KRALLAR BİRİNCİ KİTAP
1 Kral Davut yaşça ilerlemiş, ihtiyarlamıştı.+ Üzerine örtüler örtseler de bir türlü ısınamıyordu. 2 Bunun üzerine hizmetkârları ona şöyle dediler: “Kralımıza hizmet edecek ve ona bakacak genç bir kız aransın. Kralımızın koynunda yatıp onu ısıtır.” 3 Bunun üzerine tüm İsrail topraklarında güzel bir kız aradılar ve Şunemli+ Abişag’ı+ buldular. Onu Kral’a getirdiler. 4 Kız olağanüstü güzeldi, Kral’ın bakıcısı oldu ve ona hizmet etti, fakat Kral onunla birlikte olmadı.
5 Bu arada Haggit’in oğlu Adoniya+ gözünü yükseklere dikti, “Kral ben olacağım!” diyordu. Kendisine bir araba yaptırmıştı, atlılar ve önünden koşacak 50 adam tutmuştu.+ 6 Ama babası hiçbir zaman onunla açıkça konuşup* “Neden böyle yaptın?” dememişti. Ayrıca Adoniya çok yakışıklıydı, Abşalom’dan sonra doğmuştu. 7 Adoniya, Tseruya oğlu Yoab ve Kâhin* Abiatar’la+ görüştü. Onlar da kendisine yardım etmeyi ve destek olmayı teklif ettiler.+ 8 Ancak Kâhin Tsadok,+ Yehoyada oğlu Benaya,+ Natan+ Peygamber, Şimei,+ Rei ve Davut’un güçlü savaşçıları+ Adoniya’yı desteklemedi.
9 Bir gün Adoniya, Kral’ın bütün oğullarını, yani kardeşlerini ve Kral’ın hizmetindeki tüm Yahuda erkeklerini davet etti ve En-rogel civarındaki Tsohelet taşının yanında besili hayvanlar, sığırlar ve koyunlar kurban etti.+ 10 Ancak Natan Peygamber’i, Benaya’yı, Davut’un güçlü savaşçılarını ve kardeşi Süleyman’ı davet etmedi. 11 Bunun üzerine Natan,+ Süleyman’ın annesi+ Bat-şeba’ya+ şöyle dedi: “Haggit’in oğlu Adoniya’nın+ kral olduğunu duydun mu? Efendimiz Davut’un hiçbir şeyden haberi yok. 12 Şimdi lütfen izin ver sana bir tavsiyede bulunayım, böylece hem kendi canını hem de oğlun Süleyman’ın canını kurtarabilirsin.+ 13 Kral Davut’un huzuruna çık ve ona şöyle de: ‘Kralım, sen bu kuluna “Benden sonra oğlun Süleyman kral olacak, tahtıma o oturacak”+ diye yemin etmedin mi? Öyleyse niçin Adoniya kral oldu?’ 14 Sen konuşurken arkandan ben de Kral’ın önüne geleceğim ve söylediklerini doğrulayacağım.”
15 Bat-şeba Kral’ın odasına girdi. Kral çok yaşlıydı, Şunemli Abişag+ ona hizmet ediyordu. 16 Bat-şeba Kral’ın önünde eğilip yere kapandı, Kral ona “Dileğin nedir?” diye sordu. 17 Kadın “Efendim” dedi, “Sen Tanrın Yehova’nın önünde yemin edip bu kuluna ‘Benden sonra oğlun Süleyman kral olacak, tahtıma o oturacak’+ demiştin. 18 Oysa şimdi Adoniya kral oldu ve Kralımın bundan haberi yok.+ 19 Adoniya, Kral’ın tüm oğullarını, Kâhin Abiatar’ı ve Ordu Komutanı Yoab’ı davet etti+ ve çok sayıda besili hayvan, boğa ve koyun kurban etti. Fakat kulun Süleyman’ı çağırmadı.+ 20 Kralım, şimdi tüm İsrail’in gözü senin üzerinde, senden sonra tahtına kimin oturacağını söylemeni bekliyorlar. 21 Aksi halde Kralım ataları gibi ölür ölmez ben ve oğlum Süleyman hain olarak görüleceğiz.”
22 Bat-şeba Kral’la konuşurken Natan Peygamber geldi.+ 23 Kral’a “Natan Peygamber geldi” diye haber verdiler. Natan Kral’ın huzuruna gelip önünde yere kapandı. 24 Ve şöyle dedi: “Kralım, sen ‘Benden sonra Adoniya kral olacak, tahtıma o oturacak’ dedin mi?+ 25 Çünkü Adoniya bugün gitmiş, Kral’ın tüm oğullarını, ordu komutanlarını ve Kâhin Abiatar’ı davet edip+ çok sayıda besili hayvan, boğa ve koyun kurban etmiş.+ Orada karşılıklı yiyip içiyor ve ‘Yaşasın Kral Adoniya!’ diyorlar. 26 Fakat bu kulunu, Kâhin Tsadok’u, Yehoyada oğlu Benaya’yı+ ya da kulun Süleyman’ı davet etmedi. 27 Kralım kendisinden sonra tahtına kimin oturacağını bu kuluna söylemeden buna onay mı verdi?”
28 Bunun üzerine Kral Davut, “Bana Bat-şeba’yı çağırın” dedi. Bat-şeba içeri girip Kral’ın önünde durdu. 29 O zaman Kral şöyle dedi: “Beni tüm sıkıntılarımdan kurtaran+ Yehova’nın varlığı üzerine yemin ederim ki, 30 ‘Benden sonra oğlun Süleyman kral olacak, benim yerime tahta o oturacak’ diyerek sana İsrail’in Tanrısı Yehova’nın önünde ettiğim yemini bugün yerine getireceğim.” 31 Bat-şeba “Kralım Davut, ömrün uzun olsun!” diyerek Kral’ın önünde eğilip yere kapandı.
32 Kral Davut hemen “Bana Kâhin Tsadok’u, Natan Peygamber’i ve Yehoyada oğlu+ Benaya’yı+ çağırın” dedi, onlar da Kral’ın huzuruna geldiler. 33 Kral şu emri verdi: “Yanınıza adamlarımı alın, oğlum Süleyman’ı benim katırıma bindirip+ Gihon’a+ götürün. 34 Kâhin Tsadok ve Natan Peygamber onu orada İsrail’in kralı olarak meshetsin.*+ Boru* çalıp ‘Yaşasın Kral Süleyman!’+ deyin. 35 Sonra onun peşinden buraya gelin. Süleyman gelip tahtıma otursun. Benim yerime o kral olacak, onu İsrail’in ve Yahuda’nın önderi yapacağım.” 36 Yehoyada oğlu Benaya hemen Kral’a şu karşılığı verdi: “Amin! Kralımın Tanrısı Yehova bu kararı desteklesin. 37 Yehova, Kralımın yanında olduğu gibi Süleyman’ın da yanında olsun+ ve onun tahtını Kralım Davut’un tahtından da ihtişamlı yapsın.”+
38 Sonra Kâhin Tsadok, Natan Peygamber, Yehoyada oğlu Benaya,+ Keretiler ve Peletiler*+ gidip Süleyman’ı Kral Davut’un katırına bindirdiler+ ve Gihon’a+ götürdüler. 39 Kâhin Tsadok çadırdan+ yağ boynuzunu+ alıp Süleyman’ı meshetti.+ Boru çalmaya başladılar, tüm halk “Yaşasın Kral Süleyman!” diye bağırıyordu. 40 Sonra halk flüt çalarak onunla birlikte geri döndü. Öyle büyük bir sevinç vardı ki seslerinden yer sarsılıyordu.+
41 Adoniya ve bütün misafirleri yemeklerini bitirdiklerinde+ sesleri duydular. Yoab boru sesini duyar duymaz “Şehirden gelen bu kargaşa sesi de ne?” diye sordu. 42 O konuşurken Kâhin Abiatar’ın oğlu Yonatan+ geldi. Adoniya ona “Gel, sen iyi* bir adamsın, müjde getirirsin” dedi. 43 Fakat Yonatan Adoniya’ya şöyle karşılık verdi: “Müjde getirmedim. Kralımız Davut, Süleyman’ı kral yaptı. 44 Onunla beraber Kâhin Tsadok’u, Natan Peygamber’i, Yehoyada oğlu Benaya’yı, Keretileri ve Peletileri gönderdi, Süleyman’ı Kral’ın katırına bindirdiler.+ 45 Sonra Kâhin Tsadok ve Natan Peygamber onu Gihon’da kral olarak meshettiler. Oradan sevinç içinde döndüler ve şehir ayağa kalktı. Duyduğunuz gürültü işte buydu. 46 Üstelik Süleyman kraliyet tahtına oturdu. 47 Kral’ın hizmetkârları da gelip Kralımız Davut’u tebrik ettiler. Ona ‘Tanrın, Süleyman’ın adını senin adından da haşmetli yapsın, onun tahtını senin tahtından da ihtişamlı yapsın!’ dediler. Bunun üzerine Kral yatağında eğilip dua etti. 48 Kral ayrıca ‘İsrail’in Tanrısı Yehova yüceltilsin! Bugün tahtıma oturacak birini verdi ve bunu görmeme izin verdi’ dedi.”
49 Adoniya’nın davet ettiği herkesi korku sardı, her biri kalkıp kendi yoluna gitti. 50 Adoniya da Süleyman’dan çok korktu ve oradan ayrıldı, gidip sunağın boynuzlarına* sarıldı.+ 51 Durumu Süleyman’a bildirip şöyle dediler: “Adoniya Kral Süleyman’dan çok korkuyor. Gidip sunağın boynuzlarına sarıldı, ‘Kral Süleyman bu kulunu kılıçla öldürmeyeceğine önce yemin etsin’ diyor.” 52 O zaman Süleyman “Güvenilir biri olduğunu kanıtlarsa kılına zarar gelmez, fakat içinde bir kötülük varsa+ öldürülecek” dedi. 53 Kral Süleyman adam gönderdi, onu sunaktan indirdiler. Sonra Adoniya gelip Kral Süleyman’ın önünde eğildi, Süleyman da ona “Kendi evine git” dedi.
2 Davut, ölümü yaklaşınca oğlu Süleyman’a şu talimatları verdi: 2 “Yakında öleceğim.* Sen güçlü+ ve cesur ol.+ 3 Tanrın Yehova’nın yolunda yürüyerek ve Musa’nın Kanunu’nda yazılı olan yasalara, emirlere, hükümlere ve hatırlatmalara uyarak O’na karşı yükümlülüğünü yerine getir.+ O zaman yaptığın her işte ve gittiğin her yerde başarılı olacaksın.* 4 Ve Yehova benimle ilgili verdiği sözü gerçekleştirecek. O, ‘Eğer oğulların gittikleri yola dikkat eder ve bütün yürekleriyle, bütün benlikleriyle Benim yolumda sadakatle yürürlerse,+ senin soyun İsrail tahtından inmeyecek’+ demişti.
5 Tseruya oğlu Yoab’ın bana ne yaptığını sen de iyi biliyorsun. İsrail ordularının iki komutanını, Ner oğlu Abner’i+ ve Yeter oğlu Amasa’yı+ öldürdü. Barış zamanında savaştaymış gibi kan döktü,+ belindeki kemeri, ayağındaki çarıkları onların kanıyla lekeledi. 6 Sen hikmetli* davran ve o yaşlı adamın mezara* huzur içinde girmesine izin verme.+
7 Fakat Gileadlı Barzillay’ın+ oğullarına vefalı ol,* onların her zaman sofranda yeri olsun. Çünkü ben, abin Abşalom’dan kaçtığımda+ onlar da böyle yanımda oldular.+
8 Ayrıca, yakınlarında yaşayan Benyaminoğullarından Bahurimli Gera’nın oğlu Şimei de var. Mahanaim’e gittiğim gün+ o bana ağır sözlerle lanet etmişti.+ Fakat beni karşılamak için Ürdün Irmağı’na indiğinde, ‘Seni kılıçla öldürmeyeceğim’ diyerek ona Yehova’nın önünde yemin ettim.+ 9 Fakat onu cezasız bırakma,+ çünkü sen hikmetlisin ve ona ne yapman gerektiğini bilirsin. O yaşlı adam, kanı dökülerek mezara* girsin.”+
10 Sonra Davut ataları gibi öldü ve Davut Şehri’nde gömüldü.+ 11 Davut İsrail’de 40 yıl saltanat sürdü; Hebron’da+ 7 yıl, Yeruşalim’de 33 yıl.+
12 Ardından Süleyman babası Davut’un tahtına oturdu ve krallığı gitgide güçlendi.+
13 Bir süre sonra Haggit’in oğlu Adoniya, Süleyman’ın annesi Bat-şeba’ya geldi. Kadın ona “İyi niyetle mi geldin?” dedi, o da “Evet, iyi niyetle” diye karşılık verdi. 14 Adoniya “Seninle konuşmak istediğim bir şey var” deyince, kadın “Söyle” dedi. 15 Adoniya söze başladı: “Sen de iyi biliyorsun ki krallık benim olacaktı, tüm İsrail benim kral olmamı bekliyordu.+ Fakat benim yerime kardeşim kral oldu, çünkü Yehova böyle istedi.+ 16 Şimdi senden tek bir dileğim var. Beni geri çevirme.” Bunun üzerine kadın “Söyle” dedi. 17 Adoniya, “Lütfen Kral Süleyman’a söyle, o seni geri çevirmez, Şunemli Abişag’ı+ bana eş olarak versin” dedi. 18 Bat-şeba “Peki, senin için Kral’la konuşurum” diye karşılık verdi.
19 Bat-şeba Adoniya’nın dileğini iletmek için Kral Süleyman’ın huzuruna çıktı. Kral, annesini karşılamak için hemen ayağa kalktı ve önünde eğildi. Ardından tahtına oturdu, annesi sağında otursun diye onun için de bir taht koydurdu. 20 Sonra kadın “Senden küçük bir ricam var, beni geri çevirme” dedi. Kral “Söyle anne, seni geri çevirmem” diye karşılık verdi. 21 Bat-şeba da “İzin ver, Şunemli Abişag kardeşin Adoniya’ya eş olarak verilsin” dedi. 22 Bunun üzerine Kral Süleyman annesine şöyle cevap verdi: “Neden Adoniya’ya sadece Şunemli Abişag’ı istiyorsun? Krallığı da iste,+ ne de olsa o benim abim,+ üstelik Kâhin Abiatar ve Tseruya oğlu Yoab+ da onu destekliyor.”+
23 Kral Süleyman Yehova’nın önünde yemin ederek şöyle dedi: “Adoniya bu isteğini hayatıyla ödemezse Tanrı da beni en ağır şekilde cezalandırsın. 24 Sözünü tutup krallığımı güçlendiren,+ beni babam Davut’un tahtına oturtan, bu krallığı bana ve soyuma veren+ Yehova’nın varlığı üzerine yemin ederim ki Adoniya bugün öldürülecek.”+ 25 Kral Süleyman derhal Yehoyada oğlu Benaya’yı+ gönderdi, o da gidip Adoniya’yı öldürdü.
26 Kral, Kâhin Abiatar’a+ şöyle dedi: “Anatot’taki+ topraklarına dön! Ölümü hak ediyorsun, fakat bugün seni öldürmeyeceğim. Çünkü babam Davut’un önünde Ulu Rab Yehova’nın sandığını* taşıdın+ ve babamla birlikte onca sıkıntıyı sen de çektin.”+ 27 Süleyman Abiatar’ı Yehova’nın kâhinliği görevinden uzaklaştırdı. Böylece Yehova’nın Şilo’da+ Eli’nin ailesi hakkında söylediği sözler yerine geldi.+
28 Yoab olan biteni duyunca Yehova’nın çadırına+ kaçıp sunağın boynuzlarına sarıldı; çünkü o, Abşalom’u desteklemediyse de+ Adoniya’yı desteklemişti.+ 29 Kral Süleyman’a “Yoab Yehova’nın çadırına kaçtı, sunağın yanında duruyor” diye haber verdiler. Süleyman da Yehoyada oğlu Benaya’ya “Git onu öldür” diye emir verdi. 30 Bunun üzerine Benaya Yehova’nın çadırına gidip Yoab’a “Kral emrediyor, dışarı çık!” dedi. Fakat Yoab “Hayır! Burada öleceğim” diye cevap verdi. Bunun üzerine Benaya bu sözleri Kral’a iletip “Yoab bana cevap olarak böyle söyledi” dedi. 31 Kral da ona “Söylediği gibi yap, onu öldür ve göm. Haksız yere döktüğü kanları benim üzerimden ve babamın ailesinin üzerinden temizle” dedi.+ 32 “Yehova döktüğü kanların hesabını ondan soracak. Çünkü kendisinden daha doğru ve daha iyi iki adamı, İsrail ordusunun komutanı+ Ner oğlu Abner’i+ ve Yahuda ordusunun komutanı+ Yeter oğlu Amasa’yı+ babam Davut’un haberi olmadan kılıçla öldürdü. 33 Onların kanından sonsuza dek Yoab ve soyu sorumlu olacak.+ Davut’a, onun soyuna, ailesine ve krallığına ise Yehova sonsuza dek barış versin.” 34 Bunun üzerine Yehoyada oğlu Benaya gidip onu öldürdü. Yoab bozkırda, evinin bulunduğu yerde gömüldü. 35 Sonra Kral onun yerine ordunun başına Yehoyada oğlu Benaya’yı+ getirdi, Abiatar’ın yerine de Kâhin Tsadok’u+ atadı.
36 Ardından Kral, Şimei’yi+ çağırttı ve ona şöyle dedi: “Kendine Yeruşalim’de bir ev yap, orada otur, hiçbir yere gitme. 37 Oradan ayrılıp Kidron Vadisi’ni+ geçtiğin gün emin ol ki öleceksin. Dökülen kanından kendin sorumlu olacaksın.” 38 Şimei de Kral’a “Peki Kralım. Bu hizmetkârın ne dediysen yapacak” dedi ve uzun zaman Yeruşalim’de kaldı.
39 Fakat üç yıl sonra Şimei’nin iki kölesi, Gat Kralı Maaka oğlu Akiş’in+ yanına kaçtı. Şimei’ye “Kölelerin Gat’ta” diye haber geldi. 40 O da derhal kalkıp eşeğine semer vurdu ve kölelerini bulmak için Gat’a, Akiş’in yanına gitti. Şimei köleleriyle birlikte Gat’tan dönünce 41 Süleyman’a “Şimei Yeruşalim’den ayrıldı, Gat’a gidip döndü” diye haber verdiler. 42 Bunun üzerine Kral, Şimei’yi çağırttı ve ona şöyle dedi: “Yehova’nın önünde sana yemin ettirip, ‘Buradan ayrıldığın ve herhangi bir yere gittiğin gün emin ol ki öleceksin’ diye seni uyarmadım mı? Sen de bana ‘Peki, dediğin gibi yapacağım’+ demedin mi? 43 O halde neden Yehova’nın önünde ettiğin yemini tutmadın ve emrime uymadın?” 44 Sonra şöyle dedi: “Babam Davut’a ne kadar zarar verdiğini iyi biliyorsun,+ Yehova yaptıklarını sana ödetecek.+ 45 Fakat Yehova bana, Kral Süleyman’a nimetler verecek+ ve Davut’un tahtını sonsuza dek sağlam kılacak.” 46 Ardından Kral, Yehoyada oğlu Benaya’ya emir verdi, o da gidip Şimei’yi öldürdü.+
Böylece krallık Süleyman’ın yönetiminde güçlendi.+
3 Süleyman Mısır Kralı’nın, Firavun’un kızıyla evlenerek+ onunla müttefik oldu. Karısını Davut Şehri’ne+ getirdi. Kendi evinin,+ Yehova’nın mabedinin*+ ve Yeruşalim’i çevreleyen surların+ inşasını bitirene kadar karısının orada oturmasını istedi. 2 O zamana kadar Yehova’nın ismine henüz bir mabet inşa edilmediği için+ halk yüksek yerlerde* kurban kesiyordu.+ 3 Süleyman, babası Davut’un yasalarına uyarak Yehova’yı sevdiğini gösteriyordu. Fakat kurbanlarını ve sunularının dumanlarını yüksek yerlerde sunuyordu.+
4 Kral kurban kesmeye Gibeon’a gitti, çünkü orası yüksek yerlerin en önemlisiydi.+ Süleyman oradaki sunakta, yakılan kurban* olarak 1.000 hayvan sundu.+ 5 Gibeon’da, Yehova Süleyman’a gece rüyasında göründü ve ona “Sana ne vermemi istersin?” diye sordu.+ 6 Süleyman da şöyle cevap verdi: “Babam kulun Davut, Senin yolunda sadakatle, doğrulukla ve samimi bir yürekle yürüdü, Sen de ona büyük bir vefa gösterdin. Tahtına oturan bir oğul vererek bugüne dek ona böyle büyük bir vefa göstermeye devam ettin.+ 7 Tanrım Yehova, şimdi bu kulunu babam Davut’un yerine kral yaptın, fakat ben daha çocuğum ve neyi nasıl yapacağımı bilmiyorum.+ 8 Bu kulun Senin seçtiğin halkın,+ sayılamayacak kadar büyük bir kalabalığın ortasında. 9 Bu yüzden halkına hükmedebilsin, doğruyu yanlışı ayırt edebilsin diye+ lütfen kuluna itaatli bir yürek bağışla.+ Çünkü Senin bu kalabalık* halkına kim hükmedebilir?”
10 Süleyman’ın bu dileği Yehova’yı çok memnun etti.+ 11 Ve ona şöyle dedi: “Madem bunu diledin; uzun ömür, zenginlik veya düşmanlarının canını dilemedin, bunların yerine davalarda hüküm verebilmek için anlayış diledin,+ 12 Ben de dediğini yapacağım.+ Sana öyle hikmetli ve anlayışlı bir yürek vereceğim+ ki, ne geçmişte ne de gelecekte senin gibi biri görülmemiş olacak.+ 13 Üstelik sana dilemediğin şeyleri de vereceğim,+ hem zenginlik hem de ihtişam bağışlayacağım,+ öyle ki yaşamın boyunca krallar içinde senin gibisi olmayacak.+ 14 Ayrıca baban Davut gibi kurallarıma ve emirlerime uyarak yolumda yürürsen+ sana uzun bir ömür de vereceğim.”+
15 Süleyman uyandığında bunları bir rüyada gördüğünü anladı. Sonra Yeruşalim’e döndü. Yehova’nın Ahit Sandığı’nın önüne gelip yakılan kurbanlar ve paylaşma sunuları*+ sundu ve tüm hizmetkârlarına bir ziyafet verdi.
16 Bir gün iki fahişe gelip Kral’ın huzuruna çıktılar. 17 Kadınlardan biri şöyle anlatmaya başladı: “Efendim, bu kadınla aynı evde oturuyoruz, evde o da varken doğum yaptım. 18 Benden üç gün sonra bu kadın da doğum yaptı. Beraberdik, evde yalnız ikimiz vardık, başka kimse yoktu. 19 Bu kadın gece uykusunda oğlunun üzerine yatmış ve çocuk ölmüş. 20 Bunun üzerine gece yarısı kalkmış, bu kulun uyurken oğlumu koynumdan alıp yanına yatırmış, ölen oğlunu da benim yanıma koymuş. 21 Sabah oğlumu emzirmek için uyandığımda ne göreyim, çocuk ölmüş. Ama dikkatle bakınca onun benim doğurduğum çocuk olmadığını gördüm.” 22 Diğer kadın ise “Hayır, yaşayan benim oğlum, seninki ölü olan!” dedi. Fakat ilk kadın “Hayır, seninki ölü olan, yaşayan benimki” diyordu. Kral’ın önünde böyle tartıştılar.
23 En sonunda Kral şöyle dedi: “Bu kadın ‘Yaşayan benim oğlum, seninki ölü olan!’ diyor; diğeriyse ‘Hayır, ölü olan senin oğlun, yaşayan benim oğlum!’ diyor. 24 Şimdi bana bir kılıç getirin!” Ona bir kılıç getirdiler. 25 O zaman Kral “Sağ olan çocuğu ikiye bölün, yarısını bu kadına, diğer yarısını öbür kadına verin” dedi. 26 Yaşayan çocuğun annesi bunu duyar duymaz yalvararak Kral’a “Lütfen efendim! Çocuğu ona ver, sakın öldürme” dedi, çünkü oğlu için yüreği yanıyordu. Fakat diğer kadın şöyle diyordu: “Çocuğu bölsünler! Ne benim olsun ne de senin.” 27 Bunun üzerine Kral “Çocuğu öldürmeyin, ilk konuşan kadına verin, çünkü annesi o” dedi.
28 Tüm İsrail, Kral’ın verdiği kararı duydu ve herkes hayran kaldı,*+ çünkü adaleti yerine getirmesi için Tanrı’nın ona hikmet verdiğini anladılar.+
4 Kral Süleyman tüm İsrail’de hüküm sürüyordu.+ 2 Krallığındaki üst düzey yetkililer şunlardı: Tsadok+ oğlu Azarya kâhindi; 3 Şişa’nın oğulları Elihoref ve Ahiya yazmandı;+ Ahilud oğlu Yehoşafat+ saray tarihçisiydi; 4 Yehoyada oğlu Benaya+ ordunun başındaydı; Tsadok ve Abiatar+ kâhindi; 5 Natan+ oğlu Azarya bölge idarecilerinden sorumluydu; Natan oğlu Zabud kâhindi ve Kral’ın yakın dostuydu;+ 6 Ahişar sarayın gözetiminden sorumluydu; Abda oğlu Adoniram+ zorunlu hizmette+ çalışanların başındaydı.
7 Süleyman’ın tüm İsrail’de 12 bölge idarecisi vardı, Kral’ın ve saray halkının yiyeceğini onlar sağlıyordu. Her biri yılda bir ay+ erzak sağlamakla sorumluydu. 8 Bu idareciler şunlardı: Efraim’in dağlık bölgesinde Hur’un oğlu; 9 Makaz, Şaalbim,+ Beyt-şemeş ve Elon-beyt-hanan’da Deker’in oğlu; 10 Arubbot’ta Hesed’in oğlu (Soko ve tüm Hefer toprakları onun bölgesiydi); 11 bütün Dor tepelerinde Abinadab’ın oğlu (Süleyman’ın kızı Tafat’la evlendi); 12 Taanak’ta, Megiddo’da,+ Tsaretan’a komşu olan ve Yizreel’in aşağısında bulunan tüm Beyt-şean+ bölgesinde, Beyt-şean’dan Abel-mehola’ya ve Yokmeam+ bölgesine kadar uzanan topraklarda Ahilud oğlu Baana; 13 Ramot-gilead’da+ Geber’in oğlu (Gilead’da+ Manasse oğlu Yair’in+ çadır köyleri, ayrıca Başan’daki+ Argob bölgesi,+ yani surlu ve kapıları bakır sürgülü 60 büyük şehir onun bölgesiydi); 14 Mahanaim’de+ İddo oğlu Ahinadab; 15 Naftali’de Ahimaats (Süleyman’ın diğer bir kızı Basemat’la evlendi); 16 Aşer ve Bealot’ta Huşay oğlu Baana; 17 İssakar’da Parua oğlu Yehoşafat; 18 Benyamin’de+ Ela oğlu Şimei;+ 19 Gilead+ topraklarında, yani Amorilerin kralı Sihon’un+ ve Başan Kralı Og’un+ topraklarında Uri oğlu Geber. Ayrıca ülkede tüm bölge idarecilerinden sorumlu bir idareci vardı.
20 Yahuda ve İsrail halkı deniz kıyısındaki kum gibi çoktu,+ yiyip içiyorlardı ve sevinç içindeydiler.+
21 Süleyman ırmaktan*+ Filisti topraklarına ve Mısır sınırına kadar tüm krallıklara egemen oldu. Onlar Süleyman’a ömrü boyunca haraç ödediler ve hizmet ettiler.+
22 Süleyman’ın saray halkının günlük yiyeceği şunlardı: 30 kor ince un, 60 kor un,* 23 ayrıca 10’u ahırda 20’si çayırda beslenmiş sığır, 100 koyun, bunların yanı sıra geyikler, ceylanlar, karacalar ve besili guguk kuşları. 24 Tifsah’tan Gazze’ye+ kadar ırmağın*+ batısındaki her şey, bu bölgedeki tüm krallar da dahil Süleyman’ın kontrolü altındaydı. Ülkesinde ve çevresindeki tüm topraklarda barış vardı.+ 25 Süleyman’ın ömrü boyunca Yahuda ve İsrail halkı, Dan’dan Beer-şeba’ya kadar herkes kendi asmasının ve kendi incir ağacının altında, güven içinde yaşadı.
26 Süleyman’ın, savaş arabalarının atları için kullandığı ahırlar 4.000* bölmeliydi ve 12.000 atı* vardı.+
27 Bölge idarecileri Kral Süleyman’a ve sofrasında yer verilen herkese yiyecek sağlardı. Her biri kendi sorumlu olduğu ayda hiçbir şeyi eksik etmezdi.+ 28 Her bir bölge idarecisi ayrıca, arabaları çeken atlar da dahil bütün atlar için ihtiyaç olan her yere, kendisinden beklenen miktarda arpa ve saman götürürdü.
29 Tanrı Süleyman’a çok büyük bir hikmet, ayırt etme yeteneği ve muazzam* bir anlayış verdi.+ 30 Süleyman’ın hikmeti Doğu’nun ve Mısır’ın bütün hikmetinden daha üstündü.+ 31 Onun gibisi yoktu, Ezrahoğlu Etan’dan+ ve Mahol’un oğulları Heman,+ Kalkol+ ve Darda’dan daha hikmetliydi. Ünü çevredeki tüm milletlere yayıldı.+ 32 Süleyman 3.000 özdeyiş+ söyledi ve 1.005 ilahisi*+ vardı. 33 Lübnan sedirinden duvarlarda biten zufaotuna*+ kadar bitkiler ve ağaçlar hakkında, hayvanlar,+ kuşlar,*+ balıklar ve sürünen canlılar*+ hakkında söyleyecek bir sözü vardı. 34 Tüm milletlerden insanlar Süleyman’ın hikmetini dinlemeye geliyordu, aralarında dünyanın her yerinden onun hikmetini duyup gelen krallar da vardı.+
5 Sur+ Kralı Hiram, Süleyman’ın, babasından sonra kral olduğunu* duyunca ona hizmetkârlarını gönderdi, çünkü Hiram Davut’la eski dosttu.*+ 2 Süleyman da Hiram’a şu haberi gönderdi:+ 3 “Biliyorsun, Babam Davut Tanrısı Yehova’nın ismine bir ev inşa edemedi. Çünkü sonunda Yehova ona zafer verene dek,* etrafını saran düşmanlarla savaşması gerekti.+ 4 Fakat şimdi Tanrım Yehova bana her taraftan huzur verdi.+ Ne bir başkaldıran var ne de kötü bir olay.+ 5 Yehova, babam Davut’a ‘Senin yerine tahtına oturtacağım oğlun, Benim ismime o ev yapacak’ diyerek bir söz vermişti. Şimdi ben de Tanrım Yehova’nın ismine bir ev yapmak istiyorum.+ 6 Adamlarına emir ver de benim için Lübnan sediri+ kessinler. Senin hizmetkârlarınla beraber benimkiler de çalışır, hizmetkârların için senin belirleyeceğin ücreti öderim. Bildiğin gibi bizde Saydalılar gibi ağaç kesmesini bilen yok.”+
7 Hiram Süleyman’ın sözlerini duyunca çok sevindi ve “Bu büyük halkı yönetmesi için Davut’a hikmetli bir oğul veren Yehova bugün yüceltilsin!” dedi.+ 8 Sonra Süleyman’a şöyle cevap gönderdi: “Yolladığın haberi aldım. İstediğin gibi yapıp sana sedir ve ardıç tomrukları+ sağlayacağım. 9 Hizmetkârlarım tomrukları Lübnan’dan denize indirir, onlardan sallar yapıp söyleyeceğin yere deniz yoluyla getiririm. Orada onları çözerim, sen de götürürsün. Karşılığında sen de rica ettiğim gibi sarayımın yiyecek ihtiyacını karşılarsın.”+
10 Böylece Hiram Süleyman’a istediği miktarda sedir ve ardıç tomrukları sağladı. 11 Süleyman da Hiram’ın sarayının erzak ihtiyacı için 20.000 kor buğday verdi ve ayrıca 20 kor* saf zeytinyağı* sağladı. Süleyman bunları Hiram’a her yıl verdi.+ 12 Yehova söz verdiği gibi Süleyman’a hikmet bağışladı.+ Hiram ile Süleyman arasında barış vardı ve aralarında bir anlaşma yaptılar.
13 Kral Süleyman tüm İsrail’den zorunlu hizmette çalışacak adamlar topladı; adamların sayısı 30.000’di.+ 14 Sırayla her ay 10.000 adamı Lübnan’a gönderirdi. Onlar bir ay Lübnan’da, iki ay evlerinde kalırlardı. Zorunlu hizmette çalışanların başında Adoniram+ vardı. 15 Süleyman’ın dağlarda 70.000 işçisi* ve taş kesen+ 80.000 adamı vardı,+ 16 ayrıca işçilere gözetmenlik eden 3.300 ustabaşısı vardı.+ 17 Kral’ın emriyle, mabedin temelini+ yontma taşlarla atmak için büyük ve pahalı taşlar+ çıkardılar.+ 18 Süleyman’ın ve Hiram’ın işçileri ile Geballılar+ taşları kestiler. Mabedin inşası için gereken tomrukları ve taşları hazırladılar.
6 İsrailoğullarının Mısır’dan çıkışının 480. yılıydı.+ Süleyman İsrail’in kralı olmasının 4. yılında, 2. ay olan Ziv*+ ayında Yehova’nın mabedini* inşa etmeye başladı.+ 2 Kral Süleyman’ın Yehova için inşa ettiği mabedin uzunluğu 60 arşın, genişliği 20 arşın ve yüksekliği 30 arşındı.*+ 3 Mabedin* öndeki giriş salonu+ 20 arşın genişliğindeydi ve mabetle aynı genişlikteydi, giriş salonunun uzunluğu 10 arşındı.
4 Mabede dışarı doğru daralan pencereler+ yaptı. 5 Ayrıca mabedin duvarlarına bitişik bir yapı inşa etti. Bu yapı mabet duvarlarının, yani ana bölme* ile iç odanın*+ etrafını sarıyordu; içinde odalar vardı.+ 6 Bu yan odalardan en alt kattakilerin genişliği 5 arşın, orta kattakilerin 6 arşın, üçüncü kattakilerin 7 arşındı.* Kirişler mabedin duvarlarına girmesin diye mabedin duvarlarına çepçevre çıkıntılar yaptı.+
7 Mabedin yapımında kullanılan taşlar çıkarıldıkları yerde hazırlanmıştı,+ böylece inşaat sırasında mabedin içinde ne çekiç ne balta ne de demir bir alet sesi duyuldu. 8 En alt kattaki yan odaların girişi mabedin güney* yanındaydı;+ orta kata, oradan da üçüncü kata döner bir merdivenle çıkılıyordu. 9 Süleyman mabedi inşa etmeye devam etti ve işi bitirdi.+ Mabedin üstünü sedir ağacından+ kirişlerle ve tahtalarla kapattı. 10 Mabedin etrafını saran yan odalar+ 5’er arşın yüksekliğindeydi ve sedir ağacından kirişlerle mabede eklenmişti.
11 Bu arada Süleyman’a Yehova’dan şu söz geldi: 12 “Eğer yasalarıma uyarsan, hükümlerimi yerine getirirsen ve bütün emirlerime itaat edip onların rehberliğinde yürürsen,+ Ben de inşa ettiğin bu evle ilgili baban Davut’a verdiğim sözü senin aracılığınla gerçekleştireceğim+ 13 ve İsrailoğullarının arasında oturacağım,+ halkım İsrail’i hiç bırakmayacağım.”+
14 Süleyman mabedi inşa etmeye devam etti ve işi bitirdi. 15 Mabedin duvarlarını içeriden sedir ağacından panellerle kapladı. Mabedi yerden tavan kirişlerine kadar içeriden tahtayla kapladı ve mabedin zeminine ardıç keresteler+ döşedi. 16 Mabedin arka kısmında 20 arşınlık bir bölme yaptı. Bölmeyi yerden tavana kadar sedir ağacından tahtalarla yaptı, bu iç oda+ En Kutsal Yer’di.+ 17 Mabedin+ ön kısmındaki ana bölme 40 arşın* uzunluğundaydı. 18 Mabedin içindeki sedir ağacından kaplamalara acıkarpuz+ ve çiçek+ motifleri oyulmuştu. Her yer sedir ağacındandı, taş hiç görünmüyordu.
19 Yehova’nın Ahit Sandığı’nı koymak için mabedin arka kısmındaki iç odayı+ hazırladı.+ 20 İç odanın uzunluğu 20 arşın, genişliği 20 arşın, yüksekliği 20 arşındı+ ve odayı saf altınla kapladı. Ayrıca sunağı+ sedir ağacıyla kapladı. 21 Süleyman mabedin içini saf altınla kapladı;+ altın kaplı iç odanın önüne altın bir zincir çekti.+ 22 Bütün mabedi, mabedin her yanını altınla kapladı, iç odanın önündeki sunağı da tamamen altınla kapladı.+
23 Sonra iç odada çam ağacından* iki kerubi*+ yaptı, her biri 10 arşın boyundaydı.+ 24 Bir kerubinin bir kanadının uzunluğu 5 arşın, diğer kanadının da uzunluğu 5 arşındı. Kanatları bir uçtan öbür uca 10 arşındı. 25 İkinci kerubi de 10 arşındı. İki kerubinin büyüklüğü de biçimi de aynıydı. 26 İkisinin de boyu 10 arşındı. 27 Kerubileri+ iç odaya yerleştirdi. Kanatları açıktı; bir kerubinin bir kanadı bir duvara, diğer kerubinin bir kanadı öbür duvara kadar uzanıyordu, diğer kanatları da odanın ortasına doğru uzanıyor ve birbirine değiyordu. 28 Kerubileri altınla kapladı.
29 İç odanın ve önündeki odanın bütün duvarlarına kerubi,+ hurma ağacı+ ve çiçek+ motifleri oydu. 30 Mabedin iç odasının ve ön odasının zeminini altınla kapladı. 31 İç odanın girişi için çam ağacından kapılar, kenar sütunları ve kapı çerçevesinin iki yan parçasını yaptı; beşte birlik bir kısım.* 32 İki kapı da çam ağacındandı, üzerlerine kerubi, hurma ağacı ve çiçek motifleri oyup kapıları altınla kapladı; kerubi ve hurma ağacı motiflerini altın varakla kapladı.* 33 Ana bölmenin girişi için de çam ağacından aynı şekilde bir kapı çerçevesi yaptı; dörtte birlik bir kısım.* 34 Ardıç ağacından iki kapı yaptı. İki kapının da miller üzerinde dönen ikişer kanadı vardı.+ 35 Üzerlerine kerubi, hurma ağacı ve çiçek motifleri oydu; onları altın varakla kapladı.
36 İç avlunun+ duvarını üç sıra yontma taş, bir sıra sedir+ kirişle inşa etti.
37 Böylece 4. yılda, Ziv ayında Yehova’nın mabedinin temeli atıldı+ 38 ve mabet 11. yılda, 8. ay olan Bul* ayında, mimari planına+ uygun şekilde ve bütün detaylarıyla bitirildi. Mabedin inşası 7 yıl sürdü.
7 Süleyman’ın kendi sarayını inşa etmesi 13 yıl sürdü+ ve her şeyi tamamladı.+
2 Lübnan Ormanı+ adında bir bina inşa etti. Binanın uzunluğu 100 arşın, genişliği 50 arşın ve yüksekliği 30 arşındı.* Bina sedir ağacından+ 4 sıra halindeki sütunların üzerine inşa edilmişti ve sütunların üzerinde sedir ağacından kirişler vardı. 3 Kirişlerin arasında destek parçaları vardı. Bina, sütunların üzerindeki bu destek parçalarından itibaren sedir ağacından panellerle kaplanmıştı; bu parçaların sayısı bir sırada 15 olmak üzere toplam 45’ti. 4 Binada üst üste üç sıra çerçeveli pencereler vardı ve bunlar karşılıklıydı. 5 Üç sıra halindeki karşılıklı pencereler gibi, bütün girişler ve kapılar da çerçeveli ve kareydi.*
6 Ayrıca Sütunlu Salon’u inşa etti. Salon’un uzunluğu 50 arşın ve genişliği 30 arşındı.* Bu yapının ön kısmında, sütunları ve çatısı olan bir sundurma vardı.
7 Ayrıca Taht Salonu’nu,+ yani hükümlerini vereceği Hüküm Salonu’nu+ inşa etti. Bu bina zemininden kirişlerine kadar sedir ağacıyla kaplandı.
8 Kendi sarayı Salon’dan biraz uzaktaydı ve ona benzer tarzda inşa edilmişti; bu saray diğer avludaydı.+ Ayrıca Süleyman eş olarak aldığı Firavun’un kızı için de bu Salon gibi bir saray yaptı.+
9 Temellerinden duvar tepeliklerine* kadar tüm bu binalar ve binaların dışından büyük avluya+ kadar her yer pahalı taşlarla+ inşa edildi. Taşlar ölçülere göre kesilmiş ve taş testereleriyle ön ve arka yüzeyleri yontulmuştu. 10 Çok büyük ve pahalı taşlarla temel atıldı; taşlardan bazıları 10 arşın, bazıları 8 arşındı.* 11 Onların üzerinde, belirli ölçülere göre yontulmuş pahalı taşlar vardı, sedir ağacı da kullanılmıştı. 12 Yehova’nın mabedinin iç avlusunda+ ve giriş salonunda*+ olduğu gibi, büyük avluyu çevreleyen duvar da üç sıra yontma taş ve bir sıra sedirle yapıldı.
13 Kral Süleyman haber gönderip Sur’dan Hiram’ı+ getirtti. 14 Bu adamın annesi Naftali kabilesinden dul bir kadın, babası ise Surlu bir bakır işçisiydi.+ Hiram her tür bakır* işinde büyük bir beceriye, anlayışa+ ve deneyime sahipti. Kral Süleyman’ın yanına geldi ve onun istediği bütün işi yaptı.
15 Bakırdan iki sütun döktü;+ her birinin yüksekliği 18 arşındı, iki sütunun da çevresi ölçü ipiyle 12 arşındı.*+ 16 Sütunların üzerine koymak için bakırdan iki döküm sütun başlığı yaptı. Bir sütun başlığının yüksekliği 5 arşındı, diğer sütun başlığının yüksekliği de 5 arşındı. 17 İki sütun başlığında da ağ ve burma zincir şeklinde süsler vardı;+ birinde 7, diğerinde de 7 taneydi. 18 Sonra narlar yaptı ve onları ağın üzerine, sütun başlıklarını saracak şekilde, iki sıra halinde yerleştirdi; iki sütun başlığını da aynı şekilde yaptı. 19 Giriş salonunun önündeki sütunların başlıkları zambak şeklindeydi, başlığın bu kısmı 4 arşındı. 20 İki sütun başlığında bu kısım, ağın sardığı şişkin bölümün hemen yukarısındaydı; her başlığı saran sıra sıra 200 nar vardı.+
21 Bu sütunları mabedin giriş salonunun+ önüne yerleştirdi. Sağdaki* sütunu yerleştirip ona Yakin* adını verdi, sonra soldaki* sütunu yerleştirdi, ona da Boaz*+ adını verdi. 22 Sütunların başlıkları zambak şeklindeydi. Böylece sütunların yapımı tamamlandı.
23 Sonra döküm havuzu yaptı.+ Havuz yuvarlaktı, ağzının genişliği bir uçtan öbür uca 10 arşındı, havuzun yüksekliği 5 arşındı ve çevresi ölçü ipiyle 30 arşındı.*+ 24 Havuz, ağzının altındaki iki sıra acıkarpuz motifleriyle+ birlikte dökülmüştü. Her arşında 10’ar tane olan bu motifler havuzu çepçevre sarıyordu. 25 Havuz 12 boğanın üzerindeydi;+ 3’ü kuzeye, 3’ü batıya, 3’ü güneye, 3’ü de doğuya bakıyordu. Boğaların arka kısımları havuzun ortasına doğruydu, havuz boğaların üzerinde duruyordu. 26 Havuzun kalınlığı 4 parmaktı,* ağzı kâse ağzı gibi, zambak çiçeği şeklindeydi. İçine 2.000 bat* su koyarlardı.
27 Bakırdan 10 araba*+ yaptı. Her arabanın uzunluğu 4 arşın, genişliği 4 arşın, yüksekliği 3 arşındı.* 28 Arabalar şöyle yapılmıştı: Yan levhaları vardı, bu levhaların etrafı çerçeveliydi. 29 Çerçeve içindeki yan levhaların üzerinde aslan,+ boğa ve kerubi+ motifleri vardı, aynı tasarım çerçevelerin üzerinde de vardı. Aslanların ve boğaların yukarısında ve aşağısında sarkık çelenkler şeklinde kabartmalar vardı. 30 Her arabanın bakırdan 4 tekerleği ve bakırdan 4 dingili vardı; tekerleklerin desteği arabanın köşe parçalarıydı. Bu destekler kazanın altındaydı, her biri üzerlerindeki çelenk motifleriyle beraber dökülmüştü. 31 Kazanın ağzı arabanın üst kısmındaki çemberin içine oturtulmuştu, kazanın tabanından ağzına kadar 1 arşındı.* Çember, destekleriyle birlikte 1,5 arşın yüksekliğindeydi ve üzerinde oymalar vardı. Yan levhaları yuvarlak değil kareydi. 32 Bu 4 tekerlek arabanın yan levhalarının aşağısındaydı, tekerleklerin destekleri arabaya bağlıydı ve her tekerleğin çapı 1,5 arşındı. 33 Tekerlekler savaş arabası tekerleği gibi yapılmıştı. Tekerleklerin destekleri, çemberleri, çubukları ve göbekleri, hepsi dökümdü. 34 Her arabanın dört köşesinde birer destek parçası vardı; bunlar arabayla birlikte dökülmüştü. 35 Arabanın üst kısmındaki çember şeklindeki çerçeve yarım arşın yüksekliğindeydi. Araba üst kısmındaki çerçeveye ait parçalar ve yan levhalarla birlikte dökülmüştü. 36 Ayrıca çerçeveye ait parçaların ve yan levhaların üzerlerine genişlikleri oranında kerubi, aslan ve hurma ağacı motifleri oydu, çepçevre çelenklerle süsledi.+ 37 Arabaların 10’unu+ da böyle yaptı; hepsi aynı biçimde ve aynı ölçülerde döküldü.+
38 Bakırdan 10 kazan yaptı;+ her kazan 40 bat su alabiliyordu ve 4 arşındı.* 10 arabanın her birinde bir tane kazan vardı. 39 Sonra 5 arabayı evin sağ tarafına, 5 arabayı da evin sol tarafına koydu. Havuzu evin sağ tarafına, güneydoğu yönüne doğru yerleştirdi.+
40 Hiram+ ayrıca kazanlar, kürekler+ ve leğenler+ yaptı.
Böylece Yehova’nın mabedinde Kral Süleyman için yaptığı bütün şu işleri bitirdi:+ 41 iki sütun+ ve kâse biçimindeki sütun başlıkları; kâse biçimindeki iki sütun başlığını saran iki ağ süsü;+ 42 kâse biçimindeki iki sütun başlığını saran iki ağ için, her ağda iki sıra olmak üzere 400 nar;+ 43 10 araba+ ve arabaların üzerindeki 10 kazan;+ 44 havuz+ ve havuzun altındaki 12 boğa; 45 kovalar, kürekler, leğenler ve tüm takımlar; Hiram bunları parlatılmış bakırdan, Kral Süleyman’ın isteği üzerine Yehova’nın mabedi için yaptı. 46 Kral bunları Ürdün Irmağı bölgesinde, Sukkot ile Tsaretan arasındaki bölgede kilden kalıplar kullanarak döktü.
47 Takımlar o kadar çoktu ki Süleyman onları tartmadı. Kullanılan bakırın hesabı tutulmadı.+ 48 Süleyman Yehova’nın mabedi için bütün şu takımları yaptı: altın sunak;+ üzerine huzur ekmeği* konacak altın masa;+ 49 iç odanın önünde 5’i sağa, 5’i sola konacak saf altından şamdanlar;+ altından çiçekler,+ kandiller* ve fitil maşaları;+ 50 saf altından kazanlar, fitil makasları,+ leğenler, taslar+ ve kor kapları;+ iç odanın,+ yani En Kutsal Yer’in kapıları için ve Kutsal Yer’in* kapıları+ için altın mil yuvaları.
51 Kral Süleyman Yehova’nın mabediyle ilgili yapması gereken tüm işleri tamamladı. Süleyman babası Davut’un adadığı* şeyleri oraya getirdi;+ gümüşü, altını ve diğer eşyaları Yehova’nın mabedinin hazine odalarına koydu.+
8 O zaman Süleyman İsrail ihtiyarlarını, yani İsrail’in bütün kabile başlarını ve aşiret beylerini+ bir araya topladı.+ Yehova’nın Ahit Sandığı’nı Davut Şehri+ Sion’dan+ çıkarmak için Yeruşalim’e Kral Süleyman’ın yanına geldiler. 2 İsrail’in bütün erkekleri, 7. ay olan Etanim* ayındaki bayramda*+ Kral Süleyman’ın önünde toplandı. 3 İsrail’in bütün ihtiyarları* geldi ve kâhinler Sandığı kaldırıp taşıdı.+ 4 Yehova’nın sandığını, Toplanma Çadırı’nı+ ve bu çadırdaki tüm kutsal takımları mabede getirdiler. Onları kâhinler ve Levioğulları taşıdı. 5 Kral Süleyman ve tüm İsrail topluluğu, Kral’ın çağırdığı herkes Sandığın önündeydi. Sayılamayacak kadar çok koyun ve sığır kurban ediyorlardı.+
6 Sonra kâhinler Yehova’nın Ahit Sandığı’nı yerine,+ yani mabedin iç odasına, En Kutsal Yer’e taşıyıp kerubilerin kanatlarının altına koydular.+
7 Kerubilerin kanatları Sandığın konulduğu yerin üzerinde açık duruyordu, böylece Sandık ve sırıkları kerubilerin altında kalıyordu.+ 8 Sırıklar+ o kadar uzundu ki, uçları iç odanın önündeki Kutsal Yer’den görünüyordu, fakat dışarıdan görünmüyordu. Bugün hâlâ oradalar. 9 Sandıkta iki taş levhadan+ başka bir şey yoktu; Musa onları Sandığa Horeb’de, Yehova Mısır’dan çıkan İsrailoğullarıyla+ ahit* yaptığında+ koymuştu.+
10 Kâhinler kutsal mekândan çıkınca, bulut+ Yehova’nın mabedini doldurdu.+ 11 Kâhinler bulut nedeniyle orada kalıp hizmet etmeye devam edemediler, çünkü Yehova’nın ihtişamı Yehova’nın mabedini doldurmuştu.+ 12 O zaman Süleyman şöyle söyledi: “Yehova, Sen koyu karanlıkta oturduğunu söylemiştin.+ 13 İşte, Sana sonsuza dek oturman için yüce bir mabet, kalıcı bir yer inşa edebildim.”+
14 Sonra Kral halka döndü ve onlar için hayırdua etti; o sırada bütün İsrail cemaati* ayakta duruyordu.+ 15 Süleyman şöyle dedi: “Babam Davut’a bizzat* verdiği sözü Kendi eliyle gerçekleştiren İsrail’in Tanrısı Yehova yüceltilsin. O demişti ki, 16 ‘Halkım İsrail’i Mısır’dan çıkardığım günden beri, ismimi taşıyacak bir ev inşa edilmesi için İsrail kabileleri içinde bir şehir seçmemiştim.+ Ama halkım İsrail’in önderi olması için Davut’u seçtim.’ 17 Babam Davut, İsrail’in Tanrısı Yehova’nın ismine bir ev inşa etmeyi yürekten istiyordu.+ 18 Fakat Yehova babam Davut’a şöyle dedi: ‘İsmime bir ev inşa etmeyi yürekten istiyorsun, bunu istemen güzel. 19 Ancak evi sen yapmayacaksın. Doğacak olan oğlun, Benim ismime o ev yapacak.’+ 20 Yehova verdiği sözü yerine getirdi ve ben Yehova’nın vaat ettiği gibi babam Davut’un yerine geçip İsrail tahtına oturdum. Ayrıca İsrail’in Tanrısı Yehova’nın ismini taşıyan mabedi inşa ettim+ 21 ve Yehova’nın atalarımızla, onları Mısır’dan çıkarırken yaptığı ahdin bulunduğu Sandık+ için orada bir yer hazırladım.”
22 Sonra Süleyman tüm İsrail cemaatinin karşısında, Yehova’nın sunağının önünde durdu, ellerini göğe açtı+ 23 ve şöyle dedi: “Ey İsrail’in Tanrısı Yehova, yukarıda göklerde veya aşağıda yerde Senin gibi Tanrı yok.+ Sen, tüm yürekleriyle Senin yolunda yürüyen kullarına vefa gösterirsin+ ve ahdine bağlı kalırsın.+ 24 Babam kulun Davut’a verdiğin sözü tuttun. O sözü bizzat Sen vermiştin, bugün de Kendi elinle yerine getirdin.+ 25 Ey İsrail’in Tanrısı Yehova, şimdi babam Davut’a verdiğin şu sözü de tut, ona şöyle demiştin: ‘Eğer oğulların gittikleri yola dikkat eder ve tıpkı senin gibi yolumda yürürlerse, soyun İsrail tahtından inmeyecek.’+ 26 Ey İsrail’in Tanrısı, babam kulun Davut’a verdiğin söz lütfen gerçekleşsin.
27 Fakat Tanrı gerçekten yeryüzünde oturur mu?+ İşte gökler, evet göklerin göğü bile Seni alamaz;+ benim inşa ettiğim bu mabet nedir ki!+ 28 Ey Tanrım Yehova, bu kulunun duasına ve lütuf dileğine kulak ver, bugün Senin önünde ettiği bu duayı ve yardım yakarışını dinle. 29 Gözlerin gece gündüz bu mabedin üzerinde, ‘İsmimi taşıyacak’+ dediğin yerin üzerinde olsun ve bu yere doğru dua eden bu kulunun duasını işit.+ 30 Buraya doğru dua eden kulunun lütuf dileğine ve halkın İsrail’in ricasına kulak ver. Göklerdeki meskeninden işit,+ evet, işit ve bağışla.+
31 Bir adam komşusuna karşı günah işlediğinde, ona bu günahı işlemediğine dair yemin* ettirilirse ve adam o yemin altındayken Senin bu mabetteki sunağına gelirse,+ 32 o zaman göklerden işit, harekete geç ve kullarını yargıla. Kötülük yapanın suçlu olduğunu ortaya çıkar ve yaptıklarını ona ödet, doğru davrananın ise masum olduğunu ortaya çıkar ve onu doğruluğuna göre ödüllendir.+
33 Halkın İsrail Sana karşı ısrarla günah işlediği için düşmana yenildiğinde,+ Sana geri döner, adını yüceltir,+ bu mabette dua edip Senden lütuf dilerse,+ 34 o zaman göklerden işit ve halkın İsrail’in günahını bağışla, atalarına verdiğin topraklara onları geri getir.+
35 Halkın Sana karşı ısrarla günah işlediği+ için gökler kapanıp hiç yağmur yağmadığında,+ onları terbiye ettiğin için bu yere doğru dua eder, adını yüceltir ve günahlarını bırakırlarsa,+ 36 o zaman göklerden işit ve kullarının, halkın İsrail’in günahını bağışla. Yürümeleri gereken doğru yolu onlara öğret+ ve halkına miras olarak verdiğin topraklara yağmur yağdır.+
37 Ülkede kıtlık+ ya da salgın hastalık olursa; ürünler kavurucu rüzgarla, küfle,+ istilacı ya da doymak bilmez çekirge sürüleriyle mahvolursa; şehirlerinin birine düşman saldırırsa; ya da başka herhangi bir felaket veya hastalık olursa,+ 38 bir kişi veya tüm halkın İsrail, ellerini bu mabede doğru açıp dua eder, lütuf dilerse+ (çünkü herkes kendi yüreğindeki derdi bilir),+ 39 o zaman göklerden, meskeninden işit,+ bağışla+ ve harekete geç. Herkese tuttuğu yola göre karşılığını ver,+ çünkü Sen insanın yüreğindekileri bilirsin (her insanın yüreğinde gerçekten ne olduğunu yalnızca Sen bilirsin).+ 40 Böylece, atalarımıza verdiğin topraklarda yaşadıkları sürece halkın Senden korksun ve Sana saygı duysun.
41 Halkın İsrail’den olmayan ve Senin ismini* duyup uzak bir memleketten gelen yabancı da+ 42 gelip bu mabede doğru dua ederse (çünkü büyük ismini,+ uzattığın elini ve kolunun kuvvetini duyacaklar), 43 göklerden, meskeninden+ işit ve o yabancının Senden dilediği her şeyi yerine getir. Böylece yeryüzündeki tüm milletler, halkın İsrail gibi Senin ismini bilsin, Senden korksun+ ve yaptığım bu mabedin Senin ismini taşıdığını anlasın.
44 Halkını düşmanlarıyla savaşmaya gönderdiğinde,+ nerede olurlarsa olsunlar, seçtiğin bu şehre+ ve ismin için inşa ettiğim bu mabede doğru+ dönüp Sana, Yehova’ya dua ederlerse,+ 45 göklerden onların duasını ve lütuf dileğini işit, onlar için adaleti yerine getir.
46 Sana karşı günah işlediklerinde (çünkü günah işlemeyen insan yoktur),+ öfkelenip onları bir düşmanın eline bırakırsan, düşmanları da onları tutsak alıp yakın ya da uzak kendi ülkelerine götürürse,+ 47 tutsak oldukları o ülkede akılları başlarına gelir,+ Sana geri dönüp+ ‘Günah işledik, yanlış yaptık, kötülük ettik’+ diyerek Senden lütuf dilerlerse,+ 48 kendilerini tutsak alıp götüren düşmanların ülkesinde tüm yürekleriyle, tüm benlikleriyle* Sana dönerlerse+ ve atalarına verdiğin topraklara, seçtiğin bu şehre ve ismin için inşa ettiğim bu mabede doğru dua ederlerse,+ 49 göklerden, meskeninden+ onların duasını ve lütuf dileğini işit, onlar için adaleti yerine getir. 50 Sana karşı günah işlemiş halkını ve Sana karşı işledikleri tüm suçları bağışla. Onları tutsak edenlerin yüreğini yumuşat ki halkına merhamet etsinler+ 51 (çünkü onlar Senin Mısır’dan,+ demir fırınından çıkardığın+ Kendi özel halkındır).+ 52 Gözlerin lütuf dileyen bu kulunun ve halkın İsrail’in üzerinde olsun,+ Sana her seslendiklerinde onları dinle.+ 53 Çünkü ey Ulu Rab Yehova, atalarımızı Mısır’dan çıkardığında kulun Musa aracılığıyla söylediğin gibi, onları yeryüzündeki tüm milletlerden ayırıp Kendi özel halkın yaptın.”+
54 Süleyman diz çöküp ellerini göğe açmıştı.+ Yehova’ya bu duasını ve yakarışını bitirince Yehova’nın sunağının önünden kalktı. 55 Ayakta durdu ve yüksek sesle tüm İsrail cemaati için hayırdua etti: 56 “Tam söz verdiği gibi halkı İsrail’e rahatlık veren Yehova yüceltilsin.+ Kulu Musa aracılığıyla verdiği bütün güzel vaatlerin hiçbiri boş çıkmadı.+ 57 Tanrımız Yehova atalarımızın yanında olduğu gibi bizim de yanımızda olsun.+ Bizi yüzüstü bırakmasın ve terk etmesin.+ 58 Yolunda yürümemiz için, atalarımıza verdiği emirlere, kurallara ve hükümlere uymamız için O’na yürekten bağlı olmamızı sağlasın.+ 59 Yehova’ya yakarırken söylediğim bu sözleri Tanrımız Yehova gece gündüz hatırlasın da, bu kulu ve halkı İsrail için her gün adaleti yerine getirsin. 60 Böylece yeryüzündeki tüm milletler anlasın ki gerçek Tanrı Yehova’dır,+ O’ndan başkası yoktur.+ 61 Öyleyse siz, bugün olduğu gibi O’nun kurallarına ve emirlerine uyarak Tanrınız Yehova’ya tüm yüreğinizle+ bağlı kalın.”
62 Kral ve onunla beraber bütün İsrailoğulları Yehova’nın önünde çok sayıda kurban sundular.+ 63 Süleyman paylaşma kurbanları+ olarak Yehova’ya 22.000 sığır ve 120.000 koyun sundu. Böylece Kral ve tüm İsrailoğulları Yehova’nın mabedini hizmete açtı.+ 64 O gün Kral’ın, Yehova’nın mabedinin önündeki avlunun orta kısmını da kutsaması gerekti. Yehova’nın önündeki bakır sunak,+ yakılan kurbanları, tahıl sunularını* ve paylaşma kurbanlarının yağını+ almaya yetmediğinden bunları orada sunması gerekmişti. 65 Süleyman ve tüm İsrail halkı, Lebo-hamat’tan* Mısır Vadisi’ne+ kadar ülkenin her yerinden gelmiş büyük bir cemaat, birlikte Tanrımız Yehova’nın önünde 7 gün ve bir 7 gün daha, toplam 14 gün bayram kutladılar.+ 66 Süleyman ertesi gün* halkı gönderdi. Onlar da Kral’a hayırdua edip evlerine sevinçle döndüler; Yehova’nın, kulu Davut ve halkı İsrail için yaptığı tüm iyiliklerden+ dolayı yürekleri sevinç ve neşeyle coşuyordu.
9 Süleyman Yehova’nın mabedini, kral sarayını+ ve yapmak istediği her şeyi tamamladıktan hemen sonra,+ 2 Yehova ona Gibeon’da olduğu gibi, ikinci kez göründü.+ 3 Yehova ona şöyle dedi: “Duanı ve lütuf dileğini işittim. İsmimi vererek bu mabedi kutsal kıldım, orası her zaman ismimi taşıyacak.+ Gözlerim ve yüreğim hep orada olacak.+ 4 Ve sen, eğer sana emrettiğim her şeyi yaparak baban Davut gibi tüm yüreğinle Bana bağlı kalır+ ve doğru olanı yaparsan,+ bu şekilde yolumda yürürsen,+ kurallarıma ve hükümlerime uyarsan,+ 5 baban Davut’a ‘Senin soyun İsrail tahtından inmeyecek’ diye söz verdiğim gibi, İsrail’de senin kraliyet tahtını sonsuza dek ayakta tutacağım.+ 6 Fakat siz ve çocuklarınız Benim yolumdan sapar, size verdiğim emirlere ve yasalara uymazsanız, gidip başka tanrılara tapınır ve onların önünde eğilirseniz,+ 7 İsrail’i ona verdiğim topraklardan söker,+ ismimden dolayı kutsal kıldığım bu mabedi de gözümün önünden silip atarım.+ İsrail tüm halkların diline düşer ve alay konusu olur.+ 8 Bu mabet harabeye döner.+ Yanından geçenler şaşkınlık içinde ıslık çalıp ‘Yehova bu ülkeye ve mabede neden bunu yaptı?’ derler.+ 9 Sonra da derler ki, ‘Çünkü onlar, atalarını Mısır’dan çıkaran Tanrıları Yehova’yı bıraktılar, başka tanrılara bağlandılar, onlara tapınıp önlerinde eğildiler. Yehova işte bu yüzden onca felaketi başlarına getirdi.’”+
10 Kral Süleyman iki yapının, Yehova’nın mabedi ile kral sarayının inşasını 20 yılın sonunda bitirdi.+ 11 Süleyman, kendisine istediği gibi sedir ve ardıç tomruğu, ayrıca dilediği kadar altın sağlayan+ Sur Kralı Hiram’a+ Celile bölgesinde 20 şehir verdi. 12 Bunun üzerine Hiram Sur’dan ayrılıp Süleyman’ın verdiği şehirlere bakmaya gitti, fakat onları beğenmedi. 13 Süleyman’a “Kardeşim, bana ne biçim şehirler verdin?” dedi. O şehirler bugün hâlâ Kabul* adıyla anılır. 14 Hiram Kral’a 120 talant* altın+ gönderdi.
15 Süleyman zorunlu hizmet için topladığı adamlarla+ Yehova’nın mabedini,+ kendi sarayını, Millo’yu,*+ Yeruşalim surlarını, Hatsor’u,+ Megiddo’yu+ ve Gezer’i+ inşa etti. 16 (Mısır Kralı, Firavun gelip Gezer’i ele geçirmiş ve ateşe vermişti, şehirde oturan Kenanlıları da öldürmüştü.+ Orayı kızına,+ yani Süleyman’ın karısına düğün hediyesi olarak vermişti.) 17 Süleyman Gezer’i, Aşağı Beyt-horon’u,+ 18 Baalat’ı+ ve kendi topraklarında, çölde bulunan Tamar’ı, 19 ayrıca kendisine ait olan bütün ambar şehirlerini, savaş arabası şehirlerini+ ve atlılar için olan şehirleri inşa etti.* Yeruşalim’de, Lübnan’da ve egemenliği altındaki tüm topraklarda yapmak istediği bütün inşa işlerini tamamladı. 20 İsrailoğullarından olmayan Amoriler, Hititler, Perizziler, Hiviler ve Yebusilerden+ artakalan tüm halka+ gelince, 21 Süleyman İsrailoğullarının tamamen yok edemediği o halkların memlekette kalmış olan çocuklarını zorunlu hizmette köle olarak çalıştırdı; bu hâlâ böyledir.+ 22 Fakat Süleyman İsrailoğullarından hiç kimseyi köle yapmadı;+ onlar Kral’ın savaşçıları, hizmetkârları, üst düzey yetkilileri, emir subayları, arabacılarının ve atlılarının başlarıydı. 23 Süleyman’ın inşa işinde, gözetmenlerin başında olan ve çalışanlara ustabaşılık yapan 550 yetkili vardı.+
24 Firavun’un kızı,+ Davut Şehri’nden+ çıkıp Kral’ın onun için inşa ettiği saraya geldikten sonra, Süleyman Millo’yu inşa etti.+
25 Süleyman Yehova için yaptığı sunakta yılda üç kez+ yakılan kurbanlar ve paylaşma kurbanları sunardı,+ Yehova’nın önündeki sunakta sunu dumanı da sunardı. Süleyman mabedi bitirmişti.+
26 Kral Süleyman Edom topraklarında, Kızıldeniz kıyısında, Elot yakınlarında bulunan Etsyon-geber’de+ bir gemi filosu da yaptırdı.+ 27 Bu filoda Süleyman’ın hizmetkârlarının yanı sıra Hiram’ın hizmetkârları,+ onun gönderdiği usta gemiciler de bulunuyordu. 28 Ofir’e+ gidip Kral Süleyman’a oradan 420 talant* altın getirdiler.
10 Saba Kraliçesi, Süleyman’ın Yehova’nın isminden dolayı sahip olduğu ünü duymuştu.+ Bu nedenle zor sorularla* onu sınamaya geldi.+ 2 Kraliçe Yeruşalim’e etkileyici bir kalabalıkla* geldi,+ develeri pelesenk* yağı,+ büyük miktarda altın ve değerli taşla yüklüydü. Süleyman’ın huzuruna çıktı ve yüreğinden geçen her şeyi onunla konuştu. 3 Süleyman da Kraliçe’nin bütün sorularını cevapladı. Kral’ın ona açıklamakta zorlandığı hiçbir şey yoktu.
4 Saba Kraliçesi Süleyman’ın hikmetinin derinliğini,+ inşa ettiği sarayı,*+ 5 sofrasındaki yiyecekleri,+ hizmetindekilerin oturma düzenini, uşaklarının yemek servisini ve giyim kuşamlarını, sâkilerini* ve Yehova’nın mabedinde düzenli olarak sunduğu yakılan kurbanları gördü ve bunlar karşısında nefesi kesildi. 6 Kral’a şöyle dedi: “Senin başarıların* ve hikmetin hakkında ülkemde duyduklarım doğruymuş. 7 Gelip kendi gözlerimle görene kadar söylenenlere inanmamıştım. Oysa bana anlatılanlar bunların yarısı bile değilmiş. Senin hikmetin ve zenginliğin, duyduklarımı kat kat aşıyor. 8 Adamlarına ne mutlu! Her zaman senin huzurunda bulunan, hikmetini dinleyen bu hizmetkârlarına ne mutlu!+ 9 Senden memnun olduğu için seni İsrail tahtına oturtan Tanrın Yehova yüceltilsin.+ İsrail’e sonsuz bir sevgi besleyen Yehova seni adaleti ve doğruluğu sağlaman için kral yapmış.”
10 Sonra Kral’a 120 talant* altın, büyük miktarda pelesenk yağı+ ve değerli taş verdi.+ Kral Süleyman’a Saba Kraliçesi’nin verdiği miktarda pelesenk yağı bir daha gelmedi.
11 Hiram’ın Ofir’den altın+ getiren filosu, oradan çok büyük miktarda sandal ağacı tomruğu+ ve değerli taş da getirdi.+ 12 Kral, sandal ağacı tomruklarından Yehova’nın mabedi ve kral sarayı için destekler, ayrıca ilahiciler için lirler* ve telli çalgılar yaptı.+ Bu miktarda sandal ağacı tomruğu bir daha ne geldi ne de görüldü.
13 Kral Süleyman, Saba Kraliçesi’ne cömertliğini gösteren hediyeler verdi, ayrıca ona beğenip istediği her şeyi de verdi. Sonra Kraliçe hizmetkârlarıyla beraber ülkesine geri döndü.+
14 Süleyman’a bir yılda gelen altının ağırlığı 666 talanttı.*+ 15 Bundan başka gezgin tacirlerden, tüccarlardan, bütün Arap krallarından ve ülkedeki valilerden sağlanan gelir de vardı.
16 Kral Süleyman altın alaşımı kullanarak 200 büyük kalkan yaptı+ (her bir büyük kalkan için 600 şekel* altın kullandı),+ 17 altın alaşımından 300 de küçük kalkan yaptı (her bir küçük kalkan için 3 mina* altın kullandı). Sonra Kral bunları Lübnan Ormanı+ denilen binaya koydu.
18 Kral bunlardan başka, fildişinden büyük bir taht yaptı+ ve onu saf altınla kapladı.+ 19 Tahta altı basamakla çıkılıyordu, tahtın yuvarlak bir tepeliği ve iki yanında kolları vardı, kolların yanlarında da iki aslan+ heykeli duruyordu. 20 Altı basamakta, her basamağın iki ucunda toplam 12 aslan duruyordu. Başka hiçbir krallıkta böylesi yapılmamıştı.
21 Kral Süleyman’ın tüm içki kâseleri altındandı ve Lübnan Ormanı+ denilen binadaki tüm kaplar saf altındandı. Gümüşten yapılmış hiçbir şey yoktu, çünkü Süleyman’ın döneminde gümüş değersiz sayılırdı.+ 22 Kral’ın Tarşiş+ gemilerinden oluşan bir filosu vardı ve bu filo denizde Hiram’ın filosuyla beraberdi. Tarşiş filosu üç yılda bir altın, gümüş, fildişi,+ maymun ve tavuskuşu yüklü olarak gelirdi.
23 Kral Süleyman dünyadaki bütün krallardan daha zengin+ ve daha hikmetliydi.+ 24 Dünyanın her yerinden insanlar Tanrı vergisi hikmetini+ dinlemek için Süleyman’ın huzurunda bulunmayı isterdi. 25 Ziyaretine gelenler ona hediye olarak altın ve gümüş eşyalar, giysiler, savaş malzemeleri, pelesenk yağı, atlar ve katırlar getirirdi; bu böyle yıllarca devam etti.
26 Süleyman savaş arabaları ve atlar* topluyordu; 1.400 savaş arabası ve 12.000 atı oldu.+ Onları savaş arabası şehirlerinde ve Yeruşalim’de kendi yakınında tutuyordu.+
27 Onun döneminde gümüş Yeruşalim’de taş kadar çok, sedir ağacı da Şefela’daki firavuninciri* ağaçları kadar boldu.+
28 Süleyman’ın atları Mısır’dan getirilirdi. Kral’ın tüccarları atları sürü olarak* belirli bir fiyata alırdı.+ 29 Mısır’dan getirtilen her savaş arabası 600 gümüşe, her at 150 gümüşe mal olurdu. Süleyman’ın tüccarları bunları tüm Hitit+ ve Aram* krallarına satardı.
11 Ancak Kral Süleyman, Firavun’un kızının+ yanı sıra Moablı,+ Ammonlu,+ Edomlu, Saydalı+ ve Hititli+ birçok yabancı kadın sevdi.+ 2 Bu kadınlar Yehova’nın, İsrail halkını şu sözlerle uyardığı milletlerdendi: “Onların arasına karışmayacaksınız,* onlar da sizin aranıza karışmayacak. Yoksa kendi tanrılarının peşinden gitmeniz için mutlaka yüreğinizi çelerler.”+ Fakat Süleyman onlara bağlandı ve onları sevdi. 3 Süleyman’ın 700 karısı vardı, bunlar soylu kadınlardı; 300 de cariyesi vardı. Eşleri yavaş yavaş onun yüreğini çeldi.* 4 Süleyman yaşlandığında,+ eşlerinin etkisiyle başka tanrıların peşinden gitti.+ O, Tanrısı Yehova’ya babası Davut gibi tüm yüreğiyle bağlı değildi. 5 Saydalıların tanrıçası Aştoret’in+ ve Ammonluların iğrenç tanrısı Milkom’un+ peşinden gitti. 6 Süleyman Yehova’nın gözünde kötü olanı yaptı, babası Davut gibi bütün yüreğiyle Yehova’nın yolundan gitmedi.+
7 Süleyman o dönemde, Moab’ın iğrenç tanrısı Kemoş ve Ammonluların iğrenç tanrısı Molek+ için Yeruşalim’e bakan dağda bir yüksek yer+ inşa etti.+ 8 Kendi tanrılarına kurban kesen ve sunu dumanı sunan bütün yabancı eşleri için bunu yaptı.
9 Yehova Süleyman’a çok öfkelendi, çünkü onun yüreği İsrail’in Tanrısı Yehova’dan uzaklaşmıştı.+ Üstelik Tanrı ona iki kez görünmüştü,+ 10 onu özellikle bu konuda uyarmış ve başka tanrıların peşinden gitmemesini emretmişti.+ Fakat Süleyman Yehova’nın emrine itaat etmedi. 11 Bunun üzerine Yehova Süleyman’a şöyle dedi: “Madem bunu yaptın ve sana emrettiğim gibi ahdime ve yasalarıma uymadın, Ben de krallığı kesinlikle senden çekip alacağım ve hizmetkârlarından birine vereceğim.+ 12 Ancak baban Davut’un hatırına bunu sen hayattayken yapmayacağım. Krallığı oğlunun elinden çekip alacağım,+ 13 ama tüm krallığı almayacağım.+ Kulum Davut’un ve seçtiğim şehir Yeruşalim’in+ hatırına bir kabileyi oğluna vereceğim.”+
14 Sonra Yehova, Süleyman’a karşı bir düşmanı,+ Edomlu Hadad’ı harekete geçirdi; bu adam Edom hanedanındandı.+ 15 Davut Edom’u yenilgiye uğrattığında,+ Ordu Komutanı Yoab ölenleri gömmek için oraya gitmiş ve Edom’daki tüm erkekleri öldürmüştü. 16 (Yoab Edom’daki bütün erkekleri ortadan kaldırana kadar tüm İsrail ordusuyla beraber orada 6 ay kalmıştı.) 17 Ancak küçük yaşta olan Hadad, babasının hizmetkârlarından bazı Edomlularla birlikte kaçmış ve Mısır’a gitmişti. 18 Onlar Midyan’dan yola çıkıp Paran’a,+ oradan da yanlarına adam toplayıp Mısır’a, Firavun’un yanına gitmişlerdi. Firavun ona ev ve toprak vermiş ayrıca erzak sağlamıştı. 19 Firavun, Hadad’ı o kadar sevdi ki, onu karısı Kraliçe Tahpenes’in kız kardeşiyle evlendirdi. 20 Bir süre sonra Hadad’ın, Tahpenes’in kız kardeşinden bir oğlu oldu. Adını Genubat koydular ve Tahpenes çocuğu Firavun’un sarayında büyüttü.* Genubat Firavun’un sarayında, onun oğullarıyla birlikte yaşadı.
21 Hadad Mısır’dayken, Davut’un öldüğünü* öğrendi.+ Ordu Komutanı Yoab’ın da öldüğünü+ haber aldı. Bunun üzerine Firavun’a “İzin ver memleketime gideyim” dedi. 22 Fakat Firavun ona “Benim yanımda bir eksiğin mi var ki memleketine gitmek istiyorsun?” diye sordu. Hadad da “Hiçbir eksiğim yok, ama lütfen izin ver gideyim” diye cevap verdi.
23 Tanrı, Süleyman’a karşı başka bir düşmanı+ daha, Elyada oğlu Rezon’u harekete geçirdi. O, efendisi Tsoba Kralı Hadadezer’den+ kaçmıştı. 24 Davut Tsoba erkeklerini yenilgiye uğrattığında*+ Rezon yanına adam toplamış ve yağmacı bir çetenin başı olmuştu. Onlar Şam’a+ gidip yerleşmiş ve orada yönetimi ele geçirmişlerdi. 25 Rezon Süleyman’ın ömrü boyunca İsrail’in düşmanı oldu ve Hadad gibi İsrail’e zarar verdi. Aram topraklarında hüküm sürerken İsrail’den hep nefret etti.
26 Efraim kabilesinden Tseredalı Nebat oğlu Yeroboam+ da Kral Süleyman’a başkaldırdı.+ O, Kral’ın hizmetkârlarından biriydi;+ annesinin adı Tserua’ydı ve kadın duldu. 27 Yeroboam’ın Kral’a başkaldırması şöyle oldu: Süleyman Millo’yu inşa etmiş+ ve babasının şehri olan Davut Şehri’nin+ surlarındaki boşluğu kapatmıştı. 28 Yeroboam becerikli bir adamdı. Süleyman bu gencin ne kadar çalışkan olduğunu görünce, onu Yusuf kabilesindeki zorunlu hizmette çalışanların gözetmeni+ yaptı. 29 O dönemde bir gün Yeroboam Yeruşalim’den ayrıldığında yolda karşısına Şilolu peygamber Ahiya+ çıktı. Ahiya’nın üzerinde yeni bir giysi vardı. Yanlarında başka kimse yoktu. 30 Ahiya üzerindeki yeni giysiyi tutup yırttı ve 12 parçaya ayırdı. 31 Sonra Yeroboam’a şunları dedi:
“10 parçayı kendine al, çünkü İsrail’in Tanrısı Yehova şöyle söylüyor: ‘Krallığı Süleyman’ın elinden çekip alıyorum. 10 kabileyi sana vereceğim.+ 32 Ama kulum Davut’un+ ve tüm İsrail kabileleri içinden seçtiğim Yeruşalim’in hatırına,+ bir kabileyi ona bırakacağım.+ 33 Bunu yapacağım çünkü Beni terk ettiler,+ onlar Saydalıların tanrıçası Aştoret’in, Moab’ın tanrısı Kemoş’un ve Ammonluların tanrısı Milkom’un önünde eğiliyorlar. Süleyman’ın babası Davut gibi gözümde doğru olanı yaparak, yasalarıma uyup hükümlerimi yerine getirerek yolumda yürümüyorlar. 34 Fakat emirlerime ve yasalarıma uyan, seçtiğim kulum Davut’un hatırına Süleyman’dan bütün krallığı almayacağım, o hayatının sonuna dek önder olarak kalacak.+ 35 Ancak krallığı onun oğlunun elinden alacağım ve 10 kabileyi sana vereceğim.+ 36 Onun oğluna da bir kabile vereceğim ki, ismimi taşıması için seçtiğim şehir olan Yeruşalim’de kulum Davut’un ışığı hiç sönmesin.+ 37 Seçeceğim kişi sensin. Gönlünün istediği gibi saltanat süreceksin ve İsrail’in kralı olacaksın. 38 Kulum Davut’un yaptığı gibi,+ yasalarıma ve emirlerime uyarak sana söylediğim her şeyi yerine getirir, yolumda yürür ve gözümde doğru olanı yaparsan, senin de yanında olurum. Davut için yaptığım gibi+ sana da kalıcı bir hanedan veririm ve İsrail senin olur. 39 Kötü davranışlarından dolayı Davut’un soyunu küçük düşüreceğim,+ fakat bu hep böyle sürmeyecek.’”+
40 Süleyman Yeroboam’ı öldürmeye çalıştı, ancak Yeroboam Mısır’a, Mısır Kralı Şişak’ın+ yanına kaçtı+ ve Süleyman’ın ölümüne kadar orada kaldı.
41 Süleyman’ın dönemindeki diğer olaylar, yaptığı her şey ve hikmeti Süleyman’ın tarihini anlatan kitapta yazılıdır.+ 42 Süleyman Yeruşalim’de, tüm İsrail’in kralı olarak 40 yıl saltanat sürdü. 43 Sonra ataları gibi öldü ve babasının şehri olan Davut Şehri’nde gömüldü. Yerine oğlu Rehoboam+ kral oldu.
12 Rehoboam Şekem’e gitti, çünkü tüm İsrail onu kral yapmak için Şekem’e+ gelmişti.+ 2 Nebat oğlu Yeroboam bu olanları duyduktan hemen sonra (o sırada hâlâ Mısır’daydı, çünkü Kral Süleyman yüzünden kaçmış ve oraya yerleşmişti)+ 3 halk haber yollayıp onu çağırdı. Sonra Yeroboam’la tüm İsrail cemaati Rehoboam’ın yanına gelip şöyle dediler: 4 “Baban bize ağır bir boyunduruk* yükledi,+ ama eğer sen babanın bizden istediği ağır işi ve üzerimize yüklediği ağır boyunduruğu hafifletirsen, biz de sana hizmet ederiz.”
5 Bunun üzerine Rehoboam onlara “Şimdi gidin, üç gün sonra gelin” dedi. Halk da yanından ayrıldı.+ 6 Sonra Kral Rehoboam, babası Süleyman hayattayken ona hizmet etmiş olan yaşlı adamlara* danıştı ve “Bu halka ne cevap vermemi önerirsiniz?” diye sordu. 7 Onlar da şöyle dediler: “Eğer bugün sen bu halkın hizmetkârı olur, onların dileğini kabul eder ve olumlu bir karşılık verirsen, onlar da daima senin hizmetkârın olurlar.”
8 Ancak Rehoboam yaşlı adamların öğüdünü dinlemedi, bunun yerine beraber büyüdüğü ve şimdi hizmetinde olan genç adamlara danıştı.+ 9 Onlara şöyle sordu: “Ne dersiniz, ‘Babanın üzerimize yüklediği boyunduruğu hafiflet’ diyen bu halka ne cevap verelim?” 10 Beraber büyüdüğü genç adamlar da ona şöyle dediler: “Sana gelip ‘Baban bize ağır bir boyunduruk yükledi, fakat sen yükümüzü hafiflet’ diyen bu halka şöyle de ‘Benim küçük parmağım babamın belinden daha kalın olacak. 11 Babam size ağır bir boyunduruk yükledi, ama ben boyunduruğunuzu daha da ağırlaştıracağım. Babam sizi kamçılarla cezalandırdı, ama ben sizi kancalı kırbaçlarla cezalandıracağım.’”
12 Rehoboam’ın “Üçüncü gün yanıma gelin” sözü üzerine Yeroboam ve tüm halk üçüncü gün Kral’ın yanına geldiler.+ 13 Fakat Kral yaşlı adamların öğüdünü dinlemeyip halka sert bir cevap verdi. 14 Genç adamların verdiği öğüde uyup halka şöyle dedi: “Babam size ağır bir boyunduruk yükledi, ama ben yükünüzü daha da artıracağım. Babam sizi kamçılarla cezalandırdı, ama ben sizi kancalı kırbaçlarla cezalandıracağım.” 15 Sonuçta Kral halkı dinlemedi; çünkü olayların seyrini Yehova değiştirmişti,+ Yehova, Şilolu Ahiya aracılığıyla Nebat oğlu Yeroboam’a söylediği sözü gerçekleştirmek için bunu yapmıştı.+
16 Kral’ın kendilerini dinlemediğini görünce tüm İsrail ona şöyle karşılık verdi: “Davut’la ne bağımız var? Yesse’nin oğlundan hiçbir şey istemiyoruz, mirası ona kalsın. Ey İsrail, kendi tanrılarına dön! Ey Davut, sen de kendi işine bak, kendi soyunla ilgilen.” Bunun üzerine İsrail halkı evlerine* döndü.+ 17 Ancak Rehoboam, Yahuda şehirlerinde oturan İsrailoğulları üzerinde hüküm sürmeye devam etti.+
18 Sonra Kral Rehoboam zorunlu hizmette çalışanların başında bulunan Adoram’ı+ bir görev için gönderdi ama tüm İsrail onu taşlayıp öldürdü. Kral Rehoboam savaş arabasına zar zor binip Yeruşalim’e kaçtı.+ 19 İsrail halkı Davut soyundan gelenlere karşı bugüne dek isyankâr oldu.+
20 İsrailoğulları Yeroboam’ın döndüğünü duyar duymaz haber gönderip onu toplantıya çağırdılar ve onu tüm İsrail’in kralı yaptılar.+ Yahuda dışında hiçbir kabile Davut’un soyunu desteklemedi.+
21 Süleyman oğlu Rehoboam Yeruşalim’e varınca, İsrail halkıyla savaşıp krallık yetkisini geri almak için tüm Yahuda ve Benyamin kabilelerinden hemen 180.000 eğitimli savaşçı topladı.+ 22 Bunun üzerine Tanrı’dan hizmetkârı* Şemaya’ya şu söz geldi:+ 23 “Yahuda Kralı Süleyman oğlu Rehoboam’a, tüm Yahuda kabilesine, Benyamin’e ve halkın geri kalanına de ki, 24 ‘Yehova şöyle söylüyor: “Kardeşleriniz İsrailoğullarına saldırmayacak ve onlarla savaşmayacaksınız. Her biriniz kendi evine dönsün, çünkü bu Benim isteğimle oldu.”’”+ Onlar da Yehova’nın sözünü dinlediler ve Yehova’nın dediği gibi evlerine döndüler.
25 Sonra Yeroboam Efraim’in dağlık bölgesinde bulunan Şekem’i+ yeniden inşa etti* ve orada yaşadı. Sonra oradan çıkıp Penuel’i+ de yeniden inşa etti. 26 Yeroboam içinden şöyle geçirdi: “Şimdi krallık tekrar Davut’un soyuna geçecek.+ 27 Eğer bu halk kurban sunmak için Yehova’nın Yeruşalim’deki mabedine gitmeye devam ederse,+ efendileri Yahuda Kralı Rehoboam’a tekrar bağlanırlar. Evet, beni öldürüp Yahuda Kralı Rehoboam’a dönerler.” 28 Kral adamlarına danışıp iki altın buzağı yaptı+ ve halka “Yeruşalim’e gitmek sizin için çok zahmetli. Ey İsrail, seni Mısır’dan çıkaran Tanrın işte bu!” dedi.+ 29 Buzağılardan birini Beytel’e,+ diğerini Dan’a+ koydu. 30 Bu yaptığı, halkın günah işlemesine yol açtı.+ Halk Dan’daki buzağıya tapınmak için oraya kadar gidiyordu.
31 Yeroboam yüksek yerlerde tapınaklar yaptı ve halkın arasından, Levioğullarından olmayan kâhinler seçti.+ 32 Ayrıca Yeroboam 8. ayın 15. gününde Yahuda’daki gibi bir bayram+ başlattı. Beytel’de+ inşa ettiği sunakta, kendi yaptığı buzağılara kurbanlar sundu ve yaptığı yüksek yerler için Beytel’de kâhinler atadı. 33 Kral kendi seçmiş olduğu ay olan 8. ayın 15. gününde, Beytel’de yaptığı sunakta sunular sundu. İsrail halkı için bir bayram başlattı ve sunağa çıkıp sunular ve sunu dumanları sundu.
13 Yeroboam sunu dumanı sunmak için sunağın yanında duruyordu.+ O sırada, Yehova’nın gönderdiği bir hizmetkârı+ Yahuda’dan Beytel’e geldi. 2 Sonra Yehova’nın emriyle sunağa seslenip onun hakkında şöyle dedi: “Sunak, ey sunak! Yehova şöyle söylüyor: Davut’un soyundan Yoşiya+ isminde bir erkek çocuk gelecek! O, senin üzerinde sunu dumanı sunan yüksek yer kâhinlerini yine senin üzerinde kurban edecek ve üzerinde insan kemikleri yakacak.”+ 3 Tanrı’nın hizmetkârı o gün, bunların olacağına dair bir işaret verdi. Şöyle dedi: “Yehova size bir işaret veriyor: Sunak yarılacak, üzerindeki küller* saçılacak.”
4 Kral Yeroboam, Tanrı’nın hizmetkârının Beytel’deki sunak için söylediklerini duyar duymaz elini sunaktan kaldırıp ona doğru uzattı ve “Yakalayın!” diye emretti.+ Fakat o anda, Tanrı’nın hizmetkârına doğru uzattığı eli felç oldu,* elini geri çekemedi.+ 5 O sırada, Yehova’nın hizmetkârının O’nun emriyle verdiği işaret gerçekleşti ve sunak yarıldı, üzerindeki küller de saçıldı.
6 Bunun üzerine Kral, Tanrı’nın hizmetkârına “Ne olur benim için Tanrın Yehova’dan merhamet dile ve elim iyileşsin diye dua et” dedi.+ O da Yehova’dan merhamet diledi ve Kral’ın eli iyileşti. 7 O zaman Kral, Tanrı’nın hizmetkârına “Benimle saraya gel, biraz yemek ye ve izin ver sana bir hediye vereyim” dedi. 8 Fakat o, Kral’a şöyle karşılık verdi: “Bana sarayının yarısını bile versen seninle gelmem, burada ekmek yemem, su içmem. 9 Çünkü bana Yehova’nın emriyle şöyle dendi: ‘Ekmek yemeyeceksin, su içmeyeceksin, geldiğin yoldan geri dönmeyeceksin.’” 10 Böylece Tanrı’nın hizmetkârı, Beytel’e geldiği yoldan değil başka bir yoldan geri döndü.
11 Beytel’de yaşlı bir peygamber oturuyordu. Oğulları eve gelince, Tanrı’nın hizmetkârının o gün Beytel’de yaptığı her şeyi ve Kral’a söylediklerini ona anlattılar. 12 Babaları bunu duyunca “O hangi yoldan gitti?” diye sordu. Oğulları da Yahuda’dan gelmiş olan adamın hangi yoldan gittiğini ona gösterdiler. 13 O zaman “Benim için eşeğe semer vurun” dedi. Oğulları da babaları için eşeğe semer vurdu ve yaşlı peygamber eşeğe binip yola çıktı.
14 Yaşlı peygamber Tanrı’nın hizmetkârının arkasından gitti ve onu büyük bir ağacın altında otururken buldu. “Yahuda’dan gelen Tanrı’nın hizmetkârı sen misin?” diye sordu.+ O da “Evet” dedi. 15 Yaşlı peygamber “Benimle eve gel ve ekmek ye” dedi. 16 Fakat o şöyle karşılık verdi: “Seninle dönemem ve davetini kabul edemem. Burada seninle ne ekmek yiyebilirim ne de su içebilirim. 17 Çünkü bana Yehova’nın emriyle şöyle dendi: ‘Orada ekmek yemeyecek, su içmeyeceksin. Geldiğin yoldan geri dönmeyeceksin.’” 18 Bunun üzerine yaşlı peygamber “Ben de senin gibi peygamberim” dedi. “Yehova’nın emriyle bir melek bana ‘Onu yolundan çevirip evine götür de ekmek yesin ve su içsin’ dedi.” (Bu sözlerle onu kandırdı.) 19 Böylece Tanrı’nın hizmetkârı yaşlı peygamberin evinde ekmek yiyip su içmek için onunla geri döndü.
20 Sofrada otururlarken, Tanrı’nın hizmetkârını geri getiren peygambere Yehova’dan bir söz geldi 21 ve o, Tanrı’nın Yahuda’dan gelmiş olan hizmetkârına yüksek sesle şunları bildirdi: “Yehova şöyle söylüyor: ‘Madem Yehova’nın sözüne karşı geldin ve Tanrın Yehova’nın sana verdiği emre uymadın, 22 sana “ekmek yemeyeceksin ve su içmeyeceksin” dendiği halde ekmek yiyip su içmek için buraya geri döndün, cesedin atalarının mezarına gömülmeyecek.”+
23 Yoldan çevirip getirdiği Tanrı’nın hizmetkârı yiyip içtikten sonra yaşlı peygamber onun için eşeğe semer vurdu. 24 Sonra adam yola koyuldu, fakat yolda karşısına çıkan bir aslan onu öldürdü.+ Tanrı’nın hizmetkârının cesedi yola serilip kaldı, eşek de aslan da cesedin yanında duruyordu. 25 Oradan geçenler yola serili cesedi ve cesedin yanında duran aslanı gördüler. Yaşlı peygamberin oturduğu şehre gelip gördüklerini anlattılar.
26 Onu yolundan döndüren peygamber bunu duyar duymaz şöyle dedi: “Bu, Yehova’nın sözüne karşı gelen hizmetkârıdır.+ Yehova ona söylediğini yaptı. Saldırıp öldürsün diye Yehova onu aslana verdi.”+ 27 Sonra oğullarına “Benim için eşeğe semer vurun” dedi, onlar da dediğini yaptılar. 28 Peygamber yola çıktı ve yola serili cesedi buldu, eşek ve aslan cesedin yanında duruyordu. Aslan cesedi yememiş ve eşeğe saldırmamıştı. 29 Peygamber, Tanrı’nın hizmetkârının cesedini kaldırıp eşeğin sırtına yükledi, yas tutmak ve gömmek için onu kendi şehrine geri getirdi. 30 Cesedi kendi mezarına koydu. “Vah kardeşim!” diyerek onun için ağladılar. 31 Yaşlı peygamber onu gömdükten sonra oğullarına şunları dedi: “Öldüğümde beni Tanrı’nın hizmetkârının gömüldüğü mezara gömün. Kemiklerimi onun kemiklerinin yanına koyun.+ 32 Onun Beytel’deki sunak ve Samiriye şehirlerindeki bütün yüksek yer tapınakları+ hakkında Yehova’nın emriyle söyledikleri mutlaka gerçekleşecek.”+
33 Yeroboam bu olaydan sonra bile kötü yolundan dönmedi, halkın arasından yüksek yer kâhinleri seçmeye devam etti.+ İsteyen herkese “Yüksek yer kâhini olsun” deyip yetki veriyordu.+ 34 Yeroboam’ın ailesinin işlediği bu günah+ onların yok olmasına ve yeryüzünden silinip gitmesine neden oldu.+
14 O sıralarda Yeroboam’ın oğlu Abiya hastalandı. 2 Bunun üzerine Yeroboam karısına şöyle dedi: “Lütfen kalkıp Şilo’ya git. Kılık değiştir ki benim karım olduğun anlaşılmasın. Ahiya Peygamber orada. Bana bu halkın kralı olacağımı söyleyen oydu.+ 3 Yanına 10 somun ekmek, çörekler ve bir kap bal al, ona git. Çocuğa ne olacağını sana söyleyecektir.”
4 Yeroboam’ın karısı da onun dediği gibi yaptı. Kalkıp Şilo’ya+ gitti ve Ahiya’nın evine geldi. Yaşlandığı için Ahiya artık görmüyordu, gözleri sabit bakıyordu.
5 Fakat Yehova Ahiya’ya şöyle demişti: “Yeroboam’ın karısı sana oğlu için danışmaya geliyor, çünkü çocuk hasta. Ona ne diyeceğini Ben söyleyeceğim. Kadın geldiğinde kim olduğunu gizleyecek.”
6 Ahiya, kapıdan içeri giren kadının ayak seslerini duyar duymaz şöyle dedi: “Yeroboam’ın karısı, içeri gel. Neden kim olduğunu gizliyorsun? Ben sana ağır bir mesaj vermekle görevlendirildim. 7 Gidip Yeroboam’a de ki, ‘İsrail’in Tanrısı Yehova şöyle söylüyor: “Seni halkının arasından seçip yükselttim, halkım İsrail’e önder yaptım.+ 8 Krallığı Davut’un soyundan çekip aldım ve sana verdim.+ Fakat sen, gözümde doğru olanı yaparak emirlerime itaat eden ve tüm yüreğiyle Benim yolumda yürüyen kulum Davut gibi olmadın.+ 9 Senden öncekilerin hepsinden daha kötü şeyler yaptın, kendine başka bir tanrı ve döküm* putlar yapıp Beni öfkelendirdin,+ Bana sırt çevirdin.+ 10 Bu yüzden Yeroboam’ın soyunun başına felaket getiriyorum. İsrail’de onun soyundan gelen her erkeği, muhtaç ve zayıf olanları bile yok edeceğim. Gübre bulaşmış bir yeri insan nasıl titizlikle temizlerse, Ben de Yeroboam’ın soyunu öyle silip süpüreceğim.+ 11 Yeroboam’ın soyundan şehirde ölenleri köpekler yiyecek, kırda ölenleri gökteki kuşlar yiyecek. Bunu Yehova söylüyor.”’
12 Şimdi kalkıp evine git. Şehre ayak bastığında çocuk ölecek. 13 Tüm İsrail onun için yas tutacak ve onu gömecek, Yeroboam’ın ailesinden yalnızca o mezara gömülecek, çünkü İsrail’in Tanrısı Yehova, Yeroboam’ın soyunda yalnızca onda iyi bir şey buldu. 14 Yehova Kendisi için İsrail’de bir kral çıkaracak. Bu kral, günü gelince Yeroboam’ın soyunu yok edecek,+ hatta o gün geldi bile. 15 Yehova İsrail’i cezalandıracak ve İsrail suda oradan oraya savrulan bir kamış gibi olacak. Yehova atalarına verdiği bu güzel topraklardan İsrail’i sökecek+ ve onları ırmağın* diğer tarafına dağıtacak,+ çünkü kendilerine kutsal direkler*+ yaparak O’nu öfkelendirdiler. 16 Tanrı, Yeroboam’ın işlediği ve onun İsrail’i sürüklediği günahlar yüzünden İsrail’i bırakacak.”+
17 Yeroboam’ın karısı yola çıktı ve Tirtsa’ya geldi. Kadın evin eşiğine vardığında çocuk öldü. 18 Yehova’nın, kulu Ahiya Peygamber aracılığıyla söylediği gibi çocuğu gömdüler ve tüm İsrail onun için yas tuttu.
19 Yeroboam’ın dönemindeki diğer olaylar, nasıl savaştığı+ ve nasıl hüküm sürdüğü İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır. 20 Yeroboam 22 yıl saltanat sürdükten sonra ataları gibi öldü+ ve yerine oğlu Nadab kral oldu.+
21 Süleyman’ın oğlu Rehoboam da Yahuda’da kral olmuştu. Kral olduğunda 41 yaşındaydı ve Yehova’nın, ismini taşıması+ için İsrail’in tüm kabileleri içinden seçtiği şehir olan Yeruşalim’de+ 17 yıl saltanat sürdü. Annesi Ammonlu+ Naama’ydı. 22 Yahuda Yehova’nın gözünde kötü olanı yapıyordu,+ işledikleri günahlarla O’nu, atalarından daha çok öfkelendirdiler.+ 23 Onlar da her yüksek tepede+ ve gür yapraklı her ağacın altında,+ kendilerine yüksek yerler, kutsal direkler ve dikili taşlar*+ yapıp durdular. 24 Ülkede tapınak oğlanları* da vardı.+ İsrailoğulları Yehova’nın önlerinden kovduğu milletlerin bütün iğrenç işlerini yaptılar.
25 Kral Rehoboam’ın 5. yılında Mısır Kralı Şişak+ Yeruşalim’e saldırdı.+ 26 Yehova’nın mabedindeki ve saraydaki hazineleri alıp götürdü.+ Süleyman’ın yapmış olduğu bütün altın kalkanlar da dahil her şeyi aldı.+ 27 Kral Rehoboam da onların yerine tunçtan* kalkanlar yapıp sarayın girişini koruyan başmuhafızlara* teslim etti. 28 Kral, Yehova’nın mabedine her geldiğinde muhafızlar kalkanları taşır, sonra muhafız odasına geri götürürlerdi.
29 Rehoboam’ın dönemindeki diğer olaylar ve yaptığı her şey Yahuda krallarının tarih kitabında yazılıdır.+ 30 Rehoboam’la Yeroboam arasında sürekli savaş vardı.+ 31 Sonra Rehoboam ataları gibi öldü ve Davut Şehri’nde atalarının yanına gömüldü.+ Annesi Ammonlu+ Naama’ydı. Rehoboam’ın yerine oğlu Abiyam*+ kral oldu.
15 Nebat oğlu Kral Yeroboam’ın+ 18. yılında Abiyam Yahuda kralı oldu.+ 2 Yeruşalim’de 3 yıl saltanat sürdü. Annesi, Abşalom’un* torunu Maaka’ydı.+ 3 Abiyam kendisinden önce babasının da işlediği bütün günahları sürdürdü, Tanrısı Yehova’ya atası Davut gibi tüm yüreğiyle bağlı değildi. 4 Fakat Tanrısı Yehova, Davut’un hatırına+ ondan sonra oğlunu kral yaparak ve Yeruşalim’i koruyarak orada ışığının sönmemesini sağladı.+ 5 Çünkü Davut Yehova’nın gözünde doğru olanı yapmıştı ve Hititli Uriya meselesi+ dışında ömrü boyunca O’nun hiçbir emrinden çıkmamıştı. 6 Yaşadığı sürece Rehoboam ile Yeroboam arasında savaş vardı.+
7 Abiyam’ın dönemindeki diğer olaylar ve yaptığı her şey Yahuda krallarının tarih kitabında yazılıdır.+ Abiyam’la Yeroboam arasında da savaş vardı.+ 8 Sonra Abiyam ataları gibi öldü ve Davut Şehri’nde gömüldü; yerine oğlu Asa+ kral oldu.+
9 İsrail Kralı Yeroboam’ın 20. yılında, Asa Yahuda kralı oldu. 10 Yeruşalim’de 41 yıl saltanat sürdü. Büyükannesi, Abşalom’un torunu Maaka’ydı.+ 11 Asa, atası Davut gibi Yehova’nın gözünde doğru olanı yaptı.+ 12 Tapınak oğlanlarını ülkeden kovdu+ ve atalarının yaptığı bütün iğrenç putları* yok etti.+ 13 Hatta büyükannesi Maaka’yı+ ana kraliçelikten aldı, çünkü o kutsal direk tapınması için iğrenç bir put yapmıştı. Asa onun iğrenç putunu kesip+ Kidron Vadisi’nde yaktı.+ 14 Fakat yüksek yerler ortadan kaldırılmadı.+ Asa yine de ömrü boyunca Yehova’ya tüm yüreğiyle bağlı biri oldu. 15 Babasının ve kendisinin Tanrı’ya adadığı* gümüşü, altını ve çeşitli eşyaları Yehova’nın mabedine getirdi.+
16 Asa ile İsrail Kralı Baaşa+ arasında sürekli savaş vardı. 17 İsrail Kralı Baaşa, Yahuda’nın üzerine yürüdü ve Yahuda Kralı Asa’nın topraklarına giriş çıkışı engellemek için Rama+ şehrini güçlendirmeye* başladı.+ 18 Bunun üzerine Asa, Yehova’nın mabedinin ve kral sarayının hazine odalarında kalan bütün gümüşü ve altını alıp hizmetkârlarına verdi. Sonra onları şu mesajla birlikte Şam’da yaşayan Aram Kralı,+ Hezyon oğlu Tabrimmon oğlu Ben-hadad’a gönderdi: 19 “İkimizin arasında ve senin babanla benim babam arasında bir anlaşma var. Sana hediye olarak gümüş ve altın gönderiyorum. Şimdi İsrail Kralı Baaşa’yla anlaşmanı boz ki topraklarımdan çekilsin.” 20 Ben-hadad Kral Asa’yı dinledi ve ordusunun komutanlarını İsrail şehirlerinin üzerine gönderdi. İyon’u,+ Dan’ı,+ Abel-beyt-maaka’yı, Kinneret bölgesini ve tüm Naftali topraklarını ele geçirdiler. 21 Baaşa bunu duyar duymaz Rama’daki inşa işini durdurdu ve Tirtsa’da+ kalmaya devam etti. 22 Sonra Kral Asa tüm Yahuda halkına, kimsenin muaf tutulmadığı bir çağrı yaptı. Baaşa’nın Rama inşasında kullandığı taşları ve keresteleri alıp götürdüler. Kral Asa bu malzemelerle Benyamin topraklarındaki Geba+ ve Mitspa+ şehirlerini güçlendirdi.
23 Asa’nın dönemindeki diğer olaylar, yaptığı her şey, tüm büyük işleri ve inşa ettiği* şehirler Yahuda krallarının tarih kitabında yazılıdır. Ne var ki Asa yaşlandığında ayaklarından hasta oldu.+ 24 Daha sonra ataları gibi öldü ve atasının şehri olan Davut Şehri’nde atalarının yanına gömüldü. Onun yerine oğlu Yehoşafat+ kral oldu.
25 Yahuda Kralı Asa’nın 2. yılında, Yeroboam oğlu Nadab+ İsrail kralı oldu ve 2 yıl saltanat sürdü. 26 Nadab Yehova’nın gözünde kötü olanı yapıp babasının yolundan gitti+ ve onun İsrail’i sürüklediği günahları sürdürdü.+ 27 İssakar kabilesinden Ahiya oğlu Baaşa ona komplo kurdu. Nadab tüm İsrail’le birlikte Filistilere ait olan Gibbeton’u+ kuşattığı sırada Baaşa onu öldürdü. 28 Yahuda Kralı Asa’nın 3. yılında, Baaşa Nadab’ı öldürüp onun yerine kral oldu. 29 Kral olur olmaz Yeroboam’ın bütün ailesini ortadan kaldırdı. Yeroboam’ın soyundan hiç kimseyi sağ bırakmadı; Yehova’nın, kulu Şilolu Ahiya aracılığıyla söylediği gibi onları yok etti.+ 30 Bütün bunlar, Yeroboam’ın hem kendi işlediği hem de İsrail’i sürüklediği günahlar yüzünden ve Yeroboam İsrail’in Tanrısı Yehova’yı çok öfkelendirdiği için oldu. 31 Nadab’ın dönemindeki diğer olaylar ve yaptığı her şey İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır. 32 Asa ile İsrail Kralı Baaşa arasında sürekli savaş vardı.+
33 Yahuda Kralı Asa’nın 3. yılında, Ahiya oğlu Baaşa, Tirtsa’da tüm İsrail’in kralı oldu ve 24 yıl saltanat sürdü.+ 34 Fakat Yehova’nın gözünde kötü olanı yaptı,+ Yeroboam’ın yolundan gitti ve onun İsrail’i sürüklediği günahları sürdürdü.+
16 Yehova’dan Hanani+ oğlu Yehu’ya+ Baaşa hakkında şu söz geldi: 2 “Seni tozun toprağın içinden çıkarıp yükselttim ve halkım İsrail’e önder yaptım.+ Ama sen Yeroboam’ın yolundan gitmeye devam ettin ve halkım İsrail’i günaha sürükledin, onlar da günahlarıyla Beni öfkelendirdiler.+ 3 Bu yüzden Baaşa’nın ve ailesinin kökünü kazıyacağım, onun ailesi Nebat oğlu Yeroboam’ın ailesi gibi olacak.+ 4 Baaşa’nın soyundan şehirde ölenleri köpekler yiyecek, kırda ölenleri gökteki kuşlar yiyecek.”
5 Baaşa’nın dönemindeki diğer olaylar, yaptığı her şey ve tüm büyük işleri İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır. 6 Sonra Baaşa ataları gibi öldü ve Tirtsa’da+ gömüldü, onun yerine oğlu Elah kral oldu. 7 Yehova Hanani oğlu Yehu Peygamber aracılığıyla Baaşa ve ailesiyle ilgili hükmünü bildirmişti. Çünkü Baaşa Yehova’nın önünde çok kötülük yaparak davranışlarıyla O’nu öfkelendirmiş ve Yeroboam’ın ailesine benzemişti, ayrıca Nadab’ı öldürmüştü.+
8 Yahuda Kralı Asa’nın 26. yılında, Baaşa’nın oğlu Elah Tirtsa’da İsrail kralı oldu ve 2 yıl krallık yaptı. 9 Elah, Tirtsa’da kral sarayının kâhyası olan Artsa’nın evinde içip sarhoş olduğu sırada, savaş arabalarının yarısının başında bulunan hizmetkârı Zimri ona komplo kurdu. 10 Eve girdi, saldırıp+ onu öldürdü ve yerine kral oldu. Yahuda Kralı Asa’nın 27. yılıydı. 11 Zimri kral olduğunda, tahta oturur oturmaz Baaşa’nın ailesinden olan herkesi öldürdü. Akrabalarından* ya da arkadaşlarından olsun tek bir erkeği bile sağ bırakmadı. 12 Böylece Zimri Baaşa’nın bütün ailesini yok etti ve Yehova’nın Yehu Peygamber aracılığıyla Baaşa’nın aleyhinde söyledikleri gerçekleşti.+ 13 Çünkü Baaşa ve oğlu Elah hem kendileri onca günah işlemişti hem de değersiz putlarıyla İsrail’in Tanrısı Yehova’yı öfkelendirerek İsrail’i günaha sürüklemişlerdi.+ 14 Elah’ın dönemindeki diğer olaylar ve yaptığı her şey İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır.
15 Yahuda Kralı Asa’nın 27. yılında, Zimri Tirtsa’da 7 gün krallık yaptı. O sırada ordu Filistiler’e ait olan Gibbeton’a+ saldırmak için ordugâh kurmuştu. 16 Ordugâhtaki askerler “Zimri krala komplo kurdu ve onu öldürdü” haberini duydu. Bunun üzerine tüm İsrailoğulları Ordu Komutanı Omri’yi+ o gün ordugâhta İsrail kralı yaptılar. 17 Omri ve yanındaki tüm İsrailoğulları Gibbeton’dan çıkıp Tirtsa’yı kuşattılar. 18 Zimri şehrin ele geçirildiğini görünce, kral sarayının kulesine çıkıp kendisi içerdeyken sarayı ateşe verdi ve öldü.+ 19 Çünkü Yeroboam’ın yolundan gidip Yehova’nın gözünde kötü olanı yaparak günahlar işlemiş ve İsrail’i günaha sürüklemişti.+ 20 Zimri’nin dönemindeki diğer olaylar ve kurduğu komplo İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır.
21 O dönemde İsrail halkı ikiye bölündü. Halkın bir kısmı Ginat oğlu Tibni’yi destekleyip onu kral yapmak istiyordu, diğerleri ise Omri’yi destekliyordu. 22 Fakat Omri’nin tarafında olanlar, Ginat oğlu Tibni’nin tarafında olanlara üstün geldi. Böylece Tibni öldü, Omri kral oldu.
23 Yahuda Kralı Asa’nın 31. yılında, Omri İsrail kralı oldu ve 6 yıl Tirtsa’da olmak üzere 12 yıl saltanat sürdü. 24 Şemer’den 2 talant* gümüşe Samiriye Tepesi’ni satın aldı ve orada bir şehir inşa etti. Tepenin sahibi Şemer’in adından dolayı şehre Samiriye*+ adını verdi. 25 Omri Yehova’nın gözünde kötü olanı yaptı; kendisinden öncekilerin hepsinden daha kötü biriydi.+ 26 Nebat oğlu Yeroboam’ın yaptığı bütün kötülükleri o da yaptı ve onun İsrail’i sürüklediği günahları işledi, onların yaptığı gibi değersiz putlarla İsrail’in Tanrısı Yehova’yı öfkelendirdi.+ 27 Omri’nin dönemindeki diğer olaylar, yaptığı her şey ve tüm büyük işleri İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır. 28 Sonra Omri ataları gibi öldü ve Samiriye’de gömüldü, yerine oğlu Ahab+ kral oldu.
29 Yahuda Kralı Asa’nın 38. yılında Omri’nin oğlu Ahab İsrail kralı oldu ve Samiriye’de+ 22 yıl saltanat sürdü. 30 Omri’nin oğlu Ahab, Yehova’nın gözünde kendisinden öncekilerin hepsinden daha kötü biriydi.+ 31 Nebat oğlu Yeroboam’ın işlediği günahları+ sürdürmesi yetmezmiş gibi, bir de Saydalıların+ kralı Etbaal’in kızı İzebel’le+ evlendi ve Baal’e* kulluk edip+ onun önünde eğilmeye başladı. 32 Ayrıca Samiriye’de Baal için bir tapınak inşa edip orada Baal için bir sunak yaptı.+ 33 Ahab tüm bunların yanı sıra bir kutsal direk dikti.+ Kendisinden önceki bütün İsrail krallarına göre, İsrail’in Tanrısı Yehova’yı öfkelendirecek daha çok şey yaptı.
34 Onun döneminde Beytelli Hiel Eriha’yı yeniden inşa etti. Yehova’nın Nun oğlu Yeşu aracılığıyla söylediği gibi, şehrin temelini atmasının bedelini ilk çocuğu Abiram’ın canıyla, kapılarını takmasının bedelini en küçük çocuğu Segub’un canıyla ödedi.+
17 Gilead’da+ yaşayan Tişbeli İlya,*+ Ahab’a şöyle dedi: “Hizmet ettiğim İsrail’in Tanrısı Yehova’nın varlığı üzerine yemin ederim ki, ben söylemedikçe bu yıllar boyunca toprağa ne çiy düşecek ne de yağmur yağacak.”+
2 İlya’ya Yehova’dan şu söz geldi: 3 “Buradan ayrıl, doğuya git ve Ürdün Irmağı’nın doğusunda, Kerit Vadisi’nde saklan. 4 Oradaki dereden su içeceksin ve kuzgunlara emredeceğim, sana yiyecek getirecekler.”+ 5 İlya hemen yola çıktı ve Yehova’nın söylediği gibi yaptı, Ürdün Irmağı’nın doğusundaki Kerit Vadisi’ne gitti ve orada kaldı. 6 Kuzgunlar sabah akşam ona ekmek ve et getiriyorlardı, dereden de su içiyordu.+ 7 Fakat ülkede hiç yağmur yağmadığından bir süre sonra dere kurudu.+
8 O zaman ona Yehova’dan şu söz geldi: 9 “Kalk, Sayda’nın Tsarefat şehrine git ve orada kal. Ben oradaki dul bir kadına sana yiyecek sağlamasını emredeceğim.”+ 10 İlya da kalkıp Tsarefat’a gitti. Şehrin girişine vardığında orada odun toplayan dul bir kadın vardı. İlya kadına seslenip “Ne olur bir kapta biraz su getir de içeyim” dedi.+ 11 Kadın su getirmeye giderken İlya “Ne olur bir lokma da ekmek getir” diye seslendi. 12 Bunun üzerine kadın şunları dedi: “Tanrın Yehova’nın varlığı üzerine yemin ederim ki hiç ekmeğim yok, sadece küpte bir avuç unum, testide de birazcık yağım var.+ Şimdi bir iki parça odun topluyorum, içeri girip kendime ve oğluma yiyecek hazırlayacağım, ölmeden önce son kez yeriz.”
13 O zaman İlya ona “Korkma” dedi. “Git, dediğin gibi yap. Fakat önce elinde kalanla bana küçük bir pide yapıp getir. Kendin ve oğlun için sonra yiyecek hazırlarsın. 14 Çünkü İsrail’in Tanrısı Yehova şöyle söylüyor: ‘Yehova’nın toprağa yağmur yağdıracağı güne kadar küpte un tükenmeyecek, testide yağ bitmeyecek.’”+ 15 Kadın gidip İlya’nın dediği gibi yaptı, İlya’yla kadının ve ev halkının günlerce yiyeceği oldu.+ 16 Yehova’nın İlya aracılığıyla söylediği gibi küpte un tükenmedi ve testide yağ bitmedi.
17 Bu olaylardan sonra bir gün ev sahibi kadının oğlu hastalandı. Çocuğun durumu o kadar ağırlaştı ki sonunda öldü.+ 18 Bunun üzerine kadın İlya’ya şöyle dedi: “Tanrı’nın hizmetkârı, ben sana ne yaptım? Günahımı bana hatırlatmak ve oğlumu öldürmek için mi geldin?”+ 19 Ancak İlya ona “Oğlunu bana ver” dedi. Sonra çocuğu kadının kucağından alıp yukarı, damda kendi kaldığı odaya çıkardı ve kendi yatağına yatırdı.+ 20 Yehova’ya şöyle yakardı: “Ey Tanrım Yehova,+ yanında misafir kaldığım bu dul kadının oğlunu öldürerek ona da mı zarar veriyorsun?” 21 Sonra üç defa çocuğun üzerine kapandı ve Yehova’ya yalvarıp “Tanrım Yehova, lütfen bu çocuğa yeniden can ver” dedi. 22 Yehova İlya’nın yakarışını dinledi+ ve çocuk canlanıp yaşama döndü.+ 23 İlya çocuğu damdaki odadan eve indirdi ve “Bak oğlun yaşıyor” diyerek annesine verdi.+ 24 O zaman kadın İlya’ya “Şimdi anlıyorum ki sen gerçekten Tanrı’nın hizmetkârısın+ ve Yehova’nın senin ağzından bildirdiği sözler doğru” dedi.
18 Bir süre geçtikten sonra, üçüncü yılda,+ İlya’ya Yehova’dan şu söz geldi: “Git, Ahab’ın karşısına çık, çünkü toprağa yağmur yağdıracağım.”+ 2 İlya da Ahab’ın karşısına çıkmak için yola koyuldu, o sırada Samiriye’de kıtlık şiddetliydi.+
3 Bu arada Ahab sarayın kâhyası olan Obadya’yı çağırdı. (Obadya Yehova korkusu olan biriydi. 4 İzebel+ Yehova’nın peygamberlerini öldürürken Obadya 100 peygamberi 50’şer 50’şer mağarada saklamış, onlara ekmek ve su sağlamıştı.) 5 Ahab Obadya’ya şöyle dedi: “Ülkedeki tüm su kaynaklarını ve vadileri dolaş. Belki yeterince ot bulabiliriz de atlarla katırları kurtarırız ve bütün hayvanlarımız telef olmaz.” 6 Dolaşacakları toprakları aralarında paylaştılar. Ahab tek başına bir yöne, Obadya tek başına başka bir yöne gitti.
7 Obadya yoluna devam ederken karşısına İlya çıktı. Obadya onu hemen tanıdı ve yere kapanıp “Sen misin efendim İlya?” diye sordu.+ 8 İlya “Benim” dedi, “Git Kralına ‘İlya burada’ de.” 9 Fakat Obadya “Ne günah işledim? Neden bu kulunu, öldürsün diye Ahab’ın eline veriyorsun?” diye karşılık verdi. 10 “Tanrın Yehova’nın varlığı üzerine yemin ederim ki, Kral’ın adam gönderip seni aratmadığı bir millet ya da krallık kalmadı. Onlar ‘İlya burada değil’ dedikten sonra bile Ahab o krallığa ve millete seni bulamadıklarına dair yemin ettirdi.+ 11 Şimdi sen ‘Git, Kralına İlya burada de’ diyorsun. 12 Ben senden ayrılınca Yehova’nın ruhu* seni bilmediğim bir yere götürecek,+ Ahab’a haber verdiğimde de o seni bulamayacak ve beni kesinlikle öldürecek. Oysa bu kulun gençliğinden beri Yehova’dan korkan biridir. 13 İzebel Yehova’nın peygamberlerini öldürürken benim ne yaptığımı, Yehova’nın peygamberlerinden 100 kişiyi 50’şer 50’şer nasıl mağarada sakladığımı, onlara ekmek ve su sağladığımı sana anlatmadılar mı efendim?+ 14 Ama şimdi sen ‘Git Kralına “İlya burada” de’ diyorsun. O beni kesin öldürür.” 15 İlya ise şöyle dedi: “Hizmet ettiğim Göklerin* Hâkimi Yehova’nın varlığı üzerine yemin ederim ki, bugün onun karşısına çıkacağım.”
16 Obadya gidip Ahab’ı buldu ve her şeyi ona anlattı, Ahab da İlya’yı bulmaya gitti.
17 Ahab İlya’yı görür görmez, “İşte İsrail’in başına felaket getiren adam!” dedi.
18 İlya ona şöyle karşılık verdi: “İsrail’in başına ben değil, sen ve babanın ailesi felaket getirdiniz. Çünkü Yehova’nın emirlerine uymayı bıraktınız ve Baallerin peşinden gittiniz.+ 19 Şimdi bir çağrı yap ve tüm İsrail’i, ayrıca İzebel’in sofrasında yeri olan 450 Baal peygamberini ve 400 Aşera*+ peygamberini Karmel Dağı’nda+ yanıma topla.” 20 Ahab da tüm İsrailoğullarına haber saldı ve peygamberleri Karmel Dağı’nda bir araya topladı.
21 Sonra İlya halka yaklaşıp şöyle dedi: “Daha ne kadar iki tarafa yalpalayacaksınız?*+ Eğer gerçek Tanrı Yehova ise O’nun peşinden gidin,+ Baal ise onun peşinden gidin.” Fakat halktan hiç ses çıkmadı. 22 İlya şöyle devam etti: “Yehova’nın peygamberlerinden yalnız ben kaldım,+ ama Baal’in 450 peygamberi var. 23 Şimdi bize iki genç boğa verin. Boğalardan birini onlar alıp kessin, parçalara ayırıp odunların üzerine yerleştirsinler, fakat ateşi yakmasınlar. Ben de diğer boğayı hazırlayıp odunların üzerine yerleştireceğim, fakat ateşi yakmayacağım. 24 Siz kendi tanrınıza yakarın,+ ben de Yehova’ya yakaracağım. Hangisi ateşle cevap verirse gerçek Tanrı odur.”+ Bunun üzerine halk “Peki, öyle olsun” dedi.
25 İlya Baal peygamberlerine şöyle dedi: “Çoğunluk olduğunuz için önce siz boğalardan birini seçin ve hazırlayın. Sonra tanrınıza yakarın ama ateşi yakmayın.” 26 Onlar da boğayı aldılar, hazırladılar ve sabahtan öğlene kadar “Ey Baal, bize cevap ver!” diyerek Baal’e yakardılar. Fakat ne bir ses vardı ne de bir cevap.+ Yaptıkları sunağın çevresinde sıçrayıp durdular. 27 Öğlen civarı İlya onlarla alay etmeye başladı: “Avazınız çıktığı kadar bağırın! Ne de olsa o bir tanrı!+ Belki düşüncelere dalmıştır ya da ihtiyaç gidermeye gitmiştir.* Belki de uyuyordur, birinin onu uyandırması gerek!” 28 Avazları çıktığı kadar bağırdılar ve kanlar içinde kalana dek âdetlerine göre, kendilerini hançerlerle ve mızraklarla yaraladılar. 29 Öğlen geçti, onlar akşamki tahıl sunusu vaktine kadar delirmiş gibi* davranmaya devam ettiler. Fakat ne bir ses vardı ne de bir cevap, hiçbir karşılık alamadılar.+
30 En sonunda İlya tüm halka “Yanıma yaklaşın” dedi. Tüm halk yaklaştı. Sonra İlya Yehova’nın yıkılmış sunağını onardı.+ 31 Yehova’nın “İsmin İsrail olacak” dediği Yakup’un+ oğullarının kabile sayısına göre 12 taş aldı. 32 O taşlarla Yehova’nın adına bir sunak yaptı.+ Ardından sunağın çevresine iki ölçek* tohum ekilecek kadar geniş bir hendek açtı. 33 Sonra odunları dizdi, boğayı kesip parçalara ayırdı ve odunların üzerine yerleştirdi.+ “Dört büyük küp su doldurun, yakılan sununun* ve odunların üzerine dökün” dedi. 34 Sonra “Tekrar dökün” dedi, dediği gibi yaptılar. “Üçüncü kez dökün” dedi, üçüncü kez döktüler. 35 Su sunağın bütün çevresine aktı, İlya hendeği de suyla doldurdu.
36 Akşamki tahıl sunusu vakti geldiğinde+ İlya Peygamber öne çıkıp şöyle dedi: “Ey Yehova, İbrahim’in,+ İshak’ın+ ve İsrail’in Tanrısı. Bugün anlasınlar ki İsrail’de Tanrı Sensin, ben Senin kulunum ve tüm bu şeyleri Senin emrinle yapıyorum.+ 37 Bana cevap ver ey Yehova! Cevap ver ki Yehova, bu halk Senin gerçek Tanrı olduğunu ve onları* Kendine geri döndürdüğünü anlasın.”+
38 Bunun üzerine gökten Yehova’nın ateşi indi. Alevler yakılan sunuyu, odunları, taşları, toprağı yakıp yok etti,+ hendekteki suyu da kuruttu.+ 39 Bütün halk bunu görür görmez yere kapandı. “Yehova gerçek Tanrı’dır! Yehova gerçek Tanrı’dır!” dediler. 40 O zaman İlya onlara “Baal’in peygamberlerini yakalayın! Biri bile kaçmasın!” dedi. Peygamberleri hemen yakaladılar, İlya onları Kişon Deresi’ne+ indirdi ve orada öldürdü.+
41 Sonra İlya Ahab’a “Git, ye iç, çünkü şiddetli bir sağanak yağmur sesi var” dedi.+ 42 Ahab yiyip içmek için oradan ayrıldı. İlya da Karmel’in tepesine çıktı, yere çömeldi ve başını dizlerinin arasına aldı.+ 43 Hizmetkârına “Lütfen git deniz tarafına bak” dedi. O da gidip baktı ve “Hiçbir şey yok” dedi. İlya onu aynı sözlerle yedi kez gönderdi. 44 Hizmetkâr yedinci gidişinde, “İşte! Denizden avuç içi kadar küçük bir bulut yükseliyor” dedi. O zaman İlya ona dedi ki, “Gidip Ahab’a şunu söyle: ‘Arabanı hazırla! Aşağı in ki sağanak seni alıkoymasın’” 45 Bu arada gökyüzünü kara bulutlar kapladı, rüzgâr çıktı ve şiddetli bir sağanak başladı.+ Ahab Yizreel’e+ doğru arabasını sürmeye devam etti. 46 Yehova İlya’ya özel bir güç verdi ve o, giysisinin eteklerini kuşağına toplayıp Yizreel’e kadar Ahab’ın önünden koştu.
19 Sonra Ahab+ İlya’nın yaptığı her şeyi ve bütün peygamberleri nasıl kılıçtan geçirdiğini+ İzebel’e+ anlattı. 2 Bunun üzerine İzebel bir haberciyle İlya’ya şu mesajı gönderdi: “Eğer onların başına gelenin aynısını yarın bu saate kadar ben de sana yapmazsam, tanrılar beni en ağır şekilde cezalandırsın!” 3 O zaman İlya korktu ve canını kurtarmak için kaçtı.+ Yahuda’nın+ Beer-şeba+ şehrine geldi ve hizmetkârını orada bıraktı. 4 Kendisi ise bozkırda bir günlük yol gitti, sonunda bir çalının dibine oturdu. Ölmeyi dileyerek “Yehova artık dayanamıyorum! Canımı al,+ çünkü ben atalarımdan daha iyi değilim” dedi.
5 Sonra çalının dibine uzandı ve uykuya daldı. Fakat aniden bir melek ona dokunup+ “Kalk, yemek ye” dedi.+ 6 İlya bakınca başucunda bir testi su ve kızgın taşların üzerinde bir pide gördü. Yiyip içtikten sonra tekrar uzandı. 7 Daha sonra Yehova’nın meleği ikinci kez geldi ve ona dokundu; “Kalk, yemek ye, çünkü önünde seni zorlayacak bir yolculuk var” dedi. 8 İlya da kalkıp yedi içti ve yediklerinin verdiği güçle 40 gün 40 gece yol alıp gerçek Tanrı’nın dağı olan Horeb’e+ ulaştı.
9 İlya bir mağaraya girdi+ ve geceyi orada geçirdi. Yehova ona “Burada ne yapıyorsun İlya?” diye sordu. 10 İlya şöyle cevap verdi: “Göklerin Hâkimi Yehova Tanrı, ben Sana büyük bir gayretle hizmet ettim.+ Fakat İsrailoğulları Senin ahdine bağlı kalmadı,+ sunaklarını yıktılar, peygamberlerini kılıçla öldürdüler,+ bir tek ben kaldım. Şimdi benim de canımı almak istiyorlar.”+ 11 Tanrı ona “Dışarı çık, dağda önümde, Yehova’nın huzurunda dur” dedi. İşte, Yehova oradan geçiyordu.+ Çok güçlü bir rüzgâr Yehova’nın önünde dağları yarıyor ve kayaları parçalıyordu,+ fakat Yehova rüzgârda değildi. Rüzgârdan sonra bir deprem oldu,+ fakat Yehova depremde de değildi. 12 Depremden sonra bir ateş çıktı,+ fakat Yehova ateşte de değildi. Ateşten sonra sakin, yumuşak bir ses duyuldu.+ 13 İlya sesi duyar duymaz giysisiyle yüzünü örttü+ ve dışarı çıkıp mağaranın girişinde durdu. Ses ona “Burada ne yapıyorsun İlya?” diye sordu. 14 İlya şöyle cevap verdi: “Göklerin Hâkimi Yehova Tanrı, ben Sana büyük bir gayretle hizmet ettim. Fakat İsrailoğulları Senin ahdine bağlı kalmadı,+ sunaklarını yıktılar, peygamberlerini kılıçla öldürdüler, bir tek ben kaldım. Şimdi benim de canımı almak istiyorlar.”+
15 Yehova İlya’ya şunları söyledi: “Geri dön ve Şam yakınındaki bozkıra git. Oraya varınca Hazael’i+ Aram kralı olarak tayin et.* 16 Nimşi’nin torunu Yehu’yu+ İsrail kralı olarak, Abel-meholalı Şafat oğlu Elişa’yı* da kendi yerine peygamber olarak tayin edeceksin.+ 17 Hazael’in kılıcından+ kurtulanı Yehu öldürecek,+ Yehu’nun kılıcından kurtulanı Elişa öldürecek.+ 18 Ayrıca İsrail’de hâlâ Baal’in önünde diz çökmemiş+ ve onu öpmemiş+ 7.000 kulum var.”+
19 İlya oradan ayrıldı ve Şafat oğlu Elişa’yı buldu. Elişa önünden giden 12 çift sığırla* saban sürüyordu, kendisi 12. çiftin yanındaydı. İlya ona doğru gitti ve peygamber giysisini+ onun üzerine attı. 20 Bunun üzerine Elişa öküzleri bırakıp İlya’nın arkasından koştu. Ona “Lütfen izin ver, anne babamla vedalaşayım,* sonra seninle geleyim” dedi. İlya da “Hadi git. Seni durduracak değilim” dedi. 21 Elişa da geri döndü ve bir çift sığırı alıp kurban etti. Sabanı ve boyunduruğu yakıp hayvanların etini haşladı ve insanlara dağıttı, yediler. Sonra Elişa, İlya’nın peşinden gitti ve ona hizmet etmeye başladı.+
20 Aram+ Kralı Ben-hadad+ bütün ordusunu topladı. Yanına 32 kral daha alarak onların da atları ve savaş arabalarıyla birlikte gidip Samiriye’yi+ kuşattı,+ şehre savaş açtı. 2 Sonra şehirde bulunan İsrail Kralı Ahab’a+ haberciler gönderip şöyle dedi: “Ben-hadad diyor ki, 3 ‘Gümüşün ve altının benim, en güzel karıların ve oğulların da öyle.’” 4 Bunun üzerine İsrail Kralı “Dediğin gibi efendim, ben ve bana ait olan her şey senindir” diye cevap yolladı.+
5 Sonra haberciler tekrar gelip şöyle söylediler: “Ben-hadad diyor ki, ‘Sana gümüşünü, altınını, karılarını ve oğullarını bana vereceksin diye haber yolladım. 6 Fakat yarın bu zamanlarda sana adamlarımı göndereceğim, sarayını ve hizmetkârlarının evlerini didik didik edecekler, değerli neyin varsa alıp gidecekler.’”
7 Bunun üzerine İsrail Kralı memleketin bütün ihtiyarlarını çağırıp onlara şöyle dedi: “Lütfen bakın, bu adam başımızı belaya sokmaya nasıl da kararlı! Zaten karılarımı, oğullarımı, gümüşümü ve altınımı istemişti, ben de karşı çıkmamıştım.” 8 O zaman bütün ihtiyarlar ve halk Kral’a “Onu dinleme, isteğine razı olma” dediler. 9 Kral da Ben-hadad’ın habercilerine şu karşılığı verdi: “Efendimiz Kral’a deyin ki, ‘Bu hizmetkârından ilk başta talep ettiğin her şeyi yerine getiririm, fakat bu dediğini yapamam.’” Haberciler yola çıktı ve bu mesajı Ben-hadad’a ilettiler.
10 Bu sefer Ben-hadad şöyle bir haber gönderdi: “Öyle büyük bir kalabalıkla geleceğim ki, Samiriye’nin toprağı yanımdakilere birer avuç bile vermeye yetmeyecek. Eğer bunu yapmazsam tanrılar da beni en ağır şekilde cezalandırsın!” 11 İsrail Kralı şöyle karşılık verdi: “Ben-hadad’a deyin ki, ‘Silah kuşanan, savaşı kazanmış gibi övünmesin.’”+ 12 O sırada Ben-hadad çadırda* krallarla içki içiyordu. Bu cevabı duyar duymaz hizmetkârlarına “Saldırıya hazırlanın!” diye emretti. Onlar da şehre saldırmaya hazırlandılar.
13 Fakat bir peygamber İsrail Kralı Ahab’a+ gelip şöyle dedi: “Yehova diyor ki, ‘Tüm bu büyük kalabalığı görüyor musun? Onları bugün senin eline teslim edeceğim, o zaman anlayacaksın ki Ben Yehova’yım.’”+ 14 Ahab “Bunun için kimi kullanacaksın?” diye sordu. Peygamber şöyle dedi: “Yehova diyor ki, ‘Valilerin yardımcılarını.’” Ahab “Peki savaşı kim başlatacak?” diye sordu, Peygamber de “Sen!” dedi.
15 Ahab vali yardımcılarını saydı, 232 kişiydi. Sonra tüm İsrail ordusunu saydı, 7.000 kişiydi. 16 İsrailoğulları öğlen şehirden çıktı. O sırada Ben-hadad ve onu destekleyen 32 kral çadırda içki içiyordu ve sarhoş olmuşlardı. 17 Şehirden ilk olarak vali yardımcıları çıktı, bunun üzerine Ben-hadad hemen gözcüler gönderdi, onlar da “Samiriye’den adamlar çıkıyor” diye haber getirdiler. 18 Bunun üzerine Ben-hadad “İster barış için ister savaş için çıkmış olsunlar onları canlı yakalayın” dedi. 19 Fakat vali yardımcıları ve onların arkasından ordu şehirden çıktı 20 ve her bir asker karşısındaki düşmanı öldürdü. Aramiler kaçtı,+ İsrailoğulları onları kovaladı, fakat Aram Kralı Ben-hadad at üzerinde, atlıların bazılarıyla birlikte kaçıp kurtuldu. 21 İsrail Kralı atlıları ve savaş arabalarını kırıp geçirdi, Aramileri ağır bir yenilgiye* uğrattı.
22 Daha sonra Peygamber,+ İsrail Kralı’na gelip şöyle dedi: “Git, savunmanı güçlendir ve ne yapacağını düşün.+ Çünkü önümüzdeki yılın başında* Aram Kralı sana tekrar saldıracak.”+
23 Bu arada Aram Kralı’nın hizmetkârları ona şöyle dediler: “Onların Tanrısı dağlar Tanrısı. Bizi bu yüzden yendiler. Eğer onlarla ovada savaşırsak zafer kazanırız. 24 Ayrıca şunları yap: Orduların başındaki bütün kralların yerine+ valiler ata, 25 sonra kaybettiğin orduya denk bir ordu topla, her atın ve savaş arabasının yerine yenisini koy. İsrailoğullarıyla ovada savaşalım, o zaman onları kesinlikle yeneriz.” Ben-hadad da onları dinledi ve dediklerini yaptı.
26 Yılın başında Ben-hadad Aramileri toplayıp İsrail’le savaşmak için Afek’e+ gitti. 27 İsrailoğulları da toplanıp hazırlıklarını yaptılar ve onların karşısına çıkmak için yola koyuldular. İsrail ordusu Aramilerin karşısında ordugâh kurduğunda iki küçük keçi sürüsü gibiydi, Aramiler ise bütün ülkeyi doldurmuştu.+ 28 Sonra Tanrı’nın hizmetkârı İsrail Kralı’nın yanına gelip şöyle dedi: “Yehova diyor ki, ‘Madem Aramiler “Yehova dağlar Tanrısı’dır, ovalar Tanrısı değil” dediler, Ben de bütün bu büyük kalabalığı senin eline teslim edeceğim,+ o zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.’”+
29 İki ordu karşı karşıya ordugâh kurmuş halde 7 gün bekledi ve 7. gün savaş başladı. İsrailoğulları bir günde 100.000 Arami yaya askeri öldürdü.* 30 Kalanlar Afek’e,+ şehrin içine kaçtı, fakat onlardan 27.000 kişinin üzerine surlar yıkıldı. Ben-hadad da şehre kaçtı ve bir evin arka odasına saklandı.
31 Hizmetkârları ona şöyle söyledi: “Duyduk ki İsrail kralları merhametli krallarmış. Lütfen izin ver, belimize çul* saralım, başımıza ip bağlayalım ve İsrail Kralı’na gidelim. Belki senin canını bağışlar.”+ 32 Böylece bellerine çul sardılar, başlarına ip bağladılar ve İsrail Kralı’na gelip “Kulun Ben-hadad ‘Canımı bağışla’ diye yalvarıyor” dediler. İsrail Kralı da “Ben-hadad hayatta mı? O benim kardeşimdir” dedi. 33 Adamlar bu sözü iyi bir işaret olarak gördüler ve Kral’ın samimi olduğunu hemen anlayıp “Evet, Ben-hadad kardeşindir” dediler. Kral “Gidip onu getirin” dedi ve Ben-hadad gelince onu savaş arabasına aldı.
34 Ben-hadad Kral’a şöyle dedi: “Babamın senin babandan aldığı şehirleri geri vereceğim. Babam nasıl Samiriye’de çarşılar kurduysa,* sen de Şam’da kendin için çarşılar kurabilirsin.” O zaman Ahab “Bu anlaşmayı yaptıktan sonra ben de seni serbest bırakırım” dedi. Böylece bir anlaşma yaptılar ve Ahab onu serbest bıraktı.
35 Yehova’nın emri üzerine peygamber oğullarından*+ biri arkadaşına “Lütfen bana vur” dedi. Fakat arkadaşı ona vurmak istemedi. 36 O zaman arkadaşına “Madem Yehova’nın sözünü dinlemedin, yanımdan ayrılır ayrılmaz bir aslan seni öldürecek” dedi. Adam onun yanından ayrıldıktan sonra karşısına bir aslan çıktı ve onu öldürdü.
37 Peygamber oğullarından olan adam başka birini buldu ve ona “Lütfen bana vur” dedi. O da vurup onu yaraladı.
38 Sonra Peygamber tanınmamak için gözlerinin üzerine bir sargı bağladı ve gidip Kral’ın geçeceği yolda bekledi. 39 Kral geçerken Peygamber ona seslenip şöyle dedi: “Bu kulun savaşın tam ortasındaydı, askerlerden biri bana bir adam getirdi, ‘Bu adama dikkat et. Kaçacak olursa bunu ya canınla+ ya da bir talant* gümüşle ödersin’ dedi. 40 Fakat bu kulun oraya buraya koştururken adam ortadan kayboldu.” İsrail Kralı “O halde alacağın ceza öyle olacak, kendi ağzınla söyledin” dedi. 41 O zaman adam hemen gözündeki sargıyı çıkardı ve İsrail Kralı onun peygamberlerden biri olduğunu anladı.+ 42 Peygamber, Kral’a şöyle dedi: “Yehova diyor ki, ‘Madem yok edilmesine karar verdiğim adamın kaçmasına izin verdin,+ onun yerine sen,+ onun halkının yerine senin halkın ölecek.’”+ 43 Bunun üzerine İsrail Kralı morali bozuk ve canı sıkkın bir şekilde Samiriye’ye,+ evine gitti.
21 Bu olanlardan sonra, Yizreelli Nabot’un bağıyla ilgili bir olay yaşandı. Nabot’un bağı Yizreel’de,+ Samiriye Kralı Ahab’ın sarayının yanındaydı. 2 Bir gün Ahab Nabot’a şöyle dedi: “Bağını bana ver de bostan yapayım, çünkü sarayıma yakın. Karşılığında sana daha iyi bir bağ veririm. Ya da istersen bedelini parayla öderim.” 3 Fakat Nabot Ahab’a “Atalarımdan kalan mirası sana vermem mümkün değil, Yehova’nın gözünde bu doğru olmaz” diye karşılık verdi.+ 4 Yizreelli Nabot’un “Atalarımdan kalan mirası sana vermem” demesi yüzünden Ahab morali bozuk ve canı sıkkın bir şekilde sarayına geldi. Sırtını dönüp yattı ve yemek yemek istemedi.
5 Karısı İzebel+ yanına gelip “Niçin yemek yemiyorsun? Neden bu kadar üzgünsün?” diye sordu. 6 Ahab şöyle karşılık verdi: “Yizreelli Nabot’a ‘Bağını bana sat ya da istersen sana onun yerine başka bir bağ vereyim’ dedim. Fakat o ‘Bağımı sana vermem’ dedi.” 7 Karısı İzebel “Sen İsrail Kralı değil misin?” dedi, “Kalk, yemek ye, neşelen biraz. Yizreelli Nabot’un bağını sana vereceğim.”+ 8 İzebel Ahab adına mektuplar yazdı, onları Ahab’ın mührüyle mühürleyip+ Nabot’un şehrinde yaşayan ihtiyarlara+ ve ileri gelenlere gönderdi. 9 Mektuplarda şöyle yazılıydı: “Bir oruç* ilan edin ve Nabot’u halkın önünde oturtun. 10 İşe yaramaz iki adam bulup onları da karşısına oturtun. ‘Sen Tanrı’ya ve Kral’a küfrettin!’+ diyerek onun aleyhinde şahitlik etsinler.+ Sonra onu şehirden çıkarıp taşlayın, ölsün.”+
11 Nabot’un şehrinin erkekleri, orada yaşayan ihtiyarlar ve ileri gelenler İzebel’in mektuplarda yazdıklarını yerine getirdiler. 12 Oruç ilan ettiler ve Nabot’u halkın önünde oturttular. 13 Sonra işe yaramaz iki adam gelip onun karşısına oturdu ve “Nabot Tanrı’ya ve Kral’a küfretti!” diyerek halkın önünde onun aleyhinde şahitlik ettiler.+ Ardından Nabot’u şehrin dışına çıkarıp taşladılar ve öldürdüler.+ 14 Sonra İzebel’e “Nabot taşlanarak öldürüldü” diye haber gönderdiler.+
15 İzebel Nabot’un taşlanarak öldürüldüğünü duyar duymaz Ahab’a şöyle dedi: “Kalk, Yizreelli Nabot’un sana satmayı reddettiği bağı al.+ Çünkü o artık hayatta değil, öldü.” 16 Ahab Yizreelli Nabot’un öldüğünü duyar duymaz bağı almak için hemen kalkıp oraya gitti.
17 Fakat Tişbeli İlya’ya Yehova’dan şöyle bir söz geldi:+ 18 “Kalk, Samiriye’ye git, İsrail Kralı Ahab’ı+ karşıla. O şimdi Nabot’un bağında, orayı almaya gitti. 19 Ona diyeceksin ki, ‘Yehova şöyle söylüyor: “Bir adamı hem öldürdün+ hem de onun mülkünü mü aldın?”’+ Sonra ona de ki, ‘Yehova şöyle söylüyor: “Köpekler Nabot’un kanını yaladıkları yerde senin de kanını yalayacaklar.”’”+
20 Ahab İlya’ya “Demek beni buldun düşmanım!” dedi.+ İlya da şöyle karşılık verdi: “Evet, seni buldum. Tanrı diyor ki, ‘Gözümde kötü olan şeyleri yapmaya kararlı olduğun+ için Ben Yehova 21 senin başına felaket getiriyorum, kökünü kazıyacağım ve İsrail’de Ahab’ın soyundan gelen her erkeği,+ muhtaç ve zayıf olanları bile yok edeceğim.+ 22 Senin aileni Nebat oğlu Yeroboam’ın ve Ahiya oğlu Baaşa’nın ailesi gibi yapacağım,+ çünkü Beni öfkelendirdin ve İsrail’i günaha sürükledin.’ 23 Yehova İzebel hakkında da şöyle söylüyor: ‘Yizreel’deki arazide İzebel’i köpekler yiyecek.+ 24 Ahab’ın soyundan şehirde ölenleri köpekler yiyecek, kırda ölenleri gökteki kuşlar yiyecek.+ 25 Evet, Yehova’nın gözünde kötü olan şeyleri yapmaya Ahab kadar kararlı biri hiç olmadı,+ onu karısı İzebel kışkırtıyordu.+ 26 Ahab, Yehova’nın İsrailoğullarının önünden kovduğu+ Amorilerin yaptığı gibi, iğrenç putların peşinden giderek en tiksindirici şeyleri yaptı.’”
27 Ahab bu sözleri duyar duymaz üzüntüden giysisini yırttı ve çula sarındı. Oruç tutmaya başladı, üzerinde çulla yatıp kalktı ve kederli bir şekilde dolaştı. 28 O zaman Tişbeli İlya’ya Yehova’dan şu söz geldi: 29 “Ahab önümde kendini nasıl alçalttı gördün mü?+ Madem önümde alçakgönüllü oldu, Ben de bu felaketi o hayattayken getirmeyeceğim. Onun ailesinin başına felaketi oğlunun zamanında getireceğim.”+
22 Aram ile İsrail arasında üç yıl savaş olmadı. 2 Üçüncü yıl Yahuda Kralı Yehoşafat+ İsrail Kralı’nın yanına gitti.+ 3 İsrail Kralı hizmetkârlarına şöyle dedi: “Biliyorsunuz, Ramot-gilead+ aslında bize ait. Ama biz orayı Aram Kralı’ndan geri almak için bir şey yapmıyoruz.” 4 Sonra Yehoşafat’a “Benimle beraber Ramot-gilead’da savaşmaya gelir misin?” diye sordu. Yehoşafat da İsrail Kralı’na “Beni kendin gibi say, halkımı kendi halkın, atlarımı da kendi atların say” diye karşılık verdi.+
5 Ancak Yehoşafat, İsrail Kralı’na “Lütfen önce Yehova’ya danış”+ dedi.+ 6 İsrail Kralı da peygamberleri bir araya topladı, yaklaşık 400 peygamber vardı. Onlara “Ramot-gilead’a savaş açayım mı, yoksa vaz mı geçeyim?” diye sordu. Onlar “Git, Yehova orayı Kralımızın eline verecek” dediler.
7 Fakat Yehoşafat “Burada Yehova’nın bir peygamberi yok mu? Bir de onun aracılığıyla danışalım” dedi.+ 8 İsrail Kralı, Yehoşafat’a “Yehova’nın görüşünü sorabileceğimiz biri daha var,+ İmla oğlu Mikaya” dedi, “Fakat ben ondan nefret ederim,+ çünkü benim hakkımda asla iyi şeyler söylemez, yalnızca kötü şeyler bildirir.”*+ Ancak Yehoşafat “Kral böyle söylemesin” dedi.
9 İsrail Kralı bir saray memurunu çağırıp “Çabuk İmla oğlu Mikaya’yı getir” dedi.+ 10 İsrail Kralı ile Yahuda Kralı Yehoşafat kraliyet giysileri içinde, Samiriye’nin şehir kapısının girişindeki harman yerinde, tahtlarında oturuyorlardı. Tüm peygamberler de onların önünde peygamberlik yapıyordu.+ 11 Sonra Kenaana oğlu Tsedekiya kendisine demirden boynuzlar yaptı ve şöyle dedi: “Yehova diyor ki, ‘Aramileri bunlarla geri püskürtüp tamamen yok edeceksin.’” 12 Diğer peygamberlerin hepsi de aynı şeyleri söyleyip “Ramot-gilead’a git, zafer senin olacak. Yehova orayı Kralımızın eline teslim edecek” diyorlardı.
13 Mikaya’yı çağırmaya giden haberci ona “Bak, peygamberlerin hepsi Kral’a iyi şeyler söyledi. Lütfen sen de onlar gibi iyi şeyler söyle” dedi.+ 14 Fakat Mikaya “Yehova’nın varlığı üzerine yemin ederim ki, Yehova bana ne derse onu söylerim” diye karşılık verdi. 15 Sonra Kral’ın huzuruna çıktı. Kral “Mikaya, Ramot-gilead’a savaş açalım mı, yoksa açmayalım mı?” diye sordu. Mikaya da “Git, zafer senin olacak. Yehova orayı Kralımızın eline teslim edecek” dedi. 16 Bunun üzerine Kral şöyle dedi: “Yehova adına bana sadece doğruyu söylemen için sana kaç defa yemin ettirmeliyim?” 17 Mikaya da şöyle karşılık verdi: “Tüm İsraillileri dağlarda, çobanı olmayan koyunlar gibi dağılmış görüyorum.+ Yehova ‘Bunların efendisi yok. Herkes evine dönsün’ dedi.”
18 O zaman İsrail Kralı, Yehoşafat’a “Ben sana ‘Hakkımda iyi şeyler söylemez, sadece kötü şeyler bildirir’ dememiş miydim” dedi.+
19 Mikaya “O halde şimdi Yehova’nın sözlerini dinle” dedi, “Yehova’yı tahtında otururken gördüm,+ göklerin tüm ordusu O’nun yanında, sağında ve solunda ayakta duruyordu.+ 20 Yehova ‘Ahab’ı Ramot-gilead’a saldırsın ve orada ölsün diye hanginiz kandırır?’ dedi. Ruhlardan* kimi şöyle, kimi böyle diyordu. 21 Sonra içlerinden biri+ öne çıkıp Yehova’nın önünde durdu ve ‘Ben onu kandırırım’ dedi. Yehova ‘Nasıl yapacaksın?’ diye sordu. 22 O da ‘Gider Ahab’ın bütün peygamberlerinin diline aldatıcı sözler koyarım’+ dedi. Tanrı ‘Onu kandıracaksın, evet başaracaksın. Git, dediğin gibi yap’ dedi. 23 İşte Yehova senin bütün bu peygamberlerinin diline aldatıcı sözler koydu,+ fakat aslında Yehova senin başına felaket geleceğini bildirdi.”+
24 Kenaana oğlu Tsedekiya, Mikaya’ya yaklaşıp yüzüne vurdu ve “Yehova’nın ruhu seninle konuşmak için benden sana geçti, öyle mi!” dedi.+ 25 Mikaya ona “Saklanmak için bir evin arka odasına girdiğin gün anlarsın” diye cevap verdi. 26 O zaman İsrail Kralı “Mikaya’yı alıp şehrin yöneticisi Amon’a ve Kral’ın oğlu Yoaş’a götürün” dedi. 27 “Onlara deyin ki, ‘Kral şunu emrediyor: “Bu adamı hapse atın+ ve ben sağ salim dönene dek ona çok az ekmek ve çok az su verin.”’” 28 Mikaya “Eğer sen sağ salim dönersen, Yehova da benimle konuşmamış demektir”+ dedi, sonra da “Ey halklar, bunu hepiniz duyun” diye ekledi.
29 Böylece İsrail Kralı ile Yahuda Kralı Yehoşafat Ramot-gilead’a gittiler.+ 30 İsrail Kralı, Yehoşafat’a dedi ki “Ben kılık değiştirip savaşa öyle gireceğim, fakat sen kral giysilerini giy.” İsrail Kralı dediği gibi kılık değiştirip+ savaşa öyle girdi. 31 Aram Kralı savaş arabalarının başındaki 32 komutana+ şöyle emir vermişti: “Büyük ya da küçük hiç kimseye değil, yalnızca İsrail Kralı’na saldıracaksınız.” 32 Savaş arabalarının başındaki komutanlar Yehoşafat’ı görür görmez içlerinden “İşte İsrail Kralı!” dediler ve dönüp ona doğru saldırıya geçtiler. Yehoşafat bağırıp yardım istedi. 33 Komutanlar onun İsrail Kralı olmadığını anlayınca derhal peşini bıraktılar.
34 Fakat bir adam rastgele ok attı ve İsrail Kralı’nı zırhının birleşme yerinden vurdu. Bunun üzerine Kral arabacısına “Geri dön, beni savaştan çıkar çünkü ağır yaralandım” dedi.+ 35 O gün boyunca savaş tüm şiddetiyle sürdü ve Kral’ı Aramilerin karşısında arabada destekle ayakta tutmak zorunda kaldılar. Kral’ın yarasından savaş arabasının içine kanlar aktı ve Kral akşamleyin öldü.+ 36 Güneş batarken ordugâhta “Herkes kendi şehrine! Herkes kendi memleketine!”+ diye bir duyuru yapıldı. 37 Kral öldü ve onu Samiriye’ye getirdiler. Kral’ı Samiriye’de gömdüler. 38 Savaş arabasını Samiriye havuzunun yanında yıkarlarken, Yehova’nın söylediği gibi köpekler onun kanını yaladı ve fahişeler orada yıkandı.*+
39 Ahab’ın dönemindeki diğer olaylar, yaptığı her şey, inşa ettiği fildişi+ saray ve tüm şehirler İsrail krallarının tarih kitabında yazılıdır. 40 Ahab ataları gibi öldü+ ve yerine oğlu Ahazya+ kral oldu.
41 Asa’nın oğlu Yehoşafat,+ İsrail Kralı Ahab’ın 4. yılında Yahuda kralı olmuştu. 42 Yehoşafat kral olduğunda 35 yaşındaydı ve Yeruşalim’de 25 yıl saltanat sürdü. Annesi Şilhi kızı Azuba’ydı. 43 Yehoşafat babası Asa’nın yolundan gitti.+ O yoldan sapmadı ve Yehova’nın gözünde doğru olanı yaptı.+ Ne var ki yüksek yerler ortadan kaldırılmadı,+ halk hâlâ oralarda kurban kesiyor ve sunu dumanı sunuyordu. 44 Yehoşafat, İsrail Kralı’yla barış içinde kaldı.+ 45 Yehoşafat’ın dönemindeki diğer olaylar, yaptığı büyük işler ve nasıl savaştığı Yahuda krallarının tarih kitabında yazılıdır. 46 Yehoşafat ayrıca babası Asa’nın zamanından kalmış tapınak oğlanlarının+ hepsini ülkeden kovdu.+
47 O sıralarda Edom’da+ kral yoktu, ülkeyi bir vekil yönetiyordu.+
48 Yehoşafat ayrıca Ofir’e gidip altın+ getirecek Tarşiş gemileri* yaptı, fakat gemiler oraya gidemedi çünkü Etsyon-geber’de parçalandılar.+ 49 Ahab’ın oğlu Ahazya, Yehoşafat’a “Adamlarım gemilerde seninkilerle beraber gitsin” dedi, fakat Yehoşafat kabul etmedi.
50 Daha sonra Yehoşafat ataları gibi öldü+ ve atasının şehri olan Davut Şehri’nde atalarının yanına gömüldü. Onun yerine oğlu Yehoram+ kral oldu.
51 Ahab’ın oğlu Ahazya,+ Yahuda Kralı Yehoşafat’ın 17. yılında Samiriye’de İsrail kralı oldu ve saltanatı 2 yıl sürdü. 52 Yehova’nın gözünde kötü olanı yaptı ve babasının, annesinin+ ve İsrail’i günaha sürükleyen Nebat oğlu Yeroboam’ın yolundan+ gitti.+ 53 Tıpkı babası gibi Baal’e kulluk etmeye,+ onun önünde eğilmeye ve İsrail’in Tanrısı Yehova’yı öfkelendirmeye devam etti.+
Ya da “onu üzüp; azarlayıp.”
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “Boynuz.” Sözlük kısmındaki “boynuz” maddesine bakın.
Keretiler ve Peletiler muhtemelen Davut’un özel korumalarıydı.
Ya da “değerli.”
Sözlük kısmındaki “sunağın boynuzları” maddesine bakın.
Orijinal dilde: “Bütün dünyanın gittiği yoldan gidiyorum.”
Ya da “hikmetli davranacaksın.”
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “vefalı sevgi göster.” Sözlük kısmındaki “vefa” maddesine bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmındaki “Ahit Sandığı” maddesine bakın.
Orijinal dilde: “evinin.”
Sözlük kısmındaki “yüksek yer” maddesine bakın.
Sözlük kısmındaki “yakılan sunu” maddesine bakın.
Alternatif çeviri: “zor.”
Sözlük kısmındaki “paylaşma kurbanı” maddesine bakın.
Orijinal dilde: “korktu.”
Fırat Irmağı.
Yani, 6.600 L ince un, 13.200 L un. Ek B14’e bakın.
Fırat Irmağı.
Bu rakam bazı elyazmalarında ve paralel kayıtta böyle geçer, başka elyazmalarında 40.000 olarak geçer.
Ya da “atlısı.”
Orijinal dilde: “deniz kıyısındaki kum gibi.”
Ya da “şarkısı.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “uçan canlılar.”
Sürüngenler ve böcekler de dahil olabilir.
Orijinal dilde: “olarak meshedildiğini.”
Ya da “Davut’u hep severdi.”
Orijinal dilde: “düşmanlarını onun ayaklarının altına serene dek.”
“20.000 kor” 4.400.000 L; “20 kor” 4.400 L. Ek B14’e bakın.
Orijinal dilde: “dövülmüş zeytinyağı.” Zeytinin yalnızca etli kısmından üretilen yağ.
Ya da “yük taşıyan işçisi.”
Nisan-mayıs aylarına denk gelir. Ek B15’e bakın.
Ek B8’e bakın.
Yani, uzunluğu yaklaşık 27 m, genişliği yaklaşık 9 m ve yüksekliği yaklaşık 13 m. Ek B14’e bakın.
Ya da “Mabedin ana binasının.”
Orijinal dilde: “mabet.” Anlaşılan Kutsal Yer kastediliyor.
Yani, En Kutsal Yer.
“5 arşın” yaklaşık 2,5 m; “6 arşın” yaklaşık 3 m; “7 arşın” yaklaşık 3,5 m.
Orijinal dilde: “sağ.”
“40 arşın” yaklaşık 18 m.
Orijinal dilde: “yağ ağacından.” Halep çamı olabilir.
Sözlük kısmına bakın.
Kapı çerçevesinin yapısı ya da kapıların büyüklüğü kastediliyor olabilir.
Orijinal dilde: “motiflerin üzerinde altını dövdü.”
Kapı çerçevesinin yapısı ya da kapıların büyüklüğü kastediliyor olabilir.
Ekim-kasım aylarına denk gelir. Ek B15’e bakın.
Yani, uzunluğu 44,5 m, genişliği yaklaşık 22 m ve yüksekliği yaklaşık 13 m. Ek B14’e bakın.
Ya da “dört köşeliydi; dikdörtgendi.”
Yani, uzunluğu yaklaşık 22 m ve genişliği 13 m.
Ya da “harpuştalara.”
“10 arşın” yaklaşık 4,5 m; “8 arşın” yaklaşık 3,5 m.
Alternatif çeviri: “sundurmada.”
Bu bölümde, bu ve diğer ayetlerde “tunç” da olabilir.
“18 arşın” yaklaşık 8 m; “12 arşın” yaklaşık 5 m.
Ya da “Güneydeki.”
Anlamı, “[Yehova] sağlamlaştırsın.”
Ya da “kuzeydeki.”
Olası anlamı, “güçle.” Diğer sütunun ismiyle beraber okunduğunda “[Yehova] güçle sağlamlaştırsın.”
“10 arşın” yaklaşık 4,5 m; “5 arşın” yaklaşık 2 m; “30 arşın” yaklaşık 13 m.
“4 parmak” 7,4 cm.
“2.000 bat” yaklaşık 44.000 L.
Ya da “su arabası.”
Yani, uzunluğu ve genişliği yaklaşık 2 m; yüksekliği 1,3 m.
“1 arşın” 44,5 cm.
“40 bat” 880 L; “4 arşın” 2 m.
Sözlük kısmındaki “huzur ekmeği” maddesine bakın.
İçinde yağ ve fitil bulunan aydınlatma aracı.
Orijinal dilde: “mabedin evinin.”
Orijinal dilde: “kutsadığı.” Sözlük kısmındaki “kutsamak” maddesine bakın.
Eylül-ekim aylarına denk gelir. Ek B15’e bakın.
Yani, Çardaklar Bayramı. Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “Kendi ağzıyla.”
Ya da “lanet içeren bir yemin.”
Ya da “namını.”
Orijinal dilde: “canlarıyla.”
Sözlük kısmındaki “tahıl sunusu” maddesine bakın.
Ya da “Hamat girişinden.”
Orijinal dilde: “sekizinci gün.” Yani, ikinci yedi günden sonraki gün.
Alternatif çeviri: “İşe Yaramaz.”
“120 talant” yaklaşık 4 ton 100 kg. Ek B14’e bakın.
Ya da “tepeyi.” İbranice millo sözcüğü “[toprak] dolgu” anlamına gelir.
Ya da “yeniden inşa etti; güçlendirdi.”
“420 talant” yaklaşık 144 ton 320 kg.
Ya da “bilmecelerle.”
Ya da “kervanla.”
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “evi.”
Krala içki sunan saray memurları.
Ya da “sözlerin.”
“120 talant” yaklaşık 4 ton 100 kg. Ek B14’e bakın.
Sözlük kısmına bakın.
“666 talant” yaklaşık 22,8 ton.
“600 şekel” yaklaşık 7 kg.
“3 mina” yaklaşık 2 kg.
Ya da “atlılar.”
Ya da “cümbez.” Bir tür incir ağacı.
Alternatif çeviri: “Mısır’dan ve Kue’den getirilirdi; Kral’ın tüccarları atları Kue’den satın alırdı.” “Kue”yle Kilikya kastediliyor olabilir.
Ya da “Suriye.” Sözlük kısmındaki “Aram” maddesine bakın.
Ya da “Onlarla evlenmeyeceksiniz.”
Ya da “Eşlerinin onun üzerinde güçlü bir etkisi vardı.”
Alternatif çeviri: “sütten kesti.”
Ya da “ataları gibi öldüğünü.”
Orijinal dilde: “öldürdüğünde.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “ihtiyarlara.”
Orijinal dilde: “çadırlarına.”
Orijinal dilde: “Tanrı adamı.”
Ya da “güçlendirdi.”
Ya da “yağlı küller”, yani kurban yağlarıyla karışmış küller.
Orijinal dilde: “kurudu.”
Ya da “metalden.”
Fırat Irmağı.
Sözlük kısmındaki “kutsal direk” maddesine bakın.
Sözlük kısmındaki “dikili taş” maddesine bakın.
Tapınaklarda fuhuş için kullanılan genç erkekler.
Ya da “bakırdan.”
Ya da “koşucu askerlerin komutanlarına.”
Diğer adı Abiya.
Orijinal dilde: “Abişalom’un”; ismin farklı bir yazımı.
“İğrenç putlar” olarak çevrilen İbranice ifade “dışkı” sözcüğüyle bağlantılı olabilir. Bu bir aşağılama ifadesi olarak kullanılıyor.
Orijinal dilde: “kutsadığı.” Sözlük kısmındaki “kutsamak” maddesine bakın.
Ya da “yeniden inşa etmeye.”
Ya da “güçlendirdiği; yeniden inşa ettiği.”
Ya da “Öç alma hakkı olanlardan.”
“2 talant” yaklaşık 68,5 kg. Ek B14’e bakın.
Anlamı, “Şemer boyuna ait.”
Sözlük kısmına bakın.
Anlamı, “Tanrım Yehova’dır.”
Sözlük kısmındaki “kutsal ruh” maddesine bakın.
Ya da “Orduların.”
Ya da “kutsal direk.”
Ya da “kararsız kalacaksınız?”
Alternatif çeviri: “yolculuğa çıkmıştır.”
Ya da “peygamber gibi.” Bu ifade, peygamberlerin zaman zaman tuhaf görünmesine yol açan, sıra dışı davranışlarını veya konuşmalarını kastediyor olabilir.
Orijinal dilde: “iki sea.” “İki sea” yaklaşık 15 L. Ek B14’e bakın.
Sözlük kısmındaki “yakılan sunu” maddesine bakın.
Orijinal dilde: “yüreklerini.”
Orijinal dilde: “meshet.”
Anlamı, “Tanrı kurtuluştur.”
Orijinal dilde: “boğayla.”
Orijinal dilde: “öpeyim.”
Ya da “çardakta.”
Ya da “can kaybına.”
Yani, ilkbaharda.
Ya da “askeri yendi.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “sokaklar seçtiyse.”
Anlaşılan “peygamber oğulları” ifadesiyle, birlikte özel bir eğitim alan veya birlikte hizmet eden bir peygamber grubu kastediliyor.
“1 talant” 34,2 kg. Ek B14’e bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmındaki “peygamberlik sözü” maddesine bakın.
Ya da “Meleklerden.” Sözlük kısmındaki “ruh” maddesine bakın.
Alternatif çeviri: “yıkanırdı.”
Sözlük kısmındaki “Tarşiş gemisi” maddesine bakın.