Bölüm 3
Acaba Daha Ne Kadar Sürecek?
94. Gayet tabii, bütün samimi insanlar neyi bilmek isterler?
94 Bütün samimi erkek ve kadınlar, Tanrı’nın evrendeki kötülüğü ne zaman sona erdireceğini bilmeyi çok arzularlar. Acaba daha ne kadar sürecek?
95, 96. (a) İsa, aynı soruyu soran şakirtlerine buna dair nasıl bir cevap verdi? (b) Onun söyledikleri ilk Hıristiyanların günlerinde oldu mu?
95 İsa Mesih’in şakirtleri de bu soruyla çok ilgilendiler. Onlar, bu meseleyi tam bir şekilde öğrenmek üzere İsa’ya şunları sordular: “Bize söyle, bu şeyler ne zaman olacak ve senin huzurunun ve şeyler sisteminin hitamının alâmeti ne olacaktır?” İkinci huzuru görünmez, gökte olacağına göre, İsa, onlara bahis konusu olayların hep birlikte gerçekleşince “sonun vakti” veya “son günler” olarak bilinen devreye işaret edecek bir alamet verdi. Bu olayların gerçekleştiği zamanda yaşayan insanlar “son günler”de yaşadıklarını bundan anlayacaklardı.—Matta 24:3; Daniel 11:40; II. Timoteos 3:1.
96 Bununla birlikte, İsa’nın ikinci huzuruyla ilgili peygamberlik ettiği olaylar yeryüzünde bulunduğu günlerde hatta yüzlerce yıl sonra da gerçekleşmedi. Son o zaman gelmemişti. Fakat İsa, kötülüğe bir son vermek üzere, Krallık yetkisiyle gelmeden önce birçok yüzyılın geçeceğini biliyordu. Bütün bu zamanlar boyunca insanların birçok savaşlar yapacaklarını biliyordu. Bu nedenle ikinci huzuruna işaret teşkil edecek olan görünür delilleri vermeden önce şu izahatta bulundu: “Siz cenkler ve cenk sözleri işiteceksiniz. Sakın sıkılmayın; çünkü bunların vaki olması gerektir; fakat daha sonu değildir.” Geçmiş bin dokuz yüz yıl boyunca muhakkak günümüze kadar böyle savaşlar oldu.—Matta 24:6.
97-99. (a) İsa’nın huzuruyla ilgili olan alamet, yirminci yüzyılda görülebilir mi? (b) Bunu açıkla.
97 Bundan sonra İsa görünmez ikinci huzuruna ve insanlığın “sonun vakti”ne girmiş olmasına işaret teşkil edecek olan dünyayı sarsan olayları saymaya başladı. Acaba içinde bulunduğumuz nesil, İsa’nın sözlerine göre, beklenmesi gereken olayları gördü mü? Evet, bunları gördü!
98 İlk önce İsa şöyle dedi: “Çünkü millet millete karşı, ülke ülkeye karşı kalkacaktır.” Acaba bu peygamberlik gerçekleşti mi? Muhakkak! Neslimizde milletlerin ve kralların topyekün seferber edildikleri bir savaş koptu; ve bu savaşın önceki bütün savaşlardan farklı olduğu göze çarptı. 1914 ilâ 1918’deki savaşın insanlık tarihinde bundan önce yapılan bütün savaşlardan farklı olduğunu kabul eden tarihçiler onu Büyük Savaş veya Dünya Savaşı diye adlandırdılar. Bu, insanlık için bu türden ilk savaştı—Matta 24:7, 8.
99 Birinci Dünya Savaşının insanlık tarihinde meydana getirdiği muazzam değişikliğe değinerek 1 Ağustos 1954 tarihli Times Magazine şöyle dedi: “Birinci savaş . . . . uzun bir sulh çağını kapamış ve ikinci savaşın onun içinde sadece bir olay olduğu yeni bir şiddet çağını açmıştır. 1914’ten beri dünya yeni bir karaktere sahip olmuştur! Bu, milletlerarası bir anarşidir . . . . Böylece, Birinci Dünya Savaşı, modern tarihte bir dönüm noktası olmuştur.” İsa’nın verdiği alametin bu kısmının gerçekleştiğini sadece şimdiki nesil gördü.
100-102. İsa, kendi huzuruna ve bu kötü şeyler sisteminin sonuna dair olan alametin diğer kısımlarının neler olduğunu söyledi? Bunları görmekte miyiz?
100 İsa, verdiği alamete beklenilmesi gereken başka şeyleri de dahil edip şöyle dedi: “Zelzeleler, ve yer yer kıtlıklar . . . . olacak.” (Luka 21:11) Bu olaylarla ilgli söylenenler 1914’ten beri ne kadar doğru çıktı! Bütün bu felaketlerin ne muazzam çapta arttığını gördük!
101 Büyük zelzeleler alışılmış olaylar haline geldi. 6 Mart 1960 tarihli New York Times şunları bildirdi: “Her yıl on, hatta daha fazla büyük zelzele dünyayı sarsıyor. Bu depremlerin en küçüğünde bile, Hiroşima ve Nagazaki’yi tahrip eden tipteki bir atom bombasının patlamasında serbest bırakılan enerjinin binlerce misli serbest bırakılıyor. Peru, Fas, Cezayir, Japonya, Şili, İran, Kolombiya, Libya, Yugoslavya, Türkiye, Hindistan, Alaska ve daha başka birçok yer son birkaç yıl içinde şiddetli depremlerin etkisini gördü.
102 Salgın hastalıklarla ilgili durum nasıldır? I. Dünya Savaşından hemen sonra, sadece İspanyol gribi 20.000.000 can aldı. Ve kıtlıklarla ilgili 11 Haziran 1946 tarihli Look mecmuası şunları yazdı: “Bugün dünyanın dörtte biri açlıktan ölüyor. Yarın daha da kötü olacaktır. Şimdi, dünyanın büyük bir kısmında bulunan kıtlık, çoğumuzun tahmin edebildiğinden çok daha korkunçtur . . . . Şimdi tarihin herhangi bir zamanından daha fazla insan yiyecek için korkunç bir macadele içindedir.” Ve 1946’dan beri gerçekleşen nüfus patlaması yüzünden Birleşmiş Milletlerin, Gıda ve Tarım Teşkilatının müdürü, 1964’te dünya nüfusunun yarısının o zaman açlık çektiğini veya iyi beslenemediğin söyledi. O yıldan beri durum daha iyi olmadı.
103, 104. MS 1914 yılının, insanlık için gerçekten önemli bir yıl olduğunu ayrıntılı olarak açıkla.
103 1914’ten beri İsa’nın verdiği alametin bütün diğer kısımları da gerçekleşti. Böylece 1914 yılının, son günlerin başlangıcına işaret ettiği kesinlikle bellidir! O tarihte gökte tahta geçirilen Kral İsa Mesih, Şeytan’ı gökten attı. Benzeri olmayan bu sıkıntı vakti hakkında Mukaddes Kitap şöyle diyor: “Vay yere ve denize, çünkü İblis vaktinin az olduğunu bilerek büyük gazapla size indi.”—Vahiy 12:12.
104 Biz, şimdi vaylarla dolu olan bu “az vakit”te yaşıyoruz! Vaktinin bitmek üzere olduğunu bilen Şeytan, herkese karşı gazapla dolu olarak ateş püskürüyor. Şeytan, her alanda, hem liderleri, hem de halkı, herkesi bencillik ve şiddet hareketlerine tahrik ediyor; bütün dünya karmakarışık bir durumdadır. Bir gazete okuru veya haberleri dinleyen bir kimse, günlerimizde Mukaddes Kitabın peygamberliklerinin gerçekleştiğini görebiliyor. Bu günlerle ilgili Mukaddes Kitap şunları önceden bildirdi: “Bunu bil ki son günlerde çetin anlar gelecektir, çünkü insanlar, kendilerini seven, parayı seven, övünücü, mağrur, küfürbaz, ana-babaya itaatsiz, nankör, murdar, şefkatsiz, amansız, iftiracı, nefsine mağlup, azgın, iyilik düşmanı, hain, inatçı, kibirli, zevki Allahtan ziyade seven, ve takva suretini gösterip onun kuvvetini inkâr edenler olacaklardır . . . . Fakat kötü ve sahte adamlar aldatarak ve aldanarak fenalıkta daha ileri gideceklerdir.”—II. Timoteos 3:1-5, 13.
105. Matta 24:34 ayeti hangi önemli düşünceyi verir?
105 Böylelikle İsa şu kilit düşünceyi eklediği zaman bizim neslimizi kastetmişti. “Bütün bu şeyler oluncıya kadar, bu nesil geçmiyecektir.” (Matta 24:34) 1914 yılında vayların başlangıcını gören nesil, aynı zamanda Şeytan’ın ve bütün kötü şeyler sisteminin sonunu da görecektir. O günleri gören bazıları nihai “son” geldiği zaman hâlâ hayatta olacaklardır.
106, 107. (a) Neden bu kötü şeyler sisteminin sonunun bu kadar yakın olduğunu söyleyebiliriz? (b) Öyle ise, son ne zaman gelecek?
106 Çok dikkat etmemiz gereken bir husus da, bu şeyler sisteminin sonu ile ilgili alameti, yani 1914 yılından itibaren gerçekleşmekte olan alameti görenlerin arasında, olanları idrak edip, anlayışla görebilecek en küçük yaştakilerin, şimdi yetmiş yaşını aştığıdır. Aslında “son günler”in başlangıcını görmüş olan yetişkinlerden oluşan neslin büyük kısmı geçmiş durumdadır. Onların nesli şimdi tamamıyle geçmek üzeredir; zira Mukaddes Kitaba göre, bir nesil süresi yaklaşık yetmiş veya seksen yıldır.—Mezmur 90:10.
107 Böylece kalan vakit gerçekten çok kısadır. Aynı zamanda İsa’nın açıkça “bu şeyler oluncıya kadar bu nesil (katiyen) geçmiyecektir” dediğine dikkat edelim. Bundan dolayı bu kötü şeyler sisteminin sonunu ancak bu nesle mensup olan bütün fertlerin ölüp geçmesinden sonra beklememeliyiz, zira onların hepsi ölmeden önce gelecektir.
108. İsa, milletlerin tayin edilmiş zamanlarıyla hangi zamanı kastetti?
108 Mukaddes Kitap kronolojisi de “son günler”in 1914’te başladığını doğrular. Bu kronolojiye dayanan bir peygamberlik, İsa’nın, “Milletlerin zamanları doluncıya kadar, Yeruşalim[in] Milletler tarafından çiğnenece”ğini belirttiği zamanla ilgilidir. (Luka 21:24) İsa, bu sözleriyle yeryüzünde Tanrı’yı temsil eden hiçbir hükümetin bulunmayacağı belirli bir müddeti kastediyordu. Ve Tanrı’yı temsil eden son hükümet, başkenti Yeruşalim olan eski İsrail hükümetiydi.
109, 110. Mukaddes Kitap kronolojisi MS 1914 yılında, bu kötü şeyler sisteminin son günlerinin başladığını nasıl gösteriyor?
109 MÖ 607 yılında Yeruşalim, Babilliler tarafından çiğnendi. Daniel 4:16’ya göre “yedi vakit” geçecekti. Bu “vakit”lerin sonunda Tanrı yeryüzünde değil, gökte bir hükümet, yani semavi Krallığını, Mesih’in yönetimi altında “düşmanlarının ortasında” tesis edecekti.—Mezmur 110:2.
110 Bu “yedi vakit” Mukaddes Kitabın vakit hesabına göre, MÖ 607’de başlayan 2.520 yıllık bir müddet olacaktı. (Vahiy 12:6, 14; Hezekiel 4:6) Vakitle ilgili hesabı yaptığımızda 1914 yılına varıyoruz. Bu bir rastlantı değildir! 1914’ten beri bizzat gözlerimizin önünde gerçekleşmekte olan İsa’nın verdiği görünür alametle tam anlamıyla mutabakat halindedir.a
111, 112. Mukaddes Kitabın kronolojisine göre, çok yakında bu kötü sistemin sonunun geleceğine dair başka hangi delil de vardır? Açıkla.
111 Bu kötü şeyler sisteminin sonuna süratle yaklaştığımızı gösteren kronoloji ile ilgili başka bir husus daha var. Bu, güvenilir Mukaddes Kitap kronolojisine göre, insanlığın 6.000 yıllık devresinin sona ermiş olmasıdır.
112 Mukaddes Kitap, Tanrı’nın yeryüzünü insan için oturulur hale getirdiği zamana kadar altı “gün” veya müddet çalıştığını gösteriyor. Tanrı’nın Sözünden anlaşıldığı gibi, günlerden her biri ihtimal 7.000 yıl sürdü. Ve Tekvin 2:2’de okuduğumuz gibi, Yehova, “yaptığı bütün işden yedinci günde istirahat etti.” Bu yedinci günün, yani Tanrı’nın istirahat gününün başlamasından bu yana hemen hemen 6.000 yıl geçti ve bu gün sona ermeden önce, Mesih de bin yıl hüküm sürmüş olmalı. (Vahiy 20:3, 7) İnsanlığın mevcudiyetinin 7.000 yılının bu son 1.000 yıllık müddeti, gayet yerinde olarak, Tanrı’nın eski İsrail kavmine altı çalışma gününden sonra, tutmalarını emrettiği sebtle tasvir edilen büyük bir sebt gününe benzetilebilir. (Çıkış 20:8-10; II. Petrus 3:8) İnsanlık altı bin yıl zahmet çekip, günaha, hastalığa, ölüme ve Şeytan’a esir kaldıktan sonra bütün bunlardan azat edilip bir istirahate, evet böyle bir istirahate muhakkak muhtaçtır. (İbraniler 4:1-11) Şu halde insanlığın mevcudiyetinin ilk 6.000 yılının sonunu geçmiş olmamız çok önemlidir.
113. Mukaddes Kitabın kronolojisine göre, insanlığın 6.000 yıllık mevcudiyeti ne zaman sona erdi?
113 Acaba Âdem’in yaratılışından beri bugüne kadar geçen zaman, Tanrı’nın istirahat gününün başladığından beri geçen zaman kadar mıdır? Hayır! Neden? Dünyevi tarihin de kabul ettiği tarihlere uygun olan Mukaddes Kitap kronolojisiyle ilgili en güvenilir araştırmalar, Âdem’in MÖ 4.026 yılının sonbaharında yaratıldığını gösterir. Fakat bu tarih Tanrı’nın istirahat gününün başlangıç tarihi değildir, çünkü o gün, Âdem değil Havva yaratıldıktan sonra başladı. Mukaddes Kitap, Âdem’in yaratılmasından ne kadar sonra Havva’nın yaratıldığını bildirmez. Bu sebepten biz bunu bilemeyiz. Bununla birlikte, Âdem’in yaratılmasından sonra geçen ilk altı bin yılın ne zaman sona erdiğini hesaplayabiliriz. Bu, ne zaman sona erdi? MS 1975 yılında. Bu dikkate değer; özellikle “son günler”in 1914’te başlamış olması ve peygamberliklerin gerçekleşmesine yol açan günlerimizdeki olayların bu nesli, bu kötü dünyanın son nesli olarak işaretlenmesi nedeniyle dikkate değerdir. Böylece, önümüzdeki günlerin, imanlarını Tanrı’ya ve vaatlerine bağlayanları coşturan olaylarla dolu olacağını bekleyebiliriz. Bu, çok kısa bir zaman içinde ‘sonun vakti’yle ilgili geri kalan peygamberliklerin gerçekleşmesinin görgü şahitleri olabileceğimiz anlamına gelir.
114. Önümüzdeki zamanda hâlâ gerçekleşmesi gereken peygamberliklerden bazıları nelerdir?
114 Acaba halen hangi peygamberlikler gerçekleşmeli? Mukaddes Kitabın bir kısmı olan Daniel kitabına göre, “şimal kıralı” (yani özellikle dünya komünizmi olmak üzere, Doğu blokunun kuvvetleri) ve “cenup kıralı” (yani başta Anglo-Amerikan birliği olmak üzere, Batı blokunun kuvvetleri) büyük gerginliklere ve özellikle “cenup kıralı” için muazzam zararlara yol açacak olan dünya hâkimiyeti mücadelesinde bir zirveye ulaşacaklardır. (Daniel 11:40-42) I. Selânikliler 5. bap 2. ve 3. ayetlerine göre, siyasal liderlerin dünyada “sulh ve güvenlik” olduğunu ilan edecekleri bir zaman da gelecek; fakat tam bu zamanda üzerlerine ani helâk gelecektir. Başka bir peygamberlik de Vahiy’in 18. babının 2. ve 3. ayetlerinde bulunuyor. Buna göre, Hıristiyan âleminin, en önemli kısmını teşkil ettiği “Büyük Babil” diye adlandırılan sahte dinin dünya imparatorluğu, Tanrı’nın iradesine göre siyasal hükümetler tarafından yok edilecektir. (Vahiy 17:6, 16-18) Ondan sonra, Mukaddes Kitap, Şeytan ile cinlerinin yönetimi altında bütün milletlerin Tanrı’nın hizmetçilerini yok etmek üzere, topyekün bir saldırıya geçeceklerini söylüyor. (Hezekiel 38:1-6) Bundan sonra, hizmetçilerini kurtarmak maksadıyla, Yehova, melekleriyle birlikte harekete geçip, insanlığın bu kadar ıstırap çekmesinden büyük çapta sorumlu olan Şeytan’ın ticari ve siyasal sistemleriyle diğer unsurlarını “Armagedon” denilen savaşta yok edecektir. (Vahiy 16:16; 19:19-21) Böylece bugüne kadar gerçekleşmemiş ve bir daha gerçekleşmeyecek “büyük sıkıntı”nın zirvesine erişilmiş olacak. (Matta 24:21, 22) Armagedon’dan hemen sonra, Şeytan ile cinleri uçuruma atılacaklar.—Vahiy 20:1-3.
115. Neden herkes bu dünya olaylarına dikkat etmeli?
115 Bütün bunlar hemen önümüzdedir! Ne muazzam değişiklikler olacak! İnsanlık tarihinin dönüm noktasının zirvesinin eşiğindeyiz! Bu nedenle hayatı seven herkesin bu kötü şeyler sisteminin sonunun çok yaklaştığını gösteren bu tarihsel delillere dikkat etmesi ne kadar önemlidir!
116, 117. (a) Gelecek son günü ve saati kesin olarak bilebilir miyiz? (b) Buna rağmen neden sevinebiliriz?
116 İsa, gayet tabii, sonun geleceği tam gün ve saati yalnız semavi Babasının bildiğini belirtti. (Matta 24:36) Fakat bu eski şeyler sisteminin sonuna çok az vaktimiz kaldığına göre, uyanık durmamızın hayati önemi vardır.—Luka 21:34-36.
117 Gördüğümüz gibi, Yehova Tanrı, devamlı surette ismine takbih getiren ve başarısızlıklarının suçunu çoğu kere Tanrı’ya yükleyen kötü şeyler sistemine artık uzun bir zaman daha müsaade etmiyecektir. Sahte dinsel sistemlerin ve tanrıtanımaz politikacıların insanları aldatmalarına ve her şeyi bencil arzularına göre yönetmelerine artık uzun bir zaman gözyummayacaktır. Kadirimutlak Tanrı, Şeytan ve cinlerinin yerle ilgili faaliyetlerine devam etmelerine artık uzun bir zaman müsaade etmeyecektir.
118, 119. (a) Gelecek helakten kaçınabilmek için ne yapmalıyız? (b) Acaba Tanrı bizi sevdiğini nasıl gösterdi?
118 Tanrı’nın, bu kötü şeyler sisteminin başına getireceği harabiyetten kaçınabilmek için peygamber Tsefanya vasıtasıyla verdiği şu uyarıya derhal kulak vermemiz hayatidir: “Salâhı arayın, alçak gönüllülüğü arayın; RABBİN öfkesi gününde belki örtülürsünüz.” (Tsefanya 2:3) Ve bunu yaparken yüce Yaratıcımıza güvenelim, zira O, sadece düşmanları yıkan değil, yönetim için Kendisini bekleyenleri kuvvetlendirendir.
119 Gerçekten Tanrı, eski zamanlardan beri, sonunda elinden hayat mevhimesi alacak olan herkes için birçok şeyler yaptı. O, bizi, biz onu sevmek imkânına sahip olmadan uzun bir zaman önce sevdi. O halde kötülüğün yerde hüküm sürdüğü bu uzun devre boyunca bizim için neler yaptığını bir inceleyelim.
TANRI’NIN BİZİM İÇİN YAPTIĞI ŞEYLER
120, 121. (a) Âdem günah işlediğinden dolayı neyi kaybetti? (b) Fakat Tanrı, Âdem’in zürriyetini kurtarmak için ne yaptı? Nasıl?
120 Âdem, isyanı yüzünden kâmil hayat hakkını kaybetti ve nihayet öldü. Zürriyeti günah ve ölümü miras aldı. Fakat Tanrı, Âdem’in zürriyetinden buna layık olanlara bir daha hayat vermek ve aynı zamanda Kendi kanununu üstün tutmak için bir imkân daha tedarik etti.
121 Nasıl? Bir fidye vasıtasıyla, yani kâmil hayat hakkına sahip olan bu insanın bu hakkını başkaları uğruna feda etmesiyle. Böyle bir imkân, Tanrı’nın daha sonra Musa kanununa dahil ettirdiği kanuni bir prensip yani “can yerine can” prensibiyle uyum içindeydi. Bu şekilde, kasten günah işlemiş olan Âdem’i değil, işlemedikleri bu suç yüzünden elem çeken zürriyetini özgürlüğe kavuşturmak mümkün olacaktı.—Tesniye 19:21.
122, 123. Tanrı, meseleyi daha kolayca halledemez miydi? Meseleyi açıkla.
122 Fakat bu meseleyi bu şekilde halletmeye kalkmak, biraz gereksiz ve uzun bir yol değil mi? Tanrı, sadece bir beyanda bulunarak Âdem’in zürriyetini Âdem’in günahından kurtaramaz mıydı? Hayır, zira bunu yapsaydı, kendi kanunlarına aykırı hareket etmiş olurdu. Kanunlara karşı saygısızlığın ve kanunlara riayet edilmemesinin sebeplerinden başta geleni, yüksek mekviideki memurların kanunları tatbik etmemesidir. Bir memurun mevkii ne kadar yüksekse, böyle bir davranıştan doğan zararı o derecede büyüktür. Böylece en yüksek mevkiide bulunan Yehova, kanununa bağlı kalıp, bütün insanlığa bir örnek bırakmıştır. Tanrı, bir fidye tedarik etmekle, adaletin talebi olarak Âdem’i ölüme mahkûm ediyor ve irsiyet kanunlarına göre, Âdem’in zürriyeti olarak günahı miras aldığımız kabul ediyor. Fakat aynı zamanda buna layık olan insanları kurtarmak üzere tedarikte bulunuyor.
123 Âdem, kâmil bir hayat kaybettiğine göre, sadece kâmil bir insan bir fidye olabilirdi. Fakat Âdem’in doğal zürriyetinden hiç biri fidye olamazdı, çünkü hepsi nakâmil insanlar olarak dünyaya geliyorlar.—Mezmur 49:7.
124, 125. Söz konusu fidye nasıl sağlandı?
124 Tanrı, insanın kendisine karşı isyan etmesinden az sonra, insanlığı günah ve ölümden kurtarmak üzere kimi kullanacağı hususunda ipuçları vermeye başladı. İlham edilmiş peygamberleri vasıtasıyla gelecek olan bu Fidye Olacak Kişi hakkında çok şeyler açıkladı. Ondan sonra bin dokuz yüz yıl önce, Tanrı yegâne tevlit edilmiş ruhi Oğlunun hayatını bir Yahudi bakirenin rahmine nakletti. Böylelikle Tanrı’nın Oğlu, Âdem’in zürriyetine bıraktığ nakâmilliği miras almaksızın doğdu.
125 Tanrı’nın Oğlu olan İsa Mesih, olgunluk çağına geldiği zaman, Şeytan’ın başına getirebileceği en ağır deneme altında, yani bir işkence direği üzerindeki ölüme rağmen, Babasına karşı bütünlüğünü muhafaza etti. Tanrı’nın kanunlarının tümünü tutan bir insan olarak sahip olduğu kâmil hayat hakkını seve seve feda etti. İsa, bundan sonra göğe dönmekle Âdem’in kaybettiği şeyi yani Hayatı, kâmil insan hayatını fidye ile kurtarmak üzere o hayatın değerini Tanrı’ya gökte takdim edebilirdi. İsa böylece “kendisini herkes için eşdeğerde bir fidye olarak verdi.”—I. Timoteos 2:6.
126. Tanrı, İsa’yı yeryüzüne göndermekle hangi niteliği gösterdi?
126 Tanrı, insana karşı ne kadar sevgi dolu bir harekette bulundu! İnsanların ebedi hayata nail olabilmeleri için en değerli varlığını kurban etti! Mukaddes Kitap bunu şöyle ifade ediyor: “Zira Allah dünyayı öyle sevdi ki, biricik Oğlunu verdi; ta ki, ona iman eden her adam helâk olmasın, ancak ebedi hayatı olsun.”—Yuhanna 3:16.
127, 128. (a) Bir fidye sağlamaktan başka Tanrı ne yaptı? (b) İsa, Tanrı’nın maksadını yerine getirmek yetkisine sahip olduğunu göstermek için ne yaptı?
127 Tanrı, sadece bir fidye sağlamakla kalmayıp, adil insanlar için yeri bir cennet haline getirmek üzere maksadını gerçekleştirecek olan semavi bir hükümet için hazırlıklar da yaptı. Tanrı, insanın O’na bağlı olmaksızın kendi işlerini yönetmek üzere yaratılmadığını bildiği için insanlar üzerinde adaletle hüküm sürecek olan bu hükümeti geliştirmeye başladı.
128 Yehova, bu hükümetin hükümdarı ve bu hükümetin başaracağı şeylerle ilgili birçok peygamberlikler ilham etti. İsa Mesih, yeryüzüne geldiği zaman, bu müstakbel kralla ilgili olan birçok peygamberlikleri gerçekleştirdi. Böylece kendisinin, sadece Fidye değil, aynı zamanda insanlık üzerindeki semavi hükümetin hükümdarı olduğunu da ispat etti. Hangi hükümdar bütün ömrü boyunca İsa’nın kısa vaizliği boyunca başardıklarını başarabildi? Kendisi, hastaları tedavi etti ve ölüleri dahi diriltti. Tanrı’dan korkan insanların onun insanlık üzerindeki semavi hükümdarlığının hasretini çekmelerine hayret etmemek gerek!
129, 130. Gökte İsa Mesih’le birlikte başka kimseler de hüküm sürecek mi?
129 Bir krallığın veya hükümetin yöneticileri de vardır. Acaba dünya üzerinde hüküm sürmekte İsa’ya katılacak başka kimseler de var mı? Evet, İsa, ölümünden önceki akşam, yeryüzündeki en yakınlarına şu vaatte bulundu: “Yine gelip sizi kendi yanıma alacağım.” İsa ile gökte bulunacak olanlar için “Allahımıza melekût ve kâhin kıldın ve dünya üzerinde saltanat süreceklerdir” denilmektedir. Mukaddes Kitaba göre sayıları 144.000 olan bu kimseler, İsa ile birlikte insanlığa ebedi nimetler getirecek olan semavi hükümeti teşkil ediyorlar.—Yuhanna 14:2, 3; Vahiy 5:10; 14:1-3; 20:6.
130 Böylece Yehova Tanrı, yüzyıllar boyunca, insan ailesinin ebediyen mutluluk içinde yaşayabilmesi için gerekli olan zemini hazırladı.
131. Tanrı’nın Krallığı gökte ne zaman kurulmuştur?
131 Mukaddes Kitap peygamberliklerinin gerçekleşmesi ile ilgili bütün deliller, Tanrı’nın, Mesih’in yönetimi altında olan semavi Krallığının 1914 yılında hüküm sürmeye başladığını gösteriyor, yani “sonun vakti”nin başladığı aynı tarihte. Krallığın ilk işi, Şeytan ile cinlerini gökten, aşağıya dünyanın dolaylarına atmak oldu.—Mezmur 110:1, 2; Vahiy 12:7-12.
132, 133. (a) Yeryüzünde o zamandan beri hangi önemli iş yerine getirilmektedir? (b) Bu işe iştirak eden insanlar, aralarında hangi problemleri hallettiler? (c) İnsan hükümetlerine karşı tutumları nedir?
132 Tanrı, o zamandan beri Matta 24:14’teki peygamberliğin bir gerçekleşmesi olarak dünya çapında bir vaaz etme faaliyeti yaptırıyor. Bunun sonucu olarak bütün milletlere mensup olan binlerce insan, özellikle sahte dinden olmak üzere, Şeytan’ın teşkilatının esirliğinden kurtuldu.
133 Bu insanlar, semavi Krallığın 1914’ten beri gökte hüküm sürdüğünü kabul edip, alenen ikrar ederler ve onun yönetimi altında, kanuna itaat etmeyi, ahlaken ve her hususta doğru, dürüst ve sadık insanlar olmayı öğrenirler. Artık birbirlerini öldürmezler, bu dünyayı altüst eden ayaklanmalar, nefret, cürüm ve iki yüzlülük, Tanrı’nın şimdi gökte hüküm süren Krallığını kabul eden Yehova’nın üç milyonu aşkın Şahidi için artık problem teşkil etmez. (İşaya 2:4) Fakat her ne kadar onlar, Tanrı’nın gökteki Krallığını en iyi hükümet olarak kabul ediyorlarsa da, Yehova’nın Şahitleri, yeryüzünde, oturdukları memleketlerin insan hükümetlerini, Tanrı’nın onların kalmasına müsaade ettiği müddet boyunca, Mukaddes Kitapta gösterildiği gibi, üstün otoriteler olarak kabul ederler ve hiçbir zaman insan hükümetine karşı kalkmaz veya düzeni herhangi bir şekilde değiştirmek çabasında bulunmazlar. (Romalılar 13:1-7) Onlar, insan hükümetlerine ait olanları, yani vergiyi, saygıyı ve kanunlara itaati hükümetlere verirler.—Matta 22:21.
134, 135. Neden Yehova’nın Şahitleri Birleşmiş Milletlerin yapmak istediği fakat başarısızlığa uğradığı şeyleri başarıyla yapabildi?
134 Böylece Yehova’nın Şahitleri arasında sulh ve birlik mevcuttur. Oysa, 150’den fazla milletin üye olduğu Birleşmiş Milletler Tanrı’nın gökteki Krallığını kabul edenlerin, şimdi 200’den fazla ülkede başarmış olduğu şeyi başaramadı! Neden? Çünkü “eğer evi RAB (Yehova) yapmazsa, yapıcılar boş yere çalışır.”—Mezmur 127:1.
135 Evet, Tanrı’nın gökteki hükümetine itaat yegâne doğru yoldur ve bu hükümet şimdiden fevkalade şekilde çalışmaktadır! Fakat Tanrı’nın şimdiye kadar yaptığı şeyler sadece bir başlangıçtır. Pek yakında bundan daha çok şey yapacaktır!
[Dipnot]
a Mukaddes Kitaba göre, bir vakit 360 gündür; çünkü Vahiy 12:6 ve 14. ayetlerine göre, 1260 gün üç buçuk “vakit”in karşılığıdır. Öyleyse yedi vakit 2520 güne eşittir. Peygamber Hezekiel’e göre, peygamberane bir anlamda bir gün, bir yıl sayılmaktadır. Böylece yedi vakit 2.520 yıldır.