğumuz olmazdı. Oysa yaşamın işleyişi açıkça akıllı bir planlamayı yansıtır ve bir plan onu Planlayan birini gerektirir. Mukaddes Kitap şu prensibi gösterir: “Çünkü her ev bir adam tarafından yapılır; fakat her şeyi yapan Allahtır.” (İbraniler 3:4) Bu nedenle şu sözlere dikkat etmemiz hayatidir: “Bilin ki, RAB (Yehova), o Allahtır; bizi yaratan odur, biz onunuz.” (Mezmur 100:3) Evet, hayat mutlu bir rastlantıdan çok daha fazladır; bizzat Tanrı’nın bir hediyesidir.—Mezmur 36:9.

      Durum böyle olduğuna göre Hayatı Veren’e karşı ne gibi yükümlülüklerimiz var? O, hayatımızı nasıl kullanmamızı bekler? Bu ve buna bağlı sorular bunu izleyen makalede ele alınacaktır.

  • Değerli Hayat Hediyesini Takdir Etmek
    Gözcü Kulesi—1992 | 1 Ekim
    • Değerli Hayat Hediyesini Takdir Etmek

      HAYAT—ne kadar değerli bir servet! Onsuz hiçbir şey yapamayız. Bir kez kaybedildiğinde, hiç kimse onu geri getiremez. Eğer hayatımız tehlikede ise, onu korumak için makul ölçüde mümkün olan her şeyi yaparız. Hatta, bazı kişiler, sıkıntıya düştükleri zaman insanüstü güçleri bile yardıma çağırır!

      Mukaddes Kitapta kaydedilen, bir geminin denizde güçlü bir fırtınaya tutuluşunu anlatan olayı hatırlatmak isteriz. Gemi parçalanmak üzere iken, “gemiciler korktular, her biri kendi ilâhına feryat etti.” Daha sonra hepsi de hakiki Tanrı’yı çağırdı: “Ah, ya RAB (Yehova), yalvarıyoruz, . . . . helâk olmıyalım.” Mukaddes Kitap kaydı şunları da söyler: “Kendilerine hafiflik olsun diye gemide olan şeyleri denize attılar.”—Yunus 1:4-6, 14; Resullerin İşleri 27:18, 19 ile karşılaştırın.

      Bu gemiciler, hayatlarını kurtarmak pahasına değerli maddi şeylerini bile feda etmeye hazırdı. Maddi şeyler tekrar kazanılabilir—oysa hayat geri gelemez. İçgüdüsel olarak hayatımıza değer verdiğimizden tehlikeden geri çekiliriz. Bedenimizi doyurur, giydirir ve besleriz. Hastalandığımızda tıbbi tedaviye başvururuz.

      Bununla birlikte, Hayat Verici, sadece bizi koruyan içgüdülerimize uymaktan daha fazlasını bizden talep eder. Her şeyden önce, hayat, paha biçilmez bir hediyedir ve tüm evrenin en önemli Kişisinden gelmektedir. Hem Hayat Vericisine, hem de hediyeye duyduğumuz samimi takdirden dolayı, yaşama değer vermemiz gerekmez mi? Bu, başkalarının hayatına da saygı duymayı kapsamına almaz mı?

      O halde, Yehova Tanrı’nın, İsrail milletine verdiği Kanunda diğer insanların hayatını ve sağlığını korumayı kapsayan emirler bulunması, bizi hayrete düşürmemeli. (Çıkış 21:29; Tesniye 22:8) Bugün, İsa’nın takipçileri benzer şekilde fiziksel güvenlikleriyle ilgilenmelidir. Örneğin, evde çocuklar varsa, onların bilmeden oynayıp, yutabileceği, ciddi zararlara yol açabilen boncuk, iğne veya keskin eşyaları, çocukların ulaşabileceği bir yere dikkatsizce bırakıyor musunuz? Tehlikeli kimyasal maddeler ve ilâçlar çocukların erişemeyeceği bir yerde saklanıyor mu? Yere su döküldüğünde, bir kazayı önlemek amacıyla hemen temizliyor musunuz? Arızalı elektrik aletlerini hemen onarma gereğini görüyor musunuz? Kullandığınız aracın bakımını devamlı yapıyor musunuz? Güvenilir bir sürücü müsünüz? Gerçekten hayatın değerini takdir ediyorsanız, bu veya benzer alanlarda makul önlemler almak üzere harekete geçeceksiniz.

      Üzülerek söylemek gerekirse, birçok insan kendi hayatına bile değer vermez. Örneğin, günümüzde sigaranın sağlığa zarar verdiğini kim bilmez? Milyonlarca kişi, zehirli sigara dumanından içlerine çektikleri her nefesin sağlıklarını bozmasına rağmen, bu alışkanlığın kölesidir. Başkaları ise, kendilerine zarar veren uyuşturucu ve alkol kullanır. AIDS henüz tedavisi bilinmeyen öldürücü bir hastalıktır. Fakat birçok kişi cinsel ahlaksızlık, bazı uyuşturucu türleri ve kan naklinden uzak dursa, bu hastalığı kapmaktan kaçınabilirdi. Yaşama gösterilen ne büyük bir takdir eksikliği!—Romalılar 1:26, 27; II. Korintoslular 7:1.

      Değişme Mümkündür!

      Büyük Yaratıcı Yehova’yı takdir edenlerin, hayatı değerli görmeleri için güçlü nedenleri var. Hayat kutsal bir hediyedir. Bu kişiler, hayata Tanrısal bir hediye olarak değer vermek üzere gereken her değişikliği yapmaya isteklidirler. Gana’da bir öğretmen olan Kwaku’nun örneği bunu gösterir. O, dünyayı umursamayan bir alkolik olarak yaşamını mahvediyordu.

      Kwaku şöyle anlatıyor: “Bana saygı göstermesi için karıma baskı yapmaya çalışırdım. Özellikle sarhoş olduğum anlarda, bu sık sık öfkeli tartışmalar ve kavgalarla sonuçlanırdı. Alkole aşırı düşkünlüğüm yüzünden çoğu zaman parasız kalır ve ailemi geçindirecek parayı temin edemezdim. Tabii, bu durum karımı çok kızdırırdı. Paramın tükendiği her sefer (bu çok sık başıma gelirdi), içki alışkanlığımı sürdürmek için her şeyi yapardım. Bir keresinde, öğrencilerimden onların genel bir sınava giriş işlemlerini yapmak amacıyla topladığım parayı kişisel zevkim için kullanacak kadar ileri gittim. Bir içki âlemine katıldım ve benimle birlikte içen arkadaşlarıma da içki ısmarladım. Ancak yaptıklarımın hesabını verme günü çabuk geldi. Okul müdürü bu duruma tam vaktinde müdahale etmeseydi, işimi kaybedecektim.

      “Hayatım berbat bir durumdaydı. Çok mahcup oldum, ancak bu duygudan çabuk kurtuldum. Çünkü hayatta başarısız olduğum için artık intihar etmeyi düşünüyordum. Buna rağmen, alkol alma alışkanlığımdan kurtulamıyordum. Ancak bir gün, bir barda sarhoşların kavgasına karışıp bıçakla yaralandığımda alkole karşı sevgimin bir gün hayatıma mal olacağı acı içinde kafama dank etti.

      “Bu süre boyunca, Yehova’nın Şahitleri belirli aralıklarla bizi ziyaret edip, Mukaddes Kitaba ilgi duymamız için çalışıyordu. Yehova’nın Şahitlerinin sıkıcı insanlar olduğunu düşündüğümüzden, karımla birlikte onları her zaman atlatırdık. Ancak onlara acıdığımdan bir kez onları dinlemeye karar verdim. Birlikte yaptığımız bir Mukaddes Kitap tetkiki, kısa zamanda, Tanrı’nın yeni sisteminde ebediyen yaşamaya dair harikulade ümidi fark etmeme yol açtı. Yehova’nın Şahitlerinin yardımıyla Mukaddes Kitabı inceledikçe, Hayat Vericimiz olarak Yehova’ya ve onun hayat hediyesine karşı duyduğum takdir daha da gelişti ve Mukaddes Kitabın öğütlerinin ne kadar pratik olduğunu gördükçe, daha da çok etkilendim. Bu durum beni, hayatımı temiz duruma getirmeye teşvik etti. Ancak bu kolay değildi, çünkü içkiye ve eski arkadaşlarıma sürekli karşı koymalıydım. Duayı İşiten Yehova yüreğimdeki bu kararlılığı gördü ve bana yardım etti.

      “Karım, Yehova’nın Şahitlerinden biri olmamakla birlikte, yaşamımda olduğu kadar evlilik ilişkimizde de gözlediği büyük değişiklikten dolayı, şimdi bana ve dinime çok saygı duyuyor. Artık komşularımızın, karımla yaptığımız kavgalara müdahale etmesine gerek yok. Şimdi yaşadığım bu iç huzuruna çok değer veriyorum. Şüphesiz, Yehova Tanrı’yı Hayat Vericimiz olarak takdir etmek, yaşamın değeri hakkında onun görüşünü benimsemek ve nasıl yaşıyacağımıza dair onun talimatlarına itaat etmek, tek yararlı yaşam tarzıdır.”

      Tanrı’nın Ebedi Hayat Armağanı

      Kwaku gibi binlerce kişi ‘adalette ve hakikat kudsiyetinde Allaha göre yaratılan yeni kişiliği giymek’ üzere Yehova’nın Şahitlerinden yardım aldı. (Efesoslular 4:24) Onlar, sadece şimdiki yaşamı değil, cennete dönüştürülecek yeryüzünde ebedi yaşam ümidini de takdir etmeye başladılar. Mukaddes Kitap, Tanrı’nın getireceği o Cennet’te, yeryüzünde yaşayanların bir daha açlık acısı çekmeyeceğini vaat eder, çünkü “orduların RABBİ (Yehova’sı) bütün kavmlara semiz şeylerden bir ziyafet . . . . verecek.”—İşaya 25:6.

      Bugün yaşam harikulade bir hediye olmasına rağmen, ancak geçicidir. Herkes ölümle yüz yüze gelir. Ölüm ne kadar sarsıcı bir darbedir! Sevdiğimiz birinin yaşayanların arasından yitirilerek mezarın sessizliğinde yok olması, abartmadan söylemek gerekirse, büyük üzüntü verir. Ancak, Mesih tarafından yönetilen Tanrı’nın Gökteki Krallığı altında Yehova’nın şu vaadi gerçekleşecek: “Artık ölüm olmıyacak; ve artık matem ve ağlayış ve acı da olmıyacak; çünkü evvelki şeyler geçtiler.”—Vahiy 21:4.

      O zaman, hayat hediyesi daha harika bir şekle dönüştürülecek. Yeryüzünde son sıkıntıda sağ kalanların kâmil bir yaşama başlama fırsatı olacak. Ayrıca, Yehova Tanrı, o zaman dirilme vasıtasıyla, ölümde uyuyanları tekrar yaşama döndürerek, çok değerli hayat hediyesini onlar için de kullanacak. (Yuhanna 5:24, 28, 29) Bu, ölmüş olan sevdiklerimizin ve geçmişte yaşamış, Tanrı’dan korkan insanların geri geleceği anlamına gelir!

      Bütün bu güzel şeylerin gerçekleşmesi imkânsız mı? Hayır, çünkü “Allahtan olan bir söz hükümsüz kalmaz.”—Luka 1:37; Eyub 42:2 ile karşılaştırın.

      Bundan başka, bizzat Yehova Tanrı, bütün bunların gerçekleşeceğine dair insan toplumuna bir teminat verdi. Nasıl? En çok sevdiği, sevgili Oğlu İsa Mesih’i günah ve ölümden kurtulmamız için bir fidye olarak kurban etmekle. Romalılar 8:32, şu sözlerle bizi O’na güvenmeye teşvik eder: “Kendi Oğlunu esirgemiyen, fakat hepimiz için onu teslim eden [Yehova Tanrı], onunla beraber de bütün şeyleri bize nasıl ihsan etmiyecektir?” Mukaddes Kitap, bize bu durumun, insanların ahlâksal bozukluktan temizlenmesini ve her tür adaletsizlik, ağır suçlar ve şiddetin ortadan kaldırılmasını da kapsamına aldığını söyler. (İşaya 11:9) Hayat bir daha asla bu kadar ucuz görülmeyecek.

      Şimdi, nakâmil şartlar altında bile, hayat çok zevkli olabilir. İştah açıcı yiyeceklerin kokusundan, sıcak bir günde esen hafif rüzgârdan, heybetli bir dağın görüntüsünden, muhteşem bir günbatımından, sakin şekilde akan bir akarsudan, nefes kesen renkli çiçeklerden, hafif bir müziğin sesinden veya kuşların ötüşünden kim hoşlanmaz? Bir an durup düşünün. Böyle şeylerden ebediyen zevk almak nasıl olurdu?

      Anlamsız ve bencil yaşam tarzının sunduğu kısa süreli bir zevk için değerli ebedi hayat imtiyazını kaybetmek makul olur mu? (İbraniler 11:25 ile karşılaştırın) Mukaddes Kitap, hikmetli şekilde bize ‘baki kalan vaktimizi, artık insanların arzularına değil, fakat Allahın iradesine göre yaşamamız’ için öğüt verir. (I. Petrus 4:2) Sizi, Tanrı’nın Sözü olan Mukaddes Kitabı tetkik edip, öğrendiğiniz şeyleri uygulamak üzere içtenlikle, evet ısrarla teşvik ederiz. (Yuhanna 13:17) Böylece, sizi ebedi hayatla ödüllendirebilecek, iyilik ve merhameti çok olan Yehova Tanrı ile iyi bir ilişkiye sahip olacaksınız!

Türkçe Yayınlar (1974-2025)
Oturumu Kapat
Oturum Aç
  • Türkçe
  • Paylaş
  • Tercihler
  • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
  • Kullanım Şartları
  • Gizlilik İlkesi
  • Privacy Settings
  • JW.ORG
  • Oturum Aç
Paylaş