Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • nwt İşaya 1:1-66:24
  • İşaya

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • İşaya
  • Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi (2025)
Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi (2025)
İşaya

İŞAYA

1 Yahuda kralları+ Uzziya,+ Yotam,+ Ahaz+ ve Hizkiya’nın+ zamanında, Amots oğlu İşaya’nın* Yahuda ve Yeruşalim hakkında gördüğü görüntü:*+

 2 Ey gökler dinleyin,

Ey yer kulak ver,+

Çünkü Yehova konuşuyor:

“Oğullar büyütüp yetiştirdim,+

Ama Bana başkaldırdılar.+

 3 Sığır sahibini,

Eşek efendisine ait yemliği bilir.

Oysa İsrail efendisini, Beni tanımıyor,+

Kendi halkım anlayışsızca davranıyor.”

 4 Vay haline günahkâr milletin,+

Suçu ağır olan o halkın,

Kötülerin soyunun, yozlaşmış çocukların!

Onlar Yehova’yı bıraktı,+

İsrail’in Kutsalı’na saygısızlık ettiler,

O’na sırt çevirdiler.

 5 Dayaktan payını almamış bir yanınız kalmadı,

Yine de giderek daha isyankâr oluyorsunuz.+

Başınız tamamen yara içinde,

Yüreğiniz büsbütün hasta.+

 6 Tepeden tırnağa tek bir sağlam yeriniz yok.

Yara bere içindesiniz ve yaralarınız daha kapanmamış,

Ne temizlenmiş,* ne sarılmış, ne de yağla yumuşatılmış.+

 7 Ülkeniz harap halde,

Şehirleriniz yakılmış.

Yabancılar gözünüzün önünde toprağınızı yağmalıyor,+

Memleketin altını üstüne getirip adeta harabeye çeviriyorlar.+

 8 Sion* terk edilmiş;

Üzüm bağındaki çardak,

Salatalık tarlasındaki bir bekçi kulübesi,

Kuşatılmış bir şehir gibi.+

 9 Göklerin* Hâkimi Yehova bir avuç kişiyi sağ bırakmış olmasaydı,

Tıpkı Sodom gibi olurduk,

Gomorra’ya benzerdik.+

10 Ey Sodom’un zorba yöneticileri, Yehova’nın sözünü dinleyin.+

Ey Gomorra halkı, Tanrımızın kanununa* kulak verin.+

11 Yehova diyor ki, “Sunduğunuz onca kurbanın Bana ne yararı var?+

Yakılan sunularınıza* doydum,

Sunduğunuz koçlar artık yetti,+ besili hayvanların yağı+ da!

Genç boğaların,+ kuzuların, keçilerin+ kanından+ hiç hoşlanmıyorum.

12 Huzuruma gelip de+

Avlularımı ayaklarınızla çiğnemenizi sizden kim istedi?+

13 Artık değersiz tahıl sunuları* getirmeyin.

Buhurunuz* Bana iğrenç geliyor.+

Yeniaylar,+ Sebt* günleri+ kutluyor, toplantı çağrıları+ yapıyorsunuz,

Özel toplantılar yaparken bir yandan da büyücülüğe+ başvurmanıza dayanamıyorum.

14 Yeniay kutlamalarınızdan ve bayramlarınızdan nefret ettim.

Bana yük oldular,

Onları taşımaktan yoruldum.

15 Bana ellerinizi açtığınızda

Size bakmıyorum.+

Çok dua etseniz de dinlemiyorum,+

Elleriniz kana bulanmış.+

16 Yıkanın, temizlenin,+

Kötü davranışlarınızı gözümün önünden kaldırın,

Kötülük yapmaktan vazgeçin.+

17 İyilik yapmayı öğrenin, adaletin peşinde olun,+

Zorbayı terbiye edin,

Yetimin hakkını ve dul kadının davasını savunun.”+

18 Yehova diyor ki, “Şimdi gelin de aramızdaki meseleleri halledelim.+

Günahlarınız kıpkırmızı olsa da

Kar gibi bembeyaz olur.+

Kıpkızıl bir kumaş gibi olsa da

Yün gibi beyaz olur.

19 Eğer sözlerime istekle uyarsanız,

Memleketin nimetlerinden yersiniz.+

20 Ama dinlemeyi reddedip başkaldırırsanız,

Kılıç sizi yer,+

Çünkü bu söz Yehova’nın ağzından çıktı.”

21 Tanrı’ya sadık şehir+ nasıl da bir fahişe oldu!+

Adalet dolu bir yerken,+

Doğruluğun* yurduyken,+

Şimdi katillerin yuvası oldu.+

22 Gümüşünüz cürufa* dönmüş,+

Biranıza su katılmış.

23 Önderleriniz dik başlı, hırsızlarla ortak olmuşlar.+

Hepsi rüşveti seviyor, hediye peşinde koşuyor.+

Yetim için adaleti sağlamıyor,

Dul kadının davasına asla dönüp bakmıyorlar.+

24 Bu yüzden, İsrail’in güçlü Tanrısı,

Göklerin Hâkimi Rab Yehova şöyle diyor:

“Yeter! Düşmanlarımdan kurtulacağım,

Onlardan öcümü alacağım.+

25 Artık seni terbiye edeceğim,

Cürufunu kül suyuyla temizleyeceğim

Ve seni tüm tortularından arındıracağım.+

26 Başlangıçta olduğu gibi sana yine hâkimler,

Yine danışmanlar vereceğim.+

Ondan sonra sana Doğruluk Şehri, Sadık Kent denecek.+

27 Sion adalet sayesinde,

Geri dönen halkı da doğruluk sayesinde kurtulacak.*+

28 İsyankârlar ve günahkârlar birlikte yıkıma uğrayacak,+

Yehova’yı bırakanların sonu gelecek.+

29 Onlar arzuladığınız heybetli ağaçlar yüzünden utanacak+

Ve siz seçtiğiniz bahçeler* yüzünden rezil olacaksınız.+

30 Yaprakları kuruyan büyük bir ağaca,+

Susuz kalmış bahçeye döneceksiniz.

31 Güçlü adam saman* gibi,

Emeği de kıvılcım gibi olacak,

Birlikte yanacaklar,

Bu ateşi söndüren olmayacak.”

2 Amots oğlu İşaya’nın Yahuda ve Yeruşalim hakkında gördükleri:+

 2 Son günlerde,

Yehova’nın mabedinin* bulunduğu dağ,

Dağların doruklarını aşıp sapasağlam duracak,+

Tepelerden yukarı yükseltilecek,

Bütün milletler oraya akın edecek.+

 3 Pek çok halk gelecek ve şöyle diyecek:

“Gelin, Yehova’nın dağına,

Yakup’un Tanrısının mabedine çıkalım.+

O bize yolunu öğretecek,

Biz de O’nun yolunda yürüyeceğiz.”+

Çünkü kanun* Sion’dan,

Yehova’nın sözü Yeruşalim’den çıkacak.+

 4 Tanrı milletler arasında hüküm verecek

Ve halklarla ilgili meseleleri halledecek.

Onlar kılıçlarını çekiçle dövüp saban* demiri,

Mızraklarını da bağcı bıçağı yapacaklar.+

Millet millete kılıç kaldırmayacak,

Artık savaşı öğrenmeyecekler.+

 5 Ey Yakup’un soyu, gelin,

Yehova’nın ışığında yürüyelim.+

 6 Tanrım, Sen halkını, Yakup’un soyunu terk ettin,+

Çünkü ülkeleri doğudan aldıklarıyla dolup taşıyor,

Filistiler gibi büyücülük yapıyorlar,+

Ortalık yabancıların çocuklarından geçilmiyor.

 7 Ülkeleri gümüş ve altınla dolu,

Hazinelerinin haddi hesabı yok.

Ülkeleri atlarla dolu,

Savaş arabalarının haddi hesabı yok.+

 8 Ülkeleri beş para etmez ilahlarla dolu.+

Kendi elleriyle yaptıklarının,

Kendi parmaklarıyla biçim verdiklerinin önünde eğiliyorlar.

 9 Böylece insanoğlu kendini küçük düşürüp alçaltıyor,

Onları bağışlaman mümkün değil.

10 Yehova’nın dehşet uyandıran öfkesi

Ve yüce ihtişamı yüzünden,

Kayalıkların içine girin ve toprağın altına gizlenin.+

11 Tepeden bakan gözler alçaltılacak,

İnsanın kibri kırılacak.

O gün sadece Yehova yüceltilecek.

12 Çünkü o gün, Orduların* Hâkimi Yehova’nın günü olacak.+

O gün, kendini beğenmişlere, kibirlilere,

Yüceltilen ya da aşağı görülen herkese hüküm verilecek,+

13 Lübnan’ın yüceltilen bütün heybetli sedir ağaçlarının,

Başan’ın bütün meşe ağaçlarının,

14 Bütün yüce dağların,

Bütün yüksek tepelerin,

15 Her yüksek kulenin, her güçlü surun,

16 Tüm Tarşiş gemilerinin,+

Güzel teknelerin hepsine hüküm verilecek.

17 Tepeden bakan insan alçaltılacak,

İnsanın kibri kırılacak.

O gün sadece Yehova yüceltilecek.

18 Değersiz ilahlar tümüyle yok olacak.+

19 Yehova, dünyayı korkuyla titretmek için harekete geçtiğinde,

İnsanlar O’nun dehşet uyandıran öfkesi

Ve yüce ihtişamı yüzünden,+

Kayalardaki mağaralara, topraktaki çukurlara girecekler.+

20 O gün, insanlar tapınmak için yaptıkları beş para etmez gümüş ve altın ilahlarını,

Farelere* ve yarasalara atacaklar.+

21 Çünkü, Yehova dünyayı korkuyla titretmek için harekete geçtiğinde,

O’nun öfkesinin dehşeti

Ve yüce ihtişamı yüzünden,

Kaya kovuklarına, sarp kayaların yarıklarına girmek isteyecekler.

22 İnsan yalnızca burnundaki nefesten ibaret,

Kendi yararınız için, insana güvenmeyi bırakın.

Neden ona bel bağlayasınız?

3 İşte bakın, Göklerin Hâkimi Rab Yehova,

Yeruşalim ve Yahuda’dan her tür desteği çekiyor,

Onları ekmek ve sudan mahrum bırakıyor,+

 2 Güçlü adamları ve savaşçıları,

Hâkimleri, peygamberleri,+ falcıları ve ihtiyarları,*

 3 Ellibaşıları,+ saygın konumdakileri ve danışmanları,

Usta sihirbazları ve becerikli büyücüleri+ oradan çekip alıyor.

 4 Çocukları onlara yönetici yapacak,

Başlarında keyfi davranan* bir yönetim olacak.

 5 Halk birbirine, komşu komşuya zorbalık yapacak.+

Çocuk yaşlıya zalimce davranacak,

Sıradan adam saygın kişiye başkaldıracak.+

 6 Herkes baba evinde kardeşinin yakasına yapışıp şöyle diyecek:

“Hiç olmazsa senin bir üst giysin var, başımıza sen geç.

Bu enkazı sen yönet.”

 7 Ama o gün kardeşi itiraz edip şunları söyleyecek:

“Yaralarınızı ben mi saracağım?

Evimde ne yiyecek ne de giysi var.

Sakın beni halkın başına geçirmeyin!”

 8 Evet Yeruşalim sendeledi,

Yahuda düştü,

Çünkü sözleriyle de işleriyle de Yehova’ya karşı geliyorlar,

Yüce Tanrı’nın huzurunda dik başlılık ediyorlar.+

 9 Yüzlerindeki ifade yaptıklarını ortaya koyuyor,

Sodom gibi günahlarını açıkça anlatıyorlar,+

Gizlemeye çalışmıyorlar.

Vay haline onların!

Çünkü kendi başlarına felaket getiriyorlar.

10 Doğrulara iyilik göreceklerini söyleyin,

Onlar yaptıkları nedeniyle ödüllendirilecek.+

11 Kötülerinse vay haline!

Başlarına felaket gelecek,

Çünkü başkalarına yaptıklarının aynısı onlara da yapılacak.

12 Halkıma gelince, onları çalıştıranlardan zulüm görüyor

Ve kadınlar tarafından yönetiliyorlar.

Ey halkım, önderleriniz sizi oradan oraya dolaştırıyor,

Yolunuzu şaşırtıyor.+

13 Yehova davasını ortaya koymak üzere yerini alıyor,

Halklara hükmünü bildirmek için ayağa kalkıyor.

14 Yehova halkının ihtiyarlarıyla ve yöneticileriyle davasını görecek.

“Bağı siz yakıp yıktınız,

Yoksullardan çaldıklarınız evlerinizde.+

15 Halkımı ezmeye

Ve yoksullara acımasızca zulmetmeye nasıl cüret edersiniz?”+

Göklerin Hâkimi Ulu Rab Yehova’nın sözü.

16 Yehova şunları söylüyor:

“Sion kızları kibirli, burunları havada,

Cilveli bakışlarla kırıta kırıta yürüyorlar,

Yürürken halhallarını şıngırdatıyorlar.

17 Bu yüzden Yehova Sion kızlarının başını yara kabuklarıyla kaplayacak,

Yehova onların alnını açacak.+

18 O gün Yehova halhallarının,

Saça takılan taçların, hilal biçimindeki takıların güzelliğini yok edecek,+

19 Küpelerin,* bileziklerin, peçelerin,

20 Başa takılan örtülerin, ayak bileklerindeki zincirlerin, kuşakların,*

Koku şişelerinin, koruyucu tılsımların,*

21 Yüzüklerin, burun halkalarının,

22 Tören giysilerinin, üstlüklerin, pelerinlerin, para keselerinin,

23 El aynalarının,+ keten giysilerin,*

Başa sarılan şalların ve peçelerin güzelliğini ortadan kaldıracak.

24 O zaman pelesenk* yağının+ mis kokusu yerine pis bir koku olacak,

Bellerine kuşak yerine ip* bağlayacaklar,

Yapılı saçlar yerine kellik,+

Görkemli giysiler yerine çul,*+

Güzellik yerine dağlanma izi olacak.

25 Adamların kılıçla yere yığılacak,

Güçlü askerlerin de savaşla.+

26 Sion’un kapıları acıyla iç çekip yas tutacak,+

Kendisi de yapayalnız kalmış bir kadın gibi toprakta oturacak.”+

4 O gün yedi kadın bir adamı tutup+ şöyle diyecek:

“Kendi ekmeğimizi yer,

Kendi giysimizi giyeriz,

Yeter ki senin adını alalım,

Böylece bu utançtan* kurtulalım.”+

2 O gün Yehova’nın yeşerttiği filiz muhteşem ve görkemli olacak. Diyarın ürünü, İsrail’den sağ kalanların gururu ve sevinci* olacak.+ 3 Sion’da kalanların ve Yeruşalim’de bırakılanların hepsine kutsal* denecek; Yeruşalim’de olan ve yaşamak için isimleri kaydedilen herkes kutsal sayılacak.+

4 Yehova Yeruşalim’i yargılayıp, yakıcı* öfkesiyle+ Sion halkını pisliklerinden arındıracak+ ve Yeruşalim’in ortasında dökülen kanları temizleyecek. 5 O zaman Yehova, tüm Sion Dağı’nın ve toplantı yerinin üzerinde gündüzleri bulut ve duman, geceleri de alev alev yanan parlak bir ateş olmasını sağlayacak.+ Ve tüm bu ihtişam koruma altında olacak. 6 Orada, gündüz sıcağında gölgelik,+ fırtına ve yağmurda da sığınak ve korunak olması için bir çardak olacak.+

5 Sevdiğime bir şarkı söyleyeyim,

Sevdiğimi ve onun üzüm bağını anlatan şarkıyı.+

Sevdiğimin verimli bir yamaçta bağı vardı.

 2 Toprağı kabartıp taşlarını ayıkladı.

Seçme kırmızı üzüm verecek bir bağ kurup,

Orta yerine bir de kule yaptı.

Üzüm teknesi* olsun diye toprağı kazdı.+

Sonra bağın üzüm vermesini ümitle bekledi,

Ne var ki o bağ sadece yabani üzüm verdi.+

 3 “Şimdi, Yeruşalim’de yaşayanlar ve Yahuda halkı,

Bağımla aramda lütfen siz hüküm verin.+

 4 Bağım için yapmadığım daha ne kaldı?+

Ben üzüm beklerken o niye sırf yabani üzüm verdi?

 5 Şimdi, bağıma ne yapacağımı size söyleyeyim:

Çitini sökeceğim,

Yakılıp yok edilecek.+

Taş duvarını yıkacağım,

Ayaklar altında çiğnenecek.

 6 Onu harabeye çevireceğim,+

Budanmayacak ve çapalanmayacak.

Orayı dikenli çalılar, yabani otlar basacak+

Ve bulutlara oraya yağmur yağdırmasınlar diye emredeceğim.+

 7 Göklerin Hâkimi Yehova’nın bağı İsrail milletidir,+

Sevdiği bahçe Yahuda halkıdır.

O ümitle hep adalet bekledi,+

Ama işte adaletsizlik.

Doğruluk bekledi,

Ama işte feryatlar.”+

 8 Evine ev, tarlasına tarla katarak+

Memlekette kimseye bir avuç yer bırakmayanların vay haline!+

Bu topraklarda sizden başkası oturamaz oldu.

 9 Göklerin Hâkimi Yehova’nın ettiği yemini kulaklarımla duydum:

Nice güzel ve büyük ev ıssız kalacak,+

Öyle ki görenler dehşete düşecek.

10 Kırk dönümlük* bağ ancak bir bat* üzüm verecek,

Bir homer tohum ancak bir efa* ürün verecek.+

11 Sabahın köründe kalkıp içki peşine düşenlerin,+

Geceleri geç vakitte arzuları alevlenene kadar şarabın başından ayrılmayanların vay haline!

12 Şölenlerinde lir,* telli çalgılar,

Tef ve flüt çalar,

Şarap içerler,

Ama Yehova’nın yaptıklarını düşünmez,

Elinin eserlerini görmezler.

13 Halkım bilgisizliği yüzünden sürgüne gidecek,+

Saygın adamları açlık çekecek+

Ve tüm halk susuzluktan perişan olacak.

14 Bu yüzden mezar* genişledi,

Ağzını alabildiğine açtı,+

Bu şehir görkemiyle,* gürültülü kalabalıklarıyla,

Çılgınca eğlenen insanlarıyla mezara inecek.

15 İnsanoğlu başını önüne eğecek,

Aşağılanacak,

Tepeden bakan gözler alçaltılacak.

16 Göklerin Hâkimi Yehova verdiği hükümlerle* yücelecek,

Kutsal ve gerçek Tanrı+ doğruluğuyla kutsal olduğunu gösterecek.+

17 O gün kuzular orada kendi otlağındaymış gibi otlayacak,

Bir zamanlar besili hayvanların yaşadığı ıssız yerlerin ürününü yabancılar yiyecek.

18 Arabayı halatla çeken bir hayvan gibi,

Sahtekârlıklarıyla günahı peşlerinden sürükleyenlerin vay haline!

19 “Tanrı elini çabuk tutsun,

Yapacağını bir an önce yapsın da görelim.

İsrail’in Kutsalı amacını gerçekleştirsin de amacı neymiş bilelim” diyenlerin vay haline!+

20 Vay haline iyiye kötü, kötüye iyi diyenlerin,+

Karanlığı ışık, ışığı karanlık yerine koyanların,

Acıya tatlı, tatlıya acı diyenlerin!

21 Vay haline kendi gözünde hikmetli* olanların,

Kendini akıllı sananların!+

22 Vay haline çok şarap içenlerin,

İçkileri karıştırmayı marifet sayan adamların!+

23 Vay haline rüşvet karşılığında kötü kişiyi aklayanların,+

Doğru kişiden adaleti esirgeyenlerin!+

24 Bu nedenle, ateşin anızı* yakıp yok ettiği,

Alevlerin kuru otu kasıp kavurduğu gibi,

Onların da kökleri çürüyüp gidecek,

Çiçekleri kuruyup toz gibi havaya savrulacak.

Çünkü Göklerin Hâkimi Yehova’nın kanununu* reddettiler,

İsrail’in Kutsalı’nın sözlerine saygısızlık ettiler.+

25 Bu yüzden Yehova halkına çok öfkeli,

Eliyle onlara vuracak.+

Dağlar sarsılacak,

Onların cesetleri sokaklardaki çöpler gibi olacak.+

Bütün yaptıkları yüzünden O’nun öfkesi dinmiyor,

Onlara vurmak için eli hâlâ havada.

26 Tanrı uzaktaki bir millete sancakla* işaret verdi,+

Dünyanın bir ucundan gelmeleri için onlara ıslık çaldı,+

İşte, onlar da son sürat geliyor.+

27 Aralarında kimse yorgun düşmüyor, sendelemiyor,

Uyuklamıyor ya da uyumuyor.

Bellerindeki kuşak gevşememiş,

Çarıklarının bağcıkları kopmamış.

28 Oklarının hepsi sivri,

Yaylarının hepsi gerilmiş.

Atlarının toynakları çakmaktaşı,

Arabalarının tekerlekleri de fırtına gibi.+

29 Aslan gibi, genç aslanlar gibi kükrüyorlar.+

Korkutucu bir gürlemeyle avlarını kapıp götürecekler

Ve onları kurtaran çıkmayacak.

30 Evet, o gün avlarını yakalayıp

Denizin gürlemesi gibi gürleyecekler.+

O topraklara bakan herkes kasvetli bir karanlık görecek,

Bulutlar yüzünden gün ışığı bile kararacak.+

6 Kral Uzziya’nın öldüğü yıl+ Yehova’yı gördüm. Yüksekte, yücelerde bir tahtta oturuyordu+ ve giysisinin etekleri mabedi dolduruyordu. 2 Üzerinde seraflar* duruyordu. Her birinin altı kanadı vardı. İkisiyle yüzlerini, ikisiyle ayaklarını örtüyor, ikisiyle de uçuyorlardı.

 3 Birbirlerine yüksek sesle şöyle diyorlardı:

“Göklerin Hâkimi Yehova kutsaldır, kutsaldır, kutsaldır.*+

Tüm yeryüzü O’nun ihtişamıyla dolu.”

4 Seslerinden kapı menteşeleri sarsıldı ve mabet dumanla doldu.+

 5 Bunun üzerine “Vay halime!” dedim,

“Sonum geldi!

Çünkü ben dili kirli* bir adamım

Ve dili kirli bir halkın arasında yaşıyorum,+

Ama Kral’ı, Göklerin Hâkimi Yehova’yı gözlerimle gördüm!”

6 O zaman seraflardan biri bana doğru uçtu. Elinde sunaktan maşayla aldığı+ kızıl bir kor vardı.+ 7 Onu ağzıma dokundurup şöyle dedi:

“Bak! Bu dudaklarına değdi.

Suçun silindi,

Günahının kefareti* ödendi.”

8 Ardından Yehova’nın sesini duydum, “Kimi göndereyim, bizim için kim gidecek?”+ dedi. “Ben giderim! Beni gönder!”+ dedim.

 9 O da şöyle dedi:

“Gidip bu halka söyle,

‘Tekrar tekrar duyacak,

Ama anlamayacaksınız,

Tekrar tekrar bakacak,

Ama bir şey öğrenmeyeceksiniz.’+

10 Bu halkın yüreğini duyarsızlaştır,+

Kulaklarını tıka+

Ve gözkapaklarını birbirine yapıştır ki,

Gözleri görmesin

Ve kulakları duymasın,

Böylece yürekleri anlamasın,

Yollarından dönüp iyileşmesinler.”+

11 Bunun üzerine “Ne zamana kadar ey Yehova?” diye sordum. O da şöyle dedi:

“Şehirler yıkılıp bomboş,

Evler insansız kalıncaya kadar,

Ülke harap olup ıssızlaşıncaya kadar,+

12 Yehova insanları uzaklara sürünceye,+

Ülkedeki ıssızlık dört bir yana yayılıncaya kadar.

13 Ama içindekilerin onda biri kalacak, o da büyük bir ağaç gibi ateşe atılacak. Tıpkı büyük bir ağaç, bir meşe kesilse de kütüğü geride kaldığı gibi, onun kütüğü de kalacak. Bu kütük, kutsal bir tohum* olacak.”

7 Uzziya oğlu, Yotam oğlu Ahaz’ın+ Yahuda kralı olduğu günlerde, Aram* Kralı Retsin ve Remalya’nın oğlu İsrail Kralı Pekah,+ Yeruşalim üzerine yürüdüler, fakat orayı ele geçiremediler.*+ 2 Davut’un sarayına, “Aram Efraim’le birlik oldu” haberi geldi.

Bunun üzerine Ahaz’ın ve halkının yüreği ormanda rüzgârla sallanan ağaçlar gibi tir tir titremeye başladı.

3 O zaman, Yehova İşaya’ya şunları söyledi: “Lütfen, oğlun Şear-yaşub’la*+ birlikte Ahaz’ı karşılamak için yukarı havuzdan gelen kanalın sonuna,+ çamaşırcı tarlasına çıkan anayolun kenarına git. 4 Ahaz’a şöyle de: ‘Sakin kal, korkma. Tüten şu iki odun parçasının, Aram Kralı Retsin’in ve Remalya’nın+ oğlunun yakıcı öfkesi yüzünden cesaretin kırılmasın. 5 Aram, Efraim ve Remalya’nın oğlu sana karşı kötülük tasarlayıp 6 “Yahuda’ya saldıralım, onu parçalayalım* ve fethedelim,* başına da kral olarak Tabeel’in oğlunu geçirelim”+ dediği için korkma.

 7 Ulu Rab Yehova şöyle diyor:

“Bu iş olmayacak,

Planları gerçekleşmeyecek.

 8 Aram’ın başkenti Şam,

Şam’ın başı ise Retsin’dir.

Sadece 65 yıl içinde Efraim paramparça olacak

Ve bir halk olmaktan çıkacak.+

 9 Efraim’in başkenti Samiriye,+

Samiriye’nin başı ise Remalya’nın oğludur.+

Tüm yürekle iman etmezseniz,

Güçlü olamazsınız.”’”

10 Yehova Ahaz’a şunları da dedi: 11 “Tanrın Yehova’dan bir işaret iste;+ mezar* kadar derin ya da gökyüzü kadar yüksek olsun, fark etmez.” 12 Fakat Ahaz “Ne böyle bir şey isterim ne de Yehova’yı sınarım” dedi.

13 Bunun üzerine İşaya “Ey Davut’un soyu, lütfen dinleyin” dedi. “İnsanların sabrını sınadığınız yetmezmiş gibi şimdi de Tanrı’nın sabrını mı sınıyorsunuz?+ 14 Bunun için Yehova Kendisi size bir işaret verecek: İşte! Kız hamile kalıp bir erkek çocuk doğuracak+ ve onun adını İmmanuel* koyacak.+ 15 Çocuk kötüyü reddedip iyiyi seçebileceği zaman tereyağı ve bal yiyor olacak. 16 O henüz kötüyü reddedip iyiyi seçmeyi öğrenmeden, seni dehşete düşüren iki kralın toprakları tamamen ıssız bırakılacak.+ 17 Yehova sana, halkına ve babanın ailesindekilere öyle günler gösterecek ki, Efraim’in Yahuda’dan ayrıldığı günden beri+ böylesi hiç yaşanmadı; çünkü O, Asur Kralı’nı üzerinize gönderecek.+

18 O gün Yehova ıslık çalarak Mısır’dan, Nil’in uzaklardaki kollarından sinekleri ve Asur topraklarından arıları çağıracak. 19 Onlar da gelip hep birlikte sarp vadileri, kaya kovuklarını, tüm dikenli çalıları ve bütün sulak yerleri yurt edinecekler.

20 O gün Yehova, ırmak* bölgesinden kiralanan usturayla, yani Asur Kralı’yla,+ saçı ve bacaktaki kılları tıraş edecek, ayrıca onunla sakalı da kazıyıp atacak.

21 O gün sürüden genç bir inekle iki koyun kurtarabilen adam, 22 sütün bolluğundan tereyağı yiyecek; çünkü memlekette kalan herkesin tek yiyeceği tereyağı ve bal olacak.

23 Bir zamanlar 1.000 gümüş değerinde 1.000 asmanın bulunduğu yerlerde o gün sadece dikenli çalılar ve yabani otlar olacak. 24 İnsanlar oralara ok ve yayla gidecek, çünkü ülkenin her yeri dikenli çalılarla, yabani otlarla kaplı olacak. 25 Bir zamanlar çapalanarak temizlenmiş tüm dağlık yerleri dikenli çalılar ve yabani otlar basacak, korkudan oraya yaklaşılmayacak; oralar boğaların otladığı, koyunların ayakları altında çiğnediği yerler olacak.”

8 Yehova bana şöyle dedi: “Büyük bir tablet al+ ve üzerine sıradan bir kalemle* ‘Maher-şalal-haş-baz’* yaz. 2 Sadık şahitler olan Kâhin* Uriya+ ve Yeberekya oğlu Zekeriya buna tanıklık etsin ve tanıklıklarını yazıya döksün.”

3 Daha sonra peygamber karımla birlikte oldum. O hamile kaldı ve zamanı gelince bir erkek çocuk doğurdu.+ O zaman Yehova bana şöyle dedi: “Onun ismini Maher-şalal-haş-baz koy. 4 Çünkü çocuk daha ‘anne’ ya da ‘baba’ demeyi öğrenmeden, Şam’ın serveti ve Samiriye’nin yağmalanan malları Asur Kralı’nın önüne götürülecek.”+

5 Yehova benimle yeniden konuşup şöyle dedi:

 6 “Bu halk sakince akan Şiloah* sularını reddetti,+

Onlar Retsin’i ve Remalya’nın oğlunu+ tercih etti.

 7 Bunun için, işte Yehova gürül gürül akan ırmağın* sularını,

Bütün haşmetiyle Asur Kralı’nı onların üzerine gönderecek.+

Onun suları yatağından taşacak,

Tüm kıyılarını basacak

 8 Ve Yahuda’ya kadar yayılacak.

Onun her yerini kaplayacak, boynuna kadar yükselecek.+

Kuş gibi açtığı kanatları ülkeni boydan boya örtecek

Ey İmmanuel.”*+

 9 Ey halklar, onlara zarar verin ama bilin ki siz paramparça edileceksiniz.

Yeryüzünün uzak yerlerinde yaşayanlar, kulak verin!

Silahlarınızı kuşanın ama bilin ki paramparça edileceksiniz!+

Silahlarınızı kuşanın ama bilin ki paramparça edileceksiniz!

10 Gizlice plan yapın ama bilin ki boşa gidecek!

İstediğinizi söyleyin ama yerine gelmeyecek,

Çünkü Tanrı bizimle!*+

11 Yehova güçlü elini üzerime koyup beni bu halkın gittiği yola karşı şöyle uyardı:

12 “Bu halkın komplo dediğine siz komplo demeyin!

Onların korktuğundan korkmayın,

Korkuya kapılıp titremeyin.

13 Kutsal saymanız,+ korkmanız,

Karşısında titremeniz gereken kişi,

Orduların Hâkimi Yehova’dır.”+

14 O kutsal bir mekân olacak,

Ama aynı zamanda İsrail’in her iki krallığı için,

Ayaklarını çarptıkları bir taş,

Tökezleten bir kaya,+

Yeruşalim halkına kapan ve tuzak olacak.

15 İçlerinden birçoğu tökezleyip düşecek ve parçalanacak,

Kapana kısılıp yakalanacak.

16 Bu tanıklık belgesini dür,

Kanunun* olduğu tomarı* mühürle ve öğrencilerime emanet et.

17 Ben Yakup’un soyundan yüz çeviren+ Yehova’yı beklemeye devam edeceğim,+ O’na umut bağlayacağım.

18 İşte ben ve Yehova’nın bana verdiği çocuklar,+ Sion Dağı’nda oturan Orduların Hâkimi Yehova’nın İsrail’deki işaretleri+ ve mucizeleriyiz.

19 Size, “Fısıldayarak ve mırıldanarak konuşan medyumlara ve falcılara danışın” derlerse bunu yapacak mısınız? Bir halkın kendi Tanrısına danışması gerekmez mi? Yaşayanlar için ölülere danışmak doğru olur mu?+ 20 Bunun yerine kanuna ve tanıklık belgesine başvurmalılar.

Konuşmaları bu sözlerle uyumlu olmazsa onları aydınlatan bir ışık olmayacak.+ 21 Her biri ülkede aç ve perişan halde dolaşıp duracak.+ Onlar açlıktan ve duydukları öfkeden, göğe bakıp Tanrılarına ve krallarına lanet edecek. 22 Sonra yere bakacaklar ve o zaman da yalnızca dert ve karamsarlık, ümitsizlik ve sıkıntı, kasvet ve karanlık görecekler.

9 Fakat bu karanlık, Zebulun ve Naftali topraklarının aşağılandığı, ülkenin sıkıntıda olduğu zamanki gibi olmayacak.+ Daha sonra Tanrı bu toprakları (denize uzanan yolu, Ürdün bölgesini ve milletlerin Celilesi’ni) onurlandıracak.

 2 Karanlıkta yürüyen halk büyük bir ışık gördü.

Kapkara bir gölgeyle kaplı topraklarda yaşayanlara ışık saçıldı.+

 3 Sen o halkı kalabalık bir millet yaptın,

Ona büyük bir sevinç yaşattın.

Senin önünde sevinç içindeler,

Tıpkı hasat zamanında mutluluktan coşan,

Ya da ganimeti neşeyle paylaşan insanlar gibi.

 4 Çünkü Sen onların omuzlarına yüklenen boyunduruğu,*

Sırtlarına inen değneği,

Onları çalıştıranların sopasını,

Midyan’ın yenildiği gün olduğu gibi paramparça ettin.+

 5 Adımlarıyla yeri titreten tüm askerlerin çizmeleri,

Kana bulanmış her giysi ateşte yanıp yok olacak.

 6 Çünkü bizim için bir çocuk doğdu,+

Bize bir oğul verildi,

Hükümdarlık onun omuzlarında olacak.+

Onun adı Harika Danışman,*+ Kudretli Tanrı,*+ Sonsuzluk Babası ve Barış Hükümdarı olacak.

 7 Davut’un tahtında otururken+

Ve krallığının başındayken

Hükümdarlığına sınır olmayacak,

Barış hiç son bulmayacak.+

O andan sonsuza dek,

Krallığını adalet+ ve doğrulukla+ güçlendirip+ sürdürecek.

Göklerin Hâkimi Yehova’nın sarsılmaz kararlılığı sayesinde* bunlar olacak.

 8 Yehova Yakup’a bir hüküm bildirdi

Ve bu, İsrail’e ulaştı.+

 9 Samiriye’de oturan herkes ve tüm Efraim,

Bütün halk bunu öğrenecek.

Onlar kibirlerinden ve küstahlıklarından ötürü şöyle diyorlar:

10 “Kerpiç evler yıkıldı,

Ama yontma taşlarla yenilerini yaparız.+

Firavuninciri* ağaçları kesildi,

Ama yerlerine sedir ağaçları koyarız.”

11 Yehova Retsin’in düşmanlarını onun karşısına çıkaracak,

İsrail’in düşmanlarını harekete geçirecek,

12 Doğudan Aramileri, batıdan* Filistileri ayaklandıracak.+

Onlar ağızlarını açıp İsrail’i yutacaklar.+

Bütün bu yaptıkları yüzünden Tanrı’nın öfkesi dinmiyor,

Onlara vurmak için eli hâlâ havada.+

13 Çünkü halk kendisini cezalandıran* Tanrı’ya dönmüyor,

Göklerin Hâkimi Yehova’nın rehberliğini aramıyor.+

14 Bu yüzden Yehova İsrail’den başı ve kuyruğu,

Filizi* ve sazı bir günde kesip atacak.+

15 Saygı duyulan ihtiyar baştır,

Yanlış rehberlik sağlayan peygamber ise kuyruktur.+

16 Bu halka yol gösterenler onları oradan oraya dolaştırıyor,

Ve peşlerindeki halk ne yapacağını şaşırıyor.

17 Bu yüzden Yehova onların gençleriyle kıvanç duymayacak,

Yetimlerine ve dullarına merhamet göstermeyecek,

Çünkü hepsi Tanrı’ya başkaldırıyor ve kötülük yapıyor,+

Her ağızdan akılsızca sözler dökülüyor.

Bütün bu yaptıkları yüzünden O’nun öfkesi dinmiyor,

Onlara vurmak için eli hâlâ havada.+

18 Çünkü kötülük ateş gibi ortalığı yakıyor,

Çalıları ve yabani otları küle çeviriyor.

Bu ateş ormandaki sık çalılıklara da sıçrayacak

Ve oradan dalga dalga dumanlar yükselecek.

19 Göklerin Hâkimi Yehova’nın öfkesinden ötürü ülke alevler içinde,

Halk bu ateşe yem olacak.

Kimse kardeşine bile acımayacak.

20 Biri sağ taraftan bir parça kesip yiyecek,

Yine de aç kalacak,

Biri soldan yiyecek,

Yine de doymayacak.

Her biri gözü dönmüş şekilde kendi kolunu yiyecek.

21 Manasse Efraim’i,

Efraim de Manasse’yi yiyip yutacak.

Sonra birlik olup Yahuda’ya saldıracaklar.+

Bütün bunlar yüzünden Tanrı’nın öfkesi dinmiyor,

Onlara vurmak için eli hâlâ havada.+

10 Vay haline, haksız* kanunlar koyanların,+

Durmadan zalimce kararlar verenlerin!

 2 Yoksulların davasını geri çevirmek,

Halkımın mazlumlarını adaletten mahrum bırakmak,+

Dul kadınları yağmalamak,

Yetimleri soymak için böyle yollara başvuranların!+

 3 Sizler hesap* gününde,+

Uzaklardan yıkım geldiğinde ne yapacaksınız?+

Yardım almak için kime koşacaksınız?+

Servetinizi* nereye bırakacaksınız?

 4 Sizi bekleyen tek şey,

Tutsaklarla birlikte diz çökmek

Ya da cesetlerin arasında kalmak değil mi?

Bütün bunlar yüzünden O’nun öfkesi dinmiyor,

Eli vurmak için hâlâ havada.+

 5 “İşte Asur!+

Öfkemi göstermek için kullanacağım değnek!+

Elindeki sopayla da gazabımı ortaya dökeceğim.

 6 Onu yoldan sapmış bir milletin,

Beni öfkelendiren halkın üzerine salacağım,+

Onları bol bol yağmalayıp ganimete doymasını,

Sokaklardaki çamur gibi çiğnemesini emredeceğim.+

 7 Ama aslında onun böyle bir niyeti olmayacak,

Böyle bir plan yapmayacak.

Çünkü onun yüreğinde,

Sadece birkaç milleti değil, birçok milleti yok etme arzusu var.

 8 Çünkü şöyle diyor:

‘Bana hizmet eden yöneticilerin hepsi aslında kral değil mi?+

 9 Kalno+ tıpkı Karkamış+ gibi değil mi?

Hamat+ Arpad+ gibi,

Samiriye+ de Şam+ gibi değil mi?

10 Değersiz tanrılara tapan krallıkları ele geçirmedim mi?

Üstelik onların oyma heykelleri Yeruşalim ve Samiriye’dekinden kat kat fazlaydı.+

11 Samiriye’ye ve değersiz tanrılarına ne yaptıysam,

Aynısını Yeruşalim’e ve putlarına da yapmaz mıyım?’+

12 Ben Yehova, Sion Dağı’nda ve Yeruşalim’de tüm yapacaklarımı bitirdiğimde, küstah yüreği ve tepeden bakan kibirli gözleri+ yüzünden Asur Kralı’nı cezalandıracağım. 13 Çünkü o şöyle diyor:

‘Bunu bileğimin gücüyle,

Zekâmla yapacağım, çünkü akıllıyım.

Milletlerin sınırlarını ortadan kaldıracağım,+

Hazinelerini yağmalayacağım,+

Bir yiğit gibi halkları dize getireceğim.+

14 Kuş yuvasına elimi sokar gibi

Milletlerin servetine el atacağım,

Terk edilen yumurtaları toplar gibi

Tüm yeryüzündekileri toplayacağım.

Kanat çırpan, ağzını açan ya da bağrışan olmayacak.’”

15 Bir balta kendini oduncudan üstün görebilir mi?

Testere kendisini kullanana büyüklenebilir mi?

Sopa+ onu kaldıranı tutup sallayabilir mi?

Değnek kendisini tutanı yukarı kaldırabilir mi?

16 Bu yüzden Orduların Hâkimi Rab Yehova,

Onun güçlü kuvvetli adamlarını bir deri bir kemik bırakacak,+

Büyük bir ateş yakıp onun ihtişamını küle çevirecek.+

17 İsrail’in ışığı+ bir ateş,+

İsrail’in Kutsalı bir alev olacak

Ve onun yabani otlarını ve dikenli çalılarını bir günde yakıp yok edecek.

18 Ormanının ve meyve bahçesinin görkemini tamamen söndürecek,

Hasta bir adamın eriyip gitmesi gibi onun görkemi de yok olacak.+

19 Ormanında kalan ağaçlar,

Bir çocuğun sayıp yazabileceği kadar az olacak.

20 O gün İsrail’in sağ kalanları

Ve Yakup’un soyundan hayatta kalanlar,

Artık onları vurana güvenmeyecek.+

Bunun yerine İsrail’in Kutsalı Yehova’ya güvenip O’na sadık kalacaklar.

21 Sadece bir azınlık,

Yakup’un soyundan artakalanlar Kudretli Tanrı’ya dönecek.+

22 Evet, ey İsrail,

Senin halkın denizin kumu gibi çok olsa da,

Onlardan yalnızca bir azınlık dönecek.+

Halkın yok edilmesi kararlaştırıldı,+

Adalet onları sel gibi yutacak.+

23 Evet, Orduların Hâkimi Ulu Rab Yehova’nın bu yıkım kararı,

Bütün ülkede uygulanacak.+

24 Bu nedenle, Orduların Hâkimi Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Ey Sion’da oturan halkım, Mısır’ın yaptığı gibi+ sana sopayla vuran,+ değneğini kaldıran Asur’dan korkma. 25 Çünkü çok yakında gazabım sona erecek; öfkemi ona yönlendirip sonunu getireceğim.+ 26 Ben Orduların Hâkimi Yehova, ona kamçıyla vuracağım,+ tıpkı Midyan’ı Oreb kayasında yendiğim zamanki gibi.+ Ve Mısır’a yaptığım gibi değneğimi yine denizin üzerinde havaya kaldıracağım.+

27 O gün onun yükü omzunuzdan,+

Boyunduruğu boynunuzdan kalkacak,+

Yağdan* ötürü boyunduruk kırılacak.”+

28 O Ayyat’a+ geldi,

Migron’dan geçti,

Yükünü Mikmaş’ta+ bıraktı.

29 Irmağın sığ yerinden geçti,

Geba’da+ geceledi,

Rama halkını bir titreme aldı,

Saul’un Gibea+ kentinde yaşayanlar kaçtı.+

30 Ey Gallim halkı, çığlık çığlığa bağır!

Ey Layşa kulak ver!

Ah zavallı Anatot+ halkı!

31 Madmena halkı kaçtı.

Gebim’de yaşayanlar sığınacak yer aradı.

32 O, daha gün bitmeden Nob’da+ duracak.

Sion kentinin dağına,

Yeruşalim tepesine yumruğunu gösterecek.

33 Bakın! Orduların Hâkimi Rab Yehova korkunç bir gürültüyle dalları kesiyor,+

En uzun ağaçları kesip atıyor,

Yüksek olanları alçaltıyor.

34 Ormanın sık ağaçlıklarını baltayla yere indiriyor,

Lübnan güçlü birinin elinde yerle bir olacak.

11 Yesse’nin kütüğü bir filiz+ sürecek+

Ve köklerinden çıkan+ bir fidan meyve verecek.

 2 Yehova’nın ruhu* onun üzerinde olacak,+

Hikmet+ ve anlayış,

Öğüt ve kudret,+

Bilgi ve Yehova korkusu veren ruh.

 3 O, Yehova korkusundan zevk alacak.+

Yalnızca gözünün gördüğüne göre hüküm vermeyecek,

Kulağıyla duyduklarına göre terbiye etmeyecek.+

 4 Düşkünleri adaletle* yargılayacak,

Adil davranıp, yeryüzündeki yumuşak başlıların yararına yanlışları gösterecek.

Ağzından çıkan sözler dünyaya vurduğu değnek gibi olacak+

Ve kötüleri dudaklarının soluğuyla öldürecek.+

 5 Belindeki kuşak doğruluk,

Kalçasındaki kuşak sadakat olacak.+

 6 Kurt kuzuyla bir araya gelecek,+

Leopar oğlakla yan yana yatacak,

Buzağı, aslan ve besili sığır bir arada olacak,*+

Başlarında küçük bir çocuk bulunacak.

 7 İnekle ayı birlikte otlayacak,

Yavruları beraber uyuyacak.

Aslan sığır gibi saman yiyecek.+

 8 Daha sütten kesilmemiş çocuk kobra deliği üzerinde oynayacak,

Sütten yeni kesilmiş çocuk da elini zehirli yılanın yuvasına koyacak.

 9 Kutsal dağımın+ hiçbir yerinde

Zarara ya da yıkıma yol açmayacaklar,+

Çünkü denizler nasıl suyla doluysa,

Yeryüzü de Yehova bilgisiyle dolacak.+

10 O gün Yesse’nin kökü*+ halklara bir işaret* olarak ortaya çıkacak.+

Milletler onun rehberliğini arayacak*+

Ve mekânı görkemli olacak.

11 Yehova o gün Asur,+ Mısır,+ Patros,+ Kuş,+ Elam,+ Şinar* ve Hamat topraklarından, ayrıca denizdeki adalardan+ halkının artakalanını kurtarmak için elini yeniden, ikinci kez uzatacak. 12 Milletler için bir işaret sancağı dikecek ve İsrail’den sürülmüş,+ Yahuda’dan dağılmış olanları dünyanın dört bucağından bir araya toplayacak.+

13 O zaman Efraim’in kıskançlığı geçecek+

Ve Yahuda’ya düşmanlık edenler yok olacak.

Efraim Yahuda’yı kıskanmayacak,

Yahuda da Efraim’e düşmanca davranmayacak.+

14 Batıya yönelip, Filisti tepelerinden aşağı hücum edecekler,

Birlikte Doğuluları yağmalayacaklar.

Edom+ ve Moab+ topraklarını ele geçirecekler,

Ammonlulara boyun eğdirecekler.+

15 Yehova Mısır denizindeki körfezi ikiye bölecek*+

Ve ırmağa*+ parmağını sallayacak.

Kavurucu soluğuyla onun yedi kolunu kurutacak*

Ve içinden insanları çarıkla yürüterek geçirecek.

16 Halkından kalanların önünde, Asur’dan çıkmaları için+ geniş bir yol uzanacak,+

Tıpkı İsrail’in Mısır’dan çıktığı gün olduğu gibi.

12 O gün şöyle diyeceksiniz:

“Sana şükrederim Yehova,

Çünkü bana kızdığın halde,

Öfken giderek yatıştı ve beni teselli ettin.+

 2 İşte, Tanrı benim kurtarıcım.+

O’na güveneceğim ve hiç korkmayacağım.+

Çünkü Yah* Yehova benim gücüm, kuvvetim,

O benim kurtarıcım oldu.”+

 3 Sizler kurtuluş pınarlarından

Sevinçle su çekeceksiniz.+

 4 Ve o gün şöyle diyeceksiniz:

“Yehova’ya şükürler sunun, O’na adıyla yakarın,

Yaptıklarını halklar arasında bildirin.+

İsminin yüceliğini duyurun.+

 5 Yehova’ya ilahiler çalıp söyleyin,+ çünkü olağanüstü işler yaptı.+

Bu bütün dünyada bildirilsin.

 6 Sevinçle bağırın, çığlıklar atın ey Sion halkı,

Çünkü aranızda bulunan İsrail’in Kutsalı büyüktür.”

13 Amots oğlu İşaya’ya+ bir görüntüde Babil hakkında bildirilen hüküm:+

 2 “Kayalık, çıplak bir dağın tepesine işaret sancağı dikin.+

Onlara seslenip el sallayın ki soylulara ait kapılardan girsinler.

 3 Seçtiklerime emir verdim.+

Öfkemin gereğini yapsınlar diye,

Gururla sevinen savaşçılarımı çağırdım.

 4 Dinleyin! Dağlarda bir kalabalık var,

Sanki büyük bir topluluğun sesi geliyor!

Krallıkların, bir araya toplanan milletlerin kargaşasını dinleyin!+

Orduların Hâkimi Yehova savaş için ordu topluyor.+

 5 Onlar çok uzaklardan,+

Göklerin öbür ucundan geliyorlar,

Yehova, gazabının silahlarıyla

Tüm yeryüzünü harabeye çevirmeye geliyor.+

 6 Feryat edin, çünkü Yehova’nın günü yakın!

O gün Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’dan bir yıkım gelecek.+

 7 Bu yüzden kimsenin eli ayağı tutmayacak,

Herkesin yüreği korkudan eriyip gidecek.+

 8 İnsanlar panik içinde.+

Doğurmakta olan bir kadın gibi

Ağrı ve sancı çekiyorlar.

Dehşet içinde birbirlerine bakıyorlar,

Çektikleri azaptan yüzleri alev alev yanıyor.

 9 Bakın! Yehova’nın günü geliyor,

O, öfke ve gazap dolu acımasız bir gün.

Diyarı dehşet verici bir duruma düşürecek+

Ve günahkârları içinden söküp atacak.

10 Göklerin yıldızları ve takımyıldızları*+

Artık ışık saçmayacak.

Güneş kapkara doğacak,

Ay ışık yansıtmayacak.

11 Dünyadaki insanlardan kötülüklerinin hesabını soracağım,+

Kötülerden de işledikleri suçların hesabını.

Küstahların kibrini kıracağım,

Zorbaların gururuna baş eğdireceğim.+

12 Saf altından daha az insan,

Ofir altınından+ daha az ölümlü insan bırakacağım.+

13 Bu nedenle Ben Orduların Hâkimi Yehova,

Öfkeden ateş saçtığım o gün,

Göğü sarsacağım

Ve yer yerinden oynayacak.+

14 Kovalanan bir ceylan, çobansız bir sürü gibi

Her biri kendi halkına dönecek,

Her biri kendi ülkesine kaçacak.+

15 Kim ele geçerse delik deşik edilecek,

Yakalananlar kılıçtan geçirilecek.+

16 Çocukları gözlerinin önünde paramparça edilecek,+

Evleri yağmalanacak,

Karılarına tecavüz edilecek.

17 İşte Ben, gümüşe hiç değer vermeyen

Ve altına dönüp bakmayan Medleri,

Onların üzerine gönderiyorum.+

18 Yaylarıyla gençleri delik deşik edecekler;+

Rahmin meyvesine merhamet etmeyecekler,

Çocuklara acımayacaklar.

19 Sodom ve Gomorra Tanrı’nın darbesiyle ne hale geldiyse,+

Krallıkların en ihtişamlısı,+

Kaldelilerin güzelliği ve gurur kaynağı+ Babil de o hale gelecek.

20 Orada hiçbir zaman oturulmayacak,

Nesiller boyu yaşanmaz bir yer olacak.+

Hiçbir Arap orada çadır kurmayacak,

Hiçbir çoban sürülerini orada yatırmayacak.

21 Orası çöl hayvanlarının yuvası olacak,

Evler puhu kuşlarıyla dolacak.

Orada devekuşları yaşayacak,+

Yaban keçileri* dolaşacak.

22 Kulelerinde yaban hayvanlarının bağırışları,

Güzel saraylarında çakalların ulumaları duyulacak.

Onun hesap vakti yaklaştı, artık günleri sayılı.”+

14 Çünkü Yehova Yakup’a merhamet gösterecek,+ İsrail’i yine seçecek.+ Onları kendi memleketlerine yerleştirecek.*+ Yabancılar da Yakup’un soyuna katılacak ve onlara bağlanacak.+ 2 Halklar onları alıp ülkelerine geri götürecek. Yehova’nın topraklarında İsrail milleti, bu halkların erkeklerini ve kadınlarını hizmetinde çalıştıracak,+ onu tutsak edenleri tutsak edecek, ona iş buyuranları hâkimiyeti altına alacak.

3 Yehova seni çektiğin acılardan, sıkıntıdan ve ağır kölelikten kurtarıp rahata kavuşturduğu gün,+ 4 Babil Kralı’nı alaya alan şu deyişi söyleyeceksin:

“Başkalarına iş buyurup çalıştıranın nasıl da sonu geldi!

Zulüm nasıl da sona erdi!+

 5 Yehova kötülerin sopasını,

Hükümdarların asasını kırdı.+

 6 Evet, halklara öfkeyle darbe üstüne darbe indiren,+

Milletlere amansızca eziyet edip hışımla boyun eğdiren o asayı kırdı.+

 7 Bütün dünya rahata kavuştu, huzur içinde.

İnsanlar sevinç çığlıkları atıyor.+

 8 Ardıç ağaçları ve Lübnan’ın sedir ağaçları bile

Senin haline seviniyor.

‘Sen düştüğünden beri

Kimse bizi kesmeye gelmiyor’ diyorlar.

 9 Yerin altındaki mezar* bile seni karşılama telaşında.

Ölümün tutsaklarını, dünyanın tüm baskıcı önderlerini,

Senin için uyandırıyor,

Milletlerin tüm krallarını tahtlarından ayağa kaldırıyor.

10 Hepsi konuşmaya başlayıp sana şöyle diyorlar:

‘Sen de bizim gibi aciz duruma mı düştün?

Sen de bize mi benzedin?

11 Gururun da telli çalgılarının sesi de mezara* indi.+

Kurtçuklar senin altına yatak gibi serildi,

Solucanlarsa üstünde bir örtü oldu.’

12 Sen, gün doğarken parlayan yıldız,

Nasıl da gökten düştün!

Milletleri yenilgiye uğratan sen,+

Nasıl da yere devrildin!

13 İçinden şöyle demiştin:

‘Göklere çıkacağım,+

Tahtımı Tanrı’nın yıldızlarından daha yükseğe koyacağım.+

Tanrı’ya ibadet edilen dağda,*

Kuzeyin en uzak yerlerinde oturacağım.+

14 Bulutların üzerine çıkacağım,

Kendimi Yüceler Yücesi’ne benzeteceğim.’

15 Ama tersine sen mezara,*

Çukurun en dibine indirileceksin.

16 Halini görenler gözlerini sana dikecek,

Seni tepeden tırnağa süzüp şöyle diyecekler:

‘Dünyayı sarsan,

Krallıkları titreten,+

17 Toprakları çöle çeviren,

Şehirlerini yıkan,+

Tutsaklarını yurtlarına salmayan adam bu mu?’+

18 Milletlerin diğer bütün kralları,

Evet her biri tüm görkemiyle

Kendi mezarında* yatıyor.

19 Sen ise bir mezara bile gömülmemişsin,

Kurtulmak istenen bir fidan* gibi öylece atılmışsın.

Kılıçtan geçirilip taşlarla dolu bir çukura atılan ölüler üstünü örtmüş,

Ayaklar altında çiğnenen bir ceset gibisin.

20 Sen onlarla birlikte mezara konmayacaksın,

Çünkü kendi topraklarını yok ettin

Ve kendi halkını öldürdün.

Kötülerin soyu bir daha asla anılmayacak.

21 Onun evlatlarını boğazlamak için yer hazırlayın ki,

Atalarının suçunun cezasını çeksinler

Ve ayağa kalkıp dünyayı ele geçirmesinler,

Yeryüzünü şehirleriyle doldurmasınlar.”

22 Orduların Hâkimi Yehova şöyle diyor: “Ben onlara karşı harekete geçeceğim,+

Babil’in adını, artakalanını, soyunu ve gelecek nesillerini silip atacağım”,+ Yehova’nın sözü.

23 “Onu oklukirpi yuvasına ve bataklığa çevireceğim. Yıkım süpürgesiyle süpüreceğim”,+ Orduların Hâkimi Yehova’nın sözü.

24 Orduların Hâkimi Yehova yemin edip diyor ki,

“Tıpkı amaçladığım gibi olacak,

Neyi kararlaştırdıysam gerçekleşecek.

25 Asur’u kendi ülkemde ezeceğim,

Onu dağlarımda çiğneyeceğim.+

Boyunduruğunu halkımın üzerinden kaldıracağım,

Yükünü onların omuzlarından alacağım.”+

26 Bütün dünya aleyhinde verilen karar budur,

Bütün milletlere karşı kalkan el budur.

27 Orduların Hâkimi Yehova karar verdi,

Kim bozabilir?+

Tanrı’nın eli kalktı,

Kim indirebilir?+

28 Kral Ahaz’ın öldüğü yıl+ şu sözler bildirildi:

29 “Ey Filistiler, sizi dövenin değneği kırıldı diye

Hiçbiriniz sevinmeyin.

Çünkü yılanın kökünden+ zehirli yılan çıkacak+

Ve onun soyu, uçan yakıcı yılan* olacak.

30 Düşkünlerin ilk doğanları doyacak

Ve yoksullar güvenlik içinde yatacak,

Ama Ben senin kökünü kıtlıkla kurutacağım,

Sağ kalanlarınız da öldürülecek.+

31 Ağla, ey kapı! Feryat et, ey şehir!

Hepinizin cesareti kırılacak, ey Filistiler!

Çünkü kuzeyden bir duman yaklaşıyor,

Düşmanın saflarından kimse ayrılmıyor.”

32 O milletin habercilerine ne cevap verilecek?

“Yehova Sion’un+ temelini attı

Ve halkının düşkünleri oraya sığınacak” denecek.

15 Moab’ın başına gelecekler hakkında bildirilen sözler:+

Moab’ın Ar şehri+ sustu,

Çünkü bir gecede harap edildi.

Moab’ın Kir şehri+ de sustu,

Çünkü bir gecede harap edildi.

 2 İnsanlar ağlamak için tapınağa,

Dibon’a+ ve yüksek yerlere* çıktı.

Nebo+ ve Medeba+ için Moab feryat ediyor.

Her saç kazınmış,+ her sakal kesilmiş.+

 3 Halk sokaklarda yas örtüleriyle dolaşıyor.

Damlarda ve meydanlarda feryat ediyorlar,

Gözlerinden yaşlar boşanarak aşağı iniyorlar.+

 4 Heşbon ve Eleale+ figan ediyor,

Sesleri ta Yahats’tan+ duyuluyor.

Moab’ın silahlı adamları bu yüzden bağırmaya devam ediyor.

Millet tir tir titriyor.

 5 Moab için yüreğim kan ağlıyor.

Kaçabilenler Tsoar+ ve Eglat-şelişiya’ya+ dek kaçtılar.

Luhit yokuşundan ağlayarak çıkıyorlar,

Başlarına gelen felaket yüzünden Horonaim yolunda feryat ediyorlar.+

 6 Nimrim suları tamamen kurudu,

Yeşil çayırlar sararıp soldu,

Çimenlikler yok oldu, hiçbir yeşillik kalmadı.

 7 Bu yüzden erzaklarından ve servetlerinden ne kaldıysa,

Yüklenip götürüyorlar,

Kavaklı vadiden geçip gidiyorlar.

 8 Feryatlar Moab toprakları boyunca yankılanıyor.+

Ağıtlar Eglaim’e ve Beer-elim’e kadar ulaşıyor.

 9 Dimon suları kana bulanmış,

Üstelik Dimon’un başına başka belalar da getireceğim:

Moab’dan kaçanların

Ve ülkede kalanların üzerine bir aslan göndereceğim.+

16 Sela’dan, çöl üzerinden,

Sion’un dağına, ülkenin hükümdarına

Bir koç gönder.

 2 Yuvasından kovulan bir kuş nasılsa,+

Arnon’un+ ırmak geçitlerinde Moab halkı da öyle olacak.

 3 “Bir plan yap ve kararı uygula.

Tam öğle vakti gece gibi kapkara bir gölge sal.

Sürgünleri sakla ve kaçanları ele verme.

 4 Sürgünlerim toprağında yaşasın, ey Moab.

Yok edici düşmana+ karşı onlara sığınak ol.

Zalimin sonu gelecek,

Yıkım sona erecek,

Başkalarını ezenler yeryüzünden silinecek.

 5 O zaman bir taht vefayla* sağlamlaştırılacak.

O taht Davut’un çadırında olacak ve üzerinde oturan kral güvenilir olacak,+

Adaletle yargılayacak ve doğruluğun gereğini hemen yerine getirecek.”+

 6 Moab’ın ne kadar gururlu olduğunu duyduk,

O çok kibirli,+

Ne kadar kendini beğenmiş, gururlu ve öfkeli olduğunu işittik.+

Fakat böbürlenmesi boşa çıkacak.

 7 Bu yüzden Moab başına gelenler yüzünden feryat edecek,

Tüm Moab feryat edecek.+

Felakete uğrayanlar Kir-hareset üzüm pestilleri için ağlayıp sızlanacak.+

 8 Çünkü Heşbon+ bağları kurudu,

Sibma+ asmaları da öyle,

Milletlerin yöneticileri oradaki parlak kızıl dalları* ayakları altında çiğnediler.

Oysa o dallar Yazer’e kadar uzanmıştı,+

Çöle kadar erişmişti.

Filizleri de yayılıp göle ulaşmıştı.

 9 Bu nedenle, Yazer için ağladığım gibi Sibma asmaları için de ağlayacağım.

Gözyaşlarımla sizi ıslatacağım ey Heşbon ve Eleale,+

Çünkü yaz meyveleriniz ve hasadınız nedeniyle attığınız sevinç çığlıkları sona erdi.*

10 Meyve bahçelerinizde sevinç ve neşe kalmadı,

Bağlardan sevinçli ezgiler ve mutlu haykırışlar yükselmiyor.+

Teknelerde kimse üzüm çiğnemiyor,

Çünkü sevinç çığlıklarına son verdim.+

11 Bu nedenle, Moab yüzünden içim lirin telleri gibi titriyor,+

Kir-hareset yüzünden yüreğim sızlıyor.+

12 Moab yüksek yerlerde tapınmak için kendini ne kadar yorsa da ve tapınağına gidip ne kadar dua etse de, yaptıkları hiçbir işe yaramayacak.+

13 Bunlar Yehova’nın Moab hakkında daha önce söylediği sözler. 14 Şimdi de Yehova şöyle diyor: “Tam üç yıl içinde,* Moab her tür karışıklığı yaşayarak ihtişamını kaybedecek ve rezil olacak. Ondan geriye çok küçük, önemsiz bir azınlık kalacak.”+

17 Şam hakkında bildirilen hüküm:+

“İşte bakın! Şam bir şehir olmaktan çıkacak,

Enkaz yığınına dönecek.+

 2 Aroer+ şehirleri terk edilecek;

Sürülerin yayılıp yatacağı bir mekân olacak,

Onları korkutup kaçıran kimse olmayacak.

 3 Efraim’de hiçbir surlu şehir kalmayacak,+

Krallık yetkisi artık Şam’da olmayacak.+

Aramilerden sağ kalanların ihtişamı,

İsrail halkınınki gibi olacak”, Göklerin Hâkimi Yehova’nın sözü.

 4 “O gün Yakup’un ihtişamı sönecek,

Sağlıklı bedeni eriyecek.

 5 O gün, orakçının başakları biçip ekinleri topladığı,

Refaim Vadisi’nde+ ekinlerin toplandığı gün gibi olacak.

 6 Nasıl zeytin ağacı dövüldüğünde

Tepesinde sadece iki üç olgun zeytin,

Meyve veren dallarında sadece dört beş zeytin kalırsa,

Orada da geriye kalan çok az olacak”,+ İsrail’in Tanrısı Yehova’nın sözü.

7 İnsan o gün Yaratıcısına bakacak, İsrail’in Kutsalı’ndan gözünü ayırmayacak. 8 Elleriyle yaptığı+ sunaklara,+ parmaklarıyla yaptığı kutsal direklere* ya da buhurluklara bakmayacak.

 9 O gün onun surlu şehirleri ormanda terk edilmiş bir harabeye,+

İsrailoğullarının önünde tek başına bırakılmış bir dala benzeyecek,

Issız bir yere dönecek.

10 Çünkü seni* kurtaran Tanrı’yı unuttun,+

Sığındığın kayayı,+ kaleni aklından çıkardın.

Bu yüzden de güzel bahçeler kuruyor

Ve oraya bir yabancının* filizlerini dikiyorsun.

11 Gündüz bahçenin etrafına özenle çit çeviriyor,

Sabahleyin tohumlarını filizlendiriyorsun,

Oysa hastalık ve dermansız acılar gününde, aldığın ürün yok olup gidecek.+

12 Halkların kargaşasını duyuyor musun?

Hırçın denizlerin uğultusu gibi!

Milletler çalkalanıyor,

Sesleri coşkun suların gürleyişi gibi!

13 Devasa sular gibi gürleyecekler.

Tanrı onları azarlayacak ve uzaklara kaçacaklar,

Rüzgârın dağlarda önüne kattığı saman,

Kasırganın, önünde fır döndürdüğü çalı* gibi kovalanacaklar.

14 Akşam dehşet kol geziyor.

Sabah olmadan düşmanlar yok olup gidiyor.

Bizi yağmalayanların payı,

Bizi soyanların sonu budur.

18 Habeş* ırmaklarının suladığı,

Kanatlı böceklerin vızıldadığı toprakların vay haline!+

 2 O ülke, geniş sulardan,

Sular üzerinden papirüs* teknelerle elçiler gönderiyor.

Onlara şöyle diyor:

“Gidin hızlı haberciler!

Topraklarını ırmakların aşındırdığı,

Uzun boylu, pürüzsüz tenli,

Etrafa korku salan+

Ve ülkeleri fetheden güçlü bir millete gidin.”

 3 Sizler, yeryüzünde oturanlar, dünyada yaşayanlar,

Gördükleriniz, dağların tepesinde havaya kaldırılan bir işaret sancağı gibi olacak

Ve boru* çalınıyormuş gibi bir ses duyacaksınız.

 4 Yehova bana şöyle dedi:

“Güneş ışıklarıyla yayılan sıcaklık gibi,

Hasat sıcağında çöken çiy gibi,

Sakince meskenime* bakacağım.

 5 Bağbozumundan önce,

Çiçekler bitip, yerlerini alan koruklar olgunlaşmaya yüz tutunca,

Asmanın sürgünleri bağcı bıçağıyla kesilecek,

Uzantıları budanıp temizlenecek.

 6 Hepsi dağların yırtıcı kuşlarına,

Yerin yaban hayvanlarına bırakılacak.

Yırtıcı kuşlar yazı onların üzerinde geçirecek,

Tüm yaban hayvanları hasat vaktini onların üzerinde geçirecek.

 7 O zaman, topraklarını ırmakların aşındırdığı,

Uzun boylu, pürüzsüz tenli,

Etrafa korku salan

Ve ülkeleri fetheden güçlü bir milletten

Göklerin Hâkimi Yehova’ya bir armağan sunulacak.

Bu armağan Göklerin Hâkimi Yehova’nın adını taşıyan yere,

Sion Dağı’na getirilecek.”+

19 Mısır hakkında bildirilen hüküm:+

İşte! Yehova hızla giden bir buluta binmiş, Mısır’a geliyor.

Mısır’ın değersiz tanrıları O’nun önünde tir tir titreyecek+

Ve Mısır’ın yüreği yerinden oynayacak.

 2 “Mısırlıları Mısırlılara karşı ayaklandıracağım

Ve birbirleriyle savaşacaklar,

Herkes kendi kardeşiyle,

Herkes kendi komşusuyla savaşacak.

Şehir şehirle, krallık krallıkla çatışacak.

 3 Ve Mısır’ın aklı karışacak,

Onun planlarını altüst edeceğim.+

Mısırlılar değersiz tanrılara, büyücülere,

Medyumlara ve falcılara başvuracaklar.+

 4 Mısır’ı sert bir efendinin eline teslim edeceğim,

Onu zorba bir kral yönetecek”,+ diyor Göklerin Hâkimi Rab Yehova.

 5 Irmağın suları kuruyacak,

Irmak yatağı susuzluktan çatlayacak.+

 6 Irmaklar kokacak,

Mısır’daki Nil kanalları alçalacak ve yatakları kuruyacak.

Kamışlar ve sazlar solup gidecek.+

 7 Nil kıyısındaki, ırmak ağzındaki bitkiler

Ve nehir boyunca uzanan tüm ekili tarlalar+ kuruyacak,+

Rüzgârda savrulup gidecekler, geride bir şey kalmayacak.

 8 Balıkçılar yas tutacak,

Nil Irmağı’na olta atan herkes dövünecek,

Suların yüzüne ağ serenler giderek azalacak.

 9 Taranmış keten+ işleyenler de,

Pamuklu* kumaş dokuyanlar da utandırılacak.

10 Mısır’ın dokumacıları mahvolacak,

Tüm kiralık işçiler kederlenecek.

11 Tsoan+ önderleri akılsız.

Firavun’un en bilge danışmanları aptalca tavsiyeler veriyor.+

Sizler nasıl oluyor da Firavun’a,

“Ben bilgelerin, eski kralların soyundan geliyorum” diyorsunuz?

12 Hani nerede senin bilgelerin?+

Göklerin Hâkimi Yehova’nın Mısır’la ilgili kararını biliyorlarsa sana anlatsınlar bakalım.

13 Tsoan önderleri akılsızlık etti,

Nof*+ önderleri kandırıldı,

Mısır kabilelerinin önderleri ülkeyi yoldan çıkardı.

14 Yehova ülkenin aklını karıştırdı+

Ve onlar Mısır’ı tamamen yoldan çıkardılar,

O tıpkı kusmuğu içinde debelenen bir sarhoş gibi oldu.

15 Mısır’da kimsenin yapabileceği bir şey kalmadı,

Başın da kuyruğun da, filizin de sazın da.*

16 O gün Mısır kadın gibi olacak; Göklerin Hâkimi Yehova ona yumruğunu gösterdiği+ için dehşete kapılıp tir tir titreyecek. 17 Yahuda diyarı yüzünden Mısır dehşete düşecek. Göklerin Hâkimi Yehova’nın Mısır’la ilgili kararından dolayı,+ Yahuda’nın adını duyunca korkuya kapılacaklar.

18 O gün Mısır’da, Kenan dilini konuşan ve göklerin hâkimi Yehova’ya bağlılık yemini eden beş şehir olacak.+ Birine Yıkım Şehri denecek.

19 O gün Mısır’ın ortasında Yehova için bir sunak olacak, sınırında da Yehova için bir sütun yükselecek. 20 Bu, Mısır’da Göklerin Hâkimi Yehova hakkında bir işaret olacak ve O’na şahitlik edecek. Halk zalimlerin baskısı yüzünden Yehova’ya feryat edecek, O da onları kurtarması için büyük bir kurtarıcı gönderecek. 21 O gün Yehova Kendisini Mısırlılara tanıtacak ve Mısırlılar Yehova’yı tanıyacak. O’na kurbanlar ve armağanlar sunacaklar, Yehova’ya bir adak adayacaklar ve adaklarını yerine getirecekler. 22 Yehova Mısır’ı cezalandıracak.+ Önce cezalandırıp sonra iyileştirecek ve onlar Yehova’ya dönecekler. O da yakarışlarını dinleyecek ve onları iyi edecek.

23 O gün Mısır’dan Asur’a bir anayol uzanacak.+ Asurlular Mısır’a, Mısırlılar da Asur’a gidip gelecek. Mısır’la Asur Tanrı’ya birlikte hizmet edecek. 24 O gün, Mısır ve Asur’un yanındaki üçüncü millet İsrail olacak.+ Dünyanın ortasında bir nimet olacaklar. 25 Çünkü Göklerin Hâkimi Yehova, “Halkım Mısır, elimin eseri Asur, mirasım İsrail nimetler görsün”+ diyerek onları kutsayacak.*

20 Asur Kralı Sargon’un Tartan’ı* Aşdod’a+ gönderdiği yıl, Tartan Aşdod’a saldırıp şehri ele geçirdi.+ 2 O zaman Yehova Amots oğlu İşaya’ya+ şunları söyledi: “Git, belindeki çulu çöz, ayağından çarıkları çıkar.” O da denileni yaptı, giysisini çıkarıp yalınayak yürüdü.

3 Sonra Yehova şunları dedi: “Kulum İşaya Mısır+ ve Habeş+ için bir felaket işareti,+ bir uyarı olarak üç yıl yarı çıplak ve yalınayak dolaştığı gibi, 4 Asur Kralı da Mısırlı tutsakları,+ Habeş sürgünlerini, gencini de yaşlısını da kalçaları açıkta, çıplak ve yalınayak götürecek; Mısır’ın çıplaklığını* ortaya serecek. 5 Habeş’e umut bağlayanlar ve Mısır’la gurur duyanlar* onlardan utanıp dehşete düşecekler. 6 Bu kıyı bölgesinde yaşayanlar o gün şöyle diyecek: ‘Asur Kralı’nın elinden kurtulmak için kaçıp sığındığımız, umut bağladığımız güçlerin haline bakın! Şimdi biz nasıl kurtulacağız?’”

21 Çöl denizi* hakkında bildirilen hüküm:+

Korku veren bir diyardan, çölden,

Güneyi kasıp kavuran kasırgalar gibi gelen bir şey var.+

 2 Bana korkunç bir görüntü gösterildi:

Hain hainlik ediyor,

Yok edici yok ediyor.

Harekete geç, ey Elam! Kuşatmaya giriş, ey Media!+

Ben onun neden olduğu tüm iniltileri sona erdireceğim.+

 3 Bu görüntü yüzünden çok acı çekiyorum.*+

Doğuran bir kadın gibi sancılar içindeyim.

Öyle altüst oldum ki, kulaklarım duymuyor,

Öyle huzursuz oldum ki, gözlerim görmüyor.

 4 Yüreğim küt küt atıyor, korkuyla sarsılıyorum.

Hevesle beklediğim alacakaranlık beni korkudan titretiyor.

 5 Sofrayı kurun, oturulacak yerleri düzenleyin!

Yiyip için!+

Kalkın, ey yöneticiler, kalkanı meshedin!*

 6 Çünkü Yehova bana şöyle dedi:

“Git, bir gözcü dik, gördüklerini bildirsin.”

 7 Ve o savaş arabaları gördü;

Bir arabayı bir çift at,

Birini eşekler,

Birini de develer çekiyordu.

Gözcü dikkat kesildi, tetikteydi.

 8 Sonra bir aslan gibi bağırdı:

“Gündüzleri hep gözcü kulesinde duruyorum ey Yehova,

Her gece nöbet yerindeyim.+

 9 Bakın, atlı savaş arabalarına binmiş adamlar geliyor!”+

Ardından şöyle haykırdı: “Düştü! Babil düştü!+

Tanrılarının tüm oyma putları yere atılıp parçalandı!”+

10 Ey buğday gibi dövülmüş halkım,

Harman yerimin ürünü,+

Orduların Hâkimi, İsrail’in Tanrısı Yehova’dan duyduklarımı size bildirdim.

11 Duma* hakkında bildirilen hüküm:

Biri bana Seir’den+ seslenip

“Gözcü, geceden ne haber?

Gözcü, geceden ne haber?” diyor.

12 Gözcü “Sabah olmak üzere” dedi,

“Ve yine gece olacak.

Bir şey sormak istiyorsanız sorun.

Yine gelin!”

13 Bozkır* hakkında bildirilen hüküm:

Geceyi bozkırdaki ağaçlıklarda geçireceksiniz,

Ey Dedan+ kervanları.

14 Susayanları karşılamak için su getirin,

Ey Tema+ topraklarında oturanlar,

Kaçıp gelenler için ekmek getirin.

15 Çünkü onlar kılıçtan kaçtılar, çekilmiş kılıçtan,

Gerilmiş yaydan ve savaşın acımasızlığından.

16 Çünkü Yehova bana “Kedar’ın+ tüm görkemi, tam bir yıl içinde* son bulacak” dedi. 17 “Kedar’ın ordusundaki okçulardan sağ kalanlar az olacak çünkü bunu İsrail’in Tanrısı Yehova söyledi.”

22 Görüntü Vadisi* hakkında bildirilen sözler:+

Ne oldu da hepiniz damlara çıktınız?

 2 Sen kargaşa dolu,

Gürültülü patırtılı bir şehir, coşkulu bir kenttin.

Halkından öldürülenler ne kılıçtan geçirildi,

Ne de savaşta öldü.+

 3 Zorba yöneticilerin hep birden kaçtılar.+

Bir yay bile çekilmeden tutsak edildiler.

Yakalananların hepsi esir alındı,+

Oysa çok uzaklara kaçmışlardı.

 4 Bu yüzden “Gözünüzü üzerimden çekin” dedim.

“Bırakın da acı acı ağlayayım.+

Mahvolan halkımın* yasını tutarken beni avutmaya uğraşmayın.+

 5 Çünkü bugün Görüntü Vadisi’nde,

Orduların Hâkimi Ulu Rab Yehova’nın karışıklık, bozgun, şaşkınlık yarattığı bir gün.+

Şehrin suru yıkılıyor,+

Dağa feryat ediliyor.

 6 Elam,+ ok kılıfını alıyor,

Yanında savaş arabasına binmiş adamları ve atları* var

Ve Kir,+ kalkanının örtüsünü çıkarıyor.

 7 En verimli vadileriniz savaş arabalarıyla dolacak,

Atlar* şehir kapısında yerlerini alacak.

 8 Yahuda’yı koruyan perde kaldırılacak.

“Sizler o gün Lübnan Ormanı binasındaki+ silah deposuna doğru bakacaksınız 9 ve Davut Şehri’nin surlarında çok sayıda gedik göreceksiniz.+ Ve aşağı havuzun+ suyunu depolayacaksınız. 10 Yeruşalim’deki evleri gözden geçirecek ve surları güçlendirmek için bazılarını yıkacaksınız. 11 Eski havuzun suyu için iki surun arasına su deposu yapacaksınız. Ama bu olayları tasarlayana, Yüce Tanrı’ya bakmayacaksınız; buna çok önceden karar vereni görmeyeceksiniz.

12 Orduların Hâkimi Ulu Rab Yehova o gün sizden ağlamanızı,

Yas tutmanızı,+

Saçlarınızı kazıyıp çula sarınmanızı isteyecek.

13 Ama onlar bunun yerine kutlama yapıp eğlenecekler,

Sığırlar boğazlayacak ve koyunlar kesecekler,

Et yiyip şarap içecekler.+

‘Yiyelim içelim, nasıl olsa yarın öleceğiz’ diyecekler.”+

14 Sonra Orduların Hâkimi Yehova bana şunları dedi: “‘Siz ölene dek bu suçunuzun kefareti ödenmeyecek’,+ Orduların Hâkimi Ulu Rab Yehova böyle diyor.”

15 Orduların Hâkimi Ulu Rab Yehova şunları söyledi: “O kâhyanın, sarayın sorumlusu Şebna’nın+ yanına git ve ona de ki, 16 ‘Burada ne işin var? Burada akraban mı var ki kendin için mezar oydurdun?’ O, yüksek bir yerde kendine mezar oyduruyor, sarp kayalığı yontturup kendine mekân yaptırıyor. 17 ‘Bak, Yehova seni şiddetle yere savurup atacak sonra da yakana yapışacak. 18 Evet, seni sımsıkı tutup geniş bir memlekete top gibi fırlatacak. Orada öleceksin ve ihtişamlı arabaların orada efendinin ev halkı için utanç olacak. 19 Seni görevinden alacağım, makamından indireceğim.

20 O gün, Hilkiya’nın oğlu kulum Elyakim’i+ çağıracağım. 21 Senin giysini ona giydireceğim, senin kuşağını ona sıkıca bağlayacağım,+ senin yetkini* ona vereceğim. Yeruşalim halkına ve Yahuda halkına o baba olacak. 22 Davut hanedanının anahtarını+ onun omzuna asacağım. Onun açtığını kimse kapayamayacak, kapadığını da kimse açamayacak. 23 Onu sağlam bir yere kazık gibi çakacağım ve babasının tüm ailesi için görkemli bir taht olacak. 24 Babasının ailesinin, soyunun sahip olduğu tüm görkem* (tüm küçük kaplar, çukur kaplar ve büyük testiler) onun üzerine asılacak.’

25 Orduların Hâkimi Yehova’nın sözü, ‘O gün, sağlam yere çakılan kazık* yerinden sökülecek,+ kesilip düşecek, taşıdığı yük devrilip mahvolacak, çünkü bunu Yehova söyledi.’”

23 Sur hakkında bildirilen hüküm:+

Ey Tarşiş gemileri,+ feryat edin!

Çünkü liman harap edildi, kimse oraya giremez.

Bu haber onlara Kittim+ topraklarından geldi.

 2 Kıyı halkı, sessiz kal!

Denizi aşan Sayda+ tacirleri seni zengin ettiler.

 3 Şihor’un*+ tahılı,* Nil’in ürünü sular üzerinden gönderilirdi,

Sana gelir getirirdi

Ve milletlere de kazanç sağlardı.+

 4 Utan ey Sayda, ey denizin güçlü kalesi!

Çünkü deniz şöyle diyor:

“Doğum sancıları çekmedim, doğum da yapmadım,

Ne genç erkekler ne de kızlar büyüttüm.”+

 5 Mısır hakkındaki haberi aldıklarında olduğu gibi,+

Sur’la ilgili haberi alınca da insanlar acıdan kıvranacaklar.+

 6 Tarşiş’e geç!

Ey kıyı halkı, feryat et!

 7 Kurulduğu çok eski devirlerden beri neşe içinde olan şehriniz bu mu?

Ayakları onu çok uzak memleketlere götürürdü, oralara yerleşirdi.

 8 Taçlar giydiren,

Tacirleri birer soylu olan,

Tüccarları yeryüzünün her yerinde saygı gören Sur hakkında

Kim verdi bu kararı?+

 9 Güzelliğinden kaynaklanan gururunu ayaklar altına almak,

Dünyanın tüm saygın kişilerini aşağılamak için

Orduların Hâkimi Yehova verdi bu kararı.+

10 Ey Tarşiş halkı, Nil Irmağı gibi ülkeni boydan boya geç.

Artık gemiler için liman* yok.+

11 Yehova elini denize doğru uzattı,

Krallıkları sarstı.

Fenike kalelerinin yıkılması için emir verdi.+

12 “Ey ezilmiş kız! El değmemiş Sayda kızı”* dedi,

“Bir daha asla neşe içinde olmayacaksın.+

Kalk, Kittim’e+ geç.

Orada bile rahat yüzü görmeyeceksin.”

13 İşte, Kaldelilerin+ diyarı,

O diyarın halkı bütün bunları yaptı, Asur+ değil.

Orayı çöldeki yırtıcı hayvanlara barınak yapan,

Kuşatma kuleleri diken,

Onun hisarlarını çıplak bırakıp,+

Ülkeyi harabeye çeviren onlardı.

14 Siz Tarşiş gemileri feryat edin,

Çünkü sağlam kaleniz yok edildi.+

15 O gün geldiğinde Sur 70 yıl, yani bir kralın ömrü kadar unutulacak.+ 70 yılın sonunda Sur, fahişe şarkısında anlatılan kadın gibi olacak:

16 “Ey unutulmuş fahişe, lir al eline, şehri dolaş.

Seni hatırlasınlar diye

Elindeki liri ustalıkla çal,

Şarkı üstüne şarkı söyle.”

17 Ve 70 yılın sonunda Yehova dikkatini Sur’a çevirecek. Sur da eski kazanç kapısına dönüp dünyadaki tüm krallıklarla fahişelik yapacak. 18 Fakat kazancı ve ücreti Yehova’ya adanacak. Saklanmayacak, biriktirilmeyecek; çünkü onun ücreti, doya doya yesinler ve zarif giysiler giysinler diye, Yehova’nın önünde duranların olacak.+

24 Bakın, Yehova ülkeyi* boşaltıyor, harabeye çeviriyor.+

İçindekileri döküyor,+ orada yaşayanları etrafa dağıtıyor.+

 2 Herkes aynı şeyi yaşayacak;

Halkla kâhin,

Hizmetkârla efendisi,

Hizmetçiyle hanımı,

Alıcıyla satıcı,

Ödünç alanla ödünç veren,

Faiz ödeyenle faiz alan arasında fark kalmayacak.+

 3 Ülke tamamen boşaltılacak

Ve baştan aşağı yağmalanacak,+

Çünkü bunu Yehova söyledi.

 4 Ülke yas tutuyor,*+ eriyip gidiyor.

Verimli toprak kuruyor, solup gidiyor.

Ülkenin büyük adamları sararıp soluyor.

 5 İçinde yaşayanlar ülkeyi kirletti,+

Çünkü onlar kanunları görmezden geldiler,+

Kuralları değiştirdiler,+

Daima sürecek* ahdi* bozdular.+

 6 Bu yüzden ülkeyi lanet yiyip bitiriyor,+

İçinde yaşayanlar suçlu bulundu.

Bu yüzden ülke halkı azaldı,

Geriye bir avuç insan kaldı.+

 7 Yeni şarap yasta,* asma soluyor,+

Yürekleri sevinçle coşanlar şimdi iç çekiyor.+

 8 Teflerin neşeli sesi sustu,

Eğlenenlerin çığlıkları duyulmaz oldu,

Lirin mutlu ezgisi kesildi.+

 9 Şarap artık şarkılar eşliğinde içilmiyor,

İçkinin tadı içene acı geliyor.

10 Terk edilen kent yıkıntı halinde,+

Her evin girişi kapalı, kimse içeri giremiyor.

11 Sokaklarda şarap diye bağrışıyorlar.

Sevinçten eser kalmamış,

Ülkenin tüm neşesi uçup gitmiş.+

12 Şehir harabeye dönmüş,

Kapısı parçalanıp moloz yığınına çevrilmiş.+

13 Ülkenin ortasında, milletler arasında halkımdan geriye kalanlar,

Zeytin ağacı dövüldüğünde+

Ya da bağbozumunda kalanlar kadar az olacak.+

14 Seslerini yükseltip sevinçle haykıracaklar.

Deniz tarafından* Yehova’nın haşmetini ilan edecekler.+

15 Işığın olduğu yerde*+ Yehova’yı yüceltecekler,

Denizdeki adalarda İsrail’in Tanrısı Yehova’nın adı yüceltilecek.+

16 Ülkenin dört bir köşesinden ezgiler duyuyoruz,

“Doğru olan Tanrı yüceltilsin!”+ diyorlar.

Fakat benim dilimden şu sözler dökülüyor:

“Gücüm kalmadı! Bittim!

Vay halime! Hainler hainlik ediyor.

Evet, hainler hainlik etmeye devam ediyor.”+

17 Ey sen, bu toprakların insanı, dehşet, derin çukurlar ve tuzaklar seni bekliyor.+

18 Dehşetin sesinden kaçanlar çukura düşecek,

Çukurdan çıkan tuzağa yakalanacak.+

Çünkü göklerdeki suların kapıları açılacak,

Ülkenin temelleri sarsılacak.

19 Yer yarılıyor,

Sarsıldıkça sarsılıyor,

Şiddetli sancılar çekiyor.+

20 Ülke bir sarhoş gibi yalpalıyor.

Rüzgâr alan bir kulübe gibi bir o yana bir bu yana sallanıyor.

Suçunun ağırlığı altında çöküyor,+

O devrilecek ve bir daha ayağa kalkamayacak.

21 O gün Yehova yukarıda, göklerdeki orduya

Ve yerdeki krallara hüküm verecek.

22 Ve onları çukura toplanan tutsaklar gibi toplayacak,

Zindana kapatacak.

Çok günler sonra denetlenecekler.

23 Dolunayın yüzü kızaracak,

Parıldayan güneş utanacak,+

Çünkü Göklerin Hâkimi Yehova Sion Dağı’nda,+ Yeruşalim’de kral oldu+

Ve halkının yaşlıları O’nu tüm ihtişamıyla gördü.+

25 Ey Yehova, Sensin benim Tanrım.

Seni yüceltirim, adına övgüler sunarım,

Çünkü Sen harika işler yaptın,+

Bunların olmasını çok önceden amaçladın+

Ve amaçladığını gerçekleştirip+ güvenilir olduğunu gösterdin.

 2 Bir şehri taş yığınına,

Surlarla çevrili bir kenti harabeye çevirdin.

Yabancıların hisarını şehir olmaktan çıkardın,

Orası bir daha asla inşa edilmeyecek.

 3 Bu nedenle, güçlü bir halk Seni yüceltecek,

Gaddar milletlerin şehri Senden korkacak.+

 4 Çünkü Sen düşküne kale,

Sıkıntı içindeki yoksula hisar,+

Fırtınada bir sığınak,

Kızgın güneşte gölgelik oldun.+

Gaddarların soluğu yağmur fırtınası gibi duvara çarpınca,

 5 Kurak memleketin sıcağı gibi çökünce,

Sen yabancıların bağırışlarını bastırırsın.

Bulutların gölgesi nasıl sıcağı hafifletirse,

Sen de zorbaların şarkısını susturursun.

 6 Göklerin Hâkimi Yehova bu dağda+ tüm halklara nefis yemeklerle,+

Kaliteli* şaraplarla,

İlikle dolu leziz yiyeceklerle,

Kaliteli süzme şaraplarla bir ziyafet verecek.

 7 Ve tüm halkları saran örtüyü,

Bütün milletler üzerine kapanan perdeyi* bu dağda yok edecek.

 8 Evet, ölümü sonsuza dek yok edecek.+

Ulu Rab Yehova bütün yüzlerden gözyaşlarını silecek.+

Ve tüm dünyadan halkının utancını kaldıracak,

Çünkü bunları bizzat Yehova söyledi.

 9 O gün şöyle diyecekler:

“İşte, bizim Tanrımız!+

Umudumuzu O’na bağladık,+

Bizi O kurtaracak.+

İşte Yehova!

Umudumuzu O’na bağladık.

O’ndan gelecek kurtuluşla sevinelim ve sevinçten coşalım.”+

10 Yehova’nın eli bu dağın üzerinde olacak.+

Moab ise olduğu yerde ayaklar altında çiğnenecek,+

Tıpkı gübre yığınına atılan saman gibi.

11 Yüzücü nasıl kulaç atarsa,

Tanrı da eliyle ona öyle vuracak

Ve onun kibrini ustalıkla kıracak.+

12 Yüksek duvarlar ve surlarla çevrili olan,

Güven içindeki o şehri yıkıp devirecek,

Yerle bir edecek.

26 O gün Yahuda diyarında+ şu ilahi söylenecek:+

“Güçlü bir şehrimiz var.+

Onun surları ve savunma duvarları Tanrı’nın sağladığı kurtuluştur.+

 2 Kapıları açın ki,+

Sadakatini koruyan doğru* millet içeri girebilsin.

 3 Sana tam bir güven duyanları* koruyacaksın,

Onlar her zaman barış* içinde olacak,+

Çünkü güvendikleri Sensin.+

 4 Sizler sonsuza dek Yehova’ya güvenin,+

Çünkü Yah* Yehova ebedi kayadır.+

 5 Çünkü yükseklerde oturanları, yüce kenti alaşağı eder.

Onu yere indirir,

Yere, aşağılara indirir,

Yerle bir eder.

 6 Orası ayaklar altında çiğnenecek,

Ezilenlerin, düşkünlerin ayakları altında.”

 7 Doğru kişi doğruluk yolunda* yürür.

Sen doğru olduğun için,

Doğru kişinin yolunu düzlersin.

 8 Hükümlerinin gösterdiği yolda yürürken,

Ümidimiz Sensin ey Yehova.

Adına değer veriyoruz ve adının anılmasını yürekten istiyoruz.

 9 Geceleri tüm yüreğimle Seni özlüyorum,

Evet, var gücümle hep Seni arıyorum,+

Çünkü yeryüzü için verdiğin hükümler olduğu sürece,

Dünyada yaşayanlar doğruluğu öğrenirler.+

10 Kötü kişi iyilik görse de doğruluğu öğrenmez.+

Doğruluk diyarında bile kötülük eder,+

Yehova’nın yüceliğini görmez.+

11 Ey Yehova, elini kaldırdın, ama görmüyorlar.+

Halkını kararlılıkla* savunduğunu görünce utanacaklar.

Evet, düşmanlarına göndereceğin ateş onları yiyip bitirecek.

12 Ey Yehova, bize Sen barış vereceksin,+

Çünkü ne yaptıysak Senin sayende yaptık.

13 Ey Tanrımız Yehova,

Senden başka efendiler üzerimizde hâkimiyet kurdu,+

Ama biz sadece Senin adını anarız.+

14 Onları yok etmek için, adları bile anılmasın diye,

Sen gözünü üzerlerine çevirdin.

Bu yüzden ölü onlar, artık yaşamayacaklar,+

Ölümün elinde tutsaklar, artık ayağa kalkamayacaklar.

15 Halkı çoğalttın, ey Yehova,

Halkı çoğalttın,

Kendini yücelttin.+

Ülkenin sınırlarını alabildiğine genişlettin.+

16 Ey Yehova, sıkıntıdayken Sana yöneldiler.

Onları terbiye ettiğinde fısıltıyla dua edip yakardılar.+

17 Doğumu yaklaşan kadının çektiği sancıları,

Acı içinde feryat edişini biz de yaşadık,

Bize Sen yaşattın bunları ey Yehova.

18 Biz de adeta gebe kaldık, sancı çektik,

Ama rüzgârdan başka bir şey doğuramadık.

Ülkeye kurtuluş getiremedik,

O topraklarda yaşayacak çocuklar doğuramadık.

19 “Senin ölülerin hayata dönecek.

Benim halkımın cesetleri ayağa kalkacak.+

Ey toprakta yatanlar,+ uyanın, sevinçle haykırın!

Çünkü senin çiyin sabahleyin düşen* çiye benziyor,

Ölümün elinde tutsak olanları toprak geri verecek.

20 Kalk ey halkım, iç odalarına gir,

Ardından kapıları kapat.+

Gazap geçene kadar kısa bir süre gizlen.+

21 İşte! Yehova ülke halkından suçları yüzünden hesap sormak için yerinden kalkıyor.

Toprak, üzerine dökülen kanı gözler önüne serecek

Ve katledilenlerin üzerini artık örtmeyecek.”

27 Yehova o gün büyük, keskin ve güçlü kılıcıyla,+

Levyatan’ı,* süzülerek giden yılanı,

Evet kıvrıla kıvrıla ilerleyen Levyatan’ı cezalandıracak

Ve denizdeki o canavarı öldürecek.

 2 O gün şu ilahiyi söyleyin:

“İşte şarap* bağı!+

 3 Onu koruyan Benim, Ben Yehova.+

Onu hep sularım.+

Kimse zarar vermesin diye

Gece gündüz korurum.+

 4 Artık ona kızgın değilim.+

Kim savaşta çalı ve dikenlerle karşıma çıkabilir?

Onları çiğner geçerim ve hepsini ateşe veririm.

 5 Bunun yerine Bana sığınsın.

Benimle barışsın,

Evet barışsın Benimle.”

 6 Yakup yakında köklerini salacak,

İsrail filizlenip çiçek açacak+

Ve yeryüzünü ürünüyle dolduracak.+

 7 Ona kendisine vuranların darbesiyle mi vurmak gerekir?

Onu, öldürülenlerin katledildiği gibi mi öldürmek gerekir?

 8 Onu uzaklara gönderirken, tüyler ürperten bir sesle haykırarak onunla mücadele edeceksin.

Doğu rüzgârının estiği gün güçlü soluğunla onu öteye savuracaksın.+

 9 Böylece Yakup’un suçunun kefareti ödenecek+

Ve günahının silinmesi şöyle sonuç verecek:

Sunağın tüm taşları, kireçtaşı gibi un ufak edilecek,

Ne kutsal direkler ne de buhurluklar ayakta kalacak.+

10 Çünkü surlu şehir ıssız kalacak,

Otlaklar terk edilecek, bozkır gibi kendi haline bırakılacak.+

Orada sığırlar yatacak ve otlayacak,

Oradaki dalları yiyip bitirecekler.+

11 Filizleri kuruduğunda,

Kadınlar gelip onları kıracak

Ve onlarla ateş yakacak.

Çünkü bu halk anlayıştan yoksun.+

Bu yüzden Yaratıcısı ona acımayacak,

Onu var eden merhamet etmeyecek.+

12 Ey İsrail halkı, o gün Yehova gürül gürül akan ırmaktan* Mısır Vadisi’ne+ kadar her yerde meyve ağaçlarını dövecek ve sizi meyve gibi birer birer toplayacak.+ 13 O gün büyük bir boru çalınacak;+ Asur topraklarında perişan olanlar+ ve Mısır topraklarına dağılanlar+ gelip Yeruşalim’deki kutsal dağda Yehova’nın önünde eğilecekler.+

28 Efraim+ sarhoşlarının gösterişli tacının* vay haline!

Şarap tutsaklarının yaşadığı verimli vadinin tepesindeki o görkemli güzellik,

Solan bir çiçekten ibaret.

 2 İşte! Yehova’nın elinde güçlü kuvvetli biri var.

Göğü gürleten dolu fırtınası, silip süpüren kasırga gibi,

Yıkıcı sel suları getiren fırtına gibi,

O tacı büyük bir şiddetle yere fırlatıp atacak.

 3 Efraim sarhoşlarının gösterişli taçları,

Ayaklar altında çiğnenecek.+

 4 Verimli vadinin tepesindeki

Görkemli güzelliğin solan çiçeği,

Yaz gelmeden olgunlaşan bir incir gibi,

Görülür görülmez koparılıp hemen yutulacak.

5 O gün Göklerin Hâkimi Yehova, halkının artakalanı için görkemli bir taç, başlarında güzel bir çelenk olacak.+ 6 Hüküm kürsüsünde oturan için adalet ruhu, saldırıyı kapıdan püskürtenler için güç kaynağı olacak.+

 7 Oysa kâhinler ve peygamberler de şarap yüzünden yoldan çıkıyor.

İçki yüzünden yalpalıyor,

İçip içip yoldan sapıyorlar.

Şarabın etkisiyle kafaları karışıyor,

İçkinin etkisiyle sallanıyorlar.

Gördükleri görüntülerle yoldan çıkıyor,

Doğru kararlar veremiyorlar.+

 8 Masalarının üzeri kusmuk dolu,

Kirlenmemiş yer yok.

 9 Şöyle diyorlar:

“Bu adam kime bilgi vereceğini sanıyor?

Duyduklarını kime anlatmaya çalışıyor?

Sütten yeni kesilmiş, memeden yeni ayrılmış çocuklara mı?

10 Çünkü ‘Emir üzerine emir, emir üzerine emir,

Kural* üzerine kural, kural üzerine kural,+

Laf üzerine laf, laf üzerine laf.’”

11 Bu nedenle, Tanrı bu halkla başka bir dilde, kekeleyenlerin ağzıyla konuşacak.+ 12 Onlara “Burası dinlenme yeri. Bitkin düşeni dinlendirin, burası canlanma yeri” demişti, ama kulak vermek istemediler.+ 13 Bu nedenle Yehova’nın onlara sözü şu olacak:

“Emir üzerine emir, emir üzerine emir,

Kural üzerine kural, kural üzerine kural,+

Laf üzerine laf, laf üzerine laf.”

Bu yüzden de yürürken tökezleyip sırt üstü düşecekler,

Yaralanacak, kapana kısılıp yakalanacaklar.+

14 Bundan ötürü, siz böbürlenip duranlar,

Yeruşalim’de bu halkı yönetenler,

Yehova’nın sözüne kulak verin.

15 Siz şöyle diyorsunuz:

“Ölümle ahit yaptık,+

Mezarla* görüşüp anlaştık.

Aniden bastıran taşkın sular bize dokunmayacak,

Çünkü bir yalanı kendimize sığınak ettik,

Bir hayalin ardına gizlendik.”+

16 Bu nedenle Ulu Rab Yehova şunları diyor:

“İşte, Sion’a bir temel taşı, sınanmış bir taş,+

Sağlam bir temel+ için değerli bir köşe taşı*+ koyuyorum.

Ona iman eden hiç kimse paniğe kapılmayacak.+

17 Adaleti ölçü ipi,+

Doğruluğu tesviye aleti* yapacağım.+

Yalanlarla kurulan sığınağı, dolu süpürüp götürecek,

Gizlendikleri yeri sular basacak.

18 Ölümle yaptığınız ahit bozulacak,

Mezarla* yaptığınız anlaşmanın hükmü kalmayacak.+

Aniden bastıran taşkın sular sizi ezip geçecek.

19 Sular her bastırdığında sizi de süpürüp götürecek.+

Bu her sabah olacak,

Gece gündüz devam edecek,

Dehşete düştüklerinde, duyduklarını anlayacaklar.”*

20 Çünkü uzandıkları yatak kısa,

Sarındıkları örtü küçük.

21 Çünkü Yehova Peratsim Dağı’nda yaptığı gibi kalkacak,

Gibeon yakınlarındaki vadide olduğu gibi öfkeyle harekete geçecek,+

Yapacağını yapacak, beklenmedik işini yerine getirecek,

Olağandışı işini gerçekleştirecek.+

22 Artık alay etmeyi bırakın,+

Yoksa zincirleriniz daha da sıkı bağlanır,

Çünkü ben, Göklerin Hâkimi Ulu Rab Yehova’dan,

Tüm ülke için yıkım kararı verildiğini duydum.+

23 Kulak verin, sesimi dinleyin,

Sözlerime dikkat edin ve beni dinleyin.

24 Çiftçi tohum ekmek için bütün gün toprağı sürer mi?

Hiç durmadan toprağı kabartıp tırmıklar mı?+

25 Toprağın üzerini düzleyince,

Çörekotu ve kimyon tohumu serpmez mi?

Ayırdığı yerlere buğday, darı, arpa,

Tarlasının sınırına da kızılbuğday+ ekmez mi?

26 Tanrı insana doğru yolu öğretir,*

Tanrısı onu eğitir.+

27 Çünkü çörekotu düvenle* dövülmez,+

Kimyonun üzerinden tekerlekli düven geçirilmez.

Çörekotu sopayla,

Kimyon da çubukla dövülür.

28 Ekmeklik buğday ezilir mi?

Kimse onun üzerinden durmadan düven geçirmez.+

Atlarıyla üzerinden tekerlekli düven geçirdiğinde onu ezmez.+

29 Bu da, harika amaçları* olan+

Ve büyük işler başaran,*

Göklerin Hâkimi Yehova’dandır.

29 “Vay haline Ariel,* Ariel, Davut’un ordugâh kurduğu şehir!+

Ardı ardına her yıl bayramlarını+ kutlamaya devam et.

 2 Ama Ben seni sıkıntıya sokacağım,+

Ariel yas tutup ağıt yakacak,+

Benim için sunak ocağı gibi olacak.+

 3 Dört bir yanına ordugâh kuracağım,

Kazıklar çakarak etrafını saracağım

Ve kuşatma rampaları yapacağım.+

 4 Yere devrilip alçaltılacaksın,

Düştüğün yerden konuşacaksın

Ve toprak sesini boğacak.

Sesin bir medyumun sesi gibi yerin altından duyulacak,+

Sözlerin topraktan gelen bir fısıltı gibi olacak.

 5 Kalabalık düşmanların ince toza,+

Zorbalar sürüsü uçup giden samana dönecek.+

Ve bu ansızın, bir anda gerçekleşecek.+

 6 Orduların Hâkimi Yehova dikkatini sana verecek,

Seni gök gürlemesi, deprem, büyük gürültü,

Fırtına, kasırga ve yiyip bitiren alevlerle kurtaracak.”+

 7 Ariel’le savaşan tüm kalabalık milletler,+

Ona saldıran herkes,

Karşısına dikilen kuşatma kuleleri

Ve onu sıkıntıya sokanlar,

Bir rüya gibi, geceleyin görülen bir düş gibi kaybolup gidecekler.

 8 Evet, nasıl ki aç biri rüyasında yemek yese de,

Uyandığında midesi bomboş olursa

Ya da susamış biri rüyasında su içse de,

Uyandığında boğazı kurumuş olursa,

Sion Dağı’yla savaşan tüm kalabalık milletlerin durumu da öyle olacak.+

 9 Sizler şaşırın ve donup kalın,+

Gözlerinizi kapatıp görmez olun.+

Sarhoş olmuşlar ama şarapla değil,

Sağa sola yalpalıyorlar ama içkiden değil.

10 Çünkü Yehova size derin bir uyku verdi,+

Peygamberler sizin gözlerinizdi, O gözlerinizi kapadı,+

Görüntü görenler başınızdı, O başınızı örttü.+

11 Her görüntü size mühürlü bir kitabın sözleri gibi geliyor.+ Onu, okuma yazma bilen birine verip “Bunu yüksek sesle okur musun?” dediklerinde, “Okuyamam çünkü mühürlü” cevabını alıyorlar. 12 Okuma yazma bilmeyen birine verip “Bunu okur musun?” dediklerinde, “Okuma bilmiyorum” karşılığını alıyorlar.

13 Yehova şunları diyor:

“Bu halkın Bana yakınlığı lafta kalıyor,

Onlar Beni dilleriyle yüceltiyor,+

Ama yürekleri Benden çok uzak,

Bana duydukları korkunun ardında,

Öğrendikleri insan emirleri var.+

14 Bu yüzden Ben de bu halk için yine olağanüstü işler yapacağım,+

Ardı ardına harika işler gerçekleştireceğim.

Bilgelerinin bilgeliği yok olacak

Ve sağgörülülerde* anlayış kalmayacak.”+

15 Vay haline, planlarını Yehova’dan köşe bucak gizlemeye çalışanların!+

Yapacaklarını karanlıkta yapıyorlar,

Bir yandan da “Bizi kim görür, yaptığımızı kim bilir?” diyorlar.+

16 Ne kadar çarpık düşünüyorsunuz!

Çömlekçi balçıkla bir tutulur mu?+

Çömlek kendisini yapan için

“Beni o yapmadı” diyebilir mi?+

Kendisine biçim veren için

“Hiçbir şeyden anlamaz” diyebilir mi?+

17 Çok kısa zamanda Lübnan meyve bahçesine dönecek+

Ve meyve bahçesi orman gibi olacak.+

18 O gün sağırlar, kitabın sözlerini duyacak,

Körlerin gözleri karanlıktan kurtulacak ve görecek.+

19 Yumuşak başlılar Yehova’da büyük sevinç bulacak,

Yoksullar İsrail’in Kutsalı sayesinde neşe içinde olacak.+

20 Çünkü zorbaların sonu gelecek,

Övünüp duranlar ortadan kalkacak

Ve kötülük etmek için fırsat kollayan herkes yok edilecek,+

21 Onlar ki iftira atıp başkalarını suçlu çıkarır,

Şehir kapısında* davasını savunana tuzaklar kurar+

Ve doğru kişiyi asılsız iddialarla adaletten yoksun bırakırlar.+

22 Bu yüzden, İbrahim’i bedelle kurtarmış olan Yehova,+

Yakup’un soyuna şöyle diyor:

“Yakup artık utanmayacak,

Bundan böyle yüzü utanç ve hayal kırıklığından solmayacak.+

23 Çünkü elimin eseri olan çocuklarını etrafında görecek,+

O zaman onlar Benim adımı yüceltecekler,

Evet, Yakup’un Kutsalı’nı yüceltecekler,

İsrail’in Tanrısına derin saygı duyacaklar.+

24 Çarpık düşünenler anlayış kazanacak,

Söylenip duranlar eğitilmeyi kabul edecek.”

30 Yehova şöyle diyor: “Vay haline, inatçı oğulların,+

Benim değil, kendi planlarını gerçekleştirenlerin,+

Benim ruhum olmadan anlaşmalar yapanların*

Ve bu şekilde günahlarına günah katanların.

 2 Onlar Firavun’un koruması altına girmek

Ve Mısır’ın gölgesine sığınmak için

Bana danışmadan+ oraya gidiyorlar.+

 3 Oysa Firavun’un koruması sizin için utanç kaynağı olacak

Ve Mısır’ın gölgesine sığındığınız için küçük düşeceksiniz.+

 4 Önderler Tsoan’a geldi,+

Elçiler de Hanes’e ulaştı.

 5 Kimseye yararı olmayan bir halk yüzünden

Hepsi utanacak.

O halkın kimseye ne yararı var, ne de yardımı,

Utanç ve rezaletten başka bir şey getirmeyecekler.”+

6 Güneyin hayvanları hakkında bildirilen sözler:

Hazinelerini eşeklerin sırtına,

Mallarını develerin hörgücüne yükleyip,

Aslanların, kükreyen aslanların,

Engereklerin ve uçan yakıcı yılanların* dolaştığı,

Sıkıntı ve zorluklarla dolu topraklardan geçiyorlar.

Oysa bu hazinelerin ve malların halka hiç yararı olmayacak.

 7 Çünkü Mısır’ın yardımından hiçbir hayır gelmez.+

Bu yüzden ona “boş boş oturan Rahab”+ adını verdim.

 8 “Şimdi git, onların önünde bunu bir tablete yaz

Ve bir kitaba kaydet ki,+

İleride bir gün yararı olsun,

Tanıklığı kalıcı olsun.+

 9 Çünkü onlar asi bir halk,+ hepsi güvenilmez evlatlar,+

Yehova’nın kanununu* duymak istemeyen çocuklar.+

10 Onlar görüntüler görenlere ‘Görmeyin’ diyorlar,

Peygamberlere de şöyle söylüyorlar:

‘Bize gerçeği gösteren görüntüler anlatmayın.+

Gururumuzu okşayan sözler söyleyin ve aldatıcı hayaller görün.+

11 Doğru yoldan ayrılın, yoldan çıkın.

Bize artık İsrail’in Kutsalı’ndan söz etmeyin.’”+

12 Bu nedenle İsrail’in Kutsalı diyor ki,

“Sözümü reddediyorsunuz,+

Dolandırıcılığa ve sahtekârlığa güveniyor,

Bunlara bel bağlıyorsunuz,+

13 Bu yüzden, bu suçunuz sizin için çatlak bir duvar,

Yıkılmak üzere olan, bel vermiş yüksek bir duvar gibi olacak

Ve aniden, bir anda çökecek.

14 Büyük bir toprak testi gibi kırılacak.

Öyle parçalanacak ki,

Kırıkların arasında

Ocaktan kor ya da su birikintisinden* su almaya yetecek büyüklükte bir parça bulunmayacak.”

15 Bunun için İsrail’in Kutsalı Ulu Rab Yehova dedi ki,

“Bana dönüp sakince beklerseniz kurtulursunuz,

Bana güvenip sakin kalırsanız, işte o zaman güçlü olursunuz.”+

Ama bunu yapmak istemediniz.+

16 Tersine “Hayır, at üzerinde kaçarız” dediniz,

Bu yüzden kaçacaksınız.

“Hızlı koşan atlara bineriz” dediniz,+

Bu yüzden sizi kovalayanlar da hızlı olacak.+

17 Bir kişinin tehdidiyle bin kişi titreyecek,+

Beş kişinin tehdidinden korkup kaçacaksınız.

Ve sonunda dağ başında yalnız bir direk,

Tepe üstünde tek başına bir sancak gibi kalacaksınız.+

18 Ama Yehova size iyilik etmek için sabırla bekliyor,+

Size merhamet göstermek için harekete geçecek.+

Çünkü Yehova adalet Tanrısıdır.+

O’nu hevesle bekleyenler mutludur.+

19 Halk Sion’da, Yeruşalim’de oturunca+ artık kesinlikle ağlamayacaksın.+ Yardım için feryat ettiğinde Tanrı sana elbette iyilik edecek, sesini duyar duymaz cevap verecek.+ 20 Yehova sana sıkıntıyı ekmek gibi, zulmü su gibi verecekse de,+ Yüce Eğitmenin artık Kendisini gizlemeyecek ve sen Yüce Eğitmenini+ kendi gözlerinle göreceksin. 21 Doğru yoldan ayrılıp sağa sola saparsan,+ arkandan “Yol bu.+ Bu yoldan git” diyen sesi kendi kulaklarınla duyacaksın.

22 Gümüş kaplama oyma putların ve altın kaplama döküm heykellerin+ sana iğrenç gelecek. Onları bir âdet bezi gibi atıp “Hepiniz yok olun!”* diyeceksin.+ 23 O zaman Tanrı, toprağa ektiğin tohum için yağmur verecek.+ Toprağın ürünü olan ekmek bol ve besleyici olacak.+ Sürülerin o gün geniş otlaklarda otlayacak.+ 24 Toprağını işleyen sığırların ve eşeklerin, kürekle ve yabayla* savrulmuş, kuzukulağıyla tatlandırılmış yem yiyecek. 25 Ve büyük katliam gününde kuleler yıkılırken her yüksek dağın ve her yüksek tepenin üstünde dereler ve akarsular olacak.+ 26 Yehova halkının kırığını sardığı,+ indirdiği darbenin ağır yarasını iyileştirdiği+ gün dolunay güneş gibi parlayacak;+ güneşin ışığı ise yedi günün ışığı aynı günde parlıyormuş gibi yedi kat parlak olacak.

27 İşte! Yehova’nın adı öfkeden alev alev yanarak,

Kara bulutlarla çok uzaklardan geliyor.

Dudakları gazap dolu,

Dili sanki yalayıp yutan bir ateş.+

28 Ruhu, boyun hizasına kadar gelen taşkın sular gibi.

O, milletleri sallayıp elekten geçirerek yok edecek

Ve halkların ağzına vurulan gem+ onları yoldan saptıracak.

29 Siz ise bayram+ için hazırlandığınız* gecelerde olduğu gibi

İlahiler söyleyeceksiniz,

İsrail’in kayası+ Yehova’nın dağına flüt çalarak* çıkan biri gibi

Yüreğiniz sevinçle dolacak.

30 Yehova her şeyi yakıp yok eden alevlerle,+

Sağanakla,+ şiddetli fırtınayla ve doluyla+

Heybetli sesini duyuracak+

Ve yakıcı öfkesiyle indirdiği tokat,+

O’nun gücünü gösterecek.+

31 Yehova’nın sesinden Asur dehşete düşecek,+

Tanrı ona sopayla vuracak.+

32 Yehova Asur’u cezalandırmak için sopasını her indirdiğinde,

Onlarla savaşmak için kolunu kaldırdığında,+

Tefler ve lirler çalınacak.+

33 Asur için de Kralı için de+ Tofet*+ çoktan hazır,

Tanrı odun yığını için derin ve geniş bir çukur açtı,

Odunu bol, ateşi güçlü.

Yehova’nın kükürt ırmağı gibi olan soluğu

Onu tutuşturacak.

31 Yardım için Mısır’a başvuranların vay haline!+

Onlar atlara güveniyor,+

Sayısı çok diye savaş arabalarına,

Güçlü diye savaş atlarına* bel bağlıyorlar.

Fakat İsrail’in Kutsalı’na güvenmiyor,

Yehova’yı aramıyorlar.

 2 Oysa hikmetli olan Tanrı’dır,

O felaket getirecek

Ve sözünü geri almayacak.

Kötülük edenlerin evine karşı,

Kötüye yardım edenlere karşı harekete geçecek.+

 3 Mısırlılar ise sadece insandır, Tanrı değil.

Atları etten kemiktendir, ruhtan değil.+

Yehova elini kaldırınca

Yardım eden tökezleyecek

Ve yardım gören düşecek.

Hepsi aynı anda yok olacak.

 4 Çünkü Yehova bana dedi ki,

“Aslan, güçlü bir genç aslan nasıl avının başında kükrerse,

Yardıma çağrılan bütün çobanların bağırışları karşısında nasıl korkmaz,

Gürültüleri karşısında nasıl sinmezse,

Orduların Hâkimi Yehova da gelip Sion Dağı için,

Onun doruğu için öyle savaşacak.

 5 Orduların Hâkimi Yehova Yeruşalim’i,

Hızla alçalıp saldırıya geçen bir kuş gibi savunacak.+

Onu savunup özgürlüğe kavuşturacak.

Onu esirgeyip kurtaracak.”

6 “Dönün, utanmazca başkaldırdığınız Tanrı’ya geri dönün, ey İsrail halkı.+ 7 Çünkü o gün hepiniz kendi elinizle yapıp günaha girdiğiniz değersiz gümüş ve altın ilahlarınızı bir kenara atacaksınız.

 8 Asur kılıçla yere serilecek, ama insan kılıcıyla değil,

Onu yok eden kılıç bir insan evladının kılıcı olmayacak.+

O, kılıçtan kaçacak

Ve halkının delikanlıları ağır işlerde çalıştırılacak.

 9 Sığındığı kaya, dehşete kapılıp yok olacak,

Önderleri işaret sancağını görünce dehşete düşecek”,

Işığı* Sion’da ve alev alev yanan fırını Yeruşalim’de bulunan Yehova’nın sözü.

32 İşte, bir kral+ doğrulukla+ hüküm sürecek,

Önderler de adaletle yönetecek.

 2 Her biri rüzgâra karşı sığınak,

Şiddetli yağmura karşı korunak,

Kurak memlekette akarsu,+

Sıcaktan kavrulan topraklarda büyük bir kaya gölgesi gibi olacak.

 3 O zaman, görenlerin gözlerini artık kimse kapatamayacak

Ve duyanlar kulak kesilip dinleyecek.

 4 Aceleciler öğrendikleri üzerinde düşünecek,

Kekeleyenler de net ve akıcı konuşacak.+

 5 Artık akılsıza cömert,

İlkesiz adama soylu denmeyecek.

 6 Çünkü akılsız akılsızca konuşacak.

Tanrı’ya isyanı teşvik etmek* ve Yehova hakkında yalanlar söylemek için,

Acıkanı midesi boş ve susayanı susuz göndermek için,

Aklı hep kötüye çalışacak.+

 7 İlkelerden yoksun adam haince planlar yapar,+

Başkalarını edepsizliğe teşvik eder,

Çünkü yoksul ve ezilen adamın söyledikleri doğru olsa bile

Onu yalanlarla mahvetmek ister.+

 8 Oysa cömert kişinin aklında cömertlik yapmak vardır

Ve cömert* davranmaktan vazgeçmez.

 9 “Siz halinden memnun kadınlar, kalkın ve sesimi dinleyin!

Siz umursamaz kızlar,+ sözlerime kulak verin!

10 Bir yılı biraz geçince siz umursamazları bir telaş alacak,

Çünkü bağbozumu zamanı bittiğinde hiç üzüm toplanmamış olacak.+

11 Siz halinden memnun kadınlar titreyin!

Siz umursamazlar telaşlanın!

Üstünüzdekileri çıkarın

Ve belinize çul sarın.+

12 Güzel tarlalarınız ve verimli asmalarınız için

Göğsünüze vura vura yas tutun.

13 Çünkü halkımın topraklarını dikenler ve çalılar kaplayacak.

Bir zamanlar sevinçli seslerin doldurduğu tüm evleri,

Evet, o mutlu şehri dikenler ve çalılar saracak.+

14 Çünkü güçlü kule terk edilecek,

Gürültülü şehir bir başına bırakılacak,+

Ofel+ ve gözcü kulesi onarılmaz bir harabeye dönecek,

Orası yaban eşeklerinin oynadığı

Ve sürülerin otladığı bir yer olacak.+

15 Yukarıdan üzerimize kutsal ruh dökülünceye dek+ böyle olacak.

O zaman çöl meyve bahçesine dönecek

Ve meyve bahçesi orman gibi olacak.+

16 Çöl adalet yurdu,

Meyve bahçesi de doğruluk mekânı olacak.+

17 Gerçek doğruluğun sonucu barış,+

Gerçek doğruluğun ürünü kalıcı huzur ve güvenlik olacak.+

18 Benim halkım barış dolu bir yerde,

Güvenli evlerde ve huzurlu mekânlarda yaşayacak.+

19 Fakat dolu taneleri ormanı dümdüz edecek

Ve şehir yerle bir olacak.

20 Her su kenarına tohum eken,

Sığırını ve eşeğini çayıra salan sizlere ne mutlu.”+

33 Yok edilmek nedir bilmeyen cani,+

Hiç hainlik görmemiş hain, vay haline senin!

Yok etmeyi bitirdiğinde sen yok edileceksin.+

Hainlik etmeyi bitirdiğinde sana hainlik edilecek.

 2 Ey Yehova, bize merhamet göster.+

Umudumuz Sensin.

Her sabah gücümüz ol,+

Evet, sıkıntı zamanında kurtarıcımız ol.+

 3 Kargaşa sesini duyan halklar kaçışır.

Sen ayağa kalkınca milletler dağılır.+

 4 Doymak bilmeyen çekirgeler her şeyi nasıl silip süpürürse, sizin mallarınız da öyle silinip süpürülecek,

İnsanlar onların üzerine çekirge sürüsü gibi üşüşecek.

 5 Yehova yüceltilecek,

Çünkü mekânı yücelerdedir.

Sion’u doğruluk ve adaletle dolduracak.

 6 Tanrı o dönemlerde* istikrar getirecek,

O’ndan bol bol kurtuluş,+ hikmet, bilgi ve Yehova korkusu gelecek,+

Bu büyük* bir servettir.

 7 Bak! Onların* kahramanları sokaklarda feryat ediyor,

Barış elçileri acı acı ağlıyor.

 8 Anayollar bomboş kaldı,

Yollardan kimse geçmez oldu.

Düşman anlaşmayı bozdu,

Şehirlere dönüp bakmadı,

İnsan hayatını hiçe saydı.+

 9 Ülke yas tutuyor ve kuruyup gidiyor.

Lübnan utanç içinde+ sararıp soldu.

Şaron çöle döndü,

Başan ve Karmel yapraklarını döktü.+

10 “Artık kalkıp harekete geçeceğim” diyor Yehova,

“Kendimi yücelteceğim,+

Büyüklüğümü göstereceğim.

11 Sizler samana gebe kalacak, kuru ot doğuracaksınız.

Tutumunuz* sizi ateş gibi yakıp yok edecek.+

12 Halklar yanan kireçtaşının külleri gibi,

Kesilip ateşe verilen dikenler gibi olacak.+

13 Ey uzaktakiler, yapacaklarımı dinleyin!

Ey yakındakiler, büyüklüğümü kabul edin!

14 Sion’daki günahkârlar dehşet içinde,+

Tanrı’ya başkaldıranlar tir tir titriyor

Ve şöyle diyorlar:

‘Hangimiz yakıp kül eden ateşin ortasında yaşayabilir?+

Hangimiz söndürülemez alevlerin içinde hayatta kalabilir?’

15 Doğruluktan ayrılmayan,+

Hep doğruyu söyleyen,+

Dolandırıcılığı ve haksız kazanç elde etmeyi reddeden,

Rüşvete dokunmayıp elinin tersiyle iten,+

Kan dökmekten bahsedenleri dinlemek bile istemeyen,

Kötülüğe şahit olmamak için gözünü kapayan kişi,

16 Evet o kişi yükseklerde oturacak,

Erişilmez sarp kayalıklar onun güvenli* sığınağı olacak.

Ekmeği eksik olmayacak,

Suyu hiç tükenmeyecek.”+

17 Gözlerin bir kralın ihtişamına tanık olacak,

Uzaktaki bir ülkeye bakacaksın.

18 O dehşeti hatırlayacaksın,*

“Yazman nerede?

Haracı tartan nerede?+

Kuleleri sayan nerede?” diyeceksin.

19 Anlaşılmaz bir dili olan,

Kekeler gibi konuşup belli belirsiz şeyler söyleyen

O küstah halkı artık görmeyeceksin.+

20 Bayramlarımızın kenti Sion’a bak!+

Yeruşalim’i huzurlu bir yurt olarak,

Kimsenin yerinden sökemeyeceği bir çadır+ olarak göreceksin.

Onun çadır kazıkları asla yerinden çıkarılmayacak,

İplerinden hiçbiri koparılmayacak.

21 Orada heybetli Yehova bizler için ırmakların,

Geniş kanalların olduğu güvenli bir yer gibi olacak,

Oradan ne savaş gemisi,

Ne de heybetli gemiler geçecek.

22 Çünkü hâkimimiz Yehova’dır,+

Kanun koyucumuz Yehova’dır,+

Kralımız Yehova’dır,+

Bizi O kurtaracak.+

23 Düşman gemilerinin halatları gevşeyecek,

Gemi direğini dik tutamayacak, yelken açamayacaklar.

O zaman büyük bir ganimet paylaşılacak,

Topallar bile yağmadan büyük pay alacak.+

24 Ve orada oturan hiç kimse “Hastayım” demeyecek.+

Orada yaşayanların suçları bağışlanacak.+

34 Ey milletler, işitmek için yaklaşın,

Ey halklar kulak verin.

Dünya ve onu dolduranlar,

Yer ve üzerindeki tüm canlılar, dinleyin.

 2 Çünkü Yehova’nın öfkesi bütün milletlere karşı,+

Gazabı da onların tüm ordularını hedef alıyor.+

Onları yok edecek,

Hepsini katledecek.+

 3 Katledilenler atılıp ortada bırakılacak,

Cesetlerinden leş kokusu yükselecek,+

Kanlarıyla dağlar eriyecek.+

 4 Göklerin tüm ordusu çürüyüp gidecek

Ve gökler tomar* gibi dürülecek.

Asmanın kuruyan yaprakları

Ve incir ağacının kurumuş meyveleri nasıl düşerse,

Göklerin ordusu da öyle kuruyup gidecek.

 5 “Çünkü göklerde kılıcım kana bulanacak.+

Hüküm için Edom üzerine,+

Yok etmeye karar verdiğim halkın üzerine inecek.

 6 Yehova’nın kılıcı var,

Üzeri kanla ve yağla kaplanacak.+

Genç koçların ve keçilerin kanıyla,

Koçların böbrek yağıyla kaplanacak.

Çünkü Ben Yehova, Botsra’da kurban keseceğim,

Edom diyarında büyük kıyım yapacağım.+

 7 Yaban sığırları onlarla birlikte yere yığılacak,

Genci de güçlüsü de hep birlikte yere serilecek.

Ülkeleri kana bulanacak,

Toprakları yağ içinde kalacak.”

 8 Çünkü Yehova’nın bir öç günü,+

Sion’un davasından dolayı bir hesap yılı var.+

 9 Onun* dereleri zifte,

Toprağı kükürde dönecek

Ve ülkesi yanan zift gibi olacak.

10 Gece gündüz sönmeyecek,

Dumanı sonsuza dek tütecek.

Nesiller boyu kendine gelemeyecek,

Sonsuza dek içinden kimse geçmeyecek.+

11 Orası pelikanların ve oklukirpilerin yurdu olacak,

Oraya orman baykuşları ve kuzgunlar yerleşecek.

Tanrı o toprakların bomboş ve harap halde kalacağını göstermek için

Orayı ölçü ipi ve çekülle* ölçecek.

12 Onun tahta geçecek hiçbir soylusu kalmayacak,

Bütün önderleri yok olacak.

13 Hisarlarında dikenler,

Kalelerinde ısırganlar, dikenli çalılar bitecek.

Orası çakalların ini,+

Devekuşlarının yurdu olacak.

14 Çöl hayvanları uluyan hayvanlarla buluşacak

Ve yaban keçileri* arkadaşlarına seslenecek.

Evet, çobanaldatanlar* oraya yerleşip rahat edecek.

15 Okyılanı orada yuva yapıp yumurtlayacak,

Yumurtadan çıkan yavrularını kendi gölgesine toplayacak.

Evet, çaylaklar eşleşip orada toplanacak.

16 Yehova’nın kitabını araştırıp yüksek sesle okuyun.

Biri bile eksik olmayacak,

Eşi olmayan bulunmayacak.

Çünkü bu emir Yehova’nın ağzından çıktı,

Ruhu onları bir araya topladı.

17 Paylarını kurayla O belirledi,

Onlara düşen toprakları O’nun eli ölçüp paylaştırdı.

Çağlar boyu orayı yurt edinecek,

Nesiller boyu orada yaşayacaklar.

35 Çöl ve suya hasret toprak sevinçten coşacak,+

Bozkır neşelenecek, çiğdem* gibi çiçeklenecek.+

 2 Bol bol çiçek açacak,+

Keyifle coşacak ve sevinçle haykıracak.

Lübnan’ın görkemi,+ Karmel’in+ ve Şaron’un+ ihtişamı ona verilecek.

İnsanlar Yehova’nın ihtişamını, Tanrımızın görkemini görecekler.

 3 Zayıf elleri güçlendirin,

Titrek dizleri kuvvetlendirin.+

 4 Yüreği kaygı dolu olanlara,

“Güçlü olun. Korkmayın” deyin.

“İşte! Tanrınız öç almaya, karşılık vermeye geliyor.+

Gelip sizi kurtaracak.”+

 5 O zaman körlerin gözleri açılacak,+

Sağırların kulakları duyacak.+

 6 O zaman topallar geyik gibi zıplayacak,+

Dilsizlerin dilinden sevinç çığlıkları dökülecek.+

Çölde sular fışkıracak,

Bozkırda dereler akacak.

 7 Sıcaktan kavrulan topraklar sazlık göle dönecek,

Susuzluktan çatlamış topraklar pınarlarla dolacak.+

Çakalların yuva yaptığı yerlerde,+

Yeşil otlar, kamışlar ve papirüsler yetişecek.

 8 Orada bir anayol,+

Evet, Kutsallık Yolu denen bir yol olacak.

Temiz olmayanlar o yolu kullanmayacak.+

Bu yol sadece oradan gidenlerin olacak,

Akılsızların hiçbiri orada dolaşmayacak.

 9 Orada aslan olmayacak,

Hiçbir zararlı, yırtıcı hayvan o yolun üzerine çıkmayacak.

Bunların hiçbiri orada olmayacak,+

O yolda yalnızca bedelle kurtarılanlar yürüyecek.+

10 Yehova’nın bedelle kurtardıkları sevinçle haykırarak+ Sion’a dönecek.+

Onların tacı sonsuz bir sevinç olacak.+

Coşacak ve neşeyle dolacaklar,

Yas ve inleyiş yok olup gidecek.+

36 Kral Hizkiya’nın 14. yılında Asur+ Kralı Sanherib, Yahuda’nın tüm surlu şehirlerine saldırıp hepsini ele geçirdi.+ 2 Asur Kralı sonra da Rabşake’yi* büyük bir orduyla Lakiş’ten+ Yeruşalim’e, Kral Hizkiya’ya gönderdi.+ Yukarı havuzdan gelen kanalın sonunda,+ çamaşırcı tarlasına çıkan anayolun kenarında durdular.+ 3 O zaman sarayın kâhyası olan Hilkiya oğlu Elyakim,+ Yazman Şebna+ ve Saray Tarihçisi Asaf oğlu Yoah oraya onun yanına gittiler.

4 Rabşake onlara şöyle dedi: “Lütfen Hizkiya’ya söyleyin, büyük Kral, Asur Kralı diyor ki, ‘Sen neye güveniyorsun?+ 5 “Benim savaş planım da var, gücüm de” diyorsun, fakat bunlar boş sözler. Kime güvenip de bana başkaldırmaya cüret ediyorsun?+ 6 Sen ki şu kırık kamışın, Mısır’ın desteğine güveniyorsun. Oysa o kamış kendisine dayananın avcuna batar ve onu delip geçer. Mısır Kralı, Firavun da ona güvenen herkese böyle yapar.+ 7 Yoksa bana “Biz Tanrımız Yehova’ya güveniyoruz” mu diyeceksin? Hizkiya, sen Yahuda ve Yeruşalim’e “Yalnız bu sunağın önünde eğileceksiniz”+ diyerek o Tanrı’nın yüksek yerlerini ve sunaklarını ortadan kaldırmadın mı?’+ 8 Hadi öyleyse, efendim Asur Kralı’yla+ bahse gir, ben sana 2.000 at vereyim, bakalım onlara binecek yeterince adam bulabilecek misin? 9 Bu durumdayken, savaş arabaları ve atlılar için Mısır’a umut bağlamışken, efendimin en düşük rütbeli hizmetkârlarından bir valiyi bile geri çevirmeyi nasıl göze alırsın? 10 Ben Yehova’nın izni olmadan mı bu ülkeyi yıkmaya geldim sanıyorsun? Yehova Kendisi bana ‘Bu ülkeye saldır, onu yerle bir et’ dedi.”

11 Bunun üzerine Elyakim, Şebna+ ve Yoah, Rabşake’ye+ “Lütfen biz kullarınla Aramice+ konuş, çünkü o dili biliyoruz; surların üzerindeki halk dinlerken Yahudilerin dilinde konuşma” dediler.+ 12 Ama Rabşake şu karşılığı verdi: “Efendim beni bu sözleri sadece efendinize ve size söylemem için mi gönderdi sanıyorsunuz? Bu sözler, sizinle birlikte kendi dışkısını yiyip idrarını içecek olan, surlar üzerindeki şu adamlar için de değil mi?”

13 Ardından Rabşake orada durup Yahudilerin dilinde+ “Büyük Kral’ın, Asur Kralı’nın ne dediğini dinleyin” diye bağırdı.+ 14 “Kral diyor ki, ‘Hizkiya’ya aldanmayın, çünkü o sizi kurtaramaz.+ 15 “Yehova bizi mutlaka kurtaracak, bu şehir Asur Kralı’nın eline geçmeyecek” diyen Hizkiya’ya inanıp Yehova’ya güvenmeyin.+ 16 Hizkiya’yı dinlemeyin, çünkü Asur Kralı diyor ki, “Teslim olun, barış yapalım. Bunu yaparsanız ben sizi kendi ülkeniz gibi bir ülkeye,+ tahıl ve yeni şarap ülkesine, ekmek ve üzüm dolu bir ülkeye götürünceye kadar, 17 her biriniz kendi asmasından, kendi incir ağacından yer ve kendi sarnıcından su içer. 18 Hizkiya ‘Yehova bizi kurtaracak’ diyerek sizi yanıltmasın. Öteki milletlerin tanrılarından herhangi biri kendi ülkesini Asur Kralı’nın elinden kurtarabildi mi?+ 19 Hamat’ın ve Arpad’ın+ tanrıları nerede? Sefarvaim’in+ tanrıları nerede? Onlar Samiriye’yi benim elimden kurtarabildiler mi?+ 20 Bu tanrılardan hangisi kendi ülkesini benim elimden kurtarabildi ki, Yehova Yeruşalim’i kurtarabilsin?”’”+

21 Fakat onlar sessiz kaldı, ona hiç cevap vermediler, çünkü Kral “Karşılık vermeyin” diye emretmişti.+ 22 Sarayın kâhyası olan Hilkiya oğlu Elyakim, Yazman Şebna+ ve Saray Tarihçisi Asaf oğlu Yoah giysilerini yırtıp Hizkiya’ya gittiler ve Rabşake’nin sözlerini aktardılar.

37 Kral Hizkiya bunları duyar duymaz giysilerini yırttı, çula sarınıp Yehova’nın mabedine gitti.+ 2 Sarayın kâhyası olan Elyakim’i, Yazman Şebna’yı ve kâhinlerin ileri gelenlerini de Amots oğlu İşaya+ Peygamber’e gönderdi. Hepsi çula sarınmıştı. 3 İşaya’ya şöyle dediler: “Hizkiya diyor ki ‘Bugün sıkıntı, azarlama* ve utanç günü, çünkü çocuk doğmaya hazır ama annenin doğuracak gücü yok.+ 4 Asur Kralı’nın, yaşayan Tanrı’ya meydan okumak+ için gönderdiği hizmetkârı Rabşake’nin sözlerini Tanrın Yehova belki duyar da, duyduğu bu sözlerin hesabını Yehova ondan sorar. Bu nedenle sağ kalanlar+ için dua et.’”+

5 İşaya, Kral Hizkiya’nın gönderdiği hizmetkârlara şöyle karşılık verdi:+ 6 “Efendinize söyleyin, ‘Yehova diyor ki, “Asur Kralı’nın+ adamlarının Bana hakaret edercesine söyledikleri sözler yüzünden korkma.+ 7 Onun aklına bir fikir sokacağım, duyduğu bir haber üzerine ülkesine geri dönecek.+ Kendi ülkesinde onu kılıçla öldürteceğim.”’”+

8 Sonra Rabşake, Asur Kralı’nın Lakiş’ten çekildiğini duydu ve onun yanına döndü, Kral’ı Libna’yla+ savaşırken buldu. 9 Kral o sırada, Habeş Kralı Tirhaka’nın kendisiyle savaşmaya geldiğini duydu. Bunu duyunca Hizkiya’ya tekrar adam göndererek+ şunları dedi: 10 “Yahuda Kralı Hizkiya’ya deyin ki, ‘Güvendiğin Tanrın, “Yeruşalim Asur Kralı’nın eline geçmeyecek” diyerek seni aldatmasın.+ 11 Asur krallarının bütün ülkelere neler yaptığını, onları nasıl yok ettiğini duydun.+ Sen kurtulabileceğini mi sanıyorsun? 12 Atalarımın mahvettiği o milletleri tanrıları kurtarabildi mi?+ Gozan, Harran,+ Retsef, ayrıca Telassar’da yaşayan Eden halkı şimdi nerede? 13 Hamat Kralı, Arpad Kralı ya da Sefarvaim+ şehirlerinin, Hena’nın ve İvva’nın kralları, onlar nerede?’”

14 Hizkiya mektupları habercilerin elinden alıp okudu. Sonra Yehova’nın mabedine çıkıp onları* Yehova’nın önüne serdi.+ 15 Ve Yehova’ya dua etmeye+ başladı: 16 “Ey İsrail’in Tanrısı, kerubiler* üzerinde* tahtta oturan Göklerin Hâkimi+ Yehova, yeryüzündeki tüm krallıkların gerçek Tanrısı sadece Sensin. Gökleri ve yeri Sen yarattın. 17 Kulak ver ey Yehova!+ Gözlerini aç ve gör ey Yehova!+ Sanherib’in Sana, yaşayan Tanrı’ya meydan okumak için söylediği tüm sözleri duy.+ 18 Ey Yehova, gerçekten de Asur kralları tüm ülkeleri perişan etti,+ kendi ülkelerini de. 19 Ve onların tanrılarını ateşe attılar,+ çünkü onlar tanrı değil, insan elinin şekil verdiği ağaçlar ve taşlardı.+ Bu yüzden onları yok edebildiler. 20 Ama Tanrımız Yehova, Sen bizi onun elinden kurtar ki, yeryüzündeki bütün krallıklar sadece Senin Tanrı olduğunu anlasınlar, ey Yehova.”+

21 Bunun üzerine Amots oğlu İşaya, Hizkiya’ya şu mesajı gönderdi: “İsrail’in Tanrısı Yehova diyor ki, ‘Asur Kralı Sanherib konusunda Bana yakardığın için,+ 22 Ben Yehova, onun aleyhinde şöyle diyorum:

“El değmemiş bir kız olan Sion seni hor görüyor, seninle alay ediyor.

Yeruşalim sana gülüp başını sallıyor.

23 Sen kime meydan okudun,+ kime hakaret ettin?

Kime karşı sesini yükselttin?+

O kibirli gözlerle kime tepeden baktın?

İsrail’in Kutsalı’na değil mi!+

24 Hizmetkârlarını gönderip Yehova’ya şu sözlerle meydan okudun:+

‘Sayısız savaş arabamla,

Dağların tepelerine,+

Lübnan’ın en uzak köşelerine çıkacağım.

Ulu sedirlerini, seçme ardıç ağaçlarını keseceğim.

En yüksek sığınaklarına, en sık ormanlarına gireceğim.

25 Kuyular kazıp sular içeceğim,

Mısır’ın ırmaklarını* ayaklarımla kurutacağım.’

26 Duymadın mı? Bu çok önceden kararlaştırıldı.*

Amacımı uzun zaman önce şekillendirdim,+

Şimdi de gerçekleştireceğim.+

Sen surlu şehirleri ıssız taş yığınlarına çevireceksin.+

27 O şehirlerde oturanlar çaresiz duruma düşecek.

Dehşete kapılacak ve utanç içinde kalacaklar.

Kırlardaki bitkiler ve çimen gibi zayıf olacaklar,

Doğu rüzgârıyla kavrulup yok olan, damlarda çıkmış otlara dönecekler.

28 Ama Ben senin ne zaman oturup kalktığını, ne zaman gelip gittiğini+

Ve Bana ne zaman öfkelendiğini iyi bilirim,+

29 Çünkü Bana karşı öfken+ ve kükreyişin kulağıma kadar geldi.+

Bu yüzden burnuna çengelimi takacağım+ ve ağzına gem vuracağım,

Seni geldiğin yoldan geri götüreceğim.”

30 Senin* için ise işaret şu olacak: Bu yıl kendiliğinden* yetişeni yiyeceksiniz, ikinci yıl da ondan yetişeni yiyeceksiniz. Fakat üçüncü yıl tohum ekecek, ekin biçecek ve bağlar dikip meyvesini yiyeceksiniz.+ 31 Ve Yahuda halkından sağ kalıp kurtulanlar,+ aşağı doğru kök salacak, yukarı doğru meyve verecekler. 32 Çünkü Yeruşalim’den sağ çıkanlar, evet Sion Dağı’ndan kurtulanlar olacak.+ Göklerin Hâkimi Yehova’nın sarsılmaz kararlılığı sayesinde* bunlar olacak.+

33 İşte bu nedenle Yehova Asur Kralı hakkında şunları diyor:+

“Bu şehre girmeyecek,+

Buraya tek bir ok bile atmayacak,

Şehrin karşısına kalkanla çıkmayacak

Ya da kuşatma rampası kurmayacak.”+

34 Yehova diyor ki, “Geldiği yoldan geri dönecek,

Bu şehre girmeyecek.

35 Kendi ismim için+ ve kulum Davut’un hatırı için+

Bu şehri savunacağım+ ve kurtaracağım.”’”

36 Ve Yehova’nın meleği gidip Asur ordugâhında 185.000 kişiyi öldürdü. Sabah kalktıklarında hepsinin cesetlerini gördüler.+ 37 Bunun üzerine Asur Kralı Sanherib oradan ayrılıp Nineve’ye+ döndü ve orada kaldı.+ 38 Bir gün tanrısı Nisrok’un tapınağında tapınırken, kendi oğulları Adrammelek ve Şaretser onu kılıçla öldürdüler+ ve Ararat+ topraklarına kaçtılar. Yerine oğlu Esarhaddon+ kral oldu.

38 O sıralarda Hizkiya hastalanıp ölümün eşiğine geldi.+ Amots oğlu İşaya+ Peygamber gelip ona şöyle dedi: “Yehova diyor ki, ‘Ailene* vasiyetini bildir, çünkü iyileşmeyecek, öleceksin.’”+ 2 Bunun üzerine Hizkiya yüzünü duvara dönüp Yehova’ya şöyle dua etmeye başladı: 3 “Yalvarırım ey Yehova, Senin yolunda nasıl tüm yürekle ve sadakatle yürüdüğümü,+ gözünde doğru olanı yaptığımı ne olur an.”+ Ve Hizkiya hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

4 Bunun üzerine Yehova İşaya’ya şöyle dedi: 5 “Hizkiya’nın yanına dönüp de ki,+ ‘Atan Davut’un Tanrısı Yehova şöyle diyor: “Duanı duydum.+ Gözyaşlarını gördüm.+ Ömrünü 15 yıl uzatıyorum.+ 6 Seni ve bu şehri Asur Kralı’nın elinden kurtaracağım ve şehri savunacağım.+ 7 Yehova sözünü yerine getirecek. Yehova’nın bunu yapacağına dair senin için işaret şu olacak:+ 8 Ahaz’ın merdiveninin* üzerinde güneş alçaldıkça ilerleyen gölgeyi on basamak geri alacağım.”’”+ Ve böylece, ilerlemiş olan gölge merdiven üzerinde yavaş yavaş on basamak geri gitti.

9 Yahuda Kralı Hizkiya’nın hastalandıktan ve iyileştikten sonra yazdıkları:

10 Demiştim ki,

“Ömrümün ortasında mezarın* kapılarından geçeceğim, çare yok,

Kalan yıllarımı yaşamadan gideceğim.”

11 Demiştim ki, “Artık yaşayanlar diyarında Yah’ı,* evet Yah’ı görmeyeceğim,+

Hiçlik ülkesinin halkıyla birlikte olacağım,

O zaman artık insan yüzü görmeyeceğim.

12 Hayatım bir çobanın çadırı gibi toplanıp elimden alındı,+

Ömrümü bir dokumacının kumaşı dürdüğü gibi dürdüm.

Tanrı, dokumacı tezgâhının iplerini keser gibi yaşamımın iplerini kesiyor,

Sabahtan akşama kadar beni tüketip yok ediyor.+

13 Sabaha kadar kendimi yatıştırmaya çalışıyorum.

O bir aslan gibi tüm kemiklerimi kırıyor,

Sabahtan akşama kadar beni tüketip yok ediyor.+

14 Ebabil ya da ardıçkuşunun* ötüşü gibi sesim yaslı,+

Güvercin gibi inliyorum.+

Yukarı bakmaktan gözlerim yorgun düştü.+

‘Ah Yehova, büyük sıkıntı içindeyim,

Ne olur yanımda* ol.’+

15 Ne diyebilirim ki?

Tanrı bana söyledi ve söylediğini yaptı,

Ben de içimdeki acıyla ömrüm boyunca alçakgönüllü kalacağım.*

16 ‘Ey Yehova, insanların hepsi bunlar* sayesinde yaşıyor,

Benim ruhum da bunlar sayesinde hayat buluyor.

Sen beni sağlığıma kavuşturacak ve hayatta tutacaksın.+

17 Bak, rahat yüzü göreceğime büyük bir acı çektim.

Ama bana olan sevginden dolayı,

Canımı ölüm çukuruna bırakmadın.+

Tüm günahlarımı arkana attın.*+

18 Çünkü mezar* Seni yüceltemez,+

Ölüm Sana şükredemez.+

Çukura inenler Senin sadakatine umut bağlayamaz.+

19 Sana ancak yaşayanlar, evet yaşayanlar şükredebilir,

Tıpkı bugün benim yapabildiğim gibi.

Bu sayede bir baba oğullarına Senin sadakatini anlatabilir.+

20 Ey Yehova, kurtar beni.

Kurtar ki, ömrümüzce Yehova’nın mabedinde,+

Telli çalgılarla ezgilerimi çalalım.’”+

21 Sonra İşaya “İncir pestili getirin ve iyileşmesi için çıbanın üstüne sürün” dedi.+ 22 Hizkiya “Yehova’nın mabedine çıkacağıma dair işaret ne olacak?” diye sormuştu.+

39 Hizkiya’nın hastalanıp sonra da iyileştiğini duyan+ Babil Kralı, Baladan oğlu Merodak-baladan ona mektuplar ve bir hediye gönderdi.+ 2 Hizkiya gelen habercileri sevinçle karşıladı ve onlara hazine dairesini gösterdi;+ gümüşleri, altınları, pelesenk yağını, diğer değerli yağları, tüm silah deposunu ve hazinesinde ne varsa hepsini gösterdi. Kendi sarayında ve tüm krallığında göstermediği bir şey kalmadı.

3 İşaya Peygamber sonra Kral Hizkiya’ya gidip “Bu adamlar sana ne dedi, nereden geldiler?” diye sordu. Hizkiya “Uzak bir ülkeden, Babil’den geldiler” cevabını verdi.+ 4 İşaya “Sarayında ne gördüler?” diye sordu. Hizkiya “Sarayımda ne varsa gördüler. Hazinemde onlara göstermediğim bir şey kalmadı” diye karşılık verdi.

5 İşaya da Hizkiya’ya şöyle söyledi: “Göklerin Hâkimi Yehova’nın ne dediğini dinle: 6 ‘Öyle bir zaman geliyor ki, sarayında ne varsa, atalarının bugüne dek biriktirdiği ne varsa Babil’e götürülecek. Geriye hiçbir şey kalmayacak’,+ Yehova böyle diyor.+ 7 ‘Ayrıca ileride doğacak oğullarından bazıları da alınıp götürülecek ve Babil Kralı’nın sarayında memur olacaklar.’”+

8 Bunun üzerine Hizkiya, İşaya’ya “Yehova’dan getirdiğin bu haber iyidir” dedi ve şunu ekledi: “Çünkü ben yaşadığım sürece barış ve istikrar* olacak.”+

40 Tanrınız diyor ki “Teselli edin, halkımı teselli edin.+

 2 Yeruşalim’in yüreğini rahatlatan sözler söyleyin,

Ona zorunlu hizmetinin sona erdiğini,

Suçlarının cezasının ödendiğini bildirin.+

Evet, tüm suçlarının karşılığını Yehova’nın elinden tam olarak* aldı.”+

 3 Dinleyin! Biri çölde şöyle bağırıyor:

“Yehova’nın yolunu açın!*+

Tanrımız için bozkırda düz bir anayol+ yapın.+

 4 Her vadi yükselsin,

Her dağ ve tepe alçalsın.

Tümsekli topraklar dümdüz olsun,

Engebeli yerler düz ovaya dönsün.+

 5 Yehova’nın ihtişamı görünecek,+

Tüm insanlar hep birlikte bunu görecek,+

Çünkü bu söz Yehova’nın ağzından çıktı.”

 6 Dinleyin! Biri “Duyur!” diyor.

Diğeri “Neyi duyurayım?” diye soruyor.

“Bütün insanlar yeşil ot gibidir.

Vefaları da kır çiçeğine benzer.+

 7 Yehova soluğunu* üfleyince,+

Ot kurur, çiçek solar.+

Gerçekten de insanın yeşil ottan farkı yoktur.

 8 Ot kurur, çiçek solar,

Fakat Tanrımızın sözü sonsuza dek kalır.”+

 9 Sen, Sion’a müjde getiren kadın,+

Yüksek bir dağa çık.

Sen, Yeruşalim’e müjde getiren kadın,

Var gücünle bağır,

Sesini yükselt, korkma.

Yahuda şehirlerine “İşte Tanrınız!” diye ilan et.+

10 İşte, Ulu Rab Yehova tüm kudretiyle geliyor,

Güçlü kolu O’nun adına hüküm sürecek.+

Bak, vereceği ödülü yanına almış,

Armağanını* da önüne katmış geliyor.+

11 Çoban gibi sürüsüyle ilgilenecek.+

Kuzularını koluyla toplayacak

Ve onları kucağında taşıyacak.

Yavrularını emziren koyunlara şefkatle çobanlık edecek.+

12 Suları avcuyla,+

Gökleri karışıyla ölçen kim?

Yerin toprağını ölçü kabına sığdıran,+

Dağları ve tepeleri teraziyle tartan kim?

13 Yehova’nın ruhunu ölçebilen* var mı?

O’na öğüt verip bir şey öğretebilen var mı?+

14 Akıl almak için danıştığı,

O’na adalet yolunu öğreten,

Bilgi veren

Ya da gerçek anlayışın ne olduğunu gösteren var mı?+

15 İşte, milletler O’nun gözünde kovadan damlayan bir damla,

Terazinin kefesindeki ince toz tabakası gibi.+

Toz gibi havaya kaldırır adaları.

16 Lübnan’ın ağaçları bile sunaktaki ateşi sürdürmeye yetmez,

İçindeki yaban hayvanları yakılan sunu olmaya yetmez.

17 O’nun gözünde milletler hiç var olmamış sanki,+

Onları bir hiç gibi görüyor, hayalden farksız sayıyor.+

18 Tanrı’yı kimle karşılaştırabilirsiniz?+

O’nu neye benzetebilirsiniz?+

19 Zanaat ustası döküm put yapar,

Metal ustası onu altınla kaplar+

Ve dövme gümüş zincirler yapar.

20 Ya da biri sunu olarak, çürümeyecek bir ağaç seçer.+

Kimsenin deviremeyeceği bir oyma put yaptırmak için

Becerikli bir zanaat ustası arar.+

21 Bilmiyor musunuz?

Duymadınız mı?

Başlangıçtan beri sizlere söylenmedi mi?

Dünyanın temelleri atıldığından beri açıkça görüleni anlamadınız mı?+

22 Yer yuvarlağının* yukarısında oturan Biri var,+

O yer ki, üzerinde yaşayanlar çekirge gibidir.

Gökleri tül gibi gerip yayan,

Altında yaşanması için çadır gibi açan O’dur.+

23 O, üst düzey yöneticileri yere indirir,

Dünyanın hâkimlerini* bir hiçe döndürür.

24 Onlar toprağa daha tam dikilmemişken,

Tam ekilmemişken,

Kütükleri kök salmamışken,

Bir üfleyişte kurur

Ve rüzgârda saman gibi uçup giderler.+

25 Kutsal Olan şöyle diyor: “Beni kime benzetebilirsiniz, Beni kiminle denk tutabilirsiniz?

26 Başınızı kaldırıp göklere bakın.

Bunları kim yarattı?+

Onları tek tek sayıp ordu halinde çıkaran,

Her birine ismiyle seslenen O’dur.+

Muazzam gücü ve hayranlık uyandıran kuvveti sayesinde+

Onlardan hiçbiri eksilmiyor.

27 Ey Yakup, ey İsrail,

‘Yehova yaşadıklarımı görmüyor,

Tanrı bana adil davranmıyor’ diyorsun.+

28 Bilmiyor musun, duymadın mı?

Bir uçtan öbür uca yeryüzünü yaratan Yehova sonsuza dek Tanrı’dır.+

O asla yorulmaz ve bitkin düşmez.+

Anlayışına akıl sır ermez.+

29 Yorulana kuvvet verir,

Gücü tükeneni güçlü kılar.+

30 Gençler bile yorulup bitkin düşer,

Delikanlılar tökezleyip yere yığılır,

31 Fakat Yehova’ya umut bağlayanlar yeniden güç kazanır.

Kartallar gibi kanat açıp yükselirler.+

Koşarlar ama bitkin düşmezler,

Yürürler ama yorulmazlar.”+

41 “Siz adalar, sessizce Beni dinleyin,

Siz milletler gücünüzü tazeleyin.

Huzuruma yaklaşın ve konuşun.+

Yüzleşelim ve kararımı vereyim.

 2 Milletleri eline teslim etmek

Ve önünde krallara boyun eğdirmek için,+

Doğudan bir adamı kim harekete geçirdi+

Ve adaleti gereği kim onu huzuruna çağırdı?

Onları toz gibi dağılmaları için onun kılıcına,

Saman gibi savrulmaları için yayına kim teslim etti?

 3 O adam onların peşine düşer,

Hiçbir engelle karşılaşmadan,

Daha önce gitmediği yollardan geçer.

 4 Kim harekete geçip bunu yaptı?

En başından bu yana art arda nesilleri çağıran kim?

Ben Yehova, ilk Benim+

Ve sonuncu nesle kadar Ben aynıyım.”+

 5 Adalar bunu görüp korktu.

Dünyanın dört bir yanı titredi.

Bir araya geliyorlar, ilerliyorlar.

 6 Her biri komşusuna yardım ediyor

Ve birbirine “Güçlü ol” diyor.

 7 Zanaat ustası metal ustasını yüreklendiriyor,+

Metali çekiçle düzleştiren de örs* üstünde metali döveni yüreklendiriyor.

Lehim hakkında “İyi oldu” diyor.

Sonra da birileri, kimse deviremesin diye putu yerine çiviliyor.

 8 “Sense ey İsrail,

Seçtiğim Yakup,+

Dostum İbrahim’in soyu,+

Sen Benim kulumsun.+

 9 Seni dünyanın dört bir yanından toplayıp aldım,+

En uzak köşelerden çağırdım ve şöyle dedim:

‘Benim kulumsun,+

Seni seçtim, reddetmedim.+

10 Korkma, çünkü Ben senin yanındayım.+

Kaygılanma, çünkü Ben senin Tanrınım.+

Sana güç vereceğim, evet sana yardım edeceğim.+

Doğruluk getiren sağ elimle seni sımsıkı tutacağım.’

11 Sana öfkelenenlerin hepsi küçük düşürülüp utandırılacak.+

Seninle savaşanlar bir hiç olacak, yok olacaklar.+

12 Seninle uğraşanları arasan da bulamayacaksın,

Seninle savaşanlar hiç var olmamış gibi yok olacaklar.+

13 Çünkü ‘Korkma, sana yardım edeceğim’ diyen Ben,

Tanrın Yehova, sağ elini sımsıkı tutuyorum.+

14 Korkma ey Yakup, toprak kurdu,*+

Ey İsrail halkı, sana yardım edeceğim” diyor İsrail’in Kutsalı, kurtarıcın*+ Yehova.

15 “Bak, seni bir harman düveni,*+

Yepyeni keskin bir düven yaptım.

Dağları çiğneyip ezeceksin

Ve tepeleri saman* gibi un ufak edeceksin.

16 Onları havaya savuracaksın,

Rüzgâr alıp götürecek,

Fırtına dört bir yana dağıtacak.

Sen ise sevinci Yehova’da bulacaksın,+

İsrail’in Kutsalı’yla övüneceksin.”+

17 “Muhtaç ve yoksul olanlar su arıyor ama su yok.

Susuzluktan dilleri damakları kurumuş.+

Ben Yehova, onlara cevap vereceğim.+

Ben İsrail’in Tanrısı, onları bırakmayacağım.+

18 Çıplak tepelerden ırmaklar+

Ve ovaların ortasından pınarlar akıtacağım.+

Çölü sazlık göle

Ve susuz toprakları su pınarlarına çevireceğim.+

19 Çöle sedir, akasya, mersin ve çam ağaçları dikeceğim.+

Bozkıra da dişbudak ve servi ağaçlarıyla birlikte ardıç ağaçları dikeceğim.+

20 Böyle yapacağım ki, tüm insanlar bunun arkasında Yehova’nın eli olduğunu,

Bunu İsrail’in Kutsalı’nın yaptığını görüp bilsin+

Ve dikkat edip kavrasın.”

21 “Davanızı sunun” diyor Yehova.

“İddialarınızı ortaya koyun” diyor Yakup’un Kralı.

22 “Kanıtları ortaya koyun ve olacakları bize söyleyin.

Geçmişte* olanları anlatın ki,

Onlar üzerinde düşünerek sonuçlarını anlayalım.

Ya da ileride olacakları bize anlatın.+

23 Gelecekte olacakları söyleyin ki,

Sizin tanrı olduğunuzu anlayalım.+

Evet, iyi ya da kötü bir şey yapın ki,

Biz de görüp şaşıralım.+

24 İşte! Siz aslında yoksunuz

Ve bir şey başardığınız da yok.+

Sizi seçen herkes iğrençtir.+

25 Kuzeyden birini harekete geçirdim, o gelecek,+

Doğudan gelen bu adam+ ismimi yüceltecek.

Yöneticileri balçık çiğner gibi,+

Evet, çömlekçinin ayaklarıyla balçığı çiğnediği gibi çiğneyecek.

26 Bunu başlangıçtan bildiren oldu mu ki, bilelim.

Önceden söyleyen oldu mu ki, ‘Haklıymış’ diyelim.+

Gerçekten de ne bildiren oldu, ne duyuran!

Ağzınızdan tek bir söz duyan olmadı!”+

27 Sion’a ilk Ben “İşte onlar!” dedim.+

Ve Yeruşalim’e iyi haber bildiren birini göndereceğim.+

28 Bakmaya devam ettim ama kimse yoktu.

Aralarında akıl verebilecek biri bile yoktu.

Sorular sorup dursam da onlardan hiçbir karşılık alamadım.

29 İşte! Onların hepsi bir yalandan ibaret.

Yaptıkları bir iş de yok.

Onların döküm putları adeta bir rüzgâr, bir hayal.+

42 İşte seçtiğim,+

Gönlümün hoşnut olduğu,+ desteklediğim kulum!+

Ona ruhumu* verdim,+

Milletlere o adalet getirecek.+

 2 Bağırmayacak, sesini yükseltmeyecek,

Sokakta sesi duyulmayacak.+

 3 Ezilmiş kamışı kırmayacak,

Alevi titreyen fitili söndürmeyecek.+

Sadakatle davranıp adaleti sağlayacak.+

 4 Dünyada adaleti sağlayana dek yorulmayacak, cesareti kırılmayacak.+

Adalar onun kanununu* bekliyor.

 5 Gerçek Tanrı Yehova,

Gökleri yaratıp boydan boya geren Yüce Yaratıcı,+

Yeryüzüne toprağı ve ürününü yayan,+

Dünyadaki insanlara soluk,+

Üzerinde dolaşanlara hayat kuvveti* veren+ şunları diyor:

 6 “Ben Yehova, adaletim* gereği seni çağırdım,

Elinden tuttum.

Seni koruyacağım ve sen halklarla aramda bir ahit* olacaksın,+

Seni milletlere ışık olarak vereceğim.+

 7 Kör gözleri açman için,+

Tutsakları zindandan,

Karanlıkta oturanları hapisten çıkarman için bunu yapacağım.+

 8 Ben Yehova’yım. İsmim budur.

Hakkım olan onuru bir başkasının,

Hak ettiğim övgüleri oyma putların almasına izin vermem!+

 9 Daha önce bildirdiklerim işte gerçekleşti,

Şimdi de yenilerini bildiriyorum.

Onları daha gerçekleşmeden size duyuruyorum.”+

10 Ey denize açılanlar ve denizdekilerin hepsi,

Ey adalar ve üzerinde yaşayan halklar,+

Yeni bir ilahi söyleyin Yehova’ya,+

Dünyanın dört köşesinden övgü dolu bir ilahi söyleyin.+

11 Bozkır ve içindeki şehirler,+

Kedar’ın+ köyleri seslerini yükseltsin.

Kayalıklarda yaşayanlar sevinçle haykırsın,

Dağların tepesinden bağırsınlar.

12 Yehova’yı yüceltsinler,

Adalarda O’na övgüler sunsunlar.+

13 Yehova güçlü bir yiğit gibi çıkacak,+

Bir savaşçı gibi harekete geçmek için can atacak.+

Haykıracak, evet savaş narası atacak,

Düşmanlarından güçlü olduğunu gösterecek.+

14 “Uzun zaman sessiz durdum,

Suskun kaldım, Kendimi tuttum.

Ama doğuran bir kadın gibi,

Acıyla inleyip soluk soluğa kalacağım, nefesim kesilecek.

15 Dağları ve tepeleri harap edeceğim

Ve üzerlerindeki tüm bitkileri kurutacağım.

Irmakları adacıklara* döndüreceğim,

Sazlık gölleri kurutacağım.+

16 Körleri hiç bilmedikleri bir yolda yürüteceğim,+

Tanımadıkları yollardan geçireceğim.+

Önlerindeki karanlığı aydınlatacağım,+

Engebeli yerleri düzleştireceğim.+

Onlar için bunu yapacağım ve onları terk etmeyeceğim.”

17 Oyma putlara güvenenler,

Döküm putlara “Siz bizim tanrımızsınız” diyenler geri çekilecekler

Ve utançtan yerin dibine girecekler.+

18 Ey sağırlar dinleyin,

Ey körler bakın ve görün.+

19 Benim kulum kör değilse, kim kör?

Gönderdiğim haberci kadar sağır olan var mı?

Nimetler tatmış kulum kadar,

Yehova’nın kulu kadar kör olan var mı?+

20 Çok şey görüyorsun ama dikkat etmiyorsun,

Kulakların duyuyor ama dinlemiyorsun.+

21 Yehova Kendi doğruluğu adına

Kanunun* yüceliğini ve ihtişamını ortaya sermekten zevk duyar.

22 Fakat bu, yağmalanmış ve talan edilmiş bir halk,+

Hepsi deliklere tıkılmış ve hapishanelere kapatılmış.+

Yağmalanmışlar, onları kurtaran olmamış,+

Talan edilmişler, kimse “Onları geri getirin!” dememiş.

23 Hanginiz bu söze kulak verecek?

Hanginiz dikkat edecek ve geleceği düşünerek dinleyecek?

24 Yakup’u talan edilmeye,

İsrail’i yağmacıların eline kim teslim etti?

Kendisine karşı günah işlediğimiz Yehova değil mi?

O’nun yolunda yürümek istemediler

Ve kanunlarını dinlemediler.+

25 O da gazabını, öfkesini ve savaşın dehşetini üzerlerine yağdırdı.+

Bu ateş etraflarındaki her şeyi yiyip bitirdi ama fark etmediler.+

Tutuştular ama umursamadılar.+

43 Şimdi ey Yakup, seni yaratan,

Ey İsrail, sana şekil veren Yehova diyor ki,+

“Korkma, çünkü seni bedelle kurtardım,+

Seni adınla çağırdım.

Sen Benimsin.

 2 Sen sulardan geçerken yanında olacağım+

Ve ırmaklardan geçerken sulara gömülmeyeceksin.+

Ateşte yürürken kavrulmayacaksın,

Alevler seni yakmayacak.

 3 Çünkü Ben senin Tanrın, senin kurtarıcın,

İsrail’in Kutsalı Yehova’yım.

Senin için fidye* olarak Mısır’ı,

Sana karşılık Habeş ve Seba topraklarını verdim.

 4 Çünkü gözümde değerli oldun,+

Seni onurlandırdım ve sevdim.+

Bu nedenle, senin yerine başka insanlar

Ve canına karşılık başka halklar vereceğim.

 5 Korkma, çünkü Ben senin yanındayım.+

Soyunu doğudan getireceğim,

Seni batıdan bir araya toplayacağım.+

 6 Kuzeye ‘Onları geri ver!’+

Ve güneye ‘Onları alıkoyma!’ diyeceğim.

‘Oğullarımı uzaklardan, kızlarımı dünyanın dört bir yanından getir,+

 7 Evet, adımla anılan,+

Yüceliğim görülsün diye var ettiğim,

Şekil verip yarattığım herkesi getir’ diyeceğim.+

 8 Gözleri olduğu halde görmeyen,

Kulakları olduğu halde duymayan halkı getirin.+

 9 Bütün milletler bir yerde toplansın,

Halklar bir araya gelsin.+

Hangisi* tüm bunları söyleyebilir?

Hangisi ilk olayları* bize bildirebilir?+

Şahitlerini getirsinler de haklı olduklarını kanıtlasınlar,

Ya da dinlesinler ve ‘Doğru!’ desinler.”+

10 Yehova şöyle diyor:

“Siz Benim şahitlerimsiniz,+

Beni tanıyıp Bana inanın*

Ve her zaman aynı olduğumu anlayın+ diye seçtiğim kulumsunuz.+

Benden önce bir Tanrı olmadı,

Benden sonra da olmayacak.+

11 Ben, Ben Yehova’yım+ ve Benden başka kurtarıcı yok.”+

12 “Aranızda başka tanrılar yokken,

Ben bildirdim, Ben kurtardım, Ben duyurdum.+

Bu yüzden sizler Benim şahitlerimsiniz

Ve Ben gerçek Tanrı’yım” diyor Yehova.+

13 “Ben her zaman aynıyım.+

Hiç kimse Benim elimden bir şeyi çekip alamaz.+

Harekete geçtiğimde Bana kim engel olabilir?”+

14 Seni bedelle kurtaran,+ İsrail’in Kutsalı+ Yehova diyor ki,

“Sizler uğruna, Babil üzerine bir ordu göndereceğim,

Tüm kapı sürgülerini yere indireceğim+

Ve gemilerdeki Kaldeliler sıkıntı içinde feryat edecek.+

15 İsrail’in Yaratıcısı,+ kutsal Tanrınız,+ Kralınız+ Yehova Benim.”

16 Denizin içinde geçit yapan,

Hatta azgın sular içinde yol açan Yehova,+

17 Savaş arabalarıyla atları,+

Orduyla güçlü savaşçıları toplayıp getiren Tanrı diyor ki,

“Yere serilecek ve ayağa kalkamayacaklar.+

Yanan bir fitilin bastırılıp söndürülmesi gibi söndürülecekler.”

18 “Eskileri hatırlamayın,

Geçmişi düşünmeyin.

19 İşte, Ben yeni bir şey yapıyorum,+

Şimdiden görülmeye başladı bile.

Farkında değil misiniz?

Ben bozkırdan bir yol,+

Çölden ırmaklar geçireceğim.+

20 Kırın yaban hayvanları,

Çakallar ve devekuşları Beni yüceltecek,

Çünkü bozkırda sular, çölde ırmaklar akıtıyorum.+

Bunu, halkımın, seçtiğim kulumun+ içmesi için,

21 Kendim için var ettiğim toplum uğruna yapıyorum ki,

Övgüye değer işlerimi anlatsınlar.+

22 Fakat sen Bana yakarmadın ey Yakup,+

Çünkü Benden bıktın ey İsrail.+

23 Yakılan sunu olarak Bana koyunlarından getirmedin,

Kurbanlarınla Beni yüceltmedin.

Oysa Ben seni armağan vermeye zorlamamış,

Akgünlük* talep ederek bıktırmamıştım.+

24 Para verip Benim için hoş kokulu kamış satın almadın

Ve kurbanlarının yağıyla Beni doyurmadın.+

Tersine günahlarınla sen Bana yük oldun,

Suçlarınla sen Beni bıktırdın.+

25 Kendi adım uğruna+ senin suçlarını* silen+ Benim, evet Benim,

Günahlarını anmayacağım.+

26 Gel, davamızı görelim.

Bana hatırlat, kendini haklı çıkarmak için davanı anlat.

27 Senin ilk atan günah işledi,

Sözcülerin* Bana başkaldırdı.+

28 Bu nedenle kutsal mekânın önderleri gözümde kirli olacak,

Yakup’u yıkıma, İsrail’i hakarete uğratacağım.”+

44 “Şimdi dinle ey kulum Yakup,

Sen seçtiğim İsrail.+

 2 Seni yaratan ve sana şekil veren,+

Anne karnına düştüğünden beri sana yardım eden Yehova şöyle diyor:

‘Korkma, ey kulum Yakup+

Ve sen, seçtiğim Yeşurun.*+

 3 Çünkü Ben susayana su vereceğim,*+

Kuru yerden dereler akıtacağım.

Çocuklarının üzerine ruhumu dökeceğim,+

Torunlarının üzerine bereket yağdıracağım.

 4 Yeşil otlar gibi,

Dere kenarındaki kavak ağaçları gibi filizlenecekler.+

 5 Kimisi “Ben Yehova’ya aitim” diyecek,+

Kimisi Yakup adını alacak,

Kimisi de elinin üzerine “Yehova’ya ait” yazacak

Ve İsrail adını alacak.’

 6 İsrail’in kralı+ olan ve onu bedelle kurtaran+ Yehova,

Evet Orduların Hâkimi Yehova şöyle diyor:

‘İlk Benim, son da Benim.+

Benden başka Tanrı yok.+

 7 Söyleyin, Benim gibisi var mı?+

Varsa ağzını açıp konuşsun ve Bana kanıt göstersin!+

O halkı var ettiğim çok eski zamanlardan bu yana bildirdiğim gibi,

O da hem yakında hem de daha ileride olacakları bildirsin.

 8 Siz dehşete kapılmayın,

Korkudan donup kalmayın.+

Ben önceden her birinize söyleyip bildirmedim mi?

Siz Benim şahitlerimsiniz.+

Benden başka Tanrı var mı?

Hayır, sizi koruyan başka kaya yok,+

Ben başkasını tanımıyorum.’”

 9 Oyma putlara biçim verenlerin hepsi bir hiçtir,

Değer verdikleri putlar hiçbir işe yaramayacak.+

Onlar* şahitler olarak ne bir şey görür ne de bir şey bilirler,+

Bu yüzden onları yapanlar utandırılacak.+

10 Hiçbir yarar sağlamayacak bir ilahı

Ya da putu* kim yapar?+

11 İşte, onun yanındakilerin hepsi utandırılacak!+

Zanaat ustaları etten kemikten insan.

Hepsi bir araya toplanıp yerlerini alsın.

Onlar dehşete düşecek ve birlikte utandırılacaklar.

12 Metal ustası korlar üzerinde demiri aletle işler,

Çekiçle ona biçim verir,

Güçlü kollarıyla onu şekillendirir.+

Sonra acıkır ve yorulur,

Su içmeyince bitkin düşer.

13 Ağaç oymacısı da ölçü ipini gerer,

Kırmızı tebeşirle istediği şekli çizer.

Ahşap kazıyıcıyla ağacı işler ve pergelle işaretler.

Ve eve* koymak için güzel bir insan tasviri+ ortaya çıkarır.+

14 Kimisinin işi sedir ağacı kesmektir.

Belki kendine başka tür bir ağaç, bir meşe seçer

Ve orman ağaçları arasında büyüyüp güçlensin diye ona bakar.+

Ya da bir defne ağacı diker ve yağmur onu büyütür.

15 Sonra da bu, insana yakacak odun olur.

İnsan onun bir kısmını alıp ısınır.

Ateş yakıp ekmek pişirir.

Ama bir kısmıyla da bir put yapıp tapınır.

Bir heykel yontar ve önünde yere kapanır.+

16 Odunun yarısıyla ateş yakar,

Yiyeceği eti onun üzerinde pişirip karnını doyurur.

Ayrıca onunla ısınır ve “Oh, ateş yüzü gördüm, ısındım” der.

17 Odunun geri kalanıyla kendine bir ilah, bir oyma put yapar.

Önünde eğilip ona tapınır.

Ona yakarıp “Beni kurtar, çünkü sen benim tanrımsın” der.+

18 Hiçbir şey anlamıyor, hiçbir şey bilmiyorlar,+

Çünkü gözleri sımsıkı kapalı, göremezler

Ve yüreklerinde anlayıştan eser yok.

19 Hiçbiri düşünmüyor,

Hiçbiri bilgiye veya anlayışa sahip değil ki şöyle söylesin:

“Odunun yarısıyla ateş yaktım,

Korları üzerinde ekmek yaptım ve et pişirip yedim.

Şimdi kalanıyla iğrenç bir şey mi yapayım?+

Kupkuru bir odun parçasına mı tapınayım?”

20 Adeta külle besleniyorlar.

Aldatıcı yürekleri onları yoldan çıkarıyor.

Hem kendilerini kurtaramazlar,

Hem de “Sağ elimdeki sahte bir şey” demezler.

21 “Ey Yakup ve sen İsrail, bunları aklında tut,

Çünkü Benim kulumsun.

Sana Ben şekil verdim, sen Benim kulumsun.+

Ey İsrail, seni unutmayacağım.+

22 Suçlarını bir bulutla,

Günahlarını koyu bulutlarla örter gibi örteceğim.+

Bana dön, çünkü seni bedelle geri alacağım.+

23 Ey gökler, sevinçle haykırın,

Çünkü Yehova harekete geçti!

Ey yeryüzünün derinlikleri, zafer çığlıkları atın!

Ey dağlar, ormanlar ve içindeki tüm ağaçlar sevinçle bağırın!+

Çünkü Yehova Yakup’u bedelle kurtardı,

O, ihtişamını İsrail üzerinde gösteriyor.”+

24 Anne karnına düştüğünden beri sana şekil veren,

Kurtarıcın+ Yehova şöyle diyor:

“Ben Yehova’yım, her şeyi yapan Benim.

Gökleri Ben gerdim,+

Yeryüzünü ben serdim.+

Bunları yaparken yanımda kim vardı?

25 Boş konuşanların* kehanetlerini boşa çıkaran,

Falcıları aptal durumuna düşüren,+

Bilgeleri şaşkına çeviren,

Bilgilerini saçmalığa döndüren Benim.+

26 Kuluna söylettiği sözü gerçekleştiren,

Habercilerinin bildirdiklerini tam olarak yerine getiren,+

Yeruşalim hakkında ‘Orada insanlar yaşayacak’,+

Yahuda şehirleri hakkında ‘Yeniden kurulacaklar,+ yıkıntılarını onaracağım’+ diyen,

27 Derin sulara ‘Buharlaş,

Senin bütün ırmaklarını kurutacağım’+ diyen,

28 Koreş+ için ‘O Benim seçtiğim çoban,*

İsteğimi tam olarak o yerine getirecek’ diyen Benim.+

Yeruşalim hakkında ‘Yeniden kurulacak’,

Mabet hakkında ‘Temelin atılacak’ diyen Benim.”+

45 Milletlere önünde boyun eğdirmek,+

Kralları silahsız bırakmak,

Kapanmasın diye önünde çift kanatlı kapıları açmak için sağ elinden tuttuğu o adama,+

Meshettiği* kişiye, Koreş’e+ Yehova şöyle diyor:

 2 “Senin önünden gideceğim+

Ve tepeleri dümdüz edeceğim.

Tunç* kapıları parçalayacağım

Ve demir sürgüleri kıracağım.+

 3 Karanlık ve gizli yerlerde saklanan hazineleri sana vereceğim,+

Bunu yapacağım ki,

Seni adınla çağıranın İsrail’in Tanrısı Ben Yehova olduğumu anla.+

 4 Kulum Yakup, seçtiğim İsrail hatırına,

Seni isminle çağırıyorum.

Beni tanımadığın halde,

Sana onurlu bir ad veriyorum.

 5 Ben Yehova’yım, başkası yok.

Benden başka Tanrı yok.+

Beni hiç tanımadığın halde seni güçlendireceğim.

 6 Bu sayede, güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar herkes,

Benden başka Tanrı olmadığını bilecek.+

Ben Yehova’yım, başkası yok.+

 7 Işığı+ da karanlığı+ da Ben yaratırım,

Barışı+ da felaketi+ de Ben getiririm.

Bütün bunları yapan Ben Yehova’yım.

 8 Ey gökler, yukarıdan yağmur yağdırın,+

Bulutlardan doğruluk yağsın.

Yer uyansın, hem bolca kurtuluş meyvesi versin,

Hem de orada doğruluk filizlensin.+

Bütün bunları yapan Ben Yehova’yım.”

 9 Kendisini yapanla* tartışanın vay haline!

Çünkü o sıradan bir çömlek parçası,

Tıpkı yerdeki diğer çömlek parçaları gibi!

Balçık Çömlekçi’ye “Ne yapıyorsun?” diyebilir mi?+

Ya da eserin senin hakkında “Onun elleri yok!”* diyebilir mi?

10 Bir babaya “Ne biçim bir çocuğa baba oldun?”

Bir anneye “Onca ağrı çekip bunu mu doğurdun?” diyenin vay haline!

11 İsrail’in Kutsalı,+ ona şekil veren Yehova diyor ki,

“Siz gelecekte olacaklar hakkında Beni mi sorguluyor,

Çocuklarım+ ve elimin eserleri konusunda Bana mı emir veriyorsunuz?

12 Yeryüzünü Ben yaptım,+ üzerinde insanı Ben yarattım.+

Gökleri Kendi ellerimle gerdim+

Ve göklerin tüm ordusuna Ben emir veririm.”+

13 “Doğrulukla davranarak bir adamı ayağa kaldırdım+

Ve onun bütün yollarını düzleyeceğim.

Benim şehrimi o inşa edecek+

Ve sürgünde yaşayan kullarımı ücret ya da rüşvet almadan+ serbest bırakacak”+ diyor Orduların Hâkimi Yehova.

14 Yehova şunu da diyor:

“Mısır’ın kârı,* Habeş’in ticaretten kazandıkları* ve uzun boylu Sabalılar

Sana gelecek ve senin olacaklar.

Zincirlenmiş halde senin peşinden gidecekler.

Gelip önünde eğilecekler,+

Sana büyük bir saygıyla ‘Tanrı kesinlikle seninle birlikte’ diyecekler,+

‘Başka Tanrı yok, başkası yok.’”

15 Gerçekten Sen Kendini göstermeyen bir Tanrı’sın,

Ey İsrail’in Tanrısı, kurtarıcı Tanrı.+

16 Hepsi utandırılacak ve küçük düşürülecek,

Put yapanların hepsi utanç içinde uzaklaşıp gidecek.+

17 İsrail’e gelince, Yehova sizi sonsuza dek kurtaracak.+

Sonsuzluk boyunca asla utanç içinde yaşamayacaksınız ve başınız öne eğilmeyecek.+

18 Çünkü göklerin Yaratıcısı,+ gerçek Tanrı,

Yeryüzünü şekillendirip yapan, yerine sağlamca yerleştiren,+

Onu boş yere* yaratmayan, tersine üzerinde oturulsun diye ona şekil veren+ Yehova şöyle diyor:

“Ben Yehova’yım, başkası yok.

19 Ben gizli bir yerde, karanlık bir diyarda konuşmadım.+

Yakup’un soyuna ‘Bana bir hiç uğruna ibadet edin’ demedim.

Ben, dudaklarından doğruluk dökülen ve doğru olanı bildiren Yehova’yım.+

20 Toplanın da gelin.

Milletlerden kaçıp kurtulanlar, hep birlikte yaklaşın.+

Oyma putları taşıyanlar

Ve onları kurtaramayacak bir ilaha yakaranlar bilgiden yoksundur.+

21 Konuşun ve davanızı sunun.

Onlar da birlik içinde birbirine danışsın.

Olacakları çok önceden bildiren

Ve geçmiş zamanlarda duyuran kim?

Ben Yehova, Ben değil miyim?

Benden başka Tanrı yok.

Adil* Tanrı ve kurtarıcı Benim,+ Benden başkası yok.+

22 Ey dünyanın dört bir yanındakiler, Bana dönün de kurtulun,+

Çünkü Ben Tanrı’yım, Benden başkası yok.+

23 Varlığım üzerine yemin ettim,

Ağzımdan çıkan söz doğrudur,

Boşa çıkmayacak:+

Herkes önümde diz çökecek,

Herkes bağlılık yemini edecek+

24 Ve şöyle diyecek: ‘Gerçek doğruluk ve güç kesinlikle Yehova’dadır.

O’na kızanların hepsi O’nun önüne utanç içinde gelecek.

25 Bütün İsrail soyu Yehova sayesinde haklı çıkacak+

Ve O’nunla övünecek.’”

46 Diz çöküyor tanrı Bel,+ tanrı Nebo eğiliyor.

Tıpkı gücü tükenmiş hayvanlara ağırlık olan bir yük gibi,

Onların putları da hayvanlara, yük hayvanlarına yüklenmiş.+

 2 Birlikte diz çöküyor ve eğiliyorlar,

O yükleri* sürgüne gitmekten kurtaramıyor

Ve kendileri de sürgüne gidiyorlar.

 3 “Ey Yakup’un soyu ve İsrail’den geriye kalanlar,+

Rahme düştüğünden beri taşıdığım,

Doğduğundan beri yanında olduğum halk,+ Beni dinleyin.

 4 Siz yaşlandığınızda da Ben aynı olacağım,+

Saçlarınız beyazladığında da sizi taşıyacağım.

Bugüne kadar yaptığım gibi,

Sizi yüklenecek, taşıyacak ve kurtaracağım.+

 5 Beni kime benzetecek ya da kiminle denk tutacaksınız?+

Kiminle karşılaştırarak benzer olduğumuzu söyleyeceksiniz?+

 6 Bazıları kesenin ağzını açıp altınları saçar,

Onlar gümüşü terazide tartar.

Bir metal ustası tutarlar, o da bununla bir ilah yapar.+

Sonra da önünde eğilir, evet ona tapınırlar.+

 7 Onu kaldırıp omuzlarına alırlar+

Ve taşıyıp yerine koyarlar,

O da öylece durur, yerinden kımıldamaz.+

Ona yakarırlar ama cevap vermez,

Kimseyi sıkıntıdan kurtaramaz.+

 8 Bunu hatırlayın ve cesaretinizi toplayın.

Ey günahkârlar, bunu asla aklınızdan çıkarmayın.

 9 Çok eskiden* olanları hatırlayın,

Evet, Ben Tanrıyım, başka Tanrı yok.

Ben Tanrıyım, Benim gibisi yok.+

10 Ben sonu başlangıçtan,

Henüz olmamış olayları çok önceden bildiririm.+

‘Kararım* değişmeyecek,+

İstediğim her şeyi gerçekleştireceğim’+ diyorum.

11 Doğudan yırtıcı kuşu,+

Uzak bir diyardan kararımı yerine getirecek adamı çağırıyorum.+

Ben söyledim, Ben yerine getireceğim.

Ben amaçladım, Ben yapacağım.+

12 Ey inatçılar,

Ey doğruluktan uzak olanlar, Beni dinleyin.

13 Yakında doğruluk getireceğim,

O günler uzak değil,

Kurtuluş getirmekte gecikmeyeceğim.+

Sion’u kurtaracağım, İsrail’e Kendi ihtişamımı vereceğim.”+

47 Ey el değmemiş kız, Babil,+

Yere çök, toprağa otur.

Ey Kaldeli kız tahtın yok artık, yere otur.+

Çünkü bundan böyle sana narin ve şımartılmış kız denmeyecek.

 2 Bir el değirmeni al da un öğüt.

Peçeni aç.

Eteğini kaldır da bacakların görülsün.

Irmaklardan geç.

 3 Çıplaklığın gözler önüne serilecek.

Rezilliğin ortaya çıkacak.

Senden öç alacağım,+

Kimse Beni durduramayacak.*

 4 “Bizi bedelle kurtaran İsrail’in Kutsalı’dır,

Adı Göklerin Hâkimi Yehova’dır.”+

 5 Ey Kaldeli kız, orada sessizce otur, karanlığa çekil,+

Bundan böyle sana Krallıkların Kraliçesi denmeyecek.+

 6 Halkıma öfkelendim.+

Mirasımı ayaklar altına aldım,+

Onları senin eline teslim ettim.+

Sense onlara hiç merhamet etmedin.+

Yaşlılara bile ağır yükler* yükledin.+

 7 “Sonsuza dek daima kraliçe olacağım” dedin.+

Hiçbir şeye aldırmadın,

İşin sonunu düşünmedin.

 8 Ey sen, güvenlik içinde oturan

Ve içinden “Bir tek ben varım, başkası yok.+

Dul kalmayacağım,

Asla evlat acısı çekmeyeceğim”+ diyen zevk düşkünü,+ dinle:

 9 Aynı gün içinde, bir anda her ikisini birden yaşayacak,+

Evlat acısı çekecek ve dul kalacaksın.

Yaptığın onca büyücülükten ve bütün o güçlü tılsımlarından ötürü*+

Bu acıları fazlasıyla çekeceksin.+

10 Kötülüğüne güvendin.

“Beni kimse görmez” dedin.

Bilgeliğin ve bilgin seni yoldan çıkardı.

İçinden “Bir tek ben varım, başkası yok” diyorsun.

11 Ama başına felaket gelecek,

Büyülerinin hiçbiri bunu durduramayacak.

Başına bir bela gelecek, önüne geçemeyeceksin.

Aniden hiç yaşamadığın bir yıkıma uğrayacaksın.+

12 Hadi öyleyse tılsımlarına, sonu gelmez büyülerine devam et,+

Tıpkı gençliğinden beri yaptığın gibi.

Belki sana bir yararı olur,

Belki onlarla insanları dehşete düşürürsün.

13 Öyle çok akıl hocan var ki yorgun düştün.

Göklere tapanlar, yıldızlara bakanlar,+

Yeniay zamanında, başına gelecek olayları bildirenler,

Hadi şimdi kalksınlar da seni kurtarsınlar.

14 İşte, onlar anız* gibiler,

Ateşte yanacaklar.

Alevlerin gücünden canlarını kurtaramayacaklar,

Bu, insanı ısıtan bir kor ya da karşısında oturulan bir ateş olmayacak.

15 Gençliğinden beri büyücülere emek verdin,

Onların sonu işte böyle olacak.

Her biri aylak aylak dolaşarak kendi yoluna gidecek.

Seni kurtaran olmayacak.+

48 Dinleyin ey Yakup’un soyu,

Kendini İsrail diye adlandıran,+

Yahuda pınarlarından çıkan* sizler,

Yehova adıyla yemin eden,+

İsrail’in Tanrısına yakaran,

Ama bunu hakikatle ve doğrulukla yapmayan sizler!+

 2 Siz “Kutsal şehrin halkıyız” dersiniz,+

Adı Göklerin Hâkimi Yehova olan İsrail’in Tanrısından yardım istersiniz.+

 3 “Geçmişte* olanları size çok eskiden bildirdim,

Onlar Benim ağzımdan çıktı,

Hepsini Ben duyurdum.+

Bir anda harekete geçtim ve hepsi gerçekleşti.+

 4 Senin ne kadar inatçı olduğunu,

Boynunun* demirden, alnının bakırdan olduğunu bildiğimden,+

 5 Sana uzun zaman önce söyledim

Ve daha olmadan duyurdum ki,

‘Bunu yapan benim ilahım,

Bunun olmasını emreden benim oyma putum, döküm putum’ diyemeyesin.

 6 Tüm olanları duydun ve gördün.

Bunları bildirmeyecek misin?+

Bundan böyle sana yenilerini duyuruyorum,+

Bilmediğin, saklı tutulan sırları.

 7 Bunlar uzun zaman önce değil, şimdi gerçekleşiyor,

Bunlar bugüne dek hiç duymadığın,

‘Ben zaten biliyordum’ diyemeyeceğin şeyler.

 8 Evet, ne duydun,+ ne de bildin.

Eskiden beri kulaklarını açıp hiç dinlemedin.

Çünkü biliyorum ki sen büyük bir hainsin,+

Doğduğun günden beri sana asi deniyor.+

 9 Yine de Ben adım uğruna öfkemi dizginleyeceğim.+

Yüceliğim görülsün diye Kendimi tutacağım

Ve seni yok etmeyeceğim.+

10 Bak, seni arıttım ama gümüş arıtır gibi değil.+

Seni sıkıntı ocağında sınayıp* arıttım.+

11 Kendi adım için, evet Kendi adım için harekete geçeceğim,+

Çünkü adımın lekelenmesine nasıl göz yumabilirim?+

Hakkım olan onuru bir başkasının almasına izin vermem.

12 Dinle Beni ey Yakup ve çağırdığım İsrail.

Ben hep aynıyım.+ İlk Benim, son da Benim.+

13 Yeryüzünün temelini Kendi elimle attım,+

Gökleri sağ elimle yaydım.+

Ben seslenince hepsi birlikte ayağa kalkar.

14 Hepiniz bir araya toplanın da dinleyin.

Aralarından hangisi* bunları bildirdi?

Ben Yehova onu* sevdim.+

Babil’le ilgili arzumu o gerçekleştirecek+

Ve Kaldelilerin üzerine yumruğu o indirecek.+

15 Ben söyledim ve onu Ben çağırdım.+

Onu Ben getirdim. Başarılı olacak.+

16 Yanıma gelin ve dinleyin.

Baştan beri hiçbir şeyi gizlice söylemedim.+

Bunlar gerçekleştiğinden beri Ben oradaydım.”

Ve şimdi Ulu Rab Yehova beni gönderdi, ruhunu da gönderdi.

17 Seni bedelle kurtaran, İsrail’in Kutsalı Yehova şöyle diyor:+

“Yararına olanı sana öğreten,+

Gitmen gereken yolda sana rehberlik eden Tanrın Yehova Benim.+

18 Keşke emirlerime dikkat etseydin.+

O zaman barışın* ırmak gibi,+

Doğruluğun denizin dalgaları gibi olurdu.+

19 Soyun kum kadar, evlatların kum taneleri kadar çok olurdu.+

Adları gözümün önünden asla silinmez ya da yok olup gitmezdi.”

20 Babil’den çıkın!+

Kaldelilerden kaçın!

Bunu sevinçle haykırın ve duyurun,+

Dünyanın dört bir köşesine yayın.+

Şöyle deyin: “Yehova kulu Yakup’u bedelle kurtardı.+

21 Onları çöllerden geçirirken susamadılar.

Kayadan onlar için su çıkardı,+

Kayayı yarıp su fışkırttı.”+

22 Yehova diyor ki, “Kötüler barış nedir bilmeyecek.”+

49 Ey adalar, beni dinleyin,

Ey uzaklardaki milletler, kulak kesilin.+

Ben daha doğmadan Yehova beni çağırdı.+

Ben daha annemin karnındayken adımdan bahsetti.

 2 Dilimi* keskin bir kılıç gibi yaptı,

Elinin gölgesinde beni gizledi.+

Sivri bir ok haline getirdi beni,

Kendi ok kılıfında sakladı.

 3 Bana “Ey İsrail, sen Benim hizmetkârımsın,+

İhtişamımı senin aracılığınla göstereceğim” dedi.+

 4 Ama ben şöyle dedim: “Boşuna didinip durdum.

Gücümü boş yere, bir hiç uğruna harcadım.

Ama biliyorum ki beni yargılayan Yehova’dır,*

Ödülümü* veren Tanrımdır.”+

 5 Anne karnındayken bana biçim verip beni hizmetkârı yapan Yehova,

Yakup’u O’na geri getirmemi söyledi ki,

İsrail O’nun önünde toplanabilsin.+

Yehova’nın gözünde yüceleceğim,

Ve Tanrım bana güç kaynağı olacak.

 6 Ve şunları dedi: “Seni hizmetkârım olarak atadım,

Yakup kabilelerini ayağa kaldıracak

Ve korunup hayatta kalan İsrailoğullarını geri getireceksin.

Ama bununla da kalmayıp

Seni milletlere ışık olarak verdim ki,+

Sağlayacağım kurtuluş dünyanın en uzak yerlerine ulaşsın.”+

7 İsrail’in Kutsalı ve onu bedelle kurtaran Yehova,+ insanların hor gördüğü,+ milletin tiksinti duyduğu, hükümdarların hizmetkârı olan kişiye şöyle diyor:

“Seni seçen+ İsrail’in Kutsalı güvenilir Tanrı Yehova’dan+ ötürü,

Krallar gördükleri karşısında ayağa kalkacak,

Önderler yere kapanacak.”

 8 Yehova diyor ki,

“Kurtuluş gününde sana yardım ettim,+

Lütuf zamanında sana cevap verdim.+

Benimle halk arasında bir ahit* olman,+

Memleketi eski haline getirmen

Ve mirasları olan ıssız toprakları sahiplerine vermen için seni hep korudum.+

 9 Böylece tutsaklara ‘Dışarı çıkın!’+

Karanlıkta olanlara+ ‘Ortaya çıkın!’ diyeceksin.

Onlar yol boyunca koyunlar gibi otlayacaklar,

Çiğnenen yolların kenarlarında* hep otlaklar bulacaklar.

10 Ne aç ne de susuz kalacaklar,+

Ne kavurucu sıcak ne de güneş onları yakacak.+

Çünkü merhametli Tanrı onlara yol gösterecek,+

Onları su pınarları boyunca yürütecek.+

11 Ben bütün dağlarımı yola çevireceğim

Ve anayollarımı yükselteceğim.+

12 Bakın! Çok uzaklardan geliyorlar.+

İşte, kimisi kuzeyden, kimisi batıdan,

Kimisi de Sinim topraklarından geliyor.”+

13 Ey gökler, sevinçle haykırın

Ve sen yeryüzü, sevin!+

Dağlar neşelensin, sevinç çığlıkları atsın.+

Çünkü Yehova halkını teselli ediyor,+

Ezilen kullarına merhamet gösteriyor.+

14 Oysa Sion “Yehova beni terk etti,+

Yehova beni unuttu”+ diyordu.

15 Kadın emzirdiği bebeğini hiç unutur mu?

Karnında taşıdığı çocuğa acımaz mı?

Onlar unutsa bile Ben seni asla unutmam.+

16 Bak seni avuçlarıma kazıdım.

Surlarından gözümü ayırmıyorum.

17 Evlatların koşa koşa geri geliyor.

Seni mahvedip yerle bir edenler çıkıp gidecek.

18 Başını kaldırıp etrafına bak.

Hepsi bir araya toplanıyor,+

Sana doğru geliyorlar.

“Varlığım üzerine yemin ederim ki” diyor Yehova,

“Hepsini süs gibi takacaksın

Ve bir gelin gibi onları kuşanacaksın.

19 Mahvedilmiş ve ıssız bırakılmıştın,

Ülken harabeye dönmüştü,+

Ama artık öyle kalabalık olacak ki, içinde yaşayanlara dar gelecek+

Ve seni yutanlar+ uzaklarda olacak.+

20 Yüreğin evlat acısıyla yanarken doğan çocuklarının,

‘Burası çok sıkışık, bana yaşayabileceğim yer açın’+ dediğini duyacaksın.

21 Ve içinden şöyle diyeceksin:

‘Ben evlatlarını kaybetmiş, kısır,

Sürgüne götürülmüş, tutsak alınmış bir kadınım.

Peki bunlara kim babalık etti?

Bunları kim büyüttü?+

Ben tek başıma bırakılmıştım,+

Bunlar nereden geldi?’”+

22 Ulu Rab Yehova diyor ki,

“Bak, milletlere elimi sallayacağım,

Halklara işaret vereceğim.+

Senin oğullarını kucaklarında getirecekler,

Kızlarını omuzlarında taşıyacaklar.+

23 Krallar sana bakıcılık edecek,+

Prensesleri sana sütannelik yapacak.

Önünde yere kapanacak+

Ve boyun eğecekler.*+

Ve sen Benim Yehova olduğumu anlayacaksın,

Bana umut bağlayanlar asla utanmayacak.”+

24 Güçlü bir adamın tutsak ettikleri elinden alınabilir mi?

Ya da zorba bir hükümdarın tutsakları kurtarılabilir mi?

25 Fakat Yehova şöyle diyor:

“Güçlü adamın bile tutsakları elinden alınacak,+

Zorba hükümdarın tutsak ettikleri kurtarılacak.+

Sana karşı koyanlar karşılarında Beni bulacak,+

Senin evlatlarını Ben kurtaracağım.

26 Sana eziyet edenlere kendi etlerini yedireceğim,

Tatlı şarap içmiş gibi kendi kanlarıyla sarhoş olacaklar.

Ve herkes anlayacak ki, Ben Yehova’yım,+

Kurtarıcın+ ve seni bedelle geri alan Tanrıyım,+

Yakup’un güçlü Tanrısıyım.”+

50 Yehova şöyle diyor:

“Annenizi gönderirken ona boşanma belgesi+ verdim mi?

Sizi alacaklılarımdan hangisine sattım?

Siz kendi suçlarınız+ yüzünden satıldınız

Ve anneniz sizin isyanlarınız yüzünden gönderildi.+

 2 Öyleyse Ben geldiğimde neden burada kimse yoktu?

Seslendiğimde neden kimse cevap vermedi?+

Elim sizi bedelle kurtaramayacak kadar kısa mı?

Bende kurtaracak güç yok mu?+

Bakın, Benim azarlamamla deniz kurur+

Ve ırmakları çöle döndürürüm.+

Balıklar susuzluktan ölüp çürür.

 3 Gökleri kasvetli bir karanlığa sarar,+

Onların üzerine siyah bir örtü örterim.”

 4 Yorgun insana nasıl karşılık vereceğimi* bileyim diye,+

Ulu Rab Yehova bana iyi eğitilmiş bir dil* verdi.+

O beni her sabah uyandırır,

Eğitilen bir öğrenci gibi dikkatle dinlememi sağlar.+

 5 Ulu Rab Yehova kulağımı açtı,*

Ben de karşı koymadım.+

Arkamı dönmedim.+

 6 Düşmanlarımın sırtıma vurmasına,

Sakalımı yolmasına izin verdim,

Hakaret ettiklerinde ve tükürdüklerinde yüzümü gizlemedim.+

 7 Fakat Ulu Rab Yehova bana yardım edecek.+

Bu nedenle, kendimi aşağılanmış hissetmeyeceğim.

Evet, bu nedenle yüzümü çakmak taşı gibi sertleştirdim+

Ve eminim ki utandırılmayacağım.

 8 Beni aklayan yanımda.

Kim beni suçlayabilir?*+

Hadi birlikte ayağa kalkalım.*

Benden davacı olan kim?

Yanıma gelsin.

 9 Ulu Rab Yehova bana yardım edecek.

Kim beni suçlu çıkarabilir?

İşte, hepsi bir giysi gibi yıpranıp gidecek,

Onları bir güve yiyip bitirecek.

10 Aranızda Yehova’dan korkan,

O’nun kulunu dinleyen kim var?+

Koyu karanlıklarda yürümüş, ışık yüzü görmemiş kim var?

O Yehova’nın ismine güvensin, Tanrısına bel bağlasın.

11 “Bakın, siz ateş yakan,

Kıvılcım çaktıranlar,

Hepiniz kendi ateşinizin ışığında,

Çıkardığınız kıvılcımlar arasında yürüyün.

Benden alacağınız şudur:

Dayanılmaz acılar içinde yerde yatacaksınız.”

51 “Ey doğruluğun peşinde olanlar,

Siz Yehova’ya yönelmek isteyenler, Beni dinleyin.

Yontulup alındığınız kayaya,

Kazılarak çıkarıldığınız taş ocağına bakın.

 2 Atanız İbrahim’e

Ve sizi doğuran* Sara’ya+ bakın.

Çünkü Ben onu çağırdığımda tek bir adamdı,+

Verdiğim bereket sayesinde çoğaldı.+

 3 Yehova Sion’u avutacak,+

Onun tüm harap yerlerini teselli edecek,+

Çölünü Aden’e+ çevirecek,

Bozkırını Yehova’nın bahçesine benzetecek.+

Orada sevinç ve neşe olacak,

Şükranlar ve güzel ezgiler yükselecek.+

 4 Ey halkım Beni dikkatle dinleyin,

Ey milletim Bana kulak verin.+

Çünkü Ben bir kanun vereceğim+

Ve adaletimi halklara ışık olarak koyacağım.+

 5 Doğruluğumun görüleceği zaman yakın.+

Kurtuluş getireceğim gün gelecek,+

Kolumun gücüyle halkları yargılayacağım.+

Adalar Bana umut bağlayacak,+

Kolumun gücünü göstermemi bekleyecekler.

 6 Başınızı yukarı kaldırıp göklere

Ve aşağıya yeryüzüne bakın.

Çünkü gökler paramparça olup duman gibi dağılacak,

Yeryüzü bir giysi gibi yıpranacak

Ve üzerindeki insanlar sinek gibi ölecek.

Fakat Benim getirdiğim kurtuluş ebedi olacak,+

Doğruluğum asla son bulmayacak.+

 7 Ey doğru olanı bilenler,

Kanunumu* yüreğinde taşıyanlar,+ Beni dinleyin.

Ölümlü insanın aşağılamalarından korkmayın

Ve hakaretleri sizi dehşete düşürmesin.

 8 Çünkü bir güve onları giysi gibi yiyecek,

Elbise güvesi* onları yün gibi yiyip bitirecek.+

Ama Benim doğruluğum sonsuza dek,

Getireceğim kurtuluş nesiller boyu sürecek.”+

 9 Kalk ey Yehova’nın kolu,+ uyan!

Gücünü kuşan!

Çok eski günlerde, geçmiş nesillerde olduğu gibi uyan.

Rahab’ı* parçalayan,+

Deniz canavarını delik deşik eden sen değil misin?+

10 Denizi, uçsuz bucaksız derin suları kurutan sen değil misin?+

Bedelle kurtardıklarının geçmesi için denizin derinliklerini yola çeviren sen değil misin?+

11 Yehova’nın bedelle kurtardıkları geri dönecek.+

Sevinçle haykırarak Sion’a gelecekler,+

Onların tacı sonsuz bir sevinç olacak.+

Coşacak ve neşeyle dolacaklar,

Yas ve inleyiş yok olup gidecek.+

12 “Seni teselli eden Benim.+

Sen ölüp gidecek olan insandan,

Yeşil ot gibi kuruyup gidecek insanoğlundan neden korkasın?+

13 Gökleri geren+ ve yerin temelini atan Yaratıcın Yehova’yı+ nasıl unutursun?

Sana zulmedenlerin* öfkesi yüzünden gün boyu korku içindeydin,

Sanki seni yok edebilirlermiş gibi.

Sana zulmedenlerin öfkesi şimdi nerede?

14 Zincire vurulup iki büklüm olanlar yakında özgürlüğe kavuşacak.+

Ne ölüp çukura girecekler,

Ne de ekmeksiz kalacaklar.

15 Denizi kudurtan ve dalgaları coşturan Tanrın Yehova Benim.+

Benim ismim Göklerin Hâkimi Yehova’dır.+

16 Gökleri yerleştirmek ve yerin temelini atmak,+

Sion’a ‘Sen Benim halkımsın’ demek için,+

Sözlerimi ağzına koyacağım,

Elimin gölgesiyle seni örteceğim.+

17 Ey Yeruşalim, uyan, uyan ve ayağa kalk!+

Sen Yehova’nın elinden, O’nun öfke kâsesinden içtin.

Sendelemene neden olan kâseyi,+

O kadehi başına diktin.

18 Doğurduğun evlatlardan hiçbiri yanında değil ki sana yol göstersin,

Büyüttüğün evlatlardan hiçbiri elinden tutmadı.

19 Şu iki olay başına geldi:

Harabiyet ve yıkım; açlık ve kılıç!+

Senin halinden kim anlayacak?

Kim seni teselli edecek?+

20 Evlatların baygın.+

Tuzağa yakalanan yaban koyunu gibi her sokak başında yere serilmişler.

Yehova’nın öfkesini, Tanrınızın azarını son damlasına kadar içmişler.”

21 O halde, şarap içmeden sarhoş olan sıkıntı içindeki kadın, lütfen dinle.

22 Kendi halkını savunan Rabbin, Tanrın Yehova şöyle diyor:

“Sendelemene neden olan kâseyi,

Öfke kâsemi, o kadehi elinden alacağım,+

Ondan bir daha asla içmeyeceksin.+

23 Onu sana eziyet edenlerin eline vereceğim.+

Onlar ki sana ‘Eğil de üzerinden yürüyüp geçelim’ dediler,

Sen de sırtını bir yol gibi,

Üzerinde yürünecek toprak gibi yaptın.”

52 Uyan, uyan da gücünü kuşan+ ey Sion!+

Güzel giysilerini giy+ ey kutsal şehir Yeruşalim!

Çünkü artık senin kapılarından içeri sünnetsiz, kirli* adam girmeyecek.+

 2 Yerden kalk, üzerindeki tozu silkele ve yüksek bir yere otur ey Yeruşalim.

Boynundaki bağları çöz, ey tutsak Sion.+

 3 Çünkü Yehova şöyle diyor:

“Bedavaya satıldınız+

Ve hiç para verilmeden geri alınacaksınız.”+

 4 Çünkü Ulu Rab Yehova diyor ki:

“Halkım ilk başta Mısır’a gitmiş, orada yabancı olarak yaşamıştı,+

Sonra Asur hiçbir neden yokken onlara zulmetti.”

 5 “Bu durumda Bana ne yapmak düşüyor?” diyor Yehova.

“Halkım bedelsiz alınıp götürüldü,

Üzerlerinde saltanat sürenler zafer coşkusuyla bağırıp duruyor”+ diyor Yehova,

“İsmime gün boyu, sürekli saygısızlık ediliyor.+

 6 İşte bu nedenle, halkım Benim ismimi bilecek,+

Evet bu nedenle, bunları Benim söylediğimi o gün anlayacaklar.

İşte, o Benim!”

 7 Dağları aşıp iyi haber getiren, barış haberi+ veren ayaklar ne güzeldir!+

O haberci daha iyi şeylerin olacağını bildiriyor,

Kurtuluşu ilan ediyor,

Sion’a “Tanrın kral oldu!”+ diyor.

 8 Dinle! Gözcülerin bağırıyor.

Hep bir ağızdan sevinçle haykırıyorlar.

Çünkü Yehova’nın Sion’u yeniden bir araya getirdiğini açıkça görecekler.

 9 Ey Yeruşalim harabeleri, neşelenin, hep bir ağızdan sevinçle haykırın,+

Çünkü Yehova halkını teselli etti,+ Yeruşalim’i geri satın aldı.+

10 Yehova bütün milletlerin gözü önünde kutsal kolunu sıvadı,+

Tanrımızın getirdiği kurtuluşu* dünyanın dört bucağı görecek.+

11 Sizler Yehova’nın takımlarını taşıyanlar,+

Dönün, dönün, oradan çıkın!+

Kirli olan hiçbir şeye dokunmayın,+

Onun içinden çıkın,+ kendinizi temiz tutun.

12 Telaş içinde çıkmayacaksınız,

Kaçmak zorunda kalmayacaksınız,

Çünkü Yehova önünüzden gidecek,+

İsrail’in Tanrısı ardınızda muhafız olacak.+

13 Kulum+ anlayışla hareket edecek.

Yüksek bir konuma getirilecek,

Yükseltilecek, çok yüceltilecek.+

14 Birçokları geçmişte nasıl ona hayretler içinde baktıysa,

(Çünkü onun görünüşü tüm insanlardan,

Güzelliği tüm âdemoğullarından daha çok bozulmuştu)

15 Yine öyle birçok milleti şaşkınlık içinde bırakacak.+

Onun karşısında krallar ağızlarını kapatacak.*+

Çünkü kendilerine anlatılmamış olanları gözleriyle görecekler,

Kimsenin söylemediği şeyleri düşünecekler.+

53 Bizden duyduğu* habere kim iman etti?+

Yehova kolunun gücünü+ kime gösterdi?+

 2 Kulu,* O’nun* önünde bir filiz,+ çatlamış topraktan bir kök gibi çıkacak.

O kul, ne heybetli ne de gösterişli.+

Görünüşü etkileyici değil.*

 3 O hor görüldü ve dışlandı,+

Acı çekmenin ne olduğunu bilen ve hastalıkları yakından tanıyan bir adamdı.

Adeta yüzü bizden gizliydi,*

Hor görüldü ve biz onu hiçe saydık.+

 4 Aslında hastalıklarımızı o yüklendi,+

Acılarımıza o katlandı.+

Biz ise onun başına belalar getirenin, onu cezalandıranın

Ve ona acı çektirenin Tanrı olduğunu sandık.

 5 Oysa onun bedeni bizim suçumuz yüzünden+ delindi,+

Ona bizim hatalarımız yüzünden eziyet edildi.+

Barışa* kavuşmamız için gereken ceza ona verildi+

Ve biz onun yaraları sayesinde iyileştik.+

 6 Koyunlar gibi başıboş dolaşıyorduk,+

Her birimiz ayrı bir yol tutturmuştuk,

Yehova hepimizin suçunu onun sırtına yükledi.+

 7 Ağır baskı gördü+ ve çektiği eziyete razı oldu,+

Ama ağzını açmadı.

Kuzu gibi kesilmeye götürüldü,+

Yünü kırkılırken ses çıkarmayan koyun gibi ağzını açmadı.+

 8 Eziyet gördü ve adil şekilde yargılanmadan ortadan kaldırıldı.

Onun geldiği soyun* ayrıntılarından kim bahsedecek?

Çünkü yaşayanlar arasından koparılıp alındı,+

Halkımın suçu yüzünden o darbe yedi.*+

 9 Yanlış hiçbir şey* yapmamış,

Ağzından hiçbir aldatıcı söz çıkmamış olduğu halde,+

Ona kötülerin yanında bir mezar verildi.*+

Öldüğünde zenginlerin* yanına konuldu.+

10 Fakat onu ezmeyi uygun gören,* acı çekmesine izin veren Yehova’ydı.

Sen onun canını suç sunusu yaparsan,+

Kendi soyunu görecek, ömrü uzun olacak+

Ve arzun onun aracılığıyla gerçekleşecek, ey Yehova.+

11 Çektiği sıkıntının sonucunu görecek ve gördükleri onu memnun edecek.

Benim doğruluğa bağlı kulum,+ bilgisiyle birçoklarını doğru duruma getirecek.+

Onların suçlarını yüklenecek.+

12 Bu nedenle, ona birçoklarıyla birlikte pay vereceğim,

Ganimeti, güçlü olanlarla paylaşacak,

Çünkü canını verdi,+

Suçlularla bir tutuldu,+

Birçoklarının günahını yüklendi,+

Suçlular için arabuluculuk yaptı.+

54 “Ey çocuk doğurmamış kısır kadın,+ sevinçle haykır!

Ey doğum sancısı bilmeyen kadın,+

Neşelen ve sevinç çığlıkları at,+

Çünkü terk edilmiş kadının, kocası olan kadından daha çok çocuğu olacak”+ diyor Yehova.

 2 “Çadırını genişlet,+

Büyük çadırının bezini ger.

Çekinmeden, rahat rahat iplerini uzat,

Kazıklarını sağlamca çak.+

 3 Çünkü sağa sola yayılacaksın.

Soyun milletlere hükmedecek

Ve ıssız kalmış şehirlere yerleşecek.+

 4 Korkma,+ çünkü utandırılmayacaksın,+

Kendini aşağılanmış hissetme, çünkü hayal kırıklığına uğramayacaksın.

Gençliğinde yaşadığın utancı unutacaksın,

Dul kalıp rezil oluşunu bir daha aklına getirmeyeceksin.”

 5 “Çünkü Yüce Yaratıcın,+ seni bir koca gibi sahiplenir,+

O’nun ismi Göklerin Hâkimi Yehova’dır

Ve seni geri alan, İsrail’in Kutsalı’dır.+

O’na tüm dünyanın Tanrısı denecek.+

 6 Yehova seni çağırdığında,

Sen terk edilmiş, ruhu kederli,+

Genç yaşta eş olarak alınıp sonra reddedilmiş bir kadın gibiydin” diyor Tanrın.

 7 “Seni bir an için terk ettim,

Ama büyük merhametimle geri getireceğim.+

 8 Taşkın bir öfkeyle bir an için senden yüz çevirdim,+

Fakat sonsuz vefayla sana merhamet edeceğim”,+

Seni bedelle kurtaran+ Yehova böyle diyor.

 9 “Bu Benim için Nuh’un zamanı gibi.+

Nuh’un zamanında suların bir daha yeryüzünü kaplamayacağına yemin ettiğim gibi,+

Bir daha sana öfkelenmeyeceğime,

Seni azarlamayacağıma da yemin ediyorum.+

10 Çünkü dağlar yerinden kaldırılabilir

Ve tepeler sarsılabilir,

Fakat Benim vefamı kimse senin üzerinden kaldıramaz+

Ve barış* ahdim asla sarsılmaz”,+

Sana merhamet eden Yehova böyle diyor.+

11 “Ey fırtınalarla savrulmuş, teselli edilmemiş+ acılı kadın,+

Senin taşlarını döşediğim harç, kaya gibi sert

Temelini de safirle atıyorum.+

12 Kalelerini yakuttan,

Kapılarını ışıl ışıl parlayan taşlardan

Ve sınırlarındaki tüm surları değerli taşlardan yapıyorum.

13 Evlatlarının hepsini Yehova eğitecek,+

Onların barışı bol olacak.+

14 Doğruluk sayesinde sapasağlam duracaksın.+

Baskıdan uzak olacaksın,+

Hiçbir şeyden korkmayacaksın,

Seni ürküten bir şey olmayacak,

Çünkü dehşet yanına yaklaşmayacak.+

15 Olur da biri sana saldırırsa, bu Benim emrimle olmayacak.

Sana kim saldırırsa, karşında yenik düşecek.”+

16 “Kömür ateşini körükleyerek silah yapan zanaat ustasını Ben yarattım.

Silahlarla ortalığı kasıp kavuran adamı da Ben yarattım.+

17 Sana karşı yapılan hiçbir silah işe yaramayacak,+

Seni suçlamaya kalkan her dili suçlu çıkaracaksın.

Yehova’nın kullarına vereceği miras budur

Ve onların doğruluğu Benden gelir” diyor Yehova.+

55 Siz susayanlar,+ hepiniz gelip su alın!+

Siz parası olmayanlar gelin, alın ve yiyin!

Evet gelin, şarabı ve sütü+ ücretsiz, bedelsiz alın.+

 2 Neden ekmek olmayan şeyler için para ödeyip duruyor,

Kazancınızı* sizi doyurmayan şeylere harcıyorsunuz?

Beni dikkatle dinleyin ve iyi olanı yiyin,+

Böylece zengin bir sofrada oturmanın keyfine varırsınız.+

 3 Sözüme kulak verin ve Bana gelin.+

Dinleyin ve hayatta kalın,

Ben de Davut’a vefa gösterme vaadimle uyumlu olarak,

Sizinle sonsuz bir ahit yapmaya kararlıyım,+ çünkü vaadim kesindir.*+

 4 İşte, Ben onu milletlere şahitlik etmesi için görevlendirdim,+

Halklara önder+ ve komutan+ yaptım.

 5 Tanımadığın bir milleti çağıracaksın

Ve seni tanımayan bir milletin halkı,

İsrail’in Kutsalı Tanrın Yehova uğruna sana koşacak,+

Çünkü O seni onurlandıracak.+

 6 Bulunabilirken Yehova’yı arayın,+

Yakınken O’na seslenin.+

 7 Kötü adam gittiği yolu,

Gaddar adam hain düşüncelerini bıraksın.+

Yehova’ya dönsün, çünkü ona merhamet eder,+

Tanrımıza dönsün, çünkü bol bol bağışlar.+

 8 “Çünkü Benim düşüncelerim sizin düşüncelerinizle aynı değil,+

Sizin yolunuz Benim yolumla aynı değil” diyor Yehova.

 9 “Gökler yerden nasıl yüksekse,

Benim yolum sizin yolunuzdan,

Benim düşüncelerim sizin düşüncelerinizden öyle yüksektir.+

10 Göklerden yağan yağmur ve kar,

Geldiği yere dönmeden önce

Mutlaka toprağı suya doyurup yeşertir ve verimli kılar,

İnsana ekeceği tohumu ve yiyeceği ekmeği verir,

11 Aynı şekilde ağzımdan çıkan sözüm de öyle olacak.+

Sonuca ulaşmadan Bana dönmeyecek,+

Arzumu mutlaka gerçekleştirecek+

Ve ne söylediysem mutlaka yerine gelecek.

12 Oradan sevinçle çıkacaksınız,+

Barış içinde geri getirileceksiniz.+

Dağlar, tepeler siz gelince neşelenecek ve sevinçle haykıracak,+

Kırlarda ağaçlar hep birlikte el çırpacak.+

13 Dikenli çalıların yerine ardıç ağaçları,+

Isırganların yerine mersin ağaçları çıkacak.

Böylece Yehova’nın ünü yayılacak,+

Bu olanlar sonsuza dek silinmez bir kanıt* olacak.”

56 Yehova diyor ki,

“Adaletin gereğini yerine getirin+ ve doğru olanı yapın.

Çünkü çok yakında kurtuluş getireceğim

Ve doğruluğum görülecek.+

 2 Böyle davranan adama,

Bu yola bağlı kalan insanoğluna ne mutlu!

O Sebt kanunlarına uyar, onun kutsallığını hiçe saymaz+

Ve elini her tür kötülükten sakınır.

 3 Yehova’ya yaklaşan yabancı,+

‘Yehova beni halkından ayıracak’ demesin.

Hadım* da ‘Bak ben kurumuş bir ağacım’ demesin.”

4 Çünkü Ben Yehova, Sebt kanunlarıma uyan, Beni hoşnut eden şeyleri seçen ve ahdime sıkıca bağlı kalan hadımlara şöyle diyorum:

 5 “Onlara evimde, duvarlarımın arasında

Oğullardan ve kızlardan daha iyi bir şey,

Bir isim ve bir anıt vereceğim.

Öyle bir isim ki, sonsuza dek kalacak,

Asla silinmeyecek.

 6 Bana hizmet etmek,

Yehova adını sevmek+

Ve kulum olmak için Bana, Yehova’ya yaklaşan yabancıları,

Sebt kanunlarına uyup onun kutsallığını hiçe saymayan

Ve ahdime bağlı kalan tüm o kişileri de

 7 Kutsal dağıma getireceğim,+

Dua evimin içinde onları sevindireceğim.

Sunağıma getirdikleri yakılan sunuları ve kurbanlarını kabul edeceğim.

Çünkü Benim evime, tüm halklar için dua evi denecek.”+

8 İsrail’den dağılanları bir araya toplayan Ulu Rab Yehova+ şöyle diyor:

“Toplanmış olanların yanına başkalarını da toplayacağım.”+

 9 Kırlarda dolaşan tüm yaban hayvanları,

Ormanda yaşayan tüm hayvanlar, hepiniz gelin, yiyin.+

10 Onun gözcüleri kördür,+ hiçbiri dikkat etmez.+

Hepsi dilsiz köpeklerdir, havlayamazlar.+

Yattıkları yerden soluyup dururlar, uyuklamayı severler.

11 Onlar obur köpeklerdir,

Doymak nedir bilmezler.

Anlayıştan yoksun çobanlardır.+

Hepsi kendi bildiği yolda gidiyor,

Her biri haksız kazanç peşinde koşuyor ve şöyle diyor:

12 “Hadi gelin, şarap getireyim de sarhoş olana kadar içelim.+

Yarın da bugün gibi, hatta daha da güzel olacak!”

57 Doğruluğa bağlı insan yok olup gidiyor,

Ama aldıran yok.

Vefalı kişiler ölüp gidiyor,+

Ama kimse doğru insanın felaket yüzünden ölüp gittiğini* fark etmiyor.

 2 Böylece o huzura kavuşuyor,

Doğru yoldan ayrılmayan herkes yattığı yerde dinleniyor.

 3 “Ama siz, falcı kadının evlatları,

Zina yapan adamın ve fahişenin çocukları,

Buraya gelin, yaklaşın:

 4 Siz kiminle alay ediyorsunuz?

Kime sırıtıp dil çıkarıyorsunuz?

Siz günahkârların ve yalancıların çocukları değil misiniz?+

 5 Büyük ağaçlar arasında,+

Gür yapraklı her ağacın altında şehvetle yanıp tutuşanlar,+

Vadilerde sarp kayaların altında çocukları boğazlayanlar siz değil misiniz?+

 6 Senin seçtiğin pay,

Evet sana düşen pay, vadinin düz taşları.+

Onlara bile içecek sunuları* döküyor, armağanlar sunuyorsun.+

Bunlarla mı memnun olayım?*

 7 Yatağını yüksek, ulu bir dağın üzerine kurdun+

Ve kurban sunmak için oraya çıktın.+

 8 Kapılarının ve kapı çerçevelerinin arkasına put sembolleri koydun.

Beni terk ettin ve soyundun,

Oraya çıkıp yatağında büyük bir yer açtın.

Onlarla anlaşma yaptın.

Onlarla yatmayı sevdin+

Ve edep yerlerini seyrettin.*

 9 Melik’in* yanına yağla ve bolca güzel kokulu karışımla indin.

Elçilerini uzaklara gönderdin,

O kadar alçaldın ki mezara* indin.

10 Tuttuğun sayısız yoldan gitmek için didinip durdun,

Üstelik ‘Zahmetim boşuna!’ da demedin.

Gücünü tazeledin,

Bu yüzden pes etmek* nedir bilmiyorsun.

11 Kimden korkup dehşete kapıldın da yalan söylemeye başladın?+

Beni hatırlamadın.+

Hiçbir şeyi umursamadın.+

Ben sessiz kalıp Kendimi tuttum*+ diye mi Benden korkmadın?

12 Senin o sözde doğruluğunu+ ve yaptıklarını+ ortaya sereceğim,

Bunların sana yararı olmayacak.+

13 Yardım için yakardığında,

Biriktirdiğin putlar seni kurtarmayacak,+

Bir rüzgâr hepsini önüne katıp götürecek,

Bir üfleyişte uçup gidecekler.

Oysa Bana sığınanlar memleketi miras alacak,

Kutsal dağımı onlara vereceğim.+

14 ‘Bir yol yapın, yolu hazırlayın!+

Halkımın geçeceği yoldan tüm engelleri kaldırın’ denecek.”

15 Sonsuza dek var olan+ ve ismi kutsal olan+

Yüce ve heybetli Tanrı şöyle diyor:

“Ben yükseklerdeki kutsal mekânda otururum,+

Ama yine de ezilenlerle ve alçakgönüllülerle beraberim,

Alçakgönüllüleri yüreklendirir,

Ezilmişlerin yüreğine can veririm.+

16 Çünkü sonsuza dek onların karşısında durmayacağım,

Öfkemi hep sürdürmeyeceğim.+

Yoksa ne yarattığım insanda can kalırdı+

Ne de soluk alan başka bir canlıda.

17 Haksız kazanç peşinde koşup günah işlediği için öfkelendim,+

Bu yüzden ona darbe indirip öfkeyle ondan yüz çevirdim.

Fakat o, yüreğinin götürdüğü yoldan giderek döneklik etmeyi sürdürdü.+

18 Tuttuğu yolları gördüm,

Yine de onu iyileştireceğim+ ve ona yol göstereceğim,+

Hem onu hem de kendisiyle birlikte yas tutanları+ teselli edeceğim.”+

19 “Dudaklardan övgüler dökülmesini sağlayan Benim.

Uzaktakinin de yakındakinin de barışı sona ermeyecek+

Ve Ben onu iyileştireceğim” diyor Yehova.

20 “Oysa kötüler çalkalanan, bir türlü yatışmayan deniz gibidir,

Suları etrafa yosun ve çamur saçar.”

21 Tanrım diyor ki “Kötüler barış nedir bilmeyecek.”+

58 “Var gücünle bağır, çekinme!

Sesini boru sesi gibi yükselt.

Halkıma onların isyanını,+

Yakup’un soyuna günahlarını duyur.

 2 Sanki millet olarak doğruluktan sapmamış,

Tanrılarının adalet yolundan ayrılmamışlar gibi,

Her gün Benim rehberliğimi arıyor,

Benim yolumu öğrenmekten zevk aldıklarını söylüyorlar.+

Benden adil hükümler diliyor,

Tanrıları olarak Bana yaklaşmaktan güya zevk duyuyorlar.+

 3 ‘Oruç* tutuyoruz, neden görmüyorsun?+

Nefsimizi kırıyoruz, neden hiç dikkate almıyorsun?’ diyorlar.+

Çünkü oruç tuttuğunuz gün aslında kendi çıkarınızın* peşinde koşuyor

Ve yanınızda çalışanlara nefes aldırmıyorsunuz.+

 4 Orucunuz kavga dövüşle,

Gaddarca atılan yumruklarla bitiyor.

Bu şekilde oruç tutarken sesinizi göklere duyuramazsınız.

 5 Benim istediğim oruç böyle mi olur sanıyorsunuz?

O gün insanın sadece nefsini kırdığı,

Uzun sazlar gibi başını eğdiği,

Çul ve kül üzerinde yattığı bir gün mü olmalı?

Siz buna mı oruç, buna mı Yehova’yı hoşnut eden gün diyorsunuz?

 6 Benim istediğim oruç,

Kötülük zincirlerini koparman,

Boyunduruğun bağlarını çözmen,+

Ezilenleri özgür bırakman+

Ve her boyunduruğu ortadan ikiye kırmandır.

 7 Aç insanla ekmeğini bölüşmen,+

Evsiz barksızı ve yoksulu evine alman,

Çıplak birini gördüğünde giydirmen+

Ve kardeşine sırtını dönmemendir.

 8 Böyle yaparsan, ışığın doğan gün gibi parlayacak+

Ve hızla şifa bulacaksın.

Doğruluğun senin önünden gidecek

Ve Yehova’nın ihtişamı ardında muhafız olacak.+

 9 Sen sesleneceksin, Yehova cevap verecek,

Sen yardım isteyeceksin, O ‘Buradayım!’ diyecek.

İnsanlara yüklediğin boyunduruğu kaldırıp atarsan,

Onlara parmak sallamaktan ve incitici şekilde konuşmaktan vazgeçersen,+

10 Kendi canının çektiğini aç insana verirsen+

Ve ezilenlerin ihtiyaçlarıyla ilgilenirsen,

Karanlıkta bile ışık saçacaksın,

Karanlığın öğle vakti gibi olacak.+

11 Yehova sana hep yol gösterecek,

Sıcaktan kavrulan topraklarda bile ihtiyaçlarınla ilgilenecek,+

Kemiklerine can verecek.

Sen de iyi sulanmış bir bahçe,+

Asla kurumayan bir su kaynağı gibi olacaksın.

12 Senin için eski harabeleri yeniden inşa edecekler+

Ve geçmiş nesillerden kalan temelleri yeniden ayağa kaldıracaksın.+

Sana ‘Yıkık surları onaran,+

Oraya yerleşsinler diye yolları yeniden yapan’ denecek.

13 Kutsal günümde kendi çıkarını düşünüp Sebt kanunlarını çiğnemezsen,+

Sebt gününü büyük sevinç veren, yüceltilmeyi hak eden bir gün, Yehova’nın kutsal günü olarak görürsen,+

Kendi çıkarının peşinde koşmak ve boş konuşmak yerine o günü yüceltirsen,

14 Benimle, Tanrın Yehova’yla büyük sevinç bulacaksın,

Ben de seni dünyanın yüksek yerlerinin başına geçireceğim.+

Atan Yakup’un mirasıyla seni doyuracağım,+

Çünkü bu söz Yehova’nın ağzından çıktı.”

59 Bakın, Yehova’nın eli kısa değil ki kurtaramasın,+

Kulağı da sağır değil ki duyamasın.+

 2 Aslında Tanrı’yla aranızı açan kendi günahlarınız.+

O, suçlarınız yüzünden sizden yüz çevirdi

Ve sizi dinlemeyi reddediyor.+

 3 Avuçlarınız kanla,+ parmaklarınız suçla kirlenmiş.

Dilinizden yalan eksik olmuyor,+

Dudaklarınız da kötülük mırıldanıyor.

 4 Doğruluk için sesini çıkaran kimse yok,+

Mahkemede doğruyu söyleyen de yok.

Değersiz şeylere bel bağlıyor,+ boş sözler söylüyorlar.

Belaya gebe kalıyor, kötülük doğuruyorlar.+

 5 Üzerine yattıkları yumurtalardan zehirli yılanlar çıkıyor

Ve örümcek ağı örüyorlar.+

Onların yumurtalarından yiyen ölür

Ve kırılan yumurtadan engerek yılanı çıkar.

 6 Ördükleri örümcek ağından asla giysi olmaz

Ya da yaptıklarıyla asla örtünemezler.+

Zararlı işler yaparlar

Ve avuçları zorbalıkla dolu.+

 7 Kötülüğe koşar adım giderler,

Masumların kanını dökmeye hevesliler.+

Akıllarından zararlı düşünceler geçer,

İzledikleri yollarda yıkım ve perişanlık var.+

 8 Barış yolunu bilmezler,

Yürüdükleri yolda adalet yok.+

Çarpık yollar tutturmuşlar.

Bu yollardan giden hiç kimse barış nedir bilmeyecek.+

 9 İşte bu yüzden adalet bizden çok uzak,

Doğruluk bize hâkim olamıyor.

Işık umuyoruz, ama karanlıktayız!

Aydınlık bekliyoruz ama karanlıkta yürüyoruz.+

10 Körler gibi duvarı yoklaya yoklaya gidiyoruz,

Gözü olmayanlar gibi el yordamıyla yol bulmaya çalışıyoruz.+

Öğle vakti akşammış gibi tökezliyoruz.

Güçlü kuvvetli adamlar arasında ölüler gibiyiz.

11 Hepimiz ayılar gibi homurduyor

Ve kederimizden güvercinler gibi inliyoruz,

Adalet umuyorduk ama yok,

Kurtuluş bekliyorduk ama bizden uzak.

12 Çünkü isyanlarımız huzurunda arttıkça arttı,+

Günahlarımızın her biri bize karşı tanıklık ediyor.+

İsyanlarımızın farkındayız,

Suçlarımızı çok iyi biliyoruz.+

13 Günah işledik ve Yehova’yı inkâr ettik,

Tanrımıza sırt çevirdik.

Zorbalık ve isyan planladık,+

Yüreğimizde uydurduğumuz yalanları dile getirdik.+

14 Adalet geri gönderildi,+

Doğruluk uzakta duruyor.+

Çünkü hakikat* meydanda tökezledi,

Doğru olan hiçbir şey oraya giremiyor.

15 Hakikat yok oldu,+

Kötülükten vazgeçen herkes yağmalandı.

Yehova adaletin olmadığını gördü+

Ve bu hiç hoşuna gitmedi.

16 Harekete geçen olmadığını gördü,

Kimsenin arayı bulmamasına hayret etti,

Bu yüzden O’nun kolunun gücü kurtuluş sağladı,*

Kendi doğruluğu O’na güç verdi.

17 O zaman doğruluğu bir zırh gibi kuşandı,

Kurtuluş miğferini başına taktı.+

Öç kıyafetlerini giydi+

Ve gayreti üstüne bir giysi gibi sarındı.

18 Herkese yaptıklarının karşılığını verecek;+

Düşmanlarına gazabını gösterecek,

Hasımlarına gereken karşılığı,+

Adalara da hak ettiklerini verecek.

19 Batıdakiler Yehova’nın isminden,

Doğudakiler ihtişamından korkacak.

Çünkü Yehova ruhuyla coşturduğu bir nehir gibi hızla gelecek.

20 “Kurtarıcı*+ Tanrı, Sion’a,

Yakup’un suç işlemeyi bırakan+ soyuna gelecek”+ diyor Yehova.

21 “Ve Ben onlarla şu ahdi yapıyorum”+ diyor Yehova. “Ruhum senin üzerinde ve sözlerimi ağzına koydum. Bu sözler senin dilinden, çocuklarının dilinden ve torunlarının dilinden düşmeyecek” diyor Yehova, “Ne şimdi, ne de sonsuza dek.”

60 “Kalk ey kadın,+ ışık saç, çünkü ışığın parlamaya başladı.

Yehova’nın ihtişamı senin üzerine ışık saçıyor.+

 2 Bak! Dünyayı karanlık,

Milletleri zifiri karanlık kaplayacak,

Ama senin üzerine Yehova ışık saçacak,

İhtişamı senin üzerinde görülecek.

 3 Milletler senin ışığına,+

Krallar+ senin parıldayan görkemine* gelecek.+

 4 Başını kaldır da etrafına bak!

Hepsi toplanmış sana geliyor.

Oğulların ve kucakta taşınan kızların, uzaklardan geliyorlar.+

 5 Bunları görünce yüzün parlayacak,+

Kalbin hızla çarpacak ve sevinçle dolup taşacak,

Çünkü milletlerin serveti sana gelecek,+

Denizin zenginliği sana akacak.

 6 Büyük deve sürüleri,

Midyan ve Efa’nın+ genç develeri memleketini kaplayacak.

Saba’daki herkes gelecek,

Altın ve akgünlük taşıyacaklar.

Yehova’nın yüceliğini duyuracaklar.+

 7 Kedar’ın+ bütün sürüleri toplanıp sana gelecek.

Nebayot’un+ koçları sana hizmet edecek.

Sunağıma getirilecekler, Ben de onları kabul edeceğim+

Ve görkemli evimi daha da güzelleştireceğim.+

 8 Bulutlar gibi süzülürcesine,

Yuvalarına* dönen güvercinler gibi uçarcasına gelenler kim?

 9 Adalar Bana umut bağlayacak.+

Tarşiş gemileri önden* gidiyor,

Senin evlatlarını gümüşleri ve altınlarıyla birlikte uzaklardan getiriyorlar.+

Onları, İsrail’in Kutsalı olan Tanrın Yehova’nın ismini yüceltmek için* getirecekler.

Çünkü Ben seni onurlandıracağım.*+

10 Yabancılar senin duvarlarını yapacak,

Kralları sana hizmet edecek,+

Çünkü öfkeyle sana vurmuş olsam da

İyiliğimden ötürü merhamet edeceğim.+

11 Kapıların her zaman açık duracak,+

Milletlerin servetini sana getirsinler diye gece gündüz kapanmayacak

Ve kralları bu işe öncülük edecek.+

12 Bir millet ya da krallık sana hizmet etmezse yok olacak,

O milletler tamamen yıkıma uğrayacak.+

13 Lübnan’ın onur kaynağı olan+

Ardıç, dişbudak ve servi ağaçları,+

Kutsal mekânımı güzelleştirmek için hep birden sana gelecek.

Ben ayağımı koyduğum yeri onurlandıracağım.+

14 Sana zulmedenlerin oğulları gelip önünde eğilecekler,

Sana saygısızlık edenlerin hepsi ayaklarına kapanacak

Ve sana Yehova’nın şehri,

İsrail’in Kutsalı’nın Sion’u demek zorunda kalacaklar.+

15 Sen kimsenin ayak basmadığı, terk edilmiş ve nefret edilen bir yerken,+

Ben seni sonsuza dek gurur duyulacak bir yer haline getireceğim,

Nesiller boyu sevinç kaynağı olacaksın.+

16 Milletlerin sütünü içeceksin,+

Krallar seni emzirecek+

Ve o zaman anlayacaksın ki Ben Yehova, senin kurtarıcınım,

Seni bedelle kurtaran, Yakup’un güçlü Tanrısıyım.+

17 Bakır yerine altın,

Demir yerine gümüş,

Ağaç yerine bakır,

Taş yerine demir getireceğim.

Barışı sana gözetmen,

Doğruluğu sana önder* yapacağım.+

18 Ülkende şiddet, sınırlarının içinde harabiyet ve yıkım haberleri artık duyulmayacak.+

Sen surlarına Kurtuluş,+

Kapılarına Övgü adını vereceksin.

19 Gündüzleri seni aydınlatan, artık güneş ışığı olmayacak,

Seni aydınlatan şey ay ışığı da olmayacak,

Çünkü senin sonsuz ışığın Yehova,+

Güzelliğin de Tanrın olacak.+

20 Artık güneşin batmayacak,

Ay ışığın hiç sönmeyecek,

Çünkü Yehova senin sonsuz ışığın olacak,+

Yas günlerin artık geride kalacak.+

21 Halkındaki herkes doğruluğa bağlı kalacak

Ve ülke sonsuza dek onların yurdu olacak.

Onlar güzelliğime güzellik katılsın+ diye diktiğim fidan ve elimin emeğidir.+

22 Küçüğü bin kişi,

Ufağı güçlü bir millet olacak.

Ben Yehova, zamanı gelince bunu bizzat Ben hızlandıracağım.”

61 Ulu Rab Yehova’nın ruhu üzerimdedir,+

Çünkü Yehova beni, yumuşak başlılara müjdeyi vermem için meshetti.*+

Kalbi kırık olanların yarasını sarmak,

Tutsaklara özgür kalacaklarını,

Hapistekilere gözlerinin tamamen açılacağını bildirmek,+

 2 Yehova’nın lütuf* yılını

Ve Tanrımızın öç gününü+ haber vermek,

Bütün yaslıları teselli etmek,+

 3 Sion için yas tutanlarla ilgilenmek,

Onlara kül yerine güzellik tacı,

Yas yerine sevinç yağı,

Keder yerine şükran giysisi vermek için gönderdi.

Onlara, Yehova’nın yüceliğine yücelik* katılsın diye diktiği ağaçlar denecek,

Büyük doğruluk ağaçları olarak adlandırılacaklar.+

 4 Uzun zamandır yıkık haldeki yerleri yeniden yapacaklar,

Issız kalmış eski harabeleri ayağa kaldıracaklar,+

Harap olmuş şehirleri,

Nesiller boyu ıssız kalan yerleri yeniden kuracaklar.+

 5 “Yabancılar+ sizin çiftçileriniz, bağcılarınız olacak,+

Başkaları gelip sürülerinize çobanlık edecek.

 6 Sizler ise Yehova’nın kâhinleri olarak adlandırılacaksınız,+

Size Tanrımızın hizmetkârları denecek.

Milletlerin servetiyle beslenecek,+

Onların ihtişamıyla* övüneceksiniz.

 7 Utancınızın yerini iki kat bereket* alacak.

Halkım aşağılanmak yerine, aldığı bereketten ötürü sevinçle haykıracak.

Evet, kendi ülkesinde iki kat bereket alacak,+

Sonsuza dek sevinç duyacak.+

 8 Çünkü Ben Yehova adaleti severim,+

Soygunculuktan ve haksızlıktan nefret ederim.+

Onlara ücretlerini hakkıyla vereceğim

Ve onlarla sonsuz bir ahit yapacağım.+

 9 Halkımın çocukları milletler arasında tanınacak,+

Torunları da halklar arasında.

Her gören onları tanıyacak,

Yehova’dan nimetler alan soy olduklarını anlayacak.”+

10 Ben, Tanrım Yehova’yla büyük bir kıvanç duyacağım.

Tanrımdan ötürü iliklerime kadar sevineceğim.+

Çünkü O bana kurtuluş kıyafeti giydirdi,+

Beni doğruluk giysisine sardı,

Kâhin gibi sarık takmış bir damat,+

Takılar takıp süslenmiş bir gelin gibi oldum.

11 Toprak nasıl çimlenir,

Bahçe, ekilen tohumu nasıl filizlendirirse,

Ulu Rab Yehova da bütün milletlerin önünde

Doğruluğu+ ve övgüleri+ öyle filizlendirecek.

62 Sion’un doğruluğu ışık gibi parlayıncaya,+

Yeruşalim’in kurtuluşu yanan meşale gibi ışık saçıncaya dek,+

Onun hatırına sessiz kalmayacağım+

Ve onun hatırına susmayacağım.

 2 “Ey kadın,+ milletler senin doğruluğunu,

Tüm krallar ihtişamını görecek.+

Ve sana yeni bir ad verilecek,+

Bu adı bizzat Yehova seçecek.

 3 Yehova’nın elinde güzellik tacı,

Tanrı’nın avuçlarında kraliyet sarığı olacaksın.

 4 Artık sana terk edilmiş kadın,+

Ülkene de virane denmeyecek.+

Bunun yerine sana ‘Memnun Olduğum Kadın’,+

Ülkene de ‘Evli Kadın’ denecek.

Çünkü Yehova senden memnun olacak

Ve ülken evli bir kadın gibi olacak.

 5 Tıpkı bir delikanlının bir kızla evlenmesi gibi,

Halkın da seninle evlenecek.

Ve damat nasıl gelin için sevinirse,

Tanrın da senin için sevinecek.+

 6 Ey Yeruşalim, surlarına gözcüler koydum.

Tüm gün ve gece boyunca asla susmasınlar.

Siz Yehova’yı ananlar,

Bir an için bile durmayın,

 7 Tanrı Yeruşalim’i ayağa kaldırana dek,

O şehri dünyanın övünç kaynağı yapana dek+ O’na rahat vermeyin.”

 8 Yehova sağ elini, güçlü kolunu kaldırarak yemin etti:

“Senin tahılını artık düşmanlarına yedirmeyeceğim,

Büyük emeklerle yaptığın yeni şarabı da artık yabancılar içmeyecek.+

 9 Bunun yerine tahılı kimler topluyorsa onlar yiyecek ve Yehova’ya şükredecek,

Üzümü de kimler topluyorsa kutsal avlularımda şarabı onlar içecek.”+

10 Sizler kapılardan geçin, evet geçin.

Halkın yürüyeceği yolu açın.+

Anayolu yapın, onu inşa edin.

Yoldaki taşları kaldırın.+

Halklar için bir işaret sancağı dikin.+

11 Yehova dünyanın en uzak yerlerine şunu duyuruyor:

“Sion şehrine ‘İşte, kurtuluşun yakın’+ deyin.

‘Bak, vereceği ödülü yanına almış,

Armağanını* da önüne katmış geliyor.’”+

12 Onlara Yehova’nın bedelle kurtardığı kutsal halk denecek,+

Sana da “Beğenilen Şehir”, “Terk Edilmemiş Şehir”+ denecek.

63 Edom’dan+ göz alıcı renkteki* giysisiyle gelen kim?

Botsra’dan+ görkemli kıyafetler içinde,

Muazzam gücüyle yürüyerek gelen kim?

“Benim. Dilinden doğruluk akan ve kurtarma gücü büyük olan Ben.”

 2 Neden giysin kırmızı?

Neden kıyafetin üzüm çiğneyenlerinki gibi olmuş?+

 3 “Çünkü üzümleri tek başıma çiğnedim,

Yanımda halklardan hiç kimse yoktu.

Onları büyük bir öfkeyle çiğneyip durdum,

Gazabımla üzerlerine bastım.+

Kanları giysime sıçradı,

Üzerimdeki her şey lekelendi.

 4 Öç günü için kararımı vermiştim,+

Kullarımı bedelle kurtaracağım yıl gelmişti.

 5 Baktım, fakat yardım edecek kimse yoktu,

Hayret ettim, çünkü destek olan yoktu.

Bunun üzerine Kendi kolumun gücüyle kurtuluş sağladım,*+

Öfkem Bana güç verdi.

 6 Böylece halkları büyük bir öfkeyle çiğnedim,

Gazabımla sarhoş ettim,+

Kanlarını toprağa döktüm.”

 7 Yehova’nın vefalı davranışlarını,

Yehova’nın övgüye değer işlerini anlatacağım.

Çünkü Yehova merhameti ve büyük vefasıyla bizim için çok şey yaptı,+

İsrail halkına birçok iyilik etti.

 8 Çünkü “Onlar Benim halkım, Bana kesinlikle hainlik etmeyecek evlatlar” dedi+

Ve onların kurtarıcısı oldu.+

 9 Ne zaman acı çekseler* O da acı çekti+

Ve özel habercisi* onları kurtardı.+

Eski zamanlarda onları hep sevgi ve şefkatle kurtardı,+

Ayağa kaldırıp taşıdı.+

10 Ama onlar başkaldırdı,+

O’nun kutsal ruhunu kederlendirdiler.+

Bunun üzerine Tanrı onlara düşman kesildi+

Ve onlarla savaştı.+

11 Sonra onlar eski günleri,

Tanrı’nın kulu Musa’nın zamanını hatırlayıp şöyle dediler:

“Sürüsünü çobanlarıyla birlikte+ denizden geçiren+ şimdi nerede?

Ona Kendi kutsal ruhunu veren nerede?+

12 Görkemli koluyla Musa’nın sağ elini destekleyen,+

Kendine sonsuza dek hatırlanacak bir isim yapmak için+ önlerinde suları yaran+ nerede?

13 Tökezlemesinler diye,

Onları kabaran* suların içinden,

Atların kırda* yürüdüğü gibi yürüten nerede?

14 Vadiye inen hayvanlar nasıl ferahlarsa,

Yehova’nın ruhu da onları öyle ferahlattı.”+

Kendine görkemli bir isim yapmak için+

İşte halkına böyle önderlik ettin.

15 Göklerden bak,

Yücelerdeki kutsal ve görkemli meskeninden halimizi gör.

Gayretin, kudretin, merhametin+ ve yüreğinden taşan şefkatin+ nerede?

Bunları bizden esirgedin.

16 Sen bizim Babamızsın ey Yehova,+

İbrahim bizi hiç tanımadıysa da,

İsrail bizi bilmediyse de, Sen Babamızsın.

Kurtarıcımızsın, çok eskiden beri adın budur.+

17 Ey Yehova, neden yolundan sapmamıza izin veriyorsun?*

Neden yüreğimizin katılaşmasına izin veriyor* ve Senden korkmamıza engel oluyorsun?+

Kulların uğruna,

Sahibi olduğun kabileler uğruna bize geri dön.+

18 O topraklar kısa süreliğine kutsal halkının oldu.

Düşmanlarımız Senin kutsal mekânını ayaklar altında çiğnedi.+

19 Senin hiç yönetmediğin,

Hiç adınla anılmamış halklar gibiyiz uzun zamandır.

64 Ah keşke gökleri yarıp yere inseydin de

Senin karşında dağlar sarsılsaydı,

 2 Çalıları tutuşturan,

Suyu kaynatan ateş gibi gelseydin de

Düşmanların Senin adını öğrenseydi

Ve milletler önünde titreseydi!

 3 Hayal bile edemeyeceğimiz hayranlık veren işler yaparak+ yere indin

Ve karşında dağlar sarsıldı.+

 4 Kendisine umut bağlayanlar*+ uğruna harekete geçen Senden başka bir Tanrı yok,

Eski devirlerden beri kimse böyle bir şey duymadı, hiçbir kulak işitmedi,

Hiçbir göz de görmedi.

 5 Sen sevinçle doğru olanı yapanların,

Seni unutmayıp istediğin şekilde yaşayanların hep yardımına koştun.+

Fakat biz sürekli günah işleyerek Seni öfkelendirdik,+

Bunu uzun zaman sürdürdük.

Bu haldeyken kurtulmamız mümkün mü?

 6 Hepimiz kirli* biri gibi olduk

Ve yaptığımız tüm doğru işler de âdet bezi gibi kirli.+

Hepimiz yaprak gibi solup gideceğiz

Ve suçlarımız bizi rüzgâr gibi savurup atacak.

 7 Sana adınla yakaran yok,

Adım atıp Senden yardım isteyen yok,

Çünkü bizden yüz çevirdin,+

Suçumuz yüzünden bizi ezip yok ediyorsun.

 8 Oysa Yehova, Sen bizim Babamızsın.+

Bizler balçığız, Sen ise çömlekçimizsin,*+

Hepimiz Senin elinin eseriyiz.

 9 Ey Yehova, bize çok öfkelenme+

Ve suçumuzu sonsuza dek aklında tutma.

Ne olur bize dönüp bak çünkü bizler Senin halkınız.

10 Kutsal şehirlerin çöle dönmüş.

Sion bir çöl,

Yeruşalim bir harabe olmuş.+

11 Atalarımızın Sana övgüler sunduğu

Kutsal ve görkemli* evimiz* yanmış.+

Değer verdiğimiz her şey harap halde.

12 Ey Yehova bütün bunlar karşısında hâlâ Kendini tutacak mısın?

Suskun kalıp bu kadar eziyet çekmemize göz mü yumacaksın?+

65 “Beni sormayanlara Kendimi tanıttım,

Beni aramayanlara Kendimi buldurdum.+

Bana adımla yakarmayan bir millete ‘Buradayım, buradayım!’ diye seslendim.+

 2 Kötü yolda yürüyen,+

Kendi bildiğinden şaşmayan+ inatçı bir halka+

Bütün gün ellerimi uzattım.

 3 Öyle bir halk ki, yüzüme baka baka Beni öfkelendirip duruyor,+

Bahçelerde kurban kesiyor,+ tuğlalar üzerinde sunu dumanı sunuyorlar.

 4 Mezarlıklarda oturuyor+

Ve geceyi gizli yerlerde* geçiriyorlar,

Domuz eti yiyor,+

Kaplarını iğrenç* etlerin suyuyla dolduruyorlar.+

 5 Başkalarına ‘Uzak dur, bana yaklaşma,

Çünkü ben senden daha kutsalım’* diyorlar.

Böyleleri yüzünden burnumdan soluyorum, öfkem bütün gün yanan ateş gibi.*

 6 Bakın, önümde her şey yazılı.

Susmayacağım, yaptıklarının karşılığını vereceğim.

Karşılıklarını bol bol vereceğim,+

 7 Hem kendi suçlarının hem de atalarının suçlarının karşılığını”+ diyor Yehova.

“Dağlar üzerinde sunu dumanı sunduklarından

Ve tepeler üzerinde Beni aşağıladıklarından,+

İlk iş olarak ücretlerini bol bol vereceğim.”

 8 Yehova şunu diyor:

“Bir kişi nasıl bağda yeni şarap yapılabilecek bir salkım bulduğunda,

‘Onu atıp mahvetmeyin, içinde iyisi de var’ derse,

Ben de kullarım için öyle yapacağım,

Hepsini mahvetmeyeceğim.+

 9 Yakup’tan bir soy çıkaracağım,

Evet, dağlarımı miras alacak olanları Yahuda’dan çıkaracağım.+

Seçtiklerim o toprağın sahibi olacak,

Kullarım orada oturacak.+

10 Beni arayan halkım için,

Şaron,+ koyunların otladığı,

Akor Vadisi+ de sığırların dinlendiği bir yer olacak.

11 Ama siz Beni, Yehova’yı bırakan bir halksınız,+

Kutsal dağımı unuttunuz,+

Şans tanrısına sofra kuruyor,

Kader tanrısına baharatlı şarap dolduruyorsunuz.

12 Ben de sizin kaderinizi kılıcın eline teslim edeceğim,+

Kılıçtan geçirilmek üzere hepiniz diz çökeceksiniz.+

Çünkü size seslendim ama cevap vermediniz,

Konuştum ama dinlemediniz,+

Gözümde kötü olanı yapmaya devam ettiniz,

Hoşlanmadığım şeyleri seçtiniz.”+

13 Bu yüzden Ulu Rab Yehova şöyle diyor:

“İşte! Kullarım yiyecek ama siz aç kalacaksınız.+

Kullarım içecek+ ama siz susuz kalacaksınız.

Kullarım sevinecek+ ama siz utanacaksınız.+

14 Kullarım yüreklerinden taşan mutluluğu sevinçle haykıracak,

Siz ise yüreğinizdeki acıdan feryat edecek,

Çökmüş bir ruh haliyle ağlayıp inleyeceksiniz.

15 Seçtiklerimin lanet ederken kullanacağı bir isim bırakacaksınız geride.

Ulu Rab Yehova sizi teker teker öldürecek,

Kendi kullarına ise başka bir isim verecek.+

16 O zaman yeryüzünde kim kendisi için bereket isterse,

Hakikat* Tanrısı ona bunu verecek,

Yeryüzünde kim yemin ederse,

Hakikat Tanrısının üzerine yemin edecek.+

Çünkü geçmişteki sıkıntılar unutulacak,

Onlar gözümün önünden kaybolacak.+

17 Çünkü işte, Ben yeni gökler ve yeni bir yer yaratıyorum.+

Önceki şeyler hatırlanmayacak,

Geçmişteki anılar artık acı vermeyecek.+

18 Bu yüzden, şu an yarattığımla mutlu olun, sonsuza dek sevinin!

İşte Ben sevinç kaynağı olarak Yeruşalim’i,

Mutluluk kaynağı olarak onun halkını yaratıyorum.+

19 Yeruşalim’le sevinecek, halkımla mutlu olacağım.+

Orada ağlayış sesi ya da feryatlar artık işitilmeyecek.”+

20 “Artık orada ömrü yalnızca birkaç gün sürmüş bir bebek

Ya da ömrünü doldurmamış yaşlı bir adam olmayacak.

Çünkü biri yüz yaşında bile ölse çocuk yaşta ölmüş olacak,

Günah işleyen yüz yaşında bile olsa lanetli sayılacak.*

21 Evler yapacak ve içinde oturacaklar,+

Bağlar kuracak ve meyvesini yiyecekler.+

22 Yaptıkları evde başkası oturmayacak,

Kurdukları bağın meyvesini başkası yemeyecek.

Halkımın ömrü ağacın ömrü gibi uzun olacak,+

Seçtiklerim ellerinin eserlerini doya doya kullanacaklar.

23 Boş yere emek vermeyecekler,+

Acı çeksin diye çocuk doğurmayacaklar,

Çünkü onlar Yehova’dan nimet gören soydur,+

Çocukları da öyle.+

24 Onlar daha seslenmeden Ben cevap vereceğim,

Sözleri daha bitmeden harekete geçeceğim.

25 Kurtla kuzu birlikte otlayacak,

Aslan sığır gibi saman yiyecek,+

Yılanın yiyeceği ise toprak olacak.

Kutsal dağımın hiçbir yerinde zarara ya da yıkıma yol açmayacaklar”+ diyor Yehova.

66 “Gökler Benim tahtım, yeryüzü ise ayaklarıma basamaktır.*+

Siz Bana nerede ev yapabilirsiniz?+

Bana mekân olabilecek bir yer var mı?” diyor Yehova.+

 2 “Tüm bunları zaten Kendi ellerimle yaptım,

Hepsi bu sayede var oldu” diyor Yehova.+

“Bu nedenle Ben alçakgönüllüye, pişmanlıkla ezilen yüreğe

Ve sözümden korkup titreyene* dönüp bakarım.+

 3 Boğa kesen, adam öldürenden farksız.+

Koyun kurban eden, köpeğin boynunu kırandan farksız.+

Armağan sunan, domuz kanı sunandan farksız.+

Anma sunusu olarak akgünlük yakan,+ büyülü sözlerle bereket dileyenden* farksız.+

Onlar gidecekleri yolu seçtiler,

İğrenç şeylerden zevk alıyorlar.

 4 Bu yüzden Ben de onları cezalandırmak için bir yol seçeceğim,+

Korktukları şeyleri başlarına getireceğim.

Çünkü seslendiğimde cevap veren olmadı,

Konuştuğumda dinleyen çıkmadı.+

Gözümde kötü olanı yapmaya devam ettiler,

Hoşlanmadığım şeyleri seçtiler.”+

 5 Siz, Tanrı’nın sözünden korkup titreyenler, Yehova’nın sözüne kulak verin:

“Sizden nefret eden ve Benim ismim yüzünden sizi dışlayan kardeşleriniz ‘Yehova yüceltilsin!’ dediler.+

Ama O Kendini gösterince sevinen siz olacaksınız,

Onlar ise utandırılacak.”+

 6 Şehirden kargaşa sesi geliyor, mabetten bir ses yükseliyor!

Çünkü Yehova, düşmanlarına hak ettikleri karşılığı veriyor.

 7 O kadın daha sancıları başlamadan doğurdu.+

Daha ağrıları tutmadan bir oğlu oldu.

 8 Kim böyle bir şey duydu?

Kim böyle şeyler gördü?

Bir ülke bir günde doğar mı?

Bir millet bir anda ortaya çıkar mı?

Ama Sion, ağrısı tutar tutmaz oğullarını doğurdu.

 9 “Ben doğumu başlatır da devamını getirmez miyim?” diyor Yehova.

“Doğumu başlatıp da rahmi kapar mıyım?” diyor Tanrın.

10 Siz Yeruşalim’i sevenler,+ onunla sevinin, onunla sevinçten coşun.+

Siz onun için yas tutanlar, onunla büyük bir mutluluk duyun,

11 Çünkü o sizi emzirip tesellisiyle güzelce doyuracak

Ve onun uçsuz bucaksız görkeminden doya doya içip

Büyük bir mutluluğa ereceksiniz.

12 Çünkü Yehova şöyle diyor:

“Barışı ırmak gibi,+

Milletlerin görkemini taşkın sular gibi ona akıtıyorum.+

O sizi emzirecek, kucağında taşıyacak

Ve dizleri üzerinde hoplatacak.

13 Oğlunu teselli eden bir anne gibi,

Ben de sizi teselli etmeyi bırakmayacağım+

Ve Yeruşalim’e olanlardan sonra teselli bulacaksınız.+

14 Bunu göreceksiniz ve yüreğiniz sevinçten coşacak,

Kemikleriniz taze ot gibi canlanacak.

Yehova’nın elinin üzerlerinde olduğunu kulları bilecek,

Düşmanlarına gelince, O hepsini lanetleyecek.”+

15 “Çünkü Yehova onları büyük öfkesiyle cezalandırmak,

Alev alev yanan ateşle+ azarlamak için gelecek,+

O bir ateş gibi, savaş arabaları da kasırga gibi ilerleyecek.+

16 Yehova hükmünü ateşle yerine getirecek,

Evet, bütün insanlara karşı kılıç kaldıracak,

Yehova’nın öldürdükleri çok olacak.

17 Ortada duranın peşinden bahçelere* girmek için hazırlanıp arınanların;+ domuz,+ fare+ ve başka iğrenç şeyler yiyenlerin hepsinin sonu gelecek” diyor Yehova. 18 “Yaptıklarını da düşüncelerini de bildiğimden bütün milletlerden ve dillerden insanları bir araya toplamak için geliyorum. Onlar gelip yüceliğimi görecekler.”

19 “Aralarında olağanüstü bir iş yapacağım ve kaçıp kurtulanlardan bazılarını Benim hakkımda hiçbir şey duymamış, yüceliğimi hiç görmemiş milletlere; evet, Tarşiş’e,+ Pul’a ve Lud’a,+ yani yay çekenlere, Tubal ile Yavan’a+ ve uzaktaki adalara göndereceğim. Yüceliğimi milletler arasında duyuracaklar.+ 20 Onlar Yehova’ya armağan olarak tüm kardeşlerinizi milletlerin arasından çıkaracak;+ atlarla, arabalarla, tahtırevanlarla,* katırlarla ve hızla yol alan develerle kutsal dağıma, Yeruşalim’e getirecekler” diyor Yehova, “Tıpkı İsrailoğullarının Yehova’nın mabedine temiz kaplar içinde armağan getirdikleri zaman olduğu gibi.”

21 “Bazılarını kâhin ve Levioğlu olması için alacağım” diyor Yehova.

22 “Yapacağım yeni gökler ve yeni yer+ karşımda nasıl durmaya devam edecekse, soyunuz ve adınız da öyle duracak”, Yehova’nın sözü.+

23 “Her Yeniay’da ve her Sebt gününde,

Herkes gelip önümde eğilecek”*+ diyor Yehova.

24 “Onlar dışarı çıkıp Bana isyan eden adamların cesetlerine bakacaklar.

Çünkü o cesetlerin üzerindeki kurtçuklar ölmeyecek,

Onları yakan ateş sönmeyecek+

Ve bütün insanlar onlardan iğrenecek.”

Anlamı, “Kurtuluş Yehova’dandır.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “sıkılıp temizlenmiş.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “Orduların.”

Ya da “rehberliğine.”

Sözlük kısmındaki “yakılan sunu” maddesine bakın.

Sözlük kısmındaki “tahıl sunusu” maddesine bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmındaki “Yeniay” ve “Sebt” maddelerine bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Eritilen metalden ayrıştırılan atık madde.

Ya da “bedelle kurtulacak.”

Anlaşılan, putperest tapınmayla bağlantılı ağaçlar ve bahçeler kastediliyor.

Ya da “keten lifi.”

Orijinal dilde: “evinin.”

Ya da “rehberlik.”

Toprak sürmek için kullanılan tarım aleti.

Ya da “Göklerin.”

Yani, sivrifarelere. Çok yiyen küçük bir memeli türü.

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “istikrarsız.”

Ya da “Kolye uçlarının.”

Ya da “göğüs kuşaklarının.”

Ya da “kabuklardan yapılan tılsımlı süslerin.”

Ya da “iç giysilerin.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “urgan.”

Sözlük kısmına bakın.

Yani, evlenmemiş ve çocuksuz olmanın utancından.

Ya da “güzelliği.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “arındıran.”

Sözlük kısmındaki “üzüm teknesi” maddesine bakın.

Orijinal dilde: “10 alan.” Bir alan yaklaşık 4 dönümdür. İbranice ifade toprağı süren öküzlerin tarlada bir günde katedebildiği alana atfeder.

“1 bat” 22 L. Ek B14’e bakın.

“1 homer” 220 L. “1 efa” 22 L.

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “soylularıyla.”

Ya da “adaletiyle.”

Sözlük kısmına bakın.

Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap.

Ya da “rehberliğini.”

Ya da “sancak direğiyle.”

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “soy.”

Ya da “Suriye.” Sözlük kısmındaki “Aram” maddesine bakın.

Alternatif çeviri: “geçiremedi.”

Anlamı, “Sadece bir artakalan dönecek.”

Alternatif çeviri: “dehşete düşürelim.”

Ya da “duvarlarında oyuk açalım.”

Sözlük kısmına bakın.

Anlamı, “Tanrı bizimle.”

Fırat Irmağı.

Orijinal dilde: “ölümlü insanın kalemiyle.”

Olası anlamı, “ganimete koşmak, yağmaya hızla gelmek.”

Sözlük kısmına bakın.

Şiloah bir su kanalıydı.

Fırat Irmağı’nın.

İş 7:14’e bakın.

İbranicesi İmmanuel. İş 7:14; 8:8’e bakın.

Ya da “Rehberliğin.”

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “Öğütçü.”

Ya da “Tanrısal Varlık.”

Ya da “Yehova’nın gayretiyle.”

Ya da “Cümbez.” Bir tür incir ağacı.

Orijinal dilde: “arkadan.”

Orijinal dilde: “onlara vuran.”

Alternatif çeviri: “Hurma dalını.”

Ya da “insanların zararına.”

Ya da “ceza.”

Ya da “Gurur duyduğunuz şeyleri.”

Yakacak olarak kullanılan ya da kralların meshedildiği yağ olabilir.

Sözlük kısmındaki “kutsal ruh” maddesine bakın.

Ya da “doğrulukla.”

Alternatif çeviri: “Buzağı ve aslan birlikte otlayacak.”

Ya da “Yesse’nin ailesinden biri.”

Ya da “işaret direği.”

Ya da “onu arayacak.”

Babil.

Alternatif çeviri: “kurutacak.”

Fırat Irmağı.

Alternatif çeviri: “onu yedi kola bölecek.”

“Yah” Yehova isminin kısaltılmış halidir.

Ya da “Kesil takımyıldızları.” Avcı (Orion) takımyıldızına ve çevresindeki takımyıldızlara atfediyor olabilir.

Alternatif çeviri: “Keçi görünümlü cinler.”

Ya da “memleketlerinde rahata kavuşturacak.”

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Orijinal dilde: “Toplantı dağında.”

Sözlük kısmına bakın.

Orijinal dilde: “evinde.”

Ya da “dal.”

Ya da “ok gibi fırlayan zehirli yılan.”

Sözlük kısmındaki “yüksek yer” maddesine bakın.

Ya da “vefalı sevgiyle.” Sözlük kısmındaki “vefa” maddesine bakın.

Ya da “kırmızı üzüm dolu dalları.”

Alternatif çeviri: “hasadınız üzerine savaş naraları çöktü.”

Ya da “Kiralık bir işçinin yapacağı gibi titizlikle hesaplanan üç yıl içinde.”

Sözlük kısmındaki “kutsal direk” maddesine bakın.

Yeruşalim kastediliyor.

Ya da “yabancı bir tanrının.”

Ya da “devedikeni.”

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Orijinal dilde: “boynuz.” Sözlük kısmındaki “boynuz” maddesine bakın.

Alternatif çeviri: “meskenimden.”

Orijinal dilde: “Beyaz.”

Ya da “Memfis.”

Alternatif çeviri: “hurma dalının da kamışın da.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “komutanı.”

Ya da “utancını.”

Ya da “güzelliğine hayran olanlar.”

Anlaşılan eski Babil’in bulunduğu bölgeye atfediyor.

Orijinal dilde: “belime şiddetli ağrılar saplanıyor.”

Ya da “yağlayın.” Sözlük kısmındaki “meshetmek” maddesine bakın.

Anlamı, “sessizlik.”

Ya da “Çöl.”

Ya da “kiralık bir işçinin yapacağı gibi titizlikle hesaplanan bir yıl içinde.”

Anlaşılan Yeruşalim’e atfediyor.

Orijinal dilde: “Halkım kızının.” Bu kişileştirme, acıma ve şefkat ifadesi olabilir.

Ya da “atlıları.”

Ya da “Atlılar.”

Ya da “yönettiğin bölgeyi.”

Orijinal dilde: “ağırlık.”

Anlaşılan burada Şebna’ya atfediyor.

Nil Irmağı’nın bir kolu.

Orijinal dilde: “tohumu.”

Ya da “tersane.”

“Sayda kızı” şiirsel bir ifadedir ve genellikle Sayda şehrine ya da halkına atfeder.

Anlaşılan, Yahuda ve Yeruşalim kastediliyor.

Alternatif çeviri: “kuruyor.”

Ya da “Devirler önce yapılan.”

Sözlük kısmına bakın.

Alternatif çeviri: “kuruyor.”

Ya da “Batıdan.”

Ya da “Doğuda.”

Ya da “Dinlenmiş.”

Ya da “peçeyi.”

Sözlük kısmına bakın.

Alternatif çeviri: “Kararlı tutuma sahip olanları.”

Sözlük kısmına bakın.

“Yah” Yehova isminin kısaltılmış halidir.

Ya da “düz yolda.”

Ya da “gayretle.”

Alternatif çeviri: “ebegümeci üzerindeki.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “köpüklenen şarap.”

Fırat Irmağı.

Anlaşılan başkent Samiriye’ye atfediyor.

Orijinal dilde: “Ölçü ipi.”

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmındaki “köşe taşı” maddesine bakın.

Ya da “çekül.” Tesviye aleti bir yüzeyi düzlemek için, çekül de duvarın düz olup olmadığını tespit etmek için kullanılan alettir.

Sözlük kısmına bakın.

Alternatif çeviri: “Anladıklarında dehşete düşecekler.”

Ya da “insanı terbiye eder; cezalandırır.”

Ekinin sapıyla tanelerini ayırmak için kullanılan, altına keskin taşlar çakılmış kızak biçiminde araç.

Ya da “öğütleri.”

Ya da “hikmeti büyük olan.”

Olası anlamı, “Tanrı’nın sunağının ocağı”, anlaşılan Yeruşalim kastediliyor.

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmındaki “şehir kapısı” maddesine bakın.

Orijinal dilde: “içecek sunusu dökenlerin”, anlaşılan bu ifade anlaşma yapmaya atfediyor.

Ya da “ok gibi fırlayan zehirli yılanların.”

Ya da “rehberliğini.”

Alternatif çeviri: “sarnıçtan.”

Alternatif çeviri: “Pislik!”

Büyük bir çatal biçiminde tahtadan tarım aracı.

Ya da “kendinizi arındırdığınız.”

Ya da “flüt eşliğinde.”

Burada “Tofet” ifadesiyle, yok oluşu simgeleyen ve alev alev yanan mecazi bir yer kastediliyor.

Ya da “atlılara.”

Ya da “Ateşi.”

Ya da “saygısızlık etmek.”

Ya da “asil.”

Orijinal dilde: “senin dönemlerinde.”

Alternatif çeviri: “O’nun verdiği.”

Anlaşılan Yahuda kastediliyor.

Orijinal dilde: “Ruhunuz.”

Ya da “yükseklerdeki.”

Ya da “düşüneceksin.”

Sözlük kısmına bakın.

Anlaşılan Edom’un başkenti Botsra kastediliyor.

Bir duvarın düz olup olmadığını tespit etmek için kullanılan inşaat aleti.

Alternatif çeviri: “keçi görünümlü cinler.”

Bir gece kuşu türü.

Ya da “safran.”

Ya da “başsâkiyi.” Yani krala içki sunan saray memurlarının başını.

Ya da “aşağılama.”

Orijinal dilde: “onu.”

Sözlük kısmına bakın.

Alternatif çeviri: “arasında.”

Ya da “Nil kanallarını.”

Orijinal dilde: “yapıldı.”

Hizkiya kastediliyor.

Ya da “hasadın dökülen tanelerinden.”

Ya da “Yehova’nın gayretiyle.”

Ya da “Sarayına.”

Bu, güneş saati gibi zamanı hesaplamak için kullanılan bir merdiven olabilir.

Sözlük kısmına bakın.

“Yah” Yehova isminin kısaltılmış halidir.

Alternatif çeviri: “turnanın.”

Orijinal dilde: “güvencem.”

Ya da “ağırbaşlı olacağım.”

Yani, Tanrı’nın söyledikleri ve yaptıkları.

Ya da “gözünün önünden kaldırdın.”

Sözlük kısmına bakın.

Orijinal dilde: “hakikat.”

Ya da “iki kat.”

Ya da “hazırlayın!”

Ya da “ruhunu.”

Ya da “Vereceği ücreti.”

Alternatif çeviri: “kavrayabilen.”

Ya da “küresinin.”

Ya da “hükümdarlarını.”

Üzerinde maden dövülen demir araç.

Savunmasız ve zavallı durumda olması kastediliyor.

Ya da “seni bedelle kurtaran.”

Ekinin sapıyla tanelerini ayırmak için kullanılan, altına keskin taşlar çakılmış kızak biçiminde araç.

Orijinal dilde: “tahıl kabuğu.”

Orijinal dilde: “İlk başta.”

Sözlük kısmındaki “kutsal ruh” maddesine bakın.

Ya da “rehberliğini.”

Orijinal dilde: “ruh.” Sözlük kısmındaki “ruh” maddesine bakın.

Ya da “doğruluğum.”

Ya da “halklar için bir güvence.”

Ya da “kuru toprağa.”

Ya da “Rehberliğin.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “Onların tanrılarından hangisi.”

Gelecekte olacak ilk olaylar kastediliyor olabilir.

Ya da “güvenin.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “isyankârlığını.”

Kanun öğretmenlerine atfediyor olabilir.

Anlamı, “doğru olan.” İsrail’e onur vermek için kullanılan bir ifade.

Ya da “susamış toprağa su dökeceğim.”

Yani, putlar.

Ya da “döküm putu.”

Ya da “tapınağa.”

Ya da “Sahte peygamberlerin.”

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmındaki “meshetmek” maddesine bakın.

Ya da “Bakır.”

Ya da “Kendisine şekil veren Kişiyle.”

Alternatif çeviri: “Ya da balçık ‘Eserinin kulpları yok!’ diyebilir mi?”

Alternatif çeviri: “işçileri.”

Alternatif çeviri: “tüccarları.”

Alternatif çeviri: “boş kalsın diye.”

Orijinal dilde: “Doğru.”

Yani, hayvanların taşıdığı putları.

Orijinal dilde: “İlk başta.”

Ya da “Amacım.”

Alternatif çeviri: “Kimseyi esirgemeyeceğim.”

Orijinal dilde: “boyunduruk.”

Alternatif çeviri: “Yaptığın onca büyücülüğe ve bütün o güçlü tılsımlarına rağmen.”

Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap.

Alternatif çeviri: “Yahuda soyundan gelen.”

Orijinal dilde: “İlk başta.”

Ya da “Boyun kirişinin.”

Ya da “inceleyip.” Alternatif çeviri: “seçip.”

Ya da “Hangi tanrı.”

Koreş’i.

Sözlük kısmına bakın.

Orijinal dilde: “Ağzımı.”

Ya da “Yehova benim için adaleti sağlayacak.”

Ya da “Ücretimi.”

Ya da “Halka bir güvence.”

Alternatif çeviri: “Çıplak tepelerde.”

Orijinal dilde: “ayağının tozunu yalayacaklar.”

Alternatif çeviri: “Yorgun insanı nasıl güçlendireceğimi.”

Orijinal dilde: “eğitilenlerin dilini.”

Ya da “bana anlayış verdi.”

Ya da “benimle uğraşabilir?”

Ya da “Hadi yüzleşelim.”

Ya da “doğum sancılarıyla doğuran.”

Ya da “Rehberliğimi.”

Alternatif çeviri: “Kurtçuk.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “Etrafını kuşatanların.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “zaferi.”

Ya da “kralların nutku tutulacak.”

Alternatif çeviri: “Duyduğumuz.”

Orijinal dilde: “O.”

Orijinal dilde buradaki “o” zamiriyle Tanrı ya da bir gözlemci kastediliyor olabilir.

Ya da “Gönülleri fetheden özel bir görünüşü yok.”

Alternatif çeviri: “Adeta insanların yüz çevirdiği biriydi.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “yaşamının.”

Ya da “öldürüldü.”

Ya da “Hiçbir zorbalık.”

Ya da “biri mezar verecek.”

Orijinal dilde: “zengin bir adamın.”

Ya da “arzu eden.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “Alın teriyle kazandığınız parayı.”

Ya da “güvenilirdir.”

Orijinal dilde: “işaret.”

Sözlük kısmına bakın.

Alternatif çeviri: “doğru insanın ölüp gitmekle felaketten kurtulduğunu.”

Sözlük kısmındaki “içecek sunusu” maddesine bakın.

Ya da “teselli bulayım?”

Putperest tapınmaya atfediyor olabilir.

Yabancı bir milletin kralına ya da sahte bir tanrıya atfediyor olabilir.

Sözlük kısmına bakın.

Orijinal dilde: “yorulmak.”

Ya da “yaptıklarını görmezden geldim.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “zevkinizin.”

Ya da “dürüstlük.”

Ya da “kolunun gücü O’nun adına zafer kazandı.”

Ya da “Bedelle kurtaran.”

Ya da “senin doğan gününün parlaklığına.”

Ya da “Yuva deliklerine.”

Ya da “yine eskisi gibi.”

Orijinal dilde: “Yehova’nın ismine.”

Ya da “güzelleştireceğim.”

Ya da “amir.”

Sözlük kısmındaki “meshetmek” maddesine bakın.

Ya da “iyilik; merhamet.”

Ya da “güzelliğine güzellik.”

Ya da “zenginliğiyle.”

Ya da “pay.”

Ya da “Vereceği ücreti.”

Alternatif çeviri: “parlak kırmızı.”

Ya da “zafer kazandım.”

Ya da “sıkılsalar.”

Ya da “huzurundaki melek.”

Ya da “derin.”

Ya da “bozkırda.”

Ya da “sebep oluyorsun?”

Orijinal dilde: “yüreğimizi katılaştırıyor.”

Ya da “Kendisini sabırla bekleyenler.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “bize şekil verensin.”

Ya da “güzel.”

Ya da “mabedimiz.”

Alternatif çeviri: “bekçi kulübelerinde.”

Ya da “kirli.” Sözlük kısmındaki “kirli” maddesine bakın.

Alternatif çeviri: “Kutsallığım sana da geçmesin.”

Orijinal dilde: “Böyleleri burnumda duman, bütün gün yanan ateştir.”

Ya da “Sadakat.” Orijinal dilde: “Amin.”

Alternatif çeviri: “Yüz yaşına gelmeden ölen biri lanetli sayılacak.”

Orijinal dilde: “ayak taburemdir.”

Ya da “sözüme derin bir saygı duyana.”

Alternatif çeviri: “bir putu yüceltenden.”

Yani, putlara tapınmak için kullanılan bahçeler.

Nüfuzlu kişilerin omuzda veya hayvan sırtında taşındığı üstü örtülü araç.

Ya da “Bana ibadet edecek.”

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş