yabancılaşmış bütün insan toplumunun bugünkü harap durumu, Nuh’un günlerindeki bozuk ve saldırgan melez “Nefilim”lerin yol açtığı çöküntüyü aklımıza getirir. (Tekvin 6:4, 12, 13; Luka 17:26) Bu nedenle, Şeytan’ın özellikle Tanrı’nın kavmine karşı öfkesini göstermek üzere kurnaz işlere ve hileye başvurması hiç şaşırtıcı değildir.—I. Petrus 5:8; Vahiy 12:17.

22. Şeytan’ın bizi artık rahatsız edemeyeceği zaman, hangi nimetleri bekleyebiliriz?

²² Mukaddes Yazıların Eyub kitabının son baplarında Şeytan’dan söz bile edilmez. İnsanların Tanrı’ya karşı bütünlüklerini koruyamayacakları yönündeki meydan okuması, Eyub’un bütünlüğünü korumasıyla yalanlandı. Benzer biçimde, yakın gelecekte bütünlüğünü koruyan bir “büyük kalabalık” ‘büyük sıkıntıdan geldiğinde,’ Şeytan uçuruma atılacak. O zaman sadık Eyub da içinde olmak üzere imanlı kadın ve erkekler cennette, Eyub’a ödül olarak verilenlerden daha da büyük nimetlere erişmek üzere ‘büyük kalabalığa’ katılacaklar.—Vahiy 7:9-17; 20:1-3, 11-13; Eyub 14:13.

Bütünlüğünü Koruyan Millet

“Kapıları açın da sadakati koruyan salih [adil] millet içeri girsin.”—İŞAYA 26:2.

1. İşaya’nın “adil millet” hakkındaki sözleri bazılarına neden şaşırtıcı gelebilir?

BUGÜN birçok farklı millet var. Bazıları demokrasiyle, bazıları da diktatörlükle yönetiliyor. Bazıları zengin, bazıları fakir. Onların ortak bir tarafı var: Tümü, tanrısı Şeytan olan dünyanın bir kısmıdır. (II. Korintoslular 4:4) Bu durum karşısında, İşaya’nın, “kapıları açın da sadakati koruyan salih [adil] millet içeri girsin” şeklindeki sözleri bazı kimseleri şaşırtabilir. (İşaya 26:2) Adil bir millet mi? Evet, peygamberlik böyle bir milletin günümüzde var olacağına işaret ettiğine göre, adil bir millet var. Bu olağanüstü millet nasıl tanınabilir?

2. “Adil millet” nedir? Bunu nasıl biliyoruz?

² Mukaddes Kitabın çağdaş bir tercümesi İşaya 26:2’yi “sadık tavrı koruyan” millet olarak tercüme ediyor. King James Version (sayfa kenarı) bu ayeti “hakikatleri koruyan adil millet” olarak tercüme ediyor. Her ikisi de uygun tanımlardır. Aslında, bu adil millet kolaylıkla fark edilir; çünkü bu, yeryüzünün Kralı Mesih’e tabi olan ve bu nedenle Şeytan’ın dünyasının bir kısmı olmayan tek millettir. (Yuhanna 17:16) Bu sıfatla, o milletten olanlar ‘milletler arasında iyi davranışlarını korumalarıyla’ tanınırlar. Tanrı’yı yücelten bir yaşam tarzı sürdürürler. (I. Petrus 2:12) Üstelik, dünyanın neresinde bulunurlarsa bulunsunlar, ‘hakikatin direği ve esası olan yaşayan Tanrı’nın cemaatinin’ bir kısmıdırlar. (I. Timoteos 3:15) Hakikati destekleyerek, Hıristiyan âleminin öğrettiği putperest felsefeleri reddeder ve “hilesiz sütü,” yani Tanrı’nın Sözü olan Mukaddes Kitabı savunurlar.