Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • Akıcı Bir Sunuş
    Vaizlik Eğitim İbadetinden Yararlanın
    • 4. BÖLÜM

      Akıcı Bir Sunuş

      Ne yapmalısınız?

      Sözcüklerin ve düşüncelerin doğal akışını sağlayacak şekilde okuyun ve konuşun. Sunuş akıcıysa, konuşma kesik kesik ya da aşırı yavaş değildir. Kişi sözcüklerde takılmaz ya da ne söyleyeceğini düşünüp durmaz.

      Neden Önemlidir?

      Bir konuşmacı akıcı konuşmuyorsa, dinleyicilerin zihni dağılabilir. Düşünceler yanlış aktarılabilir. Sözler ikna gücünden yoksun olabilir.

      YÜKSEK sesle okurken belirli ifadelerde takılıyor musunuz? Ya da konuşma yapmak amacıyla bir dinleyici kitlesinin karşısına çıktığınızda sık sık doğru sözcükleri aradığınızı mı fark ediyorsunuz? Öyleyse, akıcılıkla ilgili bir sorununuz olabilir. Akıcılık niteliğini geliştirmiş biri, sözcükler ve düşünceler ağzından rahatlıkla, pürüzsüzce akıyormuşçasına okur ya da konuşur. Bu, onun sürekli konuştuğu, çok hızlı ya da düşünmeden konuştuğu anlamına gelmez. Konuşması hoş ve zariftir. Vaizlik Eğitim İbadetinde akıcılığa özel olarak dikkat edilir.

      Akıcı konuşamamakta çeşitli etkenler söz konusu olabilir. Aşağıda sayılanlar arasında özel olarak dikkat etmenizi gerektiren bir nokta var mı? (1) Başkalarına bir şey okurken tanımadığınız birtakım sözcüklerle karşılaşmak duraksamanıza yol açabilir. (2) Hafif durakların fazlalığı yüzünden sunuşunuz kesik kesik olabilir. (3) Hazırlık eksikliği de soruna katkıda bulunabilir. (4) Topluluk karşısında akıcı konuşamamanın sık rastlanan bir nedeni de malzemeyi mantıksal şekilde düzenlememektir. (5) Söz dağarcığının kısıtlı oluşu kişinin doğru sözcükleri arayarak duraksamasına yol açabilir. (6) Vurgulanan sözcük sayısı çok fazlaysa akıcılık bozulabilir. (7) Dil bilgisi kurallarını iyi bilmemek de soruna katkıda bulunabilir.

      Akıcı konuşmuyorsanız, İbadet Salonundaki dinleyiciler kalkıp gitmeseler de zihinleri başka yerlere gidebilir. Sonuç olarak, söylediklerinizin büyük kısmı kaybolabilir.

      Öte yandan, konuşmanın etkili ve akıcı olmasına çalışırken, buyurgan ve dinleyicileri mahcup eden bir tarz almamasına özen göstermek gerekir. Kültür farkı nedeniyle insanlar konuşma tarzınızı nezaketten yoksun ya da samimiyetsiz buluyorsa, bu, amacınıza ulaşmanızı engeller. Deneyimli bir konuşmacı olan Resul Pavlus’un yaklaşımı dikkate değer; o, İsa’nın takipçilerine hitap ederken dikkati gereksiz yere kendi üzerine çekmemek için ‘zayıflık ve korku içinde, titreyerek’ konuşuyordu.—I. Kor. 2:3.

      Kaçınılması Gereken Alışkanlıklar. Birçok insan söz arasında sık sık “eee” ya da “ııı” demeyi alışkanlık haline getirmiştir. Bazıları da “tabii”, “evet”, “ki”, “yani”, “ondan sonra” gibi sözcükleri sık kullanırlar veya olur olmaz yerde “şey” derler. Belki bu tür ifadeleri ne sıklıkta kullandığınızın farkında değilsiniz. Bu durumda şöyle bir deneme yapabilirsiniz: Biri sizi dinlesin ve bu ifadeleri her söyleyişinizde tekrarlasın. Sonuç sizi şaşırtabilir.

      Bazı insanlar okurken ve konuşurken defalarca geriye dönerler. Bir cümleye başlar ve ortasında kesip daha önce söylediklerinin en azından bir kısmını tekrar ederler.

      Başkaları ise yeterince hızlı konuşur, ancak, söze bir düşünce çizgisinde başlayıp cümlenin ortasında bir başkasına geçerler. Sözcükler serbestçe aksa da, düşüncedeki beklenmedik değişiklikler akıcılığı bozar.

      İlerlemek İçin. Sorununuz sık sık doğru sözcüğü aramaksa, söz dağarcığınızı genişletmek için de ciddi bir çaba harcamanız gerekir. Okuduğunuz Gözcü Kulesi ve Uyan! dergilerinde ya da diğer yayınlarda çıkan, bilmediğiniz sözcüklere özellikle dikkat edin. Bunları bir sözlükten bulun, telaffuzlarına ve anlamlarına bakın ve bunlardan bazılarını söz dağarcığınıza ekleyin. Sözlüğe bakamazsanız, dili iyi konuşan birinden yardım isteyin.

      Düzenli olarak yüksek sesle okuma alıştırması yapmak ilerlemeye katkıda bulunur. Zor sözcüklere dikkat edin ve bunları yüksek sesle birkaç kez söyleyin.

      Akıcı okumak için, sözcüklerin cümle içinde nasıl hep birlikte iş gördüklerini anlamak gerekir. Genellikle, yazarın ifade ettiği düşüncenin iletilmesi için sözcüklerin gruplar halinde okunması gerekir. Sözcük öbeklerine özellikle dikkat edin. Yararı olacaksa, onları işaretleyin. Hedefiniz yalnızca sözcükleri doğru okumak değil, aynı zamanda düşünceleri net olarak aktarmaktır. Bir cümleyi analiz ettikten sonra diğerine geçin; böylece tüm paragrafı bitirin. Düşünce akışını benimseyin. Sonra sesli okuma alıştırmaları yapın. Paragrafı, takılmadan ve yanlış yerlerde durmadan okuyabilene dek, tekrar tekrar okuyun. Sonra diğer paragraflara geçerek devam edin.

      İkinci adım olarak, okuma hızınızı artırın. Bir cümle içinde sözcüklerin nasıl birlikte iş gördüğünü anladınızsa, bir bakışta tek bir sözcükten fazlasını görebilir ve daha sonra ne geleceğini tahmin edebilirsiniz. Bunun etkili okumanıza büyük katkısı olacak.

      Düzenli olarak hazırlıksız okuma alıştırması yapmak değerli bir eğitim olabilir. Örneğin, önceden hazırlanmadan günün ayetini ve açıklamasını yüksek sesle okuyun; bunu düzenli olarak yapın. Bir bakışta yalnızca tek bir sözcük görmek yerine, tüm düşünceyi ifade eden sözcük öbeklerini görmeye alışın.

      Akıcı bir sohbet yapmak, konuşmadan önce düşünmeyi gerektirir. Günlük faaliyetleriniz sırasında bunu alışkanlık edinin. Aktarmak istediğiniz düşüncelerin neler olduğuna ve onları hangi sırayla dile getireceğinize karar verin; sonra konuşmaya başlayın. Acele etmeyin. Bir düşünceyi, takılmadan ya da “yarı yolda” değiştirmeden, tam olarak dile getirmeye çalışın. Bunun için kısa ve basit cümleler kullanmayı yararlı bulabilirsiniz.

      Ne söylemek istediğinizi tam olarak biliyorsanız, sözcükler doğal olarak aklınıza gelecektir. Genellikle, kullanacağınız sözcükleri seçmeniz gerekmez. Aslında iyi bir alıştırma şekli, belirli bir düşünceyi zihninizde netleştirmek ve sözcükleri konuşurken düşünmektir. Eğer böyle yapar ve zihninizi söylediğiniz sözcükler yerine düşünce üzerinde toplarsanız, sözcükler hemen hemen kendiliğinden aklınıza gelecek ve içinizden geldiği gibi konuşacaksınız. Öte yandan, düşünceler yerine sözcükler üzerinde düşünmeye başladığınız anda, duraklamaya da başlayabilirsiniz. Alıştırma yaparak, etkili konuşma ve okumada önemli bir etken olan akıcılık niteliğini geliştirmeyi başarabilirsiniz.

      Musa, Firavun’un ve İsrail ulusunun önünde Yehova’yı temsil etmekle görevlendirildiği zaman kendisini yetersiz hissetti. Neden bu duyguya kapıldı? O, akıcı konuşan biri değildi; belki de bir konuşma kusuru vardı. (Çık. 4:10; 6:12) Bu yüzden mazeretler öne sürdü, ancak bunların hiçbiri Tanrı tarafından kabul edilmedi. Yehova onun yanında sözcü olarak Harun’u gönderdi; fakat konuşabilmesi için bizzat Kendisi de Musa’ya yardım etti. Musa, yalnızca bireylere ve birkaç kişilik gruplara değil, tüm ulusa hitaben de tekrar tekrar, etkili şekilde konuştu. (Tesn. 1:1-3; 5:1; 29:2; 31:1, 2, 30; 33:1) Bir yandan Yehova’ya güvenip bir yandan da üzerinize düşeni titizlikle yaparsanız, siz de konuşma yeteneğinizi Tanrı’yı onurlandırmakta kullanabilirsiniz.

      Kekemelikle Mücadele

      Kekemelikte birçok etkenin payı olabilir. Bu yüzden, bazılarına yararlı olan tedavi yöntemleri başkalarında aynı ölçüde etkili olmayabilir. Ancak, başarmanın sevincini tadabilmek için denemeye devam etmek önemlidir.

      İbadette cevap verme fikri sizde korku, hatta panik yaratıyor mu? Duayla Yehova’dan yardım dileyin. (Filip. 4:6, 7) Düşüncelerinizi Yehova’yı onurlandırmak ve insanlara yardımcı olmak üzerinde yoğunlaştırın. Sorunun tümüyle ortadan kalkmasını beklemeyin, fakat onunla mücadele etmek üzere nasıl yardım gördüğünüzü izleyin. Yehova’nın desteğini ve kardeşlerin teşvikini gördükçe daha fazlasını yapmak isteyeceksiniz.

      Vaizlik Eğitim İbadeti size bir insan grubu önünde konuşmakta deneyim kazanma fırsatı sağlar. Sizi destekleyen ve başarmanızı isteyen küçük bir topluluk önünde ne kadar iyi konuştuğunuzu gördüğünüzde şaşırabilirsiniz. Bu, başka koşullarda da konuşmak üzere güven kazanmanıza yardım edebilir.

      Bir konuşma yapacaksanız, iyi hazırlanın. Kendinizi sunuşunuza verin. Konuya uygun duygularla konuşun. Konuşurken kekelemeye başlarsanız, sesiniz ve konuşma tarzınızda sakinliğinizi mümkün olduğunca koruyun. Çene kaslarınızı gevşetin. Kısa cümleler kurun. Söz arasında çıkan “ııı” ya da “eee” gibi sesleri mümkün olduğu kadar azaltın.

      Kekemelikle mücadele eden bazıları, geçmişte soruna yol açan sözcükleri saptadıktan sonra, bunlardan kaçınıp eşanlamlı başka sözcükler kullanıyorlar. Bazılarıysa konuşma sırasında kendilerine en zor gelen sesleri saptayıp bunlarla tekrar tekrar alıştırma yapmayı yeğliyorlar.

      Bir sohbete katıldığınızda kekeliyorsanız, insanlarla konuşma çabanızdan vazgeçmeyin. İsterseniz, karşınızdaki kişiden siz söze başlayabilene dek konuşmayı sürdürmesini rica edebilirsiniz. Gerekirse bir not yazın ya da kişiye yazılı bir şey gösterin.

      NASIL BAŞARILIR?

      • Dergi ve kitap okurken, yeni karşılaştığınız sözcükleri işaretleyin; tam olarak ne anlama geldiklerini öğrenin ve onları kullanın.

      • Günde en az beş ila on dakika sesli okuma alıştırması yapın.

      • Okuma görevlerine iyice hazırlık yapın. Düşünceleri aktaran sözcük öbeklerine özellikle dikkat edin. Düşünce akışını benimseyin.

      • Günlük sohbetlerde, önce düşünüp sonra cümleleri duraklamaksızın tam olarak söylemeyi öğrenin.

      ALIŞTIRMA: Hâkimler 7:1-25’i dikkatle gözden geçirin; her keresinde bir paragraf inceleyin. Ne söylendiğini anladığınızdan emin olun. Sözlükten bilmediğiniz kelimelere bakın. Özel isimlerin her birini yüksek sesle söyleyin. Sonra paragrafı yüksek sesle okuyun ve doğru okumaya dikkat edin. Yaptığınız okuma içinize sindikten sonra, diğer paragrafa geçin ve böyle devam edin. Sonra tüm babı okuyun. Bir kez daha, biraz daha hızlı okuyun. Sonra bir kez daha okuyun; bu sefer uygun yerleri daha hızlı bile okuyabilirsiniz, ancak hızınızı tökezleyecek kadar artırmayın.

  • Uygun Duraklamalar
    Vaizlik Eğitim İbadetinden Yararlanın
    • 5. BÖLÜM

      Uygun Duraklamalar

      Ne yapmalısınız?

      Sunuşunuzun uygun yerlerinde tam olarak durun. Zaman zaman çok kısaca duraklayın ya da ses kuvvetini anlık olarak azaltın. Duraklar yararlı bir amaca hizmet ettiğinde uygundur.

      Neden Önemlidir?

      Durakların doğru kullanılması konuşmanın anlaşılmasını kolaylaştıran önemli bir etkendir. Duraklar, önemli noktaların belirginleşmesini de sağlar.

      KONUŞMADA uygun yerlerdeki duraklar önemlidir. Bir konuşma sunarken de, karşınızdakiyle sohbet ederken de bu böyledir. Duraksız bir konuşmada söylenenler, net ifade edilmiş düşünceler değil, ağızda gevelenen anlamsız sözler gibi algılanır. Uygun duraklamalar konuşmanıza netlik kazandırır. Durakları, ana noktalarınızın kalıcı bir etki bırakmasını sağlayacak şekilde de kullanabilirsiniz.

      Ne zaman duraklamanız gerektiğini nasıl saptayabilirsiniz? Ve duraklar ne uzunlukta olmalı?

      Noktalama Durakları. Noktalama işaretleri yazılı dilin önemli bir kısmı durumuna gelmiştir. Bu işaretler cümlenin ya da sorunun bittiğini gösterebilir. Bazı dillerde alıntıları belirlemek için kullanılır. Bazı noktalama işaretleri cümlenin bir kısmının diğer kısımlarıyla ilişkisini gösterir. Kendi kendine okuyan biri noktalama işaretlerini görür. Fakat, başkalarının yararlanması için yüksek sesle okuyorsa, yazıda görülen her noktalama işaretini sesine yansıtmalıdır. (Daha fazla ayrıntı için “Doğru Okuma” başlıklı 1. bölüme bakın.) Noktalama işaretlerinin gerektirdiği yerlerde durmamanız, insanların okuduğunuzu anlamasını güçleştirebilir, hatta metnin anlamını bile çarpıtabilir.

      Noktalama işaretlerine ek olarak cümle içinde düşüncelerin ifade ediliş tarzı da uygun duraklama yerlerinin saptanmasında bir etkendir. Ünlü bir müzisyen bir zamanlar şöyle demiş: “Notaları çalmakta birçok piyanistten daha iyi değilim. Ama, notalar arasındaki duraklar var ya, işte sanat burada başlar.” Konuşurken de aynı durum söz konusudur. Uygun duraklar özenle hazırladığınız malzemenin anlamına ve güzelliğine katkıda bulunacaktır.

      Topluluk önünde okumaya hazırlanırken okuyacağınız basılı malzemeye işaretler koymayı yararlı bulabilirsiniz. Kısa, belki yalnızca anlık bir duraklama gerektiren yerlere küçük bir dikey çizgi çizin. Daha uzun duraklar için birbirine yakın iki dik çizgi kullanın. Bazı ifade tarzları size zor geliyorsa ve tekrar tekrar yanlış yerlerde duraklıyorsanız, kalemle, zorluk yaratan ifadeyi oluşturan tüm sözcükleri birbirine bağlayan işaretler yapın. Sonra onu baştan sona okuyun. Deneyimli konuşmacıların birçoğu böyle yapar.

      Günlük sohbetlerde aktarmak istediğiniz düşünceleri bildiğinizden genellikle duraklar konusunda bir sorun çıkmaz. Yine de, aktaracağınız düşüncede gerekip gerekmediğine bakmaksızın, sık sık duraklama alışkanlığınız varsa, konuşmanız gücünü ve netliğini yitirir. Bu konuda gelişmek için öneriler “Akıcı Bir Sunuş” başlıklı 4. bölümde bulunmaktadır.

      Düşünce Değişikliği Durakları. Bir ana noktadan diğerine geçiş yapıyorsanız, duraklamak dinleyicilerinize düşünme, uyum sağlama, yön değişikliğini fark edip bundan sonra sunulacak düşünceyi daha net kavrama fırsatı verir. Bir düşünceden diğerine geçerken duraklamanız, bir caddeden diğerine dönerken köşede yavaşlamanız kadar önemlidir.

      Bazı konuşmacıların bir düşünceden diğerine hızla, duraklamadan geçmelerinin bir nedeni çok fazla malzeme aktarmaya çalışmalarıdır. Bazı insanların ise günlük konuşmaları bu tarzdadır. Belki çevrelerindeki herkes aynı tarzda konuşuyor olabilir. Fakat bu tarzda etkili bir öğretim verilemez. Dinlemeye ve hatırlamaya değer bir şeyler söyleyecekseniz, düşüncenin net şekilde ortaya çıkmasını sağlamak için yeterince vakit ayırın. Düşünceleri net olarak aktaran tarzda konuşmak için durakların gereğinin farkında olun.

      Konuşmanızı hazır bir konuşma planından sunacaksanız malzemeniz ana noktalar arasında belirgin duraklar olacak şekilde düzenlenmiş olmalı. Bir metni okuyacaksanız, bir ana noktadan diğerine geçilen yerleri işaretleyin.

      Düşünce değişikliğindeki duraklar genellikle noktalama işaretlerinin gerektirdiklerinden daha uzun olmakla birlikte, sunuşu tutuk ve sıkıcı duruma getirecek kadar uzun da değildir. Eğer duraklar fazla uzun olursa, iyi hazırlanmadığınız ve sonraki cümlede ne diyeceğinize karar vermeye çalıştığınız izlenimi bırakabilir.

      Vurgu Durakları. Vurgu durakları genellikle etki yaratan duraklardır; duygu yüklü bir cümleden ya da sorudan önce veya sonra gelir. Vurgu amaçlı durak, dinleyicilere söylenmiş olanlar üzerinde düşünme fırsatı verir ya da daha sonra söylenecekler için bekleyiş yaratır. İkisi birbirinden farklıdır. Hangi yöntemi kullanmanın doğru olacağına siz karar verin. Ancak, vurgu amaçlı duraklar kullanılmasının yalnızca gerçekten önemli ifadelerle sınırlı olması gerektiğini unutmayın. Aksi halde bu ifadelerin değeri kaybolur.

      İsa, Nasıra’daki havrada Kutsal Yazılardan yüksek sesle okurken durakları etkili şekilde kullandı. Önce, İşaya peygamberin tomarından görevini anlatan kısmı okudu. Ancak, onu açıklamadan önce, tomarı kapadı ve teşrifatçıya geri verip oturdu. Sonra, tüm havradakilerin gözleri üzerindeyken, şöyle dedi: “Bugün işittiğiniz bu yazı yerine geldi.”—Luka 4:16-21.

      Koşulların Gerektirdiği Duraklar. Zaman zaman, konuşmanızda duraklamanızı gerektiren durumlar söz konusu olabilir. Tarla hizmetinde, kapıda karşınıza çıkan kişiyle konuşurken, yoldan geçen arabaların ya da ağlayan bir çocuğun sesi sohbete ara vermeyi gerektirebilir. Büyük ibadet sırasında rahatsız edici bir ses çok fazla değilse konuşmanıza sesinizi yükseltip devam etmeniz mümkün olabilir. Fakat gürültü fazlaysa ve devam ediyorsa, durmalısınız. Zaten devam etseniz de hazır bulunanlar sizi dinlemeyecekler. O halde, dinleyicilerinizin onlara söylemek istediğiniz güzel şeylerden tam olarak yararlanabilmesi için duraklamaları etkili bir şekilde kullanın.

      Karşılık Verilmesine Fırsat Tanıyan Duraklar. Dinleyicilerin aktif katılımını gerektirmeyen bir konuşma yapıyor olabilirsiniz; yine de, onlara sesli olmasa da, içlerinden tepki verme fırsatı tanımanız önemlidir. Dinleyicilerinizin düşünmesini gerektiren sorular sorup yeterli bir süre durmazsanız, soruların değeri büyük ölçüde kaybolur.

      Elbette, duraklar yalnızca kürsüden konuşurken değil, başkalarına şahitlikte bulunurken de önemlidir. Bazı insanlar adeta hiç durmadan konuşurlar. Sizin de böyle bir sorununuz varsa, bu konuşma özelliğini geliştirmek için içtenlikle çaba gösterin. Hem tarladaki hizmetinizin etkili olması açısından hem de başkalarıyla iyi iletişim kurma açısından gelişeceksiniz. Durak bir sessizlik ânıdır; gerçekten de, yerinde olarak, susmanın sözü noktaladığı, vurguladığı; dikkat beklediği ve kulağı dinlendirdiği söylenmiştir.

      Günlük sohbetlerde düşünce akışı çift yönlüdür. Eğer insanları dinler ve söyledikleriyle ilgilenirseniz onlar da sizi dinlemeye eğilimli olurlar. Bu da, yeterli uzunlukta duraklamalarla onlara kendilerini ifade edebilme fırsatı vermeyi gerektirir.

      Tarla hizmetinde, sohbet tarzında şahitlik etmemiz genellikle daha etkili olur. Birçok şahit, selamlaşmanın ardından üzerinde konuşacakları konuyu belirtip bir soru sormanın etkili olduğunu görüyor. Karşılarındaki kişiye cevap verme fırsatı tanımak üzere duruyor, sonra da ev sahibinin söylediklerini dikkate alıyorlar. Sohbet sırasında ev sahibine görüşlerini söylemesi için birçok kez fırsat veriyorlar. Bir kimsenin ele alınan konuya ilişkin görüşlerini öğrendiklerinde ona genellikle daha kolay yardım edebileceklerini biliyorlar.—Sül. Mes. 20:5.

      Tabii, herkes soruları olumlu tarzda yanıtlamaz. Fakat böyle durumlar İsa’yı caydırmadı; onun konuşmasında muhaliflerine bile söz fırsatı verecek kadar duraklar olurdu. (Mar. 3:1-5) Karşımızdakine konuşma fırsatı vermek onu düşünmeye teşvik eder ve kişi bunun sonucunda yüreğindekileri ortaya koyabilir. Aslında, hizmetimizin amaçlarından biri, insanlara Tanrı’nın Sözünden, bir karar vermelerini gerektiren yaşamsal konuları sunarak yüreklerini harekete geçirmektir.—İbr. 4:12.

      Hizmetimizde uygun duraklamalarla konuşmak gerçekten bir sanattır. Duraklar etkili kullanıldığında düşünceler daha net aktarılır ve genellikle bellekte kalıcı bir iz bırakır.

      NASIL BAŞARILIR?

      • Yüksek sesle okurken noktalama işaretlerine özellikle dikkat edin.

      • Yeterlik sahibi konuşmacıları dikkatle dinleyin ve nerelerde, ne kadar durduklarını gözleyin.

      • İnsanların gerçekten hatırlamasını istediğiniz bir şey söyledikten sonra, sözlerinizin zihinlerine işlemesi için durun.

      • Sohbet sırasında karşınızdakileri düşüncelerini dile getirmeye davet edin, sonra da onları dinleyin. Söyleyeceklerini bitirsinler, sözlerini kesmeyin.

      ALIŞTIRMA: Markos 9:1-13’ü yüksek sesle okuyun; farklı noktalama işaretlerinde uygun duraklamalar yapın. Okumanız tutuk ve sıkıcı olmasın. Alıştırma yaptıktan sonra birinden sizi dinleyip duraklar konusunda ilerlemeniz için önerilerde bulunmasını isteyin.

  • Anlama Uygun Vurgu
    Vaizlik Eğitim İbadetinden Yararlanın
    • 6. BÖLÜM

      Anlama Uygun Vurgu

      Ne yapmalısınız?

      Sözcükleri ve ifadeleri, dinleyicilerin dile getirilen düşünceleri kavramasını kolaylaştıracak şekilde vurgulayın.

      Neden Önemlidir?

      Anlama uygun vurgu, konuşmacının hem dinleyicilerin ilgisini canlı tutmasına, hem de onları ikna etmesine ya da harekete geçirmesine yardım eder.

      YÜKSEK sesle okur ya da konuşurken, önemli olan yalnızca her sözcüğü doğru söylemekle kalmayıp, görüşleri net olarak aktaracak şekilde kilit sözcüklere ve düşünce taşıyan sözcük öbeklerine vurgu yapmaktır.

      Anlama uygun vurgu, bir iki, hatta daha fazla sözcüğe ek vurgu yapmaktan başka şeyler de gerektirir. Doğru sözcükler vurgulanmalıdır. Yanlış sözcükler vurgulanırsa, dinleyicileriniz ne demek istediğinizi anlamayabilir; sonuç olarak düşünceleri başka yerlere kayabilir. Malzeme bilgilendiriciyse bile, anlama uygun vurgulardan yoksun bir sunuş dinleyicileri harekete geçirme yönünde fazla etkili olmaz.

      Ek vurgu yapmanın çeşitli yolları vardır ve sık sık birkaçı bir arada kullanılır: Sesi yükselterek, daha duygulu ve yoğun bir sesle konuşarak, yavaş ve tane tane konuşarak, bir ifadeden önce veya sonra (ya da hem önce hem sonra) duraklayarak, jestlerle ve yüz ifadesiyle. Bazı dillerde vurgu, ses tonunu alçaltarak ya da ses perdesini yükselterek de yapılabilir. En uygun vurgunun hangisi olacağını saptarken malzemenizi ve koşulları göz önünde bulundurun.

      Neyi vurgulayacağınıza karar verirken şunları düşünün: (1) Bir cümlede ek vurgunun hangi sözcüklerde yapılacağını yalnızca cümlenin diğer kısmı değil, bağlamı da belirler. (2) Anlam vurgusu (cümle vurgusu) yeni bir ana noktaya ya da düşünce zincirinin yeni bir halkasına geçişi belirtmek için kullanılabilir. Düşünce zincirinin bitimine de dikkat çekebilir. (3) Konuşmacı, bir konu hakkındaki duygularını göstermek için de anlam vurgusunu kullanabilir. (4) Anlama uygun vurgu konuşmanın ana noktalarını ortaya çıkarmak için de kullanılabilir.

      Konuşma yapan ya da topluluk önünde okuyan bir kişi, anlam vurgusunu bu yollarla kullanabilmek için elindeki malzemeyi iyi anlamalı ve dinleyicilerinin onu benimsemesini gerçekten istemelidir. Nehemya 8:8, Ezra’nın günlerinde düzenlenen eğitimle ilgili şöyle diyor: “Kitaptan, Allahın şeriatinden açıkça okudular; ve manasını verdiler, ve okuduklarını onlara anlattılar.” O olayda, Tanrı’nın Kanununu okuyan ve açıklayanların, dinleyicilerine okunanların anlamını kavramaları, onları akıllarında tutup uygulamaları için yardım etmenin önemini fark ettikleri açıktır.

      Olası Sorunlar. İnsanların çoğu günlük sohbetlerinde ne demek istediklerini açıkça ifade edebilirler. Ancak, başkasının yazdığı bir şeyi okurken, hangi sözcüklerin ve ifadelerin vurgulanacağına karar vermek onlar için bir zorluk oluşturabilir. Burada kilit etken malzeme hakkında net bir anlayışa sahip olmaktır. Bu, metni dikkatle incelemeyi gerektirir. O halde, ibadette bir şey okumanız istendiyse, titizlikle hazırlık yapmalısınız.

      Bazı insanlar anlam vurgusu yerine “periyodik vurgu” diye adlandırılabilecek bir vurgu kullanırlar. Onlar vurgunun anlamlı olup olmamasına bakmadan, belli aralıklarla sözcüklere vurgu yaparlar. Bazıları işlevsel sözcükleri vurgular; örneğin, bazı edat ve bağlaçlarda abartılı bir vurgu yapabilirler. Vurgu, düşüncenin netleşmesine katkıda bulunmuyorsa, kolaylıkla dikkat dağıtıcı bir üsluba dönüşebilir.

      Bazı konuşmacılar, anlam vurgusu yapma çabasıyla seslerini öyle yükseltirler ki, dinleyiciler kendilerini azarlanıyormuş gibi hissedebilirler. Tabii, bunun iyi sonuç vermesi çok ender rastlanan bir durumdur. Anlam vurgusu doğal değilse, konuşmacının dinleyicilerini küçümsercesine konuştuğu izlenimi doğabilir. Onlara sevgiyle seslenmek ve söylenenlerin hem Kutsal Yazılara hem de mantığa uygun olduğunu görmelerine yardım etmek çok daha iyidir.

      İlerlemek İçin. Anlam vurgusu yapmakta sorunu olan kimseler, genellikle bunun farkında değildir. Başka birinin onların dikkatini bu konuya çekmesi gerekebilir. Bu alanda gelişmeniz gerekiyorsa, ibadet nazırınız size yardım edecek. İyi konuşmacıların birinden de çekinmeden yardım isteyebilirsiniz. Okumanızı ve konuşmanızı dikkatle dinlemesini ve nasıl ilerleyebileceğiniz konusunda önerilerde bulunmasını isteyin.

      Size öğüt veren kişi, başlangıç olarak bir Gözcü Kulesi makalesiyle alıştırma yapmanızı önerebilir. Kuşkusuz, size, anlamın kolayca kavranması için vurgulanması gereken sözcükleri ve sözcük öbeklerini saptamak üzere her cümleyi analiz etmenizi söyleyecek. İtalik yazılmış sözcüklere özel olarak dikkat etmenizi de hatırlatabilir. Cümle içinde sözcüklerin hep birlikte iş gördüklerini unutmayın. Çoğu kez, vurgulanması gereken tek bir sözcük değil, sözcük öbeğidir. Bazı dillerde, anlama uygun vurgu üzerinde çalışanlar ayırıcı işaretlere daha fazla dikkat etmeye teşvik edilirler.

      Öğüt veren, neyin vurgulanacağını öğrenmekte ikinci adım olarak, cümlenin dışına çıkıp bağlamı da düşünmeye sizi teşvik edebilir. Paragrafın tümünde hangi ana düşünce geliştiriliyor? Bu, her bir cümlede vurguladığınız öğeleri nasıl etkilemeli? Makalenin başlığına ve okuduğunuz kısmın ait olduğu, kalın karakterlerle yazılmış ara başlığa bakın. Bu, vurgulayacağınız ifadeler konusundaki seçiminizi nasıl etkiler? Tüm bu etkenler göz önünde bulundurulmalı. Bu arada, kuvvetli vurgu yaptığınız sözcüklerin fazla olmamasına dikkat edin.

      Öğüt veren, sizi, gerek notlara bağlı olmadan konuşurken gerekse de okurken, anlam vurgusunu izlenen mantık silsilesine göre kullanmaya teşvik edebilir. Düşünce zincirinin sonunun veya bir önemli düşünceden diğerine geçiş yerlerinin farkında olmalısınız. Sunuşunuzla bu geçişleri belirginleştirmeniz dinleyicilerinizin takdirini kazanacak. Bu, her şeyden önce, sonra, nihayet, böylece ve makul olarak gibi sözcükler vurgulanarak yapılabilir.

      Öğüt veren, dikkatinizi özel olarak duygu yüklemek istediğiniz düşüncelere de yöneltecek. Bunun için çok, mutlaka, asla, düşünülemez, önemli ve daima gibi sözcükleri vurgulayabilirsiniz. Bunu yapmanız dinleyicilerinizin söyledikleriniz hakkındaki duygularını etkileyebilir. “Sıcaklık ve Duygu” başlıklı 11. bölümde bu konu daha ayrıntılı olarak ele alınacak.

      Anlam vurgusunu daha iyi kullanmak için dinleyicilerinizin hatırlamasını istediğiniz ana noktaların zihninizde net olarak bulunması yönünde de teşvik edilebilirsiniz. Bu konu, ilerde, “Başlıca Düşüncelerin Vurgulanması” başlıklı 7. bölümde topluluk önünde okuma açısından, “Ana Noktaların Belirginleştirilmesi” başlıklı 37. bölümde ise konuşma açısından ele alınacak.

      Tarla hizmetinde ilerlemeye çalışıyorsanız, ayetleri okuma tarzınıza özellikle dikkat edin. Kendinize, ‘Bu ayeti neden okuyorum?’ diye sormayı alışkanlık edinin. Öğreten konumundaki biri için sözcükleri doğru söylemek her zaman yeterli olmaz. Ayeti duygulu şekilde okumak da yetmeyebilir. Birinin sorusunu yanıtlıyor ya da temel bir hakikati öğretiyorsanız, ayette, ele alınan konuyu destekleyen sözcükleri ya da ifadeleri vurgulamanız iyi olur. Aksi halde, ayeti okuduğunuz kimse asıl noktayı kaçırabilir.

      Anlam vurgusu belirli sözcüklere ve sözcük öbeklerine ek vurgu yapmayı içerdiğinden, deneyimsiz bir konuşmacı bunları aşırı vurgulama eğiliminde olabilir. Sonuç tıpkı bir müzik aleti çalmayı yeni öğrenen kişinin bu aletten çıkardığı sesler gibidir. Ancak, daha fazla alıştırmayla, tek tek “notalar” duygu yüklü güzel bir “müzik” parçası durumuna gelebilir.

      Bazı temel bilgileri öğrendikten sonra, deneyimli konuşmacıları gözleyerek bundan yararlanabilecek duruma geleceksiniz. Çok geçmeden, vurgu derecelerini değiştirerek neler yapılabileceğini göreceksiniz. Söylenenlerin anlamını netleştirmek için vurguyu farklı yollarla yapmanın değerini kavrayacaksınız. Anlama uygun vurgu becerinizi geliştirmeniz, yaptığınız okuma ve konuşmaların etkisini büyük ölçüde artıracak.

      Anlam vurgusunu yalnızca durumu idare edecek kadar öğrenmekle yetinmeyin. Etkili şekilde konuşmak için, anlam vurgusu konusunda iyice ustalaşıp onu insanların kulaklarına doğal gelecek tarzda kullanabilene dek çalışın.

      NASIL GELİŞTİRİLİR?

      • Cümlelerdeki kilit sözcükleri ve sözcük öbeklerini saptama alıştırması yapın. Bunu bağlamı esas alarak yapmaya özellikle dikkat edin.

      • Vurguları (1) düşünce değişikliklerini (2) söylediklerinizle ilgili duygularınızı belirtmek üzere kullanmaya çalışın.

      • Ayetleri okurken, bunları kullanma nedeninizi doğrudan destekleyen sözcükleri vurgulama alışkanlığını edinin.

      ALIŞTIRMALAR: (1) Tarla hizmetinde sık kullandığınız iki ayet seçin. Her biriyle neyi kanıtlamaya çalıştığınızı saptayın. Ayetleri, bu noktaları destekleyen sözcükleri veya sözcük öbeklerini vurgulayacak şekilde yüksek sesle okuyun. (2) İbraniler 1:1-14’ü inceleyin. Bu bapta yürütülen mantığı net olarak ifade edebilmek için, “peygamberler” (1. ayet), ‘Oğul’ (2. ayet) ve “melekler” (4 ve 5. ayetler) sözcüklerinin neden özel olarak vurgulanması gerekir? Babı yüksek sesle, anlam vurgusunun düşünce zincirinin halkaları üzerinde odaklanmasını sağlayacak şekilde okuyun.

  • Başlıca Düşüncelerin Vurgulanması
    Vaizlik Eğitim İbadetinden Yararlanın
    • 7. BÖLÜM

      Başlıca Düşüncelerin Vurgulanması

      Ne yapmalısınız?

      Sesli okurken, yalnızca tek tek cümlelerde değil, tüm olarak okunan malzemede yer alan başlıca düşüncelerde de özel vurgular yapın.

      Neden Önemlidir?

      Başlıca düşünceleri vurgularsanız mesajınız daha kolay akılda kalır.

      ETKİLİ bir okuyucu cümlenin ötesini, hatta cümlenin bulunduğu paragrafın da ötesini görür. Okurken, sunduğu malzemenin tümündeki başlıca düşünceler zihnindedir. Bunun, vurguyu kullanacağı yerleri saptamasında etkisi olur.

      Bu yönteme uyulmazsa, sunuşta doruklar bulunmayacak. Net olarak öne çıkan bir şey olmayacak. Dolayısıyla, okuma sona erdiğinde zihinde yer etmiş herhangi bir nokta kalmayacak.

      Mukaddes Kitaptan bir bölüm okurken başlıca düşüncelerin vurgulanmasına gereğince dikkat etmek, genellikle okumaya çok şey katar. Bu tür vurgu, ev Mukaddes Kitap tetkikinde ya da cemaat ibadetinde paragrafların okunmasına daha da anlam kazandırabilir. Başlıca düşüncelere yapılan vurgu zaman zaman büyük ibadetlerimizde olduğu gibi, metne dayalı bir konuşma sunulurken özellikle önemlidir.

      Nasıl Başarılır? Eğitim ibadetinde size Mukaddes Kitaptan bir okuma görevi verilebilir. Neleri vurgulamalısınız? Okuyacağınız malzeme bir temel düşüncenin ya da önemli bir olayın etrafında gelişiyorsa, onu öne çıkarmak yerinde olur.

      Okuyacağınız kısım şiir ya da düzyazı, özdeyiş ya da anlatı olsun, iyi okuduğunuz takdirde dinleyicileriniz yararlanacaktır. (II. Tim. 3:16, 17) Bunun için hem okuyacağınız kısımları hem de dinleyicilerinizi dikkate almalısınız.

      Mukaddes Kitap tetkikinde ya da cemaat ibadetinde bir yayından okuyacaksanız, vurgulamanız gereken başlıca düşünceler nelerdir? İnceleme sorularının yanıtlarını başlıca düşünceler olarak görün. Bunun yanı sıra, okuyacağınız kısmın ait olduğu, kalın karakterlerle yazılmış olan altbaşlıkla bağlantılı düşünceleri de vurgulayın.

      Cemaatte yapılan konuşmalarda bir metin kullanmayı alışkanlık edinmeniz tavsiye edilmez. Ancak, zaman zaman bazı büyük ibadet konuşmaları için metin verilir; amaç, tüm büyük ibadetlerde aynı düşüncelerin aynı şekilde sunulmasını sağlamaktır. Konuşmacı, böyle bir metindeki başlıca düşünceleri vurgulamak için önce malzemeyi dikkatle analiz etmeli. Ana noktalar nelerdir? Bunları fark edebilmeli. Ana noktalar kendisinin ilginç bulduğu düşünceler değildir. Malzemenin etrafında geliştiği kilit düşüncelerdir. Bazen metinde başlıca düşüncelerden birini dile getiren özlü bir cümlenin peşinden bir anlatı ya da kanıtlama gelebilir. Daha sık görülen bir durum da, destekleyici bir kanıtın ardından güçlü bir ifadenin yer almasıdır. Konuşmacı, bu ana noktaları saptadığında metninde onları işaretlemelidir. Bu noktalar genellikle yalnızca birkaç tanedir; büyük olasılıkla dört ya da beşten fazla değildir. Sonra, dinleyicilerin bunları kolaylıkla saptayabileceği tarzda okumak üzere alıştırma yapmalı. Bunlar konuşmanın doruklarıdır. Eğer malzeme uygun vurgularla sunulursa, başlıca düşüncelerin hatırlanması çok daha olasıdır. Konuşmacının hedefi bu olmalı.

      Konuşmacı, dinleyicilerin ana noktaları saptaması için gereken vurguyu farklı yollarla yapabilir. Saymak gerekirse bu yollardan birkaçı; coşkuyu artırmak, hız değişikliği yapmak, yoğun duygular yansıtmak ya da uygun jestler yapmaktır.

      AKILDA TUTULACAK NOKTALAR

      • Okuyacağınız malzemeyi analiz ederek hangi düşünceler etrafında geliştiğini saptayın. Bu düşünceleri işaretleyin.

      • Yüksek sesle okurken, başlıca düşüncelerin göze çarpması için; uygunsa, coşku düzeyini artırın, hızınızı azaltın ya da sesinizle yoğun duygular yansıtın.

      ALIŞTIRMA: İlerideki bir tarihte incelenecek bir Gözcü Kulesi makalesinden beş paragraf seçin. Bu paragraflara ait inceleme sorularının yanıtlarının altını çizin. Paragrafları sesli olarak, dinleyenin cevabı kolayca belirleyebileceği tarzda okuyun.

Türkçe Yayınlar (1974-2025)
Oturumu Kapat
Oturum Aç
  • Türkçe
  • Paylaş
  • Tercihler
  • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
  • Kullanım Şartları
  • Gizlilik İlkesi
  • Privacy Settings
  • JW.ORG
  • Oturum Aç
Paylaş