Hayatımız ve Hizmetimiz İbadeti Kitapçığı İçin Kaynaklar
2-8 EYLÜL
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | İBRANİLER 7-8
“Melkisedek Usulüne Göre, Sonsuza Dek Kâhinsin”
it-2-E 366
Melkisedek
Melkisedek, Salem şehrinin kralıydı ve “Yüceler Yücesi Tanrı’nın kâhiniydi” (Ba 14:18, 22). Kutsal Yazılarda bahsedilen ilk kâhindir ve bu görevi MÖ 1933’ten bir süre önce almıştır. Pavlus, Salem Kralı Melkisedek’i, Salem “barış” anlamına geldiğinden “Barış Kralı” ve Melkisedek isminin anlamı nedeniyle de “Doğruluk Kralı” olarak adlandırmıştır (İb 7:1, 2). Anlaşılan Salem daha sonra Yeruşalim şehri oldu. Yeruşalim ismi “Salem” kelimesini içerir ve bazen oradan “Salem” olarak da söz edilir (Me 76:2).
Abram (İbrahim) Kedorlaomer’i ve onunla birlik olan diğer kralları yendikten sonra “Şave’ye, Kral Ovasına” geldi. Melkisedek “ekmek ve şarap getirdi” ve şu sözlerle İbrahim’e hayırdua etti: “Yeri göğü Yaratan Yüceler Yücesi Tanrı Abram’a nimetler versin; düşmanlarını senin eline veren Yüceler Yücesi Tanrı’ya şükrolsun.” Bunun üzerine İbrahim, kral-kâhin Melkisedek’e “her şeyden”, ‘ganimetin en iyilerinden ondalık verdi’ (Ba 14:17-20; İb 7:4).
it-2-E 367
Melkisedek
Melkisedek’in ‘yaşamının başlangıcının ya da sonunun belirsiz’ olması ne anlama gelir?
Pavlus şu sözlerle Melkisedek hakkında ilginç bir noktaya dikkat çekti: “Kayıtlarda babası, anası, soyağacı olmayıp, yaşamının başlangıcı ya da sonu belirsizdir, fakat Tanrı’nın Oğluna benzer kılınmış olduğundan sonsuza dek kâhin olarak kalmaktadır” (İb 7:3). Melkisedek de diğer insanlar gibi doğdu ve öldü. Ancak Kutsal Yazılarda anne babasının, atalarının ve onun soyundan gelen kişilerin kim olduğu belirtilmiyor. Ayrıca ne zaman doğduğu veya ne zaman öldüğü hakkında da bilgi yoktur. Dolayısıyla Melkisedek’in, sonsuza dek kâhin olan İsa Mesih’i temsil etmesi uygundur. Melkisedek’ten önce veya sonra gelen herhangi birinin bu konuma sahip olduğuna dair bir kayıt yoktur. Benzer şekilde Mesih’ten önce de ona benzer bir başkâhin yoktu ve Kutsal Kitap kimsenin onun ardılı olmayacağını gösterir. Dahası İsa her ne kadar Yahuda kabilesinden ve Davut’un kraliyet soyundan geldiği için kral olma yetkisine sahip olsa da onun kâhinliği atalarına dayanmıyordu. Kral-kâhin olma yetkisini de atalarından almamıştı. Bu yetkileri Yehova’nın ona ettiği yemin sayesinde almıştı.
it-2-E 366
Melkisedek
Mesih’in Kâhinliğini Simgeledi. Mesih’le ilgili bir peygamberlik sözünde Yehova’nın, Davut’un ‘Efendisine’ ettiği şu yemin yer alır: “Sen Melkisedek usulüne göre, devirler boyu kâhinsin!” (Me 110:1, 4). Tanrı ilhamıyla yazılmış bu mezmur nedeniyle İbraniler, vaat edilen Mesih’in hem kral hem de kâhin olmasını bekliyordu. Elçi Pavlus İbranilere mektubundaki şu sözlerle Mesih’in kim olduğuyla ilgili tüm şüpheleri ortadan kaldırdı: “İsa, Melkisedek usulüne göre sonsuza dek başkâhin olmuştur” (İb 6:20; 5:10).
it-1-E 1113 p. 4-5
Başkâhin
Başkâhin İsa Mesih. İbraniler kitabı İsa Mesih’in diriltilip göğe gittiği zamandan beri “Melkisedek usulüne göre sonsuza dek başkâhin” olduğunu söyler (İb 6:20; 7:17, 21). Pavlus, Mesih’in kâhinliğinin yüceliğini ve Harun’un soyuna verilen kâhinlikten üstün olduğunu göstermek için, Melkisedek’in miras yoluyla değil, Yüceler Yücesi Tanrı tarafından atanarak hem kral hem de kâhin olduğunu açıklar. İsa Mesih Levi kabilesinden değil, Yahuda kabilesinden ve Davut’un soyundandır, dolayısıyla bu görevi Harun’dan almamıştır. O bu görevi Melkisedek gibi doğrudan Tanrı’dan almıştır (İb 5:10). Mezmur 110:4’te şu vaat kayıtlıdır: “Yehova yemin etti; kararından caymaz. ‘Sen Melkisedek usulüne göre, devirler boyu kâhinsin!’ dedi.” Yehova İsa’yı bu yeminle gökte kral-kâhin olarak atamıştır. Bunun yanı sıra Mesih, Davut’un soyundan geldiği için de krallık yetkisine sahiptir. Davut ahdinde vaat edilen krallığın mirasçısı İsa’dır (2Sa 7:11-16). Böylece İsa, Melkisedek gibi hem kral hem de kâhin olmuştur.
Mesih’in başkâhinliğinin üstünlüğünü gösteren başka bir nokta şudur: İbrahim, kral-kâhin Melkisedek’e ondalık verdiğinde Yahudi kâhinlerin atası olan Levi de Melkisedek’e ondalık vermiş sayıldı. Çünkü Levi, Pavlus’un dediği gibi “henüz atasının [İbrahim’in] bedenindeydi.” Dolayısıyla Melkisedek İbrahim’e hayırdua ettiğinde Levi’ye de hayırdua etmiş oldu ve hayırdua eden hayırdua alandan büyüktür (İb 7:4-10). Ayrıca Pavlus Melkisedek’in ‘babasının, anasının, soyağacının olmadığını, yaşamının başlangıcının ya da sonunun belirsiz’ olduğunu söyledi. Böylece onun, ‘yok edilemez bir hayata’ sahip olan İsa Mesih’in sonsuz kâhinliğini temsil ettiğine dikkat çekti (İb 7:3, 15-17).
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-1-E 523 p. 5
Ahit
Hangi anlamda Kanun ahdinin ‘hükmü kalmadı’?
Tanrı yeni bir ahit yapacağını Yeremya peygamber aracılığıyla bildirdiğinde bir anlamda Kanun ahdinin ‘hükmü kalmadı’ (Yr 31:31-34; İb 8:13). Kanun ahdi MS 33 yılında İsa’nın işkence direği üzerindeki ölümüne dayanarak yürürlükten kalktı (Kl 2:14) ve yerine yeni ahit yürürlüğe girdi (İb 7:12; 9:15; Elç 2:1-4).
9-15 EYLÜL
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | İBRANİLER 9-10
“Gelecek İyi Şeylerin Gölgesi”
it-1-E 862 p. 1
Bağışlanma
İsrail milletine verilen Kanuna göre, Tanrı’ya ya da bir insana karşı günah işleyen biri, bağışlanmak için önce Kanunda belirtildiği gibi hatasını telafi etmeli, sonra da çoğu durumda Yehova’ya kurban kanı sunmalıydı (Le 5:5–6:7). Pavlus bu nedenle şu ilkeden söz etti: “Evet, Kanuna göre hemen her şey kanla temizlenir ve kan yere dökülmeden bağışlanma olmaz” (İb 9:22). Fakat kurbanların kanı aslında günahı ortadan kaldıramıyor ve kişiyi vicdanen kusursuz duruma getiremiyordu (İb 10:1-4; 9:9, 13, 14). Önceden bildirilen yeni ahit ise, İsa Mesih’in fidyesine dayanarak gerçek bağışlanmayı mümkün kıldı (Yr 31:33, 34; Mt 26:28; 1Ko 11:25; Ef 1:7). İsa felçli bir adamı iyileştirerek yeryüzündeyken bile günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu gösterdi (Mt 9:2-7).
it-2-E 602-603
Kusursuzluk
Musa Kanununun Kusursuzluğu. Musa aracılığıyla İsrail’e verilen Kanun, kâhinlik ve çeşitli hayvan kurbanlarının sunulmasıyla ilgili düzenlemeleri içeriyordu. Tanrı’dan gelse de ve bu nedenle kusursuz olsa da ne Kanun, ne kâhinlik düzenlemesi ne de kurbanlar Kanunun hükmü altındaki kişilere kusursuzluk getirebildi. Pavlus, İbranilere yazdığı mektupta bu gerçeğe dikkat çekti (İb 7:11, 19; 10:1). Kanun insanları günah ve ölümden kurtarmak bir yana, günahı daha da ortaya çıkardı (Ro 3:20; 7:7-13). Yine de Tanrı’nın yaptığı tüm bu düzenlemeler O’nun belirlediği amaca hizmet etti; “gelecek iyi şeylerin” kusursuz bir “gölgesi” olan Kanun, insanları Mesih’e götüren bir “eğitici” oldu (İb 10:1; Ga 3:19-25). Dolayısıyla Pavlus “Kanun günahkâr bedenden ötürü aciz kaldığından başarısız olmuştur” derken (Ro 8:3), anlaşılan İbraniler 7:11, 18-28’de açıkladığı gibi Yahudi başkâhinin, hizmet ettiği kişilere ‘tam bir kurtuluş sağlamayı’ başaramamasına değiniyordu. (Kanuna göre başkâhin kurbanlarla ilgili düzenlemelerden sorumluydu ve Kefaret Gününde kurbanların kanıyla En Kutsal Yere girerdi.) Harun’un soyundan gelen kâhinlerin sunduğu kurbanlar halkın Tanrı önünde doğru bir durumda kalmasını sağlasa da, onları günahkâr oldukları gerçeğinden kurtaramıyordu. Pavlus günaha kefaret eden kurbanların ‘Tanrı’ya ibadet edenleri kusursuzluğa eriştiremediğini’, yani onları vicdanen kusursuz duruma getiremediğini söylerken buna değiniyordu (İb 10:1-4; ayrıca İb 9:9 ile karşılaştırın). Başkâhin günahtan tamamen kurtulmak için gereken fidyeyi sağlayamazdı. Sadece Mesih’in kalıcı kâhinlik hizmeti ve sunduğu kurban bunu başarabilirdi (İb 9:14; 10:12-22).
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-1-E 249-250
Vaftiz
Luka, İsa’nın vaftiz edildiğinde dua ettiğini yazar (Lu 3:21). Ayrıca Pavlus İbranilere mektubunda İsa Mesih’in “dünyaya geldiğinde” Mezmur 40:6-8’le uyumlu olarak şöyle dediğini söyledi: “Kurban ve sunu istemedin, fakat bana bir beden hazırladın. . . . . (Kitabın bir yerinde benim hakkımda yazılmıştır) Senin isteğini yapmak için ey Tanrım, işte geldim” (İb 10:5-9). Pavlus “dünyaya geldiğinde” derken İsa’nın doğduğu zamanı kastetmedi, çünkü İsa bebekken bu sözleri okuyamaz ve söyleyemezdi. Bu ifadeyle kastedilen, İsa’nın vaftiz edilmek için kendini sunması ve hizmetine başlamasıydı. İsa doğuştan Yahudi milletinin bir üyesiydi ve bu millet Tanrı’yla Kanun ahdi içindeydi (Çk 19:5-8; Ga 4:4). Bu nedenle İsa vaftiz edilmek için Yahya’ya geldiğinde Yehova Tanrı’yla zaten bir ahit ilişkisi içindeydi. Dolayısıyla İsa vaftiz edilmek için kendini sunduğunda Kanunun talep ettiğinden fazlasını yapmış oldu. Kendini Babası Yehova’ya O’nun “isteğini” yapmak için sundu. Bu istek, Tanrı’nın ona ‘hazırladığı’ bedeni sunmayı ve Kanunun talep ettiği kurbanları ortadan kaldırmayı içeriyordu. Pavlus şöyle dedi: “Bizler, Tanrı’nın burada sözü edilen ‘isteği’ doğrultusunda, İsa Mesih’in yalnızca bir kere sunulan bedeni yoluyla kutsal duruma getirildik” (İb 10:10). Yehova’nın İsa’yla ilgili isteği onun Krallıkla ilgili yapacaklarını da içeriyordu ve İsa kendini bunun için de sundu (Lu 4:43; 17:20, 21). Yehova Oğlunun bu sunusunu kabul ettiğini göstermek için onu kutsal ruhla meshetti ve “Sen Benim sevgili oğlumsun, senden memnunum” dedi (Mr 1:9-11; Lu 3:21-23; Mt 3:13-17).
16-22 EYLÜL
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | İBRANİLER 11
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-1-E 804 p. 5
İman
Geçmişteki İman Örnekleri. Pavlus’un “büyük bir şahitler bulutu” içinde saydığı her bireyin Tanrı’ya iman etmek için sağlam nedenleri vardı (İb 12:1). Örneğin Habil Tanrı’nın, ‘yılanın’ başını ezecek bir “soy” ile ilgili vaadini şüphesiz biliyordu. Ayrıca Yehova’nın Aden’de anne babasına bildirdiği hükmün yerine geldiğine dair somut kanıtları gördü. Aden’in dışında yaşayan Âdem ve ailesi, alın teri dökerek ekmek yiyordu çünkü toprak lanetlenmişti, diken ve çalı veriyordu. Muhtemelen Habil, Havva’nın kocasına aşırı düşkün olduğuna, Âdem’in de karısı üzerinde hâkimiyet kurduğuna tanık oluyordu. Annesinin gebelikte çektiği sıkıntılardan yakındığını duyuyordu. Üstelik Aden bahçesine giden yolu korumak için oraya kerubiler ve alevli bir kılıç yerleştirilmişti (Ba 3:14-19, 24). Tüm bunlar açıkça görülen ‘kanıtlardı’ ve Habil’in, vaat edilen “soy” aracılığıyla gelecek kurtuluşa güvenmesini sağladı. Bu güçlü imanı sayesinde ‘Tanrı’ya bir kurban sundu’ ve Tanrı onun kurbanını Kain’inkinden daha değerli saydı (İb 11:1, 4).
23-29 EYLÜL
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | İBRANİLER 12-13
“Terbiye Yehova’nın Sevgisinin Bir Kanıtıdır”
it 1-E 629
Terbiye
Yehova’nın, kullarının başına gelmesine izin verdiği zulüm onların terbiye edilmesine yani eğitim almasına, ayrıca sınav bittikten sonra yararını görecekleri doğruluk meyvesini geliştirmelerine yardım edebilir (İb 12:4-11). Oğul bile Yehova’nın onun başına gelmesine izin verdiği sıkıntılar sayesinde şimdi şefkatli ve duygudaş bir başkâhin olarak hizmet ediyor (İb 4:15).
30 EYLÜL–6 EKİM
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | YAKUP 1-2
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-2-E 253-254
Işık
Yehova ‘göklerdeki ışıkların Babasıdır’ (Yk 1:17). O, “gündüzü aydınlatsın diye güneşi veren, geceyi aydınlatsınlar diye ay ve yıldızlar için yasalar koyan” Tanrı olmasının yanı sıra ruhi ışığın da kaynağıdır (Yr 31:35; 2Ko 4:6). Kanunu, hükümleri ve sözleri, bunları rehber alanlar için ışıktır (Me 43:3; 119:105; Öz 6:23; İş 51:4). Mezmur yazarı “Senin ışığınla ışık görürüz” dedi (Me 36:9; ayrıca Me 27:1; 43:3 ile karşılaştırın). Güneş ışığı nasıl gün doğumundan itibaren gitgide parlayıp ‘tam aydınlığa erişirse’, doğruların yolu da Tanrısal hikmetle aydınlanır ve bu ışık giderek artar (Öz 4:18). Yehova’nın ışığında yürümek, O’nun rehberliğini izlemektir (İş 2:3-5). Öte yandan kişi günahkâr ya da art niyetli bir bakış açısına sahipse büyük bir ruhi karanlıktadır. İsa bunu şöyle ifade etmişti: “Gözün kötü olana bakıyorsa, bütün bedenin de karanlık olacaktır. İçindeki ışık aslında karanlıksa, o karanlık ne büyüktür!” (Mt 6:23; ayrıca Tkr 15:9; 28:54-57; Öz 28:22; 2Pe 2:14 ile karşılaştırın).
it-2-E 222 p. 4
Kanun
“Soylu Kanun.” Nasıl bir kral diğer insanlardan üstün ve önemli bir konumdaysa “soylu kanun” ya da “kral kanunu” da insan ilişkileriyle ilgili diğer kanunlardan üstün ve önemlidir (Yk 2:8, dipnot). Kanun ahdinin temelinde sevgi vardı ve soylu kanun, yani “Komşunu kendin gibi seveceksin” emri, tüm Kanun ve Peygamberlerin yazdıklarının dayanağı olan emirlerden ikincisiydi (Mt 22:37-40). Her ne kadar Hıristiyanlar Kanun ahdi altında olmasalar da, yeni ahit kapsamında Kral Yehova’nın ve Oğlu Kral İsa Mesih’in kanununa uymakla yükümlüdürler.