-
Dinsel Özgürlük Sizce Ne Demektir?Gözcü Kulesi—1997 | 1 Şubat
-
-
şunu belirtiyor: “Din birçok insanın en derin duygularını etkiler. Belli bir dinle yakın bağları olan bazı hükümetler diğer dinlerdeki insanları siyasal otorite açısından bir tehdit unsuru olarak görürler. Ayrıca bir hükümet dini politik bakımdan da tehlikeli görebilir, çünkü dinler Tanrı’ya bağlılığı devlete itaatin üstünde tutabilir.”
Bu nedenlerle, bazı hükümetler dinsel yükümlülüklerin yerine getirilmesine kısıtlamalar getirir. Bu yönetimlerin bazısı her tür inancın uygulanmasını zorlaştırır. Başkaları da tapınma özgürlüğünü savunduğunu iddia etmesine rağmen, tüm dinsel faaliyetleri sıkı bir kontrol altına alır.
Örneğin, Meksika’da yıllarca hüküm süren durumu düşünün. Anayasa dinsel özgürlüğü güvence altına almasına rağmen, şunu şart koştu: “Halka açık ibadetler için kullanılan kiliseler, Federal Hükümet’çe temsil edilen Ulus’un malıdır; ve hangilerinin bu amaçla kullanılmaya devam edileceğine ilişkin kararı Federal Hükümet verir.” Bu kısıtlamaya son vermek üzere 1991’de bir Anayasa değişikliği yapıldı. Yine de bu örnek, dinsel özgürlüğün çeşitli ülkelerde farklı şekilde yorumlanabileceğini gösterir.
Başka Bir Tür Dinsel Özgürlük
Dinsel özgürlük her ülkede farklı tanımlanabilir. Bununla birlikte, hiçbir şekilde nerede yaşadığımıza bağlı olmayan bir dinsel özgürlük türünün olması ilginçtir. İsa MS 32’de Yeruşalim’deyken takipçilerine şöyle söyledi: “Eğer siz benim sözümde durursanız, gerçekten benim şakirtlerimsiniz; siz hakikati bileceksiniz; ve hakikat sizi azat edecektir.”—Yuhanna 8:31, 32.
İsa bu sözlerle ne demek istedi? Onun Yahudi dinleyicileri Roma egemenliğinden kurtulmayı özlemle bekliyordu. Fakat İsa siyasal kaynaklı ezadan kurtulmaktan söz etmiyordu. Bunun yerine, öğrencilerine, bir sonraki makalede göreceğimiz gibi çok daha iyi bir şey vaat ediyordu.
-
-
Hakikat Sayesinde Özgür OlmakGözcü Kulesi—1997 | 1 Şubat
-
-
Hakikat Sayesinde Özgür Olmak
AMERİKA Birleşik Devletlerinde bir milyondan fazla insan cezaevlerinde tutuluyor. Bunların yaklaşık üç bini ölüme mahkûm. Bu durumda olduğunuzu düşünün. Neler hissederdiniz? Bunun düşüncesi bile gerçekten korkunç. Oysa bir anlamda tüm insanlar buna benzer bir durumdadır. Mukaddes Kitap şunu söylüyor: “Hepsi günah işlediler, ve Allahın izzetinden mahrum kaldılar.” (Romalılar 3:23) Evet, Âdem’in torunları olarak günahkâr bir durum yüzünden “hapsedilmişiz.” (Romalılar 5:12) Biz de şunları yazan İsa’nın takipçisi resul Pavlus gibi tutsaklığımızın etkilerini her gün hissediyoruz: “Ben azamda başka bir kanun görüyorum ki, fikrimin kanunu ile muharebe ediyor, ve azamda olan günah kanununa beni esir ediyor.”—Romalılar 7:23.
Günahkâr yapımızın sonucu olarak, her birimiz Mukaddes Kitapta söylenen şu söze göre ölüm cezası altındayız. ‘Günahın ücreti ölümdür.’ (Romalılar 6:23) Mezmur yazarı Musa durumumuzu yerinde olarak şöyle anlatıyor: “Yıllarımızın günleri yetmiş yıldır, ve kuvvetle seksen yıl olursa onların gururu, zahmet ve kederdir; çünkü çabuk geçer, ve biz de uçarız.”—Mezmur 90:10; ayrıca Yakub 4:14 ile karşılaştırın.
İsa, insanlığın günaha ve ölüme köleliğini düşünerek takipçilerine “hakikat sizi azat edecektir,” dedi. (Yuhanna 8:32) Bu sözlerle İsa, takipçilerine Roma egemenliğinden kurtulmaktan çok daha büyük bir ümit veriyordu; onlara günahtan bağışlanma ve ölümden kurtuluş sunuyordu! Bu nasıl sağlanacaktı? İsa onlara “eğer Oğul sizi azat ederse, gerçekten azat olursunuz” dedi. (Yuhanna 8:36) Evet, Âdem’in kaybettiğini geri almak için “Oğul” İsa, hayatını feda ederek günaha kefaret eden bir kurban olarak hizmet etti. (I. Yuhanna 4:10) Bu, tüm itaatli insanlığa günaha ve ölüme kölelikten kurtulmanın yolunu açtı. Tanrı’nın biricik Oğlu, “ona iman eden her adam helâk olmasın, ancak ebedî hayatı olsun,” diye öldü.—Yuhanna 3:16.
Böylece bizi özgür kılabilecek hakikat İsa Mesih üzerinde odaklanır. Onun izinden giden takipçileri, Tanrı’nın Gökteki Krallığı yeryüzü işlerinin tüm kontrolünü ele aldığında günahtan ve ölümden özgür olma ümidine sahiptirler. Şimdi bile, Tanrı’nın Sözünün hakikatini kabul edenler gerçek bir özgürlüğe kavuşurlar. Hangi yönlerden?
Ölülerden Korkmaktan Kurtulmak
Bugün milyonlarca kişi ölülerden korkarak yaşıyor. Neden? Çünkü dinleri onlara ölüm sırasında canın bedenden ayrılıp bir ruh ülkesine gittiğini öğretmiştir. Bu nedenle bazı ülkelerde ölen kişinin akrabalarının birkaç gün ve gece boyunca ölünün başını beklemeleri âdettir. Bu sırada çok defa yüksek sesle şarkılar söylenir ve davul çalınır. Yas tutanlar, bunun ölü kişiyi mutlu edeceğine ve ruhunun geri gelip yaşayanları rahatsız etmesini önleyeceğine inanırlar. Hıristiyan âleminin ölüler hakkındaki sahte öğretileri sadece bu geleneğin sürdürülmesine hizmet etmiştir.
Bununla beraber Mukaddes Kitap ölülerin durumuyla ilgili gerçekleri açıklar. Açıkça canınızın ölümden sonra yaşamaya devam eden size ait gizemli bir kısım değil, kendiniz olduğunu belirtir. (Tekvin 2:7; Hezekiel 18:4) Ayrıca, ölülere ne ateşli bir cehennemde işkence edilir ne de onlar yaşayanları etkileyebilen bir ruh ülkesinde bulunur. Mukaddes Kitap ölüler hakkında şunları söylüyor: “Ölüler bir şey bilmezler . . . . gitmekte olduğun ölüler diyarında [Şeol, ya da mezarda] iş ve düşünce, bilgi ve hikmet yoktur.”—Vaiz 9:5, 10.
Mukaddes Kitap kaynaklı bu hakikatler birçok insanı ölülerden korkmaktan kurtardı. Onlar atalarını yatıştırmak için artık ne pahalı kurbanlar sunuyorlar, ne de sevdiklerine günahlarından ötürü acımasızca işkence edildiğini sanarak üzülüyorlar. Onlar, Tanrı’nın belirlediği bir zamanda “adil olanlar ile olmayanların dirilmesi” olacağını söyleyen Mukaddes Kitabın ölmüş kişiler için harika bir ümit sunduğunu öğrendiler. (Resullerin İşleri 24:15; Yuhanna 5:28, 29) Bu nedenle, ölüler sanki derin bir uykudaymış gibi şimdi sadece dinleniyorlar.—Yuhanna 11:11-14 ile karşılaştırın.
Ölülerin durumu hakkındaki hakikat ve dirilme ümidi, bizi, ölümün beraberinde getirebileceği umutsuzluktan kurtarabilir. Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan evli bir çiftin dört yaşındaki oğlu bir kazada öldüğünde bu ümit onlara güç verdi. Annesi şunları söylüyor: “Yaşamımızda, oğlumuzu dirilme yoluyla tekrar görünceye dek doldurulamayacak bir boşluk var. Fakat, Yehova keder gözyaşlarımızı sileceğini vaat ettiğinden acımızın geçici olduğunu biliyoruz.”—Vahiy 21:3, 4.
Gelecekle İlgili Korkudan Kurtulmak
Gelecekte bizi neler bekliyor? Yeryüzümüz nükleer bir ateşle yanıp kül olacak mı? Yeryüzünün doğal çevresinin bozulması gezegenimizi içinde yaşanamaz hale getirecek mi? Ahlaksal çöküntü anarşi ve kargaşaya yol açacak mı? Bunlar günümüzde birçokları için gerçek korkulardır.
Bununla birlikte Mukaddes Kitap, böyle sağlıksız korkulardan kurtuluş sunar. Bize, ‘dünyanın ebediyen duracağına’ ilişkin güvence verir. (Vaiz 1:4) Yehova gezegenimizi sorumsuz insanlarca yok edildiğini görmek için yaratmadı. (İşaya 45:18) Bunun yerine, Yehova Yer’i birleşmiş bir insanlık ailesine cennet bir ev olarak hizmet etmesi için yarattı. (Tekvin 1:27, 28) O’nun bu amacı değişmedi. Mukaddes Kitap, Tanrı’nın ‘yeri harap edenleri harap edeceğini’ söylüyor. (Vahiy 11:18) Mukaddes Kitap bundan sonra ‘yumuşak huyluların yeri miras alacağını ve barış bolluğunda lezzet bulacaklarını’ söyler.—Mezmur 37:11.
Bu vaat güvenilirdir, çünkü Tanrı yalan söylemez. Yehova, peygamberi İşaya aracılığıyla şunu belirtti: “Ağzımdan çıkan sözüm . . . . bana boş dönmiyecektir, fakat murat ettiğim şeyi yapacak, ve yapsın diye onu gönderdiğim işi başaracak.” (İşaya 55:11; Titus 1:2) Bu nedenle, Mukaddes Kitapta II. Petrus 3:13’te kaydedilen Tanrı’nın şu vaadinin yerine gelmesini güvenle bekleyebiliriz: “Biz onun vadine göre yeni gökler ve yeni yer bekliyoruz; onlarda salâh (adalet) duracaktır.”
İnsan Korkusundan Kurtulmak
Mukaddes Kitapta, Tanrı’ya bağlılıklarıyla çok değerli korkusuzluk örnekleri bırakan erkek ve kadınlar vardır. Gideon, Barak, Debora, Daniel, Ester, Yeremya, Abigail ve Yael bunlardan sadece birkaçıdır. Bu sadık erkek ve kadınlar şu sözleri yazan mezmur yazarının zihni tutumunu yansıttılar: “Allaha güvendim; korkmam; insan bana ne edebilir?”—Mezmur 56:11.
Birinci yüzyılda resul Petrus ve resul Yuhanna, dinsel yetkililer tarafından kendilerine vaaz etmeyi bırakmaları emredildiğinde aynı cesareti gösterdiler. Verdikleri cevap şuydu: “Gördüğümüz ve işittiğimiz şeyleri söylememek elimizde değildir.” Kararlı tavırlarının sonucu olarak Petrus ve Yuhanna daha sonra hapsedildiler. Mucizevi kurtuluşlarından sonra hemen faaliyetlerine dönüp ‘Tanrı’nın sözünü cesaretle söylemeye’ devam ettiler. Çok geçmeden Petrus ve diğer resuller Yahudi yüksek mahkemesi Sanhedrin’in önüne getirildiler. Başkâhin onlara şöyle dedi: “Bu isim ile öğretmeyin, diye size sıkı tenbih ettik; ve işte, öğretişiniz ile Yeruşalimi doldurdunuz.” Petrus ve diğer resuller şu cevabı verdiler: “İnsanlardan ziyade Allaha itaat etmek gerektir.”—Resullerin İşleri 4:16, 17, 19, 20, 31; 5:18-20, 27-29.
Bugün Yehova’nın Şahitleri, Tanrı’nın Gökteki Krallığının iyi haberini vaaz etme işinde İsa’nın ilk yüzyıldaki takipçilerinin gayretini örnek almaya çabalarlar. Onların arasındaki gençler bile inançları hakkında başkalarıyla konuşarak korkusuz olduklarını çoğu kez gösterirler. Bazı örnekleri ele alalım.
Stacie, yapı olarak çekingen bir genç kızdı. Sonuç olarak inancı hakkında başkalarıyla konuşmak ilk başta onun için çok güçtü. Çekingenliğini yenmek için ne yaptı? “Mukaddes Kitabı inceledim ve hakkında konuştuğum şeyleri anladığımdan emin olmaya çalıştım,” diyor. “Bu, durumu kolaylaştırdı ve kendime güvenim arttı.” Yerel gazete Stacie’nin, çevresinde çok iyi isim yaptığından söz etti. Okulundaki bir öğretmen tarafından yazılan makale şunları açıklıyordu: “[Stacie’nin] inancının, çoğu gencin hissettiği baskıların birçoğuyla mücadele etmek üzere kendisine güç verdiği anlaşılıyor. . . . . O, Tanrı’ya hizmetin zihninde en önemli yeri alması gerektiğini düşünüyor.”
Tommy, daha beş yaşındayken ana-babasından Mukaddes Kitap hakkında bilgi almaya başladı. Hatta küçük yaşta hakiki tapınma için cesur bir tavır aldı. Sınıf arkadaşları bayram resimleri çizerken, Tommy, Tanrı’nın vaat edilen Cennetinin görüntülerini çiziyordu. Erinlik çağındaki bir genç olarak Tommy öğrencilerin birçoğunun Yehova’nın Şahitlerinin inancı hakkında çelişik görüşlere sahip olduklarını fark etti. Korkuyla geri çekilmek yerine öğretmenlerinden birine, sınıfın tüm sorularını bir defada cevaplandırabilmek için onlarla sorulu-cevaplı bir müzakere yapıp yapamayacağını sordu. Bu kabul edildi ve iyi bir şahitlik verilmiş oldu.
Markietta 17 yaşındayken sınıfındakilerle inancı hakkında konuşmak için harika bir fırsatla karşılaştı. “Bir ödev verildi, ödev bir konuşma yapmaktı,” diyor. “Konumu Questions Young People Ask—Answers That Worka (Gençlerin Sorduğu Sorular—Uygulanabilir Cevaplar) kitabından seçtim. Kitaptan beş bölüm aldım ve tahtaya başlıklarını yazdım. Sınıftan, bu konuları kendileri açısından önem sırasına koymalarını istedim.” Bunu sınıfın da katıldığı bir müzakere izledi. Markietta sözlerini şöyle bitiriyor: “Sınıfa kitabı gösterdim ve birçok öğrenci bir adet istedi. Öğretmenim bile bir tane istediğini söyledi.”
Hakikat Sayesinde Özgürlük Kazanabilirsiniz
Gördüğümüz gibi, Mukaddes Kitaptaki hakikat, onu inceleyen ve içindeki mesajı yüreğine indiren her yaştan insan üzerinde özgürleştirici bir etkiye sahiptir. Hakikat onları ölülerden korkmaktan, gelecekle ilgili korkudan ve insan korkusundan özgür kılar. En sonunda, İsa’nın fidyesi itaatli insanlığı günah ve ölümden özgür kılacak. Miras alınan günahkâr durumumuzun tutsaklığından kurtulmuş olarak cennet bir yeryüzünde sonsuza dek yaşamak ne büyük bir sevinç olacak!—Mezmur 37:29.
Tanrı’nın vaat ettiği bereketler hakkında daha fazla bilgi almak ister misiniz? Öyleyse ne yapmalısınız? İsa şunu dedi: “Ebedi hayat, tek hakiki Tanrı olan senin ve gönderdiğin İsa Mesih’in hakkında sürekli bilgi edinmeleri demektir.” (Yuhanna 17:3) Böylece, eğer İsa’nın öğrencilerine vaat ettiği özgürlüğü yaşamak istiyorsanız, Yehova Tanrı ve Oğlu hakkında bilgi almalısınız. Tanrı’nın iradesinin ne olduğunu öğrenmeniz ve sonra onu yerine getirmeniz gerekiyor, çünkü Mukaddes Kitap şunu bildirir: “Dünya ve onun şehveti geçer, fakat Allahın iradesini yapan ebediyen durur.”—I. Yuhanna 2:17.
[Dipnot]
a Yehova’nın Şahitleri tarafından yayımlanmıştır.
[Sayfa 7’deki resim]
Tanrı’nın Gökteki Krallığının yönetimi altında insanlık sonunda günah ve ölümden özgür olacak
-