Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • Tanrı Her Tür Tapınmayı Kabul Ediyor mu?
    Gözcü Kulesi—1996 | 1 Temmuz
    • Baal’e tapınmanın memleketlerinde devam etmesine izin verdiler. Çok geçmeden, İsrailliler baştan çıkıp, Yehova’ya sunulan tapınmayla Baal’e sunulanı kaynaştırma çabasına girdiler. Tanrı bu karma tapınmayı kabul etti mi? Kral Manasse’nin hükümdarlığı sırasında neler olduğunu düşünün. O, Baal için mezbahlar kurdu, kendi oğlunu bir kurban olarak yaktı ve sihirbazlık yaptı. “Yapmış olduğu oyma Aşera (kutsal direk) putunu o eve koydu ki, onun hakkında RAB . . . . demişti: Bu eve . . . . ismimi ebediyen koyacağım.”—II. Kırallar 21:3-7.

      Manasse’nin tebaaları da krallarının örneğini izlediler. Aslında o, “İsrail oğulları önünden RABBİN helâk etmiş olduğu milletlerden ziyade kötü olanı yapmak için onları baştan çıkardı.” (II. Kırallar 21:9) Manasse, Tanrı’nın peygamberlerinin tekrar ve tekrar yaptıkları uyarıları dikkate almak yerine Yeruşalim’i masumların kanıyla dolduracak ölçüde adam öldürdü. Manasse sonunda düzeldiyse de, oğlu ve ardılı olan Kral Amon, Baal’e tapınmayı yeniden canlandırdı.—II. Kırallar 21:16, 19, 20.

      Zamanla mabette erkek fahişeler çalışmaya başladı. Baal’e tapınmanın bir ifadesi olan bu uygulamaya Tanrı ne gözle baktı? Musa aracılığıyla şöyle uyarmıştı: “Kadın fuhuşunun kazancını, yahut erkek fuhuşunun ücretini, her hangi bir adak için Allahın RABBİN mabedine getirmiyeceksin; çünkü bunların ikisi de Allahın RABBE mekruh şeylerdir.”—Tesniye 23:17, 18.

      Manasse’nin torunu Kral Yoşiya, mabedi Baal’e tapınmanın ahlaksızlığından temizledi. (II. Kırallar 23:6, 7) Fakat iş işten geçmişti. Kral Yoşiya’nın ölümünün üzerinden çok geçmeden puta tapınma Yehova’nın mabedine tekrar girdi. (Hezekiel 8:3, 5-17) Bu nedenle Yehova, Babil kralının Yeruşalim’i ve mabedini yıkmasını sağladı. Bu üzücü tarihsel gerçek, bazı tapınma şekillerinin Tanrı tarafından kabul edilmediğinin kanıtıdır. Günümüz için ne denebilir?

  • Tanrı Hıristiyan Âleminin Tapınmasını Nasıl Görüyor?
    Gözcü Kulesi—1996 | 1 Temmuz
    • Tanrı Hıristiyan Âleminin Tapınmasını Nasıl Görüyor?

      “BANA: Ya Rab, ya Rab, diyen her adam göklerin melekûtuna [krallığına] girecek değildir; ancak göklerde olan Babamın iradesini yapan girer. O günde bir çokları bana: Ya Rab, ya Rab, biz . . . . senin isminle çok kudretli işler yapmadık mı? diyecekler. Ve o zaman ben onlara açıkça söyliyeceğim: Ben sizi hiç tanımadım, yanımdan gidin, fesat işliyenler!” Bu sözleri İsa Mesih söyledi.—Matta 7:21-23.

      Kutsal Sözü olan Mukaddes Kitap aracılığıyla Tanrı, iradesinin ne olduğunu açıkça belirtti. Hıristiyan âleminin kiliseleri Tanrı’nın iradesini yapıyorlar mı? Yoksa onlar İsa’nın adlandırdığı gibi “fesat işleyenler” midir?

      Kan Dökme

      Efendisinin ölümünden önceki gece Petrus, İsa’yı tutuklamaya gelen askerlerle neredeyse silahlı bir çatışmaya giriyordu. (Yuhanna 18:3, 10) Fakat İsa durumu yatıştırıp Petrus’u şöyle uyardı: “Kılıç tutanların hepsi kılıçla helâk olacaklardır.” (Matta 26:52) Bu açık uyarı Vahiy 13:10’da da tekrarlanır. Hıristiyan âleminin kiliseleri bunu dikkate aldı mı? Yoksa yeryüzünün çeşitli kısımlarında süregelen savaşların sorumluluğunu paylaşıyorlar mı?

      İkinci Dünya Savaşı sırasında, yüzbinlerce Sırp ve Hırvat din adına öldürüldü. The New Encyclopædia Britannica şunları bildiriyor: “Hırvatistan’da, yerel faşist rejim, Nazi uygulamalarından bile ileri giden bir ‘ırksal arındırma’ siyaseti güttü. . . . . Sırp halkının üçte birinin sınırdışı edileceği, üçte birinin Roma Katolik dinine döndürüleceği ve üçte birinin ise yok edileceği bildirilmişti. . . . . Katolik din adamlarının bu uygulamalardaki taraflı işbirliği, savaştan sonra kilise-devlet ilişkilerine ciddi biçimde zarar verdi.” Çok sayıda insan Katolik olmakla ölmek arasında bir seçim yapmaya zorlandı; başka binlerce kişiye ise seçme fırsatı bile verilmedi. Köyler olduğu gibi—erkek, kadın ve çocuklarıyla—Ortodoks kiliselerine girmeye zorlanıp öldürüldü. Muhalif Komünist orduları için ne denebilir? Onlara da dinsel destek verildi mi?

      History of Yugoslavia adlı kitap şunları bildiriyor: “Papazlardan bazıları, devrimci kuvvetlerin yanında savaşa katıldı.” Yugoslavia and the New Communism adlı kitap ise, “Partizan ordularında, hem Sırp Ortodoks hem de Roma Katolik kiliselerinin papazları bile yer almaya başlıyordu,” diyor. Dinsel farklılıklar, Balkanlarda savaşı körüklemeye devam ediyor.

      Ruanda hakkında ne denebilir? Uluslararası İlişkiler Katolik Kurumu’nun genel sekreteri Ian Linden, The Month gazetesinde şunu kabul etti: “Londra’da African Rights tarafından yapılan araştırmalar, yöredeki Katolik, Anglikan ve Baptist Kilise liderlerinin milis kuvvetlerinin cinayetlerini ya görmezlikten gelerek ya da başlatarak olaylara karıştığına ilişkin bir ya da iki örnek verdi . . . . Kiliselerdeki çok sayıda tanınmış Hıristiyanın cinayetlere karıştığı su götürmez şekilde ortadadır.” Hıristiyan olduğunu söyleyen kişiler arasındaki çatışmaların orta Afrika’nın başına dert olmaya devam etmesi üzücüdür.

      Fuhuş ve Zina

      Tanrı’nın Sözüne göre, cinsel ilişki için sadece bir tek şerefli düzenleme vardır ve bu da evlilik bağı çerçevesindedir. Mukaddes Kitap şöyle der: “Hepsi arasında evlenmek muteber (onurlu)olsun, ve yatak lekesiz olsun; çünkü fuhuş ve zina işliyenlere Allah hükmedecektir.” (İbraniler 13:4) Kilise liderleri Tanrı’nın bu öğretisini destekliyorlar mı?

      Avustralya’daki Anglikan Kilisesi 1989 yılında, evlilik öncesi cinsel ilişkinin, bir çift tarafından birbirine evlilik sözü verilmesi durumunda yanlış olmayacağını ileri süren, cinsellik konulu resmi bir belge yayımladı. Daha yakın zamanlarda, İskoçya’daki Anglikan Kilisesinin lideri şunları söyledi: “Kilise evlilik dışı ilişkileri günah ve yanlış olarak mahkûm etmemeli. Kilise, zinaya kalıtımsal etkenlerin neden olduğunu kabul etmelidir.”

      Güney Afrika’da bazı din adamları açıkça eşcinsellik lehinde konuştular. Örneğin, 1990’da, Güney Afrika dergisi You önde gelen bir Anglikan vaizin sözlerinden şu alıntıyı yaptı: “Kutsal Yazılar sonsuza dek geçerli değildir. . . . . Kilisenin eşcinsel insanlara karşı tutumunda ve çizdiği yolda değişiklikler olacağına inanıyorum.”—Romalılar 1:26, 27 ile karşıtlaştırın.

      Ana Yıllık 1994’e göre cinsellik, özellikle de “eşcinselliklerini saklamayan erkek ve kadınların kilise görevlerine kabul edilmesi, eşcinsel haklarıyla ilgili dinsel bir görüşün geliştirilmesi, ‘eşcinseller arasında evliliğin’ takdis edilmesi, eşcinsellikle ilişkilendirilen yaşam tarzlarının meşru ya da gayri meşru sayılması” gibi konular, Amerikan kiliselerinde en çok konuşulan mesele oldu. Büyük kilise mezheplerinin çoğu, daha fazla cinsel özgürlük adına savaşan din adamlarına hoşgörü gösteriyor. 1995 Britannica Book of the Year’a göre, Episkopal Kilisesinden 55 piskopos, “eşcinsellerin kilise görevlerine atanmasını ve davranış biçimlerinin kabul edilmesini onaylayan” bir bildiri imzaladı.

      Bazı din adamları eşcinsellik lehine nedenler ileri sürüp İsa’nın da asla buna karşı konuşmadığını ileri sürüyorlar. Fakat gerçekten böyle midir? İsa Mesih Tanrı’nın Sözünün hakikat olduğunu bildirmişti. (Yuhanna 17:17) Bu, Levililer 18:22’de belirtildiği gibi Tanrı’nın eşcinselliğe ilişkin şu görüşünü onayladığı anlamına gelir: “Kadınla yatar gibi erkekle yatmıyacaksın; menfur şeydir.” Ayrıca İsa fuhuş ve zinayı, ‘içten çıkan ve insanı kirleten kötü şeylerin’ arasında sıraladı. (Markos 7:21-23) Fuhuş için kullanılan Yunanca sözcük, zinadan daha geniş kapsamlı bir ifadedir. Eşcinsellik de dahil, yasal evlilik çerçevesi dışında kalan her çeşit cinsel ilişkiyi tarif eder. (Yahuda 7) Ayrıca İsa Mesih, takipçilerini, fuhşun ciddiyetini azaltmaya çalışan, sözde Hıristiyan bir öğretmenin aralarında olmaması yönünde uyarmıştı.—Vahiy 1:1; 2:14, 20.

      Dinsel liderlerin, eşcinsel erkek ve kadınların kilise görevlerine kabul edilmesi için yürüttükleri kampanyalar, kilise üyelerini, özellikle de gençleri nasıl etkiliyor? Bu, evlilik dışı cinsel ilişkileri denemeye özendirmek anlamına gelmez mi? Oysa Tanrı’nın Sözü, İsa’nın takipçilerini ‘fuhuştan kaçmaya’ teşvik ediyor. (I. Korintoslular 6:18) Bir kardeşimiz böyle bir günaha düştüğünde, Tanrı’nın onayını yeniden kazanması ve iyileşmesi amacıyla ona sevgiyle yardım edilir. (Yakub 5:16, 19, 20) Bu yardım reddedildiğinde ne olur? Mukaddes Kitap, bu gibiler tövbe etmedikleri takdirde ‘Tanrı’nın krallığını miras almayacaklardır’ der.—I. Korintoslular 6:9, 10.

      “Evlenmeği Menedecekler”

      Mukaddes Kitap, ‘fuhşun yaygın oluşu’ nedeniyle, ‘yanmaktansa evlenmenin daha iyi’ olduğunu söylüyor. (I. Korintoslular 7:2, 9) Bu hikmetli öğüde rağmen, birçok din adamından bekâr kalması, evlenmemesi talep ediliyor. Nino Lo Bello, The Vatican Papers adlı kitabında şunları anlatıyor: “Bir papaz, rahip ya da rahibe cinsel ilişkide bulunduğunda bekârlık andı bozulmaz. . . . . Cinsel ilişkinin bağışlanması günahı dürüstçe itiraf etmekle mümkün olur; oysa Kilise tarafından geçerli olarak kabul edilmeyecek tek şey bir papazın evliliğidir.” Bu öğretinin sonuçları iyi mi yoksa kötü mü oldu?—Matta 7:15-19.

      Şüphesiz birçok papaz ahlaksal bakımdan temiz bir hayat sürüyor, fakat bu durumda olmayanların sayısı da hayli kabarıktır. 1992 Britannica Book of the Year’a göre, “Roma Katolik Kilisesi, din adamlarının uygunsuz cinsel ilişkileri yüzünden çıkan davaları halletmek için 300 milyon dolar ödemek zorunda kalmıştır.” Daha sonra Ana Yıllık 1994 baskısı şunları yazdı: “Bazı din adamlarının AIDS’den ölmesi, kilise içinde eşcinselliğin varlığını gözler önüne sermiş . . . . çok sayıda . . . . eşcinsel papazın bulunduğu gözleminin yapılmasına yol açmıştı.” Mukaddes Kitapta, ‘evliliği yasaklamanın,’ ‘cinlerin öğretisi’ olduğunun söylenmesine şaşmamalı. (I. Timoteos 4:1-3) Peter de Rosa, Vicars of Christ adlı kitabında şunları söylüyor: “Bazı tarihçilerin görüşüne göre, [papazların bekâr kalması] ahlaksal değerlere, fahişelik de dahil, Batı dünyasındaki her kurumdan daha fazla zarar vermiştir. . . . . Hıristiyanlık adı üzerinde çoğunlukla bir leke olmuştur. . . . . Bekâr kalma zorunluluğu din adamlarını her zaman ikiyüzlülüğe yöneltmiştir. . . . . Bir papaz binlerce kez ahlaksızlık yapabilir, fakat bir kere bile evlenmesi kilise kanununca yasaklanmıştır.”

      Tanrı’nın Baal’e tapınma konusundaki görüşü düşünüldüğünde, O’nun, Hıristiyan âleminin bölünmüş kiliselerine ne gözle baktığını anlamak zor değildir. Kutsal Yazıların son kitabı her çeşit sahte tapınmayı, “BÜYÜK BABİL, DÜNYANIN FAHİŞELERİNİN VE ÇİRKİNLİKLERİNİN ANASI” adı altında birleştirir. Mukaddes Kitap şunu da ekler: “Peygamberlerin ve mukaddeslerin ve yeryüzünde boğazlananların hepsinin kanı onda bulundu.”—Vahiy 17:5; 18:24.

      Bu nedenle Tanrı, hakiki tapıcıları olmak isteyenlere ısrarla şu teşvikte bulunuyor: “Ey kavmım, onun günahlarına şerik olmıyasınız, ve onun belâlarından hisse almıyasınız diye, ondan çıkın . . . . Onun belâları, ölüm ve matem ve kıtlık, bir günde gelecekler; ve ateşe yakılacaktır; çünkü ona hükmeden Rab Allah kudretlidir.”—Vahiy 18:4, 8.

      Şimdi şu soru doğuyor: Sahte dinden çıktıktan sonra kişi nereye gitmeli? Hangi tapınma şekli Tanrı tarafından kabul edilir?

      [Sayfa 5’teki çerçeve/resim]

      Putperestlik

      Baal’e tapınma putların kullanımını da kapsıyordu. İsrailliler, Yehova’ya sundukları tapınmayı Baal’e tapınmayla kaynaştırmaya çalıştılar. Yehova’nın mabedine putlar bile getirdiler. Tanrı’nın puta tapınma konusundaki görüşü Yeruşalim’le mabedini yok ettiği zaman belli oldu.

      Hıristiyan âleminin kiliselerinin birçoğu, ister haç ve ikonalar ister Meryem’in heykelleri şeklinde olsun, putlarla doludur. Ayrıca, kiliseye gidenlerin birçoğuna, bu suretlerin önünde eğilmeleri, diz çökmeleri ya da haç çıkarmaları öğretilmiştir. Bunun tersine, İsa’nın takipçilerine, ‘putperestlikten kaçmaları’ emredildi. (I. Korintoslular 10:14) Onlar Tanrı’ya maddi nesneler yardımıyla tapınmaya çalışmazlar.—Yuhanna 4:24.

      [Tanıtım notu]

      Musée du Louvre, Paris

      [Sayfa 7’deki çerçeve]

      “Kilise Lideri Kusursuz Olmalıdır”

      Bu ifade, Today’s English Version’a göre Titus 1:7’den alınmıştır. King James Version’da ise şunları okuyoruz: “Bir piskopos suçsuz olmalıdır.” “Piskopos” kelimesi, Yunanca “nazır” anlamına gelen bir sözcükten geliyor. Böylece, İsa’nın takipçilerinden oluşan hakiki cemaate önderlik etmek üzere tayin edilen erkeklerin Mukaddes Kitaptaki temel standartları karşılamaları gerekiyor. Bunu yapmıyorlarsa, artık “sürüye örnek” olmadıklarından nazırlık konumlarından alınmalıdırlar. (I. Petrus 5:2, 3) Bu talep Hıristiyan âleminin kiliseleri tarafından ne kadar ciddiye alınıyor?

      Dr. Everett Worthington, I Care About Your Marriage adlı kitabında, Virginia (ABD) eyaletindeki 100 papazla ilgili bir ankete değiniyor. Onların yüzde 40’ından fazlası, eşleri olmayan kişilerle şehevi davranışlar içine girdiğini kabul etti. İçlerinden çoğu da zina işledi.

      Christianity Today dergisi şu gözlemde bulundu: “Geçtiğimiz on yılda kilise, en saygın liderleriyle ilgili ortaya çıkan ahlaksızca davranışlar yüzünden tekrar tekrar sarsıldı.” “Zina İşleyen Papazlar Görevlerine Neden Yeniden Getirilmemeli?” makalesi, Hıristiyan âleminde çok yaygın olan, “ahlaksızlıktan suçlu” bulunan kilise liderlerini çok geçmeden yeniden göreve getirme uygulamasına karşı çıktı.

Türkçe Yayınlar (1974-2025)
Oturumu Kapat
Oturum Aç
  • Türkçe
  • Paylaş
  • Tercihler
  • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
  • Kullanım Şartları
  • Gizlilik İlkesi
  • Privacy Settings
  • JW.ORG
  • Oturum Aç
Paylaş