Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • ct böl. 9 s. 144-164
  • Büyük Bir Öğretmen Yaratıcı’yı Bize Daha Açık Anlatıyor

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Büyük Bir Öğretmen Yaratıcı’yı Bize Daha Açık Anlatıyor
  • Sizinle İlgilenen Bir Yaratıcı Var mı?
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Samiriyeli Kadın
  • Bir Balıkçının Görüşü
  • İsa Neden Öldü?
  • Sevgiyi Tanıyan Bir Öğrenci
  • Diriltilen İsa—Anlamlı Yaşamın Anahtarı
  • İsa Mesih Kimdir?
    Kutsal Kitaptan Neler Öğrenebilirsiniz?
  • İsa Mesih Kimdir?
    Kutsal Kitap Aslında Ne Öğretiyor?
  • İsa Mesih Hakkındaki Sorularımız Cevaplanıyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2012
  • İsa Mesih Kimdir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2005
Daha Fazla
Sizinle İlgilenen Bir Yaratıcı Var mı?
ct böl. 9 s. 144-164

Bölüm Dokuz

Büyük Bir Öğretmen Yaratıcı’yı Bize Daha Açık Anlatıyor

BİRİNCİ yüzyılda Filistin yöresinin halkı ‘bekleyiş içindeydi.’ Beklenen, Tanrı’nın peygamberlerinin yüzyıllar önce bildirdiği “Mesih” veya “Maşiah” idi. Halk, Mukaddes Kitabın Tanrı’nın yönlendirmesiyle yazıldığına ve geleceğe yönelik bilgiler içerdiğine inanıyordu. Bu bilgilerden biri Daniel kitabındaydı ve o yüzyılın başlarında Mesih’in geleceğine işaret ediyordu.—Luka 3:15; Daniel 9:24-26.

Ne var ki, kendini Mesih ilan edenler de çıkacağından, dikkatli olmak gerekiyordu. (Matta 24:5) Yahudi tarihçi Josephus bu tür kişilerden söz eder: Erden Nehri sularının ikiye ayrılacağı iddiasıyla takipçilerini oraya götüren Tevdas; kendi emriyle Yeruşalim surlarının yıkılacağını söyleyip insanları Zeytinlik Dağı’na götüren bir Mısırlı; Vali Festus’un zamanında, sıkıntılardan kurtuluş vaat eden bir sahtekâr.—Resullerin İşleri 5:36; 21:38 ile karşılaştırın.

Bu kandırılmış takipçilerin tersine, “Hıristiyan” diye adlandırılmaya başlanan bir topluluk Nasıralı İsa’nın büyük bir öğretmen ve hakiki Mesih olduğunu açıkça gördü. (Resullerin İşleri 11:26; Markos 10:47) İsa sahte bir mesih değildi; İnciller diye adlandırılan dört tarihsel kitapta bol bol doğrulandığı gibi, ona güvenmek için sağlam kanıtlar vardı.a Örneğin, Yahudiler, Mesih’in Beytlehem’de doğacağını, Davud’un soyundan geleceğini ve şahane işler yapacağını biliyorlardı. Kendisine karşı koyanların bile tanıklığından görüldüğü gibi, İsa’nın yaşamında bunların tümü gerçekleşti. Evet, İsa Mukaddes Kitapta Mesih ile ilgili belirtilen nitelikleri karşıladı.—Matta 2:3-6; 22:41-45; Yuhanna 7:31, 42.

İsa ile karşılaşan insan kitleleri, yaptığı olağanüstü işleri gözlemleyerek, eşsiz bir hikmet yansıtan sözlerini dinleyerek ve sağgörüsüne tanık olarak onun Mesih olduğuna ikna oldular. Hizmeti sırasında (MS 29-33) Mesih olduğunu destekleyen kanıtlar çoğaldı. Aslında, onun yalnızca Mesih olmadığı da görüldü. Onun hakkındaki gerçekleri iyi bilen bir öğrencisi, ‘İsa’nın, Tanrı’nın Oğlu Mesih olduğu’ kanısına vardı.b—Yuhanna 20:31.

İsa, Tanrı ile arasındaki bu yakın ilişki nedeniyle, Yaratıcımızın nasıl Biri olduğunu, açıklamaları ve kişiliğiyle ortaya koyabilirdi. (Luka 10:22; Yuhanna 1:18) İsa, Babasıyla yakınlığının, gökte O’nunla birlikte, canlı ve cansız tüm diğer varlıkların meydana getirilmesi işinde çalışırken başladığını doğruladı.—Yuhanna 3:13; 6:38; 8:23, 42; 13:3; Koloseliler 1:14-16.

Mukaddes Kitap, bu Oğul’un ruh dünyasından yere nakledilip “insan benzeyişinde” ortaya çıktığını bildirir. (Filipililer 2:5-8, Müjde) Bu normal bir olay değildir, fakat acaba gerçekleşmesi mümkün müdür? Bilim adamları uranyum gibi doğal bir elementin başka bir elemente dönüştürülebildiğini doğrularlar; hatta maddenin enerjiye dönüşmesinin sonuçlarını da hesaplarlar (E=mc2). Öyleyse, Mukaddes Kitap bir ruhi yaratığın yeryüzünde yaşamak üzere insana dönüştürüldüğünü söylediğinde neden şüphe edelim?

Başka bir örnekleme de yapılabilir: Doktorların tüp içinde döllenmeyi gerçekleştirirken neler başardıklarını düşünelim. “Deney tüpü” içinde başlayan yaşam, bir kadına nakledilir ve daha sonra bir bebek olarak doğar. İsa’nın durumundaysa, Mukaddes Kitap bize, onun yaşamının “Yüce Olanın kudreti” sayesinde Meryem adlı bakire bir kıza nakledildiğine ilişkin güvence verir. Meryem Davud’un soyundan geldiğinden, İsa, Davud’a vaat edilen Mesihi Krallığın daimi mirasçısı olabildi.—Luka 1:26-38; 3:23-38; Matta 1:23.

İsa, Yaratıcı ile arasındaki çok samimi ilişkiye ve benzerliğe dayanarak, “beni görmüş olan, Babayı görmüş olur” dedi. (Yuhanna 14:9) Aynı zamanda, “Baba’nın kim olduğunu da Oğul’dan başkası bilmez. Bir de, Oğul’un Baba’yı açıklamak istediği kişi Baba’yı bilir,” dedi. (Luka 10:22, İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri) Böylece, İsa’nın yeryüzündeyken öğretip yaptıkları hakkında bilgi edindiğimizde, Yaratıcı’nın kişiliğini çok daha açık görebiliyoruz. İsa ile ilişkisi olmuş kadın ve erkeklerin deneyimlerinden yararlanarak bu konuyu irdeleyelim.

Samiriyeli Kadın

Samiriyeli bir kadın İsa ile bir süre sohbet ettikten sonra “acaba Mesih bu mu?” diye meraklandı. (Yuhanna 4:29) Hatta yakındaki Sihar kenti sakinlerine İsa ile görüşmeleri için ısrarda da bulundu. Bu kadını İsa’yı Mesih olarak kabul etmeye yönelten acaba neydi?

Bütün sabahı Samiriye tepelerindeki tozlu yollarda yürüyerek geçiren İsa mola verdiğinde bu kadınla karşılaşmıştı. Yorgun olduğu halde onunla konuşmuştu. Kadının ruhi konulara duyduğu derin ilgiyi gören İsa, ‘Baba’ya ruhla ve hakikatle tapınmanın’ gereği üzerinde odaklanan köklü hakikatleri onunla paylaşmıştı. Sırası gelince, daha önce başkalarının önünde söylemediği bir gerçeği, yani gerçekten Mesih olduğunu açıkladı.—Yuhanna 4:3-26.

Bu Samiriyeli kadın İsa ile karşılaşmasını çok anlamlı buldu. O ana kadar katıldığı dinsel faaliyetler, Gerizim Dağı’ndaki tapınma üzerinde odaklanıyor ve Kutsal Yazıların sadece ilk beş kitabına dayanıyordu. Yahudiler, genelde İsrail’in on sıptıyla başka kavimlerin karışımı bir soy olan Samiriyelilerden uzak dururlardı. İsa’nın davranışıysa ne kadar farklıydı! ‘İsrail evinin kaybolmuş koyunlarına’ gitmekle görevlendirilmiş olduğu halde, bu Samiriyeliye istekle öğretim verdi. (Matta 15:24) Bu davranışıyla, Yehova’nın her milletten samimi insanları kabul etme yönünde duyduğu isteği yansıttı. (I. Kırallar 8:41-43) Evet, hem İsa hem de Yehova, bugün dünyaya iyice sinmiş olan bağnaz dinsel düşmanlıktan tamamen uzaktır. Bunu bilmek bizi Yaratıcı’ya ve Oğlu’na yaklaştırmalıdır.

İsa’nın bu kadına öğretim verme isteğinden alabileceğimiz bir ders daha var. O sırada kadın kocası olmayan bir adamla yaşıyordu. (Yuhanna 4:16-19) Fakat bu İsa’nın onunla konuşmasına engel olmadı. Kadın, kendisine değer verilmesini herhalde takdir etmiş olmalı. Bu tür bir deneyim yaşayan tek kişi o değildi. İsa tövbe eden günahkârlarla yemek yediği için kendisini eleştiren bazı Yahudi liderlere (Ferisiler), “Sağlam olanlar değil, ancak hasta olanlar hekime muhtaçtırlar. Fakat siz gidin de: ‘Ben kurban değil, merhamet isterim,’ sözünün ne demek olduğunu öğrenin. Çünkü ben salihleri değil, ancak günahkârları çağırmağa geldim” demişti. (Matta 9:10-13) İsa, Tanrı’nın yasa ve standartlarını çiğneyerek işledikleri günahların ağırlığı altında inleyen insanlara yardım elini uzattı. Tanrı ve Oğlu’nun, geçmişteki davranışlarından kaynaklanan sorunlar yaşayan insanlara yardım edeceğini öğrenmek bizi gerçekten mutlu eder.—Matta 11:28-30.c

Samiriye’deki bu olayda İsa’nın bir kadınla konuşurken gösterdiği nazik ve yardımsever tutumu göz ardı etmemeliyiz. Bu neden önemlidir? O zamanlar Yahudi erkeklere sokakta kadınlarla, hatta kendi karılarıyla bile konuşmaktan kaçınmaları gerektiği öğretilirdi. Yahudi hahamlar, kadınları ruhi konularda derin bilgiler alabilecek kapasitede görmeyip “aklı kıt” bulurlardı. Kimisi, “kanunun sözlerini kadınlara anlatmaktansa yakmak daha iyidir,” derdi. İsa’nın öğrencileri böyle bir ortamda büyümüşlerdi; bu nedenle geri döndüklerinde, “İsanın bir kadınla konuşmakta olmasına şaştılar.” (Yuhanna 4:27) Diğer birçok kayıt gibi bu da, İsa’nın hem kadını hem erkeği yaratan ve onlara değer veren Babasına benzediğini gösterir.—Tekvin 2:18.

Sonra Samiriyeli kadın, hemşerilerini İsa’yı dinlemeye ikna etti. Birçokları İsa ile ilgili gerçekleri irdeleyip iman etti ve “biliyoruz ki, gerçek dünyanın Kurtarıcısı budur” dedi. (Yuhanna 4:39-42) İnsanlık ‘dünyasının’ bir kısmı olduğumuza göre, İsa’nın bizim geleceğimiz açısından da yaşamsal bir önemi vardır.

Bir Balıkçının Görüşü

İsa’ya şimdi de iki yakın dostunun, Petrus ve Yuhanna’nın gözüyle bakalım. Sıradan birer balıkçı olan bu kişiler onun ilk takipçileri arasındaydılar. (Matta 4:13-22; Yuhanna 1:35-42) Ferisiler, haham eğitimi görmediklerinden küçümsenen memleket ahalisinden (amhaaʹrets) olan bu kişileri, “okumamış, avamdan adamlar” olarak görüyorlardı. (Resullerin İşleri 4:13; Yuhanna 7:49) Bu insanlardan birçoğu dinsel gelenekçilerin boyunduruğu yüzünden ‘yorgun ve ağır yük altında’ olduklarından ruhen aydınlatılmayı özlemle bekliyordu. Sorbonne Üniversitesinden Profesör Charles Guignebert, “onların yüreği tamamen Yahve’ye [Yehova’ya] aitti” diye açıklamada bulundu. İsa zengin ve nüfuzlu kimseleri kayırmak uğruna bu mütevazı insanlara sırt çevirmedi. Tam tersine, öğretileri ve yaptıklarıyla Baba’yı onlara açıkladı.—Matta 11:25-28.

Petrus, İsa’nın ilgisini doğrudan görüp yaşamış biriydi. İsa ile birlikte hizmete başlamasından kısa bir süre sonra, kaynanası ateşli bir hastalığa yakalandı. İsa, Petrus’un evine gelip kadının elini tuttuğunda onun ateşi düştü! Bugün doktorların bazı hastalıkların nasıl iyileştiğini tam olarak açıklayamadıkları gibi, biz de bu hastalığın iyileşme sürecini tam olarak bilemeyebiliriz, fakat kadının ateşi düşmüştü. İsa’nın hastayı iyileştirirken kullandığı yöntemi bilmekten daha önemlisi, onun acıma duygusundan dolayı hasta ve sakatları sağalttığını anlamaktır. O insanlara yardım etmeyi gerçekten istiyordu ve Babası da bunu istiyor. (Markos 1:29-31, 40-43; 6:34) Petrus, İsa ile yaşadıklarından, Yaratıcı’nın her insanı ilgilenmeye değer bulduğunu anlayabildi.—I. Petrus 5:7.

Daha sonra bir keresinde, İsa Yeruşalim mabedinin Kadınlar Avlusu’nda bulunuyordu. Hazine sandıklarına bağış atanları seyrediyordu. Zenginler çok para atıyorlardı. Keskin dikkatiyle İsa, yoksul bir dul kadının pek değeri olmayan iki para attığını gördü. Bunun üzerine, Petrus, Yuhanna ve diğerlerine, “doğrusu size derim: Bu fakir dul kadın hazineye atanların hepsinden çok attı; çünkü onların hepsi kendilerine artakalandan attılar; fakat bu kadın eksik olanından bütün varını, hep nafakasını attı” dedi.—Markos 12:41-44.

İsa’nın insanlardaki iyi taraflara baktığını ve her bireyin çabalarına değer verdiğini anlayabiliriz. Bunun Petrus ve diğer resuller üzerinde bıraktığı etki konusunda ne düşünüyorsunuz? İsa’nın örneğinden Yehova’nın nasıl Biri olduğunu algılayan Petrus, daha sonra bir mezmurdan şu alıntıyı yaptı: “Rabbin gözleri salihler (adil olanlar) üzerindedir, ve kulakları onların yalvarışlarına açıktır.” (I. Petrus 3:12; Mezmur 34:15, 16) Sizde iyi taraflar bulmaya çalışan ve yakarışlarınızı dinleyen Yaratıcı’yı ve Oğlu’nu çekici bulmuyor musunuz?

Petrus, İsa ile iki yıl kadar birlikte bulunduktan sonra onun Mesih olduğundan emin oldu. İsa bir keresinde, öğrencilerine “Halkın dediğine göre ben kimim?” diye sordu. Çeşitli yanıtlar aldı. Sonra onlara, “Ya siz, ben kimim dersiniz?” diye sordu. Petrus güvenle “sen Mesihsin” karşılığını verdi. Bunun üzerine İsa’nın yaptığını belki garip bulacaksınız. Bunu “Kimseye söylemesinler diye onlara sıkıca tenbih etti.” (Markos 8:27-30; 9:30; Matta 12:16) Neden böyle söylemiş olabilir? İsa zaten aralarında bulunuyordu, bu nedenle halkın sadece söylentilere dayanarak bir kanıya varmasını istemiyordu. Mantıklı bir yaklaşım, değil mi? (Yuhanna 10:24-26) Önemli nokta şudur: Yaratıcımız da benzer şekilde, Kendisiyle ilgili sağlam kanıtları araştırmamızı ister. Kanaatlerimizin gerçeklere dayanmasını bekler.—Resullerin İşleri 17:27.

Tahmin edilebileceği gibi, Yaratıcı’nın desteğine sahip olduğunu gösteren yığınla delile rağmen, kendi vatandaşlarından bazıları İsa’yı kabul etmediler. Kendi konumları ya da politik hedeflerinden başka bir şey düşünmeyen birçokları, samimi olduğu kadar alçakgönüllü de olan bu Mesih’i beğenmediler. Hizmetinin sonuna doğru, İsa şunları dedi: “Ey Yeruşalim! peygamberleri öldüren ve kendisine gönderilenleri taşlıyan Yeruşalim! . . . . senin çocuklarını kaç kere . . . . toplamak istedim, ve siz istemediniz. İşte, eviniz size ıssız bırakılacak.” (Matta 23:37, 38) İsrail milletinin durumundaki bu değişiklikle birlikte, Tanrı’nın bütün milletlerin mübareklenmesiyle ilgili amacının gerçekleşmesinde önemli bir aşamaya gelindi.

Bundan kısa bir süre sonra, Petrus ve diğer üç resul, İsa’nın ‘bu ortamın sona erişi’ hakkındaki ayrıntılı peygamberliğini dinlediler.d İsa’nın önceden bildirdiği olayların ilk gerçekleşmesi Roma’nın MS 66 ila MS 70 yıllarında Yeruşalim’e saldırıp şehri harap etmesi sırasında oldu. Tarih, İsa’nın önceden haber verdiği olayların gerçekleştiğini doğrular. Petrus, İsa’nın önceden bildirdiklerinin birçoğunun gerçekleşmesine tanık oldu ve yazdığı iki kitapta, yani I. ve II. Petrus’ta bunu dile getirdi.—I. Petrus 1:13; 4:7; 5:7, 8; II. Petrus 3:1-3, 11, 12.

İsa hizmeti sırasında, etrafındaki Yahudilere sabırla iyilik etti. Fakat kötülüğü kınamaktan da geri durmadı. Bu tutumu Petrus’un Yaratıcı’yı çok daha iyi anlamasına yardımcı oldu, aynı şekilde bize de yardımcı olacaktır. İsa’nın peygamberliğinin başka yönlerden de gerçekleştiğini gören Petrus, İsa’nın takipçilerinin ‘Yehova’nın gününü iyice akılda tutmaları’ gerektiğini yazdı. Şunları da dedi: “Bazılarının gecikmek zannettikleri gibi Rab vadi hakkında gecikmez, fakat bazılarının helâk olmalarını istemiyerek ancak bütün insanlar tövbeye dönsünler diye, sizin hakkınızda tahammül ediyor.” Petrus sonra ‘adaletin duracağı yeni gökler ve yeni yer’ hakkında yüreklendirici sözler söyledi. (II. Petrus 3:3-13) Acaba biz de, Petrus gibi, Tanrı’nın İsa’da yansıyan niteliklerini takdir ediyor ve geleceğe yönelik vaatlerine güven beslediğimizi gösteriyor muyuz?

İsa Neden Öldü?

İsa resulleriyle geçirdiği son gece onlarla özel bir yemeği paylaştı. Böyle yemeklerde, Yahudi ev sahipleri sandallarla tozlu yollardan geçip gelen misafirlerinin ayaklarını yıkayarak onlara konukseverlik gösterirlerdi. Ne var ki, hiç kimse İsa’ya böyle bir davranışta bulunmaya kalkışmadı. Bunun üzerine, o alçakgönüllü bir tavırla ayağa kalkıp bir havluyla leğen aldı ve resullerin ayaklarını yıkamaya başladı. Sıra Petrus’taydı; ancak, İsa’nın kendisine böyle bir hizmette bulunması ona utandırıcı geldi. Petrus “benim ayaklarımı asla yıkamıyacaksın” dedi. İsa ona “eğer seni yıkamazsam, benimle payın olmaz” karşılığını verdi. İsa yakında öleceğini biliyordu, bu nedenle sözlerine şunları ekledi: “Mademki ben Rab ve Muallim olduğum halde, ayaklarınızı yıkadım, siz de birbirinizin ayaklarını yıkamağa borçlusunuz. Çünkü benim size ettiğim gibi, siz de edesiniz diye size bir örnek verdim.”—Yuhanna 13:5-17.

Yıllar sonra Petrus, İsa’nın takipçilerini, bir ayak yıkama ayininde bulunarak değil, başkaları üzerinde ‘patronluk taslamadan’ alçakgönüllülükle hizmet ederek İsa’yı örnek almaya teşvik etti. Petrus, İsa’nın örneğinin, ‘Tanrı’nın kibirlilere karşı olduğunu, ama alçakgönüllülere lûtfettiğini’ gösterdiğini de fark etti. Yaratıcı hakkında ne şahane bir ders! (I. Petrus 5:1-5, Müjde; Mezmur 18:35) Fakat Petrus başka dersler de aldı.

Aslında bir resul olduğu halde hırsızlık yapmaya başlayan Yahuda İskariyot, bu son yemekten sonra silahlı bir kalabalığa İsa’yı tutuklamaları için yol gösterdi. İsa’yı tutukladıklarında, Petrus onlara karşılık verdi. Kılıcını çekip kalabalığın arasından bir adamı yaraladı. İsa, “kılıcını yine yerine koy, çünkü kılıç tutanların hepsi kılıçla helâk olacaklardır” diyerek Petrus’a doğruyu gösterdi. Sonra Petrus’un gözü önünde, adama dokunup onu sağalttı. (Matta 26:47-52; Luka 22:49-51) İsa’nın, ‘güneşini kötülerin ve iyilerin üzerine doğduran ve adil olanlar ile olmayanların üzerine yağmur yağdıran’ Babasını örnek aldığı ve “düşmanlarınızı sevin” şeklindeki kendi öğretimine de uygun yaşadığı açıktır.—Matta 5:44, 45.

İsa’nın davası o gerilimli gece, Yahudi yüksek mahkemesinde alelacele görüldü. İsa, küfrettiği yolunda sahte suçlamalarla karşılaştı, Romalı valinin önüne götürüldü ve sonra haksız yere idam edilmek üzere teslim edildi. Yahudiler ve Romalılar onunla alay ettiler. Acımasız ve kötü davranışlar gördü ve sonunda direğe çivilendi. Bu kötü davranışların çoğu yüzyıllar önce yazılmış peygamberliklerin gerçekleşmesiydi. İsa’yı işkence direği üzerindeyken gören askerler bile şu sonuca vardılar: “Bu gerçekten Tanrı’nın Oğluydu!”—Matta 26:57–27:54, Müjde; Yuhanna 18:12–19:37.

Bu gelişmeler Petrus ve diğerlerinin, ‘Mesih’in neden ölmesi gerekti?’ diye sormasına neden olmuş olmalı. Onlar bunu ancak aradan zaman geçtikten sonra anlayabildiler. Bir kere, bu olaylarla, Mesih’in sadece Yahudiler için değil, tüm insanlık için kurtuluşu mümkün kılacağını gösteren, İşaya’nın 53. babındaki peygamberlik yerine geldi. Petrus şunları yazdı: “Günahlara ölmüş olarak salâha (adalete) yaşıyalım diye, o kendisi bizim günahlarımızı haç üzerinde bedeninde taşıdı; onun berelerile siz şifa buldunuz.” (I. Petrus 2:21-25) Petrus, İsa’nın ortaya koyduğu şu gerçeği kavramıştı: “İnsanoğlu kendisine hizmet edilmeğe değil, ancak hizmet etmeğe ve bir çokları için canını fidye vermeğe geldi.” (Matta 20:28) Evet, insanlığı Âdem’in mirası olan günahkâr durumdan çıkarabilmek için, İsa’nın, kusursuz bir insan olarak yaşama hakkından vazgeçmesi gerekmişti. Fidye denen bu olgu Mukaddes Kitabın temel öğretilerinden biridir.

Fidye neyi gerektirir? Bunu şu şekilde düşünebilirsiniz: Diyelim ki, bir bilgisayarınız var, fakat ondaki elektronik dosyalardan biri, daha önce kusursuz çalışan bir programa sokulan hata (ya da virüs) yüzünden bozulmuş olsun. Bu örnek, Âdem’in Tanrı’ya kasten itaatsizlik edip günah işlediğinde insanlığın başına açtığı durumu gösterir. Örneklememize devam edelim. Bozuk elektronik dosyadan yaptığınız her kopya bundan etkilenecektir. Yine de durum umutsuz değil. Özel bir programla, bozucu hatayı bulup dosyalarınızı ve bilgisayarınızı bu durumdan kurtarabilirsiniz. Benzer şekilde, insanlık da Âdem ve Havva’dan bir günah ‘virüsü’ aldı ve bu virüsten arınabilmek için kendi dışımızda bir kaynaktan gelecek yardıma ihtiyacımız var. (Romalılar 5:12) Mukaddes Kitaba göre, Tanrı, İsa’nın ölümü sayesinde bu arındırmayı sağladı. Bu, yararlanabileceğimiz sevgi dolu bir düzenlemedir.—I. Korintoslular 15:22.

İsa’nın yaptıklarına duyduğu takdir Petrus’u, ‘bedende kalan vaktini artık insanların arzularına değil, Tanrı’nın iradesine göre yaşamaya’ yöneltti. Bu, Petrus için olduğu kadar bizim için de yoz alışkanlıklardan ve ahlaksız yaşam tarzından kaçınmak demektir. Bazı insanlar ‘Tanrı’nın iradesini’ yapma çabası içinde olan birine sorun çıkarmaya çalışabilirler. Ne var ki, o, yaşamının bu şekilde çok daha zenginleştiğini ve anlam kazandığını görecektir. (I. Petrus 4:1-3, 7-10, 15, 16) Petrus için böyle oldu ve ‘iyilik işleyerek canlarımızı sadık olan Yaratan’a emanet ederken’ biz de aynı deneyimi yaşayabiliriz.—I. Petrus 4:19.

Sevgiyi Tanıyan Bir Öğrenci

Resul Yuhanna, İsa’nın yakın ilişki içinde olduğu diğer bir öğrencisiydi; bu nedenle de bizim Yaratıcı’yı daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Yuhanna bir İncil ve üç mektup yazdı (I, II ve III. Yuhanna). Mektuplarından birinde bize şu konuda anlayış verdi: “Biliyoruz ki, Tanrı’nın Oğlu gelmiştir ve hakiki olan [Yaratıcı] hakkında bilgi edinelim diye bize akıl gücü vermiştir. Biz de Oğlu İsa Mesih aracılığıyla hakiki olanla birlik içindeyiz. Hakiki Tanrı ve sonsuz yaşam budur.”—I. Yuhanna 5:20.

Yuhanna’nın “hakiki olan” hakkında bilgi edinmesi için ‘akıl gücünü’ kullanması gerekiyordu. Yuhanna, Yaratıcı’nın nitelikleri hakkında neyi fark etti? ‘Tanrı sevgidir’ diye yazdı, ‘ve sevgide duran Tanrı’da durur.’ Yuhanna bundan neden emin olabildi? ‘Sevgi bundadır, biz Tanrı’yı sevdik değil, ancak o bizi sevdi ve [bizim uğrumuza fidye olarak kurban edilmesi için] Oğlunu gönderdi.’ (I. Yuhanna 4:10, 16) Tanrı’nın, bizim uğrumuzda ölmesi için Oğlunu göndermekle gösterdiği sevgi, Petrus gibi Yuhanna’yı da etkilemişti.

İsa ile çok yakın ilişkisi olan Yuhanna onun duygularını fark edebildi. Yeruşalim yakınlarındaki Beytanya’da geçen bir olay Yuhanna’yı derinden etkiledi. Arkadaşı Lazar’ın çok hasta olduğu haberini alan İsa, Beytanya’ya gitmişti. İsa ve resulleri oraya vardıklarında, Lazar en az dört gündür ölüydü. Yuhanna, insan yaşamının Kaynağı olan Yaratıcı’nın İsa’ya destek olduğunu biliyordu. Öyleyse, acaba İsa Lazar’ı diriltebilecek miydi? (Luka 7:11-17; 8:41, 42, 49-56) İsa Lazar’ın kız kardeşi Marta’ya, ‘kardeşin dirilecektir’ dedi.—Yuhanna 11:1-23.

Yuhanna sonra Lazar’ın diğer kız kardeşi Meryem’in İsa’yı karşılamaya geldiğini gördü. İsa’nın tepkisi neydi? “Ruhunda inledi, ve yüreği çok sıkıldı.” Yuhanna’nın, İsa’nın tepkisini anlatırken kullandığı Yunanca sözcük, yüreğinden bir inleyiş kopacak kadar derin bir duyguya kapılma anlamına gelir (Türkçeye “inledi” diye çevrilmiştir). Yuhanna, İsa’nın ‘çok sıkıldığını,’ yani büyük bir üzüntüyle içinin sızladığını görebildi. İsa kayıtsız veya insanlarla arasına mesafe koyan biri değildi. O “ağladı.” (Yuhanna 11:30-37) Açıkça görülebildiği gibi, İsa, derin ve sevecen duygulara sahipti; bu, Yuhanna’nın Yaratıcı’nın duygularını anlamasına yardımcı olmuştu ve bize de bu yönde yardım etmelidir.

Yuhanna, İsa’nın duygularıyla bağlantılı olumlu davranışlarda bulunduğunu öğrenmişti; çünkü onun yüksek sesle “Lazar, dışarı gel!” diye bağırdığını duymuştu. Duyduğu çağrı gerçekleşti. Lazar yaşama döndü ve mezardan dışarı çıktı. Bu dönüş Lazar’ın kız kardeşleri ve olayı izleyen diğer kişilere büyük bir sevinç vermiş olmalı! Sonuç olarak birçokları İsa’ya iman etti. Düşmanları onun bu diriltme işini yaptığını inkâr edemediler, fakat haber etrafa yayılınca, İsa’yı da “Lazarı da öldürmek için aralarında öğütleştiler.”—Yuhanna 11:43; 12:9-11.

Mukaddes Kitap İsa’nın, Yaratıcı’nın ‘varlığının benzeyişi’ olduğunu anlatır. (İbraniler 1:3) Bu nedenle, İsa’nın hizmeti, hem kendisinin hem de Babasının hastalık ve ölümün yıkıcı etkisini ortadan kaldırmak üzere duydukları yoğun arzuya ilişkin yığınla kanıt verir. Ayrıca, bu arzu Mukaddes Kitapta kayıtlı birkaç diriltme olayıyla da sınırlı kalmaz. Gerçekten de Yuhanna, İsa’nın, “anılma mezarlarında olan herkesin [Oğul’un] sesini işitip çıkacağı saat geliyor” dediğini duydu. (Yuhanna 5:28, 29) Yuhanna’nın burada kabir anlamına gelen yaygın sözcüğü kullanmaktansa, “anılma mezarları” olarak çevrilebilen bir sözcük kullanması dikkate değer. Neden mi?

Çünkü Tanrı’nın anımsaması söz konusudur. Uçsuz bucaksız evrenin Yaratıcısının ölen sevdiklerimizin her biriyle ilgili tüm ayrıntıları anımsayabileceğine kuşku yoktur; ki bunlar arasında hem doğuştan alınan hem de sonradan edinilen özellikler de bulunmaktadır. (İşaya 40:26 ile karşılaştırın.) Ayrıca, Tanrı sadece onları anımsayabilmekle kalmaz. Hem O, hem de Oğlu bunu yapma isteği de duyar. Sadık Eyub dirilmeyle ilgili şahane beklenti konusunda Tanrı’ya şunu demişti: “İnsan ölürse dirilir mi? . . . . Sen [Yehova] çağırırdın, ben de sana cevap verirdim; ellerinin işini özlerdin.” (Eyub 14:14, 15; Markos 1:40-42) Gerçekten de, tapınılmaya değer şahane bir Yaratıcımız var!

Diriltilen İsa—Anlamlı Yaşamın Anahtarı

Sevgili öğrencisi Yuhanna, İsa’yı ölümüne dek yakından gözlemledi. Dahası, Yuhanna o zamana kadar gerçekleşen en büyük dirilme olgusunu, yani kalıcı ve anlamlı bir yaşama sahip olmamıza sağlam temel oluşturan bir olayı kaydetti.

İsa’nın düşmanları onu adi bir suçlu gibi direğe çivileyerek idam etmişlerdi. Aralarında dinsel liderler de bulunan izleyiciler ıstırap çektiği saatler boyunca onunla eğlenmişlerdi. İsa, direk üzerinde işkence çekmekteyken öz annesini görüp, Yuhanna’yı kastederek ona, “Kadın, işte, oğlun!” dedi. Meryem o sırada herhalde duldu ve diğer çocukları henüz İsa’nın öğrencisi değillerdi.e Bu nedenle, İsa yaşlı annesinin bakımını öğrencisi Yuhanna’ya emanet etti. Onun bu davranışı da yine, dullara ve öksüzlere bakılmasını teşvik eden Yaratıcı’nın düşünüş tarzını yansıttı.—Yuhanna 7:5; 19:12-30; Markos 15:16-39; Yakub 1:27.

Acaba İsa öldükten sonra, ‘yerin bütün milletlerinin [onun aracılığıyla] mutlaka mübarek duruma gelecekleri’ “zürriyet” olarak rolünü nasıl yerine getirebilirdi? (Tekvin 22:18) MS 33 yılının Nisan ayının o öğleden sonrası gerçekleşen ölümüyle İsa fidyeye temel olarak hayatını verdi. Duyarlı Babası masum Oğlunun çektiği işkence yüzünden kim bilir ne çok acı çekmiş olmalı! Ancak, bu sayede insanlığı günah ve ölümün esaretinden kurtarmak üzere gerekli fidye bedeli sağlanmış oldu. (Yuhanna 3:16; I. Yuhanna 1:7) Büyük final için ortam hazırlanmıştı.

İsa Mesih, Tanrı’nın amaçlarının yerine gelmesinde başrolü oynadığından yeniden yaşama dönmeliydi. Döndü de ve Yuhanna bu olaya tanık oldu. İsa’nın ölüp gömülmesinden sonraki üçüncü günün ilk saatlerinde bazı öğrencileri onun mezarına gitti. Mezar boştu. Büyük bir şaşkınlık yaşadılar, bu, İsa değişik kişilere görünene dek sürdü. Mecdelli Meryem “Rabbi gördüğünü” haber verdi. İsa’nın öğrencileri onun tanıklığını kabul etmediler. Daha sonra, öğrencileri kilitli bir odada toplanmışlarken İsa yeniden göründü ve onlarla sohbet bile etti. Günler sonra, 500’den fazla kadın ve erkek İsa’nın gerçekten yaşadığının görgü tanığı oldu. O devirde bundan şüphe duyan bir kişi bu güvenilir tanıklarla görüşüp onların şahitliğinin doğruluğunu saptayabilirdi. Takipçileri İsa’nın diriltilmiş olduğundan ve Yaratıcısı gibi ruh olarak yaşadığından emin olabilirlerdi. Bunun o kadar çok ve güvenilir kanıtı vardı ki, birçokları İsa’nın diriltildiğini inkâr etmektense ölümü göze aldı.—Yuhanna 20:1-29; Luka 24:46-48; I. Korintoslular 15:3-8.f

İsa’nın diriltilmesi hakkında şahitlikte bulunduğundan resul Yuhanna da zulüm gördü. (Vahiy 1:9) Fakat sürgün cezasını çekerken olağanüstü bir ödül aldı. İsa ona Yaratıcı’yı bize çok daha açık anlatan ve geleceğin neler getireceğini açıklayan bir dizi rüyet verdi. Bu rüyetleri birçok simgeler kullanan Vahiy kitabında bulacaksınız. Bu kitapta, İsa Mesih, yakında düşmanlarının hepsini yenecek muzaffer bir Kral olarak betimlenir. Bu düşmanlar arasında Şeytan adlı yoz ruhi yaratık ve (hepimizin düşmanı) ölüm de vardır.—Vahiy 6:1, 2; 12:7-9; 19:19–20:3, 13, 14.

Gelecekteki felaketlerle ilgili mesajın sonlarına doğru, Yuhanna yeryüzünün cennete dönüşeceği zamanla ilgili bir rüyet aldı. Bir ses o zaman hüküm sürecek koşulları şöyle anlattı: ‘Tanrı [insanlıkla] olacaktır ve gözlerinden bütün gözyaşlarını silecek ve artık ölüm olmayacak, artık matem, ağlayış ve acı da olmayacak; çünkü evvelki şeyler geçtiler.’ (Vahiy 21:3, 4) Tanrı’nın amacı yerine gelirken, İbrahim’e verdiği vaat de gerçekleşmiş olacak.—Tekvin 12:3; 18:18.

O zamanki hayat, Âdem’in yaratıldığı sırada önüne konulan gibi, ‘gerçek hayat’ olacak. (I. Timoteos 6:18) İnsanlık artık Yaratıcısını bulmak ve O’nunla arasındaki ilişkiyi anlamak için el yordamıyla çabalamayacak. Fakat, haklı olarak ‘Acaba bu ne zaman olacak? Ayrıca, insanlarla ilgilenen Yaratıcımız bugüne dek kötülüğün ve acıların var olmasına neden izin verdi?’ diye sorabilirsiniz. Bundan sonra bu soruları ele alalım.

[Dipnotlar]

a Matta, Markos ve Yuhanna görgü tanığıydılar. Luka ise belgeleri ve tanıkların doğrudan beyanlarını bilimsel bir yaklaşımla araştırdı. İnciller dürüst, doğru ve güvenilir kayıtların tanıtıcı özelliklerini taşır.—Kule Kitapları tarafından yayımlanan Tüm İnsanlar İçin Bir Kitap’ın 16-17 sayfalarına bakın.

b Kuran şöyle der: “Adı Meryem Oğlu İsa Mesih’dir. Dünya’da da, ahirette de şanı yücedir.” (Sure 3:45) İnsan olarak, İsa Meryem’in oğluydu. Fakat acaba onun doğumundan baba olarak kim sorumluydu? Kuran şunu belirtir: “Allah katında İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir.” (Sure 3:59) Kutsal Yazılar Âdem’den ‘Tanrı’nın oğlu’ olarak söz eder. (Luka 3:23, 38) Âdem’in de, İsa’nın da bir insan babası olmamıştı; onlar bir kadınla cinsel ilişkide bulunulması sonucu meydana gelmemişlerdi. Dolayısıyla, Âdem Tanrı’nın oğlu olduğu gibi, İsa da öyleydi.

c İsa’nın tutumu, Mezmur 103 ve İşaya 1:18-20’de anlatılan, Yehova’nın tutumuna benzer.

d Bu peygamberliği Matta’nın 24. babında, Markos’un 13. babında ve Luka’nın 21. babında okuyabiliriz.

e Onlardan en az ikisi daha sonra İsa’nın öğrencisi oldu ve Mukaddes Kitapta bulunan Yakub ve Yahuda adlı teşvik mektuplarını yazdılar.

f Yüksek rütbeli bir Roma askeri, Petrus’un görgü tanığı olarak şahitlik ettiği şu olayları dinledi: “Tüm Yahudiye’de meydana gelen olayları . . . . biliyorsunuz. . . . . Tanrı onu üçüncü gün diriltti ve açıkça görünmesini sağladı. . . . . Tanrı tarafından ölülerle dirilerin Yargıcı olarak atanan kişinin kendisi olduğunu halka duyurmamızı, buna tanıklık etmemizi buyurdu.”—Resullerin [Elçilerin] İşleri 2:32; 3:15; 10:34-42, Müjde.

[Sayfa 150’deki çerçeve]

İsa’nın Petrus’un kaynanasını iyileştirmesini anlatan paralel kayıtları karşılaştırmak sizin için zevkli olabilir. (Matta 8:14-17; Markos 1:29-31; Luka 4:38, 39) Hekim Luka onun ‘yüksek ateşi’ olduğuna ilişkin tıbbi bir ayrıntı da ekledi. İsa’nın o kadını ve başkalarını iyileştirmesi nasıl mümkün oldu? Luka, ‘Yehova’nın kudretinin şifa vermek için [İsa ile] beraber’ olduğunu kabul etti.—Luka 5:17; 6:19; 9:43.

[Sayfa 152’deki çerçeve]

Tarihteki En Büyük Vaaz

Hindu lideri Mohandas Gandhi’nin, bu vaazın içerdiği öğretileri izleyerek “bütün dünyanın sorunlarını çözmüş olacağız” dediği söylenir. Ünlü antropolog Ashley Montagu, sevginin fizyolojik önemi hakkındaki çağdaş bulguların bu vaazın “geçerliliğini” ortaya koymaktan öteye geçmediğini yazdı.

Bu adamlar İsa’nın Dağdaki Vaazı’na değiniyorlardı. Gandhi şunu da söylemiştir: “Vaaz’ın öğretisi tek tek her birimiz için anlam ifade eder.” Profesör Hans Dieter Betz geçenlerde şunları belirtti: “Dağdaki Vaaz’ın etkileri Yahudilik ve Hıristiyanlığın, hatta Batı kültürünün sınırlarını çok çok aşmıştır.” O, bu vaazın “alışılmışın ötesinde evrensel bir cazibesi” olduğunu da sözlerine ekledi.

Oldukça kısa fakat son derece etkileyici bu söylevi neden okumayasınız? Onu Matta’nın 5 ila 7. baplarında ve Luka 6:20-49’da bulacaksınız. Aşağıda, bu en büyük vaazdan ilgimizi çekebilecek bazı noktalar göreceksiniz:

Mutlu olmanın yolu—Matta 5:3-12; Luka 6:20-23.

Özsaygıyı korumanın yolu—Matta 5:14-16, 37; 6:2-4, 16-18; Luka 6:43-45.

Başkalarıyla ilişkileri düzeltmenin yolu—Matta 5:22-26, 38-48; 7:1-5, 12; Luka 6:27-38, 41, 42.

Evlilikteki sorunları azaltmanın yolu—Matta 5:27-32.

Kaygıyla başa çıkmanın yolu—Matta 6:25-34.

Dinsel sahtekârlıkları fark etmenin yolu—Matta 6:5-8, 16-18; 7:15-23.

Yaşamın anlamını bulmanın yolu—Matta 6:9-13, 19-24, 33; 7:7-11, 13, 14, 24-27; Luka 6:46-49.

[Sayfa 159’daki çerçeve]

Eylem Adamı

İsa Mesih pasif bir münzevi değildi. Kararlı bir eylem adamıydı. “Çobanı olmıyan koyunlar gibi şaşırmış ve dağılmış” insanlara yardım ederek “çevredeki köyleri dolaşıp ders veriyordu.” (Matta 9:36; Markos 6:6, Müjde; Luka 8:1) Bugünkü birçok zengin dinsel liderin tersine, İsa servet biriktirmedi; onun “başını yaslıyacak yeri yoktu.”—Matta 8:20.

İsa çabalarını insanları ruhen iyileştirip doyurmak üzerinde odakladıysa da, onların fiziksel ihtiyaçlarını gözardı etmedi. Hastaları, sakatları ve cine tutulanları sağalttı. (Markos 1:32-34) İki olayda, kendisini hevesle dinleyen binlerce dinleyicisine acıdığından onları doyurdu. (Markos 6:35-44; 8:1-8) Mucize yapma isteği insanlara duyduğu ilgiden kaynaklanıyordu.—Markos 1:40-42.

İsa mabetten açgözlü tüccarları kovarken kararlılıkla hareket etti. Onu gözlemleyenler, mezmur yazarının, “senin evinin gayreti beni yiyecek” sözlerini hatırladılar. (Yuhanna 2:14-17) İkiyüzlü dinsel liderleri sözünü sakınmadan kınadı. (Matta 23:1-39) Siyasal açıdan önemli kişilerin baskısı karşısında da teslim olmadı.—Matta 26:59-64; Yuhanna 18:33-37.

İsa’nın dinamik hizmeti hakkında yazılanları okuduğunuzda büyük heyecan duyacaksınız. Bu eylem adamı hakkında Markos’un yazdığı kısa fakat canlı kaydı ilk kez okumaya başlayan birçok kişi aynı heyecanı duydu.

[Sayfa 164’teki çerçeve]

İsa Onları Harekete Geçirdi

Resullerin İşleri kitabında, Petrus, Yuhanna ve başkalarının, İsa’nın diriltilmesine nasıl tanıklık ettiklerini anlatan tarihsel bir kayıt bulabiliriz. Kitabın büyük bir bölümü, İsa’nın takipçilerinin şiddetli muhaliflerinden olan hukuk eğitimi görmüş zeki biriyle ilgili olayları anlatır. Bu kişi Saul ya da diğer adıyla Pavlus’tur. Diriltilen İsa ona göründü. (Resullerin İşleri 9:1-16) İsa’nın gökte yaşamakta olduğunun kesin kanıtını gören Pavlus, bunun üzerine filozoflar ve yöneticiler de içinde olmak üzere hem Yahudilere hem de Yahudi olmayanlara bu gerçek hakkında gayretle şahitlikte bulundu. Onun bu eğitimli ve nüfuzlu adamlara söylediklerini okumak etkileyicidir.—Resullerin İşleri 17:1-3, 16-34; 26:1-29.

Pavlus onlarca yıl boyunca, Yeni Ahit diye de adlandırılan Yunanca Kutsal Yazıların içindeki birçok kitabı yazdı. Çoğu Mukaddes Kitap baskısında içindekiler sayfası ya da kitap listesi bulunur. Bu kitapların Romalılar’dan İbraniler’e kadar olan 14’ünü Pavlus yazdı. Bu kitaplar, o zamanlar yaşayan İsa’nın takipçilerine derin hakikatleri açıklamış ve ustalıkla yol göstermişti. Bunlar İsa’nın öğrettiklerinin, yaptıklarının ve diriltilmesinin görgü tanıkları olan resullerle ve başkalarıyla doğrudan konuşamayan bizler için daha da değerlidir. Pavlus’un yazılarının, aile yaşamınızda, iş arkadaşlarınızla ve komşularınızla ilişkilerinizde, yaşamınızı gerçekten anlamlı ve doyum verici şekilde yönlendirmenize yardım edebildiğini göreceksiniz.

[Sayfa 146’daki resim]

Bilim adamları tüp içinde döllenmeyi gerçekleştirebildiler. Yaratıcı da Oğlu’nun yaşamını insana dönüştürmek üzere nakletti

[Sayfa 148’deki resim]

İsa’yı dinleyen ve insanlarla nasıl ilgilendiğini gören birçokları onun Babasını daha iyi tanımaya başladı

[Sayfa 154’teki resim]

İsa, resullerin ayaklarını yıkayarak Yaratıcı’nın hoşuna giden alçakgönüllülük niteliği açısından örnek oldu

[Sayfa 157’deki resim]

Bir bilgisayar sistemi hatadan (ya da virüsten) kurtarılabilir; insanlığın da miras alınan kusurluluktan kurtulabilmek için İsa’nın fidyesine ihtiyacı var

[Sayfa 163’teki resim]

Görgü tanıkları İsa’nın (bunun gibi) bir mezara konulduğunu ve üçüncü günü yeniden hayata döndüğünü gördüler

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş