Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w15 1/6 s. 3-5
  • Bilim Yaşamımızı Nasıl Etkiliyor?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Bilim Yaşamımızı Nasıl Etkiliyor?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2015
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • BİLİMİN YANITLAYAMADIĞI SORULAR VAR MI?
  • Evren ve Yaşam Nasıl Oluştu?
    Uyanış!—2002
  • Bilime Ne Kadar Güvenebilirsiniz?
    Uyanış!—1998
  • Bilim ve Dinin Uzlaşması
    Uyanış!—2002
  • Yehova’nın Şahitlerinin Bilim Hakkındaki Görüşü Nedir?
    Yehova’nın Şahitleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2015
w15 1/6 s. 3-5
Bilimdeki gelişmeler: Arabalar, GPS, uydular, uçaklar ve beyin taraması

KAPAK KONUSU | BİLİM KUTSAL KİTABIN YERİNİ Mİ ALDI?

Bilim Yaşamımızı Nasıl Etkiliyor?

Bir sözlüğe göre bilim, “fiziksel evrenin yapısının ve davranışlarının gözlemlere, deneylere ve ölçümlere dayanarak sistematik şekilde incelenmesidir.” Tüm bunları yapmak oldukça yoğun bir çalışma ve gayret gerektirir. Bilim insanları haftalarca, aylarca hatta yıllarca deneyler ve gözlemler yapar. Bazen çabaları sonuç vermese de çoğu zaman insanlığa yararlı olacak sonuçlar elde ederler. Şimdi birkaç örneğe bakalım.

Bir Avrupa firması gelişmiş filtreler kullanarak sert plastikten bir cihaz üretti. Bu cihaz kirli suyu içilebilir hale getiriyor, böylece çeşitli hastalıklar önleniyor. 2010’daki Haiti depremi gibi doğal afetlerde bu tür cihazların büyük yardımı oldu.

Dünyanın çevresinde GPS, yani Küresel Konumlama Sistemi olarak adlandırılan bir uydu ağı bulunur. Bu sistem başta askeri amaçla tasarlanmış olsa da, bugün sürücülere, pilotlara, gemi kaptanlarına, hatta avcılara ve doğa yürüyüşçülerine bile yol bulmak konusunda yardım ediyor. GPS’i icat eden bilim insanları sayesinde artık gitmek istediğimiz yere ulaşmamız çok daha kolay.

Cep telefonu, bilgisayar ya da internet kullanıyor musunuz? Uçakla seyahat ediyor musunuz? Belki de gelişen tıp sayesinde sağlığınız daha iyi duruma geldi ya da bir hastalığınız tedavi edildi. Bunlar bilimin yaşamınızı olumlu yönde etkilediğini gösteren sadece birkaç örnek.

BİLİMİN YANITLAYAMADIĞI SORULAR VAR MI?

Bilim insanları ufuklarını genişletmek için araştırmalarını derinleştiriyor. Nükleer fizikçiler atomun iç yapısını incelerken, astrofizikçiler evrenin nasıl meydana geldiğini anlayabilmek için milyarlarca yıl öncesini araştırıyorlar. Bilim insanları her gün yeni şeyler keşfediyor, hatta göremediğimiz ve dokunamadığımız ortamları bile inceleyebiliyorlar. Bu yüzden onlardan bazıları Kutsal Kitaptaki Tanrı gerçekten varsa O’nu bulabilmeleri gerektiğini düşünüyor.

Önde gelen bazı bilim insanları ve filozoflar daha da ileri giderek bilim yazarı Amir D. Aczel’in de ifade ettiği gibi “Tanrı’nın var olmadığını bilimsel olarak kanıtlamaya” çalışıyorlar. Örneğin dünyaca ünlü bir fizikçi şöyle dedi: “Evrende önemli bir role sahip herhangi bir Tanrı’nın varlığına dair kanıt bulunmaması, böyle bir tanrının var olmadığını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gösterir.” Başkaları ise Kutsal Kitapta anlatılan Tanrı’nın yaptığı şeylerin basit bir sihir ya da illüzyon gösterisinden farksız olduğunu iddia ediyor.a

Ancak kendimize sormamız gereken önemli bir soru var. Bilim dünya ve evren hakkında kesin sonuçlara varabilecek kadar çok bilgiye sahip mi? Aslında hayır. Bilimin büyük bir yol katettiği doğrudur, yine de birçok bilim insanı henüz bilinmeyen ve belki de bilinmesi mümkün olmayan birçok şey olduğunu düşünüyor. Nobel ödüllü fizikçi Steven Weinberg evrenle ilgili gerçekleri “hiçbir zaman tam olarak öğrenemeyeceğimizi” söyledi. İngiltere Kraliyet Astronomu Profesör Martin Rees de şöyle yazdı: “İnsanlar bazı şeyleri belki de asla anlayamayacak.” Gerçek şu ki küçücük bir hücreden uçsuz bucaksız evrene kadar birçok şey hâlâ modern bilimin anlayışının çok ötesinde. Örneğin:

  • DNA

    Biyologlar canlı hücrelerin içinde gerçekleşen süreçleri tam olarak anlayamıyor. Hücrelerin enerjiyi nasıl kullandığı, nasıl protein ürettiği ya da nasıl bölündüğü gibi soruları bilim hâlâ tam olarak cevaplayamıyor.

  • Bir çocuk elindeki topu bırakıyor

    Yaşadığımız her saniye yerçekiminin etkisi altındayız. Fakat bu kuvvet, fizikçiler için hâlâ bir sır. Örneğin yerçekiminin, havaya zıpladığımızda bizi nasıl aşağı çektiğini ya da Ay’ı Dünya’nın yörüngesinde nasıl tuttuğunu tam olarak bilmiyorlar.

  • Evren

    Kozmologların tahminlerine göre evreni oluşturan şeylerin yaklaşık yüzde 95’i görülemiyor ve bilimsel araçlarla saptanamıyor. Onlar evrenin bu esrarengiz kısmını iki kategoriye ayırıyor: karanlık madde ve karanlık enerji. Bunların yapısı bilinmiyor.

Bilim insanları tarafından bilinmeyen başka şeyler de var. Ünlü bir bilim yazarı şöyle dedi: “Bildiklerimiz bilmediklerimizin yanında bir hiç kalıyor. Bence bilim, insanı dogmatik olmaya yöneltmektense, onda hayranlık ve keşfetme isteği uyandırmalıdır.”

Bilimin Kutsal Kitabın yerini alıp almayacağını ya da Tanrı inancını yok edip etmeyeceğini merak ediyorsanız şunu düşünün: Dahi bilim insanları ellerindeki gelişmiş araçlarla bile dünya ve evren hakkında sadece sınırlı bir anlayış edinebildiler. Öyleyse bu sınırları aşan herhangi bir konuyu düşünmeden reddetmek mantıklı olur mu? Encyclopedia Britannica’da astronominin tarihi ve gelişimiyle ilgili uzun bir makalenin sonunda şu sözler bulunuyor: “Anlaşılan yaklaşık 4.000 yıl önce evren Babilliler için ne kadar büyük bir sırsa bugün bizim için de o kadar büyük bir sır.”

Yehova’nın Şahitleri bu konuda her bireyin kendi kararını verme hakkına saygı duyar. Bizler Kutsal Kitaptaki şu sözleri uygulamaya çalışıyoruz: “Makullüğünüz herkesçe bilinsin” (Filipililer 4:5). Siz de bilimle Kutsal Kitabın ne kadar uyumlu olduğunu ve birbirlerini nasıl tamamladıklarını görmek için araştırma yapabilirsiniz.

a Bazı kişilerin Kutsal Kitabı reddetmesinin ardında yatan neden, geçmişteki ve günümüzdeki bazı kilise öğretileridir. Evrenin merkezinin dünya olduğu ya da Tanrı’nın dünyayı 24 saatlik 6 günde yarattığı gibi inançlar bu öğretilerin arasındadır. (“Kutsal Kitap ve Bilimsel Gerçekler” başlıklı çerçeveye bakın.)

Kutsal Kitap ve Bilimsel Gerçekler

Kutsal Kitap bir bilim kitabı olduğunu iddia etmez. Ancak bilim insanlarının bugün de ilgisini çekebilecek konularda doğru bilgiler verir. Birkaç örneğe bakalım.

  • Evren

    Dünyanın ve evrenin yaşı

    Bilim insanları dünyanın yaklaşık 4 milyar yaşında olduğunu, evrenin ise 13 ila 14 milyar yıl önce doğduğunu tahmin ediyor. Kutsal Kitap evrenin yaratılış tarihini vermez. Ayrıca dünyanın sadece birkaç bin yıllık bir tarihi olduğunu da söylemez. Kutsal Kitabın ilk ayeti şöyle der: “Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı” (Başlangıç 1:1). Bu genel anlatım, bilim insanlarının fiziksel dünyanın yaşını bilimsel ilkelere göre belirlemelerine fırsat tanır.

  • Dağlar, bitkiler ve su

    Dünyanın insan yaşamı için uygun hale getirilmesi

    Kutsal Kitaba göre dünya, altı farklı dönemden geçerek çeşitli yaşam türlerini barındırmaya uygun hale geldi. Başlangıç kitabının 1. bölümünde bu dönemlerin her biri için “gün” kelimesi kullanılır. Bu yaratma günlerinin sonunda insanın yaratıldığını okuruz. Kutsal Kitap bu altı ‘günün’ uzunluğunu belirtmese de, yaratma ‘günlerinin’ 24 saatlik günlerden çok daha uzun olduğunu biliyoruz. Bilim insanları araştırmalar yaparak bu dönemlerin uzunluğunu belirleyebilirler.

  • Dünya

    Dünya uzayda nasıl duruyor?

    Kutsal Kitap dünyanın ‘hiçliğin üzerinde asılı’ olduğunu söyler (Eyüp 26:7). Fakat mitolojik hikâyelerde anlatıldığı gibi gezegenimizin bir devin omuzlarında ya da bir kaplumbağanın üzerinde duran fillerin sırtında olduğunu söylemez. Tarih boyunca bu konuda birçok bilimsel keşif yapılmıştır. Ünlü astronomlar Nikola Kopernik ve Johannes Kepler gezegenlerin gözle görülmeyen bir gücün etkisiyle güneşin etrafında nasıl döndüğünü açıkladılar. Daha sonra Isaac Newton da uzaydaki tüm cisimlerin hareketinin kütle çekimine bağlı olduğunu gösterdi.

  • Çubuk şeklinde bir bakteri

    Hastalıkların önlenmesi ve hijyen

    Levioğulları kitabında bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek amacıyla İsrailoğullarına verilen talimatlar yer alır. Bu önlemlerden biri de karantinaydı. Ayrıca temizlikle ilgili talimatlar da vardı. Örneğin Tekrar 23:12, 13’te kayıtlı kanun, İsrailoğullarına tuvalet ihtiyaçlarını konakladıkları yerin dışında, özel bir yerde karşılamalarını ve toprakla ‘dışkılarını örtmelerini’ emrediyordu. Bilim insanları ve doktorlar bu gibi standartların konulması gerektiğini ancak son 200 yıl içinde fark ettiler.

Kutsal Kitaptaki bu bilgiler yüzyıllar önce kaydedildi. O dönemde yaşamış en eğitimli kişiler bile bu bilgilerden habersizken, Kutsal Kitabı kaleme alanlar böylesine doğru bilgileri nasıl edindiler? Yaratıcımız bu soruya şöyle cevap verir: “Gökler yerden nasıl yüksekse, Benim yolum sizin yollarınızdan, Benim düşüncem sizin düşüncelerinizden öyle yüksektir” (İşaya 55:9).

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş