Kurban
Tanım: Çeşitli dinlerde Tanrı’yı ya da başka doğaüstü varlıkları hoşnut etmek, onlara teşekkür etmek, isteklerde bulunmak ve onların rızasını almak amacıyla kesilen hayvan, sunulan can. Kutsal Kitapta kurban olarak çevrilen İbranice zevah sözcüğünün temel anlamı bir hayvan keserek Tanrı’ya sunmaktır.
Tanrı kurban kesilmesini neden istemişti?
Âdem iyiyi kötüyü bilme ağacının meyvesinden alıp yediğinde kasıtlı bir itaatsizlik eylemiyle günah işlemişti. Bunun cezasını Yehova açıkça şöyle belirtti: “Ondan yediğin gün mutlaka ölürsün” (Başl. 2:17). Âdem ile Havva günahın ücretini ödeyerek öldüler. Peki onların günah ve ölümü istemeden miras almış olan soyu için durum ne olacaktı? Yehova insanlığı kurtarmak üzere, Kendi Kanununu çiğnemeden harekete geçti. Tanrı, günahlara kefaret edecek ya da onları örtecek bir şeye olan ihtiyaca dikkat çekti. Kutsal Kitap şunları söyler: “Bir varlığın canı kandadır, Ben kanı canlarınız için kefarette bulunsun diye sunak için ayırdım. Kefareti sağlayan kandır, çünkü can ondadır” (Lev. 17:11; ayrıca İbraniler 9:22’ye bakın). Dolayısıyla, kan yaşama eşdeğer görüldü. Bu yüzden, günah işleyen bir kişi, Tanrı’nın emrini çiğnediğinden dolayı ölmektense, Tanrı’nın sunağı üzerinde kurban olarak bir hayvan sunabilirdi. Aslında, kurban edilen hayvanın yaşamı günah işleyen kişinin yaşamı yerine geçiyordu.
Geçmişte Tanrı’yı memnun eden kurbanlar
Cennette Yaratıcıya kefaret kurbanları sunulmuyordu, çünkü kusursuz insan Âdem günahsızdı. Tanrı’ya hayvan kurban eden ilk kişi Habil’di. Başlangıç 4:4 şöyle der: “Habil de sürüsünün ilk doğanlarından getirdi; özellikle onların yağlarını sundu. Yehova Habil’e ve sunusuna hoşnutlukla baktı.” Nuh da Tufan’dan sonra Tanrı’ya şükran kurbanı olarak temiz hayvanlardan sundu (Başl. 8:20).
Daha sonra Tanrı İbrahim’in imanını ve itaatini görmek için ondan oğlu İshak’ı kurban etmesini istedi. İbrahim oğlunu yakılan sunu olarak sunma noktasına kadar geldi. Ancak Tanrı İbrahim’in, oğlu yerine bir koç kurban etmesini düzenledi. Böylece kurbanlar sunmanın çok daha derin anlamlar taşıdığı görülmüş oldu (Başl. 22:1-14).
Aynı şekilde eski devirlerde yaşamış Eyüp peygamber de çocuklarının işlemiş olabileceği günahları düşünerek yakılan kurbanlar sunardı; bunlar Tanrı’yı memnun eden kurbanlardı (Eyüp 1:5).
Sunulan kurbanların tümü Tanrı tarafından kabul ediliyor muydu?
1. Sam. 15:22: “Yehova, yakılan sunulardan ve kurbanlardan çok sözünün dinlenmesinden hoşlanmaz mı? Şunu bil ki, Yehova’ya itaat etmek kurbandan, dikkatle dinlemek koçların yağından iyidir.”
Özd. 15:8; 21:3: “Yehova kötülerin kurbanından iğrenir; doğruların duası ise O’nu hoşnut eder.” “Yehova için hak ve adaletin yerine getirilmesi kurbandan makbuldür.”
İşa. 1:11, 16, 17: “Yehova diyor ki, ‘Kurbanlarınız çoksa Bana ne yararı var? Yakılan koç sunularına, besili hayvanların yağına doydum. Genç boğaların, erkek kuzuların, tekelerin kanından hoşlanmıyorum. . . . . Yıkanın, temizlenin, kötü davranışlarınızı gözümün önünden yok edin, kötülük yapmaktan vazgeçin. İyilik yapmayı öğrenin, adaleti arayın, zorbayı yola getirin, yetim için adil hüküm verin, dul kadının davasını savunun.’”
Hoş. 6:6: “Ben kurbandan değil vefadan hoşlanırım; yakılan sunulardan değil Tanrı bilgisi edinmenizden zevk alırım.”
Bugün Tanrı kurban kesilmesini istiyor mu?
Geçmişte kesilen kurbanlar tam bir bağışlanma sağlayabildi mi?
Tanrısal adalet ‘cana can’ gerektiriyordu (Tekr. 19:21). Ancak “boğaların ve keçilerin kanının günahları ortadan kaldırması olanaksız” olduğundan, bugüne dek sunulan milyonlarca kurban günahı ya da ölümü ortadan kaldırmayı başaramadı (İbr. 10:4). Tanrı bir hayvanın yaşamı ile bir insanın yaşamını eşdeğerde görmez. Üstelik tam bir kefaret ve bağışlanma yalnızca, günahı dünyaya sokmuş Âdem’in kaybettiği kusursuz insan yaşamına eşdeğerde bir fidye yoluyla sağlanabilirdi.
Kanunda talep edilen kurbanlar Mesih’in sağlayacağı fidyeye dikkat çekti
Musa Kanununun talep ettiği kurbanlar, Yehova Tanrı’nın insanlık uğruna sağlayacağı daha büyük bir kurbanı, oğlu İsa Mesih’in kurban oluşunu temsil etti.
Gal. 3:19, 24: “Kanun, İbrahim’in soyundan vaadi alan kişi gelene kadar suçları ortaya çıkarmak üzere . . . . iletildi. . . . . Böylece Kanun, imanla aklanabilelim diye bizi Mesih’e götüren eğiticimiz oldu.”
Mesih’in insanların günahı uğruna öleceği Kutsal Kitapta önceden bildirildi
Fidyeyi verecek kişinin günahsız, kusursuz bir insan olması gerekiyordu. Âdem’in soyundan gelen hiç kimse bu fidyeyi sağlayamazdı (Mezm. 49:6-9). Tanrı Kutsal Kitapta bu fidyeyi sağlayacak Mesih’in geleceğinden söz etti (İşa. 53:1-7). Daniel peygamber aracılığıyla da ‘suç için kefaret edecek’ Mesih’in ‘öldürüleceği,’ böylece ‘kurban ve sunuyu sona erdireceği’ önceden bildirilmişti (Dan. 9:24-27). İsa, günahı miras almadan kusursuz bir insan olarak doğmuş tek kişiydi; bu nedenle de “birçokları için canını fidye olarak vermeye” geldiğini söylemişti (Mat. 20:28). İsa’dan söz ederken Yahya “dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu” demişti (Yuhn. 1:29).
Mesih’ten sonra kurbana ihtiyaç kalmadı
İbr. 10:1: “İnsanlar her yıl devamlı sundukları aynı kurbanlarla, Tanrı’ya ibadet edenleri asla kusursuzluğa eriştiremezler.”
İbr. 9:11-14: “Öte yandan, Mesih . . . . geldiğinde, . . . . kutsal yerden içeriye keçilerin ve genç boğaların kanıyla değil kendi kanıyla, ilk ve son kez girdi ve bizim için sonsuz kurtuluşu elde etti. . . . . Kendini Tanrı’ya kusursuz olarak sunan Mesih’in kanı, yaşayan Tanrı’ya ibadet edebilmemiz için vicdanımızı ölü işlerden çok daha iyi arındırmaz mı?”
Bugün İsa’nın takipçileri ruhi anlamda nasıl kurbanlar sunar?
Özveride bulunarak: Matta 16:24; Romalılar 12:1, 2.
Şükran ifadelerimizle, iyi haberi duyurarak: Hoşea 14:2; İbraniler 13:15.
İyilik yaparak: İbraniler 13:16.
Ayrıca “İsa Mesih” başlıklı bölümün sayfa 228, 231’deki kısımlarına ve sayfa 172-178’deki “Fidye” başlıklı bölüme bakın.
Biri Şöyle Derse:
‘Siz neden kurban kesmiyorsunuz?’
Şöyle diyebilirsiniz: ‘Tanrı’ya ibadet eden biri gerçekten O’nu memnun etmek istiyorsa, O’nun tüm emirlerine itaat etmeye önem verir. Sizce Tanrı’nın gözünde hangisi daha değerli, O’na itaat etmek mi yoksa belli günlerde kurban kesmek mi? . . . (1. Sam. 15:22; Özd. 21:3; Mika 6:6-8). (Kişi samimiyetle ilgi gösteriyorsa sayfa 262-265’teki bilgilerden yararlanabilirsiniz.)’
Ya da şöyle diyebilirsiniz: ‘Bazen insanların Tanrı’ya ibadet ederken belirli şeyleri alışkanlık halinde yerine getirdiklerini görüyoruz. Kurban konusunda da aynı durum söz konusu. Sizce kurban kesmenin amacı nedir? . . . ’ Sonra şunları ekleyebilirsiniz: ‘Kutsal Kitabı incelediğimizde kurbanla ilgili çok değerli bilgiler öğrendik. Bu arada dikkatimizi çeken bir noktayı sizinle paylaşmak isteriz. . . . (Sayfa 264’teki “Bugün Tanrı kurban kesilmesini istiyor mu?” altbaşlığındaki bilgilerden yararlanabilirsiniz.)’
Başka bir yaklaşım: ‘Kurban ile ilgili Kutsal Kitaptaki en etkileyici kayıtlardan biri kuşkusuz İbrahim peygamberin oğlunu kurban etme olayıdır. Bu kayıttan iman ve itaat konusunda çok önemli dersler alabiliriz (Başlangıç 22:1-18’den bazı kısımları okuyabilirsiniz). Ancak bu olay bir temsildi; Kutsal Kitapta bunun işaret ettiği gerçeği öğreniyoruz. (Yaratıcının Rehberliği—Cennete Götüren Yol kitapçığı, sayfa 12-14’teki bilgilerden yararlanabilirsiniz.)’