Kan Nakli Gerçekten Gerekli mi?
GEÇEN kasım ayında, Brooklyn’deki (New York) Long Island College Hastanesi’nin Üroloji Kliniği şefi olan Dr. Ciril Godec’in bir gazetedeki makalesinde yukarıdaki soru yer alıyordu. Şöyle yazmıştı: “ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nin belirlediği güvenilirlik kriterlerini karşılamayacağından, bugün kan için ilaç ruhsatı talep edilseydi, muhtemelen verilmezdi. Kan vücudun bir organıdır ve kan nakli de organ naklinden başka bir şey değildir.”
Dr. Godec şunları da söyledi: “Organ nakli hastalara sunulan en son tedavi seçeneğidir. Ciddi yan etkilerinin bulunma ihtimali nedeniyle, hastalar organ nakli yapılmadan önce olası tüm alternatif tedaviler hakkında tam olarak bilgilendirilir.” Kan nakline ilişkin sözlerini şöyle bitirdi: “Yararı öyle şüphelidir ki, birçok cerrah sadece tıbbi değil, yasal nedenlerden dolayı da ‘nakilden kaçınma’ görüşünü benimsedi.”
Kan nakillerinde en büyük sorun, binlerce kişinin AIDS de dahil ölümcül hastalıklara yakalanmış olmasıdır. Birçok yerde, kanda virüs tarama yöntemlerinde gelişmeler olduğu halde, Dr. Godec şuna dikkat çekti: “Hastalık bulaşmış olan ve henüz tarama testleriyle tespit edilebilecek düzeyde antikorları olmayan bireylerin bağışladığı kanlar, potansiyel bir tehlikedir.”
Dr. Godec makalesini bitirirken, dikkati başlıktaki soruya çekti: “Doktorlar ve cerrahlar oksijenin dağıtımının fizyolojisini daha iyi anladıkça ve hemoglobin düzeyinin eskiden sanıldığı kadar yüksek olması gerekmediğinin farkına vardıkça, kan nakline alternatif tedaviler bulmak onlar için hemen her zaman mümkün olur. Bir yıl gibi yakın bir zaman önce, kalp ve karaciğer nakli gibi dikkat gerektiren ameliyatlarda çok fazla kan kaybı olduğundan, daima çok büyük miktarda kanın yerine konulması gerektiğine inanılıyordu. Şimdi her iki işlem de kan nakli olmadan yapılmaktadır.
Muhtemelen, çok yakın bir gelecekte kan nakli tamamen ortadan kaldırılacaktır. . . . . Kan nakli sadece pahalı ve tehlikeli değildir; hastaların hak ettiği en yüksek bakım kalitesini de gerçekten sağlamaz.”