Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w89 1/6 s. 17-21
  • Adalet Tanrı’nın Tüm Yollarının İşaretidir

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Adalet Tanrı’nın Tüm Yollarının İşaretidir
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1989 (Dinsel Seri 97-108)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Neden Adalet Noksanlığı Var?
  • Tanrı Adaletsizliğe Neden İzin Veriyor?
  • Tanrı İnsanı Kurtarıyor
  • Fidyeyi Desteklemek
  • Pek Yakında Tüm Milletler İçin Adalet
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1989 (Dinsel Seri 97-108)
  • ‘Bütün Yolları Adalettir’
    Yehova’ya Yaklaşın
  • Yehova—Gerçek Adalet ve Doğruluğun Kaynağı
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1998
  • Yehova’yı Örnek Alın—Adalet ve Doğrulukla Davranın
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1998
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1989 (Dinsel Seri 97-108)
w89 1/6 s. 17-21

Adalet Tanrı’nın Tüm Yollarının İşaretidir

“Kayadır, onun işi tamdır; çünkü bütün yolları haktır (adalettir); sadakat Allahıdır, ve haksızlık (adaletsizlik) etmez, sadık ve doğru olan odur.”—Tesniye 32:4.

1. Musa, ölümünden önce İsrailoğullarına söylediği ilahide Yehova’nın hangi niteliğine dikkati çekti? Neden bu şekilde konuşabiliyordu?

EN yüksek Hâkim, Kanun Verici ve Kral olan Yehova, “salah ve adalet sever” bir Tanrı’dır. (Mezmur 33:5; İşaya 33:22) Kanun ahdinin meyancısı ve “Yehova’nın yüz yüze bildiği” bir peygamber olan Musa, Yehova’nın adil yollarını çok yakından tanıyordu. (Tesniye 34:12; Yuhanna 1:12) Musa, ölümünden kısa bir süre önce, Yehova’nın üstün adalet niteliğine dikkati çekti. Bütün İsrail cemaatinin önünde şu ilahiyi söyledi: “Ey gökler kulak verin, ve söyliyeceğim; ve ağzımın sözlerini dünya işitsin . . . . Çünkü RABBİN (Yehova’nın) ismini ilan edeceğim; büyüklüğü Allahımıza verin. Kayadır, onun işi tamdır; çünkü bütün yolları haktır (adalettir); sadakat Allahıdır, ve haksızlık (adaletsizlik) etmez, sadık ve doğru olan odur.”—Tesniye 32:1, 3, 4.

2. Adalet, Tanrı’nın tüm etkinliğinin nasıl bir işaretidir ve bu neden önemlidir?

2 Adalet, Tanrı’nın tüm etkinliğinin işaretidir ve O’nun hikmet, sevgi ve kudretiyle her zaman kâmil bir uyum içindedir. Eyub 37:23’te Tanrı’nın sadık hizmetçisi Elihu, Eyub’a şunları hatırlattı: “Kadir, biz onu keşfedemeyiz; kudrette o yüksektir; ve hakkı ve tüm adaleti iğdirmez.” Kral Davud da şunları yazdı: “RAB (Yehova) hakkı (adaleti) sever, ve müttakilerini (sadık kimselerini) bırakmaz.” (Mezmur 37:28) Bu, ne teselli edici bir güvencedir! Tanrı, bütün yollarında kendisine sadık olarak yürüyenleri bir an bile terk etmez. Tanrı’nın adaleti, bu konuda bir garantidir.

Neden Adalet Noksanlığı Var?

3. Bugün insanlar arasında eksik olan nedir? Bu, insanın Tanrı ile ilişkisini nasıl etkilemiştir?

3 Yehova, Adalet Tanrısı, adaleti seven ve “dünyanın uçlarını yaratan” Kimse olduğuna göre, acaba bugün neden insanlar arasında bu kadar çok adaletsizlik görülmektedir? (İşaya 40:28) Tesniye 32:5’te Musa bunun cevabını vermektedir: “Ona karşı fesat ettiler, onun oğulları değillerdir, onların aybıdır; aksi ve iğri bir nesildir.” İnsanın fesat işlemesi, kendisini Yaratıcısından o denli uzaklaştırmıştır ki, Tanrı’nın düşünce ve yolları, insanınkinden, “gökler nasıl yerden yüksekse” o kadar yüksek olarak tanımlanmaktadır.—İşaya 55:8, 9.

4. İnsanlar, hangi yolu seçtiler ve bu yol onları nereye götürdü?

4 Yaratıcının, insanı, Kendisinden bağımsız davranacak şekilde yaratmadığını asla unutmayalım. Yeremya şu sözlerle durumumuzu doğru olarak değerlendirmektedir: “Ya RAB (Yehova), bilirim ki insanın yolu kendi elinde değildir; adımlarını doğrultmak yürüyen insanın elinde değildir.” (Yeremya 10:23) Tanrı’nın doğru yollarını ve yönetimini reddetmesi, insanı, tamamen değişik ve çok güçlü görünmez kuvvetlerin, yani İblis Şeytan ve suç ortakları olan cinlerin etkisi atına sokmuştur. Resul Yuhanna açıkça şunu belirtmektedir: ‘Bütün dünya kötü olanın kudretinde bulunmaktadır.” Bu cinlerin, insanlar arasında adaletin oluşmasıyla hiçbir ilgileri yoktur.—I. Yuhanna 5:19.

5. Bugün dünyada adaletsizlik olduğuna dair bazı örnekler ver.

5 1984 yılında A.B.D.’nin başsavcısı William French Smith, bu şeyler sisteminin sona eriş günlerinde görülen adaletsizliğe dair bir örnek verdi. 1977-1983 yılları arasında Amerika’nın 12 eyaletinde hapse mahkûm edilen suçlulara dair yapılan bir araştırmayla ilgili olarak şu yorumu yaptı: “Kamuoyu en kötü suçluların—yani katiller, ırza geçenler, uyuşturucu satanlar—en büyük cezaları almaları gerektiğini düşünür. Büro araştırmaları . . . . yozlaşmış canilerin yeni cürümler işlemek üzere sokağa dönmelerinin ve kadar kolay olduğunu göstermektedir.” Washington’un Hukuk Vakfından Paul Kamener’in: ‘Adalet sistemi çoğu kez laçkadır’ demesine şaşmamalı.

6. (a) Esir düşmesinden önce, Yahuda’nın ahlaksal durumu nasıldı? (b) Habakkuk, hangi soruları sordu ve bunlar, bugün için de geçerli midir?

6 Yahuda’nın MÖ 607’de Babil orduları önünde düşmesinden önce de, diyarın her tarafında adalet laçkaydı. Bu nedenle Tanrı, peygamberi Habakkuk’a ilhamla şunları yazmasını söyledi: “Şeriatin (kanunun) kuvveti yok, ve hak (adalet) hiç ortaya çıkmıyor; çünkü kötü adam salihin (doğru olanın) etrafını sarıyor; bunun için hak (adalet) sapık çıkıyor.” (Habakkuk 1:4) Bu adaletsiz durum, peygamberin Yehova’ya şu soruyu sormasına neden oldu: “Hainlik edenlere niçin bakıyorsun, ve kötü adam kendisinden daha salih olanı yutunca neden susuyorsun?” (Habakkuk 1:13) Bugün de, tüm iş alanlarında görülen adaletsizlikten dolayı sıkıntı çekenler; Adalet Tanrısı, yeryüzünde gösterilen adaletsizliğe neden seyirci kalıyor? ‘Adaletin çarpıtılmasına’ neden izin veriyor? Neden “susuyor?” diye haklı olarak sorabilirler. Bunlar, önemli sorulardır ve sadece Tanrı’nın değerli Sözü olan Mukaddes Kitap bunlara doğru ve doyurucu cevaplar vermektedir.

Tanrı Adaletsizliğe Neden İzin Veriyor?

7. (a) Adem, Tanrı’nın kendisine verdiği Cenneti neden kaybetti? (b) Aden’de hangi dava ortaya çıktı ve Tanrı bu konuda adaletini nasıl gösterdi?

7 Musa’nın doğruladığı gibi, Tanrı’nın işleri kâmildir. Tanrı’nın kâmil bir insan çiftini Aden Cennetine koyması da bunu göstermektedir. (Tekvin 1:26, 27; 2:7) O, her şeyi—insanın refah ve mutluluğu için—kâmil şekilde düzenlemiştir. Mukaddes Kitap kaydı bize, “Allah yaptığı her şeyi gördü, ve işte, çok iyi idi” der. (Tekvin 1:31) Fakat Aden’deki kâmil ortam uzun sürmedi. İsyankâr ruh olan bir yaratık tarafından Havva ile kocası Adem, yönetme şekli konusunda Yehova ile karşı karşıya bırakıldı. Bir bakıma, Tanrı’nın onlara verdiği emirlerin doğruluğundan şüphe etmeye başladılar. (Tekvin 3:1-6) Sonuçta Tanrı’nın yönetme hakkına meydan okundu ve böylece önemli ahlaksal bir dava ortaya çıktı. Sadık Eyub hakkındaki tarihsel kayıt, Tanrı’nın tüm yaratıklarının, bütünlüğü konusunda da şüphe uyandırıldığını gösterir. Evrensel önem taşıyan bu davanın halledilmesi için adalet açısından zamana ihtiyaç vardı.—Eyub 1:6-11; 2:1-5; aynı zamanda Luka 22:31’e de bak.

8. (a) İnsanlık, şimdi hangi feci durumda bulunuyor? (b) Musa’nın ilahisinde hangi ümidin ışığı görülmektedir?

8 Pavlus, Romalılar 8:22’de, insanlığın, Tanrı’nın adil yollarını terk etmesinden doğan feci durumu özetler. Orada, “bütün hilkat (yaratılış) şimdiye kadar birden ah edip ağrı çekiyor” der. Bu “ah edip” “ağrı” çekmenin en büyük nedeni, “bir adamın diğer adam üzerine hâkimiyeti kendi zararına” olduğu bilindiğine göre, insanlar arasında görülen adalet noksanlığıdır. (Vaiz 8:9) Fakat Her Şeye Kadir Tanrı’ya şükürler olsun ki, adaletin böyle gülünç bir şekilde taklit edilmesine ebediyen izin vermeyecektir. Bu konuda Musa’nın, Tesniye 32. baptaki ilahisinin 40 ve 41. ayetlerinde neler söylediğine dikkat edelim: “Ebedi varlığım hakkı için, şimşek çakan kılıcımı bilersem, ve hükmü elime alırsam, hasımlarımdan öç alacağım, ve benden nefret edenlere ödiyeceğim.”

9. İnsan, isyan ettiğinde Yehova’nın, ‘hükmü nasıl eline aldığını’ açıkla.

9 Yehova Tanrı, geçmişte, Aden’de ‘hükmü eline aldı.’ Bilerek emirlerine itaatsizlik ettiğinden, gecikmeden ve haklı olarak ilk insana ölüm cezasını verdi. Adem’e “topraksın, ve toprağa döneceksin” dedi. (Tekvin 3:19) Yüzyıllar sonra resul Pavlus, Adem’in günahkâr davranışının, insan ailesinin tümünün başına açtığı acı sonuçları şöyle özetledi: “Nasıl günah bir adam vasıtası ile ve ölüm günah vasıtası ile dünyaya girdiyse, böylece ölüm de bütün insanlara geçti; çünkü hepsi günah işlediler.”—Romalılar 5:12.

10. Adem’in isyan etmesinden bu yana, hangi iki zürriyet gelişti ve Yehova nasıl davrandı?

10 İnsanın isyanından sonra Tanrı, ayrıca şunları dedi: “Seninle kadın arasına, ve senin zürriyetinle onun zürriyeti arasına düşmanlık koyacağım; o senin başını ezecek ve sen onun topuğunu ezeceksin.” (Tekvin 3:15, 17-19) Bu iki zürriyetin gelişmesi, 6000 yıl sürdü ve her zaman aralarında “düşmanlık” oldu. Yeryüzündeki sahneler değişti, fakat Yehova’nın adil yolları değişmedi. Peygamberi Malaki vasıtasıyla şunu söylemektedir: “Ben RAB (Yehova), ben değişmem.” (Malaki 3:6) Bu sözler, Tanrı’nın, nakâmil ve isyankâr insanlığa, her zaman adil davrandığının güvencesidir. Yehova yüce ve adil prensiplerinden asla sapmadı. O’nun prensipleri, Kendi şahane hikmet, sevgi ve kudret nitelikleriyle uyum içindedir.

Tanrı İnsanı Kurtarıyor

11, 12. 49. Mezmur, insanın durumunu tam olarak nasıl açıklamaktadır?

11 Büyük bir ahtapotun kolları gibi, Şeytan’ın kötü etkisi de, insan ailesinin tümünü sarmıştır. Öyle ise, insanın, sadece çarptırıldığı ölüm cezasından değil, aynı zamanda nakâmil insanın yönettiği adaletsiz sistemden de kurtarılmaya ne kadar ihtiyacı var!

12 Ölüm cezasının zürriyetine geçmesinden beri, insanın içinde bulunduğu feci durum, Korah oğullarının şu mezmurunda açıkça belirtilmektedir: “Ey bütün kavmlar, bunu dinleyin; dünyada oturanlar, hepiniz, halk oğulları da, beyzadeler de, zengin ve fakir birlikte kulak verin . . . . Hiç biri, kardeşini fidye ile kurtaramaz, Allaha kefaretini veremez (çünkü canlarının fidyesi pahalıdır, ve ondan ebediyen vazgeçmeli), ta ki, o artık daima yaşasın, ve çürümeyi görmesin.” (Mezmur 49:1, 2, 6-9) Bütün bunlar Tanrı’nın adaleti sayesinde oldu.

13, 14. (a) İnsanı sadece kim kurtarabilir? Tanrı’nın bu maksatla seçtiği kişi neden uygundur? (b) İsa, Tanrı’nın vaatleri için neden ‘Evettir’?

13 O halde, acaba nereden yardım gelebilir? İnsanı, ölümün etkisinden kim kurtarabilir? Mezmur şu cevabı vermektedir: “Allah ölüler diyarı (Şeol’un) elinden canımı kurtaracaktır.” (Mezmur 49:15) Sadece Tanrı’nın adaletiyle uyum içinde olan sevgisi, insanı “ölüler diyarı (Şeol’un) elinden” kurtarabilir. Bir gece yarısı, İsa ile ihtiyatlı bir Ferisi olan Nikodimos arasında geçen şu konuşma, yukarıdaki soruları cevaplandırmaktadır. İsa, Nikodimos’a “Allah dünyayı öyle sevdi ki, biricik Oğlunu verdi; ta ki, ona iman eden her adam helak olmasın; ancak ebedi hayatı olsun” dedi. (Yuhanna 3:16) Tanrı’nın Oğlu, yeryüzünde gelmeden önce, gökte Babası ile birlikte yaşıyordu. O, henüz gökte olduğu sırada, ‘adem oğulları ile sevindiğini’ söyledi. (Süleymanın Meselleri 8:31) Şu halde Yehova’nın, insanlığı kurtarmak için bu ruh olan özel yaratığı, yani yegâne tevlit edilmiş oğlunu seçmesi, ne denli yerinde bir davranıştı!

14 Pavlus, İsa hakkında, “Allahın ne kadar vaitleri varsa, eveti ondadır” dedi. (II. Korintoslular 1:20) Matta 12:18, 21’de peygamber İşaya tarafından kaydedilen bu vaatlerden birine dikkat çekilmektedir. Orada İsa hakkında şunları okuyoruz: “İşte benim seçtiğim kulum; canımın kendisinden razı olduğu sevgilim; ruhumu onun üzerine koyacağım, ve milletlere hükmü ilan edecektir. Ve milletler onun ismine ümit edeceklerdir.”—İşaya 42:1-4’e de bak.

15, 16. İsa’nın, Adem’in zürriyeti için “Ebediyet Babası” olması nasıl mümkün oldu?

15 Yeryüzündeki hizmeti sırasında, İsa, açıkça, her milletten insanın, sonunda kendi ismine ümit bağlayarak Tanrı’nın adaletinden yararlanabileceğini belirtti. Şunları söyledi: “İnsanoğlu kendisine hizmet edilmeğe değil, ancak hizmet etmeğe ve bir çokları için canını fidye vermeğe geldi.” (Matta 20:28) Tanrı’nın İsrail’e verdiği kâmil kanunda: “Can yerine can” hükmü vardı. (Tesniye 19:21) Böylece İsa, kâmil insan hayatını fidye olarak verdikten ve Tanrı’nın kudretiyle diriltilip tekrar göğe döndükten sonra, Adem’in hayat hakkının karşılığı olarak kâmil insan hayatının değerini Yehova’ya sunabilecek duruma geldi. Böylece İsa “son [veya ikinci] Adem” oldu, bu şekilde de Adem’in zürriyetinden iman eden herkese “Ebediyet Babası” olacaktır.—I. Korintoslular 15:45; İşaya 9:6.

16 Böylece İsa Mesih, Tanrı’nın sevgiyle sağladığı fidye kurbanlığı vasıtasıyla kurtuluş yolunu ‘milletlere ilan etti.’ Bu, gerçekten Tanrısal adaleti gösterir. Şeol’un elinden ‘canlarımızı kurtarmak’ için böyle bir tanzim yaptığından dolayı, O’na ne kadar müteşekkir olmalıyız!

Fidyeyi Desteklemek

17, 18. C.T. Russell 1870’lerde kiminle beraber çalıştı; fakat o, 1878’de onu nasıl hayrete düşürdü?

17 Birinci yüzyıldaki Hıristiyanlar gibi çağımızda da Yehova’nın Şahitleri, İsa Mesih’in fidye kurbanıyla ilgili öğretiyi her zaman desteklediler. Charles Taze Russell’in bir zamanlar The Herald of the Morning adlı dinsel derginin başyazarlarından ve mali destekleyicilerinden biri olduğunu hatırlamak ilginçtir. Bu dergi önce A.B.D. New York, Rochesterli N.M. Barbour adında bir Adventist tarafından yayımlanmaktaydı. O zamanlar Russell 20 yaşlarında, Barbour ise ondan daha yaşlıydı.

18 Bu beraberlik, Barbour’un, hayret verici şekilde fidye öğretisini inkâr eden bir makale yayımladığı 1878 yılına kadar sürdü. Russell, olanları daha sonra şöyle açıkladı: “Mr. Barbour . . . . The Herald için şöyle bir makale yazdı: ‘İnsanın günahının cezasını ödemek açısından, Rabbimizin ölümü, bir ana-babanın kendi çocuğunun ağır günahını ödemek düşüncesiyle bir sineği iğne ile çivileyip acı çektirip öldürmesinden daha yararlı değildir.’ Böylece Barbour, Fidye öğretisini, yani Mesih’in ölümünün, Adem’in soyu için fidye bedeli olduğunu inkâr etti.”

19. (a) Russell, Barbour’un fidye görüşüne karşı nasıl bir tepki gösterdi? (b) Russell’in The Watchtower ile ilgili arzusu nasıl gerçekleşti?

19 Russell, kendisinden daha yaşlı olan iş ortağı tarafından etkilenebilirdi, ama böyle olmadı. Aylar boyunca sözü geçen derginin sayfalarında karşılıklı tartışmalar sürüp gitti. Barbour, fidyeyi inkâr etti. Russell ise, onu destekleyen yazılar yazdı. Sonunda Russell, Barbour ile bütün ilişkisini kesti ve o zamanki adı Zions Watch Tower and Herald of Christ’s Presence olan bir dergiyi yayımlamaya başladı. Charles T. Russell bu yeni dergi hakkındaki duygularını şöyle dile getirdi: “Başından beri bu dergi Fidyeyi özel olarak savunmaktadır; Tanrı’nın inayetiyle bunu sona kadar yapacağını da ümit ediyoruz.” Acaba derginin başyazarı Russell’in ümidi gerçekleşti mi? Şüphesiz evet! Bugüne kadar Yehova’nın Şahitleri şu anda hüküm süren Kral İsa Mesih’in dökülen kanıyla insanlığın ebedi hayat kazanmasına yol açtığına dair imanı teşvik etmektedir.

20. Henüz hangi sorular cevapsızdı?

20 Buraya kadar Tanrı’nın, insan ailesi üzerindeki günah ve ölüm mahkûmiyetinden insanlığı kurtarmak için nasıl adaletle davrandığını inceledik. Tanrı’nın sevgisi bunu sağladı. Bununla birlikte, bazı sorular henüz cevapsız kaldı. Örneğin: İsa Mesih’in fidye kurbanından hangi yararlar elde edilebilir? Sen, bundan nasıl ve ne şekilde yararlanabilirsin? Gelecek makalede, Tanrı’nın tüm yollarında görülen adaletine dair güvenini kesinlikle artıracak cevaplar bulacaksın.

NASIL CEVAPLANDIRACAKSIN?

□ Tanrı adalete ne oranda önem vermektedir?

□ İnsanlar arasında neden bu kadar adaletsizlik var?

□ Tanrı, insanın ölümden kurtulmasını nasıl sağladı?

□ Yehova’nın Şahitleri fidyeyi ne boyutta desteklemektedirler?

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş