Dünyaya Bakış
Dünyanın İlk Karanlık Gökyüzü Parkı
Kanada’nın The Globe and Mail gazetesine göre, “Şehir ışıklarının göz kamaştırıcı parıltısında ve hava kirliliğinin oluşturduğu hafif siste saklandığı için, artık birçokları gece göklerin kadifemsi güzelliğini asla görmüyor.” Astronomi yazarı Terence Dickinson şöyle yakınıyor: “İnsanların, geceleri gökyüzünün güzelliğini hiç görmeden büyümesi, hatta yetişkinlik çağına kadar gelmesi mümkündür.” Örneğin, yazar birkaç yıl önce California’nın bazı yerlerinde elektriğin kesilmesine neden olan bir deprem sonrası, oranın bazı sakinlerinin gökyüzünde “bilinmeyen yıldızların göründüğünü ve sisli bir şeritin olduğunu” bildirmek için polise telefon ettiklerini söylüyor. Yıldızları gözlemleyen Kanadalılara, gökyüzünün açık ve hemen hiç ışık kirliliği olmayan gece görüntülerini sunmak için, Toronto’nun kuzey bölgesinde, Muskoka Gölleri’ndeki 19,8 kilometrekarelik kamu arazisi “karanlık gökyüzü parkı” olarak seçildi. Torrance Barrens Koruma Parkı olarak adlandırılan yerin, dünyanın ilk karanlık gökyüzü parkı olduğu sanılıyor.
Babalar ve Kızları
Kanada’nın The Globe and Mail gazetesine göre, yakın zamanlarda Kanada Sağlık Bakanlığı’nın 2.500 genç üzerinde yaptığı bir araştırma, babalarla çocukları, özellikle kızları arasında iletişim kopukluğu olduğunu ortaya koydu. Erkeklerin yüzde 51’ne karşın, 15-16 yaşlarındaki kızların sadece yüzde 33’ü “kendilerini gerçekten rahatsız eden şeyler hakkında babalarıyla konuşmayı kolay, hatta çok kolay” buluyor. Bu habere göre, yine de “kızlar babalarına çok değer veriyor ve onların desteğine ihtiyaçları var.” Queen’s Üniversitesi’nden Profesör Alan King, birçok baba cinsel konuları ve tehlikeli davranışları görmezlikten gelirken, “babalar için, özellikle erinlik çağının karışıklıklarla dolu ilk yıllarında çocuklarıyla konuşmanın çok zor” olduğunu kabul ediyor. Fakat, özellikle birçok anne öncesine göre artık çocuklarıyla geçirecek daha az zaman bulduğundan, babaları sorunlarla başa çıkmaya teşvik ediyor.
‘Televizyonsuz Olmaz!’
Issız bir adada vakit geçirmek zorunda kalsaydınız, yanınıza ne alırdınız? Bu soru, Almanya’da 2.000 gence soruldu. Westfälische Rundschau gazetesine göre, çoğunluğu için en önemli şeyler CD ve kasetlerle birlikte televizyon ve radyolardı. Yiyecek ve içecekler ikinci sırada gelirken, aile bireyleri ve arkadaşlar üçüncü sırada yer alıyor. 13 yaşındaki bir çocuk kendi tercihini şöyle dile getirdi: “Televizyonsuz yapamam.” Katılanların yaklaşık üçte biri, bıçak, çapa ve testere gibi yararlı aletleri de beraberinde götüreceğini söyledi. Yüzde 0,3 gibi küçük bir kısmı, yanına bir Mukaddes Kitap alacağından söz etti. Katılanların en genci olan 7 yaşındaki bir kız şöyle dedi: “Sadece annemi yanımda götürürdüm. O orada olursa her şey yolunda gider.”
Süper Sumo Güreşçileri
Japonya’daki spor fizyologları, dev vücut ölçüleri dünyaca ünlü olan sumo güreşçilerini, artık bacaklarının çekmediğini söylüyor. New Scientist dergisi, son beş yılda sumo güreşçilerinin iki üst kategorisindeki yaralanma oranının iki kat arttığı görüldüğü için, bir grup fizyoloğun, 50 güreşçinin vücut yağ miktarını bacak kuvvetiyle karşılaştırma gereği duyduğu bildiriyor. Habere göre, “onların dörtte biri, büyük ve şişman vücutlarını doğru dürüst taşıyabilecek güçlü bacaklara sahip değil.” Zirvedeki sumo güreşçilerinin ortalama vücut ağırlığı 1974’te 126 kilogram iken 1999’da 156 kilograma çıktı. Sumo güreşi yorumcusu Doreen Simmonds, “bu kısmen, Japonların ortalama vücut ağırlığının genel olarak artmasıyla bağlantılı” diyor. Fakat, vücut ağırlığının daha fazla olması başarıyı mutlaka artırmıyor. Simmonds “Sumo güreşçileri için ideal şekil, armut şeklidir” diyor. “Düşük kalçalar, büyük ve ağır uyluklar, meşeye benzeyen baldırlar.”
Zehirlenen Balıklar, Zehirlenen İnsanlar
Afrika’nın Victoria Gölü, Kenya, Tanzanya ve Uganda’daki milyonlarca insana gıda ve kazanç sağlar. Kenya’nın The East African gazetesine göre, bu gıda ve gelir kaynağı, balıkları yüzemez hale getirerek yakalamak için zehir kullanan balıkçılar tarafından tehdit ediliyor. Ayrıca zehirlenen balıklar, onları tüketen kişiler için sağlık açısından tehlike oluşturuyor. Victoria Gölü’nde ilk olarak 100 yıl önce, bitkilerden elde edilen zehirlerle balık avlandığı söyleniyor. Fakat, balıklar için etkili tarım ilaçlarını kullanmaya başlayan balıkçıların sayısı giderek arttığından, bu sorun ciddileşiyor. The East African’a göre, sonuç olarak, “İnsanlar ölüyor; ve bu uygulama devam ederse yaşamsal öneme sahip ihracata dayalı endüstri de sona erecek.”