-
Sonsuz İşkence—Neden Rahatsız Edici Bir Öğreti?Gözcü Kulesi—1993 | 1 Temmuz
-
-
Ebedi işkence öğretisini, Tanrı tarafından verilen bir adalet standardı ile karşılaştırarak cevabı bulabilirsiniz: “Göz yerine göz, diş yerine diş.” (Çıkış 21:24) Muhakeme yoluyla, cehennem öğretisini eski İsrail’e verilen ve bir suçu aynı karşılıkla cezalandırma kuralı olan Tanrısal kanuna uygulayalım. Büyük olasılıkla hangi sonuca varırsınız? Yalnız ebedi işkenceye neden olmuş olan günahkârlar karşılık olarak ebedi işkenceyi hak eder—ebedi işkence karşılığında ebedi işkence. İnsanlar ne kadar kötü olurlarsa olsunlar sadece sonlu bir işkenceye yol açabildiğinden, onları ebedi işkenceye mahkûm etmek, işledikleri suçlarla cehennem ateşinin bitmeyen cezası arasında aşırılığa kaçan bir eşitsizlik meydana getirir.
Basit sözlerle, hüküm fazla ağır olurdu. “Göz yerine göz, diş yerine diş” kuralını aşardı. Ayrıca, kısas prensibini İsa’nın öğretilerinin yumuşattığı göz önünde bulundurulursa, İsa’nın hakiki takipçilerinin sonsuz işkence fikrini adil olarak kabul edebilmelerinin neden zor olduğunu anlayabiliriz.—Matta 5:38, 39; Romalılar 12:17.
Öğretiyi Haklı Çıkarmak
Bununla birlikte, inanan birçok kişi bu öğretiyi haklı çıkarmaya çalışır. Nasıl? İngiliz yazar Clive S. Lewis, The Problem of Pain adlı kitabında bu görüşü kuvvetle savunanların çoğunun namına şöyle der: “Eğer elimde olsa, Hıristiyanlıktan çıkarmayı böylesine isteyeceğim başka bir öğreti daha yoktur. Fakat bu öğreti, Kutsal Yazıların ve özellikle Efendimizin kendi sözlerinin tam desteğine sahiptir.” Böylece, bu görüşü destekleyenler sonsuz işkencenin korkunç olduğunu itiraf eder, fakat aynı zamanda Mukaddes Kitabın bunu öğrettiğini düşündüklerinden, bu öğretiyi kabul etmenin zorunlu olduğu sonucuna varırlar. Teolog Pinnock’un söylediği gibi: “Onlar, bunun hoş bir öğreti olmadığını kabul etmekle birlikte, sadece Kutsal Yazılar öğrettiği için böyle korkunç bir olguya inanarak, Mukaddes Kitaba karşı sarsılmaz bir sadakat ve bir tür kahramanlık örneği vermeyi ümit ederler. Bunu, sanki Mukaddes Kitabın yanılmazlığı tehlikede bulunuyormuş gibi yaparlar. Ancak durum gerçekten böyle midir?”
Siz de Mukaddes Kitaba olan sadakatinizin, size, bu öğretiyi kabul etmekten başka seçenek tanıyıp tanımadığını merak edebilirsiniz. Mukaddes Kitap gerçekten ne söyler?
-
-
Cehennem—Sonsuz İşkence mi Yoksa Ortak Mezar mı?Gözcü Kulesi—1993 | 1 Temmuz
-
-
Cehennem—Sonsuz İşkence mi Yoksa Ortak Mezar mı?
SİZE, dinsel metinleri kaleme alan ilk Kilise Pederlerinin Ortaçağ teologlarının, Protestan veya başka dinlere ait din adamlarının cehennemdeki işkencelerin sonsuza dek sürdüğüne ilişkin söyledikleri anlatıldı mı? Eğer böyle ise, son derece saygın Mukaddes Kitap bilginlerinin bu görüşe şimdi meydan okuduklarını öğrenmek sizi şaşırtabilir. İngiltere’de, onlardan biri olan John R. W. Stott, şöyle yazmaktadır: “Kutsal Yazıların işaret ettiği şey yok edilmedir ve ‘bilinçli halde sonsuz bir işkence’ fikri Kutsal Yazıların üstün otoritesine boyun eğmesi gereken bir gelenektir.”—Essentials—A Liberal-Evangelical Dialogue.
Stott’un, sonsuz işkence öğretisinin Mukaddes Kitaba dayanmadığı sonucuna varmasına yol açan neydi?
-