Hayatımız ve Hizmetimiz İbadeti Kitapçığı İçin Kaynaklar
6-12 EYLÜL
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | TEKRAR 33-34
“Yehova’nın ‘Kollarına’ Sığının”
it-2-E 51
Yeşurun
“Doğru kişi” anlamına gelir. İsrail için onur ifade eden bir unvandır. Yunanca Septuagint’te “Yeşurun” yakınlık ifade eden bir kelime olarak kullanılır ve “sevilen kişi” olarak çevrilmiştir. “Yeşurun” ismi İsrailoğullarına, Yehova’yla ahit yaptıklarını hatırlatmalıydı. Bu yüzden doğru kişiler olmaları, O’nun ahlak standartlarına uymaları gerektiğini akıllarından çıkarmamalıydılar (Tkr 33:5, 26; İş 44:2). Tekrar 32:15’te ise Yeşurun unvanı farklı anlamda kullanılır. İsrailoğulları bu unvana uygun yaşamaktansa yoldan saptılar. Yaratıcılarını bıraktılar ve onları kurtaran Yehova’yı hor gördüler.
rr-E 120, çerçeve
Yehova Ayağa Kalkmamıza Yardım Edecek
Hezekiel’den yüzyıllar önce yaşamış olan Musa peygamberin sözleri aklımıza gelebilir. Musa Yehova’nın, çok güçlü olduğunu, fakat bunun yanı sıra gücünü halkının yararına kullanmaya istekli olduğunu da söyledi. Şöyle yazdı: “Devirlerin Tanrısı sana sığınaktır, tükenmeyen gücüyle kolları sana destek olur” (Tekr. 33:27). Evet, zor zamanlarımızda Yehova’ya sığınabiliriz. O kollarını uzatıp bizi şefkatle kucaklayarak kaldıracak ve ayağa kalkmamıza yardım edecek. Bundan emin olabiliriz (Hez. 37:10).
20-26 EYLÜL
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | YEŞU 3-5
“Yehova İmanla Harekete Geçeni Destekler”
it-2-E 105
Ürdün Irmağı
Ürdün Irmağı’nın Celile Gölü’nün güneyinde kalan kısmı genelde 1 ila 3 metre derinlikte ve 27 ila 30 metre genişliktedir. Fakat ilkbaharda, Ürdün Irmağı taşıp kıyılarını bastığında çok daha genişler ve derinleşir (Yş 3:15). Erkek, kadın ve çocuklardan oluşan İsrail halkı için taşkın haldeki ırmaktan geçmek güvenli değildi; özellikle de Eriha şehrine yakın bir noktada, bu daha da tehlikeliydi. Orada akıntı o kadar fazladır ki, çok daha yakın zamanlarda da ırmağa giren bazı kişiler sürüklenmiştir. Yehova mucizevi şekilde Ürdün Irmağı’nın sularına set çekti. Böylece İsrailliler kuru yataktan karşıya geçebildi (Yş 3:14-17). Yüzyıllar sonra benzer bir mucize iki kere daha gerçekleşti. Biri İlya Elişa’yla birlikteyken, diğeri de Elişa tek başınayken oldu (2Kr 2:7, 8, 13, 14).
4-10 EKİM
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | YEŞU 8-9
“Gibeonlularla İlgili Kayıttan Alabileceğimiz Dersler”
it-1-E 930-931
Gibeon
Yeşu’yla Yaptıkları Antlaşma. Yeşu’nun zamanında Gibeon topraklarında Hiviler oturuyordu. Hiviler, Kenan ülkesinde yaşayan ve yok edilecek yedi halktan biriydi (Tkr 7:1, 2; Yş 9:3-7). Gibeonlular aynı zamanda Amoriler olarak da adlandırılıyordu (2Sa 21:2). Anlaşılan Amoriler ismi bazen tüm Kenan halkları için kullanılıyordu (Ba 10:15-18; 15:16 ile karşılaştırın). Gibeonlular, diğer Kenan halklarından farklı olarak şu gerçeği kabul etmişti: İsrail için savaşan Yehova’ydı; bu nedenle, şehirlerinin büyüklüğüne ve tüm askeri güçlerine rağmen İsrail’e karşı direnmeleri boşunaydı. Bu yüzden, Eriha ve Ay şehirleri yok edildikten sonra Gibeonlular Yeşu’dan barış istemek için Gilgal’e bir heyet gönderdi. Anlaşılan bu heyet diğer üç Hivi şehrini, yani Kefira, Beerot ve Kiryat-yearim’i de temsilen gitmişti (Yş 9:17). Gibeonlu elçiler, yıpranmış giysiler ve çarıklar giymişti, yanlarında eskimiş ve patlamış şarap tulumları, yıpranmış heybeler ve kuru, ufalanmış ekmekler vardı. Böylece kendilerini İsraillilerin fethedeceği topraklardan çok daha uzak bir ülkeden gelmiş gibi tanıttılar. Onlar, Mısır’ı ve Amori kralları Sihon ile Og’u yenilgiye uğratanın Yehova olduğunu kabul ettiler. Fakat akıllıca davranarak Eriha ve Ay şehirlerinin başına gelenlerden söz etmediler. Onlar sanki “çok uzak bir ülkeden” yola çıktıkları için, bu haberler henüz onlara ulaşmamış gibi davrandılar. İsrail’in temsilcileri, onların sunduğu kanıtları inceledi ve kabul etti. Sonuç olarak, Gibeon halkını sağ bırakmak üzere onlarla bir antlaşma yaptılar (Yş 9:3-15).
11-17 EKİM
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | YEŞU 10-11
“Yehova İsrail İçin Savaştı”
it-1-E 1020
Dolu
Yehova doluyu kullandı. Yehova’nın, sözünü gerçekleştirmek ve gücünü göstermek için kullandığı doğa olaylarından biri de doludur (Me 148:1, 8; İş 30:30). Kayıtlı ilk olay eski Mısır’ın başına gelen yedinci beladır. Bu olayda çok şiddetli bir dolu fırtınası bitkileri mahvetmiş, ağaçları parçalamış, kırdaki hayvanları ve insanları öldürmüştü; ama İsrailoğullarının yaşadığı Goşen’i etkilememişti (Çk 9:18-26; Me 78:47, 48; 105:32, 33). Daha sonra Vaat Edilmiş Topraklarda da benzer bir olay yaşandı. Yeşu’nun önderliğindeki İsrailoğulları, Amorilerin beş kralının saldırdığı Gibeon halkının yardımına gitmişti. İsraillilerin savaşta öldürdüğü Amorilerden çok daha fazlası, yağan dolu yüzünden ölmüştü (Yş 10:3-7, 11).
18-24 EKİM
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | YEŞU 12-14
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-1-E 902-903
Gebal
Yehova, Yeşu’nun zamanındaki İsrail halkına, fethedecekleri bölgeleri bildirirken ‘Geballıların topraklarını’ da saymıştı (Yş 13:1-5). Gebal şehri İsrail’in kuzey sınırından epey uzakta (Dan sınırının 100 km kadar kuzeyinde) bulunuyordu ve anlaşılan hiçbir zaman İsrail’in hâkimiyeti altına girmedi. Bu nedenle eleştirmenler bu ayetlerin doğruluğundan kuşku duydular. Bazı bilgiler, metinde bu ayetin bulunduğu kısmın hasar gördüğünü düşündüler. Onlara göre kayıtta aslında “Lübnan sınırındaki topraklar” ya da “Geballılar’ın sınırına kadar” gibi bir ifade olmalıydı. Ancak, Yehova’nın Yeşu 13:2-7’deki vaadinin koşullu olduğunu dikkate almak gerekir. İsrail halkı eğer itaat ederse orayı fethedecekti. Fakat onlar Yehova’ya itaatsizlik etti ve anlaşılan bunun sonucu olarak Gebal’ı ele geçiremediler (Yş 23:12, 13 ile karşılaştırın).
25-31 EKİM
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | YEŞU 15-17
“Değerli Mirasınızı Koruyun”
it-1-E 1083 p. 3
Hebron
İsrail’in güney Kenan’ı fethi sırasında, Hebron şehrinde yaşayanlar ve kralları yok edilmişti (Yş 10:36, 37). Ancak, Yeşu’nun komutasındaki İsrailliler Kenanlıları bozguna uğrattıysa da, anlaşılan aldıkları toprakları ellerinde tutabilmek için oraya hemen asker yerleştirmediler. Belli ki İsrailliler başka yerde savaşırken Anaklar Hebron’a tekrar yerleştiler. Bu yüzden yıllar sonra Kaleb (ya da onun önderliğindeki Yahudalılar) şehri onlardan geri almak zorunda kaldı (Yş 11:21-23; 14:12-15; 15:13, 14; Hk 1:10). Hebron Yahuda kabilesinden Kaleb’e verilmişti. Ancak daha sonra sığınma şehri olarak seçildi böylece kutsal bir amaçla ayrılmış oldu. Hebron ayrıca bir kâhinler şehriydi. Fakat ‘şehrin tarlaları ve yerleşimleri’ mülk olarak Kaleb’e bırakıldı (Yş 14:13, 14; 20:7; 21:9-13).
it-1-E 848
Zorunlu Hizmet
Kutsal Kitabın yazıldığı devirlerde, fethedilen topraklarda yaşayan insanların köle olarak ağır işlerde çalıştırılması yaygındı (Tkr 20:11; Yş 16:10; 17:13; Es 10:1; İş 31:8; Ağ 1:1). İsrailoğulları Mısır’da angarya memurlarının gözetiminde köle olarak çalıştırılmıştı; onlar Pitom ve Raamses şehirlerini inşa etmişlerdi (Çk 1:11-14). Sonra Vaat Edilmiş Topraklara girdiklerinde, Yehova’nın emrine göre orada yaşayan Kenanlıların tümünü yok etmeleri gerekirken bunu yapmadılar ve onları köle olarak ağır işlerde çalıştırdılar. Ve bu Kenanlılar, onları sahte tapınmaya katılmaları için etkiledi (Yş 16:10; Hk 1:28; 2:3, 11, 12). Kral Süleyman da onların torunlarını, Amorileri, Hititleri, Perizzileri, Hivileri ve Yebusileri zorunlu hizmette çalıştırmaya devam etti (1Kr 9:20, 21).
it-1-E 402 p. 3
Kenan
Toprakların fethi sırasında birçok Kenanlı sağ kaldı ve İsrail hâkimiyetine girmemek için direndi. Yine de, Yeşu’nun yazdığı gibi, “Yehova İsrailoğullarının atalarına yeminle vaat ettiği tüm toprakları onlara verdi.” Ayrıca, “onlara her taraftan rahatlık verdi.” “Yehova’nın İsrail evine verdiği bütün güzel vaatlerin hiçbiri boş çıkmadı, tümü gerçekleşti” (Yş 21:43-45). İsraillilerin çevresindeki tüm düşmanların gözü korkmuştu, bu yüzden de onların güvenliği açısından gerçek bir tehdit oluşturmadılar. Tanrı daha önce onlara, diyar ıssız kalırsa vahşi hayvanlar çoğalacağı için, Kenanlıları o topraklardan “azar azar” kovacağını söylemişti (Çk 23:29, 30; Tkr 7:22). Kenanlıların üstün savaş donanımları ve demir tırpanlı savaş arabaları vardı. Ancak, İsraillilerin bazı bölgeleri ele geçirememesinin sebebi bu değildi. Onların başarısızlıklarından Yehova sorumlu tutulamaz ve sözünü yerine getirmediği söylenemezdi (Yş 17:16-18; Hk 4:13). Aksine, kayıt İsrail’in uğradığı az sayıdaki yenilginin tamamen kendi sadakatsizliklerinden kaynaklandığını gösterir (Sy 14:44, 45; Yş 7:1-12).